Avrupa Komisyonu’nun Türkiye raporu, yargı bağımsızlığı siyasi tutuklular, yolsuzlukla mücadele edilmemesi, kötü insan hakları karnesi, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davalarında, AİHM kararlarının uygulanmaması gibi konularda ağır eleştiriler içeriyor. Rapora Dışişleri Bakanlığı yazılı bir açıklama ile tepki gösterdi.
BOLD – Avrupa Birliği (AB) bu yılki Türkiye Raporu ile İletişim ve Strateji Belgelerini yayınladı. Türkiye’nin demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi eksikliklerin bulunduğunun belirtildiği raporda, “Raporlama döneminde demokratik gerileme devam etmiştir. Başkanlık sisteminin yapısal eksiklikleri devam etmiştir. Avrupa Konseyi ve organlarının temel tavsiyelerinin halen ele alınmayı beklemektedir. Parlamentonun, hükümete hesap sormak için gerekli araçlardan yoksunluğu sürmüştür. Anayasal yapı yürütme, yasama ve yargı arasında sağlam ve etkin bir güçler ayrılığı sağlanmadan, yetkileri Cumhurbaşkanlığı düzeyinde merkezileştirmeye devam etmiştir. Etkin bir kontrol ve denge mekanizmasının yokluğunda, yürütme organının demokratik hesap verebilirliği seçimlerle sınırlı kalmaktadır” denildi.
HDP’NİN KAPATILMASI
HDP’nin kapatılma davasının da geniş yer bulduğu raporda, “Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Türkiye’deki ikinci büyük muhalefet partisini kapatmaya yönelik iddianamesini kabul etmesi de dâhil olmak üzere, muhalefet partilerinin hedef alınması devam etmiştir ve bu da siyasi çoğulculuğun zayıflamasına katkıda bulunmuştur” ifadelerini kullanıldı.
OHAL ETKİSİ DEVAM EDİYOR
Olağanüstü Hal’in (OHAL) etkisinin sürdüğünün belirtildiği raporda, “Temmuz 2018’de sona ermesine rağmen, hükümet mercilerine olağanüstü yetkiler tanıyan ve olağanüstü halin bazı kısıtlayıcı unsurlarını muhafaza eden bazı yasal hükümler, yasaların bir parçası olmayı sürdürmüş; bu durumun, demokrasi ve temel haklar üzerindeki ciddi etkisi devam etmiştir. Temmuz 2021’de Türkiye parlamentosu, olağanüstü halin bu kısıtlayıcı unsurlarının süresini bir yıl daha uzatan bir yasa tasarısını onaylamıştır. Olağanüstü Hal Soruşturma Komisyonu, olağanüstü hal döneminde KHK ile ihraç edilen kamu görevlilerine ilişkin dosya yükünü henüz nihayetlendirememiştir” denildi.
BELEDİYELERE BASKI
Raporda ayrıca muhalif belediyelere baskının arttığı da ter aldık. Raporda, “Hükümetin, muhalefet partilerinin belediye başkanlarına yaptığı baskı, yerel demokrasiyi daha da zayıflatmıştır. Muhalefet partilerinden belediye başkanları idari ve adli soruşturmalarla karşı karşıya kalmıştır. Güneydoğuda, zorla görevden alınan belediye başkanlarının yerine hükümet tarafından kayyum atanmasına devam edilmiş; vatandaşlara seçtikleri tarafından temsil edilme hakkı tanınmamıştır. Birçok durumda, göreve gelen kayyumlar belediye meclislerini askıya almıştır. Yüzlerce yerel politikacı ve seçilmiş yetkili, terörle bağlantılı suçlamalarla tutuklanmıştır. Terörle mücadele hükümetin meşru hakkıdır; bunu yaparken hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve temel özgürlüklere uygun davranılması esastır. Terörle mücadele tedbirleri orantılı olmalıdır” denildi.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI YOK
Raporda, yargıda 2016 yılından başlayarak görülen ciddi gerilemenin devam ettiği vurgulanarak, “Özellikle yargının sistematik olarak bağımsızlıktan yoksun olması ve hâkimler ve savcılar üzerindeki aşırı baskı konusundaki endişeler devam etmektedir. Yeni insan hakları eylem planında, yargı bağımsızlığıyla ilgili önemli eksikliklerin hiçbiri ele alınmamaktadır. Özellikle, Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu ve Avrupa Konseyi’nin uzun süredir devam eden tavsiyeleri olarak kuvvetler ayrılığı ilkesine saygıyı iyileştirmek veya Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısı ile üyelerinin seçim sürecini iyileştirmek için hiçbir tedbir öngörülmemiştir. Darbe girişimi sonrası ihraç edilen hâkim ve savcıların hiçbiri, beraat etmelerine rağmen görevlerine iade edilmemiştir. Hâkim ve savcıların işe alınması ve terfi ettirilmesinde objektif, liyakate dayalı, tek tip ve önceden belirlenmiş kriterlerin olmayışı, bir endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Sulh ceza hâkimliği kurumunun yetkileri ve uygulamalarıyla ilgili endişeler devam etti” denildi.
Raporda ayrıca, siyasi tutukluların durumu, yolsuzlukla mücadelede atım atılmaması, insan haklarındaki kötü gidiş, Türkiye’nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davalarında, AİHM kararlarını uygulamayı reddetmesi gibi konularda eleştirildi.
DIŞİŞLERİNDEN TEPKİ
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Komisyonu Türkiye Raporu’na tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada; “Ülkemizle ilişkilerde yine çifte standartlı yaklaşımın sergilendiği bir Türkiye Raporu yayımlanmıştır. Mesnetsiz iddiaları ve haksız eleştirileri kabul etmiyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Dışişleri Bakanlığının açıklamasının sonunda şu ifadeler kullanıldı: “Türkiye, AB’ye üyelik yönündeki stratejik tercihini en güçlü şekilde sürdürmektedir. Bunun en somut örneği Yargı Reformu Stratejisi, İnsan Hakları Eylem Planı, AB’ye Katılım için Ulusal Eylem Planı ve başta Paris İklim Anlaşmasının onaylanması olmak üzere, Avrupa Yeşil Gündemi çerçevesinde attığımız kararlı adımlardır.AB’nin, ortak genel çıkarlarımızı dikkate alarak, Türkiye’yi günlük al-ver ilişkisi yapılacak bir ortak olarak değil, müzakere eden bir aday ülke olarak görmesi ve ahde vefa ilkesi doğrultusunda bunun gereklerini yerine getirmesi herkesin yararına olacaktır.”
Trol maaşlarına zam! Damadın istemediği Fahrettin Altun’un bütçesinde büyük artış
AB’den Dışişlerini kızdıran Türkiye raporu: Yargı bağımsız değil, demokratik gerileme sürüyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder