Milli Takım’ın ve Beşiktaş’ın başarılı oyuncusu Dorukhan Toköz, “Milli formayla ölürsen şehit olursun” diyerek Ay-Yıldızın değerini anlattı.
Beşiktaş’ın sezon başında Eskişehirspor’dan transfer ettiği 23 yaşındaki orta saha oyuncusu Dorukhan Toköz, şan, şöhret, makam ve mevki için “Hepsi geçici” derken, Millî Takım’da görev yapmakla ilgili olarak ise, “Bu forma için sahada canını versen, arkandan şehit derler. Öyle güzel bir makam. Hepsi geçer de bu formayı giymek bir ömür boyu kalır” dedi.
Beşiktaş’ın başarılı ismi Dorukan Toköz, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) Tam Saha Dergisi’ne hakkında bilinmeyenleri anlattı.
ZOR GÜNLER HEP AKLIMIN BİR KÖŞESİNDE
Genç oyuncu yaşadığı zorlukları çok fazla anlatmak taraftarı olmadığını belirterek “Her insan gibi benim de hayatımda yaşadığım zorluklar oldu elbette. Daha çok küçüksünüz ve sabahın altısında kalkıp yürüyerek okula gidiyorsunuz.
Oradan çıkıp yürüyerek antrenmana gidiyorsunuz. Arada yokluklar oluyor. O süreçte siz de aileniz de fedakârlıklar yapıyorsunuz. Zaten o günleri hep aklınızın bir köşesinde tuttuğunuz için bugünlerin kıymetini daha iyi anlıyorsunuz. O günlerden itibaren hep daha iyi yerlere gelmeyi hedefliyorsunuz.” dedi.
BABAMIN İŞLERİ BOZULUNCA FUTBOLA YÖNELDİM
Futbolculuğu bir meslek olarak seçmeye 13-14 yaşlarında karar verdiğini belirten Dorukhan, “Babamın işleri bozulmuş ve İstanbul’dan dönmüştü. İki çocuk büyütüp aileyi geçindirmek kolay iş değildi. Bunun okulu ayrı masraf, antrenmanı ayrı masraf. Çocuklar bir şey gördüklerinde istiyor. Ben de meselenin farkına o yaşlarda varmış, futbolcu olmam gerektiğini anlamıştım.
Kendi kendime, “Ailem benim için bunca fedakârlık yapıyor, benim de onlara destek olmam gerekiyor” demiştim. Küçücük yaşta bunları düşünmeye başlayınca çocukluk dönemim çok hızlı geçti. O yaşlarda “İnşallah futbolcu olurum” niyetiyle çok fazla çalıştım.” şeklinde çocukluk dönemini özetledi.
HAYATIMDA ÇOK ŞEY DEĞİŞMEDİ
Profosyonel olduktan sonra hayatında çok fazla bir şey değişmediğini de kaydeden genç oyuncu, şuyle devam etti: “Yaşadığımız hayat aynı aslında. Dört sene önce de büfemiz vardı, hâlâ var. Dört sene önce abim oradaydı, hâlâ orada. Hayatımdaki tek fark, benim Eskişehir’de değil de İstanbul’da yaşıyor olmam. Zaten Eskişehir’deyken de bir süre tesislerde kalmış son senemde ise ayrı eve çıkmıştım.”
SEN NE KADAR İYİ OLURSAN OL BAŞKASI ÖNÜNE GEÇİYOR
Altyapıdan çıkmanın zor olduğunu belirten Dorukhan Toköz, “Bence futbolcu olabilmenin yüzde 90’ı çalışmak… Çalışırken asla pes etmemek, hayatından fedakârlıklar yapmak, mesela arkadaşların gezip tozarken bile işine odaklanmak veya dinlenmek…
Ama altyapıdan çıkmanın asıl zorluğu başka. Hak edenden çok hak etmeyenlerin değer gördüğü zamanlara çok şahit oldum. Sen ne kadar iyi olursan ol, bir başkası önüne geçebiliyor. Dışarıdan para ödenerek getirilen oyuncu ne yazık ki altyapıdan yetişen bir oyuncuya tercih ediliyor. Bunu neredeyse bütün kulüplerde görüyoruz.
Mesela ben 16-17 yaşlarında A2’de oynuyor, A takımla idmanlara çıkıyordum. O dönemde A takımda oynayabilecekken, bahsettiğim bu mesele nedeniyle forma giymem bir sezon ileriye atmıştır.” diyerek altyapı oyuncularının işinin zor olduğunu kaydetti.
İNSANLAR SİZİ KARAKTERİNİZLE HATIRLAYACAK
Eskişehir’deki çevresinden ve arkadaşlarından kopmadığını da kaydeden Milli futbolcu, düşüncelerini aktardı: “Bu dünyada şan-şöhret, mevki-makam geçici… İstediğiniz kadar güzel yerlere gelin, isteğiniz kadar yükseklere çıkın, bir gün gelir tepetaklak oluverirsiniz.
Çok para kazanırsınız, kariyerinizi çok iyi noktalara taşırsınız ama hepsi geçici. İnsanlar sizi bunlarla değil kişiliğinizle, karakterinizle hatırlayacak. Nereden geldiğimi hiç unutmadan, çocukluk arkadaşlarımla dostluğumu sürdürmem de çok normal.”
MİLLİ FORMA İLE CANINI VERSEN ŞEHİT OLURSUN
Milli Takım formasını giymesiyle ilgili de “Siz de görüyorsunuz, boynumda bayrağımızın döğmesi var. Vatanımız, milletimiz için canımızı veririz. Bunu zaten bütün Türk evlâtları yapar. Bu forma için sahada canını versen, arkandan şehit derler.
Öyle güzel bir forma. Öyle güzel bir mevki, makam. Hepsi geçer de bu formayı giymek bir ömür boyu kalır. Ona yakışır davranmak gerekiyor. Bir de hiç unutmamak gerekiyor; ileride çocuklarıma anlatacağım en önemli hatıralardan biri.” ifadelerini kullandı.
ŞENOL GÜNEŞ’in ÇALIŞANA FORMAYI VERECEĞİNİ BİLİYORUZ
Teknik Direktör Şenol Güneş’in oyuncusuna güvendiğinin altını çizen Dorukhan Toköz, “Oyuncusuna güveniyor ve bunu da karşısındakine hissettiriyor. Bana güvendiğini hissettim ve özgüvenim yükseldi. Bir-iki hata yapsam da beni tolere ediyor. Bunu beni sevdiği veya genç olduğumu düşündüğü için yapmıyor.
Bana inandığı ve saygı duyduğu için hatalarımı tolere ettiğini hissediyorum. Üçüncü hatayı da yapsam dördüncüyü yapmamak için elimden geleni esirgemeyeceğimden emin ve bu duygusunu bize de geçiriyor. Bu davranışı bizi moral açıdan da üst seviyeye taşıyor.
HOCA BİZİM İÇİN HEP POZİTİF DÜŞÜNÜYOR
Antrenmanlarda ya da antrenmanlar dışında yaptığı konuşmalarda kendimizi geliştirmek için yaptıkları ve söyledikleri bir yana, hocanın en büyük artısı bizim için hep pozitif şeyler düşünmesi. Oyundan alınsak bile bir art niyet olmadığını çok iyi biliyoruz.
Ya da o hafta oynamadığımız zaman ‘Hocanın bir bildiği veya bizim bir yanlışımız vardır’ diye düşünüyoruz. O yüzden hep içimiz rahat. Çalışanın formayı giydiğini biliyoruz ve o rahatlıkla mesaimize devam ediyoruz.” şeklinde aktardı.
FUTBOLCU TOP AYAĞINDAYKEN KEYİF ALIR
Şenol Güneş’in oyun felsefesi ile ilgili de Dorukhan Toköz şunları söylüyor: “Hocamız her zaman topun bizim ayağımızda olması gerektiğini söyler. Futbolcu da top ayağındayken keyif alır. Top rakipteyken de bir an önce geri alabilmek için baskı yaptırır. Dar alanda baskı yapıp topu kazanmak ve yeniden hücum yapmak da oyuncuya keyif veren bir şeydir.”
YENEMEYECEĞİMİZ TAKIM YOK
Milli Takımımın EURO 2020 grubundaki şansını da değerlendiren Milli oyuncu, “Türk insanının yapamayacağı hiçbir şey yok. Buna eminim. Biz ne savaşlardan çıkmış, ne maçları döndürmüşüz. Tarihimiz destanlarla dolu.
Tabii ki Fransa dünya şampiyonu ve çok güçlü bir takım. İzlanda, Arnavutluk ve diğerleri de küçümsenecek rakipler değil ama bizim yenemeyeceğimiz hiçbir takım, kazanamayacağımız hiçbir savaş yok.” diyor.
XABİ ALONSO VE GERRARD
Genç oyuncu idolleri ile ilgili ise şu cevabı veriyor: “Xabi Alonso’yu çok beğenirdim. Yine aynı tarzdaki Gerrard’ı çok beğenerek izliyordum. Futbolda hem defans hem ofansı bir arada yapmak gerçekten zor ama bunu yapabilirseniz ortaya güzel şeyler çıkıyor. Xabi Alonso ve Gerrard bence oyunun iki yönünü de çok başarıyla oynayabilen oyunculardı.”
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder