5 Ekim 2019 Cumartesi

Kumlu’da aile hekimleri sokağa atıldı

Hatay’ın Kumlu ilçesinde aile hekimlerinin görev yaptığı hastanedeki odaları polis zoruyla boşaltıldı. Aile hekimlerine yer de gösterilmedi.

BOLD – Hatay’ın Kumlu ilçesindeki devlet hastanesinde hizmet sunan aile hekimlerinden, “uzmanlara oda verileceği” gerekçesiyle odalarını boşaltmaları istendi. Kendilerine yer gösterilemeyen aile hekimleri, polis zoruyla sokağa atıldı.

HEKİMLER ÇARESİZ KALDI

Aile hekimleri durumu yargıya taşıdı ancak bir sonuç elde edilemedi. Kaymakamlık başta olmak üzere ilçedeki yetkili makamlara başvuran aile hekimleri kendilerine bir yer tahsis edilmesi konusunda sonuç elde edemedi. İlçede Aile Sağlık Merkezi olabilecek nitelikte bir yapı bulunmadığı için aile hekimleri çaresiz kaldı. Sokağa atılan aile hekimleri ise bakanlıktan bir an önce bu soruna çare bulmasını istedi.

HAFİFE ALINACAK BİR OLAY DEĞİL

Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu tarafından Hatay’da yaşanan olayla ilgili yapılan açıklamada, bu durumun “hafife alınacak bir olay” olmadığına dikkat çekildi. “Aile hekimlerinin yer sıkıntısı nedeniyle yaşadığı, şiddet, zor kullanma artık sona ersin. Şimdi ne olacak bu iki aile hekimi arkadaşımızın durumu? Burada acilen Hatay İl Sağlık Müdürlüğünün devreye girmesini ve Kumlu Aile Sağlık Merkezi’ne yer gösterilene veya planlanan ASM binası bitene kadar arkadaşlarımızın mevcut yerlerinde hizmetlerini aksatmadan çalışmalarına devam etmelerini talep ediyoruz. Polis zoru ile arkadaşlarımıza verilen bu gözdağını da şiddetle kınıyoruz” denildi.

 

Ekrem İmamoğlu’ndan İstanbullulara söz: “Biz sizi aldatmayacağız!”

medyabold
Devamını Oku »

Saray’dan operasyon için sinyal

Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyonun sinyali Saray’dan geldi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstiklal Marşı’nın “Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın!” dörtlüğünü paylaşması dikkat çekti.

BOLD- Kıbrıs harekatının başlaması için verilen “Ayşe tatile çıksın” mesajı gibi Fırat’ın doğusuna düzenlenecek harekatın sinyali de İstiklal Marşı ile verildi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, olası bir operasyonla ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı.

“ARKADAŞ YURDUMA ALÇAKLARI UĞRATMA SAKIN”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, paylaşımında, “Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın! Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın; Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın” mesajını vermesi dikkat çekti.

ZIRHLI ARAÇLAR SINIRDA

Altun’un mesajı sonrası sınıra zırhlı araçların sevkedilmesi dikkat çekti. Şanlıurfa’daki 20’nci Zırhlı Tugay Komutanlığı’ndan hareket eden 10 TIR üzerindeki zırhlı araçlar Suriye sınırındaki Akçakale ilçesine sevk edildi. Araçların Suriye sınır hattında konuşlandırılacağı öğrenildi.

 

Pompeo’dan tehdit gibi açıklama: “Yasa dışı sondajın kabul edilemeyeceğini Türklere söyledik”

 

medyabold
Devamını Oku »

Kampanyalı mezar satışında patlama!

20 yıl gibi kısa sürede tüketim toplumuna dönüştürülen ve marketlerde kampanyalı ürün kuyrukları oluşan Türkiye’de tarım fuarında kampanyalı olarak satılan mezarlar kısa sürede kapışıldı.

BOLD – Çanakkale’nin Biga ilçesinde düzenlenen Gıda, Tarım, Hayvancılık ve Teknolojileri Fuarı’na mezar standı damga vurdu. Fuara özel fiyatlarla sergilenen mezarlar kısa sürede satıldı.

FİRMA SATIŞLARDAN MEMNUN

Fuarda indirimli mermer mezar satışı yapan İbrahim Aktay, görenlerin önce yadırgadığını ardından ise mezar satın aldığını ifade etti. Mezar fiyatlarının 700 liradan başlayıp 9 bin 500 liraya kadar çıktığını söyleyen Aktay, mezar satışlarından memnun olduğunu kaydetti.

Ekrem İmamoğlu’ndan İstanbullulara söz: “Biz sizi aldatmayacağız!”

medyabold
Devamını Oku »

300 yıllık tarihi karakol yıkılmak üzere

BOLD- Osmanlı döneminde her sur girişine yerleştirilen 300 yıllık tarihi Şehremini (Mevlanakapı) Karakolu perişan halde.

2. Mahmut dönemine ait tarihi karakolun bir duvarı en son kimliği belirsiz kişiler tarafından 28 Eylül saat 23.00 civarında kepçeyle yıkıldı. Yapının çevresini metal levhalarla kapatan Fatih Belediyesi sorumlular hakkında soruşturma başlattığını açıkladı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Fatih Belediyesi, “Durumu önceki gün 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na bildirdik. Sorumlular hakkında işlem yapılmasını istedik. Tarihi binanın etrafını geçtiğimiz 30 Eylül Pazartesi günü demir panellerle kapattık. Tarihi yapıyla ilgili restorasyon proje çalışmaları devam ediyor” ifadelerini kullandı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan, partisinin adını unuttu

BOLD- Kızılcahamam’da düzenlenen AK Parti 29. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dili sürçtü.

Geçtiğimiz günlerde hastalanan MHP Genel Başkanı’na geçmiş olsun demek isteyen Erdoğan, “Bu vesileyle Sayın Bahçeli’ye geçmiş olsun dileklerini şahsım katında tüm Refah Partisi olarak iletmek istiyorum” dedi.

Kısa bir süre sessizlikten sonra alkışlanan Erdoğan’a cümlesini düzeltmesi için en ön sırada Mill Savunma Bakanı Hulusi Akar yardım etti. “Ak Parti, Ak Parti, Ak Parti” diye 3 kez seslenen Akar’ı duyan Erdoğan “Ak Parti olarak…” şeklinde cümlesini düzeltti.

Refah Partisi, 22 yıl önce 16 Ocak 1998’de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Eski Refah Partili olan Erdoğan, partinin içinden kopan bir grupla birlikte 14 Ağustos 2001’de kendi partini kurdu.

medyabold
Devamını Oku »

|Yasin ASLIYANIK| ✏ Ege’de İnsanlık

Gece sisli Ege’de su soğuktu
Umut dolu bot yaklaştı kıyıya
Azgın dalga kudurdu, zaman sustu
Zulmü yıktı insanlığın bağrına
Ağır korkular sarıldı yüreğe
Mehtap karardı sızladı yıldızlar
Karanlık yırtıldı çığlık çığlığa
Analar suda yavruya ağladı
Sakızda küçücük körpe mezarlar
Aktı ölmüş gözler, çeşmeye döndü
Evlatsız kalan gariban analar
Yaralı kalpler, gamla yüklü gündü.
Zalim gölgesi insana eğildi
Sesler öldü Ege’nin yangınında
Masum ahı Gayretullaha değdi
Bitmez ümit yakının yarınında
Bu şiir özgürlük yolunda boğularak hayatını kaybedenlere ithafen yazılmıştır…


Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/10/06/yasin-asliyanik-%e2%9c%8f-egede-insanlik/
Devamını Oku »

Ayşe ÖZTÜRK – İnsaf

—Doktor ne dedi bey?
—Erken zamanda fark edilmiş. Riski fazla olsa da ameliyattan çok ümitli.
—Peki ameliyat ne kadar sürecekmiş?
—Üç-dört saat kadar sürebilir demişti.
—Peki altı saat oldu neden bitmedi bu ameliyat? Yoksa bir şey oldu da bize mi söylemiyorlar? Bir sorsan olmaz mı?
—Bazen daha da uzayabilir demişti. İnşallah bir şey yoktur. Meraklanma.
—Meraklanma demesi kolay. Beyin ameliyatı bu. Korkutuyor. Bir de tümör olunca insanın inancı kuvvetli olmasa aklını kaybeder herhalde. Rabbim tüm hastalara şifa versin. İçinde de bizim melek kızımıza. Rabbim onu bize bağışlasın.(Hıçkırarak ağlar, eşinin göğsüne yaslanır.)
—Amin. Amin.
Ameliyathaneler önünde hazırlanan Bekleme Salonunda dakikalar geçmek bilmemişti. Nihayet yedi buçuk saat sonra duvardaki büyük ekranda Eda’nın ameliyattan çıkıp yoğun bakım ünitesine alındığına dair yazı belirdi.
Anne Güzin Hanım yazıyı görür görmez o kadar sevindi ki ki yüksek sesle bağırdı. Eşinin boynuna sarıldı.
—Rabbime hamd olsun. Kızımız çıktıııı.
Günler günleri kovalamış, Eda, on iki gün sonra taburcu olmuştu.
2016 yılının yazında evde şenlik havası esiyordu ta ki Temmuz ayının ortasındaki yakıcı kavurucu ihanete kadar. 2016 yılının yazında evde bayram havası vardı ta ki Temmuz ayının ortasındaki kan dondurucu girişime kadar.
Güzin Hanım ve İsmail Bey Bulgar televizyonundan takip ediyorlardı Türkiye’de olup biteni. Çünkü yıllık izinlerini İsmail’in yaşlı anne-babasının yanında geçirmek için bu ülkeye gelmişlerdi. Çocuklar da yıllar sonra dede ve ninelerini görmüşlerdi. Bağ-bahçede özgürce koşuşturmuş, civcivleri, tavukları, horozları yemlemişlerdi. Koyun kuzu meleşmeleriyle şarkılar söylemiş, buzağılarla koşuşturmaca oynamışlardı. Temiz hava, yeşil doğa herkese çok iyi gelmişti. Özellikle Eda’ya.
Nihayet izinlerini bitirmişler ağustos sonunda vatana dönmüşlerdi. Her şeye rağmen vatan toprağı başkaydı. Havasını, suyunu, güneşini, ayını özlemişlerdi.
Ne bilsinlerdi onlar gelmeden isimlerinin listelere çoktan yazılmış olduğunu.
Ne bilsinlerdi her ikisinin birden memuriyetten ihraç edilmek üzere hazırlık yapıldığını.
Ne bilsinlerdi yıllarca canı pahasına ülkenin dört bir yanında görev yapmalarına rağmen artık istenmeyen kimse ilan edileceklerini.
Ne bilsinlerdi yıllarca doğu ve güneydoğuda ülke insanına, geleceğin mirasçıları çocuklara verdikleri emekten dolayı yasa dışı terör örgütü PKK’nın ölüm listelerinde isimleri yer alırken başka başka kimselerin yine aynı niyetle onları sivil ölüme mahkum etmek için isimlerini listelere alarak mesleklerinden atmak istediklerini.
Hatta ne bilsinlerdi isimlerini listelerde yayınlayıp ardından da kendilerini gözaltına almak  ve “proje mahkemeler” sayesinde tutuklayıp cezaevine tıkmak için çoktan kapalı kapılar ardında hazırlıklar yaptıklarını.
Hatta ne bilsinlerdi demir parmaklıklar ardına, taş duvarlar arkasına kapatılacaklarını, sevdiklerinden mahrum bırakılacaklarını, gökyüzüne hasret kalacaklarını, bilselerdi her şeye rağmen belki de Bugaristan’da kalır dönmezler, vatan hasretiyle hakikatlerin ortaya çıkmasını beklerlerdi.
Hatta, hatta, hatta….
Ne bilsinlerdi?
Nereden bilsinlerdi?
Nasıl bilsinlerdi?
Ancak olan olmuş, kapalı kapılar ardındaki plan, program işlemiş her ikisi de mesleklerinden ihraç olmuştu.
Ancak olan olmuş, İsmail hoyrat ve insan onuruna aykırı davranışlarla gözaltına alınmış, on yedi gün gözaltında kalmış ve göstermelik mahkeme sonucu cezaevine konmuştu. Konmuş demek zordu adeta tıkılmıştı.
Ancak olan olmuş, Güzin Hanım’ın annesi olanlar dayanamamış kalp krizi sonucu hayata gözlerini yummuştu.
Eda ve kardeşleri, günlerce, aylarca  dua dua Rablerine yalvardı.
Yalvarıyorlar.
Yalvaracaklar.
“Ne olur Allahım hakikati ortaya çıkar ve masumların yardımcısı ol. Sana inanıyor ve güveniyoruz. Sen bizim vekilimizsin.(Amin)”

 



Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/10/06/ayse-ozturk-insaf/
Devamını Oku »

Yasin ASLIYANIK – Sanki Rüyadayım

Turna olup uçmuştum, meçhulden bir diyara,
Annemin yüreğinde çırpındım, kanat olup.
Güller devşirdim, en derin aşktan uzaklara,
Heyecanla yollara düştüm, sanki bir meczup.
&
Vardık yepyeni dostlarla, masaldan ülkeye,
Dağlar bağrına taş basıp, yolları gözlemiş.
Asırlardır ne kederler gizlenmiş sineye,
Ağaçlar yıllarca durup,  baharı özlemiş.
&
Donuk binalar, ruhsuz mezar gibi bakıyor,
Sokaklar, caddeler; çağlar öncesi gibi sel.
Sanki rüyadayım, gözlerim hiç açılmıyor,
Uyansam artık, dokunsa da bir sihirli el.
&
Ve gözlerim süzüldü, asûde bir mekâna
İçinde çırpınıyordu uçmak için kuşlar.
Pervasız gönlüm râm oldu, aşkın şarabına
Kalblere işleniyordu  rengarenk nakışlar.
&
Geldim artık turna olup, meçhulden diyara,
Semanın bağrında çırpındım, yıldız olup.
Güller getirdim, en derin aşktan, bu toprağa,
Bitse de yollar hala heyecanım, bir meczup.
   07 ŞUBAT 2019

 



Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/10/06/yasin-asliyanik-sanki-ruyadayim/
Devamını Oku »

Fatma Yılmaz – Eve Ekmek Getiren Duygu

Hava henüz aydınlanmak üzereydi.
Evin hanımı telaşla seslendi.
—Fundaaa! Kızıııım, kahvaltı hazır. Haydi yavrum Duygu’yu da uyandır.
—Geliyoruz annecim.
—Hadi kuzum, karagözlüm, uyan. Anneannen sana patates kızartmış, yumurta da haşlamış bekletmeyelim.
—Anne az daha uyusam olmaz mı? Sabahın körü daha yaa.
—Olur mu kızım? Kahvaltını yap sonra biraz uyursun.
—Öff ya. Saat daha altı buçuk. Ben sekizde gidiyorum. Anne ya, biz sonra yapsak olmaz mı? Ne olur biraz uyuyayım ya. Çok yorgunum. N’olur.
—Haydi meleğim, haydi. Elini yüzünü yıka gel. Sen de geç kalma işine. Hadi annesinin bir tanesi haydi.
Bu konuşmalar Pazar günleri hariç neredeyse her sabah biraz eksik biraz fazla cümlelerle aynıyla yaşanıyordu.  Kahvaltı sofrasına oturan Funda geçmişe yolculuk yaptı.
Düşünceli halinden belliydi, dolaşıyordu hatıraların koridorlarında. Konuşmaların sahibi Funda yıllar önce tezgâhtardı. Aydın’da özel sektörde altı yıl çalışmıştı. Alışverişe gelip giden Anadolu’nun bağrında yetişmiş fidan gibi bir delikanlı Polis Haydar’ın gözlerine takıldı. Gönlünde kaldı. Çok geçmeden sevdalar buluştu. Aileler anlaştı. Düğün-dernek derken yıllar geçti. Yeni yuvada iki fidan yetişmişti. O fidanlar büyümüştü. 2016 yılının ilkbaharında hiç de zamanı olmasa da Mart ayında hem de eğitim-öğretim döneminin bitmesine dört aydan az kalmışken Muğla’ya tayin edilen Funda Öğretmen ailesinden ayrılıp Muğla’da göreve başlamıştı. Aile birliği için Haydar da Emniyet Genel Müdürlüğüne Muğla için tayin dilekçesi göndermiş ama tayini yapılmamıştı. Haydar ve Funda çifti hiç tereddüt etmeden karar vermişti. Haydar altı ay ücretsiz izne ayrılmak zorunda kalmıştı. Nisan ayı sonunda Muğla’ya taşınmışlardı. Mayıs ayının ilk günlerinde de Funda, dünyalar güzeli bir kız evlat dünyaya getirmişti. Duygu ve Dağhan’dan sonra Derya dünyaya gelmişti. Ailenin en yeni ve en küçük üyesi Derya’nın bakımı zordu. Haydar eşinin her ihtiyacına koşturuyordu. Ne güzel günlerdi o günler.
Hayat hep böyle koşturma ve güzel telaşlarla devam edecek zannetmişlerdi. Her şey istedikleri gibi değildi ama mutluydular. Ailecek bir arada olabilmek için Haydar maaşsızdı ama mutluydular. Ama 2016 yılının kavurucu yazında ülkenin kaderine kast eden hainlerce organize edilen bir hareketle istikbal kararmıştı. İki yüz elli insanımız şehit olmuş, iki binin üzerinde vatandaşımız yaralanmıştı. Milyonlarca insanın ve masum Anadolu’nun geleceğine ihanet edilmişti. Bununla da kalmamıştı. Ekim ayında Haydar’ın altı aylık ücretsiz izni bitmek üzereydi ki bir sabah kapısı meslektaşlarınca çalındı.
—Hakkınızda yakalama kararı var. “Darbeye katılmak ve terör örgütü üyesi olmak irtibat ve iltisakından(!) gözaltına alacağız, bizimle geleceksin, demişlerdi.
Haydar ve Funda inanamadı. Önce şaka sanmış ama Haydar’ın elleri arkadan kelepçelenip evin her tarafı darmadağın edilince anlamışlardı.
Okullar açılmış Funda öğrencileriyle buluşmayı dört gözle bekler olmuştu. Ama Derya küçüktü. 2017 Şubatında bebeğini annesine bırakarak göreve başladı. Ama birkaç gün sonra Kanun Hükmünde Kararname ile mesleğinden ihraç edildi. Sebebini merak etti.
Avukatı dosyasına baktı.
—Aydın’dayken özel bir kurumda sigortalı çalışmışsınız ve ev almak için bir bankadan çektiğiniz kredi gerekçe gösterilmiş. Ha bir de eşiniz tutuklu olduğu içinmiş hakkınızdaki bütün bu yapılanlar. Demişti.
Duygu ailenin en büyük çocuğuydu. Genç Hanımefendi. Oldukça zekiydi. Türkiye derecesi yapmıştı. Tercihler için annesine sorduğunda;
—Evladım! Sen bilirsin ama başka ile göndermemiz mümkün değil. Buradaki üniversiteden bir yerler yazsan olmaz mı? Demek zorunda kalmıştı. Çünkü maddi durumdan dolayı başka ile gidemezdi. O yaz Duygu, Muğla Üniversitesi’ni kazanmıştı. Kaydını yaptırdı. Yaptırır yaptırmaz da yine aile kararıyla “Kaydını Dondurmak” zorunda kalmıştı.
Babası cezaevindeydi. Annesi meslekten ihraç edildiğinden gelirleri yoktu. Anneannesinin yanına taşınmışlardı. Kadıncağız da o yaşına rağmen başkasının evine erkenden gidip akşama kadar çocuk bakımı yapıyordu. Bir süre sattıkları arabanın geliriyle idare etmişlerdi. Ama bıçak kemiğe dayandığından Duygu’nun ısrarıyla(!) Duygu çalışmaya başlamıştı.  Duygu kaydını dondurup çalışmak zorunda kalmıştı. Eve ekmek gelmeliydi, sofraya katık. İş başa düşmüştü
.
Funda hatıraların sisli yoğunluğundan kurtulup yaşadığı zamana döndü.
Karşısında uykulu gözlerle kahvaltı yapmaya çalışan Duygu’yu düşündü. Funda kızına dönerek seslendi.
—Ah yavrum! Uykunu da alamadın ama ne yapalım, dayanacağız. Gözlerinde süzülen damlalar anlamlıydı. Zira Funda, son kalan bileziğini ve alyansını da satarak avukat tutmuş, eşine hukuki yardım yapmak istemişti. Okula yeni başlayan kızı, babasına en çok ihtiyaç duyduğu bir zamanda babasız kalmıştı. Bu yaştaki kızına;
—Babamı niye götürdüler anne? Diye sorduğunda cevap verememek insanı kahrediyordu.
Kızı neredeyse babasını unutacaktı. Babasının resimlerini görünce heyecanlanıyordu.
Kendi kendine düşündü.
—Şimdi bu çocuklara ve bizlere bunları yaşatanlar hala neyle suçlandığımızı dahi doğru dürüst söylemediler. Eşim 15 Temmuz gecesi evde olduğunu kamera görüntüleriyle savcıya bildirmesine rağmen hala tutuklu. İkimiz de ihraç durumdayız. Annemin çocuk bakımıyla ve kızımın aldığı asgari ücretle daha ne kadar geçineceğimi bilemiyorum. Çağdaş dünyada savaşta bile kadınlara dokunulmamasına rağmen bu adamlar sırf bir bankadan kredi çektik diye ve eşim tutuklu diye beni de ihraç etti, açlığa mahkûm etti. Umarım bu hukuksuzluklar bir an önce biter de herkes ailesine kavuşur. Rabbim ne olur bir an önce bitir bu zulmü.
Funda’nın ağlayışına Duygu da eşlik etti.
Anneanne hüznünü gizleyerek çoktan kapıdan çıkmıştı.

 



Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/10/06/fatma-yilmaz-eve-ekmek-getiren-duygu/
Devamını Oku »

Hayalleri Çalınan Bir Yavru Daha

Düştüklerinde ellerinden tuttukları, ağladıklarında ise isimlerini sayıklayarak sakinleşen bebeklerden binlercesinin; anneleri, babaları, oyuncakları, hayalleri ellerinden alındı.
Kimileri beton zemin ve duvarlar ve üzeri telle kaplı zindanlarda da olsa anneleriyle birlikte teselli olurken, kardeşleri, babaları, oyuncaklarından mahrum bırakıldı.
Amasya’da ki Şahin ailesi de hayalleri çalınan ve zulmün pençesine takılan aileler arasında yerini aldı.
Anne Melek Şahin Amasya’da devam eden haksız ve hukuksuz operasyonlar kapsamında 25 Aralık 2018 tarihinde 9 aylık oğlu Mustafa Adil ile birlikte cezaevine gönderilmişti. 4 yaşındaki kızı Meva ise babasıyla ve bebekleriyle, anne kokan kıyafetlerini koklayarak teselli oluyordu. Zulüm Şahin ailesinin yakasını bir türlü bırakmadı. Baba Kadir Vahit Şahin’de 15 Mayıs 2019 tarihinde tutuklanarak kızı Meva’dan koparıldı.
Meva artık yalnız. Meva sadece anne kokusu sinmiş bebekleriyle, anne ve babası ile kardeşinin dönüşünü yaşlı gözlerle bekliyor. Dindirin artık bu gözyaşlarını!
“Hukuk Reformu”na ihtiyacınız yok. Adaleti uygulayın yeter. Korkmayın! Sadece yasaları uygulayın. Kimse “yasaları uyguladınız” diye sizi suçlayamaz. Ama mutlaka “uygulamadığız yasalar nedeniyle” bir gün yargılanırsınız ve o gün belki de size “sizin acımadığınız, zulmettiğiniz o masumlar” acıyacak, bunu unutmayın.
https://t.co/oxzOtaSgGR
https://twitter.com/magduriyettr1/status/1128605536679813120?s=19

 



Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/10/06/hayalleri-calinan-bir-yavru-daha/
Devamını Oku »

Tahliye Edilmesi İçin “Tabut”mu Gerekiyor!

Bir yandan; bir umut beklentisi adına “Hukuk Reformu” haberleri basın ve medyada yer alırken, bir yandan da cezaevlerinde hukuk katliamları yaşatılmaya devam ediliyor. Mevcut yasalarda yer alan hükümleri rafa kaldıran “muktedirler, yasa uygulayıcıları”, hâli hazırdaki kurallara, hukuk normlarına uymayıp anlaşılan “hukuk reformu” adı altında mevcut yasaların raftan indirilmesi bekleniyor. Onlarca çoğu ağır hasta mahkumun çığlıkları beton duvarları aşıp ortalıkta inlerken, “adalet bekçileri” “üç maymunu” oynuyor.
Hasta durumu görmezden gelinen hasta tutuklulardan biri de Kırşehir Cezaevi’nde tutsak bulunan İsmail Ilgın olduğu öğrenildi. Ilgın’ın tutuklanmadan önce dizinden menisküs ameliyatı olduğu, cezaevinde bu hastalığının tekrar nüksettiği ve bundan dolayı yürümekte zorlandığı belirtildi. Ayrıca belinde skolyoz (bel eğriliği) rahatsızlığı da bulunuyor.
İsmail Ilgın’ın tahliye edilerek uygun koşullarda ameliyat olması gerekiyor.
Bağımsız, cesur, vicdanlı hakimlerimize buradan sesleniyoruz. Aradığınız yasalar yıllardır masanızın üzerinde duruyor. Elinizi uzatın ve bu yasaları artık uygulayın. Yapılan bu hukuksuzluklara bir son verin artık.
https://t.co/GRFjQBlYtb
https://twitter.com/magduriyettr1/status/1128606215544635392?s=19

 



Kaynak: Mağduriyetler http://magduriyetler.com/2019/10/06/tahliye-edilmesi-icin-tabutmu-gerekiyor/
Devamını Oku »

Bitkiler saldırı anında birbirleriyle haberleşiyormuş

Hareketsiz ve savunmasız canlılar olarak bilinen bitkilerin, zararlı böceklerin saldırısı altında olduklarında birbirlerine haber vermek için bir uyarı çığlığı geliştirdiği keşfedildi.

BOLD – Bir böcek; yaprak, çiçek veya saptan bir ısırık aldığında bitkinin savunmasının bir parçası olarak kokan bir kimyasal salgılanıyor.

Bilim insanları, yeni bir araştırmaya göre bu uçucu organik bileşiklerin diğer dost türlerin de acil tehditleri bilmelerini sağlamak için yayıldığını söylüyor.

BİTKİLERİN BİRBİRLERİYLE KONUŞTUKLARI ORTAK BİR DİL

Bitkiler, genotiplerine göre farklı kokulara sahip ancak saldırıya uğradıklarında bu farklılaşan kokular bütün bitkilerin tanıyabileceği bir kokuya dönüşüyor. Bu durum, Cornell Üniversitesinden bir ekip tarafından bitkilerin birbirleriyle konuştukları ortak bir dil olarak ele alındı.

Bir bitki tarafından yayılan bir çağırı, başka bir bitki tarafından alınabiliyor ve savunmasını hazırlamasına ya da doğrudan savunmasına neden olabiliyor.

Ekip, çalışma için Kanada’da yetişen bir çeşit goldenrod türü olan Solidago altissima’yı denedi.

Doğal ortamlarında birkaç saksı bitkisi çemberi düzenlediler ve her çemberin ortasında bir bitki otçul bir yaprak böceği tarafından hasar gördü. Saksılar, bilim insanlarının Current Biology’deki yayınına göre, kök temelli iletişim olasılığını ortadan kaldırmalarına izin verdi.

İSTERLERSE BÜTÜN BİTKİLERLE, İSTERLERSE SADECE KENDİ TÜRLERİYLE İLETİŞİM KURUYORLAR

Eğer daha geniş bir topluluk saldırı riski altındaysa etrafındaki bütün bitkilerle iletişim kuran ağaçların, sakin zamanlarında sadece kendi türleriyle iletişim kurabilecekleri keşfedildi.

Araştırma ekibinden bir profesör, şunları söylüyor:

“Dilimizi gizli tutmak istiyorsak kodluyoruz. Burada olan da tam olarak bu, fakat kimyasal seviyede. Bu benzerlik çarpıcı ve beklediğimiz gibi değil. Bitkiler patojenler veya otoburlar tarafından saldırıya uğradığında çok sık gördüğümüz şey, metabolizmalarını değiştirdikleridir. Fakat bu rastgele bir değişiklik değil.

Aslında bu kimyasal ve metabolik değişiklikler aynı zamanda saldırganlarla başa çıkmalarına yardımcı oluyor. Bağışıklık sistemimize çok benziyor. Bitkiler bizim gibi antikorlara sahip olmasa da oldukça kötü kimyasallarla savaşabiliyor.”

iPhone 11 çıktı, en iyi akıllı telefonlar listesi güncellendi

medyabold
Devamını Oku »

“TÜİK’in verilerinin doğru olması imkansız”

Eski MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta, TÜİK’in açıkladığı veriler arasında doğru olması imkansız bilgiler yer aldığına dikkat çekti. Usta, Adana-Mersin’de yüzde 8,5 artan giysi fiyatlarının Hatay-Maraş-Osmaniye’de yüzde 15,6 düşemeyeceğinin altını çizdi.

BOLD – Türk Lirası dolar karşısında değer kaybediyor. İthal edilen cep telefonlarının fiyatları ise sürekli artıyor. Enflasyonu tek haneli olarak açıklayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ise açıkladığı enflasyon verilerinde ise cep telefonu fiyatlarında indirim olduğunu ortaya koydu.

DOĞRU OLMASI İMKANSIZ VERİLER

TÜİK’in bu verilerine itiraz eden Eski MHP Grup Başkanvekili ve Samsun Bağımsız Milletvekili Erhan Usta, TÜİK’e göre enflasyonun düşmesi sevindirici olduğuna vurgu yaparak, giyim, ayakkabı grubunda ve cep telefonu, bilgisayar ve televizyon gibi ürünlerde gözlenen fiyat hareketlerinin ise çok dikkat çekici olduğunu ifade etti. Usta, TÜİK’in merkezi veri dağıtım sisteminden daha detaylı ve bölgesel olarak yayınladığı veriler incelendiğinde, doğru olması imkansız olan bölgesel fiyat hareketlerinin gözlendiğinin altını çizdi.

GİYSİ ADANA’DA ARTMIŞ, OSMANİYE’DE AZALMIŞ

Usta, ağırlığı yüzde 5,6 olan ve yıllık fiyat artışı yüzde 0,9 olan giyim grubunda Adana-Mersin’de giysi fiyatları geçen yıla göre yüzde 8,5 artarken Hatay-K.Maraş-Osmaniye’de yüzde 15,6 düştüğünün yer aldığına dikkat çekti. Usta, endeksteki ağırlığı yüzde 1,7 olan ve yıllık fiyat artışı yüzde 9,5 olan ayakkabı grubunda; İzmir’de ve İstanbul’da sırasıyla yüzde 17,2 ve yüzde 15,7 artan fiyatlar, Ankara’da yüzde 0,7, Samsun’da yüzde 8 nasıl azalabileceğini sordu.

MANİSA’DA CEP TELEFONLARINDA BÜYÜK İNDİRİM

Grup içerisinde ağırlığı yüzde 89 cep telefonu olan telefon ve telefaks ekipmanı grubunda yıllık fiyat değişiminin yüzde 8,8 azaldığını hatırlatan Usta, “Geçen seneye göre cep telefonu fiyatları nasıl düşer? Manisa bölgesinde cep telefonu fiyatları yüzde 18,3 düşerken, Balıkesir bölgesinde yüzde 0,6 artabilir mi? Yüzde 89’u televizyon ve bilgisayar olan harcama grubunda yıllık fiyatlar yüzde 6,3 azalabilir mi? Yeni modeller çıktıkça eskinin fiyatı düşer ama eskiye rağbet var mıdır? Yeni ürünün fiyatının hiç mi önemi yoktur?” dedi.

ENDEKS HER AY AŞAĞI ÇEKİLMİŞ

Bu puanlamaların endeksi en az 1 puan aşağı çekmiş olabileceğini hatırlatan Usta, “Bunun sadece bu aya has bir durum olmadığı, 2019 yılının geçmiş aylarında da benzer durumlar olduğu görülmektedir. Kalite düzeltme yönteminin, akademik camiayla işbirliği içerisinde şeffaf bir şekilde tartışılmasını, incelenmesini ve düzeltilmesini istiyoruz. Bu problemin çözümü için TÜİK’e önerimiz; belirli bir işyerinden belirli bir madde için tek ürün fiyatı derleme işleminden vazgeçerek, barkod sistemiyle o madde başlığı altındaki bütün ürünlerin aylık satış miktar ve tutarlarını derleyerek güçlü bir endeks yapısı kurmasıdır” dedi.

 

Kaçırılan Mustafa Yılmaz’ın annesinden Naci Bostancı’ya: “Bizim vekilimizsiniz, sesimizi duyurun!”

medyabold
Devamını Oku »

KHK’lılar Saadet’i ziyaret etti: “Soykırıma varan uygulamalar iktidar tekelinde”

Büyük Buluşma için Türkiye’nin dört bir tarafından Ankara’ya giden KHK’lılar, HDP ardından Saadet Partisi’ni ziyaret etti. Gergerlioğlu, “Soykırıma varan uygulamalar iktidar tekelinde” dedi.

BOLD – Kanun Hükmünde Kararname’yle (KHK) ihraç edilenlerin Ankara Yılmaz Güney Salonu’nda yapacakları Büyük Buluşma, Ankara Valiliği tarafından yasaklanınca HDP ve Saadet Partisi (SP) KHK’lılara davette bulundu. KHK’lılar önce HDP Genel Merkezi’ni ardından da SP’yi ziyaret etti. SP’ye ait MG kitap kafede gerçekleşen ziyarete HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun yanı sıra çok sayıda KHK’li ve müebbet hapis cezası alan askeri öğrencilerin anneleri katıldı. SP’ye gelen heyeti, SP Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman ve beraberindeki parti yöneticileri karşıladı. Görüşme öncesi polis Saadet Partisi yetkilileri ve görüşmeye gelenlerden saat 14.00’a kadar görüşmeyi sonlandırmalarını istedi.

BARIŞ İÇİNDE BİR TOPLANTI

MA’nın haberine göre görüşmede ilk olarak söz alan Ömer Faruk Gergerlioğlu, şunları söyledi: “Malûm bugün 5- 6 Ekim KHK buluşmamız vardı ama engellemeye uğradı. Kabul edilebilecek tavır değil. Bugün yapılan 3 yıldır zulümle ne yapıldığının somut resmidir. Soykırıma varan uygulamalar iktidar tekelinde. Barış içerisinde kapalı bir toplantı yapabilmek için 3-4 aydır hazırlanıyorduk.”

EN AĞIR İNSAN HAKKI İHLALİ

HDP ve SP’nin kapılarını KHK’lılara açmasının değerli olduğunu kaydeden Gergerlioğlu, parti yetkililerine teşekkür etti. KHK’liler olarak mesajlarını vermek istediklerini aktaran Gergerlioğlu, şu ifadeleri kullandı: “KHK ülkenin en ağır insan hakkı ihlalini oluşturuyor. Çalışma, seyahat, anayasa hakkı ihlali, kredi kartı almaktan tutun tapudan daire almanızı engelleyen uygulamalar yaşandı. Bu sorunları konuşalım, zulüm sorunlarını nasıl giderebiliriz, demokratik bir yolla nasıl aşabiliriz diye konuşacaktık izin vermediler. Âdeta vatandaşlıktan çıkardıkları insanların söz sahibi olmasını istemiyor. Haber vermeksizin toplantı yürüyüş hakkı vardır. Bugün yaşananlar anayasa hukukunu çiğnenen uygulamalarıdır.”

BURASI KORSAN DEVLET Mİ?

Gergerlioğlu, HDP’deki toplantıların akşama kadar devam edeceğini dile getirdi. Gergerlioğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Sabah Ankara’ya gelen arkadaşlarımızı hukuksuzlukla geldikleri yere geri gönderildiler. Türkiye’de hiç kimse ben senin yolunu kestim geri git diyemez. Burası korsan devleti mi? Ankara’ya girmek için pasaport mu almak gerekiyor. Burada Harbiyeli Anneler var. 3 yıldır ciğerleri yanıyor. Meclis önünde anneleri gözaltına alındı. Milletin dertleri, bizimle konuşurken derdest edildi. Bu bizim niye feryat ettiğimizin fotoğrafıdır. Zulme uğrayan herkesle beraber insan hakları talep ediyoruz. Anayasa çiğnenerek haklarımız gasp ediliyor. Buradaki insanların kime zararı var?”

ELİM BİR TABLO

SP Konya Milletvekili Karaduman da şu değerlendirmelerde bulundu: “Bugün sizleri ağırlamaktan onur duyuyoruz. Türkiye uzun zamandır kanun tanımasızlığın zirve olduğu bir dönemden geçiyor. Elim bir tablo içerisinde izliyoruz. Bugün ve yarın Yılmaz Güney Sahnesi’nde gerçekleşecek olan toplantı, hiçbir yasa devletinin ciddiyetine yakışmayacak şekilde iptal edildi. Yolda olan insanlar, gelmek üzereyken girişleri engellendi kendilerine İstanbul’a dönmek zorunda oldukları ifade edildi. Ben burada vatandaşlarımızı beklerken, gişelerde bekletildiği için otobüste toplantı yapmak zorunda kaldım. Bir milletvekili ve vatandaşı otobüste toplantı yapmaya zorlayan bu ülke var.”

Yapılan görüşme ardından KHK heyeti HDP Genel Merkezi’nde devam eden toplantıya katılmak üzere MG Kitap Kafe’den ayrıldı.

Kaçırılan Mustafa Yılmaz’ın annesinden Naci Bostancı’ya: “Bizim vekilimizsiniz, sesimizi duyurun!”

medyabold
Devamını Oku »

Devletin boykot uyguladığı Hamidiye Su’ya halkın ilgisi arttı

İBB’nin CHP’ye geçmesinden sonra kamuda yasaklanan ve adeta devlet eliyle boykot uygulanan Hamidiye Su, son günlerde vatandaşlar tarafından fazlaca tercih edilmeye başlandı.

BOLD – Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait Hamidiye Su’ya boykot uygulayan kamu kuruluşlarına her gün bir yenisi daha ekleniyor. Aralarında Türk Hava Yolları, kültür ve sanayi bakanlıklarının da bulunduğu kurumların Hamidiye Su’yu bırakmasından sonrasında yurttaşların Hamidiye Su’ya ilgisinin artması dikkati çekti.

“BİR TÜR DÜŞMANLIK DÜŞÜNCESİ. BÖYLE DAVRANMAYA DEVAM ETTİKLERİ İÇİN DAHA ÇOK KAYBEDECEKLER”

Konuya ilişkin Birgün’e konuşan İBB Meclisinin CHP Grup Başkanvekili Doğan Subaşı da Hamidiye Su’ya ilginin arttığını aktardı. Subaşı, şunları söyledi: “Kamu kurumlarının başındaki insanların bir kamu kurumu olan İBB’nin ürününe karşı böyle tutum takınması bir tür düşmanlık düşüncesidir. Buradan kazanılan para, İstanbul halkına harcanıyor. Yani bir kamu kurumuna böyle davranmaları gerçeklikten ne kadar koptuklarını gösteriyor. Bu şekilde davrandıkları için 31 Mart’ta kaybettiler. Böyle davranmaya devam ettikleri için 23 Haziran’da da kaybettiler. Böyle davranmaya devam ettikleri için daha çok kaybedecekler. Bütün bu olayların içerisinde güzel olan bir şey var, Hamidiye Su’ya ilgi arttı ve bütün Türkiye tanıdı. Ülkenin çeşitli yerlerinden talep geliyor. Örneğin bir market sahibi beni aradı, ‘Bir TIR Hamidiye Su alacağım’ dedi. Benden sipariş istedi. Ülkenin dört bir tarafından insanlar Hamidiye Su’ya sahip çıktı.”

“DAHA ÖNCE KUTSAL YERİNE KOYDUKLARI BU SUYA BUGÜN YAKLAŞIMLARINA GÜLÜYORUM”

Ekrem İmamoğlu ise konuya ilişkin, “Ben her gün Hamidiye Su içiyorum. Daha önce de içiyordum. Bu işe katılan beyinlere şaşıyorum, üzülüyorum. Kime yaranıyorlar bunu yaparak anlamış değilim. Düne kadar kutsal olan bu güzel suya bugün niye böyle bir bakış açısı var onu hele hiç anlamıyorum. Tam bir komedi filmi. Hamidiye Su’yun satışları arttı. Daha da artacağa benziyor, şu an yok satıyor” diye konuştu. THY’nin kendisi ile görüşüp görüşmediği sorusuna İmamoğlu, “Benimle niye irtibata geçsin ki, gülüyorum o hallerine. Sebebini kendileri açıklasın o benim işim değil” dedi.

SEFERİHİSAR BELEDİYESİ HAMİDİYE SU İLE ALIM SÖZLEŞMESİ İMZALADI

Boykot kararlarının üzerine İzmir’in Seferihisar ilçesinden İBB’ye destek geldi. Seferihisar Belediyesi, Hamidiye Su alımı sözleşmesi imzaladığını açıkladı. İBB markası olan Hamidiye Su, Seferihisar Belediyesi’ne ait halk marketin raflarında yerini alırken, Belediye Başkanı İsmail Yetişkin şöyle konuştu: “İmamoğlu’na destek amaçlı Seferihisar Belediyesi olarak açtığımız Halk Market’in raflarında Hamidiye Su’yu bulabilirsiniz. Seferihisar halkına sağlıklı bir su sunalım istiyoruz.”

KIZILAY SU ÜRETİMİNE BAŞLIYOR

Öte yandan Kızılay’ın Hamidiye Su’ya karşı Kızılay Su üreteceği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, maden suyu üretim ve satışını yapan Türk Kızılay, bu yönde pazar araştırması başlattı. Kızılay’ın gıda toptancıları nezdinde anket çalışması yapması dikkati çekti. Kurumun Afyonkarahisar ve Erzincan’da mineralli su işletmesi bulunuyor.

Kaçırılan Mustafa Yılmaz’ın annesinden Naci Bostancı’ya: “Bizim vekilimizsiniz, sesimizi duyurun!”

medyabold
Devamını Oku »

Kaçırılan Mustafa Yılmaz’ın annesinden Naci Bostancı’ya: “Bizim vekilimizsiniz, sesimizi duyurun!”

Kaçırılan Mustafa Yılmaz’ın annesi Nevin Yılmaz, Ankara’da KHK’lıların Büyük Buluşması’na katıldı. AKP Grup Başkanı Naci Bostancı’ya seslendi: “Bizim vekilimizsiniz, sesimizi duyurun!”

BOLD – MİT’in kaçırdığı isimlerden biri olan 32 yaşındaki Mustafa Yılmaz, özel hastanelerde çalışan genç bir Fizyoterapistti. KHK’yla ihraç edilen eşi Sümeyye Yılmaz ise Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Bölümü’nde araştırma görevlisiydi. 19 Şubat sabahı 07.24’ten bu yana haber alınamayan Mustafa Yılmaz’ın annesi, evladını bulmak için çalmadık kapı bırakmadı.

Son olarak Ankara’da KHK’lıların Büyük Buluşması’na katılan acılı anne Nevin Yılmaz, AKP Grup Başkanı Naci Bostancı’ya seslendi, oğlunun bulunması için yardım istedi.

KHK’lıların Büyük Buluşması HDP Genel Merkezi’nde başladı: Mücadele nasıl devam edecek?

 

medyabold
Devamını Oku »

Birleşmiş Milletler gibi organ nakli çetesi: Ürdünlü, Bulgar, İsrailli, Moğol, Ukraynalı ve Türk…

İstanbul polisi, yasa dışı yollardan böbrek nakli için özel bir hastaneye başvuru yapan 9’u yabancı uyruklu 10 kişiyi yakaladı. 100 bin lira karşılığında organını verecek olan bir kişi ise aranıyor.

BOLD – İstanbul Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, elebaşılığını Ürdünlü E.A.H.Q’nun yaptığı suç örgütünün Küçükçekmece ve Ümraniye’deki 3 özel hastanede sahte belgelerle organ nakli yaptırdığı istihbaratı aldı. Hemen harekete geçen ekipler 18 Eylül’de eş zamanlı operasyon düzenledi. Ürdünlü elebaşı ile N.Y.M.A, Bulgaristanlı K.N.İ, Ukraynalı M.U, Moğolistanlı M.D. ve D.C, İsrailli M.A.L. ve O.G. ile T.Ü. ve M.D. gözaltına alındı.

Adreslerde yapılan aramalarda, çok sayıda kaşe, pasaport ve diploma fotokopisi ile sahte evrak yapımında kullanılan malzemeler ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden elebaşı tutuklanırken, 5’i adli kontrol şartıyla olmak üzere diğerleri serbest bırakıldı. 100 bin lira karşılığında organını verecek olan bir kişi kayıplara karıştı.

17 yıldır Türkiye’de her gün 8 kişi canına kıyıyor!

medyabold
Devamını Oku »

“Ateş karşısındaki işçilere 60, vekillere ve bakanlara 90 gün yıpranma payı sözün bittiği yerdir”

Hükumetin yeni yıpranma payı düzenlemesi, ateş başında tehlikeli işlerle uğraşan işçilere 60, milletvekillerine ve bakanlara 90 gün yıpranma payı hakkı tanıyor. Sendikalar tepkili…

BOLD – AKP’nin yıpranma payı düzenlemesine Türkiye’de sanayinin kalbi olan Kocaeli’den de tepki geldi. Milletvekillerine ve bakanlara 90 gün olarak verilen yıpranma payı ateş başında tehlikeli işlerle uğraşan bazı işçilere 60 gün olarak uygulanıyor.

Sendikacılar, aynı fabrikada çalışan işçilerin farklı yıpranma payı hakkı almalarına itiraz ederken, yıpranma payları oluşturulurken sendikaların görüşünün alınmamasından da şikayetçi oldular.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) fiili hizmet süresi zammına (yıpranma payı) ilişkin geçtiğimiz günlerde bir değişiklik yaparak yıpranma payından faydalanan meslek dalı sayısını 45’e çıkartmıştı.

Genel olarak meslek dalı sayısının genişletilmesini olumu karşılayan sendikalar, işçi hakları konusunda halen kronik sorunların devam ettiğini belirtti.

Madencilikte en az 5 yıl, diğer meslek gruplarında ise en az 10 yıl çalışmış kişiler erken emeklilik hakkı kazanıyor. Söz konusu yıpratıcı mesleklerde 10 yıldan az çalışan işçiler herhangi bir yıpranma hakkına sahip olmuyor. Bu hak kaybı yeni değişiklikte de sürüyor.

“BAKANLARINA YIPRANMA KOYMUŞLAR. NEYİN YIPRANMASIYSA…”

Birleşik Metal İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Telat Çelik, fiili hizmet süresi zammının işçilerin en doğal hakkı olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

“Eskiden ağır tehlikeli işler de vardı. Onları da ortadan kaldırdılar. Aynı fabrikada, aynı ortamda olup iki tezgah yanda çalışan kimse işkolu farklı diye yıpranma alamayacak. Ama aynı tehlikeli gazı soluyor. Böyle iş olur mu? Bir de kendi bakanlarına yıpranma koymuşlar. Bu neyin yıpranmasıysa…”

“VİCDANI YARALAR”

Belediye-İş Sendikası Genel Mali Sekreteri Bayram Özkan, yapılan değişikliğin hakka ve adalete uygun olmadığını söyledi.

Özkan, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

“SGK’nın yıpranma hakkından yararlanan meslek sayısını 45’e çıkarması olumludur. Ancak yapılan düzenleme hem yetersiz hem de hakkaniyete aykırıdır. Çünkü canı pahasına yangına giren itfaiye işçilerine 360 günde 60 gün yıpranma hakkı verip itfaiye şoförüne ‘fiilen yangın söndürme işinde çalışmıyorsunuz’ diye yıpranma hakkı vermemek adil değildir.

Çünkü, belediyelerde su, ilaçlama, boya işlerinde kimyevi maddelerle iç içe çalışan işçilere de aynı gerekçelerle yıpranma hakkı vermemek hakkaniyet aykırıdır. Çünkü, madenlerde, ateş karşısında, kimyevi maddelerle çalışan işçilere 60 gün yıpranma hakkı verip sıra milletvekilleri ve dışarıdan atanan bakanlara gelince 90 gün yıpranma hakkı vermek vicdanları yaralar ve sözün bittiği yerdir. Yapılan ne hakka ne adalete ne de hakkaniyette uygundur.”

“MÜCADELE İLE DAHA İYİSİNİ ELDE EDECEĞİZ”

Söz konusu değişikliğin yetersiz olduğunu belirten Hizmet İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı İdris Ersoy ise “Önemli bir adım. Ancak yeterli değil. Eski sistemden baktığınızda yeni sistem biraz daha iyi. O noktada çok daha sıkıntılı zor işlerde çalışan arkadaşlarımız bu hakkı elde edemiyorlar.

10 yıllık sınır da işçi kardeşlerimizi olumsuz etkiliyor. 5 yıl çalışıyorsun ancak mesleki yıpranma sayılmıyor. Bu değişikliği bir adım olarak görmek lazım. Önümüzdeki günlerde STK’ların, sendikaların ve işçilerin mücadelesi ile daha iyisini elde edeceğiz” şeklinde konuştu.

“ATANAN BAKANLARDAN ÖNCE CANINI ORTAYA KOYAN İŞÇİNİN HAKKI ÖDENMELİ”

Türk İş İstanbul Bölge Temsilcisi Adnan Uyar, fiili hizmet zammıyla ilgili yapılan değişikliğin yetersiz olduğunu söyledi.

Uyar, yapılan değişiklikle ilgili şunları kaydetti:

“Mesleki yıpranma hakkını hak eden çok sayıda meslek dalı, binlerce arkadaşımız var. Atanan bakanlardan önce, tezgahın başında canını ortaya koyan işçi kardeşlerimizin haklarını ödemek gerekiyor diye düşünüyorum.

Mesleki yıpranma anlamında bir komisyon kurulmalı ve çok daha detaylı incelemeler yapılmalı. Hak edenlerin hakkını teslim etmemiz lazım. Yapılan son değişiklik olumlu bir adım ancak yeterli değil. Devamı mutlaka getirilmeli.”

“PAYDAŞLARLA BİR ARAYA GELİNMİYOR”

Demiryol İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Cemal Yaman, değişiklik talebinin olumlu olduğunu ancak bütün paydaşlarla ortak bir çalışma yapılmadığını ifade etti.

Kararı genel olarak olumlu değerlendiren Yaman, “Mesleklerin detaylı değerlendirilmesi gerekiyor. Taraflarla detaylı olarak incelemeler yapılmalı. Bizde maalesef ilk olarak paydaşlarla bir araya gelinmiyor, ne yapılacaksa yapılıyor. Daha sonra bir hata varsa o düzeltiliyor, hatta bazen o hata dahi düzeltilmiyor.

Bu değişiklik de detaylı bir çalışma yapılmadan ortaya çıkmış gibi duruyor. Daha iyi bir değişiklik önerisi ilerleyen günlerde yapılacak olası çalışmalar ile gündeme gelecektir” şeklinde konuştu.

Memur-Sen yönetimi doymuyor: Katlamalı maaşlara 800 bin liralık Audi ve 6 yeni Passat eklendi

medyabold
Devamını Oku »

17 yıldır Türkiye’de her gün 8 kişi canına kıyıyor!

Türkiye’de 2002 – 2018 yılları arasında 50 bin 378 kişi canına kıydı. Son 17 yılda günde ortalama 8 kişi intihar etti.

BOLD – Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre intiharların arkasında aile içi anlaşmazlıklar, akıl hastalıkları, ekonomik sıkıntı ve bunalımlar, iş kaybı, psikolojik sorunlar başta olmak üzere birçok farklı neden bulunuyor. 2002 – 2018 dönemini kapsayan 17 yılda 50 bin 378 kişi hayatına son verdi. Verilere göre söz konusu dönemde, Türkiye’de her sene ortalama 2 bin 963, her ay 246, her gün 8 kişi intihar etti.

HASTALIK EN ÖNEMLİ SEBEP

İsmail Şahin’in Sözcü’de yazdığı habere göre 17 yılda intihar edenlerin 5 bin 318’i aile içi sorunlar, 4 bin 481’i geçiş sıkıntısı, 10 bin 887’i hastalık, bin 4’ü ticari başarısızlık, 2 bin 412’si aşk ve istediği ile evlenememe, 3 bin 896’sı diğer nedenlerle hayatına son verdi. 21 bin 256 kişinin ise neden intihar ettiği bilinmiyor. Eğitim ve ticari başarısızlık nedeniyle intihar edenlerin sayısı azalırken, geçim sıkıntısı nedeniyle hayatına son veren kişi sayısında ciddi bir düşüş görülmedi.

Yıllara göre intihar sayıları ve nedenleri:

HER YIL 800 BİN KİŞİ

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) en güncel verilerine göre ise en çok intihar görülen ülke 215 bin kişiyle Hindistan. Onu Çin (136 bin), Rusya (45 bin) ve Japonya (23 bin) izliyor. Dünyada her yıl yaklaşık 800 bin kişi kendi hayatına son veriyor.

Yüzde 40 tartışmasında kime kızacağını şaşırdı: “CHP buradan sana kemik düşmez”

medyabold
Devamını Oku »

Enes Kanter’e kendisine saldıran AKP’lilere sinesini açtı

ABD’de yaşayan AKP taraftarlarının, geçen hafta New York’a giden bakanlara şikayet ettiği NBA’in Türk yıldızı Enes Kanter, cuma namazı sonrası sözlü saldırıya uğradı. Kanter, kendisine yönelik hakaretlere ders gibi bir cevap verdi.

BOLD – AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in, camiye gitmesi ABD’de yaşayan AKP’lileri çıldırtan Enes Kanter için “Gereğini yapacağız” demesinin üzerinden sadece bir hafta geçti. Kanter, dün takım arkadaşı Tacko ile gittiği cuma namazı sonrasında sözlü saldırıya uğradı.

O anları kameraya kaydeden NBA Yıldızı, Twitter hesabından olaya neden olanlara tepki gösterdi. Görüntülerde 2-3 arkadaşı ile Enes Kanter’in yanına giden bir AKP’li şu sözleri dile getirdi:

“Babanın camisine gitseydin. Orada kılsaydın. Hain. Hainlik nasıl bir duygu. Türkçeyi mi unuttun. Meymenetsiz. Hainlik yüzüne yansımış. Sadece sen Amerika’da yaşayamazsın biz de yaşıyoruz hain olmadan. Babana selam göndermek ister misin hain. Yüzlerce kilometre öteden nasıl böyle yaşıyorsun duyarsız, haince.”

Cemaatten tepki gösterenlere de karşılık veren saldırgan, Kanter ve arkadaşını araçlarına kadar işte böyle takip ediyor…

Saldırganların tüm provokasyonlarına karşın Enes Kanter, sakinliğini koruyor ve yaşananları takipçilerine aktarıyor. Kanter, cumadan bir gün önce ise Fethullah Gülen’in şu sözlerini paylaşmıştı: “Aç herkese, açabildiğin kadar sineni, ummanlar gibi olsun! İnançla geril ve insana saygı duy. Kalmasın alâka duymadığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül..!”

ÖMER ÇELİK: GEREĞİNİ YAPACAĞIZ!

Geçen hafta ABD’de gazeteci olduğunu belirten Kemal Bozkurt, Enes Kanter’in cuma namazına gitmesini Türk bakanlara şikayet etmişti. Namaza gelen cemaatin Kanter’in etrafında toplandığını belirten Bozkurt, bunun kendisini çıldırttığını söyledi. Bozkurt, BM toplantıları için New York’a giden bakanlar Hulusi Akar, Berat Albayrak ve Ruhsar Pekcan ile AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in katıldığı toplantıda konuşmuştu. “Enes Kanter, ABD’nin en entelektüel İslami merkezi Islamic Society of Boston Cultural Center’a iki üç haftadır cuma namazına geliyor; Amerika’nın en uzun basketbolcusu Tacko ile beraber. Millet kuyrukta, cemaat kuyrukta. Gençler, çocuklar, yaşlılar, kızlar. Ben tabi çıldırıyorum” ifadelerini kullanmıştı. AKP Sözcüsü Çelik, Kemal Bozkurt’un bu feryadının ardından konuyu takip edeceklerini ve gereğini yapacaklarını belirtmişti.

KHK’lıların Büyük Buluşması HDP Genel Merkezi’nde başladı

medyabold
Devamını Oku »

Erdogan ally suggests lifting main opposition leader’s parliamentary immunity

The far-right Nationalist Movement Party (MHP) leader Devlet Bahceli has slammed the leader of Turkey’s main opposition party over his “links” with a pro-Kurdish party and proposed removing his legal immunity, the Gazete Duvar news portal reported on Friday.

Bahceli, who is President Recep Tayyip Erdogan’s main ally, announced in a written statement on Friday that his party formed a committee to investigate the links between the main opposition Republican People’s Party (CHP) and the pro-Kurdish Peoples’ Democratic Party (HDP).

The group, consisting of MHP deputy chairs Feti Yildiz, Izzet Ulvi Yonter, and Ismail Faruk Aksu, will also “analyze and investigate” CHP leader Kemal Kilicdaroglu’s acts and remarks “that constitute an offense”, according to the statement.

Labeling the main opposition party as being “out of control,” the MHP leader on Friday said: “The politics that CHP currently follows are in total conflict with the sovereignty of the Turkish nation and their historical rights. CHP and the HDP being on the same lane is especially a big problem for us.”

“The way is open for the CHP chair’s immunity to be removed,” Bahceli said, suggesting that Kilicdaroglu should appear before a court for “hoping for the help of the PKK.”

The Kurdistan Workers’ Party (PKK) is a militant group that has launched an insurgency for the Kurdish self-rule in Turkey’s mainly Kurdish southeast since 1984 and is listed as a terrorist organization by the Turkish government.

The far-right leader, as well as Erdogan and his ruling AK Party (AKP) officials, often accuse the pro-Kurdish opposition HDP of being an “extension” of the outlawed PKK.

Commenting on the issue, CHP’s deputy leader Ozgur Ozel defined Bahceli’s remarks as “political impoliteness.”

“Those who want to touch Kemal Kilicdaroglu will be hit by the slap of democracy like the last elections,” Ozel told reporters on Friday.

He was referring to Turkey’s March 31 local government elections, where the ruling AKP experienced its biggest setback since coming to power in 2002 by losing the mayoral race in Turkey’s five largest cities, including the country’s capital Ankara and business hub Istanbul, to the main opposition.

Turkish opposition leader criticizes own party’s approach towards headscarf

The post Erdogan ally suggests lifting main opposition leader’s parliamentary immunity appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/10/05/erdogan-ally-suggests-lifting-main-opposition-leaders-parliamentary-immunity/
Devamını Oku »

KHK’lıların Büyük Buluşması HDP Genel Merkezi’nde başladı

 

Ankara’ya girişleri polis ekipleri tarafından engellenmek istenen ve darp edilen KHK’lılar, Büyük Buluşma için HDP Genel Merkezi’nde bir araya geldi.

BOLD – Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu toplantıya ev sahipliği yapıyor. Toplantının ilk bölümünde KHK’lara yurt dışından gelen destek mesajları okundu. Verilen aranın ardından toplantının devam edeceği bildirildi.

Türkiye’nin dört bir yanından başkente giden KHK’lılara polis işte böyle müdahale etti

medyabold
Devamını Oku »

Türkiye’nin dört bir yanından başkente giden KHK’lılara polis işte böyle müdahale etti

KHK’lıların Ankara’daki Büyük Buluşması’na katılmak için İstanbul’dan gelen grubun otobüsleri polis tarafından şehir girişinde durduruldu. KHK mağdurları tam iki saat alıkonuldu. Bir kişiyi gözaltına alan polis vatandaşlara meydan dayağı attı.

BOLD – KHK’lılar Büyük Buluşması’na Ankara polisi şehir girişinde müdahale etti. Şehre girişlerine polis tarafından izin verilmeyen KHK’lılar İstanbul’a geri gönderildi. Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Bütün dünya barışçıl bir kapalı salon toplantısının nasıl terörize edilmek İstendiğini görsün” diyerek İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliğine seslendi.

HDP Genel Merkezi’ne giden 100 kadar KHK’lı ise polis barikatını aşıp HDP binasına girdi. KHK’lılar burada sorunlarını dile getirdi. Bu sırada parti binası ve çevresi, polis tarafından sarıldı. Burada çıkan arbedede 2 KHK’lı gözaltına alındı.

KARAMOLLAOĞLU VE HDP’DEN DAVET

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Hakları ve işleri ellerinden alınmış insanların sesini kısmak için salonları ve meydanları kapatmanız hiçbir şey ifade etmez. Herkes bilmeli ki; Saadet Partisi’nin kapısı başta KHK mağdurları olmak üzere, bütün mağdurlar için sonuna kadar açıktır. KHKlı buluşması yasaklanamaz” ifadelerini kullandı. HDP de, “Toplanmaları yasaklanan KHK’lileri Genel Merkezimize davet ediyoruz” açıklaması yaptı.

VALİLİK İPTAL ETTİ

Olağanüstü Hal uygulaması çerçevesinde Kanun Hükmünde Kararnameler ile görevlerinden ihraç edilen kamu çalışanlarının 5-6 Ekim tarihlerinde başkent Ankara’da yapmayı planladığı etkinlik valilik tarafından iptal edilmişti.

“KHK’lılar Büyük Buluşması” adındaki etkinlikte, KHK’lıların hukuki açıdan problemleri ve kararnamelerin kişilerde neden olduğu psikolojik ve ekonomik sorunları mercek altına alınacak, “öteki olmak”, Hukuk Masası”, “Serbest Kürsü”, “Örgütle Direnmek”, “Hukukla Direnmek” gibi başlıklarla çeşitli oturumların yapılması planlanıyordu.

“Su üzerinden bir toplum ayrışır mı?”

medyabold
Devamını Oku »

“Su üzerinden bir toplum ayrışır mı?”

Kemal Kılıçdaroğlu, Hamidiye Su tartışmaları üzerinden toplumsal ayrışmaya dikkat çekti. “Su bizim hayatımızın bir parçası. Su üzerinden bir toplum ayrışır mı” diye sordu.

BOLD – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 27. Dönem 2. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısının açılışında konuştu. Hamidiye Su ile ilgili son günlerde yaşanan tartışmalara değindi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait su markası Hamidiye’nin THY ve bir kamu bankası tarafından artık satın alınmayacak olmasına tepki gösterdi. “Su bizim hayatımızın bir parçası. Su üzerinden bir toplum ayrışır mı? Su konusunda toplum bölünür mü?” ifadelerini kullandı.

BÜTÜN ARZUMUZ ADALETSİZLİĞİN SON BULMASI

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şunlar:

Değerli arkadaşlarım bugün, dünya öğretmenler günü, bizleri yetiştiren topluma kazandıran hayat standartımızı yükselten, daha iyi düşünmemizi sağlayan öğretmenlerimize şükran borçluyuz. Bu vesile ile bütün öğretmenleri, dünyadaki bütün öğretmenleri saygıyla anıyoruz.

Öğretmenler gününü anarken az önce bir haber geldi. Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerine son verilen öğretmenler, çocuklarımızı eğitmek yetiştirmek için çaba harcayan ama Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerine son verilen öğretmenler. Bütün arzumuz adaletsizliğin son bulması. Adalet varsa hepimiz için olmalı, bir grup için adalet bir grup için adaletsizlik olmamalı. Toplum kaynaşacaksa, düşüncelerimizi rahatça ifade edeceksek mutlaka Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerine son verilen herkesin durumunun yeniden gözden geçirilmesi lazım. Bazıları ayrıcalıklı bazıları ayrıcalıklı değil. Neden bu tür farklılıklar ortaya çıkıyor doğrusunu isterseniz anlamakta zorluk çekiyoruz.

NEDEN YASAKLIYORSUNUZ?

Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerine son verilenler İstanbul’da bir toplantı yapacaklardı, Ankara’da bir toplantı yapacaklardı. O toplantı da yasaklandı. Yasal bir toplantı, Bir araya geliyorlar oturacaklar dertlerini anlatacaklar. Yaşadıkları sıkıntıları kamuoyu ile paylaşacaklar ama yasaklıyorsunuz neden? Neden korkuyorsunuz? İktidar olanlar korkar mı? İktidar olanların korkmaması lazım. Her alana düşünceye saygı göstermeleri lazım. Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerine son vermişsiniz ama onlar bir araya gelmek istiyorlar, belki de bizim bilmediğimiz haksızlıklara dile getirecekler karşılaştıkları. Dolayısıyla demokrasi varsa sadece bizim için değil Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerine son verilen, açlığa mahkûm edilen, sivil ölüme mahkûm edilen insanların da demokrasiye ihtiyacı var. Onlar da düşüncelerini dile getirmeliler

Önümüzdeki seçimlerde de aynı inançla olacağız.

Yaşanan ekonomik kriz bütün illerde derinden hissediliyor. Tarımın ağırlıkta olduğu yerlerde çiftçiler perişan. Her erteleme yeni faiz yükü getiriyor. Bu tablo vekil arkadaşlarımıza ayrıntılarıyla anlatılmış durumda.

Konya son 2 yıldır dışarıya göç veriyor. Bu bile oturup düşünülmesi gereken bir tablo. Gençler tarımdan kurtarıldı. Irak pazarının kapatılması yumurta fiyatlarına yansıdı. Anadoludaki illerin büyük bir kısmı üretimden koparıldı. Elektrik ve doğa lgaza zam vatandaşın sırtında daha büyük bir yük olarak ortaya çıkacak. Çok sayıda firmanın iflas ettiğini arkadaşlarımız raporlarında belirtiliyor. Adıyaman’daki işsiz sayısının 50 bin artması tam bir faciadır.

Soğan ve patates üreticileri , patates ve soğanı satacak yer bulamıyorlar. Çünkü üretim plansız. Suriyelilerin yoğun olduğu yerlerde işsizlik çok fazla. Vatandaşlar bunun Suriyelilerin gelip çok düşük ücretlerde çalışmasına bağlıyor.

Ege’de iki çocuğuyla can vermeden önce CHP’ye gitmiş: “Merdivenlerde ağladı; çözülür dedik…”

medyabold
Devamını Oku »

Atatürk’e hakaret eden çizer İstanbul Büyükşehir’den kovuldu

Atatürk’e yönelik hakaret içeren karikatürlerle bilinen Miralay isimli çizer, 19 yıldır çalıştığı İstanbul Büyükşehir Belediyesinden (İBB) kovuldu.

BOLD – Misvak, İBB’de 19 yıldır çalışan Miralay isimli çizerin işine son verildiğini açıkladı. Oda TV’nin haberine göre Miralay’ın 19 yıldır İBB’de çalıştığı da Misvak’ın bu açıklamasıyla ortaya çıktı.

“Miralay” açıklamasında, “Gelen mesajlara hem cevap hem de bilgilendirme amacıyla bu paylaşımı yapıyorum… Evet doğrudur. 19 Yıldır Bilgi Teknolojileri Uzmanı ve Yöneticiliği yaptığım İBB Şirketindeki işime ilmimden dolayı değil fikrimden dolayı son verilmiştir. Rızık Allah’tandır. Hamd olsun” ifadelerini kullandı.

Ege’de iki çocuğuyla can vermeden önce CHP’ye gitmiş: “Merdivenlerde ağladı; çözülür dedik…”

medyabold
Devamını Oku »

‘Yüzde 40 seçilme oranı’ tartışmasına son noktayı koydu

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yüzde 50 seçilme yeterliliğinin yeni sistemin omurgası olduğunu söyledi. “Bu iş bitmiştir. Seçilme oranını yüzde 40’a düşürme gibi bir çabamız yok” dedi.

BOLD – Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam’da gerçekleştirilen 29. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının açılışında konuştu. “Yüzde 50 seçilme yeterliliği yeni sistemin omurgasıdır ve bu iş bitmiştir. Seçilme oranını yüzde 40’a düşürme gibi bir çabamız yok” ifadelerini kullandı.

SANA KEMİK DÜŞMEZ

Erdoğan, CHP ile ilgili de çirkin ifadeler kullandı. “Türkiye’de bir daha hiç kimsenin küçük bir azınlığa dayanarak millete zulüm etmemesi için bunu koruyacağız. CHP bundan kendine bir şey çıkarmaya çalışıyor. Bundan sana bir şey çıkmaz. Buradan sana kemik de düşmez” dedi.

Yargı reformunda ikinci paketin hazırlandığını vurgulayan Erdoğan, denetimli serbestlik ve infaz sürelerinin yeniden belirlendiğini aktardı. “İcra yoluyla çocukların anne-babaya teslimi sona erecek. Yoksulluk nafakası ile ilgili tartışmaları sona erdirecek çalışma 2. pakette yer alacak” diye konuştu.

Bebekli kadınlar için infaz düzenlemesi geliyor

medyabold
Devamını Oku »

Memur-Sen yönetimi doymuyor: Katlamalı maaşlara 800 bin liralık Audi ve 6 yeni Passat eklendi

Memurlarla yapılan toplu sözleşmede yüzde 4’lük zamma imza atarak tepki çeken Memur-Sen, maaşlara yapılan astronomik zamların ardından şimdi de süper lüks otomobillerle gündemde…

BOLD – Memur-Sen Başkanvekili ve Sağlık Sendikası Genel Başkanı Semih Durmuş, 17 bin 340 lira olan maaşını yüzde 50.4 zam yaparak 26 bin 94 liraya yükseltmişti. Durmuş’un kendisine 800 bin lira değerinde Audi A6 makam aracı da aldığı ortaya çıktı. Ayrıca 6 yönetim kurulu üyesi için de tanesi 230 bin liraya 6 adet Volkswagen Passat satın alındı. Başkan Durmuş, kendisi ve yönetim kurulu üyeleri için tanesi 13 bin TL değerinde olan 7 adet iPhone X marka telefon da aldı.

Genel kurulda alınan kararla Sağlık-Sen şube başkanlarının maaşı 7 bin 290 liradan 14 bin 037 liraya, yönetim kurulu üyelerinin maaşı da 13 bin 946 liradan 17 bin 338 liraya yükseltildi. Başkan ve yöneticilerin ne kadar maaş alacakları, genel kurulda belirlenen tavan ücreti baz alınarak yönetim kurulu tarafından belirleniyor.

Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre Semih Durmuş, bu konuyla ilgili soruları yanıtlamaktan kaçındı.

“ESKİ AUDİ A6 KULLANIŞLI DEĞİLDİ”

Durmuş, zaten makamda kullanılan bir Audi A6’ya sahipken neden sıfır kilometre bir Audi A6 aldığına dair soruya, “Eskisi kullanışlı değildi” yanıtını verdi. Durmuş, yeni araca 700-800 bin lira vermediğini, bunun aracın bugünkü değeri olduğunu savundu.

Sendika yetkilileri ise bu konudaki soruya, “Maaş artırım kararını biz değil genel kurul aldı. Artırılan maaş ise tavan ücretidir. Biz ve şube başkanlarımız o kadar almıyoruz. Ne kadar maaş alacağımız yönetim kurulunca belli bir limit gözetilerek belirleniyor ama kesinlikle genel kurulda belirlenen tavan ücreti değil” diye yanıt verdi.

Sağlık-Sen Genel Kurulu mart ayında yapıldı. Sendika lüks araçları da bu tarihten sonra satın aldı. Sendika yöneticilerinin maaşlarına ise temmuz ayında yapılan genel kuruldaki tüzük tadili sırasında zam yapılmıştı.

Sadece elektrikle doğalgaza yüzde 32’şer zam yapıldı ama memur ve emekli yüzde 6 zam alabilecek

medyabold
Devamını Oku »

Ege’de iki çocuğuyla can vermeden önce CHP’ye gitmiş: “Merdivenlerde ağladı; çözülür dedik…”

Gazeteci Ece Sevim Öztürk, CHP Genel Merkezi’nde görevli bir arkadaşının anlattıklarını sosyal medya hesabından paylaştı. Midilli açıklarında iki çocuğuyla ölen öğretmenin CHP’ye gidip yardım istediğini söyledi.

BOLD – Gazeteduvar yazarı Murat Sevinç, geçen hafta Ege Denizi’nde boğularak can veren 1 bebek 4 çocuk ve 2 kadının haberini ‘Fetöcüler boğuldu’ diye okurlarına aktaran gazetecilere, “Topunuzun vicdanına tüküreyim” diyerek tepki göstermişti. Gazeteci Ece Sevim Öztürk de Murat Sevinç’in “Göğsüme oturan koca bir öküz…” başlıklı bu yazısına atıfta bulundu.

CHP Genel Merkezi’nde çalışan bir arkadaşının aktardıklarını paylaştı. Türkiye’deki baskı ve zulüm ortamından kaçarken Midilli açıklarında iki çocuğuyla birlikte yaşamını yitiren bir öğretmenin CHP’ye geldiğini aktardı. Merdivenlerde ağlayan çaresiz kadına CHP’deki yetkililerin “Çözülür” dediğini bildirdi.

Öztürk şu ifadeleri paylaştı: “CHP genel merkezinde çalışan bir arkadaşım telefon açmıştı bir sabah, ağlıyordu. İki çocuğuyla Midilli’de ölen öğretmen için ağlıyordu: Ece, dedi. Buraya geldi, ağlama dedik. Çözülür dedik. Merdivenlerde ağladı. İki çocuk Ece dedi. Bir anne, iki çocuk.”

medyabold
Devamını Oku »

Kızılay Kurumsal Gelişim Direktörü’nün eşini 14 bin TL maaşla Genel Başkan’a danışman yaptılar

Kızılay’dan 16 bin 750 TL maaş alan Kurumsal Gelişim Direktörü Levent Canbay’ın eşi Kamile Canbay’ın da Genel Başkan danışmanı olarak atandığı ortaya çıktı. Tam bir ay önce işe alınan danışmanın maaşı 14 bin liranın üzerinde…

BOLD – Yolsuzluk iddialarının gündemindeki Kızılay’da yeni bir skandal patlak verdi. Kızılay’da Kurumsal Gelişim Direktörü’nün eşinin genel başkan danışmanı olarak atandığı ortaya çıktı. 5 Eylül tarihli işe alım belgesine göre; Kamile Canbay 14 bin 484 TL maaşla Genel Başkan Danışmanlık Ofisi’nde ‘genel başkan danışmanı’ olarak çalışmaya başladı.

İsmail Arı’nın Birgün’de yazdığı habere göre Levent Canbay, skandal atamaya ilişkin konuşmak istemezken Kızılay yönetimi atamayı doğruladı. İşe alım belgesinin altında Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık ile Genel Müdür İbrahim Altan ve iki yöneticinin imzası yer alıyor.

BİR YILLIK GÖREVLENDİRME

Belgede şu ifadeler bulunuyor: “Faaliyet alanı ve faaliyet alanı içerisindeki fonksiyonlar içerisindeki fonksiyonlar özelinde yer alan ya da yeniden oluşturulacak süreçlere ilişkin yapılandırma, yaygınlaştırma, kültür oluşturma ve mentorluk yapılan belirli süreli (en fazla bir yıl süresi) danışman olarak atanması uygundur.”

Kızılay’da sekiz danışmana ödenen aylık toplam maaş, yaklaşık 47 asgari ücretlinin maaşına denk geliyor. Kızılay’da danışman kadrosunda çalışan bazı kişilerin aynı zamanda akademisyen olduğu ve bu nedenle çift maaş aldığı bildirildi.

AKP’li Şirin Ünal Özbekistanlı Nadira’yı kaçak çalıştırıyordu

medyabold
Devamını Oku »

iPhone 11 çıktı, en iyi akıllı telefonlar listesi güncellendi

Consumer Reports’un hazırladığı en iyi akıllı telefonlar listesinde ilk sıraya iPhone 11 Pro Max yerleşti. Cihaz, birçok otoriteye göre bu sırayı hak ediyor.

BOLD – Apple’ın 10 Eylül’de tanıttığı iPhone 11 Pro Max; pil ömrü, mükemmel kameraları, su ve toza dayanıklılık sertifikası, daha dayanıklı cam kasa, daha iyi ekranlar ve yeni A13 işlemci ile daha hızlı performans gibi önemli gelişmelere sahip olması nedeniyle Consumer Reports’un hazırladığı listede en üst noktaya çıktı.

iPhone 11 modellerinde en ön plana çıkan yeniliklerden birisi batarya ömrü. iPhone 11 Pro Max’in bataryası, yapılan testlerde 40.5 saat performans gösterdi. Consumer Reports tarafından yapılan bu testte şu ana kadar hiçbir telefon modeli bu sürenin yanına yaklaşamadı.

iPhone 11 Pro ve 11 Pro Max modelleri, şu ana kadar çıkan en iyi mobil kamera kurulumlarından birine sahip. Yapılan testlerde yine en üst sırayı alan iPhone 11 serisi, özellikle gece çekimlerinde oldukça büyük başarı gösteriyor. iPhone 11 serisinin 3 modeli de mükemmel derecede iyi bir kamera performansı sunuyor.

“BİR ÖNCEKİ IPHONE’LAR HALA TERCİH EDİLEBİLİR”

Consumer Reports listesinde en üst sırada bulunan iPhone 11 Pro modeli, birçok kategoride bariz üstünlük kurarken bazı kategorilerde ise sadece çok ufak farklarla ön sırada yer alıyor. Consumer Reports, iPhone 11 serisinin belirgin kamera ve batarya ömrü iyileştirmelerine rağmen iPhone XS, iPhone XS Max hatta iPhone XR’nin hala tercih edilebilir olduğunu belirtiyor.

Galaxy S4’ü olanlara müjde: Samsung, kişi başı 10 dolar verecek

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan, Refah Partisi adına Bahçeli’ye geçmiş olsun dileklerini iletti

Tayyip Erdoğan, hastalıkla mücadele eden MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye geçmiş olsun dileklerini iletirken partileri karıştırdı: “Geçmiş olsun dileklerimi şahsım katında tüm Refah Partisi olarak ifade etmek istiyorum…”

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam kampında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Hasta yatağındaki Devlet Bahçeli’yi de unutmadı. “Sayın Bahçeli’ye geçmiş olsun dileklerini şahsım katında tüm refah Partisi olarak ifade etmek istiyorum. Ak Parti olarak” dedi.

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şunlar:

KAZIYIP ATTIK

Kendini milli iradenin üstünde görenleri kazıyıp attık. Sırtını millete değil de başka güçlere dayayan herkes tepe taklak yuvarlanıyor. Terör örgütü üzerinden ülkemizi esir almaya çalışanların oyunları boşa çıkıyor.

Ak Parti’nin kendisine sağladığı gücü millete tepeden bakmak sadece şahsi çıkarlarını kullanan zihniyetin partimizin çatısı altında yeri yoktur.

Hiç kimsenin üstlendiği sorumluluğu yerine getirmeyip her şeyi bir üste, özellikle de şahsıma havale etme kolaycılığına hakkı yoktur. Bu biz ciddi manada üzüyor. ‘Efendi böyle istedi.’ Haberimiz yok ama bunun istismarını yapanlar var. Bunu tüm milletime duyuruyorum. Şunu herkes bilmelidir ki bunların hepsi fırsatçılıktır. Bu fırsatçılığa izin vermeyeceğiz.

ÜYELİK ŞUURU

Ak Parti şu anda 10 milyon 500 bine varan bir üye sayısına sahiptir. Üyelik şuurunu çok farklı bir yere çıkarmalıyız.

Hazan yaprakları gibi milletin önünde sürüklenmemizi bekliyorlar ama buna fırsat vermeyeceğiz. Ne kadar güçlü eserse essin kendimizi yıkıcı rüzgârın akışına bırakmayacağız.

Bugün karşımızda duran her meseleye aynı anlayışla yaklaşıyor üzerine gidiyoruz. Fitne odakları bizi yıldırmasın. Bunlara karşı biz kardeşlik bağlarımızı özellikle de Ancak inananlar kardeştir düsturuyla aşarak yolumuza devam ediyoruz. Bizim medeniyetimiz bu ülkenin her vatandaşını kucaklayabilir.

HAREKETE GEÇMELİYİZ

En çok ihmal ettiğimiz hususların eğitim ve kültür olduğunu her fırsatta ifade ediyorum. Dolayısıyla hemen şu an harekete geçmeliyiz. Çünkü zaten bir gecikme söz konusu. Yeni neslin ufkunun geliştiği, azmi en büyük umut kaynağımızdır. Bize düşen elimizdeki bu kıymeti medeniyet değerlerimizle teşhis ederek paha biçilemez bir hazine haline dönüştürmektir.

AKP’li Şirin Ünal Özbekistanlı Nadira’yı kaçak çalıştırıyordu

medyabold
Devamını Oku »

4 Ekim 2019 Cuma

AKP’li Şirin Ünal Özbekistanlı Nadira’yı kaçak çalıştırıyordu

AKP Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde ve silahıyla intihar ettiği belirtilen Özbekistanlı Nadira Kadirova’nın (23) çalışma izni olmadığı tespit edildi. Kaçak çalıştırılan genç kadının, sigortasının yapılmadığı belirlendi.

BOLD – Nadira Kadirova’ya Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından “kısa dönem turizm amaçlı” ikamet izni verildiği ortaya çıktı. Kadirova’nın izninin ise 17 Ocak 2020’de dolacağı belirtildi. Şirin Ünal’ın, Kadirova’yı kaçak çalıştırdığı ortaya çıktı. Bir yıllık turizm amaçlı ikamet iznine sahip olan Kadirova’nın ne kadar maaş aldığı da öğrenilemedi.

SORUŞTURMA SÜRÜYOR

Alican Uludağ’ın Cumhuriyet’te yazdığı habere göre Şirin Ünal’ın evinde 23 Eylül’de saat 21.50’de ölen Nadira Kadirova ile ilgili savcılığın yürüttüğü soruşturma sürüyor. Şüpheli ölüme ilişkin birçok “delili” toplayan ve tanıkları dinleyen savcılık, şimdi adli tıp kurumundan gelecek ayrıntılı otopsi raporunu bekliyor. Rapor, Kadirova’nın ölümüyle ilgili soruşturmanın da nasıl sonuçlanacağını belirleyecek.

Soma’da madencilerin alacakları 5 yıldır ödenmemiş

medyabold
Devamını Oku »

SP Lideri’nden Erdoğan’a 15 Temmuz süreci eleştirisi

SP Lideri Temel Karamollaoğlu, 15 Temmuz sonrası normalleşmede geç kalındığının altını çizerek, askeri darbelerde bile normalleşmenin bu kadar uzun sürmediğine dikkat çekti.

BOLD – Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 1960, 1971 ve 1980 darbelerinden sonra bile Türkiye’nin normalleşmesinin 15 Temmuz sonrası kadar uzun sürmediğine dikkat çekti.

ERDOĞAN’A DA SÖYLEMİŞ

Katıldığı televizyon programında AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşme hakkında bilgi veren Karamollaoğlu, Erdoğan’a 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Türkiye’nin normalleşmede geç kaldığını ifade ettiğini belirtti.

2 YILDA NORMALLEŞME OLDU

Türkiye’nin askeri geçirdiği askeri darbeleri hatırlatan Karamollaoğlu, “1960 ihtilâli en üzüntü verici ihtilâldi. Üç kişi, başbakan dahil, idam edildi; ama 2 sene sonra normal demokratik seçimlere geçildi. İhtilâli tasvip etmeyenler, yeniden iş başına geldi. 12 Mart muhtırası, bir ihtilâl gibiydi; çünkü hükümet, istifa etti. Arkasından bölünme oldu. Arkasından, yeniden normal seçimlere gidildi. Sonra 1980 ihtilâlini yaşadık. 1983 yılında yapılan seçimlerde yine ihtilâlcilerin destekledikleri, iş başına gelemedi” dedi.

TÜRKİYE HALA NORMALLEŞEMEDİ

15 Temmuz sonrası normalleşmenin hala gerçekleşmediğinin altını çizen Karamollaoğlu, “15 Temmuz’un üzerinden 3 seneden fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen, normale dönemedik hâlâ. Bugün Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) işlerinden ayrılan, çıkan, hatta mahkemeye gitme fırsatı bulup, kendilerinin suçsuz olduğunu ispat edenler bile görevlerine dönemiyorlar” dedi.

“Anayasaya, hukuka, yasaların gerçek ruhuna dönün”

medyabold
Devamını Oku »

Soma’da madencilerin alacakları 5 yıldır ödenmemiş

2014 yılında yaşanan faciada 301 madenciye mezar olan madenin şirketi Soma AŞ, geçen 5.5 yıllık sürede 2 bin 800 işçinin tazminatını ve faciada ölen 301 kişinin alacaklarını ödemedi.

BOLD – CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, İstanbul’daki plazasının icralık olmasıyla gündeme gelen Soma AŞ’nin 2 bin 800 işçinin tazminatını ve 301 ailenin alacağını ödemediğini belirtti.

GÖKDELENLER SATILSIN, ALACAKLAR ÖDENSİN

Konunun Meclis tarafından çözülmesi gerektiğini vurgulayan Özel, “Bu işe katkı sağlayan MHP’den Erkan Akçay, AKP’den Doğan Kubat burada, ben buradayım. 2 bin 800 işçinin tazminatını bu firma ödemiyor. Bir yıl sonunda, 4 Nisan 2015’te biz burada kanun çıkardık hep beraber, Soma A.Ş.’nin mallarına TMSF el koymuş, kocaman gökdelenleri var. Bu taşınmazlar satılsın ve öncelikle 2 bin 800 işçiye ve 301 şehidimizin ailelerinin alacakları ödensin” dedi.

KANUN NEDEN UYGULANMIYOR?

Kanunun bugüne kadar uygulanmadığını belirten Özel, “Sarı sendika TMSF’ye yazı yolluyor; ‘Ben işçi adına imza atmaya yetkiliyim, patronla anlaştım, parayı 24 taksitte, 36 taksitte ödeyecek’ deniliyor. Sadece üçer taksit para alabildiler. Bu insanlar perişan durumda” dedi. Özel, alacaklı işçilerin yürüyüş düzenleyeceğini ancak kaymakamlığın buna izin vermediğini kaydetti.

Sakarya’da tutuklanan öğrencilerinden 5’i tahliye edildi

medyabold
Devamını Oku »

Bahçeli’nin durumu hakkında MHP’den açıklama: “Doktorların tavsiyesine uyuyoruz…”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sağlık durumunun kötü olduğu iddialarına Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın cevap verdi. Bahçeli’nin dinlendiğini aktaran Yalçın, “Çok ayıp ediyorlar” dedi.

BOLD – Devlet Bahçeli’nin sağlık durumuyla ilgili gündemden düşmeyen tartışmalar hakkında MHP Genel Merkezi bir açıklama yaptı. Türkiye’nin dört bir yanından, yurt dışından insanların genel merkezi aradıkları bildirildi. Bahçeli’nin sağlık durumunu soran vatandaşlara, genel başkanının aşırı üşütmeye bağlı olarak rahatsızlandığı, doktorların ileri tetkik istekleri durumunda hastaneye gidip gelindiği bilgisi verildi.

HAFTAYA MESAİYE BAŞLAYACAK

Sözcü’nün haberine göre MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Bahçeli’nin sağlık durumunun gayet iyi olduğunu açıkladı. “Önümüzdeki hafta mesaisine başlayacak. Biz doktorların tavsiyesine uyarak dinlendirmek istiyoruz” diyen Yalçın şöyle devam etti:

“Günlük olarak bize talimatları oluyor. Bizim kendisine bilgi verdiğimiz konular oluyor. Cumhurbaşkanlığı tezkeresiyle ilgili parti görüşümüzün açıklanmasını istedi. Bu konuda görüşlerini bildirdi ve onu kaleme alıp partimizin görüşünü açıklayacağım. Genel başkanımızın durumu gayet iyi. Ama, sosyal medyanın durumunu herkes biliyor. Çok ayıp ediyorlar.”

Ankara Valiliği KHK’lıların ‘büyük buluşması’nı yasakladı

medyabold
Devamını Oku »

AB Konseyi: İngiltere’nin yeni Brexit önerilerinden ikna olmadık

Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk, birliğin İngiltere’nin Brexit anlaşması için yapacağı tekliflere açık olduğunu ancak bunlardan ikna olmadığını söyledi.

BOLD – İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın, Kuzey İrlanda’nın AB’nin ortak pazarında kalması ancak gümrük birliğinden ayrılması öngören yeni teklifi Avrupa Birliği tarafından kabul görmedi.

Avrupa Birliği ile İngiltere arasındaki Brexit anlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri olan İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda arasındaki sınır konusu hala çözülebilmiş değil. Başbakan Boris Johnson, hükumetinin yeni önerilerini Avrupa Birliği’ne sundu.

JOHNSON: SAMİMİ BİR GİRİŞİM

Boris Johnson, İngiltere’nin AB’den çıkış tarihi olan 31 Ekim öncesi, “AB yetkilileriyle görüş ayrılıklarını gidermek içi samimi bir girişimde bulunduğunu” söyledi.

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar, Brexit Anlaşması için yeni planı memnuniyetle karşıladıklarını ancak “bazı açılardan yetersiz olduğunu” söyledi.

AB BREXİT KOORDİNATÖRÜ: UYGULANAMAZ

Donald Tusk, İrlanda Başbakanı Leo Varadkar ile yaptığı görüşmenin ardından paylaştığı Twitter mesajında, “Bugün Brexit konusunda iki telefon görüşmesi yaptım, ilki Dublin’le, sonra da Londra’yla. Leo Varadkar’a mesajım: İrlanda’nın tamamen arkasındayız. Boris Johnson’a mesajım: Açık kalıyoruz ama hala ikna olmadık” dedi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker de, İngiltere’nin biraz ilerleme kaydettiğini, ancak “daha fazla çalışma yapılması gerektiğini” ifade etti.

Avrupa Parlamentosu’nun Brexit Koordinatörü Guy Verhofstadt da İngiltere’nin planı için “uygulanamaz” dedi.

BREXİT’İN ERTELENME İHTİMALİ

Johnson’ın 31 Ekim’de AB’den çıkış vaadinde bulunmasına karşın, milletvekillerinin İngiltere Parlamentosundan geçirdiği bir yasa büyük ihtimalle Başbakanı, daha önce bir anlaşmaya varamaması halinde, AB’den çıkışı ertelemek zorunda bırakacak.

İngiltere hükumeti ise, 17 Ekim’deki AB zirvesinde nihai bir anlaşmaya varmayı umduğunu söylüyor.

En güçlü pasaportlar listesinde Türkiye 52. sıraya düştü

medyabold
Devamını Oku »