6 Mart 2021 Cumartesi

Eski eşini sokak ortasında tekmeleyen İbrahim Zarap gözaltına alındı

Samsun’da boşandığı eşini sokak ortasında ve çocuğunun gözü önünde teklemeyen İbrahim Zarap gözaltına alındı. Twitter’a düşen videodaki şiddet anları herkesi dehşete düşürdü. Sosyal medya kullanıcıları #ibrahimzaraptutuklansın” etiketi ile tepki gösterdi ve Zarap gözaltına alındı. Anne ise hastanedeki tedaviden sonra taburcu edildi.

BOLD – 8 Mart Dünya Kadınlar Günü arifesinde Samsun’da yine kadına şiddet olayı yaşandı. İbrahim Zarap, eski eşini sokak ortasında ve evladının gözü önünde tekmeleyerek ve yumruklayarak şiddete maruz bıraktı.

“NE OLUR YARDIM EDİN”

Olayın ardından kadının kardeşi olduğunu belirten Rümeysa isimli kullanıcı Twitter’da bir paylaşım yaparak, “Evet bu kez çok yakınımızda bu videodaki kişi benim ablam. O çığlık atan küçücük çocuk benim yeğenim. Ne olur yardım edin. İlk defa değil yüzlerce kez şikayetçi olduk hiç ceza almadı. Videoda sokak ortasında küçücük bir çocuğun önünde öldüresiye dövülen kişi benim ABLAM” dedi.

Sosyal medya kullanıcıları “#ibrahimzaraptutuklansın” etiketi ile tepki gösterdi. Adalet Bakanı Gül, İbrahim Zarap’ın gözaltına alındığını bildirdi. Canik Emniyet Müdürlüğü Aile İçi Şiddet Bürosu tarafından gözaltına alınan İbrahim Zarap’ın sokakta dövdüğü kadın, hastanedeki tedavisinin ardından taburcu edildi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, olay hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi.

Twitter hesabından açıklama yapan Gül, “Samsun’da kadına karşı şiddetin en aşağılık örneklerinden birinin sergilendiği olay hakkında soruşturma başlatıldı. Başsavcılık talimatıyla fail yakalanarak gözaltına alındı. Hukuk gereğini yapacak, failin yaptığı yanına kâr kalmayacak” ifadelerini kullandı.

medyabold
Devamını Oku »

Türkiye’deki kadın cinayetleri ve hak ihlalleri 40 şehirde protesto edildi

Kadınların maruz kaldığı şiddet, cinayet ve haksızlıklar, başta Amerika olmak üzere dünyanın 40 şehrinde protesto edildi. Dün gerçekleştirilen eylemlere birçok aktivist katıldı.

BOLD – Merkezi ABD’de olan insan hakları kurumu Advocates of Silenced Turkey (Susturulan Türkiye’nin Savunucuları), 8 Mart  Dünya Kadın Günü vesilesiyle 40 şehirde protestolar düzenlendi. Başta Amerika olmak üzere Kanada, Brezilya, Arjantin’de gerçekleştirilen yürüyüşlerde Türkiye’deki kadın cinayetlerine, siyasi kadın tutukluların yaşadığı hak ihlallerine dikkat çekildi.

Amerikan dış işleri raporuna göre Türkiye’de 62 bin 669 siyasi tutukludan 5 bine yakın kadın ve 780 masum bebek anneleriyle birlikte zulme maruz kalmaya devam ediyor. Sadece siyasi tutuklulukla sınırlı değil kadınlara yapılan haksızlıklar, kadın cinayetleri son yıllarda 3 kat arttı. 2020 yılında 300 kadın, geçen şubat ayında ise 33 kadın öldürüldü.

“DUR DEMEYELİM DE NE DİYELİM?”

Kadınlarla ilgili yaşanan hak ihlalleriyle ilgili protestolarda gün boyunca #Fight4WomenTurkey etiketiyle de dünyaya sesini duyurmaya çalışan aktivistler siyasi tutuklu kadın ve çocukların bırakılmasını talep etti.

New York’un ünlü caddeleri 42. Cadde ve 8. Aveneu’nün köşesine verdikleri reklamlarla dikkat çeken AST’nin sözcüsü Hafza Girdap, “Kadına karşı şiddete, kadın cinayetlerine, kadın hakları ihlallerine, kadının maruz kaldığı eşitsizliğe/haksızlığa, şiddetin rejim eliyle işlenmesine veya devletin tacizciyi, tecavüzcüyü/katili cezalandırmamasına dur demeyelim de ne diyelim.” dedi.

AKTİVİSTLER, MECLİS BİNALARININ ÖNLERİNDEYDİ

Arkansas ve Washington’da sticker yapıştırılmış bardaklarla Amerikalılara kahve ikram edildi. Kanada’nın Calgary şehrinde hak ihlalleriyle ilgili güncel bilgilerin yer aldığı reklam afişleri giydirilmiş araba ve kamyonlar sokaklarda dolaştı. Ottawa, Canada, Albany, New York’ta meclis binalarının önünde açıklamalar yapıldı.

40 ŞEHİR

New York, Boston, Connecticut, Washington, Toronto, Ottawa, Vancouver, Calgary, Montreal, Phoenix, Tucson, Las Vegas, Houston, Austin, Dallas, Kansas City, Little Rock, Baton Rouge, San Antonio, Switzerland, Chicago, Columbus, Cleveland, St. Louis, Argentina, San Francisco, Bay Area, Sacramento, Atlanta, Seattle, Huntington Beach, Newport Beach, Kitchener, Jacksonville, Albany, Reo De Jenario, Hawaii, Rhode Island, Minneapolis.

Dünya Kadınlar Gunu protesto edildi

Türkiye’deki hak ihlalleri ve kadın cinayetleri New York’un reklam panolarında

medyabold
Devamını Oku »

Kılıçdaroğlu: MHP desteği çektiği an erken seçime gidilir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin AKP’ye verdiği desteğini çekmesinin ardından erken seçime gidileceğini öne sürdü. Kılıçdaroğlu, Bahçeli’nin AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ı esir teslim aldığını iddia etti. 

BOLD – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin desteğini çekmesinin ardından erken seçime gidileceğini öne sürdü.

MHP’NİN DESTEĞİNİ ÇEKMESİYLE ERKEN SEÇİME GİDİLİR

KRT TV’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, erken seçimle ilgili “Meclis’te MHP ve AKP’de el kaldırıp indirme şeklinde koşullanmış bir milletvekili grubu var. Bir kişinin talimatıyla el kaldırılıp indirilerek erken seçime gidilebilir veya Bahçeli, ‘ben sana bu kadar destek verdim, Türkiye’yi düzelt, işsizliği azalt, demokrasiyi getir dedim, sen bunların hiçbirisini yapmadın, ben de kusura bakma artık desteğimi çekiyorum’ dediği anda erken seçime gidilir. Onun dışında bizim erken seçimi parlamentodan geçirmek gibi bir şeyimiz yok” dedi.

BAHÇELİ ERDOĞAN’I TESLİM ALDI

Bahçeli’nin AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı teslim aldığını öne süren Kılıçdaroğlu, “Erdoğan kendi koltuğundan korkuyor. Koltuğunu korumak için de dayandığı tek kişi sayın Bahçeli. Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi kapatılsın demesi, Erdoğan’ın da bu konuda hiçbir yorum yapmaması ilginç. Neden Anayasa Mahkemesi kapatılsın? Erdoğan’ın ‘Bu asla söz konusu olamaz’ demesi lazım. Partilerinin yetkili kurulları ya da sözcülerinden de böyle bir açıklama gelmedi. Cumhur İttifakı aslında bir düşünce ittifakı değil. Bir koltuğun korunmasına yönelik bir araya gelen bir ittifak. Erdoğan’ın koltuğu korunmalı ve Erdoğan burada kalmadı. Cumhur İttifakı’nın ve Başkanlık Sistemi’nin güçlendirilmesini istiyor Bahçeli” dedi.

HDP’YE OLAĞANÜSTÜ BASKI UYGULANIYOR

HDP’nin 6.5 milyon oy aldığını belirten Kılıçdaroğlu, “Siz HDP’yi kapatarak, 6.5 milyon insanı cezalandıracaksanız, bunun adı demokrasi değil. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsunları ise, Anayasa böyle tanımlıyorsa, tüzel kişilik suç işlemez, içindeki insanlar suç işlerler. Varsa onunla ilgili bir şey, davalar açıyorsunuz zaten, hapse atıyorsunuz, kayyumlar atıyorsunuz zaten. Haklı mısınız, haksız mısınız, o da belli değil çünkü netleşmiş bir yargı kararı yok. HDP üzerine olağanüstü bir baskı uygulanıyor. Gördüğüm tablo şu; iktidar kendisine oy vermeyen bütün Kürtleri cezalandırmak istiyor” dedi.

DAMADIN NEREDE OLDUĞUNU TOPLUM MERAK EDİYOR, BİZ DE SORDUK

Damat Berat Albayrak’ın nerede olduğunu toplumun sorduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bunu espri ile sormaya başladık, damat dava açtı. Espriden anlamayan bir kişinin devleti ya da belli bir yeri yönetme şansı yoktur. O at gözlüğü takmış gibi belli bir noktaya bakar ve o çerçevede hareket eder. Oysa çok geniş bir toplumsal alan var, o alan içerisinde Türkiye var. Bütün bunlara baktığınız zaman göremiyorsanız, espriden de, nükteden de anlamazsınız, hayattan da zevk almazsınız” dedi.

3. dalga mı?: Korona hasta sayıları patladı

medyabold
Devamını Oku »

Senato destek paketini kabul etti, herkese bin 400 dolar nakit yardım yapılacak

1,9 trilyon dolarlık ekonomik destek paketi ABD Senatosu’nda demokratların oyu ile kabul edildi. Kabul edilen paketle birlikte kişi başına bin 400 dolarlık nakit yardımının yanı sıra eyaletler ile yerel yönetimler için 350 milyar dolarlık kaynak da yer alıyor.

BOLD – ABD Başkanı Joe Biden’ın yeni tip koronavirüs salgınının etkilerine yönelik istediği 1,9 trilyon dolarlık ekonomik destek paketi Senato’dan geçti. Tasarı, Senato Genel Kurulu’nda gece geç saatlere kadar süren görüşmelerin ardından 49’a karşı 50 oyla kabul edildi.

BİDEN’İN İMZASI İLE HAYATA GEÇİRİLECEK

Uzlaşma olarak adlandırılan yasal bir düzenlemenin daha önce devreye sokulmasıyla önü açılan tasarı, Cumhuriyetçilerin desteğine ihtiyaç olmadan Senato’dan geçirildi. Tasarının oylaması için Senato’da yapılan oturum 11 saat 50 dakikalık süresiyle de rekor kırdı. Tasarı, üzerinde yapılan düzenlemeler nedeniyle yeniden Temsilciler Meclisine gönderilirken kabul edilmesi halinde yasalaşması için Biden’ın imzasına sunulacak.

HERKESE BİN 400 DOLAR VERİLECEK

Biden yönetiminin Kovid-19’un ekonomik etkilerine karşı üzerinde çalıştığı en büyük paket olarak nitelendirilen tasarıda, kişi başına bin 400 dolarlık nakit yardımının yanı sıra eyaletler ile yerel yönetimler için 350 milyar dolarlık kaynak yer alıyor. Daha önce haftalık 400 dolar olarak belirlenen işsizlik yardımının ise yapılan müzakerelerin ardından 300 dolar olarak sağlanması ve süresinin 6 Eylül’e kadar da uzatılması öngörülüyor.

 

3. dalga mı?: Korona hasta sayıları patladı

medyabold
Devamını Oku »

Zimmetine para geçirdiği iddia edilen eski kayyum görevden alındı

Kayyum olarak getirildiği Mardin Kültür Daire Başkanlığı döneminde hakkında zimmetine para geçirdiği iddia edilen Yakup Sarı, bu suçlama nedeniyle Çorum İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevinden alındı.

BOLD – Eski Mardin Kültür Daire Başkanlığı kayyumu, Çorum İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Sarı görevinden alındı. Sarı’nın kayyum görevi yaparken zimmetine para geçirdiği öne sürülüyordu.

KÜLTÜR DAİRE BAŞKANLIĞINA ATANMIŞTI

Cumhuriyet’ten Seyfettin Mete’nin haberine göre Çorum İl Milli Eğitim Müdürü Sarı görevden alınarak, Milli Eğitim Bakanlığı emrine çekildi. Vali Mustafa Yaman’ın HDP’li Ahmet Türk ve Figen Altındağ’ın yerine kayyum olarak atandığında Yakup Sarı da Mardin İl Milli Eğitim Müdürü görevini yaparken, Mardin Kültür Daire Başkanı’nın yerine kayyum olarak atanmıştı.

400 BİN LİRA FAZLADAN ÖDENMİŞ GİBİ GÖSTERİLDİ

Mardin Kültür Daire Başkanı’nın yerine kayyum atanıp başkanlık görevine getirilen Yakup Sarı, Nihat Hatipoğlu’nu Mardin’e getirerek konferans düzenledi. Sarı bu konferans için Hatipoğlu’na 60 bin lira öderken, bütçeden ise Hatipoğlu’na ödenmiş gibi göstererek, 400 bin TL’yi zimmetine geçirdiği iddia edilmişti. Sarı’nın dün görevden alınarak, Milli Eğitim Bakanlığı Bakanlık Personel Genel Müdürlüğü Koordinasyon biriminde görevlendirilmesinin bu dava ile ilgili olduğu ileri sürüldü.

KAYYUM VALİ HAKKINDA DA SORUŞTURMA SÜRÜYOR

Mardin Büyükşehir Belediyesi’nde kayyum dönemindeki usulsüzlük ve yolsuzluklara ilişkin mülkiye müfettişlerinin Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptıkları suç duyurusunun ardından başlatılan soruşturmalar sürüyor. Bu kapsamda eski kayyum Mustafa Yaman hakkında soruşturma başlatıldı. Hakkında fezleke hazırlanan kayyum Yaman’a, milyonlarca lira parayı yandaşlara dağıttığı ve rüşvet aldığı iddiasıyla suçlamalar yöneltildi. Dosyasının bir örneği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen Yaman’a ilişkin İçişleri Bakanlığı’nın yargılama izni vermesi bekleniyor.

3. dalga mı?: Korona hasta sayıları patladı

medyabold
Devamını Oku »

3. dalga mı?: Korona hasta sayıları patladı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, haftalık korona hasta sayılarını gösteren haritayı paylaştı. Türkiye’nin 81 ilinde de Kovid-19 hasta sayısı arttı.

BOLD – Bütün şehirlerde korona hasta sayısı arttı. En fazla artış ise Sinop’ta oldu. 100 bin kişide 160 hastanın görüldüğü Sinop’ta 27 Şubat-5 Mart haftasında 314,15 vaka tespit edildi. Bu oranla Sinop yüksek riskli şehirler kategorisinde yer aldı.

İSTANBUL VE ANKARA’DA DA ARTTI

Bold, Bakan Koca’nın paylaştığı 27 Şubat-5 Mart tarihli İllere Göre Haftalık Vaka Sayısı Haritasını bir önceki haftayla karşılaştırdı. Buna göre İstanbul’da 100 bin kişide 99,18 vaka görülürken yeni haritada 117,57’ye yükseldi. Ankara’da ise 100 bin kişide testi pozitif çıkan kişi sayısı 33,84’ten 54,83’e tırmandı. İzmir’de de tablo değişmedi ve bir haftada vaka sayıları hızlıca tırmandı.

Mavi kategorideki düşük riskli Doğu ve Güneydoğu illerinde de hasta sayılarında hızlı bir artış yaşandığı haritaya yansıdı.

21-26 Şubat İllere Göre Vaka Sayısı Haritası

BAKAN DETAY VERMEDİ

Bakan Koca, “Kontrollü normalleşme için illerimizin 100.000 nüfusa karşılık gelen haftalık vaka sayılarını içeren insidans haritasının güncel hali ektedir. Yüksek riskli illerimiz risklerini düşürmek için daha tedbirli olmalı. Normalleşme kontrollü gerçekleşmeli” çağrısında bulundu.

medyabold
Devamını Oku »

ABD’li üst düzey diplomat: Erdoğan ikili oynuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili ABD basınında bir makale daha çıktı. ABD’li üst düzey diplomata dayandırılan yazıda, “Erdoğan, ABD ve AB ile ilişkileri geliştirmek istiyor. Ancak ABD ve AB bu defa Erdoğan’a karşı son derece tetikte” ifadeleri yer aldı.

BOLD – voanews.com uluslararası servisinde yer alan bir analize göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllar süren gergin ilişkilerden sonra atı ile yeni bir sayfa açmayı umut ediyor. Ancak bu uğurda yaptığı hamleler, Washington’da şüpheyle karşılanıyor ve dahası, diplomatik bir algı operasyonun bir parçası kabul ediliyor.

İKİLİ OYNUYOR

ABD’li üst düzey bir diplomat VOA’ya demecinde, Erdoğan’ın niyetine şüpheyle yaklaşıldığının altını çizerek, “İkili oynuyor. İç muhalefete yönelik baskıları hafiflettiği veya Rusya ile S-400 anlaşmasından vazgeçtiğine dair hiçbir işaret yok” dedi.

AĞZININ İKİ TARAFIYLA KONUŞUYOR

ABD’li ve Batılı yetkililer, Erdoğan’ın niyetlerine şüpheyle yaklaşmalarının pek de şaşırtıcı olmadığını söylüyor. Batılı bir diplomat, “Ağzının her iki tarafından konuştuğu sonucuna varmamak zor” dedi.

Makalede, Biden yönetiminin Türkiye konusunda, Beyaz Saray’daki selefi Donald Trump’tan daha sert bir tavır takınacağı, henüz seçilmeden önce Erdoğan’ı otokrat ilan ederek mücadele sinyali verdiği ve son olarak da Osman Kavala’nın serbest bırakılması yönünde çağrıda bulunduğunun altı çizildi.

Makalede, Doğu Akdeniz’de yaşanan krizle ilgili de değerlendirmeler yer aldı.

medyabold
Devamını Oku »

Diyanet İşleri Başkanı korona oldu

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, koronavirüse yakalandı. Erbaş, genel durumunun iyi olduğunu duyurdu.

BOLD- Erbaş sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kovid-19 testinin pozitif çıktığını söyledi. Milletten dua isteyen Erbaş, hastalara da şifa diledi.

 

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ı zorlayan ikinci Halkbank Davası

ABD’de ikinci Halkbank Davası 3 Mayıs’ta başlayacak. Yargılama, Alman Der Spiegel dergisinin ifadesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk ekonomisini korkunç bir duruma sokabilir.

BOLD – Amerika Birleşik Devletleri’nde Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren bir dava var. Davanın sonunda Halkbank’a 20 milyar dolarlık bir ceza kesilebileceği ifade ediliyor. Reza Zarrab’ın itirafları davada önemli rol oynuyor. Biden’lı yeni dönemde Erdoğan için tünelin ucunda ışık görünmüyor.

medyabold
Devamını Oku »

Babacan TÜİK’e Algıları Ayarlama Enstitüsü ismi verdi

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye İstatistik Kurumu’nun büyüme rakamlarını gerçekçi bulmadı. Babacan, TÜİK’e ‘Algıları Ayarlama Enstitüsü’ ismi verdi.

BOLD – Partisinin 1. Milas İlçe Kongresi’nde konuşan Babacan, 13 yıl bakanlık yaptığı AKP hükumetini eleştirdi. Babacan, “Algıları Ayarlama Enstitüsü diyor ki, Türkiye ekonomisi büyüdü. G-20 ülkeleri arasında Çin’den sonra ikinci ülke olduk büyümede. Algıları Ayarlama Enstitüsü’nün yeni oyuncağı da bu. Diyorlar ki geçen yıl 1,8 büyüdük. Milli gelir arttı diyorlar. Milli gelir enflasyondan fazla arttı diyorlar.” dedi.

Türkiye’de geçen yıl çalışan sayısının 2019 yılına göre 3 milyon azaldığına işaret eden Babacan, “Ülkede çalışan sayısı azalıyor, çalışanların çalışma saatleri de azalıyor, buna rağmen ekonomi büyüyor. Bu büyümeye akıl erdiren varsa bir bana anlatsın.” diye konuştu.

 

medyabold
Devamını Oku »

ABD dergisi: Biden’dan Erdoğan’a sessiz muamele

ABD merkezli Foreign Policy dergisi, Biden’ın Erdoğan’a tavrını, “Biden Türkiye’ye sessiz muamele uyguluyor” makalesiyle masaya yatırdı.

BOLD – ABD’de 20 Ocak 2021 tarihinde Başkanlık koltuğuna oturan Joe Biden, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmüyor. Beyaz Saray’da ikinci ayının dolmasına kısa süre kalan Joe Biden, eski Başkan Donald Trump’ın sık sık görüştüğü Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Erdoğan ile temasa geçmedi.

ABD merkezli Foreign Policy dergisi, Biden ve Erdoğan ilişkini, ‘Biden Türkiye’ye sessiz muamele uyguluyor’ başlıklı bir makaleyle inceledi. Biden’ın görevdeki ilk ayını dünya liderleriyle rutin telefon görüşmeleri yaparak geçirdiğini yazan dergi, Erdoğan’ın telefonunun hiç çalmadığını aktardı.

“TAVRI DAHA DA SERTLEŞECEK”

NATO müttefiki iki ülkenin son yıllarda Suriye ve S-400 meseleleri nedeniyle görüş ayrılıkları bulunduğunun vurgulandığı yazıda, “Eğer Ankara eylemlerini hızlıca değiştirmezse, bu soğukluk devam edecek ve ABD’nin Türkiye’ye tavrı daha da sertleşecek. ABD Başkanı’nın sessiz mesajı bunu gösteriyor” ifadeleri kullanıldı.

Yazıda Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin Demokrat üyesi Abigail Spanberger’in görüşlerine de yer verildi. Spanberger, “İlişkilerimiz oldukça zorlayıcı. Biz daha önce Türkiye’ye güvenebildiğimiz bir pozisyonda değiliz. Ya da diğer NATO müttefiklerine duyduğumuz kadar güven duyamıyoruz” diye konuştu.

 

medyabold
Devamını Oku »

TMSF Başkanı: Mahkemelerden 1-2 onama bekliyoruz

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Muhiddin Gülal’dan, yargıya talimat olarak yorumlanan bir açıklama geldi. Gülal, “2021’de büyük gruplarda 1-2 onama bekliyoruz. Koza Altın devlete geçerse Türkiye Varlık Fonu’na devredilebilir” dedi.

BOLD – TMSF’nin yıllık değerlendirme toplantısında konuşan Gülal, fonun el koyduğu 796 şirketin 2020 yılı kârının yüzde 36 artışla 3.4 milyar TL olduğunu söyledi. Kayyım atanan şirketlerde 40 bin 61 kişinin çalıştığını kaydeden Gülal, “42.5 milyar lira aktif büyüklükle devraldığımız bu şirketlerde yüzde 65 büyüme sağlayarak 70.2 milyar lira seviyesine ulaştık. 18 milyar lira olan öz kaynak büyüklüğü yüzde 61 artışla 29.1 milyar liraya ulaştı. Şirketlerimiz 2020’yi olağanüstü performansla kapattı.” dedi.

MAHKEMELER HIZLI KARAR VERMELİ

Devletin ve TMSF’nin bu kadar fazla şirketi yönetmesinin zor olduğunu ve bu yükten kurtulması gerektiğini kaydeden Gülal, “Bu şirketler ile ilgili gelecek projeksiyonu yapmak için davaların sonuçlanması gerekir. En hızlı şekilde bu kararların çıkmasını ümit ediyorum. Müsadere kararı çıkanlar var. 2021’de büyük gruplarda 1-2 onama bekliyoruz. Koza Altın devlete geçerse Türkiye Varlık Fonu’na devredilebilir.” diye konuştu.

AĞRI’DA ALTIN ÇIKARACAĞIZ

Akın İpek ve ailesine ait olan ancak TMSF’nin el koyduğu Koza Altın’ın geçen yıl üretiminin azaldığını itiraf eden Gülal, şirketin cirosunun yüzde 14, net kârının yüzde 2.5 arttığını belirtti. Koza’nın Ağrı’daki Mollakara madeninde tesis kurmayı gerektirecek bir altın rezervi olduğunu belirten Gülal, “Mayıs sonu ya da Haziran itibariyle tesisimizi kuracağız. Minimum 300 milyon dolarlık yatırım yapacağız. Oradan altın çıkarmayı planlıyoruz.” diye konuştu. Gülal, Ağrı’da yaklaşık 1000 kişilik istihdam sağlanacağını aktardı.

KÂR EDEN ŞİRKETLERİ SATMIYORUZ

Gülal, mevcut şirketlerin satılıp satılmayacağına ilişkin soruya şu cevabı verdi: “Şirketin ekonomik devamlılığı tehlike arz ediyorsa şirketin satışı gündeme gelebiliyor. Koza’yı, Erciyes’i ve diğer kar eden şirketleri şu andaki hukuki altyapıyla satmamız mümkün değil. Naksan Grubu’nu satabiliriz. Royal Halı ve Naksan Plastik’in satışı ile ilgili ihale süreci yaşadık. Salgın şartları nedeniyle talip çıkmadı, önümüzdeki dönemde tekrar ihale yapmak istiyoruz.”

Halka arz konusuna ilişkin bir soruya karşılık Gülal, Erciyes Anadolu Holding, Aydınlı Grubun arz edilebileceğini belirterek, Koza’daki arz oranını artırabileceklerini söyledi.

 

medyabold
Devamını Oku »

Gergerlioğlu kararını onayan Yargıtay, IŞİD’lilerin dosyasını bekletiyor

Türkiye’yi hedef alan IŞİD katliamlarının sorumlularına verilen cezayı görmezden gelen Yargıtay, insan hakları mücadelesiyle iktidarın sabrını taşıran Gergerlioğlu’nun dosyasını gündemine alıp cezayı onadı.

BOLD – Yargıtay, HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun barış yanlısı bir paylaşımı nedeniyle verilen cezayı onadı. Karar Meclis’te okunursa Gergerlioğlu hapse girecek.

t24.com.tr’den Gökçer Tahincioğlu, Gergerlioğlu’nun hapis cezası kararını jet hızıyla gündemine alan Yargıtay’ın IŞİD dosyalarını yıllardır beklettiğine dikkat çekti. Tahincioğlu, IŞİD’lilerin dosyalarının Yargıtay’da 3 ile 5 yıldır dondurulduğunu yazdı.

Yargıtay’ın bu tutumunu eleştiren Tahincioğlu’nun “O bombalar nasıl patladı: IŞİD beklesin, Gergerlioğlu’nu mahkûm edelim” başlıklı yazısı:

ARTIK YAPILANLAR KAVRAMLARLA AÇIKLANAMIYOR

İnsanlık suçlarına imza atanların o imzaları nasıl bu kadar kolay atabildiklerinin kanıtları, basit bir arşiv taraması ve bu dosyaları yıllarca sayfa sayfa takip eden hak savunucularının, avukatların çabalarıyla hep önümüzde duruyor.

Türkiye, ne zamandır, “etik ve ahlak” üzerine konuşulamayacak bir ülke. Bir zamanlar, “iki yüzlü ahlak” üzerine konuşmak, etikle ahlakın benzerlikleri ve farkları üzerine yorum yaparak, olanı biteni yorumlamak mümkündü belki.

Sonrasında ahlak, kavramsal olarak, muhafazakârlığın amentülerinden biri haline geldi ve sadece mahalle baskısı, başkalarının hayatı üzerine ahkam kesmenin aracı olarak kullanıldı.

Etik de eğilip bükülen, felsefe ile bağı kopartılan kavramlardan birine dönüştü.

Ama konuşulamamasının nedeni aslında bunlar değil.

Eski ve yeni Türkiye gibi nafile ve gerçekten uzak karşılaştırmalar yapmak da değil.

Konuşulamamasının nedeni, artık birçok eylemin, yapılıp edilenlerin “naif” kavramlarla açıklanamayacak olması. O kavramların, doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin, eksik kalması…

IŞİD’LİLER KISA SÜREDE SERBEST BIRAKILDI

Türkiye’yi hedef alan IŞİD katliamlarının mimarlarından İlhami Balı, ismi, IŞİD’in sınır emiri olarak bilinmeden önce de devlet tarafından tanınıyordu.

Balı, niyetini gizlemeyenlerden biriydi.

Defalarca dinlemeye takılmıştı.

2010 ve öncesinde El Kaide’nin Türkiye yapılanması içinde yer almıştı ve bomba yapımına yönelik malzemelerin temini, saklanması dahil birçok eyleme imza atmıştı.

Balı, uzunca bir takibin ardından yakalandı ama çok kısa bir süre cezaevinde kaldı. Adana ve çevresinde “Sanayi grubu” olarak bilinen El Kaide bağlantılı bu grupta Balı’nın dışında, Mehmet Gök ve Hasan Aydın da vardı. Çok kısa süre cezaevinde tutulup, serbest bırakılan bu isimler, davada yargılanan diğer üç sanıkla birlikte 2015’te 6 ila 8 yıl arasında hapse mahkûm edildiler.

Ancak artık ortada yoklardı.

Balı, o tarihte, çoktan IŞİD’e katılmıştı ve Türkiye’nin sınır emiri olarak görev yapıyordu.

Hasan Aydın, daha sonra yeniden yakalanıp serbest bırakılmıştı ve IŞİD saflarına, Suriye’ye geçmişti.

Mehmet Gök de Gaziantep grubu içinde faaliyet göstermeye başlamıştı.

YARGITAY 3 YILDA ANCAK ESAS NUMARASI VEREBİLDİ

Bu dosya, 2016’da Yargıtay’a geldi.

Yargıtay’da dosyaya sadece esas numarası verilmesi bile üç yıl sürdü. 2019’da nihayet Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde esas numarası alabildi.

Hemen burada bir virgül koymak gerekiyor.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, terör suçlarının temyiz incelemesini yapan, mühim bir daire.

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkındaki 2 yıl 6 aylık hapis cezasını 19 Şubat’ta onamasıyla gündeme geldi.

Gergerlioğlu, internet sitelerinde yayımlanan yazıları sosyal medya hesabından paylaştığı için hapse mahkûm edildi. Eylemi bundan ibaret. Çözüm süreci devam ederken bu eylemleri yapsa ya da bir başka partiden olsa cezalandırılması bir yana, alkışlanacaktı. Türkiye’deki adalet sisteminin dönemlere, kişilere göre nasıl eğilip bükülebildiğinin sıcak kanıtı.

Gergerlioğlu’nun ceza aldığı eylemiyle ilgili iddianame, 4 Ağustos 2017’de hazırlandı. “Propaganda” ile suçlanan Gergerlioğlu, hızlı bir yargılama sonunda, 21 Şubat 2018’de hapse mahkûm edildi. Hemen ardından, 24 Haziran 2018 seçiminde milletvekili seçilmesine rağmen yargılaması durdurulmadı. Oysa, dokunulmazlık kapsamında olmayan suçlar arasında o güne kadar “propaganda” geçmiyordu. Gergerlioğlu söz konusu olunca, bu tartışılmadı bile.

KARAR TBMM’DE OKUNURSA GERGERLİOĞLU HAPSE GİRECEK

Sürdürülen yargılama sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3’üncü Ceza Dairesi, 7 Aralık 2018’de Gergerlioğlu’nun istinaf başvurusunu reddetti. Yargı paketiyle 5 yılın altındaki suçlar için Yargıtay yolu açılmasa, aslında ceza o sırada kesinleşecekti. Ancak dosya paket sayesinde Yargıtay’a taşındı.

IŞİD’lilerin dosyasını yıllardır bekleten Yargıtay, Gergerlioğlu için o kadar beklemeye gerek görmedi. Özellikle “sabır taşıran”, çıplak arama tartışmalarından hemen sonra Yargıtay 16. Ceza Dairesi, dosyayı gündemine aldı ve 21 sayfalık bir kararla verilen cezayı onadı.

Bu cezanın TBMM Genel Kurulu’nda okunması halinde, Gergerlioğlu, cezaevine girecek. Üstelik Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu ile ilgili verdiği, “dokunulmazlık sürmeliydi” kararı ortadayken.

Şimdi IŞİD dosyasına dönebiliriz.

IŞİD’İN ÖNEMLİ İSİMLERİ HALA ARANIYOR

İlhami Balı, cezasının onanmadığı, elini kolunu sallayarak IŞİD saflarına geçtikten sonra yüzlerce kişiyi Türkiye sınırından Suriye’ye taşıdı. Yakıldıkları resmi makamlarca hâlâ kabul edilmeyen iki askerin kaçırılması dahil, sınırdaki onlarca eyleme imza attı. 10 Ekim Gar Katliamı başta olmak üzere, IŞİD’in Türkiye’deki bombalı saldırılarının tamamında, sınırdaki geçişlerde, planlamalarda görev alan bir numaralı isimdi. Halen firari olarak, “kırmızı bültenle” aranıyor.

Hasan Aydın, 2016’da, IŞİD’in yakarak öldürdüğü iki askerin videosunu çeken ve paylaşan isim. Tahliye olduktan bir süre sonra Suriye’ye geçerken bir kez daha yakalandı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sadece bir yıl sonra bu eyleme imza attı.

Mehmet Gök’ün onlarca telefon konuşması dinlemeye takıldı. Sınırdaki insan kaçakçılığının Türkiye tarafındaki etkin isimlerinden biriydi. Ancak ne hikmetse ne operasyon yapıldı kendisine ne hakkında yeni telefon dinleme kararları çıkartıldı. Brüksel’deki bombalı saldırılardan, Diyarbakır’daki HDP mitingine yönelik bombalı saldırıya kadar pek çok eylemde izine rastlanan Gök, Diyarbakır saldırısı davasında kısa süre sonra beraat etti. Gerekçe, dinlenen telefonların kendisine ait olduğuna yönelik somut kanıt bulunamamasıydı…

KANLI EYLEMLERİN MİMARLARI İLE İLGİLİ KESİNLEŞEN BİR KARAR YOK

Kanlı eylemlerin mimarı bu isimler hakkında Türkiye’de halen kesinleşmiş yargı kararı yok.

Dosyaları Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin önünde duruyor.

Gergerlioğlu, çok daha tehlikeli bir isim olacak ki daire, dosyasına öncelik verdi.

Basın açıklaması, protesto yürüyüşü gibi demokratik hak niteliğinde kalabilecek ancak terör kapsamında değerlendirilen sürüyle dosyaya öncelik verdiği gibi.

Elbette vardır tüm bunların bir hikmeti.

Ancak rafta saklansa da unutulmuyor o dosyalar, zamana bırakılsa da bu yapılanlar unutulmuyor.

İnsanlık suçlarına imza atanların o imzaları nasıl bu kadar kolay atabildiklerinin kanıtları, basit bir arşiv taraması ve bu dosyaları yıllarca sayfa sayfa takip eden hak savunucularının, avukatların çabalarıyla hep önümüzde duruyor.

Toplumsal olaylara hazırlık: Biber gazı ve kelepçe alınacak

medyabold
Devamını Oku »

Halk kahvaltıda omlet yemeğe de hasret kaldı

Resmi istatistiklere de yansıyan gıda fiyatlarındaki artış durdurulamıyor. Son bir yılda ayçiçeği yağı yüzde 55, yumurta yüzde 52 oranında arttı. Tereyağının yanına yaklaşamayan halk, sıvı yağ ile omlet yapmaya bile hasret kaldı.

BOLD – Yoksulun temel gıda ürünleri son bir yılda yüzde 50’leri aşan oranlarda zamlandı. Son bir yılda ayçiçeği yağı yüzde 55, yumurta yüzde 52, mercimek yüzde 50 arttı.

MUTFAK YANGIN YERİNE DÖNDÜ

Sözcü’den Erdoğan Süzer’in haberine göre Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı gerçek hayattan uzak fiyat artışları bile yoksulun mutfağının bir yılda adeta yangın yerine döndüğünü gösterdi. Pandeminin bütün ağırlığının yaşandığı geçen yılın şubat ayından bu yılın şubat ayına kadar geçen bir yıllık sürede yoksulun mutfağına giren 50’yi aşkın temel gıda ürünü içerisinde neredeyse zam görmeyen ürün kalmadı. Birçok temel gıda ürününün fiyatı zamlarla yükselirken, geliri ve alım gücü düşen halk, boğazından kesip sofrasındaki tabağı küçülttü.

RESMİ RAKAMLAR ÇARŞI, PAZARI YANSITMIYOR

Halkın yaşadığı gerçek enflasyonu yansıtmadığı eleştirilerine uğrayan TÜİK’in çarşı, pazar ve marketlerden derlediği temel gıda maddelerinin fiyatları bile son bir yılda olağanüstü yükseldi. TÜİK’in derlediği çarşı pazar, market fiyatlarına göre, geçen yılın şubat ayında litresi 10 lira 90 kuruşa satılan ayçiçeği yağı bu yılın şubat ayında yüzde 55.4 gibi olağanüstü düzeyde artarak 16 lira 97 kuruşa fırladı. Aynı şekilde geçen yıl tanesi 54 kuruştan satılan yumurta bu yılın şubat ayında yüzde 52 artarak 82 kuruşa çıktı. 7 lira 64 lira olan mercimeğin kilosu 11 lira 47 kuruşa, portakalın kilosu 3 lira 73 kuruştan 5 lira 74 kuruşa yükseldi.

SEBZE FİYATLARI YÜZDE 40 ARTTI

Yoksulu temel gıda ürünlerine yaklaşamaz hale getiren zamlar bununla da kalmadı. Geçmişte en düşük maliyetli yemekler arasında yer alan lahana ve pırasanın fiyatı sadece bir yılda yüzde 40’lara varan oranlarda arttı. Pirinç, bulgur, ekmek, makarna, tavuk eti gibi yoksulun tenceresinden eksik olmayan gıdalar bile yüzde 20 ile yüzde 40 aralığında zamlandı. Süt ve yoğurttaki artış yüzde 20’leri aştı. Geçen yıl 29 lira olan balık bile bir yılda 40 liraya dayandı.

Toplumsal olaylara hazırlık: Biber gazı ve kelepçe alınacak

medyabold
Devamını Oku »

PTT, sıvı yağa 32 lira zam yaptı

Vatandaşa ucuz yağ satma vaadinde bulunan Posta Telgraf Teşkilatı (PTT) 32 lira zam yaptı. PttAVM.com 5 litrelik Ayçiçek yağını geçen ay 57,90 liraya satarken şimdi 89,95 liraya çıkardı.

BOLD – Üst üste gelen zamlarla vatandaşın mutfağına almakta zorlandığı sıvı yağa yine zam geldi. BİM, Şok ve A-101 gibi indirim marketlerinde 59,50 liraya satılan 5 litrelik sıvı yağın fiyatı 62,50 liraya yükseldi.

İNDİRİMLİ HALİ BİLE PİYASADAN PAHALI

Asıl zam ucuz yağ satma sözü veren PTT’de oldu. Tarım Kredi Kooperatifleri’nin Ayçiçek yağı 57,90 TL’den 99,96 liraya fırladı. PttAVM.com internet sitesi üzerinden satışa sunulan yağa yüzde 10 indirim yapılarak 89,95 liraya düşürüldü. İndirimli haliyle bile PTT’nin sattığı yağ piyasadaki Ayçiçek yağlarından 27,45 lira daha yüksek fiyatta.

VATANDAŞIN GÜNDEMİ ZAM

Türkiye İstatistik Kurumu’na göre yüzde 15,61’e yükselen enflasyonda gıda zamları önemli yer tutuyor. Zam üstüne zam gelen Ayçiçek yağındaki fiyat artışları sosyal medyada da vatandaşın tepkisini çekiyor. Yurttaşlar, çektiği videolarda marketten aldıkları sıvı yağı törenle evine getiriyor. Son olarak Güldür Güldür Show programında da sıvı yağa gelen zamlar iğneleyici bir dille eleştirildi.

 

Ayçiçek yağına gelen zamlar herkesin gündeminde.

Sıvı yağda ithalatçı firmaya 7 milyon dolar, yerli çiftçiye 4 lira

medyabold
Devamını Oku »

Toplumsal olaylara hazırlık: Biber gazı ve kelepçe alınacak

Emniyet Genel Müdürlüğü 600 bin gaz kapsülü, 5 bin adet kalkan ve TOMA suyunda kullanılmak üzere 40 ton gaz solüsyonu; jandarma ise 20 bin metal kelepçe, biber gazı, cop ve robocop teçhizatı alacak. Bu ihaleler toplumsal olaylara hazırlık olarak yorumlandı.

BOLD – İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığı, binlerce gaz kapsülü, kalkan, TOMA’larda kullanılan suyun içerisine karıştırılan gaz solüsyonu ile kelepçe, cop ve robocop teçhizatı alımı için ihaleler düzenledi.

BİBER GAZI, SİS BOMBASI VE KALKAN ALINACAK

Kamu İhale Bülteni’nde yer alan bilgilere göre Emniyet Genel Müdürlüğü, biber gazı kapsülü, biber gazı spreyi, biber gazı solüsyonu ve binlerce şeffaf kalkan alımı için 10 Mart ile 17 Mart tarihleri arasında dört ayrı ihale düzenleyeceğini açıkladı. BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre emniyet 10 Mart’ta “OC Gaz Solüsyonu / 40 bin kg” adı altında tam 40 ton TOMA’larda kullanılan suyun içine karıştırılan gaz solüsyonu, “3 bin adet OC Gaz Spreyi alımı” adı altında 3 bin adet 400 mililitrelik biber gazı spreyi, 11 Mart’ta “40 milimetrelik gaz fişeği ve 40 milimetrelik sis fişeği” adı altında 600 bin biber gaz kapsülü ve 20 bin adet sis bombası ve 17 Mart’ta “2 Kısım Şeffaf Kalkan alımı” adı altında üç bini büyük boy ve iki bini de küçük boy olmak üzere toplam beş bin adet şeffaf kalkan alımı için ihaleye çıkacak.

JANDARMA DA TOPLUMSAL OLAYLAR İÇİN MALZEME ALACAK

Jandarma Genel Komutanlığı da 16 Mart tarihinde “6 Kalem Toplumsal Olaylara Müdahale Malzemesi” adı awltında bir ihale düzenledi. İhale ilanında alınacak malzemelerin sayısına yer verilmezken “ Vücut koruyucu teçhizat (robocop teçhizatı), vizörlü kask, şeffaf kalkan, cop, teleskobik cop ve göz yaşartıcı gaz” alınacağı ifade edildi. Ayrıca, Jandarma Genel Komutanlığı, 17 Mart’ta da ‘20 bin adet metal kelepçe’ alımı için ihale yapılacağını açıkladı.

İHALE SONUÇLARI GİZLİ TUTULUYOR

Savunma, güvenlik veya istihbarat alanlarıyla ilgili ya da gizlilik içinde yürütülmesi gereken ihaleler Kamu İhale Yasası’na tabi olmadığı için ihalelerin sonuç ilanları açıklanmıyor. Bu tür ihalelerin sadece ilanı yayımlanırken ihalelerin hangi şirkete ve kaç milyon TL’ye verildiği gizli tutuluyor.

 

 

Aşının parası çıktı: Halka 674 milyon TL korona cezası kesildi

medyabold
Devamını Oku »

4 milyonluk ziyaret: Başkanın makamına gitti, ihaleyi kaptı

Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Kuş’u makamında ziyaret eden AKP İlçe Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Arıkan, ziyarette 4 milyon liralık ihaleyi kaptı. Arıkan, geçen yıl 118 milyon TL borç açıklayan belediyeden yapımı devam eden gençlik merkezinin yapım işini aldı.   

BOLD – AKP’li Eyyübiye Belediyesi’nin 4 milyon TL maliyetli Süleyman Şah Gençlik Merkezi’nin ihalesini, AKP İlçe Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Arıkan’ın şirketi kazandı. İhale ile ilgili imzalar atıldı.

İHALEYE DÖRT TEKLİF VERİLDİ

BirGün’den Mustafa M. Bildircin’in haberine göre kamu ihaleleri ile AKP’lilere sağlanan ayrıcalıklara bir yenisi daha eklendi. Geçen yıl 118 milyon TL borç açıklayan AKP’li Eyyübiye Belediyesi’nin, ilçede inşası devam eden Süleyman Şah Gençlik Merkezi’nin yapım işi AKP’li birisine verildi. 4 milyon liraya yapılacak Süleyman Şah Gençlik Merkezi’nin yapım işi için 20 Ocak’ta gerçekleştirilen ihaleye dört şirket teklif verdi. Teklifler üzerinde değerlendirme yapan belediye yönetimi, bir teklifi geçersiz sayarak sayıyı üçe düşürdü. İhaleye verilen teklifler üzerinde yapılan son değerlendirmenin ardından 10 Şubat tarihinde imzalar atıldı.

İHALE SÜRECİNDE İKİ KEZ ZİYARET ETTİ

İhale, 4 milyon 66 bin TL karşılığında Arıkan Gıda Maddeleri Giyim Dayanıklı Tüketim Maddeleri Pazarlama isimli şirkete bırakıldı. Merkezi Sicil Kayıt Sistemi’ndeki bilgilere göre, Eyyübiye ilçesinin AKP teşkilatında Yönetim Kurulu Üyesi olan İsmail Arıkan şirketin ortakları arasında yer alıyor. Arıkan, “Süleyman Şah Gençlik Merkezi Yapım İşi” ihalesinin onay tarihinden bir, ihalenin gerçekleştiği tarihten ise 12 gün önce Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Kuş’u makamında ziyaret etti. Arıkan, ziyareti sosyal medyada “Başkanımız Mehmet Kuş’u ziyaret ettik” diye duyurmuştu.

Aşının parası çıktı: Halka 674 milyon TL korona cezası kesildi

medyabold
Devamını Oku »

Destek sona eriyor, patronlar 1 milyon işçiyi kapının önüne koyacak

Hükumetin koronavirüs salgını nedeniyle patronlara sunduğu teşvik, bu ay sona erecek. Destek alamayacak patronların 1 milyonun üzerinde işçiyi işten çıkarması bekleniyor. İşçiler günlük 39 lira olarak verilen nakdi destek ödemesini de alamayacak.

BOLD – Kısa çalışma ödeneğinin mart sonuna bitecek olması nedeniyle şirketler işçi çıkarmaya hazırlanıyor. İşten atılacak işçi sayısının 1 milyonu aşacağı tahmin ediliyor.

PATRONLARA 20 MİLYAR TEŞVİK VERİLDİ

İşçinin, İşsizlik Sigortası’ndaki parasından geçen yıl 20 milyar teşvik alan patronlar, şimdi desteklerin sona ereceği gerekçesiyle işçileri kapı önüne koymayı planlıyor. Pandemi sürecinde ekonomik destek paketlerinin kaynağı olan işsizlik sigortası fonu, 2020 yılını 38.2 milyar TL gelire karşılık 66.6 milyar TL giderle geride bıraktı. İşten atmaların yasaklanarak ücretsiz izin uygulaması getirilmesi nedeniyle işsizlik maaşı alamaz duruma gelen işçiler, günde 39 TL nakdi desteğe mahkum edildi. Patronlar ise hem nakdi destek, kısa çalışma ödeneği gibi yardımlar sayesinde işçilere ücretli izin vermek gibi sorumluluklardan kurtarıldı.

İŞÇİLERİN FONU HIZLA ERİYOR

Evrensel’den Birkan Bulut’un haberine göre İşsizlik Sigortası Fonu’nun Ocak ayı raporunda, fonun 2020 yılın mali tablosu ortaya çıktı. İŞKUR tarafından açıklanan gelir-gider tablosuna göre; fonun 2019 yılında toplam 131.5 milyar TL olan menkul kıymet ve nakit fon varlığı, 2020 yılında 103.2 milyar TL’ye, 2021 yılında ise 101.8 milyar TL’ye düştü. 2019 yılında fonun geliri 40.3 milyar TL’ye karşın gideri 36.4 milyar TL idi. 2020 yılında ise 38.2 milyar TL’ye karşılık toplam gider 66.6 milyar TL oldu.

İŞÇİLER GÜNDE 39 TL’YE MAHKUM EDİLDİ

İşsizlik ödeneğinden faydalananların sayısı işten atmaların yasaklanmasından dolayı düştü. Geçen yıl Nisan ayından beri işten atma olmadığı için ücretsiz izine çıkarılanlara, işsizlik sigortası fonundan karşılanmak üzere güne 39.24 TL nakdi ücret verildi. Ücretsiz izine çıkarılanlar işten atılmamış gibi görünürken, hem işsizlik oranları düşük gösteriliyor hem de işçiler günde 39 TL gibi daha düşük ücrete mahkum edildi. İŞKUR verilerine göre bu kapsamda Nisan 2020-Ocak 2021 tarihleri arasında 2 milyon 471 bin 134 kişiye, 8 milyar 265 milyon 914 bin 51 TL nakdi destek ödemesi yapıldı. Desteğin bu ay sona erecek olması nedeniyle 1 milyonun üzerinde işçinin işini kaybetmesi bekleniyor.

Aşının parası çıktı: Halka 674 milyon TL korona cezası kesildi

medyabold
Devamını Oku »

5 Mart 2021 Cuma

Hakan Atilla, Borsa İstanbul’dan ayrılıyor

ABD’de görülen Halkbank davasında hapis yatan Borsa İstanbul Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla istifa edecek.  1 ay izne ayrılan Atilla’nın görevi bırakmasının arkasında AKP Hükumetinin, ABD Başkanı Joe Biden ile temas çabalarının yattığı iddia edildi.

BOLD – Halkbank davasında tutuklanan ve ABD’de 28 ay cezaevinde yatan Atilla, cezasının ardından temmuz 2019’da Türkiye’ye döndü. Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak çiçeklerle karşıladı. Atilla, Türkiye’ye dönüşünün üzerinden 3 ay geçmeden 22 Ekim 2019 tarihinde Borsa İstanbul Genel Müdürlüğü’ne atandı.

18 BİN TL HUZUR HAKKI

Yönetim kurulu üyeleriyle birlikte aldığı 18 bin TL’lik huzur hakkıyla gündeme geldi. Atilla’nın kendi isteği ile 1 ay izne ayrıldığı ekonomi kulislerine yansırken, Habertürk gazetesinin haberine göre Atilla, 26 Mart’taki Borsa İstanbul Genel Kurulu öncesi istifasını açıklayacak. Borsa İstanbul Genel Müdürlüğü’ne geri dönmeyecek. Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifası sonrası Atilla’nın da görevi bırakacağına kesin gözüyle bakılıyor.

ATİLLA’NIN İSTİFASI VE ABD İLİŞKİLERİ

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı seçilmesinden bu yana Joe Biden ile temasa geçemiyor. Biden’in Erdoğan’ın telefonlarına çıkmadığı ifade ediliyor. Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Atilla’nın Borsa İstanbul Başkanlığı’ndan istifasının ABD ile olan ilişkileri nasıl etkileyeceği merak konusu.

medyabold
Devamını Oku »

Meriç 9 yaşındaki Nurefşan’a da mezar oldu

Annesi Neslihan Teke ile Meriç Nehri’nden Yunanistan’a geçmek isterken akıntıya kapılan 9 yaşındaki Nurefşan boğularak hayatını kaybetti. Küçük kız bugün cuma namazında son yolculuğuna uğurlandı.

BOLD – 4 Mart’ta günün ilk saatlerinde bir grup Meriç Nehri’nin Edirne’ye yakın bölümünden Yunanistan’a geçmek istedi. 9 yaşındaki Nurefşan ve annesi Neslihan Teke de grupla birlikte Meriç Nehri’nin kenarına geldi. Küçük kız suya düşerek akıntıya kapıldı. Olay üzerine nehri geçmek isteyen mülteciler de geriye döndü. Nurefşan Teke’nin cansız bedeni öğleden sonra acı olayın yaşandığı yere yakın bir noktada bulundu.

Küçük Nurefşan, bugün cuma namazından sonra toprağa verildi. Nurefşan, Türkiye’deki hukuksuzluklar nedeniyle Afrika’ya gitmek zorunda kalan ve 5 yıldır görmediği babasına kavuşmak için annesiyle birlikte Yunanistan’a geçmek istiyordu.

medyabold
Devamını Oku »

Aşının parası çıktı: Halka 674 milyon TL korona cezası kesildi

AKP Hükumeti koronavirüs cezalarını yeni bir vergi kalemine çevirdi. İçişleri Bakanlığı 42 günde sokağa çıkma yasağına uymayan 214 bin 83 kişiye ceza kesti. Vatandaşlar 674 milyon 361 bin 450 TL para cezası ödeyecek. Bu parayla Çin aşısı bedelinin önemli kısmı karşılanmış oldu.

BOLD ÖZEL – Zonguldak Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu’nun sert üslubuyla yaptığı denetimler koronavirüs cezalarını gündeme getirdi. 23 Kasım 2020-4 Ocak 2021 arasında gece ve hafta sonları uygulanan sokağa çıkma yasaklarına uymayanlara kesilen ceza dudak uçuklattı. Salgınla işini kaybeden ve yoksullaşan milyonlarca vatandaş cezaları ödemekte zorlanacak.

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI CEZALARI

Bold’un İçişleri Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre 4 Ocak 2021 haftasında 35 bin 544 vatandaşa kişi başına 3 bin 150 lira para cezası uygulandı. 21 Aralık haftasında ise 40 bin 591 yurttaşa aynı miktarda ceza yazıldı. 14 Aralık haftasında da sokağa çıkan 38 bin 874 kişiye koronavirüs cezası kesildi. 7 Aralık haftasında gece boyunca ve cumartesi pazar gün boyunca sokağa çıkma yasağını delen 39 bin 146 yurttaş cezadan nasibini aldı.

ASGARİ ÜCRET 2 BİN 825 LİRA, CEZA 3 BİN 150 LİRA

Kovid-19 cezaları 1 Aralık haftasında da durmadı. 37 bin 614 vatandaşa kişi başına 3 bin 150 lira sokağa çıkma yasağına uymamaktan ceza yazıldı. 28 Kasım haftasında da kısıtlamalara uymayan 12 bin 671 kişiye ceza uygulandı. 23 Kasım haftasında ise 9 bin 583 vatandaş 3 bin 150 lira cezayla yüz yüze kaldı.

MASKE VE DİĞER CEZALAR DAHİL DEĞİL

ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkeler koronavirüs döneminde vatandaşına para desteği verirken, Türkiye’de kesilen cezalar tepki topluyor. AKP hükumeti Kovid-19 cezalarını gelir kapısına dönüştürdü. Sokağa çıkma yasağını delenlere 3 bin 150 lira ceza kesiliyor. Maske takmayanlara 900 lira para cezası uygulanıyor. Vali ve kaymakamlıkların belirlediği alanlarda sigara içenlere de 900 lira ceza yazılıyor.

Sadece sokağa çıkma yasağına uymayanlara verilen 674 milyon liralık cezaya maske ve diğer cezalar eklendiğinde rakam 1 milyar lirayı geçiyor.

medyabold
Devamını Oku »

AKP Hükumeti Atatürk’ün mirasını sat sat bitiremedi

AKP Hükumeti, Atatürk’ün mirası Sümer Holding’in üç arazisi daha sattı. Toplam büyüklüğü 16 bin metrekareyi geçen üç araziye, 13 milyon 420 bin TL’ye alıcı bulundu.

BOLD – Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasıyla 1933 yılında kurulan ve Cumhuriyet tarihinin en önemli kurumları arasında yer alan Sümer Holding’in Şanlıurfa’daki üç arazisi satıldı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 16 bin metrekareyi geçen üç araziyi 13 milyon 420 bin TL’ye sattı.

ARAZİLER KARAKÖPRÜ İLÇESİNDE

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sümer Holding’in Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesindeki üç taşınmazının daha satışına onay verdi. Resmi Gazete’de yayımlanan satış kararına göre Sümer Holding A.Ş. adına kayıtlı, Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesine bağlı Mehmetçik Mahallesi’ndeki 7 bin 355,34 metrekare yüzölçümlü taşınmazın, özelleştirme ihalesinde 6 milyon 380 bin lira bedelle en yüksek teklifi veren Mehmet Emin Arslan’a satışı onaylandı.

ARAZİLER FARKLI KİŞİ VE ŞİRKETE SATILDI

Şirketin aynı mahallede bulunan 5 bin 795,44 metrekare yüzölçümlü taşınmazının yapılan ihalede 4 milyon 401 bin lirayla en yüksek teklifi veren Enver Karakeçili’ye, 2 bin 879,78 metrekare yüzölçümlü taşınmazının ise 2 milyon 640 bin lirayla yine en yüksek teklifi sunan Asia Otomotiv Yedek Parça Ltd. Şti’ye satılması kararlaştırıldı.

HÜKUMET SÜMER HOLDİNG’İ SAT SAT BİTİREMEDİ

Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1933 yılında kurulan Sümerbank’ın adı 1993’te Sümer Holding A.Ş. olarak değiştirildi. 2003-2016 yılları arasında 11 işletme satılarak, 10 işletme devredilerek, 1 işletme kapatılmak suretiyle toplam 21 işletme, 16 mağaza, 11 bölge müdürlüğü, 15 iştirak, 304 bayi, 7 adet tedarik ve dağıtım depo müdürlüğü ve 7 adet bölge şefliği özelleştirildi. Holdingin özelleştirme işlemlerine hala devam ediliyor.

Şehitler yine Tayyip Erdoğan’ın tabut konuşmasıyla uğurlandı

medyabold
Devamını Oku »

Avrupa 2021 yazında seyahatlerin kolaylaştırılması için aşı kimliğine odaklandı

Avrupa Birliği, koronavirüs tedbirlerini sonlandırıp hayatın bir an önce normale dönebilmesi için bir yandan aşı kampanyalarına hız verirken diğer yandan da ‘aşı pasaportu’ çalışmalarını başlattı. Aşı pasaportu çalışmalarında son durum ne?

BOLD – Avrupa’da, Kovid-19 salgını ile mücadele amacıyla uygulanan kısıtlamaların kaldırılarak seyahat özgürlüğüne yeniden yeşil ışık yakılması beklentisi gün geçtikçe artıyor.

Avrupa Birliği (AB) de bir yandan, olağanüstü kısıtlamalarla salgını kontrol altında tutmaya çalışan, diğer yandan da artan seyahat özgürlüğü taleplerine yanıt verebilmenin yollarını arıyor. Ancak mutasyona uğramış virüsün daha hızlı bulaşan varyantlarının hızla yayılması seyahat kısıtlamalarının kısa vadede hızlı adımlarla gevşetilmesi ihtimalini zora sokuyor.

Aşı çalışmalarının da yeteri kadar hızlı ilerlememesi nedeniyle 2021 yazında insanların seyahat taleplerinin önünü açabilmek için düşünülen bir diğer tedbir ise ‘aşı kimliği’ ya da diğer adıyla ‘dijital seyahat kartı’.

Çalışmalarına hız verilen dijital aşı kimliği ile en azından AB içinde seyahat kısıtlamalarının kademeli olarak gevşetilmesi umut edilse de, bunun beklentilere ne ölçüde yanıt verebileceği ile ilgili belirsizlikler sürüyor.

AB ÇALIŞMALARI BAŞLATTI, DSÖ KARŞI ÇIKIYOR

Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, üye ülke vatandaşlarının iş ya da turizm amaçlı olarak AB içinde ve dışında güvenli bir şekilde seyahat edebilmeleri için ‘aşı pasaportu’ çalışmasını başlattıklarını ve mart ayı içinde yasa teklifini sunacaklarını duyurdu.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), şubat ayının başlarında, uluslararası seyahatlerde ayrılış veya girişlerde Kovid-19 aşılaması kanıtına karşı olduğunu ifade eden rapor yayınladı.

DSÖ, “Aşıların sınırlı bulunabilirliği göz önüne alındığında, gezginlerin tercihli aşılanması, şiddetli Kovid-19 hastalığı açısından yüksek risk altında olduğu düşünülen öncelikli insanlar için yetersiz aşı tedarikine neden olabilir” sonucuna vardı.

NE AD VERİLECEK?

‘Kovid pasaportu’, ‘aşı pasaportu’, ‘aşı seyahat belgesi’ gibi pek çok farklı isim gündeme geldi, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen hafta başında yaptığı açıklamayla son noktayı koydu. Von der Leyen belgenin ‘Dijital Yeşil Kimlik’ adını taşıyacağını, ilgili yasa teklifinin de bu ay içinde üye ülkelere sunulacağını duyurdu.

NE ZAMAN HAZIR OLABİLİR?

Dijital Yeşil Kimlik için hedef Haziran ayı. AB Komisyonu tarafından hazırlanan yasa teklifinin, 17 Mart’ta Avrupa Parlamentosu’nun, 25 Mart’ta ise AB liderlerinin onayına sunulması bekleniyor.

Kabul edilmesi halinde, dijital kimlik uygulamasının hayata geçirilebilmesi için, 27 AB üyesi ülkenin, ilgili ulusal veri tabanı sistemlerinin birbiriyle uyumlandırılması gerekiyor. Güvenilir dijital platformlarda, öngörülen kriterlerle uyumlu bir şekilde bu verilerin toplanabilmesi için teknik altyapı düzenlemelerinin yapılması gerekecek. Komisyon, bunun için üç aylık bir süreye ihtiyaç duyulacağı görüşünde. Uzmanlar ise takvimin sarkabileceğine dikkat çekiyor.

AB’nin karmaşık karar alma mekanizması göz önüne alındığında, sistemi uygulamaya koymanın en iyimser senaryoyla haziran sonu veya temmuz başı olacağı tahmin ediliyor. Ancak bu tarihin daha da ileriye sarkabileceği belirtiliyor.

HER ÜLKE İÇİN AYNI MI OLACAK?

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ‘farklı ulusal çözümleri birbirine bağlayacak’ bir platform fikrini ortaya koydu. Bu da Avrupa Birliği genelinde geçerli tek bir belge olmayacağı anlamına geliyor.

DAHA ÖNCE BİR BENZERİ VERİLDİ Mİ?

Aslında bu uygulama yeni değil. Dünya Sağlık Örgütü, bazı Afrika ülkelerine girerken, ‘sarı humma’ gibi hastalıkların önlenmesi için ‘sarı kart’ adını verdiği bir uygulama başlatmış, bu ülkelere girerken aşı yaptırılması zorunlu hale getirilmişti.

AB’yi beklemeyen Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) gibi bazı uluslararası kurumlar, ‘travel pass’ adı verilen bir seyahat belgesiyle gidilecek ülkelere göre ilgili belgelerin yer almasını içeren bir uygulamayı Kasım ayında başlattı bile.

AŞI PASAPORTU KİMLERE VERİLECEK?

Bir kişinin AB içinde ve dışında seyahat edebilmesi için verilecek belgede, ‘aşı olan, aşı olması olanaksızsa yakın tarihte Kovid testi negatif çıkan ve daha önce bu virüse yakalanarak vücudu antikor üretebilen’ kişilerin dolaşımına izin verilmesi planlanıyor.

HANGİ ÜLKELER DESTEKLİYOR?

Ekonomisi büyük ölçüde turizme bağlı olan Yunanistan, Avrupa’da böyle bir sistemi destekleyen ilk ülke oldu. Atina hükümeti, İsrail’le turistlerin karşılıklı olarak özgürce giriş yapabilmesini müzakere ediyor.

İspanya, Malta ve Portekiz gibi Güney Avrupa’daki diğer turizm ülkeleri de bu girişimi destekledi. Bu ülkelere ek olarak, olumlu sinyaller gönderen Belçika ve Macaristan’ın yanı sıra farklı araçları deneyen Polonya, Danimarka, İsveç ve Estonya da destek verdi. Danimarka ve İsveç, vatandaşlarının yurtdışına seyahatleri için elektronik sertifikaların uygulamaya konulduğunu açıkladı.

Almanya ve Fransa, aşılama kampanyaları hala çok az ilerlediği için önce ihtiyatlı yaklaştı. Ancak 25 Şubat’ta video konferans yöntemiyle yapılan AB zirvesinden sonra iki ülke tutumunu değiştirince, Komisyona AB üyeleriyle ortak bir belge üzerinde çalışma talimatı verildi.

HANGİ BİLGİLER YER ALACAK? İÇERİĞİ, MAHİYETİ VE ÜCRETİ NE OLACAK

AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, bu kimliklerde yer alması hedeflenen bilgileri, ‘kişinin Kovid-19 aşısı olduğuna dair kanıt, henüz aşı olamamış kişilerde test sonuçları, Kovid-19’u atlatmış olanların ise sağlık durumları hakkında bilgiler’ olarak sıraladı.

“Dijital Yeşil Kimlik” bir nüfus cüzdanı ya da pasaport gibi değil, dijital olacak. Dijital kimliklerin, sahtesinin üretilmemesi ve tüm üye ülkelerde kolaylıkla okunabilecek nitelikte olması için düşünülen alternatiflerden birisi, uçak biniş kartı gibi, akıllı telefonda taşınabilecek ya da çıktısı alınabilecek, QR (karekod) içeren bir belge olması. Dijital kimliği almak için, ücret ödenip ödemeyeceği ise henüz bilinmiyor.

AŞI OLANLARA KESİN BİR SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ MÜ SAĞLAYACAK?

Hayır. Bu konuda AB’de genel geçer bir siyasi mutabakat sağlanmış değil. Almanya ve Fransa gibi üye ülkeler dijital aşı kimliği ile salgın nedeniyle uygulanan seyahat kısıtlamalarının gevşetilmesi konusunun ilişkilendirilmemesini istiyor.

Oysa Avusturya, Yunanistan, İspanya, Portekiz ve Bulgaristan gibi turizmi canlandırmak isteyen ülkeler, aşı olmuş olanlara seyahat etme özgürlüğü tanınmasını istiyor, hatta tek taraflı olarak bu kişilere kolaylık tanıyan adımlar atıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron gibi diğer AB üyesi ülkelerin liderleri ise tek başına aşı olmuş olanlara seyahat kolaylığı sağlanmasına itiraz ediyor, bu yöndeki kararları frenliyor.

HUKUKİ İTİRAZLAR NELER?

AB genelinde sadece çok küçük bir azınlık aşı olabildi. Oxford Üniversitesi verilerine göre bu oran AB’nin toplam nüfusunun sadece yaklaşık yüzde 7’sine tekabül ediyor. Siyasiler ve uzmanlar, aşı olabilmiş küçük bir azınlığa seyahat etme ayrıcalığı tanınmasının, toplumdaki ‘adalet’ anlayışına darbe indirebileceği uyarısında bulunuyor.

Alman hükümeti, kimsenin aşı olmaya zorlanmayacağını açıklamıştı. Şimdi sadece aşı olmuş olanların seyahat edebilmesine imkan sağlayacak bir düzenlemenin, dolaylı olarak aşı zorunluluğu anlamına geleceği, seyahat özgürlüğü kısıtlamasının da aşı olmayanlara ‘yaptırım’ ya da ‘ceza’ olarak yorumlanabileceği belirtiliyor. Alman Etik Kurulu da, devletlerin aşı olanlara ayrıcalık tanımaması gerektiğini savunuyor.

Hukuki açıdan böyle bir belgenin serbest dolaşım ilkesine aykırı olduğu görüşleri dile getiriliyor. Hukukçular, Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkındaki Anlaşma’nın 26’ıncı maddesinin, sağlık krizi gibi olağanüstü durumlarda, bu tür araçların kullanılmasının yolunu açtığını, Birlik içindeki yurttaşların serbest dolaşımı ilkesine aykırılık içermeyeceği görüşünü savunuyor. Ancak hukuki olarak Avrupa Komisyonu’nun, bunu getirme yetkisi yok. Bu nedenle talimat zirvede liderlerden geldi.

Hukukçular bu kararın başka bir yasal tuzak içerdiğine de dikkat çekiyor: Aşıya erişim zorluğu ve her vatandaşın ya da her ülkenin eşit koşullarda aşıya ulaşma şansının olmaması. Özellikle en son aşılanacak olan genç nüfus için büyük bir adaletsizlik yaşanacağı eleştirileri yapılıyor.

TIBBİ İTİRAZLAR NELER?

Tıbbi ve bilimsel açıdan da çekinceler gündeme getiriliyor. Aşı olanların, virüsü üçüncü kişilere bulaştırıp bulaştırmadığı henüz tam olarak bilinmiyor. Bu nedenle araştırmacılar, bir aşı sertifikasının, tam bir sağlık garantisi sağlamadığını savunuyor.

Bir diğer sorun ise bağışıklığın süresi. Aşıların ne kadar süre ile bağışıklık sağladığı bilinmediği için bu pasaportlarda bir çeşit son kullanma tarihi olmalı deniliyor.

RİSKLERİ NELER?

Avrupa Birliği en çok ‘sağlık sırlarının gizliliği’ ilkesinin çiğnenmesinden ve ‘sahte pasaportlar, sahte testler…’ gibi bir takım güvenlik eksikliklerinin oluşmasından endişe ediyor. Hatta bu konuda tam bir karaborsa sektörün ortaya çıkması riski de var.

Bloğun katı veri koruma yasası olan GDPR, Avrupa çapında aşı sertifikasının kapsamını ve kullanımını kısıtlıyor.

Aşı kartı ile özel tıbbi veriler, bu tür gizli bilgilere nadiren veya hiç erişemeyen bireyler ve kuruluşlar tarafından erişilebilir hale gelecek.

Dijital pasaportların hacklenmesi ve sahte olabilme ihtimali; kötü niyetli takip ve ticari amaçlarla kullanılma durumları uzmanları korkutan diğer gerekçeler arasında yer alıyor.

DİJİTAL Mİ BASILI KAĞIT MI OLACAK?

Avrupa Komisyonu’nun planını kısmen rayından çıkarabilecek bir başka engel de AB ülkeleri ve vatandaşları arasındaki dijital bölünme.

Von der Leyen’in dediği gibi, yeşil geçiş, dijital olacak. Bu durumda yapılan tahminlere göre, AB nüfusunun en az dörtte biri özellikle de dijital platformları kullanmayan yaşlı nüfus bu sistemin dışında kalabilir.

AŞI OLANLARA NE TÜR AVANTAJLAR SAĞLAYACAK?

Dijital Yeşil Kimlik kartı ile kimlere, ne tür avantajlar sağlanacağına hem üye ülkeler tek başlarına, hem de özel şirketler, restoranlar, tiyatrolar ve sinemalar karar verebilecek. Halihazırda, aşı olmuş olanlara kolaylık tanıyan AB üye ülkeleri ve özel şirketler var.

Örneğin Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail, aşı olmuş olanlara seyahat kolaylığı tanınması konusunda anlaştı. Yunanistan, İngiltere ile de benzer bir anlaşma için görüşmeler yürütüyor. Polonya, Romanya ve Estonya, aşı olduklarına dair belgeleri sunanlara, ülkeye serbestçe seyahat etme imkanı tanıyorlar. Polonya ayrıca yurtdışı seyahatlerinden dönenlere uygulanan karantina zorunluluğunu, aşı olmuş olanlar için kaldırdı. Diğer bazı üye ülkeler de benzer adımlar atıyor.

Aşıyı şart koşan özel turizm şirketleri de var. Örneğin Alltours, Ekim ayı itibariyle otellerinde ancak aşı olmuş olan kişileri konuk edeceğini duyurdu.

Suudi Arabistan hac için aşı olma şartı getirdi

medyabold
Devamını Oku »

Sinovac aşısı Brezilya mutasyonuna karşı etkili olmayabilir

Brezilya’da yapılan bir araştırma, Türkiye’nin de aldığı Çinli Sinovac’ın Kovid-19 aşısının ilk olarak Brezilya’da tespit edilen koronavirüs varyantına karşı yeterli antikor oluşturamayabileceğini ortaya koydu.

BOLD – İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’da ortaya çıkan koronavirüs varyantları sadece salgının hızını artırdıkları için değil, aşıların üzerlerinde etkili olamayacağı yönündeki haberler nedeniyle de endişe yaratıyor. Brezilya’da yapılan son klinik araştırma da söz konusu kaygıları doğrular nitelikte.

Çalışmada, Türkiye’nin de aldığı Sinovac’ın CoronaVac aşısı uygulanan sekiz kişiden alınan plazma örnekleri koronavirüsün P.1 adlı verilen ‘Brezilya mutasyonunu’ yeterli bir şekilde etkisiz hale getirmede başarısız olduğu görüldü.

Başkentteki Sao Paulo Üniversitesi, ABD’deki Washington University School of Medicine ve diğer bazı kurumlardan araştırmacılar, “Bu sonuçlar P.1 virüsünün, CoronaVac aşısı tarafından sağlanan antikorların nötrolize edici etkisinden kaçabileceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Brezilya’da yapılan önceki klinik deneylerde de CoronaVac vurulan sekiz kişiden alınan antikorlar test edilmiş, aşı ile üretilen antikorların, P.1 varyantını durdurmada diğer tiplere göre daha az etkili olduğu bulunmuştu.

P1 şu anda Brezilya’nın geri kalanına yayılıyor ve 24 ülkede daha görüldü.

SİNOVAC YENİ AŞI GELİŞTİREBİLİR

Türkiye, Endonezya, Çin ve Brezilya’da toplu aşılamalarda kullanılan aşının üreticisi Sinovac konuyla henüz bir açıklama yapmadı.

Ancak şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Yin Weidong, geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında yaptığı açıklamada, şirketin, gerekirse varyantlara karşı yeni bir aşı geliştirmek için mevcut araştırma ve üretim kapasitesini tam olarak kullanabileceğini söyledi.

CEVAPSIZ SORULAR

Ancak Sinovac yeni bir aşı geliştirse de bazı sorular cevapsız kalıyor.

  • Eldeki satın alınan aşılar ne olacak?
  • Şu an eldeki aşıyı vurulanlar Brezilya mutasyonu ile karşılaştıklarında hasta olacaklar mı? Yani uygulanan Sinovac aşısı insanları hastalığın bu mutasyonuna karşı korumayacak mı? Korumadığı ortaya çıkarsa Sinovac aşısı olanlar yeniden bu mutasyona etkili aşı mı olacaklar?
  • Sinovac yeni varyanta karşı aşıyı ne kadar sürede üretecek?
  • Sadece Çin’den Sinovac aşısını alan ve diğer aşı üreten firmalarla bu konuda anlaşma imzalamayan Türkiye, bu süre içerisinde soruna nasıl çözüm bulacak?

Suudi Arabistan hac için aşı olma şartı getirdi

medyabold
Devamını Oku »

Gergerlioğlu sosyal medya paylaşımına hapis cezasını AYM’ye taşıdı

Sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında verilen 2 yıl 6 ay hapis cezası Yargıtay tarafından onanan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, AYM’ye başvuruda bulundu.

BOLD – Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu, hakkında verilen hapis cezasının Yargıtay tarafından onanmasına karşı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.

YAPILAN BARIŞÇIL ÇÖZÜM ÇAĞRISI

Avukatı Kerem Altıparmak aracılığıyla yapılan başvuruda Gergerlioğlu’nun sosyal medya hesabında paylaştığı tweetin, Kürt sorunun barışçıl bir şekilde çözümüne yönelik çağrı niteliğinde olduğu belirtilerek, “Türkiye kamuoyunu yakından ilgilendiren siyasi bir mesele hakkında görüş ve düşüncesini açıklamış ve barış talebini tekrarlamıştır. Başvurucunun eylemi siyasi konularda ifade özgürlüğünün kullanılması niteliğindedir” denildi. Ayrıca kararla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve AYM kararlarına atıfta bulunuldu.

İKTİDARIN HEDEFİ HALİNE GELDİ, KARAR SİYASİ

Dilekçenin sonuç kısmında Gergerlioğlu’nun parlamento içinde ve dışında adam kaçırma, çıplak arama, işkence gibi ağır insan hakları ihlallerini dile getirmesi nedeniyle iktidarın hedefi haline geldiğinin altı çizilerek, “Başvurucunun hakkındaki ceza kararının bu ortamda hukukun bütün ilkelerinin yok sayılarak onanmasının siyasi bir amaç taşıdığı açıktır. Özellikle son günlerde HDP’li vekillere yönelik siyasi amaçlı fezlekelerin düzenlendiği, milletvekilliklerinin düşürülerek ara seçim yapılacağı iddialarının gündemde olduğu bir ortamda bu kararın verilmesi, kararın siyasi amaçla verildiğini göstermektedir” denildi.

BARIŞ PAYLAŞIMINA 2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI VERİLDİ

HDP Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu hakkında, sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle 2017 yılında Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Sosyal medya paylaşımları suçlama konusu yapılan Gergerlioğlu’nun, T24’te 20 Ağustos 2016’da yayınlanan ve PKK’nın bir açıklamasına yer verilen “Devlet adım atarsa barış 1 ayda gelir” başlıklı haberi paylaşması suçlama konusu yapıldı. Gergerlioğlu hakkında 21 Şubat 2018 tarihinde 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla verilen 2 yıl 6 ay hapis cezası, 19 Şubat’ta Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından onandı.

Cihat Yaycı da Fetöcü çıktı

medyabold
Devamını Oku »

Üniversitede tüm makamlar tek kişide toplandı

Üniversite komisyon başkanlığı, senato üyeliği, rektörlük yönetim kurulu üyeliği bulunan Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Şimşek, dört farklı fakültenin dekanlığını da vekaleten yürütüyor. 

BOLD – Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Halil İbrahim Şimşek, uzmanlık alanı olmamasına rağmen 4 fakültenin dekan vekilliği görevini yürütüyor. Şimşek’in üniversitede farklı görevleri de bulunuyor.

ÜNİVERSİTEDE YAPMADIĞI GÖREV YOK

Cumhuriyet’ten Seyfettin Mete’nin haberine göre Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Şimşek, üniversitede bulunan 4 fakültenin dekanlığını yapıyor. Uzmanlık alanı Temel İslam Bilimleri olmasına rağmen Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Dekan Vekilliği, Spor Bilimleri Dekan Vekilliği ve Turizm Fakültesi Dekan Vekilliği görevi yapan Şimşek, şimdi de Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Vekilliği görevine atandı. Şimşek, ayrıca üniversitede komisyon başkanlığı, senato üyeliği, rektörlük yönetim kurulu üyeliği görevlerini de yürütüyor.

“AÇILIŞ DUASI BİLMİYORUM” DEMİŞTİ

Geçmişte Ensar Vakfı Çorum Şubesi’nde başkan yardımcılığı görevini yürüten Şimşek, geçen yıl Çorum’da düzenlenen bir açılış programında “açılış duası” bilmediğini söylemesiyle gündem olmuştu. Şimşek, TBMM Eski Başkanı İsmail Karaman ile AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un da katıldığı açılış töreninde dua için kürsüye davet edilmiş, ancak “Açılış duası bilmiyorum” demişti.

Cihat Yaycı da Fetöcü çıktı

 

 

medyabold
Devamını Oku »

Şehitler yine Tayyip Erdoğan’ın tabut konuşmasıyla uğurlandı

Helikopter kazasında şehit olan 11 asker için önce Elazığ’da ardından da Ankara’da tören düzenlendi. Ahmet Hamdi Akseki Camisi’ne düzenlenen törende Tayyip Erdoğan yine askerlerin tabutu başında konuşma yaptı.

BOLD – Bitlis’in Tatvan ilçesinde düşen helikopterde yaşamını yitiren 11 asker için sabah saatlerinde görev yaptıkları Elazığ’da bir tören düzenlendi. Elazığ Havalimanı’nda düzenlenen törenin ardından askerlerin naaşları, devlet töreni için Ankara’ya götürüldü. Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde gerçekleşen törene, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve muhalefet parti liderleri katıldı. Devlet töreninin ardından askerlerin naaşları, defnedilmek üzere memleketlerine uğurlandı.

Elazığ’da düzenlenen uğurlama töreninde Milli Savuma Bakanı Hulusi Akar, kazada yaşamını yitiren 8’inci Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş’ı anlattı. Akar, Korgeneral Erbaş’ı sevilen, sayılan ve Silahlı Kuvvetler’e büyük hizmetler eden arkadaşı olduğunu ifade etti.

Askerler için Ankara’da düzenlenen devlet töreninde AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tabutların başında bir konuşma yaptı. Erdoğan, şunları kaydetti:

  • Ebediyete uğurladığımız şehitlerimizle son buluşmamızda temenni ediyorum ki Rabbim bizleri sevgili Habibimizin sancağı altında da buluştursun.
  • Korgeneral Osman Erbaş komutanımız, komutanlığın ötesinde duruşuyla çok çok farklı mütevazi bir insandı. Yanındaki kardeşlerimle beraber çıktıkları yolculukta bu elim kaza ile emaneti sahibine teslim ettiler.
  • Biz şehitlerimizin tezkiyesine muhtacız. Çünkü onlar bizim için yolculuktaydılar. Hepimiz için mukadder olan bir ölüm var. Şehadet bunların en yücesi. Rabbim bize de İnşallah bu makamı nasip eder.
BİTLİS TATVAN’DAKİ HELİKOPTER KAZASI

Bingöl’den Bitlis’in Tatvan ilçesine gitmek için dün (4 Mart 2021) saat 13.55’te kalkış yapan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ait Cougar tipi helikopter ile saat 14.25’te irtibat kesildi. Bunun üzerine İHA’lar, CN-235 uçağı ve bir helikopter ile arama çalışması başlatıldı. Yapılan çalışmalarla Tatvan’a 10 kilometre mesafedeki Çekmece köyü yakınlarında helikopterin kaza kırıma uğradığı tespit edildi. Kazada, hayata veda eden askerlerin isimleri şöyle:

  • Korgeneral Osman Erbaş (Yozgat-Yerköy)
  • Astsubay Üstçavuş Nazmi Yılmaz (Kahramanmaraş-Afşin)
  • Kurmay Albay Şentürk Aydınyer (Kars)
  • Yüzbaşı Salih Sarıoğlu (Samsun-Bafra)
  • Astsubay Kıdemli Başçavuş Mehmet Demir (Kahramanmaraş-Onikişubat)
  • Astsubay Kıdemli Üstçavuş Ömer Umulu (Kırıkkale)
  • Pilot Yüzbaşı Tayfun Kureş (Trabzon-Of)
  • Pilot Yüzbaşı Gökhan Uysal (Afyonkarahisar-Dinar)
  • Astsubay Kıdemli Çavuş Şükrü Karadirek (Afyonkarahisar)
  • Uzman Çavuş Tolga Demirci (Kayseri-Pınarbaşı)
  • Uzman Çavuş Hakan Gül (Amasya)

medyabold
Devamını Oku »

AİHM Yargıtay’ın 2008’de Fethullah Gülen için verdiği kararı istedi 

AİHM ‘Bylock’ konusunda Türk Hükumeti’nden savunma istedi. Cemaat davalarının seyrini değiştirecek talepte Yargıtay’ın Fethullah Gülen’i terör örgütü kurma ve yönetme suçlamalarından akladığı 24 Haziran 2008 tarihli kararı da yer aldı.

BOLD – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Bylock kullandığı, Bank Asya’da hesabı bulunduğu, dernek ve sendika üyesi olduğu ve KHK ile meslekten ihraç edildiği için 6 yıl 3 ay hüküm yiyen Yüksel Yalçınkaya’nın ihlal başvurusuyla ilgili olarak Türk Hükumeti’ne çok kapsamlı ve net sorular sordu. AİHM’in bu soruları 15 Temmuz 2016 sonrasında Türkiye’de inşa edilen hukuksuz OHAL rejimini de gözler önüne serdi.

YARGITAY’IN 2008 GÜLEN KARARINA VURGU

AİHM tarafından AKP Hükumeti’ne gönderilen belgede, Yargıtay’ın Fethullah Gülen’i terör örgütü kurma ve yönetme suçlamalarından akladığı 24 Haziran 2008 tarihli karara da atıf yapıldı. Yargıtay’ın söz konusu kararının bir örneği hükumetten istendi.

KANUNSUZ CEZA OLMAZ

Mahkeme, başvurucunun gerçekleştirildiği dönemde suç olmayan, bankaya para yatırma, sendika ve derneklere üyelik gibi yasal faaliyetlerle suçlandığına işaret etti. Başvurucu Yalçınkaya’nın bu faaliyetleri nedeniyle yıllar sonra gerçekleşen olayları öngörüp göremeyeceği ve bunun “kanunsuz ceza olmaz” ilkesine uygunluğu da cevaplanması talep edilen sorular arasında yer aldı.

SUÇUN MADDİ UNSURLARI GERÇEKLEŞTİ Mİ?

Ayrıca, silahlı örgüt üyeliği suçunun maddi ve manevi unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği de AİHM tarafından incelemeye alındı. Bunun Türkiye mahkemelerince gereği gibi ortaya konulup konulmadığına dair savunma istendi.

CEMAAT DAVALARINDA İLKE KARARI OLACAK

AİHM’in bu sorular çerçevesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6, 7, 8 ve 11. maddelerinden ihlal kararları verebileceği ifade ediliyor. Türk Hükümetinden savunma yapılması istenen hususlar göz önüne alındığında, söz konusu başvuruda verilecek kararın, halihazırda görülmekte olan ve gelecekte AİHM’e taşınacak davaların tamamını etkileyecek nitelikte bir “ilke kararı” olacağı değerlendiriliyor.

ANKESÖR DAVALARI

Yine AİHM’in dosyasına göre yasal saklanma süresi dolmuş HTS kayıtlarının ve internet trafik verilerinin kullanılmasının, özel hayat ve haberleşmeye saygı hakkıyla nasıl bağdaştığı sorgulanıyor. AİHM tarafından bu noktanın sorgulanmasının “ankesörden aranma” gerekçesiyle suçlananların dosyalarını da ilgilendiren bir husus olduğu ifade ediliyor.

AİHM’İN MİLYONLARI İLGİLENDİREN KRİTİK TALEPLERİ
  • Bylock’un elde edilme yönteminin hukuka uygun olup olmadığı
  • Başvurucunun yargılanma sürecinde dile getirdiği hususların neden karşılanmadığı
  • Tutulması gereken verilerin öngörülen sürelerden neden daha fazla tutulduğu
  • MİT’in bu bilgileri elde ettikten sonra nasıl sakladığı
  • İmaj örneğinin başvurucuya neden verilmediği
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ MADDE 6

Adil yargılanma hakkı

  1. Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. Karar alenî olarak verilir. Ancak, demokratik bir toplum içinde ahlak, kamu düzeni veya ulusal güvenlik yararına, küçüklerin çıkarları veya bir davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veyahut, aleniyetin adil yargılamaya zarar verebileceği kimi özel durumlarda ve mahkemece bunun kaçınılmaz olarak değerlendirildiği ölçüde, duruşma salonu tüm dava süresince veya kısmen basına ve dinleyicilere kapatılabilir.
  2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır.
  3. Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir:

a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek;

b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak;

c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek;

d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek;

e) Mahkemede kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından ücretsiz olarak yararlanmak.

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ MADDE 7

Kanunsuz ceza olmaz

  1. Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz. Aynı biçimde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
  2. Bu madde, işlendiği zaman uygar uluslar tarafından tanınan genel hukuk ilkelerine göre suç sayılan bir eylem veya ihmalden suçlu bulunan bir kimsenin yargılanmasına ve cezalandırılmasına engel değildir.
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ MADDE 8

Özel ve aile hayatına saygı hakkı

  1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
  2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ MADDE 11

Toplantı ve dernek kurma özgürlüğü

  1. Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir.
  2. Bu hakların kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplum içinde ulusal güvenliğin, kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olanlar dışındaki sınırlamalara tabi tutulamaz. Bu madde, silahlı kuvvetler, kolluk kuvvetleri veya devlet idaresi mensuplarınca yukarda anılan haklarını kullanılmasına meşru sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
medyabold
Devamını Oku »

Sisi’ye dostluk eli: Ankara ile Kahire arasındaki gerilim yumuşuyor

Mısır’ın Akdeniz’de doğalgaz ile ilgili çıktığı ihalede Ankara’nın hassasiyetlerini gözetmesi Türkiye ve Mısır arasında son bir yılda olumlu yönde değişen havayı yumuşattı. AKP’nin politikaları sonucu bölgede yalnızlığa itilen Türkiye, Sisi yönetimine dostluk eli uzattı.

BOLD – Mısır’ın Doğu Akdeniz’de hidrokarbon faaliyetleri için çıktığı ihalede ilan ettiği alanı 28. meridyenin doğusunda, yani Türkiye’nin 2019’da Birleşmiş Milletler’e bildirdiği Türk kıta sahanlığının güney sınırında sınırlandırması Ankara ve Kahire arasında buzları iyice yumuşattı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, çarşamba günü Gürcistan Dışişleri Bakanı David Zalkalian ile düzenlediği basın toplantısında, bir soru üzerine, “Doğu Akdeniz’de en uzun karası ve kıyıları olan iki ülke olarak ilişkilerimizin seyrine göre biz de yarın deniz yetki alanları konusunu Mısır’la müzakere edebiliriz, kendi aramızda da ileride bir anlaşma imzalayabiliriz” dedi.

Bakan Çavuşoğlu, Mısır’ın Türkiye’nin kıta sahanlığına saygı gösteriyor olmasını olumlu karşıladıklarını kaydederken, Kahire’nin bu tavrını geçen sene Yunanistan ile imzaladığı deniz yetkilendirme anlaşması sırasında da gösterdiğini anımsattı.

“BİZ GÖRÜŞMÜYORUZ İSTİHBARAT TEŞKİLATI GÖRÜŞÜYOR”

Türkiye ile Mısır arasında görüşmeler, geçen yıl başladı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl Ağustos ayında yaptığı bir açıklamayla Türkiye ve Mısır istihbarat servisleri arasında görüşmeler yapıldığını duyurmuştu.

Erdoğan, atadığı bürokratların ve ‘sır küpü’ olarak adlandırdığı Hakan Fidan’ın başında bulunduğu istihbarat teşkilatının Mısır’la yaptığı görüşmelerde de kendisini ve AKP hükumetini işin dışında tuttu.

Yıllardır hakaret ettiği ve BM’nin Genel Kurul toplantısı sırasında aynı masada yemek yemeyi reddettiği Abdülfettah Sisi hükumeti ile yürüttüğü görüşmeleri tabanına ve kamuoyuna açıklamakta zorlanacak olan Erdoğan, PKK’yla yürütülen görüşmelerde olduğu gibi aynı sözleri kullandı: “Biz görüşmüyoruz istihbarat teşkilatı görüşüyor. Biz görüşmüyoruz devlet görüşüyoruz.”

ÇAVUŞOĞLU-ŞÜKRİ GÖRÜŞMESİ

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da Mısır’la normalleşme açısından bazı girişimlerin olduğunu kaydetmiş ve hatta Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ile 2020’de yapılan İslam Konferansı Örgütü toplantısı sırasında yüz yüze görüştüğünü ve ilişkileri normalleştirmek için bir yol haritası üzerinde çalışma teklifinde bulunduğunu bildirmişti.

Türkiye’nin tepkisine neden olan 6 Ağustos 2020 tarihli anlaşmayla Yunanistan ve Mısır, Doğu Akdeniz’de deniz sınırlarını belirlemiş ancak Kahire yönetimi Atina’nın girişimlerine karşın sınır çiziminin Meis Adası’ndan başlatılmasına karşı çıkmıştı. Yunanistan da böylece adaların otomatik olarak kıta sahanlığı yarattığı tezinden geri adım atmış olmuştu.

Bakan Çavuşoğlu geçen sene yaptığı açıklamalarda da Mısır’ın Türk kıta sahanlığının güney sınırını kabul ediyor olmasından Ankara’nın memnuniyet duyduğunu kayda geçirmişti.

TÜRKİYE, MISIR’A YÖNELİK VETOLARI KALDIRDI

Bu temaslar neticesinde Türkiye ve Mısır karşılıklı jestler yaptılar ve birbirlerini uluslararası örgütlerde engellemekten vazgeçmeye başladılar. En somut adım ise Türkiye’den geldi. Türkiye, Mısır’ın NATO toplantılarına katılımına koyduğu vetoyu 2020 içerisinde kaldırdı.

TÜRKİYE-MISIR İLİŞKİLERİ

Türkiye, Mısır’da 2013 yılının Temmuz ayında Abdülfettah es-Sisi’nin Muhammed Mursi’yi darbeyle devirmesine en sert ve en uzun tepki veren ülkeler arasında yer almıştı. Türkiye ve Mısır, darbeden sonraki süreçte diplomatik ilişkilerini maslahatgüzar seviyesine çekmişler ve temaslarını en alt düzeye indirmişlerdi.

Erdoğan, Mısır’daki darbe yönetimini ve Sisi’yi hakarete varan sözlerle eleştirmiş, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun gerçekleştiği New York’ta, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un verdiği yemeğe Sisi’yle aynı masaya verildiği için katılmamış ve “Aynı masaya oturup darbecileri meşrulaştıramam” diyerek tepki göstermişti.

Erdoğan, 2018 ve 2019 yıllarında da Sisi’ye yönelik BM toplantılarında aynı tavrını sürdürmüştü.

TÜRKİYE, BÖLGEDE YALNIZLIĞA İTİLDİ

Türkiye’nin darbeye karşı çıkması, Sisi’yi ağır dille eleştirmesi Mısır’ın yeni yönetiminin en büyük destekçileri olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) de tepkisine neden olmuş ve Ankara’nın bölgesel ilişkilerinde olumsuz sonuçlar doğurmuştu.

Türkiye’nin Filistin meselesi nedeniyle İsrail’le de ilişkilerin bozulması ve bu genel olumsuz durumun Yunanistan ve Güney Kıbrıs tarafından Doğu Akdeniz hidrokarbon zenginlikleri açısından Ankara’ya karşı kullanılması Türkiye’yi bölgede yalnız bırakmıştı. Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı bloğa Fransa, İtalya ve Ürdün de dahil olmuştu.

Erdoğan, son dönemde bu yalnızlığı gidermek için İsrail’e yeniden dostluk eli uzattı. Ancak Doğu Akdeniz2de ve Orta Doğu’da şartlar değiştiği için daha önce Ankara’nın uzattığı dostluk eline hemen karşılık veren İsrail bu kez Ankara’ya temkinli bir karşılık verdi.

Ankara, bu yalnızlık dolayısıyla son olarak Fransa’ya dostluk elini uzattı ve Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, beş aydan sonra ilk kez geçtiğimiz günlerde telefonda görüştü.

MISIR’IN NORMALLEŞME İÇİN 3 ŞARTI BULUNUYOR

Türkiye’nin Mısır ile ilişkileri normalleştirme çabasına Kahire genel prensip olarak olumlu bakıyor. Temasların devam ediyor olması da bunun somut bir göstergesi olarak görülüyor. Ancak Kahire, normalleşmeyi bir süreç olarak ve Ankara’nın atacağı adımların bir sonucu olarak değerlendirme niyetinde.

Kahire’nin Ankara ile ilişkileri düzeltme sürecinde üç temel koşulu bulunuyor. Bunlardan en önemlisi Erdoğan başta olmak üzere Türk devlet yöneticilerinin Mısır Devlet Başkanı Sisi’ye dönük ağır eleştiri içeren konuşmaları durdurmaları. Erdoğan’ın son dönemde Mısır liderliğini hedef almaktan vazgeçmesi bunun bir karşılığı olarak görülüyor.

İkinci bir koşul ise darbeden sonra Mısır’dan kaçarak Türkiye’ye yerleşen Müslüman Kardeşler bağlantılı kişilerin Kahire yönetimine karşı faaliyetlerine izin verilmemesi. İstihbarat kurumları arasında en çok konuşulan konuların başında Mısır’ın bu rahatsızlığı olduğu kaydediliyor.

Üçüncü önemli bir unsur ise Türkiye’nin Libya’daki askeri varlığı. Mısır’ın komşusu Libya’da Trablus hükümetini destekleyen Türkiye, Suriye’den çok sayıda radikal silahlı unsuru bu ülkeye getirmekle suçlanıyor. Bu konudaki en son açıklamayı Mısır Dışişleri Bakanı Şükri, 3 Mart’ta yapılan Arap Birliği toplantısında yaptı.

Mısır basınında çıkan haberlere göre, Arap Birliği dışişleri bakanlarının Türkiye’nin bölgedeki askeri müdahalelerini ve bazı Arap ülkelerindeki asker konuşlandırmalarını tamamen reddettiğini açıklayan Şükri, Türk politikalarının daha fazla kutuplaşma ve anlaşmazlıktan başka bir şeye hizmet etmediğini belirtti.

KÖRFEZ ÜLKELERİNİN KATAR’LA İLİŞKİLERİ YUMUŞATMASI

Ankara-Kahire ilişkileri açısından olumlu etki yapacak bir gelişme de başta BAE ve Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerinin Katar’a uyguladıkları blokajı kaldırmaları ve ilişkileri yeniden tesis etmeleri oldu. Katar ile Körfez arasındaki yumuşamanın Türkiye’nin de genel olarak hem Körfez hem de Arap ülkeleriyle ilişkilerine olumlu yansıması bekleniyor.

BİDEN ETKİSİ

Türkiye’nin son dönemde tavrını değiştirmesinde önemli etkenlerden birisi de ABD’de Joe Biden’ın iktidara gelmesi.

Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve Güney Kıbrıs üzerinden Avrupa Birliği (AB) ile de sorun yaşayan Türkiye, son dönemde ‘pozitif gündem’ söylemi ile AB ile ilişkilerini de düzeltmek istiyor.

Foreign Policy: Türkiye-ABD ilişkileri ‘diplomatik mayın tarlası’

medyabold
Devamını Oku »

Tam 5 yıl önce el konulan Zaman gazetesine Enes Kanter jesti

NBA’de Portland Trail Blazers, Enes Kanter’in harika performansıyla Sacramento Kings’i 123-119 mağlup etti. Enes Kanter, 22 sayı, 21 ribaundla maçın oyuncusu oldu. Galibiyeti de tam 5 yıl önce el konulan Zaman gazetesine adadı.

MUHAMMET ALİ TOKSOY | BOLD NBA

NBA’de All-Star öncesinde son maçlar bu sabah karşı oynandı. Batı Konferansında Portland Trail Blazers, Sacramento Kings ile karşılaştı. Dün oynadığı Golden State Warriors maçının üzerinden 24 saat geçmeden, Sacramento maçına çıkan Portland, karşılaşmaya hızlı başladı. Lillard ve Enes Kanter’in etkili oyunuyla ilk çeyreği 30-27 önde geçen Portland, son maçında Lakers’ı mağlup eden rakibi karşısında ilk devreyi de 59-56 önde tamamlamayı başardı.

KANTER TAKIMINI OYUNDA TUTTU

Devre arasından hızlı dönen Sacramento aradaki farkı kapattı ve 3. çeyreği 90-89 önde tamamlamayı başardı. Maçın son çeyreğinde etkili oyununu sürdüren Sacramento, bitime 5 dakika kala 103-98 öne geçerek farkı 5 sayıya kadar çıkardı. Bu dakikalarda Enes Kanter bulduğu 4 sayı, 4 ribaund, 1 asist, 1 blok ve etkili savunmasıyla takımını oyunda tuttu. Damian Lillard’ında devreye girmesiyle Portland son 5 saniyeye 121-118 önde girdi. Bitime 4 saniye kala Sacramento’da Fox serbest atış çizgisine geldi. İlk atışını sayıya çeviren Fox durumu 121-119‘a getirdi. Eşitliği sağlamak için Fox ikinci atışını bilerek kaçırdı ancak ribaundu takım arkadaşları değil, maçın oyuncusu Enes Kanter alınca, Portland son anları büyük çekişmeye sahne olan maçı kazanmayı başardı. Enes Kanter maçı 22 sayı, 21 ribaund, 2 asist, 1 blok ve 1 top çalmayla double-double yaparak tamamladı. Maç sonrası basın toplantısında konuşan Koç Terry Stotts Enes Kanter için ” O bir Türk savaşçısı ve inanılmaz oynuyor” açıklamasında bulundu. Geçtiğimiz günlerde 2000 ofansif ribaund sınırını geçerek büyük bir başarıya imza atan Enes Kanter, bu alanda NBA tarihindeki 98.oyuncu olmuştu. Aktif oyuncular arasında ofansif ribaund sıralamasında Enes Kanter, bu sezon 2. sırada yer alıyor.

ENES KANTER GALİBİYETİ ZAMAN GAZETESİNE ADADI

Enes Kanter, sosyal medya hesabından attığı twetle Sacramento Kings galibiyetini, 5 yıl önce polis zoruyla el konulan Zaman gazetesine adadı. Muhalif medyayı susturma çabası içinde olan Erdoğan rejiminin baskın sırasında plastik mermi, göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullandığını yazdı.

 

medyabold
Devamını Oku »