Gardiyanlar sayım için her gün koğuşlara giriyor, yeterli beslenme yok, dışarıdan vitamin vermek yasak, 40 kişilik koğuşlar var… Hüsnü Taş felaketi anlattı.
BOLD – Marmara TUHAY-DER Eşbaşkanı Hüsnü Taş, salgının cezaevlerine sıçraması halinde önünün alınamayacağı uyarısında bulunarak, tutukluların serbest bırakılmasını istedi.
İran gibi ülkelerin bile on binlerce tutukluyu serbest bırakması üzerine Hükümet, bir süredir gündeminde olan ceza infaz düzenlemesini erkene çekti.
AKP ve MHP’nin kurmaylarınca üzerinde çalışılan düzenlemeye dair yansıyan kimi bilgilere göre, siyasi nedenlerle cezaevlerinde tutuklu bulunanlar kapsam dışında bırakılacak.
Bu nedenle şimdiden tartışma konusu olan düzenlemenin son şeklinin nasıl olacağı merakla beklenirken, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) Eşbaşkanı Hüsnü Taş, cezaevlerinin biran önce boşaltılması gerektiğini söyledi.
Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve tutuklu aileleriyle iletişim halinde olduklarını aktaran Taş, birçok cezaevinde olduğu gibi Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde de endişe verici boyutlara ulaşan ihlallerin yaşandığını söyledi.
EN BÜYÜK TEHLİKE GARDİYANLAR: SAYIMA DERHAL SON VERİLMELİ
Taş, bu konuda özellikle Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) tarafından Marmara Bölgesi’ndeki cezaevleri ile ilgili hazırlanan son hak ihlalleri raporu üzerinde durdu. Taş, raporda yer alan Kovit-19 salgınının yayılması ile birlikte bazı cezaevlerinde temizlik ve hijyen uygulamalarının olmadığı, her gün dışarıya çıkıp giren gardiyanların sayım adı altında sürekli koğuşlara gittiği, eldiven ve maske takmadıkları için de bu durumun tutuklular açısından ciddi riskler taşıdığı yönündeki bilgilere dikkat çekti.
Şimdiye kadar dışarıda binlerce kişinin salgından kaynaklı yaşamını yitirdiğini söyleyen Taş, bunun cezaevlerinde yaşanmaması için önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Birçok ülkede önlem olarak tahliyelerin gerçekleştiğini kaydeden Taş, “İran gibi katı yasalarla yönetilen bir ülke dahi binlerce siyasi ve adli tutukluyu serbest bıraktı. Ancak Türkiye’de hukukun, adaletin ve insanlığın bittiği bir noktadayız. Cezaevlerinde gerçekten ciddi tehlikeler var. Örnek olarak Bakırköy Kadın Cezaevi’nde yapılan aramalar esnasında gardiyanlar koruyucu eldiven ve ağızlarında maske olmadan sayım alıyorlar. Cezaevlerindeki en büyük tehlike gardiyanlardır. Çünkü her gün dışarı çıkıp geliyorlar. Dolasıyla henüz cezaevinde olmayan hastalığı buraya taşıyacak potansiyelde olan kişilerin başında gardiyanlar geliyor” dedi.
KRONİK HASTALAR VAR
Cezaevlerinde yine kronik hastalığı olan yüzlerce hasta tutuklu bulunduğunu belirten Taş, özellikle bu tutukluların ciddi risk altında olduğu uyarısında bulundu.
Sağlık haklarından yeterince faydalanamayan hasta tutukluların salgın sonrası 14 gün karantinada kalmak şartıyla hastaneye götürüldüğünü bilgisini veren Taş, bu yüzden de hasta tutukluların sağlık ihtiyaçlarını gideremediklerini belirtti.
‘VİRÜS CEZAEVLERİNE SIÇRARSA ÖNÜ ALINAMAZ’
Zorunlu iğne kullanan tutukluların bile bu tür uygulamalarla ortada bırakıldığını söyleyen Taş, “Cezaevi yönetiminin tutukluların sağlıklarına dair önlem almaması ve şartları daha da zorlaştırması, ancak ‘düşman hukuku’ ile bağdaştırılabilir. Bu da kabul edilecek bir şey değildir. Hele hele çocuklar ve yaşlı tutuklular devletin güvencesi altındadır. Yani devlet birebir bunlardan sorumludur. Tutuklu ve hükümlülerin aileleri olarak ciddi endişeler içerisindeyiz. Yani o virüs her an cezaevlerine sıçrayabilir. Bu yansıdığı takdirde önü alınamaz” uyarısında bulunarak, cezaevlerinin derhal boşaltılmasını istedi.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder