11 Mayıs 2019 Cumartesi

Atilla Yeşilada: Dolar satarak kuru düşürmeye çalışmak Türkiye adına utanç verici

Ekonomist Atilla Yeşilada, dolar/TL kurunun Türk bankaları tarafından gece yapılan dolar satışıyla düşürüldüğü haberlerine ilişkin, “New York’da birinci ağızdan doğrulattım. Türkiye adına utanç verici bir davranış” ifadelerini kullandı.

TCMB’nin arka arkaya açıkladığı üç önemli tedbire rağmen dolar/TL’de ciddi bir gerilemenin yaşanmadığını ve dolar/TL’nin 6,.0 seviyelerinden pek az gerilediğin hatırlatan Yeşilada, “Teknik göstergelerin işaret ettiği 6.40 seviyelerine çıkmasından korkan trader yorumları akşamüzeri hâlâ konuşuluyordu. Fakat gece sabaha karşı dolar/TL 6.05’e kadar düştü” dedi.

Yeşilada’nın paraanaliz.com’daki yazısı şöyle:

Gece yarısı olan bitenin ne olduğunu Bloomberg ekran abonelerine geçti.

Bloomberg ekran haberine göre olayın özeti şöyleydi:

“Asya merkezli F/X traderlarına göre Asya seansında dolar/TL düşüşü, Türk bankacılarının bankalararası platform üzerinden piyasaya girip anahtar seviyelerden spot dolar satışı ile gerçekleşti.

Satış etkinin maksimum olması için kurda likiditenin en az olduğu noktada gerçekleşti.

Dolar/TL spot düşüşü 6.15’e yakın tekliflerin karşılanmasıyla hızlandı.

Dolar/TL yüzde 2.2’ye yakın düşüşle 6.0542’ye kadar geriledi.

İşlemlere ilişkin bilgiler, konuya yakın ancak açıklama yetkisi olmayan F/X traderlarından geldi.”

Bu müdahaleye rağmen sabah saatlerinde TSİ 9.00 sularında dolar TL yine 6.13’e gelmişti. 6.20’li seviyelere göre bakıldığında bu rakam bile yüzde 1 civarında bir gerileme anlamına geliyor ama Türk piyasalarının kapalı olduğu sırada başarılan 6.05 seviyesinde de tutunulamadığının işareti.

TCMB biri TL para piyasasını doğrudan etkileyen, diğer ikisi zorunlu karşılıklarla dolaylı etkide bulunan üç karar almıştı.

Banka, zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tesis edilebilmesi imkanı azami oranını yüzde 40’tan yüzde 30’a indirmiş, yabancı para zorunlu karşılık oranlarını da tüm vade dilimlerinde 100 baz puan artırmıştı.

TCMB politika faizinin belirlendiği 1 hafta vadeli repo ihalelerine de ara verdi. Böylece 24.5’tan piyasayı fonladığı politika faiz oranı devreden çıkınca bir kısım fon ihtiyacı TCMB fonlama bandının üst limiti yüzde 25.5’tan fonlanacağı için ortalama fonlama maliyeti yükselmiş olacak.

Piyasa bunu “örtülü” bir faiz artırımı olarak niteliyor. TCMB geçtiğimiz yıl yaz sonu doların 7 TL’ye dayandığı panik günleri sonrası bundan da ileri bir adım atmış ve bankalara doğrudan geç likidite penceresinden (GLP) para vermeye başlamıştı ki onun da faizi yüzde 27.

Böylece TCMB doları, resmen politika faizini artırmadan TL’yi kısarak ve faizi yükselterek frenleme yönüne gidiyor.

uluslararası Bloomberg sitesinde TCMB’nın açıkladığı tedbirlerin niçin işe yaramadığı ve yaramayacağı tezini işleyen bir haber yayınlanmıştı. Bloomberg haberinin başlık ve spotu şöyleydi:

“Why Turkey’s Bid to Prop Up the Lira Won’t Work-Investors have little confidence that the government will let the central bank control inflation.”

Yani “Türkiye’nin lirayı yükseltme girişimi niye sonuç vermez- Yatırımcılar hükümetin merkez bankasının enflasyonla mücadele etmesine izin vereceğine pek az güven duyuyor.”

Bloomberg haberine göre TCMB’nin bir haftalık repo ihalesini bir süreliğine durdurma kararı bir “arka kapı” faiz yükseltmesiydi. Bu teknik daha önce seçimin hemen öncesindeki kur paniği sırası ve sonrası nisan ayında da uygulanmıştı.

O sırada bir süre etkili olmuş ancak daha sonra etkisini bir miktar kaybetmişti. Bloomberg haberine göre o sırada yatırımcılar buna hazırlıksız yakalanmıştı. Halbuki bu sefer habere göre traderlar böyle bir harekete hazırlıklıydılar ve borçlarını ona göre ayarlamışlardı. O nedenle de TL’nin dolara karşı değer kazanması bu tedbirlere karşı sadece yüzde 0.8 ile sınırlı kalmıştı.

Habere, daha doğrusu haberdeki yoruma göre TCMB’nin TL’yi sıkıştırma kararı ülkenin siyasi karmaşasından başı dönmüş finansal sisteme güven kazandırmakta işe yaramayacaktı.

Haber “kaçınılmaz olarak Türk parası sonuçta kaybeden olacak ve yatırımcılar açısından Türkiye çekiciliğini biraz daha kaybedecek” yorumuyla devam ediyordu.

Sık sık “haber” diyoruz ama bu Bloomberg’ün “Opinion” sayfasında yani bir yorum olarak yayınlandı sıcağı sıcağına…

Yorumcu Marcus Ashworth. Son dönemde yabancı fon yöneticileri ve medya yorumcularının Türk piyasalarına karşı belli bir önyargı ile yaklaştıkları söylenebilir. Buna rağmen dün TCMB önlemleri açıklandığında özel olarak muhalif bir tutum içinde yer aldığı söylenemeyecek Türk iktisatçılar da benzer eleştiriler getirmişlerdi.

Ekonomi yönetiminin TCMB ve kamu bankaları eliyle yaptığı müdahalelerin mi yoksa bu tür yorumların mı haklı çıkacağı ileride gözükecek. Fakat kamu bankalarının döviz satmasının aslında TCMB rezervlerinden yapıldığına ilişkin yorumlar ve bu yorumlara bu zamana kadar TCMB’nin net bir cevap veremeyişi bu satışların etkisini azalttığı kesin.

Geçenlerde kamu bankalarının bir gün içinde 400 milyon dolar sattığı söylentisi piyasalarda dolaşmış ancak bu bir habere konu olmamıştı. Daha sonra evvelsi gün yine Bloomberg bu kez Türk kamu bankalarının bir gün içinde tam 1 milyar dolar sattıkları iddialarını haberleştirmişti.

Asya piyasaları TL açısından dar piyasalar olduğundan kamu bankalarının çok büyük miktarlar sattığı düşünülmese de kullanılabilir rezervlerle daha ne kadar bu yöntemin sürdürülebileceği piyasalarda konuşulan başlıca konu olmaya başladı.

Her ne kadar gece yaşanan dolar satışları sosyal medyada “Türk bankaları Japon ev kadınlarını dövdü” türünden esprilere konu olsa da herkes soluğunu tutmuş gelecekte dolar/TL’nin nasıl hareket edeceğini takip ediyor olacak.

medyabold
Devamını Oku »

Reuters: Türk bankaları doları düşürebilmek için 4.5 milyar dolar sattı

Reuters haber ajansı, Türk kamu bankalarının TL’deki değer kaybını durdurabilmek için bu hafta içinde yaklaşık 4.5 milyar dolar sattığını yazdı.

Reuters, 4 kaynağa dayandırdığı haberinde Türk kamu bankalarının önceki gece de dolar satışını sürdürdüğünü belirtti.

Haber ajansına konuşan bir yatırımcı, Türk bankalarının Cuma gecesi 21.00-23.00 saatleri arasında “yeniden piyasalara müdahale ettiğini” ve Türk bankaların dolar satışının ABD piyasaları tamamen kapanana kadar sürdüğünü söyledi.

Reuters ve Bloomberg haber ajansları, yine Perşembe gece saatlerinde Türkiye’de piyasalar kapalıyken kamu bankalarının Asya piyasalarında işlem yaptığını ve fazla işlemin geçmediği sığ piyasada TL’yi desteklemek adına yaklaşık 1 milyar dolar satıldığını yazmıştı.

Dolar, Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Beleidye Başkanlığı seçimlerini yenileme kararının ardından TL karşısında değer kazanmaya başlamış ve Perşembe günü kur 6.25 TL seviyesine çıkarak son 7 ayın en yükseğini görmüştü.

Türk bankalarının Perşembe gecesi ve Cuma sabaha karşı yaptığı dolar satma işlemleri sonrası dolar/TL kuru Cuma gününü 5.99 seviyelerinde tamamlamıştı.

Reuters’a konuşan kaynaklar, dolar satan bankalar arasında en büyük kamu bankası olan Ziraat Bankası’nın da bulunduğunu belirtmişti.

Bloomberg haber ajansı, “Türkiye uyurken, bankaları Asya’da dolar satıp TL aldı. Yapılan işlemlerin piyasa etkisinin azami düzeye çıkarılması için Asya piyasaları kullanıldı” bilgisini paylaştı.

Reuters ise Türk bankalarının bu hafta yaptığı satışın yaklaşık 4.5 milyar dolar olduğunu duyurdu.

Dolar/TL kuru piyasaların kapalı olduğu bugün 5.98 seviyesinde.

medyabold
Devamını Oku »

Ali Koç: Türk futbolu bu virüslerden arınması lazım

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, Akhisarspor maçının ardından yaptığı açıklamada, tartışmalı Galatasaray-Çaykur Rizespor maçına ilişkin düşüncelerini paylaştı. Ali Koç “Yazık, çok yazık. Bu beceriksizlikle, küçük bir hakem hatasıyla anlatılacak durumda değil.” ifadelerini kullandı.

SİSTEMİN KOKUŞMUŞ OLDUĞUNU GÖRÜYORSUN

Maçın ardından yaptığı açıklamada, “Türk futbolunun bu virüslerden arınması lazım” diyen Ali Koç, “Türk futbolu açısından sıkıntılı bir gün geçirdik. Üzücü, endişe verici ama malumun da ilanı. Ben her zaman bu sistemin temizlenmesi gerektiğini üstüne basa basa söylüyordum. Sistemin kokuşmuş olduğunu, teknolojiye rağmen ne kadar kurgulanmış olduğunu görüyorsun. Yazık, çok yazık.” ifadelerini kullandı.

Ali Koç Türk futbolunun tüm paydaşları ile birlikte temizlenmesi gerektiğini belirtti.

TÜRK FUTBOLU AYAĞA KALKMALI

Ali Koç konuşmasının devamında şunları söyledi: “Bu beceriksizlikle, küçük bir hakem hatasıyla anlatılacak durumda değil. Türk futbolunun bu anlayıştan, bu virüslerden arınması lazım. Tablo ortada. Halkın, kamuoyunun tepkileri de ortada, sosyal medya diye bir olay var.

Sadece futbolu yönetenler değil, bu değer zinciri içindeki tüm paydaşların temizlenmesi, arınması, bu sistemin böyle devam etmemesi gerekiyor. Böyle tepkili konuşmalar da bir şey değiştirmiyor ama bence Türk futbolu ayağa kalkmalı. İnsanın olduğu yerde hata olur ama hata var, hata var. Hatadan öte bir durumdan bahsediyoruz.”

RİZE’DE YAŞANANLAR SÖZÜN BİTTİĞİ MAÇ

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “TFF, Türk futbolunda adil rekabetin, hakkaniyetin sağlanması için en önemli, sorumluluğu en yüksek olan kurumdur.” diyerek sözlerini şöyle tamamladı: “Bu gece Rize’de yaşananlar, sözün bittiği maç olsa gerek.

Ben doğru bildiklerimi, inandıklarımı anlatmaya devam edeceğim. Türk futbolunun içinde yönetimsel anlamda aktörlerin hepsinin temizlenip katma değeri, adaleti, marka değerini sağlayabilecek uzmanlar gelmeli. Çok merak ediyorum, nasıl anlatılacak bu hatalar. Yorumcular üzerilerindeki formaları çıkarıp nasıl yorumlayacak, çok merak ediyorum.”

medyabold
Devamını Oku »

Okan Buruk isyan etti: Gerçekten sahada kötü bir hakem vardı, kötü bir maç yönetti

Süper Lig’de konuk ettiği Galatasaray’a 3-2 yenilen Çaykur Rizespor’un teknik direktörü Okan Buruk, maçın hakemi Serkan Çınar’a sert tepki gösterdi, Buruk “Hepimizin kenardan, tribünden, televizyondan izlerken Türk futbolu adına herkesin üzüldüğü bir hakem sahadaydı.” ifadelerini kullandı.

HAKEM ‘İZLEYİN İZLEYİN’ DİYOR AMA BİZ BİR ŞEY GÖRMEDİK

Okan Buruk, basın toplantısına karşılaşmada ayağı kırılan Emre Akbaba’ya ‘Geçmiş olsun’ diyerek başladı. Buruk, “2-1 öne geçtikten sonra kazanmaya yakın olan taraftık” diyerek şöyle devam etti: “Çok erken 10 kişi bırakıldık. Devamında öne geçtik. Daha sonra verilen penaltının, penaltı olduğunu görmedik. Maçtan sonra hakem hepimize ‘İzleyin, izleyin.’ dedi. İzleyince de açıkçası hiçbir şey görmedik.

VAR ekranında hakemlere başka bir şey mi gösteriliyor yoksa bizim televizyonda izlediklerimizle ikisi aynı şey mi? Bunu sorgulamak gerekiyor. Bu kadar önemli maçın hakeminin uzun süre görev almamış, daha sonra yeni MHK ile görev almaya başlayan Serkan Çınar olmaması gerekirdi.”

Okan Buruk hakemlerin Avrupa’ya gitme haklarını çaldıklarını söyledi.

VAR’DA HAKEMLER EKRANA BAKTIKLARINDA GÖRMÜYOR

Her şeye iyi niyetle yaklaştıklarını aktaran Okan Buruk, “Hakem bugün gerçekten kötü maç yönetti, kötü kararlar verdi. Galatasaray’ın galibiyetini gölgelemek istemiyorum. Sonuçta 3-2 kazanmış bir takım var sahada, tebrik ediyorum ama gerçekten sahada çok kötü bir hakem vardı. Hepimizin kenardan, tribünden, televizyondan izlerken Türk futbolu adına herkesin üzüldüğü bir hakem sahadaydı.

EN BÜYÜK SORUMLUSU MHK’DIR

Sonuçta bu atamayı yapan bir Merkez Hakem Kurulu (MHK) var. Bunun en büyük sorumlusu da MHK olacaktır. Onlar da inşallah Türk futbolu için, Türk futbolunun ve hakemlerinin gelişimi için üstüne düşeni yapar.

Cüneyt Çakır markasını gururla izliyoruz ama VAR’da hakemler, ekrana baktıkları halde göremiyor. Bence Türk futbolundaki en büyük sıkıntı bu. Kaybettiğimiz için üzgünüz. Galatasaray’ı kutluyorum. Onlar da mücadele etti biz de mücadele ettik.

Bir takım kazanacaktı. Biz de Avrupa hayalimizi özellikle ikinci yarıda hakem hatalarıyla yitirdiğimiz maçlarla kaybetmiş bulunuyoruz. Onlara da teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Tecrübeli çalıştırıcı Türkiye’de her şeyin değiştiğini ancak hakemlerin bir türlü değişmediğini dile getirdi. 

TÜRKİYE’DE DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY HAKEMLER

Yapılan yanlışların hesabını verecek insanların olduğunu kaydeden başarılı teknik adam, “Bir yanlış yapılıyorsa bunun hesabını verecek insanlar var. Hocalar yanlış yapıyor, hocaların görevine son veriliyor. Başkanlar yanlış yapıyor, onların görevine son veriliyor veya istifa ediyorlar. Hata yapan futbolcu yedek kalıyor, bekliyor, değişiyor. Türkiye’de değişmeyen tek şey hakemler.

Hiç ileriye gitmeden hep geriye giderek Türk futbolunun içerisinde belirleyici olmak durumunda kalıyorlar. Bugün kötü bir hakem vardı. Kötü bir hakemin böyle bir maça verilmesi, en büyük yanlış bu. Bunun da faturasını ödeyecek olan MHK’dır.” dedi.

ÜÇ MAĞLUBİYET ÜÇÜ DE NOKTA ATIŞI

Okan Buruk, hayallerinin hatalarla ellerinden alındığını savunarak, “Bir maçta VAR çizgisi gitti, bir maçta ofsayt olan pozisyonda penaltı verdiler. Üç mağlubiyet aldık, 3’ünde de nokta atışı var. Hakemler de bilmiyor diyelim. Görerek insan karar veremiyorsa bilmiyorlar demektir. Çok fazla söyleyecek bir şey yok. Hedeflerimiz, hayallerimiz vardı ama böyle hatalarla elimizden alınması bizi üzüyor. İnşallah bir sonraki seneye diyelim.” şeklinde düşüncelerini aktardı.

medyabold
Devamını Oku »

Ayşe öğretmen hatırlattı: 700’den fazla çocuk annesiyle cezaevinde

Diyarbakır’dan üç yıl önce telefonla katıldığı televizyon programındaki konuşmasında, ‘terör örgütü propagandası yaptığı’ gerekçesiyle yargılanıp, 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan tutuklu öğretmen Ayşe Çelik, hakkında Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararı vermesinin ardından 9 Mayıs’ta tahliye edilmişti.

T24’e konuşan Ayşe Çelik, “Çocuklar ölmesin” sözlerinin arkasında olduğunu ifade etti.  Cezaevine yeniden girdiği gün tek kaygısının kızı Deran olduğunu söyleyen Ayşe öğretmen cezaevinde annesiyle kalan 700 çocuğu hatırlatarak şöyle konuştu:

“Kızım tekrar annesiz kalacaktı. Beni tanıyor, yürümeye başlamıştı. Benden 1 dakika bile ayrılamayan yavrum annesiz nasıl yapar diye düşündüm. Ne yapacağıma zor da olsa karar vermeye çalışıyordum. Cezaevi şartları yetişkinler için ağırken bir çocuğun özellikle sağlık sorunları olan bir bebeğin orada kalması ciddi sorunlar barındırıyordu. Hasrete katlanmak zordu ama kızımın hem psikolojisi hem de sağlığı açısından bunu yapmam gerekiyordu. Elbet bu kara günler geçer diye de umudumu diri tutuyordum. Fakat annesiz kalan sadece Deren değil. 700’den fazla çocuk annesi ile cezaevinde. Ve sayısını bilmediğim çocukların ise anneleri cezaevinde…”

BEYAZIT ÖZTÜRK ARAMADI

“Demokratik siyaseti benimseyen siyasetçiler, sanatçılar, aktivistler, kadınlar, öğrenciler, aydınlar, cesur gazeteciler, avukatlar, anneler her zaman yanımda oldular. Beyazıt Öztürk arama cesaretinde bulunamazdı. Çünkü kendisi zaten özür dileyerek ne yapıp ne yapmayacağını bize göstermişti. Aslında şu anda ne düşündüğünü merak etmiyor değilim. Bu yaşadıklarımızı (kızımla) görünce vicdanı sızlamış mı, başını yastığa rahat koymuş mudur diye ben de merak ediyorum. Çünkü ortada özür dilenecek bir durum yoktu. Ve ben gerçek bir öğretmenim bunu biliyor mu? Ben kimsenin hayatını olumsuz bir şekilde etkilemek istemedim. Ama kendisine karşı asla bir kinim, nefretim bulunmamaktadır. Bu soruların gerçek cevabı ancak Beyazıt beyin açıklamalarıyla ortaya çıkacaktır.”

TERÖRİST İLAN EDİLDİM

“Bu davadan sonra hayatım tepetaklak oldu. Çok değerli insanların yanımda oluşu bu olumsuz durumu olumlu hale getirdi diyebilirim. Evet, şimdilik çalışmıyorum, ‘ terörist’ ilan edildim. Hayatım olağan akışının dışına çıktı. Bazı insanlar Ayşe öğretmen olduğumu öğrendikten sonra ön yargılı yaklaşıp acımasızca eleştirip, hakaret ettiler. Ama ben hep umutluydum. Daha güzel günlerin yaşanacağını biliyorum.”

NE OLMUŞTU?

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde görev yapan Ayşe Çelik, 3 yıl önce telefonla katıldığı Beyaz Show isimli programda yaptığı konuşma sebebiyle, hakkında terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. 1 yıl 3 ay ceza hapis cezası alan Çelik, 20 Nisan 2018’de 6 aylık kızı Deran ile birlikte cezaevine konulduktan sonra 4 Mayıs’ta tahliye edilerek infazı 6 ay süreyle iki kez ertelendi. 18 Nisan 2019 tarihinde erteleme süresi dolduğu için adliyeye giden Ayşe Çelik, tekrar tutuklandı. Çelik’in avukatları tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru 9 Mayıs’ta karara bağlandı. Anayasa Mahkemesi, öğretmen Ayşe Çelik hakkında ifade özgürlüğü ihlali ve 5 bin 500 TL tazminat ödenmesine karar verildi. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararın ardından Çelik, tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Kapılı Ceza İnfaz Kurumu’ndan tahliye edildi.

kronos
Devamını Oku »

Sosyal medya bu videoyu konuştu: Nerede O Eski Ramazanlar?

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir video paylaştı. Türkiye’deki ekonomik kriz ve gıda fiyatlarındaki yükseliş, 31 Mart seçimleri öncesinde AKP hükümetine yönelik sert eleştiriler yöneltilmesine neden olmuştu. Yerel seçimler sonrasında da gıda fiyatlarındaki yükseliş devam etti. Öyle ki, gıda fiyatlarındaki artış sonrasında AKP, İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok Büyükşehir’i 31 Mart seçimlerinde kaybetmişti.

SP lideri Karamollaoğlu da, 10 Mayıs 2018 ile 10 Mayıs 2019 tarihleri arasında gıda fiyatlarındaki yükselişi gösteren videoyu, “Nerede O Eski Ramazanlar!”mesajıyla paylaştı. Karamollaoğlu’nun paylaştığı videoya göre, 1 yıl içinde; kuru soğan fiyatı yüzde 243, lahana yüzde 211, pırasa yüzde 210, patates yüzde 200, sivri biber yüzde 166, domates yüzde 154, havuç yüzde 101, salatalık yüzde 92, patlıcan yüzde 88, kabak yüzde 87, marul yüzde 75, tavuk yüzde 60 oranında zamlandı.

kronos
Devamını Oku »

Fenerbahçe moral buldu, Akhisar lige veda etti

Süper Lig’de Fenerbahçe ligin son sırasında yer alan Akhisarspor’u ağırladı. Sarı-Lacivertli takım maçı 2-1 kazanırken konuk Akhisar ligden düşen ilk takım oldu.

Fenerbahçe’nin gollerini Soldado ve Dirar kaydetti. Akhisar’ın golünü ise Barbossa attı. Sarı-Lacivertli takımda Soldado penaltı atışından faydalanamadı. Bu galibiyetle Fenerbahçe puanını 40’a çıkararak 10. basamağa yükseldi. Akhisarspor ise 25 puanda kalarak ligin bitmesine iki hafta kala Süper Lig’e veda etti.

FENERBAHÇE OYUNA HAKİM OLDU

Fenerbahçe maçın başlangıcı itibariyle oyuna hakim oldu. Akhisar’ın geride beklemeyi tercih etmesi de Sarı-Lacivertli takımın oyunu öne taşımasında etkili oldu. 28’de de Fenerbahçe golü buldu.

Isla’nın sağ kanattan ortaladığı topa ön direkte Dirar yükseldi ancak topa müdahale edemedi. Kaleci Fatih’in müdahalesi de kısa düşünce top Soldado’nun önünde kaldı. Golcü oyuncu topu direk küaleye göndererek skoru 1-0’a getirdi.

Fenerbahçe Dirar ve Soldado’nun golleri ile Akhisarspor’u 2-1 yendi.

DİRAR’IN GOLÜ FARKI AÇTI

Fenerbahçe golü bulunca Akhisar’ın toparlanmasına da izin vermedi. İlk golden hemen iki dakika sonra 30’da bu sefer Dirar fileleri havalandırdı. Hasan Ali’nin ters topunu Isla sağ kanattan dışarıya doğru çıkardı. Ceza alanı ön çizgisinde bulunan Dirar’ın topu kaleye göndererek skoru 2-0 yaptı.

Oyunun hakimiyetini elinde bulunduran Sarı-Lacivertli takım 39’da penaltı kazandı. Dirar’ın penaltı noktası üzerinden attığı şut Güray Vural’ın koluna çarptı. Hakem penaltı noktasını gösterdi. Akhisar ise pozisyona itiraz etti. VAR incelemesi sonrası karar değişmedi.

SOLDADO PENALTIYI KAÇIRDI

Penaltı atışını 42’de Soldado kullandı. Skorun 3-0 olması beklenirken Akhisar kalecisi Fatih Öztürk, golcü oyuncunun atacağı köşeyi iyi tahmin etti. Topu kornere çelmeyi başardı.
Penaltı sonrası ilk yarının usatma bölümü oynanırken Akhisar’ı umutlandıran gol geldi. Bokila’nın pasıyla sağ kanattan savunma arkasına kaçan Aykut, topu içeri çevirdi. Ön direkte bulunan Barbosa’nın vuruşu ile skor 2-1’e geldi. Bu ilk yarının da sonucu oldu.

Fenerbahçe’de 11’inci dakikada sakatlanan Mehmet Topal’ın yerine Moses oyuna dahil oldu.

AKHİSAR TUTUNAMADI

İlk yarının uzatma dakikalarında golü bularak umutlanan Akhisarspor, Maçın ikinci yarısında etkili olmaya çalıştı. Ancak Ege temsilcisi kendisine gerekli olan golleri bulamadı.
Fenerbahçe maçın ikinci yarısında kendisini çok zorlamadı. Bulduğu bir kaç pozisyonda ise Akhisar file bekçisi Fatihn Öztürk farkın açılmasına izin vermedi. Mücadele Fenerbahçe’nin 2-1 üstünlüğü ile biterken Akhisarspor’da Süper Lig’e veda eden ilk takım oldu.

MAÇ KADROSU

Fenerbahçe: Harun Tekin, Isla, Serdar Aziz, Skrtel, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal (Dk. 11 Moses), Jailson, Dirar, Eljif Elmas (Dk. 84 Tolgay Arslan), Valbuena (Dk. 88 Ayew), Soldado

Akhisarspor: Fatih Öztürk, Vrsajevic, Rotman, Caner Osmanpaşa, Güray Vural, Zeki Yavru (Dk. 84 Serginho), Sissoko, Manu, Aykut Çeviker (Dk. 67 Eray Ataseven), Barbosa, Bokila (Dk. 75 Cikalleshi)

Goller: Dk. 28 Soldado, Dk. 30 Dirar (Fenerbahçe), Dk. 45+3 Barbosa (Akhisarspor)

Sarı kartlar: Dk. 39 Güray Vural, Dk. 75 Bokila, Dk. 78 Eray Ataseven (Akhisarspor), Dk. 75 Serdar Aziz, Dk. 79 Eljif Elmas, Dk. 81 Jailson (Fenerbahçe)

Stat: Ülker

Hakemler: Abdulkadir Bitigen, Mehmet Cem Satman, Mustafa Savranlar

 

medyabold
Devamını Oku »

Recent Push-Back Policies of Greek Government and Turkish Refugees

Devamını Oku »

Fatih Terim: Bir fırsat verdi Allah

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, 3-2 kazandıkları Çaykur Rizespor maçının ardından açıklamalarda bulundu ve iki kupa hedeflerinin devam ettiğini ifade etti. Fatih Terim, 3-2 kazandıkları maçta Emre Akbaba’ya üzüldüklerini belirtti.

Fatih Terim haftalar önce söylediği “8’de kapanır 18’de” sözleri hakkında, “8 de, 18 de kapanır meselesinde, şahsi kanaatim odur ki, çok kişi inanmadı. Matematiksel olarak olayın içindeyseniz, bir umut var demektir. Vazgeçmemiz mümkün değil tabii ki ama ben onu çok içimden, ciğerimden söyledim” ifadelerini kullandı.

EMRE AKBABA İÇİN ÇOK ÜZGÜNÜM

Emre Akbaba hakkında konuşan Terim, “Emre Akbaba için çok üzgünüm, çok moralimiz bozuk! Bir sezonda iki defa sakatlık yaşamak çok kötü bir durum, Allah beterinden saklasın” dedi.

Rizespor gibi evinde çok baskılı bir takımı yenmenin kolay olmadığını ifade eden Terim, “Olabilecek sakinlikte olmaya çalıştık, zaten sakin geldik. Maç boyunca da oyunu sakin oynadık.

Kopması gereken yerde oyun kopmadı, ilk penaltı gol olsa maç farklı bir senaryoyu getirecekti. Çaykur Rizespor çok iyi bir takım ve özellikle evinde çok baskılı oynuyor ve her takımı yenebilecek durumda” şeklinde konuştu.

İKİ KUPA İÇİN HAZIRLIKLI OLMALI

İki kupa hedeflerinin devam ettiğinin altını çizen Terim, “Bütün senenin yorgunluğunu, emeğini sonunda kupayla taçlandırabileceğimiz bir fırsat verdi Allah. Önce kupaya gideceğiz, sonra lige döneceğiz. Bu ne fiziken kolay ne de psikolojik olarak kolay ancak Galatasaray büyük bir camia ve buna hazırlıklı olmalıdır” ifadelerini kullandı.

medyabold
Devamını Oku »

Emre Akbaba herkesi ağlattı, sağ ayakta kırık var

Süper Lig’in 32. haftasında deplasmanda Çaykur Rizespor ile karşılaşan Galatasaray’da Emre Akbaba sakatlık geçirdi.
Çaykur Stadı’nda oynanan maçın 61. dakikasında Ryan Donk’un yerine oyuna dahil olan Emre Akbaba, 70. dakikada Braian Samudio ile girdiği ikili mücadelede sakatlandı.

Oyuna yeni giren Emre Akbaba’nın ayağı kırıldı.

HASAN ŞAŞ KULÜBEYİ UYARDI

Emre’nin yerde kalmasıyla sahaya giren Galatasaray sağlık ekibi, 26 yaşındaki futbolcuya müdahale etti. Bu sırada Galatasaray Yardımcı Antrenörü Hasan Şaş, Emre’nin sağ kaval kemiğinin kırıldığını kenar yönetimine işaret etti. Emre’nin durumunu gören iki takım futbolcuları, saha içinde büyük üzüntü yaşadı. Oyuncular sonrasında gözyaşlarını da tutamadı.

İlk müdahalesi saha içinde yapılan genç oyuncu Ambulansla hastahaneye götürüldü.

AMBULANSLA HASTANEYE GÖTÜRÜLDÜ

Emre Akbaba, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye götürüldü.Pozisyonu Video Yardımcı Hakem (VAR) sisteminden yeniden inceleyen hakem Serkan Çınar, Braian Samudio’ya kırmızı kart gösterdi.
Genç futbolcu, Süper Lig’in 7. haftasında Büyükşehir Belediye Erzurumspor ile oynanan maçta sakatlanmış ve 4,5 ay sahalardan uzak kalmıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Galatasaray, Rize’de şampi…

Başakşehir’in arka arkaya puan kayıpları yaşamasıyla aradaki puan farkını kapatan, geçen hafta 2-0 kazanılan Beşiktaş derbisinin ardından averajla liderlik koltuğuna oturarak moral üstünlüğü ele geçiren Galatasaray, Süper Lig’in 32. haftasında ilk beş hesapları yapan Rizespor’a konuk oldu. Rakibiyle 39. kez karşı karşıya gelen Sarı-Kırmızılı ekip, bu maçlarda 25. galibiyetini elde ederek büyük bir sevinç yaşadı. Galatasaray, Rizespor’a 7. kez kazanma şansı vermedi.

FEGHOULİ, TAKIMINI ÖNE GEÇİRDİ

Galatasaray, 9. dakikada Feghouli’nin golüyle öne geçti. Orta sahada Musa Çağıran’dan topu kapan Ryan Donk, hızla ilerleyerek pasını sol kanattaki Onyekuru’ya aktardı. Onyekuru, ceza alanına girerek son çizgiye inmeden topu Feghouli’ye gönderdi. Sofiane Feghouli’nin ceza sahası çizgisinin hemen önünde sol ayak içiyle topun gelişine yaptığı vuruşta top kaleci Gökhan’ın solundan ağlarla buluştu: 0-1.

Galatasaray, 37. dakikada penaltı kazandı. Abarhoun’un Marcao’ya ceza alanı içinde yaptığı müdahale sonrasında hakem Serkan Çınar, VAR sistemi uyarısıyla pozisyonu inceleyerek penaltı noktasını gösterdi. Topun başına geçen Diagne, topu direğe nişanlayarak takımını iki farklı öne geçirme fırsatını değerlendiremedi.

Maçın 45. dakikasında Rizespor, Vedat Muriqi’in golüyle eşitliği yakaladı. Fernando Boldrin’in pasında Luyindama’dan seken topu önünde bulan Muriqi, rakiplerini ekarte ederek hafif sol çaprazdan vuruşunu yaptı ve topu Muslera’nın solundan ağlarla buluşturdu: 1-1. İlk yarı bu skorla sona erdi.

BİR KİŞİ EKSİK RİZE ÖNE GEÇTİ

Rizespor, 72. dakikada bir kişi eksik kaldı. Emre Akbaba’nnın, Samudio’yla girdiği ikili mücadele sonrasında ayağından yaşadığı ciddi sakatlık sebebiyle oyun bir süre durdu. Hakem Serkan Çınar, VAR sistemi yardımıyla pozisyonu inceleyerek Samudio’yu doğrudan kırmızı kartla oyun dışı bıraktı.

Karşılaşmanın 76. dakikasında bir kişi eksek olan Rizespor, Aminu Umar’ın golüyle öne geçti. Vedat Muriqi’in ara pasıyla ceza alanında topla buluşan Fernando Boldrin, sağ çaprazdan vuruşunu yaptı ve Muslera topu kurtarmayı başardı. Dönen topu iyi takip eden Aminu Umar’ın vuruşunda top ağlarla buluştu: 2-1.

GALİBİYET GOLÜ DİAGNE’DEN

Bu skorla şampiyonluk şansını riske sokan Galatasaray, son anlarda gol için bastırdı. Bu baskı, 90. dakikada sonuç verdi. Chidozie Awaziem’in Onyekuru’ya ceza alanı içinde yaptığı müdahale sonrasında hakem Serkan Çınar, VAR yardımıyla pozisyonu inceleyerek penaltı noktasını gösterdi. İlk yarıda bir penaltı kaçıran Diagne, tekrar topun başına geçti. Vuruşunda bu kez ağları sarsan Senegalli golcü, bu sezonki 12. penaltı golünü atarak beraberliği sağladı: 2-2.

MAÇIN SONUNA 12 DAKİKA İLAVE

Hakem Serdar Çınar, maçın sonuna 12 dakika ilave etti. Galatasaray, uzatma bölümlerinde Diagne ile bir gol daha bularak 3-2 öne geçti. Diagne’nin golünde asisti Feghouli yaptı. Kalan bölümde başka gol olmayınca Galatasaray, çok zorlandığı Rize deplasmanından 3 puanla dönmeyi başararak derin bir nefes aldı.  Lider Galatasaray, önümüzdeki hafta kendi evinde Başakşehir’i yendiği takdirde şampiyonluğunu ilan edecek.

kronos
Devamını Oku »

Serbest bırakılan gazeteci Canan Coşkun’dan Cumhuriyet’e tepki

Dün gözaltına alınıp bugün serbest bırakılan Cumhuriyet Gazetesi eski çalışanı Canan Coşkun, haberini yapan Cumhuriyet Gazetesi’ne Twitter hesabından tepki gösterdi.

Canan “Haberiniz yanlış. Şöyle olması gerekiyordu: Canan Coşkun, gazetemizde yayımlanan haber nedeniyle 12 bin 600 TL para cezasına çarptırılmıştı. Gazetemiz ödemesi gereken bu parayı ödemediği için Coşkun, geceyi karakolda geçirdi. Hâkim karşısına falan da çıkarılmadım, uydurmayın” dedi.

Canan Coşkun’un, hakim ve savcılara lüks konut satışına ilişkin yaptığı haber nedeniyle verilen 12 bin 600 liralık para cezasının infazı için çıkarılan yakalama kararı nedeniyle gözaltına alınmıştı.

Coşkun para cezasını dostları toplayıp ödediği için serbest kaldığını da böyle duyurmuştu.

Canan Coşkun’un avukatı ise “Para cezasını ödeyebilmemiz için tebligatın gelmesi lazım, normalde tek seferde ödemeyecektik. 20 eşit takside bölmüşlerdi. Tebligat önce Cumhuriyet’e gitmiş ama ‘Canan Coşkun artık burada çalışmıyor’ denilerek teslim alınmamış” açıklamasını yapmıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Galatasaray Rize’de üç puanı uzatmalarda buldu

Süper Lig’in 32’inci haftasında lider Galatasaray, Rizespor’a konuk oldu. Sarı-Kırmızılı takım uzatma dakikalarında bulduğu gollerle maçı 3-2 kazanmayı başardı. Mbaye Diagne bir penaltıdan yararlanamazken ev sahibi takım mücadeleyi 10 kişi tamamladı. Karşılaşma her iki takıma da gitti geldi. Son sözü yine Diagne  90+7’de attığı golle söyledi. Emre Akbaba’nın ciddi sakatlığı herkesi üzdü.

Galatasaray’ın gollerini Feghouli ve biri penaltıdan olmak üzere Diagne’den(2) geldi. Rizespor’un gollerini ise Muric ve Aminu kaydetti. Sarı-Kırmızılı takım puanını 66’ya çıkartarak liderliğini sürdürürken Rizespor ise 40 puanda kaldı.

Feghouli’nin attığı golle Galatasaray maçın başında 1-0 öne geçti.

GALATASARAY FEGHOULİ İLE ÖNE GEÇTİ

Maça iki takımda oldukça istekli başladı. Karşılıklı gol denemelerinin ardından Galatasaray, Feghouli ile skoru 1-0 yaptı. 9’uncu dakikada konuk Sarı-Kırmızılı takım Ryan Donk ile hızlı çıktı. Onyekuru’nun pası ile buluşan Feghouli düzgün bir vuruşla skoru Galatasaray lehine 1-0’a getirdi.

Erken gelen gol iki takımında oyun anlayışlarını revize etmelerine neden oldu. Rize daha çok adamla öne çıkarken, Galatasaray hızlı ataklarla özellikle de Onyekuru ile farkı açmaya çalıştı.

RİZE’NİN TOPU DİREKTEN DÖNDÜ

Rizespor çok adamla ileri çıkmasının karşılığını pozisyon olarak buldu. Ancak beraberlik fırsatlarını kullanamadı. 31’de de kazanılan serbest vuruşta Moroziuk topu barajdan geçirse de direğe takıldı. Galatasaray ise bu bölümde bulduğu pozisyonları kullanamadı. 35’te Diagne kaleci ile karşı karşıya kalmasına rağmen çok müsait durumda topu gole çeviremedi.

Onyekuru Galatasaray’ın çalışkan isimlerinden biriydi

VAR KARARI İLE PENALTI

Galatasaray maçın 37’inci dakikasında penaltı kazandı. Kullanılan köşe vuruşu sonrası Rizespor ceza sahası karıştı. Yerde kalan oyuncalar sonrası VAR devreye girdi. Aberhoune’un Marcao’yu eliyle durdurduğu gerekçesiyle hakem penaltı noktasını gösterdi.

39’da atışı kullanan Diagne penaltı vuruşundan yararlanamadı. Direkten dönen topu Diagne yeniden tamamladı. Kural gereği direkten gelen topa dokunduğu için hakem Serkan Çınar ofsayt gerekçesiyle oyun durdu ve topu Rizespor’a verdi.

KAÇAN PENALTI GALATASARAY’I OYUNDAN DÜŞÜRDÜ

Diagne’nin kaçırdığı penaltı Galatasaray’ı oyundan düşürdü. Rizespor orta sahayı kolay geçip gol aramaya başladı.

İlk yarının bitimine dakikalar kala, Vedat Muric beraberliği sağladı. 45’te paslaşarak ceza sahasına giren Muric, çaprazdan yaptığı vuruşla bu sefer Muslera’yı mağlup ederek skoru 1-1’e getirdi.

Galatasaray maçın uzatma bölümünde bulduğu iki golle maçı kazanmayı bildi.

GÖKHAN GEÇİT VERMEDİ

Maçın ikinci yarısının ilk 15 dakikalık bölümü karşılıklı ancak sonuç vermeyen ataklarla geçerken 63’te Mariano topla birlikte savunmadan ileri çıktı. Feghouli’nin dışarı çıkardığı topu gelişine kaleye vurdu. Kaleci Gökhan topu çıkırdı. Hemen arkasından Diagne yine fırsatı yakaladı attığı sert şutu yine Gökhan çelmeyi başardı. 67’de kullanılan köşe vuruşunda Samudio’nun kafa şutu direkten döndü.

EMRE AKBABA SAKATLANDI SAMUDİO KIRMIZI GÖRDÜ

Karşılaşmanın 70’inci dakikasında Emre Akbaba sakatlandı. Samudio’nun müdahalesi sonrası Emre Akbaba’nın ayağının kırıldığı belirtildi. Yarıdımcı antrenör Hasan Şaş Galatasaray kulübesine kırık şeklinde bilgi verdi. Hakem Serkan Çınar sonrasında Samudio’ya kırmızı kart gösterdi. 74’ten itibaren ev sahibi ekip maça 10 kişi devam etti.

10 KİŞİ KALAN RİZE GOLÜ BULDU

76’ıncı dakikada Rizespor hızlı çıkarak Galatasaray’ı eksik yakaladı. Boldrin’in taşıdığı topla ceza sahasına girerek sert bir şut çekti. Muslera topu çelmeyi başardı. Penaltı noktasına açılan topu takip eden Umar Aminu topu tek vuruşla ağlara göndererek skoru 2-1’e getirdi.

10 kişi kalan Rizespor 2-1 öne geçmesine rağmen bu üstünlüğünü koruyamadı.

BİR PENALTI DAHA

Galatasaray 88’de bir penaltı daha kazandı. Ceza sahası içinde Onyekuru yerde kaldı. İtirazlar sonrası yapılan VAR incelemesi sonrası hakem Serkan Çınar penaltı noktasını gösterdi. Sinan Gümüş ile Diagne arasında atışı kullanma tartışması çıktı. Son karar olarak Diagne penaltıyı kullanarak skoru 2-2’ye getirdi.

DİAGNE KAFAYLA GOLÜNÜ ATTI

Penaltı atışında Sinan Gümüş ile tartışan Diagne bu sefer takımını 3-2 öne geçiren golü kaydetti. 90+7’de Feghouli’nin ortasını iyi takip eden Mbaye Diagne takımının 3’üncü kendisinin 2’inci golünü Rizespor ağlarına gönderdi.

12 dakikalık uzatmanın ardından Galatasaray kritik deplasmandan üç puanla dönmeyi başardı.

medyabold
Devamını Oku »

Turkey had highest request for content removal on Twitter

Twitter announced in its latest transparency report that Turkey has been the most active country in demanding the removal of Twitter content over the last six months of 2018, according to a news report by BBC Turkish.

In its 14th biannual transparency report published on May 9, Twitter said that 74 percent of the legal requests to remove Twitter content originated from Turkey and Russia between July 1 and December 31, 2018.

According to the report, Turkey had 9,155 Twitter content removal demands with 597 court orders and 4,417 other legal requests during that time period.

“We filed 127 legal objections with Turkish courts in response to 597 court orders on the grounds that these orders did not comply with the principles of freedom of speech, freedom of the press, and/or did not specify the content at issue,” Twitter said, referring to Turkey’s content removal requests. “Two of these 127 objections were accepted, and one was partially accepted,” the company added.

Turkey has been sending the highest number of content removal requests to Twitter since 2014, followed by Russia with 3,344 requests, 46 percent of which were removed from Twitter.

The social media company accepted only four percent of Turkey’s content removal demands, suspending 72 accounts and deleting 355 tweets.

“We received legal demands relating to 27,283 accounts from 47 different countries, including Bulgaria, Kyrgyzstan, Macedonia, and Slovenia for the first time,” Twitter stated.

Turkey also ranked 7th among all countries on Twitter that demanded information on Twitter accounts, with a total of 512 information requests. The company announced that it has never responded to that kind of request from Turkey.

In 2012, when Twitter first started publishing transparency reports, Turkey requested information on only one account. The number of information demands from Turkey increased sharply over the six years since inception.

The United States, Japan, the United Kingdom, India, Germany, and France are the other six countries that request most account information from Twitter.

The company stated in the report that a total of 166,513 accounts were suspended for violations related to the promotion of terrorism during the six-month period.

“Of those suspensions, 91% consisted of accounts flagged by internal, purpose-built technological tools. The trend we are observing year-on-year is a steady decrease in terrorist organizations attempting to use our service,” Twitter claimed.

Over the same period, the company also suspended a total of 456,989 unique accounts for violations related to child sexual exploitation.

Survey: In 2018, Turkey Blocks Access to 2,950 Online News Stories

The post Turkey had highest request for content removal on Twitter appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/05/11/turkey-had-highest-request-for-content-removal-on-twitter/
Devamını Oku »

Court rules for continuation of anti-government preacher’s detention

An Adana court ruled for the continuation of the detention of Alparslan Kuytul, chairman of a religious foundation in Turkey who is a government critic, according to a report by the T24 news portal on Friday.

The Adana 4th High Criminal Court ruled on Friday for the continuation of Kuytul’s detention in the Bolu F-Type Prison.

The preacher, who is also the leader of the Furkan Foundation, has been a fierce critic of President Recep Tayyip Erdogan and his Justice and Development Party (AKP) in his speeches since 2014.

Furkan Foundation is an establishment of a religious community that has been openly operating in Turkey since 1994.

In February 2018, Kuytul was detained for the first time for allegedly spreading the propaganda of the outlawed Gulen movement and Kurdistan Workers’ Party (PKK).

If convicted, Kuytul faces a sentence of 20 years in prison on charges that include spreading propaganda of a terrorist organization.

The religious foundation leader took part in the hearing via an online video conference system called SEGBIS, and defended himself against the charges, demanding his acquittal. However, the court ruled on Friday to keep him in custody pending trial.

Members of the Furkan Foundation gathered around the courthouse in Adana on Friday, demanding the release of Kuytul, who has been in prison for 455 days.

The Adana Governor’s Office banned gatherings, press meetings, sit-in protests and the like in the city on May 10, 11, and 12, according to a news report by the Evrensel daily on Friday.

Armored vehicles and water cannons were present in several locations in the city center so that the police could intervene in the event of protests by members of the foundation.

A large group of the Furkan Foundation’s members who gathered around the courthouse gave a press statement after waiting several hours. The crowd continued to wait around the courthouse after giving their statement, despite police warnings for them to leave the area.

Police officers then intervened and detained one of the members.

Following an attempted coup targeting Erdogan and his AKP in July 2016, the Turkish government has jailed its critics on terrorist propaganda charges, using speeches, social media posts and newspaper columns as evidence.

Pro-Kurdish reporter being held hostage at Silivri prison – report

The post Court rules for continuation of anti-government preacher’s detention appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/05/11/court-rules-for-continuation-of-anti-government-preachers-detention/
Devamını Oku »

Bahçeli’ye yanıt, Can Yılmaz’dan geldi: Ben Cem Yılmaz’ı kardeşim gibi severim…

Ünlü komedyen Cem Yılmaz için “Bundan sonra sevemem” açıklaması yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yanıt Can Yılmaz’dan geldi. Ünlü komedyenin kardeşi Can Yılmaz, “Ben Cem Yılmaz’ı kardeşim gibi severim…” dedi.

Devlet Bahçeli, “Her şey çok güzel olacak” sloganı etrafında buluşan sanatçılara tepki göstermiş, güldürü sanatçısı Cem Yılmaz hakkında da açıklama yapmıştı.

“Herkes Cem Yılmaz Bey’i sever ve çok güler” diyen Bahçeli, “Ben ise onu görünce önce bir elbiseni değiştir derim. Kravat tak, hatta takma başka bir şeyler yap. Belediye seçiminde oy vereceksen git ver ama sana yönelmiş sevgiyi siyaseten istismar edip hepimizin alerjisini toplamaya vesile olma. Yüzde 49’u sevebilirsin ama yüzde 51’e de saygı duy. Ben, Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevemem” ifadelerini kullanmıştı.

Ünlü Komedyen Cem Yılmaz’ın ağabeyi sosyal medyadan Devlet Bahçeli’ye cevap verdi. Can Yılmaz Twitter’dan “Ben Cem Yılmaz’ı kardeşim gibi severim…” dedi.

Bahçeli’nin ‘artık sevemem’ dediği Cem Yılmaz’ın sevenleri sosyal medyayı salladı

medyabold
Devamını Oku »

Demirağ’a saldırı İsmail Saymaz’ı isyan ettirdi: ‘Devlet nerede’

Gazeteci İsmail Saymaz saldırıya uğrayan meslektaşı Yavuz Selim Demirağ’ın hastanedeki görüntüsünü de paylaşıp ‘devlet nerede’ diyerek isyan etti.

Yeniçağ yazarı Demirağ’ın evinin önünde pusuya düşürülerek beyzbol sopalarıyla dövüldüğünü söyleyen Saymaz: ‘Bu alçak saldırıyı nefretle kınıyorum. Kılıçdaroğlu ile başlayan şiddet Demirağ ile devam ediyor. Sırada kim var diye bekleyecek miyiz? Devlet nerede?’ dedi.

Saymaz GATA’da tedavi altına alınan Demirağ’ın bir fotoğrafını da paylaştı. Demirağ’ın sargılı olan başına ağır darbeler aldığı görülüyor.

Yeniçağ Gazetesi yazarı ve Türkiyem TV program yapımcısı gazeteci Yavuz Selim Demirağ, dün gece kimliği belirsiz kişiler tarafından evinin önünde saldırıya uğramış, başına aldığı darbeler sonrası GATA’ya kaldırılmıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Zehra Doğan, sokağa çıkma yasağı döneminde yıkılan şehirleri Tate Modern’e taşıyacak

Dünyanın en prestijli müzelerinden Tate Modern, 21-25 Mayıs arasında gazeteci ve ressam Zehra Doğan’ın eserlerine ev sahipliği yapacak. Sergide, Doğan’ın sokağa çıkma yasakları sırasında yıkılan kentlerde topladığı eşyalar yer alacak.

Mardin’in Nusaybin ilçesinde sokağa çıkma yasakları sürecinde yaptığı haberler ve resimler gerekçe gösterilerek 2 yılı aşkın süre cezaevinde tutuklu kalan gazeteci-ressam Zehra Doğan, İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan ve dünyanın en prestijli müzelerinden biri sayılan Tate Modern’e konuk olacak.

Tate Modern’de 21-25 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek sergide, Doğan’ın, 2015-16 yıllarında gazeteci olarak çalıştığı Mardin’in Nusaybin, Dargeçit ve Derik ilçeleri ile Şırnak ve yaşadığı Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yıkıntılar arasından topladığı kıyafetler, halılar, elbiseler, beyaz yazmalar, ayakkabılar gibi yanmış eşyalar sergilenecek.

Yeni Yaşam’dan Neğşirvan Güner’e konuşan Doğan, Tate Modern’de dört sanatçıyla birlikte olacağını belirterek, “Benim işim bir enstalasyon. Yıkıntıların arasından topladığım ‘Ê Lı Dû Man – Geride Kalanlar’ adını verdiğim bir iş” dedi.

Doğan, “Enstalasyonla birlikte ekranda sokağa çıkma yasakları döneminde çektiğim videolar ve fotoğraflar gösterilecek. Ve yine o dönemde yazdığım, barikatların arkasında yaşayanların öyküleri okunacak” diye ekledi.

 

medyabold
Devamını Oku »

Almanya’dan Türkiye’ye çağrı: İşkence sözleşmesine sadık kalın

Almanya Dışişleri Bakanlığı gazeteci Deniz Yücel’in Türkiye’de cezaevinde işkence gördüğüne ilişkin iddiaları üzerine Türkiye’yi uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırdı.

Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in Türkiye’deki tutukluluğu sırasında işkenceye maruz kaldığı yönündeki ifadeleriyle ilgili Almanya Dışişleri Bakanlığı Ankara’yı Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme’ye sadık kalmaya çağırdı.

DW’nin haberine göre Almanya Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, “Her türlü işkence ve kötü muameleyi kınıyoruz. Bu tür muameleler hukuk dışıdır” ifadelerine yer verdi.

Deniz Yücel’in cuma günü Berlin Tiergarten Asliye Mahkemesi’nde verdiği ifadesindeki işkence iddialarına doğrudan değinmeyen sözcü, Türk hükümetini uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini hassasiyetle yerine getirmeye çağırdı.

TÜRKİYE’NİN DE İMZASI VAR

Dışişleri Bakanlığı olarak tutukluluğu sırasında Deniz Yücel’e konsolosluk tarafından erişimin sağlanması, adil tutukluluk koşullarının temin edilmesi, hukuk devleti kurallarına göre yargılanması ve serbest bırakılması için yoğun girişimlerde bulunduklarını kaydeden sözcü, Türkiye’nin işkence ve kötü muameleyi önlemeye yönelik uluslararası anlaşmalarda imzasının bulunduğunu hatırlattı.

Türkiye, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 10 Aralık 1984 tarihinde kabul edilen BM İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Küçültücü Muamele ve Cezaya Karşı Sözleşme’yi 25 Ocak 1988’de imzaladı. Sözleşme, 3441 sayılı kanunla kabul edilerek, resmi gazete yayınlandı ve yürürlüğe girdi. Ancak Türk hükümeti, taraf devletler arasında bir ihtilafın oluşması durumunda Uluslararası Adalet Divanı’nın yetkili kılınması yönündeki seçeneği kabul etmedi.

ALMAN SİYASİLERİN TEPKİLERİ SÜRÜYOR

Öte yandan Yücel’in Türkiye’de işkence gördüğüne dair iddialarına yönelik Alman siyasilerin tepkileri sürüyor. Sosyal Demokrat Parti (SPD) dış politika sözcüsü Nils Schmid, Sol Parti Federal Meclis Grubu Başkan Vekili Sevim Dağdelen ve Yeşiller dış politika sözcüsü Omid Nouripour’un ardından iktidardaki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin insan hakları ihlalleri komisyonu sözcüsü Michael Brand ile Yeşiller Eşbaşkanı Annalena Baerbock tepkilerini dile getirdi.

CDU’lu Brand yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler’in Türkiye’deki cezaevleriyle ilgili kapsamlı bir inceleme yapması gerektiğini savundu. “İşkence ve ağır insan hakları ihlalleri sözkonusu olunca dostluk biter” diyen Brand, Tükiye’deki cezaevi koşullarının ve “sistematik işkence” iddialarının bizzat BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet tarafından incelenmesi gerektiğini vurguladı.

Eski Şili Devlet Başkanı olan kadın siyasetçi Verónica Michelle Bachelet, ülkesindeki askeri dikta rejimi sırasında işkenceye maruz kalmıştı.

Gazeteci Deniz Yücel, Türkiye’de yargılandığı davada savunmasını Almanya’da yaptı. Yücel tutuklu kaldığı sürede yaşadıklarını anlattığı savunmada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorumluluğunda işkence gördüğünü” söyledi.

Yeşiller Eşbaşkanı Annalena Baerbock ise Türkiye’ye yönelik baskıların artırılmasını istedi. Haftalık Spiegel dergisine konuşan Baerbock, “Federal hükümet Tükiye’ye artık insan hakları ve demokrasi konusunda açık seçik müdahale etmek zorunda” dedi. Türkiye’nin ekonomik olarak AB’ye bağımlı olduğunu ifade eden Baerbock, bu durumun ülkenin daha fazla otokrasiye kaymasına engel olmak için bir avantaj oluşturduğuna dikkat çekti.

NE OLMUŞTU?

Türkiye’de “terör örgütü propagandası” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamalarıyla tutuksuz yargılanan Alman ve Türk vatandaşı gazeteci Deniz Yücel, yargılandığı dava kapsamındaki savunmasını cuma günü Berlin Tiergarten Asliye Mahkemesi’nde yapmış ve savunmasında “Silivri 9 No’lu cezaevinde üç gün boyunca işkenceye maruz kaldım. Belki Türkiye Cumhurbaşkanı’nın ya da yakın çevresinin talimatıyla, ama her hâlükârda onun tarafından hedef gösterilerek, onun sorumluluğunda işkence gördüm. Öyle ya da böyle yaşadıklarımın bir numaralı sorumlusu, Recep Tayyip Erdoğan’dır” ifadelerine yer vermişti.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li Yasin Aktay: Abdullah Gül boşa umutlanmasın

AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, eski cumhurbaşkanlarından Abdullah Gül’ün Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararına yönelttiği eleştirilere verdiği yanıtta, “Boşuna umutlanmasın” dedi.

Yeni parti iddiaları ile gündeme gelen Abdullah Gül, İstanbul seçiminin iptal edilmesi üzerine karardan rahatsızlığını dile getirmişti. Ekrem İmamoğlu’na verilen mazbatanın geri alınmasını eleştiren Gül, AYM’nin 2007’de aldığı 367 kararına atıfta bulunmuş ve “o gün ne hissettiyse aynısını hissettiğini ve bir arpa yol alınamadığını” söylemişti.

BİR ARPA BOYU YOL ALAMAYANLAR

Gül’e AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay cevap verdi. Aktay, Yeni Şafak’ta “Yarım yamalak bir dram içinde bir arpa boyu yol alamayanlar” başlığıyla bir yazı kaleme aldı.

Aktay, “11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün YSK kararını 367 kararına benzetmesi dahi bu yarım yamalak dramı tam bir drama çeviremez, boşuna umutlanmasın. Ama sayın Gül’ün kendi hikayesi ile İmamoğlu hikayesi arasında kurduğu paralellik her bakımdan ibretlik bir hadise olarak kayda geçecektir. 367’deki apaçık zulmü bugün kendi haklarını arayanlara atfetmenin hiçbir vicdanla telafisi yok” dedi.

KİMLERLE YOL YÜRÜDÜĞÜNÜ AŞİKAR ETTİ

Aktay yazısında şu ifadeleri kullandı: “Sayın Gül, ‘bir arpa boyu yol alamamışız’ diyerek bu özdeşleştirmeyi yaparken aslında sadece artık kimlerle ağladığını, kimlerle güldüğünü, kimlerle de yol yürüdüğünü iyice aşikar etmiş oluyor. 367 gibi bir dehayı üreten cin fikirli cellatlarıyla yürünen yol insana ne hissettirir, doğrusu ben bilemiyorum. Allah onların yolundan uzak tutsun. O yol gaflet ve delalet yoludur. Her gün defalarca o yoldan uzak kalalım diye dua ediyoruz. Sayın Gül de ediyor diye biliyoruz, ama hangi ara AK Parti’nin çok açık bir durumdaki hak arayışını kendisine yapılan bu dalaletle özdeşleştirecek noktaya gelmiş, hayret doğrusu?”

367 KARARI NEYDİ?

Cumhurbaşkanının TBMM tarafından seçildiği dönemde, Anayasa’nın 102. maddesine göre seçilebilmek için, ilk iki turda nitelikli çoğunluk (367 oy), sonraki iki turda ise salt çoğunluk (276 oy) alınması şarttı. Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 367’nin yalnızca karar yeter sayısı olmadığını, aynı anda toplantı yeter sayısı olduğu görüşünü savunmuştu. 27 Nisan 2007 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı ilk oylamasında toplam 357 oy kullanılırken, Abdullah Gül 352 oyun sahibi olmuştu.

Oylamanın arkasından CHP ‘367 iddiasıyla’ seçimi Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştı. Aynı günün akşamı Genelkurmay Başkanlığı resmi internet sitesine, daha sonra “e-muhtıra” olarak nitelendirilecek bir basın açıklamasında bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi, 1 Mayıs tarihinde verdiği kararın ardından, cumhurbaşkanlığı seçimi esnasında Meclis Genel Kurulu’nda en az 367 milletvekilinin bulunması gerektiğine hükmetti ve TBMM’deki birinci tur oylamasında iptal kararı verdi. Türkiye daha sonra erken seçime gitti.

YSK kararı sonrası Abdullah Gül net konuştu: 367 krizinde ne hissettiysem aynı duyguları yaşadım

medyabold
Devamını Oku »

Greece hardens stance on refugees, pushes 82 Turks back to Turkey

Devamını Oku »

Mustafa Cengiz’den Ekrem İmamoğlu açıklaması

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, divan kurulu üyesi Hayri Kozak’ın Divan Kurulu’nda yaptığı açıklamada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nu destekleyen sözleri ile ilgili olarak Galatasaray’ın siyaset üstü olduğunu açıkladı.

İMAMOĞLU DA YILDIRIM DA BİZİMDİR

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Hayri Kozak’ın çağrısının sosyal medya da geniş yankı bulması üzerine bir açıklama yaptı. Galatasaray’ın kürsüsünde siyaset yapılmasının yanlış olduğunu belirten Cengiz, “İmamoğlu da, Binali Yıldırım da bizimdir. Bizim siyasetimiz Galatsaray’dır, tarikatımız Galatasary’dır. Bu bağlamda İzmir Marşı da, Mehter de bizim. Biz Türkiye’yiz. Türkiye’nin sportif çimentosuyuz.” ifadelerini kullandı.

BİZ TÜRKİYE’Yİ TEMSİL EDİYORUZ

Cengiz, “Galatasaray’ı siyasetin çıkmaz labirentlerine kimse sokmasın” diyerek “Biz fikri hür, vicdanı hür olarak yaşıyoruz. Kişisel olarak herkes farklı siyasi görüşlerde olabilir. Biz buna saygı duyarız ama hiçbiri Galatasaray’ın resmi kürsülerinde ifade edilmemelidir. Galatasaray bir bağlamda siyaset üstüdür, siyasetin dışındadır. İstirham ediyorum, Galatasaray’ı siyasetin çıkmaz labirentlerine kimse sokmasın. Biz tüm Türkiye’yi temsil ediyoruz” açıklamasında bulundu.

HAYRİ KOZAK NE DEMİŞTİ?

Galatasaray Divan Kurulu üyesi Hayri Kozak, 8 Mayıs günü yapılan Divan Kurulu’nda, “Tamamen kişisel olarak buradan camiaya sesleniyorum. 23 Haziran’da şampiyonluğumuz dahil, her şey çok güzel olacak! Her şey çok güzel olacak! Aynen, aynen, aynen İmamoğlu’nun söylediği gibi. Tanrı onu bize bağışladı. Bu memlekete bağışladı! Allah yardımcısı olsun! İnşallah o gün, 23 Haziran akşamı, yalnızca bizim değil, Türkiye’nin %70’inin, bayram yapacağı bir akşam olacak.

Galatasaray Kongresi, Sivas Kongresine döndü: ‘Memleketin geleceği bu zafere bağlı’

TEK ÇIKIŞ YOLU ZAFER KAZANMASIDIR

Ben bunu gönülden temenni ediyorum. Hepimize düşen görev var, tutacağız kulağından, gelmeyeni de götüreceğiz ve 23 Haziran’da, noktayı koyacağız. Memleketin kurtuluşunun, çoluğumuzun çocuğumuzun geleceğinin, tek çıkış yolu, 23 Haziran’da bir zafer kazanmasıdır bu genç delikanlının. Allah onun yardımcısı olsun, memleketin de yardımcısı olsun, hepimizin de yardımcısı olsun, sizleri sevgi ve saygı ile selamlıyorum” diye konuşmuştu.

medyabold
Devamını Oku »

Mülk satmadık, kampanya yapıp para toplamadık

Beşiktaş’ta 2018 yılı olağan idari ve mali genel kurul toplantısında Fikret Orman yönetimi idari ve mali yönden oy çokluğuyla ibra edildi.

Yarın yapılacak başkanlık seçimi öncesi Orman kürsüden açıklamalarda bulundu. Fikret Orman’ın ‘Arkamdan karı gibi konuşurlar’ sözü genel kurulda tepkiyle karşılandı.

BJK Akatlar Spor ve Kültür Kompleksi’nde gerçekleştirilen 2018 yılı olağan idari ve mali genel kurul toplantısında konuşan Orman, “Başkanlığımda tam 7 yıl 2 ay oldu. Bu süre içinde çok güzel günler geçirdiğimiz dönemler de oldu, üzüldüğüm dönemler de oldu.

Son 1-2 senede çok üzüldüğüm süreçler de yaşadık. Burası konuların tartışılacağı, eleştirileceği yerdir. Beşiktaş’ın nezaketi içinde yapalım.” ifadelerini kullandı.

Fikret Orman 2018 yılı için mali ve idari olarak ibra edildi.

SON SEÇİMİM

Fikret Orman, tüzük gereği başkanlık için son kez seçime gireceğini dile getirdi. Olağan kongrelerde üçüncü kez başkanlığa aday olan Orman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim yarın son genel kurulum olacak. Tüzüğümüz bunu gerektiriyor. Bundan fazla niyetim hiçbir zaman olmadı. Hayırlara vesile olan bir kongre diliyorum. Beşiktaş’a yakışan kongre olsun.

Ramazan ayı güzellik ayı, gerginlik ayı değil. Kalp kırmaya gerek yok. Hepimiz yüz yüze bakıyoruz. Kazanan olur olmaz, birbirimizin yüzüne bakacak halde olalım. Nezaket içinde, Beşiktaş’a yakışan zarafet içinde, ele güne bizi güldürmeyecek şekilde kongre geçirelim. Kulübün başkanı olarak güzelce yapılmasını sizden rica ediyorum.”

Fikret Orman’ın yarın yapılacak başkanlık seçiminde rakibi Hürser Tekinoktay olacak.

CAMİAMIZ BİZE SAHİP ÇIKTI

Fikret Orman, görevde bulundukları 7 senede yönetim kurulu üyeleriyle ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını vurgulayarak, “Başladığımızda rakiplerimizin borçları yarımız kadardı. Onlar statlarını yapmış, takımları ve moralleri vardı.

Tesislerini, altyapılarını, mağazalarını, her şeyi yapmışlardı. Büyük bir mücadele verdik. Camiamız da bize sahip çıktı. Bu süreç içinde rakiplerimizin bazıları mallarını sattılar. Çok önemli iki mülklerini sattılar. Hala bizden yüksek borç seviyesindeler.” dedi.

BİZ KİMSEDEN YARDIM İSTEMEDİK

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, konuşması sırasında Fenerbahçe’nin başlattığı ‘Fener Ol’ kampanyasına ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu. Fikret Orman, kulübün durumu ve ‘Fener Ol’ kampanyası için şu sözleri kullandı;

“Diğer bir rakip kulübümüzde bağış topluyorlar, biz kimseden yardım istemedik. Onların yeni başkanı cebinden yüklü bir miktar bağış olarak para koydu ama hala bizim borcumuzun iki katı borçları var.”

KARI GİBİ ARKADA KONUŞURLAR’ SÖZÜNE TEPKİ

Üyelerin hakkında yaptığı eleştirilere cevap veren Fikret Orman, “Bu kadar hatibe cevap vermezsek saygısızlık olur. Canım hocam yarın rakibimiz, sizin ilk adaylığınız benim de son adaylığım. Beşiktaş’ta kimseye yaranılmaz Beşiktaş’ta Nazmi Koca’ya cevap vermeyeceğim, cevap vermeye kaale almam.

Hakkımda şaibeleri varmış, çıkın söyleyin Kulübün uçağını özel işlerimde kullanmışım çıkıp bir tane drone göstersinler. Onlar anca karı gibi gibi arkadan konuşurlar. Kapalı kapılar ardında konuşmayacaksın! Delikanlı gibi çıkın konuşun, ancak karı gibi arkadan konuşurlar” dedi. Bu sözlerinin ardından salonda tepki topladı.

Fikret Orman, eleştirilere cevap verirken kullandığı ‘karı gibi arkadan konuşurlar’ şeklindeki sözlerinden dolayı özür diledi. 

ORMAN ÖZÜR DİLEMEK ZORUNDA KALDI

Yaptığı açıklamaların ardından “özür dilemesi” istenen Fikret Orman, “Oruçluluğuma verin, özür diliyorum. Hanımefendi, sizden de özür diliyorum. Haklısınız. Ben arkadan dedikodu yapanlara söyledim, niye kızıyorsunuz ki? Hepiniz mi yaptınız?” şeklinde konuşmasını tamamladı.

14 BİN 204 ÜYE OY KULLANACAK

Kongrede, aidatlarını yatıran 14 bin 204 üye, 20 sandıkta oy kullanabilecek. Fikret Orman beyaz, Hürser Tekinoktay ise sarı renkli zarfla genel kurulda başkanlık yarışı verecek. Ayrıca, genel kurulda denetim, disiplin ile seçme ve sicil kurullarında da seçim olacak. Seçme ve sicil kurulunda 3, denetim ile disiplin kurullarında ise ikişer liste seçime girecek.

Fikret Orman’ın listesinde başkan yardımcısı olarak Serdal Adalı görev yapacak.

FİKRET ORMAN’IN LİSTESİ

Asıl üyeler: Serdal Adalı, Umut Güner, Ahmet Ürkmezgil, Deniz Atalay, Şafak Mahmutyazıcıoğlu, Ahmet Kavalcı, Hüseyin Yücel, Doğan Küçükemre

Yedek üyeler: Hüseyin Mican, Hakan Özköse, Erdal Karacan, Melih Aydoğdu, Serkan Yazıcıoğlu

HÜRSER TEKİNOKTAY’IN LİSTESİ

Asıl üyeler: Tamer Mert, Emre Esen, Yağmur Sağnak, Levon Kamer Dökmeciyan, Ercan Özcan, Nilay Yılmaz, Mehmet Bilal Özokur, Ersan Aksoylu

Yedek üyeler: Aker Çıtak, Murat Guci Geçgil, Mehmet Terzi, Engin Bayraktutan, Mehmet Serkan Ergin

medyabold
Devamını Oku »

Bahçeli’nin ‘artık sevemem’ dediği Cem Yılmaz’ın sevenleri sosyal medyayı salladı

Cem Yılmaz hayranları, İmamoğlu paylaşımlarından dolayı ‘Cem Yılmaz’ı artık sevemem ‘diyen Bahçeli’ye, attıkları twitlerle adeta ‘sevmezsen sevme’ dedi.

Dün akşam gazetecilerle iftar yemeğinde buluşan Devlet Bahçeli’nin İmamoğlu’na destek veren Cem Yılmaz’ı ‘bundan sonra sevemem’ sözü sosyal medyayı salladı.

Bahçeli’nin sözlerinin ardından sosyal medyada bugünün en çok konuşulan konularından olan Cem Yılmaz’a destek. Bahçeli’ye de tepki var. Sevenleri, Yılmaz için atılan onbinlerce twit ile Bahçeli’ye adeta sevmezsen sevme dedi. Yapılan paylaşımlardan bazıları şöyle:

SATAŞMAYIN ZEKASIYLA EZER GEÇER
Cem Yılmaz’a destek veren gazeteci Sedef Kabaş: ‘Cem Yılmaz, ülkenin en yetenekli sanatçılarından biri. Kazandığını sinemaya harcar. Siyasete mesafeli durur. Çok okur. Her sene vergi rekortmeni olur. Gider oyunu kullanır. İyi sanatçı, iyi vatandaştır. Seveni çoktur. Sataşmayın. İstese zekası ile ezer geçer.

SEVMEM İÇİN BİR NEDEN DAHA
Tecrübel gazeteci İsmail Dükel de Yılmaz’a destek verenlerden: Devlet Bahçeli “Cem Yılmaz’ı artık sevemem” demiş! Cem Yılmaz’ı sevmem için bir neden daha.

Ünlü ekonomist Özgür Demirtaş’ın paylaşımı Bahçeli’ye direkt cevap gibi: Ben ise Cem Yılmaz’ı seviyorum

BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?
Bahçeli’nin hedefinde sanatçılar da vardı: “Türkiye’de TV’ler olmayan sanatçıları olur hale getiriyorlar. O kadar yükseldikten sonra bir laf etmesi lazım. Onları dikkate almıyorum ben. Herkes Cem Yılmaz Bey’i sever ve çok güler. Ben ise onu görünce önce bir elbiseni değiştir derim. Kravat tak, hatta takma başka bir şeyler yap. Belediye seçiminde oy vereceksen git ver ama sana yönelmiş sevgiyi siyaseten istismar edip hepimizin alerjisini toplamaya vesile olma. Yüzde 49’u sevebilirsin ama yüzde 51’e de saygı duy. Ben, Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevemem”.

İki gün önce bir rahatsızlık geçiren Cem Yılmaz ise Twitter hesabından, Bahçeli’nin sözlerine karşılık veren bir henüz paylaşımda bulunmadı.

medyabold
Devamını Oku »

Barış Bildirisi’ni imzalayan bir akademisyen daha tutuklandı

Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladığı için hakkında “terör örgütü propagandası” suçlaması bulunan Lyon 1 Üniversitesi Matematik Bölümünden Doç. Dr. Tuna Altınel tutuklandı. Altınel’in tutuklanması için Fransa’da gerçekleşmiş bir konferans gerekçe gösterildi.

Barış Akademisyenleri tutuklamayı Twitter hesabından duyurdu. Açıklama şu şekilde:

“Barış akademisyeni sevgili hocamız Tuna Altınel Fransa’da gerçekleşmiş bir konferans gerekçe gösterilerek TMK 7/2 suçlaması ile tutuklandı. Hocamız pasaportu üzerindeki tahdite dair bilgi almak için gittiği Balıkesir’de dün gözaltına alınmıştı.”

medyabold
Devamını Oku »

Alparslan Kuytul: “Hükümete biat etmiyorum, kral çıplak”

Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul, “Hükümete biat etmedim, etmeyeceğim de. Kral çıplak. Bunu herkes biliyor. Gizlemenin bir anlamı yok” dedi.

Furkan Vakfı davası Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldu. Tutuklu sanıklar Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul ve Furkan Vakfı Başkanı Ali Alagöz, cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Mahkeme duruşma sonunda Kuytul ve Alagöz’ün tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.

BANA SUS DİYORLAR SUSMAYACAĞIM, BİAT ETMEYECEĞİM

SEGBİS ile bağlandığı duruşmada söz alan Kuytul, kendisine yapılan operasyonun siyasi olduğunu İslam’ı anlattığı ve hükümeti eleştirdiği için tutuklandığını savundu.

“İslam’ı anlatmaya devam edeceğim” diyen Kuytul şunları söyledi: “Bana sus diyorlar, susmayacağım, biat da etmeyeceğim. Bu işin içinde emniyet, yargı, istihbarat ve siyasiler kim varsa hepsine hakkımı haram ediyorum. Hangi suç örgütü siyer dersi yapar, hangi suç örgütü tefsir dersi yapar, hangi suç örgütü alternatif eğitim programları yapar? Evet biz ders yaptık, Kur’an öğrettik, bunu inkar da etmiyoruz.”

BANA DOLANDIRICI DEMEYECEKTİNİZ!

Independent Türkçe’nin haberine göre, Kuytul, “Bana ne derseniz deyin ama dolandırıcı demeyecektiniz. Bana bunu söyleyeceğinize, kafama sıksaydınız. İddianamede ‘İslam Medeniyeti istiyor’ deniyor. Hemen ardından ‘Ama hükümeti de eleştiriyor” deniyor. Evet ben İslam medeniyetini istiyorum ve ben bununla da şeref duyuyorum.” dedi.

SUÇ DEĞİL HAYIR ÖRGÜTÜ

Duruşmada söz alan tutuklu Ali Alagöz ise yöneticisi olduğu Furkan Vakfı’nın suç örgütü değil, bir hayır örgüt olduğunu söyledi, vakfın faaliyetlerini anlattı. Hayır amaçlı toplanan, vakfın kasasından çıkan 314 bin liranın makbuzlarını mahkemeye sunduğu halde dikkate alınmadığını belirten Alagöz, Vakfın terör örgütü olmadığına dair istihbarat raporlarını bulunduğunu anlattı, tahliyesini istedi.

45 SANIK HAKKINDA HAPİS CEZASI İSTENİYOR

Duruşma tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin reddi, tutukluluk hallerinin devamı kararıyla birlikte ertelendi. İddianamede Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı başkan, yönetici ve üyesi 45 sanık hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, özel belgede sahtecilik, dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık, kamu kurum ve kuruluşları ve benzeri tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, mal varlığı değerlerinin gayrimeşru kaynağını gizlemek iddialarıyla 3 yıldan 21 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Furkan Vakfı davasında olay: ‘biz terörist değiliz’ sloganıyla yürüdüler

medyabold
Devamını Oku »

Karamollaoğlu’nun “Nerede O eski Ramazanlar” mesajı izlenme rekoru kırıyor

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun “Nerede O Eski Ramazanlar” göndermesiyle sosyal medyayı salladı.

Sosyal mesaj içerikli videolarıyla gündem olan Saadet Partisi, bu seferde sosyal medya hesabından çok konuşulacak bir paylaşım yaptı.

Karamollaoğlu, “Nerede O Eski Ramazanlar” başlığıyla paylaştığı videoda, 10 Mayıs 2018 ile 10 Mayıs 2019 yılları arasındaki sebze fiyatlarındaki artışa gönderme yaptı.

 

Videodaki bazı sebze fiyatları şöyle:

 

-10 Mayıs 2018 kuru soğan 1,98 – 10 Mayıs 2019 kuru soğan 6,81

 

-10 Mayıs 2018 lahana 1,65 – 10 Mayıs 2019 lahana 5,14

 

-10 Mayıs 2018 patates 1,99 – 10 Mayıs 2019 patates 5,98

 

-10 Mayıs 2018 sivribiber 2,77 – 10 Mayıs 2019 sivribiber 7,38

medyabold
Devamını Oku »

Barış Akademisyeni Tuna Altınel tutuklandı

Barış Akademisyeni Doç. Dr. Tuna Altınel’in tutuklanması için Fransa’da gerçekleşmiş bir konferans gerekçe gösterildi. Dün Balıkesir’de gözaltına alınan Altınel hakkında savcı tutuklama talep etti. Altınel, TMK 7/2 suçlaması ile tutuklandı.

kronos
Devamını Oku »

Veri bankası kuruldu: CHP tüm seçmenlere ulaşabilecek

23 Haziran için İstanbul’daki seçmenleri takip etmek için çok büyük bir bilgi bankası oluşturan CHP, seçmenlere hem yaşadıkları semt üzerinden hem de doğdukları memleketleri üzerinden ulaşarak kampanyayı iki farklı koldan yürütecek.

MİTİNG YERİNE BİRE BİR İLETİŞİM

Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı‘nın haberine göre, seçmene memleketinden gelen kanaat önderleri aracılığıyla seslenecek CHP, sahada ise mitingler yerine doğrudan vatandaşlarla bire bir iletişim kuracağı bir yöntem izleyecek.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’da yapılacak çalışmalara ilişkin ‘Büyük İstanbul İttifakı’ tanımlaması yaptığı belirtildi.

KANAAT ÖNDERLERİ HAKSIZLIĞI ANLATACAK

Seçmenler gruplar halinde memleketlerinden İstanbul’a gelen kanaat önderleriyle buluşturulacak. Bu kapsamda 80 ilde çalışma grupları oluşturulurken, her grup İstanbul’daki kendi hemşeri grubuna yönelik özel bir çalışma yapacak. Çalışma grupları bünyesinde kampanyaya aktif bir şekilde katılacak her memleketin kanaat önderleri de, kendi hemşerilerine Ekrem İmamoğlu’nun uğradığı haksızlığı anlatacak.

SEÇMENLE DOĞRUDAN İLETİŞİM 

CHP’nin seçmenlere ulaşacağı ikinci kol ise doğrudan yaşadığı semt üzerinden olacak. İstanbul’daki 39 ilçe ve 970 mahalleyle ilgili yapılacak görevlendirme kapsamında eski ve mevcut milletvekilleri, il başkanları, parti yönetimi ile kampanyaya destek verecek başta İYİ Parti olmak üzere diğer siyasal partiler sahada seçmenlerle bire bir iletişim halinde olacak.

Kampanya boyunca ramazan ayı dolayısıyla seçmenlerle doğrudan iletişimin iftar sonrası olmasına yönelik bir programlama yapılacak.

kronos
Devamını Oku »

Bahçeli: “Kılıçdaroğlu’nun fezlekesi Meclis’e gelirse gereğini yaparız”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığı konusunda, “Getireceksen bu dokunulmazlığı sen getirecektin. Getirmeyeceksen fezleke yoluyla geldiği taktirde yine bizim kanaatimizde bir değişiklik olmaz. TBMM’de kanaatlerimizi açıkça ifade eder ve kullanacağımız oyu belirleriz” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok hırçın bir üslupla YSK’nın yedi üyesini çete olarak suçladığını ifade eden Bahçeli, “Bu kadar aşırı, kırıcı, karıştırıcı konuşmayı yapan kişi dokunulmazlık zırhına bürünmemelidir, önünü açmalıdır. Savcılar belli suç unsurları taşıdığı kanaatiyle bir soruşturma başlatırsa o zaman bu Adalet Bakanlığı’na intikal edecektir. Oradan dokunulmazlığın kaldırılması noktasında bir fezleke talebinde bulunabilirler. O zaman yine bizim kanaatimizde bir değişiklik olmaz” şeklinde konuştu.

NEYİN HODRİ MEYDANINI YAPACAĞIZ?

Basın mensupları ile iftarda bir araya gelen Bahçeli gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli, “Fezleke ile bir genel başkanı TBMM’ye taşımak yerine kendisinin iradesiyle TBMM’ye gelmesini demokratik açıdan daha ahlaki bulduğumu ifade etmek için o teklifte bulundum. Ama CHP’nin bazı sözcüleri “Hodri meydan” diyor. Neyin hodri meydanını yapacağız? Getireceksen bu dokunulmazlığı sen getirecektin. Getirmeyeceksen fezleke yoluyla geldiği taktirde yine TBMM’de kanaatlerimizi açıkça ifade eder ve kullanacağımız oyu belirleriz” dedi.

BAHÇELİ FAİK ÖZTRAK’I HEDEF ALDI

Bahçeli şunları söyledi: “Şimdi bunları böyle düşünmek yerine bizi suçlayarak, hodri meydan demenin… Demirden korksa trene binmez gibi geçmişte kullanılan bir söz vardır. Üst bir bürokrattır, Türk siyasetinde yeri vardır. Kemal Derviş’in çok yakını ve çömezidir. Böyle bir şahsın artık uçak ve özel araba kullandığı inancındayım. Kendisine üste para versem altı saat Adana’ya demiryolu ile gidemez diye düşünüyorum.”

PARLATMALARLA LİDER DOĞMAZ

Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik, “Bir lider doğuyor, CHP’nin başına geçecek” sözlerine de değindi. “Liderliği bu kadar ucuza almamak lazım. Emek ister. Halkın kabulünü ister. Sevgi, saygı ister. Onlar daha oluşmadan bir seçim döneminde birden parlatmalarla lider doğmaz. Onun için Kemal Kılıçdaroğlu beyle bu arkadaşı mukayese ettiğiniz vakit Kılıçdaroğlu’nun heyecanı, tecrübesi, sekiz yıllık birikimi, ısrarlı davranışı üste gelir diye düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

GALATASARAY O ŞAHSI AFOROZ ETSİN

Galatasaraylı Hayri Kozak’ın sözlerini de yorumlayan Bahçeli, “Galatasaray yönetimi o şahsı aforoz etsin. Yani çok sayıda taraftarı bulunan spor kulübünü bir kişi bu şekilde istismar edemesin bir eksik kalsın bana göre Galatasaray. Beşiktaş’ın önüne tarihi bir fırsat çıkıyor. 2-0 mağlubiyet bizi çok incitti. Fakat sporcuların aldığı yıldızlara bakarken gazetelerde bir gördüm ki Galatasaray’ın 11 futbolcusu Birleşmiş Milletler takımı gibi karşımıza çıkmış. Siyaseten bir laf söylemem gerekirse 5, BM’den büyüktür. Yani Başakşehir, GS, FB, Trabzonspor ve BJK BM’den büyüktür” dedi.

CEM YILMAZ’I BUNDAN SONRA SEVEMEM

Bahçeli’nin hedefinde sanatçılar da vardı: “Türkiye’de TV’ler olmayan sanatçıları olur hale getiriyorlar. O kadar yükseldikten sonra bir laf etmesi lazım. Onları dikkate almıyorum ben. Herkes Cem Yılmaz Bey’i sever ve çok güler. Ben ise onu görünce önce bir elbiseni değiştir derim. Kravat tak, hatta takma başka bir şeyler yap. Belediye seçiminde oy vereceksen git ver ama sana yönelmiş sevgiyi siyaseten istismar edip hepimizin alerjisini toplamaya vesile olma. Yüzde 49’u sevebilirsin ama yüzde 51’e de saygı duy. Ben, Cem Yılmaz’ı bundan sonra sevemem.”

ONA O CÜMLEYİ TERSTEN OKUTURLAR

TÜSİAD’ın açıklamalarına da değinen Bahçeli şunları söyledi: “Türkiye’nin önemli siyasi krizler yaşadığı ortamda bekleyip bekleyip siyasi krizi tahrik edici konuşmayı TÜSİAD alışkanlık haline getirmiştir. Başkanları kim olursa olsun bu gelenek devam ediyor. TÜSİAD’ın söylemini doğru bulmuyorum. Kendilerine bir tek soru soruyorum: Bugüne kadar o yapısal reform tekliflerinden hangisi kabul gördü, hangisinden sonuç aldılar. Siyaseti çok erken yorumlamaya kalkmasın. Şimdi bir başkan çıkmış bir cümle sarf ediyor. Ona o cümleyi tersinden okuturlar. Böyle şey olmaz. Yazık bu memlekete. TÜSİAD’ı halk da kabul etmiyor. Alternatifleri de doğmuştur. TÜSİAD bu özelliğini kaybetmiştir, ciddiye alınır tarafı da kalmamıştır. Hele hele seçim kararının alındığı gün ekonomiyi öne çıkartıp, döviz kuru üzerinde bir takım oynamalar yapmak yakışık bir şey değildir. Soğan patates… Bunlar da ucuzlama dönemine girdi. Adana’da 1 buçuk lira soğan. İsteyene ben iki kamyon gönderebilirim. Ne yapıyorsa yapsın.”

ERBAKAN’IN KEMİKLERİ SIZLAR

Bahçeli’nin hedefinde Saadet Partisi de vardı. Bahçeli, “SP, ‘İttifakın içinde yokum’ demesine rağmen kendi adayına ne kadar oy verildi. Yani rahmetli Necmettin Erbakan’ın kemikleri sızlar. 30-40 sene mücadele edeceksin yüzde 1 oy alacaksın, hem de en kritik dönemde. Şimdi aday çıkartsan ne olur çıkartmasan ne olur? Onun için onlara düşen, cami tartışması yaratmak” ifadelerini kullandı.

O EMRE USLU’NUN SLOGANI

Bahçeli, her şey çok güzel olacak slogan hakkında ise şunları söyledi: “Emre Uslu denen bir kişinin sloganı bu. Şimdi bunu herkes kullanıyor, bazıları da kullandı. Bir de bütünleşenler var. Kimler var mesela? Güroymak’a giderken orada Norşin olarak isim değişikliğini ifade ederken ‘Her şey çok güzel olacak’ diyen bir eski cumhurbaşkanı var. ‘F…’cüler var, PKK’cılar var. Slogan çok yanlış. Bana ille de bir slogan diyorsanız, “İstanbul’da bu kadar gürleyen havada, yağmur bereket varken yıldırımlar çaksın’ derim.”

ÖCALAN AVUKATLARI İLE GÖRÜŞSÜN

Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüşmesine de değinen Bahçeli, “Bu bir talep meselesidir. Avukatıyla uzun yıllar görüşememesinin ısrarlı bir şeklidir. Bir hanımefendi milletvekilinin cezaevinde 160 günden beri ölüm orucu tutmuş olmasındandır. Böyle bir durum karşısında Sayın Cumhurbaşkanının ifade ettiği şekliyle; çözüm sürecini kapsamayan ama avukatının talebine verilen bir cevaptır. Bana sorarsanız avukatıyla görüşsün. Yani görüşmese dahi bunlar Kandil’den haberleşiyorlar zaten. Bunu büyüterek farklı noktalara getirerek hele hele PKK onun YPG’siyle onun HDP’siyle işbirliği yapıp seçim kazanma sevdasına kapılanlar ağızlarına böyle bir görüşmeyi almamaları lazım. Ağızlarına almaları gereken görüşme yattaki görüşmeler olmalıdır. Valla benim yatla alakam yok mitili soruyorsan onun için de yata gerek yok.” dedi.

AKP’nin İstanbul’daki hedefi, sandığa gitmeyen yüzde 5’lik kesim

medyabold
Devamını Oku »

Şampiyonluğa en çok Kasımpaşa sevinecek

Süper Lig’de sona yaklaşıldı. Lider Galatasaray ile aynı puana sahip takipçisi Başakşehir arasında nefes nefese şampiyonluk yarışı yaşanıyor. 32. hafta maçında Rizespor deplasmanında 3 puan arayan Sarı-Kırmızılı ekip, gelecek hafta Türk Telekom Arena’da ağırlayacağı Başakşehir’i de mağlup edip şampiyonluğu bir hafta erken kutlamak istiyor.

Galatasaray’ın şampiyonluğunu başka kulüpler de dört gözle bekliyor. Kasımpaşa, West Ham United, Dinamo Kiev, Manchester City ve Sevilla, Sarı-Kırmızılı ekibin şampiyon olmasını çok istiyor. Bunun sebebi, tabii ki para.

Galatasaray, şampiyonluğa ulaştığı takdirde yüzlerce milyon liralık muazzam bir gelire kavuşacak. Süper Lig’e katılım payı olarak 35 milyon TL alan Sarı-Kırmızılı kulüp, geride kalan 31 haftada aldığı 18 galibiyet ve 9 beraberlikle 58.5 milyon TL performans primine hak kazandı. Galatasaray ayrıca yayın havuzundan 96 milyon TL alacak ve böylelikle Türkiye Futbol Federasyonu’ndan kazanacağı para 189.5 milyon TL’ye ulaşacak.

YAKLAŞIK 450 MİLYON TL GELİR BEKLENİYOR

Süper Lig şampiyonu olarak direkt Şampiyonlar Ligi gruplarında mücadele edecek olan Galatasaray, katılım payı olarak 110 milyon TL, yayın havuzundan ise 100 milyon TL gelir elde edecek. Türkiye Futbol Federasyonu’ndan gelecek 189.5 milyon TL ile birlikte Sarı-Kırmızılı kulübün kasasına en az 399.5 milyon TL para girişi garantilenmiş olacak. Şampiyonluk coşkusuyla birlikte patlama yapması beklenen GS Store satışları ve diğer gelirlerle birlikte Galatasaray, yaklaşık 450 milyon TL para kazanma imkanına sahip olacak.

DIAGNE İÇİN 3 MİLYON EURO BONUS ÖDENECEK

Şimdi gelelim Kasımpaşa, West Ham United, Dinamo Kiev, Manchester City ve Sevilla’nın Galatasaray’ın şampiyonluğunu neden çok istediğine. Galatasaray, şampiyonluk halinde kazanacağı paranın 31 milyon TL’den fazlasını ‘bonus’ olarak 5 kulübe dağıtacak.

Sarı-Kırmızılılar, kadrosunda bulunan Mbaye Diagne, Sofiane Feghouli, Fernando, Younes Belhanda ve Mariano’nun eski kulüpleriyle yaptığı sözleşmelere çeşitli miktarlarda şampiyonluk bonusları koymuştu. Buna göre Diagne için Kasımpaşa’ya 3 milyon Euro, Feghouli için West Ham’a 200 bin dolar, Belhanda için Dinamo Kiev’e 500 bin Euro, Fernando için Manchester City’ye 500 bin Euro ve Mariano için Sevilla’ya 250 bin Euro ödeyecek. Bu rakamların TL olarak karşılığı ise 31.2 milyonu aşıyor.

 

 

kronos
Devamını Oku »