Ekonomi yönetimi özel bankalara pompalama yöntemiyle yılbaşından bu yana kuru frenlemek için toplam 17 milyar dolar sattı. Libya’dan gelen paralar da içinde.
BOLD – Ekonomide işler iyi gidiyor görüntüsü vermek için geçen yıl kamu bankaları aracılığıyla 40 milyar doların üzerinde döviz satışı yaparak kurlara müdahale eden Merkez Bankası bu yıla da hızlı başladı. Dolar yılbaşından bu yana artış eğilimini korurken, Merkez Bankası’nın 6 TL’lik psikolojik eşik civarında yaptığı toplam müdahalenin en az 13 milyar doları bulduğu anlaşılıyor.
Can Teoman’ın analizine göre; Söz konusu rakam Merkez Bankası’nın kendi bilançosundan çıkan veriler ışığında hesaplanırken, medyaya yansıyan haberlere göre Ocak sonunda Libya’dan da 4 milyar dolar düzeyinde döviz yardımı eklenirse satış tutarının 17 milyar doları bulması mümkün.
Merkez Bankası geçen yıldan itibaren iç piyasadaki bankalarla swap işlemlerine başlarken, verilerin gecikmeli servis edilmesi ve piyasadan ödünç alınan dövizlerin pasif tarafına yazılmadan doğrudan rezervlere eklenmesi ile birlikte bilançoda şeffaflık kaybolmuştu. Ayrıca resmi olarak döviz satış işlemi yapmayan Merkez Bankası’nın, kamu bankalarını muhabir olarak kullanarak, piyasadaki kur seviyesini kontrol etmek için yaptığı satışlar da belirsizliğin artmasında bir başka nedendi.
Piyasadaki işlemciler bazı günlerde kamu bankalarının kur seviyesini düşürmek için milyarlarca dolarlık satış yaptığını belirtirken, bu satışların toplamda ne kadara ulaştığını hesaplamak giderek zorlaştı.
Yine de bazı ipuçlarını göz önünde bulundurarak Türk Merkez Bankası’nın piyasaya yaptığı müdahaleleri kabaca hesaplamak mümkün. Örneğin brüt döviz rezervleri temel alınarak yapılacak bir hesap, 2020 başından beri doları 6 TL’nin altında tutmaya çalışan ancak bunda pek de başarılı olamayan Merkez Bankası’nın müdahaleleri hakkında bir bilgi verebilir.
Merkez Bankası’nın son açıkladığı rakamlara göre ülkenin toplam brüt döviz rezervleri 7 Şubat’ta 74 milyar 420 milyon dolar oldu. Bu rakam 27 Aralık 2019’da 81 milyar 240 milyon dolardı. Bu, brüt döviz rezervlerinde doğrudan 6.8 milyar dolarlık bir düşüşü ifade ediyor.
Ancak bu rakam tek başına bütünün tamamını oluşturmuyor. Çünkü Merkez Bankası bu yıl içinde zorunlu karşılık uygulamalarında iki kez değişikliğe gitti ve bunlar rezervlere 3.2 milyar dolarlık katkı yaptı. Keza banka reeskont kredileri karşılığında ihracatçıdan 2 milyar doların üzerinde döviz geliri elde etti (1.8 milyar doları Ocak ayında).
Tüm bunlara ek olarak Merkez Bankası’nın net döviz pozisyonuna göre 7-13 Şubat arasında en az 1 milyar dolar tutarında döviz satışı daha gerçekleşti. Bu veriler Merkez Bankası’nın yeni yılda yaptığı döviz satışlarının kabaca 13 milyar doları bulduğunu gösteriyor. Aradan geçen sürede brüt döviz rezervlerini etkileme açısından kamunun döviz mevduatında önemli bir değişim olmadığını da belirtelim.
Diğer taraftan Merkez Bankası’nın döviz satışlarının bilançodan tahmin edilenin daha üzerinde olabileceğine ilişkin bir başka gelişme de Libya’dan geldiği iddia edilen 4 milyar dolarlık havale. Daha önce Katar Merkez Bankası’yla yapılan bir yardım anlaşması çerçevesinde, Türk Merkez Bankası rezervlerini güçlendirmek adına bu ülkeyle 5 milyar dolarlık uzun vadeli swap işlemi yapıyor. Şimdi benzer bir anlaşmanın Libya ile de yapıldığına ilişkin iddialar var.
Londra’da yayınlanan Al Arab gazetesinde yer alan bilgilere göre, Türkiye’nin askeri yardımda bulunduğu Libya’daki UMH iktidarı, ülkenin yurtdışı varlıklarından 4 milyar dolarlık bir bölümü Türk Merkez Bankası’na emanet olarak aktardı. Gazete iddiayı Libya Merkez Bankası Likidite Kriz Komitesi Başkanı Ramzi Al-Agha’nın açıklamalarına dayanarak verdi.
Hatta geçen hafta içinde bankanın 1 milyar dolar tutarındaki yeni bir mevduatı daha Türk Merkez Bankası’na yatırmayı planladığı belirtildi. Söz konusu rakamlar Türk Merkez Bankası hesaplarına geçmesine rağmen rezervlerde bir artışa neden olmadı. Bu da Merkez Bankası’nın gelen para miktarındaki dövizi piyasalara sattığı yönündeki kanıyı güçlendirdi.
Türk Merkez Bankası geçen yıl 40 milyar doları aşan bir tutarda döviz satışı yaparken bu dövizlerin büyük bölümü iç piyasadaki döviz yatırımcısı tarafından satın alınmıştı. Türk yatırımcıların talebi ülkedeki dolarizasyon oranını yüzde 46’dan yüzde 55’lere kadar yükseltirken, uzun yıllar sonra ilk kez bankalardaki mevduatın yarısından fazlası döviz hesaplarında korunur hale geldi. Dolarizasyon her ne kadar kötü olsa da, bankaya yatırılan her döviz mevduatı Merkez Bankası’nın döviz rezervleri açısından rahatlatıcı bir etki de yarattı.
Örneğin bankalardaki döviz mevduatı arttıkça Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıklar yoluyla piyasadan çektiği döviz otomatik olarak yükseldi. Aynı şekilde bankaların döviz likiditesinin yükselmesi Merkez Bankası’nın swap yoluyla piyasadan rahatlıkla döviz borçlanmasını sağladı. Kısacası iki etken de döviz rezervleri için dolaylı da olsa bir konfor sağlamış oldu.
Buna karşın 2020 yılında bu trendin değiştiği anlaşılıyor. Çünkü Merkez Bankası’nın sattığı yüksek miktardaki dövize karşın bu kez Türk yatırımcıların döviz mevduatlarında belirgin bir artış yok. Banka’nın açıkladığı verilere göre Aralık sonundan 7 Şubat’a kadar ülkedeki döviz hesaplarında yaşanan artış sadece 2 milyar dolar. Bu da dövizlerin bu kez çoğunlukla yabancı yatırımcılar tarafımdan alındığı ya da borç ödemeleri ve yeniden artmaya başlayan ithalatı finanse etmek için kullanıldığını gösteriyor.
Bütün bunlara ek olarak Merkez Bankası’nın yaptığı tüm satışlara rağmen dolar kurunun 6.05’i TL’yi geçerek geçen yılın sonuna göre 10 kuruş yüksekte işlem gördüğünü de hatırlatmakta fayda var.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder