Hakkında rüşvet, yolsuzluk ve güveni kötüye kullanma suçlamalarıyla soruşturma başlatılan Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz görevinden istifa etti. Kurz, parti genel başkanı ve parti meclis başkanı olarak mecliste mücadelesini sürdüreceğini söyledi.
BOLD – Hakkında yolsuzluk soruşturması başlatılan Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz görevinden istifa etti. Kurz, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg’i halefi olarak önerdiğini söyledi. Kurz, muhafazakar partisinin lideri olarak kalmayı ve mecliste liderliği devralmayı planladığını kaydetti.
6 EKİM’DE HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Avusturya Mali Suçlar ve Yolsuzlukla Mücadele Savcılığı, Başbakan Sebastian Kurz ve yakın çalışma arkadaşları hakkında rüşvet, yolsuzluk ve halkı yanıltma gerekçesiyle 6 Ekim’de soruşturma başlatmıştı. Savcılığın soruşturma dosyasına ulaşan Avusturya Haber Ajansı (APA), dosyada aralarında Başbakan Kurz’un da bulunduğu 10’a yakın kişinin 2016-2018’de Maliye Bakanlığı bütçesini kullanarak bir gazete ve düşünce kuruluşuna daha fazla reklam vermek suretiyle, partisi ve şahsı lehine kamuoyu yoklamalarının sonuçlarının manipüle edilmesinin sağlandığına dair iddialara yer verildiğini aktarmıştı.
POLİS PARTİ MERKEZİNDE ARAMLAR YAPTI
Söz konusu soruşturma nedeniyle 6 Ekim çarşamba günü, emniyet güçleri, Başbakanlık başta olmak üzere Kurz’un başında bulunduğu ÖVP genel merkezi ve Maliye Bakanlığında aramalar yapmıştı. Avusturya’da meclis, hakkında yolsuzluk ve rüşvet soruşturması başlatılan Başbakan Sebastian Kurz’un suçlamaları reddederek görevinde kalacağını açıklaması üzerine muhalefetin talebiyle 12 Ekim’de özel gündemle toplanma kararı almıştı. Kurz, bu tarihi beklemeden başbakanlığı bıraktı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Adana’da katıldığı ve Almanyla’da, Fransa’da halkın yiyecek bulamadıklarını söylediği konuşma sırasında alanda bulunanlar polislerin kumanya artıklarını alabilmek için birbirleriyle yarıştı.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Adana’da konuşma yaptığı esnada polis kumanyasından kalan artıkları toplayanların görüntüleri kameraya yansıdı.
HALK ATIKLARI TOPLAMAK İÇİN BİRBİRLERİYLE YARIŞTI
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin ekonomisini övdüğü, “Almanya’da kuyruklar, Fransa’da kuyruklar… Yiyeceklerini bulamıyorlar. Elhamdülillah Türkiye’de böyle bir sorun yok…” ifadelerini kullandığı esnada alanda bulunanların polislerden arta kalan yemekleri yerlerden topladığı görüntüler ortaya çıktı. Ceyhan Polipropilen Üretim Tesisi Temel Atma ve Adana’da Yapımı Tamamlanan Projelerin Toplu Açılış töreninde yaptığı konuşma sırasında alanda bulunan vatandaşlardan bazıları polislerin kumanyalarından artan yiyecekleri toplamak için birbirleriyle yarıştı.
CHP’Lİ ÖZKAN: SARAY BU UTANCI GÖRMEZ
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan bu görüntüleri paylaştı ve “Erdoğan’ın büyüme masalları anlattığı alanın girişinde polislerin kumanyalarından artan yiyecekleri insanlar topluyor. Saray bu büyük utancı görmez.” notunu düştü. Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan da görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşarak, “Sn. Cumhurbaşkanı nasıl büyüyüp geliştiğimizi anlatırken, vatandaşın kumanya artıklarını toplamaya çalıştığını görünce, İnsan; Amerika, Fransa ve İngiltere’deki kuyrukları düşünüp kahroluyor!!!” dedi.
Sn. Cumhurbaşkanı nasıl büyüyüp geliştiğimizi anlatırken, vatandaşın kumanya artıklarını toplamaya çalıştığını görünce,
Cumhur İttifakı ortaklarından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hafta içi kebapçıları bölücülükle suçlayıp “Teröre yardım ve yataklık yapan bölücü kebapçıların işsizlikte vardır” demesinin ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana’da mangalın başına geçip “Hep beraber işte buradayız” demesi Bahçeli’ye yanıt olarak algılandı.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tartışılan “bölücü kebapçılar” çıkışından hemen sonra mangalın başına geçip kebap pişirmesi dikkatlerden kaçmadı.
MANGAL BAŞINDA KEBAP PİŞİRDİ
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Adana Lezzet Festivali Açılış Töreni’ne katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, kebap festivalinin öneminden bahsetti ve “Bugün de bakanımızla, sözcümüzle, milletvekillerimizle hep beraber işte buradayız” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın, MHP lideri Bahçeli’nin çok tartışılan ”Bölücü kebapçılar” çıkışından hemen sonra mangal başına geçip kebap pişirmesi akıllara Bahçeli’nin çok tartışılan “bölücü kebapçılar” çıkışını getirdi. Bahçeli’nin ‘Teröre yardım ve yataklık yapan bölücü kebapçıların işsizlikte vardır” çıkışı sosyal medyada tartışma konusu olmuştu.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gerçeklikten uzak açıklamalarına bir yenisini ekledi. Erdoğan, “Amerika’nın, İngiltere’nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzin yok benzin. Aynı şekilde Almanya’da kuyruklar, Fransa’da kuyruklar, yiyeceklerini bulamıyorlar.” dedi.
BOLD – Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ceyhan Polipropilen Üretim Tesisi temel atma ve Adana’da yapımı tamamlanan projelerin toplu açılış töreninde konuştu.
Türkiye’deki yoksulluğa değinmeyen Erdoğan, “Amerika’nın, İngiltere’nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzin yok benzin. Aynı şekilde Almanya’da kuyruklar, Fransa’da kuyruklar, yiyeceklerini bulamıyorlar” dedi.
Enflasyonun yüzde 19,25 seviyesinde olduğunu unutan Erdoğan, “Türkiye’de böyle bir sorun yok. Ülkemizi bugüne kadar önüne çıkan her engelden, her sorundan, her saldırıdan, her badireden nasıl kurtardıysak, bugün de aynısını yapacağımızdan kimsenin şüphesi bulunmasın.” ifadeleri kullandı.
Erdoğan: Amerika’nın İngiltere’nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzi yok benzin; Almanya’da Fransa’da kuyruklar, yiyeceklerini bulamıyorlar, elhamdülillah Türkiye'de böyle bir sorun yok pic.twitter.com/fTB0nPuicc
Türkiye üzerinden gelen göçmenleri önlemek için Avrupa Birliği ülkeleri yeni önlemler alıyor. 12 AB ülkesi, Avrupa’ya göçmen geçişlerini engellemek amacıyla sınıra duvar ve çelik çit inşa edecek. Bu doğrultuda AB’den finansman talep edildi.
BOLD – Yunanistan’da bugün ulusal medyada yer alan haberde, 12 AB ülkesinin içişleri bakanları yazdıkları mektupta, “Doğal bir bariyer, etkili bir sınır koruma önlemi gibi görünüyor ve sadece ön saflardaki ülkelerin değil, tüm AB’nin çıkarlarına hizmet ediyor” ifadelerini kullandı. Geçen hafta Perşembe günü Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Margarita Schoinas ve İçişleri Komiseri Elva Johansson’a gönderilen mektupta, sürdürülen “AB sınırları gözetiminin yasadışı geçiş girişimlerini engellemediği” belirtildi.
GÖÇMENLERE KARŞI AB SINIRLARINA DUVAR ÖRÜLECEK
Göçmenlere karşı AB sınırlarına duvar örülmesini savunan Avusturya, Bulgaristan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Yunanistan, Macaristan, Litvanya ve Litvanya, Polonya ve Slovakya bakanları, “Bu meşru önlem, Avrupa bütçesinde ek ve yeterli finansmana tabi olmalıdır” ifadelerini kullandılar.
ERDOĞAN’A SİYASİ BASKI MESAJI
Bakanların mektubunda ayrıca, “Hiçbir üçüncü ülke, siyasi baskı uygulamak ve AB veya üye devletlere şantaj yapmak veya Afganistan’daki mevcut durumdan yararlanmak için sığınma sistemimizi kullanamaz” ifadeleri dikkat çekti. AB İçişleri Komiseri Elva Johansson, AB ülkelerinin sınırlarına duvar inşa etme hakkı olduğunu söyledi. Sınırlara duvar inşasına karşı olmadığını belirten Johansson, “Fakat sınırlı olan Avrupa kaynaklarının, aynı zamanda önemli olan diğer şeyler yerine sınıra çit inşasını finanse etmek için kullanılıp kullanılmaması gerektiği başka bir konu” yorumunda bulundu.
SINIRLARA DUVAR ÇEKEN ÜLKELER
Avrupa içinde sınırlara duvar ve çelik çit inşaları ise sürüyor. Polonya da, tıpkı Litvanya gibi, Belarus sınırının bir kısmına dikenli tel çitler inşa etmeye başlarken, Macaristan, 2015 göç krizi sırasında Sırbistan sınırına benzer şekilde çit dikmişti. Avrupa Komisyonu geçen Ağustos ayında yaptığı oylamada Litvanya ve Beyaz Rusya arasındaki sınıra çit inşa edilmesi lehinde oy kullanmıştı. Ancak projenin AB fonları tarafından finanse edilmeyeceğini kaydedilmişti.
Satırla kovalayan kişiden kaçan kadın tavla oynayanlara sığındı. Oyun oynayanlar müdahale etmeyince kadını satırla yaralayan adam polis tarafından yakalandı. Kadının hayati tehlikesinin bulunmadığı bildirildi.
BOLD – Hatay’da, kendisini satırla kovalayan kişiden kaçan kadın, işyerinin önünde tavla oynayanlara sığınıp, yardım istedi. Tavla oynayanların müdahale etmemesi üzerine saldırgan, defalarca satırla vurduğu kadını yaraladı. Kaçan şüpheli yakalanırken, hastaneye kaldırılan kadının hayati tehlikesinin olmadığı açıklandı.
OYUN OYNAMAYA DEVAM ETTİLER
Dün saat 16.00 sıralarında Hatay’ın Antakya ilçesinde meydana gelen olay, cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Kendisini satırla kovalayan kişiden kaçan bir kadın, dükkan önünde tavla oynayan 5 kişinin yanına sığınıp, yardım istedi. Bu sırada sesleri duymasına rağmen yerinden kalkmayan, oyun oynamaya devam eden kişiler, satırlı saldırgan karşısında oturmaya devam etti. Satırlı saldırgan, 5 kişinin gözü önünde kadına defalarca vurdu. Cep telefonu kamerasıyla kaydedilip sosyal medyadan paylaşılan olay büyük tepki çekti.
KADININ HAYATİ TEHLİKESİ YOK
Olayla ilgili açıklama yapan Hatay Valiliği, saldırganın yakalandığı, yaralı kadının da hayati tehlikesinin olmadığı belirtilen açıklamada, “Sosyal medyada görüntüleri paylaşılan kadına şiddet olayı ile ilgili, Valiliğimizce yapılan araştırmalar neticesinde olayın 08.10.2021 saat 16.00 sıralarında Antakya ilçemizde gerçekleştiği, şüphelinin emniyet birimlerimizin çalışmaları sonucunda yakalandığı, şiddete maruz kalan vatandaşımızın hayati tehlikesi olmadığı anlaşılmıştır. Kadına yapılan her türlü şiddetin karşısında olmakla beraber, kadına verilen değerin, her türlü fayda ve beklentinin ötesinde, insan haklarının bir gereği olarak bilir, kadına yönelik şiddet tedbirlerini sıfır tolerans ilkesiyle hayata etkin şekilde geçirmek için tüm birimlerimizce çalışmaya devam ediyoruz” denildi.
Hatay’da bir kadın satırlı saldırgan erkekten kaçıyor ve orada bulunan erkeklerden yardım istiyor ama maalesef yardım edilmiyor. Kadın satırla saldırıya uğruyor ve yaralanıyor.pic.twitter.com/oMRJqQD3oj
Deniz Baykal’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için Meclis’e başvuru yapıldı. Hastalığından dolayı TBMM görüşmelerine katılamayan Baykal’a 2018 yılından bu yana ödenen milletvekili maaşlarının faiziyle geri alınması istendi.
BOLD- Halkın Kurtuluşu Partisi’nden yapılan açıklamada, sağlık sorunları nedeniyle milletvekilliği görevini yerine getiremeyen Deniz Baykal için Meclis’e başvuru yaptıkları belirtildi. Açıklamada, “Milletvekili yemini etmek dışında hiçbir faaliyete katılmayan Deniz Baykal’ın Milletvekilliğinin düşürülmesi ve 2018’den beri ödenen maaşın faiziyle geri alınması için TBMM Başkanlığına başvuru yaptık.” denildi.
Sağlık sorunları nedeniyle Milletvekilliği görevini yerine getiremeyen, Milletvekili yemini etmek dışında hiçbir faaliyete katılmayan Deniz Baykal'ın Milletvekilliğinin düşürülmesi ve 2018'den beri ödenen maaşın faiziyle geri alınması için TBMM Başkanlığına başvuru yaptık. pic.twitter.com/KmQTIqn6kp
AKP Hükumetinin, denetim yetkisini tırpanladığı Sayıştay’ın taleplerine cevap vermediği ortaya çıktı. Sayıştay belediyelere yönelik denetimlerde tespit ettiği usulsüzlüklerle ilgili yetkililere ulaşamıyor. Belediyelerde yapılan denetim sonuçlarına 2015 yılından bu yana cevap verilmiyor.
BOLD ÖZEL – Belediyelere yönelik denetimlerde sorumluluğu tespit edilen bürokratlara ulaşılamıyor. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun her türlü yetkisine müdahale eden İçişleri Bakanlığı Sayıştay’a cevap verilmesi için hiçbir girişimde bulunmadı. Sayıştay ulaşamadığı belediye görevlilerini Resmi Gazeteye verdiği ilanla arıyor. 2015 yılından bu yana cevap alınamayan bürokratlar için Resmi Gazete ilanına başvuruldu.
BELEDİYEDE ÇALIŞIYORLAR AMA BULUNAMIYORLAR
Muhatap bulamayan Sayıştay, hakkında Yargıtay kararı kesinleşen kişiler için mahkemelerin uyguladığı sistemin aynısını hayata geçirmek zorunda kaldı. Resmi Gazetede verilen ilanda, “Aşağıda adı soyadı yazılı sorumluların; adresleri tespit edilemediğinden, kendilerine Sayıştay ilamları tebliğ edilememiştir. Anılan sorumluların; bu ilanın Resmî Gazetede yayımı tarihinden itibaren 15 gün içinde Başkanlığımıza müracaat ederek ilamı tebellüğ etmeleri ya da açık adreslerini bildirmeleri gerekmekte olup, aksi takdirde 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre, işbu ilanla tebligat yapılmış olacaktır.” ifadeleri yer aldı.
AKP dönemine ait belediyelerde çalışan ve Sayıştay’ın mektuplar ve telefonlarla ulaşamadığı isimler şöyle:
2014-2019 yılları arasında AKP tarafından yönetilen İstanbul Esenyurt Belediyesi sorumlusu Kerem Yıldız.
2014-2019 yılları arasında CHP tarafından yönetilen İstanbul Avcılar Belediyesi harcama yetkilisi Burçin Baykal.
2014-2016 yılları arasında HDP tarafından yönetilen Mardin Büyükşehir Belediyesi harcama yetkilisi Yunus Öztürk.
2014-2019 yılları arasında AKP tarafından yönetilen Antalya Muratpaşa Belediyesi gerçekleştirme görevlisi Fatma Nalan Bilgiç ve Antalya Muratpaşa Belediyesi gerçekleştirme görevlisi Hatice Taşpınar.
AKP’nin hukuksuzca şirketlerine el koyduğu iş insanı Akın İpek, Koza-İpek Holding davasıyla ilgili önemli açıklamalar yaptı. Karar duruşmasında yaşanan skandalı anlatan İpek, “Savunmalar tamamlanmadan mahkeme öğle arasına gidiyor. Savcı 1 saat içinde 90 sayfalık mütalaa getiriyor. Bu mütalaa dışarıdan geldi. Birisi tarafından getirildi savcı bastı mütalaam diye koydu. Bu bir suçtur” dedi.
BOLD – Akın İpek 7 yıl sonra suskunluğunu bozdu. İngiltere’den Moonstar YouTube kanalından Tarık Toros’a konuşan İpek, yaşadıklarını anlattı. İpek’in ceketinin yakasındaki Koza İpek Holding logosu dikkat çekti.
FETÖ UYDURULMUŞ BİRŞEY
2 yıl önce Londra’da eşi ve kızının Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek ile karşılaştığını kaydeden İpek, “Orada normal konuşurken, eşime ve kızıma dükkanın ortasında Fetö diye bağırmaya başlamış. Bu arada ben Fetö kelimesini tırnak içinde söylüyorum. Çünkü ben Fetö meselesinin başından beri uydurma bir şey olduğunu hukuken ispatlamış birisiyim.” dedi.
OSMAN GÖKÇEK VE MELİH GÖKÇEK
İki yıl sonra Osman Gökçek’in kızı ve eşine saldırdığı görüntüleri yayınlamasını değerlendiren ipek, “Sonra Melih Gökçek’de ‘Londra’da oğluma saldırdılar’ diye yayınlamış bunu. Çok tatsız bir mesele bu. Hem bir baba hem bir eş için.” diye konuştu.
HER PARTİDEN DOSTUM VAR
İpek, “Gökçek’in oğlu Melih uzun zamandır bana Fetöcü diyip duruyor.” diyen İpek, şöyle konuştu: “Beni tanıyanlar bilirler. Hiç yalan söylememişimdir. Tabi benim Hizmet hareketinden tanıdığım insanlar var. AK Parti’den tanıdığım insanlar var. Cumhuriyet Halk Partisi’nden var. Milliyetçi Hareket Partisi’nden HDP’den var. Benim dostluk kriterlerim arasında hangi siyasi partiye mensup olduğu yok.” dedi.
İpek ardından özetle şu açıklamaları yaptı:
MELİH GÖKÇEK’İ HİZMET HAREKETİNİN YÖNETİCİSİ OLARAK TANIRIM
2015 yılının başına kadar Hizmet hareketinin Ankara’da kimleri tanırsınız, kimler yöneticidir deseniz 5 kişi say deseniz ben Melih Gökçek’i sayarım. Hizmet Hareketinin Ankara’daki yöneticisi olarak sayarım. Ben kendisini öyle tanıdım.
EŞİNİN ADINA KURDUĞU OKULDA GÖKÇEK İLE GÖRÜŞÜRDÜK
Okul kurmuş kendi eşinin ismi üzerine. Beni oraya davet etti oraya gittim orada görüştük. Ben kendisinden bu güne kadar hiçbir şey istemiş de değilim. Ama tabi ki her grupta dostum olduğuna göre kendisi yıllarca Ankara’nın belediye başkanlığını yaptığı için uzun zamandır tanıyorum. Bu insanlar gerçek yüzlerini bir olay neticesinde ortaya çıkarıyorlar.
GÖKÇEK RÜZGARIN DÖNMESİYLE 180 DERECE DÖNDÜ
Bu adam Melih Gökçek Hizmet Hareketinin en başından istifade ederken, biranda rüzgarın dönmesiyle 180 derece döndü. Ve bir çekirge gibi dairenin sonuna atladı oradan daireni çapı kadar başka bir yere atladı. Şimdi oradan yıllardır tanıdığı insanlara cemaat düşmanı olduğunu göstermek için eziyet ediyor. Olay bundan ibaret.
GÖKÇEK MALLARIMI GASP ETTİ
Mallarımı gasp etmişsin. Çetin Acar gibi bir adamı beslemişsin anneme iftira atıyor. Gökçek siyasi partili değil menfaatine göre yer değiştirir.
2013’TEN SONRA BİZİ FİŞLEMİŞLER
Cemaat düşmanlığı bayraktarlığı yapıyorum diyen insanlara dikkat edin Hizmet hareketinin içerisinde yöneticilerden olduğunu göreceksiniz. Birçoklarının durumu böyle. Omurgası bu kadar hızlı dönmeye müsait olmayan insanlar 2013 yılındaki yolsuzluk skandalından sonra ne doğrudur ne yanlıştır diye tereddüt ettiler. Her şey ortaya bir çıksın rüşvet mi verilmiş, alınmış mı diye belirlenmesini istediler. Tereddütte olan insanları o dönemde fişlemişler.
İşçi Partili biri değilim. Fakat işçi partisi iyi bir açıklama yapsa bu fikir doğrudur derim. Geçmişte ben AK Parti’yi destekledim diye yanlış bir şey yaptılarsa yanlış olduğunu demem gerekmez mi? ilkeli olmanın gereği bu. 2013’teki skandaldan sonra da bunu yaptık. Biz bütün televizyon ekranlarımızı açtık. Ankara Sanayi Odası başkanı olduğu için eski bakan Zafer Çağlayan’ı yıllardır tanıyorum. Ben yargılanmak istiyorum deseydi ben mahkemede dururdum. Dostluk ve vefa bunu gerektirir. Sen kendini savunmazsan ben savunur muyum seni. Bahsettiğimiz konu kirli bir konu. Para rüşvet. İşlediği suçun yanında ortağı olamam kardeşim.
BİR ÖĞRETMENİ TAYİN ETTİREMEM
Cemaat cemaat diyorlar. Benim cemaatte hatırım şu kadardır. Bir öğretmeni bir yerden bir yere tayin ettirseniz deseniz. Yaptıramam. Buna rağmen kimseye kırgınlığım olmaz. Herkesin kendine göre kurduğu bir sistem var. Ona göre hareket eder. Herkes dernek kurabilir. Yasalara uygun mu bütün mesele budur. Keyfi yasa çıkarmak olmaz. 2014-2015’te bu rahatlık içinde yaşadım. Durup dururken 2015 yılında kayyım atayıp baskın attılar. Hiçbir sebep yok.
MASAK BİZİ AKLADI
2015 Mayıs ayında MASAK bizden bilgi istedi. Doğru ve zamanında kendilerine teslim ettim. Savcılıkta aynı bilgileri istedi verdim. Gizli saklı bir şeyimiz yok. Savcı belgeleri aldıktan 10 gün sonra baskın yaptı. Baskın yapmak için bir sebep yok. İstediğinizi almışsınız zaten. El koydukları belgeleri Erzurum’da Ertan Çomaklı ve ekibine gönderiyor. Bu Çomaklı’da ‘Bir şirketin bu kadar mükemmel olması şüpheli’ deyip bize kayyım atanmasını istedi. Şirketlerimizde hiçbir sorun olmadığına dair 2016 yılı Mayıs ayında rapor hazırlanıyor. 2016 yılında her şeyini incelediğiniz İpek ailesinin temiz olduğuna karar verdiniz. Ama 2016 Temmuz ayındaki darbe girişiminden sonra şirketler müsadere edildi.
TÜRK YARGISI ULUSLARARASI TAHKİMİ DİNLEMİYOR
Uluslararası Tahkim Kurulu Türkiye’de bizimle ilgili devam eden davaların durdurulması talimatı verdi. Ama durdurulmadı.
SAVCIYA DIŞARIDAN MÜTALAA GETİRİLDİ
2020 yılındaki son duruşmada bizim avukatlarımız lehimize olan raporlarını sunuyorlar. Öğlen arası savcı gidiyor. Savunmalar tamamlanmadan 1 saat içinde 90 sayfalık mütalaa koyuyor. Bunu bu kadar kısa sürede yazması mümkün değil. Dışarıdan geldi. Birisi tarafından getirildi savcı bastı mütalaam diye koydu. Bu bir suçtur.
HAKİMLER CİĞERİMİZİ SÖKMEK İÇİN KARAR ALDI
Hakim dava dosyasında şu suçlamalar var diyor. Suçlamalarla ilgili MASAK’ın bizi temize çıkaran raporlarını dikkate almıyor. Ama kanaat ortaya koyuyor. Bunu bizim ciğerimizi sökmek için yapıyor. Annemin hayatını düşün. Tekin İpek’i düşün. Yıllardır cezaevinde. Nasıl dayanıyorlar bilemiyorum. Bütün aileme sülaleme ceza verdiler. Mal mülk için insanlara kötülük etmen.
HUKUKU TANIMAYANLARA KARŞI HUKUK MÜCADELESİ VERİYORUM
Hukuku tanımayanlara karşı hukuk alanında mücadelemi sürdürüyorum. AİHM karar veriyor uygulamıyorlar. 2013 yılında yangın çıktı. Yangın daha sonra büyüdü. Şimdi o yangının ortasında kaldılar. Küçük bir muslukla söndürülecek, daha büyük yangın çıkararak unutturulacak bir yangın değil. Bu karmaşa içinde elimde imkanlarla mücadele edip tarihe not düşmek.
AİHM’E MÜDAHALE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR
Bugün Türkiye’yi yönetenler uluslararası mahkemelere örneğin AİHM’e oraya da ellerinden geldiğince müdahale etmeye çalışıyorlar. Ama hakkımızı korumak için elimizde hukuktan başka bir şey yok. Bizim için önemli olan bu dava dosyasının açılması.
MELEK İPEK’E YAPILANLAR
Annem deyince çok duygusal bir yere giriyorum. Kadını evinden çıkardılar. Son mahkeme duruşmasında hiçbir şey bulunamayınca annem ve akrabalarımla ilgili 3 tane şahit çağırmışlar. Bir tanesi şeytana şahitlik eden kişi. Mahkeme heyeti Tekin İpek’i Melek İpek’i tanıyor musun diye soruyor, tanımıyorum diyor. Adam oraya gelmiş ben şu kadar zamandır cemaatin içinde görev yaptım. Kötülüklerini gördüm ayrıldım diyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne girmiş bu işten para kazanan adam. Bütün raporların tamamı bizim suçsuz olduğumuzu söylemişine rağmen idam cezası verdiler. 90 yıl ne demek kardeşim.
EN TEPEDEN GÖREV ALDIK DİYORLAR
Koza İpek Holding ile ilgilenen bir grup var. En tepeden görev aldık diyorlar. Onun talimatıyla hareket ediyoruz diyorlar. Kötülüğün de bir sınırı olur. Yaşı ileri hasta falan bu kadar olmaz denir. Ama eziyet etmeye devam ediyorsunuz. Cehennem işte bu yüzden var.”
BİZ FİTÖ BORSASININ İLK KURBANLARIYIZ
“Biz fitö borsasının ilk kurbanlarıyız.” diyen İpek, “Otelinizi verin dosyayı kapatalım, şirketinizi verin davalardan vazgeçelim dendi mi size ?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Tabi tabi bunlar oldu. Ama ben bugün delilleriyle ortaya koysam bu dosyanın Türkiye’de ehemmiyeti yok. Yargının büyük çoğunluğu iktidarın etkisinde. Ama bunların bir kısmı ilerde itirafçı olacaklardır. İplik söküğü gibi sona kadar gelecek. Menfaat ortaklığı şöyle biter, rüzgarın dönmesiyle çekirge gibi 1000 metreye atlayabilen insanlar yarın da atlayacaklar.
KHK’LARI KALDIRIYORUZ DESELER ÜLKE NEFES ALACAK
Bir ülke için en önemli hukuk müessesedir. Hukuk çökerse bütün kurumlar çöker. Bu yangının sönmesi lazım. Bu meseleyi 1 günde çözebilirler. KHK’yı kaldırıyoruz derlerse ülke nefes alacak.”
Ankaralıların milyarlarca lirasını usulsüz harcadığı gerekçesiyle hakkında 100’ün üzerinde soruşturma açılan Melih Gökçek’le ilgili skandalların ardı arkası kesilmiyor. İpek Ailesi’nin 7 yıldızlı oteline çöktükleri ortaya çıkan Gökçekler’in, daha önce de Alaattin Kaya’nın Ankara’daki bir binasına el koydukları belirlendi.
BOLD – Görevinden el çektirilen AKP’li eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’in yönettiği Beyaz TV’nin Gülen Hareketi’ne yakın olduğu gerekçesiyle hapse atılan iş insanı Alaattin Kaya’dan el koydukları binada yayın yaptığı ileri sürüldü.
ALAATTİN KAYA’NIN BİNASINDAN YAYIN YAPIYORLAR
Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, geçtiğimiz hafta hakkında başlatılan soruşturmalar kapsamında savcılığa ifade verdi. Hakkında çok sayıda yolsuzluk ve usulsüzlük iddiası bulunan Gökçek ailesi ile ilgili bir iddia daha ortaya atıldı. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’in yönettiği Beyaz TV’nin, Gülen Hareketi’ne yakınlığı gerekçesiyle hapse atılan iş insanı Alaattin Kaya’nın şirketinden usulsüz şekilde başka bir firmaya devredilen binada yayın yaptığını iddia etti.
YENİ KURULAN FİRMAYA SERMAYE OLARAK ALINMIŞ
Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal’ın haberine göre, iddiasını belgeler üzerinden açıklayan Emir, “Zaman gazetesinin imtiyaz sahibi de olan Alaattin Kaya’nın İmaj Dış Ticaret AŞ adlı bir şirketi var. Bu şirketin de bir arsası var. Bu arsaya bir bina yapılıyor. Binadaki bağımsız bölgeler, Alaattin Kaya’nın eşi, gelini ve iki oğluna veriliyor. İmaj Dış Ticaret AŞ 2006’da bölünüyor. İçinden Aktör İnşaat ve Kiralama AŞ çıkıyor. Aktör İnşaat ve Kiralama AŞ bu yeni yapılan binadan iki daireyi sermaye olarak alıyor” dedi.
GÖKÇEK SORUŞTURMANIN ÖNÜNÜ ALMAYA ÇALIŞIYOR
Gökçek’in soruşturmasında bu bilginin de kullanılması gerektiğini vurgulayan Emir, “Melih Gökçek şu anda kimi yerlere mesaj vererek ve Ankara’daki belirli siyasi düğmelere dokunarak bu soruşturmanın önünü almaya çalışıyor. Operasyonu kendisi lehine durdurma çabasında” dedi.
İPEK AİLESİ’NİN OTELİNE ÇÖKTÜKLERİ ORTAYA ÇIKMIŞTI
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, İpek Ailesi’ne ait Marmaris’teki 7 yıldızlı Angel’s Peninsula Oteli’ne Melih Gökçek’in çöküp çökmediğini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sormuş, Otelin sahibi Akın İpek ve oğlu Muhammet Ali İpek otele Gökçeklerin çöktüğünü doğrulamıştı.
Angel’s Peninsula Otele ailece misafir olarak geldiklerinde, otelin her köşesinde fısır fısır konuşurlardı. Biz de hayırla dua ediyorlar, maşallah diyorlar, Allah sahibine bağışlasın falan diyorlar sanırdık. Meğer ‘bizim olur inşallah’ diye dua ediyorlarmış. https://t.co/PLvHT8kHQK
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun koltuğunun sallandığına dair Reuters’in haberinin ardından İngiliz Financial Times, Mayıs 2021’de TCMB Başkan Yardımcısı olarak atanan Semih Tümen’in Kavcıoğlu’nun yerini alabileceğini yazdı. Kavcıoğlu’nun görevden alınması durumunda Merkez’in 2,5 yılda 4’ncü kez başkanı değişecek.
BOLD – Reuters dünkü analizinde AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’ndan memnun olmadığı ve görevden alabileceğini yazdı. Bugün de İngiliz Financial Times (FT) da konuya ilişkin “Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınacağı söylentileri üzerine TL sallandı” başlıklı bir haber yayımladı.
DOLAR 9 LİRA SINIRINDA
Reuters’ın geçtiği “Erdoğan son TCMB Başkanı’ndan da soğuyor” başlıklı haber üzerine dolar tüm zamanların rekorunu kırarak 8,97 ile rekor seviyeye yükseldi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dan gelen yalanlamaya rağmen dolar 9 lira sınırında tutundu.
PİYASA KAVCIOĞLU’NUN GİDİŞİNİ SATIN ALDI
Konuyu masaya yatıran FT gazetesi, Mayıs 2021’de TCMB Başkan Yardımcısı olarak atanan Semih Tümen’in Kavcıoğlu’nun yerini alabileceği yönünde son haftalarda piyasada bazı analistler ve piyasa katılımcıları tarafından spekülasyonlar yapıldığını aktardı.
MAYIS’TA BAŞKAN YARDIMCISI OLARAK ATANDI
Laura Pitel imzalı haberde FT, üst düzey bir bankacının bir değişiklik olacaksa bile Tümen’in başkan olmasının muhtemel olmadığını söylediğini aktardı.
1977 yılın doğan Tümen, 2000 yılında ODTÜ Ekonomi’den mezun olmuş, 2002 yılında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında uzman yardımcısı olarak göreve başlamış, 2011 yılına kadar çeşitli birimlerde görev yapmıştı.
2011 yılında Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğünde ekonomist olarak görev yapmaya başlayan Tümen, 2015-2016 yılları arasında Araştırma ve Para Politikası Genel Müdür Yardımcılığı; 2016-2018 yılları arasında ise Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğü görevlerini yürüttü.
2018’de bir üniversitede göreve başlayan Tümen, 5 Mayıs 2021 tarihinde Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı’na atandı.
Tümen, London School of Economics Ekonometri ve Matematiksel Ekonomi ile Chicago Üniversitesi Ekonomi bölümlerinde yüksek lisans; Chicago Üniversitesi Ekonomi doktora programlarını tamamladı.
ERDOĞAN, 2,5 YILDA 3 MERKEZ BAŞKANINI KOVDU SIRADA 4.SÜ VAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2,5 yılda 3 Merkez Bankası Başkanı’nı görevden aldı. Murat Çetinkaya, Murat Uysal ve Naci Ağbal’ı bir gece yarısı kararnamesiyle kovan Erdoğan, Mart ayında göreve getirdiği Şahap Kavcıoğlu’nun faiz indirmemesine sinirlendi.
Koza İpek Holding’in sahibi iş insanı Akın İpek, AKP’li eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve oğlu Osman Gökçek’le ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Melih Gökçek’in Gülen Hareketi’nin Ankara’daki yöneticilerinden olduğunu söyleyen İpek, “Hizmet Hareketinden istifade ederken rüzgarın dönmesiyle 180 derece döndü. Bir çekirge gibi atladı” dedi.
BOLD – Osman Gökçek’in Londra’da eşi Nevin İpek ve kızına ağır hakaretler ettiği görüntüleri yayınlamasının ardından iş insanı Akın İpek, suskunluğunu bozarak 7 yıl sonra Moonstar TV’ye konuştu.
Akın İpek, Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in 2015 yılına kadar Gülen Hareketi’nin Ankara’daki yöneticilerinden olduğunu söyledi. İpek, ” Hizmet Hareketi’nin en başından istifade ederken, rüzgarın dönmesiyle 180 derece döndü. Bir çekirge gibi dairenin soluna atladı” dedi.
Akın İpek’in açıklamaları şöyle: “Hizmet Hareketinden AK Parti’den CHP’den MHP’den tanıdığım insanlar var. 2015 yılı başına kadar Hizmet Hareketi’nden kaç kişiyi tanırız derseniz, kimler yöneticidir 5 kişiyi say derseniz ben Melih Gökçek’i sayarım. Hizmet Hareketinin Ankara’daki yöneticisi olarak sayarım. Ben kendisini öyle tanıdım. Eşinin üzerine okul kurdu, beni oraya davet etti. Görüştük. Ben bugüne kadar kendisinden bir şey istemiş değilim. Ankara’nın Belediye Başkanı… İnsanlar gerçek yüzlerini bir olay neticesinde ortaya çıkartıyorlar.
180 DERECE DÖNDÜ, ÇEKİRGE GİBİ BAŞKA YERE ATLADI
Melih Gökçek, Hizmet Hareketi’nin en başından istifade ederken, rüzgarın dönmesiyle 180 derece döndü. Bir çekirge gibi dairenin soluna atladı. oradan da bir dairenin çapı kadar başka bir yere atladı. Yıllardır tanıdığı insanlara ben kendimden bahsetmiyorum. Cemaat düşmanı olduğunu göstermek için eziyet ediyor. ”
Türkiye İstatistik Kurumu, verileriyle artan yoksullaşmayı gizlemeye çalışırken, hükumete yakın Memur-Sen Konfederasyonu’nun araştırması yoksullaşmayı gözler önüne serdi. 4 kişilik ailenin açlık sınırı 2 bin 964 lira olurken, yoksulluk sınırı 8 bin 422 liraya yükseldi. Son bir ayda sadece ısınma giderleri yüzde 6.13 arttı.
BOLD – Türkiye’de işçi ve memur olarak çalışan halkın büyük kısmının gelirleri sabit. Her ay artan fiyatlar ise halkı giderek yoksullaştırıyor. Memur-Sen Konfederasyonu açlık-yoksulluk araştırmasına göre gıdadan ulaşıma, ısınmadan eğitim masraflarına kadar ürünlerin fiyatları son bir ayda arttı.
AKP iktidarına yakınlığı ile bilinen Memur-Sen Konfederasyonu, her ay düzenli olarak açıkladığı açlık-yoksulluk araştırmasını kamuoyu ile paylaştı. Araştırmaya göre Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 964 TL yoksulluk sınırı ise 8 bin 422 TL olarak tespit edildi. Yapılan araştırmaya göre Eylül ayında Ağustos ayına göre gıda madde fiyatlarında ortalama yüzde 1,87’lik bir artış yaşandı. Eylül ayında göze çarpan en büyük artışlar yüzde 30,46 artışla marul, yüzde 21,64 artışla patlıcan, yüzde 18,81 artışla patates, yüzde 18,29 artışla dolmalık biberde oldu.
ISINMA GİDERLERİNDEKİ ARTIŞ SÜRÜYOR
Eylül ayında Ağustos ayına göre ısınma madde fiyatlarında ortalama yüzde 6,13’lük bir artış gözlenirken; Eylül ayında Ağustos ayına göre barınma madde fiyatlarında yüzde 1,56’lık bir artış oldu. Aydınlanma madde fiyatında ise Eylül ayında Ağustos ayına göre herhangi bir değişim gözlemlenmedi.
SERVİS ÜCRETLERİ YÜZDE 29.52 ZAMLANDI
Eylül’de Ağustos’a göre ulaşım madde fiyatlarında yüzde 0,02’lik bir düşüş olduğu belirlenirken, Ağustos ayına göre en göze çarpan değişimlerin yüzde 29,52 artışla servis ücreti, yüzde 3,22 artışla tramvay ücreti fiyatlarında olduğu gözlendi. Bununla birlikte ulaşım madde fiyatlarında Ağustos ayına göre yüzde 4,34 azalışla araba kiralama ücreti, yüzde 2,37 azalışla araçların tamir ve bakımına ödenen ücretlerinde düşüş gözlemlendi.
SAĞLIK AĞUSTOS’TA ZAMLANDI
Eylül ayında Ağustos’a göre sağlık madde fiyatlarında ortalama değişim yüzde 1,18’lik bir artış olarak gözlenirken, en göze çarpan değişimlerin yüzde 3,24 artışla röntgen ücreti, yüzde 2,24 artışla ultrason ücreti fiyatlarında olduğu tespit edildi. Çevre ve su madde fiyatlarında da yüzde 2,49’luk bir artış yaşandı. Eğitim-kültür madde fiyatlarında yüzde 2,41’lik bir artış gerçekleşirken, bu kalemde en büyük artışlar yüzde 24,25 artışla özel üniversite ücreti, yüzde 16,82 artışla gazete madde fiyatlarında gözlendi.
Avrupa’da en fazla işçi ölümünün yaşandığı ülke olan Türkiye’de iş cinayetleri durdurulamıyor. Eylül ayında en az 175 işçi iş kazalarında yaşamını yitirirken, bu yılın ilk dokuz ayında ölen işçi sayısı ise bin 674 oldu.
BOLD – İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin İş Cinayeti Raporu’na göre Eylül ayında en az 175 işçi iş kazalarında ölürken bu yılın ilk dokuz ayında ölen işçi sayısı ise bin 674’e yükseldi.
EN ÇOK ÖLÜM İSTANBUL’DA
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin işçi ölümlerine ilişkin hazırladığı İş Cinayeti Raporu’na göre Eylül ayında iş cinayetlerinde vefat eden 175 işçiden 18’i kadın, 157’si erkek. Eylül ayında 3 Suriyeli, 1 Macar ve 1 Türkmen olmak üzere 5 göçmen de iş kazalarında vefat etti. Raporda, iş cinayetlerinde ölen işçilerle ilgili şu bilgilere yer verildi: 13 ölüm İstanbul’da; 11 ölüm Kocaeli’de; 10’ar ölüm Şanlıurfa ve Tekirdağ’da; dokuz ölüm Bursa’da; 8’er ölüm Antalya ve İzmir’de; 7 ölüm Ankara’da; 5’er ölüm Adana ve Çorum’da; 4’er ölüm Hatay, Karabük, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun’da kaydedildi.
5 ÇOCUK ÇALIŞIRKEN ÖLDÜ
Tarım işkolunda 17 işçi ve 11 çiftçi öldü. Ölümlerin üçte biri sanayi işkollarında gerçekleşti. 12 tarım, 8 tekstil ve 7 taşımacılık işçisi trafik/servis kazası sebebiyle öldü. Kovid-19 sebepli ölümler ise rapora 53 olarak yansıdı. Rapora göre inşaatlardaki iş cinayetlerinin üçte ikisi yüksekten düşme şeklinde gerçekleşti. 5 çocuk, çalışırken öldü. Çocuk işçiler tarım, inşaat ve konaklama işkollarında çalışıyordu.
TÜRKİYE İŞ KAZALARINDA AVRUPA’DA İLK SIRADA
Avrupa Birliği’nin (AB) resmi istatistik ofisi Eurostat ve Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) verilerine göre Türkiye iş kazalarında en fazla insanın hayatını kaybettiği ülkeler sıralamasında birinci. Euronews’in aktardığına göre Avrupa’da, geçirdiği iş kazasını takiben bir yıl içinde yaşamını yitiren kişinin ölümü bu kategoride değerlendirilirken, AB’de en fazla iş kazası Almanya’da meydana geldi. Almanya’da iş kazasında hayatını kaybedenlerin sayısı 397 olurken Almanyayı 235 ile Romanya takip etti. 27 AB ülkesinde meydana gelen iş kazalarında ölen toplam işçi sayısı ise 3 bin 332 kişi olarak kayıtlara geçti. Uzmanlar Türkiye’de iş kazalarının sık yaşanmasını işletmelerin denetlenmesinde yaşanan sorunlar, taşeronlaşmaya bağlıyor.
AİHM’in tahliye edilmesi gerektiği yönündeki karara rağmen iş insanı Osman Kavala bugün görülen duruşmada yine salıverilmedi. Kavala’nın avukatları, Gezi ile Çarşı davalarının birleştirilmesine ve Kavala’nın tahliye edilmemesine tepki gösterdi.
BOLD – Osman Kavala hakkında ara karar açıklandı. Gezi Parkı davasında tutuklu halde yargılanan Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşma 26 Kasım’a ertelendi.
Gezi Parkı davası ve Çarşı davası Yargıtay’ın kararı doğrultusunda birleştirildi. 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya tutuklu sanık iş insanı Osman Kavala SEGBİS ile katılırken diğer tutuksuz sanıklar duruşmada hazır bulundu. Davaların birleştirilmesine itiraz eden Kavala’nın Avukatı Ali Rıza Dizdar, “Dosyaların birleştirilmesi usul hukukuna aykırıdır” dedi. Çarşı avukatlarından Ömer Kavili ise yapılanların davaya siyasi bir müdahale olduğu izlenimi verdiğini kaydetti.
MAHKEME DOSYALARIN AYRILMASINI REDDETTİ
Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar, “Müvekkilim açısından dosyaların ayrılmasını talep ediyorum. Hem Çarşı hem diğer davada şahıs ve olay yönünden hiçbir bağlantı yoktur. İki dava birbirinden tamamen ayrıdır. Müvekkilim için 52 kişinin yargılanacağı birbirinden farklı üç olayla yargılamaya gidiliyor. Bu hem hukuksuzdur hem de işkencedir” dedi. Savcının istediği doğrultusunda mahkeme heyeti, bozma ilamlarının içeriği, bozma ilamına uyulmaya karar verilmiş olması, celse arasında birleşmeye onay verilmiş olması nedeniyle dosyaların ayrılmamasına karar verdi.
DAVALAR YENİ BİR DELİL OLMADAN BİRLEŞTİRİLDİ
SEGBİS üzerinden duruşmaya katılan Kavala da “Daha önce aralarında fiili ve hukuki bağlantı olmadığına karar verilen suçlamalar hiçbir yeni delil olmadan birleştirildi ve benimle ilgili davalar, gene hiçbir delile ve anlaşılır gerekçeye dayandırılmadan Çarşı davası ile birleştirildi. Benimle ilgili suçlamaların çarpıcı yanı, sadece herhangi bir delile dayanmıyor olmaları değildir. Bunlar mantık sınırlarını aşan komplo teorilerine dayandırılan fantastik nitelikte iddialardır” dedi.
TUTUKLULUĞUN SÜRMESİ YARGISIZ İNFAZ
Kavala, sudan bahanelerle tutukluluğumun sürdürülmesinin yargısız infaz olduğunu belirterek, “AİHM’in kararının etrafından dolanma girişimidir. Umarım, davaların birleştirilmesi, Türk yargısının karşı karşıya olduğu tehditlerin daha iyi anlaşılmasına vesile olur. Umarım ülkemizde bir daha böyle bir iddianame hazırlanmaz, böyle şey bir daha yaşanmaz” dedi.
DURUŞMA 26 KASIM’A ERTELENDİ
Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar müvekkilinin tahliyesini istedi. Savcı mütalaasında, Kavala’nın suçun vasıf ve mahiyeti nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, Kavala’nın ‘kuvvetli suç şüphesi ve somut delillerin olduğu’ gerekçesiyle tutukluluğuna devam kararı verdi. Duruşma 26 Kasım’a ertelendi.
Doların rekor kırdığına dikkat çeken Ekonomi Yazarı Turhan Bozkurt, yıl sonuna kadar dolar/TL mevcut seviyelerin çok üstüne çıkacağının altını çizdi. Bozkurt, Merkez Bankası’nın ne yapıp edip faiz indireceğini kaydetti.
BOLD – Ekonomi Yazarı Turhan Bozkurt, Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu 21 Ekim’de ne yapıp edip faizi indirmenin bir yolunu bulacağını belirterek, buna bahane olarak da kredi yavaşlamasının sunulacağının aktardı. Bozkurt, dolar kurunun yükselmesi sonrası artacak satışların kuru indirmeye yetmeyeceğinin altını çizerek doların yıl sonunda mevcut seviyelerinin çok üzerinde olacağını kaydetti.
DOLAR REKOR TAZELEDİ
Ekonomi Yazarı Turhan Bozkurt, piyasalarla ilgili kişisel Youtube kanalında şu yorumlarda bulundu: “Dolarda yeni rekor 8,97 TL. Almanya’nın önde gelen bankası Commerzbank dolar için 9,50 TL üzerini ima etti. Borsa İstanbul’da BİST 100 endeksi 1.390 puan üzerinde kalıcı olmayacak. Altının gramı 505 TL’yi geçti.
ALMANLAR ALTIN STOKLAMAYA DEVAM EDİYOR
Altın almak için en uygun ay hangisi? Polonya, 2022’de 100 ton altın daha ilave edecek rezervlerine. Hindistan’ın altın ithalatı artıyor, bir yıl önceki 12 tona karşılık 91 ton. Alman vatandaşları altın stoklamaya devam ediyor. Rusya’nın altın rezervinin değeri 150 milyar dolara yaklaştı.
SATIŞLAR ARTSA DA BU KALICI İNİŞ İÇİN KAFİ OLMAYACAK
Geçen hafta yerli şahıs ve şirketlerin döviz mevduatı 1,7 milyar dolar azaldı. Faizin indirildiği 23 Eylül’den evvel 238,2 milyar dolara çıkan döviz mevduatı 232,2 milyar dolara geriledi. Kur 9 TL üzerine çıktığında satışları artsa da bu eğilim dolar/TL’de kalıcı iniş için kâfi olmayacak.
NE YAPIP EDİP FAİZ İNDİRMENİN YOLUNU BULACAK
Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu 21 Ekim’de ne yapıp edip faizi indirmenin bir yolunu bulacak. “Çekirdek enflasyon göstergelerinde yavaşlama görüyoruz.” diyen Kavcıoğlu “faiz indirimi sürecek” mesajı verdi. Kredi yavaşlaması da indirimin bahanesi olacak.
DOLAR TL MEVCUT SEVİYELERİN ÇOK ÜSTÜNE ÇIKACAK
Faiz oranını enflasyonun üzerinde tutma devri sona erdi. Yüksek enflasyona karşı koyacak daha sıkı para politikası ekonomiyi boğacaktır. Yıl sonuna kadar dolar/TL mevcut seviyelerin çok üstüne çıkacak.”
Yürümekte ve cümle kurmakta zorlanan, televizyon yayınlarında uyuklayan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hasta olduğuna dair iddiaları Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun yalanladı. Altun’un yalanlamasına karşın muhalefet Erdoğan’dan sağlık raporu talep ediyor.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yürüyüşlerinde yaşadığı tökezlemeler, konuşmalarındaki duraksama, cümle kuramaması, uyuyakalması dünya ve Türkiye kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor. Kamuoyunda Erdoğan’ın hastalığı konuşulurken, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dan Erdoğan’ı hastalığı ile ilgili yalanlama geldi.
“ERDOĞAN’IN HASTA OLDUĞU YALAN HABER”
Twitter hesabından Reuters’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’ndan soğuduğuna dair haberi yalanlayan Altun, Erdoğan’ın Türkiye’yi yönetemeyecek kadar hasta olabileceğine yönelik yabancı basında yer alan haberleri de yalanladı. Altun “Yalan haberi sosyal medyanın sorunu zannediyorduk. Fakat görüyoruz ki artık ana akım medya da aynı meseleden muzdarip. Büyük medya kuruluşları bile bu tür yalanları kolayca dolaşıma sokabiliyor. Bu endişe verici bir durum. Her ikisi de yalan” dedi.
“Yalan haber”i sosyal medyanın sorunu zannediyorduk.
Fakat görüyoruz ki artık ana akım medya da aynı meseleden muzdarip.
Büyük medya kuruluşları bile bu tür yalanları kolayca dolaşıma sokabiliyor.
Altun yalanlasa da Ankara’nın gündemi Erdoğan’ın sağlığı. Ana muhalefet partisi CHP’nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili sözlerine yanıt vererek, “AK Parti’nin ileri gelenleri ‘Anayasanın ilk dört maddesinin değişmesini’ talep ediyor; Erdoğan, benim söylediğimi zannediyor. Artık sağlık raporu istemek, bir devlet güvenliği meselesi haline gelmiştir. Erdoğan, bağımsız bir kuruluştan, sağlık raporu almalıdır, hem de hemen!” dedi.
KARAMOLLAOĞLU: TAYYİP BEY HAKİKATEN RAHATSIZ
Dönemin Fazilet Partisi lideri Necmettin Erbakan’a yaşlı olduğunu, çekilmesi gerektiğini basın aracılığıyla ileten Tayyip Erdoğan’a 22 yıl sonra cevap Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’ndan geldi. Karamollaoğlu, Erdoğan’a çekilmesi için sağlık durumunu hatırlattı. Karamollaoğlu, Habertürk’te katıldığı gazeteci Fatih Altaylı’nın programında Erdoğan’ın sağlık durumunun iyi olmadığına dikkat çekerek, “Şu anda gördüğümüz kadarıyla Allah Teala sağlık afiyet versin derim, Tayyip Bey hakikaten rahatsız, sağlık açısından söylüyorum. Yürümesinden tutun, konuşmasına kadar her noktada o da bir arayışın içinde…” dedi.
“ADAY OLAMAYACAK KADAR HASTA”
Amerika’nın dünyaca ünlü dergisi Foreign Policy’de “Erdoğan 2023 öncesi gerçekten de savunmasız olabilir, ancak durum çoğu insanın düşündüğü gibi değil. Yeniden seçilmek için aday olamayacak kadar hasta olabileceğine dair işaretler var” ifadelerinin yer aldığı bir analiz yayınlamıştı.
ABD Başkanı Jeo Biden, Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarına tepki göstererek, Türkiye’nin ABD’nin IŞİD’le mücadelesine zarar verdiğini söyledi. Biden, Türkiye’nin Suriye politikalarının ABD’nin dış politikalarına tehdit oluşturduğunu kaydetti.
BOLD – ABD Başkanı Joe Biden, Suriye hakkındaki Ulusal Acil Durum halini bir yıl daha uzattı. Konuyla ilgili Kongre’ye bildirim mektubunda Türkiye’yi eleştiren Biden, Türkiye’nin Suriye’deki harekatının IŞİD’le mücadeleye zarar verdiğini öne sürdü.
KONGRE’YE MEKTUP GÖNDERDİ
Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre, Biden acil durumun bir yıl daha uzatılmasını öngören kararı hakkında Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’ye mektup gönderdi. Mektupta eski Başkan Donald Trump’ın 14 Ekim 2019’da 13894 sayılı kararnameyle, hem Suriye’deki hem de Suriye’yle ilişkili durumların, ABD’nin ulusal güvenliği ve dış politikasına getirdiği alışılmadık ve olağanüstü tehditle baş etmek için ”Uluslararası Acil Ekonomik Yetkiler Yasası” uyarınca ulusal acil durum ilan ettiği ve bu durumun devam etmesine karar verdiğini kaydetti.
TÜRKİYE’NİN EYLEMLERİ BÖLGEDE BARIŞI TEHDİT EDİYOR
Biden mektubunda, “Suriye’deki ve Suriye’yle ilişkili durumlar, özellikle de Türkiye Hükumeti’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna askeri taarruz düzenleme yönündeki eylemleri, IŞİD’i yenilgiye uğratma çabasına zarar veriyor, sivilleri tehlikeye atıyor. Bölgede barış, güvenlik ve istikrarı zedeleme tehdidi barındırıyor ve ABD’nin ulusal güvenliği ve dış politikasına karşı alışılmadık ve olağanüstü bir tehdit oluşturmayı sürdürüyor” ifadelerini kullandı.
AKP’ye yakınlığıyla bilinen gazeteci Nagehan Alçı, 2023 seçimleri için ilginç bir yorumda bulundu. Alçı, “Kan akabilir, tansiyon çok yükselir, sokaklardaki gerilimi kontrol edemezsiniz. Bunun sorumlusu hepimiz oluruz” dedi.
BOLD – CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın 2023 seçimlerine giderken her yolu deneyeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Gerilimden kaçınmak lazım. Karşı taraf gerilimi tırmandıracaktır. Çok daha sert bir ortamda siyaset yapmayı nasıl sağlayabiliriz, onun arayışına girecektir ama ben şundan eminim eğer iş belli grupların ellerine silah alıp, belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse, bir gerilim olmaz. Siyasi cinayetler… Böyle kaygılarım var.” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına benzer bir değerlendirmeyi Habertürk yazarı Nagehan Alçı yaptı. Bir süredir yazdığı yazılarda “Cumhurbaşkanlığı sistemi değişmeli”, “Cumhurbaşkanı yetkisiz ve bütçesiz olmalı”, “Cumhurbaşkanı Çankaya’ya taşınmalı ve bütçesi çok kısıtlı olmalı” gibi çağrılar yapan Alçı, Haber Global’de 2023 seçimleriyle ilgili uyarılarını yineledi.
HAZİRAN 2023 SEÇİMLERİ KAZAN KAYBET SEÇİMİ
Yaklaşan seçimlerin “tehlikeli” olduğunu belirten Alçı, “Haziran 2023 seçimleri hiçbir şekilde bir kazan-kaybet seçimi olamaz, kim kazanırsa kazansın. Bana diyorlar ki ‘Muhalefet kazanacak, sen o yüzden dönüyorsun’. Bakın muhalefet ya da iktidar kazanması meselesi değil, kim kazanırsa kazansın bu seçimler böyle bir kutuplaşma bu kadar büyük bir tansiyonla ve devletin bu kadar güçlü, çekirdek bir şekilde mevdut durumda bir arada durmasıyla muhakkak bir kaybet-kaybet seçimidir. Hem kazanan için kaybet, hem kazanan için kaybet.” dedi.
SOKAKLARDAKİ GERİLİMİ KONTROL EDEMEZSİNİZ
Seçim süreci için “Kan akabilir, tansiyon çok yükselir, sokaklardaki gerilimi kontrol edemezsiniz. Bunun sorumlusu hepimiz oluruz” diyen Alçı, sözlerini “O yüzden ben hem muhalefet hem iktidara muhakkak bir orta yol bulup, bir an önce, seçimlerden önce bir uzlaşı zemini yaratmaları çağrısında bulunuyorum. Bunun için hatta yalvarıyorum” ifadeleriyle tamamladı.
Trabzon Havalimanı, pistteki çatlaklar yüzünden yine kapatıldı. Geçtiğimiz yıl pistteki bozulmanın düzeltilmesi için gizli ihale yapılmış ve 58 milyon liraya MAKYOL inşaata verilmişti. 200 gün süren onarıma rağmen pist bu yıl yine çatladı.
BOLD – Trabzon Havalimanı pistindeki çatlaklar önlenemiyor. Çatlaklar ve çökmelerin çoğalması üzerine geçtiğimiz yıl gizli bir ihale yapıldı. 58 milyon liralık onarım ihalesi AKP iktidarının en çok kamu ihalesi alan gözde müteahhitlerinden MAKYOL’a özel davetle verildi. Havalimanındaki onarım tam 200 gün sürdü.
ONARIM BİTTİ AMA ÇATLAMALAR DEVAM ETTİ
Trabzonlular rahatladı derken sorunun çözülmediği ortaya çıktı. Çünkü pistte peş peşe çatlaklar oluşmaya devam etti. 20 Ağustos’ta oluşan çatlaklar nedeniyle bütün uçuşlar durduruldu, pist kapatıldı. Geçici önlemler alındıktan sonra pist tekrar açıldı. Aynı sorun geçtiğimiz günlerde de tekrarlanınca Ulaştırma Bakanlığı pisti bir gün boyunca tamamen kapatma kararı almak zorunda kaldı. Uçaklar Ordu-Giresun Havalimanı’na yönlendirildi.
Prof. Dr. Osman Bektaş, “Yıllardan beri Karadeniz’in dalgaları havalimanının altını sürekli oya oya bu hale getirdi. Sırtımda cüppe yerine, başımda takke olsa belki sözüm tutulur, bu noktaya gelinmezdi” dedi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Yunanistan’dan sığınmacılara karşı yapılan insan hakları ihlalleri hakkında “soruşturma açmasını’’ istedi. AB Komisyonu İçişlerinden Sorumlu Komiseri Ylva Johanson ise, “AB’nin verdiği paralar kabul edilemez davranışlar için alet edilmiş” dedi.
BOLD – Dünya çapında birçok sivil toplum kuruluşu ve gazetecilerin çalışmalarıyla açıkça AB ve uluslararası hukuku ihlal ettiği tespit edilen Yunanistan için AB Komisyonu harekete geçti.
YUNANİSTAN MÜLTECİLERE DENİZDE VE KARADA HAK İHLALİ YAPIYOR
Alman basınında yer alan haberlerde, AB Komisyonu’ndan Suriye savaşının başlamasıyla birlikte yoğunluk kazanan ve sınırı geçmeye çalışan mültecilere denizde ve karada çok sayıda insan hakları ihlali yapan Yunanistan’a ihlaller hakkında soruşturma açması yönünde talep geldiği bildirildi.
AB’NİN VERDİĞİ PARALAR
AB Komisyonu İçişlerinden Sorumlu Komiseri Ylva Johanson yaptığı açıklamada, Yunanistan’dan konuyu derinlemesine araştıracak bir soruşturma talep ederek, “Alman medyasının getirdiği veriler son derece güvenilir veriler. Yunanistan’ın yaptıkları şok edici. AB’nin verdiği paralar kabul edilemez davranışlar için alet edilmiş” ifadelerini kullandı.
YUNANİSTAN SIĞINMACILARI TÜRK SULARINA İTTİ
Alman basını açık ve net bir şekilde Ege Denizi’ndeki savunmasız sığınmacıların Yunan polisi tarafından zorla Türk sularına itildiğini ifade etti. Haberlerde yer alan bazı görüntülerde ise, şişme botların patlatıldığı ve sahil güvenlik botlarının yakından geçerek büyük dalgalar oluşturmak suretiyle şişme botları batırmaya çalıştıkları açıkça görüldü.
Yunanistan, AB Komisyonu’nun soruşturma talebine siyasi olarak itiraz etmeye çalışsa da ilgili soruşturmayı açması bekleniyor.
AB, HIRVATİSTAN’DAN DA SORUŞTURMA AÇMASINI İSTEMİŞTİ
AB Komisyonu benzer uygulamaları nedeniyle Hırvatistan’dan da soruşturma açmasını istemiş, görüntülerde Hırvat polisinin de sığınmacıları Bosna Hersek topraklarına geçmeye zorladıkları görülmüştü.
Uluslararası haber ajansı Reuters, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’na güvenini kaybetme aşamasına geldiğini yazdı. Ajans, son haftalarda ikili arasındaki iletişimin de azaldığını gündeme taşıdı. Bu haberle dolar/TL, 8,97 ile rekor tazeledi.
BOLD – Reuters’a bilgi veren üç kaynaktan ikisi daha erken sürede daha düşük enflasyon ve daha düşük faiz politikası uygulanabileceğinin Erdoğan’a geçmişte söylendiğini, ancak gerçekleşmenin eylül itibarıyla buna yakın bile olmadığına dikkat çektiler.
FAİZİ İNDİRMEMESİ KIRILMA NOKTASI OLDU
Cumhurbaşkanlığına yakın iki kaynak, Kavcıoğlu’nun enflasyonu düşürmekte son aylarda başarısız olduğuna ve Cumhurbaşkanın başkan ile önceki konuşmalarında söylenenlerin gerçeklememiş olduğuna dikkat çektiler ve bunun bir “kırılma noktası” olduğunu da söylediler.
“Cumhurbaşkanı’nın TCMB başkanına olan güveni sarsıldı” diyen konu hakkında bilgi sahibi bir kaynak, TCMB’den beklenin “hızlı faiz indirimleri” olmasına karşın “aylarca” bir önceki Başkan Naci Ağbal tarafından belirlenen %19 olan faizlerin sabit tutulduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
“Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı net olarak söyleyeyim halen faizlerin yüksekliği ve uygulamalar nedeniyle Kavcıoğlu ve TCMB’nin uygulamalarından memnun değil.”
KAVCIOĞLU DA KOVULACAK MI?
Reuters kendisine bilgi veren kaynaklardan oluşan memnuniyetsizliğin Erdoğan’ın Kavcıoğlu’nun görevine son verme ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağı hakkında fikir sahibi olamadı.
Konunun hassasiyeti nedeniyle ismini vermek istemeyen kaynaklara göre, Erdoğan daha önce beklediği faiz indirimlerinin geçtiğimiz aya kadar yapılamamış olmasından hayal kırıklığı yaşadı.
Kavcıoğlu’nun Cumhurbaşkanının güvenine hâlâ sahip olup olmadığı soruna haberin yazıldığı sırada Cumhurbaşkanlığı’ndan yanıt verilmedi.
2,5 YILDA 3 BAŞKANI GÖREVDEN ALDI
Erdoğan geçtiğimiz 2.5 yılda çoğunlukla faiz politikalarında yaşanan görüş ayrılığını neden göstererek üç merkez bankası başkanını aniden görevden aldı. Bu dönemde TCMB’nin kredibilitesi ve para politikası öngörülebilirliği de ciddi anlamda azaldı. Bir kaynak, “Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı net olarak söyleyeyim halen faizlerin yüksekliği ve uygulamalar nedeniyle Kavcıoğlu ve TCMB’nin uygulamalarından memnun değil.” dedi.
KAVCIOĞLU’DA GÖREVDEN ALINABİLİR
Diğer iki kaynak da süreçteki memnuniyetsizliği teyit ederken, bunun dördüncü bir başkan değişimiyle sonuçlanma riski olduğuna da dikkat çektiler. Böyle bir değişim son 12 ayda TCMB’nin üç farklı başkan görmesi anlamına gelirken piyasalarda volatiliteye de neden olabilir.
DOLAR YÜKSELDİ, FAHRETTİN ALTUN AÇIKLAMA YAPTI
Reuters’in Kavcıoğlu’yla ilgili haberi sonrası dolar kuru 8.97’ye yükselirken, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter’dan haberin doğru olmadığını belirten paylaşım yaptı. Altun, “Büyük kuruluşların bile bu tür yalanları yayması endişe verici” dedi.
Türkiye’nin 2018 yılında Avrupa Birliği ile imzaladığı ancak AKP Hükumeti’nin üç yıldır direndiği gurbetçilerin banka bilgilerini ilgili ülkelerin bilgisine sundu. Türkiye’de malvarlığı olduğu halde Avrupa’da işsizlik maaşı alan birçok gurbetçiye vergi cezası kesilip vatandaşlıktan çıkarılması gündemde.
BOLD – Gurbetçilerin Türkiye’deki banka hesap bilgileri 30 Eylül itibarıyla yaşadıkları ülke idarelerine bildirilmeye başlandı. İşsizlik maaşını kaybedecek olan gurbetçilerin bulundukları ülkenin vatandaşlığından çıkarılma riski de bulunuyor.
YIL SONUNA KADAR SÜRECEK
Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda ve Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerinde yaşayan 4 milyonu aşkın gurbetçinin Türkiye’deki varlıklarıyla ilgili bilgiler ilgili ülkelere gönderilmeye başladı. Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre Gelir İdaresi (GİB) Başkan Yardımcısı İdris Şenyurt, gurbetçilerin Türkiye’de sahip oldukları finansal varlıklarıyla ilgili hesap bilgilerini 30 Eylül itibarıyla göndermeye başladıklarını, bu yılın sonuna kadar da sürecin devam edeceğini bildirdi.
3 YILDIR ERTELENDİ
Bazı vergi kanunlarında değişiklik yapılmasını öngören yasa teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında bilgi veren İdris Şenyurt, 110 civarında ülkeyle çifte vergilemeyi önleme ve karşılıklı bilgi paylaşımı anlaşması için gerekli teknik ve yasal altyapıyı 2018’de tamamladıklarını ve bazı ülkelerle paylaşıma başladıklarını söyledi. Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerle yapılan çalışmaların bu ülkelerde yaklaşık 4 milyon gurbetçinin yaşıyor olması nedeniyle daha 3 yıldır ertelendiğini ancak şimdi bu ülkelerin bir bölümünü de kapsayan bilgi paylaşımının başladığını bildirdi.
BANKADAKİ PARALARI VE EMEKLİ AYLIKLARI BİLDİRİLECEK
Otomatik bilgi paylaşımında her yıl bir önceki yılın bilgilerinin verildiğini belirten Şenyurt, “Bilgi paylaşımına 2018 yılı verileriyle başlanacaktı. Ancak 2019 yılına revize edildi. Şimdi bu ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye’deki 2019’dan itibaren olan verilerini paylaşıyoruz. Bilgi değişimi kapsamında finansal kuruluşlardaki (banka ve benzeri) hesapların bakiyeleri bildiriliyor. Banka hesabında, Türkiye’de aldığı emekli aylığı varsa onlar da bildirilecek. Ancak vatandaşlarımızın gayrimenkul bilgileri verilmeyecek” dedi.
GERÇEK DIŞI BEYAN NEDENİYLE VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILACAKLAR
Komisyonda, bilgilerin gönderilmesiyle birlikte çok sayıda gurbetçinin yaşadığı ülkedeki işsizlik maaşının kesileceği, kimisinin de gerçek dışı beyan nedeniyle vatandaşlıktan çıkarılacağı uyarısı yapıldı. GİB Başkan Yardımcısı İdris Şenyurt, bu eleştiriler üzerine, “Türkiye olarak, her şeyin doğru olması, vatandaşlarımızın en az zararı görmesi için önemli çalışmalar yapıldı. Ancak nihayetinde Türkiye’nin şeffaf olmayan bir ülke konumuna düşmesi hiçbir zaman istemeyeceğimiz bir durum. Bununla karşılaşmamak için otomatik bilgi değişimi konusunda neler gerekiyorsa onu yapmaya çalışıyoruz” dedi.
ALMAN MAKAMLAR TÜRKİYE’DEKİ HESAPLARI SORGULAYABİLECEK
Almanya’nın 110 ülkeyle imzaladığı anlaşmayı uygulamaya üç yıldır direnen Türkiye’nin izin vermesiyle Almanya’daki vergi daireleri, otomatik ve karşılıklı bilgi alışverişi sistemine Türkiye’yi dahil etti. Sistemle Almanya’daki bir vergi dairesi, ülkede yaşayan Türk ve Alman vatandaşlarının Türkiye’deki banka hesaplarını sorgulayabilecek.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, olası bir erken seçim öncesi büyük skandalları unutturmak istiyor. Vatandaş asgari ücretle geçinmeye çalışırken, AKP’li bürokratların 5 ayrı maaş alması, Merkez’in buharlaşan 128 milyar doları, bakanlarla fotoğrafları çıkan 2 milyar dolarlık kripto parayla yurtdışına kaçan Fatih Özer ilk akla gelenler. Sedat Peker’in AKP Hükumeti-uyuşturucu-derin devlet ilişkisine dair ifşaatları da hafızalardan silinmek isteniyor.
BOLD ANALİZ – AKP Hükumeti ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın unutturmak için yoğun çaba harcadığı skandalları BOLD masaya yatırdı.
DAMAT BERAT ALBAYRAK SKANDALI
Kayınpederi Erdoğan tarafından önce Enerji Bakanı ardından Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan damat Berat Albayrak Türkiye ekonomisini çökertti. Göreve geldiğinde 3 lira seviyesindeki döviz kuru 8,50 lira ya fırladı. Marketten, pazara kadar her ürüne zam üstüne zam geldi. Eskiden 100 TL’ye dolan bir pazar arabası artık 300 liraya dolmuyor. Damadın bir gece yarısı sosyal medya üzerinden istifa etmesi sonrası yaşanan devlet krizini unutturmak için Albayrak aylarca kayıp kaldı.
MERKEZ BANKASI’NIN HARCANAN 128 MİLYAR DOLARI
Ana muhalefet partisi CHP Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük finansal skandalı olarak adlandırılan 128 milyar doları unutturmamak için birçok yolu denedi. ‘128 milyar dolar nerede?’ pankartları asıldı. Sosyal medyadan 128 milyar dolar ile neler yapılabileceğine dair bilgiler paylaşıldı. Ancak Erdoğan 128 milyar dolar skandalını unutturmak için her yolu denedi. Erdoğan ilk olarak paranın yerinde durduğunu söyledi. Daha sonra Kovid-19 ile mücadelede kullanıldığını belirtti. Muhalefet partileri de 128 milyar doları sorgulamayı bıraktı.
AKP Hükumeti çiftçiye yaptığı zulmü de unutturmak istiyor. Oy deposu çiftçilerin traktör ve tarlalarını haciz eden Ziraat Bankası, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın el üstünde tuttuğu Yıldırım Demirören’e kıyak üstüne kıyak yapıyor. Demirören, Hürriyet, Kanal D ve CNN Türk’ü satın alması için Ziraat Bankası’nın verdiği 750 milyon dolarlık krediyi 2 yıldır ödemiyor. Çiftçiyi, asgari ücretliyi, emekliyi hemen icraya veren banka, son olarak Demirören’e borç yapılandırması imkanı sundu.
BAKANLARLA FOTOĞRAFI ÇIKAN KRİPTO TOSUNCUK
AKP’nin sonuna kadar destek verdiği dolandırıcılar da gündemden düşürüldü. Çiftlik bank adıyla on binlerce vatandaşı dolandıran Mehmet Aydın 1 milyar liraya yakın parayla yurtdışına kaçtı. Paraları bitirince Türkiye’ye teslim oldu. AKP’liler tarafından kollandığını itiraf etti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile fotoğrafları yayımlanan Fatih Sezer de 22 Nisan 2021 tarihinde 2 milyar dolar kripto parayla yurtdışına kaçtı. 26 Nisan 2021 Pazartesi döneceğini açıkladı. Yurtdışındaki öğretmenleri kaçırarak Türkiye’ye getiren MİT ve Emniyet Sezer’i 5,5 aydır yakalayamadı. Dolandırdığı kişilerden birisi parasız kaldığı için intihar etti.
PEKER’İN İFŞALARINI DURDURMAK İÇİN DİPLOMASİ
AKP tarafından cezaevinden çıkarılan suç örgütü lideri Sedat Peker’in ifşaları ise yaz aylarında dünyanın gündemine oturdu. Birleşik Arap Emirlikleri’nden videolar çeken Peker, AKP-derin devlet-mafyanın kirli ilişkilerini gözler önüne serdi. Peker, Cumhurbaşkanlığı’nın talimatıyla Cumhurbaşkanlığının özel ordusu SADAT ile Suriye’ye silah taşıdıklarını belgeleriyle paylaştı. 15 Temmuz öncesi sivillere dağıtılan silahları anlattı. AKP’li bazı bakanların uyuşturucu trafiğinden pay aldıklarını ortaya koydu. Peker’in açıklamalarının Erdoğan’ı zor durumda bıraktığı dünya gündeminde haber oldu. Erdoğan, hem Peker’i susturmak hem de anlattıklarını unutturmak için Birleşik Arap Emirlikleri’nin önüne kırmızı halılar serdi. Erdoğan’a dair açıklamalar yapamadan Peker’in ifşaları durdu.
CEZAEVİNDE ÖLÜME TERK EDİLEN MUSTAFA KABAKÇIOĞLU VE TUTSAK BEBEKLER
AKP’nin Türkiye’yi cezaevi kampüsleriyle donatması, her gün yapılan operasyonlarla muhaliflerin tutuklanması dünyanın gündemine girerken Türkiye’de sıradanlaştı. Cezaevindeki karantina koğuşunda plastik bir sandalyenin üzerinde cansız bedeni bulunan Mustafa Kabakçıoğlu dünyada yankı buldu. Anneleriyle birlikte cezaevlerindeki bebekler ve çocuklar, hasta tutuklular AKP tarafından unutturuluyor. AKP, 4. evre kanser hastası Ayşe Özdağan’ı da cezaevine atarak Anadolu insanının merhametini de unutturacak.
ORMAN YANGINLARI VE SELDEKİ ACZİYET
Devletin orman yangınlarına ve sellere müdahalesindeki acziyet de unutturuluyor. Erdoğan’ın uçak ve helikopter filosuna rağmen Türkiye Cumhuriyetinin yangın söndürme uçağının olmaması artık sorgulanmıyor. Erdoğan, yoluna devam ediyor, muhalefet seyrediyor.
AKP hükumetinin, F-16 savaş uçağı modernizasyonu ve 40 yeni uçak alımı için ABD’ye talepte bulunduğu ortaya çıktı. Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması nedeniyle ABD tarafından gelişmiş savaş uçağı F-35 projesinden çıkarılan Türkiye’nin F-16 talebi dikkat çekti.
BOLD – Türkiye, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması nedeniyle ABD tarafından gelişmiş uçak projesi F35’lerden çıkarıldı. Rusya ile yeni S-400 konusunda görüşmeler yürüten Türkiye, savaş uçağı ve denizaltı da alacağını açıkladı. Rusya’dan savaş uçağı alımı konusunda görüşen Türkiye’nin ABD’ye de 40 yeni F-16 savaş uçağı siparişi verdiği ortaya çıktı.
KONGRENİN ONAY VERMESİ GEREKİYOR
Reuters haber ajansının haberinde ABD’den F-35 alamayan Türkiye’nin ABD’ye 40 adet F-16 Block 70 savaş uçağı ve mevcut savaş uçaklarının modernizasyonuna ilişkin bazı teçhizatlar için talep mektubu gönderdiği ifadelerine yer verildi. Milyarlarca dolar değerindeki muhtemel anlaşmaya dair başvurunun, sürecin birinci basamağı olarak kabul edilen, ABD Dış Askeri Satışlar aşamasında olduğu, ABD Dışişleri Bakanlığı ve ABD Kongresi tarafından da onay alması gerekeceği kaydedildi.
100 ADET F-35 SİPARİŞİ İPTAL EDİLMİŞTİ
Türkiye, daha önce ABD’li savunma şirketi Lockheed Martin’den 100 adet F-35 sipariş etmiş ancak S-400 krizi nedeniyle 2019’da F-35 programından çıkarılmıştı. Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde, halihazırda Blok 30, Blok 40, Blok 50 ve Blok 50+ konfigürasyonlarında 230 F-16 savaş uçağı bulunuyor.
RUSYA İLE SAVAŞI UÇAĞI GÖRÜŞMELERİ YAPILIYOR
BM Genel Kurulu’nda ABD Başkanı Joe Biden ile görüşemeyen Erdoğan yaptığı açıklamada, “Hava kuvvetleri noktasında da Amerika’nın F-16’ların devamını sürdüreceğine dair elimde benim bir garanti var mı? Böyle bir garanti de olmayacağına göre belki o zaman biz çok daha farklı adımları da atmak zorunda kalacağız” demiş ve sonrasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşme sonrasında yeni S-400’ler dışında savaş uçağı, gemi ve denizaltı konularında da görüşmeler yaptıklarını kaydetti.
15 Temmuz sonrası yaşları küçük olduğu için haklarında işlem yapılamayan askeri okul öğrencilerinin de bulunduğu askerlere operasyon düzenlendi. Ankara merkezli 27 ilde yapılan operasyonlarda 56 TSK mensubu hakkında gözaltı kararı verildi. Bu kişiler arasında 13 askeri okul öğrencisi de bulunuyor.
BOLD – Ankesör ve kontörlü telefonla arandıkları iddiasıyla yürütülen soruşturmalar devam ediyor. Ankara merkezli 27 ilde Jandarma Genel Komutanlığı çalışanı 56 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bu kişiler arasında 13 askeri okul öğrencisi bulunuyor.
LİSTE MİT TARAFINDAN HAZIRLANDI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturmada, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü TEM ile SİBER Daire Başkanlıklarınca Gülen Hareketi mensuplarının deşifresine yönelik çalışmalar sonucu, örgütün Jandarma Genel Komutanlığı yapılanmasında yer aldığı tespit edilen daha önce görevden uzaklaştırılmış 43 astsubay ile ilişiği kesilmiş 13 askeri öğrenci hakkında gözaltı kararı verildi.
GÖZALTI YAPILAN ASKERİ OKUL ÖĞRENCİSİ SAYISI 750’Yİ GEÇTİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Jandarma Genel Komutanlığında çalışan daha önce görevden uzaklaştırılmış 43 astsubay ile ilişiği kesilmiş 13 askeri öğrenci olmak üzere toplam 56 kişi hakkında gözaltına alınmalarına karar verildi. 27 İlde emniyet ekiplerinin başlattığı çalışmada bir çok eve baskın yapıldı. Bu kararla birlikte bu yıl yaşı 18’e girdiği için gözaltına alınan askeri okul öğrencisi sayısı 750’yi geçti.
Toplumun çeşitli kesimlerinden iş insanı, gazeteci, siyasetçi ve bilim insanları, 4 evre kanser haliyle cezaevine konan Ayşe Özdoğan’ın adı konmamış bir idam cezasıyla ölüme götürüldüğü konusunda hem fikir. Özdoğan’a destek her geçen saat katlanarak artarken, hasta kadının işkenceye dönen cezalandırılması konusunda kılını kıpırdatmayan yetkililerin ilgisizliği ise tepkileri arttırıyor.
BOLD – Cezası Yargıtay tarafından onaylandığı için yeniden Denizli T Tipi Cezaevine götürülen 4. evre kanser hastası Ayşe Özdoğan’ın hapse atılması farklı görüşten bir çok isimin tepkisini çekti.
Doktorların cezaevi koşullarında 5 yıl ömür biçtiği Özdoğan’ın 9 yıllığına cezaevine gönderilmesi gayri resmi idam kararı olarak yorumlandı.
Sanatçı, bilim insanı, hukukçu, siyasetçi ve medya dünyasından destek gören Özdoğan hakkında verilen kararın adaleti tesis değil vicdansızlık olduğu vurgulandı.
APAÇIK ADALETSİZLİK
Özdoğan’ın dosyasını incelediğini belirten gazeteci İsmail Saymaz, “Dördüncü aşama kanserken cezaevine atmak vicdana sığmaz.
Bu insanı ölüme göndermektir. Üstelik eşi de tutuklu. Bakıma muhtaç çocuğu var. Ailesi fukara. Bu adalet değil, apaçık adaletsizliktir” diyerek karara tepki gösterdi.
HAPİSTE ÖLÜME TERK ETME
Gazeteci Can Dündar, kaldırılan idam cezası yerine AKP’nin hapiste ölüme terk etme cezasını getirdiğine vurgu yaptı. Cemre Birand ise “Eğer Ayşe Özdoğan’ın tutuklandığı haberi doğruysa, bu bir öldürmeye teşebbüsten başka bir şey değildir” ifadeleriyle Özdoğan’ın ölüme terk edildiğini hatırlattı.
İNSANIN AKLI ALMIYOR
Özdoğan’ın durumu yüzünden ceza erteleme konusunda umutlu olduğunu fakat umduğu gibi olmadığını belirten Ferhat Tunç, “İnsanın aklı almıyor, ölmek üzere olan bu kadın bu vicdansızlığı hakedecek nasıl bir ‘suç’ işledi ki!” diyerek isyan etti.
ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN ?
Ayşe Özdoğan’ın durumuna bile verilmeyen infaz erteleme kanunu sorgulayanlar da vardı. Hukukçu Milletvekili Meral Danış Beştaş, “4. Evre Kanser hastası Ayşe Özdoğan tutuklanmış. İnfaz bu durumda ertelenmezse ne zaman ertelenecek? Hastaların yeri cezaevleri değildir. Hasta mahpuslar meselesi insani ve vicdani bir meseledir” sözleriyle kararı sorguladı.
İŞKENCEDEN BAŞKA BİRŞEY DEĞİL
Özdoğan hakkında verilen raporlara atıfta bulunan Deva Partisi Milletvekili Mustafa Yeneroğlu: “23.12.2019 tarihli Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp kurul raporuna göre, hükümlü Ayşe Özdoğan’ın hayatını yalnız idame ettiremeyeceği ve hayati tehlikesinin olduğu tespit edilmiştir. Bu rapora göre, Ayşe Özdoğan’ın cezaevinde tutulması işkenceden başka bir şey değildir” dedi.
LEMAN’IN KAPAĞINDA
Günlerdir Türkiye’nin gündeminden düşmeyen 4. evre kanser Ayşe Özdoğan’ın hapiste yaşadığı hak ihlallerini karikatür dergisi Leman da gündeme getirdi. Özdoğan’ın oğluyla çizilmiş karikatürünü yayınlayan Leman, hukuksuzluğa dikkat çekti.
TELE 1’DE MURAT TAYLAN GÜNDEME GETİRDİ
Özdoğan’ın durumu Tele 1’deki sabah kuşağında da anlatıldı. Konuyu gündemine alan gazeteci Murat Taylan, “Bu çağrıya duyarsız kalınamaz. İnsaf, vicdan, adalet konularında ölçüyü kaçırmamak lazım” temennisinde bulundu.
Gazeteci Emre Kongar da Özdoğan’ın ilaçlarını almaktan vazgeçtiğine dair bir tweeti paylaşarak uyarı da bulundu.
BİR DENİZ YILDIZI: AYŞE ÖZDOĞAN
T24’deki köşesinde Özdoğan için “Bir denizyıldızı: Ayşe Özdoğan” başlıklı yazı yayınlayan yazar Aydın Engin yazısında şu ifadeleri kullandı: “İnsanın insana bu kadar nasıl zulmedebileceğini çaresizce sorguladığı bir infaz hukuku cinayetiyle karşı karşıyayız.”