13 Mart 2021 Cumartesi

Piyasalar, Merkez Bankası’nın faiz kararını bekliyor

Merkez Bankası bu hafta faiz kararını açıklayacak. Uzmanlar 100 baz puan faiz artışı beklerken, faiz artışının 6.90 liraya kadar geriledikten sonra 7.80 TL’ye kadar yükselen ve haftayı 7.60 bandında kapatan doları bir süre daha dizginlemesi bekleniyor.

BOLD – Merkez Bankası faiz kararını 18 Mart günü açıklayacak. Uzmanlar Merkez Bankası’nın vereceği faiz kararının dolar kurunun yönünü belirleyeceğine dikkat çekti.

İLK İKİ AY FAİZLER SABİT TUTULDU

Piyasalar, 18 Mart günü Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilecek Para Politikaları Kurulu Toplantısı sonrası açıklanacak faiz kararını bekliyor. 2020 yılının son aylarında Merkez Bankası yönetimi AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan tarafından değiştirilmiş ve politika faizlerinde artışa gidilmişti. Merkez Bankası tarafından alınan faiz artış kararı ile birlikte koronavirüs salgın etkilerinin de kısmen atılmasıyla beraber dolar kuru TL karşısında 6,90 seviyelerine kadar düşmüş, ocak ve şubat aylarında politika faizleri sabit tutulmuştu.

DOLARI DİZGİNLEMEK İÇİN FAİZ ARTIŞI BEKLENİYOR

Yaşanan bu gelişmelerin ardından son haftalarda ABD’de tahvil faizlerindeki artış sonrası küresel piyasalardaki hareketlenmelerden önemli ölçüde etkilenen para birimlerinden biri Türk Lirası oldu. TL dolar kuru karşısında en çok değer kaybeden para birimlerinden biri oldu ve 7,80 seviyelerine kadar yeniden yükselmişti. Uzmanlar, bu nedenle Merkez Bankası’nın 100 baz puanlık bir artış öngörüyor.

Aşıyı bulan Prof. Şahin: Koronavirüs en kötüsü değil

 

medyabold
Devamını Oku »

Hükumet, kirasını ertelediği yandaşlardan zaten hiç kira alamamış

Ulaştırma Bakanlığı ve DHMİ, İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA’nın kira ödemelerini Kovid-19 salgınını mücbir sebep kabul ederek, 2024’e kadar erteledi. Ertelemenin ardından İstanbul Havalimanını işleten şirketlerin zaten 2018 yılından beri kira vermediği ortaya çıktı.

BOLD – Ulaştırma Bakanlığı ve DHMİ, geçen ay İstanbul Havalimanı’nı işleten Kalyon, Cengiz, Limak ve Mapa ortaklığındaki İGA’nın kira ödemelerini Kovid-19 salgınını mücbir sebep kabul ederek, 2024’e kadar erteledi. İGA’nın zaten açıldığı 2018 yılından bu yana hiç kira ödemediği ortaya çıktı.

ALINMAYAN YILLIK KİRA BEDELİ 1.1 MİLYAR EURO

Birgün’den Mustafa M. Bildircin’in haberine göre Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin 2017 ve 2018 yılı hesaplarının masaya yatırıldığı TBMM KİT Komisyonu toplantısında konuşan CHP Milletvekili Atilla Sertel, Kalyon, Cengiz, Limak ve Mapa ortaklığındaki İGA’nın dört yıldır DHMİ’ye kira ödemediğini dile getirdi. İGA’nın, işlettiği İstanbul Havalimanı için DHMİ’ye ödemesi gereken yıllık kira bedelinin 1,1 milyar euro olduğu bildirildi. TBMM KİT Komisyonu’nda konuşan muhalefet milletvekilleri, işletmeden alınması gereken ancak Kovid-19 gerekçesiyle iptal edilen kira borcunun da güncel kur ile 9,28 milyar TL’ye karşılık geldiği ifade etti.

SİLİNEN KİRA BORCU ESNAFA SAĞLANAN DESTEĞİN 2.5 KATI

2018 yılında iki yıl süreyle kira erteleme imkanı sağlanan İGA, 2020 yılında da Kovid-19 gerekçesiyle kira ödemeyince, DHMİ’ye bugüne kadar hiç kira ödememiş oldu. CHP’li Atilla Sertel, İGA’nın silinen yıllık kira borcunun, esnafa verilen desteğin 2,5 katı olduğunu söyledi. Silinen borcun 9,28 milyar TL olduğunu belirten Sertel, “Esnafa sağlanan destek paketi 3,72 milyar TL. Şirketlere kıyak geçiliyor” diye konuştu.

İGA, 2024 YILINA KADAR KİRA ÖDEMEYECEK

Ulaştırma Bakanlığı ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), geçen ay İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA’ya Kovid-19 salgını mücbir sebep kabul ederek, 2 yıl ek işletme süresi verdi. Kira ödemelerini de faiziyle birlikte 2024 yılına kadar erteledi.

BAKANLIĞIN İHALELERİNİ DE PAZARLIKLA ALDILAR

İGA’yı işleten ve kira muafiyeti sağlanan Saray’a yakın firmalara geçen yıl Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 42 milyarlık ihalesi, pazarlık usulü ile verildi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2020 yılı içerisinde hızlı tren, metro, tramvay yapım ve inşaat işlerinden oluşan projelerle ilgili ihalelerin neredeyse tamamının kapalı olarak, istisna kabul edilen pazarlık usulüyle yapıldı.

 

Aşıyı bulan Prof. Şahin: Koronavirüs en kötüsü değil

medyabold
Devamını Oku »

Havalar ısındı, caddeler lebalep doldu

Lebalep dolu AKP kongreleri sonrasında getirilen normalleşme halkı sokaklara döktü. Havaların ısınmasını fırsat bilerek İstanbul caddelerini dolduran halkın koronavirüsle mücadele kurallarına uymayarak oluşturduğu yoğunluk görüntüsü endişeye yol açtı.

BOLD – İstanbul’da yeni kademeli normalleşme sürecinin kısıtlamasız ikinci cumartesi gününde Taksim ve İstiklal Caddesinde normalin üzerinde yoğunluk yaşandı. Koronavirüsle mücadele kapsamında yapılan tüm uyarılara rağmen halkın caddelere akın etmesi sonrası oluşan görüntüler tedirgin etti.

SAHİL KESİMLERİNDE HAREKETLİLİK ARTTI

İstanbul’da öğle saatlerinde ise trafikte, kentin önemli cadde ve meydanları ile sahil kesimlerinde hareketlilik arttı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi trafik haritasına göre kent genelindeki yoğunluk yüzde 67 oldu.

TRAFİK YOĞUNLUĞU OLUŞTU

Arnavutköy, Bebek, Baltalimanı ve Avcılar gibi sahil bölgelerinde de zaman zaman trafik yoğunluğunun yaşandığı görüldü. Bu alanlarda sabah saatlerinden itibaren bazı vatandaşların yürüyüş yaptığı, bazılarının da balık tuttuğu gözlendi.

 

Aşıyı bulan Prof. Şahin: Koronavirüs en kötüsü değil

medyabold
Devamını Oku »

Aşıyı bulan Prof. Şahin: Koronavirüs en kötüsü değil

Biontech’in kurucusu Prof. Dr. Uğur Şahin, koronavirüs salgınının dünyanın gördüğü en kötü salgın olmayacağını ve gelecekteki salgınlar için hazırlıklı olmak gerektiğini belirtti. Şahin, “Aşı üretildikten sonra tüm dünyayı üç ay içinde bağışık hale getirecek üretim kapasitesine sahip olmalıyız” dedi.

BOLD –  Koronavirüs salgınına karşı ilk aşıyı geliştiren Biontech şirketinin kurucusu bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin, Kovid 19 salgınıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu

Bloomberg’e konuşan Şahin, Kovid-19 salgınının dünyanın gördüğü en kötü salgın olmayacağını, gelecekte hepimizi daha ölümcül ve yıkıcı salgınların beklediğini belirtti. Bu durumla başa çıkmanın anahtarının hazırlıklı olmak olduğuna dikkat çeken Şahin, insanlığın alabileceği en büyük önlemin aşılarda saklı olduğunu kaydetti.

DÜNYA NÜFUSU İÇİN YETERLİ DOZU ÜRETMEYE HAZIR DEĞİLİZ

Şahin, “İlaç üreticileri ve dünya devletlerinin birincil hedefi bir aşı üretildikten sonra tüm dünyayı üç ay içinde bağışık hale getirecek bir üretim kapasitesine ulaşmak olmalıdır” dedi.  Şahin, bunun çözümünün ise devletler ve özel sektör arasında yapılacak ortaklıkta yattığını belirtti. Şahin, “Dünyadaki tüm nüfus için yeterli dozu üretmeye hazır değiliz. Bunun değişmesi gerek. Aşıyı sadece hızlıca bulmak değil aynı zamanda yeterli dozu hızlıca üretmek de en önemli zorunluluk” ifadelerini kullandı.

HEDEF 2022’YE KADAR 3 MİLYAR DOZ AŞI

Şu an itibarıyla Avrupa nüfusunun yüzde 7’si, ABD nüfusunun ise yüzde 19’u en az 1 doz aşıyı oldu. Şahin, aşı üreticilerinin gelecek yıl tüm dünyaya yetecek dozu sağlayacağını kaydediyor. Pfizer-BioNTech’in 2022 için koyduğu yıllık hedef Şahin tarafından 3 milyar doz olarak açıklanmıştı. Ortaklıklara açık olduğunu belirten Şahin, “Ancak sadece onlara bağlı kalamayız” diye konuştu.

Polisin öldürdüğü Floyd’un ailesine 27 milyon dolar tazminat ödenecek

medyabold
Devamını Oku »

Bitcoin yine rekor kırdı: 60 bin dolar

Kripto para Bitcoin yeni tarihi zirvesine ulaştı. Yüzde 6.1 değer kazanan Bitcoin 60 bin doların üzerine çıktı. An itibariyle 59 bin 919 dolarda işlem görüyor.

BOLD – 21 Şubat 2021 tarihinde 58 bin 330 dolarla rekor kıran Bitcoin’deki hareketlilik sürüyor. ABD’de Başkan Joe Biden’ın 1.9 trilyon dolarlık yeni koronavirüs destek paketini onaylamasının ardından Bitcoin değer kazanarak 60 bin sınırını da aştı.

ELON MUSK TWİTLERİYLE REKOR KIRMIŞTI

Tesla CEO’su Elon Musk’ın sosyal medya mesajlarıyla rekor kıran kripto paralarda 1 Mart 2021’de 44 bin 500 dolara kadar düzeltme hareketi yaşanmıştı. Son rekorla beraber Bitcoin’in toplam piyasa değeri de ilk kez 1.1 trilyon doların üzerine çıktı. 2021 yılındaki yükselişi ise yüzde 101’i buldu.

ETHEREUM DA HAREKETLİ

Piyasa değeri bakımından ikinci sırada bulunan Ethereum da yüzde 5.2 değer kazandı ve 1.870 doları gördü. Ethereum 20 Şubat’ta ilk kez 2 bin doları aşarak rekor kırmıştı.

 

medyabold
Devamını Oku »

Süleyman Soylu’nun helallik istediği CHP’li başkanın çocuklarının başına silah dayanmış

CHP Diyarbakır Hazro İlçe Başkanı Turgut İncel’in evine dün yapılan baskın sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İncel’den özür dileyip helallik istedi. CHP Diyarbakır İl Başkanlığı ise baskınla ilgili açıklama yaptı: Evin kapsı kırıldı. Kadın ve çocuklar yüz üstü yere yatırılıp enselerine silah dayandı. İnce’nin oğlu, bir odaya sokularak darp edildi.

BOLD – Diyarbakır Hazro CHP İlçe Başkanı Turgut İncel’in dün evine yapılan baskın sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İncel’den özür dileyip helallik istedi. Baskınla ilgili açıklama yapan CHP Diyarbakır İl Başkaın Gönül Özer ise, baskın yapan polislerin çocukların enselerine silah dayadığını, bir kişinin de darp edildiğini açıkladı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanlığı, Hazro İlçe Başkanı Turgut İncel’in evine yapılan baskına ilişkin partinin il binası önünde açıklama yaptı. CHP İl Başkanı Gönül Özer, dün saat 02.45’te ilçe başkanları İncel’in evine baskın yapıldığını kaydetti.

Evin kapısının koçbaşıyla kırıldığını, dün gittiklerinde ise giriş kapısındaki cam kırıklarının hala yerde olduğunu gördüklerini söyleyen Özer, baskın düzenleyen polislerin, kadın ve çocukları yüz üstü yere yatırarak ayaklarıyla sırtlarına bastığını ve çocukların ensesine silah dayadığını ifade etti. Evdeki aramanın iki saat devam etiğini, aramanın ardından polislerin “yanlış ihbar” deyip evden ayrıldıklarını vurguladı.

Özer, “İhbarın nedeni evde silah olduğu gibi asılsız bir ihbar. Polisin aramaları sırasında hiçbir şey bulunmadı. İlçe başkanımızın oğlu Uğur İncel, 5-6 polis tarafından bir odaya alınıyor. Hepsi birden Uğur İncel’i darp ediyor. Elimizde darp raporu da var” dedi. Özel, ev baskınıyla ilgili başlatılan soruşturmanın takipçisi olacaklarını belirtti.

ÇOCUKLARIMIN VE EŞİMİN KAFASINA SİLAH DAYANDI

Öte yandan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP’nin Diyarbakır Hazro İlçe Başkanı Turğut İncel ve yakınlarına ait dört konutun özel harekat polislerince basılmasına ilişkin Turğut İncel’i arayarak helallik istedi. İncel, şunları söyledi: “Sayın Süleyman Soylu telefon açtı ve olayın nasıl gerçekleştiğini sordu. Bende anlattım. Kapıların gece vakti saat 02.30’da koçbaşı ile kırıldığını, çocuklarımın ve eşimin kafasına silah dayadıklarını söyledim. Kendisi üzüntülerini iletti. Benimle ve eşimle ayrı ayrı görüşerek helallik istedi. Ben kendisinden bunu yapanların görevden alınmasını talep ettim. Sayın Soylu, olayla ilgili tahkikat başlatılacağını ve takipçisi olacağını söyledi. Vali ve Kaymakam bey de bugün buradaydı. Zaten soruşturma başlatılmış. Gerekenin yapılmasını bekliyoruz.”

AKP yandaşı Akit yazarı Karahasanoğlu: Bebeğinize mama veriyorsanız fakirlikten bahsetmeyin

medyabold
Devamını Oku »

‘127 milyar doları faiz lobisine mi sattınız?’ videosu viral oldu

Ekonomi uzmanı Emin Çapa’nın Merkez Bankası kasasından harcanan 127 milyar dolarla ilgili videosu sosyal medyada viral oldu. Çapa, “Merkez Bankası sizin babanızın kasası değil. 127 milyar doları faiz lobisine mi sattınız?” diye sordu.

BOLD – Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının rezervlerinin eksiye düşmesine sebep olan 127,4 milyar dolarlık döviz satışı gündemdeki yerini koruyor.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, rekor miktardaki dövizin satılmasıyla ilgili önce koronavirüs pandemisiyle mücadelede kullanıldığı açıklaması yaptı. Erdoğan, sonrasında ise piyasaları kontrol altına almak için harcandığını savundu. Son olarak ise 127 milyar doların bir yere gitmediğini Hazine’nin kasasında durduğunu söyledi.

ÖRTÜLÜ DÖVİZ SATIŞI YAPILMIŞ

Ekonomist Emin Çapa, 2 dakika 9 saniyelik videoda Erdoğan’ın tezlerini çürüttü. Sosyal medyada en çok izlenen hızla yayılan videoda MB’nin iki yıl içinde 127,4 milyar dolarlık örtülü döviz satışı yapıldığına dikkat çeken Çapa, “Merkez Bankası şeffaf kurumdur. Merkez Bankası sizin babanızın kasası değil. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası orası. Hepimizin bankası. Orada bir işlem yapıldığında bunu bizim görmemiz lazım. Hem bilançosunda hem ilan ettiğinde. MB yıllardır döviz satışı yapmıyor. Yapsa göreceğiz ilan edecek döviz satışı yapacağım ben diye. Başvuracak kurumlar da belli. Bankalar başvurup döviz alacaklar. Böyle bir şey yapmamış. Peki nasıl olmuşta 2019’da 33 milyar dolar, 2020’de 94,4 milyar dolar satmış” diye konuştu.

LAF KALABALIĞI YAPMAYIN

2 yıl içinde 127,4 milyar doları kimin aldığını soran Çapa, “Laf kalabalığı yapmayın. Gürültü yapmayın. Şu soruya yanıt verin. Bu 127 milyar dolar nerede? Yok MB bilançosunda. Stüdyoya gelin cevap verin bize” dedi.

FAİZ LOBİSİNE Mİ SATTINIZ?

Çapa’nın videosu şu sorularla bitti: “Kime sattınız? Niye MB’nin döviz satış ihalelerinde görmüyoruz böyle bir şey. Nasıl sattınız kime sattınız. Ucuz ucuz yabancılara döviz sattınız da kuru uzun süre 6,80’de 6,90 da tuttunuz. Bu

Yabancılar ucuz ucuz dövizleri alıp şakır şakır yurt dışına çıktılar. Yabancı para kazansın diye mi sattınız? Bizim 127 milyar dolarımızı faiz lobisine mi verdiniz? Yoksa kime verdiniz çıkın anlatın bunu bize?”

Uzmanlar: Altın ve gümüşte ‘ralli’ başlayacak

medyabold
Devamını Oku »

Hizmet insanı Hacı Kemal Erimez, vefatının yıldönümünde dualarla anılıyor

Ömrünü Türkiye ve yurtdışında Hizmet Hakeretinin eğitim faaliyetlerine adayan Hacı Kemal Erimez, vefatının 24’ncü yıldönümünde sevenleri tarafından dualarla anılıyor.  Hizmetten sitesinin Youtube kanalında yapılacak canlı yayında Hacı Ata’nın hayatı  olarak bilinen Erimez’i  hayatı anlatılacak.

BOLD – 13 Mart 1997 tarihinde ebedi aleme göçen hayırsever iş adamı Hacı Kemal Erimez, vefatının 24’ncü yıldönümünde sevenleri tarafından anılacak.

İç savaşın Tacikistan’ı kavurduğu dönemde kendini Hizmet Hareketine adayan ve korkmadan okul açmaya giden Erimez, “Hacı Ata” olarak da biliniyordu. Hayır sever iş adamı ve eğitim gönüllüsü Hacı Kemal Erimez, vefatının 24. yılında Hizmetten YouTube kanalında dualarla alınacak.

Barış Cem Kaya’nın moderatörlüğünde yapılacak canlı yayınlana Dr. İsmail Büyükçelebi ve İlahiyatçı Mehmet Saygılı katılacak. Canlı yayın 13 Mart 2021 Cumartesi günü Avrupa saatiyle 19.30’da başlayacak. Yayın Türkiye’de 21.30, Newyork’ta 13.30, Duşanbe’de 23.30’da canlı izlenebilecek.

 

medyabold
Devamını Oku »

Polisin öldürdüğü Floyd’un ailesine 27 milyon dolar tazminat ödenecek

ABD’ni Minneapolis kenti yönetimi, geçtiğimiz yıl bir polisin boğazına bastırarak öldürdüğü George Floyd’un ailesine 27 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etti.

BOLD -ABD’nin Minneapolis kenti yönetimi, geçtiğimiz yıl mayıs ayında polis tarafından öldürülen George Floyd’un ailesine 27 milyon dolarlık tazminat ödemeyi kabul etti.

Floyd ailesinin avukatlarından Benjamin Crump, 27 milyon dolarlık tazminatın ABD tarihinde ‘ihmal sonucu ölüme sebebiyet verme’ davasında yargılama öncesi varılan en büyük anlaşma olduğunu belirtti. Crump, “Bu, siyah bir vatandaşın polis tarafından öldürülmesinin artık sıradan ve önemsiz olmadığı mesajını veriyor” dedi.

Floyd’un kız kardeşi Bridgett Floyd ise “Kalplerimiz kırıkken, George’un ölümünde bile dünyaya nasıl yaşanması gerektiğini gösterdiğini bilmek içimizi rahatlatıyor” ifadelerini kullandı. Floyd’un ailesi, Minneapolis’te topluma ‘katkı sağlamak’ için 500 bin dolar bağışlanacağını açıkladı.

Bu arada polis memuru Derek Chauvin’in cinayetten yargılandığı davada jüri seçim süreci devam ediyor. 29 Mart’ta başlayacak yargılamada 12 jüri üyesinden altısı tespit edildi.

Polis memuru Derek Chauvin tarafından diziyle boğazına bastırarak Floyd’u öldürmesine ilişkin görüntüler infiale yol açmış, başta ABD olmak üzere dünya genelinde protesto eylemleri yapılmıştı.

Biden, Erdoğan’ı Mayıs’a kadar aramayacak iddiası

medyabold
Devamını Oku »

Uzmanlar: Altın ve gümüşte ‘ralli’ başlayacak

Türkiye’de yastık altında ve bankada altını olanların merakla beklediği yükselişlerin ne zaman başlayacağı belli oldu. Analistler, altın ve gümüş fiyatlarında yukarı yönlü ‘rallinin’ sinyallerini duyurdu.

BOLD – 2020 yılında 2 bin dolara kadar çıkan altının ons fiyatı, bu sene 1.700 doların altına kadar geriledi. ABD’de teşvik paketinin açıklanmasıyla altın yeniden 1.740 dolara kadar yükselirken, gümüş fiyatları da 26 dolar/onsun üzerine çıktı. Dünya gazetesinin haberine göre uzmanlar, ABD’nin teşvik paketinin yardımıyla küresel emtia piyasalarında beklenen ‘süper döngü’ye altın ve gümüş rallisinin de eşlik edeceği tahminleri yapıyor.

ALTIN ‘AL’ BÖLGESİNDE

Julias Baer analisti Mark Matthews, ‘altın şu an satın alma topraklarında’ diyor. Dünya genelinde merkez bankalarının halen gevşek para politikası uygulaması ve özellikle gelişmiş ülke ekonomilerinde hükümetlerin çok sayıda mali teşvikte bulunmasının yaratacağı likiditenin altına yarayacağını savunan Matthews, bundan ötürü altın almanın doğru bir strateji olacağını söylüyor.

ALTIN FİYATLARI GÜÇLENECEK

Barrick Gold CEO’su Mark Bristow, şu anda finans piyasalarında gerçek bir değeri olmayan varlıkları biriktiren yatırımcılarla birlikte “aşırı coşku” olduğunu vurguluyor. Mark Bristow, altın fiyatlarının yakında güçleneceğini düşünüyor. Bristow, COVID-19 salgını sırasında piyasaya giren ek likiditenin altına talebi artıracağını söylüyor.

US Global Investors CEO’su Frank Holmes da “10 yıllıkların getirisi S&P 500’ün getirisinin üzerine çıkınca borsalardan tahvil piyasalarına bir akış gerçekleşti. Fakat burada yaşanacak bir düzeltme altın, gümüş, borsa ve kripto paralar için olumlu olacak.” dedi.

GÜMÜŞ İÇİN 50 DOLAR

FxEmpire analisti Christopher Lewis, gümüş için 50 dolara uzanan çıkış kapısının 30 dolar olduğunu söylüyor. Güçlü bir ralli için 30 doların aşılması gerektiğini ifade eden analist, birçok hedefhaline gelen 50 dolara giden yolun çıkış kapısı 30 dolar. Aşağı düşülmemesi gereken seviye olarak ise 24 doları gösteren analist, Amerikan 10 yıllık kağıtlarının faizleri hızlı yükselmeye devam etmedikçe bu seviyelerin altını olası görmüyor.

The Daily Reckoning için yazdığı bir analizde Dan Amoss da, gümüşün altından daha iyi performans göstereceğini düşünüyor. Artan enflasyona karşı Fed’in faiz oranlarını sabit tutmaya devam edeceğini savunan Amoss, bunun yaratacağı negatif faiz ortamının gümüşü 50 dolara götüreceğini söylüyor.

Değerli metaller analisti Peter Krauth’a göre ise gümüşte bir çöküş yaşansaydı fiyatların 18 dolara kadar geri gideceğine dikkat çekti. Krauth “Ancak gümüş altındaki sert düşüşe karşın daha güçlü durdu ve bundan sonra sıçrama yapmaya aday metallerden biri.” dedi.

GRAM ALTIN 420 LİRA SINIRINDA

Türkiye’de altının gram fiyatı 420 lira sınırında dolaşıyor. Çeyrek altın 687 lira ile 716 lira arasında alım satımı yapılıyor. Yarım altının fiyatı ise 1.375 lira ile 1.432 lira arasında değişiyor.

medyabold
Devamını Oku »

AKP yandaşı Akit yazarı Karahasanoğlu: Bebeğinize mama veriyorsanız fakirlikten bahsetmeyin

Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, ekonomiyi överken geçinemediğini söyleyenleri nankörlükle suçladı. Karahasanoğlu, “Bebeğinize muhallebi yapmıyor, özel hazırlanmış mama veriyorsanız açlıktan, fakirlikten falan bahsetmeyin. Bambaşka bir standarda geçmişsiniz demektir” dedi.

BOLD – Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, bugünkü yazısında AKP’nin yönettiği ekonomin 2002’ye göre daha iyi durumda olduğunu belirtirken, geçinemediğini söyleyen vatandaşları nankör olmakla suçladı.

Fiyatların bir iki aylığına artış gösterdiğini öne süren Karahasanoğlu, “Bir aylığına, iki aylığına yükselen bazı maddelerin fiyatları üzerinden de algı oluşturmayın…Yumurtadan vazgeçtiler. Bebek mamasına atladılar. Affedersiniz ama bebeğinize siz muhallebi yapmıyor, özel hazırlanmış mama veriyorsanız açlıktan, fakirlikten falan bahsetmeyin. Bambaşka bir standarda geçmişsiniz demektir” ifadelerini kullandı.

Karahasanoğlu, yazısında şunları kaydetti:

GEÇİNEMİYORUZ DEMEK NANKÖRLÜKTÜR

“Sizin sorununuz ‘nasıl geçinebiliriz’ değil, ‘şu an geçiniyoruz, ama zorluk çekmeden refah içinde yaşamak istiyoruz’ arayışıdır. Her insan, daha yüksek refah içinde yaşamak ister. Ama bunun üzerinden, ‘açız’ muhabbeti yapmak, ‘19 yıldır her şey daha kötü oldu’ demek, ‘Dün daha iyiydi, artık geçinemiyoruz’ demek, nankörlüktür.

Evine bir asgari ücret giren ve ayın başında önceki ayın borçlarını zar zor ödeyebilen aileler vardır, bunları inkar etmiyorum ama ‘2002’ye göre daha kötü durumdayız’ diyen kim var ise, nankörlükle suçlarım.”

Erdoğan’ın ‘damat’ övgüsünün sebebi anlaşıldı: Berat Albayrak’a partide görev verecek

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın ‘damat’ övgüsünün sebebi anlaşıldı: Berat Albayrak’a partide görev verecek

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankasının 128 milyar dolarını batırdıktan sonra Hazine ve Maliye Bakanlığından istifa eden ve aylardır ortalarda gözükmeyen damadı Berat Albayrak’ı gündeme taşımasının nedeni anlaşıldı. Erdoğan’ın Berat Albayrak’a parti yönetiminde görev vermeyi planladığı belirtildi.

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 2023 seçimlerine güçlü bir parti yapısıyla gitmek için parti yönetiminde değişikliğe gideceği belirtildi. Bu çerçevede istifası sonrası aylardır nerede olduğu bilinmeyen Berat Albayrak’ın parti yönetiminde görev alabileceği kaydedildi.

Cumhuriyet’in haberine göre AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2023 seçimlerine güçlü bir parti yapısıyla gitmek için yönetimde değişiklik yapacak. Bahçeli’nin 18 Mart’ta düzenlenecek olağan kurultayında, partisinin merkez yönetim kurulunda “köklü”, başkanlık divanında ise “kısmi değişiklikler yapacağı” kulislerde dillendiriliyor. Erdoğan’ın da partisindeki değişimi öncelikle merkez karar yönetim kurulu ve merkez yönetim kurulunda yapacağı, Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifa eden Berat Albayrak’ın ise “parti yönetiminde görev alabileceği” ifade ediliyor.

BİNALİ YILDIRIM İÇİN CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIĞI GÜNDEMDE

Erdoğan’ın kabine değişikliğinde önce, kurultayda, parti yönetiminde köklü bir değişiklik yapmak istediği, eski başbakan Binali Yıldırım’ın “kabinede Cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine getirileceği öne sürüldü.

MİLLİ EĞİTİM VE SAĞLIK BAKANI DEĞİŞECEK İDDİASI

Erdoğan’ın, “uzaktan eğitimin istenilen şekilde başarılı olamaması” gibi gerekçelerle Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u görevden alacağı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da “bakanlıktan azlinin isteneceği” iddia ediliyor. Koca’nın salgın dönemindeki çalışmaları nedeniyle Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’nda görevlendirilebileceği de kulislerde dile getiriliyor. Yeni kabinede Meclis içinden isimlerin ağırlıklı olarak yer alacağı, böylelikle milletvekilleri ile bakanlıklar arasındaki iletişimin güçlendirilmek istendiği vurgulanıyor.

AKP’li Zengin sonunda çıplak aramayı kabul etti: Hiç yoktur demiyorum

medyabold
Devamını Oku »

Valiliğin 52 milyonluk ihalesi 50 firma arasından AKP’liye verildi

Gaziantep Valiliği’nin Şehitkamil’de 260 yataklı öğretmen evi yapım işi ihalesini, 50 firma arasından AKP İl Gençlik Kolları Başkanı Abdullah Korkmaz’ın aile şirketi kazandı.

BOLD – Gaziantep’te kamudan üç ihale alan ve geçen hafta görevi devreden AKP İl Gençlik Kolları Başkanı Abdullah Korkmaz’ın aile şirketi ODOKEM bir ihaleye daha imza attı. Valiliğin açtığı öğretmen evi yapım işi ODOKEM’e verildi. Şirketin ihaleyi alış süreci ise dikkat çekici.

SON İHALEYİ DE ALIP GÖREVİ DEVRETTİ

AKP Gaziantep İl Gençlik Kolları Başkanlığı’na 2017 yılında getirilen Abdullah Korkmaz, görevini geçen hafta avukat Mesut Bozatlı’ya devretti. Korkmaz’ın aile şirketi ODOKEM’in başkanlık yaptığı dönemde aldığı ihaleler tepki çekmişti. Gaziantep Valiliği ve Şahinbey Belediyesi’nden daha önce toplamı 21 milyon lirayı bulan 3 ihale alan şirketin, Korkmaz’ın başkan olduğu dönemde tartışma oluşturacak bir ihaleye daha imza attığı ortaya çıktı.

ŞİRKETTEKİ PAYINI KARDEŞİNE DEVRETTİ

Gaziantep Valiliği 1 Haziran 2020 tarihinde Gaziantep Şehitkamil ilçesinde 260 yataklı öğretmen evi yapım işi ihalesi yaptı. ODOKEM’le birlikte ihaleye toplam 50 firma teklif verdi. İhaleye girdiği sırada Abdullah Korkmaz’ın ortaklığı sürerken, 21 Temmuz 2020 tarihinde Korkmaz, payını 22 yaşındaki kardeşi Osman Korkmaz’a devretti. İhale sonucu 13 Ocak’ta açıklandı. İhaleyi 52 milyon 90 bin lira bedelle Azizoğlu Uluslararası Nakliyat şirketi ile Korkmaz’ın aile şirketi ODOKEM İnşaat iş ortaklığıyla kazandı. 14 Ocak 2021’de başlayan iş, 2 Şubat 2023’te sona erecek.

CHP’Lİ KALKAN: VALİLİKTEN AÇIKLAMA BEKLİYORUZ

Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’a konuşan CHP Şahinbey Belediye Meclis üyesi Uğur Kalkan, “Her zaman söylüyoruz, biz kimsenin ihale almasına karşı değiliz. Biz hem AKP’de siyaset yapıp hem de ihale peşinde koşulmasına karşıyız. Söz konusu ihalede 81 kişinin doküman alıp 50 kişinin teklif vermesini ve 30 teklifin elenmesini kalan 20 teklifin de en uygununun ‘AKP Gençlik Kolları Başkanı’nın ve ailesinin firması olması konusunda Gaziantep Valiliği’nden kamuoyunu aydınlatıcı açıklama bekliyoruz” dedi.

 

82 yaşındaki Alzheimer hastası Bekmezci savunma bile yapamadı

medyabold
Devamını Oku »

İşsiz halktan temizlikçi kadrosu için rekor başvuru

Adalet Bakanlığı, Bolu Adliyesinde çalıştırılmak üzere temizlik görevlisi alımı için ilan verdi. 7 kişinin alınacağı temizlik görevlisi kadrosuna 2 bin kişi başvurdu.

BOLD – Adıyaman’da adliyede 9 kişilik temizlik görevlisi kadrosu için 5 bin 217 kişinin başvurduğunun ortaya çıkmasının ardından Bolu’da da 7 kişilik iş ilanına 2 bin kişi başvurdu.

TEMİZLİKÇİ İLANINA REKOR BAŞVURU

Türkiye İstatistik Kurumu’nun son açıkladığı veriler işsizliğin azaldığını öne sürse de gerçekte durum ise farklı gözüküyor. Adalet Bakanlığı’nın Bolu Adliyesinde çalıştırılmak üzere Türkiye İş Kurumu üzerinden verdiği 7 kişilik temizlik görevlisi ilanına rekor başvuru oldu. İŞKUR’un internet sitesinde yer alan ve 4 gün yayında kalan ilana bin 824 kişi başvurdu. Gerçek Gündem’den Cemre Kuşaklı’nın haberine göre, ilana başvuran adayların yüzde 25’inin “ön lisans ve lisans” mezunu olmaları ise dikkat çekti.

ADIYAMAN’DA DA TABLO AYNI

Adıyaman’da Adalet Bakanlığı’nın açtığı 9 kişilik temizlik görevlisi kadrosu için 5 bin 217 kişinin başvurduğu ortaya çıkmıştı. Bunlardan bin 143’ü üniversite mezunu olması dikkat çekmişti. 600 bin nüfuslu Adıyaman’da sadece İş-Kur’a kayıtlı 34 bin 690 işsiz bulunurken, kayıtlı olmayan işsizler ve pandemi sürecinde iş yerini kapatıp işsiz kalanlar bu sayının dışında yer alıyor.

RESMİ VERİLERE GÖRE İŞSİZLİK AZALDI

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından geçen ay atanan Jeoloji Mühendisi Sait Erdal Dinçer’in başında olduğu Türkiye İstatistik Kurumu, Hanehalkı İşgücü Araştırması’nda yeni bir metodolojiye geçti. Yeni hesaplama ile işsiz sayısı 2021 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 1000 kişi azalarak 3 milyon 861 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,4 puanlık azalışla yüzde 12,2 seviyesinde gerçekleşti. İstihdam ise 822 bin kişi arttı.

82 yaşındaki Alzheimer hastası Bekmezci savunma bile yapamadı

 

medyabold
Devamını Oku »

12 Mart 2021 Cuma

Biden, Erdoğan’ı Mayıs’a kadar aramayacak iddiası

ABD Başkanı Joe Biden’den beklediği telefon bir türlü gelmeyen AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Mayıs’a kadar beklemek zorunda kalabileceği iddia edildi. Beyaz Saray telefonla ilgili tarih vermezken, Biden’in Erdoğan’ı aramak için Halkbank davasını beklediği öne sürüldü.

BOLD – ABD medyası 20 Ocak’ta başkanlık görevini devralan Joe Biden’in neden AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ı aramadığını tartışmaya devam ediyor. ABD merkezli medya kuruluşu Business Insider, Erdoğan ve Biden arasında yükselen tansiyonu mercek altına alan kapsamlı bir analiz yayınladı. Analizde Biden’in Halkbank davasına kadar Erdoğan’ı aramayacağı öne sürüldü.

BİDEN ERDOĞAN’I GÖRMEZDEN GELİYOR

Business Insider’ın yazarlarından Mitch Prothero’nun kaleme aldığı makalede, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden tarafından sürekli görmezden geliniyor ve onun ilgisini çekmek için çaresiz gözüküyor” başlığı kullanıldı. Diplomatlar ve yetkililerden açıklamalara dayandırılan analizde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son haftalarda Biden’in dikkatini çekmek ve ABD’yi yatıştırmak için umutsuz bir girişim ile bir dizi hamle yaptığı kaydedildi.

TRUMP GİBİ ERDOĞAN’A GÖZ YUMMAYACAK

Beyaz Saray basın sekreteri Jen Psaki’nin “Biden Erdoğan’ı bir noktada arayacaktır” şeklindeki geçen haftaki açıklamalarına değinilen analizde, Biden göreve geldiğinden bu yana Erdoğan’ın başta Murat Uysal ve Berat Albayrak olmak üzere bir dizi değişiklik yaptığı vurgulandı. Türkiye’nin silah üretimi için bir dizi müzakere talebine Biden’in ret cevabı verildiğini belirten gazete, Biden’in Trump gibi Erdoğan’a göz yummayacağını kaydetti.

HALKBANK DAVASINA KADAR ARAMAYABİLİR

Gazete Mayıs ayında New York’da görülmesi beklenen Halkbank davasına da değindi. Analize göre Halkbank olayına atıfta bulunan ismi gizli AB diplomatı şu ifadeleri kullandı: “Türkiye, Trump’ın gerçekten Halkbank’ı umursamadığını düşünüyordu. Trump da tabii ki bu konuda Türkiye’ye bir yaptırım yapmadı. Ama Halkbank Biden’in umurunda. Biden ABD-Türkiye ilişkilerinde gücün kendisinde olduğunu biliyor. Biden, büyük bir gelişme olmadıkça Halkbank duruşmasına kadar onu aramayabilir. Bu büyük bir kriz.”

82 yaşındaki Alzheimer hastası Bekmezci savunma bile yapamadı

medyabold
Devamını Oku »

Yunanistan’daki Gülen biyografisi, Dışişleri’ni rahatsız etti

Hizmet Hareketi’nin Türkiye’deki gazete, televizyon ve yayınevlerine el koyan AKP Hükumeti, Yunanistan’da yayınlanan Fethullah Gülen biyografisinin yasaklanması için harekete geçti.

BOLD – Yunanistan’da Prof. Jon Pahl tarafından yazılan Fethullah Gulen: A Life of Hizmet adlı kitabı Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hamit Aksoy’a soruldu. Aksoy’un cevabı yazılı halde Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde yayımlandı.

Aksoy, Yunanistan’da gerçekleşen çevrimiçi bir etkinlikte ve bir televizyon kanalındaki programda Gülen’in propagandasının yapıldığını savundu. Video mesajının da yayınlandığı programa tepki gösteren Aksoy, Yunanistan’a da basın özgürlüğü dersi verme çabasında bulundu: “Basın ve ifade özgürlüğüyle hiçbir surette açıklanamayacak vahim bir gelişmedir.”

YUNANİSTAN’DAKİ CEMAAT MENSUPLARINI TAKİP İTİRAFI

Yunanistan’ın Hizmet Hareketi gönüllüleri için güvenli bir liman haline geldiğinin gözlendiğini savunan Aksoy, Yunanistan’daki cemaat mensuplarının takip edildiğini ima ederek “ ‘Fetö’ mensupları bu ülkede serbestçe dolaşabilmekte, Fetö iltisaklı sözde STK’lar Yunanistan’daki firari ‘Fetö’ mensupları için yardım faaliyeti yürütebilmektedir. Yunanistan’da ‘Fetö’nün yanısıra PKK/PYD/YPG, DHKP-C terör örgütleri de faaliyetlerini sürdürmektedir.” şeklinde kunuştu.

Sözcü, Yunanistan’a cemaat üyelerinin iadesi ve mal varlıklarının dondurulması taleplerini karşılama çağrısında da bulundu.

medyabold
Devamını Oku »

Mısır’dan Türkiye açıklaması

AKP hükumetinin, Mısır Devlet Başkanı Sisi ile yeniden temas çabaları gündeme oturdu. Mısırlı bir yetkili, Türkiye ile diplomatik temasların ‘yeniden’ başlaması diye bir tanımlama yapılamayacağını söyledi.

BOLD – Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “Mısır ile hem istihbarat düzeyinde hem de dışişleri bakanlıkları düzeyinde temaslarımız var. Diplomatik düzeyde temaslarımız başladı.” Sözlerine Mısır’dan cevap geldi.

HUKUK KURALLARI VURGUSU

Mısır haber ajansı MENA’nın, ismini açıklamadığı resmi bir kaynağa dayandırdığı haberde, Mısırlı yetkili, iki ülke halkları arasında güçlü bağların olduğuna işaret etti. Mısır’ın, kendisiyle normal ilişkiler kurmak isteyen herhangi bir ülkeden, uluslararası hukuk kurallarına, iyi komşuluk ve egemenlik ilkelerine uymasını ve bölgedeki Arap ülkelerinin içişlerine müdahale girişimlerini durdurmasını beklediği vurguladı.

MAZLAHATGÜZAR SEVİYESİNDE

Mısırlı yetkili, Türk ve Mısır diplomatik misyonlarının maslahatgüzarlık düzeyinde çalışmalarını sürdürdüğüne dikkat çekti. Türkiye ile diplomatik temasların “yeniden” başlaması diye bir tanımlamanın yapılamayacağını aktardı.

 

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın tasarruf vaadi havada kaldı, araç saltanatı sürüyor

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kamuda araç kiralanması, temsil ve karşılama gibi konulara sınırlama getirecekleri açıklaması havada kaldı. AKP’li Bursa Büyükşehir Belediyesi araç saltanatını bitirmek yerine 157 yeni araç kiralamak için ihaleye çıktı.

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan, açıkladığı Ekonomi Reform Paketi’nde kamu idarelerinde tasarrufa geçireceklerini söyledi. Erdoğan kamuda araç kiralanması, temsil ve karşılama gibi konulara sınırlama getireceklerinin altını çizdi.

TASARRUF DEDİ AMA

Erdoğan kamuda araç saltanatını bitireceklerini açıkladı ancak, AKP’li Bursa Büyükşehir belediyesi 157 yeni araç kiralamak için ihaleye çıkma kararı aldı. Sözcü’den Halil Ataş’ın haberine göre göreve gelince makam araçlarında tasarrufa gitme kararı alan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Alinur Aktaş, 157 yeni araç kiralama kararı aldı. Ay sonunda yapılacak belediye meclisi toplantısında görüşülecek olan karar, muhalefetin tepkisine neden oldu.

157 ARAÇTAN 108’İ SÜRÜCÜLÜ

İyi Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, “Alinur Aktaş, iş başına geldiğinde, araç saltanatına son vereceğini belirterek 100’e yakın aracın kiralama protokolünü adeta şov yaparak iptal etmişti. Şimdi 29 Mart 2020 tarihinde yapılacak encümen toplantısında gerçekleştirilecek ihale ile 108’i sürücülü olmak üzere 157 araç kiralayacak. Peki bu ne perhiz şimdi? Yanlış kararların faturasını Bursalılar çekmesin istiyoruz” dedi.

82 yaşındaki Alzheimer hastası Bekmezci savunma bile yapamadı

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li Zengin sonunda çıplak aramayı kabul etti: Hiç yoktur demiyorum

“Türkiye’de çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum” diyen AKP’li Özlem Zengin, sonunda Türkiye’de çıplak arama olduğunu kabul etti. Zengin, “Türkiye’de bu tür arama hiç yoktur demiyorum. Madem böyle bir mesele var, bir zahmet bunun şikayetini de yapın” dedi.

BOLD – AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, ısrarla reddettiği cezaevlerindeki çıplak aramayı kabul etti. Bu konuda yine çıplak arananları suçlayan Zengin, “Madem böyle bir mesele var, bir zahmet bunun şikayetini de yapın” dedi.

İNSAN HAKLARI İHLALİ OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ

Haber Global’de gazeteci Buket Aydın’ın sunduğu programa konuk olan Zengin, çıplak arama ile ilgili, “Anayasa Mahkemesi’ne başvurular var. Bu uygulamanın var olması insan hakları ihlali konusu olduğu anlamına gelmez. Türkiye’de bu tür arama hiç yoktur demiyorum. Madem böyle bir mesele var, bir zahmet bunun şikayetini de yapın. Bu kadınların tamamı şikayetçi olmasını beklerdim, ama şikayetçi değiller” dedi.

AKP’Lİ ZENGİN VE SOYLU: BELGESİ YOK

Çıplak arama skandalı, Cemaat operasyonları kapsamında Uşak’ta gözaltına alınan 30 kadının sosyal medyadaki ifşaları sonrası ortaya çıktı. Kadınların maruz kaldıkları çağdışı uygulamayı gündeme taşımalarının ardından toplumun her kesiminden, emniyet ve cezaevinde gerçekleştirilen bu keyfi işkenceye karşı ses yükseldi. AKP’li Özlem Zengin ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, “Belgesi yok” diyerek çıplak arama iddialarını yalanladı.

“ÇIPLAK ARAMA OLDUĞUNA ASLA İNANMIYORUM”

Çıplak arama ile ilgili açıklamalarını daha sonra da sürdüren Zengin, “Ben Türkiye’de çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum, yok böyle bir şey. Zaten bu konuya İçişleri bakanımız genel kurulda cevap verdi. Bunu çok net söyleyeceğim, bu bir FETÖ yöntemidir. Ne münasebet, hem de bahsettiği kadınlar mütedeyyin kadınlar. Bütün hayatı kadın mücadelesi ile geçmiş bir insanım, böyle bir şeye müsaade edebilir miyiz biz? Bir kadının böyle aranmasına biz tahammül edebilir miyiz? Akıl var, mantık var” dedi.

“ONURLU, AHLAKLI KADIN BİR SENE BEKLEMEZ”

Çıplak aramanın TBMM Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nda gündeme gelmesi sonrası söz alan AKP’li Zengin, iddiaları sert bir dille reddederek, “O dediğiniz yerde (Uşak) böyle bir şey olmadı. Bir kadını çıplak arayacaksın, dakikasında bundan rahatsızlığını beyan eder, bir sene beklemez. Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez” dedi. Zengin’in bu sözleri büyük tepki çekti.

82 yaşındaki Alzheimer hastası Bekmezci savunma bile yapamadı

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li eski vekilin geliri Erdoğan’ın maaşını ikiye katladı

8 şirketin yönetim kurulunda yer alan TKK Genel Müdürü ve eski AKP Milletvekili Fahrettin Poyraz’ın aylık gelirinin 150 bin lirayı bulduğu öne sürüldü. Poyraz, bu gelirle AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın yaklaşık iki katı kadar maaş alıyor.

BOLD – CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Tarım Kredi Kooperatifleri (TKK) Genel Müdürü olan eski AKP Milletvekili Fahrettin Poyraz’ın 8 şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu ve eline aylık olarak 150 bin TL’ye yakın para geçtiğini öne sürdü.

“DEVLETİN KURULUŞU TEFECİLİK YAPIYOR”

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Ağbaba, “Türkiye’nin Çiftlik Bank hikayesini sizinle paylaşmak üzere buradayım. Devlet eliyle, devletin kuruluşunun tefecilik yaptığını anlatmaya çalışacağım” dedi. Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Fahrettin Poyraz’ın aynı zamanda 8 şirketin de Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu belirten Ağbaba, TKK’nın üst yönetimindeki yetkililerin eski AKP milletvekili olduğuna da dikkat çekti.

ÇİFTÇİNİN TOPLAM BORCU 123 MİLYAR

Çiftçilerin 2020 sonu itibariyle 89 milyar 11 milyon kamu bankalarına, 22 milyar 240 milyon yabancı bankalara 11 milyar 690 milyon ise yerli özel bankalara borçlu olduğunu hatırlatan Ağbaba, “Toplam 122 milyar 941 milyon çiftçimizin borcu var. Her çiftçiye ortalama 68 bin 186 lira borç düşüyor. Aslında bu grup yasal tefeci bunların ismi de Tarım Kredi kooperatifleri. TKK piyasadaki tefecileri sollamış durumda. TKK ve Ziraat Bankası tefeciye rahmet okuyan cinsten işler yapıyor” dedi.

TARIM KREDİ BANKALARIN 3 KATI FAİZ UYGULUYOR

Tarım Kredi Kooperatifleri’nin yüzde 41 oranında faiz uyguladığını hatırlatan Ağbaba, “Dünyada bunu bir örneği yok. Çiftçiler ‘Faiz ödemekten ana paraya gelemedik’ diyorlar” dedi. Tarım Kredi Kooperatifleri’nin yönetim kurullarında AKP’nin vekil eskileri bulunduğunu söyleyen Ağbaba, “Bu çiftliğin baş tefecisi, yani birliğin Genel Müdürü eski AKP Milletvekili Fahrettin Poyraz. Bu şahıs, tam sekiz şirketin daha Yönetim Kurulu Başkanı. Çiftçi icralık, çiftçi kan ağlıyor; bu şahıs orada tam sekiz şirketten maaş alıyor. Tarım Kredi Kooperatifleri’ne atanan AKP eski vekillerinin buralardan ne kadar maaş ve huzur hakkı aldığını sorduk. Yanıt, “Ticari sır” oldu.

POYRAZ’IN 150 BİN LİRAYI BULAN GELİRİ VAR

Poyraz’ın milletvekili emeklisi olduğu için 16 bin lira emekli maaşı bulunduğunu belirten Ağbaba, “40 bin liraya yakın Genel Müdür maaşı, üç ayda bir ikramiye, ortalama üç maaş tutarında yılda bir teşvik primi, Gübretaş’tan huzur hakkı olarak aylık 10 bin lira, aylık sağlanan toplam fayda 56 bin 547 lira. Yurt dışı, yurt içi harcırahlarla birlikte asgari 150 bin lirayı geçiyor. Tam 150 bin liraya yakın. Çiftçi 3 kuruş borcunu ödeyemediği için evine, hayvanına çöken tefeciler, bu çiftliğin baş tefecisine 150 bin liraya yakın maaş veriyor” dedi.

 

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a paket tepkisi: Sarayla ilgili tasarruf yok

medyabold
Devamını Oku »

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a paket tepkisi: Sarayla ilgili tasarruf yok

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın açıkladığı ekonomi paketini eleştiren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, tasarruf önerilen pakette Saray’ın nasıl tasarruf yapacağı ile ilgili bir cümle bulunmadığını kaydetti.  

BOLD –  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın açıkladığı ‘Yeni Ekonomi Reformu’nu eleştirdi. Erdoğan’ın hiçbir Osmanlı padişahına nasip olmayan saraylarda oturduğunu savunan Kılıçdaroğlu, pakette saraylarla ilgili tek cümlelik tasarruf bulunmadığını kaydetti.

PAKETTE İŞSİZE İŞ BULUNACAĞI İLE İLGİLİ BİR CÜMLE YOK

CHP lideri Kılıçdaroğlu, resmi sosyal medya hesabından paylaştığı video mesajda Erdoğan’ın açıkladığı paketin 23’üncü ekonomi paketi olduğunu hatırlatarak, “23’üncü paket. Sözde ekonomide reform yapacaklar. Allah aşkına, açıklanan bu pakette işsize iş bulacağız diye bir cümle var mı? Hiçbir Osmanlı padişahına nasip olmayan saraylarda oturuyorlar. Peki bu saraylarla ilgili tek cümlelik tasarruf var mı? Yok!” dedi.

5’Lİ ÇETE İLE İLGİLİ BİR TASARRUF YOK

Yeni Ekonomi Reformu’nda Saray’a yakın müteahhitlerle ilgili bir tasarruf da bulunmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “5’li çeteye dünyanın parasını ödüyoruz. Oradan bir tasarruf var mı? Oradan da yok” dedi. İktidarın ekonomide reform yapacak durumunun olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Dağılmış vaziyetteler. Bize inanın ve bize güvenin. Reform nasıl olurmuş, halkın çıkarı nasıl korunurmuş, işsize iş nasıl bulunurmuş, o bizim işimiz. Onu biz yapacağız” dedi.

 

 

 

 

 

82 yaşındaki Alzheimer hastası Bekmezci savunma bile yapamadı

 

medyabold
Devamını Oku »

PTT’de tazminat vurgunu: 1 yıllık hizmet için 36 kat tazminat ödenmiş

PTT’de 1 yıl çalıştıktan sonra sözleşmeleri feshedilen 4 yetkiliye 36 kat tazminat verildiği ortaya çıktı. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, söz konusu olaya ilişkin suç duyurusunda bulundu. 

BOLD – Sayıştay’ın 2019 raporunda PTT’de 1 genel müdürün 36 kat tazminat alarak kurumdan ayrıldığı ortaya çıktı. Yapılan araştırmada 4 yetkilinin daha 1 yıl çalıştıktan sonra sözleşmesinin feshedilerek 36 kat tazminat bedeli aldığı belirlendi. Olay yargıya taşındı.

1 YIL ÇALIŞIP 36 AYLIK TAZMİNAT ALDILAR

CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Sayıştay’ın 2019 raporunda PTT’de bir genel müdürün 36 kat tazminat aldığının ortaya çıkmasının ardından, 4 kişiye daha aynı şekilde tazminat verildiğini tespit etti. Belgeleri sosyal medya hesabından yayımlayan Yavuzyılmaz, 4 yetkiliye PTT’de 1 yıl çalıştıktan sonra sözleşmesi feshedilerek 36 kat tazminat ödendiğini açıkladı.

SKANDAL YARGIYA TAŞINDI

Sayıştay’ın ortaya çıkardığı skandalda sözleşmesi feshedilen genel müdüre 847 bin 532 TL ödendi. Söz konusu olaya ilişkin suç duyurusunda bulunduğunu açıklayan Deniz Yavuzyılmaz, “Sayıştay, PTT’de sadece 1 yıl çalışıp, iş sözleşmesi fesih edilince brüt maaşının 36 katı (847.532,81 TL) tazminat alan bir genel müdür yardımcısı tespit etmişti. Araştırmalarım neticesinde; bu tazminatın aynısını alan 4 yetkiliyi de biz ortaya çıkardık” dedi.

 

82 yaşındaki Alzheimer hastası Bekmezci savunma bile yapamadı

medyabold
Devamını Oku »

82 yaşındaki Alzheimer hastası Bekmezci savunma bile yapamadı

İleri derecede Alzheimer hastası 82 yaşındaki Yusuf Bekmezci, yargılandığı davada bugün tekrar hakim karşısına çıktı. Savcı, duruşmada savunma dahi yapamayan Bekmezci’nin örgüt yöneticiliğinden cezalandırılmasını istedi.

BOLD –  Cemaat soruşturmaları kapsamında 14 aydır cezaevinde tutulan 82 yaşındaki Yusuf Bekmezci, İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmaya devam edildi.

İleri derecede rahatsızlıkları bulunan ve Alzheimer hastası olan Bekmezci, duruşmada savunmasını dahi yapamadı.  Bekmezci’nin avukatı Saadet Aytekin, müvekkilinin rahatsızlıkları nedeniyle adli tıpa sevk edilmesini ve tahliyesini talep etti. Mahkeme adli tıp talebini reddetti. Duruşmada savcı, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı, Bekmezci’nin anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan beraatini isterken, silahlı terör örgütü yöneticiliği suçundan cezalandırılmasını istedi.

Mahkeme, Bekmezci’den mütalaaya karşı savunma yapmasını istedi. Bekmezci, kendisine yöneltilen sorulara dahi cevap veremedi. Bekmezci’nin avukatı Saadet Aytekin, sosyal medya hesabından “82 yaşındaki, birçok rahatsızlığı olan ve ileri derecede Alzheimer hastası Yusuf Bekmezci bugünkü duruşmasında da kendisine yöneltilen sorulara cevap dahi verememesine rağmen tahliye edilmedi. Adli tıp sevki yönündeki taleplerimiz de tekrar reddedildi” dedi.

MAHKEME ALZHEİMER HASTASI BEKMEZCİ’DEN SAVUNMA YAPMASINI İSTEDİ

Müvekkilinin durumunun her geçen gün kötüye gittiğini belirten Aytekin, “Birçok hastalıkla mücadele eden Bekmezci, kaldığı koğuşta başkalarının yardımı olmadan ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Dosyanın en temel taşı olan müvekkilin akıl sağlığıyla ilgili usuli incelemeler yapılmaksızın esas hakkında mütalaa verildi. Mahkeme Başkanı mütalaa sonrası müvekkile söz hakkı verdiğinde, müvekkilin beyanları açık bir şekilde yargılama sürecini anlamadığını göstermesine rağmen sözünü keserek sanık müdafiilerine söz hakkı verdi. Müvekkilin alacağı ceza miktarı, yaşı ve ağır hastalıkları gözetildiğinde çok önem arz etmiyor. Cezaevinde ölüme terk ediliyor” ifadelerini kullandı.

Mahkeme, savunma ve karar için duruşmayı 9 Nisan’a erteledi.

YARDIM OLMADAN TUVALETE GİDEMİYOR

82 yaşındaki Yusuf Bekmezci, cemaat soruşturmaları kapsamında İzmir’de gözaltına alınarak tutuklandı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan ve ‘cezaevinin en yaşlısı’ sıfatıyla tutukluluğu devam eden Bekmezci’nin uyku apnesi, yüksek tansiyon, Alzheimer, ileri derecede işitme kaybı ve prostat gibi birçok hastalığı bulunuyor. Kalçasındaki protez sebebiyle merdiven kullanamayan Bekmezci, alt katta bulunan tuvalet ve banyoya giderken zorlanıyor.

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun kesinleşen yargı kararı Meclis’e ulaştı: AYM kararı beklenmeli

medyabold
Devamını Oku »

Osman Kavala artık Avrupa Konseyinin daimi gündeminde

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM’in Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hakkındaki serbest bırakma kararını hatırlatarak, kararın uygulanmasını istedi. AİHM kararlarının uygulanışını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, üç yılı aşkın süredir cezaevinde tutulan iş insanı Kavala’yı daimi gündemine de aldı.

BOLD – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanışını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılmasıyla ilgili kararın uygulanmasını istedi.

Kavala’nın Gezi Parkı olayları nedeniyle darbe suçlamasından aklanmış olması ve bu doğrultuda AİHM kararı da bulunmasına karşın tutuklu olduğuna dikkat çekilerek Bakanlar Komitesi Başkanı’ndan, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na hitaben devam eden tutukluluğa ilişkin Komite’nin derin endişesini ileten bir mektup yazması da talep edildi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nın yakın zamanda kabul edildiğini not ettiğini belirten Bakanlar Komitesi, Türk makamlarının reformları uygulama noktasında adım atmasını istedi. Avrupa Konseyi’nin bu amaçla Türkiye’ye yardım sağlamaya hazır olduğunu ifade edildi.

OSMAN KAVALA DAİMİ GÜNDEME ALINDI

Kavala’nın tutukluğunun devamı ve hakkındaki dava süreçlerinin AİHM kararıyla uyumlu olmadığını belirten Komite, bu hafta aldığı kararda Ankara’ya AİHM kararlarının bağlayıcılığı ve infazıyla ilgili yükümlülüklerini bir kez daha hatırlattı. Bakanlar Komitesi, Kavala’nın daimi gündem yapılmasına karar verdi. Bu karar sonrası Kavala’nın tutukluluğu sadece AİHM gündemli toplantılarının değil, tüm toplantılarının gündemine eklenecek. DW’nin haberine göre toplantılar sırasında isteyen Avrupa devleti Osman Kavala konusunu gündeme taşıyarak Ankara’dan bilgi talep edebilecek. Bir tür “siyasi baskı” olarak gösterilen bu uygulama Kavala serbest bırakılana kadar devam edecek.

DEMİRTAŞ’LA İLGİLİ DE DENETİM SÜRECİ BAŞLATI

Bakanlar Komitesi bu haftaki toplantılarında AİHM tarafından 22 Aralık 2020 tarihinde açıklanan HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kararıyla ilgili denetim sürecini de başlattı. Karar gereği Demirtaş’ın “derhal serbest bırakılması gerektiğini” kaydeden Komite, Ankara’nın “Demirtaş şu anda AİHM tarafından verilen karar kapsamına girmeyen bir nedenden ötürü tutuklu” tezini “Bu tez daha önce AİHM tarafından incelendi ve reddedildi” gerekçesiyle geri çevirdi.

Kardeşim Sisi: ‘Darbeci ve tiran’ dedi şimdi masaya oturuyor

medyabold
Devamını Oku »

Anketlerde yükseldikçe Meral Akşener’e ‘ahlaksızca’ saldırıyorlar

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, anketlerde yükselen popülaritesiyle eş zamanlı olarak iktidarın cinsiyetçi saldırılarına maruz kalıyor. Twitter’da Akşener’e ‘fahişe’ iması yapan bir ‘etiket’ çalışması başlatıldı. Cinsiyetçi saldırılar Akşener’in aile üyelerini de hedef aldı ancak Akşener cesur bir çıkış yaptı ve yapılanları bütün açıklığıyla Meclis’te anlattı. İktidarın beklemediği bu hamle ile Akşener, artan popülaritesini pekiştirdi.

BOLD – MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, 4 Mart’ta yaptığı açıklamada İyi Parti lideri Meral Akşener’e “Fosforlu Cevriye” diye hitap etti. Eski bir romandan ismini alan bu tanımlama Türkiye’de “fahişe” yerine kullanılıyor. turkishminute.com’dan Cevheri Güven’in haberine göre Semih Yalçın, MHP’de “bozkurtlar” olarak adlandırılan gençlik kolları üzerindeki en etkili isim.

Son bir yılda Yalçın’ın hedef gösterdiği çok sayıda siyasetçi ve gazeteci saldırıya uğradı. Bazen demir sopalar kimi zaman da silahlı olarak yapılan saldırılarda gazeteciler ve siyasetçiler yaralandı. Son olarak gazeteci Levent Gültekin, 20 kişilik bir grubun saldırısına uğradı.

ÜLKÜCÜ TROLLER HAREKETE GEÇTİ

Yalçın’ın Akşener’i hedef alan açıklamasından sonra MHP İstanbul İl Örgütü’nün sosyal medya timleri, “Fosforlu Meral” başlıklı bir etiket-tag çalışması başlattı ve etiket Türkiye gündeminde üst sıralara tırmandı. Bu tag, “Fahişe Meral” söyleminin farklı bir çeşidiydi.

Akşener benzer bir cinsiyetçi söylemle kısa süre önce de MHP İstanbul Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Celal Adan’ın hedefindeydi. Adan, Akşener’in ailesi ve İyi Parti Meclis grubunu kastederek “Sizin anneleriniz belli ama babalarınız belli değil” dedi. Devam eden süreçte cinsiyetçi saldırılar, Akşener’in 9 aylık torununa kadar yöneldi.

MECLİS’TE DEVLET BAHÇELİ’Yİ İFŞA ETTİ

Akşener’in, Türkiye’de benzer örneklerde olduğu gibi cinsiyetçi saldırılara açık cevap vermeyeceği bekleniyordu ancak beklenen olmadı. Akşener, 10 Mart’taki Meclis Grup Toplantısında kendisine “fahişe” söylemiyle yapılan saldırıların arkasında Erdoğan’ın iktidar ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olduğunu söyledi.

Konuyu kişisel bloğunda ele alan Gazeteci Murat Yetkin’e göre Meral Akşener’in 10 Mart günü İyi Parti grubundaki hitabı, Türkiye’de kadın mücadelesi adına bir dönüm noktasıydı. Yetkin şu ifadeleri kullandı: “Bugünün Türkiye’sinde büyük cesaret işidir siyasi rakiplerinin kendisine “Fosforlu Cevriye” lakabı takıp kampanya yaparak “fahişe” demek istediğini çıkıp Meclis kürsüsünde söylemek. Bunu söylerken kendi partililerine ‘önünüze bakmayın, utanıyorsunuz, biliyorum’ diye cesaret vermek da az cesaret işi değildir.”

SALDIRANLARIN KORKAKLIĞI

Akşener, Türkiye’deki kadın-erkek eşitsizliği, kadına yönelik şiddet, cinsiyetçi söylemlerdeki artış gibi pek çok konuya değindiği Meclis konuşmasında kendisine kadınlığı üzerinden saldıranların korkaklıklarını sergilediklerini söyledi ve yaşanan sürecin sorumlusunun Erdoğan olduğunu belirtti. Akşener’in özellikle kadınlar tarafından milyonlarca kez paylaşılan konuşması, iktidarda şaşkınlık yarattı. Gazeteci Yetkin’e göre iktidar kanadı, cinsiyetçi söylem üzerine kurguladıkları silahlarının böyle geri tepmesini beklemiyordu.

BAHÇELİ YENİ SÖYLEM BELİRLEDİ

Akşener’in, kendisine yönelik cinsiyetçi saldırıların arkasında Devlet Bahçeli’nin olduğunu söylemesinin ardından Bahçeli söylem değişikliğine gitti. Akşener’in konuşmasına birkaç saat sonra Twitter üzerinden cevap veren Bahçeli, bu kez “Fosforlu Meral” söylemi yerine, terör söylemine sarıldı. Bahçeli, henüz birkaç yıl önce kurulan İyi Parti’nin ulaştığı oy oranının arkasında Fethullah Gülen ve takipçilerinin olduğunu söyledi. Bahçeli, Akşener’in bir Gülen projesi olduğunu ve oy verenlerin de Gülenistler olduğunu belirtti.

ANKETLERİN YÜKSELEN İSMİ

Milliyetçi bir siyasi gelenekten gelen Meral Akşener, 2017 yılında MHP’den ayrılarak İyi Partiyi kurdu. İktidarı oluşturan AKP ve MHP’nin milliyetçi ve muhafazakar tabanından oy alma potansiyeline sahip Meral Akşener’i uzun süre Erdoğan ve Bahçeli görmezden geldi. Oylarını her geçen gün artıran İyi Parti, 2020’nin ortasından itibaren anketlerde yüzde 10’un üzerine yükselince Erdoğan ve Bahçeli’nin söylemi değişti. Önce Bahçeli, hemen ardından da Erdoğan, Meral Akşener’e koalisyonlarına katılması için çağrı yaptı. Akşener’in olumsuz cevabı sonrası oylarındaki artış ivmesi hızlandı.

Avrasya Araştırma’nın Şubat 2021’de yaptığı ankete göre İyi Partinin oy oranı yüzde 14’e yükseldi. Ankette MHP’nin oyu ise yüzde 7.5’tu. Akşener, partisinin oylarını 2017 yılında ayrıldığı MHP’nin oylarının iki katına çıkardı.

 

medyabold
Devamını Oku »

Kardeşim Sisi: Rabia ile protesto etti ‘darbeci’ dedi şimdi masaya oturuyor

Doğu Akdeniz’de suların ısınmasının ardından Erdoğan, uzun süredir cumhurbaşkanlığını tanımadığı ve ‘darbeci’ dediği Sisi yönetimine gösterdiği tepkilerden çark etti.

BOLD – “Mısır’la istihbari, diplomatik ve ekonomik olarak işbirliği sürecimiz devam ediyor. Sıkıntı söz konusu değil” diyen AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan, cuma namazı çıkışı yaptığı açıklamada Sisi yönetimiyle ilişkileri değerlendirdi. Erdoğan, şunları söyledi:

“İş birliği sürecimiz en üst düzeyde değil de bir tık altında devam ediyor. Gönlümüz ister ki Mısır ile olan bu süreci çok daha güçlü devam ettirelim. Bu istihbari, diplomatik ve siyasi görüşmeler netice verici olduktan sonra bunu daha ileri taşırız. Mısır halkıyla Türk milletinin ayrı olması söz konusu değil. Mısır halkını Yunanistan’ın yanına yerleştirmek söz konusu değil. Olması gereken yerde görmek isteriz. Suudi Arabistan’ın Yunanistan ile ortak tatbikata girmesi bizi üzmüştür. Biz Suudi Arabistan’ı da böyle bir kararda görmek istemezdik. Bunu da görüşeceğiz, bu böyle olmamalıydı diye düşünüyoruz.”

HER ŞEY 8 YIL ÖNCE BAŞLADI

AKP yönetimi, 3 Temmuz 2013’te Mısır’da Abdülfettah es-Sisi’nin, Devlet Başkanı Muhammed Mursi’yi darbeyle devirmesine sert tepki göstermişti. Uzun süre Sisi’nin cumhurbaşkanlığını tanımayan, “Bizim için Mısır’ın Cumhurbaşkanı Mursi’dir” diyen Erdoğan, Sisi hakkında ‘darbeci’, ‘tiran’  ve ‘zalim’ ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan, Kahire’deki Rabiatül Adeviyye meydanında İhvan hareketinin protestolar sırasında kullandığı Rabia işaretini seçim meydanlarında partilileri selamlarken kullanmıştı. Erdoğan’ın darbeyi yapan Sisi’ye gösterdiği tepkiler sonrası Mısır, diplomatik ilişkileri elçilik düzeyinden maslahatgüzar seviyesine indirmişti. Erdoğan yönetimindeki AKP hükumeti aradan geçen 8 yılın ardından Mısır’ın Yunanistan’la yakınlaşması ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de mevzi kaybetmesi üzerine Mısır’la  yeniden el sıkışmak zorunda kaldı.

İşte AKP’nin yönettiği Türkiye ile Mısır arasında gerilen ilişkilerin süreci:

3 Temmuz 2013’te Mısır’da Abdülfettah es-Sisi’nin devlet başkanı Muhammed Mursi’yi darbeyle devirmesine en sert tepkiyi veren ülke Türkiye oldu. İşte Erdoğan’ın Mısır Devlet Başkanı Sisi’ye gösterdiği tepkiler:

TİRAN AÇIKLAMASINA MISIR’DAN TEPKİ

Erdoğan, başbakanlığı döneminde Temmuz 2014’te katıldığı bir televizyon programında Sisi için “tiran” nitelemesini yaptı. Bu açıklama üzerine Mısır, Türkiye’nin Kahire Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Alper Bosuter’i bakanlığa çağırarak tepki gösterdi.

AYNI MASAYA OTURMAM

Erdoğan, BM Genel Kurul çalışmaları için gittiği New York’ta, BM Genel Sekreteri’nin verdiği resmi yemeğe, Sisi ile aynı masaya oturmamak için katılmadı. Erdoğan, yemeğe katılmamasıyla ilgili, “Aynı masaya oturup darbecileri meşrulaştırmam” ifadesini kullandı. Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada ise Sisi’ye yüklenerek, “Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş iktidar darbeyle indirilirken Birleşmiş Milletler’de ülkeler bunu izliyor ve darbeyi yapan meşrulaştırılıyor” dedi.

BÖYLE BİR ŞEY ASLA SÖZ KONUSU DEĞİL

Erdoğan, Mart 2015’te, Suudi Arabistan’a giderken, Mısır devlet başkanı Sisi ile görüşüp görüşmeyeceğini soran gazeteciye, “Şaka yapıyorsun herhalde. Bizim gündemimizde böyle bir şey asla söz konusu değil. Böyle bir şeyin olabilmesi için çok ciddi bir defa olumlu istikamette adımların atılabilmesi lazım” dedi.

BENİM İNDİMDE MISIR’IN CUMHURBAŞKANI MURSİ’DİR DEMİŞTİ

Erdoğan, 2015’te Muhammed Mursi ve arkadaşları hakkında verilen idam kararlarına Sisi’ye darbeci diyerek tepki gösterdi. Erdoğan, “Ben uluslararası platformlarda sürekli olarak şuanda darbece Sisi’yi, Cumhurbaşkanı olarak kabul etmediğimi hep söyledim. Bugün de aynı şeyi söylüyorum. Buradan da söylüyorum, benim indimde Mısır’ın Cumhurbaşkanı Sisi değildir, yine Mursi’dir” dedi.

BEN GÖRÜŞMEM AMA BAKAN ARKADAŞLAR GÖRÜŞEBİLİR

Erdoğan, Şubat 2016’da Güney Amerika gezisi dönüşünde yaptığı açıklamada ise, “Mursi ve arkadaşları başta olmak üzere idamlarla ilgili kararlar gözden geçirip kaldırılmadıktan sonra, ben Sisi ile görüşmem. Bakanlarımız muhataplarıyla görüşebilir” dedi.

İŞGALCİ VE ZALİM

Erdoğan, Mısır’ın darbeyle devrilen lideri Muhammed Mursi’nin ölümünün hemen ardından “Demokratik yollarla yüzde 52 oy almak suretiyle Mısır’a cumhurbaşkanı olan merhum Mursi’yi demokrasiyi bir yana koyarak işgalci bir edayla, bir darbeyle Mısır’ın başına geçen şu andaki zalim Sisi bildiğiniz gibi 50’ye yakın Mısırlıyı idam etmiştir” ifadelerini kullandı.

Devlet korona oldu: Koca bir yalan!

medyabold
Devamını Oku »

Vatandaşsız ‘reform toto’ vizyonda

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekonomik reform paketini açıkladı. İcralık çiftçiler, kredi borçluları, maaşını yetiremeyen emekliler, işsizler ve çarşı pazardaki zamlar pakette yer bulmadı.

BOLD ANALİZ – 2002 yılından bu yana ‘Ya tutarsa’ diye açıklanan ekonomik reform paketlerine bir yenisi daha eklendi. En büyük vaadi kamudaki makam aracı ve şatafatı sona erdirmek olan paketle Cumhurbaşkanlığına bağlı yeni başkanlıklar kuruldu. Bu kurumlar için alınacak yeni makam araçları ve yeni kadrolar atanması israf sayılmadı.

KREDİ BORCU OLAN 34 MİLYON VATANDAŞ YOK

Milyonlarca vatandaşın geçim derdine çözüm olabilecek tek bir madde pakete konmadı. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre Şubat 2021 kredi kartı borcu 148 milyar liraya ulaşan vatandaşlarla alakalı bir kolaylık pakette bulunmuyor. Yine 680 milyar liraya ulaşan banka kredi borçlarıyla ilgili de bir reform yok. Bu kapsamda 34 milyon vatandaşın banka borcuyla ilgili düzenlerin yer almadığı paketi, iktisatçılar ve muhalefet yeterli bulmadı.

GENÇ İŞSİZLERE: KIPIR KIPIRSIZINIZ GAZI

Resmi veriler göre her 100 gençten 25’inin, gerçek rakamlara göre ise 40’ının işsiz gezdiği Türkiye gençliğine dönük de bir vaat yok. Gençlere yeni iş kapıları açacak bir madde açıklamayan Erdoğan, genç işsizlere ‘kıpır kıpır gençlerimiz var’ demekle yetindi.

SOĞAN PATATESİ DEPODA İZLEMEK

Resmi enflasyonu yüzde 15,61’lere yükselten gıda zamlarıyla ilgili de vatandaşı rahatlatacak bir adım bulunmuyor. Paketle kurulması planlanan erken uyarı sisteminin fiyatları düşürmesi planlanıyor. İcradan tarla ve traktörünü satan milyonlarca çiftçinin üretemediği soğan ve patatesin depoda izlenmesinin fiyatları nasıl düşüreceğini ise kimse anlamadı.

PİYASALAR PAKETE İNANMADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oynadığı ‘yeni ekonomik reform totoya’ piyasalar da inanmadı. Dolar/TL 7,60, Euro/TL 9,05 seviyesine çıktı. Merkez Bankası rezervleri eksi 46 milyar dolara düşen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı, Anayasal güvence altında olan mülkiyet hakkını hiçe sayarak el koyulan 796 şirket ortada dururken, paketin nasıl sonuç vereceği önümüzdeki aylarda netleşecek.

Muhalefet partileri ve iktisatçılar her sene kur şoklarının yaşandığı, enflasyon ve işsizliğin çift hanelerde dolaştığı Türkiye’de bu paketin çare olmayacağı görüşünde birleşti.

medyabold
Devamını Oku »

Gazeteciler için Meksika ‘ölüm’ Türkiye ise ‘cezaevi’ demek

Dünya çapında 2020 yılında 65 gazetecinin görevini yaparken öldürüldüğünü duyuran Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, 229 gazetecinin de cezaevinde bulunduğunu açıkladı. En fazla ölümün Meksika’da, en fazla tutsak gazetecinin de Türkiye’de olduğu vurgulandı.

BOLD – Merkezi Brüksel’de olan Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), 2020 yıllık raporunu kamuoyuna açıkladı. Dünya çapında 65 gazetecinin mesleklerini icra ederken öldürüldüklerini bildirdi. Geçen yıl öldürülen gazeteci sayısının 2019’a göre 17 kişi arttığını kaydeden federasyon, 2020’de gazeteci cinayetlerinin 16 farklı ülkede meydana geldiğini kaydetti. IFJ’nin öldürülen gazetecilerle ilgili kayıt tutmaya başladığı 1990 yılından bu yana görevi başında saldırıya kurban giden gazetecilerin toplam sayısı 2 bin 680’e yükselmiş oldu.

MEDYADA KAN AKMAYA DEVAM EDİYOR

IFJ Genel Sekreteri Anthony Bellanger, “Meksika’da suç baronlarının zalim hükümranlığı, Pakistan’da aşırılıkçıların uyguladığı şiddet, Hindistan ve Filipinler’de sertlik yanlılarının hoşgörüsüzlüğü, medyada kan akmaya devam etmesinde rol oynadı” dedi.

Meksika son 5 yılda dördüncü kez gazeteci cinayetlerinde ilk sırada yer alırken 14 gazetecinin öldürüldüğü Meksika’yı 10 cinayetle Afganistan, 9 cinayetle Pakistan ve 8 cinayetle Hindistan izledi. Filipinler ve Suriye’de de dörder gazeteci cinayete kurban gitti. Nijerya ve Yemen’de üçer gazeteci öldürülürken diğer cinayetler Irak, Somali, Bangladeş, Kamerun, Honduras, Paraguay, Rusya ve İsveç’te gerçekleşti.

TÜRKİYE’Yİ ÇİN, MISIR VE ERİTRE İZLİYOR

IFJ, gazeteci ölümleriyle ilgili yıllık raporunda, mesleği nedeniyle cezaevinde bulunan gazetecilere de yer verdi. Mart 2021 itibarıyla dünya çapında en az 229 gazetecinin cezaevinde bulunduğuna işaret edilen rapora göre Türkiye, dünyada en fazla gazeteciyi cezaevine gönderen ülke oldu. Rapora göre en az 67 medya çalışanının cezaevinde bulunduğu Türkiye’yi hapisteki 23 gazeteciyle Çin, 20 kişiyle Mısır, 16 kişiyle Eritre ve 14 kişiyle Suudi Arabistan izledi.

IFJ Genel Sekreteri Bellanger, “Demokrasi adını hak eden hiçbir ülke, ifade özgürlüğü aracılarını hapse atamaz” değerlendirmesinde bulundu.

medyabold
Devamını Oku »

Devlet korona oldu: Koca bir yalan!

Sol Partinin Pandemide 1 Yıl: Salgın Yönetimi Çöktü Geriye Kocaman Bir Yalan Kaldı başlıklı raporuna göre 728 bin kişi işsiz kaldı. Sol Partili İlknur Başer, “İktidarın salgın yönetimi çöktü, geriye koca bir yalan kaldı” dedi.

BOLD – Koronavirüs salgının birinci yılında Sol Parti bir rapor yayınladı. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’tan bu yana salgının ekonomi, sağlık ve eğitim alanlarındaki yarattığı sorunlara odaklanan raporda, çarpıcı veriler yer alıyor. Raporda ayrıca, salgında bir başarı algısı üzerinden ilerleyerek iktidarın politikalarının salgını nasıl derinleştirdiği, bununla birlikte eğitimden sağlığa nasıl sorunlarla karşı karşıya kalındığı ve var olan ekonomik eşitsizliklerin nasıl derinleştiği anlatılıyor. Sol Parti, ayrıca eğitim ve sağlıktaki çözüm önerilerini de kamulaştırma başlığı altında ifade ediyor. Salgından çıkış için önümüzdeki 90 günün öneminin altı çizilirken bunun için günde en az 1.5 milyon kişinin aşılanmasını gerektiği vurgulanıyor.

Raporun tamamını buradan okuyabilirsiniz. İşte raporun detayları:

İSTİHDAM VERİLERİ

TÜİK’in en son verilerine göre Ocak 2021 itibarıyla çalışma yaşındaki kişilerin sayısı 1 milyon 221 bin artarken, işgücüne dahil olanların sayısı 366 bin azaldı. Böylelikle işgücüne dahil olmayanların sayısı 1 milyon 588 bin daha artmış oldu.

BORÇ BATAĞI

Sosyal korumanın yetersizliği nedeniyle her 10 kişiden 7’si borçlu. Kredi kartı borçları 206 milyar liraya, ihtiyaç kredileri ise 386 milyar liraya ulaştı.

GERÇEK İŞSİZLİK

TÜİK son yayımladığı atıl işgücü oranı istatistiği ile gerçek işsizlik oranının yüzde 29.1 olduğunu kabul etmiş oldu. Son 1 yılda hizmetler sektöründe 472 bin erkek, 248 bin kadın tam 718 bin kişi işini kaybetti. Özellikle sosyal temas gerektiren otel, lokanta, kafe, perakende satış gibi işlerde çalışanlar derin bir yoksulluğa sürüklendi.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Pandeminin sonlanabilmesi için ya virüsün bulaşıcılık özelliğini yitirmesi ya da toplumsal bağışıklığın sağlanması gerekiyor. Toplumsal bağışıklığın sağlanması ise toplumun yaklaşık yüzde 70’inin hastalığı geçirmesi ya da etkili bir aşı ile korunmasıyla mümkün. Türkiye’de halen 10 milyona ancak ulaşan aşılama yapılabilmiş durumda. Bu sayının yaklaşık 2 milyonunu aşının 2.dozunu olanlar oluşturuyor.

Türkiye sınırları için yaşayan 90 milyon insan olduğu düşünüldüğünde iyimser tahminle toplumsal bağışıklık için en az 60 milyon insanın aşılanması gerektiği açık. Hem virüste mutasyon gelişimine fırsat vermemek hem de hastalığın bulaşmasını kolaylaştıran mevsimsel gerekçeler nedeniyle aşılamanın en geç yaz sonuna kadar sonlandırılmasının önemi biliniyor. 90 günde 60 milyon kişinin çift doz aşılanmasının aritmetik karşılığı günde en az 1.5 milyon kişiye aşı yapılması.

Halkın sağlık hizmetlerine ulaşmasının önündeki para engeli kaldırılmalı. Sağlık servet biriktirme alanı olamaz. Özel hastaneler kamulaştırılmalı, sağlık sistemi tepeden tırnağa kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmeli.

KAMUSAL EĞİTİM

Yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olmadığı koşullarda halkın, emekçilerin çocuklarının eğitimden kopuşu hızlanıyor. Normalleşme kararları ile birlikte ise risk haritasında çok yüksek riskli iller kapsamına alınan illerin sayısı 26’ya yükseldi. 26 ilde yeni olgu sayısı yüz binde 100’ün, 48 ilde yüz binde 50’nin üzerinde ve 61 ilde ilk haftaya göre artış gerçekleşti.

Raporda kamusal eğitim için gerekli önlemler şöyle sıralandı:

  • Kararlar eğitim emekçilerine, öğrencilere, halka rağmen alınamaz.
  • Bilim insanlarının uyarıları esas alınmalı acilen fiziksel hareketliliğin azaltılması, salgın yayılımının kontrol altına alınması için fiziksel hareketlilik azaltılmalı ve acil kapanma uygulanmalıdır.
  • Yaratılmaya çalışılan eğitim emekçileri aşılanıyor algısının eğitim emekçilerinin yaşamında bir karşılığı yoktur. Tüm eğitim emekçileri aşılanmalıdır.
  • Tüm eğitim kurumlarında düzenli ve ücretsiz test yapılmalıdır.
  • Sınavlar iptal edilmelidir.
  • İhtiyacı olan tüm öğrencilere düzenli maddi eğitim desteği verilmelidir.
  • Uzaktan eğitime erişim için cihaz ve internet erişimi ücretsiz karşılanmalıdır.
  • Eğitime ek bütçe açıklanmalıdır.
  • Yeterli öğretmen ataması yapılmalıdır.
  • Ebeveynlerden birine ücretli ebeveyn izni hakkı verilmelidir.
  • Kapatılan köy okulları açılmalı, köy okullarında gerekli önlemler alınmalı, yüz yüze eğitime başlayan köy okullarındaki eğitim emekçilerine ücretsiz barınma hakkı sağlanmalıdır.
  • Özel okullar kamulaştırılmalıdır.
SALGINDA ÖLEN KİMDİ?

Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyeleri Gizem Gül Kürekçi ve İlknur Başer ile Eğitim Politikaları Sözcüsü Esen Karaküçük rapora ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gizem Gül Kürekçi şunları söyledi:

“1 yıldır her akşam salgın tablosunda ölüm rakamları yayınlanıyor. Her gün onlarla ifade edilen rakamlarla insanlarımız hayatını kaybetmeye devam ediyor. Salgında ölen kimdi? Koruyucu donanımı yetersiz bir sağlık emekçisi mi? 250 TL’den başlayan teste erişemediği için tedaviye geç kalan bir işçi miydi? Ağzına kadar dolu fabrikalarda dur durak bilmeden çalışmak zorunda kalan bir emekçi miydi? Evet, salgında işçiler, köylüler, emekçiler ölüyor… Sınıfsal eşitsizlikler salgında ölüm ve yaşam kadar keskinleşiyor. Paralı hale getirilmiş sağlık sisteminin dışında kalanlar…. Sağlıklı gıdaya erişemeyenler… Salgından kendini koruyacak lüksü olmayanlar… Evde kalamayanlar… Öldüler! İstediği her an parasını verip test olabilenler, istedikleri hastanede VIP hizmet alabilenler virüs karşısında güçlü olanlardı… Öldürücü olan virüsten çok bu eşitsiz düzen oldu.”

KOCA BİR YALAN!

Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer de son 1 yılda 728 bin kişinin işini kaybettiğine dikkat çekti. Başer şunları söyledi: “Artan işsizlik ve yoksullaşma sonucunda halk borçlandı. Her 10 kişiden 7’si borçlu. Kredi kartı borçları 296 milyon liraya, ihtiyaç kredisi borçları ise 386 milyar liraya ulaştı. Kamunun kaynakları ise sermayeye aktarıldı. 2021 bütçesinden sermayeye tanınan teşvik ve vergi indirimleri 230 milyar lirayı buldu. Kalyon, Cengiz, Limak ve Mapa’nın İstanbul Havilimanı için ödemeleri gereken 1 milyar 45 milyon Euro kira iptal edildi. Açlığa ve yoksulluğa itilen halka kaynak ayırmayan iktidar, kamunun kaynaklarını yandaş müteahhitlere, patronlara, tarikatlara aktarıldı. Lebalep kongreler, ayrıcalıklı cenazeler yaptılar. 1 milyon ücretsiz aşıya para verdiler. Halk test ve aşıya ulaşamazken VIP aşı ve VIP test yaptılar. Ücretsiz maske dağıtımını dahi başaramadılar. Halka her gün yalan söylediler. Patronun parasını insan hayatından daha değerli gördüler. Aşılamada bir buçuk ay geçmiş olmasına rağmen toplam nüfusun yüzde 2’sini aşılayabildiler. Bu hızlı gidersek toplumun bağışıklık kazanması için gerekli aşılama yıllar bulacak. Salgın yönetimleri çöktü, geriye KOCA bir YALAN kaldı. Bu yalancı iktidarın tümünü birden değiştirmekten başka bir çare yok! Değiştirmek için birleşelim.”

ERİŞİLMEZ EĞİTİM

Eğitim Politikaları Sözcüsü Esen Karaküçük ise, salgında yaşanan sağlık krizinin aynı zamanda bir eğitim krizine dönüştüğünü vurguladı. Karaküçük şöyle dedi: “Uzaktan eğitim süreci eğitimdeki eşitsizlikleri derinleştirdi. En az 6 milyon öğrencinin uzaktan eğitime erişemediği salgın döneminde, bu eksiği gidermek üzere kamu kaynağı ayrılmadı. Bunun yerine özel okullar ve tarikatlara kaynak aktarılarak, eğitim krizi onlar için bir fırsata dönüştürüldü. Yalnızca Şubat 2021’de MEB bütçesinden Maarif Vakfı’na 1 milyar 231 milyon lira aktarıldı. Okullarla ilgili kararlar özel okulların ihtiyaçlarına göre belirlendi. Bugün öğretmenler aşılanmadan okulların açılmasıyla, yüz yüze sınav zorlamasıyla yeni bir kriz kapıda. Çözüm kamunun kaynaklarının kamusal eğitime ayrılmasıdır.”

medyabold
Devamını Oku »

Suudilerin Yemenlileri vurduğu bombalar Türkiye’den

Açlıkla mücadele eden Yemen halkına bomba yağdıran Suudi Arabistan uçaklarının kullandığı bombaların Türkiye’den gittiği anlaşıldı. Skandalı Sayıştay ortaya çıkardı.

BOLD – AKP tarafından ‘ümmetin lideri’ olarak nitelendirilen Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Yemen’in bombalanması için Suudi Arabistan’a bomba verdiği ortaya çıktı. Alamadığı bombaların parasının da peşine düşmeyen Erdoğan’ın, bomba tedariğini uzun süre devam ettirdiği belirtildi.

BOMBALARI MKEK ÜRETTİ

Sayıştay raporları Yemen’deki Müslümanların Türkiye bombaları ile bombalandığını ortaya çıkardı. Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumunun (MKEK) 2019 yılı denetim raporunda Suudi Arabistan’a yapılan bir silah ihracatından kaynaklanan 120,3 milyon dolarlık borcun 66,2 milyon dolarının ödenmediği belirlendi. Borcun ödenmemesi ile ilgili sözleşmede herhangi bir yaptırım bulunmazken Türkiye Suudi Arabistan’a bomba ihracını sürdürdü.

MKEK HER YIL 200 MİLYON DOLARLIK SİLAH İHRAÇ EDİYOR

Türk savunma sanayisinin silah ve mühimmat üreticisi MKEK, her geçen yıl ciro ve ihracat rakamlarını ciddi oranda artırıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve güvenlik güçlerinin her çeşit silah, mühimmat, roket, patlayıcı madde, harp araç ve gereç ihtiyacını karşılayan MKEK, bini aşkın çeşitte savunma sanayisi ürünü imal ediyor. MKEK, ortalama 200 milyon doların üzerinde silah ihraç ediyor.

MKEK’NİN ÜRETMEDİĞİ SİLAH YOK

5,56-203 milimetre arasındaki tüm kalibrelerde silah ve mühimmatı tek çatı altında üretme kabiliyetine sahip MKEK, güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyduğu farklı kalibredeki mühimmatları, obüs, tank, havan ve topçu roketi mühimmatlarını, MK serisi ve nüfuz edici bombaları, güvenlik güçleri envanterinde bulunan G-3, MP-5 ve MG-3 gibi çeşitli piyade ve makineli tüfekleri, Altay tankına, Korkut hava savunma sistemine, T-155 Fırtına ve Panter obüslerine ait silah sistemlerini üretme kabiliyetine sahip. MKEK, değişik tipteki havan ve roket sistemleri ve mühimmatlı sevk barutlarını ve patlayıcıları da üretebiliyor.

Aşı kaosu: Fahrettin Koca iki haftada iki mevsim atladı

medyabold
Devamını Oku »

Al sana ekonomik reform: Dev şirketlerden büyük zarar

2020 yılında Doğuş Holding 5.5 milyar TL net zarar açıkladı. THY de 5.5 milyar lira zarar ederken enerji devi Tüpraş, 2.5 milyar lira zararla yılı kapattı.

BOLD ÖZEL – Türkiye ekonomisindeki kriz dev şirketlerin bilançolarında kendini gösteriyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomik reform paketi açıklayacağı gün Ferit Şahenk’in sahibi olduğu Doğuş Holding bilançosunu duyurdu. Doğuş’un 5,5 milyar lira net zararı var. Geçtiğimiz yıllarda borç ertelemesi isteyen NTV’nin de sahibi Şahenk’in borçları çevirip çeviremeyeceği merak ediliyor.

4 MİLYAR LİRA KARDAN 5 MİLYAR LİRA ZARARA

Bold şirketlerin 2020 yılı bilançolarını inceledi. Firma bilançolarına göre Borsa İstanbul’da işlem gören Koç, Sabancı gibi dev şirketlerin de bulunduğu firmalar zarar etti. Türkiye’nin bir numaralı markası olan Türk Hava Yolları 5 milyar 588 milyon lira zararla listenin başında yer aldı. Koronavirüsün etkisiyle yolcu sayısının düşmesi ve uluslar arası uçuşların azalması THY’yi rekor zarara ulaştırdı.  THY, 2019 yılında 4 milyar 535 milyon lira net kar elde etmişti.

KOÇ AİLESİNİN ŞİRKETİ DE ZARARDA

Koç ailesinin en büyük şirketlerinden Türkiye Petrol Rafineleri A. Ş (Tüpraş) ise 2 milyar 493 milyon 511 bin lira zararla geçen yılı kapattı. Tüpraş önceki yıl 525 milyon lira net kar açıklamıştı.

Bilkent Holding ve Akfen Holding tarafından kurulan daha sonra Fransızlara satılan TAV Havalimanları da zarar etti. Şirket, kapatılan İstanbul Atatürk Havalimanı’nın dış hatlar terminallerini işletiyordu.

LİSTEDE SABANCI’NIN 2 ŞİRKETİ VAR

Sabancı Holding 4 milyar 767 milyon lira kar açıklarken, Sabancı ailesinden Ali Sabancı’nın sahibi olduğu Pegasus Hava Yolları da 2020’yi zararla kapattı. Firma 1 milyar 965 milyon lira net zarar açıkladı. Yine Sabancı ailesine ait olan perakende şirketi CarrefourSA geçen yıl 304 milyon 172 bin lira zarar etti.

Zarar eden bazı şirketler:

  • THY: 5.588.000.000
  • Tüpraş: 2.493.511.000
  • Tav Havalimanları: 2.283.284.000
  • Pegasus: 1.965.097.057
  • Özak GYO: 1.078.256.439
  • Akenerji: 1.084.796.458
  • İzmir Demir Çelik: 455.718.721
  • CarrefourSA: 304.172.725
  • Migros: 402.984.000
  • Nurol GYO: 217.208.470
  • Banvit: 199.747.810
  • Hürriyet Gazetecilik: 80.862.684
  • İhlas Gazetecilik: 20.170.865
  • Kiler GYO: 12.910.000
medyabold
Devamını Oku »

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun kesinleşen yargı kararı Meclis’e ulaştı: AYM kararı beklenmeli

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun kesinleşen yargı kararının Meclis’e geldiğini açıkladı. Paylaştığı bir haber nedeniyle 2 yıl 6 yıl hapis cezası verilen Gergerlioğlu, “TBMM Başkanı milletin verdiği iradeye, milletin dokunulmazlığına saygıyı göstermeli, anayasal hakların ilk koruyucusu olmalıdır. Karar hem haksızdır hem de AYM kararı beklenmelidir” dedi.

BOLD – Bir haber sitesinden yaptığı paylaşıma terör örgütü propagandası iddiasıyla 2 yıl 6 ay hapis cezası Yargıtay tarafından onanan Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında kesinleşen kararın Meclis Başkanlığına ulaştığı belirtildi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun kesinleşen yargı kararı dün akşam Meclis’e geldi” açıklaması yaptı.

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, gelişmeyle ilgili sosyal medya hesabından “TBMM Başkanı milletin verdiği iradeye, milletin dokunulmazlığına saygıyı göstermeli, anayasal hakların ilk koruyucusu olmalıdır. Karar hem haksızdır hem de AYM kararı beklenmelidir. Boşuna mı milletin meclisinin başkanı? TBMM duvarında ne yazar?” paylaşımı yaptı.

Kesin hüküm kararının, TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla, Gergerlioğlu’nun milletvekilliği de düşmüş olacak. Gergerlioğlu, Yargıtay’ın onama kararına karşı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak itiraz etmişti.

ÇIPLAK ARAMAYI GÜNDEME GETİRİNCE YARGITAY JET HIZIYLA ONADI

İnsan hakları savunucusu Gergerlioğlu, Uşak’ta kız öğrencilere yapılan çıplak aramayı Meclis kürsüsünde gündeme getirince Meclis’te AKP’li isimlerin sert tepkisiyle karşılaştı. Başta AKP Grupbaşkanvekili Özlem Zengin olmak üzere AKP’li siyasetçiler teröre destek olmakla suçladığı Gergerlioğlu’nun terör örgütü propagandası iddiasıyla açılan davası hızlandırıldı. IŞİD’lilerin davasını yıllarca gündeme almayan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Gergerlioğlu’nun 2 yıl 6 aylık cezasını jet hızıyla onadı. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararına bir üye karşı çıktı. Yargıtay üyesinin muhalefet şerhinde Gergerlioğlu’nun yalnızca 20 Ağustos 2016 tarihinde T24 haber sitesinin haberini paylaştığı, yargılama sürecinde esas ve usul yönünden yasalara aykırı hareket edildiği kaydedildi.

Muhalefet şerhinde, “KCK: AKP çözüm politikası geliştirirse Kürt sorunu bir ayda çözülür” başlıklı habere ilişkin T24 sitesi hakkında herhangi bir soruşturma ve erişim yasağı getirildiğine yönelik dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı belirtildi. Yargıtay üyesi, 24 Haziran 2018’deki seçimlerde milletvekili seçilmesinin ardından Gergerlioğlu hakkında yargılamanın durması gerektiğini, yargılamaya devam edip hüküm oluşturmanın usul ve yasalara aykırı olduğunu belirtti.

AKP milletvekili sayısını artıracak sistem için düğmeye bastı

medyabold
Devamını Oku »

AKP 8 yıl sonra Sisi yönetimiyle diplomatik temaslara başladı

AKP Hükumeti, Mısır’da Sisi yönetimiyle ilişkileri düzeltmek için adımlarını hızlandırdı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Mısır’la diplomatik düzeyde temaslarımız başladı” açıklaması yaptı.

BOLD – Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçen hafta verilen sinyallerin ardından Mısır’la diplomatik temasların başladığını açıkladı. Mısır’la diplomatik düzeyde temaslara başladıklarını belirtti. Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’la ilişkilerin düzelmemesi için de sebep olmadığını aktardı.

Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı ve TRT muhabirlerine dış politikaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleştirilmesinde iki ülkenin de herhangi bir ön koşul öne sürmediğini anlatan Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Yıllarca bağlar kopuk olunca bir günde hiç bir şey olmamış gibi hareket etmek de o kadar kolay olmuyor. Yavaş yavaş görüşerek, bir yol haritası belirleyerek ve o konularda adım atarak oluşuyor. Yıllardır ister istemez bu kadar kopukluk olunca bir güven eksikliği de oluyor. Bu normal, iki tarafta da olabilir. O nedenle belli bir strateji, yol haritası çerçevesinde görüşmeler oluyor, devam ediyor. Mısır ile hem istihbarat düzeyinde hem de dışişleri bakanlıkları düzeyinde temaslarımız var. Diplomatik düzeyde temaslarımız başladı.”

Çavuşoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şukri ile daha önce uluslararası toplantılarda denk geldikçe görüştüklerini, iki yıl önce de New York’ta bir araya geldiklerini, 2013’ten bu yana ilişkilerde kopukluk olduğu için ön şarttan ziyade, temasların aşama aşama gerçekleştiğini anlattı.

ARAPLAR İLE ŞARTLI UZLAŞMA

Çavuşoğlu, “Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar’la yeni bir sürece girdiler. Bunun Türkiye’yle de olması, negatif havanın dağıtılması anlamında önümüzdeki günlerde somut gelişmeler olabilir mi, temaslar oluyor mu?” şeklindeki soruya, şu cevabı verdi: “Faydası olabilir. Son zamanlarda Abu Dabi’den daha olumlu mesajlar görüyoruz. Türkiye’ye yönelik olumsuz kampanyaların azaldığını görüyoruz. Bizim zaten onlarla hiçbir derdimiz yok ama onların bize yönelik olumsuz tutumları vardı ama daha ılımlı görüyoruz şu anda.”

AKP’li Bakan, Türkiye’nin Suudi Arabistan’la da ikili hiçbir problemi olmadığını, ilişkilerin gayet iyi olduğunu ama gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra onların bu konuyu ikili mesele haline getirdiğini ifade etti. Çavuşoğlu, “Halbuki bu ikili mesele değildi. Bu ölen bir kişi için adalet arayışıydı ve ‘cinayeti işleyenler yargı önünde hesap versin, adalet yerini bulsun’ dedik. Dinimiz de böyle söylüyor. Sonuçta onlar tarafından bir ikili mesele haline geldi bu konu. Biz hiçbir zaman Suudi Arabistan yönetimini de suçlamadık” değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan’la Kasım 2020’de Nijer’de samimi ve faydalı bir görüşme yaptıklarını belirtti. “O diyaloğu devam ettirme konusunda mutabık kaldık. Arada yazışıyoruz. Suudi Arabistan’la da ilişkilerimizin düzelmemesi için hiçbir sebep yok bize göre. Onlar olumlu adım atarsa biz de olumlu adım atarız. Aynı şey BAE için de geçerli. Bizim derdimiz kimseyle kavga etmek değil” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Gazeteci saldırılarının arkasında kim var, çaresi nerede?

Erdoğan-Ergenekon ittifakı önce muhalif medyaya el koydu, yüzlerce gazeteciyi hapsetti şimdi de dışarıda kalan az sayıdaki eleştirel gazeteciye meydan dayağı atıyor. Gazeteci Adem Yavuz Arslan, bunun son örneğinin Levent Gültekin’de yaşandığını belirtiyor. Daha önce de Ahmet Takan’dan Orhan Uğuroğlu’ya kadar toplam 14 vakanın yaşandığına dikkat çekiyor. BOLD

medyabold
Devamını Oku »