14 Eylül 2019 Cumartesi

Demirtaş’ın avukatlarından açıklama: “Saniye bekletilmeden serbest bırakılmalı”

HDP’nin tutuklu lideri Selahattin Demirtaş’ın avukatları bir basın toplantısı düzenleyerek müvekkillerinin saniye bekletilmeden tahliye edilmesini istediler.

BOLD – Edirne Cezaevinde 3 yıldır tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ın avukatlarından Mahsuni Karaman, Ramazan Demir ve Benan Molu’dan basın toplantısı düzenledi.

DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULANMALI

Avukatlar, Demirtaş’ın 4 Kasım’dan bu yana yaklaşık üç yıldır özgürlüğünden hukuksuz ve haksız bir şekilde mahrum bırakıldığını belirterek, “Tahliye kararının uygulanması kapsamında mahsup işlemi ve denetimli serbestlik kurumu bir hukuki veya siyasi lütuf değil, en temel haktır. Demirtaş’ın da kanunların açık hükümleri uyarınca tahliyesinin bir an önce sağlanması gerekmektedir” dediler.

CEZASI 5 MAYIS İTİBARİ İLE BİR YILIN ALTINA DÜŞTÜ

Mahsup işlemi sonrası Demirtaş’ın cezasının 5 Mayıs 2019 tarihi itibarıyla bir yılın altına düştüğünü vurgulayan avukatlar, “Hem son dönem Yargıtay kararları hem de Ceza İnfaz Kanunu’nun açık hükümleri uyarınca denetimli serbestlik kapsamında bir saniye dahi bekletilmeden tahliye edilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandılar.

TAHLİYE KARARI KESİNLEŞTİ

Açıklamada, “Bugüne kadar yetmiş kez Demirtaş’ın tutukluluğunu değerlendiren ve tutuk halinin devamına karar veren mahkemeler, AİHM Büyük Daire duruşmasından on altı gün önce, üstelik avukatlarının da hazır olmadığı 2 Eylül 2019 tarihli duruşmada Demirtaş’ın tahliyesine karar vermiştir. Savcılığın Demirtaş’ın tahliyesine yaptığı itiraz, Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiş, bu haliyle Demirtaş’ın tutuklu olduğu esas dosyadaki tahliye kararı kesinleşmiştir” denildi.

4 YIL 8 AYLIK HAPİS CEZASININ İNFAZI SÜRÜYOR

Açıklamada şunlar vurgulandı: “Ancak 4 yıl 8 ay hapis cezası verilen dosyadaki cezasının infazı devam ettiğinden Demirtaş bu aşamada tahliye edilememiştir. AİHM duruşması öncesi hükumetin AİHM dosyasındaki durumu lehine çevirmeye çalışma gayreti olarak değerlendirilebilecek olan tahliye kararı bugün itibarıyla uygulanmış değildir.”

MAHSUP SÜRECİ İLE İLGİLİ KARAR HENÜZ ÇIKMADI

Açıklama şu ifadelerle son buldu: “Demirtaş’ın tahliye olduğu dosyadan tutuklu kaldığı sürenin, ceza aldığı dosyanın infaz süresinden mahsubu için kararı verilen İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne 11 Eylül 2019 tarihinde başvuru yapılmıştır. Mahsup işlemi esas olarak mahkeme tarafından yapılacak bir hesaplama işlemi olup talep edilmesi halinde mahkemenin hiçbir gecikmeye mahal vermeyecek şekilde bir an önce hesaplama işlemini sonuçlandırması gereken bir süreçtir. Ancak, teknik ve hukuki açıdan çok kısa sürede sonuçlandırılabilecek mahsup süreci ile ilgili bugün itibarıyla söz konusu Mahkeme’den bir karar çıkmamıştır.”

Hasta tutuklu Merve Gökkaya’nın çığlığı: “Çektiğim acıları size nasıl anlatabilirim ki?”

medyabold
Devamını Oku »

A Turkish court orders assets of Erdogan ally’s construction company seized

The Bakırkoy Commercial Court in Istanbul ordered the seizure door assets of Nas Construction, the owner of which, Esat Ulu, is known to be a close ally of Turkey’s President Recep Tayyip Erdogan.

The seizure was ordered as the company couldn’t pay its debts to Ece Construction.

Journalist Ali Yilmaz from Turkish Diken news portal reported that, Bakirkoy Commercial Court’s precautionary assessment decisions were processed through the execution office.

In two separate files, the court ordered precautionary assessment for three companies of Nas Construction Inc., Ultra Technology Industry and Trade Inc. and Nas-Ultra Bağcılar Urban Transformation Work.

Following the decision taken by the execution office, the company’s foreclosure process was carried out at the company’s headquarters in the World Trade Center.

Ismail Sahin, a lawyer of the creditor company was present during the foreclosure process at the company’s headquarters. The foreclosure decision was delivered to an official of the company, Diken reported.

Nas Construction completed massive projects for Istanbul Metropolitan Municipality and its construction company Kiptas such as Aqua Florya Shopping Mall, Avcilar-Beylikduzu Metrobus Road, Gulpinar Aquaculture Building, Basaksehir Waters Valley, Kiptas Catalca Social Houses and Sultangazi Cultural Center.

The Construction sector was the locomotive of theTurkey’s economy for many years during Erdogan’s Justice and Development Party’s 17 years rule but  as Turkish economy entered into recession since the end of last year, many construction firms have declared bankrupty.

The Turkish lira lost its 50 percent of its value in a year and surging interest rates have had a huge negative impact on the country’s construction industry.

Construction worker gets jail term for posting cartoons that criticize Erdogan

The post A Turkish court orders assets of Erdogan ally’s construction company seized appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/09/14/a-turkish-court-orders-assets-of-erdogan-allys-construction-company-seized/
Devamını Oku »

Türkiye 90’lara geri döndü: Köylülere karakol bahçesine hakaret ve darp

Özel Harekatçı müdürün şehit olmasının ardından Mardin’de cadı avı başlatıldı. Köylüleri, Ömerli Jandarma Karakol bahçesine toplayıp 2 saat güneşin altında tuttular. Hakaretler edip dayak attılar.

BOLD – Mardin’in Ömerli ve Nusaybin ilçelerinin kırsal bölgesini içine alan Ömeryan’da 7 Eylül günü PKK’lı teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada Özel Harekat Mardin Şube Müdürü Tufan Kansuva şehit oldu.

KÖYLÜLERLE BİRLİKTE KARAKOLA GELİN

12 Eylül’de Ömerli İlçe Jandarma Komutanlığından Ömeryan Bölgesi’ndeki 15 köyün muhtarı telefonla arandı. Muhtarlara 13 Eylül günü saat 09.00’da köyde daha önceden örgüt suçlamalarından cezaevinde kalan, çocukları çatışmalarda yaşamını yitiren ve çocukları halen PKK içinde yer alan aileler ile birlikte karakola gitmeleri istendi.

70 KİŞİ KARAKOL BAHÇESİNE TOPLANTI

MA’nın haberine göre, karakola gitmeleri istenen kişilerin isimleri tek tek sıralanırken, köylüler evlerine baskın yapılması endişesi ile karakola gitti. 15 köyden yaklaşık 70 kişinin toplandığı karakol bahçesinde köylüler, yaklaşık 2 saat güneşin altında tutulduklarını ve hakaretlere maruz kalarak darp edildiklerini savundu.

BİR ÇIRILÇIPLAK SOYMADIKLARI KALDI

Karakol bahçesinde toplanan ailelerin önce ayakta tutulduğunu ancak daha sonra aralarında yaşlılar olduğu için oturmalarına izin verildiğini belirten köylüler, güneşin altında bekletildikleri sırada aralarında Ömerli Emniyet Müdürü olarak bildikleri bir kişi ile Ömerli İlçe Jandarma Komutanı Kamil Aksoy’un da olduğu kişilerce kendilerine her türlü hakaretin edildiğini söyledi.

HAKARETLERE TEPKİ GÖSTERENE DARP

Aralarında yaşları 80’in üzerinde olan kadın ve erkeklerin de bulunduğunu belirten köylüler, cinsiyetçi küfürlere maruz kaldıklarını, özellikle Aksoy’un ağır küfürler savurduğunu söyledi. Köylüler, “Hakaretlere tepki gösteren bir genç yanımızda darp edildi. Daha sonra karakolun içine alındı. Orada ona neler yapıldığını bilmiyoruz. Sonra tepki gösteren 5 kişiyi daha dövdüler. Bir tanesinin boğazını sıkarak darp ettiler” dedi.

SİZİN ÇOCUKLARINIZI DA BU HALE GETİRECEĞİM

Çocukları halen PKK içinde olan ailelerin tek tek ayağa kaldırılarak, çatışmada yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının gösterildiğini belirten köylüler, devamında yaşadıklarını şöyle anlattı: “Yüzbaşı Kamil ayağa kaldırdıklarına ‘sizin çocuklarınızı da bu hale getireceğim. Biz bunları nasıl leş ettik, sizlerin çocuklarınızı da leş edeceğiz’ diye bağırıp küfür ediyordu.”

AĞAÇLARI NİYE KESMEDİNİZ DİYE MUHTARIN BOĞAZINI SIKTI

Yasak ilan edilmesinin ardından ateşe verilen ormanlık alanlarla ilgili de köy muhtarlarına hakaretler edildiğini belirten köylüler, ağaçların kesilmesi talimatının yeniden verildiğini söyledi. Köylüler, Aksoy’un muhtarlara “Ben size bu ağaçları kesmenizi söylemiştim. Siz neden kesmediniz” diye sorduğunu aktararak, “Bir muhtarın boğazına yapıştı. Ben sana keseceksin demedim mi? Neden kesmedin? diye bağırdı. Muhtar da ihtiyacı kadar kestiğini hepsini kesmesinin imkanı olmadığını söyledi ama hepsini kesmezse daha kötü olacak diye tehdit etti” ifadelerini kullandılar.

Yeni Türkiye’nin cezaevlerinde hak ihlalleri artıyor

medyabold
Devamını Oku »

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin 2023 umudu batık KOBİ’ler

AKP, 2023 ihracat hedefini 500 milyar dolardan 227 milyar dolara indirirken TİM bu hedefi yakalamak için umudunu kredilerini dahi ödeyemeyen, borç batağındaki KOBİ’lere bağladı.

BOLD – AKP hükumeti, 2023 ihracat hedefini 500 milyar dolardan 227 milyar dolara indirdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ise bu hedefi yakalamak için umudunu borç batağında olan KOBİ’lere bağladı. TİM, KOBİ’lerle ihracat seferberliği başlattı.

TİM: EN BÜYÜK HEDEFİMİZ KOBİ’LERİN İHRACAT YAPMASI

TİM, KOBİ düzeyindeki firmaların ihracata özendirilmesi ve uluslararası arenada farkındalık oluşturmak amacıyla KOSGEB ile işbirliği anlaşması imzaladı. TİM Başkanı İsmail Gülle, “Bir gün 3,5 milyon KOBİ’mizin ihracat ailemize katılmasını görmek, TİM olarak en büyük en büyük hedefimizdir. TİM ve KOSGEB olarak güçlerimizi birleştirerek, firmalarımıza eğitim ve danışmanlık hizmeti verecek, araştırma faaliyetlerine dâhil ederek en doğru ürünle en doğru pazarda yer almalarını sağlayacağız” dedi.

BU GÜÇ BİRLİĞİ İLE HEDEFE ULAŞACAĞIZ

Tüm gayretlerinin ihracatçıların hedeflere ulaşması olduğunu vurgulayan Gülle, “Bu güç birlikteliğinin de desteği sayesinde, 100 binin üzerinde ihracatçı ile 226,6 milyar doları aşacağımıza eminiz. Protokol ve akabinde ortaya konacak çalışmaların etkinliğini de çok sıkı takip edeceğiz. Programlarımıza katılan firmalarımızın ihracat faaliyetlerini ve devamlılıklarını düzenli olarak ölçeceğiz” dedi.

BATIK KOBİ KREDİLERİ KATLANDI

TİM ihracat hedefini geçme konusunda umudunu KOBİ’lere bağlarken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre batık KOBİ kredileri geçen yıla göre yüzde 100’e yakın artarak 52 milyar liraya yükseldi. Ayrıca KOBİ kredisi kullanan kişi sayısı düştüğü halde toplam borç miktarı arttı. KOBİ’lerin kullandığı kredi toplamı ise 630 milyar lirayı aştı.

Hasta tutuklu Merve Gökkaya’nın çığlığı: “Çektiğim acıları size nasıl anlatabilirim ki?”

medyabold
Devamını Oku »

Lüks otomobil düşkünü aktrole Atatürk’e hakaretten havalimanında gözaltı

AKP’yi överken komik durumlara düştüğü videolarıyla zaman zaman Türkiye’nin gündemine gelen Tuğrul Selmanoğlu, Atatürk’e hakaretten gözaltına alındı. Selmanoğlu, lüks düşkünlüğüyle tanınıyor.

BOLD – AKP’nin açtığı Uluslararası Sosyal Medya Derneği’nin (USMED) başkanı Said Ercan, Tuğrul Selmanoğlu’nun Türkiye’ye giriş yaptığı sırada Sabiha Gökçen Havalimanı’nda gözaltına alındığını duyurdu. Selmanoğlu’nun Atatürk aleyhine işlenen siçları düzenleyen 5816 kanununa muhalefetten gözaltına alındığı kaydedildi.

Almanya’da yaşayan Selmanoğlu, süper lüks otomobil düşkünlüğüyle biliniyor. AKP’nin organize ettiği konferanslarda sık sık boy gösteren Selmanoğlu, her fırsatta halka hallerine şükretmeleri telkininde bulunuyor. Selmanoğlu AKP’nin yayın organlarında da konuk olarak programlara çıkarılıyor.

Hasta tutuklu Merve Gökkaya’nın çığlığı: “Çektiğim acıları size nasıl anlatabilirim ki?”

 

medyabold
Devamını Oku »

“İşsizlik Sigortası Fonunu amacı dışında kullanmaya devam ediyorlar”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba tarafından hazırlanan İşsizlik Sigortası Fonu raporunda, fonun amacı dışında kullanılmaya devam edildiği vurgulandı.

BOLD – Ağbaba tarafından İşsizlik Sigortası Fonu raporu hazırlandı. Türkiye’nin gündeminde son bir yıldır ekonomik kriz ve işsizlik konularının bulunduğuna dikkat çekilen raporda, ekonomik kriz nedeniyle artan işsizlik oranlarının, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmaya her gün bir adım daha yaklaştığı belirtildi.

“İŞÇİNİN DEĞİL İŞVERENİN DERDİNE DERMAN OLUYOR”

İşsiz kalan vatandaşların yeni bir iş bulana kadar geçimini sağlamak için almak zorunda oldukları işsizlik ödeneğinin sürekli yağmalandığına vurgu yapılan raporda, fonun 2017’den itibaren işçinin değil işverenin derdine derman olduğu ifade edildi.

İşsizlik Sigortası Fonunda 2019 Temmuz itibarıyla biriken tutarın 130 milyar lirayı aştığı belirtilen raporda, “İşsizlik Sigortası Fonunda oluşan bu devasa miktar, amacından çok amaç dışı kullanılmaya devam etmektedir. Özellikle işverenlere teşvik ve destek adı altında verilen miktar oranı, ülkemizde kayıtlı işsiz oranlarını düşündüğümüzde bir hayli fazladır. Yani fon son yıllarda işsizlere ve işçilere derman olmaktan çok işverenlere derman olmaktadır” denildi.

Raporda, şu bilgilere yer verildi:

“İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısı her geçen yıl artmasına rağmen İşsizlik Sigortası Fonundan işsizlere ödenen tutar, fonda biriken oranın küçük bir kısmına denk gelmektedir. 2019 Temmuz ayında İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısı 4 milyon 39 bin kişi iken fondan yararlananların yani işsizlik ödeneği bağlanan kişi sayısı ise sadece 657 bin kişidir. Yani temmuz ayında resmi verilere göre işsiz kalan 3 milyon 350 bin vatandaşımız ne yazık ki bu haktan mahrum bırakılmaktadır.

“İŞVERENLERİN İŞÇİLERE ÖDEDİĞİ ÜCRETLER İŞSİZLİK SİGORTASINDAN KARŞILANMAMALI”

İşsizlik Sigortası Fonu gelirlerinin artırılması ancak ve ancak işçilerin bu haktan kesin olarak yararlanması ile anlamlı olacaktır. Bu durumda İşsizlik Sigortası Fonundan yararlanma koşullarının işçiler lehine iyileştirilmesi gerekmektedir.

Bu bakımdan fondan yararlanma hakkı olan son 3 yılda 600 gün sigorta şartının 180’e indirilmesi, kıdeme göre farklılaşan faydalanma sürelerinin de uzatılması, işverenlerin işçilere ödediği ücretlerin işsizlik sigortasından karşılanmaması, sigorta fonunun yalnızca işsizlere ödenek olarak verilmesi gerekmektedir. Sigorta fonunun diğer kurumlara ve işverenlere kaynak olarak aktarılmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.”

Kara para aklama şikayetleri 5 yılda 5 kat arttı

medyabold
Devamını Oku »

Hakan Şükür: Falcao oyundan çıkarken atamadığı gollere üzülüyordu

Galatasaray, Kasımpaşa’yı 1-0 mağlup ederken Hakan Şükür, Falcao’yu değerlendirdi. Terim’in yokluğunun takıma nasıl yansıdığına açıklık getirdi.

BOLD – Galatasaray’ın eski golcüsü Hakan Şükür, Sarı-Kırmızılı takımın Kasımpaşa ile oynadığı lig maçını değerlendirdi. İlk kez forma giyen Radamel Falcao’nun futbolunu ve Fatih Terim’in cezasıyla ilgili düşüncelerini Youtube kanalından paylaştı.

Hakan Şükür, Kasımpaşa karşısındaki oyun için “Galatasaray beklentinin altında kalsa da gelecek adına umut verdi. Falcao’nun gelmesi takım içindeki oyunculara da yansıdı. Oyuncuların Falcao’ya çok şey vermek istemesi Falcao’nun bir şeyler yapmak arzusu aslında oyunu kilitledi. İlerleyen zamanlarda bu durum çözülür. Oyunun boyunun uzun olması Galatasaray’ın futbolunu etkiledi. Kanat bekleri çok önemli. Bu oyuncuların zamanlamalı koşuları oyunu açabilir. Galatasaray fizikli bir takım. Hava hakimiyeti ve yan top kullanma etkisi büyük. Bu özelliklerde ileriye dönük devreye girmeli” yorumunu yaptı.

FALCAO GOL ATAMADIĞI İÇİN ÜZGÜNDÜ

Falcao’nun oyundan çıkarken ki ruh haline de bir soru üzerine değinen Hakan Şükür, sözlerini şöyle: “Falcao kendisi çıkmak istemiş. Kulübeye geldiğinde yorgun ve üzgün bir ifade gördüm. Bana göre bu ifade çok önemliydi. Bu oyundan çıktığı için bir üzgünlük değildi. O üzgünlük şu.. Aslında yapması gereken gol atması gereken pozisyonlar olduğu için üzgün. Çaprazdan girip uzak direğe vurduğu pozisyon için “ben bu golleri atan bir adamım atıyorum, o golle bu oyundan çıkmalıydım, ikinci üçüncüyü atmalıydım” diye düşünüyor. Böylesine tam hazır olmayan bir

NZONZİ CİDDİ AÇIKLAR KAPACAK, AHTAPOT GİBİ

Takımın yeni transferlerinden Nzonzi’yi de değerlendiren Şükür, “Nzonzi fizikli bir oyuncu ahtapot gibi her topa uzanmaya çalışıyor. Oyunu iyi okuyan ve her ere yetişmeye isteğinde. Bu önemli bir özellik. Böyle kaliteli bir kadroda herkes ofansif bir şeyler yapmaya çalışıyor. Böyle takımda bir takımda önemli işler yapacağını ve ciddi açıklar kapatacağını düşünüyorum. Tecrübeli bir oyuncu. Fransa milli takımına geniş bir kadro içinden seçiliyor. Oralara seçilmesi bile onun önemli bir oyuncu olduğunu gösteriyor” dedi.

FATİH TERİM’İN CEZASINI YANLIŞ BULUYORUM

Fatih Terim’e verilen cezanın yanlış olduğunu düşünen Hakan Şükür, sözlerini şöyle sürdürdü: “Saha kenarında Fatih Terim olmadığı için onu değerlendirmek zor. Cezası 3 maça indirildi. Geri dönüş noktasında asıl amacın ne olduğunu gösterdi. Lig’deki 6. maç Fenerbahçe ile. Fenerbahçe maçına Terim’in neden çıkması istenmedi anlamadık. Futbol show business işi. Terim’in sahada olması futbola değer katar. Cezalarla bir yere varamazsınız.

Aslında Terim’e ceza vererek bir bütünleşmeyi de sağlarsınız. Zor kadrolarla şampiyonluklar kazandık. Terim’e verilen cezaları anlamlandıramıyorum. Çok daha ağır konuşanlar var. Bunun ortadan kalkması lazım. VAR gibi bir avantaj var. Bu tür açıklamalara para cezası verin. Birkaç defa tekrar ederse o zaman başka bir şekilde bakılır. Futbolda da hukukun zedelenmemesi lazım”

TERİM FORMSUZ DEĞİL, KAOSTAN DA BESLENİR

Hakar Şükür Fatih Terim’in formsuz olmadığını da belirterek “Bence zihni başka şeylerle yorulmaya çalışılan bir adam. Fatih Terim’in futbolcularla baş başa kalması sağlanırsa nasıl olur bilmiyorum. Terim kaostan da beslenen ve böylelikle bütünlüğü sağlayan da bir teknik adam. Bu bir taktik düşünce olabilir. Sosyal medya hesaplarından çok iyi açıklamalar yapıyorlar. Belki bu sezon sonuna saklanacak bir durum olmalı” ifadelerini kullandı.

oyuncunun çabası önemliydi. Maç oynadıkça arkadaşlarıyla uyum sağladıkça Falcao’nun çok iyi işler yapacağını düşünüyorum. Falcao dengeli, mücadeleci bir ceza sahası içi oyunsu gözükse de kenarlara çıkıp top alıp içeri kat edebiliyor.”

medyabold
Devamını Oku »

Hasta tutuklu Merve Gökkaya’nın çığlığı: “Çektiğim acıları size nasıl anlatabilirim ki?”

Cezaevilerinde hasta olup da sesini duyuramayan kim bilir kaç hasta daha var? 37 aydır Konya Ereğli Cezaevinde tutuklu bulunan Merve Gökkaya, 3,5 ay önce bir arkadaşına mektup göndererek çaresizliğini ve hastalığını anlattı.

SEVİNÇ ÖZARSLAN

BOLD ÖZEL – Merve Gökkaya, BOLD Medya’nın ulaştığı o mektuplarda yemek, içmek ve tuvalet gibi ihtiyaçlarını tek başına karşılayamadığını, iki kişinin yardımıyla cezaevinde yaşam mücadelesi verdiğini söylüyor ve teşhis konulamayan hastalığını, yaşadığı acıları dile getiriyor:

“… 33 aydır eşimle birlikte beraber tutuklu bulunmaktayız. Bu süre içerisinde halen teşhis konuşamayan bir hastalığa yakalandım. Sık aralıklarla tüm vücudum tutuluyor, hareket edemiyorum. Kesin bir ilaç tedavisine başlatılmadığım için sürekli atak yaşıyorum ve tutulduğumda hiçbir şahsi işimi tek başıma halledemiyorum. Hep birilerinin yardımına ihtiyaç duyarak günlerimi geçirmekteyim. Ataklar anında hastaneye sevkim gerçekleşmediği için pek çok tahlil-tetkikler yapılmasına rağmen tanı konulamıyor.”

Gökkaya, daracık alanda ve buz gibi bir ortamda zor şartlarda yaşamanın ne olduğunu kelimelere dökmenin imkansızlığını vurgulayarak şöyle devam ediyor: “Her gün 24 basamaklı merdivenden defalarca birilerinin yardımıyla ve acıyan bakışlar eşliğinde inip çıkmak, wc-banyo ihtiyacımda güçlükte ayakta durmak ve yine birinin yardımını beklemek zorunda kalarak hapishanede yaşam mücadelesi vermekteyim. Tutuluyorum ve o vakitlerde oturduğum yerden kalkamıyor, bir bacağımı dahi kaldıramıyorum. Bazı ataklarda parmaklarımı hareket ettiremediğim için çayımı, yemeğimi birilerinin yardımıyla yiyip içebiliyorum.”

Merve Gökkaya ve koğuşunda annesiyle birlikte tutuklu bulunan bir kız çocuğu. Konya Ereğli Cezaevi.

KOYDUKLARI TEŞHİSİ GERİ ÇEKTİLER

2017 yılından bu yana tüm vücudunun tutularak ağrılı zor bir süreç geçirdiğini söyleyen Gökkaya, doktorların önce hastalığına Ankilozan Spondilit teşhisi koyduklarını ama sonra vazgeçtiklerini söylüyor. Hastaneye götürülürken gördüğü muameleyi ve çaresizliğini “Bu süre içerisinde çektiğim ağrıları, zorlukları, acıları nasıl anlatabilirim ki size?” cümleleriyle ifade eden Gökkaya,

“Hastaneye sevkim olduğunda ellerim kelepçeli halde kötürüm yürümeye çalışmak, rink aracına inerken, binerken birilerinden yardım dilenmek, gencecik yaşımda tekerlekli sandalyeye mahkum olarak (yine o halde bile ellerim kelepçeli) iki büklüm ağlayarak doktora götürülmek ve hiçbir sonuç alamadan geri getirilmek, tekrar tekrar aynı şeyleri yaşamak… Bu süre içerisinde çektiğim ağrıları, zorlukları, acıları nasıl anlatabilirim ki size?” ifadelerini kullanıyor.

BİR İFTİRA İLE HAPSİ ATILDIM

Örgüt üyesi olduğu iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Merve Gökkayya (29), “Hayatımın baharında, evliliğimin ilk yıllarında, yepyeni hayallerim varken bir iftira ile hapise atıldım, halen sağlık durumum giderek ciddileştiği halde tutuklu bırakılıyorum. Ben neden burada bu kadar süredir tutuluyorum?” diyerek tahliye çağrısında bulunuyor.

5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu 16/6 maddesine göre cezaevinde ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayan hastaların tahliye edilmesi gerekiyor. Kanunda şöyle deniliyor:

“Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı üçüncü fıkrada belirlenen usule göre iyileşinceye kadar geri bırakılabilir.”

İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonunun raporuna göre cezaevlerinde 457’si ağır olmak üzere bin 333 hasta tutuklu bulunuyor.

Merve Gökkaya koğuş arkadaşlarıyla. Konya Ereğli Cezaevi.

MERVE GÖKKAYYA’NIN HER SATIRI ACI DOLU O MEKTUPLARI…
1. MEKTUP

“Konya Ereğli TTK CİK’te 7 yıl 6 ay ceza ile hüküm özlü olarak 33 aydır tutuklu bulunmaktayım. Tutuklu kaldığım bu kadar yıldır sağlık problemlerimle başa çıkmaya çalışıyorum. Kurumdaki imkansızlık ve olumsuz şartlar (ortamın soğukluğu, kıyafet kısıtlaması, yemeklerin yetersizliği, koğuşun iki katlı olup her gün merdiven inip çıkmak zorunda olduğum, tedavimin ve kontrolümün yeterli olmadığı, her an ikinci bir kişinin yardımına muhtaç olduğum vs.) hastalığımı şiddetli derecede artırmaktadır. Ne verilen ilaçlar ne de vurulan iğneler tedavime olumlu cevap vermemekte. Bu süre içerisinde birkaç kez farklı doktorlara muayeneye götürüldüğüm halde tüm vücudumun tutulmasına bir çare bulunamadı ve teşhis konulamadı.

Daracık alanda ve buz gibi bir ortamda zor şartlarda yaşamanın ne olduğunu kelimelere dökmek imkansız. Her gün 24 basamaklı merdivenden defalarca birilerinin yardımıyla ve acıyan bakışlar eşliğinde inip çıkmak, wc-banyo ihtiyacımda güçlükte ayakta durmak ve yine birinin yardımını beklemek zorunda kalarak hapishanede yaşam mücadelesi vermekteyim. Tutuluyorum ve o vakitlerde oturduğum yerden kalkamıyor, bir bacağımı dahi kaldıramıyorum. Bazı ataklarda parmaklarımı hareket ettiremediğim için çayımı, yemeğimi birilerinin yardımıyla yiyip içebiliyorum.

TEDAVİMİN YAPILAMAMASINI NASIL TARİF EDEBİLİRİM?

Öyle zamanlarda oturduğum yerden kalkamadığım vakit birinin yardımı ile doğrularak ihtiyaçlarımı gidermeye çalışıyorum. Tüm bunlar olurken tedavim adına bir şeyler yapılamamasını, elimden bir şey gelememesini bilmem ki nasıl tarif edebilirim. Veya elim, kolum, omuzlarım tutulduğu vakit dilekçe dahi yazamadığımda ihtiyacımı, taleplerimi, durumumu nasıl ifade edebilirim ki kurumda dilekçesiz adım bile atılmazken…

İKİ BÜKLÜM AĞLAYARAK DOKTORA GÖTÜRÜLMEK…

Hastaneye sevkim olduğunda ellerim kelepçeli halde kötürüm yürümeye çalışmak, rink aracına inerken, binerken birilerinden yardım dilenmek, gencecik yaşımda tekerlekli sandalyeye mahkum olarak (yine o halde bile ellerim kelepçeli) iki büklüm ağlayarak doktora götürülmek ve hiçbir sonuç alamadan geri getirilmek, tekrar tekrar aynı şeyleri yaşamak… Bu süre içerisinde çektiğim ağrıları, zorlukları, acıları nasıl anlatabilirim ki size?

BİR İFTİRA İLE HAPSE ATILDIM

Hayatımın baharında, evliliğimin ilk yıllarında, yepyeni hayallerim varken bir iftira ile hapise atıldım, halen sağlık durumum giderek ciddileştiği halde tutuklu bırakılıyorum. Burada zorunlu geçirtilen her gün benim sağlığımı, ruh sağlığımı, bedenimi, iftira sonucu dağıtılan yuvamı, eşimi, ailemi, en önemlilerinden biri olan anne olma yetimi yitirmeme neden olmakta ve buna sebep olan merciler durumumu gözardı etmektedir. Ben neden burada bu kadar süredir tutuluyorum?

DÖRT DUVAR ARASINDA ÖLÜME MAHKUM EDİLMEKTEYİM

Adalet Kurulunun tutuklulukta; Adli Kontrol şartı veya elektronik Kelepçe uygulama imkanı olduğu halde bu kadar süredir rahatsızlıklarım, ruh sağlığım gözününde bulundurulmadan, uzun tutukluluk süresi dikkate alınmadan, halen dört duvar arasında ölüme mahkum edilmekteyim. Burada geçen her bir saniye sağlığım aleyhinde işlemekte ve ben ne yapacağımı, ağrılarımla, hareketlerimi kısıtlayan tutulmalarım ile nasıl mücadele edeceğimi bilmeden umutsuzca beklemekteyim.
Sağlık durumum ve rahatsızlıklarımla ilgili raporlar dosyamda mevcut bulunmaktadır. Elbette suçsuzluğum bir gün ortaya çıkacaktır ve adalet gerçekten yerini bulacaktır. Yanlışlıklar sonucunda tarafıma verilen hüküm bir gün düştüğünde bu zararın, kaybetmeye başladığım sağlığımın telafisi nasıl mümkün olacaktır?

ÇARESİZCE HASTALIKLARIMA DERMAN ARIYORUM

2016 yılı nisan ayında bir daha çocuğumun olamayacağı riskiyle tüp bebek yaptırmak zorunda kaldım. Olumsuz sonucun ardından 2. kez zaman kaybetmeden tekrar denememiz gereken tüp bebek tedavim, eşimle beraber tutuklandığımız için gerçekleşemedi. Üzerinden geçen yaklaşık 3 yıl aile olabilmemiz adına son şansımızı yitirmiş olmamız korkusundayım. Bu konudaki akibetim hakkında bilgi sahibi olamıyorum. Yumurtalıklarım her geçen gün azalmakta ve risk altındayım. Ben de anne olmak istiyorum ve bunun için gereken tedavimi yapmak istediğim halde elimden bir şeyin gelmemesi canımı çok yakıyor.

Anne olamama ihtimalim günler geçtikçe artmaktadır ve bu beni, psikolojimi cidden yıpratmaktadır. Telafisi mümkün olmayan bir süreç yaşamaktan çok korkuyorum. Ayrıca tedavimin acilen tekrarlanması için tüp bebek merkezi tarafından verilen talep dilekçesi mahkeme sırasında dosyama eklemek üzere sunulduğu halde heyet tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmadı. Çaresizce hastalıklarıma derman arıyorum. Ne yazık ki haksız yere tutsak olduğum için bulamıyorum.

KISA

(Editörün notu: Merve Gökkaya, aynı mektupta durumunu kısaca özetleyerek arkadaşından bu mektupları farklı kişilere ulaştırmasını istemiş)

Konya Ereğli TTK CİK’te 7 yıl 6 ay ceza ile hüküm özlü olarak 33 aydır eşimle birlikte beraber tutuklu bulunmaktayız. Bu süre içerisinde halen teşhis konuşamayan bir hastalığa yakalandım. Sık aralıklarla tüm vücudum tutuluyor, hareket edemiyorum. Kesin bir ilaç tedavisine başlatılmadığım için sürekli atak yaşıyorum ve tutulduğumda hiçbir şahsi işimi tek başıma halledemiyorum. Hep birilerinin yardımına ihtiyaç duyarak günlerimi geçirmekteyim. Ataklar anında hastaneye sevkim gerçekleşmediği için pek çok tahlil-tetkikler yapılmasına rağmen tanı konulamıyor.

Haricen 2016 nisan ayında yumurtalıklarımın hızla alınması nedeniyle tüp bebek yaptırmak zorunda kaldım ve olumsuz sonuç çıktı. Ara vermeden yakın zamanda (4-5 ay sonra) tekrarlanması gereken tedavim eşimle beraber tutuklandığımız için gerçekleştirilemedi. Anne olma yetimi yitirmekteyim ve burada geçirdiğim her bir gün sağlığım adına aleyhime işlemektedir. Benim durumumda olan birçok kişi şu an tutuksuz yargılanmaktadır. Bu zamana değin birçok üst merciye mektup ve dilekçelerle başvurduğum halde olumlu dönüş alamadım. Çaresiz durumdayım.

2. MEKTUP
RAHATSIZLIĞIMIN BELİRTİLERİ

2017 yılında tüm vücudum tutulmaya başladı. Öncesinde herhangi bir buna benzer rahatsızlık geçirmedim. Bazen sebepsiz tutuldum. Bazen de ya temizlik ya da elde çamaşır, bulaşık yıkadığımda tutuldum.

4 KEZ ATAK YAŞADIM, VÜCUDUM KASKATI KESİLDİ

Tutulan yerler her defasında farklı ama sık sık tekrarlanarak gerçekleşti. Mesela sadece sırtım tamamen tutuldu, bacaklarımın ön kısmı ve ayak bileklerim tutuldu, bacaklarımın tümü veya arka kısmı ve kalçam tutuldu. Kollarım, bilek, ellerim ve parmaklarımın tümü tutuldu. Bir sefer de göğüs, ve çok sık omuz ve boynum tutuldu. Ve tüm bu saydığım tutulmalar bazen ayrı ayrı bazen de birkaçı birleşerek oldu ve sık sık oldu. Bu zamana kadar 4 kez atak yaşadım. Bu ataklar da kastettiğim başımdan ayak bileklerime ve parmaklarıma kadar tüm vücudum kaskatı kesildi. Yataktan kalkamadım hareket dahi edemedim. Yemeğimi ve ihtiyaçlarımı iki kişinin yardımıyla ancak giderebiliyordum. Bu ataklar 2-3 gün kadar sürdü. 2-3 ayda bir kez olurken bir yıldır haftada bir iki kez olmaya başladı.

Tutulmalar da uyuşuklukla beraber vücut ısımın artarak devam ettiğini fark ettim. Ve kaslarımın tamamen gerildiğini ardından hareketsiz kaldığımı fark ettim. Bir defa omurgam, kuyruk sokumuna kadar tutuldu ve hiçbir şekilde hareket edemedim. Kalça kemiğim ve kuyruk sokumumda her gün, her saat bir ağrı hissediyorum. 10 dk oturduğumda ağrıyla beraber o kısmın tutulduğuna birkaç kez şahit oldum, aynı şekilde ayakta beklerken de…

Özellikle bacaklarımın üst kısmı tutulduğunda küçük damarların çıktığını (çatlak toprak gibi görünüyordu) ve elimle tutulan yerlere bastırdığım ve çektiğimde bir müddet parmaklarımın izinin kaldığını, sanki şişlik varmış gibi renk değiştirdiğini gördüm. Hemşire ödem oluştuğunu söyledi. Bu tutulmalarda, iğne vurulduğunda (DOLİNE), 3-4 günde ancak geçip rahatlıyorum. Vurdurmazsam bir hafta geçmiyor.

NEDEN TUTULDUĞUM TESPİT EDİLEMEDİ

2017 yılında ramatoloji uzmanı tarafından (Meram Tıp Fak. Konya) Ankilozan Spondilit teşhisi koyulmuştu. Ağrı olduğunda Endal 25 mg haptan kullanmamı söyledi. Gün geçtikçe tutulmalar artınca tekrardan sevk istedim. FTR ve ramatoloji uzmanlarına 1-2 kez götürüldüm. CRP-20 çıktı bir kez kanda ama emarda bir şey çıkmadığı ve yapılan tahlil tetkiklerde ilk sonuç gibi çıkmadığından teşhis muallakta kaldı.

Ve neden tutulduğum halen tesbit edilemedi. Geçici kas gevşeticilerle çözüm bulunmaya çalışılıyor. Gün geçtikçe hastalığım ilerliyor.

Bu zamana kadar FTR – Ramatoloji uzmanlarının verdiği ve kullandığım ilaçlar şunlardır:
– Etotio 400 mg / 8 mg 8 (Etodolak tiyakolşikosid)
– Naprosyn 750 mg (Naproksen) – Aprol Ford 550 mg (Naproksen Seydum)
– Endal 25 mg (Indometazin) * Endal 100 mg Fitil (Indometazin Supozitavar)
– Rantudil 90 mg (Asemetazin) * Rantudil Forte 60 mg (Asemetazin)
– Doline iğne.
Tüm bu ilaçları ara ara kullandım. Mg yüksek olanları müdemde ülser, safrakesem de olmadığı için arada bırakmak zorunda kaldım. Tutulduğumda Endal 25 mg’ı kullanmam söylendi ama hiçbir faydasını görmedim, diğerlerini aldığımda da geçici olarak ağrılarımı dindirdi.

HER SABAH YARIM SAAT TUTULAN YERLERİN AÇILMASINI BEKLİYORUM

Yine doktorun verdiği bel egzersizlerini yapıyorum ama bazılarını yapmakta güçlük çekiyorum. Dizlerimi bükerken ağrı ve uyuşma olduğu için geri kalkamıyorum. Bacaklarımı düz bir şekilde uzatmaya çalışırken diz kapağının arkasında bir çekilme oluyor, uzatamıyorum ve kuyruk sokumu ile kalça kemiklerimdeki ağrı şiddetleniyor. Hiç tutulmasam da bu ağrı hep var. Her sabah uyandığımda ellerim, parmaklarım ve boğumlarında tutulma ve kasılmalar oluyor. Her gün bir yarım saat tutan yerlerin açılmasını bekliyorum. Herhangi bir şişlik, kızarıklık vs yok ama sadece içten ağrı ve tutulma oluyor.

15 DAKİKADAN FAZLA AYAKTA KALAMIYORUM

Sandalyede otururken dizlerimin ve ayak bileklerimin uyuşarak ağrıdığını fark ediyorum. Ayakta 15 dk. Fazla kalamıyorum. Bu süreyi geçince kalçam ve bel kısmım bacaklarıma kadar tutulmaya başlıyor. Gece yattığımda sırt üstü uzun süre duramıyorum. Sağıma doğru yattığımda ağrı oluyor, yine sola doğru yatıp dizlerimi göğsüme doğru çekerek ancak rahat uyuyabiliyorum. Bu uygun pozisyonu almam yarım saat uğraşla oluyor.

Gece ağrılarım artıyor. 10 dk sonra ancak yataktan doğrulabiliyorum. Kalem tutarken (şu an parmakları tutuldu ve kalemi bıraktığımda o şekilde kalıyor) kilitleniyor parmaklarım ve bir 10 dk açılmasını bekliyorum. Bu tutulmalar hareketlerimi ileri derecede kısıtlıyor. Halen bir tanı koyulamadı ve en son Ankilozanspandilit teşhisi iptal edildi. Nasıl bir yol izlemem gerektiğini bilmemekteyim. Bu yüzden tavsiye ve yönlendirmenize ihtiyacım var.

Cezaevinde bir ölüm daha: KHK’lı öğretmen Kemal Bilici hayatını kaybetti

medyabold
Devamını Oku »

Six-year-old dies after being hit by Turkish police armored vehicle

A six-year-old from Turkey’s southeastern Diyarbakir province lost his life after being hit by an armored vehicle belonging to the Turkish police on September 11, the pro-Kurdish Mezopotamya Agency (MA) reported on Friday.

The incident reportedly took place on the Emek street of Diyarbakir’s Baglar district, where Efe Tektekin was hit by an armored vehicle and was critically injured.

Following the incident, Tektekin was sent to the Dicle University Medical Faculty Hospital, where he lost his life late on Thursday despite doctors best efforts.

Body of the six-year-old was brought to Selahattin Eyyubi State Hospital for autopsy procedures.

Soon afterward, the boy’s funeral was held at the Yenikoy Cemetery in Diyarbakir.

“The police vehicle killed my child in public. My son was only six years old. He was not a fly. What does that armored vehicle have to do there? How didn’t that huge police vehicle see him?” MA quoted Ahmet Tektekin, the boy’s father, as saying while waiting in front of the hospital.

“Only one year ago, my father was killed by a water cannon vehicle that ran a red light,” the father added.

Mehmet Tektekin, the 85-year-old grandfather of Efe Tektekin, was also killed when he was struck by a water cannon vehicle used by Turkish police in Diyarbakir on June 6, 2018.

Police officer Ugur K., who was convicted of killing Mehmet Tektekin, received a sentence of two years, nine months and 10 days in prison.

The pro-Kurdish Peoples’ Democratic Party (HDP) Diyarbakir MP Semra Guzel on Thursday submitted a parliamentary question about the deaths caused by armored vehicles to be answered by Turkey’s Interior Minister Suleyman Soylu.

Guzel asked: “Did your ministry launched an investigation into the incident, if not, when will the ministry do it?”

“Is there a detention order issued for the officer who was driving the armored vehicle that killed Efe Tektekin? Is that officer still employed?” the lawmaker also questioned.

The heavy military presence in Turkey’s southeast, as a result of clashes between the Turkish army and the outlawed Kurdistan Workers’ Party (PKK), makes the deaths of civilians by armored military vehicles a common occurrence.

The PKK, which is an armed group regarded as a terrorist organization by Ankara, has been fighting for self-rule in the predominantly Kurdish region southeast of Turkey since the 1980s.

According to the data of the Diyarbakır Bar Children’s Rights Commission, 16 children have lost their lives as a result of being struck by armored vehicles belonging to the Turkish police or soldiers in the province within the past 10 years.

A recent statement by the Human Rights Association (IHD), a non-governmental organization for advancing human rights in Turkey, emphasized that what paves the way for the deaths caused by armored vehicles to continue is “not punishing those members of the police force who do the killings.”

Seven workers killed in a blast in Turkey’s southeast

The post Six-year-old dies after being hit by Turkish police armored vehicle appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/09/14/six-year-old-dies-after-being-hit-by-turkish-police-armored-vehicle/
Devamını Oku »

Harbiyeli annesi Melek Çetinkaya gözaltına alındı

15 Temmuz kumpas darbe girişiminin ardından tutuklanarak müebbet hapis cezası verilen Furkan Çetinkaya’nın annesi Melek Çetinkaya, KHK’lı Cemal Yıldırım ile konuşurken gözaltına alındı.

BOLD – 15 Temmuz sonrası zirve yapan tenkil sürecinde, millete reva görülen zulümlere her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Sürecin son mağduru ise yapılan haksızlıklar karşısında susmayıp cesur söylemleri ile tanınan harbiyeli annesi Melek Çetinkaya oldu.

GÖZALTINA ALINDIM DUA EDİN

Çetinkaya sosyal medya hesabından “Cemal Yıldırım bey ile konuşurken göz altına alındım. Dostlar dua edin” mesajını paylaştı.

YILDIRIM OTURMA EYLEM YAPIYORDU

Tenkil sürecinde 677 sayılı KHK ile Maliye Bakanlığı Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğünden ihraç edilen Cemal Yıldırım, 22 Kasım tarihinden bu yana her cumartesi günü Sakarya Caddesi üzerinde oturma eylemi yapıyordu. Büro Emekçileri Sendikası üyesi Cemal Yıldırım pazartesi (16 Eylül) gününden itibaren 12.00-13.00 saatleri arasında beş gün süreyle AKP Ankara İl Binası önünde oturma eylemi yapacağını duyurmuştu.

İŞİMİ EKMEĞİMİ GERİ İSTİYORUM

Cemal Yıldırım, Twitter hesabından paylaştığı mesajda “Pazartesi gününden itibaren 5 gün boyunca Ankara AKP il binası önünde saat 12-13 saatleri arasında ‘İhraç edildim işimi ekmeğimi çocuğumun geleceğini geri istiyorum’ oturma eylemi yapacağım” ifadesini kullanmıştı.

BİZE VATAN HAİNİ DİYENLER DÜŞÜNSÜN

Melek Çetinkaya, müebbet hapis alan oğlu Furkan Çetinkaya’nın karar duruşmasında söylediği “Dik duracağız anne, suçum yok. Bu ülkeyi kuran kahramanın idam hükmü almış bir subay olduğunu unutmayın. Bizi vatan hainliği ile yaftalayanlar düşünsün” sözlerini duyurmuştu.

Cezaevinde bir ölüm daha: KHK’lı öğretmen Kemal Bilici hayatını kaybetti

medyabold
Devamını Oku »

Devlet Bahçeli, ‘İsraf Sergisi’nin arkasındaki büyük resmi gördü!

Devlet Bahçeli, CHP’yi ’emperyalizmin gece bekçisi, Türkiye düşmanlarının kule nöbetçisi’ olarak tanımladı. İmamoğlu’nun Yenikapı’da neden İsraf Sergisi açtığını da açıkladı.

BOLD – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Bayburt’ta konuştu. “Biz bu devleti karşılıksız sevdik. CHP, emperyalizmin gece bekçisi, Türkiye düşmanlarının kule nöbetçisidir. Biz ne uşak olacağız ne de başkalarını uşak göreceğiz” ifadelerini kullandı.

KIRIK SANDALYELİ ŞAHIS

Devlet Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yenikapı’da sergilediği ihtiyaç fazla araçlarla ilgili de konuştu. İmamoğlu’nu “Yenikapı’ya otomobil galerisi açacak kadar çıldıran, kırık sandalyeli şahıs” olarak tanımladı.

İsraf sergisinin 7 Ağustos Yenikapı ruhunu zedelemek için açıldığını, serginin amacının HDP ve PKK’yla ortaklığı gizlemek olduğunu savundu.

İstanbul Büyükşehir’de iki seçim arasında ‘lüks’ tiyatro

medyabold
Devamını Oku »

CHP’den Davutoğlu istifa yorumu: “Çöküşü gördü”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, Ahmet Davutoğlu’nun AKP’den istifasına ilişkin konuştu. Kaya, Davutoğlu’nun AKP’deki çöküşü gördüğü için ayrıldığını söyledi.

BOLD – Kayseri’nin İncesu ilçesinde düzenlenen 26’ncı İncesu Kültür ve Üzüm Festivali’ne katılan Yıldırım Kaya, Festival sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

TOPLUM SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİNİ İSTİYOR

Kaya, AKP’den ihracı istenen eski Başbakan ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, partiden istifası hakkında “Bu toplum artık sorunların çözülmesini istiyor. Ahmet Davutoğlu, bu çöküşü gördü” ifadelerini kullandı.

HER İLDEN İNSANLAR İSTİFA EDİYOR

CHP’li Kaya Davutoğlu’nun istifası ile ilgili şöyle konuştu: “Adalet ve Kalkınma Partisinden sadece Ahmet Davutoğlu istifa etmedi. Hemen her ilde insanlar istifa ediyor. Belli ki sorunlar çözülememiştir. Bizim insanımız bir partiye körü körüne bağlanmaz. Çözüm varsa devam eder, çözüm yoksa terk eder.”

DAVUTOĞLU BU ÇÖKÜŞÜ GÖRDÜ

Siyasetçilerin bu durumdan bir kez daha ders alması gerektiğini belirten Kaya, “Toplumun derdine derman olmaya bakacağız. Kendi çizdiğimiz sınırlar içinde kalmayacağız. Acaba parti mi kuracaklar, onu bilmiyoruz. Bu toplum artık sorunların çözülmesini istiyor. Ahmet Davutoğlu, bu çöküşü gördü” dedi.

AKP’den istifa eden Davutoğlu’dan ‘dar oligarşik yapı’ itirafı

medyabold
Devamını Oku »

Cübbeli Ahmet Meclis gündeminde: Ailesi son 10 yılda kamudan kaç ihale aldı?

Kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün damadının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından aldığı iddia edilen ihaleler Meclis gündemine taşındı.

BOLD – CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, damadının belediyelerden birçok ihale aldığı iddiası ortaya çıkan Cübbeli Ahmet’e bağlı vakıf ve derneklere hükumete yakın birçok kaynaktan destek sağlandığına yönelik iddiaları Meclis gündemine getirdi.

Antmen, Ekrem İmamoğlu’na oy verilmesinin haram olduğu iddiasında bulunan Cübbeli Ahmet’e yakın bazı vakıflara resmi plaka bile tahsis edildiğini belirtti. “Cübbeli Ahmet’e bağlı vakıf ve derneklere arazi, bina ve maddi destek sağlandığı çok açıktır. 15 Temmuz darbe girişiminden ders almayan iktidarın halen cemaat ve tarikatlarla iş birliği içinde olması ülkemiz ve geleceğimiz açısından büyük tehlikeler yaratmaktadır” ifadelerini kullandı.

KİM KORUYOR?

Cumhuriyet’in haberine göre, Antmen’in önergesinde yer alan sorular şöyle:

– Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’yü kim ya da kimler ne karşılığında korumakta, kollamakta ve kamu kurumlarından ihale vermektedir?

– İsmailağa Cemaati ve cemaate bağlı kaç tane vakıf, dernek ve şirket bulunmaktadır? Bu vakıf ve derneklere son 10 yılda yapılan bağışların miktarı nedir? Kaç taşınmaz ve arazi bahsi geçen cemaate ait vakıf ve derneklere bağışlanmış ya da hibe edilmiştir?

– Türkiye’deki il ve ilçe belediyelerinden kaçı İsmailağa Cemaatine bağlı vakıf, dernek ve şirketlere ait araçlara plaka tahsis etmiştir? Bunlar hangileridir?

– Ahmet Mahmut Ünlü ve ailesi son 10 yılda kamudan kaç ihale almıştır? Bunlar nelerdir? Bahsi geçen ihaleler ne şekilde gerçekleştirilmiştir?

Cezaevinde bir ölüm daha: KHK’lı öğretmen Kemal Bilici hayatını kaybetti

medyabold
Devamını Oku »

HDP Van İl Eş Başkanı Yadişen Karabulak tutuklandı

Van merkezli olarak 5 ilde yapılan yapılan operasyonlarda gözaltına alınan 22 kişiden 6’sı tutuklandı. Tutuklananlar arasında HDP Van İl Eş Başkanı Yadişen Karabulak da bulunuyor.

BOLD – Van merkezli olarak 10 Eylül tarihinde Bitlis, Hakkari, Diyarbakır ve Iğdır’da yapılan operasyonlarda aralarında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) üyeleri ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Eş Başkanı ve ilçe eş başkanlarının bulunduğu 22 kişi gözaltına alınmıştı.

24 SAAT AVUKAT GÖRÜŞ YASAĞI

24 saat avukat görüş yasağı kararı getirilen 22 kişi gözaltına alındıktan 3 gün sonra adliyeye çıkarıldı. Savcılık ifadesi sonrası 1 kişi serbest bırakılırken 13 kişi tutuklama talebiyle, 8 kişi de adli kontrol uygulaması talebiyle mahkemeye sevk edildi.

GAZETECİ HAMZA ÖZKAN SERBEST

Diyarbakır’da gözaltına alınan Gazeteci Hamza Özkan’ın ifadesi ise, SEGBİS aracılığıyla alındı. Özkan alınan ifadesi sonrası serbest bırakıldı.

Tutuklanma talebiyle sevk edilenler şöyle: Burhan Atmaca, Hasan Güven, Nesibe Akdağ, Sait Kılıç, Abdullah Keleş, Dilan Yıldız, Fatih Şahin, Fikret Doğan, Mehmet Karabıyık, Vahdettin Uca, İbrahim Sungur; Yadişen Karabulak, Bahattin Yavuz.

SUÇLAMA TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMAK

Adli kontrol uygulaması talebiyle mahkemeye sevk edilenler ise şöyle: Şefik Umaz, Ertuğrul Korkmaz, Esra Babur, Ahmet Karadeniz, Mehmet Rahim Pekür, İhsan Yenigün, Necmettin Acar, Mustafa Özcan.

“Terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilenlerden Sait Kılıç, İbrahim Sungur, Fikret Doğan, Yadişen Karabulak, Dilan Yıldız ve Nesibe Akdağ tutuklandı. Diğerleri ise adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakıldı.

HDP OSMANİYE İL EŞ BAŞKANI SERBEST

Öte yandan, Osmaniye’de dün akşam Halkların Demokratik Partisi (HDP) il ve ilçe binalarına baskın düzenleyen polis, kayyum karşıtı sticker ve bildirilere el koyarak, HDP Osmaniye İl Eşbaşkanı Cebrail Mutlu’yu gözaltına aldı. Erzurum 2’nci Sulh Ceza Hakimliği ve Mardin 2’nci Sulh Ceza Hakimliğince kayyum karşıtı sticker ve bildirilere ilişkin verdiği “el konulma ve toplatılma” kararı gerekçesiyle yapılan baskınlarda, 4 bin 654 broşür polislerce toplatıldı.

Kayyum karşıtı sticker ve bildiriler olması nedeniyle parti binaları basılıp, gözaltına alınan HDP Osmaniye İl Eşbaşkanı Cebrail Mutlu serbest bırakıldı.

Yeni Türkiye’nin cezaevlerinde hak ihlalleri artıyor

medyabold
Devamını Oku »

İstanbul Büyükşehir’de iki seçim arasında ‘lüks’ tiyatro

Ekrem İmamoğlu’nun başkanlık koltuğuna oturmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Yenikapı’da günlerce sergilediği ihtiyaç fazlası araçlarla ilgili bir skandal ortaya çıktı.

BOLD – AKP döneminde yoğun şekilde kullanılan 524 lüks makam aracının iki seçim arasında iade edildiği anlaşıldı. 250 bin liralık Audi A6 marka arabalardan Volkswagen Passat’a kadar kiralanan onlarca araçla kamunun uğratıldığı zarar henüz tespit edilemedi. İBB CHP Grup sözcüsü Tarık Balyalı, “Bu araçların maliyetini tek tek hesaplayıp kamuoyuyla paylaşacağız” dedi.

Tarık Balyalı, “Bin 717 makam aracı, İBB’nin bir önceki yönetimi tarafından hazırlanan 2019 yılı performans programından var. 31 Mart-23 Haziran seçimleri arasında 524 araç iade edilmiş. Bu araçların kimler tarafından kullanıldığını araştıracağız. İstanbul halkının parası nasıl lüks araç kiralamalarıyla çarçur edilmiş ortaya çıkaracağız” diye konuştu.

İHTİYAÇ FAZLASI ARAÇLAR

Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre; İBB’ye bağlı kuruluşlar İETT, İSKİ ve 28 iştirak şirketlerinde ihtiyaç fazlası olarak nitelendirilen 730 araç, Yenikapı Miting alanında sergilendi. İBB Genel Sekreteri Yavuz Erkut, bu araçların iade edilmesiyle birlikte yılda 49.5 milyon lira tasarruf sağlanacağını açıkladı. Erkut, nisan, mayıs ve haziran ayları arasında 517 aracın, kiralandığı şirketlere iade edildiğini dile getirmişti. Yenikapı’da sergilendikten sonra iade edilecek 730 araçla birlikte toplam bin 247 aracın sistemden çıktığını duyurmuştu. Günlerce süren tartışmalarda AKP’liler sergilenen araçların hizmet araçlarını olduğunu, aralarında lüks makam araçlarının bulunmadığını söylemişti.

524 araç arasında lüks araç kategorisine giren 31 tane Opel Insignia, 15 tane Skoda SüperB, 37 tane Volkswagen Passat ve 18 tane de Caravelle 8+1 marka araç bulunuyor. Bu araçların çoğunlukla mayıs ayında iade edildiği belirlendi. Arabaların modelleri 2015 ile 2018 yılı arasında değişiyor. Volkswagen Passat marka arabaların bir kısmı 2018 model. Listede bu lüks araçların dışında 175 tane Renaolt Clio Sport, 57 tane ise Renault Megane var.

Cezaevinde bir ölüm daha: KHK’lı öğretmen Kemal Bilici hayatını kaybetti

medyabold
Devamını Oku »

Yeni Türkiye’nin cezaevlerinde hak ihlalleri artıyor

İşkence ve kötü muamele haberleri ile her gün gündem olan tek adam rejiminin cezaevlerindeki hak ihlalleri de giderek artıyor.

BOLD – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi, Kırıkkale F Tipi Cezaevi ve Tokat T Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan tutuklular yaşadıkları hak ihlallerini avukatları ve kaleme aldıkları mektuplar aracılığıyla anlattı.

ZİYARETE GELEN AİLELERE ÇIPLAK ARAMA ZULMÜ

Sincan Cezaevindeki tutuklular avukatları aracığıyla şunları aktardı: Oda değişim taleplerimiz kabul edilmiyor. Aileler açık görüşe geldiğinde çıplak arama dayatılıyor. Arkadaş görüşçülerine güvenlik soruşturması uygulanıyor. Kantin ihtiyaçları karşılanmıyor. Cezaevi müdürlüğüyle yapılan görüşmede sonuç alamadık. İlgili kuruluşlara cezaevini ziyaret etmeleri ve yerinde tespitlerde bulunmalarını çağrısını yapıyoruz.”

KÜRTÇE MEKTUPLAR TUTUKLULARA VERİLMİYOR

MA’nın haberine göre, Kırıkkale Cezaevindeki tutuklular Kürtçe kitap ve mektupların kendileri verilmediği belirtirken, Tokat Cezaevindeki tutuklular askeri nizamda sayıma zorlandıklarını, kabul etmeyenlere disiplin cezası verildiğini belirtiyor.

TEDAVİ TALEPLERİ ÇOK GEÇ KARŞILANIYOR

Kırıkkale F Tipi Kapalı Cezaevinde kalan tutuklularda gönderdikleri mektupla yaşadıkları hak ihlallerini şöyle sıraladı:

“* Sohbet, spor, atölye ve kurs faaliyetlerimiz hafta da 10 saat olması gerekirken, hafta da 5 saate indirildi. Açık görüş olduğu haftalarda personel eksikliği gerekçesiyle spor, atölye ve kurs faaliyetleri yaptırılmıyor. Kütüphaneye çıkma hakkımız engelleniyor.

* Kantindeki ürünlerde uygulanan fahiş fiyatlar ve tek çeşitlilik bizi mağdur ediyor.

* 6 ayda bir oda değişim hakkımız olmasına rağmen ‘kurum güvenliği ve idari sebepler’ denilerek, engelleniyor.

* Adalet Bakanlığı tarafından ‘mahkumların temizlik ürünleri karşılanıyor’ denilse de ihtiyacımız olan deterjan, sabun, diş macunu ihtiyaçtan az veriliyor.

YERDE YATMAK ZORUNDA KALIYORLAR

* OHAL sürecinde 3 kişilik odalarda 4 kişi kalıyorduk ve odalarımızda 3 ranza var. Bu durum devam ediyor. Bir arkadaşımız yerde yatmak zorunda kalıyor.

* Oda baskınlarında eşyalarımız dağıtılıp, kırılıyor.

*Kürtçe mektup ve kitaplarımız ya hiç verilmiyor ya da aylar sonra veriliyor. Defalarca Kürtçe Tercüman görevlendirilmesini talep etmemize rağmen görevlendirme yapılmıyor.

*En büyük sorunumuz da sağlık konusundaki uygulamalar. Tedavi taleplerimiz çok geç karşılanıyor ve bu da sağlık sorunlarımızı arttırıyor.

*Cezaevlerinden hastaneye sevk edilirken tek kişilik ring araçları kullanılıyor. Her tutukluya 10 kitap sınırlaması var.

*En son HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan’ın bizlere gönderdiği mektuba ‘güvenlik’ gerekçesiyle el konuldu, verilmiyor.

TOKAT CEZAEVİNDE ASKERİ NİZAM SAYIM

Tokat T Tipi Kapalı Cezaevinden mektup gönderen tutuklular ise askeri nizamda sayım istendiğini belirterek, “12 Eylül dönemi uygulamaları cezaevinde başladı” ifadelerini kullandılar. Mektupta, “Askeri nizamda sayımı kabul etmeyenlere soruşturma açılıyor, disiplin cezası veriyor. İdare bizleri mağdur etmek için her türlü psikolojik yol ve yöntemlere başvurarak, hukuk dışı uygulamalar dayatıyor. Bu işkence ve baskıları hiçbir şekilde kabul etmeyeceğiz” denildi.

Cezaevinde bir ölüm daha: KHK’lı öğretmen Kemal Bilici hayatını kaybetti

medyabold
Devamını Oku »

AKP’den TSK’ya bir operasyon daha

AKP’nin Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef alan operasyonlarına bir yenisi daha eklendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmada 223 astsubay hakkında gözaltı kararı verildi.

BOLD – İstanbul merkezli operasyon 49 il ve Kuzey Kıbrıs’ı kapsıyor. 223 astsubayın yakalanması için gece saatlerinde eş zamanlı operasyon başlatıldı. Şüpheli astsubaylar, ankesörlü telefonlardan iletişime geçmekle suçlanıyor.

TÜM KUVVET KOMUTANLIKLARI HEDEFTE

Astsubayların 100’ü kara kuvvetleri, 32’si deniz kuvvetleri, 41’i hava kuvvetleri, 46’sı Jandarma ve 4’ü Sahil Güvenlik Komutanlığında görev yapıyor.

Operasyonlarda gözaltına alınanlar Vatan Caddesi’nde bulunan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürülüyor.

Cezaevinde bir ölüm daha: KHK’lı öğretmen Kemal Bilici hayatını kaybetti

medyabold
Devamını Oku »

Sokak hayvanını korumak isterken canını zor kurtardı

Oyuncu Şevket Çoruh, İzmir’de sokak hayvanlarını ezmeye çalışan bir kişiye müdahale etmek istedikleri sırada linç edildiklerini söyledi. Saldırı İzmir’in ünlü mekanında yaşandı.

BOLD – Şevket Çoruh, İzmir’in ünlü mekanlarından Servet’in Yeri’nde uğradığı saldırının detaylarını sosyal medyada paylaştı. Çoruh, şunları dile getirdi:

“İzmir’in göbeğinde darp edildik… Servet’in içinde yirmiye yakın eli bıçaklı insan tarafından. Canımızı kurtardık… Şimdilik… Kantar Polis Merkezindeyiz. Sokak hayvanlarını ezmeye çalışan bir taşıta müdahale ettiğimiz için linç edilmeye çalışıldık.”

Cezaevinde bir ölüm daha: KHK’lı öğretmen Kemal Bilici hayatını kaybetti

medyabold
Devamını Oku »

13 Eylül 2019 Cuma

İP: “Leyla Güven’in demokratik imkanlardan yararlanmaya hakkı yok”

İYİ Parti’den AKP’ye çağrı: Leyla Güven’in dokunulmazlığını kaldırın

HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in dokunulmazlığının kaldırılması için AKP’ye çağrı yapan İYİ Parti (İP), “Demokratik imkanlardan yararlanmaya hakkı yok” denildi.

BOLD – İP,  konuyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Hükumetin, Diyarbakır’da HDP önünde eylem yapan annelerden nemalanmayı amaçladığını da vurguladı. Açıklamada, Güven’in ‘hadsiz bir açıklama’ yaptığı belirtilerek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun HDP önündeki eyleme gitmesine tepki gösterildi. “Türk devletinin bakanları, terörle iltisaklı olduğunu iddia ettikleri bir partiden yardım bekleyemez” uyarısında bulunuldu.

“ÇATIŞMALAR, SAVAŞLAR OLACAK”

Leyla Güven’in “Gerillaya katılımlar da olacak, çatışmalar da olacak, savaşlar da olacak” dediği, bu nedenle demokratik imkanlardan yararlanmaya hakkı olmadığı kaydedildi.

İP’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi, Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in dokunulmazlığını derhâl kaldırmalıdır. İYİ Parti bu noktada üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir. Güç, imkân ve sorumluluk sizde. Eğer bu garip oyunun içinde değilseniz, hiç vakit kaybetmeden, ülkemizi ve milletimizi hedef alan bu hadsizliğe haddini bildirin. Daha bugün (dün) yedi şehidini Hakk’a uğurlayan Yüce Milletimizin ve bizim beklentimiz, bir an önce devlet etme görevinizi yerine getirmenizdir. Millet sizden, HDP için ‘evlatlarımızı geri getiren parti’ algısı yaratmanızı değil, onları dağa çıkaranları pişman etmenizi bekliyor. Her mesele üzerinden hamaset yapmayı artık bırakın, işinizi yapma vaktiniz geldi de geçiyor…”

Cezaevinde bir ölüm daha: KHK’lı öğretmen Kemal Bilici hayatını kaybetti

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan Kabine değişikliğiyle ilgili son noktayı koydu

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kabine revizyonuna ilişkin konuştu. Erdoğan, “Ortada herhangi bir sıkıntı yokken kabine konusunu ele almanın anlamı yok” ifadelerini kullandı.

BOLD – Uluslararası haber ajansı Reuters’in sorularını yanıtlayan Erdoğan, “Arkadaşlarımın hepsi ellerinden gelen gayreti gösteriyor. Kabine değişikliği ile alakalı ihtiyacımız olduğu anda bu tür bir şey yaparız, sipariş üzerine böyle bir şey yapmayız” dedi.

BAHÇELİ RAHATSIZLIĞINI DİLE GETİRMİŞTİ

MHP lideri Devlet Bahçeli, kabine revizyonunu uygun bulmadığını açıklamıştı. Bahçeli, “Böyle bir ortamda yeni bir sistemi yerleştirmek, kökleştirmek ve bununla ilgili uygulamaları hayata geçirmek için çaba sarf edileceği yerde, Bakanlar Kurulunda şunlar değişsin gündemini taşırsanız, muhalefetin bu isteğine cevap veriyorum derseniz, iki yanlışı birlikte yaparsınız” demişti.

AKP’DE TEPKİ İLE KARŞILANMIŞTI

Bahçeli’nin açıklaması AKP’nin ağır topların rahatsız etmiş, AKP’de “Reis, Bahçeli üzerinden bize mesaj mı veriyor” yorumları yapılmıştı. AKP içerisinde Bahçeli’nin kendi inisiyatifi ile Erdoğan’dan habersiz böyle bir çıkış yapamayacağı görüşü ortaya atılırken, Erdoğan’ın da Bahçeli’yi doğrular nitelikte sözler sarf etmesi kulislerde konuşulanların haklılığını ortaya çıkardı.

ERDOĞAN’A GÖRE YARGI BAĞIMSIZ, GÜÇ MECLİSTEYMİŞ!

Erdoğan, başkanlık sistemine yapılan eleştirilere de yanıt verdi. Erdoğan, “Bu eleştirileri gündeme getirenler ne siyaset ne devlet yönetimini biliyor. Yargı bağımsızdır. Kararlarını vermekte serbesttir. Yasama olarak güç, parlamentoda. Yasama olarak yaptıklarını benim yapma yetkim yok. Ama yasama dışında herhangi bir başka yasama organı yoksa o zaman cumhurbaşkanlığı kararnamesi devreye gidiyor” dedi.

EKSİKLİKLER İÇİN HAZIRLIĞIMIZI YAPTIK

Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi demokratik bir hükumet sistemidir. Dünyada bu konu konuşulmuyor ama Türkiye’de Erdoğan cumhurbaşkanı olunca sürekli konuşuluyor. Bu, siyasal istikrardır. Bunu getirebilmek için bu adımları attık. Bazı eksikler için hazırlıklarımızı yaptık kamuoyu ile paylaşacağız. Güzel bir yere geldik. Cumhurbaşkanlığı sistemini yeni bir döneme hazırlayacağız” diye konuştu.

Erdoğan, Devlet Bahçeli üzerinden mesaj mı veriyor?

medyabold
Devamını Oku »

Bülent Arınç kavgası büyüyor

Bülent Arınç’ın “Ahmet Türk’ün terörle ilgisi yok” sözlerinin ardından AKP’de başlayan kavga büyüyor. Arınç’ın kendisine “Hadi oradan” diyen Bülent Turan’a söylediği “Sana yazık olur” ifadelerine cevap Mehmet Metiner’den geldi.

BOLD – Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Bülent Arınç ve AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan arasındaki tartışmaya, eski AKP İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner de dahil oldu.

ARINÇ METİNER’İ CİDDİYE ALMADI

AKP eski milletvekili Mehmet Metiner, yazdığı yazıda isim vermeden Bülent Arınç’a yönelik ağır sözler sarf etmişti. Arınç’a “Adam tam bir kibir abidesi” diyen Metiner, “Al gölgeni, çek git!” ifadesini kullanmıştı. Ancak Bülent Arınç’tan Metiner’in bu sözlerine cevap gelmedi.

SİVRİSİNEK ISIRIĞI KADAR BENİ İLGİLENDİRMEZ

Arınç, görevde olan AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan’ı hedef aldı. Arınç kendisine “Dün çıkmış bir ağabeyimiz, yok Ahmet Türk’ün terörle ilgisi yokmuş. Hadi oradan yahu” ifadeleri ile tepki gösteren Bülent Turan’a sert yüklendi: “Sen zaman zaman böyle çıkışlar yapıyorsun. Sivrisinek ısırığı kadar beni ilgilendirmez. Sana yazık olur” dedi.

ASIL SİZ HADDİNİZİ BİLECEKSİNİZ

Arınç’ın bu çıkışına Bülent Turan’ın ne cevap vereceği merak edilirken eski AKP milletvekili Mehmet Metiner bir kere daha sahne aldı. Twitter hesabı üzerinden Arınç’a sert çıkan Metiner, “Asıl siz haddinizi bileceksiniz!” dedi.

HİZMET ETTİKLERİNİZİN YÖNTEMİ

Metiner, “Malum çevrelere güvercin, Bülent Turan gibi ömrünü davasına adamış grup başkanvekili konumundaki bir kardeşimize karşı şahin kesileceksiniz! Turan kardeşimize yaptığınız itibar suikastı, tam da hizmet ettiklerinizin yöntemi” ifadelerini kullandı.

AKP’de kavga büyüyor: Metiner, Arınç’a “Kibir abidesi, al gölgeni, çek git!” dedi

Bülent Arınç’tan AKP’li Turan’a gözdağı: “Sana yazık olur!”

medyabold
Devamını Oku »

“AKP’den istifa edenler milletin yolundan saptı”

Eski başbakan Ahmet Davutoğlu ve ekibinin AKP’den istifa etmesine ilişkin konuşan AKP Isparta Milletvekili Recep Özel, istifa edenleri milletin yolundan sapmakla suçladı.

BOLD – Ahmet Davutoğlu ve ekibinin istifaları AKP içerisinde endişe ile karşılanırken, Recep Özel istifaların çok dar bir çerçevede kalacağını ileri sürdü.

HER YERDEN İSTİFA EDEBİLİRLER

Tarafsız Haber Ajansı’na konuşan Özel, Davutoğlu’nun istifasına ilişkin, “İstifa etmiş olabilir, kendi siyasi takdiridir, herkes yolunu siyasette kendisi çizer, toplumun çizdiği yol daha önemli, vatandaşın, milletin çizdiği yolun haricinde yola sapanlar her yerden istifa edebilirler. Kendi takdiridir” dedi.

İSTİFALARIN DEVAMI GELMEZ

Recep Özel istifaların devamının gelip gelmeyeceğine ilişkin soruya ise, “Çok geniş bir şey olmaz, çok dar bir çerçevede kalır” yorumunu yaptı. Ancak kulislerde 100’e yakın eski AKP milletvekilinin istifa etmesinin beklendiği konuşuluyor.

ALPAY ÖZALAN İSE DALGA GEÇTİ

AKP İzmir Milletvekili Alpay Özalan da, “AK Parti’den kovulan Ahmet Davutoğlu, kovulduktan 1 hafta sonra ‘istifa ediyorum’ dedi. Fıkra bu kadar” tweetini paylaştı.

DAVUTOĞLU BASIN TOPLANTISIYLA İSTİFA ETMİŞTİ

AKP’nin ihracını istediği eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, ekibiyle birlikte iktidar partisinden istifa etti. Davutoğlu’nun yanında Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer Üstün, Abdullah Başcı, AKP eski İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ve eski Ankara İl Başkanı Nedim Yamalı vardı.

“AK Parti’nin tabanını kendi genel başkanını ihraç edildiğini görme üzüntüsünden kurtarmak için yıllarca alın terimizi ve fikir emeğimizi verdiğimiz partimizden istifa ediyoruz” diyen Davutoğlu yeni bir siyasi yola çıkmanın tarihi bir sorumluluk olduğunu söyledi.

AKP’den istifa için 100 isim daha yolda…

medyabold
Devamını Oku »

Cezaevinde bir ölüm daha: KHK’lı öğretmen Kemal Bilici hayatını kaybetti

Üç yıldır tutuklu 25 yıllık KHK’lı sınıf öğretmeni Kemal Bilici, hayatını kaybetti. Bilici’ye son dönem ağır dozda ilaçlar verildiği öğrenildi.

CEVHERİ GÜVEN

BOLD ÖZEL – Manisa’da sınıf öğretmeniyken 15 Temmuz’dan sonra KHK’yla ihraç edilen ve ardından tutuklanan Kemal Bilici, tutukluluğunun üçüncü yılında hayatını kaybetti.

KHK’yla ihracının ardından 2016 yılı 18 Ağustos’unda gözaltına alınan Kemal Bilici’nin aralarında bulunduğu 18 KHK’lı öğretmen tutuklandı. 7.5’ar yıl ceza verilen öğretmenlerden Kemal Bilici, Manisa T Tipi Cezaevinde tutuluyordu.

Tutuklandığında hiçbir sağlık sorunu olmadığı öğrenilen, Kemal Bilici’nin cezaevinde yaşadığı sorunlar nedeniyle psikolojik problemler yaşamaya başladığı belirtiliyor.

Çevresinden gelen baskılar nedeniyle, oldukça bunaldığı belirtilen Bilici’ye cezaevinde “kapalı alana bağlı depresyon” teşhisi konulduğu, psikolojik ilaçlar verilmeye başlandığı öğrenildi.

İLAÇLARI KULLANDIKÇA KONUŞAMAZ HALE GELDİ

İlaçları kullanmaya başladıktan sonra düşünce yapısında bozukluklar, hareketlerinde sınırlamalar ve yavaşlama gibi problemler yaşamaya başlayan Bilici’nin, son dönemde telefonda konuşamaz hale geldiği belirtiliyor.

İlaçların ağır geldiği aile tarafından belirtilmesine rağmen kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçirilmeden ilaç verilmeye devam edilen Bilici’nin dikkat dağınıklığı nedeniyle ailesinin uyarılarını da tam olarak anlayamadığı ifade ediliyor.

RUH VE SİNİR HASTALIKLARI HASTANESİNE SEVK EDİLDİ

Savcılığa yapılan başvuruların ardından cezaevi yönetiminin de Bilici’nin durumunun oldukça ağırlaştığını gözlemlemesi üzerine Bilici, 22 Ağustos’ta Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi.

Derhal hastaneye yatışı yapılan Bilici’nin ilaçlarının dozu düşürülürken, durumunun düzelmeye başladığı belirtiliyor.

ÜÇ TUTUKLUDA DAHA BENZER PROBLEMLER

Aynı hastanede Manisa T Tipi Cezaevinden getirilen başka üç tutuklunun da benzer biçimde yavaş hareket etme, konuşma güçlüğü ve dikkat dağınıklığı gibi rahatsızlıklarla tedavi altında oldukları öğrenildi.

Cezaevinde psikolojik sorun yaşayan herkese aynı ilaçların aynı dozda verildiği ve ilaçların ağır geldiği iddia ediliyor.

Bilici’ye Zestat ve Gyrex isimli iki ilacın verildiği belirtiliyor. Ancak Bilici’nin ilaç kullandığı dönemde dikkatinin dağınık olması nedeniyle ilaçların dozu ve başka ilaç kullanıp kullanmadığı bilinmiyor.

11 EYLÜL ÇARŞAMBA GÜNÜ HAYATINI KAYBETTİ

Hastanede tedavisi sürerken, 11 Eylül Çarşamba günü Bilici’nin hayatını kaybettiği öğrenildi. Verilen ilk bilgiye göre Bilici kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti. Yaklaşık üç saat süren bir otopsi yapılan Bilici’nin kesin ölüm nedeni otopsi raporunun açıklanmasının ardından belli olacak.

25 yıllık öğretmen ve iki çocuk babası olan Bilici’nin cenazesi Manisa Sarıgöl’de defnedildi.

CEZAEVLERİNDE YÜZLERCE HASTA TUTUKLU VAR

15 Temmuz’un ardından cezaevlerinde hastaneye sevk etmeme ya da geç sevk yaygın bir uygulama haline getirildi. Hasta tutukluların tahliye edilmemesi de uygulanan başka bir yöntem.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonunun raporuna göre hapishanelerde 457’si ağır olmak üzere bin 333 hasta mahpus bulunuyor.

Gültekin Avcı’ya tahliye kararı

 

 

medyabold
Devamını Oku »

Bağımsız denetim raporuna göre 4 büyükler batık

Süper Lig’de transfer dönemi bitti. Bağımsız denetçilerin raporuna göre 4 büyükler batık durumda. Toplam borçları ise toplam 10.6 milyar lira.

BOLD – Türk futbolunun lokomotif takımları olarak gösterilen Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un toplam borcu, geçen sezon itibarıyla 10,6 milyar liraya ulaştı. Bağımsız denetçilerin raporlarına göre dört kulüp de borca batık durumda.

Türkiye’de yaz transfer dönemi geride geçen hafta sona ererken, yüklü miktarda borcu bulunan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor, transfer harcamalarında yine cömert bir yaklaşım sergiledi. Bu dönemde Beşiktaş 8, Galatasaray 14, Fenerbahçe 12 ve Trabzonspor da 17 futbolcuyu renklerine bağladı. Söz konusu 51 oyuncunun kulüplere toplam maliyeti ise bu sezon için menajer ücretleri hariç 716 milyon liraya (115,5 milyon euro) ulaştı. Kulüplerin bu transfer döneminde ise imdadına Bankalar birliği yetişti. Kulüplere verilen keredi transferlere kaynak oldu.

DÖRT BÜYÜKLERİN TOPLAM BORCU 10,6 MİLYAR LİRA

Türk futbolunun lokomotifleri olarak nitelendirilen dört kulübün, yüklü miktardaki borçlarına rağmen bu denli yüksek rakamlarla transfer yapması dikkati çekiyor. Salt bu sezon için 115,5 milyon euroluk yükümlülüğün altına giren “Dört büyükler”in, geçen sezon sonu itibarıyla borç miktarları şöyle:

Fenerbahçe: 3,7 milyar TL

Galatasaray: 3,2 milyar TL

Beşiktaş: 2,6 milyar TL

Trabzonspor: 1,1 milyar TL

Toplam: 10,6 milyar TL

BAĞIMSIZ DENETÇİLERE GÖRE: KULÜPLER BORCA BATIK

Borsada işlem gören kulüpler, üçer aylık periyotlarda Kamuyu Aydınlatma Platformuna (KAP) bildirimde bulunarak finansal raporlarını duyuruyor. Bu raporlarda kulübün ekonomik durumuna dair veriler ve bağımsız denetçilerin bu verileri değerlendirmesi yer alıyor. Denetçi raporlarında uzun zamandır 4 kulüp için de aynı ifadeler kullanılıyor:

“Finansal tablolara göre işletmenin sürekliliğinin devamına ilişkin ciddi şüphe oluşturabilecek önemli bir belirsizlik varlığını göstermektedir. Diğer taraftan söz konusu durum, Türk Ticaret Kanunu’nun 376. maddesinde yer alan bir şirketin borca batık bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler konusundaki düzenlemelere girdiğinden, yönetim kurulunun tedbirleri alması gerekmektedir.”

FENERBAHÇE 37 MİLYON EUROLUK YÜKÜN ALTINA GİRDİ

Yaz transfer döneminde Eljif Elmas’ı 16 milyon euro bonservis bedeliyle Napoli’ye satan Fenerbahçe, 12 futbolcuyu kadrosuna kattı. Bu transferlerin 6’sını bonservis bedeli ödeyerek gerçekleştiren Fenerbahçe, diğer oyuncuları kiralama ve imza parası karşılığında kadrosuna dahil etti. Bu sezonki toplam harcaması 37 milyon euro (230 milyon lira). Sarı-lacivertliler, kulüplerin en büyük gelir kaynağı olan Süper Lig yayın hakkından geçen sezon 160 milyon lira kazanmıştı.

FENERBAHÇE’NİN BU SEZONKİ TRANSFER MALİYETİ
GELENLER

Luiz Gustavo: 9,5 milyon euro toplam maliyet

Vedat Muric: 5,5 milyon euro

Deniz Türüç: 4,1 milyon euro

Zanka (Mathias Jorgensen): 3,6 milyon euro

Altay Bayındır: 2 milyon euro

Allahyar Sayyadmanesh: 1 milyon euro

Mevlüt Erdinç: 1,25 milyon euro

Max Kruse : 4 milyon euro

Garry Rodrigues 2 2

Adil Rami 2 2

Emre Belözoğlu: 2 milyon euro

Murat Sağlam 0,25 euro

TOPLAM: 37,2 milyon euro

GALATASARAY 35,5 MİLYON EURO ÖDEYECEK

Süper Lig’in son şampiyonu Galatasaray, yaz transfer döneminde 14 futbolcuyla mukavele imzaladı. Sarı-kırmızılı kulüp, bu futbolcuların çoğuna bonservis ödemese de kiralama bedeli, oyunculara bu sezon verilecek yıllık ücret ve imza paralarının toplamı 35,5 milyon EURO (220 milyon lira) buluyor.

Bu çerçevede geçen sezon Süper Lig yayın haklarından 231 milyon lira kazanan Galatasaray, menajerlere verilen ücretler de hesaba katılınca, bu paranın tamamını yeni transfer ettiği 14 oyuncu için harcamış oldu. Sarı-Kırmızılı kulübün ihracat kaleminde ise 4,5 milyon euroya (28 milyon lira) Sevilla’ya giden Fernando bulunuyor.

GELENLER

Christian Luyindama: 6,05 milyon euro

Michael Seri: 4,3 milyon euro

Mario Lemina: 3,05 milyon euro

Florin Andone: 3,2 milyon euro

Emre Mor: 1,325 milyon euro

Valentine Ozornwafor: 0,5 milyon euro

Radamel Falcao: 5 milyon euro

Steven Nzonzi: 3,25 milyon euro

Ryan Babel:4,5 milyon euro

Adem Büyük: 0,564 milyon euro

Okan Kocuk: 0,887 milyon euro

Şener Özbayraklı: 0,967 milyon euro

Jimmy Durmaz: 0,967 milyon euro

Taylan Antalyalı: 0,967 milyon euro

TOPLAM: 35,527 milyon euro

BEŞİKTAŞ 27,3 MİLYON EURO DAĞITACAK

Bu sezon 8 futbolcuyu transfer eden Beşiktaş, bu oyunculardan 5’ine bonservis bedeli öderken 3 oyuncu için kiralama yöntemine başvurdu. Bu transferler için siyah-beyazlı kulübün kasasından sadece bu sezon 27,3 milyon euro (170 milyon lira) çıkacak.

Beşiktaş’ın ihracat defterinde ise 2 milyon euroluk bonservis bedeliyle Bologna’ya gönderilen Gary Medel dışında oyuncu bulunmuyor.

GELENLER

Adem Ljajic: 8,75 milyon euro

Kevin Nkoudou: 5,6 milyon euro

Victor Ruiz: 4,3 milyon euro

Tyler Boyd: 3,5 milyon euro

Pedro Rebocho: 1,15 milyon euro

Douglas Pereira: 0,8 milyon euro

Muhammed Elneny: 1,75 milyon euro

Abdoulay Diaby: 1,5 milyon euro

TOPLAM: 27,35 milyon euro

TRABZONSPOR’DAN TRANSFERE 15 MİLYON EURO

Geçen sezon kiralık olarak bordo-mavili formayı giyen Caleb Ekuban’ın bonservisini alan Trabzonspor, bu transfer haricinde 16 yeni oyuncuyu kadrosuna dahil etti. Futbolculara verilen yıllık ücretler ve bonservis bedelleri düşük gibi gözükse de oyuncuların maliyeti, menajer ücretleri hariç 15 milyon avroyu (93 milyon lira) geçti. Bu çerçevede Yusuf Yazıcı’yı rekor bir ücretle (16,5 milyon euro) Fransa’nın Lille takımına gönderen Trabzonspor, bu transferden kazandığı paranın neredeyse tamamını yeni oyuncuları için harcadı.

GELENLER

Obi Mikel: 1,5 milyon euro

Caleb Ekuban: 1,75 milyon euro

Gaston Campi: 1,16 milyon euro

Alexander Sörloth: 2,25 milyon euro

Erce Kardeşler: 0,64 milyon euro

Ivanildo Fernandes: 0,84 milyon euro

Yusuf Sarı: 0,71 milyon euro

Doğan Erdoğan: 0,4 milyon euro

Ahmet Canbaz 0,125 0,1 0,225

Fıratcan Üzüm: 1,45 milyon euro

Nemanja Andusic: 0,5 milyon euro

Donis Avdijaj: 0,274 milyon euro

Salih Kavrazlı: 0,098 milyon euro

Atakan Gündüz: 0,098 milyon euro

Taha Tunç: 0,098 milyon euro

TOPLAM: 15,553 milyon euro

medyabold
Devamını Oku »