Beyin ve kalb gibi hayatî organlarla karşılaştırıldığında, insan ayağı pek önem verilmeyen bir uzuvdur. Ancak ayak; 26 kemik, 33 eklem ve 100’den fazla kas ve ligamentten yapılmış çok grift bir yapıdır. İnsan vücudunda bulunan kemiklerin yaklaşık dörtte biri, eklemlerin ise yaklaşık beşte biri, iki ayakta yer alır. Ayak, vücut ağırlığını taşımak ve yürümek gibi elzem fonksiyonları ifa eder. Leonardo da Vinci, insan ayağını bir mühendislik ve sanat şaheseri olarak tanımlar.
Sağlıklı bir insan günde yaklaşık 5000 adım atar. 80 yıllık bir ömür göz önüne alındığında bir insan, yaklaşık 150 milyon adım yürür. Her adımın 75 cm olduğu varsayılırsa, bir insan hayatı boyunca yaklaşık 110.000 kilometre yürümektedir. Bu da ekvatorun etrafında yaklaşık üç defa dolaşmak demektir. Bir insan günde ortalama üç saat ayakta durur. Bu aktiviteler sırasında insan ayağı bütün vücut ağırlığını taşır. Ayakta dururken vücut ağırlığı iki ayak tarafından desteklenirken, yürüme ve koşma gibi faaliyetlerde belirli bir süre boyunca vücut ağırlığı sadece bir ayak tarafından kaldırılır. Ayakta durma hâlinde ayaklar vücut ağırlığının %100’ünü taşırken, yürüme hâlinde bu oran %150’ye kadar çıkmaktadır. Yürüme sırasında yerden kalkan ayak, yere tekrar değerken yerçekimiyle aynı yönde bir ivmelenme gösterir. Bu yüzden ayağın yere değdiği andaki çarpma kuvveti, vücut ağırlığının %150’sine tekabül eder. Koşma ve zıplama gibi şiddetli etki durumlarında ise bu kuvvet, vücut ağırlığının beş katına, bazı insanlarda ise 10 katına kadar çıkar. 70 kg ağırlığındaki bir insan için bu kuvvet, yürüme hâlinde 105 kg, koşma veya zıplama hâlinde ise 350 kg olabilmektedir. Bir saat boyunca yürüyen bir insanın 5000 adım attığı varsayılırsa, ayak yaklaşık 500 tonluk bir yük çekmektedir (5000 adım x 105 kg). Koşma hâlinde ise bu rakam yaklaşık üç kat artacaktır.
Bu kadar fazla yüke maruz kalan ayak, muhteşem bir yapıda yaratılmıştır. Ayakta iki farklı kemer tasarımı mevcuttur. Bunlardan bir tanesi, “boyuna kemer” denilen yapıdır ve topuk kemiğinden başlayıp ayak tarağı kemiklerinde biter (1. Şekil). Boyuna kemer, ortaya ve yana doğru kemer şeklinde iki kısma ayrılır. Ayaktaki ikinci kemer ise “enine kemer” olarak adlandırılır. Bu kemer, ayağın sağ tarafından sol tarafına doğru olup daha kısadır (2. Şekil).
Ayağın yapısı, bir kemer köprüye veya baraja benzetilebilir. Kemer yapı, dikey yüklere karşı en mukavemetli yapı olarak bilinmektedir. Bunun sebebi, kemer tasarımının dikey yüke maruz kaldığında, sıkıştırma kuvvetlerine karşı olan direncidir. Bu yüzden hidroelektrik barajları kemer veya yay şeklinde yapılıp hidrostatik basınca karşı en dirençli model hedeflenir.
Yazının Kaynağı: Çağlayan Dergisi https://caglayandergisi.com/2020/11/01/bir-sanat-ve-hikmet-saheseri-ayak/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder