Menemen Cezaevi’nde 7 yerinden şişlenen iş insanı Hazım Sesli, yeni parti kuran Gül ve Babacan’a yakınlığıyla biliniyor. Son duruşmada söyledikleri ise oldukça çarpıcıydı.
BOLD – Hazım Sesli, 22 Ekim 2015’ten beri tutuklu. Cemaat soruşturmalarında tutuklamalara 2014 yılından itibaren başlayan Erdoğan Rejimi, 2015’te büyük iş insanlarına yönelmişti. Koza ve Boydak holding hedef alınırken Hazım Sesli’nin sahip olduğu battaniye fabrikaları da hedeflerden biriydi.
Sesli bu kapsamda 2015 yılında tutuklandı ve fabrikalarına ilk etapta kayyum atandı. Ardından OHAL döneminde el kondu. Hazım Sesli, siyaset dünyasına da yakın bir iş insanıydı. Özellikle Abdullah Gül’e yakınlığıyla biliniyor.
KAFA DERİSİNİ YÜZMÜŞTÜ
Hazım Sesli, tutuklu bulunduğu Menemen Cezaevinde oldukça şüpheli bir saldırıya uğradı. Fatih Oktay isimli saldırgan daha önce cezaevinde koğuş arkadaşının kafa derisini yüzmüş bir cinayet mahkumu…
Sesli, tutulduğu hücreden çıkartılıp haftalık aile telefon görüşmesi için gardiyanlar eşliğinde götürüldü ve saldırı telefonla görüşürken gerçekleşti. Fatih Oktay, elinde şiş tabir edilen kesici aletle Hazım Sesli’ye saldırdı. Öncelikle kalbini hedef aldı ancak şişin telefona çarpması nedeniyle başarılı olamadı. Ardından başlayan boğuşmada Hazım sesli vücudunda 7 yerden yaralandı. Revir ve ardından hastanede tedavi edilerek aynı gün hücresine geri getirildi.
15 YIL HAPİS CEZASI ALDI
Sesli, 15 yıl hapis cezası almış durumda. 17 Eylül 2019’da Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmasında, “Bildiğim çok şey vardır, şu anki bakanlara ve geçmişteki bakanlara ilişkin bildiklerim vardır. Şu ana kadar konuşmadım ancak konuşursam yer yerinden oynar” demişti.
Hazım Sesli, 17 Eylül 2019’daki duruşmada şunları söylemişti:
Daha önceki beyanlarımı tekrar ediyorum. Kayyum tedbiri uygulanan şirketlerin TMSF tarafından düzenlenen raporları tek taraflıdır, hukuksuzdur, söz konusu şirketlerimiz hukuksuz bir şekilde yönetilmektedir. Şirketlerimiz gasp edilmiştir. Şirketlerimiz hükümet ve AK Parti tarafından kurulan bir çok dernek, şirket ve vakıfa yardımda bulunmuştur. 4 yıldır cezaevindeyim ve hücredeyim. Yazdığım tüm yazılara rağmen cezaevi tarafından bana neden bu şekilde muamele yapıldığına dair bir bilgi verilmemektedir. Sesi ailesine özel bir muamele yapılmaktadır, haksızlık söz konusudur. İleride kanun nezdinde yapılan bu haksızlığın hesabını soracağız. 12 Eylül ve 28 Şubat sonrası darbe yapanlara karşı nasıl hesap sorulduysa o şekilde hesap soracağız. Bildiğim çok şey vardır, şu anki bakanlara ve geçmişteki bakanlara ilişkin bildiklerim vardır. Şu ana kadar konuşmadım ancak konuşursam yer yerinden oynar. Bunun bilinmesini talep ediyorum.”
SALDIRININ PLANLI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜLÜYOR
Hazım Sesli’ye saldıran Fatih Oktay, ilk ifadesinde “Hazım Sesli’nin vatan haini olduğunu bu sebeple öldürmek istediğini, Sesli’nin devlete millete hakaret eden sözleri nedeniyle bu saldırıyı gerçekleştirdiğini” söyledi. Ancak Hazım Sesli, 3.5 yıldır hücrede ve tecrit altında tutuluyor. Fatih Oktay’la konuşma imkanı yok. Sesli’nin, ağır tecridin kaldırılması, diğer tutuklularla sohbet, spor haklarının kullandırtılması için verdiği dilekçelerden ret aldığını da hatırlatmakta fayda var.
Fatih Oktay, saldırının sebebini kişiselleştirse de Hazım Sesli’nin verdiği dilekçeler farklı şey söylüyor. Sesli, daha önce cezaevi yönetimine “can güvenliğinin tehlikede olduğu” yönünde dilekçe vermiş. Benzer dilekçe yetkili makamlara avukatları tarafından da verilmiş. Sesli, cezaevi içinde birkaç kez tehdit edildiğini de dilekçelerine eklemiş.
Saldırıdan sonra avukatları ve yakınlarıyla görüşen Hazım Sesli, olayın planlı olduğunu ve ucunun yukarılara dayandığını düşündüğünü belirtti.
Bu noktada durup saldırgan Fatih Oktay’ın profiline ve saldırı anına odaklanmak gerekiyor.
Türkiye’de daha önce cezaevlerinde içinde devletin de bulunduğu cinayetler işlendi. Bunlardan en bilineni Mustafa Duyar suikastı.
Duyar’ı hücresinde öldüren Nuri Ergin, “Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü. Beni Veli Küçük’e sorun” demişti.
SALDIRGANIN PROFİLİ
Nuri Ergin ile Fatih Oktay’ın profilleri birbirine oldukça uyuyor. Fatih Oktay da bir cinayet tutuklusu. Daha önce çok sayıda yaralama suçu da işlemiş. Kaldığı cezaevinde koğuş arkadaşının kafa derisini yüzerek işlediği cinayet de bunlardan biri.
Fatih Oktay’ın yüksek güvenlikli bir cezaevine “şiş” tabir edilen kesici alet sokabilmesi oldukça dikkat çekici. Cezaevi yönetiminin iddiasına göre aleti kendisi içeride yapmış. Ancak dikkat çekici bir nokta daha var.
Cezaevinde telefon görüşmesi ya da başka bir sebeple kaldıkları hücreden çıkartılan tutuklu ya da mahkumların üst araması yapılıyor. Telefon görüşüne Fatih Oktay’ın üzerinde şiş bulunduğu halde Hazım Sesli ile aynı anda çıkartılması, o an koridorda bulunması gereken gardiyanların Sesli’nin 7 kere şişlenmesi süresince olaya müdahale etmemeleri de dikkat çekici başka bir nokta.
Olaydan sonra Oda TV’nin haberi veriş şekli de ilginçti. “FETÖ imamını cezaevinde şişlediler” başlığıyla verilen haber adeta benzer saldırıları özendirme cümleleri içeriyordu.
Geçtiğimiz günlerde cezaevinde saldırıya uğrayan bir başka isim ise eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdür yardımcısı Ömer Köse’ydi. Köse, Tekirdağ Cezaevi’nde tutulduğu hücrede 6 gardiyanın saldırısına uğramıştı. Köse de tıpkı Sesli gibi saldırıdan önce tehdit edilmiş ve bu durumu “can güvenliğim tehlikede” diyerek cezaevi yönetimine dilekçeyle bildirmişti.
medyaboldTutuklu Emniyet Amiri Ömer Köse Tekirdağ Cezaevinde darbedildi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder