TÜSİAD Genel Kurulunda AKP Hükumeti’nin politikaları eleştirildi. Tüm alanlarda belirsizlik ve güvensizliğin hâkim olduğu vurgulandı. Tuncay Özilhan, Türkiye’nin güncel sorunlarıyla 1970’li yıllardaki sorunlar arasında ciddi paralellikler bulunduğunu kaydetti.
BOLD – Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Olağan Genel Kurul toplantısına, AKP iktidarına yönelik eleştiriler damgasını vurdu. Hükumetin ekonomi politikaları nedeniyle belirsizlik yaşandığından şikayet edildi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan yaptığı konuşmada ekonomik duruma ilişkin karışık sinyaller gelen bir dönemde bulunulduğunu belirtti. Özilhan şu soruları yöneltti: “Hepimiz son aylarda arka arkaya gelen beklenmedik gelişmeleri anlamaya, yorumlamaya ve geleceği kestirmeye çalışıyoruz. Ortalığın toz duman olduğu, yetki ve sorumlulukların sınırlarının bulanıklaştığı durumlarda karar nasıl alınır? Nereye gittiğimiz konusunda kafamızda bir cevap yoksa plan nasıl yapılır? Kurumsal yapıların öngörüldüğü gibi çalışacağı varsayımı olmadan yarın ne olacağı nasıl bilinir? İlan edilmiş olan kurallar yarın değişebilirse yarına ilişkin kararlar nasıl alınır?”
50 YILLIK SORUNLAR
Türkiye’nin güncel sorunlarıyla 1970’li yıllardaki sorunlar arasında ciddi paralellikler bulunduğunu aktaran Özilhan, “kavga-dövüşle” sorunların çözülemediğini ve birleştirici olmak gerektiğini kaydetti. Özilhan, “Bir yandan ekonominin canlılığını sağlarken diğer yandan ekonomik istikrarı koruyabilmenin yolu keskin manevralar yapmak yerine açık, net, öngörülebilir ve tüm kesimlere güven veren bir yol haritası ortaya koymaktan geçiyor” diye konuştu.
Semptomları tedavi etmek yerine kökte yatan sorunları çözmek gerektiğini belirten Özilhan, açıklanan reform paketlerinin istenen sonuçları vermediğini vurguladı. “Reformlar uzun ve meşakkatli süreçlerdir. Israrlı uygulama ve sürekli takip gerektirir. Bu yüzden reform süreçleri siyaset ve bürokrasideki değişikliklere karşı da hassastır” mesajı verdi.
Yüksek faiz oranlarının tasarruf açığının sonucu olduğunu belirten Özilhan, “Tasarrufları artıramazsak Türk Lirası’na güveni tesis edip uzun vadeli dış kaynak çekemezsek hiçbir faiz indirimi kalıcı olmaz” uyarısı yaptı.
TANSİYON HASTASI
TÜSİAD YİK Başkanı, “Faizler bir tansiyon hastasının tansiyon ilacına verdiği tepki gibi hızla iniyor ve ilaç kesilince de yeniden çıkıyor. Bu iniş-çıkışlar bünyeyi daha da zayıflatıyor. Yatırımcı güveni tesis edilemeyince uzun dönemli yatırım kararları da alınamıyor. Yatırımcı güven ister, sık sık değişmeyen kurallar ister. Uzun vadeli yatırımın sırrı istikrar ve güvendir. Tasarruf açığının bir cephesi de mali disiplindir. Türkiye kamu kaynaklarını çok iyi kullanmalı ve daha verimli alanlara harcamalı. Lüzumsuz harcamalar yerine her kuruşunu üretime, sanayiye, tarıma, eğitime, bilimsel ve insani gelişmeye ayırmalı” dedi.
Türk Lirası’nın değer kaybında döviz geliri üretme kapasitesinin düşüklüğünün yanında geleceğe ilişkin belirsizlik ve güvensizliğin de rol oynadığını belirten Özilhan, şöyle devam etti: “Sorun şiddetlenince rezervlerden döviz satarak Türk Lirası’nın değerini korumaya çalışmak ancak kısa süre işe yarar. Aynı sorunun hep tekrarlanmaması için ekonomik yapının dönüşüp döviz gelirlerinin artırılması ve ekonomi yönetiminin güven sağlaması gerekir.”
Fiyat artışlarıyla mücadelede fiyat kontrollerinin yeterli olmadığını belirten Özilhan, kalıcı çözümün üretim kapasitesini artırmak olduğunu söyledi.
Yarının işsizliğini önlemek için eğitimin niteliğinin uluslararası standartlara yükseltilmek zorunda olduğuna dikkat çeken Özilhan, gelecek yıllarda küresel ticarete yön veren ürünlerin “insan haklarına saygılı, etik değerlere uygun, çevreye duyarlı bir şekilde üretilmiş yüksek teknolojili ürünler” olacağını vurguladı.
KANKINMANIN ÖN KOŞULU İSTİKRAR
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski de “Şeffaflık, hesap verilebilirlik, kurumsal özerklik, istişare, çoğulculuk, mutabakat arayışı gibi konuların önemini vurgulamaya devam edeceğiz” dedi.
Son iki buçuk yılda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) başkanının dört kez, Merkez Bankası başkanının üç kez değiştiğine dikkat çeken Kaslowski, kalkınmanın ön koşulunun istikrar olduğunu söyledi.
Bu tür görev değişikliklerinde şeffaflık ve hesap verilebilirliğin dikkate alınmasının önemine dikkat çeken Kaslowski, “TL’nin zayıflığı dışsal şoklar karşısında bizi korunmasız bırakacaktır. TL’ye güveni yeniden kazandırmalıyız, aksi takdirde had safhaya varan işsizlik, alım gücünde azalma, büyümenin finansmanı gibi temel sorunların çözülmesi mümkün değil” uyarısı yaptı.
TÜSİAD’dan AKP’ye sert eleştiri: 50 yıl önceki gibi… yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder