6 Kasım 2021 Cumartesi

Avrupa’da mülteci dramı: 15 mülteci açlık ve soğuktan öldü

Havaların soğuması nedeniyle Polonya’ya geçmelerine izin verilmeyen binlerce mülteci arasında ölümler arttı. Açlık, susuzluk ve hipotermi kaynaklı ölümlerin 15’e kadar çıktığı tahmin ediliyor.

BOLD – Yaklaşık iki aydır aralarında Irak Kürtlerinin de bulunduğu binlerce göçmen Avrupa ülkelerine geçmek için Belarus sınırında yaşam mücadelesi veriyor. Polonya üzerinden Avrupa’ya geçmek isteyen mülteciler arasında havaların soğumasıyla açlık, susuzluk ve hipotermi kaynaklı ölümler artmaya başladı.

AYLARDIR SINIRDA BEKLETİLİYORLAR

Polonya ve Belarus sınırında aylardır mahsur kalan mülteciler, herhangi bir yardım, sığınma veya temel hizmete erişim sağlayamıyor. Mülteciler arasında açlık, susuzluk ve hipotermi kaynaklı ölümler başladı. Geçen ay açlık ve hipotermi nedeniyle iki mülteci yaşamını yitirdi. Şimdi bu sayının 15’e kadar çıktığı tahmin ediliyor.

SORUMLULARIN CEZALANDIRILMASI İSTENDİ

Belarus’un muhalefet lideri Svetlana Tikhanouskaya’nın danışmanı Franak Viacorka, Twitter’dan mültecilerin görüntülerinden bir kesit paylaşarak şu ifadeleri kullandı:“Belarus’ta AB sınırına transfer edilmeyi bekleyen binlerce göçmen var. Düzinelerce insan sınırda mahsur kaldı, dondu ve açlıktan öldü, erkekler, kadınlar ve çocuklar. Bu insan ticareti durdurulmalıdır. Suçun sorumluları hakkında yaptırım uygulanması gerekiyor.”

 

AKP’li Yavuz’dan skandal sözler: Erdoğan’a destek verdiğimiz için sevap yazılıyor

Avrupa’da mülteci dramı: 15 mülteci açlık ve soğuktan öldü yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li Yavuz’dan skandal sözler: Erdoğan’a destek verdiğimiz için sevap yazılıyor

2019 yerel seçimlerinde İstanbul seçimleri için sarfettiği “Hiçbir şey olmasa da kesin bir şeyler oldu” açıklamasıyla dikkat çeken AKP’li Ali İhsan Yavuz yine bir skandala imza attı. Yavuz, Erdoğan’a destek verilince sevap yazıldığını öne sürdü.

BOLD – AKP’lilerin skandal sözlerine bir yenisi daha eklendi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, “Oylarımızla Tayyip Bey’e destek verdiğimiz için hanelerimize sevap yazılmaya devam ediyor” iddiasında bulundu.

ONUN YAPTIKLARIYLA SEVAP YAZILIYOR

Partisinin Ağrı’daki toplantısında konuşan Yavuz, “20 yıl Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidarda tutmak ve onun yaptıkları sebebiyle sevap hanemize bir şeylerin yazılıyor olması çok büyük bir şey. Bu, liderimizi siz ve biz oylarımızla orada tutmasaydık olmazdı. Biz de oylarımız ile Tayyip Bey’e destek verdiğimiz için hanelerimize sevap yazılmaya devam ediyor. Hayatımın sonuna kadar bir statü ve makam beklemeden bu davanın neferi olmaya devam edeceğim. Ne yapmam gerekiyorsa onu yapacağım. Bu davayı çok mübarek dava olarak görüyorum ve görüyoruz” dedi.

 

 

HER OY İBADETTEN DAHA ÖNEMLİ

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “peygamber”e benzettiği sözleri nedeniyle tepki çeken AKP’li Şenel Yediyıldız da yakın zamanda yeni bir skandala daha imza atmıştı. Yediyıldız, 2023 seçimlerinde kullanılacak her oyun, kılınmayan namazdan, tutulmayan oruçtan, gidilmeyen hacdan daha önemli olduğunu öne sürmüştü. AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar da “Oyunuzu bize verirseniz Allah mahşerde size hesap sormaz” demiş, Erdoğan’a sahip çıkmanın “imamın gereklerinden biri” olduğunu iddia etmişti.

“ALLAH’IN BÜTÜN VASIFLARINI TOPLAMIŞ BİR LİDER”

AKP’lilerin Erdoğan’ı ve partilerini yüceltmek adına söyledikleri şirk kokan ifadelerden bazıları şöyle:

Tayyip Erdoğan: Bizim rahmetimiz gazabımızı aşacaktır inşaallah.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Tayyip Erdoğan Türkiye’nin ezeli ve ebedi başkanıdır.
Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala: Peygamberimiz Mekke’ye girerken muhtemelen kendine pay çıkardı orada. Biz başörtüsü yasağını kaldırırken kendimize pay çıkarmadık.
Eski Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek: Başbakanımız geliyor diye tarih de coğrafya da kıyama kalkıyor.
Tarihçi Yazar Kadir Mısırlıoğlu: Tayyip Beye oy vermeyen imansız.
AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin: Başbakanımıza dokunmak bile ibadettir.
AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan: Allahu Tealanın bütün vasıflarını toplamış bir lider.

 

İşkence yapılan Orhan İnandı 6 aydır sağ kolunu kullanamıyor

AKP’li Yavuz’dan skandal sözler: Erdoğan’a destek verdiğimiz için sevap yazılıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

İşkence yapılan Orhan İnandı 6 aydır sağ kolunu kullanamıyor

Kırgızistan’dan MİT tarafından Mayıs ayında kaçırılan ve işkence gördükten sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Eğitimci Orhan İnandı, gördüğü işkence nedeniyle 6 aydır sağ kolunu kullanamıyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İnandı’yı kaçırdıklarını açıkladığı ve fotoğraflarını servis ettiği görüntülerde de İnandı’nın sağ elindeki şişlik dikkat çekiyordu. 

BOLD – MİT tarafından kaçırılarak Kırgızistan’tan Türkiye’ye getirilip tutuklanan Orhan İnandı’nın son fotoğrafı sosyal medya üzerinden yayınlandı. Kaldığı Sincan Cezaevi’nde çekilen fotoğrafta kendisine yapılan işkence nedeniyle sağ kolunun hala sarılı olması dikkat çekiyor.

GÖRDÜĞÜ İŞKENCEYİ MAHKEMEDE ANLATTI

Mayıs ayında MİT tarafından Kırgızistan’da kaçırıldıktan sonra Türkiye’ye getirilen eğitimci Orhan İnandı’nın yayınlanan gözaltı fotoğrafında işkenceye uğradığı sağ elindeki şişlik nedeniyle ortaya çıkmıştı. Cezaevinde daha sonra yapılan muayenesinde İnandı’nın gördüğü işkenceler nedeniyle sağ kol dirseği ile omuzu arasında 3 kırık oluştuğu tespit edildi. Kırıkların kaynaması nedeniyle ameliyat olamayan İnandı, yaklaşık 6 aydır sağ kolunu kullanamıyor. İnandı, geçen haftalarda tanık olarak dinlendiği mahkemede gördüğü işkenceyi anlatmıştı.

 

 

KHK’lı öğretmenin servis arabasına el konuldu

İşkence yapılan Orhan İnandı 6 aydır sağ kolunu kullanamıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın diplomasının açıklanmasına ‘özel hayatın gizliliği’ reddi

Ankara 9. İdare Mahkemesi, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasıyla ilgili yapılan başvuruyu reddetti. Gerekçe olarak özel hayatın gizliliği gösterildi.

BOLD – Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasıyla ilgili YSK’ye, TBMM’ye, ÖSYM’ye, MSB’ye, Eyüp Lisesi’ne, Marmara Üniversitesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)’ye başvurarak 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde Erdoğan’ın diploma bilgisinin kamuoyu ile paylaşılmasını istedi.

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ

10 Haziran 2021’de de Erdoğan’ın diplomasıyla ilgili olarak Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na (BEDK) başvuruda bulundu. HKP’nin başvurusu üzerine toplanan kurul başvuruyu, “özel hayatın gizliliği” kapsamında değerlendirerek oy birliği ile reddetti.

ANKARA 9. İDARE MAHKEMESİ

HKP avukatları 10 Ekim 2021’de BEDK’nin kararının yürütmesinin durdurulması ve iptal edilmesi için Ankara 9. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Ankara 9. İdare Mahkemesi, HKP’nin davayı açma ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle başvuruyu reddetti. Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin kararında şu ifadelere yer verildi:

İSTİNAFA BAŞVURULACAK

HKP MYK Üyesi avukat Pınar Akbina, Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin verdiği karara karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesine giderek İstinaf’a başvuruda bulunacaklarını belirtti.

 

Erdoğan’ın diplomasının açıklanmasına ‘özel hayatın gizliliği’ reddi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Gazeteci Zafer Şahin’e havalimanında şok: Lağım medyası

Sokak röportajlarıyla tanınan Arif Kocabıyık kendisini tehdit eden gazeteci Zafer Şahin’in havalimanında karşısına çıktı. İkili birbirine hakaret etti.

BOLD – Sokak röportajlarıyla tanınan Arif Kocabıyık, daha önce kendisine hakaret eden gazeteci Zafer Şahin’i havalimanında karşıladı. İkili, aralarında geçen diyalog sırasında birbirlerine hakaret etti.

Arif Kocabıyık, bugün sosyal medyadan bir paylaşım yaparak gazeteci Zafer Şahin ile Atatürk Havalimanı’nda karşılaştıklarını söyledi ve ikili arasında tartışma yaşandı.

“LAĞIM MEDYASININ FARESİ” DEDİ

Kocabıyık, Zafer Şahin’i karşılarken “Zafer Şahin merhaba hatırladın mı beni, hani Ankara’da bir denk gelelim demiştin, denk geldik. Söyle söyleyeceğini…” dedi. Şahin ise Kocabıyık’a “Bankamatik faresi” ifadeleriyle karşılık verdi. Kocabıyık da Şahin’e “Lağım medyasının faresi. Maaşınız kadar şerefiniz var.”

ZAFER ŞAHİN ŞİKAYETÇİ OLDU

Yaşanan tartışma sonrası Kocabıyık’ın görüntüleri paylaşmasının ardından Twitter hesabından bir paylaşım yapan Zafer Şahin, “Arkadaşlar bu akşam Ankara Havalimanında izinsiz bir şekilde çekim yaparak beni tahrik etmeye çalışan şahıstan şikayetçi olduk. Merak etmeyin, ciddiye de almayın. Bu arada bu adamlar benden ciddi ciddi rahatsız yav:) Özel ekip yollayıp kumpas kurmuşlar. Başka kapıya” ifadelerini kullandı.

Zafer Şahin, daha önce CNNTürk’te yaşadığı bir tartışmayı alıntılayan Kocabıyık’a “Hoş lan kripto hoşt…Sen boyundan büyük işlerle uğraşma. Ağababaların gelsin…. Gelsene bir gün Ankara’ya” ifadeleriyle yanıt vermişti.

 

Gazeteci Zafer Şahin’e havalimanında şok: Lağım medyası yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Kılıçdaroğlu: Belediye başkanlarımızın görevine devam etmelerini istiyorum

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı hakkındaki görüşünü açıkladı. Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanlarımızın görevlerine devam etmelerini istiyorum. Belediye meclislerinde çoğunluğumuz yok.” dedi.

BOLD – Karar TV’de gazeteci Taha Akyol ve Elif Çakır’ın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili “Belediye başkanları aday olabilir mi? Yoksa görevlerine devam etsin mi?” sorusuna cevap verdi.

BELEDİYE MECLİSLERİNDE ÇOĞUNLUĞUMUZ YOK

“Belediye başkanlarımızın görevlerine devam etmelerini istiyorum” diyen Kılıçdaroğlu, şu tespitlerde bulundu: “Öncelikle, belediye meclislerinde çoğunluğumuz yok. Onun olmadığı yerde biz belediye başkanlığını başka bir partiye teslim etmiş oluruz. O zaman İstanbullu bize ne diyecek, Ankaralı bize ne diyecek? O bağlamda kafamda ciddi soru işaretleri var.”

GÖREVLERİNİ SÜRDÜRMELERİNİ İSTİYORUM

İmamoğlu ve Yavaş’ın önce bulundukları kentin güvenini kazanmasını isteyen Kılıçdaroğlu, “Arkadan Türkiye’nin güvenini kazansınlar. Önlerinde bir zaman dilimi var. O zaman dilimi içinde çalışırlar, deneyim kazanırlar, iyi alanlarda kendilerini gösterirler, o çerçevede görevlerini sürdürmelerini istiyorum.” dedi.

 

Kılıçdaroğlu: Belediye başkanlarımızın görevine devam etmelerini istiyorum yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Fahrettin Altun’a kanser teşhisi konuldu iddiası

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a kanser teşhisi konulduğu iddia edildi. Konuyla ilgili Altun’dan herhangi bir açıklama yapılmazken, gazeteci Hasan Basri Akdemir, “Allah şifa versin” mesajı yayınladı.

BOLD – Gazeteci ve TV5 sunucusu Hasan Basri Akdemir, Fahrettin Altun’a kanser teşhisi konulduğunu öne sürdü. Bilgiyi teyit ettiğini ifade eden Akdemir, “Sayın İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah şifa versin” dedi.

SOSYAL MEDYADAN DUYURDU

Akdemir söz konusu iddiasıyla ilgili önceki gün paylaştığı mesajında, “Sağlık üzerinden birçok spekülasyon yapılıyor. Yıllar önce bu hataya yine düşülmüştü. Bu yanlıştır! Ama CB’nin yakın ekibinden önemli bir kişiye kanser tanısı konduğunda dair de bir haber var. Bize ‘geçmiş olsun’ demek düşer. Hasta hakları gereği ismi açıklamayacağım” ifadelerini kullanmıştı.

Fahrettin Altun’a kanser teşhisi konuldu iddiası yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li Metiner suçu vatandaşa attı: İnsanımız iş beğenmiyor

AKP’li isimlerden yoksullukla kıvranan vatandaşa yönelik eleştiriler devam ediyor. AKP’li eski milletvekili Mehmet Metiner, “İş adamı arkadaşım aradı. Acilen 7 bin lira maaşla evde çalışacak eleman arıyor, kaç zamandır bulamıyor. İnsanımız iş beğenmiyor.” dedi.

BOLD – AKP’lilerin işsiz vatandaşlarla dalga geçtikleri cümlelere bir yenisi eklendi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İşsizlik yok iş beğenmeme var” sözleri AKP tarafından politika haline geldi. Bütün milletvekilleri her programda aynı sözü tekrar ediyor. AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin ise “Karnına kuru ekmek giriyorsa aç değildir” açıklamasıyla vatandaşlarla dalga geçmişti.

SUÇU VATANDAŞTA BULDU

Son olarak AKP’li eski milletvekili Metiner’den halkı suçlayan açıklama geldi. AKP Hükumetinin Türkiye’yi krize soktuğunu unutan Metiner, “Beylikdüzü’ndeydim kamyon için şoför arıyor bulamıyor. Öbürü eleman arıyor bulamıyor. Öte yandan işsizlik had safhada. İnsanlar evde oturmayı kabul ediyorlar ama çalışmayı kabul etmiyorlar. İş beğenmiyor sonra Suriyeliler niye var diyor.” ifadesi kullandı.

7 BİN LİRA MAAŞLA EVDE ÇALIŞACAK ELEMAN

Habertürk televizyonunda konuşan Metiner, “İş adamı arkadaşım aradı. Acilen 7 bin lira maaşla evde çalışacak eleman arıyor, kaç zamandır bulamıyor. İnsanımız iş beğenmiyor.” diyerek işsizlikte suçu vatandaşa attı.

 

 

AKP’li Metiner suçu vatandaşa attı: İnsanımız iş beğenmiyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

KHK’lı öğretmenin servis arabasına el konuldu

Kanun Hükmünde Kararname zulmünün sonu gelmiyor. Berat eden KHK’li öğretmenin servis yaptığı arabasına el konuldu. Sivas Valiliği KHK’lının ehliyetini elinden aldı

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yayınladığı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile memuriyetten atılanlara yönelik hukuksuzlukların sonu gelmiyor. Konuyla ilgili Sivas Valiliği herhangi bir açıklama yapmazken, uygulamaya tepkiler yağdı.

KHK platformu isimli sosyal medya hesabından paylaşılan son hukuksuzluk bu kadar da olmaz dedirtti.

“Berat eden KHKli öğretmenin servis yaptığı arabasına el konup Sivas valiliğince ehliyeti elinden alındı… Hukuksuzluk her yerde..” mesajı paylaşıldı.

Öte yandan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, berat eden KHK’lıları görevine iade edeceğini açıklamıştı.

KHK’lı öğretmenin servis arabasına el konuldu yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Diyanet ‘baldız’ ısrarından vazgeçmiyor

Diyanet’in ‘Baldızla zina, nikâhı düşürmez’ fetvasının tek olmadığı ortaya çıktı. Yeni fetvada “Fakat kişi, karısının ölümü veya onu boşaması halinde karısının kız kardeşi, teyzesi ya da halası ile evlenebilir” ifadeleri yer aldı.

BOLD –  Diyanet’in en üst danışma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından hazırlanan “Fetvalar” kitabındaki tepki çeken “Baldızla zina, nikâhı düşürmez” fetvasının, baldızla ilgili verilen tek fetva olmadığı ortaya çıktı.

824 NUMARALI FETVA NE DİYOR?

Kitabın üçüncü baskısında, “Aile hayatı” başlığı altında yer alan 824 numaralı fetvada, “kişinin, baldızıyla hangi şartlarda evlenebileceği” aktarıldı. “Kişi, karısını boşadıktan veya karısının ölümünden sonra baldızıyla evlenebilir mi” sorusuna yanıt verilen fetvada, “hadislere göre iki kız kardeş ile aynı anda evlenmenin haram olduğu, eşin hala ve teyzesi gibi yakınlarının da baldız gibi değerlendirildiği” belirtildi.

BALDIZ İLE İDDET MÜDDETİ BEKLEMEDEN EVLENEBİLİR

“Fakat kişi, karısının ölümü veya onu boşaması halinde karısının kız kardeşi, teyzesi ya da halası ile evlenebilir” denilen fetvada, “Nikâh için boşadığı karısının iddet müddetinin (bekleme süresi) bitmesini beklemesi gerekir. Onun iddeti bittiği andan itibaren baldızı ile evlenebilir. Eşinin vefatı durumunda ise herhangi bir süre beklemesine gerek olmaksızın baldızı ile evlenmesinde dini hükümler açısından bir sakınca yoktur” ifadeleri kullanıldı.

‘YABANCI HÜKMÜNDE’

Kitabın “Sosyal hayat” başlığında yer alan 1052 numaralı fetvada ise “enişte – baldız ilişkisi” işlendi. “Enişte – baldız arasındaki mahremiyetin ölçüsü nedir?” sorusuna yanıt verilen fetvada, “Kadınların zinet yerlerine” işaret edildi.

 

Diyanet ‘baldız’ ısrarından vazgeçmiyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Yoğun bakımdaki gazeteciye polis gönderildi

Türkiye’de yeni doğum yapan anneleri gözaltına almak için doğumhane kapısında bekleyen polis, son olarak gazeteci Murat İde’yi bekledi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yoğun bakımdaki danışmanı Murat İde’nin ifadesini almak için polis gönderildi.

BOLD – Kalp ameliyatı için yoğun bakıma alınan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in basın danışmanı Murat İde’nin ifadesini almak için hastaneye savcılık talimatıyla polis geldiği öğrenildi. Uygulama, doğum için hastaneye giden KHK’lıların kapısında gözaltı için gelen ve doğumhaneyi ablukaya alan polisleri hatırlattı.

KENDİ BAŞLARINA GELİNCE HATIRLADILAR

Yoğun bakımda ifade olayına ilişkin gelişmeleri sosyal medya hesabından duyuran KRT Genel Müdürü gazeteci Adnan Bulut, “30 yıllık dostum İde canıyla uğraşırken yoğun bakım kapısına polis gelmiş. Gözden kaçtığı için verilmemiş bir ifade nedeniyle savcı polis göndermiş hastaneye. İde’nin eşi ve kızı dehşet içinde yaşananları İYİ Parti yönetimine aktarmış ve gelen telefonla polis hastaneden ayrılmış” dedi

İDE, ADALETE TEESSÜF ETTİ

Murat İde, akşam saatlerinde sosyal medyadan yaptığı duyuruda ameliyatının başarıyla geçtiğini duyurarak şunları belirtti:

“İki koldan girilip, tam tıkalı damar açıldı. İki stent atıldı. Prof. Dr. Ömer Göktekin ve ekibine, telefonu kilitleyen dostluklara, büyüğüme teşekkür. Cumhurbaşkanı’na hakaret’ iddiasıyla (Ki hiç etmedim) yoğun bakım kapısına polis gönderen adalete(!) de, teessüf ediyorum.”

 

Yoğun bakımdaki gazeteciye polis gönderildi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Altın zirveyi gördü çeyrek 921 TL

Yatırımcısının merakla beklediği altın fiyatları son iki ayın zirvesine yükseldi. Gram  altın 570 lira sınırına dayandı. Çeyrek altın ise 921 liraya fırladı.

BOLD – Altın fiyatları, büyük merkez bankalarının bu haftaki faiz oranlarındaki ‘güvercin’ tutumu nedeniyle son iki ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Ons altın, dün, ABD istihdamının Ekim ayında beklenenden fazla arttığını gösteren verilerin yol açtığı düşüşten sonra toparlanarak haftayı yüzde 1.47’lik yükselişle 1819 dolar seviyesinden kapattı.

Yükselen enflasyon beklentileri, zayıf dolar ve iyileşen vadeli işlem pozisyonları nedeniyle ekim ayında altın fiyatları yükselişe geçmişti.

Çarşamba günü Amerikan Merkez Bankası FED, enflasyonun “geçici” olacağı ve muhtemelen faiz oranlarında hızlı bir artış gerektirmeyeceği görüşüne bağlı kaldı. Bunun ardından İngiltere Merkez Bankası faiz oranlarını sabit tutarak piyasaları şaşırttı.

Bu hafta, merkez bankalarının açıklamaları altının kayıplarının tersine dönmesine yardımcı oldu ve altın ağustos sonundan bu yana en iyi haftalık kazancına yöneldi.

Dünyanın en büyük ikinci altın tüketicisi olan Hindistan’da fiziki altın talebinin, alıcıların fiyatlardaki hafif düşüşten yararlanması ve festival sezonunda değerli metali satın alması da fiyatlardaki yükselişte etkili oldu.

Uzmanlar ons altının 1800 doların üzerinde kalıcı olması halinde bir sonraki direnç seviyesinin 1875 dolar olacağını ifade ediyor.

ABC Bullion’un küresel genel müdürü Nicholas Frappell, “Yatırımcı ilgisi hâlâ çoğunlukla hisse senedi piyasalarında ve altın 1.835 doların üzerine çıkana kadar, güçlü ilgi çekmek için yeterli momentuma sahip olmayabilir” dedi.

KAPILIÇARŞI DA ALTIN FİYATLARI

Serbest piyasada 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı dün 565,97 lira oldu. Cumhuriyet Ata Lira 3 bin 762 liradan, 22 Ayar Bileziğin gramı 515,60 liradan, tam altın 3 bin 762 liradan, yarım altın bin 829 liradan ve Çeyrek altın 921 liradan satılıyor.

 

Altın zirveyi gördü çeyrek 921 TL yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

5 Kasım 2021 Cuma

Eski MİTçi Eymür’ün işkence itirafları yargıya taşındı

İşkence uyguladığını ve işkence yapılmasın tanık olduğunu belirten Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün bu itirafları Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından yargıya taşındı.

BOLD – Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, T24’ten Gökçer Tahincioğlu’na yaptığı açıklamada uyguladığı işkenceleri kabul edip, şahit olduğu işkence yöntemlerini de anlattı. Kamuoyunda bu açıklamalara tepki gelirken, Türkiye İnsan Hakları Vakfı konuyu yargıya taşıdıklarını açıkladı.

EYMÜR’ÜN YAPTIĞI AÇIK BİR İTİRAF

Eymür’ün açıklamasının Türkiye’de yaşanmış olan ağır insan hakları ihlalleri/suçları konusunda açık bir itiraf/delil niteliğinde olduğunu belirten Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın açıklamasında, Türkiye’nin de altına imza attığı Birleşmiş Milletler (BM) İşkence ve Diğer Zalimane Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme, insanın sahip olduğu onur ve değeri korumak için işkenceyi mutlak olarak yasakladığının altı çizildi.

HİÇ BİR DURUM İŞKENCEYE GEREKÇE GÖSTERİLEMEZ

Ne harp hâli ne de bir harp tehdidinin, dâhili siyasî istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hâlin, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemeyeceğini belirten Vakıf, “Hal bu kadar açık iken, Mehmet Eymür’ün doğrudan kendisi ve içinde yer aldığı yapılar ile ilgili itiraf/delil niteliğindeki bu açıklamaları, tek tek işkence görenler kadar tüm toplumun vicdanında da derin yaralar açmakta ve adalet duygusunu onarılmaz biçimde tahrip etmektedir” denildi.

HUKUKİ GİRİŞİMLERDE BULUNULDU

İşkence suçlarında zaman aşımının söz konusu olmadığını hatırlatan vakfın açıklamasında, “Başta işkence olmak üzere diğer ağır insan hakları ihlalleri/suçları ile ilgili yapılan itirafları delil kabul ederek Mehmet Eymür ve silsile içindeki tüm sorumlular/failler hakkında etkili ve bağımsız bir soruşturma sürecini başlatılmasına yönelik gerekli hukuki girişimlerde bulunduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız” denildi.

 

 

İşkenceyi savunan eski MİT mensubu Mehmet Eymür: Şu an daha ağır işkenceler var

Eski MİTçi Eymür’ün işkence itirafları yargıya taşındı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Gri pasaportla insan kaçakçılığı 900 euro para cezası ile sonuçlandı

Türkiye’den Almanya’ya gri pasaportla insan kaçakçılığı yapmakla suçlanan Ersin Kilit hakkında açılan dava sonuçlandı. Mahkeme Kilit’e 900 euro para cezası verdi. Kilit’in avukatı, asıl şebekenin Türkiye’de olduğunu belirterek, başta İçişleri Bakanı Soylu olmak üzere belgelerde adı geçenlerin yargılanması gerektiğini kaydetti. 

BOLD – Türkiye’de birçok belediyenin aracılığı ile gri pasaport sağlayarak Almanya’ya insan kaçakçılığı yapmakla suçlanan Ersin Kilit hakkında Almanya’nın Hannover kentinde açılan dava para cezası ile sonuçlandı. Mahkeme Kilit’e 900 euro ceza verdi.

PASAPORT ÇIKARTMADA ETKİSİ YOK

Hannover Sulh Mahkemesi’nde görülen davada Türkiye’deki belediyelere “sahte davetiyeler” göndermekle suçlanan Kilit’e mahkeme tarafından mevcut içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı ve sanığın işsizlik parası almasından dolayı 900 euro adli para cezasına verildi. Hakim ayrıca Kilit’in Türkiye’de hizmet pasaportunun çıkarılması gibi işlerde herhangi nüfuzunun olmadığına hükmetti.

KİLİT: ASIL SUÇLULAR TÜRKİYE’DE

Dava sonrası basın mensuplarına açıklama yapan Kilit, “Suçsuz olduğuma her zaman inandım. Suçsuz olduğum Alman yargısı ve adaleti önünde ispatlanmış oldu. Adaletin olduğu ülkede ancak gerçek adalet yerini bulur. Asıl suçlular Türkiye’de, Türk mahkemelerinde yargılanmalılar” dedi.

İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU DA YARGILANMALI

Kilit’in avukatlarından Mahmut Erdem de asıl şebekenin Türkiye’de olduğunu belirterek, başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere, belgelerde adı geçen vali ve belediye başkanlarının sanık olarak dinlenmeleri gerektiğini kaydetti.

İşkenceyi savunan eski MİT mensubu Mehmet Eymür: Şu an daha ağır işkenceler var

Gri pasaportla insan kaçakçılığı 900 euro para cezası ile sonuçlandı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Ok yaydan çıktı, 9,90 dönüm noktası

Ekonomi Yazarı Turhan Bozkurt, seçim ekonomisine kapı aralandığına dikkat çekerek, “TCMB’nin faiz kararını vereceği 18 Kasım 2021 Perşembe gününe kadar dolar 9,90 TL üzerine hamle yapabilir. Bu eşik hızlı geçilirse dolar 10,05 TL üzerinde kâr satışları ile 9,85’e kadar çekilecek” dedi.

BOLD – Ekonomi Yazarı Turhan Bozkurt, Merkez Bankası’nın faiz kararını açıklayacağı 18 Kasım’a dikkat çekti. Bozkurt, yapılacak faiz indirimi ile doların 10 liranın üzerine çıkabileceğini kaydetti.

SEÇİM EKONOMİSİNİN KAPISI ARALANDI

Bozkurt, Youtube kanalında piyasalarla ilgili şu yorumları yaptı:

“Üst düzey bir yetkili seçim ekonomisinin kapısını araladı. Asgari ücrete yüzde 30 zam, 3.600 ek gösterge ve emeklilikte yaşa takılanları için yeni düzenleme… Hepsi masada. Dolar için 9,90 TL kritik eşik.

Altın ve gümüş fiyatlarında Amerikan Merkez Bankası (Fed) kararının akabinde yükselişler ne kadar kalıcı olacak? Olup biten bir boğa tuzağı mı?

Üst düzey yetkili, “Bütçe kanalıyla özellikle gelecek yılın başından itibaren iç talep canlandırılacak. Büyüme kanalına kayda değer bir destek sağlanacak. Enflasyonun biraz yukarı gittiğini göreceğiz. Biraz o tarafı gevşek tutmak gerekecek. Ancak kurda çok ciddi bir artış olmayacaktır.” dedi.

100 BAZ PUAN FAİZ İNDİRİMİ İHTİMALİ ARTTI

Ziraat Bankası uzun bir süredir müşterilerine sunduğu enflasyona endeksli tüm mevduat ürünlerini 4 Kasım 2021 tarihi itibarıyla durdurdu. Bütün bunlar faiz indirimleri için yol temizliği… Kamu bankaları değişken faize (Türk Lirası referans faiz oranı/TLREF) geçtiğine göre Merkez Bankası indirimlere devam edecek.

JP Morgan’a göre, 2022 yılı 4’üncü çeyreğe kadar yıllık tüketici enflasyonu (TÜFE) % 18-21 aralığında seyredecek. Ekim ayı enflasyon verisi 18 Kasım’da Merkez Bankası’ndan 100 baz puan faiz indirimi ihtimalini daha da artırdı. 2022 yıl sonu enflasyon tahmini % 16,4.

DOLAR 10.05’İ GÖREBİLİR, PAS GEÇERSE 9.50’NİN ALTINA İNEBİLİR

TCMB’nin faiz kararını vereceği 18 Kasım 2021 Perşembe gününe kadar dolar 9,90 TL üzerine hamle yapabilir. Bu eşik hızlı geçilirse dolar 10,05 TL üzerinde kâr satışları ile 9,85’e kadar çekilecek.

Amerikan Merkez Bankası (Fed), 2022’de vanayı daha da kısacak. Merkez Bankası (TCMB) 2021 sonu için “tek haneli dolar kuru” fikrinden giderek uzaklaşıyor. Seçimden önce kurda sürpriz bir yükseliş istenmiyor.

Dolar için 9,77 TL duvarı yıkıldığında 9,85 TL, 9,90 TL eşikleri kritik. 9,70 TL üzerinde satış ağırlıklı bir piyasa var. Kasım ayında “psikolojik eşik” olan 10 TL zirvesine kısa süreli bir tırmanış bile mümkün. TCMB “Pas geçme” kararı verirse 9,50 TL altına inebilir.”

İşkenceyi savunan eski MİT mensubu Mehmet Eymür: Şu an daha ağır işkenceler var

Ok yaydan çıktı, 9,90 dönüm noktası yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

İşkenceyi savunan eski MİT mensubu Mehmet Eymür: Şu an daha ağır işkenceler var

Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, devlet içinde yapılan işkenceleri itiraf etti. İşkence yapmanın gerekli olduğunu savunan Eymür, “E bugün daha ağır işkenceler var, ölümler var. Kayıp MİT mensubu var sorguya alınan” dedi.

BOLD – Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) eski yöneticilerinden Mehmet Eymür, işkence yaptığını, bundan hiç pişman olmadığını, günümüzde ise daha ağır işkencelerin yapıldığını itiraf etti.

T24’ten Gökçer Tahincioğlu’na röportaj veren Mehmet Eymür, 1970’li yıllardan itibaren MİT’te yapılan işkencelere dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşkence yapmanın gerekli olduğunu savunan Eymür, kendisinin de işkence yaptığını söylemekten kaçınmadı.

KABA DAYAK, ELEKTRİK GİBİ YÖNTEMLER VARDI

Mehmet Eymür röportajında öne çıkan kısmı şöyle:

Dündar Kılıç’ın size yönelik ağır suçlamaları var. İşkence yaptınız mı?

İşkence sayılmaz. Zaten oraya düşmek işkence sayılır. Gözleri kapalı devamlı, küçük bir hücrede kalıyor. Oraya düşmek yeterli.

Hep bahsediliyor ama kaba dayak, elektrik vs. gibi yöntemlerden. O yöntemler yok muydu?

Vardı.

Siz yaptınız mı?

Yapmışımdır.

PİŞMANLIK DUYMAM, ÇÜNKÜ AŞIRI BİRŞEY YAPMADIK

Pişmanlık duyuyor musunuz?

Duymam, çünkü aşırı bir şey yapmadık. Daha çok taktikleri kullanmak istedim. Bizim hanım arkadaşları bağırtırdık. “Kızını aldık” derdik sonra suçluya. Bağıran bizim arkadaşımız. “Konuşacaksan konuş sıkıntıya girecekler yoksa” derdik mesela. Tiyatro yapardık biraz.

Bu işkence değil mi, teşkilatta bunun eğitimi var mı?

Bizim meslekler akıl mesleği. Aklın varsa formüller buluyorsun. İlla işkence yapmak şart değil. Mühim olan konuşturabilmek.

ÖCALAN OPERASYONU ENGELLENDİ

Siz de operasyon yaptınız Öcalan için, sizinki neden planladığınız gibi gitmedi?

Maşallah her yerden engel aldık. Bugün cezaevinde olan Çevik Bir. O zaman istihbaratın başında. 1 ton patlayıcı aldık. Ertesi gün Cumhuriyet gazetesinde yazı çıktı, “MİT patlayıcıyı ne yapacak” diye. Cumhurbaşkanından, siyasilerden izin aldık. MİT Müsteşarı bile yapamaz izin almadan. İzin almadan nasıl yapacağız. Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı okeylemişti zaten. Takdim yapmıştık. Elimizdeki bilgileri bildirmiştik. Güzel bir takdimdi. Çalışmalardan bahsettik. Tamam dediler. Devam ettik. Yeşil vardı. Bir de asker şahıslar vardı. Oraya yolladığımız resmi görevliler vardı gizlice giren. Esasen başarısız da denilemez. Apo’yu öldüremedik ama öyle büyük bir patlama yaptık ki Suriye ürktü. O zamanki Kara Kuvvetleri Komutanı’nın bir beyanı oldu. O konuşmadan sonra Suriye’den çıkarttılar. Yani önayak oldu. Bir başarıdır. Korkuttu çünkü Suriye’yi. 17 metre çukur açılmış patlamanın olduğu yerde.

OPERASYONLARDA YARGISIZ İNFAZ YOKTU

Kızıldere’de ve Ulaş Bardakçı’nın öldürüldüğü operasyonda yargısız infaz yapılmadı mı?

Bu operasyonlarda vardım. Yargısız infaz yoktu, ben de ölebilirdim. Milim kaldı ölmeme… Bardakçı’nın kaldığı eve gittik. Kolejli bir kızın eviydi. Bina sahibi Mahmut Dikler’di. Siyasi şubenin başıydı Dikler. Evde girdik arama yaptık. Peruk buldum ben bir odada, yatak odasında. Aldım peruğu evin kiracısı olan Lale Arıkdal’a gittim, bu peruk kimin dedim. O arkadaşımın dedi. O arada bir kıyamet koptu. Benim girdiğim odaya giren polis memuru, fermuarlı dolabı açıyor. Ben de bakabilirdim orada, bakmadım. Kıza sormam beni kurtardı. Polis memuru yaralandı. Ağır yaralandı. Karnından yedi. O da ateş ediyor, dolap yıkılıyor. Ulaş Bardakçı böyle öldü. Dışarıdan da ateş açtılar bizimkiler. “Biz varız içeride” dedik. Hayatta kalmamız tesadüf. Kızıldere’de de yok yargısız infaz. Biz bir kere çok ikna etmeye çalıştık. Sonra keskin nişancı vuruyor Mahir Çayan’ı, öyle başlıyor. Damdayken vuruyor.

TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRÜYORDUM ONLARI

Siz niye bu operasyonlardasınız?

Çayan’lar (Maltepe Cezaevi’nden) kaçtıktan sonra Memduh Ünlütürk paşa bu işle ilgilendi. Sonradan öldürdüler. Benle Süleyman Yenilmez albay, ikimizi ona yardımcı görevlendirdiler. Zırhlı birliğe gittik, teğmenler, üsteğmenler geliyor. Anlatıyorlar. Hiçbir şey yok. Nasıl kaçtıkları araştırılıyordu. O arada Fuzuli Yazıcı isimli teğmen, tutuklulardan Rüçhan Manas’la evlenmek istiyor. Dilekçe veriyor. Öğreniyoruz ki nöbetçi iken kız bunu etkilemiş. Bunu angaje etmişler. Her türlü yardımı yapmış. Bunu sorguya aldık, Yazıcı’yı. Ziverbey’de onun sorgusunu yaptım. Genç bir çocuktu. Ağlamaya başladı. Başta böbürleniyordu, “Gözlerimi kapatmayın, ben askerim” diyordu. “Yaparız” dedik. “Burada usul böyle” dedik. Neticede örgütün çökertilmesi onun konuşması ile başlamıştır. Halka halka büyüdü operasyon. Bu insanları terör örgütü olarak görüyordum elbette. Perinçek’in durumu daha değişikti. Entelijans faaliyeti onunki.

KONUŞMA İMKANI YOKSA İŞKENCE OLABİLİR

Ziverbey Köşkü’nde başka kimleri sorguladınız?

Ziverbey zaten kısa süre kullanıldı. O dönemin sorgularında bir ay falan çalıştım. (Ziverbey’de sorgulanan ve Ziverbey Köşkü adlı kitabı yazan) İlhan Selçuk’ların döneminde yoktum.

Ziverbey bir işkence merkezi miydi?

Herkese yapılıyor diye söylemek mümkün değil. Ama yapılan da vardı. Mesela bir kurye vardı. Bana dert yanardı. Bugün elektrik tedavisi yok mu, romatizmalarım azdı diye dalga geçiyordu. “Başka türlü konuşma imkânı yoksa işkence olabilir, çünkü çok inatçı tipler var!”

Bu size normal mi geliyor. Sistematik işkence yöntemleri bunlar. Bunların suç olması gerekmez mi? Ama siz hâlâ devlet için gerekli, diyorsunuz.

Hayır, başka türlü konuşma imkânı yoksa olabilir. Hâlâ da öyle düşünüyorum. Çünkü çok inatçı tipler var. Başka türlü konuşturmak çok zor.

İŞKENCENİN DAHA AĞIRLARI, ÖLÜMLER VAR

Ama hep bu şekilde birisini konuşturmak suç, hem de bu yöntemle insanın üstüne suç da atılabilir…

Sorguculuk o hakikati öğrenebilme meselesi zaten. Bir tek işkence yapmak değil sorguculuk.

Çok sayıda insan faili olmadığı eylemleri üstlenmek zorunda kalmadı mı?

Vardı, iyi sorgucu arkadaşlarımız vardı.

Peki bitti mi, bu yöntemler uygulanıyor mu?

E daha ağırları var. Ölümler var. Kayıp MİT mensubu var sorguya alınan…

Çok sayıda kişi ortadan kayboldu, bunlar istihbarat operasyonu mudur?

E tabii öyle. Ayrıca kimse işkence yapmayı muteber bir şey gibi görmez. Ancak sadist ruhlu insanlar böyle bakar. Ama çok büyük bir kavganın içerisine giriyorsunuz. O kavgada galip gelmeniz lazım. Yoksa ipin ucu kaçıyor.

Röportajın Tamamı:

 

 

AKP’li Cahit Özkan, Erdoğan’ın tuzağını itiraf etti: Hasret bitip gelseydi, Cumhurbaşkanımız ne yapacağını gösterecekti

İşkenceyi savunan eski MİT mensubu Mehmet Eymür: Şu an daha ağır işkenceler var yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Biden yönetimi, yolsuzluk ve insan haklarının ele alınacağı zirveye Türkiye’yi davet etmedi

Gelecek ay ABD’de yapılacak ve yolsuzlukları tespit edip onlarla mücadele etmek, demokrasiyi ve insan haklarını savunmanın ele alınacağı Demokrasi Zirvesi’nin davetli listesi sızdı. Listede Angola, Gana gibi ülkeler yer alırken, Biden yönetimi zirveye Türkiye’yi davet etmedi.

BOLD – ABD Başkanı Joe Biden’ın 9-10 Aralık 2021 tarihlerinde ev sahipliği yapacağı Demokrasi Zirvesi’ne davet edilen ülkelerin yer aldığı bir liste sızdı. Sızan listede Türkiye, Azerbaycan ve Macaristan gibi ülkelerin davet edilmediği görüldü.

ARALARINDA GANA VE ANGOLA’NIN DA OLDUĞU 107 ÜLKE ZİRVEYE DAVETLİ

Politico, ABD’de Biden yönetiminin hazırlandığı Demokrasi Zirvesi’ne ilişkin belgelere ulaştı. Henüz resmi olarak açıklanmayan davetli listesinin yer aldığı listede Türkiye’nin yer almadığı görüldü. 107 ülkelik listede Angola, Gana gibi ülkeler yer alırken, Türkiye ve Macaristan’ın yanı sıra İran, Rusya, Çin ve Afganistan gibi ülkeler de bulunmuyor. Henüz resmi olmayan listenin değişebileceği belirtildi.

ZİRVEDE YOLSUZLUKLA MÜCADELE DE ELE ALINACAK

ABD Başkanı Joe Biden, başta liderlerin yüz yüze bir araya gelmesiyle planlanan daha sonra video konferans ortamında gerçekleşmesi kararlaştırılan Demokrasi Zirvesi’ne hazırlanıyor. Zirvede öne çıkacak konulardan birinin internet özgürlüğü olması bekleniyor. Otoriter hükumetlerin baskılarına karşılık erişilebilir internet, veri güvenliği, teknoloji platformlarının düzenlenmesi konularında iş birliğinin öne çıkarılacağı belirtiliyor. Zirvenin üç ana başlık etrafında tartışılacağı bildirildi. Bu başlıklar otoriterliğe karşı demokrasiyi savunmak, yolsuzlukları tespit edip onlarla mücadele etmek ve insan haklarını savunmak olarak belirlendi.

 

AKP’li Cahit Özkan, Erdoğan’ın tuzağını itiraf etti: Hasret bitip gelseydi, Cumhurbaşkanımız ne yapacağını gösterecekti

Biden yönetimi, yolsuzluk ve insan haklarının ele alınacağı zirveye Türkiye’yi davet etmedi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

HDP, kapatma davasında ilk savunmayı bugün verecek

HDP, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın açtığı kapatma davasında ilk savunmasını bugün saat 16.00’da Anayasa Mahkemesi’ne sunacak.

BOLD – Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkında açtığı kapatma davasını 21 Haziran’da kabul eden Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), ilk savunma için 7 Eylül’e kadar verdiği süre partinin talebi üzerine iki ay uzatılmıştı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ilk kapatma iddianamesi AYM tarafından geri gönderilmişti. İkincisi kabul edilmişti.

AKP’li Cahit Özkan, Erdoğan’ın tuzağını itiraf etti: Hasret bitip gelseydi, Cumhurbaşkanımız ne yapacağını gösterecekti

HDP, kapatma davasında ilk savunmayı bugün verecek yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li Cahit Özkan, Erdoğan’ın tuzağını itiraf etti: Hasret bitip gelseydi, Cumhurbaşkanımız ne yapacağını gösterecekti

AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2012’de Fethullah Gülen’e yaptığı “Hasret bitsin” çağrısını hatırlatarak “Hasret bitip gelseydi, Cumhurbaşkanımız ne yapacağını gösterecekti” dedi.

BOLD – Kanal 42 TV’de yayınlanan Sümen Altı programına katılan Özkan, Erdoğan’ın İstanbul’daki Türkçe Olimpiyatları finalinde Fethullah Gülen’e yaptığı “Hasret bitsin” çağrısını değerlendirdi. 2012 yılındaki çağrıyı yorumlayan Özkan, “Hasret bitip gelseydi, Cumhurbaşkanımız ne yapacağını gösterecekti.” dedi.

‘NE İSTEDİLER DE VERMEDİK’ AÇIKLAMASI

Erdoğan’ın 17-25 Aralık sürecinde Gülen Hareketine yönelik söylediği “Ne istediler de vermedik” sözlerini de değerlendiren Özkan, “Sayın Cumhurbaşkanımız F.t. cülere mesafeyi her zaman koymuştur. Cumhurbaşkanımız ne dedi? ‘Ne istedin de vermedik’ dedi. Yahu bugün Türkiye’de kim olursa olsun. İster özel sektör ister STK, dernek, vakıf… ‘Ülke, gençlik ve eğitim için çalışma yapıyoruz’ derse devlet olarak biz bunlara gönül açmak zorundayız.” diye konuştu.

2012’de İstanbul’daki Türkçe Olimpiyatları’na katılan Erdoğan, Fethullah Gülen’i kastederek, “Gurbette olup vatan topraklarının hasreti içinde olanları aramızda görmek istiyoruz. Diyoruz ki bu sıla hasreti artık bitmelidir. Bitsin istiyoruz” demişti.

İbrahim Kalın’a utanç verici cübbe: Kayyım atanan İpek Üniversitesi’nden onursal doktora aldı

AKP’li Cahit Özkan, Erdoğan’ın tuzağını itiraf etti: Hasret bitip gelseydi, Cumhurbaşkanımız ne yapacağını gösterecekti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

İbrahim Kalın’a utanç verici cübbe: Kayyım atanan İpek Üniversitesi’nden onursal doktora aldı

AKP iktidarı tarafından mal varlığına el konulan İpek Holding’in sahibi Akın İpek’in kurduğu İpek Üniversitesi, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’a onursal doktora verdi.

BOLD – Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 15 Temmuz’dan sonra kayyım atanan İpek Üniversitesi’nde dün gerçekleştirilen 2021-2022 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı. Törende Kalın’a onursal doktora unvanı verildi.

Kalın, kayyım atandıktan sonra KHK ile kapatılan İpek Üniversitesi’nin kampüsünün içinde bulunan Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde düzenlenen törende özgürlük ve sanat üzerine bir konuşma yaptı.

Gençlere akıl, erdem ve özgürlüğün ne demek olduğunu anlatan Kalın, “Özgürlük nefsinize hoş gelen, aklınıza gelen her şeyi yapma kabiliyeti değildir. Özgürlük akıl ve erdem ile kendinizi gerçekleştirme sürecidir. O yüzden Türkçe’de özgürlük kelimesi “özü-gürlük”ten gelir. Özünüzü gürleştiren şey, sizi özgür kılan şeydir. Keyfi olarak her istediğinizi yapmak hiçbir zaman özgürlük değildir.” dedi.

Törene AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı da katıldı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün talebi üzerine Ankara 3. Sulh Hukuk ile 4. Sulh Hukuk mahkemeleri, İpek Üniversitesi’ne Temmuz 2016’da kayyım atamıştı.

“MÜSLÜMAN HANIMEFENDİLER ÇALINTI OKULDA”

AKP iktidarı tarafından mal varlığına el konulan İpek Holding’in sahibi Akın İpek ve eşi Nevin İpek, dört yıl önce İpek Üniversitesi’nden bir fotoğraf paylaşan AKP MKYK Üyesi Sezer Katırcıoğlu’na tepki göstermişti.

AKP Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un aynı yerleşke içinde bulunan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan eşi Prof. Sevgi Kurtulmuş’u makamında ziyaret ettiği bir fotoğrafı 2017 yılında hem Twitter hem Facebook hesabından paylaştı.

Radiye Sezer Katırcıoğlu ve Sevgi Kurtulmuş (sağda).

Katırcıoğlu paylaşımında “Fetöş haini. Milletin dini duygularını istismar ederek aldığı himmet paraları ile yaptığı ABD tarzı binalar. Şu an Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi” dedi. Bu mesaja Akın İpek Twitter’dan “ABD tarzı diye bir mimari tarz yoktur.” diye cevap verdi.

Akın İpek’i eşi Nevin İpek ise ziyaret ettiği Rektör Yardımcısı Sevgi Kurtulmuş ile makamında çekilen fotoğrafı paylaşan Katırcıoğlu’na, “Müslüman hanımefendiler, çalıntı bir okulda, benim seçtiğim kanepede otururken… İnsanların ne kadar kötü olduğunu görmek beni hiç şaşırtmıyor. Fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce hayretler içinde kalıyorum. Sezer Hanım attığınız o iftirayı belgeyle ispatlamak başınızdaki o örtüye borcunuz artık” diye tepki gösterdi. AKP’li Katırcıoğlu daha sonra Nevin İpek’i engelledi.

Erdoğan, İnterpol’ü etkilemek için sınırsız diplomatik imtiyaz tanıdı

İbrahim Kalın’a utanç verici cübbe: Kayyım atanan İpek Üniversitesi’nden onursal doktora aldı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın Varlık Fonu’na atadığı Tosyalı’ya 1 milyar liralık boru ihalesi

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Varlık Fonu’na Yönetim Kurulu Üyesi olarak atadığı Fuat Tosyalı’ya ait şirketlerin kamu kurumlarından 10 yılda 1,1 milyar TL değerinde boru ihalesi aldığı ortaya çıktı. İş insanı Tosyalı, 31 Mart seçimlerinde AKP’nin İskenderun mitingine katılarak AKP’nin adayı için oy istemişti.

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018 yılında Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) Yönetim Kurulu Üyesi olarak atadığı Fuat Tosyalı’nın şirketlerinin kamu kurumlarına milyonlarca lira değerinde boru sattığı açığa çıktı.

43 AYRI İHALEYİ TOSYALI ALDI

AKP’ye yakınlığıyla bilinen Fuat Tosyalı’nın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Tosyalı Holding’e bağlı birçok şirket bulunuyor. Holding’e bağlı şirketler kamu kurumları ile belediyelerden 2012 ile 2021 yıllarını kapsayan son 10 yıllık dönemde tam 1 milyar 170 milyon TL değerinde 43 ayrı ihale aldı. Bu ihalelerin çok büyük kısmını ise kamu kurumlarının açtığı “boru alım” ihaleleri oluşturuyor.

İLK SIRADA BOTAŞ VAR

BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre, Holding’e bağlı şirketlerden biri olan Tosçelik Spiral Boru Üretim Sanayi Anonim Şirketi, kamudan 2016 ile 2021 yılları arasını kapsayan 6 yıllık dönemde 19 ayrı ihale aldı. Bu 19 ihalenin toplam bedeli ise yaklaşık 942 milyon TL’yi buluyor. Şirketin en fazla ihale aldığı kamu kurumlarının başında ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ) geliyor. Şirket, son altı yılda BOTAŞ’tan 11 ihale alırken Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nden 7 ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürlüğü’nden de bir ihale aldı.

TPAO DA LİSTEDE

Tosyalı Holding’e bağlı olan bir diğer şirket ise Tosçelik Profil ve Saç Endüstrisi Anonim Şirketi. Bu şirket de 2012 ile 2020 yıllarını kapsayan 10 yıllık dönemde kamu kurumlarından tam 61 milyon TL değerinde 23 ayrı ihale aldı. Bu şirketin ise en fazla ihale aldığı kamu kurumlarının başında 15 ihale ile TPAO geliyor.

İSKİ’DEN DEV İHALE

Holding’e bağlı olan ve kamudan ihale alan bir diğer şirket de Tosyalı Dış Ticaret Anonim Şirketi. Bu şirketin de AKP döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Müdürlüğü’nden 2014 yılında tam 126 milyon 430 bin TL’lik ihale aldı. Şirket bu ihaleyle İSKİ’ye milyonlarca liralık çelik boru sattı.

FİLYOS PROJESİ’NİN İDARESİNDEN SORUMLU

Zonguldak Çaycuma’da yapımı devam eden Filyos Endüstri Bölgesi Projesi’nin idaresi de 2019’da Tosyalı Holding’e verilmişti. Fuat Tosyalı’nın sahibi olduğu şirketin, Filyos Endüstri Bölgesi’nin alt, üst yapısından ve idaresinden sorumlu şirket olduğu açıklanmıştı.

TCDD’de 78 milyon dolarlık vurgunun belgesi: İhaleyi Cengiz İnşaat almış

Erdoğan’ın Varlık Fonu’na atadığı Tosyalı’ya 1 milyar liralık boru ihalesi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

TCDD’de 78 milyon dolarlık vurgunun belgesi: İhaleyi Cengiz İnşaat almış

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) Ankara-İstanbul Demiryolu projesinde yapılan yolsuzluğa bir yenisi daha eklendi. CHP’li Deniz Yavuzyılmaz’ın paylaştığı belgelere göre, TCDD’nin bir tünel yapımındaki yolsuzluğun bedeli 78 milyon 717 bin 171 ABD doları oldu. İhaleyi Cengiz İnşaat’ın aldığı belirtildi.

BOLD – CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, TCDD’nin Ankara-İstanbul hattındaki bir yolsuzluğu daha sosyal medyadan belgelerle duyurdu.

TCDD Ankara-İstanbul Demiryolu hattında, DT-36 Tüneli yapımında vurgun yapıldığını tespit ettiklerini belirten Yavuzyılmaz, ‘sözleşme keşif tutarı’ ile ‘şirkete ödenen tutar’ arasındaki farkı 78 milyon 717 bin 171 dolar olarak açıkladı.

CENGİZ İNŞAATA 78 MİLYON DOLARLIK KIYAK

TCDD Teftiş Kurulu Raporu’ndaki detayları açıklayan Yavuzyılmaz, 78 milyon dolarlık kıyağın Cengiz İnşaata yapıldığını açıkladı. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Yavuzyılmaz, şu ifadeleri kullandı: “TCDD Ankara-İstanbul Demiryolu hattında,DT-36 Tüneli yapımındaki vurgunu da tespit ettik. Sözleşme keşif tutarı: 10.227.654,77 dolar, şirkete ödenen tutar: 88.944.826,67 dolar, fark: 78.717.171,90 dolar. Şirket: IC İçtaş, Cengiz İnş, CRCC, CMC”

Resmi Gazete’de Erdoğan’ın imzası olmadan karar çıktı

TCDD’de 78 milyon dolarlık vurgunun belgesi: İhaleyi Cengiz İnşaat almış yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

İstifa ettiği iddia edilen Lütfi Elvan sustu, Fahrettin Altun yalanladı

Türkiye ekonomik krizle çalkalanırken ortalıkta gözükmeyen Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın istifa ettiği iddia edildi. Elvan’ın yerine Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın geçeceği belirtilirken, istifa haberini İletişim Başkanı Fahrettin Altun yalanladı.

BOLD – Merkez Bankası’nın faiz indirimi ve ekonomik göstergelerdeki bozulma AKP kulislerini hareketlendirdi. Aylardır basın toplantısı düzenlemeyen Bakan Elvan’ın istifa ettiği gündeme geldi. MB’nin önümüzdeki günlerde yeniden faiz indirimi kararı alabileceği, Elvan’ın bu duruma da karşı çıktığı ifade ediliyor.

ERDOĞAN’A İSTİFASINI VERDİ

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın “dövizdeki hızlı artış, TL’deki değer kaybı, Hazine’ye dışardan kaynak aktarımında yaşanan zorluklar’’ gibi nedenlerle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a istifasını sunduğu ancak Erdoğan’ın “şimdilik kabul etmediği” konuşuluyor.

BERAT ALBAYRAK’IN SAĞ KOLU NUREDDİN NEBATİ RAHATSIZLIĞI

Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak döneminde atanan ve hâlâ etkili olan Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati ile para politikaları konusunda anlaşamayan Elvan’ın “bakanlıktaki bazı bürokratlara sözünü dinletemediği” öne sürülüyor. Albayrak’ın Nebati ile sık sık görüştüğü ve bakanlığı dışarıdan yönettiği fotoğraflara da yansımıştı.

ALBAYRAK GERİ DÖNECEK KULİSİ

Elvan’ın Erdoğan’a istifasını sunduğuna yönelik tartışmalarla, “Hazine’nin başına yeniden Albayrak gelecek” söylemleri yeniden gündeme geldi. Birkaç ay önce eski bakan Berat Albayrak ile Nebati’nin İstanbul Süleymaniye’deki görüşmesinde kamuoyuna yansıyan fotoğrafı dolaşıma sokuldu.

YALANLAMA FAHRETTİN ALTUN’DAN GELDİ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile damat Berat Albayrak’ın güç mücadelesi Bakan Elvan’ın istifa tartışmalarına da yansıdı. Erdoğan istifa ile ilgili bir açıklama yapamadan devreye jet hızıyla Altun girdi. Twitter’dan söz konusu iddianın yer aldığı habere tepki gösteren İletişim Başkanı Altun, “Hazine ve Maliye Bakanımız Lütfi Elvan görevinin başındadır. Aşağıdaki sözde haber yalandır. Hangi gerekçeyle olursa olsun böylesi mesnetsiz haberlerle sahte gündemler oluşturmaya çalışmak kötülüktür. Bu sözde habere konu ettiğiniz insanlara ve kamuoyuna özür borçlusunuz!” yazdı.

Erdoğan, İnterpol’ü etkilemek için sınırsız diplomatik imtiyaz tanıdı

İstifa ettiği iddia edilen Lütfi Elvan sustu, Fahrettin Altun yalanladı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan, İnterpol’ü etkilemek için sınırsız diplomatik imtiyaz tanıdı

Yurtdışından insan kaçırmak için İnterpol’ü kılıf olarak kullanan AKP Hükumeti, kararnameyle İnterpol’ün İstanbul’daki 89. Genel Kurulu’na katılacak yabancı katılımcılara sınırsız imtiyazlar verdi. Erdoğan imzalı kararnameye göre, büyükelçilere verilen dokunulmazlıklar İnterpol çalışanlarının ailelerine de tanınacak. Kovid-19 olsalar bile karantinaya girmeyecekler. Katılımcılara verilen hediyelerden gümrük vergisi alınmayacak.

BOLD ÖZEL – Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile İnterpol’ün İstanbul toplantısıyla ilgili kararlar alındı. Tanınan bütün muafiyetlerle ilgili şu ifadeler kullanıldı: “Sağlanan imtiyazlar ve muafiyetlere ek olarak, Genel Sekreter, İcra Komitesi üyeleri ve onlara eşlik edecek aile üyelerine uluslar arası hukuka uygun olarak diplomatik temsilcilere verilen imtiyazlar, muafiyetler ve kolaylıklar tanınacaktır”

KOVİD-19 KARANTİNASI UYGULANMAYACAK

Ev sahibi ülke olarak Türkiye İnterpol katılımcılarına Kovid-19 yasakları uygulanmayacak. Söz konusu muafiyet anlaşmada şu ifadelerle yer aldı: “Herhangi bir ulusal yasaya veya sınırlayıcı olmamak şartıyla tüm kısıtlamalar dahil olmak üzere halk sağlığı ve güvenliğine yönelik diğer ihtiyati tedbirlere bakılmaksızın sağlayacaktır. Halk sağlığı ve güvenliği meselesine yönelik olarak bakılabilecek şekilde uygulanabilecek olan her turlu karantina tedbirinden muaf olacaktır” Tüm dünyanın herkese uyguladığı Kovid-19 tedbirleri görmezden gelinecek.

ÜCRETSİZ, HARÇSIZ TÜRKİYE’YE GİRİŞ, HER TÜRLÜ DÖVİZ İŞLEMİ SERBEST

İnterpol 89. Genel Kurul toplantısına katılacak kişilere gerekli olan vize izinleri ücretsiz harçsız ve gecikmeksizin verilecek. Her türlü vergiden muaf tutulacak. İnterpol çalışanları Türkiye’de her türlü fon ve dövizi alabilecek. Bu dövizi Türkiye’de işletip satabilecek. Fon ve dövizler Türkiye içerisinde serbest bir şekilde taranfser edilebilecek. Bu işlemler her türlü vergiden muaf tutulacak.

DÖKÜMANLAR GİZLİ TUTULACAK

Türkiye, 23-25 Kasım 2021 tarihlerinde İstanbul’da yapılacak İnterpol Genel Kurulu için Milletler Arası anlaşmaya imza attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla anlaşma için kararname yayımlandı. İstanbul’da yapılacak İnterpol toplantısında alınacak kararlar da çok gizli olarak arşivlenecek. Bu dokümanların ev sahibi ülke olarak Türkiye’nin güvencesine verilecek.

ÜYELERE HEDİYELER DAĞITILACAK

İnterpol Genel Kurulu katılımcılarına dağıtılacak hediyelerle ilgili de madde koyuldu. Katılımcılara dağıtılacak hediyeler gümrük ve katma değer vergisinden muaf tutulacak. Kişisel bagajlara el konulması tutulması ve aranması da yasaklandı. Katılımcıların eşyalarının kazayla uğrayacağı her türlü hasara da Türkiye tarafından tazminat ödenecek.

Interpol yetkililerine büyükelçi dokunulmazlığı veren kararnameye buradan ulaşabilirsiniz.

Erdoğan rejiminin İnterpol’ü kılıf yapıp insan kaçırdığını gösteren belgeler

Erdoğan, İnterpol’ü etkilemek için sınırsız diplomatik imtiyaz tanıdı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Hava Kuvvetleri’nde ankesör soruşturması: 2’si albay 8 kişiye gözaltı

Ankesörlü telefonla arandıkları iddiasıyla TSK mensuplarına yönelik gözaltılar sürüyor. Hava Kuvvetleri Komutanlığı mensubu ikisi albay, 8 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

BOLD – Ankara merkezli 4 ilde Gülen Hareketi soruşturması kapsamında Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli askerler hakkında gözaltı kararı verildi. Soruşturma kapsamında haklarında yakalama kararı çıkarılan 8 şüpheliden 7’si gözaltına alındı.

SUÇLAMA ANKESÖR TELEFONDAN ARANMAK

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamaya göre, Terör Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında, biri emekli, biri meslekten ihraç edilen 2 albay, 1 eski üsteğmen ve biri muvazzaf 5 astsubay hakkında gözaltı kararı verildi. Bu kişilerin görev yaptıkları illerde bulunan büfe, bakkal, market gibi umuma açık iş yerlerindeki kontörlü sabit hatlardan arandıkları öne sürüldü. Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, şüphelilerden 7’sini gözaltına aldı. Gözaltına alınan kişiler Ankara Emniyet Müdürlüğüne sevk edildi.

Erdoğan’ın rahatsızlığı AKP’nin sokakla bağını kopardı: Vatandaştan Alpay’a klavye isyanı

Hava Kuvvetleri’nde ankesör soruşturması: 2’si albay 8 kişiye gözaltı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Resmi Gazete’de Erdoğan’ın imzası olmadan karar çıktı

Bugünkü Resmi Gazete’de AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzası olmadan karar ve kararname yayınlanması dikkat çekti. Malvarlığı dondurma kararını Erdoğan’ın yerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’a ait olduğu görüldü. 

BOLD – Son haftalarda rahatsızlığı Ankara kulislerinde sıkça dillendirilen AKP Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzası olmadan Resmi Gazete’de bir karar yayımlandı.

İKİ BAKANIN İMZASIYLA YAYIMLANDI

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan “Malvarlığının Dondurulması Kararı”nda AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzası yer almadı. Karar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın imzalarıyla yayınlandı.

LİSTEDE 10 KİŞİNİN ADI BULUNUYOR

Resmi Gazete’de yer alan Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan “Malvarlığının dondurulması kararı”na göre “makul sebepler”in varlığına istinaden listede adı geçen kişi, kuruluş ve organizasyonların Türkiye’de bulunan malvarlıklarının dondurulmasının kararlaştırıldığı belirtildi. Kararda PKK/KCK iddiasıyla 7 kişi, bir vakıf; IŞİD ile irtibatlı bir kişi iki şirket, El Kaide ve El Nusra ile irtibatlı birer kişinin mal varlıkları donduruldu.

GEÇEN HAFTA BENZER KARAR ERDOĞAN İMZASIYLA YAYIMLANMIŞTI

Geçen hafta 29 Ekim günü Resmi Gazete’de mal varlığı dondurma kararı yayımlanmıştı. Kararda AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzası yer alıyordu. Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesi öncesi teröre destek sağladıkları gerekçesiyle 6 kişi ile 7 kuruluşun mal varlıklarını dondurma kararı almıştı. Erdoğan Haziran ayındaki Biden görüşmesi öncesi de benzer bir karara imza atmıştı.

ANKARA’DA GÜÇ SAVAŞLARI KIZIŞTI İDDİASI

Gazeteci Ahmet Nesin, Ankara’da Erdoğan sonrası için güç savaşlarının kızıştığını iddia etti. Dün Youtube kanalında yayımladığı videoda Nesin, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın artan polis ve bekçi sayıları sonrasında Jandarma ile Sahil Güvenlik komutanlıklarının İçişleri Bakanlığı’ndan alınıp yeniden Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasını Erdoğan’dan talep ettiğini öne sürdü. Nesin, Erdoğan’ın bu talebe henüz bir yanıt vermediğini kaydetti.

 

Erdoğan, Biden görüşmesine hazırlanıyor: Terör ilişkili kişilerin mal varlıkları donduruldu

Resmi Gazete’de Erdoğan’ın imzası olmadan karar çıktı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

4 Kasım 2021 Perşembe

Erdoğan’ın rahatsızlığı AKP’nin sokakla bağını kopardı: Vatandaştan Alpay’a klavye isyanı

Hayat pahalılığının altında kalan vatandaşlar isyan ederken ekonominin bu halinden sorumlu olan iktidar ise artık sokağa bile çıkmıyor. Sosyal medyada siyaset yapan AKP’li Alpay Özalan’ı takipçileri “Halkın içine girin” diyerek uyardı.

BOLD – Yaşanan ağır ekonomik krizin beraberinde getirdiği hayat pahalılığı vatandaşı isyan ettiriyor. Peşe peşe gelen zamlar mutfak masrafları ve faturaları şişirdi. Tepkilerden çekinen AKP’li siyasiler ise sokaktan elini ayağını iyiden iyiye çekti. Sağlık sorunlarıyla boğuşan Erdoğan’ın ise daha uzun bir süre ortalıklarda görünmeyeceği açık. Millet İttifakı’nı oluşturan muhalefet partileri ise Türkiye’yi karış karış geziyor.

TWİTTER’DA ATIŞMA

Sosyal medya hesabından Selahattin Demirtaş’ın Efsun kitabını tanıtan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Sevgili dostum güneşli günlerde görüşmek üzere” ifadelerini kullandı.

ALPAY’DAN SERT CEVAP

AKP’nin futbolcu kökenli Milletvekili Alpay Özalan, Tanrıkulu’nun paylaşımına sert tepki gösterdi. Millet İttifakı ortaklarını hedef alan Alpay, “CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ‘Değerli dostum’ diyerek Selahattin Demirtaş’ın kitabının reklamını yaptı. Selahattin Demirtaş, CHP ve İyi Parti’nin dostu ve ortağıdır. Bizim hiçbir şeyimiz olamaz” dedi.

Meclis’teki agresif tavırlarıyla bilinen Alpay Özalan’a cevap veren Tanrıkulu: “Oku, belki belki siyasi nezakete ve hayata dair bir şeyler öğrenirsin” ifadelerini kullandı.

AKP’Lİ SEÇMENDEN TEPKİ

AKP’li siyasilerin sokağa inmediğinden şikayet eden bir AKP’li seçmen ise “Bir haftadır Sezgin Tanrıkulu ve Özgür Özel Güneydoğuyu karış karış geziyor. Doğuyu karış karış geziyor. Siz klavyenin başında twit atın. Bir halkın içine inin Allah aşkına ya!” diyerek AKP’li vekile isyan etti.

Sosyal medya kullanıcıları AKP’li siyasilerin halkın içine girmeye cesaret edemeyeceğini savundu.

Zar zor yürüyebilen Erdoğan’ı bekleyen 6 bin dosya

Erdoğan’ın rahatsızlığı AKP’nin sokakla bağını kopardı: Vatandaştan Alpay’a klavye isyanı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Troliçeli TRT’ye sınavsız 245 bankamatik memuru

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, TRT’ye sınavsız, işe gitmeyen 245 personel daha alındığı iddialarını Meclis’e taşıdı. Sertel soru önergesinde, “İşi öğrenemeyen kişilerin kuruma ne gibi faydası olmaktadır?” diye sordu.

BOLD – On binlerce iletişim fakültesi mezunu binlerce genç işsizken, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’na (TRT) sınavsız ve liyakatsiz olarak yüzlerce kişinin alındığı iddia ediliyor.

İddiayı gündeme getiren isim Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel.

ÇOĞU BANKAMATİK MEMURU

Sadece Ekim ayının son haftasında Özel Hukuka Tabi (ÖHT) personel statüsü adı altında 245 kişinin işe alındığını söyleyen Sertel, “ÖHT personelin çoğunun evden çalıştığı ifade edilirken, birçoğunun da hiçbir iş yapmadığı ‘bankamatik memuru’ olarak alındığı vurgulanıyor” dedi.

TBMM KİT Komisyonu üyesi Sertel, TRT’nin personel yapısı ve sınavsız olarak işe alınanlar hakkında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

ÖHT 7 BİNE ULAŞTI

TRT’ye sınavla personel alımının en son 2016 yılında yapıldığını hatırlatan Atila Sertel kurumdaki usulsüz atamalara dikkat çekti.

Sınavlarda bile şaibe olduğunu söyleyen Sertel, “KPSS puanı ile ilk 10 arasına giren gençlerimiz mülakatta elenirken, 700’ncü, 800’üncü sırada olan kişiler işe alınmıştı. O tarihlerde bunu Türkiye gündemine taşımıştık. Şimdi ise sınav dahi yapılmadan çok sayıda personel alımı yapılıyor. TRT’de Özel Hukuka Tabi Personel sayısının 7 bine ulaştığı ifade ediliyor. Biz bütün bunları soru önergesi olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle Meclis’e sunduk. Ancak asıl cevabı vermesi gereken TRT’nin genel müdürü ve yönetimidir. TRT’nin yeni genel müdürü kurumda Özel Hukuka Tabi olarak çalışan personel sayısını ve son dönemde yapılan sınavsız alımları açıklamalıdır. Buradan çok açık ve net olarak şunu da sormak istiyorum: TRT acaba kadrolarını bankamatik memurları ile mi dolduruyor. Ve maaş çekmekten öte TRT’de hiçbir iş yapmayan kadrolar TRT’ye mi dolduruluyor? Bu soruların yanıtlarını bekliyoruz” diye konuştu.

HİLAL KAPLAN’LI YENİ YÖNETİM

Geçen Temmuz ayında İbrahim Eren’in 4 yıllık görev süresinin dolmasıyla boşalan TRT Yönetim Kurulu Başkanlığı ve TRT Genel Müdürlüğü ile yönetim kurulu üyeliklerine yeni atamalar yapıldı.

Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan kararla, TRT Genel Müdürlüğüne Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı, TRT Yönetim Kurulu Başkanlığına Prof. Dr. Ahmet Albayrak atandı.

İbrahim Eren, 2013’te TRT Genel Müdür Yardımcısı, Temmuz 2017’de ise TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olarak atanmıştı. Eren, 4 yıl Genel Müdür Yardımcısı, 4 yıl da Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür olmak üzere 8 yıl TRT’de görev yaptı.

Erdoğan tarafından atanan TRT’nin yeni Yönetim Kurulu’nda ‘Troliçe’ lakaplı Hilal Kaplan da bulunuyor. Diğer yönetim kurulu üyeleri şöyle: Prof. Dr. Ahmet Albayrak, Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı, Doç. Dr. Oğuz Göksu, Atakan Yılmaz, Mücahid Eker, Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin, Meryem İlayda Atlas Çetin, Doç. Dr. Veysel Kurt.

“Mersin Emniyeti’nde beni hadım ettiler, felç oldum”

 

Troliçeli TRT’ye sınavsız 245 bankamatik memuru yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın yüz kızartan geri vitesleri

Arasının bozulduğu yabancı devlet başkanlarına iç politikada verip veriştiren Erdoğan’ın, yüz kızartan U dönüşlerinin bir kısmı Bold Medya tarafından takipçileri için derlendi.

BOLD – AKP’li Erdoğan, miting alanlarından salon konuşmalarına hedefe koyduğu devlet başkanlarına kimi zaman argo ifadeler, kimi zaman da yeminli cümlelerle saydırıyor.

Erdoğan, hemen her çıkışının ardından genişçe aldığı manevralı dönüşlerle krizleri bitirmesini de biliyor.

Amerika, Avrupa, IMF, Suriye, Rusya… Erdoğan’ın geniş repertuarından herkese pay var.

Erdoğan’ın, Türkiye’de yaşayanlar kadar yurtdışında ülkesini temsil etmeye çalışan vatandaşların yüzünü kızartan dönüşlerin küçük bir kısmını Bold Medya takipçileri için derledi.

“Mersin Emniyeti’nde beni hadım ettiler, felç oldum”

Erdoğan’ın yüz kızartan geri vitesleri yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

“Mersin Emniyeti’nde beni hadım ettiler, felç oldum”

Mersin Emniyeti’nde gördüğü işkenceler ve Osmaniye ile Tarsus cezaevlerinde maruz kaldığı hak ihlalleri nedeniyle felç olan muhasebeci Ayhan Demir Bold Medya’ya konuştu.

SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD ÖZEL

Ayhan Demir, Mersin Emniyeti’nde gördüğü işkenceler ve cezaevlerinde maruz kaldığı hak ihlalleri sonucunda felç oldu. Belinden aşağısı istemsiz bir şekilde titriyor. Hem kendisi hem koğuş arkadaşları defalarca dilekçe yazmasına rağmen tedavisi geciktirildiği için ömür boyu çalışamaz ve bakıma muhtaç hale geldi.

Yüzde 87 engelli raporu verilen Demir, aksayarak yürüyor, sırt üstü uzanamıyor, sürekli ağrı, sancı çekiyor. Bedeninde sürekli yanma hissi olduğu için kırmızı ve yeşil reçeteli, narkoz etkisi yüksek ilaçlar kullanıyor.

“ÖLÜMÜNE DARP EDİLDİM, ELEKTRİK VERİLDİ”

Gülen Hareketi soruşturmaları kapsamında 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan 44 yaşındaki Demir, “Mersin TEM’de beni hadım ettiler. Bunun ötesinde daha ne söyleyeyim. Beşinci kattaki odada boynuma küt bir cisimle vuruldu. Dayak yersin, tokat atarlar bir şey olmaz, ben ölümüne darp edildim. Hayati bölgelerime bilerek vuruldu. Bir şeyler bağladılar, elektrik verildi. Dört sene kan geldi. ” dedi. O halde tutuklanıp hapse gönderilen Demir, Osmaniye ve Tarsus cezaevlerinde de hak ihlallerine maruz kaldı.

Osmaniye 2 Nolu Cezaevinde işkencelerin etkisiyle dengesini sağlayamadığı için merdivenden düşen ve boynundan bir kez daha darp alan Demir, “Aylarca merdiven altında yattım. Havalandırmaya battaniyeye koyup çıkardılar. Kişisel ihtiyaçlarımı göremedim. Defalarca dilekçe yazdığım halde tedavim geciktirildi. Benim orada ölümle pençeleştiğimi her sabah sayıma gelenler görüyordu. Fiziksel ve ruhsal sağlığım bozuldu. Ben cezaevindeyken eşim boşanma davası açtı, ailem dağıldı.” ifadelerini kullandı.

İKİ KERE GÖZALTINA ALINDI

KHK ile kapatılan Mersin FEM Dershaneleri’nde muhasebeci olarak görev yapan Ayhan Demir (40), Gülen Hareketi soruşturmaları kapsamında 15 Temmuz öncesinde ve sonrasında olmak üzere iki kere gözaltına alındı. 20 Mayıs 2016’daki ilk gözaltı 4 gün sürdü, çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Mersin Emniyeti, 15 Temmuz’dan sonra Eylül 2016’da evine baskın düzenledi. Evde olmadıkları halde her yer darmadağın edildi, çocuklarının ve kendisinin özel eşyalarına el konuldu.

İFADE VERMEYE KENDİ AYAKLARIYLA GİTTİ

Evinin arandığını komşularından öğrenen Demir, 27 Eylül 2016’da Mersin Adliyesi’ne ayaklarıyla giderek ifade verdi. Aynı gün gözaltına aldı. 8 gün kaldığı Mersin Terörle Mücadele Şube’de (TEM) ağır işkenceler gördü. Kendisinin ifadesine göre boynuna küt bir cisimle vuruldu, belinden aşağıya elektrik verildi, ölümüne darp edildi.

Gözaltı süresinde darp raporu için götürüldüğü hastanede işkence gördüğünü söylemesine rağmen hiçbiri kayda geçirilmedi. 5 Ekim 2021’de çıkarıldığı mahkemede de işkence gördüğünü, sağlığının bozulduğunu anlattı ancak dikkate alınmadan tutuklanıp hapse gönderildi.

KAÇ AY MERDİVEN ALTINDA SANCILAR İÇİNDE KIVRANDI

İlk önce Mersin E Tipi Cezaevine konulan Ayhan Demir, 21 gün sonra Osmaniye 2 Nolu T Tipi Cezaevine, daha sonra da Tarsus Cezaevine sevk edildi. Toplam 14 ay hapis yatan Demir, Osmaniye’de kalırken, işkenceler nedeniyle dengesini sağlayamadığı için 12 Ocak 2017’de koğuşun üst kat merdivenlerinden düştü.

Zaten emniyette darp edilen boynu düşmenin etkisiyle bir kez daha zedelendi. Kaldırıldığı hastanede iğne yapılıp tekrar cezaevine gönderilen Demir’in istemsiz titremeleri o günden sonra daha da arttı. Kaç ay sancılar içinde kıvranarak koğuşun birinci katında, merdiven altında yaşam mücadelesi verdi.

EŞİ GÖZALTINDA TEHDİT EDİLDİ, AİLESİ DAĞILDI

Mersin esnaflar davası olarak bilinen, 185 kişinin yer aldığı davada yargılanan Ayhan Demir, 7 Kasım 2017’de başlayan ve 27 gün süren mahkemenin ilk gününde tahliye edildi. Halini gören hakim ifadesini alıp hemen serbest bıraktı. Savcı ise serbest bırakılmasına karşı çıktı.

Psikolojisinin de bozulduğunu, canına kıymayı bile düşündüğünü belirten Ayhan Demir’in bu süreçte ailesi de dağıldı. Eşi cezaevindeyken eşi boşanma davası açtı. Çünkü eşini de gözaltına almış, tehdit etmişlerdi. 3 çocuk babası Demir, maddi ve manevi yardıma muhtaç bir şekilde Mersin’de tek başına yaşıyor, sürekli fizik tedavi görüyor.

21 AYRI DAVASI VAR

Gördüğü işkenceleri ve maruz kaldığı hak ihlalleriyle ilgili başta Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı olmak üzere birçok kuruma suç duyurusunda bulunan Demir’in şu anda devam eden 21 ayrı davası var.

Kendisine işkence yapan ve tedavisini geciktiren kamu çalışanları hakkında hukuki mücadele başlatan Demir, “Hayatım eziyetle geçiyor. İlaçların etkisiyle ayaktayım. İşkence görmeseydim, tedavim ihmal edilmeseydi ben bugün sağlıklı bir şekilde ayaktaydım, kendime, çocuklarıma bakabilecektim, eşim de geri gelecekti.” diyor.

28 Ocak 2021’de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunan Ayhan Demir, Mersin ve Tarsus başsavcılıklarına verdiği dilekçede başından geçenleri ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Bold’un ulaştığı belgeleri yayınlıyoruz.

“GÜNLERCE FİZİKİ VE FİİLİ BASKILARA MARUZ KALDIM”

“Mersin ilinde KHK ile kapatılan Mernuş Özel Eğitim Öğretim Turizm işletmeleri ve Sanayi Ticaret A. Ş. bünyesinde sözleşmeli büro elemanı olarak çalışmakta iken 20 Mayıs 2016 tarihinde bu kuruma kayyum atandı. Bu şirkette yetki belgesi ve SGK kayıtlı olarak çalışıyor olmamdan ötürü 21.05.2016 tarihinde gözaltına alındım. 4 gün gözaltında kaldım. 4 gün de mahkemede kaldım. Çok sıkıntı yaşadım. Mahkeme heyeti 50 kişiyi aynı dosyada yargıladı. Mahkeme tarafından tahliye edildim.

27 Eylül 2016 günü ben İstanbul’da çalışırken Mersin TEM evimin kapısını kırıp evime girip evimi harap etmişler. Biz evden yokken özelime iznimiz olmadan her şeyi darmadağın yapmışlar. Elektronik eşyalarımı, çocuklarımın bilgisayarlarını almışlar. Mahalledeki komşularımıza karşı evimi basıp beni komşularıma karşı zor durumda bırakmışlar.

“DOKTORUN YANINDA İKİ POLİS OTURURDU”

Ben gözaltı kararını öğrendiğimde Mersin Cumhuriyet Başsavcılığını aradım ve Mersin İl Emniyet Müdürlüğünü TEM şubesini aradım. Kendim gelip teslim oldum. Günlerce TEM nezaretinde fiziki ve fiili baskılara maruz kaldım. Günlük adli doktora götürdüklerinde doktorlar benim halimi bitkin gördükleri halde kayda geçirmelerini istedim. Her muayene götürdüklerinde doktorun yanında 2 polis otururdu. Yapılanları kayda geçiremedim. Ama ben her gün doktor adli reçetesine kendi yazımla ‘Mersin TEM’de işkenceye tabi oluyorum’ diye yazdım. Bu böyle devam etti.

Ayhan Demir, cezaevine girmeden önce.

“AĞRI KESİCİLERLE GEÇİŞTİRDİLER”

Tabi sağlığım kötüye gitmeye başladı. 9 gün sonra mahkemeye çıkarıldım. Benden başka 40 kişi daha vardı. Hakim ifademizi alırken ben ‘İşkence var’ dedim. Hakim ‘Tutuklusun’ dedi. Hasta ve bitkin halde Mersin E Tipi Cezaevine gönderildim. 21 gün orada hasta halde kaldım. Sürekli sancılandım, revire götürüp ağrı kesicilerle geçiştirdiler. Sonra Osmaniye 2 Nolu T Tipi Cezaevine gönderildim. 16 kişilik koğuşa 26 kişi yerleştirildik. 1 hafta boyunca hiçbir şey vermediler. Aç susuz kaldık ve ilaçsız kaldım. Durumum ciddileşti. Günlerce dilekçe verdim. Revire çıktım. Denge sorunum var, dedim. İlaç verdiler. Sonuçta sancılarım hep devam etti.

” KOĞUŞTA BAŞIMIN ÜZERİNE DÜŞTÜM”

Koğuşta bulunan diğer şahıslar benim için cezaevi revir sorumlusunu defalarca uyardılar. Durumum ağırlaştı. 12.01.2017 saat 4.30’da lavaboya gitmek için merdiven başına geldim. Dengemi sağlayamadım. Başım üzerine aşağı kata düştüm. Baygınlık geçirdim. Oradaki şahıslar revire haber vermişler. Beni ayıltmışlar ama sandalyeye oturtmuşlar. Bir daha başımın üzerine düştüm, kameranın önünde olmuş. Ambulans beni hastaneye götürdü. Nöbetçi doktor iğne yapıp geri gönderdi. Bundan sonra sürekli ellerim ve ayaklarım titredi ve tutmadı.

“11 AY SANCI ÇEKEREK, KIVRANARAK GEÇİRDİM”

Artık koğuşa çıkamadım. Bu tarihten sonra mutfakta merdiven altında tam 11 ay boyunca sancı çekerek kıvranarak geçirdim. Merdiven altı çok soğuktu ve sağlıksızdı. Hastalıklı bir alandı, koğuşun yiyecekleri yatağın hemen yanında dururdu ve hep sinekler üzerinde, dolayısıyla benim yatağın yanında sinekler olurdu. Hastalığım ilerledi. Kamera kayıtları silinmeden dilekçe verdim. Kötü düştüm, ona göre doktorlar muayene etsin, en azından delil olur dedim. Dilekçelerime cevap alamadım. Koğuştaki insanlar yemek verdiler. Ben hiçbir şahsi ihtiyacımı göremedim. Temizlik yapamıyordum. Çay bile içemiyordum. Oradaki şahıslar yardımcı oluyorlardı. Defalarca dilekçe verdik durumum ciddi dedim ama ihmal ettiler. 

“ÖLÜMLE PENÇELEŞTİĞİMİ GÖRÜYORLARDI”

Koğuşta bulunan insanlar sürekli görevli çağırdılar, ‘Bu insan burada ölecek doktora götürün, MR çekilsin’ dediler. Ben zaten artık derdimi anlatacak güce sahip değildim. Aradan uzun zaman geçtikten sonra Osmaniye Devlet Hastanesine sevk edildim. Doktor muayene etti ve MR çekilsin, dedi. MR aylar sonra çekildi. Sonucu için de bir o kadar bekledim ama gelmedi.

Tekrar hastaneye götürdüler. Kimin ne yaptığını anlamadım. Ama benim artık vücudumun her tarafı uyuştu. Ölmek için dua ettim. Cezaevindeki tüm infaz koruma memurları benim ciddi hasta olduğumu biliyorlardı. Zaten merdiven altında ölümle pençeleştiğimi sabah akşam sayımlarında görüyorlardı. Ama bu hep böyle devam etti. Uyku ilaçlarıyla uyutup duruyorlardı. İhmaller devam etti.

Daha sonra 11 Eylül 2017 Tarsus 2 Nolu T Tipi Cezaevine sevkle gönderildim. Tarsus’ta 10 gün kadar kaldığımız koğuşta hiçbir şey vermediler. Sadece günlük yemek verdiler. Kaşık ve tabak bile vermediler. Sıcak ortamda 10 kişilik yerde 26 kişi kaldık, ilaç yoktu. Merdiven altında yatağımda ölmeyi bekledim. Defalarca diğer şahıslar reviri çağırdılar.

“DOKTOR DURUMUN CİDDİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ”

Tarsus Devlet Hastanesine sevk edildim. Doktor muayene etti ve durumumun ciddi olduğunu söyledi. Öbür gün MR çekildi. Sonuçta doktor benimle ve oradaki görevlilerle konuştu ve görevliyi tembih etti. ‘Mersin Şehir Hastanesinden randevu alınsın, hemen ameliyat yapılacak’ dedi. Ama orada da ihmaller devam etti. Sürekli dilekçe verdim. Sonuç alamadım.

O şekilde 7 Kasım 2017’ye kadar kaldım. Artık durumum ağırlaştı. 7 Kasım’da Mersin Adliyesi’nde mahkemeye çıktım. Mahkeme 24 gün sürdü. Mahkeme başkanı beni görünce avukatımı çağırıp ifademi aldı. Mahkeme sonunu beklemeden sağlık sorunumu göz önüne alarak tahliye etti.

Ailem hemen beni Bitlis Devlet Hastanesine kaldırdı, muayene ettiler ve MR çektiler. Sonuçlarıma göre beyin cerrahi doktorları ‘Riskli bir ameliyat yapılacak’ dedi ve başka bir hastaneye sevkim yapıldı. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde muayene ve tetkikler yapıldı.

“OMURİLİKLERİM DARBENİN ETKİSİYLE HASAR GÖRMÜŞ, FELÇ OLDUM”

Ayhan Demir’e Mersin Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından verilen engelli raporu.

MR sonucuna göre omuriliklerim düşme sonucu darbenin etkisiyle hasar görmüş ve felç olmak üzere olduğumu öğrendim. Zaten kısmi felç olmuştum. Ameliyat edildim ama herhangi bir düzelme olmadı. Uzun süre felç geçirdim. Tedavi sonucu cevap vermedi. Şu an 9 ay oldu sürekli tedavi görüyorum. Fizik ve egzersiz yapılıyor. Sonuç olarak vücudum tedaviye artık uyum sağlamıyor. Günlük 8 adet ilaç kullanıyorum. Bu süreçte psikolojim bozuldu, psikolojik tedavi alıyorum. Ama artık ruh sağlığım tamamen bozuldu. Beden sağlığım bozuldu. Ömür boyunca kalıcı sakatlık oluştu.

“AİLE BÜTÜNLÜĞÜM BOZULDU, YUVAM YIKILDI”

Tüm sosyal hayatım bitti. Artık çalışamayacağım. 3 çocuğum var. Eşim çocuklarımı alıp babasının evine döndü. Boşanma davası açıldı. Çocuklarımı da artık göstermiyorlar. Aile bütünlüğüm bozuldu, yuvam yıkıldı. Çalışamaz duruma geldim. Mağdur oldum. Ailem tutuklanma sürecinde Bitlis’ten yanıma gelmeye çalıştıklarında Diyarbakır karayolunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası geçirmişlerdir. Cezaevlerinde ruh ve beden bütünlüğüme ilişkin sağlık durumum bozulması sonucu Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Kurulu Heyeti ile % 87 ağır hasta ve sürekli engelli olmak üzere raporluyum. Beyin cerrahi açısından da sürekli yola çıkamaz, seyahat edemez raporum mevcuttu.

Psikolojik durumumu belirten raporum tedavim sürdüğü için yeni hazırlanıyor. Bütün bunlara sebep olan gözaltı sürecinde ve devamında Osmaniye 2 Nolu Cezaevi ile Tarsus 2 Nolu T Tipi Cezaevi sağlık biriminde çalışanların, tam teşekküllü bir hastanede tedavimin yapılmaması ihmallerinden kaynaklanmıştır. Eğer zamanında tedavim ihmal edilmeseydi ve tam teşekküllü hastanede yapılsaydı belki kurtulurdum. Görevlerini kötüye kullanma ve ihmalleri sonucu yaşamım alt üst oldu.

“CANIMA KIYMAYI BİLE DÜŞÜNDÜM”

Ruh halim tamamen bozuldu. Kimseyle görüşemiyorum. Tüm yaşamım bozuldu. Çalışma hayatım bozuldu. Psikolojik olarak rahat edemiyorum. Canıma kıymayı bile düşünüyorum. Tek başıma hayatımı idame ettiremeyecek hala geldiğime dair rapor verildi. Bakımımın bakıcı tarafından yerine getirilmesi rapor edilmiştir. Tüm bu olaylarda açıkça ihmalleri ve görevlerini kötüye kullanarak TCK’nın ve Ceza İnfaz Hakkındaki Kanunun ilgili hükümlerini ihmal eden cezaevi ilgili yönetim ve personeli isnat edilen suçları işlemiştir.

Her ne kadar ilgili eylemler başkaca yerlerde gerçekleşmiş ise de bahse konu eylemler bir bütün olarak ele alındığında ihmal ve görevi kötüye kullanıma en son ikamet ettiğim yer mercii olarak Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturulmasını, hukuki nitelendirme tarafımıza ait olmak üzere isnat edilen bazı eylemlerin soruşturulmayacağı dikkate alınarak, cezaevlerinde

kaldığım süre içindeki tüm sağlık, revir, hastaneye sevk ve ilgili tetkik ve tedavi evrakları ile ilgili talep ve dilekçelerimin ilgili kurumlardan istenilmesini, bu ihmal ve görevi kötüye kullanma eylemini yapan görevlilerin tespiti, yine cezaevi idarelerinden bu süreç içindeki varsa kamera kayıtlarının istenilmesini, sağlıklı bir halde girdiğim cezaevlerinde felçli olarak beden ve ruh sağlığım bozularak çıkmama neden olan ve en önemlisi omurilik hasarına neden olan eylemlerin tespitini, buna ilişkin tetkik, tanı ve raporlarla ihmal edilmiş olmam nedeni ile buna ilişkin kayıtların Osmaniye Devlet Hastanesi, Tarsus Devlet Hastanesi, Bitlis Devlet Hastanesi ile Mersin Şehir Hastanesi ile, Mersin Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinden istenilmesini isnat edilen eylem ve suçları işleyen ilgililer hakkında soruşturma açılmasını ve yargılanmaları savcılığınızdan arz ve talep ederim.”

Dikkat çeken İnterpol uyarısı : İstanbul’da toplantı güvenilirliğine darbe

“Mersin Emniyeti’nde beni hadım ettiler, felç oldum” yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »