Daha kaç gurbet var heybemizde acaba.
Kaç yolculuk bilmediğimiz..
Daha kaç Hicret duyacağız
Sessiz sedasız cebren kopan
Vatan topraklarından.
Daha kaç canımızdan ayrı düşeceğiz habersiz.
Yollar alışık olduğu yolcuların ayak
Seslerine ne zaman kavuşacak.
Ya bekleyenler
Gözleri yolda, kulakları seste kaç insanın yüreğine hasret ekilecek.
Ayda 1 bile olsa anasından, babasından ayrı kalan miniklere yardım götüren kaç yürek konacak parmaklıklar ardına.
Ansızın düştü fotoğrafın önüme
Baktım bir daha Baktım ama tanıyamadım.
Okudum 5 günlük gözaltının ardında Tutukluluk kararını duyunca bayılmışsın ….
Hüznün yaşadığın her anın çıplaklığı vardı bakışlarında
Bu nasıl olur ne yaparım ben orada der gibiydin
Son günler hava yağışlıydı muhtemel senin gözyaşlarında o damlara karıştı be kardeşim hizmetine hürmet ettiğim
O karanlık nezarethane de nasıl inlendin kimbilir
Dar gelmiştir o mekan sana
Yürümüştür duvarlar üstüne üstüne
Bağrını yırtarcasına haykırdın belki
Ama karşındakiler sesine cevap verebildi mi?
Kimi yaşlı bir teyze, kimi gözleri yaşlı yusuf eşi, kendin gibi ve onların mini bebekleri ve tıfıl Seniha’nın gözleri uzaklarda kaldı çünkü artık Havva teyzesini de babası gibi almışlardı.
Yollar yolcusuz kaldı be ablam
Bekleyenler susuz.
Geçecek bugünler der Umut verirdin
Bir oğlun bir ilde, diğeri başka ilde
Yusuf abim de Medrese-i Yusufiye de
Sırayla her birine yetişirdin
Yeri gelir ziyaretine gittiğin tüm arkadaşların yanı olurdu evin …
Sonra da yorulur yatağa kilitlenirdin
Başka türlü dinlenemezdin …
Sahi havalar soğudu yine tutar mı ki belin
Nasıl dindireceksin ağrılarını ;(
Canım ablam kardeşim
Bir kere daha yandı yüreğim
Sen içerde ben dışarda mıyım
Şimdi bi yanım daha yarım
Ya o değilde sen Yusuf abimin Nazlı Çiçeğiydin
Gül yüzlü, güzel çehrelim
Kıskandın mı abi mi
Mertebeme, mertebe katmam lazım mı dedin ki
Her şart ve koşuldaki
Yol arkadaşlığınıza Medrese-i Yusufiye tacını mı takmak istedin ki bilemedim.
Şaştı dilim, yazıyor öylesine kendi kendine kalemim
Hatta haddini aşmıştır usulsüzce belki özür dilerim
Sığmıyor bedenim ruhuma neyleyeyim, dar geldi yerim, yenim .
Şimdi uzaklara bakarak içtiğim çayların bir yudumu da senin için bilesin
Yine yeniden buluşuncaya,
Doya doya sarılıncaya kadar seni Rabbime emanet ettim.
Gördün mü bak bu defa kalem senin kelamına şahitlik etti.
Adım adım koşmaların
Hadi ablam bitmedi daha deyip coşmaların, coşturmaların
Yazılmalıydı elbet.
Rabbim gözettiğin sabiler, anneler ve yaşlı teyzeler hürmetine darda koymasın seni.
Hıfzeylesin yükseltsin nezdindeki kıymetini
Umuyorum çok sürmeyecek bu ayrılığımız ve tüm kardeşlerimizle birlikte yeniden buluşacağız …
Elemi gidecek lezzetiyle paylaşacağız bugünlerimizi
Şimdilik En Sevgiliye emanet ettim sizi ….
Bahar Gülleri
Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/12/10/havana-ipek-hanimin-aziz-hatirasina/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder