Baran Tursun Vakfının raporuna göre, 2007 ile 2020 arasında 92 çocuk polislerin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. Bu dönemde polis kurşunuyla ölen sivillerin sayısı ise 404. Bu rakamlar Türkiye’yi polislerin insanları öldürme oranı en yüksek ülkelerden biri haline getirdi.
BOLD – Baran Tursun Vakfının ‘Kolluk Güçlerinin Orantısız Güç Kullanımı Sonucunda Yaşam Hakkı İhlalleri- Ölmek Zorunda Değillerdi’ başlıklı raporu yayımlandı. Rapora göre bu dönemde ‘Öngörü, Makul şüphe ve Takdir’ gibi soyut kavramları kendi mantığına göre yorumlayan zanlı polis, 70’i kadın 404 sivili ateş açarak öldürdü.
SİLAH KULLANMA İLK SEÇENEK GİBİ KULLANILDI
Gazeteduvar’dan Ferhat Yaşar’ın haberine göre raporun ‘Polisin Orantısız Güç Kullanımı Sonucu Gerçekleşen Ölümler’ başlıklı bölümünde; Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nda 2007 ve 2015 yıllarında yapılan değişikliklere dikkat çekilerek, “Polisin ateşli silah kullanma konusunda arttırılan yetkilerine tereddüt göstermeden başvurmaları sonucu, yaşam hakkı ihlallerinin önemli ölçüde arttığı gözlemlenmektedir. Yasanın öngördüğü gibi ‘son seçenek’ olarak silahını kullanması gereken polis, makul şüphe, öngörü ve takdir gibi yeterince eğitimini almadığı soyut kavramlara kendince bazı anlamlar yükleyerek, neredeyse ‘ilk seçenek’ olarak silahını ölümcül sonuç verecek şekilde kullandı” denildi.
TÜRKİYE, POLİSLERİN İNSANLARI ÖLDÜRME ORANI EN YÜKSEK ÜLKELERDEN BİRİ
Ölümle sonuçlanan vakalarda sanık sıfatıyla yargılanan polislerin, genellikle “Biz kanuni görevimizi yaptık” şeklinde savunma yaptıkları belirtilen raporda, “Polisin bu algısı, otoriter ve totaliter rejimler bir yana, demokratik ülkeler arasında yer alma iddiasındaki Türkiye’yi, polisin insanları öldürme oranının yüksek olduğu ülkeler arasına sokmuştur. Ölümcül güç kullanan polisler, şüpheliyi yargı sürecine dahil etmek, cezalandırmayı yargıya bırakmak yerine, yasal yetkilerini aşarak öldürme olayını gerçekleştirmeyi, o an verdiği kararla şüpheliyi ölümle cezalandırmayı kanuni görev saymaktadır” denildi.
93 ÇOCUK POLİSLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ
Rapora göre 2007 ve 2020 yılları arasında 18 yaş altında 92 çocuk başta olmak üzere, 70 kadın ve 241 erkek ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle polisler tarafından öldürüldü. 2007-2017 tarihleri arasında 29 kişinin gözaltında iken öldüklerine dikkat çekilen raporda, “Ölüm olaylarının meydana geldiği tüm polis karakollarında, kameralar ya arızalanmış ya kısmı kayıt yapmış ya da kayıt yapmamıştır. Durum böyle gösterilince, ölümlerin gerçekleştiği gözaltı merkezleri üzerinden işlem yapmak veya delil toplamak mümkün olmamıştır” denildi.
ZIRHLI ARAÇ ÇARPMASIYLA EN ÇOK ÖLÜM DİYARBAKIR’DA
Raporun en önemli bölümlerinden birisi ise, güvenlik güçlerine ait araçların çarpması sonucunda gerçekleşen ölümler… Rapora göre, polislerin kullandığı zırhlı araçların ezmesi sonucu 13 çocuk öldü. 66 çocuk, polisler tarafından ateş edilerek öldürüldü. 3 çocuk karakolda darp edilerek öldürüldü. 10 çocuk, polislerin kullandığı gaz fişeklerinin isabet etmesi nedeniyle öldü. Raporda 2007 ile 2020 arasında ölen çocukların 71’inin Kürt illerinden olduğu belirtildi.
RAPORDA TAVSİYELER DE YER ALDI
Raporda, hak ihlallerine ilişkin şu tavsiyeler sıralandı:
- Görevli polis hakkında yaşam hakkı ihlaline ilişkin bir soruşturmanın olduğu durumlarda, söz konusu kişinin aktif görevde kalmasına müsaade edilmemeli.
- Hukuka aykırı öldürme vakalarında savcılar daha hafif suçlar yerine daima öldürme suçundan dava açmalıdır. Açılan davalar bağımsız, tarafsız ve etkili yargı organlarınca görülmeli, olası cezasızlık algısının önüne geçilmelidir.
- Polisin taraf olduğu yaşama hakkının ihlal edildiği davalarda, başta delilleri toplama ve muhafaza olmak üzere tüm iş ve işlemlerin yanı sıra soruşturmaya esas alınacak olay yeri inceleme görevi polis gücünden alınıp Jandarma gücüne verilmeli.
- Yakınlarını kaybeden ve şikâyette bulunan kişilere karşı misillemede bulunulmamasına yönelik adımlar atılmalıdır. Ağır insan hakları ihlallerine maruz kalan birey ve ailelerine, tanıklar, avukatlar ve sivil toplum örgütlerine yönelik her türlü tehdit ve baskıyı yapanlar için soruşturmalar açılmalı.
- Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun 4.maddesine (2559 sayılı yasanın 16.maddesine) eklenen “Makul şüphe, öngörü ve takdir” gibi kavramları konusu, polise verilen eğitimlerde ayrıntılı şekilde işlenmeli. Bu kavramlara her polisin kendince bir anlam yüklemesi ve bu yüklemeye göre silah kullanması önlenmeli.
- Gözaltındaki şüphelilerin sorgusu sırasında ve polis karakollarının her yerindeki video ve ses kayıt sistemlerinin sürekli çalışıyor olması garanti altına alınmalı.
- Yargı kararıyla görevinde kusuru kanıtlanan polislere yönelik rücu mekanizması etkili biçimde çalıştırılarak cezasızlık algısının önüne geçilmeli.
13 yılda 92 çocuğa polis kurşunuyla infaz yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder