30 Nisan 2019 Salı

Merkez Bankası’nın adımları doları yerinde tutmaya yeter mi?

Prof. Selva Demiralp, dolar/TL kurunun frenlenebilmesi için günün şartlarında politika faizinde mevcut seviyeyi korumanın dahi yeterli olmayabileceğini, ayrıca politika metninden “ek sıkılaştırma” ifadesinin çıkarılmasının isabetsiz bir adım olduğunu ifade etti.

Demiralp, paraanaliz.com’daki yazısında şu ifadelere yer verdi:

Merkez Bankası geçen haftaki toplantısında politika faizini sabit bıraktı. Karar isabetli mi? Amacınız eğer kurdaki yukarı yönlü hareketi bastırmak ve yeni bir atağı önlemekse faiz indirimine gidilmemesi olumlu elbette.

Ancak kurdaki yukarı yönlü baskıların giderek arttığı bir ortamda politika faizinde mevcut seviyeyi korumak da yeterli olmayabilir. İşte bu şartlar altında politika metninden “gerekirse ek sıkılaştırma yaparız” ifadesinin çıkarılması kanımca isabetsiz bir adım.

Merkez yakın dönemde yeni bir faiz artırımına gider mi? Metinde yapılan güvercin değişiklik sonrası yeni bir sıkılaştırma olasılığı oldukça düşük görünüyor. Peki kuru ilave faiz artırımı yapmadan düşürebilir miyiz?

Kurun yükselmesi TL’nin bir yatırım aracı olarak cazip bulunmadığını gösterir. Burada Merkez’in elindeki silah faizi artırıp TL varlıkları cazip hale getirmektir. Ama politika faizini bir kenara bırakıp TL varlıkların cazibesini azaltan faktörleri bulup onları devre dışı bırakabilirsek de TL’yi güçlendirebilmemiz mümkün. Peki nedir bu faktörler?

Enflasyonla topyekün mücadele kapsamında bankalardan beklenen fedakarlık kredi ve mevduat faizlerini düşürmeleri oldu. Ancak piyasa mekanizmasından herhangi bir sebeple uzaklaştığınız zaman muhakkak başka sorunlar yaratırsınız. Keza kredi faizlerinin düşük tutulması risklerin doğru fiyatlanamamasını ve düşük faizden kredi veren bankaların özel sektörün riskini devralması problemini doğurdu.

Özellikle kamu bankaları için sermayelendirme ihtiyacı büyüdü. Mevduat faizlerinin düşük tutulması yerli tasarrufçuyu dolara yönlendirdi ve kuru tetikledi.

Sonuç olarak, Merkez politika faizini artırmasa bile piyasa faizlerinin arz ve talebin kesiştiği yerde serbestçe belirlenmesi TL mevduata olan talebi artırarak kuru olumlu etkileyecektir.

Nisan başında açıklanan ekonomi programında bankalardaki sorunlu kredilerin tasfiyesi konusunda kurulacak bir fondan bahsedildi, ancak detay yer almadı. Piyasalar bir süredir bu detayları bekliyor. Zaman ilerledikçe ve bu detaylar netleşmedikçe tedirginlikler tekrar alevleniyor.

Söz konusu fonun piyasa mekanizması ile tutarlı bir çerçeve dahilinde bir an önce uygulamaya konması ortamı netleştirerek kuru sakinleştirecek bir diğer faktör.

Bir süredir Merkez Bankası rezervlerinde piyasa uzmanlarının hesaplamaları ile örtüşmeyen bir azalış gözleniyor. Bu durum, Merkez’in kura müdahale ettiğine dair şüpheler doğuruyor. Merkez’in dövize müdahalesi yasak değil elbette ama serbest piyasada doğru fiyatlama yapılabilmesi için bu tür müdahalelerin ilanı gerekiyor.

Merkez’den tatmin edici bir açıklama alamayan piyasalar Merkez’in bağımsızlığını sorguluyor ve kurdaki mevcut seviyelerin sürdürülebilir olmadığı inancı ile TL’den daha çok kaçıyor.

Seçimlerle ilgili belirsizlikler ve dış ilişkilerde yaşanan gerginlikler şüphesiz kuru olumsuz etkiliyor. Bu belirsizliklerin giderilmesi de kuru politika faizinden bağımsız olarak düşürecektir.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder