6 Haziran 2020 Cumartesi

“Ne olur yardım edin: 16 yaşındaki kız 54 yaşındaki adamın elinde”

Antalya’da 18 gün kaybolduktan sonra bulunup ailesine teslim edilen lise öğrencisi Hayriye Nur Özyurt, 2 hafta sonra tekrar kayıplara karıştı. Anneanne Ayşe Yıldırım, iz sürüp torununun tutulduğu adresi tespit etti.

BOLD – Kepez Kütükçü Mahallesi’nde yaşayan 16 yaşındaki Hayriye Nur Özyurt, markete gitmek için evden çıktı ancak dönmedi. Ailesinin kayıp başvurusu ile çalışmalara başlayan polis, genç kızı 18 günde bulup 29 Nisan’da yakınlarına teslim etti. Fakat Özyurt, 14 Mayıs gecesi tekrar kayboldu.

TORUNUNUN YERİNİ KENDİ ÇABASIYLA TESPİT ETTİ

Anne Meral Özyurt, kızının, birilerince zorla tutulduğunu iddia etti. Anneanne Ayşe Yıldırım ise iz sürüp torununu bir haftada buldu. Yıldırım, Hayriye Nur’un, 28 yaşındaki C.B. ile görüştüğünü belirledi. Kendi çabasıyla C.B’nin yerini belirleyen anneanne söz konusu adrese gitti.

18 YAŞINI DOLDURANA KADAR ALIKOYACAĞINI SÖYLEDİ

Ayşe Yıldırım sonrasını şöyle anlattı: “Komşular, C.B.’nin torunumu sürekli dövdüğünü anlattı. ‘Neden polise haber vermediniz?’ diye sitem ettim. Korktukları için ihbar edemediklerini söylediler. Kapıyı çaldığımda karşıma C.B.’nin babası olduğunu öğrendiğim S.B. çıktı. Bu kişiye, ’54 yaşındasın, 16 yaşındaki çocuğu nasıl tutarsın?’ dedim. ‘Tutarım’ dedi. Ağladım, yalvardım. Çocuğumu göstermesini istedim ama bana göstermeyeceğini söyledi. Hatta Adanalı olduğunu, torunumu 18 yaşını doldurana kadar alıkoyacağını belirtti. Neden 18 yaşının doldurmasını bekliyor, onu da anlamadım. Adli makamlara şikayet ettim. Ama sonra ortadan kayboldular.”

YETKİLİLERE SESLENİYORUM: BANA YARDIM EDİN

Torununun ne amaçla alıkonulduğunu bilmediğini dile getiren anneanne, “Polislerimiz inşaallah kısa zamanda bulurlar. Yardım bekliyorum. Yetkilere sesleniyorum, 16 yaşındaki kız çocuğu 54 yaşındaki adamın yanında. Ne olur bana yardım edin” dedi.

“Fikir Devlet Bahçeli’den icraat Tayyip Erdoğan’dan”

medyabold
Devamını Oku »

Vietnam virüs dinlemedi tribünler doldu

Toplam 328 vakanın kaydedildiği Vietnam’da maçlar yeniden başladı. Tribünler tıklım tıklım dolarken taraftar, “Virüsten korksaydık, buraya gelmezdik. Virüsle mücadele için alınan önlemler gayet iyiydi” dedi.

BOLD – Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi futbol Vietnam’da da korona virüsü nedeniyle askıya alınırken maçlar cuma günü yeniden başladı. Dikkat çeken ise maçların tıklım tıklım tribünler önünde seyircili olarak oynanması oldu. Reuters’in haberine göre bugüne kadar 328 vakaya rastlanan ve korona virüsü kaynaklı herhangi bir ölüm yaşanmayan Vietnam’da, Avrupa’nın futbol tutkunlarını kıskandıracak görüntüler çıkarken Nam Dinh şehrindeki 30 bin kişilik Thien Truong Stadium neredeyse tamamen doluydu.

Stada giriş esnasında ateşi ölçülen taraftarların maske takmaları da talep edildi. Korona virüsü ile agresif bir şekilde mücadele eden, yüksek test sayısı ve çok geniş çapta karantina uygulamalarına giderek dünya genelinden takdir toplayan Vietnam’da halk da güvende hissetmekte.

MAÇI KONUK TAKIM KAZANDI

Konuk ekip Viettel The Cong’un deplasmanda Nam Dinh FC’yi 2-1 mağlup ettiği maçı takip eden Dinh Van Tam adında bir Viettel taraftarı Reuters’ın sorularını yanıtlarken “Virüsten korksaydık, buraya gelmezdik” dedi. “Virüsle mücadele için alınan önlemler sağlığımızı korumak için gayet iyiydi bu yüzden de burada herkesin eğleniyor” ifadelerini kullandı. Viettel kaptanı Que Ngoc Hai ise stadyumu dolu gördükleri için çok mutlu olduğunu söyledi. Ngoc Hai, “Bizi diğer ülkelerle kıyaslamak için söylemiyorum ama Vietnam futbolu Kovid-19 salgını sonrası geri döndü. Bu da biz Vietnamlıların virüsle ne kadar iyi mücadele ettiğini gösterir” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Emekliler maaşlarının 3 bin liraya yükseltilmesini istiyor

Kendileri için uygulanan sokağa çıkma yasağına tepki gösteren emekliler, salgın nedeniyle daha da belirginleşen kriz nedeniyle geçinmekte zorlandıklarının altını çizdi. Açlık sınırının 3 bin TL olduğuna dikkat çeken emekliler, en düşük emekli maaşının da 3 bin lira olmasını talep ediyor.

BOLD – 65 yaş üstüne yönelik sokağa çıkma kısıtlamasına tepkiler dinmiyor. Tüm Emekliler Sendikasından yapılan açıklamada 65 yaş üstü vatandaşlara uygulanan sokağa çıkma yasağının normalleşme süreciyle birlikte sonlandırılmamasını eleştirilerek, bunun bir cezalandırma olduğu belirtildi. Açıklamada, 65 yaş üstü insanlara yönelik uygulanan yasakların kaldırılması istendi.

GÜNLÜK YAŞAM GİRDİLERİ YÜZDE 100’Ü AŞTI

Emeklilerin bu süreçte derin hak kayıpları yaşadığı belirtilen açıklamada, “Çarşı pazarda fiyatlar çığ gibi büyürken emekliler, bırakalım sağlık ödeneğini bir yana, iktidarın komik lütfu olan kolonya ve maske desteğine bile ulaşamadılar. Önümüzde, temmuz zamları var. 2020 bütçesine göre emeklilere yüzde 4-5 oranında zam öngörülüyor. Açlık sınırının 3 bin TL olduğu günümüzde, bin 500 TL’ye yükseltilen emekli aylıkları bir övünç kaynağı gibi gösteriliyor. Artışları yüzde 100’leri aşan günlük yaşam girdileri karşısında, en düşük emekli maaşı 3 bin lira olmalıdır” denildi.

İZNİN PAZAR GÜNÜ OLMASINA ELEŞTİRİ

Emeklilerin salgın sürecinde kurallara uydukları belirtilen açıklamada, “Ekonomi durmasın diye inşaatlar çalışıyor, fabrikalar çalışıyor. AVM’lerde tezgâhtarlar çalışıyor. Bizler ise evlerde volta atarak gün geçiriyoruz. ATM önünde, markette, kendi sokağında, güvercin tedirginliğinde insanlar. Bu yetmiyormuş gibi, sizler bu insanlara sağlık desteği sağlayacağınıza, onlardan 10 TL devlete sadaka yardımı istiyorsunuz. Bu nasıl iştir ? Dışarı çıkmasına izin verdiğiniz günde, arabasını bile kullanamıyor insanlar. Parkta dolaşamıyor. Alışverişini yapamıyor, faturasını yatıramıyor. Her yer kapalı. Bu nasıl bir akıldır?” denildi. Açıklamada yaşlılara yönelik yasakların kaldırılması talep edildi.

Kürt’ün Kürt’ten başka dostu yok! Asıl Türkler sarışın, mavi gözlüdür

medyabold
Devamını Oku »

CİMER’e ‘maaş alamıyorum’ diye şikayet etti işten kovuldu

Karayolları Genel Müdürlüğünden iş alan taşeron firmada çalışan Mehmet Ünlü, iki aydır maaşları yatmayınca durumu CİMER’e şikayet etti. Taşeron firma, şikayet sonrası koronavirüs sürecinde yasak olmasına rağmen Ünlü’yü işten attı.

BOLD – İşten atılan Ünlü, dava açtığını belirterek, “Yasal olarak haklarımı alacağıma inanıyorum. Kendim ve bütün arkadaşlarım için bu haksızlığın karşısında durmaya devam edeceğim” dedi.

Karayolları Genel Müdürlüğü 3. Bölge Müdürlüğünün işini alan taşeron firmada çalışan Mehmet Ünlü, koronavirüs sürecinde iki ay boyunca maaş alamayınca durumu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi(CİMER)’ne şikayette bulundu. Ünlü, “Evinin kirası, hastası, taze bebeği, hamile eşi olan insanlar var… Yeri geliyor 3 ay ödemesiz çalışıyoruz. Biliyoruz ülke zor günlerden geçiyor ancak yaşadığımız durum biz işçiler için durumu daha zor hale getirdi. Karayolları personeli ile aynı işi yapmaktayız. Bizim de maaşlarımızın kurum tarafından belli günde standart şekilde ödenmesini istiyorum” dedi.

CİMER’E YAZDI İŞTEN ÇIKARILDI

Ünlü’ye CİMER’den “yüklenici firma uyarılmıştır” cevabı geldi ancak bir süre sonra CİMER’e yaptığı başvurudan dolayı koronavirüs sürecinde yasak olmasına rağmen işten çıkarıldı. Ünlü, CİMER’e bildirdiği firmanın da 3 ay önce ihaleyi aldığını ve 2 aydır maaşlarını ödemediklerini söyleyerek, yaptığı bildirimden sonra kendisine mobbing uygulandığını kaydetti. Ünlü, yıllardır Karayolları personeli ile aynı işi yapmalarına rağmen taşeron olarak çalıştırıldıklarını kaydederek, “3 yıllık periyotlarla taşeron firmalar değişir ama biz kalıcı oluruz. Firma değiştikçe de bize girdi, çıktı yapılır. Bazı firmalar bu süreçte kıdem tazminatımızı verdi ancak bazıları vermedi” dedi. Ünlü, şunları söyledi: “Koronavirüs sürecinde eşim Kovid hastanesinde çalışıyordu. 3 yaşında çocuğumuz var ve bırakacak kimse yok. Çocuğa ben bakıyordum. Bana ‘15 gün şantiyede kalacaksın, 2 gün izin yapacaksın’ dediler. Çocuğumu bırakıp gidemeyeceğimi söyledim. Arkasında CİMER’e attığım yazı gerekçe gösterilerek işimden ettiler.”

Hapis korkusu yaşayan çek mağduruna 1 yıl süre

medyabold
Devamını Oku »

TCDD’den AVM skandalı: Söğütlüçeşme’de 62 bin metrekare arsaya komik kira

TCDD’nin İstanbul Söğütlüçeşme’de yaptıracağı AVM Gar projesi belli oldu. 25 yıl boyunca AVM’yi işletilecek olan şirket, 62 bin 189 metrekare arazi için açılış öncesi aylık 32 bin, sonrasında da 161 bin lira kira ödeyecek.

BOLD – İstanbul’un en kıymetli arazilerinden biri olan Kadıköy Söğütlüçeşme’deki TCDD arazisi yapılaşmaya açılıyor. Değerinin on milyonlarca lirayı bulduğu belirtilen Söğütlüçeşme Yüksek Hızlı Tren İstasyonu’nun yanındaki araziye yapılacak olan “AVM Gar” projesinin ayrıntıları ortaya çıktı.

118 DÜKKAN VE OFİS BULUNACAK

BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre toplam 50 bin 781 metrekarelik alan üzerine tren garı, ticaret alanı ve otoparklar inşa edilecek. Arazi üzerine 420’si kapalı ve 23’ü açık olmak üzere toplam “443 araçlık otopark ile 118 dükkan ve ofis” inşa edilecek. Yüksek Hızlı Tren seferleri için de 660 metre yeni ray hattı döşenecek ve 36 ayaklı viyadük inşa edilecek.

ŞİRKET 32 BİN LİRA KİRA ÖDEYECEK

TCDD, Söğütlüçeşme Yüksek Hızlı Tren Garı Projesi için “Fıratcan İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş.” ile 29 yıllığına anlaştı. Şirket ile TCDD arasında imzalanan sözleşmeye göre şirkete iki yılı izin ve ruhsat, iki yılı da inşaat yapımı için olmak üzere 4 yıl süre verildi. Şirket her yıl ÜFE oranında artırılmak üzere yapım sürecinde TCDD’ye aylık sadece 32 bin 315 TL kira ödeyecek. Projeyi tamamladıktan sonraki 25 yıllık işletme süreci için de yine aynı oranda artırılmak üzere aylık 161 bin 574 TL kira bedeli belirlendi.

PROJE ALANI 62 BİN 189 METREKARE

Proje tanıtım dosyasında yer alan bilgilere göre, proje planlama alanın yüzde 73’ü TCDD mülkiyetinde bulunuyor. Arazinin yüzde 9’u Hazine, yüzde 3’ü İstanbul Büyükşehir Belediyesi mülkiyetinde ve yüzde 14’ü ise kadastral boşluktan oluşuyor. Toplam proje alanı ise 62 bin 189 metrekareyi buluyor. Toplam proje bedeli 193 milyon 794 bin TL olacak. Bu tutarın 144 milyon 698 bin TL’si inşaat alanı, 22 milyon 125 bin TL’si donatı alanı, 25 milyon 471 bin TL’si çevre düzenlemesi ve 1 milyon 500 bin TL’si de ruhsat ve harçlar için harcanacak.

AKP’li belediyelerden musluğu kesilen TÜRGEV yurt kapatmaya başladı

medyabold
Devamını Oku »

Demirtaş’tan ittifak çağrısı: Daha cesur ve büyük siyasi hamleler yapabilmeliyiz

Tutuklu muhalif lider Selahattin Demirtaş, HDP ve muhalefete ittifak çağrısı yaptı. “Geçmişten ders çıkararak demokrasi, özgürlük, barış ve ekonomik refah için daha cesur ve büyük siyasi hamleler, geniş ve açık ittifaklar yapabilmeliyiz” dedi.

BOLD – Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, 7 Haziran 2015 genel seçiminin 5’inci yıl dönümü nedeniyle bir yazı kaleme aldı.

Yazısında geniş ittifaklar kurulması gerektiğini belirten Demirtaş, “Geçmişteki başarılarla gurur duymak iyi bir şeydir. Ama daha iyi olan, o başarıların formülünü yeni başarıları mayalamak için kullanmaktır… HDP yönetimi her türlü eleştiri ve öneriyi, kurumsal çerçevede ve kurumsal yapıya saygılı kalmak suretiyle kabul edecek bir yapıdadır. İçinde bulunduğumuz dizginsiz saldırı dalgasında, HDP’de kenetlenmekten de geri durmayalım” ifadelerini kullandı.

Selahattin Demirtaş, HDP’li Leyla Güven, Musa Farisoğulları ile CHP’li Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin düşürülmesinden önce kaleme aldığı ve Mezopotamya Ajansı’na gönderdiği yazıda şu mesajları verdi:

HER TÜRLÜ KARALAMAYA RAĞMEN

“7 Haziran 2015 seçimleri mücadelemiz ve ülkemiz için son derece önemli seçimlerdir. Öncelikle, o görkemli başarının sağlanmasında emeği olan herkesi sevgiyle selamlıyorum. Seçim yarışının eşitsiz koşullarına, AKP’nin bütün devlet imkanlarını sonuna kadar kullanmasına, Adana ve Mersin il binalarımız ile Diyarbakır mitingimize yönelik bombalı saldırılar başta olmak üzere çeşitli mitinglerimize yapılan irili ufaklı tacizlere ve saldırılara, partimize yönelik her türlü karalamaya rağmen seçimi kazanma başarısını göstermiştik. Bu başarının kaynağında parti programımızın, seçim bildirgemizin, ilkeli duruşumuzun etkisi ve tabii ki tüm çalışanlarımızın, gönüllü katkı veren herkesin üstün çabası vardı.

7 HAZİRAN’DA AKP İLK KEZ YENİLDİ

7 Haziran 2015 seçimleri esas olarak tekçiliğe karşı çoğulculuğun başarısıydı. Bununla birlikte, seçim sonuçları pek çok açıdan değerlendirilebilir. Bunlardan biri de o seçimlerin, AKP’nin yenilmez olmadığını göstermesidir. Gerçekten de o güne kadar girdiği her seçimi kazanan AKP, seçimden birinci parti olarak çıkmışsa da ilk kez olarak yenilmiş, iktidardan düşmüştü. Dolayısıyla 7 Haziran seçimleri, AKP’ye karşı nasıl kazanılabileceğinin güzel bir örneğiydi.

BASKICI REJİMİN DEĞİŞMESİ İÇİN HERKES EL ELE VERMELİ

7 Haziran 2015 seçimleri bir başarıydı ama geçmişe saplanıp da kalmamak gerekir. Geçmişteki başarılarla gurur duymak iyi bir şeydir. Ama daha iyi olan, o başarıların formülünü yeni başarıları mayalamak için kullanmaktır. Dolayısıyla bu açıdan bakılınca, 7 Haziran seçimlerinin bir başka önemi de ülke olarak nasıl kazanacağımızın ipuçlarını içermesidir. Ülkemizin sorunlarına çözümler içeren kapsayıcı bir programla, cesaretle ve kararlılıkla, çok sesli ve çok renkli bir şekilde, bu baskıcı rejimin değişmesini isteyen herkesin el ele vermesiyle iktidarın yenilgiye uğratılması mümkündür.

İLKESEL BİR ÇERÇEVE

Nitekim bunun bir benzeri, son yerel seçimlerde görüldü. O seçimlerde her ne kadar yukarıda belirtmeye çalıştığım şekilde bir çerçeve oluşmadıysa da AKP iktidarı önemli bir şekilde geriletildi. Bu demek oluyor ki, önümüzdeki ilk seçimde iktidarı değiştirerek demokrasi, özgürlük, barış ve ekonomik refah sağlamanın yolu, 7 Haziran 2015 seçimlerini hatırlayarak, 30 Mart 2019 yerel seçimleri pratiğinin daha geniş, daha net, daha ilkesel bir çerçeveye dönüştürülmesinden geçiyor.

GENİŞ İTTİFAKLAR YAPABİLMELİYİZ

Öte yandan, 7 Haziran başarısını kalıcı hale getirememiş olmak, her ne kadar iktidarın baskıcı politikaları nedeniyle ise de, elbette bizim de eksikliklerimiz oldu. Geçmişten ders çıkararak demokrasi, özgürlük, barış ve ekonomik refah için daha cesur ve büyük siyasi hamleler, geniş ve açık ittifaklar yapabilmeliyiz. Bu konuda tüm Kürt hareketinin HDP’nin önünü açacak bütünlüklü desteği sunacağına inanıyorum.

KENETLENME ZAMANI

Ayrıca belirtmek isterim ki, HDP yönetimi her türlü eleştiri ve öneriyi, kurumsal çerçevede ve kurumsal yapıya saygılı kalmak suretiyle kabul edecek bir yapıdadır. Önerilerimizi, varsa eleştirilerimizi uygun yol ve yöntemlerle parti yönetimimize iletelim. Bunu yaparken, içinde bulunduğumuz dizginsiz saldırı dalgasında, HDP’de kenetlenmekten de geri durmayalım.

ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ ZAMANI

7 Haziran 2015 seçimlerinin sonucu gerçekten de büyük bir başarıydı. Şimdi hedefimiz, 7 Haziran başarısının tekrarı değil, onu kat be kat aşmak olmalıdır. Bu hedef için gerek ülkede gerekse de sürgünde mücadele yürüten tüm arkadaşlarımı bir kez daha, coşkuyla ve kararlılıkla HDP’de kenetlemeye çağırıyorum. Önceki dönemlerde ve bu dönemde görev yapan bütün arkadaşlarımız birbirinden kıymetlidir. Zaman, yıpratıcı tartışmalardan uzak durarak özgürlük mücadelesinde bütünleşme zamanıdır. Bunu başaracağımıza olan inancım tamdır. Zindanda, yurt dışında ve sahada mücadele eden bütün yoldaşlarıma büyük hasret ve selamlarımı gönderiyorum.”

“İktidar, istediği vekili cezaevine koyar! Hukuksuzluk süreci devam ediyor”

medyabold
Devamını Oku »

“Onu ben öldürmedim kendi kendini bıçakladı”

Eşi Hafize Fidan’ı bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Ferhat Fidan hakim karşısına çıktı. Suçlamayı kabul etmeyen Fidan, “Onu ben öldürmedim. Kendi kendini bıçakladı” dedi.

BOLD Eskişehir’de Odunpazarı Erenköy Mahallesi’nde yaşayan 35 yaşındaki Hafize Fidan ile 26 yaşındaki Ferhat Fidan çifti, geçen Şubat, tartışmaya başladı. Kısa süre sonra kavgaya dönüşen olayda, Hafize Fidan bıçaklanarak ağır yaralandı. Şehir Hastanesi’ne kaldırılan Fidan, tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Zanlı Ferhat Fidan ise tutuklandı. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, şüpheli Fidan ile ilgili iddianamede ‘kasten öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası istedi.

Kocası tarafından katledildiği iddia edilen Hafize Fidan.

İLK DURUŞMAYA SEGBİS İLE KATILDI

Tutuklu kocanın yargılanmasına Eskişehir 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde başlandı. İlk duruşmaya, cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan Ferhat Fidan, suçlamayı kabul etmedi. Hafize Fidan’ın kendi kendini öldürdüğünü iddia etti: “Eşimi öldürmedim. Aramızda çıkan tartışmanın ardından eline geçirdiği bıçağı vücuduna sapladı. Kanlar içinde yere yığıldığını gördüm. Hemen alt katımızdaki komşulara durumu bildirip yardım istedim. Onlar da eve geldi. Ambulansı ile hastaneye götürdük. Onu ben öldürmedim. Kendi kendini bıçakladı” Mahkeme, tanık ifadeleri için duruşmayı erteledi.

Emekliler maaşlarının 3 bin liraya yükseltilmesini istiyor

medyabold
Devamını Oku »

“Fikir Devlet Bahçeli’den icraat Tayyip Erdoğan’dan”

Leyla Güven’le Demokratik Toplum Kongresi eşbaşkanlığı yapan HDP Ağrı vekili Berdan Öztürk’e göre Güven ve Musa Farisoğulları’nın Meclis’ten atılıp tutuklanması için düğmeye Devlet Bahçeli bastı.

BOLD – HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven ve Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları’nın, TBMM üyeliklerinin düşürülüp tutuklanmaları ile ilgili konuşan HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi işaret etti. Vekilliklerin düşürülmesi için bizzat Bahçeli’nin düğmeye bastığını savunan Berdan Öztürk, MHP ne istiyorsa AKP’nin verdiğini söyledi. “Fikir Bahçeli’nin, icraat Erdoğan’ındır. Zaten gizli-saklı değil. Bahçeli, geçen hafta açıkça fezlekelerin gereğinin yapılmasını istemişti ve yapıldı” dedi.

GÜVEN VE FARİSOĞULLARI KARARI AYLARDIR MECLİS’TE BEKLİYORDU

Leyla Güven ile Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanlığı yapan Öztürk, Duvar’dan İrfan Aktan’a, son gelişmeleri değerlendirdi. Güven ve Farisoğulları ile ilgili kararın yaklaşık 3-4 ay önce onaylandığını ve uzun süre önce Meclis’e bildirildiğini hatırlatarak, “Fakat karar Genel Kurul’da okunmuyordu. Bir hafta kadar önce Bahçeli’nin, ‘Milletvekilleri dokunulmazlığı ile ilgili beklentiler karşılanmalıdır’ açıklaması üzerine düğmeye basıldığı anlaşılıyor. Artık deneyim ve gözlemle sabittir ki, Bahçeli ne zaman bir şey söylerse, talep ederse, beklentileri çok kısa süre içinde karşılanıyor. Bahçeli ne istiyorsa, iktidar onu yapıyor. Hem de harfiyen!” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN’A DEĞİL BAHÇELİ’YE ODAKLANMAK GEREK

İktidarın yapabileceklerine ilişkin öngörüde bulunmak isteyenlerin, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan ziyade MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin sözlerine odaklanması gerektiğini belirterek şunları dile getirdi: “AKP-MHP iktidarı tüm Türkiye’yi büyük bir yıkıntı haline getirdi. Irkçı saldırılar artıyor. Bunlar halkta biriken ve giderek büyüyen öfkeye neden oluyor. Bu öfke Türk halkına veya farklı etnik yahut inanç gruplarına yönelik değil. Halkımız devlete ve onu yöneten yeşil milliyetçi ideolojinin uygulamalarına öfkelidir. Yaşanan öfkenin muhatabı devlettir, AKP-MHP iktidarıdır.”

Kürt’ün Kürt’ten başka dostu yok! Asıl Türkler sarışın, mavi gözlüdür

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li belediyelerden musluğu kesilen TÜRGEV yurt kapatmaya başladı

AKP’li belediyelerin yardımlarıyla desteklenen TÜRGEV, 25 öğrenci yurdunu kapatma kararı aldı. Vakıf, yurtların kapatılmasıyla ilgili, “devletin yurt hizmetleri, desteğe ihtiyaç duymayacak düzeyde” açıklaması yaptı.

BOLD – AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetiminin, vakfa tahsis edilmek üzere beş yurt inşaatı için ihale yaptığı ve 171 milyon TL harcadığı tespit edildi.

AKP’nin 31 Mart Yerel Seçimlerinde büyükşehirlerde belediyeleri kaybetmesinin ardından ekonomisi giderek daralan TÜRGEV, 25 öğrenci yurdunu kapatma kararı aldı. Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu vakıf, öğrencisi bulunan yurtlarını kapatma gerekçesini ise “KYK yurtları yeterli” şeklinde açıkladı.

DEVLET YURTLARI YETERLİ

Kamu kaynaklarından aldığı pay ve iktidarın desteğiyle büyüyen TÜRGEV, 31 Mart yerel seçimlerinden sonra ekonomik güçlük çekmeye başladı. Vakıf yönetiminden yapılan açıklamada, Türkiye genelindeki 25 TÜRGEV yurdunun kapatılacağı, “kaynakların gençlik ve eğitim hizmetlerine yönelik yeni ihtiyaçlara” yönlendirileceği kaydedildi. Yurt kapatmayla ilgili ise devletin yurt hizmetlerinin, “desteğe ihtiyaç duymayacak düzeyde” olduğunu savunan vakıf yönetimi, küçülmeyle ilgili şu açıklamayı yaptı: “Sivil toplumun gayesi daima devletin yetişemediği, uzanamadığı yerlere kaynak ulaştırmaktır. Biz de bu gaye doğrultusunda yurt sayımızı azaltarak, kaynaklarımızı hizmet vermeye devam edeceğimiz 21 yurdumuza ve çeşitlenerek devam edecek eğitim hizmetlerine yönlendirmeyi hedefliyoruz.’’

MİLYONLARCA LİRALIK DESTEK

31 Mart 2019’daki yerel seçimlerin ardından el değiştiren AKP’li belediyelerin mali hesaplarında yapılan incelemelerde, TÜRGEV’e milyonlarca lira aktarıldığı ortaya çıkarıldı. AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetiminin, vakfa tahsis edilmek üzere beş yurt inşaatı için ihale yaptığı ve 171 milyon TL harcadığı belirlendi. İBB yönetiminden milyonlarca lira destek aldığı ortaya çıkan ve vergiden muaf tutulan TÜRGEV’in, faaliyet raporlarını da açıklamadı.

SADECE İSTANBUL’DA

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı döneminde kurulan ve yalnızca İstanbul sınırları içinde hizmet veren TÜRGEV, 2012 yılının ardından etkinliğini giderek artırdı. Vakfın yurt sayısı, 2019 yılında yükseköğretimde 49’a, ortaöğretimde ise 11’e çıktı. TÜRGEV’in faaliyet gösterdiği kent sayısı ise 32’ye yükseldi.

Damat Albayrak’ın ısrarlarıyla açılan AVM’lerden vaka haberleri geliyor

medyabold
Devamını Oku »

Akar’dan 11 soruya tek cevap: Mevzuata uygun!

HDP Milletvekili Gergerlioğlu, Milli Savunma Bakanlığına, Burdur’daki bir kışlada, askerler arası ayrımcılık, uyuz hastalığı, hijyen sıkıntısı yaşandığı iddialarını sordu. Bakanlık, tek cümlelik cevap verdi: “İşlemler mevzuata uygundur.”

BOLD – İnsan hakları savunucusu ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Burdur’daki bir kışlayla ilgili, Mart’ta, kendine ulaşan iddiaları Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a sordu. İddialar arasında alay komutanının Milliyetçi Hareket Partili (MHP) bir vekilin yeğenine diğer askerlerden farklı davrandığı ve uyuz vakaları da vardı. Akar, Gergerlioğlu’nun 11 soruluk önergesine, işlemlerin mevzuata uygun olduğu karşılığını vermekle yetindi.

ŞARTLARDAN DOLAYI DEFALARCA FİRAR EDEN OLDU

HDP’li vekile iletilen mektupta, şu ifadeler kullanıldı: “Teslim olduktan 10 gün sonra duş alabildik. Bizim bölükte 500 asker vardı. Sıcak su sadece beş dakika akardı. Yatak örtüleri sapsarı olmuştu. Şartlardan dolayı defalarca firar eden oldu. Alay komutanı herkese eşit davranmıyordu. Çünkü orada MHP’li bir vekilin yeğenine bile farklı davrandılar…”

HULUSİ AKAR’IN TEK CÜMLELİK CEVABI 2,5 AYDA GELDİ

Ömer Faruk Gergerlioğlu, Hulusi Akar’a, konuyu sorduktan 2,5 ay sonra şu cevabı alabildi: “Belirtilen iddialar hakkında yapılan idari tahkikat neticesinde tüm işlemlerin mevcut mevzuata uygun yürütüldüğü tespit edilmiştir.”

“Gerçek adaletin gereği” dedi, masum insanların ‘aleni idam edilmelerini’ istedi!

medyabold
Devamını Oku »

Sağlık camiasından Erdoğan’a yasak tepkisi: Bilim Kurulunun rolü olmadığını gördük!

Ankara ve İzmir Tabip Odası başkanları, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önce getirdiği sonra iptal ettiği sokağa çıkma yasağıyla ilgili konuştu. Bilim Kurulunun rolünün olmadığı belirtildi. CHP’li Alpay Antmen ise “AKP sağlığımızla alay ediyor” dedi.

BOLD – İktidar, koronavirüsle mücadele kapsamında, bugün ve yarın, 15 ili kapsayan sokağa çıkma yasağı uygulanacağını dün ilan etmişti. Ancak gün içinde, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanlığı önerisiyle alınan kararı, ‘vatandaşlardan gelen değerlendirmeler’ doğrultusunda, ‘farklı sosyal ve ekonomik’ sonuçları sebebiyle iptal ettiğini duyurdu.

ÖNLEMLER GEVŞETİLMESEYDİ ÖLÜM SAYISI 2 VEYA 3’LE SINIRLI KALACAKTI

Birgün’den Mustafa Mert Bildircin’e konuşan Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Bulut, İzmir Tabip Odası Başkanı Funda Barlık Obuz ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Alpay Antmen, gelişmelere tepki gösterdi. Bulut, “Başta AVM’lerin açılması, önlemler gevşetilmeseydi vaka sayısı 100’ün altına düşecek, ölüm sayısı 2 ya da 3 ile sınırlı kalacaktı. Normale dönüş erken oldu” dedi. Son 3 günde hasta sayısının arttığına dikkat çeken Obuz, “Karardan vazgeçilmesi, böylesine önemli bir konuda nasıl kolayca karar alınabildiğini gösterdi. Bilim Kurulunun hiçbir rolü olmadığını gördük” diye konuştu. CHP’li Antmen ise şunları söyledi: “İki buçuk ay evlerde boşuna kalmışız. Burada bir algı operasyonu var. Bana göre yaşananların hepsi, planlı. AKP ve AKP Genel Başkanı, sağlığımızla alay ediyor. İnsan hayatı söz konusu ise nereden baskı gelirse gelsin iktidarın buna direnmesi gerekiyordu.”

SAĞLIK KURUMLARINDAKİ EKSİKLİKLER AYNI ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR

Öte yandan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), normalleşmenin başladığı 1 Haziran itibarıyla sağlık kurumlarındaki eksikliklerin aynı ‘yakıcılık’la sürdüğünü açıkladı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi de, henüz ilk dalga atlatılmamışken başlatılan ve adına ‘normalleşme’ denilen hızlı açılma sürecinden endişe duyduklarını ilan etti.

Erdoğan’ın kaldırdığı yasağın gerekçesi ‘artan vaka sayıları’ydı

medyabold
Devamını Oku »

Kürt’ün Kürt’ten başka dostu yok! Asıl Türkler sarışın, mavi gözlüdür

Sosyal medyada dün kadınlara yönelik aşağılayıcı kalıpların erkekler için kullanılması büyük ilgi gördü. Bugün ise aynı kampanyanın Türk-Kürt versiyonu başladı.

BOLD – Kürtlere yönelik ayrımcı klişelere tepki gösteren sosyal medya kullanıcıları, bu tür kalıplardaki Kürt sözcüğü yerine Türk’ü koydu. HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Ayhan Bilgen gibi siyasiler de kampanyaya katıldı. Bazıları ise “İroni mironi dinlemeyiz deyip hepsini suç sayabilirler” uyarısında bulundu. Ortaya da işte bu manzara çıktı:

  • Benim eniştem de Türk.
  • Asıl Türkler sarışın ve mavi gözlülerdir.
  • Benim de Türk komşularım, arkadaşlarım var.

  • Bunda Türk inadı var.

  • Aslında Türk diye bir şey yoktur.
  • Türküm ama terörist değilim.

  • Türk komşularımız da vardı. Ama çok iyi insanlardı.

  • Eskiden Türkçe isim koyamazdık kardeşimin Berkecan olan ismini nüfus memuru baran olarak kaydetmiş…

  • Bizim bir akrabamız Türk’le evli.

  • Kürt’ün Kürt’ten başka dostu yoktur.

  • Türk’ten olsa evliya koyma kapıya.

  • Bizim Türklerle problemimiz yok, MHP’lilerle problemimiz var.

Erkekler çiçektir! Kocam isterse çalışabilir…

medyabold
Devamını Oku »

“İktidar, istediği vekili cezaevine koyar! Hukuksuzluk süreci devam ediyor”

Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, CHP’li Enis Berberoğlu ve HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülüp tutuklanmasını “hukuksuzluk sürecinin devamı” olarak değerlendirdi. “İktidar, istediği vekili cezaevine koyar” dedi.

BOLD – Eski CHP Milletvekili Atilla Kart ise, Türkiye’de dikta sürecine götüren tek adam rejimi olduğunu belirtti.  Yargının, iktidarın emrinde olduğunu belirten Rıza Türmen, “Geldiğimiz noktada milletvekillerinin dokunulmazlığı siyasi iktidarın keyfine terk edilmiştir. İktidar, istediği vekili cezaevine koyar. Bu uzun süren bir hukuksuzluk sürecinin bir devamı aslında” dedi.

Cumhuriyet’e konuşan Türmen, bu sürecin, 2016’da anayasaya geçici bir madde eklenerek milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla başladığını kaydetti. Türmen, “O süreçte birçok milletvekili cezaevine konuldu. Dün (önceki gün) olan şey bu” dedi. Burada temel hukuksuzluğun, dokunulmazlıkları kaldıran değişikliğe anayasa değişikliği denmeyerek, anayasal denetimin ortadan kaldırılması olduğunu belirten Türmen, şunları kaydetti: “Üç vekil konusuna gelince… Niçin iki yıl beklendi de şimdi düşürüldü? Anayasanın 83. maddesine göre tekrar seçilen vekilin dokunulmazlığının kaldırılması Meclis’in kararına bağlıdır. Enis Berberoğlu, yeniden seçildiğine göre Meclis’in kararı gerekiyordu. Neresinden bakarsanız büyük bir hukuksuzluk resmi.”

AYM ACİL TEDBİR KARARI VERMELİ

Eski CHP milletvekili, avukat Atilla Kart, Anayasa Mahkemesinin Berberoğlu’nun adil yargılanma hakkının ihlali gerekçesiyle yaptığı başvuruda hiç gecikmeden tedbir kararı vermesi gerektiğini söyledi. Kart, şunları belirtti: “Anayasanın geçici 20. maddesi, Mayıs 2016’da yürürlüğe girdi. Orada ne yaptı? Anayasa 83/2 kapsamında yasama/kürsü sorumsuzluğuna atfen hükmün uygulanmayacağını koyarak genel kurulda dokunulmazlıkları kaldırıldı. Bu üç vekil d e öncesindeki dosyalarından mahkûm oldu. Bunlar şu an 27. dönem vekil. Bunlar tekrar seçilen milletvekili konumunda. Geçici 20. madde geçmişe yönelik uygulandı. Ancak bu madde ile milletvekillerinin geleceğe yönelik anayasal hakları elinden alınmaz.”

DİKTA SÜRECİNE GÖTÜREN TEK ADAM REJİMİ

Türkiye’de “dikta sürecine götüren tek adam rejimi” olduğunu vurgulayan Kart, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, “görevini kötüye kullandığı” iddiasında bulundu. Kart, muhalefetin anayasanın 85. maddesi uyarınca 7 gün içinde AYM’ye başvurması gerektiğini, AYM’nin de 15 gün içinde karar vermesi gerektiğini kaydetti. Anayasa’nın 85. maddesine göre AYM’nin bu konuda takdir yetkisi olmadığını söyleyen Kart, “Amir hüküm var, yorum gerektirmeyecek kadar açık. Burada anayasa ayaklar altına alınmıştır. Meclis’te karma komisyon kurmadan, genel kurulda vekillerin dokunulmazlığını kaldırmak anayasal bir darbedir” diye konuştu.

Tutuklanan CHP’li Berberoğlu’na ‘korona’ tahliyesi

medyabold
Devamını Oku »

Turkish soldier killed, two wounded in Syria’s Idlib, defence ministry says

One Turkish soldier was killed and two were wounded in the northwestern Syrian region of Idlib on Friday in an attack on an armored ambulance, Turkey’s Defence Ministry said.

Turkish forces identified targets in the area and immediately opened fire in retaliation, the ministry statement said. It did not say who carried out the attack and did not specify where it occurred.

Turkey and Russia back opposing sides in Syria’s war, with Ankara backing rebels fighting against President Bashar al-Assad. Moscow supports Damascus.

Ankara and Moscow agreed on a ceasefire in Idlib on March 5 following weeks of clashes between the warring parties that brought the two countries close to direct confrontation.

Fighting in Idlib escalated in December and displaced nearly a million people, raising concerns of a fresh wave of migrants towards Turkey, which already hosts nearly 4 million refugees.

Turkish President Tayyip Erdogan has accused Assad’s forces of violating the ceasefire, warning they would suffer “heavy losses” if they persisted.

The ministry reported on May 27 that a Turkish soldier was killed in Idlib after an explosion on a key highway that runs through the region.

Reuters

Turkish soldier killed in Syria’s Idlib after explosion along M4 highway – ministry

The post Turkish soldier killed, two wounded in Syria’s Idlib, defence ministry says appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/06/06/turkish-soldier-killed-two-wounded-in-syrias-idlib-defence-ministry-says/
Devamını Oku »

Koronavirüs milyonerleri

Koronavirüs salgını nedeniyle yüz binlerce kişi işinden oldu. Devlet yardımına muhtaç kişi sayısı ise 20 milyona dayandı. İhtiyaç sahiplerinin zirve yaptığı iki aylık salgın döneminde bile milyoner sayısı 30 bin 470 kişi arttı.

BOLD – Koronavirüs günlerinde dar gelirlinin ayakta kalması daha da zor hale gelirken, milyonerler ise son bir yılda servetlerini 408.6 milyar TL yükselterek 1.7 trilyon liraya çıkardı. Koronavirüs salgınının yaşandığı iki aylık dönemde bile Türkiye’de milyoner sayısı zirve yaptı.

MİLYONER SAYISI 266 BİN 840’E ÇIKTI

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın haberine göre Şubat 2020’de hesabında 1 milyon TL ve üzeri para olanların sayısı 236 bin 370 iken mart ve nisan aylarında bu sayı 30 bin 470 kişi arttı. İki aylık sürede milyonerler servetlerine 202.5 milyar TL kattı. Açlık sınırının 2 bin 438 TL, yoksulluk sınırının ise 7 bin 942 TL’ye yükseldiği Türkiye’de toplam 16 milyon 831 bin 210 kişi, aldığı sosyal yardımlarla ayakta durabiliyor. Buna karşın ülkenin milyoner sayısı da servetleri de hızla artıyor.

MEVDUATLARI 1 TRİLYON 659 MİLYONA ÇIKTI

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, hesabında 1 milyon lira veya üzeri parası olan yurt içi ve yurt dışı yerleşik mudi sayısı, 2020 Nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 66 bin 733 kişi yani yüzde 33 artışla 266 bin 840 kişiye yükseldi. Bu milyonerlerin toplam mevduatı da 1 trilyon 659 milyon liraya çıktı. Milyoner başına düşen ortalama mevduat tutarı da 6 milyon 926 bin lira oldu.

YURT DIŞINDA YERLEŞİK MUDİ SAYISI 27 BİN

Yurt içinde yerleşik milyonerlerin sayısı 2020 Nisan’da bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 60 bin 945 kişilik artışla 239 bin 502 kişiye fırladı. Aynı dönemde yurt içinde yerleşik milyonerlerin toplam mevduatları 1 trilyon 551 milyar liraya çıktı. Bu dönemde yurt içinde yerleşik milyonerlerin mevduatlarının 693 milyar 892 milyon lirası yerel para cinsi, 826 milyar 934 milyon lirası döviz tevdiat hesabı, 30 milyar 217 milyon lirası da kıymetli maden depo hesaplarından oluştu. Yurt dışında yerleşik mudi sayısı 2020 Nisan sonu itibarıyla 27 bin 342’ye yükseldi.

Tutuklanan CHP’li Berberoğlu’na ‘korona’ tahliyesi

medyabold
Devamını Oku »

Hapis korkusu yaşayan çek mağduruna 1 yıl süre

3 aylık sürede borcunu ödeyemeyen ve sayıları 250 bin kişiye çıkan çek borçlularına ek süre getiriliyor. Yeni yasa teklifiyle 3 aylık ödeme süresi 1 yıla çıkartılıyor. Bu yasayla çek borçluları 1 yıl daha hapis yatmaktan kurtulacak.

BOLD – 26 Haziran’da hapse girme tehlikesiyle karşılaşacak 250 bini aşkın çek mağduru için hükumet yeniden devreye girdi. Çek mağdurlarını hapis tehdidinden kurtaracak yasa teklifi TBMM’ye sunuldu. Yasa ile çek mağdurları 1 yıl daha hapisten kurtulmuş olacak.

YÜZDE 10’UNU ÖDEYEN HAPSE GİRMEYECEK

Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre, 18 maddelik yeni torba yasa teklifine göre, çek borcunun 10’da 1’ini 1 yıl içinde ödeyenler hapse girmeyecek. Daha önce çıkarılan düzenlemeyle karşılıksız çek düzenleme suçundan mahkum olanların infazı durdurulmuş, hükümlü duruma düşenlerin tahliye tarihinden itibaren 3 ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının 10’da 1’inin ödenip kalan kısmının ise 3 aylık sürenin bitiminden itibaren 2’şer ay arayla 15 eşit taksitle ödenmesi için hak tanınmıştı.

26 HAZİRAN’DAN İTİBAREN HAPSE GİRMEKTEN KURTULDULAR

Ancak 3 aylık sürede de borcunu ödeyemeyen çek borçlularının sayısının artması üzerine 250 bin kişiye hapis yolu görünmüştü. Yeni yasa teklifiyle 3 aylık ödeme süresi 1 yıla çıkartıldı. Teklifin yasalaşması halinde 250 bine yakın çek borçlusunun 26 Haziran’dan itibaren hapse girme riski ortadan kalkmış olacak. Borçlular 1 yıl içinde borcun 10’da 1’ini ödeyerek hapse girmekten kurtulacak.

Tutuklanan CHP’li Berberoğlu’na ‘korona’ tahliyesi

medyabold
Devamını Oku »

Erkekler çiçektir! Kocam isterse çalışabilir…

Klişe haline gelen cinsiyetçi kalıplara tepki gösteren kadınlar, sosyal medyada tabuları yıkan bir kampanya başlattı: Erkekler çiçektir. Erkek şort giyiyorsa aranıyordur. Dünya emekçi erkekler gününüzü kutlarım…

BOLD – Kadın sosyal medya kullanıcıları, #erkekdediğin etiketi ile bir kampanya başlattı. “Kadının yeri çocuklarının yanı, kadın kadınlığını bilecek, annenizin kızlık soyadı…” gibi klişelere baş kaldırdı. Cinsiyet eşitsizliğine tepki olarak kısa sürede yayılan kampanyada kadının yerini erkek aldı. Kalıplaşmış ve kulağa yabancı gelmeyen bu aşağılayıcı cümleler erkekler için söylendi.

İşte onlardan bazıları:

  • Kocam isterse çalışabilir.
  • Dul adamsın, bi ihtiyacın olursa, çekinme.
  • Erkek dediğin erkek çocuk doğuracak erkek çocuk doğurmayan erkek yarım ve eksik erkektir.
  • Dünya emekçi erkekler gününüzü kutlarım … bey 🙂
  • Erkek şort giyiyorsa aranıyordur.
  • Plajda üstsüz erkek perdesiz eve benzer. Ya satılıktır ya kiralık
  • Ben kadınlara seslenmek istiyorum; her şeye herif gibi ağlamayın ya.
  • Erkekler çiçektir.
  • 4 erkek, her kadının hakkıdır.
  • Erkek dediğin; alaya kattın mı yakışacak, duvara attın mı yapışacak!
  • Bu evden damatlıkla çıkar, kefenle dönersin.
medyabold
Devamını Oku »

5 Haziran 2020 Cuma

Dünya Sağlık Örgütü uyardı: “Halka açık alanlarda üç katlı maske takılsın”

Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüs salgınının yayılmasını önlemek için mevcut kılavuzunu güncelledi. Hükumetlere halka açık yerlerde kumaş yüz maske kullanımının teşviki tavsiyesinde bulundu.

BOLD – Koronavirüs pandemisine karşı maske kullanımı rehberini güncelleyen Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hükumetlere uyarıda bulundu. DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Kılavuz, gelişen kanıtlara dayanıyor” dedi.

60 YAŞ ÜSTÜ VE SAĞLIK SORUNLARI BULUNANLAR TIBBİ MASKE TAKMALI

Ghebreyesus, sağlık kuruluşları yayılma riskinin yüksek olduğu yerlerde sadece sağlıkçıların değil tüm çalışanların her şartta ‘tıbbi maske’ takması gerektiğini kaydetti. “Bulaşmanın olduğu yerlerde ve fiziksel mesafenin mümkün olmadığı hallerde, 60 yaş veya üstü ile sağlık sorunları olanların da tıbbi maske takmasını tavsiye ediyoruz. Toplu taşıma, mağazalar ve diğer kapalı veya kalabalık ortamlarda halkın maske takmasını teşvik etme konusunda hükumetlere öneride bulunuyoruz” diye konuştu.

HER KATMAN İÇİN ÖNERİLEN MALZEME AYRINTILARI KILAVUZDA

DSÖ Genel Sekreteri, bilimsel verilerle güncellenmiş kılavuzun kumaş maskelerin bileşimi hakkında yeni bilgiler içerdiğini de söyledi: “DSÖ, kumaş maskelerin en az üç farklı malzeme katmanından oluşmasını tavsiye ediyor. Her katman için önerdiğimiz malzemelerin ayrıntıları kılavuzdadır.”

EN YÜKSEK SICAKTA SIK SIK YIKANMASI ÖNERİLİYOR

Güncellenmiş kılavuzda, tıbbi olmayan maskelerin mağazalarda, iş toplantılarında, sosyal aktivitelerde, toplu buluşmalarda, okullarda, ibadethanelerde, mülteci kamplarında ve toplu ulaşımda kullanılması öneriliyor. Ayrıca, maskelerin mümkün olan en yüksek sıcakta sık sık yıkanması ve başkalarıyla paylaşılmaması gerektiği vurgulanıyor.

AB ülkelerinin sınırları, 1 Temmuz’a kadar Türkiye’ye kapalı

medyabold
Devamını Oku »

Berat Albayrak’tan tanıdık açıklama: Mayıs, nisana göre olumluydu, haziran da mayısa göre daha olumlu olacak

İktisadi faaliyetler açısından mayıs ayının nisana göre daha olumlu olduğunu öne süren Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, “Haziran da mayısa göre daha olumlu olacak. 3 ve 4’üncü çeyrekle birlikte yılı, birçok tahminlerimizi tutturacağız” dedi.

BOLD – Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ekonomi basını ve ekonomistlerle Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya gelerek pandemi döneminde ekonominin performansını değerlendirdi. Önceliğin bütçe dengesi değil istihdamı korumak olduğunu söyleyen Albayrak, “İstihdam kalkanı paketi hazırlıyoruz” dedi. Albayrak, enflasyonun hazirandan itibaren düşmeye başlayacağını ifade etti.

ÖNCELİĞİMİZ İSTİHDAMI KORUMAK

İktisadi faaliyetler açısından mayıs ayının nisana göre daha olumlu olduğunu öne süren Albayrak, “Haziran da mayısa göre daha olumlu olacak. 3 ve 4’üncü çeyrekle birlikte yılı, birçok tahminlerimizi tutturacağız” dedi. Bütçe performansı olarak iyi başladıklarını ancak olağanüstü bir dönemden geçerken bütçe açığı performansı öncelikleri arasında olmadığını kaydetti. Albayrak, önceliklerinin istikrarı, istihdamı muhafaza etmek olduğunu belirtti.

SWAP KONUSU TAM ANLAŞILAMADI

Son haftalarda dünyanın birçok büyük tedarik ve üretim noktasındaki büyük kurumlarla çok ciddi görüşmeler yapmaya başladıklarını söyleyen Albayrak, “Swap konusu piyasa uzmanlarınca tam anlaşılmadı. Konunun temelinde ticaret dengesi var. Bu konuda Merkez Bankası yoğun teknik çalışma yürütüyor” dedi. Dolar kurundaki yükselişi engellemek için yapılan çalışmalara da değinen Albayrak, “Bağımsız bir ülkeyseniz o ülkenin para biriminin itibarını korumalısınız” dedi.

Tutuklanan CHP’li Berberoğlu’na ‘korona’ tahliyesi

medyabold
Devamını Oku »

Merkez Bankası firmalara sabit faizli teşvik kredisi verecek

Merkez Bankası, Türk lirası cinsi reeskont kredileri için tahsis edilen imkanın 20 milyar lirasının yatırım taahhütlü avans kredisi olarak kullandırılacağını açıkladı. Söz konusu krediler azami 10 yıl vadeli ve sabit faizli olacak.

BOLD – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yatırım taahhütlü avans kredisi kullandırılmasına ilişkin duyuru yaptı. Türk lirası cinsi reeskont kredileri için tahsis edilen imkanın 20 milyar lirasının yatırım taahhütlü avans kredisi olarak kullandırılacağı belirtilen duyuruda, söz konusu kredilerin azami 10 yıl vadeli ve sabit faizli olacağı belirtildi.

20 MİLYAR TL, YATIRIMLARI DESTEKLEMEK İÇİN KULLANILACAK

TCMB tarafından yapılan duyuruda, salgının getirdiği belirsizliğin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla, 60 milyar liraya kadar Türk lirası cinsi ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredisi kullandırılacağının ilan edildiği hatırlatıldı. Geçen dönemde, işletme sermayesine yönelik kredi ihtiyacının bankacılık sistemince etkin bir şekilde karşılandığı aktarılan duyuruda, “Bu nedenle, Türk lirası cinsi reeskont kredileri için tahsis edilen imkanın 20 milyar lirasının, ülkemiz açısından kritik önemde olan selektif sektörlerdeki yatırımların desteklenmesi amacıyla daha verimli bir şekilde yatırım taahhütlü avans kredisi olarak kullandırılmasına karar verilmiştir” denildi.

BANKALARA DA 40 MİLYAR TL’LİK KREDİ

Türk lirası cinsi reeskont kredileri için kalan 40 milyar liralık limitin 20 milyar lirasının Türk Eximbank, 10 milyar lirasının kamu bankaları, 10 milyar lirasının ise diğer bankalar aracılığıyla kullandırılmaya devam edileceği belirtilen açıklamada yatırım taahhütlü avans kredileriyle TCMB’nin fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçlarıyla uyumlu olarak verimliliği yüksek, ithalatı azaltan ve ihracatı destekleyen yatırımların teşvik edilmesi, dışa bağımlılığın ve cari açık sorununun azaltılması ve sürdürülebilir büyümenin desteklenmesinin amaçlandığı bildirildi.

FİRMALARA VERİLECEK KREDİ 400 MİLYON LİRA İLE SINIRLI

Yatırım taahhütlü avans kredisinin, kalkınma ve yatırım bankaları aracılığıyla Yatırım Teşvik Belgesine sahip ve selektif sektörlerde yatırım yapacak firmalara kullandırılacağı ifade edilen duyuruda, “Krediler, ilk aşamada Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası aracılığıyla kullandırılmaya başlanacak, daha sonra diğer kalkınma ve yatırım bankaları da uygulamaya dahil edilebilecektir. Krediler, azami 10 yıl vadeli ve sabit faizli olarak kullandırılacaktır. Firma bazında kullandırılabilecek azami kredi tutarı, istisnai ve özellikli yatırım projeleri haricinde, 400 milyon lirasıyla sınırlı olacak, böylece imkandan çok sayıda firmanın yararlanması sağlanacak” denildi.

Tutuklanan CHP’li Berberoğlu’na ‘korona’ tahliyesi

medyabold
Devamını Oku »

“Gerçek adaletin gereği” dedi, masum insanların ‘aleni idam edilmelerini’ istedi!

Adalet Bakanlığı personeli Hakim Selami Turabi, cemaat soruşturmalarına yönelik kitap hazırladı. Tutuklanan binlerce masum insanı işaret ederek “İdamla cezalandırılmalı ve ibreti alem için aleni infaz edilmeliler” dedi.

BOLD – 15 Temmuz’dan sonra yürütülen cemaat soruşturmalarında binlerce masum insan ‘örgüt üyesi’ olmak suçlamasıyla tutuklandı ve cezaevine gönderildi. AKP’nin ‘prototip’ hâkim ve savcılarına emanet adalet, Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerinde çıtayı yükseltti.  

AKP döneminde yıldızı parlayan ve kritik görevlere getirilen Doç. Dr. Hâkim Selami Turabi’nin ‘Terör Örgütleri ve Terör Suçları’ başlık kitabında skandal bir ifade kullandığı ortaya çıktı. Hakim Turabi kitabında cemaat soruşturmalarına yönelik “FETÖ/PDY terör örgütü soruşturmalarıyla ilgili slogan haline getirdiğimiz duruş şöyledir: ‘Ne merhamet, ne eziyet illa adalet, illa adalet.’ Bu örgütün panzehirinin adalet olduğunu düşüncesindeyiz. Ne küçümseyerek azılı üyelerinin cezasız kalması, ne de eziyet edilerek haksız konuma düşülmesi taraftarız” ifadesini kullanıyor. 

Hukukçu kimliğiyle yazdığı kitabında zihnindeki adalet duygusunu paylaşan Hakim Turabi, Nazilere özenircesine “Hatta yeri olmamakla birlikte bu tarz devletine ve milletine ihanet edenlerin behemehâl ‘idam cezasıyla cezalandırılması’ ve ibreti alem için aleni infaz edilmesinin ‘gerçek adaletin’ gereği olduğu düşüncesindeyiz.” sözleri dikkat çekti.  

Adalet Bakanlığında Genel Müdür Yardımcısı, Dış İlişkileri ve AB Genel Müdürlüğü, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Doçenti, Anayasa Mahkemesi Eski Raportörü titrine sahip olan Hakim Selami Turabi’nin skandal ifadesi sosyal medyada eleştiri konusu oldu.  

 

medyabold
Devamını Oku »

Damat Albayrak’ın ısrarlarıyla açılan AVM’lerden vaka haberleri geliyor

11 Mayıs’ta açılan AVM’lerden vaka haberleri gelmeye başladı. Birçok ildeki AVM’lerde çalışanlarında pozitif vaka çıkan mağazalar karantina altına alındı. AVM’lerdeki asıl etkinin 15 Haziran’dan sonra ortaya çıkacağı bildirildi.

BOLD Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ısrarları sonucu 11 Mayıs’ta açılan alışveriş merkezlerinde (AVM) çalışan işçilerde Kovid-19 vakaları görülmeye başlandı. AVM’lerde örgütlü bulunan Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu, bazı kentlerdeki AVM’lerden vaka haberleri geldiğini belirterek, asıl etkinin 15 Haziran’dan sonra çıkmasını beklediklerini kaydetti.

ÖNEMLİ KISMI 1 HAZİRAN’DA AÇILDI

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre Özdemiroğlu, her ne kadar AVM’lerin bir kısmı 11 Mayıs’tan itibaren açılmaya başlansa da mağazaların önemli bir bölümünün 1 Haziran’dan itibaren faaliyete geçtiğine dikkat çekti. Mayıs ayında açılanlarda da günlük ziyaretçi sayısının salgın öncesindeki ziyaretçi sayısının yüzde 20’sini geçmediğini belirten Özdemiroğlu, genelde de müşterilerin hedeflenmiş alışverişlerini yaparak AVM’leri terk ettiklerini söyledi.

KARANTİNAYA ALINAN MAĞAZALAR VAR

Özdemiroğlu, mağazaların daha geç açılması nedeniyle AVM’lerdeki asıl etkinin 15 Haziran’dan sonra ortaya çıkacağını tahmin ettiklerini belirterek “Ancak AVM’lerden vaka haberleri gelmeye başladı. Mersin’deki bir AVM’de, Kayseri ve Konya’daki bazı mağazalarda vaka görüldü. Hatta Kayseri ve Konya’daki bazı mağazalar karantinaya alınmış. İstanbul’daki bir AVM’de 2 işçide vaka pozitif” dedi.

ÖNLEM SADECE ATEŞ ÖLÇMEKTEN İBARET

AVM’lerdeki önlemlerin sadece kapı girişinde ateş ölçmekten ibaret olduğunu dile getiren Özdemiroğlu, “Müşteriler içeri girdikten sonra onları denetleyen yok. AVM’lere girdikten sonra bir kısmı maskelerini çıkararak mağazaları gezmeye başlıyor. Mağaza personeli uyarıyor ancak bu durumda da sözlü tartışmalar yaşanabiliyor. Çalışanlar denenen ürünleri kabinlerde dezenfekte etmek zorunda kalıyor. Kabin görevlisi çalışanlara yönelik bir önlem alınmıyor. Salgına açık halde çalışıyorlar. Çalışanlar kendilerini güvende hissetmiyor” dedi.

Tutuklanan CHP’li Berberoğlu’na ‘korona’ tahliyesi

medyabold
Devamını Oku »

From Turkey prisons with Coronavirus global insult (1)


Lovers of Ian Fleming James Bond novel book series with special appetite for touchy headlines will remember “From Russia with Love.” Letter and spirit aside, I remembered this title I read way back in the mid1960s in the course of going through the latest report on “the Coronavirus outbreak in Turkey’s prisons: Analysis of the cases, findings, and recommendations”.

Titled The Coronavirus Report, latest it was indeed – June, 2, 2020. It was the same date I was reading it and it was laden with information captured as up to the last week of May.  As a former print media sub-editor, I did not like the way whoever did the layout obscured what looked more of message-carrying images of the prosecution and prison surroundings. 

For one year I was a court reporter and have been to jail without doing through the court – the polite way of expressing being thrown into detention. Remotely, I could see and recall above-the-head windows, highly secured with upright, big diameter and close spaced iron bars, set closest to the ceiling and presence of the “learned brothers”. 

Taking the reader on a psychological site visit, the report sets off by introducing a picture of “notoriously overcrowded prisons (which) pose serious health threats to inmates during the coronavirus pandemic (when) the recently passed Execution bill is also not able to eliminate those threats due to its unfair and discriminatory nature.” The new law targets keeping perceived critics of the government behind bars at the mercy of Covid-19 pandemic.

The report points “to the inhumane conditions  (indicating) that the rights to life of the inmates in prisons – which is among the most basic and universal human rights and protected by the Tenth Amendment of the Constitution of the Republic of Turkey and …Article 14 of the European Convention on Human Rights (ECHR) – are under clear, serious, and near threat …” 

It is an authentic exercise conducted over a period of 50 days from April 3 to May 22, 2020  by credible institutions like the Association of Lawyers for Freedom (ÖHD) Van Branch, the Prison (Watch) Commission of  Van Bar, and Van Tuhay-Der (the Women Executives of the Prisoners’ Families Aid Association. It embraces official statements from the Public Prosecutor’s Office, Parliamentary Human Rights Investigation Committee, 29 related websites, the UN Human Rights Committee and the Forensic Medicine Institute. It embraces recorded statements and counterchecked with between 37 and 68-year- old inmates and their relatives about the conditions in prisons. 

Curtain raiser interviewee on April 3, 2020 is Ahmet Turkmen (68), chronic heart disease patient who has undergone a serious by-pass operation. Three years down on his 14-year sentence for being a member of a terrorist organization, he has been recommended by the Forensic Medicine Institute for check up every six months. He has seen the doctor only once. His life is under serious COVOD-19 threat together with nine prisoners in a three-person cell.

Since May 2017, 61-year-old Ismet Ozcelik, was kidnapped in Malaysia where he worked as a school principal and forcibly taken to Turkey where he is held in prison despite an asylum application to the UN Refugee Agency made way back in Malaysia. 

In May last year, the UN Human Rights Committee ruled that Turkey must release Ozcelik with compensation for violating his human rights guaranteed by the International Convention on Civil and Political Rights. With a heart condition, his 10-year sentence is still in the process of appeal. Through his attorney, he has managed to see a doctor but has never been provided with results. An application has also been made to the Supreme Court of Appeals in mid-March for his release due to the threats that Covid-19 poses to his health conditions. There has been no response.

Living on one lung with a chronic condition, former police officer Hussein Soykan (48) has been held in prison for 44 months. He stays with 28 prisoners in an eight-person cell. Fellow prisoner Amir Gulaç died on October 20, 2019, shortly after his attorney pleaded about the poor prison conditions having negative impacts on the health of prisoners. Heart failure is believed have been the cause.  

Silivri prison administration, despite complaints of not feeling well and requests for screening from 39 inmates, has not taken any action despite the coronavirus symptoms seen on April 25 and one 48-year-old inmate having fainted. After alarms from relatives, the Ministry of Health sent first responders to the prison for testing after which all tested positive. The administration took no further action.   

A wife was quoted by Arti Gercek news on condition of anonymity due to the health condition of her in-laws as saying that her husband (39) tested positive and that two inmates had been removed from the cell and never brought back. She quoted her husband saying, “I think they tested positive. As a matter of fact, we all fell ill. It was like a flue, some have thrown (given) up.”  When she asked him if they had all been tested he replied: “Put aside testing, we are given only a small amount of soup for both sahur and iftar. The situation is so desperate. 

“For the first time we were given masks…Ekrem Solmaz, the father of another inmate, Yasin Solmaz from cell C-7, also found out last night that his son’s Covid-19 test was positive.”

HDP Kocaeli deputy, Ömer Faruk Gergerlioğlu called attention on the huge jump in the number of Covid-19 cases in Silivri prison. He had earlier announced that there were Covid-19 cases at three cells in Silivri Prison Number 7 and cases at cell C-6 of Silivri Prison Number 8 spreading to cell 5.

An inmate’s relative, whose husband is held in cell C-6 said that some 30 inmates   had tested positive and four negative and the remaining inconclusive. Those who tested negative were removed to another cell leaving the positive cases behind with no further action.  Numerous inmates were reported to have raised earlier high fever complaints without serious follow-ups from the administration, aggravating the situation.     

Another inmate in Silivri Prison No. 7 is reported to have informed his wife over the phone that two colleagues had been returned to the cell positive.   

HDP Deputy Omer Faruk Gergerlioğlu said that 45 inmates stay in some of the 7-person cells and he managed to share come correspondence with them and their relatives.  In a phone call with his mother, one said he had been taken in an ambulance twice and returned back to the cell after taking his blood sample, for which he has never got a reply. He never reached the hospital on both occasions. His collections form the second part of this write up where inmates claim, among other things: “They avoid us like the plague; no one is here to help.”



from Politurco.com| Informs and Inspires by Facts and Analyses http://www.politurco.com/from-turkey-prisons-with-coronavirus-global-insult-1.html
Devamını Oku »

Gar saldırısı için “Daha iyisi olabilirdi” mesajı atan üniversite öğrencisine dava açıldı

100 kişinin öldürüldüğü Ankara Tren Garı saldırısı için ‘Daha iyisi olabilirdi’ mesajı atan Abdurrahman Gülseren hakkında ‘IŞİD propagandası yapmak’ suçundan dava açıldı.

BOLD – Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Ekim Gar saldırısına ilişkin “Katliamı kınıyorum, daha iyisi olabilirdi :)” şeklinde paylaşım yapan, “ülkücü kökenli” olduğu ifade edilen Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) öğrencisi Abdurrahman Gülseren hakkında dava açtı.

İddianamede, şüphelinin, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan cezalandırılması istendi.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği iddianamede, şüphelinin IŞİD Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen ve birçok kişinin ölümüne neden olan saldırıyı destekler, teşvik eder mahiyette paylaşım yaptığı, bu yolla IŞİD’in cebir, şiddet ve tehdit içeren eylemlerini meşru göstermek suretiyle üzerine atılı suçu işlediği kaydedildi.

Abdurrahman Gülseren, 10 Ekim 2019 tarihinde, sosyal medya hesabı üzerinden “#10EkimAnkaraKatliamı kınıyorum; daha iyisi olabilirdi. :)” şeklindeki tepki çeken paylaşımla ilgili 10 Ekim katliamı mağdurlarının avukatı Doğukan Tonguç Cankurt, suç duyurusunda bulunmuştu.

Fatih Portakal’a kiremit cezası

medyabold
Devamını Oku »

Avrupa Komisyonu, AB içindeki seyahat kısıtlamalarını ay sonuna kaldırma çağrısı yaptı

Avrupa Komisyonu, bu ay sonu itibariyle Avrupa Birliği (AB) içindeki seyahat kısıtlamalarını kaldırma çağrısı yaptı.

BOLD – Avrupa Komisyonu, AB üyesi ülkelere bu ay sonu itibarıyla AB içindeki seyahat kısıtlamalarını kaldırma çağrısı yaptı; aynı zamana Birlik içindeki pasaportsuz seyahat uygulamasını tekrar devreye sokmaları gerektiğini belirtti.

AB Komisyonu’nun içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson, virüsle ilgili durumun hızla iyileştiğini belirtti.

Johansson, Euronews televizyonuna Birlik’in içindeki yolculuk kısıtlamalarının ve pasaport kontrollerinin kaldırılması gerektiğini belirtti.

Aynı zamanda çoğu ülkenin bu uygulamaya gittiğini görmekten memnuniyet duyduğunu açıkladı.

Avrupa Merkez Bankası, derin bir resesyon bekliyor

medyabold
Devamını Oku »

Metin Uca’ya 24 Haziran cezası: 1 yıl 2 ay 17 gün hapis

Gazeteci Metin Uca’ya, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde, Anadolu Ajansı’nın önceden açıkladığı verilerle sonuçların uyuşmasına dair paylaşımı sebebiyle 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verildi.

BOLD – Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdürü Şenol Kazancı ve Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özkaya’nın Metin Uca aleyhine açtığı davada, İstanbul 52’nci Asliye Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını açıkladı. Uca’ya ‘görevli memura görevi nedeniyle hakaret’ suçundan 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verildi. Mahkeme, ilgili sosyal medya paylaşımının ‘ifade özgürlüğünün sınırlarını aştığını’ savundu. Mesajın, ‘aleni ortamda yapıldığı’ ve ‘birden fazla kişiye yönelik olduğu’ gerekçesiyle ceza artırımına gitti.

ALGI OPERASYONUNA TEPKİ İÇİN MESAJ ATTIM

Gazeteci Uca ise savunmasında kendisine yöneltilen suçu reddedip şunları söyledi: “24 Haziran seçimlerinden önce rastlantısal olarak seçim sonuçlarıyla örtüşecek şekilde seçim sonuçları ekrana yansıdı. O dönemde hazırlık çalışması olduğu söyledi. Ancak seçim gecesi sonuçların ekrana yansıyan yüzdelerle aynı olduğunu görünce ben de ilk tweeti attım. Burada amacım algı operasyonuna tepkimi dile getirmek ve sandık başında görevli olanların sandık başından ayrılmalarını engellemekti.”

Meral Akşener: Enis Berberoğlu’ndan terörist çıkmaz

medyabold
Devamını Oku »

Böbrek hastası Dilgeş bebeğin babası: Oğlum hapiste karantinada, ilaçlarını zorla verdik!

Bayram günü hapse giren böbrek hastası Dilgeş bebek, randevusu olduğu için bayramdan sonra doktora götürüldü. İlaçları geç verilen Dilgeş 10 gündür annesiyle karantinada.

SEVİNÇ ÖZARSLAN

BOLD ÖZEL – Ramazan Bayramı’nın ilk günü tutuklanıp hapse gönderilen 3 yaşındaki Dilgeş Aslan’ın babası, böbrek hastası oğlunun hala karantinada tutulduğunu ve ilaçlarını avukat ve vekillerin baskısıyla zorla verebildiklerini söyledi.

BÖBREK KONTROLÜ VARDI

Üç yaşındaki Dilgeş, 24 Mayıs 2020’de annesi Gönül Aslan ile birlikte tutuklanıp Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevine gönderildi. Bayram öncesinde doktor kontrolü olan Dilgeş, bayramdan sonra hapisteyken hastaneye götürüldü. Hem böbrek kontrolü hem de korona testi yapılan Dilgeş ve annesi dönüşte karantinaya alındı. Daha önce 4 kişilik koğuşta kalan anne-oğul şimdi yalnız. Oyuncakları verilmedi, ilaçları güç bela ulaştırıldı. Cezaevinin suları ise sürekli kesik.

Dilgeş ve annesi Gönül Aslan

KORONA TESTİ NEGATİF

Dilgeş’in durumunu yakından takip eden HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Dilgeş böbrek kontrolleri olan bir çocuk. Bayram öncesinde planlanmış bir randevusu vardı. Sistohiroterografi yapılacaktı. Cezaevi olayı girince ne olacak bitecek, hastaneye giderse koğuşa geri dönemeyecek tedirginliği yaşadılar. Şu anda tecritte tutuluyorlar. Korona testleri negatif çıkmasına rağmen karantinadalar.” dedi.

ÇOCUK SIKINTIDAN ÇATLIYOR

Dilgeş’in babasıyla görüşen ve verdiği son bilgileri aktaran Gergerlioğlu, “Çocuk şu anda orada sıkıntıdan çatlıyor. Sürekli televizyon istiyor, burası çok kötü eve gidelim diyor. Oyuncak da vermemişler. Her oyuncağı kabul etmiyorlar. Zor bela ilaçlarını almışlar. Her ilaç da cezaevine giremiyor. Raporuna, reçetesine bakılıyor derken gecikme oldu. Avukatlar, vekiller araya girince ısrarlar sonucunda ancak ulaştırılabildi.” ifadelerini kullandı.

SU SIK SIK KESİLİYOR

Gergerlioğlu, Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevinde ihtiyaç için kullanılan suyun da sürekli kesik olduğunu sözlerine ekledi.

DERNEK ÜYESİ DİYE…

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı Kürt soruşturmaları kapsamında gözaltına alınanlar arasında bulunan Bağlar Belediyesi Meclis üyesi Gönül Aslan, Rosa Kadın Derneği üyesi olması ve HDP’nin düzenlediği eylem ve etkinliklere katıldığı için örgüt üyesi olduğu iddiasıyla tutuklandı.

Bayram günü bir çocuk daha hapse girdi

 

 

medyabold
Devamını Oku »

Silivri’de bir koğuş daha komple Kovid 19

Silivri’de tutuklu Polis Akademisi öğretim üyesi Şükrü Tuğrul Özşöngül’ün testi pozitif çıktı. 8 Nolu’daki C35 koğuşundaki tutukluların durum iyi değil.

CEVHERİ GÜVEN

BOLD – Silivri Cezaevinde Kovid 19 salgını yayılmaya devam ediyor. Tutuklu yakınlarından alınan bilgilere göre Silivri kampüsünde bulunan 8 Nolu Cezaevindeki C35 koğuşunda kalanların tamamı hastalığa yakalanmış durumda.

“HERKESE TEST YAPAMAYIZ 4 KİŞİ SEÇİN”

Koğuşta durumu ağırlaşan 3 kişinin hastaneye sevkedildiği ve testlerinin pozitif çıktığı belirtiliyor. Gelişmenin ardından koğuşta kalan 40 kişi test talep ederken, cezaevi yönetimi “Aranızdan 4 kişi seçin, herkese test yapamayız” cevabı verdi. 4 kişiye yapılan testte ikisi negatif, ikisi pozitif çıktı. Negatif çıkanlar ayrı bir hücreye alındı.

HÜCRE TEHDİDİ

Hastaneye gitmek isteyenlere ise “Hastaneye gidenleri dönüşte hücreye alırız, ona göre talep edin” denildiği, hücreye alınmak istemeyenler bu sebeple hastalık belirtilerine rağmen taleplerini geri çektikleri öğrenildi.

Koğuşta kalanların tamamının ateş, koku ve tat kaybı ile halsizlik yaşadığı belirtiliyor. Silivri Cezaevinde kapalı görüşler yeniden başlarken sözkonusu koğuşun kapalı görüşlerinin iptal edildiği belirtiliyor.

KORONA RİSK GRUBUNDAKİ ÖZŞENGÜL’ÜN TESTİ DE POZİTİF

Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Polis Akademisi öğretim üyesi Şükrü Tuğrul Özşengül’ün testinin de pozitif çıktığı öğrenildi. Daha önce açık kalp ameliyatı olan, yüksek tansiyon hastası Özşengül, birinci derece risk grubunda. Özşengül’ün hastaneye sevkinin yapılıp yapılmadığı bilinmiyor.

İkinci Ahmet Burhan vakası: Baba tutuklu, çocuk beyin kanseri, anne yalnız ve çaresiz…

medyabold
Devamını Oku »

“9 sezondur şikeye rastlamadık” sözlerine Fenerbahçelilerden tepki

TFF Başkanı Nihat Özdemir’in “9 sezondur şikeye rastlamadık” açıklaması Fenerbahçe taraftarından büyük tepki gördü. Özdemir istifayı düşünmediğini belirtirken yayın ihalesi ve yabancı sınırı hakkında da konuştu.

BOLD – Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’in, “2010-11 sezonunu yaşadık, 9 sezon geride kaldı. 9 senedir herhangi bir şekilde şike olayına rastlamadık” sözleri üzerine Fenerbahçe taraftarları Özdemir’in kulüpten ihraç edilmesini istedi. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’in katıldığı Ekonomist Dergisi’nin Instagram canlı yayınındaki “şike” sözleri Fenerbahçe taraftarlarının tepkisine neden oldu.

9 SEZONDUR ŞİKE OLAYINA RASTLAMADIK

Özdemir, Fenerbahçe’nin hukuki mücadelesini devam ettirdiği sezon için, “Birçok ülkede böyle olaylar oldu, İtalya, İngiltere, Fransa’da oldu, Türkiye’de de böyle bir olayı yaşadık, o sezon 2010-11 sezonudur. 2010-11 sezonunu yaşadık, 9 sezon geride kaldı. 9 senedir herhangi bir şekilde şike olayına rastlamadık. Amatör liglerde de şikâyetler geliyor, Etik Kurulumuz inceliyor. Bunlarla ilgili herhangi bir şey yakalayamadık ama yakaladığımız zaman meselenin üzerine gideriz.” ifadelerini kullandı. Sarı-lacivertli taraftarlar bu sözler üzerine, “NihatÖzdemirİhraçEdilsin” şeklinde bir etiket başlatarak kulüp üyeliğinin iptal edilmesini talep etti. Özdemir’in bu açıklaması ile şike tartışmaları sosyal medyada yeniden gündeme geldi.  Özdemir programda istifasıyla ilgili düşüncelerini de paylaştı. “Biz görevimizin başındayız. Bu federasyon, gerçekten çok zor bir görev, inanılmaz zor bir görev. Aldığınız her karar, birilerinin hoşuna gidiyor, birilerine yarıyor gibi düşünüyorlar.”

YABANCI SINIRINDA 3 YIL İÇİNDE HEDEFİMİZE ULAŞACAĞIZ

Nihat Özdemir yabancı kontenjanı ile ilgili olarak da şunları söyledi: ” 2020-21’de, bu işi sadece yabancı sayısını düşürmek olarak düşürmüyoruz, yabancı sayısı düştüğü gibi, gelecek futbolcularda acaba nitelik arayabilir miyiz? Türkiye’deki futbolculara baktığımızda, 30 yaşın üzerinde çok futbolcu var. Bunlara kriter getirebilir miyiz? Altyapıdan yetişenlere yer veriyorlar mı? Bununla ilgili kulüplere destekte bulunabilir miyiz? Şu anda bir komisyonumuz bu çalışmayı yapıyor, Kulüpler Birliği ile bunu paylaşacağız. Seneye sezon başlamadan, kriterleri yayınlamayı düşünüyoruz. Bu ani düşmeler olmayacak, kademeli olarak 3 yıl içinde ana hedefimize ulaşacak bir program için arkadaşlarımız çalışıyorlar.

YAYINCI KURULUŞ İÇİN YENİ İHALE YOK

Federasyon Başkanı Özdemir  yayın ihalesi ile ilgili olarak da “Maçlar 26. haftada kesildi. beIN ile 5 yıllık sözleşme yaptık, daha 2 yılları var. Şu anda bir ihale falan söz konusu değil. Hedefimiz beIN Sports ile 2 yıl daha sözleşmeyi devam ettirip sonlandırmaktır.” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Fatih Portakal’a kiremit cezası

Fox TV sunucusu Fatih Portakal’a, İzmir Seferihisar’daki çiftliğindeki çatısı kiremitle kaplı sundurma için ceza kesildi.

BOLD – Gazeteci Fatih Portakal, sosyal medya hesabından, İzmir Seferihisar’daki çiftliğine kiremit operasyonu yapıldığını duyurdu. Kaçak yapı iddiasıyla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekiplerince incelenen çiftliğinde kanuna aykırılığa rastlanmayan Portakal, konuyla ilgili şu mesajı paylaştı:

“Kaçakçı diyerek haber yapılan arazimde yıkım gerçekleşti!!! Ne mi oldu? Kiremit cezası verildi. 4 tarafı açık, garaj olarak kullanılan yerin sadece kiremitlerinin toplanmasına karar verildi. Suç unsurları da imha edildi. Komik ama gerçek. Eski ve yeni hali. Hangisi güzel?”

SUNDURMANIN YIKILACAĞI BAZI BASIN YAYIN ORGANLARINDA YER ALDI

Seferihisar’da, 2015’te kurulan çiftlikte, kaçak yapılaşmaya gidildiği şikayeti üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekipleri inceleme yapmış ama kaçak bina bulunamamıştı. Fakat bazı basın yayın organları, 8,3 dönümlük çiftliğin inceleme raporuna ulaşıldığını ve ağaç kolonlar üzerine dikilip çatısı kiremitlerle kapatılan 40 metrekarelik kaçak sundurmanın yıkılacağını iddia etmişti.

BAKAN KURUM’A SORDUĞU SORUYA HALA CEVAP ALAMADIĞINI BELİRTTİ

Talep ettiği halde kendisine verilmeyen inceleme raporunun nasıl olup da yandaş medyaya sızdırıldığını Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a soran Fatih Portakal, evinin üstünde drone uçurulup özel mülkünün dikizlenmesiyle ilgili de Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne ve Emniyet’e şikâyette bulunduğunu duyurmuştu.

Silivri’de bir koğuş daha komple Kovid 19

medyabold
Devamını Oku »

Meral Akşener: Enis Berberoğlu’ndan terörist çıkmaz

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülerek tutuklanmasıyla ilgili konuştu. Akşener, “Bu doğru değil; Enis’ten terörist çıkarılamaz” ifadesini kullandı. Akşener, HDP’li iki vekilin tutuklanmasına ise değinmedi.

BOLD – CHP’li Berberoğlu ile telefonda görüştüğünü belirten Akşener, “Enis’i aradım, ‘Ben yatar çıkarım demokrasiye bir katkım olacaksa hiç kimse üzülmesin. Bu da geçer yahu’ dedi” diye konuştu.

İsmail Küçükkaya’nın Fox TV’de yayınlanan Çalar Saat programında konuşan Akşener,  Berberoğlu’nun tutuklanmasıyla ilgili şunları söyledi:

ENİS’İN TERÖRİST OLMAYACAĞININ KANITI

“Enis eşimle aynı okulda okudu. Kendisini tanıyorum, önemli bir gazeteci. Enis’in teröristlikle casuslukla suçlanmasını doğru bulmuyorum. Eğer siz Enis Berberoğlu’na çalıştığı gazeteler üzerinden bakarsanız, asla bir toz zerresi kadar bir şey bulamazsınız. Şu meşhur TIR’larla ilgili konu. Ben o gün MHP’deydim. O gün bir arkadaşımız açık bir beyanda bulundu. Bugün o arkadaşımız AKP milletvekili. Ben Enis’i aradım, ‘Ben yatarım çıkarım, demokrasiye katkısı olacaksa. Bu da geçer’ dedi. Bu da Enis’in terörist olamayacağının kanıtı.”

ALDIĞIMIZ BİLGİLER ÇOK OLUMSUZ

Akşener, canlı yayında Suriye’yle ilgili ise olumsuz bilgilerin geldiğini söyledi.  Akşener şunları söyledi: “Aldığımız bilgiler çok olumsuz. Suriye’de Jefry James’in Barzani ve PYD,PKK ile bir devletçiğe gidildiğine dair bilgiler geliyor. Biz dün bununla ilgili araştırma önergesi verdik ama kabul edilmedi. Rusya ile Suriye’ye yönelik bir ateşkes anlaşması yapılmış beraber devriye yapılacaktı. Buna yönelik de olumsuz bilgiler geliyor. Libya’da da burada nasıl söylerim bilemiyorum ama Libya petrolünün orada da bizim çocuklarımızın bir görev sahibi olduklarına yönelik bilgiler aldık. Ancak bu kibarlıkta söyleyeyim. Trump gitti İncil salladı. Daha sonra, ‘Polislere ayaktan vurmayı öğretmeliyiz’ dedi. Karşıyı şeytanlaştırmaya çalışıyor. Biz de de durum aynı. Seçim kazanmak üzerinden değerlerimiz üzerinden vatandaşı çarpıştırdıkça o değerlerin içini boşalttınız.

ALGORİTMA ÇÖKTÜ

Gardiyanlar yazmış bizim halimizi kimse sormuyor. Biz hep karantinadayız. 3600’de herkes sayılıyor ama biz sayılmıyoruz diyorlar. Toplumun bu sorunlarını çözmek için yan yana gelmek gerekirken siz onu ona çarpıştırın. Bakın bu algoritma çöktü. Şimdi ekonomi ve koronayı bir araya koyduğunuz zaman bu algoritma çöktü.”

Erdoğan’dan Yargıtay’a yeni başsavcı, kendine iki yeni başdanışman

medyabold
Devamını Oku »

DSÖ: İkinci dalga Eylül’de!

Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi Direktörü Dr. Hans Kluge, salgına dair kıta geneli iyileşmeyi yorumlayıp ikinci dalga için Eylül’ü işaret etti. “Durum iyiye gidiyorsa bu kutlama değil hazırlık zamanıdır” dedi.

BOLD – Koronavirüs pandemisine ilişkin birçok Avrupa ülkesinde olumlu gelişmeler yaşanıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi Direktörü Dr. Hans Kluge, tabloyu değerlendirirken ikaz etti. İyiye gitmeyi ‘olumlu gelişme’ diye ifade eden Kluge, “Ancak hükumetler rehavete kapılmamalı” uyarısı yaptı.

MEVSİMSEL GRİPLE YAYILMA İHTİMALİ VAR

İkinci dalganın Eylül’de başlayabileceğini mevsimsel griple yayılabileceğini belirterek “Avrupalı ülkelere şunu söylemek istiyorum; eğer durum iyiye gidiyorsa, bu kutlama yapma zamanı değil hazırlık yapma zamanıdır. Sonbahara hazırlanmalıyız” ifadelerini kullandı.

SEBEPLERİNİ ANLAMAK İÇİN ÇALIŞILDIĞI İLAN EDİLDİ

DSÖ, giderek daha fazla gencin Kovid-19 sebebiyle ağır hastalık geçirdiğini ve hayatını kaybettiğini ilan etmişti. Yetkililer, 60 yaş altı ve geçmişten gelen sağlık problemi bulunmayanların neden acil bakım ünitelerine alınacak kadar kötüleştiğini ‘daha iyi anlamak için’ çalışmalar yürütüldüğünü açıklamıştı.

Maden işçisinde korona çıktı, ilçede salgın alarmı verildi

medyabold
Devamını Oku »