Şahap Kavcıoğlu, 2 Mart’ta Yenişafak’taki köşesinde Tayyip Erdoğan’ın nereye harcandığını açıklayamadığı 130 milyar dolarlık Merkez Bankası rezervinin nasıl kullanıldığını izah etmeye çalıştı. Ardından da koltuğu kaptı.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir gece yarısı yayımladığı kararname ile Naci Ağbal Merkez Bankası Başkanlığı görevinden alınıp yerine Şahap Kavcıoğlu atandı. Kavcıoğlu’nun 2 Mart tarihinde yazdığı Erdoğan’ın en çok zorlandığı rezerv konusundaki yazısı ise dikkat çekti.
TCMB’DEN AÇIKLAMA GELMEYİNCE…
Kavcıoğlu Yenişafak gazetesindeki 2 Mart tarihli “Merkez Bankası rezervleri niçin vardır?” başlıklı köşe yazısında 130 milyar doların nereye harcandığı ile ilgili doyurucu açıklama yapmayan Merkez Bankasını eleştiriyor.
İşte Kavcıoğlu’nun yazısı:
Geçen haftanın önemli konularından biri de muhalefet tarafından tekrar gündeme getirilen Merkez Bankası rezervlerinin neden eksiye düştüğü ve bu rezervlerin ne olduğu konusuydu. Aslında bu konunun TCMB tarafından açıklanması yararlı olurdu. Ancak TCMB’den bir açıklama gelmeyince, sanki bu konuşulan 130 milyar dolar bir yerlere uçtu gitti gibi algılanıyor. Tabii muhalefet de siyasi olarak bir şey bulmuş gibi bunu gündemde tutmaya çalışıyor. Öncelikle belirtmem gerekir ki TCMB rezervleri bir ekonomik olaydır. Siyasi bir durum değildir. İkincisi döviz rezervleri hakkında analiz yaparken, dünyanın her yerinde tüm merkez bankalarının rezervleri brüt olarak izlenir; net olarak değil.
130 MİLYAR DOLAR NEREDEN KAYNAKLANIYOR?
TCMB de döviz rezervlerini uluslararası standartta brüt rezerv olarak takip etmektedir. Böyle baktığımızda Şubat 2020 yılında 107,7 milyar dolar olan rezervler Eylül 2020’de 79,7 milyar dolara, Ekim ayında tekrar 84,5 milyar dolara, yılsonu itibariyle de 94,5 milyar dolara yükselmiştir. Durum böyle olunca bu 130 milyar dolar mevzusu nerden kaynaklanıyor merak ediliyor tabii.
Rezervin önemi önümüzdeki bir yıl içinde ülkenin ödemelerini gerçekleştirebilme kabiliyetiyle alakalıdır. Uluslararası kuruluşlar rezervleri bu şekilde ele almaktadır. Yani ülkenin yabancı para ödemelerini gerçekleştirmeye rezervler katkı sağlayabilir mi diye.
TÜRKİYE BUNLARIN ÜSTESİNDEN GELEBİLECEK DİNANİZME SAHİP
Türkiye 2019 yılı hariç cumhuriyet tarihi boyunca cari açık veren bir ülke. Petrol gibi doğal kaynakları olmayan, tasarruf fazlası ve yeterli sermayesi de olmayan bir ülke olduğumuz için her yıl yurt dışı yabancı kaynak girişine ihtiyacı olan bir ülkeyiz. Yıllardır en önemli problem, ödemeler dengesi açığıdır.
2020 yılına gelindiğinde; Türkiye olarak uluslararası bazı jeopolitik risklerimiz ve uluslararası sorunlarımız var, bu sorunlar Türkiye’nin tercihi ve bunların belirli bir bedeli olacağı zaten biliniyordu. Ama bunlar 2020 yılında ortaya çıkan pandemi salgınıyla birlikte birleşince sıkıntılı bir tablo ortaya çıktı. Yine de Türkiye ekonomisi bunların üstesinden gelecek dinamizme sahip.
SALGIN ÇOK ETKİLEDİ
Yıllardır cari açığın finansmanı için kullanılan yollardan hemen hepsi bu salgından çok fazla etkilenmiştir. Bu yollardan;
Birincisi turizm gelirleri; 2020 yılında dünyada olduğu gibi Türkiye’de de turizm çok olumsuz etkilenmiştir. Yaklaşık 30 milyar dolar bir kayıp söz konusu olmuştur.
İkincisi dış ticaret. Yılın ikinci çeyreğinden başlamak üzere ihracat azalmış, ithalattaki artış da devam etmiştir. Buradaki kayıp da yaklaşık 12 milyar dolardır. Buna bir de 25 milyar dolar altın ithalatını eklememiz gerekir.
SERT SICAK PARA ÇIKIŞLARI OLDU
Üçüncüsü, doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımlar ile finansmana bağımlılık derecesi. Pandeminin de etkisi ile 2020 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım girişlerinde sert düşüşler yaşanmıştır. Dünyada 2019 yılında 1,6 trilyon dolar olan doğrudan yatırımlar 2020 yılında 920 milyar dolara düşmüştür. Gelişmekte olan ülkelerde ise 2019 yılında 750 milyar dolar iken 2020 yılında 380 milyar dolara inmiştir. Yine portföy yatırımları dediğimiz sıcak para girişlerinde de dünyada çok hızlı düşüşler yaşanmıştır. Türkiye’de ise biraz daha sert düşüşler yaşanmıştır. Yaklaşık 15 milyar dolar da portföy yatırımlarından çıkış yaşanmıştır.
BORÇLAR REZERVLERDEN KARŞILANDI
Bunların yanında Türkiye reel sektörü döviz borçlarını Kasım 2020 yılı itibariyle 158 milyar dolar civarına düşürmüştür. Bu rakam Mart 2018 tarihinde 222 milyar dolardı. Reel kesim de döviz borcunu hızlı bir şekilde azalttı. Bu çıkışların tümü TCMB rezervlerinden karşılanmıştır.
Türk bankacılık sistemi 2020 yılında reel sektöre kullandırdığı kredileri yaklaşık bir önceki yıla göre %35 civarında artırmıştır. Yaklaşık 1 trilyon TL olarak kullandırdığı kredilerin, kısa vadeli olarak yaklaşık 600 milyar TL’si TCMB’den borçlanarak kredi kullandırmıştır.
İHTİYAÇ OLDUĞUNDA KULLANILMAYACAKSA NE ZAMAN KULLANILACAK?
Kısaca ihtiyaç olduğunda rezervler kullanılmayacaksa ne zaman kullanılacak? Kovid-19 başlayınca Mart 2020’de bütün dünya ekonomileri durdu, çalışamaz hale geldi, üretimler aksadı, işsizlik arttı, fiyatlama davranışı anormalleşti, talep düştüğü halde kurlar spekülatif ataklarla yükseltilmeye çalışıldı. Eğer rezervler böyle zamanlarda kullanılmasaydı, USD/TL kuru ne olurdu? Enflasyon ya da faizler kaça yükselirdi?
REZERVLER YERİNDE VE ZAMANINDA KULLANILDIĞI İÇİN TÜRKİYE BÜYÜDÜ
2020’de Kovid-19’a rağmen dünyanın Çin hariç tamamında ekonomiler küçülürken Türkiye ekonomisi yüzde 1,8 oranında büyüdüyse, rezervlerin yerinde ve zamanında yani lazım olduğu gün geldiğinde kullanılmasındandır.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder