Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık’tan korkudan açıklama: “Geç kalındı. Olgular tırmanırsa hasta seçmek zorunda kalırız.”
BOLD – Türkiye’nin koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı acil durum planı ve lojistik stoku bulunmadığını, aşı üretme potansiyeli kalmadığını ileri süren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık, yıllardır teknolojiye yatırım yapılmadığını söyleyerek “Kaynaklar saraylara, köprülere, süper lüks uçaklara, yandaşlara harcandı” diye tepki gösterdi.
ÖNLEMLERE YETERLİ DEMEK MÜMKÜN DEĞİL GEÇ KALINDI
Birgün’den Mustafa Mert Bildircin’in sorularını cevaplayan Prof. Dr. Saltık, önlemler için ‘yeterli’ demenin mümkün olmadığını belirtti.
“Çin, ilk olguyu 31 Aralık’ta Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) bildirdi. Bu, 44 zatürre olgusuydu. Nedeninin aydınlatılamadığı belirtildi. Kısa süre sonra ‘yeni koronavirüs’ adı verilen virüs olduğu anlaşıldı. Türkiye, olağanüstü durum planı yapsaydı bu tarihte harekete geçerdi” dedi.
TIRMANMA SÜRER YATAKLAR DOLARSA FECİ DURUM ORTAYA ÇIKAR
Salgının tırmanma eğilimine işaret ederek “Yoğun bakıma giren hasta 4-6 hafta kalıyor. Bir yatağı, gerektiğinde mekanik ventilatörü 1-1,5 ay meşgul ediyor. Tırmanma sürer, yataklar dolarsa feci bir durum ortaya çıkar; hasta seçmek zorunda kalırız!” diye konuştu.
SAHRA HASTANELERİ İÇİN NEDEN BU KADAR BEKLENİLDİ?
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün iki sahra hastanesinin 45 günde yapılacağını ilan ettiğini dile getirerek “21 Mayıs’ta bitecek? O hastaneleri bugüne dek neden yapmadınız?” sorusunu ortaya attı.
İşte salgına ilişkin Saltık’a yöneltilen sorular ve onun verdiği cevapların bazıları:
SAĞLIK BAKANI SÖZCÜ DEĞİL YÜRÜTÜCÜ OLMALI
► Bilim Kurulu’nun görüşlerinin, aldığı kararların tümüyle uygulandığını söyleyebilir miyiz?
Alınan kararların ne olduğunu, saydamlık olmadığı için bilmiyoruz. Kurul kararlarını Sağlık Bakanı açıklıyor, oysa Bakan sözcü değil yürütücü olmalıydı. Türkiye’nin içine sürüklendiği tek adam rejimi buna izin vermiyor.
UMRECİLER VE SINIR KAPILARINDAKİ YETERSİZLİK TETİKLEDİ
► Hangi kararların virüsle mücadelede zafiyete yol açtığını düşünüyorsunuz?
‘Suudi Arabistan’da hastalık yok’ yanılgısı ile 21 bin 500 insanın umreye gitmesine izin verildi. Bu bağışlanır hata değil. Umreden dönenlerin bilimsel karantinasını yapmadık. Bunların yarısından çok daha azı, yetersiz karantina koşullarında tutuldu. Yurdun dört bir yanına dağıldılar, bu da yayılmada önemli rol oynadı. Mesela Isparta’daki 268 hastanın 245’i umreci.
Salgın İran’a gelene kadar sınırda yeterli önlem alınmadı. 358 bin kişi kapılardan yeterince denetim olmadan Türkiye’ye girdi. Batı’daki sınır kapıları da aynı. Buralarda sahra hastaneleri, karantina yerleri açılmalıydı.
HASTALAR BİRİKİRKEN HAFTALARCA TANI KOYAMADIK
► Türkiye’de günlük uygulanan test sayısı 20 bini aştı. Sizce yeterli mi?
Salgın sırasında ABD’ye 500 bin test kiti satıldı. Sonra kit için, el açıldı. Salgın yoldayken hangi tanı/tarama testinin uygulanacağına karar vermemiz gerekirdi. Yangın sürerken Çin’den test aldık. Güvenilir sonuç vermediği anlaşıldı, başka test denendi. En son, PCR’ye geçildi. Hastalar birikirken, haftalarca tanı koyamadık.
HER 7 KİŞİDEN 1’İNİN TESTİ POZİTİF BU YÜKSEK BİR ORAN
Test yapılan her 7 kişiden 1’ini pozitif buluyorsunuz. Yüksek bir oran. Türkiye 3 haftada 200 bin test yaparken ABD’de daha kısa sürede 2 milyon test yapılıyor. ABD nüfusu 4 katımız.
İspanya, 355 bin test yaptı, nüfusu 60 milyon. Aynı nüfusa sahip İtalya 722 bin test yaptı. Türkiye kadar nüfusa sahip Almanya 919 bin.
15 BİNİN BİRAZ ALTI BEKLENİRDİ AMA BUNUN İKİ KATI HASTA VAR
Dünya geneli 1 milyon 350 bin, Türkiye’de ise 30 bin olgu var. Türkiye nüfusu, dünyanın yüzde 1,1’i. Toplam 1,35 milyon hastanın yüzde 1,1’i Türkiye’de olsaydı, vaka sayısının 15 binin biraz altında olması beklenirdi. Ama beklenenin iki katı hasta var.
ÖLÜM RAPORLARINA ‘KORONA’ YAZMAK SINIRLANDIRILIYOR
► Koronaya bağlı hasta ve ölüm sayısının açıklandığından çok olduğunu düşünüyor musunuz?
Sahadan aldığım bilgilere göre, ölüm raporuna, ‘korona ölümü’ yazmak çok sınırlandırılıyor. Hastane yönetimleri ve sağlık müdürlüklerince rapora ‘korona ölümü’ yazabilmek için ardışık 2 test yapılmış olsun, BT (bilgisayarlı tomografi) çekilmiş olsun, radyolog raporunda, ‘korona düşünülmektedir’ desin isteniyor. Vefat edenlerin zatürre veya alt solumun yolu enfeksiyonu gibi sebeplerle hayatını kaybettiği notu düşülüyor ölüm raporuna.
medyaboldBilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Yamanel’den korona tarihi: 2-3 ay sonra
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder