6 Mart 2019 Çarşamba

Şanlıurfa Barosu: 60 cezaevinde 320’ye yakın kişi açlık grevinde

Raporda 8 Kasım 2018 tarihinde Diyarbakır E Tipi cezaevinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’den sonra Türkiye’nin yaklaşık 60 cezaevinde 320’ye yakın tutuklu ve hükümlünün süresiz-dönüşümsüz açlık grevine girdiği belirtildi.

Bu eylemin 1 Mart 2019 tarihinden bu yana Türkiye’nin birçok cezaevine yayıldığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi.

“Şanlıurfa 1 No’lu ve 2 No’lu T Tipi cezaevlerinde 190 tutuklu ve hükümlü ile birlikte süresiz-dönüşümsüz açlık grevlerine başlayanların sayısı ülke genelinde binleri geçmiş bulunmaktadır.

“Türkiye’de, cezaevlerinde herkesçe bilinen koşullar ve baromuzca yapılan izleme ve araştırmaya dayalı olarak Urfa cezaevlerine ilişkin hazırlamış olduğumuz raporlara göre hak ihlalleri ciddi boyutlara ulaşmış bulunmaktadır.

“OHAL döneminde yoğunlaşan hak ihlalleri bugün artık sistematik hale getirilmiş ve cezaevleri başta olmak üzere birçok alanda anayasadaki temel hak ve özgürlükler ve Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu evrensel insan hakları prensipleri maalesef rafa kaldırılmış görünmektedir.”

Baro açıklamasında 12 Eylül askeri darbesinden günümüze, hak ihlalleri karşısında zaman zaman cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin sonucu bir çok kişinin hayatını kaybettiği, birçok kişide de kalıcı sağlık sorunları yaşandığı hatırlatıldı:

“Hukukun ve özgürlüklerin koruyucusu olan biz baroların insan hakları ve demokrasiye inancımızın gereği olarak, hükümet yetkililerine yaşanılan bu durum karşısında eylemcilerin yasalara ve mevzuata uygun olan taleplerinin bir an evvel yerine getirtilip, hiç kimse zarar görmeden çözüme kavuşmasına ilişkin bir çağrı yapma gereği duyduğumuzu belirtmeliyiz.

Şanlıurfa barosu olarak, gerek tüm Türkiye cezaevlerinde gerekse de 5 ocak 2019 dan beri kentimizdeki 1 ve 2 nolu T tipi ve Siverek T tipi cezaevinde devam eden açlık grevlerini endişe ile izlemekteyiz.

İnsan yaşamını tehlikeye sokacak hiçbir eylemi desteklemediğimiz gerçeği bir yana, temel hak ve özgürlüklere bağlılığımızın gereği olarak, eylemcilerin görmesi muhtemel zararların en aza indirilmesi için yapmış olduğumuz inceleme ve izleme faaliyetlerimizin sonucu olarak tespit ettiğimiz hak ihlallerinin daha derin sorunlara sebebiyet vermemesi için, tutuklu ve hükümlülere yönelik hak ihlallerinin son bulması, eylemcilerin sağlık sorunlarının ileri boyutlara ulaşmaması için, sağlık kontrollerinin düzenli yapılması ve cezaevlerinde yaşanan ihlallerin son bulması adına başta Adalet Bakanlığı ve Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğüne ve yerelde bulunan tüm yetkililere, ulusal ve uluslararası mevzuatların gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz.”

kronos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder