Şenol Güneş Avrupa Şampiyonasında iz bırakmak istediklerini söyledi. Güneş, bir daha kulüp takımı çalıştırmayacağını kaydederek EURO 2020’de maçları Azerbaycan’da oynayacakları için de sevindiğini açıkladı.
BOLD – A Milli Takım teknik direktörü Şenol Güneş, Milli Takımın başına geçişini, Euro 2020’ye gidiş sürecini anlattı. İyi futbol oynamak için çaba gösterdiklerini belirten tecrübeli çalıştırıcı, Lucescu’dan önce Ay-Yıldızlı takımın başına geçme durumu olduğunu ancak o dönem şartların oluşmadığını kaydetti. Avrupa Şampiyonasının 10 kampının ailelerle olacağını aktaran Güneş, futbol eğitimine 8-10 yıl geriden başladıklarını da aktardı. İşte Şenol Güneş’in TRT Spor’daki açıklamaları şöyle:
BİZİ BURADA İSTEMEYENLER KONUŞMAYA BAŞLADI
Genel olarak iki takımı çalıştırmaya sıcak bakmadığım için Beşiktaş ile Marbella’da kamptayken görüşmeler yaptığımızda sonuç olumsuz olmuştu. Bizi burada istemeyenler için de konuşma şansları oldu. Sonra Lucescu geldi, gitti ve tekrar buradayız.
Euro 2020’ye Dünyanın gözünün üzerimizde olacağı bir maçla başlayacağız. Andorra maçı bittiği andan itibaren planlamamızı sürdürüyoruz. Hazırlık maçlarımız, kamp yapacağımız yerler hepsi belli.
SEMPATİKLİK DURUP DURURKEN OLMUYOR
Sempatiklik durup dururken olmuyor. Ben takım içinde bir görevliyim. Burası hepimizin. Ben ülkenin her yerindeki insanlar için bu görevi yapıyorum. Her halimizle aynı insanız ve iyi bir takımız. Burada oyuncuların yetenekleriyle birlik beraberlik örtüştüğü için de başarı geldi.
Defansta Kaan ve Çağlar vardı elimizde. Sonra Ozan, Merih, Mert ve diğerleri geldi. Stoper ikilisini oluşturmak için farklı alternatiflerimiz olabilirdi. Burada önemli olan kim oynarsa oynasın takıma faydalı olması gerektiğini benimsettik. Aynı şey orta saha için de geçerliydi.
ASIL SERMAYEMİZ OYNADIĞIMIZ FUTBOL OLACAK
Şampiyonaya gidecek kadroyu bozmayacağız. Biraz üzerine koymaya çalışacağız. Oynayacağımız hazırlık maçlarında genel performansımızın üzerine çıkacağız. Andorra’ya da Fransa’ya da iyi futbol oynamak için çıktık. Bundan sonra da öyle olacak Asıl sermayemiz oynadığımız futbol olacaktır. Geriye dönük olarak baktığımızda ben turnuvanın bizim için olumlu geçeceğini düşünüyorum.
Forvette bir sıkıntı görmüyorum ekstra sakatlık olmazsa. Şu aşamada değil ama birkaç sene içerisinde hem santrafor hem açık oynayacak oyuncuları takıma katmamız gerekiyor. Oyuncularımız oynamayıp kalacaklarına oynayacakları takımlara gitmeliler.
AZERBAYCANA DÜŞTÜĞÜMÜZ İÇİN ÇOK MUTLUYUM
UEFA’nın İzlanda’ya haksızlık olmasın diye yaptığı diğer tüm takımlara zarar verdi. İzlanda bütün maçları iki içte iki dışta oynadı. Fiziksel olarak zihinsel olarak sıkıntılar yaşanabiliyor. Azerbaycana düştüğümüz için çok mutluyum. Taraftar olarak değil ama seyahat olarak sorun yaşayabiliriz. İki maç arasındaki süreyi 3’ten 4’e çekmeleri gerekiyor. Sakatlık olmaması ve futbolcuların sağlığı için. Futbol cesurların işidir. Destek verildiği zaman da cesaretin tam olacağını düşünüyoruz. Takımla ilgili tek sıkıntımız, başarıyı yakalayan takımlar toplumun ilgisi ve sevgisiyle de sevinç büyüyünce yenilirse oyuncunun oyun formatı değişiyor. Bu takım daha başarısızlık görmedi. Bu turnuva çok önemli. Sonuç ne olursa olsun bir tecrübe kazanılacaktır.
AİLELERLE BİRLİKTE 10 GÜN KAMP
Liglerin bitimiyle kampa gireceğiz. 10 günlük kamp ailelerle olacak. Hem dinlenme hem çalışma gibi. 26 Mayıs’ta Azerbaycan’la Antalya’da oynayacağız. 1 Haziran’da Hırvatistan’la hazırlık maçımız olacak. 4’ünde Serbest İrlanda ile oynayacağız. Suat Serdar’la ilgili daha önce girişimler yapılmıştı. Schalke’nin maçını izlemeye gittim. Herşey olumlu giderken birden olmadı. Bulundukları ülkeye gidebilirler buna birşey diyemem ama nereyi seçerlerse seçsinler kalıcı olmayabilirler.
BUNDAN SONRA ARTIK KULÜP TAKIMI ÇALIŞTIRMAYACAĞIM
Profesyonel kulüpler fazla ama uygunluk yok. Amatör ruhu canlandırmak için çalışmalıyız. Cumhurbaşkanımız bize büyük avantaj. Futbolu seviyor. Başkanlar ve yöneticiler sadece maçı kazanmaya yönelik çalışıyor, halbuki futbolu kazanmak için birşeyler yapmalıyız. Bıraktığım zaman kitap yazmasam bile bir öncü olmak isterim. Buradan sonra artık kulüp takımında çalışmaya sıcak bakmıyorum. Şuan en üst noktaya tekrar geldim şükürler olsun.
Eğitimde de böyle futbolda 8-10 yıl geriden geliyoruz. Eğitime 6 yaşında almamız gerekirken 10 yaşında alıyoruz. 20 yaşına gelince de neden eksik oldu diye söylüyoruz.
YABANCILAR DA TÜRK PARASI ALSIN
Sıkıntı sistemde. Kulüp yönetimleri harcadığı paradan sorumlu tutulmalı. Sadece TFF’den beklemek de doğru değil. TFF yönetimi kulüpleri, futbolcuları, hakemleri, antrenörleri, herkesi düşünüyor. Dövizle kazanma olayı kalktı. Türkler Türk parası alarak oynuyor. Yabancılar da Türk parası alsın, çevirecekse de kendileri çevirsin, vergisini ödesin. Bunun yükü kulüplerde olmasın. Kurallar var ama uygulayamıyoruz. Yabancı sayısı tamamen yanlış değil ama sayı biraz fazlaydı. İlk yola çıkılışında fona para aktarma durumu vardı. Kendi içerisinde bir adaleti olan bir sistem bu. Sonra bozuldu. Önemli olan düzeltmeyi istemek, çalışıp herşeyi yapabiliriz.
SAKATLIKLARIM BANA KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI GETİRDİ
Futboldaki sakatlıklarım bana kitap okuma alışkanlığı getirdi. Kendime ışık tutmak için zorlandım ama bu alışkanlığı edindikten sonra çok şey kazandım. Şimdi Yusuf Yazıcı’ya da aynı şeyi söyledim. Bol bol kitap okumalı. Bunu yaparsa çok daha gelişecektir. Mustafa Denizli, Fatih Terim ve ben üçümüz bir araya gelerek kafa yormamız gerekebilir. Denizli ve Terim gibi değerler kolay yetişmiyor. Kapağında üçümüzün olduğu bir kitap yazmak belki de iyi olur.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder