4 Mart 2019 Pazartesi

28 Şubat’ın mağdurundan 15 Temmuz’un mağruruna

28 Şubat’ta 6 ay hapis yatan Yenişafak Gazetesi’nin Patronu hapisteki tüm gazetecileri terörist ilan etti. 28 Şubat’ta kendilerine sahip çıkanları ise “onlardan” ilan etti.

Albayrak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu üyesi ve Yeni Şafak Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak, Türkiye’de tutuklu gazeteci olmadığını iddia etti.

Avrupa Parlamentosu gibi resmi kurumların ve Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) gibi kuruluşların hazırladığı çok sayıda raporda Türkiye’de 200’e yakın gazetecinin tutuklu bulunduğu belirtiliyor.

28 Şubat’ta yaşadıklarını Gerçek Hayat dergisine verdiği mülakatta anlatan Albayrak’a göre Nazlı Ilıcak, Mustafa Ünal, Ahmet Altan, Ayşe Düzkan, Mümtazer Türköne ve Hidayet Karaca gibi senelerce gazetecilik ve yazarlık yapmış isimler “gazeteci değil, terör örgütü üyesi” .

Yolsuzlukların üzerine gittikleri için bakanlardan tehdit aldıklarını, gazete binalarının kurşunlandığını, 6 ay hapis yattığını ve gözaltında işkence gördüğünü ifade eden Albayrak, 2,5 yıldır Türkiye’de gazetelerin ve gazetecilerin yaşadıklarını görmezden gelerek, “Gazetecilere baskı yapılıyor deniyor. Eğer davanıza inanıyorsanız yazarsınız. Bize baskı yapılmıştı. Biz demiştik ki ‘Kardeşim biz inanıyoruz. Baskı da yapsan yazacağız.’ Hem de böyle baskılardan bahsetmiyoruz. Telefonla tehdit ediliyorduk. Dışarı çıktığımızda peşimizde bizi takip eden arabalar oluyordu. Paranoya olmuştu. Şimdi baskı ne?”

OHAL döneminde Kanun Hükmünde Kararname ile “3 haber ajansı, 16 televizyon, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi ile 29 yayınevi ve dağıtım kanalının kapatıldığını, kurumlara ait taşınır ve taşınmaz tüm mallara el konulduğunu” görmezden gelen Mustafa Albayrak, bir adım daha ileri giderek tutuklu gazetecilerin tamamını terörist ilan etti:

“Türkiye dünyada en çok gazetecinin hapiste olduğu ülke diyorlar. İnternetten Türkiye’de tutuklu gazeteciler listesini çıkardım. Gazeteci kimliği verilerek sokağa salınmış teröristler. Onlardan başka tutuklu gazeteci yok.”

Albayrak, röportajda 28 Şubat’ta iktidara karşı anti demokratik müdahalelere karşı çıktıkları için dönemin askerlerinin hedefi olan ve köşesini kaybeden isimlerin yaşadıklarını da görmezden gelerek, kendilerinin onlara sahip çıktığını iddia etti.

Asıl çarpıcı nokta ise 28 Şubat’ta başörtüsü savunucusu olan Ilıcak, Çandar gibi isimleri “onlardan” olarak nitelemesiydi:

“Düşünebiliyor musunuz, bize hiç tahammül edemiyorlar ama kendilerinden olan, ancak ufak tefek düşünce farklılığı olan insanlara bile tahammül edemiyorlar. Biz bu yazarlara, Cengiz Çandar, Mehmet Barlas, Nazlı Ilıcak… kapımızı açalım dedik. Onların da o süreçte hem Yeni Şafak’a hem de ülkeye çok katkıları oldu. Özgürce yazdılar. Biz kendi camiamızdan tepkiler de aldık. Okurumuzun bir kısmı rahatsız oldu ama bir kısmının hoşuna gitti. Ama o dönemdeki bu davranıştan ben bugün mutluyum.”

“28 Şubat’ta muhafazakar, mütedeyyin iş adamlarına operasyon yapıldığını, tamamen eşkıyalık olan bu operasyonları, normal bir organize suç örgütüne operasyon yapılıyormuş gibi gösterildiğini ifade eden Albayrak röportajda İpek Holding, Boydak Holding, Güllüoğlu ve Nakıpoğulları gibi işadamlarına aynısı değil, daha kötüsü yapıldığını da görmezden geldi.

“Albayrak’ın sahibi olduğu Yeni Şafak gazetesi, malları gasp edilen, tutuklunan işadamlarını 28 Şubat medyasıyla karşılaştırılmayacak biçimde ‘terör örgütü üyesi’ olmakla itham etti hala daha etmeye devam ediyor.

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder