18 Ocak 2020 Cumartesi

Kaleci Müzesine kötü gol yiyen manken gibi kalecileri de koy

Sunay Akın’la söyleşi gerçekleştiren Şenol Güneş, Akın’ın Kaleci Müzesi kurmasını değerlendirdi. Müzeye sadece iyileri değil kötü gol yiyen manken gibi kalecileri de koymasını söyledi.

BOLD – 23 Nisan 2005’te İstanbul Oyuncak Müzesi’ni kuran şair-yazar Sunay Akın, A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş’le gerçekleştirdiği söyleşide bir gün kaleci müzesi kurmak istediğini ifade etti. Şenol Güneş, müzeye kötü gol yiyen manken gibi kalecileri de koymasını söyleyince akıllara Loris Karius geldi.

KALECİ MÜZESİ KUR AMA KÖTÜ KALECİLERİ DE KOY

Akın’ın bu fikrini değerlendiren Güneş, “Kaleci müzesi kur ama kötü kalecileri de koy mutlaka. Hep iyileri koyma. Artısı, eksisi var bu işin. Hep iyileri koyarsan iyinin kıymeti kalmaz. Eksik olanları koy. Mesela kötü gol yiyenler var. Manken gibi arkadaşlarımız var ama kötü gol yiyorlardı. Onları da koy.” şeklinde konuştu.

Şenol Güneş, Beşiktaş’ı çalıştırdığı dönemde de Karius’un performansını “Yetenekli ama olmadı, tutmuyor şu ana kadar. Elektriği yok, heyecanı donuk. Takıma ait olma konusunda eksikleri var” sözleriyle eleştirmiş, Alman kaleci de bu sözlere “Medya önünde demeç vermeden önce benimle konuşsa daha iyi olurdu, bunu ona da söyledim. Bu durum beni biraz rahatsız etti” sözleriyle yanıt vermişti.

Furkan Korkmaz’ın NBA’de kariyer gecesi

medyabold
Devamını Oku »

Ali Erbaş’ın kardeşinin ‘kadrosuz’ şekilde üniversiteye atandığı iddia edildi

CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kardeşinin, kadrosu ve liyakati olmamasına rağmen üniversiteye araştırmacı olarak atandığını açıkladı.

BOLD Türkiye’de neredeyse her gün devlet görevlerinde akraba kayırmacılığına (Nepotizm) yönelik iddialar ortaya çıkıyor. Bunlardan biri de Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kardeşi Metin Erbaş’a yönelik, CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in iddiası.

ADIGÜZEL KONUYU TBMM GÜNDEMİNE TAŞIDI

Meseleyi Meclis gündemine taşıyan Adıgüzel, imam hatipli kardeş Erbaş’ın, kadrosu ve liyakati olmamasına rağmen üniversitede araştırmacı statüsünde görevlendirildiğini ileri sürüyor.

Konuyu Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a soran CHP’li vekil, “Görevli olduğu camiden kadrosu ve liyakati olmamasına rağmen yapılan atama doğru mudur?” diye sordu.

BAŞVURU TARİHİ ÖNCESİ ALINACAK İSİMLER BELİRLENDİ Mİ?

Ordu Üniversitesi’nce yapılacak öğretim görevlisi alımı için son başvuru tarihi gelmeden kimi listelerle alınacak kişilerin önceden belirlendiği ileri sürüldü. İddia sahibi CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a verdiği soru önergesi ile konuyu Meclis gündemine getirdi.

MESELEYE AÇIKLIK GETİRİLMESİNİ TALEP ETTİ

Ellerinde konuya ilişkin bazı evraklar bulunduğunu belirten Adıgüzel, ayrıca Ali Erbaş’ın kardeşi Metin Erbaş’ın “İmam Hatip Lisesi mezunu olduğu, görevli olduğu camiden; kadrosu ve liyakati olmamasına rağmen üniversitede araştırmacı kadrosuna atandığı” iddialarına da açıklık getirilmesini istedi.

BENZER ÖRNEKLERİ VAR MI DİYE SORDU

Milletvekili Adıgüzel, Bakan Selçuk’tan şu sorulara cevap istedi:

– Üniversitelerde araştırmacı kadrosu atamaları devam etmekte midir? Bu konuda en güncel mevzuat nedir? Ordu Üniversitesi dışında diğer üniversitelerde bu durumun benzer örnekleri var mıdır

GÖREVİN DETAYLARINDA NELER OLDUĞUNUN İZAHI İSTENDİ

– Metin Erbaş isimli şahsın Ordu Üniversitesinde araştırma kadrosuna atandığı doğru mudur? Araştırmacı olarak belirtilen görevin detayları nelerdir? Söz konusu şahsın bu görevle ilgili eğitimi ve liyakati ne kadar uygundur?

Alım listesinde Ali Erbaş’ın kardeşi Metin Erbaş, ‘araştırmacı’ statüsünde görülüyor.

– Öğretim üyeleri için ilan edilen kadrolara daha başvuru süresi dolmadan atanacak isimlerin önceden belirlenmiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Atanacak kişiler önceden belli ise, bu kadrolara başvuru yapılması için süre verilmesi sadece formaliteden ibaret değil midir?

Erdoğan’ın hemşehrilerini ‘yol yapıyoruz’ diye kandırıp santral inşaatına başladılar

medyabold
Devamını Oku »

Somali’de Türk inşaat şirketi çalışanlarına bomba yüklü araçla saldırı: 4 Türk yaralı

Somali’nin başkenti Mogadişu’nun 30 kilometre dışında Türk inşaat şirketi çalışanlarının yemek yediği restoran bomba yüklü bir aracın saldırısına uğradı. Yerel kaynaklar 4 Türk’ün yaralandığı bilgisini aktardı.

BOLD – Reuters’ın haberine göre, Afgoye kasabasında hızla ilerleyen bir bombalı araç, Türk mühendislerin ve Somalili polislerin öğle yemeği yediği restorana daldı. Emniyet yetkilileri kayıplara ilişkin bilgi vermekten kaçınırken Türkiye’nin Mogadişu Büyükelçisi Mehmet Yılmaz, ölü olmadığını fakat yaralıların bulunduğunu açıkladı.

Reuters’a konuşan Farah Abdullahi adlı bir dükkân sahibi, olayla ilgili şunları aktardı: “Büyük bir patlama sesi duyduk, kısa süre sonra havada duman bulutları oluştu. Olay yerinde birkaç Türk mühendis ve silahlı Somali polisi konvoyu bulunuyordu. Ölü mü, yaralı mı olduklarını bilmiyoruz ama sedyede taşınan insanlar görüyoruz.”

Görgü tanıklarının aktardığına göre 4 Türk’ün yaralandığı belirtildi.

SALDIRIDAN SONRA ÖZÜR DİLEDİLER

Geçen yılın son günlerinde başkent Mogadişu’da bir güvenlik noktasına bomba yüklü bir araçla terör saldırısı düzenlenmişti. Terör örgütü El Şebab’ın üstlendiği saldırıda ikisi Türk, en az 90 kişini hayatını kaybetmişti. Terör eyleminde hayatını kaybedenler Türkler, bir Türk inşaat şirketinde çalışan dozer operatörü Mehmet Kaplan ve greyder operatörü Mustafa Yaman’dı.

Eş Şebab sözcülerinden Şeyh Ali Mahmud, hedeflerinde Türk vatandaşlarının bulunduğu konvoyunun olduğunu duyurmuş, hayatını kaybeden diğer kişiler için özür mesajı yayınlamıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın hemşehrilerini ‘yol yapıyoruz’ diye kandırıp santral inşaatına başladılar

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın baba ocağı Rize Güneysu Gürgen Köyü’nde Baro Enerjinin yürüttüğü HES projesi, yöre halkına ‘yol yapıyoruz’ diye anlatılmış. Köylüler projeyi mahkemeye taşıdı.

BOLD Türkiye’nin en verimli su kaynakları üzerine yapılan hidroelektrik santralleriyle (HES) ilgili skandallara bir yenisi eklendi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın baba ocağı Rize Güneysu Gürgen köyünde yürütülen HES inşaatı, yöre halkına yol yapımını diye lanse edildi.

PROJENİN DURDURULMASI TALEBİYLE MAHKEMEYE GİTTİLER

Çalışmaların HES inşaatı olduğunun ortaya çıkması ile büyük şaşkınlık yaşayan Gürgen köylüler, ‘kandırıldıklarını vurgulayarak’ projenin durdurulması talebiyle mahkemeye başvurdu.

PERDE BETONLAR ARKASINA DÖŞENEN BORULARLA BELLİ OLDU

Sözcü’den İsmail Akduman’ın haberine göre Gürgen Köyü sakinleri, Baro Enerji A.Ş’nin yürüttüğü çalışmaların HES inşaatı olduğunu perde betonlar arkasına boruların döşenmeye başlaması ile fark etti.

HES inşaatının boruları duvarlar arasında gizlenmeye çalışıldı.

Handüzü Yaylası Kültür, Çevre ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği, Güneysu Çevre Platformu üyeleri ve köy halkı ile bir araya gelen Avukat Remzi Kazmaz, “Güneysu halkı sonuna kadar haklı. Şirket yalan söyleyerek yol inşaatı adı altında HES inşaatı yapmış “dedi.

Avukat Remzi Kazmaz, yöre halkına destek veriyor.

Firmanın, halkın iyi niyetini suistimal ettiğini aktaran Kazmaz, şirketin elindeki Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna inanıp güvenmediği için bu yola başvurduğunu savundu.

Mahkeme sürecine değinerek, şunları söyledi: “İleride telafisi imkansız zararlar olmaması için mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vereceğine inanıyoruz. Yetkililer ve akil adamların bundan sonra gereğini yapacaklarına inanıyoruz.”

Avukat Kazmaz, Rize Güneysu Gürgen Deresi üzerinde 19.12.2012 tarihli olumlu ÇED raporu ile Alicik 1 ve 2 adıyla kurulan HES’e karşı Rize İdare Mahkemesinde açılan davayı Güneysu halkının kazandığını hatırlattı.

TEKRAR OLUMLU ÇED ALINMASI YASAYA, HUKUKA AYKIRI

“Adı geçen HES’lerin çevre üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerine rağmen aynı filme yine bakanlıktan 18.12.2018 tarihinde tekrar olumlu ÇED alması yasaya, hukuka, vicdana aykırıdır” itirazını dillendirdi.

Türkiye’nin en çok yağış alan ili Rize’de HES çalışmaları dereleri kuruma noktasına getirdi.

RİZE DERELERİNDE SULAR AZALDI

Yıllık 2 bin 400 kilogram ile Türkiye’nin en çok yağış alan ili Rize’de, HES projelerinin bulunduğu vadilerdeki dere yatakları yaz aylarında susuz kalıyor.

Kılıçdaroğlu: Öğretmenlere ekonomik azap yaşatılıyor

medyabold
Devamını Oku »

Libya’s Haftar visits Greece and thanks Russia

Khalifa Haftar, who leads the Libyan National Army’s (LNA) efforts to remove the internationally recognized Government of National Accord (GNA) in Tripoli, on Friday paid a visit to Greece just days after walking out on ceasefire talks in Moscow.

Haftar also sent a letter to Russia’s President Vladimir Putin, according to Kremlin, thanking him for his efforts to end the conflict in the war-torn North African country, days ahead of a ceasefire summit in Berlin.

On Monday Haftar was in Moscow for talks that were mediated by Turkey and Russia aimed at getting a ceasefire agreement with his rival Fayez al-Sarraj, who controls the Tripoli-based GNA.

However, the Russian-backed Haftar left Moscow on Tuesday, refusing to agree to an open-ended ceasefire ending a months-long military assault on the Libyan capital, Tripoli.

“Vladimir Putin, my dear friend! I express my personal gratitude and appreciation for the efforts of the Russian Federation to bring about peace and stability in Libya,” Haftar said in his letter of thanks.

Haftar also said in the letter that he was ready to revisit Russia to continue the dialogue.

On the other side of the conflict, Haftar’s walkout from Moscow was interpreted by GNA’s al-Sarraj as “an attempt to undermine the Berlin conference before it starts.”

The United Nations (UN)-held Berlin summit aims to end foreign interference and division over Libya.

 

“External interference will deepen the ongoing conflict and further complicate efforts to reach a clear international commitment to a peaceful resolution of the underlying crisis,” UN Secretary-General Antonio Guterres said on Wednesday.

The conference will aim to agree to six points, including a permanent ceasefire, implementation of a much-violated UN arms embargo, and a return to political efforts for peace.

But the meeting hosted by German Chancellor Angela Merkel will not try to broker power-sharing between the eastern-based LNA and the internationally-recognized GNA, Reuters said citing diplomats briefed on preparations.

According to Reuters, a truce is aimed, with technical committees monitoring the steps to be taken.

The other U.N.-initiated conference had been postponed several times so far due to the continuing fierce fight over the Libyan capital, Tripoli.

Initiated by Russia and Turkey, a conditional ceasefire that came into effect over the weekend has, for the most part, been holding. However, the warring sides are trading blame over reported breaches.

On Thursday, Haftar also secretly flew to Greece, a country which has not been invited to the summit and met Greek Prime Minister Kyriakos Mitsotakis on Friday.

The Greek PM urged Haftar to adopt a “constructive stance” during the upcoming talks.

Following the meeting, the LNA leader said an agreement on maritime boundaries in the eastern Mediterranean signed between Turkey and his rival GNA violated international law and, therefore, invalid.

In November last year, Turkish President Recep Tayyip Erdogan and the GNA leader al-Sarraj signed two controversial agreements on maritime borders and on security cooperation, both of which were subsequently ratified by the two countries’ parliaments.

Turkey and Libya plan to carry out joint natural gas drilling operations in the disputed waters based on the maritime border deal.

Haftar said in Athens that al-Sarraj did not have the legitimacy to sign such a memorandum on the two countries’ EEZ, stretching from Turkey’s southern Mediterranean shore to Libya’s northeast coast.

Based on the other deal, Turkey has deployed troops to support the GNA. Ankara has also been accused of sending its ally Syrian rebel fighters to Libya.

Trump and Erdogan discuss Libyan conflict 

The post Libya’s Haftar visits Greece and thanks Russia appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/01/18/libyas-haftar-visits-greece-and-thanks-russia/
Devamını Oku »

Halit Ergenç’in KHK isyanı reyting rekoru kırdı: Havuz medyasından Babil’e övgü

Başrollerinde Halit Ergenç, Ozan Güven, Aslı Enver, Birce Akalay, Nur Fettahoğlu ve Mesut Akusta’nın yer aldığı Star TV’nin yeni dizisi Babil, KHK’lıların sorunları ve adalet arayışına ilişkin mesajlarıyla milyonları ekrana kilitledi.

BOLD – NTV’nin haberine göre sosyal medyada Türkiye ve dünya gündemine damga vuran Babil, dün birinci bölümüyle seyirciyle buluştu. Cuma akşamının en çok izlenen dizisi olan Babil, reyting listelerini de altüst etti. 20+ABC1’de 7,76 izlenme oranı, 17,45 izlenme payı ile birinci ve AB izleyici kitlesinde 8,38 izlenme oranı, 19,86 izlenme payı alarak listenin birincisi oldu.

Halit Ergenç’in KHK mağduru idealist bir ekonomi profesörü İrfan karakteriyle izleyici karşısına çıktığı dizide; Aslı Enver, Birce Akalay, Mesut Akusta, Nur Fettahoğlu ve Ozan Güven başrolleri paylaşıyor.

Yapımını Ay Yapım’ın üstlendiği, yönetmenliğini Uluç Bayraktar’ın yaptığı dizinin senaryosunu Nüket Bıçakçı ve Özlem Yücel kaleme alıyor. Babil, her cuma 20.00’de Star’da yayınlanıyor.

REYTİNG SINAVINI GEÇTİ

Sabah gazetesi de Babil’in başarısını haberleştirdi. Gazete, “Dün akşam ilk bölümüyle ekranlara gelen Babil, reyting sonuçları sınavından geçer not aldı” dedi. Sabah’ın aktardığına göre dizinin konusu şöyle:

Çalıştığı üniversiteden atılan İrfan’ın (Halit Ergenç) oğlu Deniz’in beyninde tümör olduğu anlaşılır ve onun ameliyatı için çok para lazımdır. Zengin bir iş adamının yanında çalışan Egemen de (Ozan Güven) İrfan’ın çocukluk arkadaşıdır. Akıllarına gelen kolay yoldan para kazanma işlerinde ilk aşamada başarılı olsalar da gecenin sonunda başlarına gelenler her şeyi etkileyen cinsten olacaktır…

medyabold
Devamını Oku »

Furkan Korkmaz’ın NBA’de kariyer gecesi

NBA dün gece oynanan 7 karşılaşma ile devam etti. Milli yıldızımız Furkan Korkmaz, 27 dakika süre alan 22 yaşındaki yıldız, 24 sayı, 4 ribaund ve 1 blok ile oynadı ve yalnızca tek top kaybı yaptı.

BOLD – Furkan Korkmaz’ın formasını giydiği Philadelphia 76ers’in sahasında Chicago Bulls’u 100-89 mağlup ettiği karşılaşmada milli basketbolcu 26 dakika süre alıp 24 sayı attığı mücadelede takımının galibiyetinde önemli rol oynadı. 22 yaşındaki basketbolcu, aynı zamanda 24 sayı ile NBA kariyer rekoru ve 9’da 6 üçlük isabeti ile de kariyer üç sayı rekorunu kırmayı başardı. Milli basketbolcu Cedi Osman’ın formasını giydiği Cleveland Cavaliers ise deplasmanda Memphis Grizzlies’e 113-109 mağlup oldu. Cedi, 21 dakika süre aldığı müsabakada 4 sayı, 4 ribaundluk performans sergiledi.

NBA’DE 7 MAÇIN SONUCU

NBA’de dün gece oynanan 7 karşılaşmada alınan sonuçlar şöyle: Philadelphia 76ers – Chicago Bulls: 100-89 Toronto Raptors – Washington Wizards: 140-111 Indiana Pacers – Minnesote Timberwolves: 116-114 Memphis Grizzlies – Cleveland Cavaliers: 113-109 Oklahoma City Thunder – Miami Heat: 108-115 San Antanio Spurs – Atlanta Hawks: 120-121 Dallas Mavericks – Portland Trail Blazers: 120-112

medyabold
Devamını Oku »

Görevdeki hakim konuştu: Bize ‘ya itaat ya ölüm’ deniliyor!

 

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Hakim ve savcılar bizden emir almıyor” dese de Oda TV’nin yayınladığı bir haber yargıda yaşananları gözler önüne serdi. Görevdeki bir hakim, “Bize ya itaat ya ölüm deniliyor” ifadelerini kullandı. İşte o çarpıcı açıklamalar… BOLD

medyabold
Devamını Oku »

Kılıçdaroğlu: Öğretmenlere ekonomik azap yaşatılıyor

Öğretmenlere, ekonomik azap yaşatıldığını söyleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, onlara ay başını nasıl getireceğini düşündürtmemek gerektiğini belirtti. Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifinde bulundu.

BOLD – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, öğretmeni sadece sabah işe gidip akşam dönem kişi diye görmemek gerektiğini belirtti.

MESLEK KANUNU OLMALI, 3600 EK GÖSTERGE VERİLMELİ

“O, öğrencinin sorununu beyninde taşıyan kişidir. Öğretmenlere bir anlamda ekonomik olarak azap yaşatıyoruz. Öğretmenlik Meslek Kanunu olmalı. 3600 ek gösterge öğretmenlere derhal verilmeli” dedi.

MERAKLA BİLİMİ YANYA GETİRMEK GEREKİYOR

Partisinin düzenlediği Eğitim Çalıştayı’nda konuşan Kılıçdaroğlu, kapsayıcı ve eşitlikçi eğitimden yana olduklarını kaydetti. Eğitimin temelinde merak bulunduğunu ifade ederek, “Eğitim sürecinde merakı bilimle yan yana getirebilirsek bir şeyleri başarabiliriz. Çocuk neyi nasıl sorgulayabileceğini, soru sorduğunda önünde engel olmayacağını bilmeli” diye konuştu.

ÇOCUKLAR DENEK GİBİ KULLANILIYOR

Eğitimi ‘partiler üstü’ diye tanımlayan CHP lideri, bakana, başbakana göre eğitim sistemi değişirse çocukların denek statüsünde kullanılmış olacağını vurguladı.

Farklı düşünen ve sorgulayan öğretmenlerin KHK’larla eğitim kurumlarından uzaklaştırılmasını da eleştiren Kemal Kılıçdaroğu, “Hangi demokrasiden bahsediyoruz” çıkışını yaptı.

AKP iktidarıyla kısa aralıklarla birkaç defa değişen eğitim sistemi, öğrencilerde gelecek kaygısına yol açıyor.

TOKİ BARINMA MESELESİNİN ÇÖZÜMÜNDE KULLANILMALI

Eğitimdeki barınma problemine de atıfta bulunarak, “Verirsiniz TOKİ’ye görev, her üniversite yanına yurtlar yaparsınız. Anneler babalar güvenle çocuklarını şehirlere gönderir. Bu bile yapılmıyor” ifadelerini kullandı.

24 KASIM’DA BİR MAAŞ İKRAMİYE VERİLMELİ TEKLİFİ

Öğretmenlerin, ‘ay sonunu nasıl getireceğim’ endişesi taşıdığına dikkat çeken CHP lideri, 24 Kasımlarda birer maaş ikramiye verilmesi tavsiyesinde bulundu.

Öğretmenlerin geçim problemi iş performanslarını olumsuz etkiliyor.

SORU SORARKEN ENGELLENMEMELİ

Kılıçdaroğlu ayrıca şunları dile getirdi, “Biz çocuklarımızın dünyayı sorgulamasını istiyoruz. Biz çocuklarımızın soru sorarken engellenmemesini istiyoruz. Biz çocuklarımızın sağlıklı beslenmesini, barınmasını istiyoruz ve biz öğretmenlerimizin ay başını nasıl getireceğini düşünmemesini istiyoruz.”

Hrant Dink, öldürülüşünün 13’üncü yılında ‘Utanmak için geç değil’ başlıklı etkinliklerle anılacak

 

medyabold
Devamını Oku »

Rahşan Ecevit, Devlet Mezarlığı’nda Bülent Ecevit’in yanına defnedilecek

Eski Başbakan Bülent Ecevit’in eşi ve Demokratik Sol Partinin (DSP) kurucusu Rahşan Ecevit, yarın Ankara Kocatepe Camii’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazı sonrası Bülent Ecevit’in yanına defnedilecek.

BOLD – Rahşan Ecevit, dün akşam 21.20’de bir süredir tedavi gördüğü GATA’da böbrek ve akciğer yetmezliğinden hayatını kaybetti. Ecevit, ressam, yazar ve siyasetçi kimliğinin yanı sıra Demokratik Sol Parti ile Demokratik Sol Halk Partisinin kuruculuğunu ve ilk başkanlığını yaptı.

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, “Bülent Ecevit vefat ettiğinde kendisine özel bir mezar yeri tahsis edilmişti. Fakat o günkü şartlarda devlet mezarlığında defnedilmişti. Biz de bu noktada Sayın Cumhurbaşkanına talebimizi ilettik. Rahşan Ecevit ile Bülent Ecevit’in aynı yerde yatmaları için gerekli yasal prosedürlerin işletilmesi için Sayın Cumhurbaşkanı’ndan destek bekliyoruz” diye konuşmuştu.

Rahşan Ecevit, yarın Kocatepe Camii’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazı sonrası Ankara’da Devlet Mezarlığı’nda Bülent Ecevit’in yanına defnedilecek.

medyabold
Devamını Oku »

Hakan Şükür şike sürecini anlattı: “Aziz Yıldırım bu olaylarda onun da parmağının olduğunu biliyor!”

Hakan Şükür şike süreci ile ilgili gelen sorulara cevap verdi. Şike’nin 58. maddesinin değişmesine karşı çıktığını belirten efsane isim, sürecin kendisini partiden kopardığını anlattı. Fenerbahçe’yi korumaya çalıştığını kaydetti.

BOLD – Milli Takımın efsane kaptanı Hakan Şükür, Youtube kanalı üzerinden gündeme dair açıklamalarda bulundu. Şike dönemi ile ilgili sorulara da cevap veren Şükür, şike yasasının nasıl değiştiğini anlattı. Ve bu yasayı anlatmayı kabul etmediği için daha o dönemde kendisini partiden kopardığını aktardı. Kendisini takip eden 50 bin kişinin sorularını yanıt veren Hakan Şükür’ün açıklamaları şöyle:

KORKU İMPARATORLUĞU KİŞİLER SEMBOLLER ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLÜYOR

Birileri yanlış yaptıysa bunu bir toptancılıkla, onunla daha önce fotoğrafı olmuş, gözükmüş, devletin müsaade ettiği organizasyonlarına katılmış insanların suçlu olarak addedilmesi doğru değil. Suçun ispat edilmesi gerekirken suçsuzluğun ispat edilmesi gereken bir dönemdeyiz. Ama korku imparatorluğu kişiler üzerinden semboller üzerinden yürütülüyor. Hukuk üzerinden gidilse her şey ortaya çıkacak. Ama kimse sesini çıkaramaz, çıkarınca ne olduğunu biliyorsunuz.

NİYE KONUŞMUYORSUN DİYENLER OLDU?

Şike olayına hep beraber şahitlik ettik. Mecliste fezlekeler geldi. Hummalı çalışmalar oldu. ‘Siz yapın yapacağınızı gerekirse biz yasa çıkartırız’ diyen bir sistem var Türkiye’de. 58. maddenin değişmesini Fenerbahçeliler istemiyordu. Bu konuda çok etkisiz kaldığımı Galatasaraylılar, Trabzonlular milletvekili kimliğim ile bana çok söylediler. Hatta ağır hakaretlerle ‘niye konuşmuyorsun, sende bir şey söylesene’ diyen oldu. Öyle şeyler oluyor ki muhalefet iktidar hepsi bir arada hareket ediyor. Tek bir parti o zaman BDP idi şimdi HDP buna meclisin karışmamasını istiyordu. Süreçte kimin parmağı var, kimin yok bilmiyorum. Bugüne baktığınızda Türkiye’de kim güçlü ise sistem kimin elindeyse onun parmağı var gözüküyor. Bununla ilgili düşüncelerimi ileride anlatırım nereye varır nereye gider bilmiyorum.

EĞER BİR ADİLİK VARSA BU TÜRKİYE ŞARTLARINDA ÇÖZÜLMEZ

Eğer bir adilik yapılmışsa bu durum Türkiye’nin bu hukuk şartlarında çözülecek bir iş değil. Türkiye’de kişiler ceza almadı. Bunlar çeşitli düzenlemelerle zaman aşımına uğrasın diye gidiyor. Türkiye’de bir çok şey kapanabilir. Uluslararası camiada çok güçlü isimler alınan 2 senelik cezanın karşılığını alamıyorlar. Ceza niye alırsınız bir suç işlerseniz alırsınız. Eğer bir suç işlemediyseniz bu cezanın bir tanzim hakkı vardır. Elinizdeki bütün delillerle bunu savunursunuz. Ondan önce orada burada bir şeyleri halletmişsinizdir. Ancak Uluslararası alanda ben onu verdim. Sesini çıkarma gibi bir durum var.

hakan şükür

BEN FENERBAHÇE’Yİ KORUMAYA ÇALIŞTIM

Ben Fenerbahçe’yi korumaya çalıştım. 58. madde değiştiği gün, Federasyon başkanı değiştiği gün. Bugün Hürriyet gazetesi sahibi bir atanmış, bir başkanın yönlendirilmesiyle siyasi erkin isteği ile 58. madde değişti. Değiştiği gün UEFA eline ulaşmış delillere göre başka hiç bir şeye bakmadan kendine göre karar vermişti zaten. Ondan sonra CAS davası vs. bir sürü şey oldu.

FENERBAHÇE 58. MADDENİN DEĞİŞMESİN İSTEMEDİ

Fenerbahçelilerin, Fenerbahçe başkanının cezaevinde ziyarette söylediği, mektupla kamuoyuna duyurduğu ‘Biz bu maddenin değişmesini istemiyoruz. Biz kendimizi anlatacağız” ifadeleriyle bunu istemediğini biliyorum. İstememesini de haklı olarak görüyorum. Tribünde açtıkları ‘Can Bartuların takımı 58. madde değişsin istemiyoruz’ pankartıydı. Bu madde şike yapan takımların küme düşme maddesiydi. Onu değiştirip sezon içinde de play-off oynandı.

YASAYI ANLATMAYA YANAŞMAMAM BENİ PARTİDEN KOPARMIŞTI

Meclisten geçen yasanın benim tarafımdan anlatılması istendiğinde benim buna yanaşmamam beni zaten partiden koparmıştı. Çok ciddi kavgalar etmiştim. Siyasi partimizin liderinin damadını mahkemeye vermiştim. Kimsenin haberi olmadı, arka kapıdan aldılar çıkardılar arkadaşı. Sanırım Aziz Yıldırım bu olaylarda onun da parmağının olduğunu biliyor. Veya onu o şekilde kullandı ki sonra iş değişti.

SEN GÜVENİLİR İNSANSIN ŞİKE YASASINI SEN KONUŞ

Ben kendi adıma onurlu bir iş yaptığımı düşünüyorum. Tuzluk kim siz düşünün. Şike yasasında benim elime metin verip kürsüden konuşmamı isteyen zihniyet şunu söyledi bana. ‘Sen güvenilir insansın toplum seni çok seviyor. Sen Galatasaraylısın Galatasaraylılar seni çok seviyor. Bunu sen konuşursan hem Trabzonluların hem de Fenerbahçelilerin vicdanında bu kabul olur.”

BU İLLEGAL İSE BEN NİYE SÖYLÜYORUM

Bende dedim ki “ Bu illegal bir şey mi ki ben söyleyince kabul olacak. Veya illegal ise ben niye söylüyorum. Benim Güvenirliliğimi neden kullanıyorsunuz? Sayın Abdullah Gül, beni aramadınız mı ? Veto ettiğiniz şike yasasından önce hukukçularınıza inceleteceğiniz bu yasa öncesinde size milletvekillerinin getirdiği imzalı bu yasa meclisten geçmesin kağıdını ‘Hakan’da böyle düşünüyor’ dediklerinde benim ismimi görmediğiniz için beni aramadınız mı? Çıkın söyleyin. Suat Kılıç o listede adın var mı senin? Bu yasanın geçmemesini isteyenler listesinde. Benim imzam yok bende aynı düşünüyorum senle hemen gideyim patrona söyleyeyim dediğinde ne yapmak istiyordunuz? Orada imzam olsa söz uçar yazı kalır. Ben kamu vicdanının ve yargının işine karışmamak için ne olduğunu bilmiyorum. Fenerbahçeli arkadaşlarıma da inanmak istiyorum. Hapishane ziyaretlerimdeki konuşmalarıma inanmak istiyorum. Ortada herkesin gözü önünde olan şeyler var. Ne yapabilirsiniz.?

BAŞBAKAN’IN ‘KİŞİLER VE KURUMLAR AYRILSIN’ DEDİĞİNİ NE ÇABUK UNUTTUNUZ

Meclise 11 haziranda girmişsiniz. Meclise daha girmeden spor dünyası böyle bir olayla çalkalanıyor. Ne yaparsınız? Herkes sizi bu manada kullanmak istiyor. İllegal ya da legal arada sessiz kalırsınız. Başbakan’ın kişiler ve kurumlar ayrılsın dediğini Aziz Yıldırım’ın buna itiraz ettiğini ne çabuk unuttunuz. Üç gün önce ne konuşuyordu başkanlar. Daha fazla ileri gidemezler talimatı alır susarlar.

medyabold
Devamını Oku »

Hrant Dink, öldürülüşünün 13’üncü yılında ‘Utanmak için geç değil’ başlıklı etkinliklerle anılacak

Eski Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 13’üncü yılında yurt geneli etkinliklerle anılacak. Anmalara çağrı ‘Utanmak için geç değil’ başlıklı video ile yapıldı.

BOLD – Hrant Dink için öldürüldüğü tarihten bu yana yapılan anma etkinliklerinin 13’üncüsü 19 Ocak’ta, katledildiği eski Agos Gazetesinin bulunduğu Sebat Apartmanı önünde gerçekleştirilecek. Anma saat 15.00’te başlayacak.

KİLİSEDE HOKEHANİKST DUASI OKUNACAK

19 Ocak 2007’de öldürülen Dink ayrıca yarın saat 12.00’de Balıklı Mezarlığı’ndaki kabri başında da anılacak. Mezarlıktaki etkinlik öncesi Bakırköy Surp Asdvadadzni Kilisesi’nde Hokehanikst duası okunacak.

‘Hrant’ın Arkadaşları’ tarafından tertiplenen anmaya yönelik ‘Utanmak için geç değil’ başlıklı bir çağrı videosu yayınlandı.

İZMİR’DEKİ ANMA YERİ ALSANCAK

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de yarın 15.00’te Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanacak.

Ankara’da saat 15.00’te Adakale Sokak’ta bir anma yapılacak. Saat 16.00’da da SES Ankara Şube Salonu’nda sinevizyon ve söyleşi gerçekleştirilecek. Etkinlikleri Ankara Hrant Dink Anma İnisiyatifi düzenliyor.

BODRUM ETKİNLİĞİNİ AVUKAT ENGİN C İNMEN SUNACAK

Bodrum’da ki etkinlik saat 14.00-17.30 arası, Heredot Kültür Merkezi’nde düzenlenecek. ‘İlk elden Hrant Dink tanıklıkları ve belgeden belleğe Ermeni gerçeğimiz’ başlıklı toplantının sunumunu Avukat Ergin Cinmen yapacak. Konuşmacılar ise Silva Özyerli ve Tayfun Atay. Etkinlik Hrant’ın Bodrum’daki Arkadaşları tarafından düzenleniyor.

SİLİVRİ’DE TUTUKLU OSMAN KAVALA DA MEKTUP YAZDI

Osman Kavala da tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden Hrant Dink için yazdığı mektubunda şunları söyledi: “Üçüncü defa, bu yıl da, 19 Ocak’ta sizlerle, Hrant’ın arkadaşlarıyla beraber, Agos’un önünde olamayacağım. Sevgili Hrant’ın martılarla birlikte göründüğü fotoğrafı düşünerek ve üzerimden uçarak giden martıları seyrederek Hrant’ı anacağım.”

15 Temmuz’un ardından gazetecileri hapse attıran ‘borsa’ savcısı İsmet Bozkurt meslekten atıldı

medyabold
Devamını Oku »

3 yaşındaki Betül, 8 metrelik inşaat çukuruna düştü

İstanbul Arnavutköy’de ağabeyi ile birlikte bakkala giden 3 yaşındaki kız çocuğu, evine dönerken bir inşaatın önündeki 8 metrelik kuyuya düştü.

BOLD – Olay, dün öğlen saatlerinde Arnavutköy Mavigöl Mahallesi Eyüp Sultan Caddesi’nde meydana geldi. Ağabeyi ile birlikte bakkala giden 3 yaşındaki Betül B, daha sonra evin yolunu tuttu.

Kaldırımda yürürken evinin yakınındaki bir inşaata ait 8 metrelik çukura düşen Betül B’nin yardımına ağabeyinin haber vermesi üzerine annesi ve komşuları koştu. İçerisinde su birikintisi de bulunan kuyudan minik çocuğu çıkaramayan vatandaşlar durumu itfaiye ve sağlık ekiplerine bildirdi.

İtfaiye ekipler, Betül’ü düştüğü kuyudan çıkarmayı başardı. Minik Betül’e ilk müdahaleyi olay yerinde bulunan sağlık ekipleri yaptı. Daha sonra hastaneye sevk edilen çocuğun sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

medyabold
Devamını Oku »

Avrupa Birliği, Akdeniz’e sondaj ve Barış Pınarı’nın faturasını kesti: Türkiye’ye yardım yüzde 75 kısıldı

AB’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları ve Suriye’deki askeri operasyonları nedeniyle Türkiye’ye yapması planlanan üyelik öncesi yardımlarda kesintiye gittiği ortaya çıktı. Demokraksiyi teşvik eden projelere ise destek sürüyor.

BOLD – Alman medya kuruluşu Funke Mediengruppe, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrel tarafından Avrupa Parlamentosu’na gönderilen mektubu okurlarıyla paylaştı. Mektupta yer alan bilgilere göre AB, Türkiye’ye yapılacak katılım öncesi yardımı yüzde 75 kıstı.

Bu bağlamda AB Türkiye’ye sadece 168 milyon euro yardımda bulunacak ve bu fonun 150 milyon euro’su demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi konusunda harcanacak. Geri kalan 18 milyon Euro ise kırsal kalkınmaya ayrılacak.

İspanyol siyasetçi, AB’nin kesintisine gerekçe olarak ise Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda başlattığı Barış Pınarı Harekâtı’nı ve Kıbrıs Adası açıklarında yaptığı sondaj çalışmalarını gösterdi.

medyabold
Devamını Oku »

15 Temmuz’un ardından gazetecileri hapse attıran ‘borsa’ savcısı İsmet Bozkurt meslekten atıldı

HSK, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ‘Fetö Borsası’ kurdukları iddiasıyla haklarında iddianame hazırlanan savcı İsmet Bozkurt ve Lüfti Karabacak’ın meslekten atılmasına karar verdi.

BOLD İstanbul Adliyesi’ndeki ‘Fetö Borsası’ soruşturması kapsamında açığa alınan Cumhuriyet savcıları Lütfi Karabacak ve İsmet Bozkurt’un Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 2. Dairesi’nce meslekten çıkarılmalarına karar verildi.

KARAR HSK KANUNU MADDE 69’A GÖRE ALINDI

Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’ın haberine göre Bozkurt ve Karabacak 10 Aralık 2019’da HSK’ca açığa alınmıştı. Daire verdiği kararı HSK Kanunu madde 69’un son fıkrasına dayandırdı.

Söz konusu madde şöyle: Disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren fiil suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmezse bile mesleğin şeref ve onurunu, memuriyet nüfus ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde meslekten çıkarma cezası verilir.

KESİNLEŞİNCEYE KADAR AÇIKTA KALACAKLAR

Ayrıca 2. Daire, karar kesinleşinceye kadar iki savcının açıkta kalmaya devam etmesini de kararlaştırdı.

Bozkurt’un ve Karabacak’ın sorumluluklarında olmayan soruşturmalar hakkında sorgulamalar yaptığı, edindikleri bilgileri paylaştığı ve maddi menfaat temin ettiği iddia ediliyor.

RÜŞVET, GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA İLE 28 YILA KADAR HAPİS TALEBİ

Sanık iki savcının, ‘rüşvet’, ‘görevi kötüye kullanma’, ‘nüfuz ticareti’, ‘göreve ilişkin sırrın açıklanması’ ve ‘gizliliğin ihlali’ suçlarından 7 yıl 10 aydan 28 yıl 6 aya kadar hapsi isteniyor.

GAZETECİLER ONUN İMZASIYLA 3,5 YILDIR HAPİSTE

Öte yandan sanıklardan İsmet Bozkurt, ilk hukuk cinayeti diye anılan Ali Ünal ve Mustafa Ünal gibi gazetecilerin 3,5 senedir hapis yatmasına yol açan davalara imza atan savcı şeklinde biliniyor.

Kanal İstanbul ÇED raporuna dönük 92 bin itiraz ve görüşe aynı cevapla savunma

medyabold
Devamını Oku »

Arabeskçi hacker, dünyaca ünlü YouTuber’ın hesabını çaldı

YouTube hesabında 12 milyona yakın takipçisi bulunan dünyaca ünlü YouTuber Casey Neistat’ın Spotify hesabı çalındı. Çalma listeleri Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses şarkılarıyla dolduruldu.

BOLD – Casey Neistat, Spotify hesabının çalındığını Twitter hesabı üzerinden duyurdu. İçerisinde Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Nadide Sultan, Ahmet Kaya ve Sezen Aksu gibi isimlerin olduğu çalma listesinin bir ekran görüntüsünü de paylaştı. Hırsızlığa tepki gösterdi.

Webtekno’da yer alan habere göre Casey Neistat Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Hey Spotify yardım et! Eminim ki birisi benim hesabımı çaldı. Tüm çalma listelerim ve her şey gitti. Ayrıca (hesabımı ele geçiren kişinin müzik zevkine laf etmek istemiyorum) bu normalde dinlediğim müzik türü değil.”

Türk kullanıcılar paylaşım sonrasında Casey Neistat’ın gönderisinin altına Ferdi Tayfur ve Müslüm Gürses’i öven yorumlarda bulundu.

medyabold
Devamını Oku »

Süleymani’nin öldürülmesini dakika dakika anlattı: “Bir fiyatına iki tane aldık”

Donald Trump, dakika dakika Süleymani’nin öldürülmesini anlattı

ABD Başkanı Donald Trump’ın, özel bir toplantıda İranlı General Kasım Süleymani’nin nasıl öldürüldüğü dakika dakika anlattığı ses kaydı ortaya çıktı: “Boooom diye bir ses duyduk…”

BOLD – Donald Trump’ın, Cumhuriyetçi Parti donörleriyle yaptığı özel bir toplantıda Kasım Süleymani’nin öldürüldüğü operasyonun detaylarını anlattı. Trump’ın toplantıda komutanın öldürülmesiyle ilgili yeni detaylar verdiği belirtildi.

“KÖTÜ ŞEYLER SÖYLÜYORDU”

ABD basınının ulaştığı ses kaydında Trump’ın, “Süleymani ülkemizle ilgili çok kötü şeyler söylüyordu. Ben de bu yüzden vurulmasına izin verdim. Bu saçmalıkları ne kadar daha dinleyecektik?” dediği duyuluyor.

Mar-a-Lago’daki konuşmasında Süleymani’nin havalimanına geliş anını uzaktan izlediklerini belirten Trump, saldırıda ölen bir başka isim olan Haşdi Şabi Komutanı Abumehdi El Mühendis’e de “Hizbullah’ın başı” dedi. Trump iki liderin öldürülmesiyle ilgili olarak, “Bir fiyatına iki tane aldık” dedi.

YAŞAMAK İÇİN 2 DAKİKA 11 SANİYE

Trump, vurulma anında İHA kameralarıyla saldırıyı takip eden askerlerle konuşmasını da şöyle aktardı:

“Başkanım iki dakika ve 11 saniyeleri var. Yaşamak için 2 dakika 11 saniyeleri var. Arabadalar, zırhlı bir arabadalar. Yaklaşık yaşayacak bir dakikaları var efendim. 30 saniye. 10, 9,8…”

Trump, “Ondan sonra ‘booom’ diye bir ses duydum” dedi.

Radikal İslamcı terör örgütü IŞİD’in lideri Ebubekir el Bağdadi’nin de öldürülmesine değinen operasyonda yaralanan köpeğin meşhur olduğunu söyleyerek, “İnsanlar ona operasyonla ilgili benden çok kredi veriyor” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Kanal İstanbul ÇED raporuna dönük 92 bin itiraz ve görüşe aynı cevapla savunma

Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü, Kanal İstanbul’a ilişkin 92 bin eleştiri ve görüşün 15 başlık altında toplandığını duyurdu. İtirazlara verilen savunmalar neredeyse aynı cümlelerle yapıldı.

BOLD – İstanbul Boğazı’nın batı cenahında yeni bir deniz güzergahı açılmasını öngören Kanal İstanbul projesi ÇED raporuna ilişkin değerlendirme Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce tamamlanıp açıklandı.

92 BİN 468 VATANDAŞIN İTİRAZ VEYA GÖRÜŞÜ VAR

Raporu ele alan İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunun 92 bin 468 kişinin itirazını dikkate aldığı ifade edildi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, söz konusu eleştiri ve görüşleri kapsayan soruların rapor içinde cevaplandığını da duyurdu.

ÇED OLUMLU KARARI VERİLDİ

Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü 2 Ocak’ta itiraz süresi dolan rapora, İnceleme Değerlendirme Komisyonu çalışmaları sonucu ‘ÇED Olumlu’ kararı verildiğini ilan etti. Müdürlük nihai raporu da askıya çıkardı.

Neredeyse aynen onaylanan raporda vatandaşların itirazları da yer aldı. Raporda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Taşra Teşkilatlarına, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER), 92 bin 468 görüş ve teklif ulaştığı bilgisi yer aldı.

BENZER FORMATTA VE AYNI İÇERİĞE SAHİP SAVUNMASI

Bütün görüş ve tekliflerin incelendiği söyleyen raporda, temelde hepsinin benzer formatta ve aynı içeriğe sahip olduğunun görüldüğü ifade edildi. Ayrıca görüş ve önerilerin cevaplandığı bölümler sıralandı.

DEPREM RİSKİ, SUSUZLUK TEHLİKESİ GİBİ 15 BAŞLIKTA İTİRAZ

Raporda, deprem riskinin tetiklenmesi, İstanbul’un su kaynaklarının yok edilerek susuzluğa mahkum edilmesi, Sazlıdere Barajı’nın yok olması, yeraltı sularının kaybolması, tarım ve mera alanlarını yok olması, üç aktif fay hattının geçmesiyle afet riskinin artması gibi 15 noktada itiraz oluştuğu belirtildi. Ancak itiraz bölümlerinde neredeyse aynı cevapların verilmesi dikkat çekti.

Şubat zammını bekleyen ilaç firmaları satışı durdurdu: Vatandaş ilaç bulamıyor

medyabold
Devamını Oku »

Merkel’in davetine Erdoğan’dan ‘evet’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Libya konusunda gerçekleştirilecek toplantıya katılmak için yarın Almanya’nın başkenti Berlin’e gidecek.

BOLD – Lubya zirvesi için Almanya Başbakanı Angela Merkel’in davetini AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kabul etti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan duyuruda, Erdoğan’ın Libya Konferansı’na katılmak üzere Berlin’i ziyaret edeceği bildirildi.

İletişim Başkanlığından yapılan duyuruda şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye, Libya’da, 2259 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde uluslararası meşruiyete sahip Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne yönelik saldırıların durdurulması, kalıcı bir ateşkesin tesis edilmesi ve Birleşmiş Milletler’in himayesinde Libyalıların sahiplendiği kalıcı bir siyasi çözüme ulaşılması amacıyla yürütülen çabaları başından bu yana desteklemiştir. Bu doğrultuda her seviyede yoğun diplomatik girişimlerde bulunmuş; keza, Berlin Süreci’ne de yapıcı bir tutumla aktif katkı sağlamıştır.”

Zirve’de Libya’da önümüzdeki dönemde barış ve istikrarın tesisi amacıyla atılması gereken adımlar hakkında görüş alışverişinde bulunulması ve bu yönde somut kararlar alınması öngörülüyor.

medyabold
Devamını Oku »

Hamaney’in ‘palyaço’ benzetmesine Trump’tan tehdit gibi cevap

İran dini lideri Ali Hamaney’in “İranlılara ihanet eden bir palyaço” tanımlaması yaptığı ABD Başkanı Donald Trump, “O sözlerine çok dikkat etmeli” dedi.

BOLD – Donald Trump, Ali Hamaney’in dün cuma hutbesinde sarf ettiği ABD ve Avrupa ile ilgili sözlerine tepki gösterdi. Trump, Twitter hesabından açıklama yaptı.

“SON DÖNEMDE O KADAR YÜCE DEĞİL”

“İran’ın sözde dini lideri, ki son dönemde o kadar da yüce değil, ABD ve Avrupa ile ilgili bazı kötü laflar etmiş. İran’ın ekonomisi kötü gidiyor ve halkı da acı çekiyor. O (Hamaney) sözlerine çok dikkat etmeli!” ifadelerini kullandı.

ABD’nin 3 Ocak’ta Bağdat Havalimanı’nda İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi hava saldırısıyla öldürmesinin ardından, İran da 8 Ocak’ta ABD kuvvetlerinin konuşlandırıldığı el-Esed ve Erbil üslerine füze saldırısı düzenlemiş ve iki ülke arasındaki gerginlik had safhaya ulaşmıştı.

Ali Hamaney, İran’ın başkenti Tahran’da, sekiz yıl aradan sonra ilk kez kıldırdığı cuma namazında ABD Başkanı Başkanı Donald Trump’ı eleştirmiş ve “palyaço” benzetmesinde bulunmuştu.

medyabold
Devamını Oku »

Şubat zammını bekleyen ilaç firmaları satışı durdurdu: Vatandaş ilaç bulamıyor

İlaç firmaları, şubatta yapılacak zam öncesi eczanelere satışı durdurdu. Yüzde 60 oranında dışa bağımlı olduğumuz sektörde eczaneler ilaç kıtlığı yaşıyor.

BOLD – Şubattaki zammını bekleyen ilaç firmaları, eczanelere ilaç vermiyor. Hayati değere sahip yüzlerce ilaç eczanelerde ve depolarda bulunamıyor. Özellikle domuz gribi ve uyuz salgınının yaygınlaştığı bu dönemde vatandaş ilaç bulmak için eczane eczane dolaşıyor.

FİYATLAR EURO İLE BELİRLENİYOR

Sözcü gazetesinden Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre, Sağlık Bakanlığı Fiyat Değerlendirme Komisyonu, her yılın ilk 45 gününde ilaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan dönemsel euro kuru değerini güncelliyor. Bu nedenle özellikle enflasyonun arttığı, döviz kurlarının yükseldiği son yıllarda firmalar kasım ayı itibarıyla eczanelere ve depolara ilaç akışını yavaşlatmaya başladı. İlaçta yüzde 60 oranında dışa bağımlılık nedeniyle kurdaki dalgalanmalardan etkilenen firmalar zam beklentisi nedeniyle piyasaya vermeleri gereken ilaçları ellerinde tutuyor.

EN AZ YÜZDE 20 ZAM GELİYOR

2018’de yaşanan kur krizi nedeniyle 2019 Şubat ayında ilaç fiyatlarını belirleyen kur değerini yüzde 26.4 oranı ile rekor zam yapıldı. Zammın ardından euro kuru şirketler için 3.40 liradan sabitlendi. 2018’de ortalama euro kuru ise 5.68 TL seviyesindeydi. 2019’da ise ortalama euro kuru 6.35 seviyesindeydi. Bu yıl da en az yüzde 20 fiyat artışı bekleniyor.

SUNİ KITLIK YAŞANIYOR

Yılda bir kez şubat ayında ilaç fiyatlarında güncellemeye giden Sağlık Bakanlığı’nın bu uygulamasını eleştiren İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlu, “Her yıl şubat ayında zam yapılacağı bilindiği için tarih yaklaştıkça kasım, aralık, ocak aylarında ilaçlar yoka giriyor. Şubatta euro kuru belirlenmesinin ardından zam oranı belli olunca ilaçların hepsi piyasaya çıkıyor. Zam oranından hemen sonra ilaç akışının başlaması aslında kıtlığın suni olduğunu gösteriyor” dedi.

Sağlık Bakanlığı’na yılda bir değil 3 ayda bir fiyat güncellemesi ile bu sıkıntıların aşılabileceğini önerdiklerini kaydeden Sarıalioğlu, kanser ilaçlarından diyabete, kalp sağlığı ilaçlarından ağrı kesicilere kadar tüm ilaç gruplarında sıkıntı yaşandığını, ihtiyacın çok daha altında ilaç bulunduğunu söyledi.

Sarıalioğlu, şöyle devam etti: “İlaçta yüzde 60 oranında dışa bağımlıyız. Bundan kaynaklı dövizdeki oynamalar sıkıntıyı tetikliyor. Kanser ilaçlarının hepsi ithal. Hem enflasyon hem de dövizdeki oynamalar ithal ilaçta bizi sıkıntıya sokuyor. ”

medyabold
Devamını Oku »

‘Rabia Naz Komisyonu’ bir ay daha görev yapacak

Rabia Naz başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerinin araştırılması için kurulan Meclis Araştırma komisyonunun görev süresi bir ay uzatıldı.

BOLD – 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan, 13 Nisan 2018’de evinin önünde yaralı halde bulunduktan sonra kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Baba Şaban Vatan, intihar ettiği iddia edilen kızının otomobil çarpması sonucu yaşamını yitirdiğini öne sürüyor.

Baba Vatan, çocuğuna AKP’li Eynesil belediye başkanının yeğeninin kullandığı arabanın çarptığını, AKP İstanbul Milletvekili Nurettin Canikli’nin de devreye girerek kazanın örtbas edildiğini savunuyor.

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan TBMM Kararı’na göre araştırma komisyonunun görev süresi, Genel Kurul’un 15 Ocak 2020 tarihli 43’üncü birleşiminde 26 Ocak 2020 tarihinden itibaren bir ay uzatıldı.

medyabold
Devamını Oku »

Rekabet Kurumu harekete geçti: 20’den fazla banka incelemeye alındı

Rekabet Kurumu, bankacılık işlemleri yapılırken birlikte hareket ettikleri şüphesiyle 20’den fazla banka hakkında ön araştırma başlattı. Bankaların tüketici aleyhine durum oluşturup oluşturmadıkları inceleniyor.

BOLD – Rekabet Kurumunun, 20’den fazla banka hakkında ön araştırma başlattığı ortaya çıktı. Araştırmanın re’sen başlatıldığı ifade edildi. NTV’den Ahmet Ergen’in aktardığına göre araştırma, bankaların mevduat, kredi, döviz, tahvil, bono, hisse senedi ve aracılık hizmetlerine ilişkin faaliyetleri kapsıyor.

Bu faaliyetler yapılırken birlikte hareket edilerek tüketici aleyhine durum oluşturup oluşturulmadığına yönelik bir inceleme ve belirleme süreci için ön araştırma başlatıldı.

medyabold
Devamını Oku »

17 Ocak 2020 Cuma

Bebekli anneler bundan sonra İstanbul’da ulaşıma para ödemeyecek

Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da ücretsiz ulaşımda yeni dönem başladığını açıkladı. Bebekli annelerin ücretsiz ulaşım kartı sahibi olmasını sağlayan düzenlemenin kabul edildiğini bildirdi.

BOLD – İstanbul’da 4 yaş ve altındaki 1 milyon 160 bin çocuk annesinin ücretsiz ulaşım kartı hakkı elde etmesi belediye meclisinde oy birliğiyle kabul edildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kararla ilgili Twitter’dan açıklama yaptı.

İmamoğlu, “İstanbul’da 4 yaş ve altındaki 1 milyon 160 bin çocuğumuzun annelerinin ücretsiz ulaşım kartı hakkı elde etmesi, Sayıştay’ın olumlu görüşünün alınması kaydıyla meclis komisyonundan geçmiş ve sonrasında meclisimizden oy birliği ile kabul edilmiştir” dedi.

Milliyetçilikte yeni boyut: Demirtaş’ın oyununa kızan kadın profesör unvanını sildi

medyabold
Devamını Oku »

Milliyetçilikte yeni boyut: Demirtaş’ın oyununa kızan kadın profesör ünvanını sildi

Ekrem İmamoğlu’nun eşinin Selahattin Demirtaş’ın tiyatro oyununa gitmesine tepki gösteren Prof. Zeynep Oktav, profilindeki “prof” ünvanını “önce vatan” diyerek sildi.

BOLD – Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi için kullandığı “Benim eşim, iyi eğitim almış, üniversite bitirmiş, masteri olan doktorası olan bir Türk kadını. Benim eşim, nereye gideceğini bilir” ifadesine tepki gösterdi. Oktav, Twitter profilindeki ‘Prof. Dr.’ unvanını sildi.

Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kitabından uyarlanan tiyatro oyununu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş birlikte izlemişti.

Eşinin bu etkinlikte çekilen fotoğraflarıyla ilgili olarak yöneltilen soruyu cevaplayan İmamoğlu şunları söylemişti:

“Benim eşim, iyi eğitim almış, üniversite bitirmiş, masteri olan doktorası olan bir Türk kadını. Benim eşim, nereye gideceğini bilir. Kadınların bir kitap üzerinden bir oyunu izlemesi, sürece katkı sunmasını çok olgun bir tavır olarak görüyorum. Destekliyorum da. Eşimin de başta olmak üzere, bana soracak halleri yok. Keşke bu kadınların yaptığına 10-15 kadın daha eklense.”

PROF ÜNVANINI SİLDİ

İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav ise İmamoğlu’nun bu sözleri üzerine tepki gösterdi.

​Oktav profilinde yer alan unvanı İmamoğlu’nu protesto amacıyla sildiğini açıklayarak “Ekrem İmamoğlu’nun demecinden sonra profilimde yer alan Prof. Dr unvanimi sildim. Unvanlar gelip geçicidir, esas olan vatanseverliktir” ifadelerini kullandı.

Demirtaş: Türkiye’de bir şeyler düzelecekse AKP sonrasında olacak

medyabold
Devamını Oku »

“Bu adamlar 10 yıl daha burada, ona göre davranmak lazım!”

AKP’nin KHK ile kapattığı Zaman gazetesinin eski yazarı ve Ahmet Davutoğlu’nun danışmanı Etyen Mahçupyan’ın 17/25 Aralık sonrası neden suskunluğa büründüğü ortaya çıktı. Gazeteci Nedim Hazar, Zaman gazetesindeki toplantıda Mahçupyan’ın neler söylediğini anlattı.

BOLD – Gazeteci Nedim Hazar, TR724’te kaleme aldığı “Bak şu konuşmayana!” başlıklı yazısında Ahmet Davutoğlu’nun danışmanı Etyen Mahçupyan’ın 10 yıl sonra neden konuşmaya başladığına dikkat çekiyor.

İşte Hazar’ın yazısı…

Danışmanı Etyen Mahçupyan söylemiş. Demiş ki: “Davutoğlu bildiklerini anlatırsa yakın tarih yeniden yazılır…”

Acayip ‘canti’ duruyor değil mi?

Mahçupyan ile ilgili bir gün ayrıca uzun uzadıya değerlendirme yazmak isterim. Ama bugün değil. Şu kadarını söylemek lazım ama…

17/25 yolsuzluk operasyonlarının hemen ardındaki günler. Gazetede her pazartesi yazarların katıldığı yayın toplantıları oluyordu. Pek çok yazar ile beraber Mahçupyan da sıkı şekilde bu toplantıya katılanlardandı. Bir gün yeni yolsuzluk dosyaları ile ilgili tartışmalar yaşanırken, bir hakim dostunun cümlelerini nakletti. Dostu ona demiş ki, “Bu adamlar 10 yıl daha burada, ona göre davranmak lazım!”

Bu cümlelerden sonra Mahçupyan’ın her konuşması, yazısı ve aldığı konumu anlayışla karşıladım.

Aşağı yukarı aradan 10 yıl geçti.

Muhtemelen Mahçupyan’ın hakim dostu artık devranın ufaktan dönmeye başladığını fısıldamıştır kulağına.

Ki bu sebeple artık katıksız bir iktidar destekçisi yerine, ılımlı muhalefet konumunu tercih etmiş görünüyor.

Ahmet Davutoğlu hakkındaki fikirlerimi merak eden şuradan okuyabilir. Şahsen benim için beyefendinin söylediği her şey “zaid”dir.

Hani ayıp olmasa, siyaset aleminin en “boş beleş” elemanı olarak kabul ettiğimi söylerdim.

Mahçupyan, afili cümleler ile Davutoğlu’nun altını doldurarak aldığı parayı hak etmeye çabalıyor doğal olarak.

Saygı duyulacak bir profesyonellik.

Ne ki, ne partisi ne de lideri zannettiği, en azından bize sunduğu gibi bir profil değil. Olmadı, olamaz da…

Açık söyleyeyim, geçen yazıda yazmaktan vazgeçmiştim ama Davutoğlu Partisi’nin bir Erdoğan projesi olduğunu düşündüğüm zamanlar az değildir. Üniversiteye el koyma filan, hepsi numara gibime geliyor kimi zamanlar ancak elbette kimsenin günahını almak niyetinde değiliz.

Lakin Mahçupyan çıtayı epey yukarılara taşımayı deniyor. Sanki bütün bu olan bitenlerin şahidi ve sorumlu ortağı Ahmet Davutoğlu değilmiş gibi, tabiri caizse aba altından sopa uzatıyor saraya. Diyor ki;

“Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hırslarının eşiğini geçti ve geri dönüş artık yok! Erdoğan yalnız kaldığı zaman ve şu andaki gibi çapsız kadroyla yürüdüğünde oradan iyi bir strateji çıkarma şansı yok; bildiği şeyi yapmaya devam edecektir. Ortağını da unutmadan konuşmak lazım. Tek başına karar alma noktasında değil ve artık olmayacak…”

Aslında hâkim dostunun 10 yıl önce söylediği kehanetin de çıktığının ifadesi bu tespitler.

Sonra daha da iddialı şu cümleleri serdediyor danışman Mahçupyan;

“Ahmet Davutoğlu kendi bildiklerini ve yaşadıklarını anlatırsa bir gün bütün bu yakın tarih yeniden başka türlü yazılacak. Biliyorum çünkü bazı bölümleri dinledim, ancak anlatmak bana düşmez. Biraz o ortamın da olması gerekiyor, kendisine açık olarak da sormak mümkün.

Bu olay, tek kişinin konuşması üzerinden olmayacaktır. Aynı anda yavaş yavaş tomurcuklanan bir başka ortamın içinde olduğumuzun hissedilmesi lazım. İnsanlar geçmişe bir çizgi çektiğimizi hissettikleri zaman daha fazla konuşacaklardır.”

Görüldüğü üzere topu kanatlara yaymakla beraber, bir cesaret, bir yüreklilik gelmiş gibi anlatıyor liderini Mahçupyan.

Burada da durmuyor elbette…

Bugünkü AKP’yi ‘Kendi pilotu tarafından rehin edilmiş bir uçak’ olarak tasvir eden Mahçupyan, “Adı aynı ama karşımızda gördüğümüz başka bir oluşum. MHP ile yapılan iş birliği farklı bir organik yapı üretmiş durumda. AK Parti’ye baktığımda 2002’deki hassasiyetlerinin hiçbirini görmüyorum. Epeyce merkezi otoriter, çevresi oportünist olan bir sosyolojik oluşum” yorumunu yapıyor.

Mehmet Ağar’ın “konuşursam ülke batar” türünden tuğla çekme muhabbetini hatırlayanlar olacaktır.

Kanaatimce, eski patronunun zalimliği hakkında sağlam fikir sahibi olan Davutoğlu, kendisi bile değil danışmanı aracılığıyla danışman altından sopa gösteriyor saraya.

Ve “Tamam üniversiteme çöktün ama benim de neler bildiğimi sen çok iyi biliyorsun. Canımı daha çok yakarsan son kertede ben de gemileri yakarım…”

Elbette konuşmayacaktır Davutoğlu, konuşamayacaktır. Çünkü işlenen tüm günahların, suçların ortağı olduğu gibi, hala, örneğin 17/25 söz konusu olduğunda bakanları suçlarken, operasyonu yapan polisleri suçlamakta, sarayın dilini kullanmaktan çekinmemektedir.

Ve daha acı olan gerçeği söyleyeyim: Tıpkı Erdoğan gibi, bu siyasal İslamcı tayfanın hangisinin eline güç verirseniz hepsi en az Erdoğan kadar zalim ve kanunsuz olacaktır. Soy ismi ha Erdoğan olmuş, ha Davutoğlu ha Gül…

Hepsi aynı otun lacivertidir…

medyabold
Devamını Oku »

Homeland final sezonu şubatta başlıyor

Başarılı aksiyon dizisi Homeland 8. ve son sezonuyla ekranlara veda etmeye hazırlanıyor.

BOLD– Claire Danes’in başrolünü üstlendiği yapım 9 Şubat’ta başlayacak yeni sezonuyla 2011’den beri sürdürdüğü serüvenini sonlandırmaya hazırlanıyor.

FİNAL SEZONU KONUSU
Göreve yeni başlayan Başkan Ralph Warner’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Saul Berenson( Mandy Patinkin), Afganistan’daki Taliban ile barış görüşmesi yapmakla görevlendirilir. Carrie Mathison (Claire Danes) ise hala Rusya’da bir mahkumdur ve kurtulmaya çalışmaktadır. Saul’un niyeti ise Mathison’u Afganistan’daki bilgi ve deneyimi sebebiyle beraberinde götürmektir.

SEKİZİNCİ SEZON FRAGMANI

medyabold
Devamını Oku »

AKsigorta KHK’lıların paralarını ödemiyor

Aksigorta, aracı kaza yapan KHK’lıya ödeme yapmadı. KHK’lı Kemal Doğan, konuyu tüketici mahkemesine taşımak istedi ancak orada da terörist muamelesi gördü.

BOLD – Aksigorta KHK’lıların araçlarını sigorta yapıp ödemeyi alıyor, ancak KHK’lılar kaza yaparsa para ödemiyor.

KHK ile kamu görevinden ihraç edilen Kemal Doğan’ın sigorta şirketi suçsuz olduğu kazadaki masrafını da ödemedi. Şirket, Doğan’a gönderdiği mesajda, ‘Hakkınızda soruşturma olduğu için ödeme yapamıyoruz’ dedi. Doğan karara tepki gösterdi: “Tam bir sosyal soykırıma uğradık.”

Bursa’nın Osmangazi ilçesinde yaşayan Kemal Doğan’ın park halindeki arabasına belediyeye ait kamyon çarptı. Doğan, olay yerinde tutanak tuttuktan sonra aracını servise çekti. Kazada karşı taraf yüzde 100 haksız bulundu. Ancak karşı tarafın sigortası Doğan’a kaza bedelini yatırmadı. Kendisine neden ödeme yapılmadığını defalarca soran Doğan’a sigorta şirketinden yanıt verildi: “OHAL sürecinde soruşturma geçirmişsiniz.” Benzer bir durumda KHK’li olduğu gerekçesiyle kaskodan kaza bedeli alamayan başka bir KHK’li için mahkeme geçtiğimiz günlerde paranın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar vermişti.

KHK’lilere bir de ‘gizemli genelge’ darbesi

TÜKETİCİ MAHKEMESİNDE DE SOSYAL SOYKIRIM

Doğan, yaşadığı olayı şöyle anlattı: “Bursa’da aracımı park ederken belediyenin kamyonu arabamın sol tarafına vurdu. Tutanak tuttuk. Exper karşı tarafı yüzde 100 suçlu buldu. Karşı tarafın sigortası Aksigorta, ‘OHAL kapsamında soruşturma geçirdiğiniz için ödemenizi karşılayamıyoruz’ dedi. Çok uğraştım. Sebebini anlatsınlar diye. Yazılı tebligat istedim onu da yapmadılar. Sigortanın hukuk birimini aradım, yine yanıt alamadım.”

Şirketten olumlu yanıt alamayan Doğan bu sefer de Tüketici Mahkemesi’nin yolunu tuttu. Burada kendisiyle ilgilenen memurun olumsuz yaklaşımından dolayı Doğan mahkemeye başvurmadan geri döndü. Bunun nedenini ise şöyle anlatıyor: “Tüketici Mahkemesi’ne gittim. Orada bulunan memur bana, ‘Siz niye böyle şeylere bulaştınız?’ diye sordu. Bu soruyu duyunca vazgeçtim her şeyden. Örneğin araba çarpsaydı ve ölseydik… Sırf soruşturma geçirdik diye bize hiçbir sosyal hak tanımayacaklardı. ‘Gömün gitsin’ diyeceklerdi. Tam bir sosyal soykırıma uğradık. Bunu ancak yaşayan bilir. Hiçbir hakkımızı savunamıyoruz.”

Daha önce de kaskolu aracı kazaya karışan başka bir KHK’liye maddi zararı ödenmemiş gerekçe olarak da, poliçe sahibinin KHK’li olması gösterilmişti. Mahkeme, zararın ödenmesi gerektiğine karar verince dosyayı istinafa taşıyan sigorta şirketi, “KHK ile mal varlığına tedbir konulanlara ödeme yapılmaması” yönünde şirketlere genelge gönderildiği şeklinde açıklamada bulunmuştu.

GERGERLİOĞLU KONUYU MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Doğan’ın yaşadığı bu ihlali Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sordu. Gergerlioğlu, Oktay’a, “Aksigorta Şirketi’nin OHAL kapsamında soruşturma geçiren yurttaşlara ödeme yapmadıklarını söylediği iddiaları doğru mudur? Eğer bu iddialar doğruysa OHAL kapsamında soruşturma geçiren bir kişinin sigorta şirketinden hakkını almasıyla ne ilgisi var?” sorusunu yöneltti. Gergerlioğlu verdiği soru önergesinde ayrıca Oktay’ın şu 3 soruya yanıt vermesini de istedi:

– Tarafınıza bu konu hakkında ve buna benzer şikayetler ulaşmış mıdır? Ulaşmışsa akıbetleri ne durumdadır?

– Aksigorta Şirketi hakkında açılmış bir soruşturma var mıdır? Varsa hangi aşamadadır?

– Aksigorta Şirketi hakkındaki iddialar bakanlığınızın bilgisi dahilinde midir?

medyabold
Devamını Oku »

Zor günler geçiren İran’da dini lider Hamaney, 8 yıl sonra ilk kez Cuma namazı kıldırdı

İran’ın dini lideri Hamaney 2012’den bu yana ilk kez Cuma namazı kıldırdı. Humeyni’nin hutbesi İran televizyon kanallarından canlı yayınlandı.

BOLD – İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, bugün başkent Tahran’da 2012 yılından bu yana ilk kez Cuma namazını kendi kıldırdı.

İmam Humeyni Büyük Camisi’nde kılınan Cuma namazına binlerce Tahranlı iştirak etti. Cuma namazı ve Humeyni’nin hutbesi İran televizyon kanallarından canlı yayınlandı.

İranlı yetkililer, 80 yaşındaki Hamaney’in “İran halkının bir kez daha birliğini ve ihtişamını ortaya koyacağını” ifade etti.

Hamaney, Cuma namazını en son Arap Baharı’nın en yoğun günlerinin yaşandığı dönemde İslam Devrimi’nin 33’üncü yıl dönümü münasebetiyle 2012’de kıldırmıştı.

Uzmanlar, dini liderin ancak önemli bir mesaj vermek istediği zamanlarda Cuma namazını kendisinin kıldırdığını ve bu açıdan sembolik açıdan çok önemli bir hareket olarak görüldüğünü söyledi.

İRAN’IN ZOR GÜNLERİ

İran’ın 8 Ocak’ta Tahran’da 176 kişinin hayatını kaybettiği Ukrayna Havayolları uçağını yanlışlıkla füzeyle vurduğu ortaya çıkmıştı. Tahran önce uçağı düşürdüğü haberlerini yalanlamış ancak görüntülerin ortaya çıkması sonrası uçağı düşürdüğünü kabul etmişti.

Bu ay başında İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, ABD tarafından Bağdat’ta öldürülmüş. İran’ın Irak’taki ABD üslerine düzenlediği füze saldırısında ölen ya da yaralanan olmamış. Üslerde sadece maddi hasar oluşmuştu.

Tahran’ın Ukrayna Havayolları uçağını düşürdüğünü gizlemesi ve örtbas girişimleri ile ABD’ye yönelik misillemenin halkı tatmin etmemesi ülkede huzursuzluk oluşturmuştu.

Devlet televizyonunun üç spikeri istifa etti

medyabold
Devamını Oku »

Alman Anayasa Mahkemesi iade kararını bozdu: Türkiye uluslararası hukuka uymuyor

Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre, Türkiye’nin Almanya’dan iadesini talep ettiği bir zanlı ile ilgili davayı inceleyen Alman Anayasa Mahkemesi, Türkiye’nin uluslararası hukuk standartlarına uymadığı gerekçesiyle iade kararını bozdu.

BOLD Alman Anayasa Mahkemesi, gönderileceği ülkede siyasi takibata maruz kalma tehlikesi yaşayan sanıkların, iade talep eden ülkelere gönderilmelerinin önünü kesen bir karara imza attı.

EMSAL NİTELİĞİNDE KARAR

Anayasa Mahkemesi üyeleri, ilgili davaları gören mahkemelerin, iade edilecek ülkenin uluslararası hukuka uygun davranma taahhüdüne güvenmesinin yeterli olmadığına ve sanıkların iade edildiği ülkede nasıl bir muamele ile karşı karşıya kalacağının araştırılması gerektiğine hükmetti.

Almanya’nın en yüksek mahkemesi olan Anayasa Mahkemesi böylece, bu kararın alınmasına neden olan davada Türkiye tarafından cinayetle suçlanan bir sanığın bu ülkeye iade edilmesinin önüne geçmiş oldu.

Türkiye’de cinayet suçundan aranan ve hakkında uluslararası yakalama kararı çıkarılan Kürt asıllı zanlı, Alman mahkemesinde görülen iade davasında, Türkiye tarafından hakkında öne sürülen iddiaların kurgu olduğunu ve aslında sol örgütlerdeki faaliyetleri nedeniyle Türk makamları tarafından siyasi takibat altında bulunduğunu öne sürmüştü.

Zanlı ayrıca ifadesinde, daha önce Türkiye’de işkenceye maruz kaldığını da ileri sürmüştü. Hakkındaki dava sürecinde mahkeme önüne gelen soruşturma sonuçlarının birbirine zıt olmasına rağmen, Türkiye’nin avukatına, gizli olduğu gerekçesiyle kendi hakkındaki belgeleri ve sözde video görüntülerini de göstermediği de yine zanlı tarafından kaydedilmişti.

MAHKEME TAAHHÜDÜ YETERLİ BULMADI

Türkiye’nin iadesini talep ettiği zanlı diğer yandan Türkiye’de cezaevlerinin durumu ve muhaliflere yönelik keyfi tutuklama uygulamalarının da, bu ülkeye iadesi önünde bir engel teşkil ettiğini dile getirmişti. Davanın görüldüğü Hamm Yüksek Eyalet Mahkemesi daha önce aldığı bir kararda, Türk makamlarının söz konusu zanlı ile ilgili uluslararası hukuk standartlarına uyma taahhüdünde bulunduğunu ve bu nedenle Türkiye’ye iadesinin önünde bir engel bulunmadığına hükmetmişti.

Almanya Anayasa Mahkemesi ise, siyasi takibat tehlikesi ile ilgili somut şüphelerin olduğu durumlarda mahkemelerin olayın esasını incelemeleri gerektiğini ifade etti.

Anayasa Mahkemesi ayrıca, zanlının muhalif kimliği sebebiyle neden takibata maruz kaldığını ve insanlık dışı tutukluluk koşullarına detaylı bir biçimde işaret etmesine rağmen, davayı gören mahkemenin bunu gerektiği ölçüde dikkate almadığının altını çizdi.

Anayasa Mahkemesi’ne göre zanlının avukatına, müvekkili ile ilgili dosyaları eksiksiz bir biçimde inceleme izni verilmemiş olması da, bir suç davasında dikkate alınması gereken asgari standartlara uyulmaması sebebiyle, şüphelinin Türkiye’ye iade edilmesi önünde bir engel teşkil ediyor.

Almanya’da PKK üyesi bir kişi 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı

medyabold
Devamını Oku »

İran’da düşen uçakta vatandaşı olan ülkeler Tahran’dan tazminat talep etti

İran’ın füze ile düşürdüğü uçakta vatandaşları hayatını kaybeden ülkeler Tahran’dan tazminat talep etti.

BOLD – İran’da 8 Ocak’ta füze ile düşürülen Ukrayna Havayolları’na ait uçakta vatandaşı bulunan ülkeler, Londra’da Tahran’a verilecek yanıtı görüşmek üzere bir araya geldi.

Kazada ölenler anısına saygı duruşunda bulunan Kanada, İngiltere, Afganistan, İsveç ve Ukrayna Dışişleri bakanları toplantının ardından ortak açıklama yaptı.

Ortak açıklamada İran’a tam, kapsamlı, şeffaf soruşturma çağrısı yapıldı ve Tahran’dan kurbanların ailelerine tazminat ödemesi istendi.

İran olayın ardından uçağın kendi füzesiyle vurulduğu iddialarını önce yalanlamış, ancak sonra kabul etmiş ve kazanın sorumluluğunu üstlenmişti.

8 Ocak’ta Tahran’daki İmam Humeyni Havaalanı’ndan kalktıktan hemen sonra İran’ın Irak’ta ABD güçlerinin bulunduğu üslere fırlattığı balistik füzelere hedef olan Boeing 737 tipi uçakta bulunan 176 kişi hayatını kaybetmişti.

Ölenler arasında İran vatandaşlarının yanı sıra 57 Kanada, 11 Ukrayna, 17 İsveç, dört Afganistan ve dört İngiltere vatandaşı vardı.

KANADA, SORUŞTURMAYA DAHİL OLUYOR

Bu arada İran’da büyükelçiliği bulunmayan Kanada soruşturmaya resmen müdahil olmak için talebini iletti.

Kanada Ulaştırma Bakanı Marc Garneau iki Kanadalı denetçinin uluslararası bir heyetin parçası olarak İran’da bulunduklarını kaydetti. Garneau, İran’ın heyetle işbirliğinin iyi olduğunu belirtti ancak Kanada’nın soruşturmadaki rolüne resmiyet kazandırmak istediklerini kaydetti.

İran Ordusu, Ukrayna yolcu uçağını düşürdüğünü hükumetten gizlemiş

 

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın diplomasını göstermeyen Marmara Üniversitesi ödeneğe boğulmuş

Hükumet kamu kurumlarından tasarruf yapmalarını isterken, gerçekte ise kurumların bütçelerini bitirdikleri gibi yedek ödenek de kullandıklarını ortaya çıktı. Üniversitelerde en çok ödeneği 36.8 milyon lira ile AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın diplomasını ortaya çıkaramayan Marmara Üniversitesi oldu.

BOLD – Hükumetin tasarruf söylemi sözde kaldı. Geçen yıl bütçelerini bitiren bakanlıklara yedek ödenekten milyonlarca lira aktarıldı.

3.3 MİLYAR LİRA AKTARILDI

Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na göre geçen yıl yedek ödenekten Cumhurbaşkanlığı’na “mal ve hizmet alımı için” 200 milyon lira, yedek ödeneğe aktarılan ödeneklerden “mal ve hizmet alımı için” 1.2 milyar lira, “cari transfer niteliğindeki giderler” için 5 milyon lira, “sermaye giderleri için” 500 milyon lira aktarıldı. İçişleri Bakanlığı “sermaye transferleri” için 1.4 milyar lira yedek ödenek aldı. Geçen yıl yedek ödenekten idarelere toplamda 3.3 milyar lira aktarıldı.

DİYANET’E DE ÖDENEK AKTARILDI

Diyanet, geçen yıl 10.2 milyar lira harcadı. Diyanet’e ayrıca “yatırımları hızlandırma ödeneğinden” 10.6 milyon lira verildi. Yedek ödeneğe aktarılan ödeneklerden de, “personel için” 133.4 milyon lira, “mal ve hizmet alımı” için 86.2 milyon lira, “sermaye giderleri için” 17 milyon lira verildi. Çevre ve Şehircilik’e “yatırımları hızlandırma ödeneğinden” 123.5 milyon lira, Tarım ve Orman Bakanlığı’na 24.4 milyon lira aktarıldı.

ERDOĞAN’IN ÜNİVERSİTESİ ÖDENEKTE ZİRVEDE

Üniversitelere “yatırımları hızlandırma ödeneğinden” yapılan aktarımlarda ilk sırada 36.8 milyon lira ile AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın diplomasını hâlâ ortaya çıkaramayan Marmara Üniversitesi geldi. Bunu 20’şer milyon lira ile Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ile İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, 15 milyon lira ile Bandırma 17 Eylül Üniversitesi izledi. Bütçedeki “yeni kurulacak daire ve idarelerin ihtiyaçlarını karşılama ödeneğinden” yapılan aktarmalar kapsamında Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ne 4.9 milyon lira, Türkiye Uzay Ajansı’na 1 milyon lira verildi.

Sıra TCDD’ye geldi: Bilet garantili peşkeş

medyabold
Devamını Oku »

Bedelliler ‘uyuz’ oldu

Burdur’da bedelli askerlik yapan bir er, isyan etti: “Birliğe teslim olduktan 10 gün sonra duş alabildik. Koğuşta uyuz vakası çıktı. Birlikte 500 asker vardı, sıcak su 5 veya 10 dakika akardı. Alay komutanı ayrımcılık yapıyordu!”

BOLD – HDP Kocaeli Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu Burdur’da bedelli askerlik yapan bir erin kendisine ilettiği iddiaları Meclis gündemine taşıdı. Gergerlioğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın cevaplaması için soru önergesi verdi, TBMM İnsan Haklarını Komisyonuna dilekçe yazdı.

“İnsan hakları herkes içindir. Vazgeçilemez, devredilemez! Askerde olan her yurttaşın da insan hakları vardır” dedi. Bedelli askerin Gergerlioğlu’na gönderdiği mektupta şu bilgiler yer aldı:

10 GÜN SONRA DUŞ ALABİLDİK

“Ben geçen hafta Burdur’da bedelli askerlik yaptım. Biz teslim olduktan 10 gün sonra duş alabildik. Bizim koğuşta uyuz vakası çıktı şartlar çok kötüydü. Sabah 4.30’da duşa gidiyorduk. Tabi sadece bizim bölükte 500 asker vardı sıcak su sadece 5 veya 10 dakika akardı ve kışın sabahında 4.30’da saatlerce sırada beklerdik. Yatak örtüleri sapsarı olmuştu pislikten. Sadece senden öncekinin yatak örtüsünü alıp yıkıyorlar sana tekrar geri veriyorlar ve defalarca şartlardan dolayı firar eden oldu. Alay komutanı herkese eşit davranmıyordu. Çünkü orada MHP’li bir vekilin yeğenine bile farklı davrandılar ama teğmenlerimiz iyiydi Allah var. Onların hakkını yiyemem ama alay komutanı herkese eşit değildi. Yani kısacası vekilim Burdur’da askerlik yapana Allah yardımcı olsun sabır versin!”

Mektupta belirtilen sorunlara dikkat çeken Gergerlioğlu, Hulusi Akar’a şu soruları yöneltti:

AYRIMCILIK İDDİASI DOĞRU MU?
  • Tarafıma iletilen iddialar doğru mudur? Bu iddialar hakkında açılmış herhangi bir soruşturma var mıdır? Açılmış soruşturma varsa hangi aşamadadır?
  • Burdur da askerlerin hastalık neticesinde çok zor şartlarda olduğu iddiası doğru mudur? Bu şekilde uyuz hastalığının görüldüğü başka kışlalar mevcut mudur?
  • Askerlere sıcak suyun sadece sabaha yakın 4.30 da verilmesinin sebebi nedir?
  • Hijyene dikkat edilmediği ve bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkarıldığı iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa sorumlular hakkında açılmış soruşturma var mıdır?
  • Burdur da şartlar dolayısıyla firar eden askerlerin olduğu iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa şu ana kadar firar eden asker sayısı kaçtır?
  • Bir milletvekilinin yeğenine farklı muamele yapıldığı iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa askerlerin arasında ayrımcılık yapan rütbeliler hakkında açılmış bir soruşturma var mıdır?
  • Alay Komutanının askerler arasında ayrımcılık yaptığı iddiası doğru mudur? Bu iddia doğruysa konuyla ilgili açılmış bir soruşturma var mıdır?
  • Yukarıdaki iddialar gibi başka kışlalarda da aynı şikayetler yaşanmakta mıdır? Aynı şikayetler varsa bu kışlalar hangileridir?
  • Son 5 yıl içerisinde silahlı çatışma dışında hayatını kaybeden asker sayısı kaçtır?
  • Son 5 yıl içerisinde zorunlu askerlikten firar eden asker sayısı kaçtır?
  • Son 5 yıl içerisinde askere elverişsiz raporu alan asker sayısı kaçtır?

Gergerlioğlu, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığına da bir yazı yazarak, mektupta belirtilen iddiaların araştırılmasını ve ilgili birliğin ziyaret edilmesini talep etti.

medyabold
Devamını Oku »

Gizli tanık Fuat Uğur’a dokununca

Adli suçluların “gizli tanık” yapılması uygulaması Türkiye Gazetesi yazarı Uğur’a dokundu. Uğur ismi gizli tanıkla Karlov Suikasti dosyasına girince isyan etti.

BOLD – Adli suçluların politik davalarda gizli tanık yapılması uygulaması son yıllarda yaygın olarak kullanılıyor. Selahattin Demirtaş’tan Cemaat davalarına kadar pekçok davada yüzlerce bu şekilde gizli tanık var.

Yandaş medya bu gizli tanıkların söylediklerini manşetlere çekerken bu kez bir gizli tanığın hedefinde Tayyip Erdoğan’ın güçlü savunucularından Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur vardı.

Karısını bıçaklamaktan cezaevine giren, şartlı serbest bırakılıp tekrar suç işleyince tekrar cezaevine konan, denetimli serbest bırakıldıktan sonra yeniden tutuklanıp cezaevine konan Umut Asma isimli kişi, gizli tanık sıfatıyla ifade verdi. Asma, Türkiye Gazetesi Yazarı Fuat Uğur’un suikastle öldürülen Rus Büyükelçi Andey Karlov suikastinin infaz emrini veren kişi olduğunu belirtti. Gizli tanık, Fuat Uğur’un bunu şifreli biçimde yaptığını söyledi.

Fuat Uğur “Böyle bir şerefsizliği ve rezilliği hayatımda görmedim” başlıklı yazısında duruma sert tepki gösterdi. Umut Asma’nın suç geçmişini uzun uzun anlatıp “yaratık” ifadesini kullanan Fuat Uğur yazısına şöyle devam etti:

“Bu yaratık tutmuş Karlov suikastı için GİZLİ TANIK olmuş. Cezaevine gelen Türkiye gazetesindeki yazılarımdan ‘şifreli mesajlar’ verdiğimi anlamış. Ciddi ciddi Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gidip ifade vermiş, Başsavcılık ifadesini almış, sonra da mahkemeye çıkmış tanık olarak dinlenmiş. Aynen şöyle diyor mahkemede:

‘Bu gazeteleri inceleyerek, bu şifreleri çözmeye çalıştım ve başarılı oldum. Fuat Uğur isimli kişinin köşe yazılarından Ankara’da Ruslara karşı bir saldırı olacağını anladım. Bunu arkadaşıma da bahsettim. Birkaç gün sonra Rus Büyükelçisi öldürüldü. Bu konu ile ilgili çeşitli ihbarlarda bulundum, terör şubede ifadem alındı’

Mahkeme heyeti de bunu akıl sağlığı yerinde mi yoksa birileri bunu ayarladı mı diye düşünmeden ciddiye alıp dinliyor, kayıtlara geçiriyor.”

“GİZLİ TANIKLAR BÖYLEYSE”

Uğur yazısına şöyle devam etti:

“Tarafıma itibar suikastı yapmalarını tabii ki bekleyebilirdim de karısını bıçaklayan bir müptezeli ciddiye alıp tanık diye dinleyecek mahkeme heyetinin olacağı kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.

Eğer böylesine meczuplar çıkıp GİZLİ TANIK diye konuşacaksa başka birileri de çıkıp gizli tanık olmak istediğini söyler ve çeşitli yazarlara siyasetçilere itibar suikastı yapar durur. Bunun sonu yok.
Mahkeme başkanı sormuyor bile ‘Nasıl bir şifreli mesaj vermiş? Belge dediğin nerede, bilgi dediğin nerede?’ diye. Adam mahkemeye elinde belge ve bilgi olduğunu söyleyip başvuruyor, adımı lekeliyor ve kimse de hesap sormuyor. Bu kadar mı izandan yoksun herkes?
Yuh yahu yuh! Bu rezilliğin, kepazeliğin hesabı derhâl verilmeli.”
medyabold
Devamını Oku »

8 yeni film gösterimde

Türkiye’deki sinemalarda bu hafta 3’ü yerli 8 yeni film gösterime girdi.

BOLD– Oscar adayı animasyon “Bedenimi Kaybettim” haftanın en dikkat çeken filmi olurken Cem Yılmaz’ın Karakomik Filmler serisinin 2. filmi de gişesi merak edilen filmlerden..

İşte haftanın yeni filmleri…

BEDENİMİ KAYBETTİM

Paris’te bir laboratuvardan kaçıp ait olduğu bedeni arayan bir kesik el ile kütüphaneci Gabrielle ve kurye Naoufel’in aşk hikâyesini anlatan animasyon bu yıl Oscar’a aday gösterildi.

KARAKOMİK FİLMLER 2

Cem Yılmaz’ın “iki film birden” konseptiyle yaptığı Karakomik Filmler projesinin, Deli ve Emanet adlı iki orta metraj yapımdan oluşan ikinci halkası Karakomik Filmler 2’de, Yılmaz’ın yanı sıra Özkan Uğur, Cem Davran, Büşra Develi, Özge Özpirinçci, Emin Gürsoy, Çağlar Çorumlu gibi isimler yer alıyor.

DR. DOLITTLE

Robert Downey Jr.’ın başrolünde yer aldığı Dolittle, karısının ölümünden sonra konuşabildiği hayvan dostlarıyla inzivaya çekilen veteriner Dr. John Dolittle’ın, genç Kraliçe Victoria’nın amansız bir rahatsızlığa yakalanmasının akabinde, kendisini bu duruma bir deva bulmak için büyük bir maceranın içerisinde bulmasını anlatıyor.

SAKLI GERÇEKLER

Kendi hayatı üzerine bir kitap yazan ünlü Fransız aktris Fabienne’in, kitabının yayımlanmasının akabinde uzun süredir görüşmediği kızı Lumir ve ailesiyle bir araya gelmesini konu edinen filmde; Catherine Denevue, Juliette Binoche, Ethan Hawke başrolleri üstleniyor.

İSTASYON

Hira, kızını doğum gününde kaybettikten sonra intikam almak için plan yapar ve bunun için bir polis olan Servet’ten yardım alır. Güneş Cyrina Özek, Burak Ergün, Volkan Uygun, Çetin Özdemir başrollerde.

KUZULAR FİRARDA: UZAY PARKI

Shaun ve çiftlikteki arkadaşları ikinci maceralarında bu kez uzaydan gelen misafirleri Lu-La ile maceralara atılıyor.

KİRPİ VE SAKSAĞAN: SEVİMLİ UZAY KAHRAMANLARI

Parlak mucit Reodor ve cesur astronot Saksağan Luca, Uluslararası Ay Yarışına katılmaya karar verir. Herkes, bu muhteşem ikilinin yarışı kazanacağını düşünmektedir. Fakat yolculuk sırasında ortaya çıkan davetsiz misafirler ve sakladıkları sırlar yüzünden işler planladıkları gibi gitmeyebilir.

TÜRKLER GELİYOR: ADALETİN KILICI

Fatih Sultan Mehmet’in Avrupa seferleri, uç askerler olan Akıncılar Birliği üzerinden anlatılıyor.

medyabold
Devamını Oku »

Libyalı General Halife Hafter Yunanistan’da

Libya’da BM’nin tanıdığı Ulusal Mutabakat Hükumetine karşı savaşan General Halife Hafter, Pazar günü Berlin’de düzenlenecek Libya Konferansı’na davet edilmeyen Yunanistan’a gitti.

BOLD – Libya’nın doğusunu kontrol eden silahlı güçlerin lideri General Halife Hafter, Libya konferansına günler kala Yunan hükumeti temsilcileriyle görüşmek üzere özel bir uçak ile Atina’ya gitti.

Hafter’in Atina’ya geliş saati ve uçağın hangi havaalanına indiği konusu güvenlik nedeniyle gizli tutuldu.

Perşembe akşam saatlerinde Atina’ya ulaşan Hafter Atina’daki temasları sırasında Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile bir araya geldi.

Hafter’in bugün Başbakan Kiryakos Miçotakis ve bazı hükumet temsilcileriyle de bir araya gelmesi bekleniyor.

YUNANİSTAN LİBYA KONFERANSINA DAVET EDİLMEDİ

Siyasi uzmanlara göre Hafter’in, Libya’daki iç savaşı sonlandırmak üzere Berlin’de pazar günü düzenlenecek Libya konferasına davet edilmeyen Yunanistan’ı ziyaret etmesi dikkat çekici. Yunanistan Berlin’de yapılacak konferansa davet edilmemesini eleştirmişti.

Türkiye ve Libya’daki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Doğu Akdeniz’le ilgili imzaladığı münhasır bölge ve güvenlik mutabakatlarına tepki gösteren Atina, Libya konferansında bu konudan duyduğu rahatsızlığı aktarmayı amaçlıyordu.

ATİNA, HAFTER’LE TEMASLARINI GÜÇLENDİRDİ

Nitekim Yunanistan Başbakanı Miçotakis dün yaptığı açıklamada, Ankara ile Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Libya hükumeti arasındaki anlaşmaya son verilmediği sürece Avrupa Birliği gündemine gelecek her türlü Libya barış planını veto edeceklarini açıkladı.

Atina, Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti (UMH) arasında imzalanan deniz yetki sınırlarına ilişkin anlaşma sonrası UMH’nin Atina büyükelçisini sınır dışı etmişti.

Ankara ve Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti’nin imzaladığı anlaşmadan sonra Atina, Hafter ile temaslarını güçlendirmişti.

Almanya Dışişleri Bakanı: Hafter ateşkese uyacağına söz verdi

medyabold
Devamını Oku »