8 Mayıs 2021 Cumartesi

Tam kapanmada açılan pazarlar lebalep doldu

Planlama yapılmadan geçilen tam kapanmada ortaya çıkan heba olan meyve ve sebze görüntülerinin ardından pazarlar hizmete açıldı. Halkın akın ettiği pazarlar lebalep dolarken, koronavirüsle mücadele tedbirleri hiçe sayıldı.

BOLD – Koronavirüsle mücadele kapsamında tam kapanmaya gidildi. Tam kapanmada açılan kapalı semt pazarlarında yoğun kalabalıklar oluştu. Pazarlarda koronavirüs tedbirleri hiçe sayıldı.

Adana’da kapalı olan semt pazarları İçişleri Bakanlığı genelgesi kapsamında birçok noktada kuruldu. Halk soluğu pazarlarda aldı ancak tedbirler hiçe sayıldı. Bazı kişilerin meyve- sebze tezgâhlarında mesafe kurallarını ihlal ederek alışveriş yapması dikkat çekti. Yoğun kalabalığın oluştuğu pazarda birçok kişi ise alışveriş yapmadan pazar yerini terk etti. Pazar yerlerindeki kalabalıkla ilgili denetim yapılmamasına birçok kişi tepki gösterdi.

İzmir Başsavcılığından skandal hukuksuzluk: 4 yaşındaki çocuğu iddianameye koydu

Tam kapanmada açılan pazarlar lebalep doldu yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AB çocuk ve gençler için 1,8 milyar doz aşı alacak

Aşılardaki patentlerin kaldırılması tartışması sürerken Avrupa Birliği, 1,8 milyar doz Pfizer-Biontech aşısı almak için anlaşma imzaladı.

BOLD – Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, sosyal medya hesabından yeni sözleşmeyi duyurdu.

ÇOCUK VE GENÇLER İÇİN

Avrupa’da aşılama sürecinin iyi ilerlediğine vurgu yapan Von der Leyen, ilave dozların bağışıklık artırıcı aşılarda, ortaya çıkan yeni varyantlarla mücadelede, çocuk ve gençlerin aşılanmasında kullanılacağını belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un aşı alımına karşı çıktığı yönündeki haberlerin ardından yapılan yeni sözleşmeye göre BioNTech-Pfizer’la 2021-2023 yılları için 900 milyon dozu opsiyonlu olmak üzere toplam 1,8 milyar dozluk alım sözleşmesini onayladığını kaydetti.

450 MİLYON NÜFUSLU AB’YE HERYERDEN AŞI

AB’nin bugüne kadar opsiyonlar dahil olmak üzere BioNTech-Pfizer ile 2,4 milyar, AstraZeneca ile 400 milyon, Sanofi-GSK ile 300 milyon, Johnson & Johnson ile 400 milyon, CureVac ile 405 milyon, Moderna ile 460 milyon doz aşı almak için sözleşmesi bulunuyor.

AB yönetimi, bu sözleşmeleri göz önünde bulundurarak yaz aylarında 450 milyon nüfusluk AB’de, yetişkin nüfusun yüzde 70’ini aşılamayı hedefliyor

Çin, Türkiye’ye neden aşı göndermiyor?

AB çocuk ve gençler için 1,8 milyar doz aşı alacak yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Ümit Nağmelerinden Kadir Gecesine özel ilahi: Ya Mekke

Ümit Nağmeleri, Kadir Gecesi için özel bestelediği Ya Mekke ilahisini paylaştı. Ümit Nağmelerinin YouTube kanalından paylaşılan kliple birlikte takipçilerinin Kadir Gecesi tebrik edildi.

BOLD – Ümit Nağmelerinin duası şöyle: “Rahman olandan rahmetin sağanak sağanak yağdığı, dergah-ı Zat-ı Uluhiyyetinde birlerin bin eylendiği, bir dileğe binler lütufla cevap verildiği bu mübarek gecenin yüzü suyu hürmetine, tüm mazlumların dualarının kabul olması, masum ve mağdurların fereç ve mahreç bulması duasıyla leyle-i kadirinizi tebrik ederiz.”

Ümit Nağmelerinden Kadir Gecesine özel ilahi: Ya Mekke yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Kadir Gecesine özel program

Kur’an-ı Kerim’in yeryüzüne indirilmeye başlandığı bin aydan hayırlı Kadir Gecesi, bu gece idrak edilecek. İlahiyatçı İsmail Büyükçelebi’nin katılacağı Hizmetten’in Youtube hesabında Kadir Gecesine özel bir yayın yapılacak.

BOLD – 11 ayın sultanı Ramazan ayının son günleri yaklaşırken, Kadir Gecesi bir kez daha hanelerimize ve gönüllerimize teşrif ediyor.

Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başladığı, Efendimiz(sav)‘in nübüvvetle vazifelendirildiği bu mübarek gecenin feyzinden, bereketinden istifade etmek için Hizmetten.com Youtube hesabından Kadir Gecesi Özel canlı program yayınlanacak.

Barış Cem Kaya’nın sunumuyla canlı yayınlanacak programın konuğu İlahiyatçı Yazar İsmail Büyükçelebi, Kadir Gecesi’nin önemini anlatacak.

Bu akşam Avrupa saatiyle 22.00’de Türkiye saati ile 23.00’te başlayacak olan program Hizmetten Youtube kanalı ve Hotbird uydusunda bulunan MC EU TV’den eş zamanlı yayınlanacak.

Kadir Gecesine özel program yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

İzmir Başsavcılığından skandal hukuksuzluk: 4 yaşındaki çocuğu iddianameye koydu

İzmir’de savcı, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubuna yönelik ankesörden aranma iddiasıyla F.Ö. hakkında hazırladığı iddianameye 4 yaşındaki çocuğun kimlik bilgilerini de koydu. Aile bilgilerini iddianameye koyan savcı, hiçbir gerekçe de göstermedi.

BOLD – İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan bir soruşturmada, TSK mensubu olduğu belirlenen F.Ö. adlı kişinin ankesörlü telefonla çeşitli zamanlarda arandığı iddia edildi.

Cumhuriyet’in haberine göre soruşturma kapsamında hakkında iddianame düzenlenen F.Ö.’nün ankesörlü telefonla ardışık olarak arandığı tarihlere, görüşmelerin sürelerine, aramaların hangi şehirden yapıldığına ve tasniflenmiş ardışık arama gruplarına yer verildi.

Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianamede tek şüpheli olarak F.Ö.’nün ismi bulunurken, Özbudak soyadlı aileye mensup kişilerin de ardışık arama tablosunda yer aldığı görüldü.

2007 yılında Jandarma Genel Komutanlığı’ndan Kıdemli Yüzbaşı olarak emekli olan Avukat Coşkun Özbudak’ın da Aralık 2015’de şüpheli F.Ö. ile ardışık arandığı iddiasıyla savcılığın aile bilgilerini iddianameye koyduğu belirtildi.

ÇOCUKLARIN BİLGİLERİ İDDİANAMEDE

İddianamede Coşkun Özbudak hakkında herhangi bir soruşturma bilgisi bulunmazken, Özbudak’ın eşinin, birisi dört yaşında üç çocuğunun, yengesinin ve on iki yaşındaki yeğeninin T.C. numaraları ile kimlik bilgileri gerekçesiz olarak iddianameye konuldu.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Konuyu yargıya taşıyan Avukat Coşkun Özbudak, “Bir soruşturma kapsamında elde edilen fakat o soruşturmayla ilgisi bulunmayan kişilere ait olan bilgi, veri ve kayıtların ifşasının kamu görevlileri açısından suç teşkil ettiği gibi, hak ihlali oluşturuyor” dedi. Suç duyurusunda bulunan Özbudak, kendisinin ve aralarında 4 yaşındaki çocuğunun da olduğu altı aile bireyinin F.Ö hakkındaki soruşturmayla bir ilgisi olmadığını, anılan kişiyle hiçbir ilişkileri bulunmadığını kaydetti. İddianameye imza atan Cumhuriyet Savcısı olmak üzere tüm sorumlular hakkında soruşturma başlatılmasını talep etti. Özbudak, ayrıca şahsına ve aile bireylerine ait bilgilerin dosyadan çıkartılması talebiyle de F.Ö hakkındaki davaya bakan mahkemeye dilekçe verdi.

OHAL KALKSA DA DEVAM EDİYOR

Özbudak, şunları söyledi: “OHAL KHK’larının da sağladığı yasal alt yapıyla özellikle FETÖ ve benzeri soruşturmalarda inisiyatifi kolluk ele alıyor ve çoğunlukla teknik veriler içerdiğinden soruşturma dosyasının savcılar tarafından dikkatle incelenmiyor. Böylelikle de kolluk fezlekelerinin aynen iddianameye dönüştürülüyor. Her ne kadar OHAL kalksa da yarattığı alışkanlığı devam ediyor, mağduriyetler de artırıyor.”

 

İzmir Başsavcılığından skandal hukuksuzluk: 4 yaşındaki çocuğu iddianameye koydu yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Çin, Türkiye’ye neden aşı göndermiyor?

Gazeteci Murat Yetkin, Çin Büyükelçiliği yetkililerinin Türkiye’ye aşı sevkiyatının siyasi nedenlerle durdurulduğu iddialarını yalanladığını yazdı. Yetkin, Çin’in aşı sevkiyatının kendi vatandaşlarını yoğun aşıladıkları için yavaşladığını savundu.

BOLD – Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Mayıs sonuna kadar Çin’den 100 milyon doz Kovid-19 aşısı geleceğini açıkladı. Ancak Çin’in Türkiye’ye gönderdiği aşı sayısı 26 milyonda kaldı. Mayıs sonuna kadar 74 milyon doz aşının gelmesi zor görünüyor.

Çin’in Türkiye’ye gönderdiği aşıları durdurmasını masaya yatıran gazeteci Murat Yetkin, “Çin Büyükelçilik kaynaklarına aşı teslimatının siyasi nedenlerle, örneğin TBMM’de onay bekleyen ve Türkiye’deki Çin vatandaşı Uygur Türkleriyle bağı kurulan “Suçluların Karşılıklı İadesi” anlaşması nedeniyle mi durduğunu da sorduk” diye yazdı.

ERDOĞAN VE BAHÇELİ ÇİN ZULMÜNÜ GÖRMÜYOR

Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlallerine dair kampanyaların Türkiye’de İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener tarafından yürütüldüğünü kaydeden Yetkin, “Ama çoğu muhalefet partisinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti hükümetinin müttefiki MHP lideri devlet Bahçeli’nin de bu konuda fren koyduğu biliniyor” ifadelerini kullandı.

AŞI TESLİMATININ YAVAŞLAMASINDA ETKİSİ YOK

Çinli kaynakların cevabını da aktaran Yetkin, “Aşı teslimatının yavaşlamasıyla bu konunun, hiçbir siyasi konunun herhangi bir ilgisi yok. Türkiye ile ilişkilerimizde siyasi bir sorun yok” dediklerini aktardı. Yetkin, Çinli yetkililerin aşı teslimatının Mart sonundan bu yana durmasının nedenini Çin vatandaşlarının yoğun aşılanmasına bağladığını kaydetti.

ÇİN EN ÇOK AŞIYI TÜRKİYE’YE SATMIŞ

Çin’in toplam aşı ihracatının ki 100 milyon doz olduğu bilgisini veren Yetkin, Türkiye’nin, Çin’den aşı ithal eden ülkeler listesinde ilk sırada bulunduğunu kaydetti.

AKP’den “çılgın hırsız”lı salgın kampanyası

Çin, Türkiye’ye neden aşı göndermiyor? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

İtikaftan gözaltına alınan Alparslan Kuytul adli kontrolle serbest bırakıldı

Gaziantep’te camide itikafa giren Furkan Vakfı gönüllülerinin biber gazı sıkılarak gözaltına alınmasının ardından Adana’da 3 Mayıs akşamı camide gözaltına alınan Alparslan Kuytul, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

BOLD – Adana’da itikafa girdiği  için gözaltına alınan Furkan Vakfı kurucu eski başkanı Alparslan Kuytul, adli kontrolle serbest bırakıldı.

Gaziantep’te polisin camide itikaf yapan Furkan Vakfı mensuplarını biber gazı sıkarak gözaltına almasının ardından Adana’da da Furkan Vakfı kurucu eski başkanı Alparslan Kuytul ve 400 kişi gözaltına alınmıştı.

6 Mayıs’ta gözaltı süresi uzatılan Kuytul, emniyetteki işlemleri tamamlandıktan sonra dün adliyeye sevk edildi.

Savcılık sorgusunun ardından nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkarılan Kuytul, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

AİHM’den önemli karar: Kovid-19 karantinasındaki kişilerle tutulma kötü muamele

İtikaftan gözaltına alınan Alparslan Kuytul adli kontrolle serbest bırakıldı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AİHM’den önemli karar: Kovid-19 karantinasındaki kişilerle tutulma kötü muamele

AİHM, tutuklu ve hükümlülerin koronavirüs nedeniyle yeterli sağlık ve karantina koşullarına uyulmadan cezaevlerinde tutulmasının kötü muamele olduğuna karar verdi. AİHM, Nijerya vatandaşı Joseph Feilazoo’nun açtığı davada 25 bin euro tazminat ödenmesine hükmetti.

BOLD – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kovid-19 karantinasındaki kişilerle birlikte tutulmanın kötü muamele oluşturduğuna karar verdi.

AİHM, Kovid-19 salgını sürecinde Türkiye’de cezaevlerinde yeterli karantina ve sağlık koşulları sağlanmadan tutuklu ve hükümlülerin tutulmasına emsal teşkil eden bir karar verdi. AİHM, Malta’ya iltica eden Nijerya vatandaşının sınır dışı işlemleri sürecinde Kovid-19 karantinasındaki kişilerle birlikte tutulmasının kötü muamele olduğuna hükmetti.

AİHM, Malta’ya iltica eden Nijerya vatandaşı Joseph Feilazoo’nun sınır dışı işlemleri süresince uğradığı hukuksuzluklara karşı açtığı davada önemli bir karar verdi. AİHM, Feilazoo’nun sınır dışı işlemleri süresince çoğunda egzersize de erişemediği 77 gün boyunca gün ışığına erişimi olmaksızın tek başına tutulduğunu belirtti. AİHM, davada tutulma koşullarının ve Feilazoo’nun tıbbi gerekçe olmaksızın Kovid-19 karantinasındaki kişilerle birlikte kalmasının kötü muamele oluşturduğuna karar verdi.

25 BİN EURO TAZMİNAT

Nijerya vatandaşı Feilazoo’nun AİHM’le olan yazışmalarının tutulma yerindeki idarenin denetimine tabi olması, ihtiyaç duyduğu belge örneklerinin verilmemesi ve gerekli yardımda bulunmamasına rağmen zorunlu yasal temsilci hususunda bir şey yapılmamasının bireysel başvuru hakkının ihlali olduğuna hükmetti. Ayrıca sınır dışı amacıyla tutulduğu sürede yetkililerin gerekli özenle hareket etmemesi, özgürlük ve güvenlik hakkına aykırı bulundu. Malta hükumetinin 25 bin euro tazminat ödemesine karar verildi.

Kararı paylaşan AİHM hukukçusu Okan Taşdelen, “Sınırdışı işlemleri için tutulan başvuranın herhangi bir tıbbi gerekçe olmaksızın Kovid-19 karantinasındaki kişilerle birlikte kalmak zorunda bırakılmasının kötü muamele oluşturduğuna hükmediliyor” değerlendirmesi yaptı.

CEZAEVLERİNDE KORONAVİRÜS CAN ALIYOR

Kovid-19 sürecinde Türkiye’deki cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler koronavirüse yakalanmalarına rağmen yeterli sağlık koşulları ve tedaviye ulaşamıyor. Cezaevinde koronavirüse yakalananlar kalabalık koğuşlarda sağlıklı tutuklu ve hükümlülerle birlikte kalıyor, Kovid-19 testi yapılmıyor. Virüse yakalananların doktora erişmekte sıkıntı yaşadığı, hastalıkla mücadele edecek beslenme, vitamin ve ilaç desteğine ulaşamadıkları yakınları tarafından dile getiriliyor. Bu bilgileri çok sayıda kişinin cezaevinde yakalandığı Kovid-19 nedeniyle ölmesi doğruluyor. En son Çanakkale Cezaevinde koronavirüse yakalanan KHK’lı akademisyen Halil Şimşek tahliyesine 3 ay kala hayatını kaybetti. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde B4 koğuşunun tamamının koronavirüse yakalanmasına rağmen yüksek ateşle yatan tutuklu ve hükümlülere Kovid-19 testi yapılmadığı, revire dahi çıkarılmadığı kaydedildi. Koğuştakilerin yüksek ateşle hasta olmasına rağmen revire dahi çıkarılmadığını söyleyen Avukat Sümeyra Bulduk, “İnsanlar canlarıyla uğraşıyorlar. Siz korumak yaşatmak nedir bilmez misiniz” tepkisi göstermişti.

Cezaevinde korona isyanı: Siz yaşatmak nedir bilmez misiniz?

AİHM’den önemli karar: Kovid-19 karantinasındaki kişilerle tutulma kötü muamele yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Portland Lakers’ı devirdi Enes Kanter galibiyeti akademisyen Halil Şimşek’e adadı

Batı Konferansında play-off’lara 6’ncı sırada katılma mücadelesi veren Portland Trail Blazers, geçen sezonun şampiyonu Los Angeles Lakers’ı 106-101 mağlup ederek büyük bir avantaj yakaladı. Karşılaşmada Enes Kanter, 10 sayı, 10 ribaund ile bu sezon 33. double-double’ını yaptı. Kanter, galibiyeti tahliyesine 3 ay kala cezaevinde koronavirüsten vefat eden KHK’lı akademisyen Halil Şimşek’e adadı.

MUHAMMET ALİ TOKSOY | BOLD NBA

NBA’de Portland Trail Blazers, 6 maçlık deplasman yolculuğunu 5 galibiyetle taçlandırmasının ardından kendi evi Moda Center’da Los Angeles Lakers maçına çıktı. Bu sezon iki takım arasında oynanan iki karşılaşmada takımlar arasında 1-1’lik eşitlik vardı. Normal sezonun bitimine 6 maç kala karşılaşmayı kazanan Portland Trail Blazers eşitliği bozarak 6.sıraya çıktı ve play-off’lara direk katılabilmek için büyük bir avantaj sağladı. Pandemi sürecinin ardından ilk kez sınırlı sayıdaki taraftarının huzuruna çıkan Portland’da Damian Lillard 38 sayı ile yıldızlaşırken, başarılı temsilcimiz Enes Kanter 16 dakika süre aldığı karşılaşmayı 10 sayı, 10 ribaundla double-double yaparak tamamladı. Bu sezon 33. double-double’ına imza atan Enes Kanter Portland’ın geride olduğu dakikalarda benchden gelerek takımına ekstra katkı sağladı. Los Angeles Lakers’da LeBron James sakatlığı nedeniyle kadroda yer almazken, Anthony Davis ise maçı 36 sayı, 12 ribaundla tamamladı.

ENES KANTER GALİBİYETİ HALİL ŞİMŞEK’E ADADI

Enes Kanter, maçın hemen ardından sosyal medya hesabından attığı tweetle Los Angeles Lakers galibiyetini, 4 gün önce cezaevinde Kovid-19’dan vefat eden KHK’lı akademisyen Halil Şimşek’e adadı. Hukuksuz suçlamalarla 2016 yılı temmuz ayında tutuklanan Halil Şimşek’in 15 gün önce testi pozitif çıkmasına rağmen tahliye edilmemiş, durumu ağırlaşınca hastaneye kaldırılmıştı. İki çocuk babası, 53 yaşındaki Halil Şimşek’in tahliyesine 3 ay kala uğradığı zulüm sonrasında vefat etmesine dikkat çeken Enes Kanter, twitini ‘Los Angeles Lakers zaferini ona adıyorum’ diyerek bitirdi.

128 milyar doları sıfırlayan Merkez Bankası 159 ton da altın satmış

Portland Lakers’ı devirdi Enes Kanter galibiyeti akademisyen Halil Şimşek’e adadı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Sedat Peker’in devletteki koruyucusu kim?

Mafya lideri Sedat Peker’in, Youtube’da yayınladığı son videoda Mehmet Ağar’la ilgili yaptığı açıklamalar Türkiye’nin gündemine oturdu. Ancak Peker’in Ağar hakkında anlattığı olaylarda gizledikleri de vardı. Gazeteci Cevheri Güven, Peker’in ikinci videosunu ve ilk kez duyacağınız bilgilerle yeraltı dünyasının derin devletteki önemli bağlantılarını deşifre ediyor. BOLD  

 

Sedat Peker’in devletteki koruyucusu kim? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’den “çılgın hırsız”lı salgın kampanyası

AKP’li yöneticilerin paylaşmadığı ve daha sonra sosyal medyadan kaldırılan “128 milyar nerede?” sorusunun da bulunduğu çizgi filmlere yenisi eklendi. Sağlık Bakanlığının, salgınla mücadele için hazırladığı kampanyada “Çılgın Hırsız” isimli animasyon karakterini kullanması dikkat çekti.  

BOLD – Yolsuzluk iddiaları gündemden düşmeyen AKP hükumetinden ilginç bir tanıtım kampanyası geldi. Sağlık Bakanlığı, koronavirüsle mücadele için gereken tedbirleri vurgulamak için çizgi filme başvurdu. Animasyonda kullanılan karakterin “Çılgın Hırsız” olması dikkat çekti.

ÇILGIN HIRSIZLAR TAVSİYE VERİYOR

Sağlık Bakanlığı Twitter hesabından, koronavirüs ile mücadele kapsamında uyulması gereken kurallar konusunda halkın dikkatini çekmek için çizgi filme başvurdu. Bakanlığın Twitter hesabı üzerinden yayımlanan, “Çılgın Hırsız” serisinin Gru karakteri ve minyonlar koronavirüse karşı tavsiyeler veriyor. AKP’nin lebaleb kongrelerine ses çıkarmayan bakanlık animasyonda “Mecbur kalmadıkça evden çıkmayın” mesajı veriyor.

AMERİKAN YAPIMI FİLMDE SOYGUN PLANLARI VAR

Çılgın Hırsız animasyon film serisi ilk olarak 2010’da sinemalarda yayınlandı. ABD merkezli filmde, “Gru” ve “Minyonlar” gibi karakterler yer alıyor. Filmde, kötü kalpli Gru karakterinin soygun planları ve bu planlar sırasında karşılaştığı zorluklar anlatılıyor.

 

Mersin Limanına gönderilen kokain yüklü gemi Panama’da yakalandı

 

 

AKP’den “çılgın hırsız”lı salgın kampanyası yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Adana’da Kovid-19 cezası kaldırıldı: 1 milyar lirayı bulan ceza iptal mi olacak?

Koronavirüs salgınında kesilen sokağa çıkma yasağı cezalarıyla ilgili önemli bir gelişme yaşandı. Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği, “idari yaptırım kararının hukuka aykırı olması nedeniyle” iptaline ve cezanın kaldırılmasına karar verdi.

BOLD – AKP Hükumetinin gelir kalemine çevirdiği Kovid-19 cezalarıyla ilgili Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği, idari yaptırım kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verdi.

2020 yılından bu yana kesilen ve 1 milyar liraya ulaştığı tahmin edilen koronavirüs cezalarının tamamının iptal edilip edilmeyeceği merak ediliyor.

3 BİN 150 LİRALIK CEZAYA İPTAL

Ankara Gazetecisi sitesinde yer alan Alican Uludağ’ın haberine göre Adana’nın Çukurova ilçesinde bir vatandaşa sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle kaymakamlık tarafından 3 bin 150 TL idari para cezası kesildi. Ceza, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282. maddesine dayanak yapıldı. Adanalı vatandaş idari para cezasının iptali talebiyle dava açtı.

CEZAYA DAYANAK KANUN YOK

Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği, “İdari yaptırım kararının hukuka aykırı olması nedeniyle” iptaline ve cezanın kaldırılmasına karar verdi. Kararın gerekçesinde Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda sokağa çıkma yasağı şeklinde açıkça düzenlenen bir zorunluluk bulunmadığı, bu tedbire aykırı hareket edilmesinin de kanunda sayılan bir yasak veya zorunluluk olmadığı, bu nedenle yasanın 282. maddesinin uygulanmasının hukuken mümkün görülmediği anlatıldı.

128 milyar doları sıfırlayan Merkez Bankası 159 ton da altın satmış

Adana’da Kovid-19 cezası kaldırıldı: 1 milyar lirayı bulan ceza iptal mi olacak? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

MHP’nin hedef aldığı Habertürk’e gazeteci dayanmıyor

Madenci işadamı Turgay Ciner’in sahibi olduğu Habertürk Medya Grubu, AKP iktidarının hedefinden kurtulamıyor. 17-25 Aralık operasyonundan bu yana çok sayıda gazetecinin işine son verilen medya grubunda her seferinde AKP yandaşı isimler Habertürk yönetimine atanıyor.

BOLD ANALİZ – AKP’li trollerin ve Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan’ın başı çektiği Pelikan grubunun hedefindeki Habertürk’te bu kez MHP’nin tepkisi üzerine gazetecilerin görevine son verildi.

ALO FATİH İLE BAŞLAYAN SÜREÇ

Habertürk, 2013 yılından bu yana Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedefinde. Medya komiseri olarak görevlendirdiği ve Alo Fatih olarak ünlenen Fatih Saraç ile Habertürk’ün yayınlarını kontrol altına alan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, daha sonraki yıllarda insan hakları ve demokrasiyi savunan gazetecileri işten attırdı. 2018’de maliyetleri gerekçe göstererek Habertürk gazetesini kapatan Ciner Grubu, Habertürk TV ve internet sitesiyle yayın hayatına devam ediyor.

YETERİNCE ÖVMÜYOR

17-25 Aralık operasyonları sonrası 2014 yılından itibaren Habertürk’ün AKP hükumetinin dönük eleştirileri tamamen sona erdi. Bu dönemde Kürşat Oğuz kanalın başına getirilirken, Ankara Temsilciliğini Bülent Aydemir yürüttü. AKP ve MHP’nin propagandasının yeterince yapılmadığını düşünen Cumhur İttifakı, kendisine daha yakın gazetecilerin göreve getirilmesini istedi. Habertürk’e son müdahale ise MHP yönetiminden geldi. MHP’nin Anayasa taslağının eleştirildiği programın ardından MHP yönetiminin hedef aldığı Habertürk TV’de Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir ve Kürşat Oğuz’un görevine son verildi.

CUMHUR İTTİFAKI HABERTÜRK’TE

Habertürk Genel Yayın Yönetmenliğine MHP’ye yakınlığıyla bilinen eski Başbakanlık Basın Müşaviri Faruk Demirel getirildi. Ankara Haber Merkezinin yeniden yapılandırılmasında ise AKP’ye yakın isimler görevlendirildi. Show TV ve Habertürk TV haber merkezleri tek çatı altında toplanırken, Show TV temsilcisi Sibel Erdem Ankara Temsilcisi oldu. AKP’ye yakınlığıyla bilinen muhabir Fevzi Çakır ise temsilci yardımcısı görevine getirildi.

Paraları tüketen TRT kasayı doldurmak için bandrole sarıldı

MHP’nin hedef aldığı Habertürk’e gazeteci dayanmıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

İngiltere Merkez Bankası uyardı: Paranızı kaybetmeye hazırsanız kriptoya yatırın

İngiltere Merkez Bankasından kripto para yatırımcılarına kritik bir uyarı geldi. İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, ”Tüm paranızı kaybetmeye hazırsanız kripto paralara yatırın” dedi.

BOLD – Dijital para piyasalarıyla ilgili tartışmalara her geçen gün yenileri ekleniyor. Türkiye’de Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer’in 2 milyar dolar kripto varlıkla yurt dışına kaçmasının ardından kripto parayla ilgili bir uyarı da İngiltere’den geldi.

GERÇEK BİR DEĞERİ BULUNMUYOR

Basın toplantısında konuşan İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, “Eğer tüm paranızı kaybetmeye hazırsanız kripto paralara yatırın” ifadelerini kullandı. Bailey, “Benim için kripto ve para yan yana gelmeyecek iki kelime. Bu kripto paraların gerçek bir değeri bulunmuyor” diye konuştu.

Paraları tüketen TRT kasayı doldurmak için bandrole sarıldı

İngiltere Merkez Bankası uyardı: Paranızı kaybetmeye hazırsanız kriptoya yatırın yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Mersin Limanına gönderilen kokain yüklü gemi Panama’da yakalandı

Kolombiya’dan Türkiye’ye 2020’de gönderilirken yakalan 4 bin 900 tonluk kokainin ardından Panama’da, Ekvador’daki Bolivar Limanı’nından yola çıkan ve son durağı Mersin Limanı olduğu öne sürülen konteynerde 616 paket kokain ele geçirildi. Kokainin muz kutuları içine saklandığı belirlendi.

BOLD – Orta Amerika ülkesi Panama’da, Türkiye’de Mersin Limanı’na gittiği ileri sürülen bir konteynerde 616 paket kokain ele geçirildiği açıklandı.

Evrensel’in haberine göre, Panama basınında yayımlanan haberlerde Ekvador’da Bolivar Limanı’ndan yola çıktığı belirtilen konteynerin son durağının Mersin Limanı olacağı kaydedildi.

İspanya merkezli uluslararası haber ajansı EFE’nin de geniş yer verdiği haberde konteynerin Panama’ya Güney Amerika ülkesi Ekvador’da bulunan Bolívar Limanı’nda geldiği ve aktarma noktası olan Panama’nın PSA Limanı’nda Panamalı yetkililer tarafından arandığı belirtildi. Kokainin konteynerdeki muz kutuları içinde saklanmış halde bulduğu öğrenildi.

Panamalı yetkililer, yasa dışı kargoyu çarşamba gecesi, bir takip ve istihbarat çalışması sonucunda tespit ettiklerini açıkladı.

Panama devletinin deniz ve hava operasyonlarını yürütmekten sorumlu resmi kurumu SENAN, sosyal medya hesabından kokain paketlerinin fotoğraflarını paylaştı. Paylaşımda yasadışı maddenin muz kutuları içinde saklandığı ve Ekvador’daki Bolivar Limanı’ndan yola çıkan kargonun son durağının Türkiye’nin Mersin Limanı olduğu ifade edildi.

Ağustos 2020’de Brezilya’dan gelen ve Kocaeli Dilovası’ndaki Yılport Limanı’na yanaşan geminin içindeki bir konteynerde de 540 kilo kokain ele geçirilmişti. İlk aramada bulunamayan uyuşturucu madde gemi ikinci kez arandıktan sonra bulunmuştu.

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, konuyla ilgili Ticaret Bakanı Mehmet Muş tarafından cevaplanmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na soru önergesi vermişti.

Sedat Peker gazeteci Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili Mehmet Ağar’ı işaret etti: Ödeşmek adettendir

Mersin Limanına gönderilen kokain yüklü gemi Panama’da yakalandı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Paraları tüketen TRT kasayı doldurmak için bandrole sarıldı

İktidarı öven dizilere yüz milyonlarca liralık kaynak aktaran TRT, elektrik faturalarından sonra gözünü bandrol ücretlerine dikti. Cep telefonu ithalatında dijital olarak ödenen bandrol ücretlerinin fiziki olarak alınmadığını öne süren TRT yönetimi, bu ücretleri sanki hiç ödenmemişçesine 3 katı ve faiziyle almak için milyonlarca liralık icra davası açtı.

BOLD – Yayın politikası, kadrolaşma ve yaptığı yüksek harcamalarla yıllardır eleştirilerin odağında olan TRT, bandroller üzerinden yeni gelirler elde etmek için harekete geçti.

İthal edilen cep telefonlarından bandrol parası alan TRT, dijital bandrol uygulamasına geçildiği dönemde fiziki olarak bandrol almayan onlarca şirkete yüz milyonlarca liralık icra davası açtı. Geçmiş yıllarda bandrol paralarını ödeyen şirketler, en az 3 kat ceza ve faiziyle yeniden talep edilen bandrol ücretlerinden dolayı şok yaşıyor.

TRT ÖDENEN VERGİLERİ YENİDEN TALEP EDİYOR

Cep telefonlarının piyasada tüketiciye satışından önce bandrol ve etiket gibi ödemek zorunda oldukları yükümlülükler bulunuyor. Kanunla belirlenmiş bu vergiler, gümrük işlemleri sırasında ithalatçı tarafından gerçekleştiriliyor. Yüzde 10 oranında alınan bandrol vergileri ödenmezse, cihazların gümrükten çıkışına izin verilmiyor. Fiziki olarak daha önce alınan bu bandroller, 2 yıl önce alınan kararla dijital hale getirildi. İthalatçı online sistem üzerinden verdiği bandrol ücreti ile fiziki bandrole gerek kalmadan gümrük işlemlerini bitiriyor. Bunu kendi çıkarına kullanmak isteyen TRT de ilgili kanuna atıfta bulunarak fiziki bandrol alınmadığı gerekçesiyle şirketlere davalar açmaya başladı.

BİLİRKİŞİ DE ŞİRKETLERİ HAKLI BULDU

Sözcü’nün haberine göre, giderleri katlanarak artan TRT, bu yolla en azından açıklarını kapatmak istiyor. Prodüksiyon ve yapım işleri on milyonlarca lira tutan diziler çeken TRT’nin, bandrollerle büyük gelir peşinde olduğu ifade ediliyor. Mahkemeye taşınan bandrol konusunda şirketler daha önce ödeme yaptıklarını ifade ederken, bu durum bilirkişi raporlarına da yansıdı. TRT de yaptığı savunmalarda dijital olarak bandrol ödemelerinin yapıldığını kabul ederken, fiziki olarak alınmamasını bahane ederek, alacağında ısrar ediyor.

TALEP EDİLEN RAKAMLAR 30-40 MİLYON LİRA

TRT, geçmişe yönelik bandrol ücretleri ile ilgili ilk önce şirketlere ihbarname gönderiyor. 3 kat ceza ve faiziyle istenen bandrol ücretini daha önce ödediği için “hata yapılmıştır” diye ihbarnameyi dikkate almayan şirketlere icra takibi başlatılıyor. Hesapları bloke olma riskiyle karşı karşıya kalan şirketler, TRT’nin ciddi şekilde bu parayı istediğini anlıyor. Bazı şirketlere 30-40 milyon TL borç çıkarılması sonrası, bunalıma giren bazı yetkililerin intiharı dahi düşündüğü belirtiliyor.

 

Bayramda evden çıkmak yasak ama köprüden geçiş ücretsiz

Paraları tüketen TRT kasayı doldurmak için bandrole sarıldı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Dezenfektan skandalı sonrası görevden alınan Pekcan’ın yardımcısı da gitti

Kendi şirketinden bakanlığına yüksek fiyattan dezenfektan sattığı ortaya çıkan ve görevden alınan Ruhsar Pekcan’ın yardımcısının da görevine son verildi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2.5 yıldır Ticaret Bakan yardımcılığı koltuğunda oturan Gonca Işık Yılmaz Batur’u görevden aldı.

BOLD – Ticaret Bakanlığı’nda patlak veren dezenfektan skandalı sonrası görevden almalar devam ediyor. Ağustos 2018’den bu yana Ticaret Bakanlığında Bakan Yardımcısı olan Gonca Işık Yılmaz Batur’un yerine Mustafa Tuzcu atandı.

KARAR RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANDI

Geçen ay AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla görevden alınan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın yardımcısının da görevine son verildi. Resmi Gazetede bugün yer alan atama kararına göre Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Işık Yılmaz Batur’un yerine Mustafa Tuzcu getirildi.

10 Temmuz 2018’den 21 Nisan 2021 tarihine kadar Ticaret Bakanlığı görevini yürüten Ruhsar Pekcan görevden alınarak yerine AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş getirilmişti. Görevden alınan Ruhsar Pekcan’ın adı, kendisi ve eşi Hasan Pekcan’a ait şirketin bakanlığa dezenfektan satmasıyla gündeme gelmişti. Pekcan daha sonra görevden alınmıştı.

Ticaret Bakan Yardımcısı görevden alındı

PEKCAN GİBİ ÖZEL SEKTÖRDEN GELMİŞTİ

Görevden alınan Gonca Yılmaz Batur, 1970 yılında Konya’da doğdu. Ankara Fen Lisesi mezunu Batur, Bilkent Üniversitesinde Endüstri Mühendisliği eğitimi aldı. İş hayatına özel sektörde başlayarak uluslararası denetim ve danışmanlık firmalarında yöneticilik yaptıktan sonra telekomünikasyon, otomotiv, enerji ve diğer pek çok alanda faaliyet gösteren kurumsal şirketlerde üst düzey görev alan Batur, 18 Ağustos 2018 tarihinde Ticaret Bakanlığına Bakan Yardımcısı olarak atanmıştı.

 

Bayramda evden çıkmak yasak ama köprüden geçiş ücretsiz

Dezenfektan skandalı sonrası görevden alınan Pekcan’ın yardımcısı da gitti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

128 milyar doları sıfırlayan Merkez Bankası 159 ton da altın satmış

128 milyar doların buharlaştığı Merkez Bankasının kalmayan dolar sonrası kasadaki altınları da sattığı ortaya çıktı. Merkez Bankasının 7 ayda 159 ton altın sattığı belirlendi.

BOLD – Döviz rezervleri eriyince altınların satılmaya başlandığını kaydeden Ekonomist Uğur Gürses, Temmuz 2020’den Şubat 2021’e kadar 159 ton altın satıldığını belirtti. Gürses, “Merkez Bankası, döviz ve altın rezervleriyle oynanarak, bir hedge fona çevrildi” dedi.

SÖYLENEN ALTIN ORTADA YOK

Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 23 Nisan’da üç ayrı TV’nin ortak yayınında “Şu an 720 ton altın var, küsuratını unuttum” sözleri TCMB’nin altınlarını da gündeme getirdi. Sözcü’nün haberine göre Dünya Altın Konseyi’nin nisan verileri ile Kavcıoğlu’nun açıkladığı rezerv birbirini tutmayınca; 159 ton altının kayıp olduğu iddiaları ortaya atıldı. TCMB’nin rezervlerinin şeffaf olmayan bir şekilde satışını uzun süredir gündeme getiren ekonomist Uğur Gürses ise, kişisel bloğunda bu hesabın baştan ayağa yanlış olduğunu anlatan bir analiz paylaştı.

DOLAR BİTİNCE SIRA ALTINA GELDİ

TCMB’nin 116 ton olan altın rezervinin 2017’den itibaren arttırdığına işaret eden Gürses, Temmuz 2020’de bu rakamın 469 tona çıktıktan sonra Şubat 2021’e kadar satış süreci yaşandığına dikkat çekti. Analize göre TCMB’nin Şubat 2021’de mülkiyetindeki altın 159 ton azalarak 310 tona geriledi. TCMB’nin yanlış ekonomi politikasına, oluk oluk döviz rezervi satılarak harcandığı için 159 ton altını satma gereği duyduğunu söyleyen Gürses, döviz rezervleri eriyince altınların satılmaya başlandığını belirtti.

CEZA KORKUSU ALTINA YÖNLENDİRDİ

“Hem suyunu çeken nakit dövizi yerine koymak için altınlar satıldı hem de altınların değer kazancı bilanço kârına çevrilmiş oldu. Bu da Hazine’ye aktarıldı” diyen Gürses, “TCMB’nin, döviz ve altın rezervleriyle bu şekilde oynanarak, bir hedge fona çevrildi” ifadelerini kullandı. Uzun yıllar boyunca 116 ton altın rezervi tutan Merkez Bankası’nın 2017’den itibaren altın rezervlerini arttırmaya başladığına işaret eden Uğur Gürses, İran ambargosu bağlantılı altın sevkiyatı yapan Reza Zarrab’ın ABD’ye girerken yakalanması ile olası bir yaptırım ya da cezaya karşı önlem olarak Merkez Bankası’nın döviz varlıklarının azaltılarak altına çevrildiğini kaydetti.

Bayramda evden çıkmak yasak ama köprüden geçiş ücretsiz

128 milyar doları sıfırlayan Merkez Bankası 159 ton da altın satmış yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Bayramda evden çıkmak yasak ama köprüden geçiş ücretsiz

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yayınladığı karara göre Ramazan Bayramı süresince Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki otoyollar ve köprülerden geçişler ücretsiz olacak. Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi Köprüsü gibi yap-işlet-devret projeleriyle yapılan Hazine garantili otoyollar ve köprülerden geçiş ise ücretli olacak.

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan karara göre 12 Mayıs 2021 saat 00:00’dan 17 Mayıs 2021 saat 07:00’a kadar köprü, otoyol, Marmaray ve Başkentray ücretsiz hizmet verecek.

Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprüleri gibi Hazine garantisi verilen yap-işlet-devlet projeleriyle yapılan otoyollar ve köprülerden ise ücret alınacak.

Yap-işlet-devret projeleri hariç olmak üzere Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğunda bulunan otoyollar ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden geçişlerde ücret alınmayacak.

Aynı karar kapsamında 12 Mayıs 2021 Çarşamba saat 00.00’dan (salı gününü çarşamba gününe bağlayan gece) başlayarak 16 Mayıs 2021 Pazar günü saat 24.00’e kadar Başkentray ve Marmaray seferleri ücretsiz olacak.

Hızla düşürülen vaka sayısı inandırıcı bulunmadı: Türkiye kırmızı listede

Bayramda evden çıkmak yasak ama köprüden geçiş ücretsiz yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

İsrail polisi Mescid-i Aksa’da namaz kılan cemaate ses bombasıyla saldırdı

İsrail polisi, Doğu Kudüs’te Eski Şehir bölgesinde Müslümanların kutsal mekanı kabul edilen Mescid-i Aksa’daki Kıble Mescidi’nde teravih namazı kılan cemaate karşı ses bombaları ve plastik mermi kullandı. Olaylarda 200’e yakın Filistinli’nin yaralandığı bildirildi.

BOLD – İsrail polisi, Mescid-i Aksa’daki Kıble Mescidi’nde teravih namazı kılan cemaate karşı ses bombaları ve plastik mermi kullanarak saldırdı.

Öte yandan Mescid-i Aksa’nın içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesinin Şam Kapısı ile Sahire Kapısında da İsrail polisi Filistinli gençlere müdahalede bulundu. Harem-i Şerif’te yaşanan olaylarda 200’e yakın Filistinli’nin yaralandığı belirtildi.

İsrail polisinin müdahalesine Türkiye’de siyasi parti liderlerinden tepki geldi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrail polisinin Mescid-i Aksa cemaatine yaptığı saldırıları şiddetle kınadığını belirterek, “Filistinli kardeşlerimizle dualarımız aynı, yüreklerimiz birdir!” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Mescid-i Aksa’ya İsrail güvenlik güçleri tarafından ibadet sırasında yapılan saldırıda yaralanan tüm Filistinli kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum” dedi.

ÇELİK: FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN SONUNA KADAR YANINDAYIZ

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “İsrail, Mescidi Aksa’nın hukuki statüsüne saygı duymalı ve uluslararası yükümlülüklerine uygun davranmalıdır. Filistinli kardeşlerimizin din ve vicdan özgürlüklerinin sonuna kadar yanındayız. Harem-i Şerif, tüm Müslümanların kutsal mabedidir. İsrail hükümetinin mübarek Ramazan ayında Müslümanların mabedine yaptığı saygısızlığı ve Filistinlilere uyguladığı şiddeti kınıyoruz” açıklaması yaptı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da, “İsrail polisinin Mescid-i Aksa’ya girerek ses bombalarıyla saldırmasını şiddetle kınıyoruz. Mübarek Ramazan günlerinde hiçbir kutsala saygısı olmayan İsrail işgal güçleri Mescid-i Aksa’yı derhal terk etmelidir. Bu menfur ve pervasız saldırılar derhal durmalıdır” dedi.

Bayramda evden çıkmak yasak ama köprüden geçiş ücretsiz

İsrail polisi Mescid-i Aksa’da namaz kılan cemaate ses bombasıyla saldırdı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

7 Mayıs 2021 Cuma

Yeldana’nın bu fotoğrafları ilk kez yayınlanıyor / Türkiye Sedat Peker’in iddialarını konuşuyor

Mehmet Ağar’ın oğlu AKP Milletvekili Tolga Ağar’ın tanımadığını söylediği evinde ölü bulunan Kazakistan uyruklu gazeteci Yeldana Kaharman’ın Ağar’lara ait olduğu iddia edilen Bodrum’daki Marina’da fotoğrafları ortaya çıktı. Yeldana’nın fotoğrafları ilk kez Bold’da yayınlandı.

BOLD – Suç örgütü lideri Sedat Peker, Mehmet Ağar’ın oğlu AKP Milletvekili Tolga Ağar’ı Kazakistan uyruklu gazeteci Yeldana Kaharman’a tecavüz etmekle suçlamıştı. Peker’in Jandarma’nın da olayı üstünü örttüğünü savundu. Sedat Peker’in videosu sonrası Tolga Ağar ve Jandarma’dan iddiaları yalanlayan açıklama geldi. Ancak Yeldana Kaharman’ın Ağar’lara ait olduğu iddia edilen Bodrum’daki Marina’ya gittiğini gösteren fotoğraflar ortaya çıktı. Gazeteci Ertuğrul Erbaş fotoğrafları Bold yayınında kamuoyuyla paylaştı.

 

Yeldana’nın bu fotoğrafları ilk kez yayınlanıyor / Türkiye Sedat Peker’in iddialarını konuşuyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Kolombiya’da halk iktidara baş kaldırdı: Gammaza ödül var!

Kolombiya’da geçen hafta hükumetin vergi reformu tasarısına karşı başlayan halk gösterileri ülkenin geneline yayıldı. Yaşanan şiddet olaylarında şu ana dek onlarca kişi hayatını kaybetti. Voz De Latinoamerica muhabiri İbrahim Açıkyol başkent Bogota’dan ülkede yaşananları Bold yayınında Fatih Akalan’a anlattı. BOLD 

Kolombiya’da halk iktidara baş kaldırdı: Gammaza ödül var! yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’nin ‘Yalan Üretim Merkezi’ yayından kaldırıldı!

AKP, resmi Twitter hesabından yayımladığı ve CHP ile Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan ‘Yalan Üretim Merkezi’ videosunu yayından kaldırmak zorunda kaldı.

BOLD – AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Tanıtım ve Medya Başkanı Hamza Dağ, ‘Yalan Üretim Merkezi’ videosunun silinmesiyle ilgili Twitter’da açıklama yaptı. Dağ, parti olarak siyasette seviyeli muhalefetin oluşması için adım attıklarını savundu. Siyasette yalanın ulaştığı boyuta dikkat çektiklerini öne sürerek amaçlarına ulaştıklarını aktardı. Dağ, “Bundan sonrasında da bilgi ve belgeye dayalı, seviyenin korunduğu, aziz milletimize sadece gerçeklerle konuşacakları bir zemin istiyoruz” dedi.

FİLMİN SONU SANDIKTA HEZİMET

CHP’de ise Parti Sözcüsü Faik Öztrak, videonun silinmesiyle ilgili yaptığı paylaşımda gençlere seslendi. “Spoiler vermek istemem ama bu filmin sonu sandıkta hezimet” ifadelerini kullandı. CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan da AKP’li Hamza Dağ’ın açıklamasını paylaştı. “Yanlıştan dönülmesi, hakikate gelinmesi, kötülüğün ve karalamanın bırakılması yeni bir başlangıç olur umarım. Memleketin gerçeklerini konuşalım. Mesela 128 milyar dolar nerede” diye sordu.

BEKLEYİN GÖRÜN!

Animasyon videoda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP Sözcüsü Faik Öztrak yer alıyordu. Çok sayıda AKP’li milletvekili tarafından da paylaşılan videoya CHP lideri Kılıçdaroğlu da dahil olmak üzere CHP’liler tarafından yanıt verildi. Kılıçdaroğlu da Twitter’dan paylaştığı bir videoda, “Bekleyin ve görün, asıl Z kuşağı önümüzdeki seçimlerde sizi çizgi film yapacak” dedi.

AKP’nin animasyon videosunda Kılıçdaroğlu’na “128 milyar dolar nerede” sorusunun tekrar ettirilmesi sebebiyle de söz konusu soru “#128MilyarDolarNerede” etiketiyle Twitter’da çok konuşulan gündemler arasına girdi.

AKP’nin ‘Yalan Üretim Merkezi’ yayından kaldırıldı! yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Saray’ın bakanları kanal kanal gezip ‘gündem’ olmaya çalışıyor

Gündem belirleyemeyen AKP Hükumeti, bakanları kanal kanal dolaştırıyor. Bir televizyonda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konuşurken başka bir kanalda Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan açıklamalar yapıyor.

BOLD ANALİZ – AKP’li bir yönetici Nagehan Alçı’ya ‘havuz medyası’ ile ilgili itiraflarda bulundu: “Vallahi hiçbir etkimiz kalmadı. Gazetelerimiz bir hafta çıkmasa, halk bu gazetelerin yayınlanmadığını fark etmez. Şu tartışma programlarına onlarca arkadaşımızı ekranda parlasınlar diye gönderiyoruz”

BAKANLAR KANAL KANAL DOLAŞACAK

İktidara geldiği 2002 yılından bu yana gündemi kendisi belirleyen AKP, artık gündemin peşinde koşmak zorunda kalıyor. İşsizlik, zamlar yoksulluk ve kayıp 128 milyar dolar konusunda Millet İttifakı’nın eleştirilerine cevap veremeyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni bir karar aldı. Kabine üyesi bakanlar her akşam bir televizyon kanalına çıkarak açıklamalar yapacak.

LEBALEP KONGRELERİ TEPKİSİ DİNMİYOR

Dünya ve Türkiye’yi kasıp kavuran Kovid-19 salgınını yönetemeyen Saray Hükumeti, vatandaşların yüzde 80’nin onaylamadığı lebalep AKP kongreleri eleştirilerini bertaraf edemiyor. Erdoğan’ın “Lebalep kongre meselesi kapansın” talimatına AKP kurmayları, “Vatandaşlar bize inanmıyor. Hastalığın kongreler yüzünden arttığını düşünüyor” karşılığı verdiği belirtiliyor. Kongrelerin başladığı 2020 ekim ayında 5 binlerde seyreden günlük vaka sayısı maske ve mesafeye uyulmayan kongrelerin sona erdiği 60 binlere ulaştı.

AŞILAMA SKANDALI

Muhalefetin ve vatandaşların “Aşı nerede?” soruları Saray Hükumetinin peşinden koştuğu başka bir gündem başlığı oldu. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’na da talimat gönderdiği kaydedilen Erdoğan’ın aşılamadaki yavaşlamaya ikna edici bir açıklama yapılmasını istedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sık sık “Yeni aşı bağlantısı kurduk. Yakında Türkiye’ye gelecek” açıklamalarının altında gündem belirleme gayreti olduğu ifade edildi.

GENELGELERLE YÖNETİLEN TÜRKİYE

Kanunlarla yönetilen Türkiye’den genelgelerle yönetilen ülkeye geçilmesi de Erdoğan’ın başını ağrıtıyor. Marketlerde satılacak ürünler, pazarların açık olma saatleri İçişleri Bakanlığı’nca yayınlanan genelgelerle belirleniyor. Halkın tepkisini çeken genelge krizini çözmesi için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya görev verildi. Soylu, televizyonlara çıkıp yayınladığı genelgeleri madde madde açıklamaya başladı.

128 MİLYAR DOLAR UNUTULSUN

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ı 128 milyar doları unutturmak için görevlendiren Erdoğan, beklediği performansı alamadı. Uluslararası basında bile 128 milyar doların damat Berat Albayrak döneminde çarçur edildiğine dair haberlerinin yayınlanmasının Erdoğan’ı sinirlendirdiği kaydediliyor.

Saray’ın bakanları kanal kanal gezip ‘gündem’ olmaya çalışıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Bakırköy Cezaevinde korona alarmı: Çocuklarımızı ölüme mi terk ettiniz?

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde can pazarı yaşanıyor. 29 kişinin kaldığı B4 koğuşunda kızı bulunan Sema Maral, Twitter’dan yetkililere seslendi.

BOLD ÖZEL – Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde tutuklu mahpuslarda koronavirüs belirtileri olduğu halde test yapılmadığı ve doktora götürülmedikleri öğrenildi. Kızı 31 aydır tutuklu olan Sema Maral, kızıyla dün yaptığı telefon görüşmesini Twitter hesabından paylaştığı videoda anlattı.

“NEDEN TEST YAPILMIYOR, DOKTORA GÖTÜRÜLMÜYOR?”

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e seslenen Maral, “Kızım Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde 31 aydır tutuklu. B4 koğuşunda kalıyor. Dün telefon görüşümüz vardı. Herkesin hasta olduğunu söyledi. Halsizlik, eklem ağrısı, ateş, ishal olduğunu ama revire çıkarılmadıklarını test yapılmadığını söyledi. Evlatlarımızı orada ölüme mi terk ettiniz? Neden test yapılmıyor?” dedi.

28 yaşındaki kızının kronik nefes sorunu olduğunu belirten Maral, “Çocuğumun kronik hastalığı var, bahar aylarında nefes alamıyor, çok endişeliyim. Adalet Bakanı, hak ihlali gören bize söylesin diyor. Bunlardan haberiniz yok mu?” diye sordu.

“İNSANLAR CANLARIYLA UĞRAŞIYOR, AİLELER PERİŞAN”

Aynı koğuşta müvekkili Fatma Saadet Yılmazer’in de kaldığını söyleyen avukat Sümeyra Bulduk Twitter hesabından şunları yazdı: “Bakırköy Cezaevinde müvekkilim Fatma Saadet Yılmazer’in de tutuklu bulunduğu B4 koğuşunun tamamının korona olduğu, yataktan dahi kalkamadıkları, yüksek ateşleri olmasına rağmen test yapılmadığı ve revire dahi çıkarılmadığı söyleniyor. Siz korumak, yaşatmak nedir bilmez misiniz? Suçsuz yere özgürlüğünden mahrum ettiğiniz her insanın sağlığını korumakla yükümlüsünüz. İnsanlar canlarıyla uğraşıyorlar, aileleri ise perişan! Reviriniz ve revir doktorlarınız süs diye durmuyor orada!”

Cezaevinde korona isyanı: Siz yaşatmak nedir bilmez misiniz?

Bakırköy Cezaevinde korona alarmı: Çocuklarımızı ölüme mi terk ettiniz? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Alman istihbaratı İslam ve göç karşıtı Pegida hareketini kara listeye aldı

Almanya’da İslam ve göç karşıtı Pegida hareketi, iç istihbarat tarafından ‘anayasaya aykırı aşırı sağ oluşum’ ilan edildi. Bu kararla Pegida Vakfı ile bağlantılı kişi ve faaliyetlerin resmen izlenmesi mümkün olacak.

BOLD – Almanya’da Saksonya eyaletine bağlı Dresden kentinde kurulan ‘Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Avrupalı Yurtseverler’ (Pegida), iç istihbarat tarafından anayasaya aykırı oluşum ilan edildi.

Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın Saksonya birimi, Pegida’yı ‘aşırılıkçı niteliği kanıtlanmış yapılanma’ olarak sınıflandırarak Pegida’nın yıllar içinde anayasaya aykırı bir oluşuma dönüştüğüne yönelik güvenilir yeterli bulgular bulunduğunu bildirdi.

Açıklamada, başlangıçta heterojen bir kitleye hitap eden Pegida’nın yıllar içinde hem ideolojik hem de söylem olarak giderek radikalleştiği ve aşırı sağ çevrelerin ayrılmaz bir parçası haline geldiğine yer verildi. Pegida’nın parlamenter sistemi küçük düşürme, hukukun üstünlüğünü hiçe sayma gibi Alman anayasasının değerleriyle uyuşmayan tutumların propagandasını yaptığı, Yahudi, Müslüman ve azınlıklara yönelik düşmanca içerikler yaydığı kaydedildi.

İç istihbaratın bu kararı, Pegida Derneğinin yanı sıra bağlantılı kişi ve faaliyetlerin de resmen istihbari takibini mümkün kılacak. Pegida’nın düzenlediği gösterilerdeki ‘barışçı katılımcıların’ ise izlemeye dahil olmayacağı belirtildi.

20 Ekim 2014 tarihinde Dresden’de düzenlenen ‘Akşam yürüyüşü’ Pegida’nın kuruluşu olarak kabul ediliyor. Bunu takip eden aylarda binlerce kişi Pazartesi günleri düzenlenen Pegida gösterilerine katılmış, göç, mülteci ve İslam karşıtı sloganlarıyla Almanya’da büyük tartışma başlatmıştı. Yürüyüşlere katılanların sayısı zaman zaman 25 bine ulaştı. Özellikle Almanya’nın doğusunda destek bulan Pegida’yı kendisine örnek alan oluşumlar Almanya’nın diğer kentlerinde de destek yürüyüşleri düzenlemeye başlamıştı.

İşkence mağdurlarından Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko hakkında Almanya’da suç duyurusu

Alman istihbaratı İslam ve göç karşıtı Pegida hareketini kara listeye aldı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AKP Mısır’dan sonra Suudi Arabistan’a da zeytin dalı uzattı

Bölgedeki ve dünyadaki yalnızlığını gidermek için Mısır ve İsrail’le ilişkileri normalleştirme girişimleri başlatan AKP yönetimi, 2013 yılından beri ilişkilerin giderek bozulduğu Suudi Arabistan yönetimine de zeytin dalı uzattı. Çauşoğlu, gelecek hafta Riyad’a gidecek.

BOLD – AKP hükumeti, 2013 yılında bozulmaya başlayan ve Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile zirveye çıkan Ankara-Riyad krizini sona erdirmek için Suudi Arabistan’a Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu gönderiyor.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın salı günü Suudi Arabistan Kralı Selman bin Adülaziz ile gerçekleştirdiği görüşme sonrası uluslararası basına konuşan AKP yetkilileri, Erdoğan ve Selman’ın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun gelecek hafta Riyad’a gitmesi konusunda mutabık kadıklarını açıkladı.

11 Mayıs’ta Riyad’a gidecek olan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Farhan el Saud ile bir görüşme gerçekleştirecek. Görşmeler ticaret, ikili işlişler ve Libya gibi Türkiye’nin asker gönderdiği bölgesel konular odaklı olacak.

TÜRKİYE-SUUDİ ARABİSTAN İLİŞKİLERİ

Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler 2013 yılından itibaren bozulmaya başladı. Türkiye Mısır’da Müslüman Kardeşler Hareketi ve Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi desteklerken; Müslüman Kardeşler Hareketi’ne karşı olan Suudi Arabistan Mursi’yi deviren darbe yönetimini destekledi.

Yine daha sonraki dönemde Türkiye’nin İran’a yaklaşması Suudi Arabistan’ı rahatsız etti. Ayrıca 2017 Katar krizinde Türkiye ve Suudi Arabistan karşıt saflarda yer aldı.

KAŞIKÇI CİNAYETİ DÖNÜM NOKTASI OLDU

2017 yılı Haziran ayında Suudi Arabistan’da Veliaht Prensliğe Muhammed Bin Selman’ın gelmesi ile birlikte ilişkiler daha da kötüleşti. Türkiye, Suudi Arabistan yönetimi ve kraliyet ailesindeki iç mücadelelerde her zaman Muhammed Bin Selman karşıtı bir tutum izledi. Selman karşıtı gruplara açıktan olmasa da destek verdi.

En büyük kopuş ise Suudi asıllı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda 2 Ekim 2018’de öldürülmesi sonrası yaşandı. AKP hükumeti, Kaşıkçı cinayetini Veliaht Prens karşıtı bir kampanyaya dönüştürdü ve uluslararası alanda Veliaht Prens’i sıkıştırmaya çalıştı. Ancak o dönemki Trump yönetiminin Veliaht Prens ve Suudi Arabistan’la ilişkileri bozmak istememesi nedeniyle AKP hükumetinin bu politikası başarısız oldu.

AKP’DE SÖYLEM DEĞİŞİKLİĞİ

Erdoğan, 2018 yılında yaptığı bir açıklamada Kaşıkçı’yı öldürme emrinin Suudi yönetimindeki ‘en üst noktalardan’ geldiğini ifade etmişti. AKP hükumetindeki politik değişikliğin yansıması olarak Erdoğan’ın Sözcüsü İbrahim Kalın geçen ay Reuters Haber Ajansına yaptığı açıklamada Suudi Arabistan’da Kaşıkçı cinayeti ile ilgili mahkemenin verdiği kararı Türkiye’nin saygıyla karşıladığını söyledi.

Ancak Ankara o dönemde Suudi mahkemesinin verdiği kararların yetersiz olduğunu belirtmiş, Suudi yönetimini İstanbul’da açılan davayla işbirliği yapmaya davet etmişti.

Kaşıkçı cinayeti sonrası Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri en kötü günlerini yaşadı. Suudi Arabistan veliaht prensinin İsrail’le yakınlaşma politikası da AKP’yi rahatsız etti.

TÜRKİYE’NİN İHRACATI YÜZDE 98 AZALDI

Suudi Arabistan, yakın zamana kadar Türkiye’nin en büyük 12. ticari partneri durumunda idi. 2019 yılında Türkiye körfez ülkesine 3.1 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi.

İki ülke ilişkilerindeki gerilim dolayısıyla Suudi Arabistan, Türkiye’ye geçen yıldan itibaren gayrı resmi şekilde boykot uygulamaya başladı. Boykot geçen yıl ticaret rakamlarını fazla etkilemedi. Ancak bu yıl boykot dolayısıyla Suudi Arabistan’ın Türkiye’den ithalatı yıllık bazda yüzde 98 azaldı.

Ayrıca Suudi Arabistan yönetimi, başkent Riyad ve diğer vilayetlerde faaliyet gösteren Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 8 Türk okulunun 2020-2021 eğitim ve öğretim yılı sonunda kapatma kararı aldığını geçen ay sonunda duyurdu.

Türkiye-Mısır görüşmeleri net ilerleme kaydedilmeden bitti

AKP Mısır’dan sonra Suudi Arabistan’a da zeytin dalı uzattı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Bloomberg: Erdoğan politika değiştiriyor, ilişkileri resetleyecek

Amerikan medya organı Bloomberg, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Mısır ve Suudi Arabistan ile ilişki kurma çabalarını analiz etti. ABD Başkanı Joe Biden’in etkisiyle Erdoğan’ın politika değişikliğine gittiğine dikkat çekilerek “İlişkileri resetleyecek” ifadeleri kullanıldı.

BOLD – Türkiye’nin önümüzdeki hafta Suudi Arabistan’a planlanan ziyaretle Arap dünyasına erişimini bir adım daha ileri götürmek istediği yorumu yapıldı.

“Türkiye Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerini resetlemeye çalışıyor.” denilen analizde  bu hamlenin Joe Biden’ın ABD başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından  yapıldığı hatırlatıldı.

MÜSLÜMAN KARDEŞLER NE OLACAK?

Erdoğan’ın döneminde Türkiye’nin Arap yöneticilerin tehdit olarak gördüğü Müslüman Kardeşler’in destekçisi olduğu belirtilerek “Türkiye’nin Riyad ve Abu Dabi ile ilişkileri yakınlaştırmak için Müslüman Kardeşler’e verdiği desteği azaltmayı düşünüp düşünmediği belli değil” denildi.

ERDOĞAN’IN İLİŞKİ ONARMA GİRİŞİMLERİ

Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardından Suudi Arabistan ile Türkiye ilişkilerinin bozulduğuna işaret edilerek, Suudi Arabistan’ın Türk mallarına uyguladığı boykot hatırlatıldı. Analizde, “Türk ihracatçıların verilerine göre, mart ayında Suudi Arabistan’a Türk sevkiyatlarında yüzde 90’ın üzerinde düşüş gözlemlendi. Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler, Mısır Cumhurbaşkanı Abdül-Fettah El-Sisi’nin ülkenin seçilmiş İslamcı lideri Muhammed Mursi’yi 2013’te devirmesinden sonra bozuldu. Erdoğan, geçtiğimiz aylarda ilişkileri onarmak için bir dizi girişimde bulundu. Türkiye, Mısır ile deniz sınırları üzerinde bir anlaşmaya varmayı umduğunu söyledi.” ifadeleri yer aldı.

Bloomberg: Erdoğan politika değiştiriyor, ilişkileri resetleyecek yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

CAATSA yaptırımları Türk Ordusu’nun ‘savaşa hazırlık’ durumunu etkileyecek

Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 füze sistemi nedeniyle ABD eski Başkanı Donald Trump’ın 14 Aralık’ta Ankara’ya karşı açıkladığı CAATSA yaptırımları 7 Nisan’da devreye girdi. Yaptırımlar Türkiye’nin ‘savaşa hazırlık’ durumunu etkileyecek potansiyele sahip.

BOLD – ABD, Ankara’nın Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi alması nedeniyle ilk olarak Türkiye’nin F-35 savaş uçağı programındaki ortaklığını askıya aldı ve ardından tamamen iptal etti. Radara yakalanmayan 5. nesil F-35 savaş uçaklarını Avrupa’daki bütün ülkelerden önce alacak olan Türkiye, hem eskiyen hava kuvvetleri filosunu yenilemekten mahrum kaldı hem de program kapsamında yaklaşık 9 milyar dolarlık iş kaybına uğradı.

Eski Başkan Donald Trump’ın 14 Aralık’ta açıkladığı CAATSA (ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası) Yaptırımları da 7 Nisan’da devreye girdi.

ABD KONGRESİ’NDEN ‘ÖRTÜLÜ’ SİLAH AMBARGOSU

Ankara’nın S-400 satın alımı nedeniyle ABD Türkiye’ye örtülü ve fiili (de facto) bir ‘silah ambargosu’ uygulamaya soktu. Amerikan savunma sanayii şirketlerinin yabancı ülkelere yapacağı satışlar konusunda Dışişleri Bakanlığı’nın izin vermesi durumunda son onay mercii ABD Kongresi.

Aslında ABD Kongresi’nin Türkiye’ye fiili silah ambargosunun temelleri, 2017 yılında AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın korumalarının Washington ziyareti sırasında Türk Büyükelçiliği önünde protestocuları dövmesi ve ardından Türkiye’nin 2019 yılında Suriye’nin kuzeydoğusuna karşı başlattığı Barış Pınarı Harekatı ile atılmıştı.

CAATSA YAPTIRIMLARI

ABD Kongresi, kısaca CAATSA olarak bilinen Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası’nı 2017’de onayladı.

Yasa ile Rusya, İran ve Kuzey Kore’ye yaptırım uygulanmasının yolu açıldı. CAATSA’da 12 farklı yaptırım türü var. CAATSA, ABD başkanına 12 yaptırım arasından en az 5’ini seçerek uygulama yetkisi veriyor.

Dönemin ABD Başkanı Donald Trump, yasada belirtilen 12 yaptırımdan Türkiye için 5’ini seçmişti. Belirlenen yaptırımlar şunlardı:

  1. Savunma Sanayii Başkanlığı’na mal ve teknoloji transferi için ihracat lisansı verilmesi yasağı,
  2. Savunma Sanayii Başkanlığı’na 12 aylık bir süre içinde miktarı 10 milyon doları geçecek şekilde ABD mali kurumları tarafından kredi verilmesi yasağı,
  3. Savunma Sanayii Başkanlığı’na ihracat konusunda ABD İhracat-İthalat Bankası desteğinin yasaklanması,
  4. ABD’nin Savunma Sanayii Başkanlığı’na yarar sağlayacak kredilere uluslararası finans kuruluşlarında karşı çıkma zorunluluğu,
  5. Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, başkan yardımcısı Faruk Yiğit, SSB Hava Savunma ve Uzay Departmanı Başkanı Serhat Gençoğlu ve SSB Bölgesel Hava Savunma Sistemleri Direktörlüğü Program Müdürü Mustafa Alper Deniz’e vize yasağı getirilmesi. Yaptırım kapsamına alınan yetkililerin ABD’deki malvarlıklarının da dondurulması öngörülüyor.
TÜRKİYE’NİN ORTAK SİLAH PROJELERİNİ ETKİLEYEBİLİR

ABD’nin özellikle Savunma Sanayii Başkanlığı’na yarar sağlayacak kredilere uluslararası finans kuruluşlarında karşı çıkma zorunluluğu, gelecekte Türkiye’nin Avrupa ülkeleriyle gelişmiş silah platformları geliştirmesindeki ortaklıkları tehdit edebilir.

Bu noktada ABD’nin diğer ülkeleri de CAATSA yaptırımlarına maruz kalabilecekleri konusunda tehdit ermesi Türkiye için endişe verici. Burada en büyük risk Avrupalı ve Asyalı savunma sanayii firmalarının ve devletlerin yaptırım uygulanan Savunma Sanayii Başkanlığı ve personeli ile iş yapmaktan korkması olacaktır.

EN TEHLİKELİ YAPTIRIM: İHRACAT LİSANSLARI

Yakın tarih boyunca Türkiye’nin en büyük silah tedarikçisinin ABD olması nedeniyle CAATSA yaptırımları arasında en tehlikeli olanı Savunma Sanayii Başkanlığı’na mal ve teknoloji transferi için ihracat lisansı verilmesi yasağı. Daha önce imzalanan kontratlar yaptırım kararından etkilenmedi. Ancak Türk Savunma Sanayii Başkanlığı’na yeni ihracat lisansları verilmesi ve teknoloji transferi yasaklandı. Bu yasak ABD’nin Türkiye’ye sağladığı ürünlerin ve teknolojilerin 3. ülkelere ihracını da kapsıyor.

TÜRK SAVUNMA SANAYİİ İHRACATININ YÜZDE 35’İNİ ETKİLEYECEK

İhracat lisansları ve teknoloji transferlerinin yasaklanması Türk savunma sanayii ihracatının yüzde 35’ini etkileyecek. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı rakamlarına göre, Türk savunma sanayii ürünlerini yüzde 35’inde Amerikan alt sistemleri kullanıyor.

ABD ile Türkiye arasında teknoloji transferi ve ihracat lisansları konusundaki problemler CAATSA yaptırımları devreye girmeden önce de mevcuttu.

2018 yılında Türkiye, İtalya ile birlikte ürettiği 30 T-129 ATAK helikopterini 1,5 milyar dolar karşılığında Pakistan’a satmak için sözleşme imzaladı. Ancak helikopterlerde kullanılan motorların ABD’li Honeywell şirketi tarafından üretilmesi dolayısıyla Washington, Türk savunma sanayisinin bu en büyük ihracat girişimine uzun süredir taş koyuyor. Sözleşmenin durumu hala belirsizliğini koruyor.

MODERNİZASYON ÇALIŞMALARI DA ETKİLENECEK

ABD’den satın alınan her bir ürünün Amerikan şirketleri tarafından modernizasyonu da Washington’un onayı olmadan gerçekleşemiyor. Böyle bir durumda yeniden ihracat lisansı alınması gerekiyor.

Bu nedenle, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin modernizasyon çalışmaları da bu yasaktan olumsuz etkilenecek. Ayrıca ihraç odaklı büyümeye çalışan Tük savunma sanayii de bu karardan etkilenecekler arasında yer alıyor.

Örneğin Türk savunma sanayiinin zayıf olduğu alanlardan birisi motor üretimi. Bu alandaki eksiklikten dolayı Türkiye Altay tankı projesinde yıllardır çok ciddi gecikmeler yaşıyor. Almanya, Türkiye’nin talep ettiği motorları Ankara’ya vermeyi reddederken, yerli imkanlarla üretim de şu ana kadar mümkün olmadı.

YAPTIRIMLARDAN ETKİLENECEK EKİPMANLAR VE PROJELER

Teknoloji transferi ve ihracat lisanlarının yasaklanması, Türkiye’nin ABD yapımı parça ve ekipman kullanılan birçok hayati savunma projesini ve bu ürünlerin operasyonel kullanımını etkileyecek. Yaptırımlarla birlikte tehlikeye giren Türkiye’nin savunma projelerinden önemlileri şunlar:

  • Havadan Erken Uyarı ve Kontrol (HİK) Uçakları: ‘E-7T AEW&C’ Barış Kartalı Projesi,
  • Havada yakıt ikmal uçakları:  ‘KC-135 Stratotanker’,
  • Deniz Karakol Uçağı P-235 Meltem II: İspanyol CASA CN-235 uçakları ABD’li Honeywell şirketi tarafından modernize edildi,
  • General Electrics F-F110 jet motoru: F-16’lar için ABD lisansı ile Eskişehir’deki TUSAŞ Motor Fabrikası’nda üretiliyor,
  • KT-1T eğitim uçağı: Güney Kore Uzay ve Havacılık Sanayii’nin Türkiye’ye sattığı KT-1T eğitim uçakları ABD’li Locheed Martin firması işbirliğiyle geliştirildi.
TEHLİKEYE GİRECEK TEDARİK VE İDAME ÇALIŞMALARI

ABD yaptırımları nedeniyle Türk Ordusu’nun ABD’dem bazı tedarik ve idame çalışmaları da tehlikeye girdi. Bunlardan bazıları da şunlar:

  • Gemilerde yaklaşan füzelere ve roketlere karşı karşı kullanılan ‘Phalanx MK-15 Block 1B Close-In Weapons System,
  • Raytheon tarafından üretilen ‘Rolling Airframe Missile MK-49 mod-3’ güdümlü füze fırlatma sistemi,
  • Lockheed Martin firması tarafından üretilen ve TCG İstanbul fırkateyninde kullanılması planlanan ‘MK-41’ 16 hücreli dikey fırlatma sistemi,
  • Türk Deniz Kuvvetleri için üretilen DIMDEG filo ikmal gemilerinde kullanılacak ve ABD’li ‘General Electric Marine’ şirketi tarafından üretilen ‘gaz türbinli motorlar’.

“Türk Hava Kuvvetleri eskiyor”

CAATSA yaptırımları Türk Ordusu’nun ‘savaşa hazırlık’ durumunu etkileyecek yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Derin devlet faili meçhul cinayetler ve 5 tonluk kokain ifşaatları suç değil mi?

Yurtdışına kaçan Sedat Peker’in Mehmet Ağar’la ilgili ‘derin devletin başı’, gazeteci Kutlu Adalı cinayeti ve 5 tonluk kokain ifşaatlarıyla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sessizliği dikkat çekiyor. Peker’in Ağar’la ilgili iddialarını soruşturmak için adım atmayan Soylu, Ekrem İmamoğlu’nun türbede ellerini arkadan bağlayan fotoğrafına “Bana göre suç” dedi.

BOLD ANALİZ – Suç örgütü lideri Sedat Peker’in Youtube hesabından yaptığı açıklamalar Türkiye’de bir numaralı gündem haline geldi. Kendisinin de bulunduğu 63 şüpheliye yönelik ‘organize suç örgütü yöneticisi ve üyesi olmak’ suçlamasıyla yapılan operasyona tepki gösteren Sedat Peker, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, AKP Milletvekili Tolga Ağar’la ilgili çarpıcı iddialarda bulundu.

UYUŞTURUCUNUN SAHİBİ AĞAR İDDİASI

Peker, Kolombiya’da Türkiye’ye gönderilecek piyasa değeri 265 milyon dolar değerinde 4 ton 900 kilo kokainle ilgili Mehmet Ağar’ı suçlamış ve hiçbir operasyon yapılmadığını açıklamıştı. Peker, “İmanlı nesil yetiştirecektik, uyuşturucu bağımlısı nesiller yetiştirdik. Devlet derin devletçilik oynayanların oyununa gelmez. Bu uyuşturucunun geldiği yer belli. Sahibi Mehmet Ağar” dedi.

KUTLU ADALI CİNAYETİ

Peker, 6 Temmuz 1996’da Kıbrıs’ta evinin önünde faili meçhul cinayete kurban giden gazeteci Kutlu Adalı’nın ölümüyle ilgili de isim vermeden Mehmet Ağar ve Korkut Eken’i işaret etti. Peker, “İlerleyen videolarda 1996’da Kıbrıs’ta faili meçhul bir şekilde öldürülen Kutlu Adalı’yı konuşacağız ama Korkut Eken’i de alıp üçümüz konuşacağız. Beni aşağıladınız, beni küçültemezsiniz” ifadelerini kullandı.

İSTANBUL’DA SİLAHLI OLAY

Mehmet Ağar’ın oğlu AKP Milletvekili Tolga Ağar’ın İstanbul’da karıştığı silahlı bir olayı da anlatan Peker, Mehmet Ağar’ın araya girmesiyle olayın Mustafa Sarıgül’ün oğlu Emir Sarıgül’ün şoförünün üzerine yıkılarak kapatıldığını iddia etti. Emniyet müdür yardımcılarının da bilgisinin olduğu olayı anlatan Peker, “Sururi Saydam, Beykoz’dan sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı. Sunay Balıklıkaya, C Bölge Müdürü, şu an emekli. Bu müdürlerimiz de orada. İl Emniyet Müdürü işlem yapacağız diyor. Mehmet Ağar ve Tolga Ağar engelliyor. Sonucunda Emir Sarıgül’ün şoförüne tek el ateş ettiriliyor ve arkadaş cezaevine gidiyor” dedi.

Sedat Peker, Elazığ’da Tolga Ağar’la görüştükten sonra evinde ölü bulunan 21 yaşındaki Yeldana Kaharman’la ilgili de iddialarda bulundu.

TÜRBE FOTOĞRAFINA SUÇ DEDİ

Peker’in delilli ve ispatlı dediği iddialara emniyetten sorumlu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sessiz kalması dikkat çekti. Soylu, Peker’in Mehmet Ağar ve Tolga Ağar’ın merkezinde olduğu derin devlet, faili meçhul cinayet ve uyuşturucu kaçakçılığı ifşaatlarıyla ilgili soruşturma talimatı vermezken, iddiaların soruşturulacağına dair bir açıklama da yapmadı. Peker’in iddiaları karşısında sessizliğe gömülen Soylu, TV 24’te katıldığı yayında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Fatih Sultan Mehmet Türbesini ziyareti sırasında ellerini arkasından bağlamasıyla ilgili ise “Yaptığı bana göre suç. Böyle bir görüntü olamaz ama soruşturma izni vermem” açıklaması yaptı.

SOYLU’NUN BİR GARİP SUÇ KRİTERİ

İmamoğlu’nun türbe ziyaretinde elini arkadan bağlamasını suç olarak gören Soylu’nun faili meçhul cinayet, 5 tonluk uyuşturucu kaçakçılığı ve derin devlet iddialarına karşı güvenlik kuruluşlarını harekete geçirmemesi tepki çekiyor. Yoksa İçişleri Bakanı Soylu’ya göre feci iddialar suç değil mi?

Sedat Peker gazeteci Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili Mehmet Ağar’ı işaret etti: Ödeşmek adettendir

Derin devlet faili meçhul cinayetler ve 5 tonluk kokain ifşaatları suç değil mi? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Devlet Bahçeli de şehitlikte ellerini arkadan bağlamış

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında türbede ellerini arkadan bağladığı için soruşturma açılırken, bir ellerini bağlama vakası da Devlet Bahçeli’nin çıktı. Fotoğraflarda Bahçeli’nin şehitliği elleri arkada bağlı şekilde gezdiği görülürken, savcılığın bu saygısızlık için bir soruşturma başlatıp başlatmayacağı ise merak konusu oldu.

BOLD – Türbede ellerini arkadan bağladığı için hakkında soruşturma başlatılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gibi MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de şehitlikte ellerini arkaya bağladığı ortaya çıktı. Savcılığın Bahçeli ile ilgili bir soruşturma açıp açmayacağı merak konusu oldu.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI, DOSYA İÇİŞLERİ BAKANLIĞINDA

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun geçen yıl bir türbeye girerken ellerini arkadan bağlaması görüntüleri hakkında soruşturma açıldı. İstanbul’un Fethi’nin 567. yıldönümü törenlerine katılıp Fatih Sultan Mehmet Türbesi’ni ziyaret eden İmamoğlu, ziyaret sonrasında Fatih’in eşi Gülbahar Hatun’un türbesini ziyaret sırasında ellerini bağlaması soruşturma konusu oldu. Savcılığın başlattığı soruşturma şu an İçişleri Bakanlığı’nda.

BAKAN SOYLU: SAYGISIZLIK, BÖYLE BİR GÖRÜNTÜ OLAMAZ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, türbede elleri bağlamayla ilgili yaptığı açıklamada “Büyüklerin yanında çocuklar ellerini arkaya koymazlar. Camilerde ve özellikle mezarlık yerlerinde eller arkaya konmaz. Saygı, edep ve terbiyedir. İBB Başkanı bu törende ne için var? İstanbul’un fatihi Fatih Sultan Mehmet Han için, orada onun kabrini ziyaret etmek, ona dua etmek için. Yani İBB başkanı sıfatıyla var. Tabii vatandaş bunu görünce saygısızlık olduğunu düşünüyor. Bu görüntüleri düşündükten sonra ben de saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Böyle bir görüntü olamaz” dedi.

BAHÇELİ DE ELLERİ ARKADA BAĞLI GEZMİŞ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun suç olarak gördüğü elleri arkadan bağlamayı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de şehitlik ziyaretinde yaptığı ortaya çıktı. Geçtiğimiz aylarda Ankara’nın Kızılcahamam ilçesindeki Ülkücü Şehitler Anıtı’nı ziyaret eden Bahçeli, şehitliği elleri arkadan bağlı olarak gezdiği belirlendi. Bahçeli’nin bu durumu fotoğraflara da yansıdı.

Bir yıl cezaevinde tutulan Muaz bebek için kampanya

Devlet Bahçeli de şehitlikte ellerini arkadan bağlamış yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Tolga Ağar, Peker’in iddialarını yalanladı: Şahsımla uzaktan yakından ilgisi yok

AKP Milletvekili Tolga Ağar, Sedat Peker’in hakkında yaptığı suçlamalarına cevap verdi. Elazığ’da kendisiyle görüştükten sonra evinde ölü bulunan 21 yaşındaki Yeldana Kaharman’ı tanımadığını belirten Ağar, “Konunun şahsımla uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır. Türkiye’de herkes herkesi tanır, bilir ve değerlendirir” dedi.

BOLD – AKP Elazığ Milletvekili Tolga Ağar, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in kendisi hakkında gündeme getirdiği iddialarla ilgili yazılı açıklama yaptı.

Youtube kanalından yaptığı açıklamalarla eski bakanlardan Mehmet Ağar’a ‘derin devletin başı’ diyen oğlu Tolga Ağar ile ilgili de iddialarda bulunan Sedat Peker, Tolga Ağar’ı 28 Mart 2019’da Elazığ’daki evinde ölü bulunan 21 yaşındaki Kazakistanlı üniversite öğrencisi Yeldana Kaharman’ın ölümünden sorumlu olduğunu öne sürmüştü.  Peker, videoda şunları söyledi: “Tolga Ağar’ın bir kız arkadaşı var Kırgız ya da Kazak uyruklu. Kızcağız jandarmaya gidiyor, ‘Tolga Ağar bana tecavüz etti’ diye. Kız şikâyet ediyor. Daha sonra kızı helikopterle aldırıyorlar. Kız ertesi gün ölü bulunuyor. Orada bir garipcağız öldü, herkes biliyor kimse sesini açmıyor.”

Peker’in iddialarına dün sessiz kalan Tolga Ağar’ın, Jandarma Genel Komutanlığının Kaharman’ın ölümüyle ilgili iddiaları yalanlaması sonrası TBMM antetli kağıt ile sosyal medya hesabından açıklama yapması dikkat çekti. Peker’in hakkındaki diğer iddialarına cevap vermeyen Ağar, açıklamasına sosyal medya kullanıcılarının yorum yapmasını engelledi.

Ağar’ın açıklaması şöyle:

  • Uzun süredir yurt dışında kaçak yaşadığı anlaşılan suç örgütü mensubu S.P. isimli kişi tarafından şahsıma yönelik iftiraları şiddetle reddediyorum.
  • Hangi karanlık hesaplar için bu şeref ve itibar suikastına giriştiğinin açığa çıkması için hukuki işlemleri başlatacağım.
  • Şaibe yaratarak, ima yoluyla beni suçlamaya çalıştığı adı geçen gazeteciyi tanımam.
  • Konu adli makamlarca soruşturulmuş ve hukuki süreç tamamlanmıştır. Konunun şahsımla uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır.
  • Buradaki kurnazlık, siyasi husumet içerisinde olunan çevrelerin iftirasına destek vereceği ümididir.
  • Daha düne kadar kendisine hakaret ederek itibarsız şahıs muamelesi yapanların, amaç siyasette malzeme olarak kullanma olunca, konu ile ilgili hiçbir araştırma, soruşturma Lüzumu görmeksizin, hevesle üzerine atlamalarını derin bir üzüntü ile karşılıyorum.
  • Kendi siyasi hesaplarına suç örgütü mensubunun beyanlarını dayanak yapmaya çalışanları kamuoyu vicdanına havale ediyorum.
  • Türkiye’de herkes herkesi tanır, bilir ve değerlendirir.
  • “Tezyif müzeyyifin kadri ile mütenasiptir” yani “Hakaret, hakaret edenin gücü ve kişiliği ile orantılıdır.

Sedat Peker gazeteci Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili Mehmet Ağar’ı işaret etti: Ödeşmek adettendir

Tolga Ağar, Peker’in iddialarını yalanladı: Şahsımla uzaktan yakından ilgisi yok yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Bir yıl cezaevinde tutulan Muaz bebek için kampanya

60 günlükken annesiyle birlikte hapse atılan ve 13 ay cezaevinde kalan Muaz Bahadır’ın göz sağlığına kavuşabilmesi yardım kampanyası başlatıldı.

SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD ÖZEL

Annesi Nurhan Erdal Bahadır ile birlikte 13 ay Tarsus 2 Nolu T Tipi Kadın Kapalı Cezaevinde yaşayan Muaz bebek doğduğundan beri sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor. Muaz bebek, 4 Ekim 2018’de dünyaya geldiğinde aort koarktasyonu adlı kalp hastasıydı. Bir hafta kuvözde kaldı. Ayrıca sağ ve sol gözünde kayma, göz kanallarında da tıkanıklık vardı.

7 Aralık 2018’de annesiyle birlikte hapse giren Muaz bebeğin tüm tedavileri aksatıldı. İzmir Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 17 Ocak 2019 tarihinde verdiği randevuya gidemediler. Gözlerindeki kayma, Mersin Üniversitesi Hastanesi doktorunun ifadesine göre daha da ilerledi. İlaçları ve gözlüğü gecikmeli teslim edildi. Hapiste doğru dürüst beslenemedi. Yetişkinler için hazırlanan yemekleri yemek zorunda kaldı. Her şeye alerjisi olduğu için annesi süt ve süt ürünlerini bile tüketemedi.

Emeklemeyi, yürümeyi beton zeminde öğrendi. Emeklemeye başladığı dönemde ranzadan düşünce kurum müdürlerinden biri annesine ayağına ip bağlamasını söyledi. 18 kişilik koğuşta hasta oğluyla ilgilenen, kendisinin de bel fıtığı olan Nurhan Erdal Bahadır bu süreçte 3 kez sinir krizi geçirdi. Doktora götürüldükleri günler ayrı bir çileydi. Nurhan Erdal Bahadır, küçücük bebekle tabut diye adlandırılan cezaevi aracının içinde, Mersin sıcağında hastane önünde 7 saat beklemek zorunda kaldı.

Muaz 60 günlükken… Bu kare cezaevine girmeden önce çekildi.

“DOKTOR HAYRETLE DİNLEDİ, İNANAMADI”

Cemaat soruşturmaları kapsamında 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan Nurhan Erdal Bahadır, İstinaf Mahkemesi kararı bozduğu için 31 Aralık 2019’da tahliye edildi. Ancak o bir yıllık süreç Muaz’ın hem psikolojisini hem sağlığını olumsuz etkiledi. Uzun bir süre toprağa, çimlere basamayan Muaz, hapisteyken elleri kolları zorla tutularak, jandarmalar eşliğinde muayene olduğu için yaşadığı travmayı atlatamadı. Muaz’ın babası Levent Bahadır, oğlunun Yunanistan’daki doktoruyla aralarında geçen bir konuşmayı şöyle anlatıyor:

“Yedi aydır Atina’da yaşıyoruz. Oğlumuzun tedavisi daha fazla gecikmesin diye burada doktora götürdük. Muayene sırasında doktor bir gün, ‘Bu çocukta bir şey var. Muayene etmemi istemiyor, bakamıyorum. Bir stresin kaynağı var, nedir?’ diye sordu. Annesiyle birlikte cezaevinde kaldığını söyledik. Göz muayenesinde, doktor randevularına bir daha gitme lüksünün olmadığını ve o anda bakılması gerektiğini, çaresizce annenin askerlerle birlikte kolundan, bacağından tutmak suretiyle gözüne bakmak için yoğun çaba sarf edildiğini, bundan dolayı bu travmayı yaşadığını söyledik. Kadın doktor hayretle dinledi, dinledikten sonra ellerinin göğsüne kavuşturdu. Gözleri nemlendi ve ayakta durmakta, o anda zorlandı.”

27 MAYIS’TA AMELİYAT EDİLECEK

Şu an 2,5 yaşında olan Muaz bebek ve ailesi artık Yunanistan’da yaşıyor. Tedavisi Atina’da devam eden Muaz, gözlerinde şaşılık olduğu için 27 Mayıs’ta ameliyat edilecek. Bu nedenle önümüzdeki günlerde Muaz için bir kampanya başlatılacak. Levent Bahadır, Muaz’ın yaşadıklarını öğrenince doktorun hastane ve anestezi masrafını alacağını fakat kendi ücretinin yarısını almayarak yardımcı olacağını söyledi.

Muaz bebek 1. doğum gününü 4 Ekim 2019’da cezaevinde kutladı.

Kalp hastası Muaz bebek 6 aydır hapiste

Bir yıl cezaevinde tutulan Muaz bebek için kampanya yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »