27 Temmuz 2019 Cumartesi

Kılıçdaroğlu: Kararın 1 oy farkla alınması kaygı verici

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesinin barış akademisyenleri hakkındaki ihlal kararını 1 oy farkla almasının demokrasi adına kaygı verici olduğunu söyledi.

BOLD – CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li Belediye Başkanları Buluşması’nın yapıldığı May Resort’ta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu AYM’nin kararının yanı sıra, Hakan Atilla’nın tahliyesi hakkında da konuştu.

KARAR DOĞRU AMA OY FARKI KAYGI VERİCİ

Anayasa Mahkemesinin barış bildirisine imza atan akademisyenlerin başvurusu üzerine aldığı hak ihlali kararını değerlendiren Kılıçdaroğlu, hak ihlali kararının doğru olduğunu belirterek “1 oy farkla alınması demokrasi için kaygı verici” dedi.

HÜKÜMET TRUMP’IN YAPTIĞININ 10’DA 1’İNİ YAPAMADI

CHP lideri, Hakan Atilla’nın tahliyesini de değerlendirdi. CHP lideri, Hakan Atilla’nın tahliyesi ile ilgili olarak da “Boşu boşuna cezaevinde yattı. Hükümet, Trump’ın yaptığının 10’da 1’ini yapmadı” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu’nun İstanbul için anahtar kelimeleri ‘israf’ ve ‘tasarruf’ olacak

medyabold
Devamını Oku »

İmamoğlu’nun İstanbul için anahtar kelimeleri ‘israf’ ve ‘tasarruf’ olacak

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yapacakları icraatlarda anahtar kelimelerinin ‘israf’ ve ‘tasarruf’ olacağını söyledi. İsrafı önleyip tasarruf yapacaklarını dile getirdi.

BOLD – CHP Belediye Başkanları çalıştayında 25 belediye başkanı projelerini anlattı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise not alarak dinledi.

İMAMOĞLU 2024 YOL HARİTASI

Ekrem İmamoğlu, “Önümüze bakacağız, tarih 31 Mart 2024’tür. Bundan sonraki yol haritası için 56 aylık takvim bir belirledik. 3 aşamalı olarak ne yapacağız, nasıl yapacağız, nasıl anlatacağız bizim projemiz bu olacak” şeklinde konuştu.

KENTE ÖZEN İNSANA SAYGI

İsraf ve tasarruf kelimelerinin daha sık kullanılacağını belirten İmamoğlu, “Anahtar iki kelime kente özen, insana saygı. Yapacaklarımızı istatistiklerle değil, yaptık ve yapacaklarımız şeklinde anlatmamız gerektir” ifadelerini kullandı.

SEÇİMDEN ÖNCEKİ YAŞANTINIZA DEVAM EDİN

Dikkat çeken konuşmalardan biri de Ankara Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’dan geldi. Yeni seçilen belediye başkanlarına tavsiyelerde bulundu. “Büyüye kapılmayın, seçimden önceki hayatınıza devam edin. Ailenizle işi karıştırmayın” dedi. Genel merkezden de belediye başkanlarının denetlenmesini istedi.

MANSUR YAVAŞ DA KATILDI

Mansur Yavaş çalıştayın ilk günü Yeniçağ gazetesi yazarı ve Başdanışmanı Servet Avcı’nın babası Rahmi Avcı’nın cenaze törenine katılmak için Trabzon’a gitmişti. Yavaş, çalıştayın 2. gününde Afyon’daki kampa katıldı.

“Türkiye vatandaşı TL’ye güvenmiyor, Merkez Bankasının itibarı sıfır”

medyabold
Devamını Oku »

İstanbul’da yakalanan mülteciler savaş bölgesinde Suriyeli muhaliflere teslim ediliyor

Polisin İstanbul’da yakalayıp Suriye’de savaşın sürdüğü bölgeye gönderdiği mülteci Ashraf Muhammet ve yasa dışı yollarla Atina’ya geçen kardeşi Medhat Muhammet Bold’a konuştu.

BARBAROS KAYA

BOLD ÖZEL – 2015’te “Kapılarımızı Suriyelilere açmak zorundaydık. Onları kanatlarımızın altına aldık. Bu bizim de başımıza gelebilirdi” diyen Erdoğan 2019’da mültecileri savaşın devam ettiği Suriye’ye göndermeye başladı.

Türkiye, 2011 yılında başlayan Arap Baharı’ndan bu yana ilk defa Suriyeli mülteci politikasını değiştirdi. Son haftalarda özellikle İstanbul’da yüzlerce Suriyeli, Emniyet birimleri tarafından sokakta tutuklandı ve doğruca Suriye sınırına götürüldü. Kayıt dışı Suriyelilere yapılan bu müdahale dünya genelinde birçok insan hakları örgütünün dikkatini çekti.

POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİ OLACAK

20 Temmuz Cumartesi günü AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MKYK toplantısında yaptığı açıklamada, kayıtlı olmayan Suriyelilerin sınır dışı edilmesi ve herkese yönelik ücretsiz sağlık hizmetlerinin sona ermesi de dahil olmak üzere Suriyelilerle ilgili bir dizi politika değişikliği hazırlandığını söyledi.

RADİKAL KARARLAR ALACAĞIZ

Konuyla ilgili bir başka açıklama da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlundan geldi. AB ile Türkiye arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşması’nı askıya aldıklarını kaydeden Çavuşoğlu, “Suriyeli meselesinde radikal kararlar alacağız” dedi.

GERİ GÖNDERMELER BAŞLADI

Siyasetten yapılan açıklamaların ardından Temmuz ayı itibari ile özellikle İstanbul’da kayıt dışı Suriyeliler ve İstanbul’da bulunmaması gereken Suriyeliler tutuklanmaya başladı. Gözaltına alındıktan sonra, mültecilerin İdlib eyaleti de dahil olmak üzere Suriye’nin kuzeyindeki Türkiye’nin güvenli bölge atfettiği ama nisan ayından bu yana hava saldırılarında 400’den fazla insanın öldüğü bölgeye geri göndermeler yaşandı.

RESMİ VERİ YOK

Kaç kişinin sınır dışı edildiği resmi verilerle açıklanmazken yetkililer konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçınıyor. Mülteci savunucuları, yüzlerce kişinin tutuklandığını, ardından otobüslere bindirildiğini ve Suriye sınırına bırakıldığını savunuyor. İçişleri Bakanlığı, tutuklamalar ve mültecilerin geri iade edilmesi ile alakalı henüz bir açıklama yapmadı.

İŞE GİDERKEN GÖZALTINA ALINDI

Üç yıl önce İstanbul’a gelmiş ve bu süre zarfında İstanbul’da bulunan 44 yaşındaki Suriyeli bir mülteci, her zamanki gibi sabah işe yürüyerek giderken gözaltına alındığını ve sınır dışı edildiğini söyledi. Telefon ile yaptığımız bağlantıda ismini vermek istemediğini söyleyen 44 yaşındaki Suriyeli, eğer ismini haberlerde görürlerse karısına ve çocuğunu riske sokabileceğini, onları da evlerinden alıp geri iade edebileceklerini dile getirdi.

İSTANBUL’DA YAŞAYAMAZSIN!

Medhat Muhammet, 2014 yılında Türkiye’ye geldi. Resmi makamlar, Bursa’da yaşaması için Muhammet’e kimlik belgesi verdi. Bu belgeyi verirken özellikle Bursa’da yaşaması gerektiği ve kesinlikle İstanbul’da yaşamamasını söylediler. Buna karşın 5 Kardeşi ve annesi ile birlikte Bursa’da 3 yıl yaşayan Muhammet iki kardeşi ile birlikte İstanbul’a çalışmaya gitti.

Medhat Muhammet, İstanbul’dan Atina’ya kaçtı.

Muhammet, başka bir Suriyelinin matbaasında çalışıp para biriktirdikten sonra 2019 yılında yasa dışı yollardan Yunanistan’ın başkenti Atina’ya geçti. 21 yaşındaki kardeşi Ashraf ise İstanbul’da çalışırken 11 Temmuz akşamı işten eve dönerken polisler tarafından kimlik kontrolüne takıldı ve İstanbul’da yaşamaması gereken Suriyeli olduğu anlaşıldı. Normalde, yetkililer bu gibi durumlarda Suriyeli mültecileri, kimlik izinlerinin verildiği şehre geri gönderiyorlardı. Ancak, bu sefer işler farklı gelişti.

Ashraf Muhammet, İstanbul’dan Suriye’ye gönderildi. Suriyeli muhaliflere teslim edildi.

KELEPÇELENİP OTOBÜSE BİNDİRDİLER

Tutuklandıktan sonra, plastik kelepçe takıldı ve diğer Suriyelilerle birlikte polis otobüsüne yerleştirildi. 8 gün boyunca İstanbul’da gözaltında tutuldu. Polisler, Ashraf’e bazı belgeleri imzalarsa serbest bırakılacağını söyledi.

Ashraf belgelerde ne yazdığını anlamadığını çünkü Türkçe’sinin hala çok iyi olmadığını söyledi. Tercüman olmadığını vurgulayan Ashraf’in abisi Medhat Muhammet’e göre, Suriyeli göçmenlerden bazen zorla, bazen de gönüllü olarak Suriye’ye geri dönmeyi kabul eden belgeleri imzalamaları isteniyor. Muhammet, “Benim kardeşime de bunu yaptılar. Tamamen Türkçe olan bir belgeye imza attırdılar ve Suriye’ye gönderdiler” dedi.

SURİYELİ MUHALİFLERE TESLİM ETTİLER

22 yaşındaki Ashraf ve diğer 41 Suriyeli İstanbul’dan bir otobüse bindirildi. Ashraf, “Sorduğumuzda Türkiye’de başka bir şehre gönderileceğimizi söylediler. Ancak otobüs, Suriye sınırına ulaşmıştı. Sınırda saatlerce bekledikten sonra o ve diğerleri İdlib’te Suriye muhalif kuvvetlerine teslim edildi” diye konuştu.

400 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Geçtiğimiz nisan ayının sonunda şiddet olaylarının tekrar başlamasından bu yana İdlib’de, aralarında 90 çocuğun olduğu en az 400 kişi öldü; 440 bin kişi de evlerini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye tarafından güvenli bölge atfedilen İdlib, Suriye hükümeti ve Rus müttefikleri tarafından birkaç aydır bombardımana tutuluyor.

EN KISA ZAMANDA DÖNECEĞİM

4 gündür İdlib’de yaşayan Ashraf Muhammed, şehirde çok gergin bir ortam olduğunu söyledi. İdlib merkezden konuşan Ashraf, “Herkes göç etmeye hazırlanıyor, hazırlık yapıyor. Sosyal hayat yok. Ticaret durdu. Bir iki haftaya şehir içinde sıcak çatışmalar bekleniyor. Ailem kaygılı ve her şeyim artık Türkiye’de. Burada bir hayatım yok. En kısa zamanda Türkiye’ye geri döneceğim’’ dedi.

HERKES ÇOK GERGİN

İstanbul’daki Suriyeli arkadaşları ile irtibatının devam ettiğini söyleyen Medhat Muhammet, herkesin çok gergin olduğunu ve gelecek kaygısı yaşadığını belirtti. Muhammet, bu olaylardan sonra birçok kişi Avrupa’ya geçmek istiyor.

Suriyelilerin WhatsApp gruplarında, dışarıda dolaşırken daha dikkatli olunması gerektiği ve Erdoğan iktidarına fazla güvenilmemesi vurgusu yapılıyor. Resmi kaydı olmayan mültecilerin bir an önce Avrupa’ya geçmesi ile ilgili tavsiyeler yapılıyor. Birbirlerine metro istasyonları, otobüsler ve meydanlarda yapılan güvenlik kontrolleri hakkında uyarılar da aktarılıyor.

3.6 MİLYON SURİYELİ VAR

Türkiye, Suriye’den gelen 3.6 milyon kayıtlı mülteciye ev sahipliği yapıyor. Toplumun her kesimindeki Suriyeli memnuniyetsizliği ve ırkçı saldırılar son donemde zirve yaptı. Suriyeli karşıtlığı adayların secim kampanyalarına da yansıdı. 31 Mart yerel seçimlerinde AKP’nin oylarının düşüşünde Suriyelilerle ilgili rahatsızlığın da etkisi olduğu düşünülüyor.

medyabold
Devamını Oku »

İranlıların Türkiye “aşk”ı çığ gibi büyüyor

Vatandaşlık başvurularında birinci sırada olan, konut alımı konusunda ise Irak’tan sonra ikinci sırada yer alan İranlılar, bu yılın ilk 6 ayında Türkiye’de 513 şirket açtı.

Bu hamle İranlıları, Türkiye’ye yapılan doğrudan sermaye yatırımlarında ilk sıraya yerleştirdi.

BOLD – Türkiye’de yabancılara şirket kuruluşu ve yatırım danışmanlığı hizmeti veren Elit Vatandaşlık ve Yatırım Danışmanlığı’nın açıkladığı verilere göre, İranlıların Türkiye’ye olan ilgisi katlanarak artıyor.

Her yıl 3 milyon İranlı turist Türkiye’yi ziyaret ederken, Türkiye’ye yönelik yatırım yapan İranlıların sayısında da dikkat çeken bir artış yaşanıyor.

Son birkaç yıldır Türkiye’den konut alımında Iraklılardan sonra ikinci sıraya, yatırım yoluyla Türk vatandaşlığına başvuruda ise ilk sıraya yerleşen İranlılar, bu yılın ilk yarısında Türkiye’de şirket açarak doğrudan sermaye yatırımı yapan yabancılar arasında da birinci sıraya yükseldi.

Türkiye 2016 yılında ABD’nin Yeşil Kart uygulamasına benzeyen Turkuaz Kart uygulamasını başlatmıştı. Bunun ardından 2017’den itibaren yatırım yaparak Türk vatandaşlığı almak mümkün hale geldi.

Geçen yılın eylül ayında Yatırım Yoluyla Vatandaşlık Programı’nın asgari yatırım limiti gayrimenkul yatırımlarında 250 bin dolara düşürülmüştü.

Yabancıların Türkiye’ye yönelik yatırımlarının önemli bir kısmı gayrimenkul alımı şeklinde yapılıyor. Bununla birlikte doğrudan sermaye yatırımında da son dönemde gözle görülür bir artış dikkati çekiyor.

Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi verilerine göre 2019 Ocak-Haziran döneminde Türkiye genelinde 559 yabancı sermayeli anonim şirket, 5 bin 622 yabancı sermayeli limited şirket kuruldu. Bu şirketlerin toplam sermayesi 2 milyar 44 milyon 989 bin Türk lirası oldu. Yabancı sermayedarların bu sermayenin 1 milyar 700 milyon 855 bin liralık kısmını Türkiye’ye getirdiği belirtiliyor.

Yıl sonu itibarıyla yabancıların Türkiye’ye sermaye yatırımı taahhüdünün 4 milyar Türk lirasını aşması bekleniyor.

YABANCININ GÖZÜ İSTANBUL’DA

Yabancıların Türkiye’ye olan yoğun sermaye yatırımı ilgisi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) açılan ve kapanan şirket istatistiklerine bakıldığında da doğrulanıyor. İstatistikler, yabancıların şirket kuruluşu amacıyla özellikle İstanbul’a büyük bir ilgili duyduğunu gösteriyor.

2019 Ocak-Haziran döneminde kurulan yabancı sermayeli şirketlerin yüzde 63’ü İstanbul Ticaret Odası’na kayıt yaptıran firmalardan oluşurken, İstanbul’a getirilen yabancı sermaye miktarı da 1 milyar 200 milyon liraya yaklaşıyor.

Aynı dönemde yabancılar tarafından İstanbul merkezli olarak 362 anonim şirket, 3 bin 530 da limited şirket kurulmuş bulunuyor. Yabancı şirket açılışında İstanbul’u sırasıyla Antalya, Gaziantep, Ankara ve Mersin izliyor.

En çok yabancı sermayeli şirket kuruluşu olan faaliyet alanına bakıldığında ise “Belirli bir mala tahsis edilmemiş mağazalardaki toptan ticaret” faaliyetinin öne çıktığı görülüyor. Kurulan yabancı sermayeli şirketlerin 770’i bu alanda faaliyet göstermek amacıyla kurulmuş durumda.

6 AYDA TÜRKİYE’DE 513 ŞİRKET KURDULAR

2016 yılında İranlılar tarafından Türkiye’de toplam 298 şirket kurulmuşken, bu rakam 2017’de 357’ye, ambargoların başladığı 2018 yılında ise 1.019’a yükseldi. Bu yılın ilk 6 ayında ise Türkiye’de 33’ü anonim şirket olmak üzere 513 İran sermayeli şirket kurulmuş bulunuyor. Geçen yılın aynı döneminde 368 İranlı şirket kurulduğu dikkate alınınca yüzde 40 artış olduğu görülüyor.

İranlı yatırımcıların hangi ekonomik faaliyetlere yatırım yaptığına bakıldığında, 233 firma ile “toptan ve perakende ticaret”, 53 firma ile “finans ve sigortacılık”, 53 firma ile “konaklama ve yiyecek”, 48 firma ile “imalat sektörü faaliyetleri”, 40 firma ile “idari ve destek hizmeti faaliyetleri”, 26 firma ile de “mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler” yapmayı tercih ettikleri görülüyor.

“İRANLILAR TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPMAYI ÇOK SEVDİ”

Aynı zamanda Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Tahran Temsilcisi olan Elit Vatandaşlık ve Yatırım Danışmanlığı şirketinin Genel Müdürü Fatih Çayabatmaz, “İranlılar Türkiye’ye yatırım yapmayı çok sevdi. Özellikle ABD ambargoları sonrasında Türkiye İran sermayesi için tek rota haline geldi. Bu ilginin önümüzdeki yıllarda da katlanarak sürmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

İranlılardan son dönemde Türkiye’de şirket kurmak için yoğun talep aldıklarını söyleyen Çayabatmaz, şöyle devam etti:

“TÜRKİYE ÜZERİNDEN FARKLI İHRACAT LİMANLARINA AÇILMAYI HEDEFLİYORLAR”

“Şirket kuruluşu için arayan İranlılardan telefonlarımız susmuyor. İranlı yatırımcılar hem İran’daki ürünlerini Türkiye’de pazarlamayı hem de Türkiye’yi bir üs olarak kullanarak Türkiye üzerinden farklı ihracat limanlarına açılmayı hedefliyor. 2018 yılında başlayan ABD ambargoları sonrasında Türkiye İranlı iş adamları için yegane adres haline geldi.

“AVRUPA’DA PARALARINA EL KONULMASINDAN KORKTUKLARI İÇİN İŞLERİNİ TÜRKİYE MERKEZLİ YÜRÜTÜYORLAR”

Avrupa’da her an ABD baskısı ile paralarına el konulmasından korkan İranlı yatırım fonları Türkiye’de işyeri devralarak, yeni şirket kurarak ya da ihracat operasyonlarını Türkiye merkezli yürüterek İran ekonomisine nefes aldırma yoluna gidiyorlar.”

Çayabatmaz, Türkiye’de yatırım yapan İranlıların en fazla toptan ve perakende pazarlama ve ticaret alanında faaliyet gösterdiğini belirterek, özellikle ambargo kapsamında olmayan ürünlerin Türkiye üzerinden ihracatı ve Türkiye iç piyasasına ithali amacıyla firma kuruluşlarını gerçekleştirdiklerini kaydetti.

“KAMU KURUMLARIYLA İLİŞKİSİ İYİ OLAN TÜRK PARTNERLERLE ÇALIŞMAYI TERCİH EDİYORLAR”

İranlıların Türkiye’ye daha önce gelmiş İranlılarla çalışmayı tercih etmediklerini, bunun yerine daha çok Türklerle çalışmak istediklerini belirten Çayabatmaz, “İranlılar Türkiye’de şirket kurarken Türk kanunlarını bilen, uzman, kamu kurumlarıyla ilişkisi iyi olan, deneyimli yerel Türk partnerlerle çalışmayı tercih ediyor” dedi.

“BİR KAÇ YIL İÇİNDE İRANLILARIN TÜRKİYE’YE YAPTIĞI YATIRIM 5 MİLYAR DOLARI BULUR”

Çayabatmaz, “Eğer Türkiye’nin yatırım yoluyla vatandaşlık programı bu şekilde sürdürülürse birkaç yıl içerisinde İran’dan Türkiye’ye yapılan doğrudan yatırım miktarının 5 milyar dolar seviyesini yakalamasını bekliyoruz” diye konuştu.

Diktatörlüğün Gizli Orduları-7: 15 Temmuz ve cevapsız kalan sorular…

medyabold
Devamını Oku »

10 yıl sonra gelen devam filmi “Zombieland: Double Tap”ten İlk Fragman

2009 yılında gösterime giren ve çok beğenilen zombi parodisi “Zombieland”in devam filmi tam on yıl sonra aynı kadroyla geldi.

BOLD– Zombileri her zaman olduğu gibi dünyayı işgale Amerika’dan başladığı bir öyküde hayatta kalabilmek için yardımlaşmak zorunda kalan dört uyumsuz karakterin maceraları oldukça beğenilmişti. Uzun zamandır konuşulan devam filmi nihayet ete kemiğe büründü ve ilk fragmanıyla arzıendam etti.

ORİJİNAL KADRO AYNEN DEVAM

Yapımcılığını Sony’nin üstlendiği devam filminde 2009 yapımı ilk filmdeki efsane dörtlü “Emma Stone, Jesse Eisenberg, Woody Harrelson ve Abigail Breslin” tekrar bir araya geldi. Bununla yetinmeyen yapımcılar kadroyu Rosario Dawson, Dan Aykroyd, Zoey Deutch, Avan Jogia, Luke Wilson ve Thomas Middleditch gibi güçlü isimlerle takviye ettiler.

Bill Murray- Woody Harrelson

İlk filmde küçük bir rolle zombi olarak görünen usta oyuncu Bill Murray’in devam filminde de yine hoş bir sürpriz yapacağı gelen bilgiler arasında. Zombieland: Double Tap 15 Kasım 2019’da gösterime girecek.

medyabold
Devamını Oku »

AYM’nin barış akademisyenleri kararında Abdullah Gül etkisi

Anayasa Mahkemesinin barış akademisyenleri için verdiği hak ihlali kararında, yeni parti kuracağı konuşulan Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde atadığı üyelerin oylarının etkili olduğu ortaya çıktı.

BOLD – “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı barış bildirisini imzalayan akademisyenlerin başvurusunu görüşen emsal niteliğinde “hak ihlali” kararı vermişti. Kararın alındığı oylamada Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı döneminde atadığı 7 üyeden 5’inin ihlal var şeklinde oy kullandığı öğrenildi.

ERDOĞAN VE SEZER’İN ÜYELERİ İHLAL YOK DEDİ

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan 5 üyeden 4’ü, AKP oylarıyla Meclis tarafından seçilen 3 üyeden 2’si ile Ahmet Necdet Sezer zamanında mahkemeye atanan bir üye “ihlal yok” oyu kullandı. Oylamada ortaya çıkan 8’e 8 dengesini ise Gül tarafından atanan başkan Zühtü Aslan’ın, ihlal yönünde kullandığı oyun iki ayılması ile bozuldu.

AYM’NİN KARARI BÜTÜN BARIŞ AKADEMİSYENLERİ İÇİN EMSAL

T24’ün haberine göre, AYM Genel Kurulunca verilen karar, 10 akademisyenin başvurusu için verilse de, sayıları 2 bini aşan barış bildirisinin ilk ve ikinci imzacısı akademisyenlerin tamamı için emsal niteliği taşıyor.

KARAR SİYASET DENGELERİNİN DEĞİŞTİĞİNİN GÖSTERGESİ

Bu arada uzun süredir verdiği kararlarla siyasetin güdümünde olmakla suçlanan AYM’nin verdiği karar, siyasette dengelerin de değişmeye başladığının bir göstergesi olarak yorumlandı.

İhlal kararı veren üyeler şunlar:

Zühtü Aslan: AYM Başkanı. AİHM’de görev yaptı, Polis Akademisi Başkanlığı görevini yürüttü. 2012’de Abdullah Gül tarafından YÖK kontenjanından AYM üyeliğine atandı.

Engin Yıldırım: AYM Başkanvekili. 2010’da Abdullah Gül tarafından YÖK kontenjanından AYM üyeliğine atandı.

Hasan Tahsin Gökcan: AYM Başkanvekili. 2014’te Abdullah Gül tarafından Yargıtay kontenjanından AYM üyeliğine atandı.

Yusuf Şevki Hakyemez: Türkiye İnsan Hakları Kurumu üyeliği yaptı. Yükseköğretim kontenjanından Erdoğan tarafından 2016’da AYM üyeliğine atandı.

Hicabi Dursun: Sayıştay kontenjanından TBMM Genel Kurulu tarafından 2010’da AYM üyeliğine atandı.

Celal Mümtaz Akıncı: Afyon Barosu Başkanlığı yaptı. TBMM Genel Kurulu tarafından 2010’da AYM üyeliğine seçildi.

Muhammed Emin Kuz: Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürütürken, 2013’te, Abdullah Gül tarafından AYM üyeliğine atandı.

Recep Kömürcü: 2008’de Yargıtay kontenjanından Abdullah Gül tarafından AYM üyeliğine atandı.

İhlal yok diyen üyeler ise şöyle:

Serdar Özgüldür: Sezer tarafından 2004’te atandı. 2019 sonunda emekliye ayrılacak. Kapatma davasında “kapatılmama” yönünde oy kullandı.

Recai Akyel: Eski Sayıştay Başkanı. Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı görevine getirildi. 2016’da Anayasa Mahkemesi üyesi oldu.

Selahattin Menteş: Adalet Bakanlığı eski Bakan Yardımcısı. Hakimliği döneminde özellikle taş atan çocuklar lehine ilgili verdiği kararlarla dikkati çekti. Uzun tutukluluk ve adil yargılama konusunda görevli olduğu Diyarbakır’daki mahkemenin kararlarının aksine yorumlar yaptı. Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevindeyken OHAL Komisyonu Başkanlığı’na atandı. Görevi sürerken Adalet Bakan Yardımcısı oldu. 6 Temmuz’da Erdoğan tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildi. Sadece 21 gün sonra kritik kararı veren heyette yer aldı.

Yıldız Seferinoğlu: AKP’li eski milletvekili. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemşehrisi. Adalet Bakan Yardımcılığı yaptı. Ocak ayında Erdoğan tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine atandı.

Kadir Özkaya: Erdoğan tarafından Danıştay kontenjanından 2014’te Anayasa Mahkemesi üyeliğine atandı. AYM Başkanlığı seçiminde Zühtü Aslan’ın rakiplerinden biriydi.

Rıdvan Güleç: Sayıştay kontenjanından TBMM Genel Kurulu tarafından 2009’da Anayasa Mahkemesi üyeliğine atandı. AYM Başkanlığı seçiminde Özkaya ve Aslan ile yarıştı.

Burhan Üstün: Yargıtay kontenjanından Abdullah Gül tarafından AYM üyeliğine 2010’da seçildi.

Muammer Topal: Danıştay kontenjanından 2012’de Abdullah Gül tarafından AYM üyeliğine atandı.

Anayasa Mahkemesinden Barış Akademisyenleri için ‘hak ihlali’ kararı

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’dan yandaş medyaya “Yeni partileri görmeyin” talimatı

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yandaş medyaya Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun kuracakları konuşulan partilerle ilgili olumlu veya olumsuz haber yapılmaması talimatı verdi.

BOLD – Gazeteci Sedat Bozkurt katıldığı bir televizyon kanalında, Erdoğan’nın yandaş medya genel yayın yönetmenleri ile yaptığı toplantıda “Yeni parti ile ilgili iyi veya kötü hiçbir haber yapmayın” talimatı verdiğini söyledi.

SADECE YANDAŞI ÇAĞIRMASININ NEDENİ ANLAŞILDI

Erdoğan geçtiğimiz günlerde sadece yandaş basın temsilcileri ile bir araya gelmişti. Toplantıya hiçbir muhalif gazetecinin çağrılmaması tepki toplamıştı. Erdoğan’ın sadece yandaşlarla bir araya gelmesinin nedeni ortaya çıktı. Erdoğan’ın hedefinde yeni kurulacak partiler vardı.

UZUN SÜRE İYİ PARTİYİ GÖRMEZDEN GELMİŞTİ

Erdoğan, bu partilerin kamuoyunda tartışılmaması için haklarında olumlu ya da olumsuz bir haber yapılmamasını istiyordu. Bu talebini de yandaş medyaya ‘yeni partileri görmeyin’ şeklinde verdi. Erdoğan, İyi Partinin kuruluşundan sonra uzun bir süre Meral Akşener ve İyi Parti hakkında konuşmamıştı.

Eski AKP’li Selçuk Özdağ’dan Erdoğan’a ihanet yanıtı

medyabold
Devamını Oku »

AKP slammed over double agenda on Syrians

Turkish authorities have increased raids as part of a new policy against refugees, mostly Syrians in the country’s largest city and business center Istanbul in an attempt to deport undocumented refugees.

Gunay Kubilay, a spokesperson from the pro-Kurdish opposition Peoples’ Democratic Party (HDP) slammed the ruling Justice and Development Party (AKP) as it has recently started collecting refugees from Turkish cities and deporting them, critical online news portal Gazete Duvar reported on Friday.

“Once again, we have been witnessing the two-faced approach of the ruling AKP which were previously saying, ‘we are Ansar movement and welcoming our Syrian brothers and sisters with open arms’. What happened now? Are you done with the Syrian refugees?” said Kubilay.

Ansar are the local inhabitants of Medina city who helped the Prophet Muhammad and his followers the Muhajirun, when they emigrated from the city of Mecca by opening their homes and offering financial support.

HDP’s Kubilay emphasized AKP’s “insincere, selfish and unprincipled” political approach regarding the Syrian refugees.

“AKP’s lack of policy concerning the Syrians leads to increase the refugee hatred every passing day [in the country]. The ruling AKP continues to use the Syrians as a trump card, while Turkey is becoming no longer a safe country for refugees for which AKP does not care,” the spokesman claimed.

Syrian refugees started to arrive in Turkey in 2011 when a civil war broke out in their country between the forces of President Bashar al-Assad and anti-government rebels.

As of June, the number of Syrians who have sought protection in Turkey stood at 3,657, 000 according to an official figure revealed by the Immigration and Integration Sub-committee of Human Rights Commission in the Turkish Parliament.

All Syrians seeking protection in Turkey are covered by the temporary protection regime. The regime enshrines a range of rights, services and assistance for the beneficiaries.

These  include the right to stay in Turkey until a more permanent solution is found, protection against forcible returns to Syria, access to health, education, social assistance, psychological support and access to the labor market.

Turkish authorities have recently increased raids as part of a new policy against refugees, mostly Syrians, in the country’s largest city and business center Istanbul in an attempt to deport undocumented refugees.

In June, Turkish President Recep Tayyip Erdogan  said he believed the number of Syrians returning to their homeland would reach one million once a safe zone is established in northeast Syria along the shared border.

Turkey has negotiated the safe zone issue with the United States (US) which backs the People’s Protection Units (YPG) in the area, an ally in defeating Islamic State (ISIS) in Syria.

On June 4 last year, after US President Donald Trump abruptly announced his intention to withdraw US forces from Syria, the two NATO allies reached an agreement on a roadmap for the withdrawal of the YPG from Manbij, the east of the Euphrates river, and the formation of a local civil administration.

Later, the US administration changed the course of its withdrawal plans after facing pressure from its European allies. A significant legion of US forces along with European troops, will lead the mission for the formation of a safe zone.

Turkey has long criticized the US administration, accusing it of stalling the process as no concrete steps have yet been taken on the establishment of a safe zone.

Turkish authorities have been determined to develop a safe zone in northern Syria for several reasons. One is the aim of relocating and accommodating some of the millions of refugees to northern Syria, and another is to contain the expansion of YPG militia in the region.

Last week, a series of talks over the latest developments in northern Syria were held between in Turkey with a US delegation led by Special Representative for Syria Engagement James Jeffrey.

Turkish authorities have not been satisfied with the US proposal presented by the special envoy and signaled a possible military offensive unless an agreement on a planned safe zone in Syria could be reached with the US.

Syrian refugees in Istanbul given deadline to return to registered provinces

The post AKP slammed over double agenda on Syrians appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/07/27/akp-slammed-over-double-agenda-on-syrians/
Devamını Oku »

Netflix ağustos ayı yayın programını duyurdu

Netflix, ağustos ayı içerisinde seyirciyle buluşturacağı dizi, film ve diğer programları duyurdu.

BOLD– Netflix’in açıkladığı yayınlar arasında Mindhunter ve Glow gibi yeni sezonu merakla beklenen dizilerin yanı sıra üç yeni Netflix orijinal filmi de var.

Mindhunter 2. Sezon

NETFLİX DİZİLERİ

Las Chicas del Cable: 4. Sezon (9/8/2019)

Glow: 3. Sezon (9/8/2019)

Mindhunter: 2. Sezon (16/8/2019)

Victim Number 8 (La víctima número 8) (16/8/2019)

Hyperdrive (21/8/2019)

Million Pound Menu: 2.Sezon (27/8/2019)

The Dark Crystal: Age of Resistance (30/8/2019)

Sacred Games: 2.Sezon (Çok yakında)

Can’t Help Falling in Love

NETFLİX FİLMLERİ
Küçük İsviçre (16/8/2019)

Falling Inn Love (29/8/2019)

Back to School (30/8/2019)

Enter the Anime

NETFLİX BELGESELLERİ

Enter the Anime (5/8/2019)

The Family (9/8/2019)

Diagnosis (16/8/2019)

American Factory (21/8/2019)

She-Ra ve Güç Prensesleri

NETFLİX ÇOCUK DİZİLERİ

Ask the Story Bots: 3.Sezon (2/8/2019)

She-Ra ve Güç Prensesleri: 3.Sezon (2/8/2019)

Problem Nick: 2.Kısım (5/8/2019)

Rocko’s Modern Life: Static Cling (9/8/2019)

Küçük Bheem ile Büyük Maceralar: 2. Sezon (30/8/2019)

Cannon Busters

NETFLİX ANİME

Cannon Busters (15/8/2019)

HERO MASK: 2.Kısım (23/8/2019

medyabold
Devamını Oku »

Erdogan vows to obliterate YPG regardless of negotiations with US

Turkish President Recep Tayyip Erdogan said Turkey is determined to launch a military offensive against the Syrian Kurdish People’s Protection Units (YPG) in northern Syria regardless of the results of ongoing negotiations with the United States (US) on a planned safe zone.

Speaking to provincial leaders of his ruling Justice and Development Party (AKP) in Ankara on Friday, Erdogan vowed that “those who put their trust in foreign powers in the region would be put under ground.”

“Whatever the outcome of safe zone talks with the United States, we will obliterate the east of the River Euphrates. We will find a lasting solution to terror,” Erdogan said.

The YPG which forms the central command structure of the US-backed Syrian Democratic Forces (SDF) fighting against Islamic State (ISIS), is a Kurdish militia that Turkey regards as a terrorist group.

This is due to its affiliation with the outlawed Kurdistan Worker’s Party (PKK), a rebellious group which has waged a decades-long insurgency in Turkey.

Turkey has recently been deploying troops and equipment including heavy weapons, , armored vehicles and tanks, signalling a third possible offensive on the YPG in Syria.

Most parts of the northern and north-western regions of Syria were taken under Turkish control during the two previous operations against the YPG in 2017 and 2018.

Last week a series of talks over the latest developments in northern Syria were held between  Turkey with a US delegation led by Special Representative for Syria Engagement James Jeffrey.

Turkish authorities have not been satisfied with the US proposal presented by the special envoy and signaled an imminent military offensive unless an agreement on a planned safe zone in Syria could be reached with the US.

“We expressed all our views and proposals to the [US] delegation. We expect them to review these proposals and give their answers immediately. We once again stressed that we cannot tolerate a delay and we will take the initiative if necessary,” Turkish Defence Minister Hulusi Akar told journalists following a meeting with military commanders on Thursday.

Similarly, Turkish Foreign Minister Mevlut Cavusoglu said on Wednesday that Ankara had run out of patience with Washington regarding its reluctance to proceed with the safe zone establishment.

“This is an incredibly sensitive issue. We have American troops present there. We all continue to work closely with Turkey. Ambassador Jeffrey is working very hard on this issue of the safe zone with Turkey,” US State Department Spokesperson Morgan Ortagus responded to the Turkish statements.

In June, US President Donald Trump had threatened Turkey with “devastating it economically if it hits the Kurds” after the US withdrawal from northern Syria.

Turkey has negotiated the safe zone issue with the US which backs the YPG in the area, an ally in defeating the ISIS in Syria.

On June 4 last year after Trump abruptly announced his intention to withdraw US forces from Syria, the two NATO allies reached an agreement on a roadmap for the withdrawal of the YPG from Manbij, the east of the Euphrates river and the formation of a local civil administration.

Later, the US administration changed the course of its withdrawal plans after facing pressure from its European allies. A significant legion of US forces, along with European troops will lead the mission for the formation of a safe zone.

Turkey has long criticized the US administration accusing it of stalling the process as no concrete steps have yet been taken on the establishment of a safe zone.

Turkish authorities have been determined to develop a safe zone in northern Syria for several reasons. One is the aim of relocating and accommodating some of the millions of refugees to northern Syria and another is to contain the expansion of YPG militia in the region.

ISIS aims to create an Islamic state known as a caliphate across Iraq and Syria. Redrawing the map of the Middle East, ISIS controlled more than 34,000 square miles in Syria and Iraq in 2014, spreading from the Mediterranean coast to the south of Baghdad.

US-backed coalition forces have been notably successful in taking back territory since 2017.

Eastern Syrian military operation being considered by Turkey 

The post Erdogan vows to obliterate YPG regardless of negotiations with US appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/07/27/erdogan-vows-to-obliterate-ypg-regardless-of-negotiations-with-us/
Devamını Oku »

Syrian airstrikes killed more than 100 civilians in 10 days – UN report

At least 103 civilians including 26 children have been killed in the past 10 days due to airstrikes by the Syrian government and its allies on schools, hospitals, markets, and bakeries, Reuters reported on Friday. citing United Nations human rights chief.

“These are civilian objects, and it seems highly unlikely, given the persistent pattern of such attacks, that they are all being hit by accident,” Michelle Bachelet on Friday said in a statement.

She also underlined that the rising death toll had been met with “apparent international indifference”.

At the end of April the Syrian government’s offensive against the rebel enclave in northwest Syria, the last area of active insurgent opposition to President Bashar al-Assad, began.

Assad argued that his government was responding to violations of a truce that included Syria’s northwestern Idlib province and the surrounding areas.

The “de-escalation” deal was made on September 2018 by Turkey which supports some rebel groups and Assad’s main ally Russia, with the aim of reducing warfare and bombardment in the territory.

War monitoring groups say that the offensive has driven hundreds of thousands of people from their homes or temporary shelters to seek refuge near the border with Turkey, in addition to killing hundreds of civilians.

Allegations that they have targeted civilians or civilian infrastructure was denied by both the Syrian government and its Russian ally, whose airpower has been significant to Damascus’ military victories in recent years.

The forces of the president have been backed by Russian warplanes in their struggle to take back Idlib and Hama, the last rebel strongholds left in the war-torn country.

The civil war in Syria broke out between the forces of President Assad and anti-government rebels on March 15, 2011.

Syrian refugees in Istanbul given deadline to return to registered provinces

The post Syrian airstrikes killed more than 100 civilians in 10 days – UN report appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/07/27/syrian-airstrikes-killed-more-than-100-civilians-in-10-days-un-report/
Devamını Oku »

Sinema sanatçısı Yalçın Gülhan hayatını kaybetti

Birçok dizide filmde yer alan Yeşilçam’ın ünlü isimlerinden Yalçın Gülhan 75 yaşında hayatını kaybetti.

BOLD– Bir süredir demans hastalığıyla mücadele eden Yalçın Gülhan tedavi gördüğü özel hastanede hayatını kaybetti. Sanatçının arkadaşı Müjdat Gezen “Hem asker arkadaşımdı hem sinema ve dizilerden rol arkadaşımdı. Çok sevdiğim dostumu kaybettim. Çok üzgünüm.” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.

Gülhan’ın cenazesi yarın Karacaahmet Camii’nde kılınacak ikindi namazının ardından Karacaahmet Mezarlığında toprağa verilecek.

YALÇIN GÜLHAN KİMDİR?

Yalçın Gülhan, 27 Aralık 1944 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Aslen Adanalıdır. Babası Devlet Demir yollarında revizörlük (vagon teknisyeni) yapmış. Sanatçı Ahmet Gülhan abisidir. Yönetmenliğini Yavuz Yalınkılınç’ın yaptığı 1964 yapımı ”Dağlar Aslanı” filmi ile oyunculuğa başladı. 70′li yıllarda Ulvi Uraz Tiyatrosunda ve Devekuşu Kabare Tiyatrosunda çeşitli oyunlarda rol aldı.

Yalçın Gülhan, “Mahallenin Muhtarları” dizisinde Şoför Ali karakteriyle çok sevildi

MAHALLENİN MUHTARLARI’NIN ŞOFÖR ALİ’Sİ
5 Ekim 1992 – 18 Haziran 2002 tarihleri arasında Oğuz Yalçın, Filiz Kaynak,Avni Kütükoğlu ve Nursan Esenboğa’nın yönettiği, Kandemir Konduk’un senaryosunu yazdığı “Mahallenin Muhtarları” adlı aile dizisinde Şoför Ali karakteriyle büyük beğeni topladı.

“Görünürken Neler Gördüm” adlı bir de kitap yazan Yalçın Gülhan, sinema kariyerinde hatalar yaptığını, iyi filmler beklemek yerine para için ucuz ve basit filmlerde oynadığını, bunların kariyerine zarar verdiğini ve pişman olduğunu belirtmişti.

OYNADIĞI DİZİ VE FİLMLER
– Aman Annem Görmesin (Eczacı Nejdet) (TV Dizisi) 2008
– İyi ki Varsın (İlker) (TV Dizisi) 2006
– Aliye (Konuk Oyuncu) (TV Dizisi) 2004
– Yeşilçam Denizi (Tv Programı) 2003
– Abuzer Kadayıf (Almancı) (Sinema Filmi) 2000
– Ölümüne Sevda (Video) 1994
– Ödeşme (Sinema Filmi) 1992
– Yaşamak İnsan Gibi (Sinema Filmi) 1992
– Sevdaların Ölümü (Kerim) (Sinema Filmi) 1992
– Mahallenin Muhtarları (Şoför Ali) (TV Dizisi) 1992-2002
– Herkesin Hayali (TV Dizisi) 1992
– Beyaz Umutlar (Sinema Filmi) 1992
– Sevdiğim Adam (TV Dizisi) 1990
– Bir Avuç Sevgi (Salih) (Sinema Filmi) 1990
– Çaylar Şirketten (Otobüs Sürücüsü Eşref) (TV Dizisi) 1989
– Gece (Sinema Filmi) 1989
– Hayat Oyunu (Faruk) (Sinema Filmi) 1988
– Çocuklar Ölmesin (Abdullah) (Sinema Filmi) 1987
– Yolun Sonundaki Karanlık (Necdet) (Sinema Filmi) 1987
– Umut Zamanı (Gaffar) (Sinema Filmi) 1987
– Saat Sabahın Dokuzu (TV Dizisi) 1987
– Mesela Muzaffer (TV Dizisi) 1987
– Kısrak (Turgut) (Sinema Filmi) 1986
– Kıskaç (Sinema Filmi) 1986
– Hesap Günü (Sinema Filmi) 1986
– Ana Gibi Yar Olmaz (Sinema Filmi) 1986
– Ana (Sinema Filmi) 1986
– Acıların Kadını (Yalçın) (Sinema Filmi) 1986
– Bu İkiliye Dikkat (Serhat/Yusuf) (Sinema Filmi) 1985
– Parkta Bir Sonbahar Günüydü (Gazeteci Sedat) (TV Dizisi) 1984
– Acı (Korkut) (Sinema Filmi) 1984
– Yıkılan Gurur (Sinema Filmi) 1983
– Yalancı Dünya (TV Dizisi) 1983
– Yaktı Beni (Tahsin Çakıroğlu) (Sinema Filmi) 1983
– Kurban (Bekir Kara) (Sinema Filmi) 1983
– Bedel (Banker Can) (Sinema Filmi) 1983
– Sen De Mi Leyla (Dündar) (Sinema Filmi) 1982
– Islak Mendil (Mithat) (Sinema Filmi) 1982
– Bir Pazar Günü (Babür) (Sinema Filmi) 1982
– İtirazım Var (Sinema Filmi) 1981
– Kürtaj (Yusuf) (Sinema Filmi) 1981
– Bağrımdaki Ateş (Mahmut) (Sinema Filmi) 1981
– Vazgeç Gönlüm (Ekrem) (Sinema Filmi) 1980
– Nankör (Sinema Filmi) 1980
– Durdurun Dünyayı (Murat) (Sinema Filmi) 1980
– Kaldırım Kuşları (Sinema Filmi) 1979
– Doktor (Mehmet) (Sinema Filmi) 1979
– Divane (Yaman) (Sinema Filmi) 1979
– Yüz Karası (Murat) (Sinema Filmi) 1978
– Nefret (Sinema Filmi) 1978
– Kadınlar Koğuşu (3. Öykü) (Sinema Filmi) 1978
– Dost Bildiklerim (Gazinocular Kralı Cemil Şahbaz) (Sinema Filmi) 1978
– Bir Garip Yabancı (Sinema Filmi) 1978
– Son Gülen Tam Güler (Orhan) (Sinema Filmi) 1977
– Cemil Dönüyor (İsmail) (Sinema Filmi) 1977
– Avrupa Macerası (Sinema Filmi) 1977
– Akdeniz Kartalı (Sinema Filmi) 1977
– Yalan (Cemil) (Sinema Filmi) 1976
– Parola Kartal (Komiser Nihat) (Sinema Filmi) 1976
– Krallar Eğleniyor (Sinema Filmi) 1976
– Kader Bu (Kemal) (Sinema Filmi) 1976
– Hayırsız Evlat (Suat) (Sinema Filmi) 1976
– Fiyakanı Bozarım (Sinema Filmi) 1976
– Dar Geçit (Kemal) (Sinema Filmi) 1976
– Cıbıl (Sinema Filmi) 1976
– İşte Kapı İşte Sapı (Kemal Çelik) (Sinema Filmi) 1975
– İki Tatlı Serseri (necdet) (Sinema Filmi) 1975
– Çapkınım Hovardayım (Sinema Filmi) 1975
– Tadına Bakarım (Sinema Filmi) 1975
– Sevişerek Ölenler (Sinema Filmi) 1975
– Kral Benim (Murat) (Sinema Filmi) 1975
– Kokla Ama Koparma (Sinema Filmi) 1975
– Kaygısızlar / Tak Fişi Bitir İ… (Sinema Filmi) 1975
– Bana Beş Avrat Yetmez (Sinema Filmi) 1975
– Bakireler Çiftliği (Sadık Teke) (Sinema Filmi) 1975
– Şaşkın (Sinema Filmi) 1974
– İntikam (Sinema Filmi) 1974
– Tutku (Sinema Filmi) 1974
– Tek Başına (Sinema Filmi) 1974
– Silemezler Gönlümden (Ayhan) (Sinema Filmi) 1974
– Reisin Kızı (Yalçın) (Sinema Filmi) 1974
– Kanlı Sevda (Murat) (Sinema Filmi) 1974
– Hostes (Nihat Aydın) (Sinema Filmi) 1974
– Erkekler Ağlamaz (Ateş(Büyük) Ali ) (Sinema Filmi) 1974
– Bacım (Ali) (Sinema Filmi) 1974
– Ayyaş (Sinema Filmi) 1974
– Alo Polis (Sinema Filmi) 1974
– Şüphe (Kemal) (Sinema Filmi) 1973
– Yemin (Kadir) (Sinema Filmi) 1973
– Vahşet (Ali) (Sinema Filmi) 1973
– Nefret (Kenan) (Sinema Filmi) 1973
– Hudutların Kartalı (Şahin) (Sinema Filmi) 1973
– Gurbetçiler (Ayhan/Mustafa) (Sinema Filmi) 1973
– Bu Toprağın Kızı (Sinema Filmi) 1973
– Babaların Günahı (Polis Memuru) (Sinema Filmi) 1973
– Zehra (Erol) (Sinema Filmi) 1972
– Yirmi Yıl Sonra (Cüneyt) (Sinema Filmi) 1972
– Valizdeki Ceset (Sinema Filmi) 1972
– Tövbekar (Sinema Filmi) 1972
– Suçlu (Avukat Murat) (Sinema Filmi) 1972
– Sisli Hatıralar (Timur) (Sinema Filmi) 1972
– Satılık Kadın (Tarık) (Sinema Filmi) 1972
– Para (Ferit) (Sinema Filmi) 1972
– Kırık Merdiven (Mehmet) (Sinema Filmi) 1972
– Korkunç Tecavüz (Dr. Ekrem) (Sinema Filmi) 1972
– Ekmekçi Kadın (Yalçın Güneş) (Sinema Filmi) 1972
– Aslanların Ölümü (Kemal) (Sinema Filmi) 1972
– İki Ruhlu Kadın (Ekrem) (Sinema Filmi) 1971
– Yarın Ağlayacağım (Ayhan) (Sinema Filmi) 1971
– Sevmek Ve Ölmek Zamanı (Cihangir Harunoğlu) (Sinema Filmi) 1971
– Severek Ayrılalım (Ferdi) (Sinema Filmi) 1971
– Melek Mi Şeytan Mı? / Asrın Ka… (Erol) (Sinema Filmi) 1971
– Mavi Eşarp (Serdar) (Sinema Filmi) 1971
– Saadet Güneşi (Osman) (Sinema Filmi) 1970
– Alçaklar Affedilmez (Sinema Filmi) 1970
– Yuvamı Yıkamazsın (Yalçın) (Sinema Filmi) 1969
– Kapıcının Kızı (Dr. Murat Gülhan) (Sinema Filmi) 1969
– Günahını Ödeyen Adam (Turgut) (Sinema Filmi) 1969
– Dağların Aslanı (Sinema Filmi) 1964

medyabold
Devamını Oku »

Bir şoför aynı anda birden fazla kamyon kullanabilecek

ABD’li Peloton Technology tarafından geliştirilen bir “araç takım sistemi”, bir rehber sürücünün birden fazla kamyonu aynı anda kullanabilmesine olanak sağlıyor.

BOLD – Kaliforniya merkezli şirket, güvenlik ve yakıt verimliliğini artırmak amacıyla kamyon çiftlerinin yakın mesafelerde çalışmasını sağlayan bir sistem geliştiriyor.

2011 yılında kurulan Peloton’un Seviye 4 otomasyon teknolojisinin geleceği konusundaki vizyonu, bu yıl Orlando’da gerçekleşen Otomatik Araç Sempozyumu’nda açıklanmıştı.

Seviye 4 otomatik takip sistemi, gelişmiş araç kontrol algoritmalarıyla bir araya gelen araç-araç (V2V – Vehicle to Vehicle) iletişimini ve radar temelli aktif fren sistemlerini kullanarak sürücüsüz bir aracın, sürücüsü olan aracı güvenli bir şekilde takip etmesini esas alıyor.

Sürücünün daha fazla mal taşımasına izin vermekle kalmayan sistem, aynı zamanda daha fazla yakıt ekonomisi de sağlıyor. Bir kamyonu hızlandırmak diğerinin de hızlanmasına neden olurken, frenleme de aynı şekilde çalışıyor. Bunların hepsi neredeyse anında gerçekleşiyor.

Peloton Technology’nin CEO’su Josh Switkes, Digital Trends’e verdiği röportajda, “V2V iletişimi ile öncü sürücünün eylemlerinden gelen veriler, arkadaki araca iletilir. Böylece öncü sürücünün ne zaman gaz, fren veya manevra yaptığı bilinebilir” dedi ve ekledi:

“ALGILAMA VE HESAPLAMA SORUNLARI OTONOM SÜRÜŞ SORUNLARINDAN ÇOK DAHA BASİT”

“Bu bilgiyi kullanarak sensörlerden toplanan verilerle birlikte arkadaki araçlar, öncü aracı güvenli bir şekilde takip edebilir. Algılama ve hesaplama sorunları, bağımsız özerk sürüş sorunlarından çok daha basittir çünkü arkadaki araç değişen koşulları önceden tahmin etmek için ileriye bakmak zorunda değildir. Bunun yerine ana kamyonun arkasındaki güvenli mesafeyi koruyup yakın çevresindeki olası izinsiz girişleri izler.”

Uzun vadede, kamyon endüstrisinin tamamen kendi kendine sürüş sistemine geçmesi mümkün gözüküyor. Peloton, sundukları sistemin profesyonel sürücü bulma konusundaki sorunu çözmede yardımcı olacağına inanıyor.

Tamamı 1.8 milyar dolara satılan Volvo, sadece 3 ay içinde 1.6 milyar dolar kar etti

medyabold
Devamını Oku »

Işılay Saygın solunum yetmezliğinden vefat etti

Türkiye’de Çevre ve Turizm Bakanlıkları koltuğuna oturan ilk kadın siyasetçi olan Işılay Saygın, tedavi gördüğü hastanede solunum yetmezliği nedeniyle vefat etti. Saygın 72 yaşındaydı.

BOLD – Akciğerlerinden rahatsız olan Işılay Saygın, solunum yetmezliği teşhisiyle 4 Temmuz’da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin yoğun bakım servisine kaldırıldı. Ege Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Tuncay Göksel, Saygın’ın ileri derecede akciğer sertleşmesi hastalığına bağlı solunum yetmezliğinden 03.00’te hayatını kaybettiğini açıkladı. Saygın’ın pazartesi düzenlenecek törenle son yolculuğuna uğurlanacağı bildirildi.

Işılay Saygın, Tansu Çiller’in başbakanlığındaki 52. hükümette Türkiye’nin ilk kadın Çevre Bakanı oldu. Mesut Yılmaz’ın yönetimindeki 53. hükümette ise ilk kadın Turizm Bakanı olarak görev yaptı. Saygın, 5 dönem milletvekilliği, 4 dönem de devlet bakanlığı görevini yürüttü. Siyasete 1973-1980 yıllarında Buca Belediye Başkanlığı ile adım attı.

Arınçların aile dostları 4 yıldır zulüm altında

medyabold
Devamını Oku »

Yeni partiler AKP’den çok MHP’ye kaybettirecek

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı partilerin, AKP’ye kızarak MHP’ye kayan seçmenin parti değiştirmesine neden olacağı konuşuluyor. Bu nedenle yeni partiler AKP’den çok MHP’yi etkileyecek.

BOLD – Ankara’da siyasetin gündemi yeni kurulacak partiler ve bu partilerin alacakları oy oranları ile hangi partiye ne kadar etki edecekleri. Siyasilerin bir bölümü yeni partilerin, AKP içerisinden çıkacakları için en çok AKP’yi etkileyecekleri görüşünde.

YENİ PARTİLER MHP’Yİ BARAJ ALTINA İTER

Ancak bir kısım siyasetçi ise son dönemde AKP’nin uyguladığı politikalardan duyulan rahatsızlık nedeniyle parti değiştiren ve özellikle MHP’ye kayan seçmenin bu partilere gideceğini savunuyor. Bu durumda ittifaksız bir seçim olması halinde MHP’nin baraj altında kalmasına kesin gözü ile bakılıyor.

MECLİS ARİTMETİĞİNDE BİR DEĞİŞİM BEKLENMİYOR

Siyaset kulislerine göre Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun göre olası iki partinin kısa sürede Meclis grubu içinde bir değişime yol açması beklenmiyor. AKP’nin 291, CHP’nin 139, HDP’nin 62, MHP’nin 49, İyi Parti’nin 39, diğer parti ve bağımsızların ise toplam 9 milletvekilliği bulunuyor. AKP, MHP ve BBP’nin 341, muhalefetin ise 248 milletvekilliği mevcut.

50’NİN ALTINDA VEKİL TRANSFERİ TABLOYU ETKİLEMEZ

Partilerin sandalye dağılımı üzerinden Meclis’te oluşan dengeye göre 50’nin altında milletvekili kaybında dahi AKP, MHP bloğu genel kurulda ve komisyonlardaki gücünü koruyor. Ancak Cumhur ittifakının sona ermesi durumunda yeni partilerin koparacağı 20 vekil dahi AKP’nin Meclis hakimiyetinin sona ermesine neden olacak.

Erdoğan’dan yeni oluşumlara karşı kongre hamlesi

medyabold
Devamını Oku »

AKP’ye Suriyeli mülteci eleştirisi: Ensar hareketine ne oldu?

Ensar olmakla övünen AKP, Suriyeli mültecileri sınır dışı etmeye, kentlerden göndermeye başladı. HDP, “Ensar hareketine ne oldu, Suriyeli mültecilerle işiniz bitti mi?” diye sordu.

BOLD – HDP Sözcüsü Günay Kubilay, “Bugün mültecileri kentlerden toplamaya, yasaklar getirmeye, sınır dışı etmeye çalışanlar değil miydi ‘Biz Ensar hareketiyiz, Suriyeli kardeşlerimizi bağrımıza basıyoruz’ diyen. Ne oldu Suriyeli mültecilerle işiniz bitti mi? Bir siyasi anlayış bu kadar riyakar, bu kadar çıkarcı, bu kadar ilkesiz olabilir mi?” dedi.

POLİTİKASIZLIK MÜLTECİ DÜŞMANLIĞINI ARTIRIYOR

Kubilay şunları dile getirdi: “Özellikle Suriyelilerle ilgili olarak politikasızlık, mülteci düşmanlığının her geçen gün daha da artmasına neden oluyor. İktidar, Suriyelileri Avrupa’ya karşı bir koz olarak kullanmaya devam ederken; Türkiye’nin mülteciler için güvenli bir ülke olmaktan çıkmasını iktidar çevrelerinin umursadığını sanmıyoruz.”

HDP’LİLERE YÖNELİK BASKILARA TEPKİ

Kubilay, HDP’lilere ve HDP belediyelerine yönelik tutuklamalara da tepki gösterdi. Kubilay, “Nusaybin Belediyesi Eşbaşkanımız Ferhat Kut ile Bismil Belediyesi Eşbaşkanımız Gülşen Özer, belediye meclis üyelerimiz ve yöneticilerimiz hala gözaltındalar. Daha önce de hatırlanacağı gibi Karayazı Belediyesi eşbaşkanlarımız da gözaltına alınmıştı” hatırlatması yaptı.

İKTİDAR YEREL SEÇİM SONUCUNDAN HDP’Yİ SORUMLU TUTUYOR

Kubilay şunları söyledi: “Belli ki iktidar 31 Mart ve 23 Haziran’da ortaya çıkan yerel seçim sonuçlarından HDP’yi sorumlu tutuyor ve cezalandırmaya çalışıyor. Aslında yerel seçimlerde ortaya çıkan siyasal tablo, siyasi iktidarın 17 yıldır bizatihi ortaya çıkardığı tablodur ve kendi eseridir. Demokratik kamuoyunu da HDP ve HDP belediyelerine yönelik olan baskı ve saldırılara karşı tepki göstermeye çağırıyoruz.”

MÜDAHALE IŞİD’İ CANLANDIRIR

Suriye’nin kuzeyine yönelik harekat hazırlığına da değinen Kubilay, “Rojava ve Güney Kürdistan bölgesine yapılan askeri sevkıyatlar ve operasyonlar içerideki çaresizliği kamufle etmeye çalışmaktan ve çözümü dışarıya saldırmakta aramaktan başka bir anlama gelmiyor. Rojava’ya yönelik her askeri müdahale askeri varlığı büyük oranda bitirilmiş IŞİD’in yeniden canlanmasına yol açacak, bu insanlık dışı yapının yeniden toparlanıp harekete geçmesine zemin hazırlayacaktır” diye konuştu.

“AKP yerel seçimlerde halkın verdiği mesajdan ders almadı”

medyabold
Devamını Oku »

Arınçların aile dostları 4 yıldır zulüm altında

Yıllarca Manisa’da yaşayan Ayyıldız ve Akdoğan aileleri, Arınç’ların aile dostu. Toplam 30 yıl hapis cezasına çarptırılan üç aile üyesine yapılanları Arınç’lar sessizce seyrediyor.

SEVİNÇ ÖZARSLAN

BOLD ÖZEL – Bugünlerde maaşıyla, danışmanlığıyla ve yapmak istediği bağışlarla tepki çeken Bülent Arınç’ın aile dostları 4 yıldır zulüm altında. Ayyıldız ve Akdoğan ailesinin, 15 Temmuz öncesinde ve sonrasında yaşamadıkları kalmadı.

‘Arınç’lar, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Şemseddin Ayyıldız, eşi ev hanımı Elif Ayyıldız ve Elif Ayyıldız’ın babası eğitimci-ilahiyatçı Ahmet Akdoğan’ın durumlarını görmezden geliyor, olan biteni sessizce izliyorlar.

TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİ SUÇLAMASI

Ayyıldız ve Akdoğan aileleri terör örgütü üyesi olmaktan yargılandılar. Elif Ayyıldız 24 Nisan 2018’de 7 yıl 6 ay, Şemseddin Ayyıldız 26 Haziran 2018’de 13 yıl 9 ay, Ahmet Akdoğan’a 31 Temmuz 2018’de 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Dosyaları şu anda Yargıtay aşamasında bulunan Elif Ayyıldız 47, Şemseddin Ayyıldız 60, Ahmet Akdoğan 74 yaşında. Hem hasta hem de yaş itibariyle cezaevi koşullarını kaldıramayacak durumdalar. Ve tüm bunlar olurken Arınç’lar yine sessiz.

Elif Ayyıldız, ilk gözaltına alındığında şekeri yine yükselmiş hastaneye kaldırılmıştı. O zaman objektife gülümseyen Ayyıldız, en son şeker komasına girdiği için cezaevinden hastaneye sevk edildi.

YÜKSEK ŞEKER HASTASI

24 Mayıs 2017’den bu yana Manisa E Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Elif Ayyıldız, yüksek şeker hastası. Şekeri binlere çıkıyor ve sürekli şeker komasına girdiği için sık sık hastaneye kaldırılıyor. Bugünlerde yine İzmir Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nde. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’ndan başka komaya giren bir kadının sesini duyan olmadı.

TUTUKLU HASTALARA İŞKENCE BİTSİN

Elif Ayyıldız’ın damadı Yavuz Uğurtaş, sosyal medya hesabından kayınvalidesinin hastalığı yüzünden yıllar önce sürücü ehliyetinin elinden alındığını ve bu durumda bir insanın 2 yıldan fazladır hapishane şartlarında hayata tutunmaya çalıştığını belirttti. “Şimdi ise kaldığı hastaneden hapishaneye gönderecekler. Elif Ayyıldız acilen serbest bırakılmalı. Tutuklu hastalara bu işkence bitsin” çağrısında bulundu.

YAKINDAN TANIYORLAR

Hasta, hamile ve yaşlı tutuklular için hiçbir çaba ve girişimde bulunmayan AKP’li Bülent Arınç’ın eşi Münevver Arınç hatta Abdullah Gül’ün eşi Hayrunnisa Gül, Ayyıldız ailesini yakından tanıyor.

Şemseddin Ayyıldız, 2015 Kasım’da Manisa T Tipi Cezaevinden eşine mektup yazmış ve “Şimdi değilse ne zaman?” diyerek Bayan Arınç ve Gül’den yardım istemişti.

“Canyoldaşım, eşim Elif başımızı eğdirecek bir şey yapmadığımı en iyi sen biliyorsun. Tüm haklarımı sana helal ediyorum, sende helal et” diye yazan Şemseddin Ayyıldız mektubunda şöyle demişti:

BASİRET TEMENNİ EDİYORUM

“İnsan konuştuklarından sorumludur. Ama sıra geldiğinde konuşmamak ve susmaktan da sorumludur. Sadece başörtülerini düşünen tüm İslami değerlerini tesettüre bağlamış hamiyeti ve haysiyet-i İslamiye’ye önem vermeyen Müslümanlara basiret temenni ediyorum. Hassaten Hayrunisa Gül ve Münevver Arınç Hanımefendilere çok selamlarımı sunuyorum. Şimdi değilse ne zaman?”

Şemseddin Ayyıldız’ın eşine yazdığı, Oda TV’nin ‘Gül ve Arınç’a çok özel selam’ başlığı ile haberleştirildiği bu mektup, Manisa Cumhuriyet Savcısı Korhan Sert tarafından yazılan, Elif Ayyıldız’ın gerekçeli kararında da yer aldığını ve aleyhinde kullanıldığını belirtelim.

ZULÜM 2015’TE BAŞLADI

Şemseddin Ayyıldız’ın yaşadığı zulüm ise 2015’te başladı. Cemaat soruşturmaları kapsamında ilk tutuklular arasında bulunan Şemseddin Ayyıldız’ı hatırlayacaksınız.

Manisa KOM Şube’ye ifadeye götürülürken polis arabasından iner inmez ‘terörist’ diye yaftalanmasına yüksek sesle karşı çıkmış ve haykırmıştı:

“Bu ahlaksızca zulmü bize reva görenleri Allah kahru perişan eylesin. Hırsızlık yapmadım, rüşvet yemedim. Elimde bile bıçağı aileme verirken tersinden veriyorum ki, ürkütmemek için. Terörden tutuklanıyorum ben. 56 yaşına kadar ben bir din dersi öğretmeniyim. Allahtan korkun be!”

ACILARINI DAHA DA ARTIRDI

17 Kasım 2015’den bu yana Manisa T Tipi Cezaevinde bulunan Şemseddin Ayyıldız da cezaevinde sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor.

Kapatılan Bugün gazetesine o günlerde röportaj veren Elif Ayyıldız, eşinin durumunu anlatmış, kendilerine reva görülen zulmün beraber günde beş kez aynı kıbleye döndükleri insanların emriyle yapılmasının acılarını daha da arttırdığını dile getirmişti.

Eşinin kalp ameliyatı geçirdiğini anlatan Elif Ayyıldız, “Raporlu ilaçlarını dahi almayan insanlara ne kadar güveniriz? Nasıl rahat olabiliriz? Rabbim’den tez zamanda adaletin adil ismiyle tecelli etmesini bekliyoruz” demişti.

TERÖR İDDİASINI KABUL ETMİYORUM

Şemseddin Ayyıldız savunmasında şunları söyledi:

“Benim bu yapı ile bu vasıfla bir alakam yoktur, ancak bu yapının okullarında çalışmış bir insanım. Bu dönemlerde buraların bir terör merkezi, terör örgütüne ait olduğunu asla kabul etmiyorum. Valinin, belediye başkanının, emniyet müdürünün yemeklerine, toplantılarına geldiği bir kurum bir gecede terör örgütü kurumu olamaz. Bana sorulan sorulara gönül rahatlığı ile cevap verdim. Buradaki iddialar zan ve yakıştırmadan ibarettir ve bunun faturası bana 2 yıldır tutukluluğuma mal olmuştur. Hayatım boyunca fakir çocukların eğitimi ile uğraştım. tüm bu hususların değerlendirilerek tahliyemi talep ediyorum.”

DEDEM SARIKAMIŞ ŞEHİDİDİR

7 Ağustos 2016’dan bu yana Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hücrede tutulan Ahmet Akdoğan’ın durumu, şeker hastası kızı Elif Ayyıldız’dan ve damadından farksız değil. Daha kötü.

Ahmet Akdoğan 31 Temmuz 2018’deki savunmasında “18 aydır tek başıma bir hücredeyim, psikolojim bozuldu. 72 yaşından sonra bu iddialar beni mahvetti. Cezaevinde tam 8 tane hastalığım var, hafızamı da kaybettim” demişti.

Kalp spazmmı geçiren, yüksek tansiyon hastası bir insanın 3 senedir hücrede olması sosyal medyada defalarca kez kez gündeme getirildi. Ama yine Ahmet Akdoğan’ı yakından tanıyan Bülent Arınç’tan ses çıkmadı.

HEPSİNİN ALLAH BELASINI VERSİN

Ahmet Akdoğan 31 Temmuz 2018’de mahkemede yaptığı savunmasında, “Samimiyetle ve yeminle şunu söyleyeyim bu ülkenin zararına ve üniter yapısına yönelik milletin birlik ve beraberliğini bozan terörist, bölücü, darbeci ve bunların kışkırtıcılarının hepsinin Allah belasını versin. 72 yaşındayım, bu ithamlar beni kahretti. Cezaevinde tam 8 tane hastalığım var, hafızamı da kaybettim. Ben terörün ve darbelerin mağduru bir insanım. Dedem Sarıkamış şehididir” açıklamasında bulunmuştu. 

 

O ZAMAN HERKES FETÖCÜ

Bir buçuk yıl çalıştıktan sonra 1996’da istifa ettiği Üftade Koleji müdürlüğü yaptığı için örgüt üyesi olmakla suçlanan ve ceza alan Akdoğan, “25 sene önce Üftade Koleji müdürlüğü yapmak ya da vakıf yöneticisi olmak fetöcülük ise herkes fetöcüdür. O zaman örgüt diye bir şey yoktu” ifadelerini kullanmıştı.

Ahmet Akdoğan’ın eşi Melahat Akdoğan (66) da kendisiyle birlikte tutuklandı, o da üyelikten yargılandı ve 31 Temmuz 2018’de görülen karar mahkemesinde serbest bırakıldı.

Melahat Akdoğan o gün yaptığı savunmasında “Ben suçlamayı kabul etmiyorum, örgüt falan bilmiyorum. Gülen cemaatini duydum. Evde bir not kağıdı çıkmış, onu polisler bana gösterdi. Ben hatırlayamadım, az evvel beyimin dediği gibi daha önceden eşimin Bülent Arınç ile tanışıklığı vardı” demişti.

Ahmet Akdoğan: “Vaizlik, hafızlık benim mesleğimdi. 1967 yılında imam hatip talebesi iken imamlık vazifesi almıştım. Urla’da başladım, 1975 yılına kadar imamlık yaptım. 1973 de İzmir’e atanmıştım. Merkez Salepçioğlu Camiinde çalıştım.

1975 yılında okullara ahlak bilgisi dersi konulunca Diyanet Başkanlığından 2000 kişi Milli Eğitime transfer edildi. Bende o şekilde Manisa Soma Linyit Lisesine Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olarak atandım. Görev yaptığım yerlerde müftülükler, diyanet tecrübesi olan bazı arkadaşları vaiz yetmediği zaman bazen bizden de talepde bulunurlardı. Bende Allah rızası için talep gelince bu şekilde vaizlik yapıyordum.

Üsküdar’daki Kısıklı Abdullah Ağa, Selami Ali gibi birçok camide 1987-89 yıllarında 1 yıl kadar vaizlikte yaptım. 1990 yılında İzmir Karşıyaka Mehmet Ali Lahur Anadolu Ticaret Lisesine atamam oldu, 3 yıl orada çalıştım, 1994 Ocakta emekliye ayrıldım.

PAZARCILIK YAPTIM

Emekli olunca ailemle Uşak’a geldim. Memleketim Erzurum, İspir’dir ama çocukluğum İzmir’de geçti. Emekli olduktan sonra maaş yetmiyordu, 6 çocuğum vardı, ekmeğimin peşinde koştum. Fayans ustacılığı, pazarcılık gibi ek işler de yapıyordum.

Uşak’tan Sezai Postacı ve Mesut Turgut bana ‘bir okul açtık, milli eğitimde tecrübesi olan müdüre ihtiyacımız var’ dediler. Üftade Kolejinde müdür olmamı teklif ettiler. Ben de mesleğime devam ederim düşüncesiyle kabul ettim. 1994 yılının başlarında Üftade Kolejinin müdürlüğüne başladım…

Ben din görevlisiyim, müftü olmayı hayal ederken milli eğitime geçtim. Eğitim yaparken bir ayağım da cami ve cami cemaatiyleydi. 25 senelik bir hadisedir, geniş bir çevrem oldu. Ben kendimi beğenmem ama bazıları güzel Kur’an okuduğumu ve güzel vaaz verdiğimi söylerdi. Düğünlere, nişanlara davet edilirdim. Hatra binaen hayır olması için giderdim. Ailenin önemini belirten ayet ve hadisleri anlatırdım.

KISA SÜRE BAŞKANLIK YAPTIM

Tutuklanmadan 6 ay önce İzmir’de çocuklarımın yanındaydım. Bazen Uşak’a gelip gidiyordum. Ömer Yeşil kaybolunca Nil Hizmet Vakfını müfettişler teftişe gelmişler. 1996 yılında Üftade Koleji müdürlüğünden ayrıldıktan sonra kısa bir süre Nil İlim Hizmet Vakfının Yönetim Kurulu başkanlığını kısa bir süre yapmıştım…

Ben bu devletin okullarında okudum, öğretmenlik yaptım. Diyanet Başkanlığında çalıştım. Bizde devletin varlığı ve bekası önemlidir. Sizden gizlediğim bir şey yoktur. Terör örgütü üyeliği suçlamasını asla kabul etmiyorum.

Tansiyon ve değişik rahatsızlığım vardır. Ülserim, dizlerimde problem vardır. Oturup kalkmada müthiş ızdırap çekiyorum. Prostatım da vardır. Tahliyemi talep ediyorum… 73 yaşından sonra bu iddialar beni mahvetti. 24 aydır hücrede yaşıyorum. 73 yaşına giriyorum ahir ömrümde bu hayat benim psikolojimi ve sağlımı bozmuştur. Hafızam gelip gidiyor. Unutkanlık yaşıyorum, 8 adet hastalığım vardır…”

Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla hukuk söylemleriyle iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin, Türkiye’ye ve yakından tanıdığı daha birçok insana yaptığı bu zulümler bir gün bitecek, ama yaptıkları haksızlıkları tarih yazmaya devam edecek.

Eski AKP’li Selçuk Özdağ’dan Erdoğan’a ihanet yanıtı

medyabold
Devamını Oku »

Bu hafta borsa ve dolar kazandırdı, altın ve euro kaybettirdi

BIST 100 endeksinin yüzde 0.97, dolar/TL’nin de yüzde 0.07 değer kazandığı 22-26 Temmuz haftasında altın yüzde 1.45, euro/TL ise yüzde 0.88 değer kaybetti.

BOLD – Borsa İstanbul en yüksek 104.153,90, en düşük 100.846,80 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 0.97 artışla 102.837,19 puandan tamamladı.

Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 1.45 azalışla 257,70 lira, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 1.43 gerileyerek 1.718,00 lira oldu. Geçen hafta 426,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı bu hafta 420,00 liraya indi.

ABD doları yüzde 0.07 değer kazanarak 5.6480 liraya yükselirken, euro ise yüzde 0.88 düşüşle 6.2900 liraya geriledi.

Yatırım fonları yüzde 0.53, bireysel emeklilik fonları yüzde 0.98 değer kazandı. Kategorilerine göre bakıldığında ise yatırım fonları içinde en fazla kazandıran yüzde 0.82 ile “Karma ve Değişken Fon” oldu.

medyabold
Devamını Oku »

Anayasa Mahkemesinden Barış Akademisyenleri için ‘hak ihlali’ kararı

Anayasa Mahkemesi, ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisine imza attıkları için silahlı terör örgütü propagandası suçlamasıyla cezalandırılan akademisyenlerin ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verdi.

BOLD –  Bildiriyi imzalayan Füsun Üstel, İbrahim Garip, Yasemin Gülsüm Acar, Ayda Rona Aylin Altınay Cingöz, Melda Tunçay, İzzeddin Önder, Canan Özbey, Nazlı Ökten Gülsoy, Zübeyde Gaye Çankaya Eksen ve Ece Öztan, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu başvuruları değerlendirdi. Toplantıda 8 üyenin ihlal kararına karşı 8 üye ihlal bulunmadığı yönünde görüş bildirdi. Ancak, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan da ihlal yönünde oy kullandı.

Böylece, eşitlik halinde başkanın katıldığı tarafın oyunun iki oy sayılacağına ilişkin hüküm gereği bireysel başvuruda ihlal kararı verildi.

TAZMİNAT ÖDENMESİNE HÜKMETTİ

Anayasa Mahkemesi, ihlalin ortadan kaldırılması ve yeniden yargılama yapılması için karar örneğinin yerel mahkemelere gönderilmesine, başvuruculara 9 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetti.

Akademisyenlerin davalarını AYM’ye taşıyan Benan Molu, “Bu kararla birlikte en azından insan hakları ihlallerinin cezasız kalmamasını isteyen ve barış talebinde bulunan bir bildiriyi imzalayan hiç kimseye hapis cezası verilemeyecek” dedi.

Molu, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda devam eden davalarda beraat kararı verilmesi gerektiğini vurguladı.

Mülkiye’nin infazı

medyabold
Devamını Oku »

26 Temmuz 2019 Cuma

Erdoğan’dan yeni oluşumlara karşı kongre hamlesi

Kabine ve parti yönetiminde değişime gitmesi beklenen AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun yeni oluşumlarına karşı teşkilatlarda da değişim için düğmeye bastı.

BOLD – Olağan kongre sürecini bir yıl öne çeken Erdoğan’ın, bir taraftan yerel seçimlerde başarısız olmuş teşkilatları değiştirirken, bir taraftanda da oluşacak küskünlüklerin önüne geçip, yeni oluşumlara kaymaları engellemeye çalıştığı belirtiliyor.

OLASI BİR ERKEN SEÇİME HAZIRLIK

Erdoğan’ın 7. Olağan Büyük Kongreyi sonbahara çekmesinde, olası bir erken seçim öncesi teşkilatları hazır tutma çabası olduğu da ifade ediliyor. Erdoğan, “Önce delege seçmen listelerini oluşturacak, ardından da belde, ilçe ve il kongreleriyle yola devam edeceğiz. Büyük kongre sürecimizin şimdiden partimize ve ülkemize hayırlı olmasını özellikle diliyorum” dedi.

AKP KONGRELERİ 3 YILDA BİR YAPILIYORDU

AKP, kurulduğu 2001 yılından beri yaptığı 6 olağan kongreyi 3 yılda bir yaptı. 6. Olağan Kongresisini 18 Ağustos 2018’de yapan AKP’nin, 7. Olağan Kongresini de Ağustos 2021 yılında yapması bekleniyordu. Belde, ilçe ve il kongre süreçleri ise büyük kongreden bir yıl önce başlatılıyordu. Cumhuriyet’in haberine göre, Erdoğan’ın, sonbaharda süreci başlatacaklarını açıklaması, en azından belde, ilçe ve il teşkilatlarının 1 yıl erken yenilemesi anlamına geliyor.

KÜSKÜNLERE YENİDEN GÖREV VERİLECEK

Erdoğan’ın, il başkanlarından partide görev yapmış küskünlerin gönüllerini almalarını söylemesi de stratejinin bir diğer ayağını oluşturuyor. Erdoğan bu söylemi ile küskünlere yeniden görev vereceğini ve yeni partiye kayışların önünü kesmeye çalışacağı mesajını veriyor. Öte yandan bir erken seçim durumunda da parti teşkilatını canlı ve hazır tutmayı hedefliyor.

TEŞKİLATLARA YENİ BİRİMLER EKLENECEK

Erdoğan ayrıca, teşkilatlardaki tıkanmaların önünü açmak için kadrolarını güçlendirmenin yanında geleneksel siyaset usullerine yeni yöntemler de ekleyeceklerini açıkladı. Gerekirse yeni birimler ihdas ederek teşkilatları siyaset yapım sürecinde daha aktif hale getireceklerinin mesajını verdi.

Yeni parti kuracak muhaliflerini tehdit etti

medyabold
Devamını Oku »

Eski AKP’li Selçuk Özdağ’dan Erdoğan’a ihanet yanıtı

AKP Eski Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Erdoğan’ın ihanet suçlaması ve bedel ödetme tehdidine cevap verdi. “Erdoğan’ın dili çatışma dili” dedi.

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İl Başkanları toplantısında “Çok ayrılıp da parti kuranları gördük. Şu anda hiçbiri hatırlanmıyor. Kafanıza takmayın. İhanetin bedelini ağır öderler” dedi. Parti kurması gündemde olan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ı tehdit ettti.

CUMHURBAŞKANI DA KAFASINA TAKMASIN

Erdoğan’a cevap, Ahmet Davutoğlu ile birlikte hareket eden Selçuk Özdağ’dan geldi. Tarafsız Haber Ajansı’a konuşan Özdağ, “Bunlar doğru ifadeler değil. Türkiye hukuk devletidir. Türkiye hukukla adaletle yönetilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu tür dillerden vazgeçmesi gerekiyor. Bu dil Mevlana dili değil, Yunus dili değil. Bu toprakları biz dille fethettik. Bu dil daha çok kutuplaşma dili, kamplaşma dili, daha çok çatışma dili” dedi.

KENDİSİ PARTİ KURARKEN DEMOKRATİK HAKTI!

Özdağ, Erdoğan’ın endişe etmesine gerek olmadığını belirterek, “Bizi hedef göstermeye gerek yok, bizi de kafasına takmasına gerek yok. Parti kurmak niye ihanet olsun ki. Kendisi parti kurarken nasıl demokratik hakkını kullandıysa, bugün Ali Bey, Abdullah Bey, Ahmet Bey kurar mı, onları bilmiyorum. Onların ağzından duymak lazım. Ama parti kurmak ne zamandan beri suç olmuş ve ihanet, hainlik olmuş ki. Ne zamandan beri suç olmuş ki parti kurmak” ifadelerini kullandı.

DEMEK Kİ YENİ PARTİLERLE İLGİLİ CİDDİ ÇEKİNCELERİ VAR

Özdağ sözlerini şöyle noktaladı: “Demokrasilerde fikir söylemek ihanet değildir. Demek ki yeni kurulacak, kurulacağı söylenen partilerle ilgili ciddi çekinceleri var. Var ki bu kadar gündeme getiriyor.”

Yeni parti kuracak muhaliflerini tehdit etti

medyabold
Devamını Oku »