Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü… Dünyamızı paylaştığımız dostlarımız için ayrılan bugün, en büyük tehdit olan insanoğluna karşı hayvanlar lehine bir duyarlılık oluşturmaya yönelik çalışmalarla değerlendiriliyor.
BOLD – İlk olarak 1931’de Floransa’da kabul edilen hayvanları koruma günü 4 Ekim 1978’de ise tüm dünyada kabul edilen bir gün haline geldi. 4 Ekim tarihinin belirlenmesinde ise bu günün Hristiyan inanışında hayvanların koruyucu azizi olduğuna inanılan Assisili Francesco’nun ölüm tarihi olması etkili oldu. Bold olarak dostlarımızın baş rolde olduğu 10 filmle hayvanları koruma gününü kutluyoruz…
WHITE FANG/BEYAZ DİŞ-1994
Jack London’un aynı adlı eserinden uyarlanan film, babasının keşfettiği madeni bulmak için Vahşi Batı’da yollara düşen Jack ve yarı köpek yarı kurt Beyaz Diş arasındaki sıcak dostluğu anlatıyor.
AFACAN KÖPEK BEETHOVEN-1992
St. Bernard’ları kim sevmez değil mi? Tüylü, kocaman, sevimli suratlı İsviçre köpekleri… Newton ailesine katılan minik bir yavru St. Bernard’ın zamanla kocaman bir köpeğe dönüşmesi bir sürü komik olayın yaşanmasına yol açar.
LIFE IS A MIRACLE/ HAYAT BİR MUCİZEDİR
Sarsıcı bir Emir Kusturica filmi… Sırp mühendis Luca 1992’de Bosna’da ücra bir kasabaya yerleşerek bir demiryolu inşa etmeye başlar. Ancak, bir süre sonra Avrupa’nın ortasında patlayan Bosna Savaşı Luca için zor günlerin başlangıcı olur. Sarsıcı bir aile dramının arka planındaki hayvanların oyunculuğu sizi çok şaşırtacak…
ÖZGÜR WILLY-1993
Bir su parkında tutsak olan balina Orka’nın açık denize ve hürriyete duyduğu özlemi hisseden Jess isimli çocuğun arkadaşı için verdiği özgürlük mücadelesini izlerken gözleriniz yaşarabilir.
FLIPPER-1996
Amcasının yanına Florida’ya gelen Sandy (Elijah Wood) Flipper isimli bir yunusla büyük bir dostluk geliştirir. Birlikte tehlikeli insanlara karşı mücadele eden ikilinin arasındaki dostluk zamanla daha da gelişecektir.
K9-1989
Uyumsuz ve ortak bulmakta zorlanan polis Dooley(James Beluschi) bir narkotik köpeği ile çalışmak zorunda kalınca eğlenceli bir hikaye ortaya çıkar.
LASSIE-1994
Büyük şehirden kırsal bir alan taşınan ailenin yeni yaşama uyum sağlamakta zorlanan 13 yaşındaki oğlu Matt aileye Lassie isimli bir köpeğin katılmasıyla kabuğundan yavaş yavaş çıkmaya başlar.
BEYAZ TANRI-1994
Faşizme ve yarattığı canavarlara dair çarpıcı bir hikaye…Annesi ve babası ayrılan Lilly’nin en büyük dostu köpeği Hagen’dir. Annesi bir yolculuğa çıkınca Lilly babasının yanına yerleşir. Nacak bu sırada Macaristan’da çıkan bir yasa melez köpek sahiplerine ekstra mali yükler getirince sokaklar bir anda terk edilen melez köpeklerle dolar. Hagen de Lilly’nin babası tarafında sokağa atılır. Başına birçok şiddet dolu olay gelen Hagen insanların artık dost olmadığını fark eder ve diğer köpekleri de örgütleyerek karşı saldırıya geçer. Lilly’nin sevgisi bu amansız savaşın önünde durabilecek midir?
SAVAŞ ATI-2011
İngiltere kırsalından tüm Avrupa’ya uzanan hüzünlü bir hikaye… Albert ve sevdiği atı Joey’in birlikteliği evcilleştirip eğittiği atının satılıp, savaşta sipere gönderilmesi ile ayrılır. Ancak aralarındaki sarsılmaz sevgi pek çok hayatı değiştirecek epik bir maceraya dönüşecektir.
HACHIKO BİR KÖPEK HİKAYESİ-2009
Film, bir sanat profesörünün, bir köpekle olan duygusal ilişkisini anlatıldığı filmin baş rolünde Richard Gere yer alıyor. Yapımı ilginç kılan ise neredeyse 100 yıl önce Japonya’da yaşanan gerçek bir hikayeye dayanması. Hachiko isimli Japon Akita cinsi bir yavru köpek, Profesör Ueno tarafından sahiplenilir. Zamanla ikili arasında öyle sıkı bir ilişki gelişir ki Hachiko her sabah ders vermek için kasabadan ayrılan sahibini tam dönüş saatinde Shibuya İstasyonunda karşılamaya başlar.
Hachiko’nun sahibin beklediği istasyonda dikilen heykeli
Ancak asıl hikaye bundan sonra başlıyor. Profesör Une bir sabah tekrar işe gider. Hachiko da tam dönüş saatinde yerini alır ama profesör dönmez. İşte Hachiko’yu bir efsaneye dönüştüren hikaye de burada başlar. Sahibinin şehirdeyken öldüğünden habersiz olan Hachiko tam 9 yıl boyunca yani tam 3200 gün hiç aksatmadan aynı saatte istasyona gitmeye devam eder.
Hachiko’nun uzun bekleyişi yorgun ve yaşlı bedeninin Profesör Une’yi büyük bir sadakatle beklediği Shibuya İstasyonunda son nefesini vermesiyle nihayetlenir. Yolunuz Japonya’ya düşerse Shibuya İstasyonuna uğrayan ve ülkemizde sadece bir semt adı olarak kalan “vefa”nın cisimleşmiş halini Hachiko’nun heykelinde seyredin.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder