6 Nisan 2020 Pazartesi

Akşener: Virüs bizim eve de girdi ama merak etmeyin iyiyim

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, evinde çalışan yardımcısının koronavirüse yakalandığını söyledi. Akşener, “Biz de test yaptırdık. Sonuç negatif çıktı. Büyük tedirginlik yaşadık. Ama çok şükür iyiyiz” dedi.

BOLD – AKP hükumetini eleştiren İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Sayın Erdoğan zoru sevmez, kaçar. Bir iktidar düşünün ki, açıkladığı pakette kendisi vatandaşına kredi veriyor, nakit yardım için parayı vatandaşına IBAN göndererek çözmeye çalışıyor. Ama görüyoruz ki, pakette müteahhitlere kaynak yaratmayı unutmamışlar. Müteahhide gelince kaynak bol, vatandaşa gelince IBAN üzerinden bağış kampanyası başlatılıyor” dedi.

Sözcü Gazetesinden Saygı Öztürk’e konuşan Akşener, eşi Tuncer Akşener’le evde karantinaya girdiklerini, ekmeği evde kendisinin yaptığını söyledi.

Akşener’in açıklamaları şöyle:

AKŞENER, KENDİNİ EVİNDE KARANTİNAYA ALDI

Akşener, Türkiye’de ilk korona vakası görüldükten sonra virüs testi yaptırdığını sonucun negatif çıktığını söyledi. Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü: “O zamandan beri de ağırlıklı olarak evde kalıyorum. Sosyal mesafe kurallarını uyguluyorum. Alışverişleri eşim yapıyor, o da sosyal mesafe ve hijyen kurallarına üst düzeyde özen gösteriyor. Yalnız birkaç gün önce bir olay yaşadık. Evimizde 20 yıldır sigortalı olarak çalışan yardımcım Covid-19 belirtileri göstermesi üzerine hastaneye götürüldü ve yapılan test pozitif çıktı. Biz de yeniden test yaptırdık, sonuçlarımız negatif.”

ÇOK ŞÜKÜR İYİYİZ, HERŞEY YOLUNDA

Bu durumu öğrenince büyük tedirginlik yaşadığını belirten Akşener, şöyle devam etti: “Yardımcımın durumu iyi, kendi evinde karantinada. Biz de eşimle çok şükür iyiyiz, her şey yolunda, kimse merak etmesin. Geçen ay torunum Ayda dünyaya geldi. Ama salgın nedeniyle maalesef göremiyoruz, ona üzülüyoruz. Biz de o dönemde tedirginlik yaşadık. Ama bunu binlerce vatandaşımız yaşadı, yaşıyor. Sonuç pozitif çıkarsa nasıl bir yol izleriz, onu eşimle konuştuk. Sonuçta bugün itibarıyla 25 bine ulaşan corona virüsü kapmış vatandaşımızın yaşadığı süreci yaşayacaktık.”

BU ANLAYIŞ SALGINI DURDURMAZ

Hükumetin koronavirüse karşı aldığı tedbirlerin yeterli olmadığını belirten Akşener, “Devlet her ihtimali düşünür, imkanları ölçüsünde yaklaşmakta olan tehlikeye karşı hazırlık yapar. Maalesef iktidarın bu konuda yeterince dikkatli olduğunu söyleyemiyorum. Çünkü gerektiği gibi çalışmamışlar, dünyada olanlardan ders çıkarıp atılması gereken adımları zamanında atmamışlar. Vatandaşa nakit yardımından, zorunlu karantinaya ve hatta maske kullanımına kadar aslında çoktan değerlendirilip somut kararlar alınmış olması gereken konuları biz daha yeni konuşuyoruz. Sadece bu bile, iktidarın planlı bir kriz yönetimi sürecinden ziyade her gün nur topu gibi farklı bir krizi yöneten bir süreçle iş götürdüğünü bize gösteriyor. İhtiyaç hasıl oldukça adım atıyorlar ve maalesef salgını durdurmaktan çok, neden olacağı hasarı tamire yönelik bir yol haritaları var. Bu anlayış, salgını durdurmaz.

ERDOĞAN’IN YÖNETİM BİÇİMİNDE KOMPLO ARAMAK VAR

Tayyip Erdoğan’ın yönetim biçiminde ‘Azar azar tedbir almak, radikal tedbirlerden kaçınmak, bilime inanmamak, her şeyin arkasında bir komplo aramak’ var. Bu arkadaşlar iktidarları boyunca kriz yönetmediler. Kaldı ki, olası bir krizde çok ihtiyaç duyacakları birçok devlet organizasyonunu da çeşitli vehimlerle dağıttılar. Mesela İstanbul’da tablonun kötü olduğunu bir aydır biliyoruz. Yakından takip ediyoruz. Bu bir aylık gecikmenin sonunda, durum kontrolden çıkacak aşamaya gelince kentin bağlantısını kestiler. Salgın Türkiye’ye geç geldi, dolayısıyla iktidarın hazırlık yapacak, plan yapacak ve bunun altyapısını hazırlayacak vakti vardı. Bu fırsatı değerlendiremediler, uyarıları da dinlemediler. İktidarın kriz yönetimdeki acemiliğinin bedelini herkes ödüyor.

BİLİM KURULUNU YETERİNDE DİKKATE ALMIYORLAR

Zaman içinde Bilim Kurulu’nun öneri ve taleplerinin yeterince dikkate alınmadığını gördüm. Bazı bilgiler alıyoruz. Bilim Kurulu’nda tam karantina konusuna hassasiyet gösterildiğini biliyoruz.  Ancak bu konuda iktidarın tutumu tersi yönde. Krizlerde siyasi irade ve siyasi çıkarlar bilimin önüne geçerse, ne karantina kararını zamanında alabilirsiniz, ne de vatandaşınıza ihtiyacı olan desteği sunabilirsiniz. Sonra gider vatandaşa direkt nakdi yardım yapmak yerine IBAN numarası gönderirsiniz, adına da olmayan tarih bilginizle ‘Tekalif-i Milliye’ dersiniz. Allah milletimizin yardımcısı olsun.

EVDE KALIRSA AİLELERİMİZ AÇ KALIR

Geçinebilmek için sokağa çıkmak zorunda olan insanlarımız var. Onlara, ‘Kendi OHAL’ini ilan et’ edebiyatı yapamazsınız. Çünkü bu insanlarımız evde kalırsa ailelerimiz aç kalır. Eğer siz insanlarımızı evde tutmak istiyorsanız, onlara evlerinde huzurla oturabilecekleri, ay sonunu düşünmeyecekleri imkanı sağlamak zorundasınız. İşte bu nedenle ısrarla ‘Tam karantina’ diyorum. Başka türlü bu hareketliliğin ve salgının önüne kolay kolay geçemezsiniz.

ERDOĞAN ZORU SEVMEZ

Sokağa çıkmayı yasakladığı andan itibaren devletin, vatandaşının ihtiyaçlarını gidermesi yasal zorunluluktur. İktidar bu zorunluluktan kaçıyor, ekonomik yükün altına girmek istemiyor. Sayın Erdoğan zoru sevmez, kaçar. İktidarın elinde bir zorunlu karantinanın ekonomik yükünü karşılayacak kaynak var. Ama atılan adımlar adeta devletin parası yokmuş gibi korkakça. Bir bakın yabancı ülkelerin açıkladığı paketlerin kapsamına. İşte o zaman devlet olmak nedir, devlet yönetmek nasıl olur görürsünüz.

EKONOMİ UÇUYOR DEDİ, IBAN GÖNDERİP YARDIM İSTİYOR

İktidarın, esnafın, emeklinin, çiftçinin, öğrencinin, işsizin derdinden ne kadar habersiz olduğunu, salgında açıklanan ekonomik destek paketiyle gördüm. Hangi konuda iktidarı uyardıysak bugün hepsini problem olarak karşımızda buluyoruz. ‘Başkanlık sistemi yanlış. Merkez Bankası’nın kaynaklarına dokunmayın, onlar kefen paramız. Tarıma önem verin. Köprü, tünel, otoyol, havaalanını devlet yapsın, ucuza mal ederiz. Saraydan çıkın, israf etmeyin’ dedik. Onlar, ‘İtibardan tasarruf olmaz’ dedi. Ekonomi uçtu, uçuyor, uçacak’ dedi. Şimdi devlet vatandaşına IBAN gönderip yardım istiyor. Sorarlar: Nerede kaldı itibar?”

Gelecek Partisi’nden ‘İnfaz Yasası’ teklifine itiraz: Kriter; ‘irtibat ve iltisak’ değil ‘cebir ve şiddet’ olmalı

medyabold

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder