29 Eylül 2019 Pazar

Spor yazarları 0-0 biten derbiyi değerlendirdi: Sahada ‘bir kazaya gelmeyelim kafası’ vardı

Spor yazarları Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki 0-0 biten derbiyi yorumladı. Futbol tatmin edici bulunmazken iki takımında saha içindeki ‘güvenlik’ tedbirleri maçın sonucuna da etkiledi.

BOLD – Süper Lig’in 6. haftasında oynanan Galatasaray- Fenerbahçe maçı 0-0 bitti. İki takımın oyunu futbolseverleri tatmin etmedi. Spor yazarları iki takımında vasatı aşamadığını belirtirken ortak kanı ‘bir kazaya gelmeyelim kafası’ şeklinde oldu. Maç sonu Hakem Cüneyt Çakır’ın kararlarının bile çok fazla tartışılmadığı vasatlıkta oynanan futbolda Fenerbahçe’nin 90 dakika sonunda bir puanla avantajlı olduğu kaydedildi.

GALATASARAY, RAKİBİ KONTROL EDEYİM DERKEN KENDİ OYUNUNU KAÇIRDI

Hakan Şükür:  Rakipte Rodrigues’in olmadığı bir ortamda Galatasaray daha kora kor bir mücadeleyi sağlayabilirdi. Bunu yapamamasının ana sebeplerinden birisi tabii ki uyum sorunu ve antrenör tercihleri. Seri hariç beklediğimiz bir kadroydu. Bence Galatasaray adına iki puan kulübede kaybedildi. Orta sahada Lemina ve Nzonzi karşısındaki Emre ve Gustavo’ya yenik düşecek oyuncular. Emre tecrübeli kısa adam ve müdahale avantajı var.

Fenerbahçe burada avantaj sağladı ama skora yansımadı. Galatasaray’da top rakipteyken presi yapabilecek hemen hemen hiç oyuncu yoktu. İleride de çoğalamadı. Fenerbahçe istediği gibi oynayarak puanı aldı. Sarı-Kırmızılı takım rakibi kontrol etmek isterken kendi oynamak istediği alanı ve bölümü kaçırdı.

EMRE’NİN OYNADIĞI OYUNU SAYGIYLA KARŞILAMAK LAZIM

Şansal Büyüka: Fenerbahçe‘de sürekli sallanan ve taraftarına haklı olarak endişe yaşatan iki stoper Zanka ile Jailson, hayrettir neredeyse kusursuz oynadılar. Emre’nin maç boyu ortaya koyduğu mücadeleyi saygıyla karşılamak lazım. Gecenin elbette kazananı yok ama en azından karlı çıkanı var… O da Fenerbahçe. Hatta son saniyede kaleci Muslera‘nın boşa çıktığı topa Max Kruse daha darbeli vurabilse, Fenerbahçe “büyük vurgun“la dönebilirdi… Bu maç şunu gösterdi: Fenerbahçe “gelişme” kaydetmeye, Galatasaray “yerinde saymaya“ devam ediyor…

Ömer Üründül: Fenerbahçe’nin dün kanatları hiç çalışmadı; çalışması da mümkün değildi. Zira ilk devre ön kenarlarda oynayan Tolga ve Ozan Tufan kanat forveti özelliğine sahip değiller. Bunun dışında İsla fizik olarak hazır olmadığından, Dirar da ters ayakla sol bek oynadığından, beklerden de bir kanat atağı gündeme gelemedi. Fizik olarak hazır olmayan Gustavo da bölgesinin dışına çıkamadığından Muriqi ve Kruse’ye bağlantı kurmak için yakınlaşamadı. Bana göre Ersun Yanal’ın en büyük hatası ikinci yarıya Deniz ile başlamasıydı. Ben en çok Zanka’yı beğendim. Jailson da görevini beklenenden iyi yaptı. Böyle bir deplasman atmosferinde genç kaleci Altay da alınan önemli puanda pay sahibiydi.

FENERBAHÇE SAVUNMASI NEREDEYSE POZİSYON VERMEDİ

Erman Toroğlu: Emre Belözoğlu 90 dakika oynadı, hırsına bravo. Ama zaman zaman oyundan bariz düştüğü belli. Bu tip maçlarda Ersun Yanal’ın onu en sonda oyundan alacağını düşünüyorum. Çünkü takımı bir teknik direktör gibi içeriden idare ediyor. 39 yaşındaki Emre Belözoğlu, Türkiye’deki bu futbol anlayışına göre 69 yaşına kadar oynayabilir.

Ahmet Çakar: Gustavo’nun kesicilik ve defansif yönü çok iyi ama topla oyuna girerken zorlanıyor. Sezon başından beri eleştirilen, neredeyse 4 adamın üçünün farklı mevkilerde oynadığı Fenerbahçe defansı neredeyse tek pozisyon vermedi. İlk yarıda atılan ve Altay’ın çok iyi kurtardığı şut dışında çok rahattılar. Vedat Muriqi golcülüğü dışında da çok kuvvetli bir oyuncu. Süratiyle, özellikle gücüyle rakip defansı yıpratıyor. Koskoca 90 dakika tüm kontrol Fenerbahçe’deydi. Zaman zaman oyunu kendi yarı alanında kabul etseler de Fenerbahçe beni pozitif anlamda çok şaşırttı.

OYUNCULAR STRESLİ, ACABA HATA YAPAR MIYIM? DİYE

Rıdvan Dilmen: Fenerbahçe 1 ve 2. bölgede daha önce yaptığı hataları yapmadı ama 3. bölgede son pasları çok kötü yaptı. Bunları düzgün yapmış olsaydı çok kolay bir deplasman galibiyeti elde ederdi. Fenerbahçeliler şunu düşünüyor olabilir. Rodrigues olsaydı biz onları mahvederdik ama o zaman Mariano daha verimli olabilir miydi ? Mariano’yu hatırlayalım, durmadan sağdan bindiriyordu. Tolga onla beraber gidip geliyor. Türkiye’de koşu devamlılığı en iyi 5 oyuncudan bir tanesidir Tolga.

Ercan Taner: Derbi ne demek? Pozisyon dolu, seyircilerin heyecanla ayağa kalktığı, unutulmaz maç demek. Galatasaray-Fenerbahçe derbisine bakıyorsunuz, oyuncular stresli, “Acaba hata yapar mıyım?” diye… Teknik adamlar da diğer maçları düşünüyor, sanki kaybetmek istemiyorlar. Ön plana çıkan ise futbolcuların kasıtlı ve sert hareketlerden kaçınmaları oldu. Galatasaray, ‘Falcao’yu kullanabiliyor mu?’ bu derbide onu çok merak ettim. Bence hayır! Falcao çok yalnız kaldı. Bunun en önemli sebebi hem kanatların hem de orta alanın Falcao’yu bir türlü düşünememesiydi. Bu şekilde oynarsanız Falcao yalnız adamı oynar.

BİR KAZAYA GELMEYELİM KAFASI VARDI

Mehmet Demirkol: Mehmet Demirkol, Fanatik || İkinci yarıda pek bir şey olmadı. Son saniyede Kruse’nin kötü kafası. Ofsayt olduğu için geçerli olmayan Falcao’nun şahane şutu. Bir penaltı tartışması. İlk yarının vaat ettiklerinin dışında bir oyundu. Sahadaki birkaç istisna dışında bir kazaya gelmeyelim kafası vardı daha çok.

Cem Dizdar: Cem Dizdar, Fanatik || Esasen maç, iki takımın stoperlerini koruma maçı biçiminde akıp gitti. Ülkenin en çok para harcayıp en sükseli oyuncularına sahip iki takımının vasatı aşamayan maçını izledik hep birlikte. Samimiyetle soruyorum, ‘’Yabancı futbolcular ligimize kalite getirdi’’ demagojisi daha ne kadar sürdürülecek? Örneğin gol atıcılar, Falcao ile Muriç neredeydi? Onlar mı vasattı yoksa onları oyuna sokamayan teknik adamlar mı? Ülke futbolunun gerçek soruları bu ve bunlara benzer sorular olmamalı mı?

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder