AKP’nin 2008’deki kapatma davasıyla ilgili çarpıcı bir bilgi gündeme geldi. Kapatma davası sürecinde Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde işlerini büyüten iş insanı Namık Tanık’ın devreye girdiği, üyeler Serruh Kaleli ve Serdar Özgüldür’ü şirketinde ağırlayarak ‘ikna’ ettiği öne sürüldü.
BOLD ÖZEL – 14 Mart 2008 tarihinde dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından AKP’nin kapatılması ve 71 üyesinin siyasetten beş yıl yasaklanması istemi ile kapatma davası açıldı. Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç, kapatma davası raportörü olarak Osman Can’ı görevlendirdi. Türkiye Osman Can’ı bu davadaki mütalaası ile tanıdı.
Osman Can, 2007 yılında AKP’ye karşı açılan kapatma davasında davanın ret edilmesi yönünde rapor vermişti. Can davanın sonucunda AKP lehine çıkan karardaki kendisinin rolü ve katkısını her platformda anlatmak konusunda hiçbir zaman utangaç olmadı. Can, davadaki rolünü Habertürk’ten Balçiçek İlter‘e şöyle anlatmıştı: “Raportörler raporlarıyla heyettedirler ve genellikle sadece sorulan sorulara cevap verirler. Ben çok söz alır ve tartışmaya doğrudan katılırdım. … 8 yıllık raportörlüğümde başörtüsü değişikliği dışında tüm görüşlerim kabul edildi.. Yanlış hatırlamıyorsam (AKP aleyhine olan deliller) 430 civarındaydı. Bazıları delil olmadığı için çürüdü. Bazı delillerin çarpıtıldığı anlaşıldığı için çürüdü. Zorlamayla 27-28 tane delil kaldı geriye. (Kardeşim siz iddianameye koymuşsunuz ama ben böyle bir şey demedim.” demiyor mu?) Hayır tam tersine… Biraz kes kopyala yapıştır vaziyeti yani…”
Bu katkısı nedeniyle Osman Can çeşitli ödüller aldı, AKP MYK üyesi ve daha sonra da milletvekili oldu.
AKP kapatma davasına ilişkin karar 30 Temmuz 2008’de açıklandı. Fulya Kantarcıoğlu, Mehmet Erten, Necmi Özler, Osman Alifeyyaz Paksüt, Şevket Apalak, Zehra Ayla Perktaş’ın olduğu 6 üye partinin temelli kapatılması, AYM Başkanı Haşim Kılıç, Ahmet Akyalçın, Sacit Adalı, Serdar Özgüldür ve Serruh Kaleli ise ret oyu vermişti.
Osman Can karar müzakerelerini aynı röportajda söyle anlatıyor:
“Ve kapatılmasını istemeyenler mesela 5 kişi klasörler dolusu kendi çalışmalarını yapmışlar. Analizlerini yapmışlar, bakmışlar, sayfalar dolusu yazı ve bir çok kitap okuyup gelmişler. Ama kapatılmasını isteyenlerin 1-2 kişi dışında önlerinde kurşun kalem, bir müsvedde kağıdı dahi yok.
-Yine bir 6 kişiden bahsediyoruz herhalde?
Evet ve bazılarının ellerinde tek satır not yok. Durum böyle… Her bir delile ilişkin benim açıklamamdan sonra sadece “Delildir kapatılsın” deyip geçiyor, hüküm kuruyorlardı. Bu arada çok kritik bir ilke kararı da ortaya çıktı. Biliyorsunuz kapatma kararı için 7 kişinin oyu gerekliydi.”
Çoğunluk kapatma isteminin kabulü yönünde oy kullansa da Anayasa’nın aradığı nitelikli çoğunluk yani 7 oy bulunamadığı için kapatma yerine Hazine yardımının kesilmesi kararı verilebilmişti.
KALELİ ‘HENÜZ KARARIMI VERMEDİM’ DEYİP TELEFONLA GÖRÜŞTÜ
Dava sona erse de tartışmalara bitmemişti. Ergenekon Davası ek klasörlerinde yer alan 31 Temmuz 2008 tarihli telefon görüşmesinde dönemin Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt’ün esi Ferda Paksüt “AKP’nin kapatma davasında Anayasa Mahkemesi üyesi Serruh Kaleli’nin oy kullanmadan önce “Henüz kararımı veremedim” diyerek 10 dakika ara istediğini ve bu arada telefon görüşmesi yaptığını, AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın odasına giderek burada telefonla bazı yerlerle “hesap işlerini” konuştuğunu söylüyor. Ve devamla “Belki de o anda bazı şeyler kontrol edildi, halledildi mi halledilmedi mi” diyerek Kaleli’nin kendisine aktarılacak parayla ilgili son durum hakkında bilgi aldıktan sonra kararını değiştirdiğini ima eden Paksüt, hemen yanında bulunan eşi Osman Paksüt’ten de teyit alıyor.
OSMAN PAKSÜT HAKKINDA İHSAS-I REY SUÇLAMASI
Bu konuşma ve iddia hakkında Anayasa Mahkemesi, üyesi Osman Paksüt hakkında inceleme başlatmış olsa da iddiaların odağındaki Kaleli dışındaki 10 üye soruşturmaya gerek yok diyerek dosyayı kapatmıştı. Daha da ilginci kararın gerekçesi idi “Mahkemenin 10 üyesi, kayıtlardan Paksüt’ün mahkemedeki görüşmelerle ilgili gizli bilgileri paylaştığının ve oyunu belli ettiğinin anlaşıldığını yazdı. Ama bu kayıtlar bir başka dinleme üzerinden “tesadüfen elde edildiği” için, kanıt niteliğinde saymadı ve oy çokluğuyla soruşturmaya gerek olmadığına karar verdi.”
SERRUH KALELİ, EMEKLİ OLDUKTAN SONRA ZİRAAT BANKASI YÖNETİMİNE ATANDI
AKP kapatma davasında kararıyla partiyi kapatılmaktan kurtaran Serruh Kaleli, Samsunlu bir avukat iken 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 19 Temmuz 2005’te Anayasa Mahkemesi’ne atanmış ve 3 Mayıs 2019 tarihinde emekli olana kadar yüksek mahkemede hakimlik yapmış ve AKP’nin kapatılması isteminin reddi yönünde oy kullanmıştı. Paksüt ailesinin menfaat imasının hedefindeki Kaleli, 3 Mayıs 2019’da emekli olmasının üzerinden bir ay geçmeden 27/5/2019’da Ziraat Bankası yönetim kurulu üyeliğine atanmıştır. Bu atama emekli bir AYM üyesinin kamu bankası yönetim kuruluna atanması bakımından emsalsizdir ve Kaleli’nin Saray nezdindeki kıymetini ve iltifatlara mazhariyetini göstermektedir.
NAMIK TANIK İLE MELİH GÖKÇEK’İN AKÇELİ İŞLERİ
Namık Tanık ticari hayatına Sincan/Etimesgut’ta büz fabrikalarında çırak olarak çalışarak başlamış bir isimdir. Daha sonra kendisi büz üretip Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne satmaya başlayan Tanık, bu şekilde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile tanışmış ve ikilinin akçeli ilişkisi başlamıştır.
Tanık, 1995 yılından itibaren büyümeye başlayan ve şu an dünyanın en büyük ilk 250 inşaat firması arasında yer alan NATA Holding’in patronudur. İkili birbirine o kadar çok yakındır ki Melih Gökçek hac, umre ve diğer seyahatlerini Tanık’a ait özel jet ile yapmaktadır. Hatta bir ara ikilinin çocukları sözlenmiş ama söz kız tarafı tarafından bozulmuştu.
NAMIK TANIK, SERRUH KALELİ VE SERDAR ÖZGÜLDÜR’Ü ‘İKNA’ ETTİ
Melih Gökçek kapatma davası sürecinde oldukça aktifti, yargıda oldukça geniş etkisi bulunuyordu. Gökçek’in avukatları Mehmet Ali Alan, Fatih Atalay ve kendisine yakın müteahhitler aracılığıyla Ankara’daki hakimlere maç bileti, tatil, kooperatif arsası ve imar değişikliği gibi bonuslar sağlayarak yargıda bir etki ağı kurmuştu. Gökçek, istihbarat bürokrasisi ile de toplantılar yapıyordu.
Dört ayrı kaynaktan doğrulatmış olduğumuz bilgilere göre, Gökçek’in bu lobi faaliyetleri sırasında Kaleli, Tanık’ın Ayaş yolundaki şirket merkezine davet edilmiş, ağırlanmış, ‘ikna edilmiş’ ve istediği kendisine takdim edilmişti.
Namık Tanık’ın yakından ilgilendiği ve memnun ettiği diğer bir üye de Serdar Özgüldür idi. Özgüldür, AYM’ye Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyeliğinden Ahmet Necdet Sezer tarafından seçilmişti.
Evet kapatma davasının gerçek hikayesi budur. Bir gün daha fazla detay ve tanık ortaya çıkacaktır.
Kapatma davasının gerçek hikayesi: AKP’yi AYM’de kurtaran iş insanı kim? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder