11 Nisan 2019 Perşembe

Ah Benim Vefalı Dostlarım

 

Ben 38 yaşında iki çocuk annesiyim. Eşim 46 yaşında ve eşimle birbirimizin ikinci nasipleriyiz. Eşim yıllar boyu hayal ettiğim Allaha dua dua yalvarıp istediğim iman, karakter, edep ve ahlaka sahip benim gözümde muhteşem bir eş.

Onu tanıdıktan sonra hayatım değişti, şuanda bu dairede olmamı Rabbim eşimin vesilesiyle nasip etti. Evliliğimizin 3. senesinde Rabbim bize rüyalarla müjdesini verdigi bir erkek evlat nasip etti. Memlekete ziyarete gittiğim günlerde 12 Temmuz 2016 da oğlum premature olarak dünyaya geldi ve kuveze konuldu. Kuvezden çıkacağı güne kadar memlektte kalmak zorunda kaldık. 3 gün sonra ise hayatlarımızın ne kadar değişeceği aklımıza bile gelmezdi.

15 Temmuz gecesi okunan selâlar, tv deki yalan haberlerle birden ailem ayaklandı ve ağızlarından alevler çıkmaya başladı. Eşimle ne olduğunu bile anlayamamış sadece birbirimizle göz teması kurabiliryorduk.

Babam ve abimin meydanlara koşup hakaret bağırtılarını unutmak kolay olmamıştı ve yavaş yavaş bize de hakeret etmeye başlamışlardı. Ertesi gün ise bizimkiler doğum yapalı 4 gün olmuştu ki bizi evlerinden kovdular. Bu olayla yeni inmeye başlayan sütüm bir anda kesildi. Rabbimin evladıma verdigi rızık ailem tarafından men olunmuştu.

Eşyalarınızla beraber sokakta kalınca çareyi büyük abime sığınmakta bulduk.Abim fikir olarak bize düşmandı ama fevkalade bir şekilde bize sahip çıktı.

Bu ise Rabbimin gelecek ikramlarından sadece biriydi. Eşim bizi oraya bırakıp evimize döndü ben de 1 ay abimlerde çocuğum kuvezden çıkana kadar kaldım. Eşim dönünce malum sebeplerden dolayi işten çıkartıldı. Artık maddi ve manevi sıkıntılar bizi bekliyordu. Eşim iş aramasına rağmen bir türlü iş bulamamış mecburen günlük amele işlerine gitmeye başladı.

Ekim ayında eşim aranmaya başlanmıştı ve bu durum beni iyice korkutuyordu. Ama eşimin dik duruşu her seferinde tekrar ümitlenmeme vesile oluyordu. Bu durumdayken surekli çalışamıyor arada işe gidebiliyordu.

Biriken kiramiz, elektrik, doğalgaz ve suyun kesilmesi cabasıydı. İki çocukla napacağımı bilemez halde kalmıştım.

Eşimle görüşemediğimiz için durumumuzu bilmiyordu. küçük tüp alıp hem yemek yapıp hem ısınıyorduk. Eşim birkaç hafta sonra gelip bizi görünce çok üzüldü. Rabbim yine yardımını gönderdi ve ahiret dostlarımız durumu öğrenmiş hızır gibi yardımımıza yetiştiler.

Kiramı faturalarımı hatta evime alışverişi hatta oğluma mama bile almışlardı. Allah ebeden onlardan razı olsun. Eşimin ailesi de bize kapılarını kapatmıştı. Şer gibi görünen bu olaylar aslında hayırlara vesileydi.

Eşim yine giderken ben. Çok bunalmış sen yokken bize kim bakacak demis, o da Allah azze ve celle demişti. Ben Rabbime emanet ettim dedi. Ve birkaç ay sonra iş buldu çalışmaya başladı ve daha sonra korkulan şey oldu eşim tutuklandı.

Ailemde bizi memlekete taşıdı .Hayatmz bir anda değişmişti. Hasret, özlem, gözyaşı vardı artık. Birkaç ay sonra oğlum kalçasından rahatsizlandı ve rahatsızlığı ciddiydi ameliyat olması gerekiyordu hatta yürümesinde sıkıntılar olacağını söylemişti. Doktor İzmir’de tedavi olması gerektiğini söyledi. Doktor dönüşü durumu anneme anlatırken telefonuma mesaj geldi. “Yenge, nasılsın İzmir’e ne zaman geliyorsun geldiğinde haber ver çocuğu doktora götürelim ” idi tekrar tekrar mesajı okudum ve şok olmuştum çünkü biz de yeni öğrenmiştik ben de “siz nereden biliyorsunuz çocuğun rahatsızlığını” dediğimde gelen cevap ise “Allah var gam yok” idi. Gözümden sadece şükür gözyaşı akıyordu.

İzmir’e gittiğimizde çocuğun ender görülen rahatsızlığının hiçbir zararı olmadığını öğrendik. Eşimin görüşlerine 2 ayda bir açık görüşüne gidebiliyordum. Ailem ise sürekli boşanmamı söylüyorlardı ve ailemle şiddetli tartışmalar yaşıyordum.

Görüşe gittigimde dostlar sağolsunlar beni garajdan alıp, cezaevine götürdüler. Bir de zarf verdiler zarfı açtığımda 300 tl gördüm o kadar mutlu oldum ki anlatamam. ziyaret sırasında annesinin para yatırmadığını görünce 200 ünü ona yatırdım hepsini yatıramadim ailem bana para vermiyordu. Yanımda sadece dönüş param vardı nefsime yenik düşüp keşke 150 tl yatırsam diye pişmanlık duydum çünkü benim de ihtiyacım vardı.

Garaja girer girmez mescide namaz için gittim. Yanımdaki kadın ağlıyordu biraz konuştuk ve öğrendim ki onunla da imtihanımız aynıydı. Ben namazımı kılıp müsaade isterken o benim çantama para koymakla meşguldü. ” Abla ne yapıyorsun dediğimde içimden bir ses 100 tl ver deyip duruyor eğer almazsan bu beni kahreder vicdanımın sesi susmaz n’olur Allah için al” diyordu. Bende aldım ve otobüste yol boyunca ağladım.

Rabbimin ikramları sıra sıra diziliyordu… Dostlarım bana “namaz takkesi örer misin” dediler “ne kadar örersen gönder hemen ücretini gönderelim” dediler bir sene benden ve benim gibi arkadaşlardan takke aldılar. Eşim çıktıktan sonra öğrendim ki o takkeleri satarlarsa birkaç tane satıyorlar gerisini birilerine hediye ediyorlarmış. Ah benim vefalı dostlarım.

Allah’a emanet olun.



Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/04/11/ah-benim-vefali-dostlarim/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder