Bosna’da, Türkiye’ye deport edilmek üzere gözaltına alınan eğitimci Fatih Keskin, yaşadığı 15 günü ve neden Bosna’yı terk etmediğini BOLD’a anlattı.
CEVHERİ GÜVEN
BOLD ÖZEL – Bosna’da sınır dışı edilmek için gözaltına alınan eğitimci Fatih Keskin, 15 günlük gözaltı sürecinin ardından mahkeme kararıyla serbest kaldı. Keskin, gözaltındayken yaşadıklarını, kendisi için verilen mücadelenin anlamını, neden Bosna’yı bugüne kadar terk etmediğini anlattı.
Keskin, 2 Aralık’ta Bihac Yabancılar Şubesi’nden aldığı çağrı üzerine ertesi sabah gittiğini ve ardından bir anda kendisini Siyah Transporter’ın içinde bulduğunu söylüyor.
“Yabancılar Şubesinden çağrılmak rutin bir durum. Bazen belge eksik oluyor. ‘Gidip çözüp gelirim’ diye 3 Aralık sabah 10:00’da gittim. Bir müfettiş beni bekliyordu ve Bosna kanunlarını ihlal ettiğimden dolayı Bosna’daki sürekli oturumumun iptal edildiğini söyledi.
Israrla hangi kanunları çiğnediğimi ne suç işlediğimi sordum ama müfettiş kendisinin de bilmediğini söyledi. Bosna’da en büyük cezam trafik cezasıydı. Bir rapor yazdı ve imzalatmak istedi ama ben imzalamadım.
1,5 saat sonra ofise iki polis girdi. Sonradan öğreniyorum, polisler sabah 05.00’te Sarajevo’dan beni almak için yola çıkmışlar zaten. Polislerden de açıklama istedim ama ‘Ya kolaylıkla gelirsin ya da zorla’ dediler sonra da bir Siyah Transporter’a atılarak götürüldüm. Sarajevo’ya kadar çok hızlı gittik. 150 km’den daha hızlı sürüyorlardı. Sonra Göçmen Deport Merkezi’ne yerleştirildim. Şartların çok kötü olduğu bir yerdi. Yemek problem, kaloriferler yanmıyor. 15 günü orada geçirdim. Gözaltı sürecinde kötü muameleye maruz kalmadım. Avukatlarımla da görüşmeme izin verildi.”
“İLK PLANLARI BENİ TÜRKİYE’YE GÖNDERMEKTİ”
İlk planları Türkiye’ye göndermekti beni. Kamuoyu baskısı oluşmasaydı beni kesin Türkiye’ye gönderirlerdi. Kamuoyu ve medya baskısı başladıktan sonra, üçüncü bir ülkeye göndermeye çalıştılar. Orada bulunan kurumun yetkilisi hemen her gün gelip, ‘Seni üçüncü bir ülkeye gönderelim. Avukatın bilet alsın hemen yarın çık. Shengen vizen var, o ülkelerden birine ya da Türk pasaportuna vize istemeyen ülkelerden birisine gidebilirsin’ teklifini yaptı sürekli. Mahkemeye kadar her gün bir şekilde beni Bosna’dan çıkartmaya çalıştılar. Çünkü ciddi bir baskı oluştu.
“BİR TERÖRİST GİBİ ÇIKIP GİTMEM”
Başta üçüncü ülke teklifi sıcak geldi ama beri tarafta veliler, öğrenciler canla başla mücadele ediyorlardı benim için ve ben bu ülkeden bir terörist gibi çıkıp, bir sabah kimsenin haberi olmadan çıkıp gitmek istemiyorum, dedim. Avukatım da başta üçüncü bir ülkeye gitme teklifine sıcak bakıyordu ama benim için dışarıda öğrencilerim mücadele ediyorlardı, sessiz yürüyüşler yapıyorlardı. Okulumuzda zaten pasaport süresi biten öğretmenler başka ülkelere gitmek zorunda kalmışlardı. Türkiyeli öğretmen sadece ben kalmıştım ve okulumu bırakıp gitmek istemiyordum. 20 yıllık emek var orada.
“BOSNA’DA YARGI BAĞIMSIZLIĞI VAR”
Üçüncü ülke teklifine ikna ederek beni bir şekilde mahkemeye çıkartmamaya çalışıyorlardı. Ben Bosna’da yargı bağımsızlığı olduğunu biliyordum. Ve hiçbir suç işlemediğime de eminim. Mahkeme AB normlarına aykırı bir karar veremezdi. Mahkeme olmadan göndermeye çalışıyorlardı.
Türkiye’den gelen baskı nedeniyle bunları yaşadım. Ancak mahkemeye çıkınca, savunmamı yaptım. Hayat boyu hiçbir suç işlemediğimi anlattım. Mahkeme de benim ülkeden deport yapılma talebimi reddetti. Bosna Mahkemelerinde yargı bağımsızlığıyla karşılaştım. Geçmişte de bazı örnekler olmuştu onlarda da adil kararlarla karşılaşmıştık yargıda.
Şimdi yabancılar şubesi oturumumla ilgili karar alacak sanırım. Ben şu an işime devam ediyorum.
“MÜCADELENİN SONUÇ VERDİĞİNİ GÖRDÜK”
Gözaltındayken, benim için dışarıda yapılan mücadele çok değerliydi. Özellikle öğrencilerimiz ve velilerimizin mücadelesi önemliydi. Medya ve sosyal medyada yükselen tepki de olumlu etki oluşturdu. Yerel medya olayı objektif olduğu gibi verdi. Bazı Batı ülkelerinden de bunun hukuksuz olduğu yönünde tepkiler geldi. İlk etapta iade edilmememde bu mücadelenin etkili olduğunu düşünüyorum.”
“20 YILLIK EMEĞİMİZ VAR”
Fatih Keskin, Bosna’da kendi isteğiyle kaldığını, kendisine ve arkadaşlarına hiç kimseden kalması yönünde telkin gelmediğini söylüyor:
“Biz gönüllü olarak burada kalıyoruz. Kimse burada kal diye bizi zorlamıyor. Pasaportu biten bir şekilde çıkması lazım. Burada iltica durumu sıkıntılı. Şimdiye kadar pasaport süresi bitmeden giden olmadı. Bitince mecburen gitmek zorunda kalıyorlar. Son 2 yılda çok sayıda arkadaşımız pasaportları yenilenmediği için ayrılmak zorunda kaldı. Burada 20 yıllık bir emek var. Geçen yıl 7-8 Türkiyeli arkadaş vardı. Bu yıl ben tek kaldım. Hiç kimsenin olmaması okul için sıkıntı oluşturacaktı. Gönüllü olarak kalıyoruz biz.
Bosnayı çok seviyorum. 2005’ten beri Bosna’dayım. 2010’da evlendim, iki çocuğum var ve Boşnak gibiler. Bosna bizim parçamız. Benim de eşimin de Avrupa ülkelerinden vizemiz var ama gitmedik.”
GÖRDÜK Kİ MÜCADELE SONUÇ VERİYOR
Keskin, kendisi için verilen mücadelenin örnek olması gerektiğini söylüyor:
“Dünyanın her yerindeki arkadaşlar ciddi biçimde bana sahip çıktılar. Sosyal medyadan, medyadan, ya da diğer platformlardan sahip çıkılınca gördük ki sonuç alınıyor. Benim yaşadığım bunu gösterdi. Benzer durumda olan başka yerlerde arkadaşlar var onların da bir an önce serbest kamaları için tüm arkadaşlarımızı onlara da sahip çıkmaya davet ediyorum.
Şu an denetimli serbestlik gibi bir şekilde serbestim. Üç gün gidip burada olduğumu göstermem gerekiyor. Avukatlarım buna da itiraz etti. İşime devam ediyorum, mahkemenin vereceği nihai kararı bekliyoruz.”
FATİH KESKİN KİMDİR
Fatih Keskin, Türkiye’de sınıf öğretmenliğinden mezun olduktan sonra Hizmet Hareketi’nin eğitim faaliyetleri çerçevesinde yurt dışına gitmeye karar verdi. 2005 yılında Bosna’ya giden Keskin, üç yıl belletmenlik görevinde bulundu ve İngilizcesini geliştirdi. Üç yıl Tuzla’da ilkokul öğretmenliği yaptıktan sonra son altı yıldır da okul müdürlüğü görevinde bulunuyor. Keskin’in eşi Zehra Keskin ise Türkçe öğretmeni ve 2007 yılından beri Bosna’da bulunuyor.
medyabold
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder