Kovid-19 vakalarında hızlı bir artış gözlemlenirken İç hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’ndan dikkat çeken bir uyarı geldi. Müftüoğlu, Türkiye’yi oldukça zor bir kışın beklediğini savundu.
BOLD – Osman Müftüoğlu, Hürriyet’te yayımlanan köşe yazısında koronavirüs vakalarının tüm dünyada arttığına dikkati çekerken Türkiye’de de durumun iç açıcı olmadığını vurguladı. Salgının önüne geçmenin formülünü de 5 madde ile sıralayan Müftüoğlu yazısında şu ifadeleri kullandı:
- İspanya’da günlük vaka sayısı 20 bini çoktan aştı. Bizde de durum maalesef pek iç açıcı değil.
- Zaten bu nedenle de uzmanlar açıklama üstüne açıklama yapıyor, muhtemel bir ikinci dalga hatta “Kovid-19 tsunamisi” için uyarılarda bulunuyor.
- Kısacası bizi oldukça zor bir kışın beklediği kesin ve görünen o ki eğer tedbirleri sıkılaştırıp ayağımızı denk almaz isek bu rakamlar daha da artacak.
- Daha çok insanımız hastalanacak. Daha çok eş, dost, akraba kaybedilecek.
Hareketlilik sınırlansın: Bölgeler ve şehirler arasındaki hareketliliğin sınırlanması 1 numaralı önlem olmalı. Daha fazla gecikilmeden, acilen ve hemen şehirler arası dolaşım kısıtlamaları bir an önce devreye sokulmalı. Virüsü bir yerden bir yere taşıyan bu aşırı toplumsal hareketliliğe makul bazı kısıtlamalar getirilmeli. Hatta bu kısıtlamalar sadece caydırıcı değil, özendirici olmalı.
Mesaide kaydırmalar yapılsın: Herkesin aynı saatlerde işe gidip dönmesi, özellikle toplu taşıma araçlarını adeta birer virüs pazarı haline getiriyor. Toplu taşıma araçlarındaki sayısal imkânsızlık göz önüne alınca da işe gidiş-dönüş saatlerinde değişiklik yapılması ve evden çalışmanın özendirilmesi vazgeçilmez bir sorumluluk haline geliyor. İstanbul Valiliğinin bu yönde yaptığı çalışma önemli. Aynı yöntemi diğer valilikler de hayata geçirmeli.
Maskesiz olmaz: Maske kullanımı hâlâ öncelikli ve etkili, kısacası bir numaralı korunma yöntemidir. Maske takma meselesine de farklı sosyolojik çözümler aranmalı, bulunmalıdır. Maske kullanımı toplumsal bir dayanışma haline getirilmeli, zorunluluk olmaktan çıkarılıp bir “nezaket tavrı” ve bir “görev anlayışı” şeklinde geliştirilmelidir.
Kalabalıklaşma önlensin: Aşırı kalabalıklaşma ve “mesafesiz sosyalleşme” geçtiğimiz yazın ve yaşadığımız günlerin en önemli yanlışıdır. Mesafesiz sosyalleşmeye yol açan her türlü toplantı acilen yasaklanmalıdır. Sadece düğünler, sünnetler benzeri toplu aktivitelerin engellenmesi de yeterli olmayacaktır. Sosyal toplantılara da ciddi bir sayı sınırlamasının getirilmesi zorunludur. Restoranlarda, kafelerde 4-6 kişiden fazlasının aynı masada oturmasına izin verilmemeli, sandalye ve masalar arasındaki sosyal mesafeler çok daha ciddi bir biçimde yeniden ve çok daha ciddi bir şekilde kontrol edilmelidir. Çok daha önemlisi de şudur: 50 kişiden fazla insanın katılacağı toplantılara kısıtlama konulmalıdır.
Yazlıkçılar dönmesin: Haziran başında yazlıklarına, köyleri, kasabalarına gitmelerine izin verilen 60-65 yaş üstü kişilerin zorunluluklar dışında büyükşehirlere yeniden dönmelerini önlemek için uyarılar yapılmalı, mümkünse dönüşü engelleyici teşvikler gündeme alınmalıdır.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder