Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bakanlığı döneminde dershanelerin kapatılmasına karşı olduğunu, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ı da bu yönde ikna ettiğini söyledi. Çelik, “Bugünkü sınav yapısı devam ettiği sürece ben dershanelerin kapatılmasına karşıyım. Bu gündeme geldiği zaman da ben karşı oldum. Sayın başbakana da o yönde ikna ettim” dedi.
BOLD – Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Milli Görüş’e yakın TV5’te Mustafa Aydın’la Eğitim Dünyamız adlı programda dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Bakanlıktaki teşkilat kanununun eğitim politikasını uygulamada sorunlara neden olduğunu söyleyen Çelik, “Milli Eğitim, Türkiye’nin kanayan yarası” dedi. Bakanlığı sürecinde dershanelerin kapatılmasına karşı çıktığını belirten Çelik, şunları söyledi: “Bugünkü sınav yapısı devam ettiği sürece ben dershanelerin kapatılmasına karşıyım. Bu gündeme geldiği zaman da ben karşı oldum. Sayın başbakana da o yönde ikna ettim. Diyelim ki tamamen kursları da yasakladınız. Bu sefer iki kafadar, üç kafadar öğretmen onlar bir araya geliyorlar okuldaki öğrenciye diyorlar ki annene babana söyle sana bir takviye vermemiz lazım. Onlar onun evine ya da onlarım belli yerleri var oraya gidiyorlar bu sefer merdiven altına iniyor. Siz insanlar meşruiyet içinde yasal zeminde gereksinim duyulan ihtiyaç olan bir şeyi yapmaya müsaade etmezseniz o ihtiyaç ortadan kalkmadığı sürece o yapılır. Bu sefer illegal şekilde yapılır, kaçak yapılır merdiven altına iner. Hiç olmazsa diğerinde devlet vergisini alıyor ve devlet asgari düzeyde de de olsa kontrolü var.
ÇOK ÇABA HARCADIM GÜCÜMÜZ YETMEDİ
Milli Eğitim Bakanlığı’na bana kalırsa en büyük darbeyi vuran şey Milli Eğitim Teşkilat Kanunu’dur. Ben o zaman sayın cumhurbaşkanımız o zaman başbakandı cumhurbaşkanımız ve etkili yetkili olabilecek partiler nezdinde de çok çaba harcadım ama gücümüz yetmedi buna. Teşkilat kanunda ne yapıldı? Hâlbuki ismi değiştirilen, birleştirilen veya ayrılan bakanlar bakanlıklar için bu yapılabilirdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ismi değişmedi bu aslında olmaması gereken bir şeydi. Milli eğitim Bakanlığı’nın kurumsal hafızası olan arkadaşlarımızın hepsi havuza atıldı. En büyük israf insan israfıdır. Havuz dediğim şey şudur Milli Eğitim Bakanlığı’nda müsteşar yardımcılığı, genel müdürlük, genel müdürlüğü yardımcılığı, daire başkanlığı, il ve ilçe müdürlüğü, talip terbiye kurluğu üyeli yapmış binlerce insan özlük hakları garantiye alındığı için onlarda uslu uslu oturup maaşların aldılar.
BAKAN DEĞİŞİNCE SİL BAŞTAN YAPMAK ZORUNDA
Sonraki dönemlerde de ben şunu anlamakta güçlük çekiyorum. Tekrar söylüyorum. İktidar değişince yeni gelen bakan arkadaşlar zihniyet itibariyle uygulanacak program itibariyle pedagojik olmak kaydıyla. Bana göre 60 darbesi büyük bir cinayetti bunu meşrulaştıran öğretmeni talim terbiye kurumda neden tutayım bunu bir örnek olsun diye söylüyorum. Bakan değiştikçe kadro tepeden tırnağa değişince bu sefer yeninde sil baştan yapmak zorunda. Birisi geliyor bir yere oturuyor bir şeye başlıyor, ondan sonra o değişince yeni baştan bir başkası geliyor o, orada yeniden bir şeye başlıyor ne oluyor sonuca gidemiyorsunuz bu sefer. Bu maalesef milli eğitim bakanlığının AK Parti hükümetine mahsusta değil bu konulduğu günden beri kanayan yaralarından birisidir.”
Adalet Bakanı Gül’den beyaz Toros çıkışı: Statüko beyaz Torosları sever
Eski Milli Eğitim Bakanı Çelik: Dershanelerin kapatılmasına karşıydım, başbakanı da ikna ettim yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder