11 Şubat 2020 Salı

Bir zorla kaybedilme daha: Mehmet Bal

18 gündür haber alınamayan Mehmet Bal için milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşları duyuru yaptı. Bal’ın zorla kaybedildiği belirtiliyor. Savcılık ilgisiz…

BOLD – Cezaevi görüşü için geldiği İstanbul’da 18 gündür haber alınamayan Mehmet Bal’ın ailesi basın toplantısı düzenledi. HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye’de Kürtlerin kaybolmadığını kaybettirildiğini vurgulayarak, yetkilileri derhal açıklama yapmaya çağırdı.

Cezaevindeki oğlunu ziyaret etmek için 24 Ocak’ta Batman’dan İstanbul’a gelen ve aynı gün akrabalarıyla görüştükten sonra bir daha kendisinden haber alınmayan Mehmet Bal’ın ailesi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. “Mehmet Bal nerede?” pankartının asıldığı açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Meral Danış Beştaş ve Musa Piroğlu ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve çeşitli sivil toplum kuruluşları katıldı.

Açıklamada İHD adına konuşan Leman Yurtsever, kayıp kişinin akıbetinin sorumluluğunun devlete ait olduğunu vurguladı. Yurtsever, “Devlet istese sinyal takibiyle, MOBESE kayıtlarını inceleyerek Mehmet Bal’ın akıbetine ulaşabilir. Ama yapmıyor, ciddiyetsiz bir tavır içinde. Biz İHD olarak İçişleri Bakanlığı’na, Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptık cevap bekliyoruz. Af Örgütü’ne acil eylem çağrısı yaptık. Bu konuda savcıları, yetkilileri göreve çağırıyoruz. Yoksa Mehmet Bal’ın herhangi bir kurum ya da kuruluş tarafından gözaltına alındığı akıllara gelmeye başladı” dedi.

SAVCI ALAY ETTİ: “BABAN DAĞA ÇIKMIŞTIR”

Babası ile ilgili yetkililerin kendilerine bilgi vermediğini belirten Mehmet Bal’ın oğlu Nihat Bal, konuya ilişkin yetkililerin umursamaz ve aşağılayıcı bir tavır sergilediklerini ifade etti. Babasının akıbetini sorduğu savcının, “Neden gözaltına alınsın ki, dağa çıkmıştır” dediğini vurgulayan Bal, “Bugünkü teknolojiyle çok kısa sürede bulunabilir babam. Sürekli telefonu elinde, asla kapatmayan biri. En kör noktada bile MOBESE kaydına ulaşılabilir. Yetkililerden dört gözle haber bekliyoruz. Umarım kısa zamanda açıklama yapılır” diye belirtti.

TANRIKULU:25 YIL ÖNCEKİ SAVCI DA ‘DAĞA ÇIKMIŞTIR’ DEMİŞTİ

Zorla kaybedilmeye karşı bir refleks olarak kişilerin birbirine haber verdiğini söyleyen CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise yıllar önce zorla kaybedilen Necati Aydın sürecini hatırlattı. O dönem Aydın’ın akıbetini savcıya sorduklarında savcının kendisine “Dağa gitmiş olamaz mı?” dediğini anımsatan Tanrıkulu, aradan çeyrek asır geçmesine rağmen devletin bu tutumunun hiç değişmediğini söyledi. Mehmet Bal olayında da savcının “Dağa gitmiş olamaz mı” demesine değinen Tanrıkulu, “60 yaşında bir adam Batman’dan İstanbul’a gelmiş, gitse oradan gider niye buraya gelsin. Bal’ın akıbetinden devlet, hükümet, güvenlik güçleri sorumludur. Türkiye AİHM tarafından etkin soruşturma yapmama yönünden mahkum edilmiştir. Hem güvenlik güçleri hem de adli makamların etkin soruşturma yapmadıklarını görüyoruz. Yetkilileri etkin bir soruşturma yapmaya çağırıyoruz” diye konuştu.

BEŞTAŞ: İKTİDAR 90’LARIN TAKTİKLERİNİ DEVREYE SOKTU

HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş ise “Bizim hafızamız 90’lı yıllardan bu yana faili belli ama gizlenen cinayetler konusunda maalesef acı deneyimlerle dolu” dedi. Kürtlerin ne yaşamda, ne ölümde, ne kayıpta, ne cinayette, ne de definde eşit olduğuna dikkati çeken Beştaş, “Bu ülkede Kürtler kaybolmaz, kaybettirilir. Bu çok acı deneyimlerle önümüzde duruyor. 90’lı yıllar tarihi on binlerce cinayetle hala faili bulunmayan gizlenen katliamlarla dolu. Umarım Mehmet Bal bir yenisi olarak eklenmez bu tarihe. 21. yüzyıl Türkiye’sinde dünyanın herhangi bir yerinde telefon görüşmesinden sonra kendisinden haber alınamaması olağan değil” dedi.

Kürt halkının 30 yıllık geçmiş deneyimlerine dayanarak gittikleri her yerde yakınlarına bilgi verdiğini, bunun kaybedilme, kaçırılmalara karşı alınan bir önlem olduğunu dile getiren Beştaş, “Savcının bu yaklaşımı aslında faillere de işaret ediyor. Savcı böyle bir cürette nasıl bulunur. Onun görevi bunu araştırmak, soruşturmak ve izini sürmektir. İstanbul, Dersim, Diyarbakır ya da İzmir’de bir insan asla kaybolmaz kaçırılsa, kaybettirilse bile ucu başka yerlere dokunmuyorsa rahatlıkla bulunabilir. Binlerce dava dosyasından ve tarihsel arka plandan bunu biliyoruz” diye konuştu.

İktidarın 90’lı yıllardaki taktikleri devreye soktuğunu dile getiren Beştaş bu yöntemlerle devletin eskiden medet umduğunu belirterek: “Biz bunun peşini kesinlikle bırakmayacağız, Mehmet Bal da Gülistan Doku da Simoni çifti de umarım yeni kayıplar olmaz” diye belirtti.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder