Avrupa Birliği, 25-26 Mart’ta Brüksel’de yaptığı zirvede Türkiye’ye karşı ‘aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir’ bir pozitif gündemi ilerletme anlayışını benimsedi. Türkiye’ye ‘2016 yılında yapılan göçmen mutabakatı’ ve ‘Gümrük Birliği’ konularında görüşmeleri sürdürme söz verdi.
BOLD ANALİZ – Avrupa Birliği’nin iki önemli ismi Konsey Başkanı Charles Michel ve Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen bugün Ankara’da AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la AB Zirvesi’nde belirlenen çerçeve kapsamında görüşme gerçekleştirecek.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de tek taraflı girişimlerde bulunup gerginliği artırmaması karşılığında AB, ilişkilerde olumsuz bir durum yaşanmaması durumunda Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve göç konusunda işbirliği kapsamında sağlayacağı mali destekle ilgili Haziran ayında yapılacak zirvede resmi adımını atacak. AB, Türkiye’nin beklentileri arasında olan vize serbestisi, fasılların açılması konusunda ise yeşil ışık yakmamıştı.
İşte Avrupa Birliği ile Türkiye arasında çıkan önemli başlıklar şunlar:
GÖÇMEN MUTABAKATI: TÜRKİYE DAHA ÇOK MALİ DESTEK İSTİYOR
Türkiye ve AB, 18 Mart 2016’da Suriyeli göçmenlerin Avrupa’ya geçişlerinin önlenmesi için bir yazılı açıklamada mutabakat sağlamışlardı. Mutabakat, AB’nin 3+3 milyar Euro finansman sağlamasını, gümrük birliğini güncellenmesini, vize serbestisinin verilmesini, 5 faslın açılmasını ve üst düzey diyaloğun tesis edilmesini içeriyordu.
AB, 2016 mutabakatının tamamen güncellenmesi yerine onu parça parça ele alma stratejisi izliyor. AB’nin yürütme organı Avrupa Komisyonu, bu aşamada Türkiye ve diğer komşu ülkelerde barınan Suriyeli göçmenlere yapılacak maddi yardımın miktarı üzerinde çalışıyor. Suriyelilere yapılacak yardımın devam etmesi Türkiye için de büyük önem taşıyor ancak Türk yetkililer miktarın 2016 koşullarında belirlenenin üzerine çıkması gerektiğini vurguluyorlar.
GÜMRÜK BİRLİĞİNİN GÜNCELLENMESİ
AB Konseyi’nin yeşil ışık yaktığı alanlardan biri olan Gümrük Birliği’nin güncellenmesi için öncelikle 1996 başından bu yana yürürlükte olan Gümrük Birliği’nin uygulanmasında yaşanan mevcut sıkıntıların giderilmesi gerekiyor. Bu konuda Ankara’yla teknik diyaloğunu artıran AB, Michel ve Leyen aracılığıyla sürecin bundan sonraki sürecinde atılması gereken adımları netleştirmek istiyor. AB liderlerinin, Haziran’a kadar bu sürecin etkin yürütülmesi durumunda Gümrük Birliği’nin tarım, hizmetler, ihaleler gibi alanları içerecek şekilde genişletilmesi için Türkiye ile resmi müzakerelerin başlatılacağı mesajını vermeleri bekleniyor.
VİZE SERBESTİSİ İÇİN ADIM ATILMASI BEKLENMİYOR
Türkiye’nin beklentisi AB’nin Türk vatandaşlarının kısa dönem Schengen bölgesine vizesiz ziyaretini sağlayacak prosedürler konusunda esneklik göstermesi. AB ise bu konuda adım atabilmesi için Türkiye’nin aralarında ‘Terörle Mücadele Kanunu’nun yenilenmesi’ de olan tüm kriterleri yerine getirmesi konusunda ısrarcı. Bu konuda kısa sürede bir adım atılması beklenmiyor.
ÜYELİK MÜZAKERELERİ VE FASILLARIN AÇILMASI
AB, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini bir süredir askıya aldı ve görünen koşullarda fasılların açılması için yeni bir sürecin başlaması öngörülmüyor. Diplomatik kaynaklar, bu konunun yeniden gündeme gelmesinin Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi konusunda atması gereken adımlara bağlı olduğunu kaydediyorlar. Ankara’daki görüşmelerde bu konuda farklı bir sonucun çıkması beklenmiyor.
DOĞU AKDENİZ SORUNU
25 Mart AB Konseyi bildirgesi, Türkiye ile ilişkileri Doğu Akdeniz başlığı altında toparlamış ve Türk hükümetine ilişkilerin seyri açısından önemli bir mesaj vermişti. AB, 2020’de yaşanan gerilimin azaldığını not etmiş ancak Türkiye’nin tek taraflı adımlar atması durumunda pozitif gündemin yerini ekonomik ve siyasi yaptırımların alacağı uyarısında bulunmuştu. Michel ve Leyen’in ziyaretinde bu konunun yeniden gündeme gelmesi ve Türkiye ile Yunanistan arasında devam eden diyaloğa verilen önemin ifade edilmesi bekleniyor. Türkiye’nin son dönemde bu konudaki yumuşak tavrının kalıcı olmasında ısrar eden AB, bu yüzden ‘aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir’ bir ilişki kuruyor.
KIBRIS SORUNU VE MÜZAKERELER
Türkiye-AB ilişkilerinin bundan sonraki sürecini belirleyecek önemli gelişmelerden birisi Kıbrıs sorunu ve bu konuda Türkiye’nin takınacağı tavır olacak. Birleşmiş Milletler (BM) liderliğinde Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk toplumları ile 3 garantör ülke Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallığı (İngiltere) bir araya getirecek 5+1 toplantısı 27-29 Nisan günlerinde Cenevre’de yapılacak. Bu toplantıda, BM gözetiminde yeni bir çözüm arayışı çıkması için tarafların ortak bir parametre üzerinde uzlaşması gerekiyor. Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının BM parametrelerinin dışında iki devletli bir çözüm için müzakere yapacağını ilan etmesi Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan ve AB’de rahatsızlık yarattı. AB’nin Haziran ayında Türkiye ile ilişkiler açısından atılacak adımlar için BM’nin Kıbrıs toplantısının sonuçlarını bekleyeceği, Michel ve Leyen’in de bu yönde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mesajlar vereceği kaydediliyor.
LİBYA VE SURİYE
AB açısından Türkiye ile başta Libya ve Suriye olmak üzere bölgesel konularda işbirliği oluşturulması önem taşıyor. Charles Michel’in hafta sonunda Libya ziyaretinde bulunması ve ardından da Ankara’ya gelecek olması dikkat çekiyor.
TÜRKİYE’NİN İNSAN HAKLARI KARNESİ
AB, son dönemde Türkiye ile ilişkilerinde insan hakları ve demokratikleşme konularında yaşanan olumsuz gelişmeleri ikinci plana atmış durumda ve bu da hem Türkiye’de hem de uluslararası insan hakları kuruluşları tarafından sert bir biçimde eleştiriliyor. AB’nin 2015’lerden beri en önemli yumuşak karnı kıtaya yönelik Akdeniz’den yaşanan mülteci akını. Erdoğan hükumeti, yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli mülteciyi AB’ye karşı koz olarak kullanıyor.
İdlib’de geçen yıl yaşanan çatışmalardan sonra AKP hükumetinin kapıları açma politikası etkili olmasa da Avrupa’yı daha da korkuttu. AB, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elindeki bu koz nedeniyle son yıllarda insan hakları ve demokrasi alanında Türkiye’ye yönelik eleştirilerini azalttı.
Ancak hem artan eleştiriler hem de son dönemde arka arkaya yaşanan olumsuz gelişmeler, Brüksel kaynaklı kaygıların yeniden AB bildirisinde ifade edilmesine yol açtı. Bunların başında HDP’nin kapatılması için başlatılan yargı süreci ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme geliyor. Michel ve Leyen’in AB’nin bu yöndeki kaygılarını ve eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluklarının devam etmesinden duyulan rahatsızlığı dile getirecekleri kaydediliyor.
AB’nin iki en üst düzey yetkilisi Ankara’da neleri konuşacak?
AB-Türkiye zirvesi ‘pozitif gündem’ ile Ankara’da başladı: Hangi konular gündeme gelecek? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder