BOLD- Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Osman Can, HDP’li belediyelere atanan kayyımların Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi. Can’a göre kayyımlar aidiyet duygusuna zarar veriyor, ancak hükümet bu gerçeği görmüyor.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde üçü büyükşehir olmak üzere toplam 65 belediye başkanlığını kazandı. KHK’lı oldukları gerekesiyle belediye başkanlarının sadece 59’una mazbata verildi. Hükümet, HDP’nin kazandığı 31 belediyenin eş başkanlarını terör soruşturmaları gerekçesiyle görevden aldı. Görevlerinden alınan 23 HDP’li eş belediye başkanı tutuklanırken, tamamının yerine kayyım atandı.
YEREL MECLİSLER GEÇİCİ ATAMA YAPAR
DW Türkçe’nin sorularını cevaplayan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Anaya Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Osman Can halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanmasını anayasaya aykırı bir uygulama olarak değerlendirdi. Can, “Anayasaya göre İçişleri Bakanlığı, haklarında soruşturma veya kovuşturma bulunan belediye başkanı, encümeni veya meclis üyelerini geçici olarak görevden uzaklaştırabilir. Bu durumda belediye meclisi, kendi içinden onun yerine vekalet edecek birini seçer. Yani anayasaya göre bir suç söz konusu olduğunda görevden geçici uzaklaştırılan yerel yönetici yerine, yine yerel meclisler geçici atamayı yapar. Yetkili suç nedeniyle mahkum olduğunda ise Danıştay kararıyla görevden kesin olarak alınır. Dolayısıyla kayyım düzenlemesi aslına anayasaya uygun değil.” dedi.
BELEDİYE KANUNU DA AYKIRI
Atamaların Belediyeler Kanunu’na da uygun olmadığını ifade eden Can şöyle devam etti: “Belediye Kanunu anayasadaki düzenlemeye göre yapılmış. Ancak OHAL KHK’ları ile Belediye Kanunu’na ekleme yapıldı ki OHAL KHK’sı ile normal kanunlara ekleme yapmak da anayasaya aykırı. Bu şekilde terör suçları nedeniyle soruşturma ve kovuşturma söz konusu olduğunda görevden alma ve yerine doğrudan İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım atanmasının yolu açıldı. Yani görevden uzaklaştırılan yerel yöneticinin yerine yerel meclisler ve dolayısıyla yöre halkının meşru temsilcileri değil, doğrudan merkezi hükümet atama yapıyor. Bu, bir bakıma ve teknik olarak 1932 Haziran’ındaki Preussenschlag’ı hatırlatmaktadır. Bana göre kayyım atamasını mümkün kılan yasal temel anayasaya şeklen aykırı olduğu gibi, içerik olarak seçme ve seçilme hakkıyla demokratik temsil ilkelerine aykırılık da oluşturmaktadır.”
Prof. Dr. Osman Can
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder