21 Ağustos 2021 Cumartesi

Geçen yıl 58 milyon liraya yenilenen pist çatladı

Geçen yıl 58 milyon liraya bakımı yapılan Trabzon Havalimanı’ndaki pistte çatlak meydana geldi. Onarımın ardından havalimanı yeniden uçuş trafiğine açılırken gözler pistin bakımını yapan, 10 yılda 24 kez vergiden muaf tutulan Makyol’a çevrildi.

BOLD – Trabzon Havalimanı, pistteki çatlama nedeniyle uçuş trafiğine kapatıldı. Onarımın tamamlanmasının ardından aksayan uçuşlara yeniden açıldı. Havalimanın bakımının ise geçen yıl 58 milyon liraya Saray’a yakın Makyol firmasına yaptırıldığı ortaya çıktı.

HAVALİMANI UÇUŞ TRAFİĞİNE KAPATILDI

Trabzon Havalimanı’nın yeni yapılan pistinde dün akşam saatlerinde çatlak olduğu tespit edildi. Çatlama nedeniyle havalimanı uçuş trafiğine kapatılarak onarım çalışması başlatıldı. Pist üzerinde sürdürülen çalışmalar nedeniyle havalimanının tedbir amaçlı uçuşa kapatılması üzerine hava trafiği Ordu-Giresun Havalimanı üzerinden sağlandı. Gece saatlerinde tamamlanan pistin tamiri sonrası havalimanı, tekrar uçuşlara açıldı.

PİST GEÇEN YIL YENİLENMİŞTİ

Trabzon Havalimanı geçen yıl yıl uçuşlara kapatılarak pist bakıma alındı. Onarım çalışmaları kapsamında pistte eskiyen asfaltın söküm işlemleri yapılarak, yeni asfalt katlarının dökümü gerçekleştirildi.

İHALEYİ ALAN FİRMA 10 YILDA 24 KEZ VERGİDEN MUAF TUTULDU

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Trabzon Havalimanı’nda çatlak meydana geldiğini belirterek, “Oysa pistin bakımı bir yıl önce yapıldı ve 58 milyon TL harcandı. İhaleyi alan Makyol; 10 yılda 24 kez vergiden muaf tutulmuş, 5 yılda da “5’li çete” ile kamu ihalelerinin yüzde 24’ünü alan şirket. Zararın hesabı kimden sorulacak?” diye sordu.

 

 

TSK’da 5 bin kişilik yeni soruşturma yolda: Bomba isimler var

Geçen yıl 58 milyon liraya yenilenen pist çatladı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Gazeteci Arı: Başıma bir şey gelirse sorumlusu Varank’tır

Birçok gazeteciyi hedef alan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gibi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da bir gazeteciyi hedef aldı. Twitter hesabından kendisine yönelik tehditleri paylaşan BirGün gazetesi muhabiri İsmail Arı, “Başıma bir şey gelirse sorumlusu Varank’tır” dedi.

BOLD – Birgün gazetesi muhabiri İsmail Arı bugün, TÜBİTAK’ın AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar ile kardeşi Haluk Bayraktar’ın vakfının düzenlediği TEKNOFEST için bu yıl 7,6 milyon TL harcadığını haberleştirdi.

GAZETECİ ARI BELGELERİ PAYLAŞTI

Gazeteci Arı’nın haberi üzerine Haluk Bayraktar Twitter hesabından, “Her Yıl Aynı Yalan, Aynı İftira…” açıklamasında bulundu. İsmail Arı da haberle ilgili belgeleri paylaştı ve “Ortada ne bir yalan ne de bir iftira var. Kamu İhale Bülteni’nde açıklanan ve herkesin ulaşabileceği ihale sonuçları bunları. ‘Dokunan yanar’ hesabı ne zaman bir haber yapsak önce trol saldırısı, ardından küfürler, hakaretler yağmaya başlıyor” ifadelerini kullandı.

“BAŞIMA BİR ŞEY GELİRSE SORUMLUSU VARANK”

Arı’nın açıklaması üzerine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, sert ifadeler kullandı. Varank, “Azıcık namusları olsa, geçen sene tekzip edilmiş yalanı aynen piyasaya sürmezler. TÜBİTAK bu yarışmayı 16 yıldır düzenliyor. Her bir kuruşunu da yarışmaya katılan gençler için harcıyor. İstediğiniz kadar yırtının, size rağmen o gençlere yatırım yapmaya da devam edecek!” açıklamasında bulundu. Varank’ın ifadelerinin ardından gazeteci Arı kendisine yönelik saldırı tehdidinde bulunan yorumları paylaştı. Arı, “Başıma bir şey gelirse tek sorumlusu beni hedef gösteren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank” dedi.

“HADDİNİ BİL, BU MİLLET PATLATIR ENSENİ”

Varank gibi gazetecileri tehdit eden Erdoğan’ın eleştirdiği isimler arasında gazeteci Fatih Portakal, Can Dündar, Amberin Zaman, Deniz Yücel gibi birçok gazeteci yer alıyor. Erdoğan, Fatih Portakal için “Birileri çıkmış portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir sokağa çağırıyor. Haddini bil haddini. Bilmezsen haddini, bu millet patlatır enseni” demişti. MİT tırlarını haberleştiren Can Dündar hakkında “Bu haberi yapan kişi, bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” ifadelerini kullanmıştı. Deniz Yücel için de “Elimizde görüntüler, her şey var. Bu tam bir ajan terörist” demişti.

TÜRKİYE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE SON SIRALARDA

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönettiği Türkiye Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke içerisinde 153. sırada yer alıyor. 2020-2021 yılında 101 gazeteci hakkında soruşturma açılırken, 128 davada 274 gazeteci yargılanıyor. jailedjournos.com isimli siteye göre Türkiye’de tutuklu 82 gazeteci bulunuyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün basın üzerinde baskı oluşturan liderlere yer verdiği ‘Basın Özgürlüğü Düşmanlar’ı listesinde Erdoğan da yer alıyor. AKP iktidarı son yallarda 2 bin 397 basın kartını iptal ederken, muhalif bin 371 basın mensubunun da basın kartını yenilemedi.

 

TSK’da 5 bin kişilik yeni soruşturma yolda: Bomba isimler var

Gazeteci Arı: Başıma bir şey gelirse sorumlusu Varank’tır yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

TSK’da 5 bin kişilik yeni soruşturma yolda: Bomba isimler var

Gazeteci Müyesser Yıldız, TSK içerisinde 5 bin kişilik yeni bir soruşturma hazırlandığını belirterek, hazırlanan listede “bomba” isimler bulunduğunu söyledi. Hazırlanan listede 34 yıl önce TSK’dan ayrılanların da bulunduğunu hatırlatan Yıldız, TSK soruşturmalarında artık ankesörle aranmanın yegane delil haline geldiğini de kaydetti. 

BOLD – TSK içerisinde Gülen Hareketi’ne yönelik soruşturmalarda delil olarak sunulan ankesörle aranmanın artık yegane delil haline geldiğine dikkat çeken Gazeteci Müyesser Yıldız, soruşturma dosyalarına delil olarak eklenen dijital veriler ve ankesörle aranmaların her türlü manipülasyona açık olduğunun altını çizdi. Ankesör aranmaları konusundaki kriterlerin sıklıkla değiştirildiğini hatırlatan Yıldız, artık her ankesörden aranan askerin olağan şüpheli sayılır olduğunu kaydetti.

DİJİTAL DELİLLER MANİPÜLASYONA AÇIK

Gazeteci Yıldız, kendi kişisel internet sitesinde yazdığı “Her asker olağan şüpheli mi olacak?” başlıklı yazısında ankesörle aranmanın TSK’daki Gülen Hareketi’ne yönelik soruşturmalarda neredeyse yegâne “delil” haline geldiğini söyledi. Yıldız, “Yıllardır operasyonlar yapılıyor, binlerce emekli veya muvazzaf asker gözaltına alınıyor, genellikle “itirafçı” olanlar bırakılıp olmayanlar tutuklanıyor. Ve hepsi de daha soruşturma bitmeden TSK’dan ihraç ediliyor. Teknolojinin ulaştığı seviye itibariyle dijital verilerin her türlü manipülasyona açık olması gerçeği bir yana, soruşturma ve tutuklamaya konu olan ankesör aranmaları konusundaki kriterler de geçen süreçte sıklıkla değiştirildi. Haliyle de her ankesörden aranan asker adeta olağan şüpheli sayılır oldu” dedi.

5 BİN KİŞİ İLE İLGİLİ YENİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Türkiye genelinde yaklaşık 5 bin kişiyle ilgili yeni bir soruşturmanın başlatıldığını belirten Yıldız, “Bu soruşturmayı ilginç kılan ise, haklarında bugüne kadar hiçbir adli işlem olmadığı halde, ankesör aramaları için oluşturan “havuz”da “en az 1 asker şahısla, en az iki farklı ardışık grupta araması bulunduğunun” tespit edilmesi sebebiyle, haklarında “silahlı terör örgütüne üye oldukları” iddiasıyla suç duyurusunda bulunulması” dedi.

DOSYADA BOMBA İSİMLER VAR

Dosyada yer alan uyarı veya hatırlatmaları sıralayan Yıldız, “Tüm bu teknik ifadelerin özeti mi? 5 bin “şüpheli/sanık” bulunmuş, şimdi delil aranıyor veya aranacak!.. Öyle bomba isimler var ki. Meselenin asıl önemli kısmına gelelim. İddialara göre, listede “bomba” gibi isimler varmış. “Bomba”dan kasıt, çok üst rütbeliler değil. Aksine, TSK’dan yıllar önce emekli olan ve başından beri ankesör soruşturmalarını destekleyen, hatta bu konudaki soruşturmalarda bilirkişi olarak görev alanların da bulunması” dedi.

34 YIL ÖNCE TSK’DAN AYRILAN KİŞİ DE DOSYAYA EKLENMİŞ

“Havuzdaki ham verilerin” ne denli sağlıklı olduğunu gösteren çarpıcı bir örnek de paylaşan Yıldız, “Bahse konu kişi, listede “er veya erbaş” diye gösterilmiş. Gerçekte ise TSK’dan tam 34 yıl önce ayrılmış, şu an 76 yaşında olan emekli bir binbaşı. Anlaşılan, yaşı ve rütbesi ne olursa olsun, ankesörden aranmış her emekli ya da muvazzaf asker “olağan FETÖ şüphelisi” muamelesi görecek” dedi.

 

Eski SADAT çalışanı itiraf etti: Erdoğan 15 Temmuz’da Gülen grubuna kumpas kurdu

 

TSK’da 5 bin kişilik yeni soruşturma yolda: Bomba isimler var yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AB’den Taliban mesajı: Siyasi temasımız yok, Taliban’ı tanımıyoruz

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, Afganistan’da yönetimi ele geçiren Taliban’ı henüz tanımadıklarını açıkladı. Von der Leyen, “Taliban ile siyasi temasımız yok, Taliban’ı tanımıyoruz. Sadece insan hayatını kurtarmak için onlarla operatif temasımız var.” dedi.

BOLD – İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB ile işbirliğinde bulunan ve Afganistan’dan tahliye edilenlerin bekletildiği Madrid’deki askeri üssü ziyaret etti.

Bazı Afgan mültecilerle görüşüp yetkililerden verilen hizmetlerle ilgili bilgi alan Sanchez, Michel ve Von der Leyen, düzenledikleri ortak basın toplantısında Taliban’la ilgili açıklama yaptı

“Afganistan’a insani yardım devam etmeli.” diyen Von der Leyen, Afgan mültecileri kabul eden ülkelere gerekli yardımı yapmaya hazır olduklarını kaydetti.

Von der Leyen, “Taliban ile siyasi temasımız yok, Taliban’ı tanımıyoruz. Sadece insan hayatını kurtarmak için operatif temasımız var. Kabil’deki insanların havalimanına getirilmesini sağlamak istiyoruz. Taliban’ı dinleyebiliriz ama onları sözlerine göre değerlendireceğiz. Çocukların ve kadınların haklarını inkar eden bir rejime bir avro bile verilmeyecek.” dedi.

AFGANİSTAN’DA İNSAN HAKLARINI VE ÇIKARLARIMIZI SAVUNMAK İSTİYORUZ

AB Konseyi Başkanı Michel de “Uluslararası toplum, temel ilkelerini Afganistan’da savunmaya çalışmaya devam etmelidir. Şimdiye kadar yapılanların yitirilmemesi için çalışacağız. Güvenlik garantisi ve Avrupa projesinin onuru arasında bir denge olmasını temenni ediyoruz. Afganistan’da istediğimiz daha fazla istikrar, insan haklarını, değerlerimizi ve çıkarlarımızı savunmak.” ifadelerini kullandı. Michel, Afganistan’daki durumun “dramatik ve öncesi görülmeyen bir şekilde olmaya devam ettiğini” belirtti.

AFGANİSTAN’DA SON 20 YIL BOŞA GEÇMEDİ

İspanya Başbakan Sanchez ise “Afganistan’daki bu son 20 yıl boşa geçmedi. İspanya, her zaman insan haklarını, demokrasiyi ve özgürlüğü savunmaya hazır olacaktır. AB’nin birlik ve dayanışmasını göstererek Afganistan’dan tahliyelerle bu ülkedeki dramatik duruma karşılık verdi” şeklinde konuştu.

Diğer yandan 800 kişilik kapasiteye sahip geçici barınma merkezinin kurulduğu Torrejon de Ardoz askeri üssünde mevcut durumda 200 kadar mültecinin bulunduğu öğrenildi.

Yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı sağlık kontrolünden geçirilen Afgan mültecilerin en fazla 72 saat Madrid’deki askeri üste tutulacağı, daha sonra geçici dolaşım izinleri verilerek kendilerini alma taahhüdünde bulunan AB ülkelerine gönderilecekleri açıklandı.

Reuters: Yunanistan göç politikasını sertleştirdi

AB’den Taliban mesajı: Siyasi temasımız yok, Taliban’ı tanımıyoruz yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Trabzonlu vatandaş sokak röportajında konuştu: Fetö dediniz milleti uyuttunuz

Sel ve yangın felaketleri sonrası vatandaşa IBAN veren AKP hükumetine tepkiler sürüyor. Trabzonlu bir vatandaş sokak röportajında “FETÖ dediniz, Ergenekon dediniz virüs dediniz milleti uyuttunuz. Millet oldu uskumru balığı gibi. Donmuş uskumru balığı gibi.” dedi.

BOLD – Trabzonlu bir vatandaş Sokak Kedisi adlı YouTube kanalının sokak röportajında AKP hükumetine sert tepki gösterdi.

“Eşeklerin çalışması atlar içindir. Ne yardımı? Cengiz inşaata verilen paradan alsınlar. Ben 3 çocuk babasıyım. Alıyorum maaşım bitiyor. 439 lira elektrik faturası, 130 lira elektrik faturası ödeyen kimsenin maaşı yetmez ve IBAN’a para atamaz” diyen vatandaş, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın vatandaşa IBAN vermesini eleştirdi.

Vatandaşın tepkisi özetle şöyle:

MİLLETVEKİLLERİ 1 AY MAAŞ ALMASINLAR

Eskiden gücümüz bütçemiz vardı. Devlet IBAN paylaşana kadar kendilerini sıksınlar. Meclis’teki milletvekilleri bir ay maaş almasınlar. Kendi özel arabalarını kullanmasınlar. 1,5 milyonluk arabaya binip vatandaşından para isteyen devlet bitmiş bir devlettir.

CENGİZ İNŞAATA BAĞIŞ YAPTINIZ ONDAN YARDIM ALIN

Bir haftadır Trabzon’a özel uçaklarla geliyorlar. Tarifeli uçakla gelsinler. Türkiye’nin dört bir tarafını gezerler yerler içerler altlarındaki arabaya mazot parası vermezler. Nerde soygun bizim devlet. Cengiz inşaat. Oraya bağış yaptın al ondan. A 101 ve BİM’in vergi borçlarını siliyorsun al ondan.

MİLLET DONMUŞ  USKUMRU BALIĞI GİBİ

Başına gelecek olan felakete sen yatırımını yapmamışsın. Hala birşeylerin peşinde koşuyorsunuz. FETÖ dediniz, Ergenekon dediniz virüs dediniz milleti uyuttunuz. Millet oldu uskumru balığı gibi. Donmuş uskumru balığı gibi. Yalandan yere IBAN paylaşmasınlar. Kendi masraflarını kessinler. Bu Türkiye iki Türkiye daha olur.

ALLAH KUR’AN DEYİP BİZİ KANDIRAMAZ

4 yıl milletvekilliği yapan emekli oluyor. Ağada ben paşada ben. Yok böyle bir düzen. Allah’ın Kur’an’ın da böyle bir şey yok. Allah Kur’an deyip bizi kandırmanıza da gerek yok.

CUMHURBAŞKANIN SAĞLIĞINDAN ENDİŞELİMİSİNİZ?

Benim babam öldü. Herkes ölecek. Allah şifa versin.

Trabzonlu vatandaş sokak röportajında konuştu: Fetö dediniz milleti uyuttunuz yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Eski SADAT çalışanı itiraf etti: Erdoğan 15 Temmuz’da Gülen grubuna kumpas kurdu

15 Temmuz gecesinde görev aldığını belirten eski SADAT üyesi Osman Görel, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın darbe korkusu nedeniyle Gülen Hareketi’ne kumpas kurduğunu açıkladı. Görel, “Gülen Grubunu askeriyenin içerisinden temizlenmesi gerekiyordu. 250 kişinin katili SADAT’tır. 15 Temmuz benim işlediğim en büyük günah, en büyük suç” dedi.

BOLD – Eski Sadat çalışanı Osman Görel, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 15 Temmuz’da darbe korkusu nedeniyle Gülen Hareketi’ne kumpas kurduğunu ifade etti. Bu itiraf, Sedat Peker’in 15 Temmuz’da sivillere silah dağıtıldığı iddiasını da doğruladı.

Sadat’ın Erdoğan ile bağlantısı hakkında da bilgi veren Göral, darbe girişiminin planlı olduğunu, 15 Temmuz günü Gülen Hareketi’ne kumpas kurulduğunu kaydetti.

O GECE KÖPRÜDE TANKIN ÜSTÜNDEYDİM

Gazeteci Adem Karaçoban’ın Youtube kanalındaki programa katılan Eski Sadat’çı Osman Görel, 15 Temmuz darbesine katıldığını belirtip, o gece ile ilgili itiraflarda bulundu. Darbe gecesi köprüdeki tankın üstünde olduğunu belirten Görel, o gece neler yaşandığını bir bir anlattı. SADAT denen oluşumla ilgili bilgi de veren Görel, “Bir günah işlenmiştir. Allah beni affetsin. Bu günahta yanan canların önce sahipleri sonra günahsız o Gülen grubunun tamamı hepsi beni affetsin. Gülen Grubunu askeriyenin içerisinden temizlenmesi gerekiyordu. Kim tarafından Erdoğan tarafından. Çünkü Erdoğan’ın darbe korkusu vardı. Gülen cemaati darbe yapacak mı? Yok. Erdoğan, askeriyenin içerisinde o güce sahip olmak istiyordu. Askeriyenin içerisinde Erdoğan ve Hulusi Akar’dan başka bir güç var mı?” dedi. Gazeteci Karaçoban’ın “15 Temmuz gecesinin kimler tarafından yapıldığını düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine Gören, şunları söyledi: “Ben 200 tane SADAT’çı askerin yaptığını tahmin ediyorum. Benim düşüncem bu. 250 kişinin katili SADAT’dır. Bugün de söylüyorum, yarın da mahşerde de Allah’ın karşısında da söyleyeceğim. Çünkü ben bazı şeylere şahit oldum. 15 Temmuz benim işlediğim en büyük günah, en büyük suç. Dünyanın neresine gidersem gideyim bundan kurtulamıyorum. Beynimi yemek üzereyim. Bundan kurtulamıyorum. Gülen Cemaati 40 yıldır olan bir toplum. Çünkü Erdoğan askeriyenin içerisinde başka grup istemiyor, Erdoğan’ın grubu olsun.”

PEKER, SİVİLLERE SİLAH DAĞITIMI YAPILDIĞINI AÇIKLAMIŞTI

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, 15 Temmuz gecesi sivillere 100 bin silah dağıtıldığını açıkladı. Bu iddia o dönem AKP İstanbul İl Başkanı Selim Temurci tarafından da doğrulandı. Kayıp silahlarla ilgili Temurci, “Cumhurbaşkanımızın bilgisi olmadan AK Parti İstanbul Gençlik Kolları Başkanının aracının kasasına kalaşnikof koyabilecek, dağıtabilecek, bu ülkede hangi Allah’ın kulu var?” dedi. Sadat’la ilgili de açıklama yapan Sedat Peker Suriye ile yapılan silah ticaretinin Berat Albayrak’ın Cumhurbaşkanlığı’nda kurduğu bir ekip üzerinden yürüdüğünü ve bu ticaretten Türkiye’nin cebine bir para girmediğini öne sürmüştü.

Erdoğan’ın gölge ordusu SADAT

Eski SADAT çalışanı itiraf etti: Erdoğan 15 Temmuz’da Gülen grubuna kumpas kurdu yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Seçim yaklaştıkça muhaliflere saldırılar artıyor

Erken seçim tartışmaları yoğunlaşırken, anketlerde oy oranı yükselen muhalefete yönelik saldırıların artması dikkat çekiyor. İyi Parti Lideri Meral Akşener, her gittiği şehirde sözlü saldırıya maruz kalıyor. Son olarak İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, yumruklu saldırıya uğradı.

BOLD ANALİZ – Cumhur İttifakı’nın oy oranları yüzde 36’ya kadar düşerken, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 2002 seçimlerinden bu yana her seçime toplumu kutuplaştırarak gidiyor. AKP seçmenini ezan, cami, din üzerinden sıklaştıran Erdoğan, son iki seçimde ise yerli ve millilik, vatanseverlik üzerine propaganda yürütüyor. CHP başta olmak üzere muhalefetin yerli ve milli olmadığını dış mihraklarla hareket ettiğini kamuoyuna pompalıyor.

AKP SEÇMENİ MUHALEFETİ DÜŞMAN OLARAK GÖRÜYOR

Erdoğan ile birlikte Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de muhalefeti vatan hainliğiyle suçlaması toplumdaki nefreti körüklüyor. Kamuoyu araştırma şirketlerinin raporlarına da yansıyan sonuçlara göre AKP ve MHP seçmeni, muhalefeti düşman olarak görüyor. Kemikleşmiş AKP ve MHP kitlesi, Cumhur İttifakı’nın seçim kaybetmesinin Türkiye’nin beka sorunu olacağı gibi sanal bir kaygı taşıyor.

GENEL BAŞKANLARI TEHDİT EDİYORLAR

AKP’li troller de sosyal medya hesapları üzerinden Erdoğan’ın nefret söylemlerini destekleyen mesajlar paylaşıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti Lideri Meral Akşener, Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu’na hakaret ve tehditler yağıyor. HDP’ye yönelik ise toplu olarak terörizmle yan yana getiren paylaşımlar yapılıyor. Saldırıların ardından ise Tayyip Erdoğan’ın Akşener’e Rize’deki sözlü saldırının ardından söylediği “Bu daha bir, daha neler olacak neler. Bunlar iyi günler” sözleri akıllara geliyor.

İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, İstanbul’da yumruklu saldırıya uğradı.

CANLI YAYIN BASIYORLAR, YURT DIŞINDA GAZETECİ DÖVÜYORLAR

Erdoğan ve Bahçeli’nin hedef göstermesi sonrası muhalefet liderleri, gazeteciler ve siyasetçiler fiziki saldırıya da maruz kalıyor. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, ülkücü oldukları belirtilen kişiler tarafından sopalı ve bıçaklı saldırıya uğradı. Cumhur İttifakı’ndan failleri koruyan açıklamalar yapıldı. İktidarı eleştiren gazeteci Erk Acerer, Almanya’da evinin bahçesinde dövüldü. Sosyal medyadan yurtdışındaki muhaliflere yönelik ise infaz listeleri yayımlandı. Halk TV yayını basılarak gazeteciler tehdit edildi. Son saldırı ise Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanmasında önemli rolü olan İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya yapıldı. Kavuncu, Bakırköy’de bir kişinin yumruklu saldırısına uğradı.

Marmara Üniversitesi rektörü değişti: Yeni rektör Erdoğan’ın diplomasını bulabilecek mi?

Seçim yaklaştıkça muhaliflere saldırılar artıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Hakkari’de maskeli polisler kargocuyu darp etti iddiası

Hakkari’de dün bir kargo çalışanı kargoyu teslim ettiği polis eşinin şikayeti üzerine emniyete çağrıldı. İfadesinin ardından serbest bırakılan kargo çalışanı, kar maskeli polisler tarafından dövüldüğünü öne sürdü.

BOLD – Hakkari’de bir kargo şirketinde çalışan Eyüp Er, kargosunu götürdüğü bir polisin eşine “canım” dediği gerekçesiyle 4 polis tarafından darp edildiğini iddia etti. Er, polisler hakkında şikayetçi olurken, emniyetten resmi bir açıklama yapılmadı.

EMNİYETE İFADEYE ÇAĞRILDI

Hakkari’de 15 yıldır bir kargo şirketinde çalışan Er, öğle saatlerinde özel harekat binalarında ikamet eden bir polisin evine kargo götürdü. Zile basan Er, kapı açılmayınca kargonun üzerinde yazan numarayı aradı. Telefona cevap veren kadına kargolarının olduğunu ve kapıyı açmasını istedi. Kargosunu teslim ettikten bir süre sonra çalıştığı kargo şirketi tarafından aranan Er’e Hakkari Emniyet Müdürlüğü’ne ifade vermeye gitmesi gerektiği aktarıldı. İfadeye giden Er, kargoyu teslim ettiği kadının, “canım” dediği iddiasıyla kendisinden şikâyetçi olduğunu öğrendi.

ZORLA BİNDİRİLDİĞİ ARAÇTA DARP EDİLDİ

Emniyetteki işlemlerinin ardından hastaneye götürülen Er, sağlık kontrolünden sonra polis otosuyla evine bırakıldı. Evine 100 metre kala araçtan inen Er, arkalarındaki araçtan inen, sivil giyimli, yüzleri kar maskesiyle kapalı 4 polis tarafından zorla araca bindirilerek darp edildiğini ileri sürdü. Arkadaşları ve akrabalarının yardımıyla hastaneye götürülen Er, birkaç saat müşahede altında tutulduktan sonra darp raporunu alarak taburcu edildi.

DARP RAPORU VERİLMEK İSTENMEDİ

“Canım” diye hitap ettiği iddiasıyla kendisini yaşatmayacaklarını söylediklerini belirterek, sivil araçta kar maskeli polisler tarafından dövüldüğünü öne sürdü. Kargoyu teslim ederken öyle bir kelime kullanmadığını ifade eden Er, kendisini darp eden polislerden şikayetçi oldu. Gittiği hastanede kendisine rapor verilmek istenmediğini öne süren Er, “2 saat, 3 saat rapor istedim. Senin sıkıntın yok dediler” dedi. Er, hastaneden darp raporu alarak avukatıyla polis karakoluna gitti.

 

Marmara Üniversitesi rektörü değişti: Yeni rektör Erdoğan’ın diplomasını bulabilecek mi?

Hakkari’de maskeli polisler kargocuyu darp etti iddiası yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Marmara Üniversitesi rektörü değişti: Yeni rektör Erdoğan’ın diplomasını bulabilecek mi?

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Marmara Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mustafa Kurt’u ataması dikkat çekti. Erdoğan, 2016 yılında üniversiteden de arkadaşı olduğunu öne sürdüğü Marmara Üniversitesi’nin mevcut rektörü Mehmet Emin Arat’a diplomasını arşivden çıkarma görevi vermişti. Eski Rektör Arat, 5 yılda Erdoğan’ın diplomasını açıklamadı. Bu görev yeni Rektör Kurt’un olacak.

BOLD ANALİZ – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın üniversite diplomasını arşivden çıkarma görevi verdiği Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Mustafa Kurt’u atadı. Selefleri Mehmet Emin Arat ve Erol Özvar’ın arşivden çıkaramadığı diplomayı yeni rektör Kurt’un çıkarıp çıkaramayacağı ise merak konusu oldu.

REKTÖRE “DİPLOMAYI ÇIKART” EMRİ VERDİ

2016 yılı Haziran ayında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada diploma tartışmalarına değinerek Rektör Mehmet Emin Arat’a diplomayı çıkartma görevi verdi. Aksaray İktisat ve Ticaret’ten 1981 yılında mezun olduğunu, 1982’de okulun Marmara Üniversitesi olduğunu belirten Erdoğan, “Tabi rektörümüz bizim sınıf arkadaşımızdı. Ben de böyle bir köklü üniversite olan Marmara Üniversitesi’nin mezunu durumundayım. Bugünlerde diploması var mı yok mu diye tartışma başlattılar. Arşivden çıkart şunları yayınlayacak mısın ne yapacaksınız yapın da zaten benim söylediklerime inanmıyorlar belki rektör açıklarsa inanırlar” dedi.

DİPLOMA 5 YILDIR ARŞİVLERDEN ÇIKARILAMADI

Mehmet Emin Arat, 2016 yılı haziran ayında kendisine verilen diplomayı arşivden çıkarma görevini yerine getiremeden 2018 yılında rektörlük görevini Erol Özvar’a devretti. 3 yıllık rektörlük görevi süresince arşivden Erdoğan’ın diplomasını çıkaramayan Özvar ise geçen ay Yükseköğretim Kurulu (YÖK) başkanlığına atandı. Özvar’dan boşalan rektörlük koltuğuna ise Erdoğan tarafından Prof. Dr. Mustafa Kurt atandı. Erdoğan’ın arşivlerden diploma çıkarma görevi ise yeni rektör Kurt’a kaldı.

MUSTAFA KURT KİMDİR?

Prof. Dr. Mustafa Kurt, 1981- 1985 yıllarında Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi’nde lisans eğitimi aldı. Kurt, Marmara Üniversitesi’nde 1985- 1987 yıllarında yüksek lisans, 1987- 1993 yıllarında ise doktora yaptı. Kurt, Marmara Üniversitesi’nde 2002- 2013 senelerinde Prof. Dr. unvanıyla Teknik Eğitim Fakültesi Makine Eğitimi Bölümü’nde görev aldı. Kurt, 2013’ten beridir Marmara Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü’nde görev alıyor.

BOĞAZİÇİ’NE REKTÖR OLARAK MEHMET NACİ İNCİ ATANDI

Atanması sonrasında tartışmalara ve protestolara neden olan Prof. Dr. Melih Bulu’nun görevden alınmasının ardından, Boğaziçi Üniversitesi’nin yeni rektörü olarak Prof. Dr. Mehmet Naci İnci atandı. İnci, Bulu görevden alınmadan önce rektör yardımcılığı görevini sürdürüyordu.

MEHMET NACİ İNCİ KİMDİR?

Prof. Dr. İnci, 1987’de Marmara Üniversitesinden fizik dalında lisans derecesini, 1992’de ise fiber optik sensörler alanında İngiltere’deki Heriot-Watt Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. 1994 senesinde Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde yardımcı doçent, 1996’da ise doçent olan İnci, Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde 2005 yılında profesör oldu. 2014–2018 döneminde bölüm başkanlığı yapan İnci, Almanya’daki Stuttgart Üniversitesi, Japonya’daki Gunma Üniversitesi, Norveç Teknik Üniversitesi ile İngiltere’deki Heriot-Watt Üniversitesinde konuk profesör olarak bulundu. Fiber optik, nano partiküller ve uygulamalarının fiziği, optik sensörler, kuantum optiği, kuantum bilişimi, kuantum kriptografisi konuları üzerine çalışan ve araştırmalar yürüten İnci’nin üniversite-sanayi ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik katkıları kapsamında ise iki uluslararası patenti bulunuyor.

Gece yarısı ucuz dolar satanlar kim?

Marmara Üniversitesi rektörü değişti: Yeni rektör Erdoğan’ın diplomasını bulabilecek mi? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Reuters: Yunanistan göç politikasını sertleştirdi

Uluslar arası haber ajansı Reuters, Yunanistan’ın son aylarda göçmen kamplarını çitle çevirdiğini yazdı. Yunanistan’ın sığınmacı politikasıyla ilgili analizde “Türkiye’ye yakın Samos ve Midilli adalarında iki kapalı tip tesis inşa etmek için AB çapında ihaleler açarak göç politikasını sertleştirdi.” ifadeleri yer aldı.

BOLD – Reuters haberine göre, Vatandaşları Koruma Bakanı Michalis Chrisochoidis, Cuma günü savunma bakanı ve silahlı kuvvetler başkanıyla Evros bölgesini ziyaret etti. Afganistan krizinin göçmen akışını arttıracağına vurgu yapıldı.

ELEKTRONİK İZLEME TAMAMLANDI

Chrisochoidis gazetecilere verdiği demeçte, “Olası etki için pasif bir şekilde bekleyemeyiz. Sınırlarımız güvenli ve dokunulmaz kalacak.” açıklaması yaptı. Chrisochoidis, mevcut 12,5 kilometrelik çitin uzatılmasının son günlerde tamamlandığını ve yüksek teknolojili, otomatik bir elektronik izleme sisteminin tamamlandığını söyledi.

TÜRKİYE SINIRINA 40 KİLOMETRELİK ÇİT YAPILDI

Reuters alınan önlemleri sıraladı. Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesinin ardından olası sığınmacıların Avrupa’ya ulaşmaya çalışmasını engellemek için Türkiye ile sınırındaki 40 kilometrelik bir çiti tamamladığını ve yeni bir gözetim sisteminin kurulduğunu yazdı.

YUNANİSTAN’DAN GERİ İTMELER

Yunanistan’a karadan veya denizden gelen göçmenlerin 2016’dan bu yana damlama hızına gerilediğini yazan Reuters, Yunanistan sınırlarına giren göçmenleri “geri itme” yaptığını yazdı. Yunanistan’ın geri itme iddialarını reddettiğini belirtti.

ABD’den sonra Almanya da Türkiye’deki ‘keyfi tutuklamalara’ dikkat çekti

Reuters: Yunanistan göç politikasını sertleştirdi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

‘Ekonomideki bütün adımlar erken seçim sinyali veriyor’

Ekonomi yazarı Oğuz Demir, AKP hükumetinin son dönemde attığı bütün adımların ve açıklamaların erken seçim sinyali verdiğini yazdı. Temmuz ayında bütçenin 45,8 milyar TL açık verdiğini hatırlatan Demir, buna rağmen kredi musluklarının açılarak vatandaşın paraya boğulacağını belirtti.

BOLD – “Yine erken seçim” başlıklı yazı kaleme alan Karar gazetesi yazarı Demir, “Ekonomideki bütün adımlar ve açıklamalar bir erken seçim sinyali veriyor. Bu sinyaller siyaseten de karşılık bulacak gibi olursa yeni yılın ilk yarısında bir seçimi yaşamamız çok muhtemel” dedi.

7 AYLIK BÜTÇE AÇIĞI 78,3 MİLYAR TL

Temmuz ayındaki merkezi yönetim bütçe açığının da erken seçim sinyali verdiğini kaydeden Demir, “Yılın ilk 7 ayındaki bütçe açığı ise 78,3 milyar TL’ye ulaştı. İşin enteresan kısmı ise bütçe açığının neredeyse %60’ının yani 45,8 milyar TL’sinin tek bir ayda verilmiş olması. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, dün Kocaeli’nde iş dünyasının katıldığı bir toplantıda bu açığın dönemsel olduğunu ifade etti. Ancak bana pek öyle gelmedi” ifadelerini kullandı.

PANDEMİ DÖNEMİNDE BİLE BU KADAR AÇIK VERİLMEDİ

Bakan Elvan’ın açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Demir, “2018, 2019 ve 2020 yıllarının Temmuz aylarına baktığınızda 2018 ve 2019’da aynı dönem bütçe fazla vermişken, pandemi gibi bir şoku yaşadığımız Temmuz 2020’de bütçe 30 milyar TL açık vermiş” tespiti yaptı.

VATANDAŞA UCUZ KREDİ YAĞACAK, DOLAR YİNE FIRLAYACAK

“Bakan Elvan aynı toplantıda bir konuyu daha gündeme getirdi ki bu da sonbahar döneminde birkaç ay da olsa piyasanın hareketlenmesini sağlayacak bir gelişme” diyen Demir, AKP Hükumeti tarafından üretim, istihdam, yatırım ve ihracatı desteklemek amacıyla, KGF destekli üç yeni mekanizmanın hayata geçirileceğini söyledi. Geçmişte aynı amaçla verilen KGF destekli kredilerin bir süre sonra ithalatta hızlı bir artışa neden olduğunu söyleyen Demir, “Bu da döviz talebi, TL’nin değer kaybı ve artan enflasyon olarak bize döndü” dedi.

FAİZ İNDİR BASKISI CİDDİ RİSKLER İÇERİYOR

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’na faiz indir baskısını eleştiren Demir, vatandaşa ucuz kredi dağıtmanın Türkiye ekonomisi açısından ciddi riskler taşıdığını söyledi. Demir, bu riskin hükümet tarafından alınmasının arkasında erken seçim yattığına işaret etti.

Gece yarısı ucuz dolar satanlar kim?

‘Ekonomideki bütün adımlar erken seçim sinyali veriyor’ yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

KHK’lı mimar Alev Şahin, siyah transporterla kaçırılmak istendi

Düzce’de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden KHK ile ihraç edilen mimar Alev Şahin, evinin önünden kaçırılmak istendi. Kendilerini polis olarak tanıtan kişiler, Şahin’in avukatını araması sonrası geldikleri siyah panelvana binip hızla uzaklaştı. Şahin, “Avukatıma ulaşınca ve durumu anlatınca araca binip uzaklaştılar. Sizden korkan sizin gibi olsun” dedi.

BOLD – Düzce’de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden KHK ile ihraç edilen mimar Alev Şahin, evinin yakınındaki parkta etrafını saran ve polis olduklarını söyleyen kişilerce kaçırılmak istendi. Zorla bir siyah panelvana bindirilmek istenen Şahin, avukatına ulaşınca biri kadın 6 polis geldikleri siyah panelvanla uzaklaştı.

ARACA BİNMEM KONUSUNDA ISRAR ETTİLER

Yaşadığı durumu sosyal medya hesabından paylaşan Şahin, alışveriş yapmak için markete giderken evinin yakınındaki parkta etrafını 4 polisin çevirdiğini belirterek, “Bana ifade eksiğim olduğunu söyleyerek birlikte karakola gitmemiz gerektiğini söylediler. Ben de avukatımla kendim gelirim dedim. Ardından 34 YJV 21 plakalı siyah panelvan yaklaştı. Bu araçla kendileri ile gitmemde ısrar ettiler” dedi.

ARACA BİNMEYE ZORLAMAK KAÇIRMA TEŞEBBÜSÜDÜR

Polislere gözaltı kararı olmadan hiçbir araca binmeyeceğini söylediğini belirten Şahin, “Bu araçlarla insan kaçırdıklarını söyledim. Başka araç getirelim dediler. Yakalama kararı yoksa polis aracına beni bindiremeyeceklerini söyledim. Araca binmeyeceksem parkta sohbet edebileceğimizi söylediler. Polisle sohbet edecek biri değilim dedim. Avukatıma ulaşınca ve durumu anlatınca araca binip uzaklaştılar. Biri kadın 6 polis ile beni evimin sokağında çevirip araca binmeye zorlamak kaçırma teşebbüsüdür. Sizden korkan sizin gibi olsun!” dedi.

15 TEMMUZ SONRASI 33 KİŞİ KAÇIRILDI

15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL ve sonrasında muhaliflere yönelik siyah transporterlarla kaçırma olayları arttı. 15 Temmuz sonrası 33 kişi kaçırılırken bunlardan bazıları bir anda polis merkezinde ortaya çıktı. Yusuf Bilge Tunç, Hüseyin Galip Küçüközyiğit, Gülistan Doku, Mehmet Bal ve Hürmüz Diril’den hâlâ bir haber alınamıyor.

 

Gece yarısı ucuz dolar satanlar kim?

KHK’lı mimar Alev Şahin, siyah transporterla kaçırılmak istendi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

20 Ağustos 2021 Cuma

Türkiye’ye en çok turistin geldiği Rusya’da ölümler zirve yaptı

Türkiye’ye en çok turistin geldiği Rusya’da koronavirüs nedeniyle ölenlerin sayısı zirve yaptı. Rusya’da koronavirüsten ölen kişi sayısı, salgının görüldüğü günden beri en yüksek rakam olan 785 olarak açıklandı. Rusya’da bugüne kadar Kovid-19’dan ölen kişi sayısı ise 171 bini geçti. Rusya’dan gelen kaç turistin karantinaya alındığı ile ilgili resmi bir veri bulunmuyor.  

BOLD – Rusya, bugün yaptığı açıklamada 785 insanın Kovid-19’a bağlı sebeplerle öldüğünü duyurdu. Bu salgının Rusya’da görüldüğü günden beri en yüksek rakam olarak kayıtlara geçti.

GÜNLÜK 20 BİN 992 VAKA, 785 ÖLÜM

Rusya’da son 24 saat içerisinde 20 bin 992 insanda koronavirüs tespit edildiği belirtildi. Bu vakaların 1925’inin başkent Moskova’da tespit edildiği kayıtlara geçti. Yaz aylarında vaka sayılarının tırmandığı Rusya’da koronavirüse bağlı sebeplerle yaşamını yitirenlerin sayısı ise 785 olarak açıklandı. Ülkede Delta varyantının artması ve aşı sürecinin yavaş olması sebebiyle ülkede vaka sayısı son dönemde hızla arttı. Rusya’da salgının başlangıcından beri 6,59 milyon kişide koronavirüs tespit edilirken, bugüne kadar ölen kişi sayısı ise 171 bini geçti.

TÜRKİYE’DE VAKA 19 BİN 918, ÖLEN 204 KİŞİ

Sağlık Bakanlığı, 20 Ağustos güncel koronavirüs tablosunu açıkladı. Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu’na göre Türkiye’de son 24 saatte 293 bin 252 Kovid-19 testi yapıldı, 19 bin 918 kişinin testi pozitif çıkarken 204 kişi de hayatını kaybetti. Dün 19 bin 320 vaka tespit edilirken, 216 kişi hayatını kaybetmişti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, salgın verileri ile ilgili yaptığı paylaşımda, “Kayıplarımız var. Salgın hastalık bizi sevdiklerimizden zamansız ayırıyor. Dikkatli ve tedbirli olmalıyız. Aşı ile başaracağız” ifadelerini kullandı.

RUSYA EN ÇOK TURİSTİN GELDİĞİ ÜLKELERDEN BİRİ

Türkiye’ye en çok turist gönderen ülkelerin başında koronavirüs vaka sayısı ve ölümlerin arttığı Rusya geliyor. Bu yıl önce Türkiye’ye uçuşları yasaklayan Rusya 22 Haziran itibariyle Türkiye ile karşılıklı uçuşlara izin verdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus turistleri çekebilmek için “Turistin görebileceği herkesi aşılayacağız” sözü verirken, uçuş izinlerinin çıkmasıyla birlikte Türkiye’nin güney sahillerine Rusya’dan yüzbinlerce turist geldi. Turistlerin Türkiye’ye girişlerde girişten en az 14 gün önce aşı yaptırıldığına ve/veya hastalığı son 6 ay içinde geçirdiğine dair ilgili Rus resmi otoritelerince düzenlenen belgeyi ibraz etmeleri veya negatif sonuçlu PCR testi raporu ibraz etmeleri gerekiyor. 1 Ocak – 25 Temmuz tarihleri arasında dış hatlarla gelen yolcu sayısının 2 milyon 876 bin olurken bunların 746 binini Rusya’dan gelen turistler oluşturdu.

KAÇ TURİSTTE SALGIN TESPİT EDİLDİĞİNİN VERİSİ YOK

Türkiye sadece Hindistan, Bangladeş, Brezilya, Güney Afrika, Nepal ve Sri Lanka’dan gelecek turistlere 14 günlük karantina zorunluluğu getirdi. 14 gün sürecek bu karantina sürecinde doğacak havalimanı transfer masrafları ile otel ücretleri, bizzat turistlerden tahsil edilecek. Ayrıca bu süreçte negatif sonuçlu PCR test raporu ibrazı zorunlu tutulacak. Türkiye’ye gelen turistlerden kaçında koronavirüs tespit edildiği ile ilgili resmi bir veri bulunmuyor.

TURİZM BELDELERİNDE VAKALAR ARTTI İDDİASI

CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer, Türkiye turizminin başkenti Antalya’da korona vakalarının  arttığı, hasta sayısı hakkında tam bilmediğine dair iddiaların olduğunu öne sürdü. Özer, Antalya genelindeki ortalama resmi korona vaka sayısının günde 2500 olarak açıklandığını, ama son haftalarda bunun üzerinde bir artış yaşandığına dair göstergeler olduğunu ileri sürdü. Antalya’da hastanelerin yoğun bakım ünitelerinin tam doluluğa ulaştığını belirten Özer, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya Türkiye’den ayrılan turistlerden PCR testi pozitif çıkan sayının günde 400 olduğu iddialarının doğru olup olmadığını sordu.

 

Gece yarısı ucuz dolar satanlar kim?

Türkiye’ye en çok turistin geldiği Rusya’da ölümler zirve yaptı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Gece yarısı ucuz dolar satanlar kim?

Ekonomi yazarı Turhan Bozkurt, gece yarısı esrarengiz işler döndüğüne dikkat çekerek, gece yarısı ucuz dolar satanların kimler olduğunu sordu. Bozkurt, Merkez Bankası, BDDK ve SPK’nın vahim iddialara rağmen sessiz kaldığını kaydetti.

BOLD – Ekonomi yazarı Turhan Bozkurt, Merkez Bankası’nın bir yıl içinde ödenmesi gereken özel sektör borcunu 25 milyar dolar birden azaltarak, 189 milyar dolardan 164 milyar dolara indirdiğine dikkat çekerek, bunun gerçekte şirketlerin borcunu azaltmayacağını ifade etti. Dolarda gece yarısı operasyonu yapıldığını belirten Bozkurt, Foreks, Investing gibi platformlarda dolar/TL’nin gece yarısında 8,27 TL’yi gördüğünün altını çizdi.

İŞLEMLERİ KİMİN YAPTIĞI MEÇHUL

Youtube kanalında bu konuya dikkat çeken Bozkurt, “10 dakika içinde olup bitti her şey. Akabinde dolar 8,52 TL’ye yükseldi. Bloomberg ve Reuters gibi ana platformlara yansımayan ufak havuzlardaki işlemleri kimin yaptığı meçhul! 00.05-00.15 arasında 24 ayar altının gramı da 470 TL’ye kadar indi. Dolar yükselince altın da 488 TL seviyesine yükseldi. 11 Ağustos’ta da dolar 34 saniyede 8,47 TL’ye kadar inmişti. Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) vahim iddialara rağmen sessiz” dedi

KÜRESEL BORÇ 300 TRİLYON DOLARA ÇIKTI

2006’da Büyük Mali Kriz başladığından beri, en büyük dört merkez bankasının bilançolarının 6 kat arttığını belirten Bozkurt, “100 trilyon dolarlık küresel borca ​​ulaşmak 2 bin yıl aldı ve bunun çoğu 1971’den beri birikti. 50 yıl sonra küresel borç üçe katlanarak 300 trilyon dolara çıktı. Altın grafiği, düzeltici C dalgasının 1.680 dolardan desteğe ulaştığını gösteriyor. Bu muhtemelen küçük bir düzeltmenin sonuydu ve altın yakında 3 bin dolarlık bir sonraki hedefe doğru harekete geçmeli. 1.900 doların üzerine çıkmak, devam eden yükseliş trendinin teyidi olacaktır. Altın 1999’dan beri seküler bir yükseliş grafiği sergiliyor. Merkez bankalarının hiçbir eylemi bugün düşünülemeyecek seviyelere hareketi durduramaz” dedi.

ALTIN BAŞARISIZ BİR PARA BİRİMİNE KARŞI HER ZAMAN KAZANDIRMIŞTIR

Yatırımcılara da uyarılarda bulunan Bozkurt, “Yatırımcılar sadece altının hangi fiyata ulaşabileceğine kilitlenmemeli. Bunun yerine dolar veya euro cinsinden ölçülen varlıklarının (hisse senetleri, tahviller, gayrimenkuller) ne kadar düşebileceğine odaklanmalıdır. Piyasalar yüzde 50’ye yakın değer kaybedebilir. İsviçre gibi hukuk güvenliği olan bir ülkede emniyetli şekilde muhafaza edilen fiziki altın, başarısız bir para birimine ve finansal sisteme karşı her zaman kazandırmıştır” dedi.

 

 

“Vicdanlarda aklanınca” dönecekti, gazeteciliği bıraktı

Gece yarısı ucuz dolar satanlar kim? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

PCR testi zorunlu oldu, aşı yaptırmayanlara hastaneye yolu göründü

İçişleri Bakanlığı 81 il valiliğine PCR testi zorunluluğu konulu genelge gönderdi. Başta okullar olmak üzere şehirler arası seyahat, konser, sinema gibi etkinlikler için de 48 saat içerisinde yapılmış PCR testi istenecek. Zorunlu test sosyal medyada tepki çekerken, haftada gerekli olan 40 milyon test kiti ile kimin zengin edileceği soruldu. 

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün gerçekleştirilen kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada aşı yaptırmayan öğretmenlere, üniversite öğrencileri ve personele haftada 2 kere zorunlu PCR testi yaptırılacağını duyurdu. İçişleri Bakanlığı da 81 il valiliğine “Bazı Faaliyetler İçin PCR Testi Zorunluluğu” konulu genelge gönderdi.

YOLCULUK İÇİN DE PCR TESTİ GEREKECEK

Bakanlıktan yapılan açıklamada, koronavirüs salgınının toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riskin asgari seviyeye düşürülmesi için salgınla mücadele sürecinin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra salgınla mücadelede en güçlü unsurun gönüllülük esasına göre yürütülen aşılama faaliyeti olduğu belirtilerek, birinci doz aşılamada yüzde 73, ikinci doz aşılamada ise yüzde 55,5 düzeyine ulaşıldığına vurgu yapıldı. Genelge ile 6 Eylül gününden itibaren aşı olmayan kişilerin konser, sinema ve tiyatro gibi faaliyetlere katılımında negatif sonuçlu PCR testi zorunluluğu getirildi.
Kişi hastalığı geçirmemiş veya aşılı değil veya negatif PCR testi yok ise etkinliğe katılamayacak. Uçak, otobüs, tren veya diğer toplu ulaşım araçlarıyla gerçekleştirecekleri şehirlerarası seyahatler için de negatif sonuçlu PCR testi istenecek.

PCR TESTİ OLMAYAN ÖĞRENCİ KAPIDAN DÖNECEK

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün yaptığı açıklamada 6 Eylül’de başlayacak yüz yüze eğitim için aşı olmamış öğretmen ve personelin haftada en az iki defa PCR testi yaptırmak zorunda kalacağını söyledi. Erdoğan aynı şekilde üniversite çalışanlarına ve öğrencilerine de düzenli PCR testi mecburiyeti getirileceğini kaydetti.

ZORUNLU TEST TEPKİ ÇEKTİ

Zorunlu PCR testi kararı tepki çekti. Sosyal medya kullanıcıları haftada 40 milyon test kiti gerekeceğine dikkat çekerek, kamu hastanelerinde 150 liraya yapılan PCR testine vatandaşların haftada 300 lira ödemek zorunda kalacaklarına vurgu yapıldı. Test dayatmasının sona ermesini isteyen sosyal medya kullanıcıları sosyal medyadan 300 binin üzerinde mesaj attı. Sosyal medya kullanıcıları zorunlu test kiti ile kimlerin zengin edilmek istendiğini sordu.

AŞI OLANLARA 4. DOZ AŞI HAKKI VERİLDİ

Halkın aşı olması için test zorunluluğu getiren AKP Hükumeti’nin bir taraftan da aşı olanlara 4. doz hakkı vermesi aşının güvenirliliği konusunu tartışmaya açtı. Türkiye’nin 100 milyon doz aşı aldığı Çinli Sinovac firması da aşılarının koruyuculuğunun 6 ay sonra yüzde 35’e kadar düştüğünü açıklayarak, hızla yayılan Delta varyantı için yeni aşı çalışmalarına başladıklarını duyurdu. Bu açıklama “Sinovac, Delta varyantında etkili değil mi?” sorularını akıllara getirdi.

 

150 liralık PCR testine sosyal medyada büyük tepki: İhaleyi kim aldı?

 

PCR testi zorunlu oldu, aşı yaptırmayanlara hastaneye yolu göründü yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

“Vicdanlarda aklanınca” dönecekti, gazeteciliği bıraktı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile organize suç örgütü lideri Sedat Peker arasında aracılık yaptığı ortaya çıkan Süleyman Özışık, “adalet huzurunda ve vicdanlarda aklanıncaya kadar kâğıdı kalemi bırakma kararı aldığını” belirtmesine karşın gazeteciliği bıraktı.

BOLD – İnternethaber haber sitesinin kurucusu Hadi Özışık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile organize suç örgütü lideri Sedat Peker arasında aracılık yaptığı ortaya çıkan kardeşi Süleyman Özışık’ın gazeteciliği bıraktığını açıkladı.

“KARDEŞİM MESLEĞİ BIRAKTI”

Uzun zamandır ekranlara çıkmayan Süleyman Özışık hakkında kendisine sık sık “Süleyman Özışık nerede?” sorusunun yöneltildiğini belirten Hadi Özışık, Youtube kanalında konuya açıklık getirdi. Medyaradar’da yer alan habere göre Hadi Özışık, “Hep bana soruyorsunuz ‘Süleyman Özışık nerede?’… Ben size söyleyeyim nerede olduğunu; Süleyman Özışık mesleğini bıraktı kardeşim!” dedi.

“ÇIK EKRANLARA KONUŞ” DEDİM

Süleyman Özışık’a “Geç ekranın karşısına konuş” dediğini de belirten Hadi Özışık, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bana tepki gösterdi ‘Ağabey, dedi; Ben ne konuşayım ya! Ben bir davaya gönül vermişim… Ben kendimi ortaya koymuşum, bu sol cenahtaki kesimin bana saldırı sebebi bu… Peki kim var şu anda yanımda, dedi.”

VİCDANLARDA AKLANANA KADAR ARA VERMİŞTİ

Süleyman Özışık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile organize suç örgütü lideri Sedat Peker arasında aracılık yaptığının ortaya çıkmasının ardından Türkiye gazetesindeki yazılarına ara vermiş, “Düştüğüm yer, Yusuf’un kuyusudur. Ama Allah’ın izniyle ben bu kuyudan çıkarım. Daha önce de size söylemiştim. Ben yenilgiye inanan birisi değilim. Adalet huzurunda ve sizin vicdanınızda aklanıncaya kadar kâğıdı kalemi bırakma kararı aldım” demişti.

BİLDİKLERİM VAR, KORKMADAN ANLATACAĞIM

İçişleri Bakanı Soylu’ya da tepki gösteren Süleyman Özışık, “Beni hainlerin önüne kurban olarak attığı için, linç ettirdiği için küfür ettirdiği için ben isyan ediyorum. Benim de bildiklerim var. Bunları tek tek anlatacağım. Korkmadan çekinmeden anlatacağım” demişti.

PEKER’İN MÜCEVHERİNİ KABUL ETTİĞİ ORTAYA ÇIKTI

Sedat Peker’le iki yıldır görüşmediğini açıklayan Özışık’a Peker cephesinden görüntülü yanıt gelmiş, Süleyman Özışık’ın Peker tarafından geçen yıl eylül ayında yapılan düğüne gönderilen 80 bin TL’lik hediyeyi kabul edip ‘Sedat Peker’ yazılı çelengin önünde ailesiyle fotoğraf çektirdiği ortaya çıkmıştı.

 

28 Şubat’ın generalleri hapiste fikirleri AKP ile iktidarda

“Vicdanlarda aklanınca” dönecekti, gazeteciliği bıraktı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Murat Yetkin: Erdoğan yeni bir U dönüşüne hazırlanıyor

Gazeteci Murat Yetkin, son dönemdeki gelişmelerin, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeni bir U dönüşüne hazırlandığını gösterdiğini yazdı.

BOLD – Murat Yetkin, sitesinde yayınladığı “Erdoğan yeni bir U-dönüşüne hazırlanıyor” başlıklı yazısında son günlerdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Yetkin, “Öncelikle söyleyelim ki eğer çeyrek asırdan fazladır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı biraz tanımışsak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü ‘uyku ve öfke nöbetleri’ arasında gibi ağır sözlerinin altında kalmaz. Keza, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun ‘Dava, damadı bakan yapıp zengin etmek, memleketi üç-beş müteahhide peşkeş çekmekse, ben o davayı sattım’ sözleri altında da. Ama gelişmeler Erdoğan’ın üst üste gelen ‘aksilikleri’ aşmak için bir dizi yeni manevraya, u-dönüşüne hazırlandığını gösteriyor” dedi.

SIĞINMACILAR KONUSUNDA U DÖNÜŞÜ

Erdoğan’ın sığınmacılar konusunda bir u-dönüşüne hazırlandığını kaydeden Yetkin, “Bunu 20 Ağustos’ta kabinesiyle toplantısı ardından yaptığı uzunca açıklamada görebiliriz.  Şimdi -sadece Türkiye’nin değil- Afganistan siyaseti çöpe gitmişken Erdoğan’ın koşulları sığınmacılar konusunda u-dönüşüne uygun bulması şaşırtıcı olmaz. Bakarsınız, Türkiye nüfusunun yüzde beşini geçen yasadışı sığınmacıları konusunda muhalefeti sorumlu tutar ve inanan da çıkar.”

HULUSİ AKAR KANALIYLA GÜL İLE TEMAS

Erdoğan’ın seçim vakti yaklaştıkça AKP tabanını genişletmek konusunda da bir u-dönüşüne ihtiyaç duyabileceğini belirten Murat Yetkin, “Şu anda kanıtlaması güç olsa da Fethullah Gülen ile temas girişimleri, ‘Fetö’den kopan’ bazı grupları kazanma iddialarının bu dönemde çıkması rastlantı değil. Keza, Kayseri Lisesinden arkadaşı Hulusi Akar kanalıyla Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile temasa geçildiği iddialarının da. Bu iddialar AK parti etki alanında ‘Yeniden bir arada olabiliriz’ umutlarını canlandırıyor” diye yazdı.

Cumhur İttifakı’nın oyu yüzde 36’ya düştü

Murat Yetkin: Erdoğan yeni bir U dönüşüne hazırlanıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

ABD’den sonra Almanya da Türkiye’deki ‘keyfi tutuklamalara’ dikkat çekti

Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın, Kovid-19 salgını nedeniyle ‘riskli ülke’ olarak ilan ettiği Türkiye için yayımladığı uyarı metninde Almanya vatandaşlarının hâlâ Türkiye’de tutuklanma riski olduğu belirtildi.

BOLD – Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın, ‘riskli ülke’ olarak ilan ettiği Türkiye için yayımladığı uyarı metninde; Kovid-19 vaka sayıları ve özellikle güney sahillerinde yaşanan orman yangınlarının yanında Almanya vatandaşlarının Türkiye’de tutuklanma riski olduğu belirtilerek “Siyasi olaylardan, mitinglerden ve genel olarak büyük kalabalıklardan uzak durun” uyarısı yapıldı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı, 17 Ağustos’ta Türkiye’ye yönelik yeni seyahat uyarısı yayımladı. Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın duyurusuna göre, 70 ülke ile birlikte Türkiye de ‘Yüksek riskli ülke’ listesine alındı. Uyarıda, “Türkiye Kovid-19’dan kötü bir şekilde etkileniyor. Son zamanlarda, yeni enfeksiyonların sayısı yeniden önemli ölçüde arttı. Türkiye yüksek riskli bölge olarak sınıflandırılmıştır” değerlendirmesi yapıldı.

“KEYFİ TUTUKLAMALARA DİKKAT”

Uyarıda, Akdeniz kıyı şeridindeki orman yangınları ve Türkiye’deki ceza hukuku uygulamaları ile ilgili önemli suçlamalar da yer aldı. Uyarı metninde, “Alman yurttaşlarının Türkiye’de hâlâ keyfi olarak tutuklandığı, çıkış yasağı uygulandığı veya Türkiye’ye girişlerinin engellendiği” ifade edildi.

Metinde ayrıca FETÖ, “Gülen hareketi (sadece Türkiye’de terör örgütü olarak sınıflandırılıyor)” diye tanımlandı.

Özellikle, Türkiye ile ‘yakın özel ve kişisel bağları olan’ Alman vatandaşlarını ve çifte vatandaşları ilgilendirdiği ama ‘risklerin’ bunlarla sınırlı olmadığı belirtilen uyarı metninde, şu ifadeler yer aldı:

“Alman vatandaşları hala keyfi olarak tutuklanıyor, çıkış yasağı veriliyor veya Türkiye’ye girişleri engelleniyor. Geçmişte sorunsuz bir şekilde ülkeye giriş çıkış yapabilen kişiler, tekrar gittiklerinde tutuklandı. Çoğu durumda, bu cezai kovuşturma önlemleri, terörist olarak sınıflandırılan bir örgütün propagandası ya da örneğin PKK veya Gülen Hareketi (ikincisi sadece Türkiye’de terör örgütü olarak sınıflandırılır) üyeliğine dayandırıldı.”

GAZETECİLERE ‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ’ UYARISI

Uyarı metninde özellikle hükümeti eleştiren sosyal medya paylaşımlarının ‘Cumhurbaşkanına Hakaret’ ya da ‘Terör Örgütü Propagandası’ suçları kapsamında değerlendirildiği kaydedilerek, şu değerlendirme yapıldı:

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre terör kavramının Türkiye’de hukuka aykırı olarak geniş kapsamlı yorumlanması nedeniyle, gazetecilerin bile gerekçe gösterilmeden akreditasyonları reddedildi. Alman hukuk anlayışına göre ifade özgürlüğü kapsamına giren söz ve ifadeler, Türkiye’de mesleklerini kısıtlayıcı tedbirlere ve cezai işlemlere yol açabilir.

Almanya’da ifade özgürlüğü hakkı kapsamında yer alan sosyal medya paylaşımları veya ‘beğenileri’, birkaç yıl önce Almanya’daki gösterilere katılmak ya da Almanya’da Kürt meseleleriyle ilgili kayıtlı bir derneğe üyelik; tutuklama, yurt dışına çıkış yasakları veya giriş reddi için gerekçe olabilir. Ayrıca, çıkış yasakları Almanya’da yaşayan insanlar için yaşamsal sonuçlar doğurabilir.”

“SİYASİ OLAYLARDAN UZAK DURUN”

Alman Dışişleri Bakanlığı Türkiye’ye gidecek Alman vatandaşları için şu uyarıları sıraladı:

“- Siyasi olaylardan, mitinglerden ve genel olarak büyük kalabalıklardan uzak durun.

– Sosyal medyada hükümeti eleştiren açıklamaların ve bir başkasının gönderisini paylaşmanın veya “beğenmenin”, uzun zaman önce yapılmış olsa bile, Türk güvenlik makamlarının cezai işlem yapmasına yol açabileceğini unutmayın. Kamuya açık olmayan yorumlar da isimsiz ihbar yoluyla Türk kolluk kuvvetlerine iletilmiş olabilir.

ABD’DE KEYFİ TUTUKLAMALAR VE TERÖR KONUSUNDA UYARMIŞTI

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de artan Kovid-19 vakaları nedeniyle ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ve ABD Dışişleri Bakanlığı, Pazartesi günü Türkiye’ye seyahat uyarısını güncellemişti.

CDC, Türkiye’yi ‘tüm seyahatlerden kaçının’ tavsiyesinin verildiği Seviye 4 olan ‘yüksek risk’ grubu ülkeler arasına ekledi. Dışişleri Bakanlığı da bu gelişmeye paralel olarak vatandaşlarını Türkiye’ye seyahat etmemeleri konusunda uyardı.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında ‘terör olayları’ ve ‘keyfi tutuklamalar’a da dikkat çekildi.

Bu kapsamda Şırnak ve Hakkari illeri ile Suriye sınırına 10 kilometreden daha fazla yaklaşılmaması istendi.

Terör örgütlerinin kamusal alanlar da dahil her yerde terörist saldırı düzenleyebileceğine dikkat çekildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’de Amerikan vatandaşları da dahil on binlerce kişinin ‘yetersiz ve gizli delillerle’ gözaltına alındığını ve siyasi olarak değerlendirilen davalarda terörism suçlamasıyla karşı karşı kaldığını belirtti. Bu davalarda ABD vatandaşlarına Türkiye dışına çıkış yasakları konulduğu hatırlatıldı.

Uyarıda, Türk hükumeti tarafından açıkça onay verildiği belirtilmeyen gösterilere katılmanın, sosyal medya dahil hükumetin eleştirilmesinin tutuklama ile sonuçlanabileceği kaydedildi.

ABD’den Türkiye’ye seyahat uyarısı: Korona, terör ve keyfi tutuklama

ABD’den sonra Almanya da Türkiye’deki ‘keyfi tutuklamalara’ dikkat çekti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

28 Şubat’ın generalleri hapiste fikirleri AKP ile iktidarda

28 Şubat davasında müebbet hapis cezası verilen emekli generallerin cezaevine girmesi ‘post-modern darbeyle hesaplaşma mı Tayyip Erdoğan’ın intikamı mı’ sorusuna neden oldu. 80 yaşındaki ununu elemiş eleğini asmış generalleri cezaevine koyan Erdoğan rejimi, aslında ‘dindar’ kesimi ütme peşinde. Perde gerisindeki gerçek ise 28 Şubat’ın generallerinin fikirlerinin Erdoğan tarafından uygulandığı. 28 Şubat’ta başarılı olmayan Gülen Hareketi bitirme planı, Erdoğan eliyle hayata geçiriliyor.

BOLD ANALİZ – 28 Şubat davasında müebbet hapis cezası verilen 14 emekli generalin cezaevine girmesi  yeni bir tartışmaya neden oldu.

Post modern darbeden 25 yıl sonra 28 Şubat’ın 80 yaşını deviren generallerine tutuklama karar verildi. Dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Emekli Orgeneral Çetin Doğan ve Çevik Bir ve diğer emekli generaller cezaevine konuldu. Balyoz davasında da bir süre cezaevinde tutuklu kalan Çetin Doğan, 28 Şubat davası kapsamında cezaevine götürülürken, “Sözün bittiği yerdeyiz. Elbette bunun sonu gelecek. Türk Adaleti için yüz karası bir şey” açıklaması yaptı.

28 Şubat post modern darbe girişimine ilişkin davayı 15 Temmuz sonrası tutuklanan eski Savcı Mustafa Bilgili açmıştı. 2013’te açılan dava tam 7 yıl sonra 2021’de sonuçlandı. 14  emekli generalin müebbet hapis cezaları Yargıtay tarafından onandı.

28 ŞUBAT POSTMODERN DARBE SÜRECİ NEDİR?

Peki Türkiye Cumhuriyet tarihine “postmodern darbe” olarak geçen 28 Şubat süreci neydi? Bilmeyenler için kısa bir özet: 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısında askerler, Başbakan Necmettin Erbakan ve yardımcısı Tansu Çiller’e irticayla mücadele kapsamında bir takım kararlar dikte etmişti. Erbakan ve Çiller, MGK’da alınan kararları imzalamak zorunda kaldı. Askerin illegal şekilde kurduğu Batı Çalışma Grubu (BÇG) ise, TSK, emniyet ve kamuda fişlemeler yapmıştı. İnançlı kesimin okulları, yurtları, vakıf ve dernekleri baskı altına alınmıştı. YÖK eliyle de üniversitelerde katı şekilde başörtüsü yasağı uygulamaya konulmuş, üniversitelerde kız öğrencilerin başlarını açmaları için ikna odaları kurulmuştu. Sincan’da tanklar yürütülmüştü. 28 Haziran 1996 tarihinde Necmettin Erbakan başkanlığında kurulan Refah-Yol hükümeti, askerin baskısı ile 1 yılını bile doldurmadan 18 Haziran 1997’de istifa etmek zorunda kaldı. Doğru Yol Partisi’nden ayrılan milletvekillerinin kurduğu DTP’nin desteği ile DSP’nin koalisyonuyla Mesut Yılmaz başkanlığında Anasol-D hükümeti kuruldu.

Kısa özetini geçtiğimiz 28 Şubat sürecine yaklaşık 16 yıl sonra 2013’te dava açıldı. Eski Savcı Mustafa Bilgili tarafından açılan davada AKP iktidarının kontrolündeki yargı, davada 21 emekli general ve eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün bulunduğu 21 isme müebbet hapis cezaları verdi. Yargıtay, Temmuz 2021’de Çetin Doğan ve Çevik Bir’in bulunduğu 14 emekli generalin cezasını onamış, Kemal Gürüz’ün bulunduğu sanıkların cezasını bozmuştu.

ERDOĞAN’IN 15 TEMMUZ İLİZYONU

Görünürde Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı, darbelerle hesaplaşıyordu. Ancak perdenin arkasında yaşananlar ise hiç öyle gözükmüyor. Erdoğan, Gülen Hareketi’ni bitirme konusunda TSK’da ulusalcı, Avrasyacı bir kısım askerlerle ittifak kurmuş ve 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının ardından bu planını uygulamaya koyacaktı. Erdoğan, TSK’da kurduğu ittifaklı 28 Şubat’ta askerlerin tasfiye edemediği Gülen Hareketi’ne 15 Temmuz’da kurduğu büyük kumpasla yok edecekti. Erdoğan’ın ilizyonuyla 15 Temmuz Gülen Hareketi’nin üzerine yıkılırken, 28 Şubat’ta askerlerin yapamadığı yapılmış, kamuda, ticarette, eğitimde ve toplumsal hayatta ciddi bir varlığı bulunan cemaat tasfiye edilmişti. Erdoğan’a bu büyük tasfiyede yardım eden 28 Şubat’ın kurmay zekası oldu. Bu durumun itirafını da Doğu Perinçek, yaptı: “28 Şubat cemaate karşıydı. Tayyip Erdoğan hükumeti cemaati içeri atarak 28 Şubat’ı sürdürüyor. Koskoca MİT raporu var. Orada hedef alınan örgüttür.”

Eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, “28 Şubat bin yıl sürecek” derken bir gerçeği ifade edecekti.

Perinçek’ten itiraf: Erdoğan, cemaati cezaevine atarak 28 Şubat’ı sürdürüyor

28 Şubat’ın generalleri hapiste fikirleri AKP ile iktidarda yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

BM’nin Taliban raporuna göre örgüt ‘insan avı’ başlattı

Afganistan’ın tamamını ele geçiren Taliban, Kabil’i ele geçirdikten sonra ılımlı mesajlar verdi. Genel af ilan eden örgüt ‘kimse hedef alınmayacak’ dedi. Ancak BM’ye sunulan rapora göre örgüt ‘insan avı’ başlattı.

BOLD ANALİZ – Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, Kabil’i ele geçirdikten sonra yaptığı basın toplantısında insan haklarına yönelik olumlu mesajlar verdi.

Genel af ilan eden örgüt, bütün devlet memurlarını göreve çağırdı ve intikam saldırıları olmayacağı yönünde garanti verdi. Ancak bölgeden gelen haberler ve Birleşmiş Milletler’e sunulan bir rapor örgütün sözünde durmadığını ve ‘insan avı’ başlattığını ortaya koyuyor.

BM RAPORU: ARAYIP BULAMADIĞI KİŞİLERİN AİLELERİNİ TEHDİT EDİYOR

Birleşmiş Milletler’e (BM) sunulan bir rapora göre Taliban, Afganistan hükümeti veya NATO için çalışmış kişilere yönelik ‘insan avı’ başlattı. Raporda, Taliban savaşçılarının ülkenin bazı bölgelerinde kapı kapı gezerek bu kişileri aradığı, bulamadıkları takdirde de ailelerini tehdit ettiği aktarıldı.

BM’ye istihbarat sağlayan Norveç Küresel Analizler Merkezi adlı kuruluşun hazırladığı ve BBC’nin edindiği gizli rapora göre, Taliban ‘işbirlikçi’ olarak gördüğü kişileri aramaya devam ediyor.

Askeri, polis ve araştırma birimlerinde görev alanların özellikle risk altında olduğu belirtilen belgede, “Taliban, tüm büyük kentleri ele geçirmeden önce, buralardaki bireylerin yerlerini belirleme çalışması yaptı” ifadesi kullanılıyor.

Norveç Küresel Analizler Merkezi Başkanı Christian Nellemann, “Şu anda Taliban tarafından hedef alınan çok kişi var ve tehdit çok net” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kişilerin teslim olmaması durumunda ailelerinin tutuklanacağı, yargılanacağı, sorgulanacağı ve cezalandırılacağına dair yazılı Taliban belgeleri var.”

Taliban’ın kara listesinde olan herkesin ciddi tehdit altında olduğunu belirten Nellemann, kitlesel infazlar yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Belgede, Taliban militanlarının, Kabil havaalanına girişte denetleme yaptığı ve yeni rejim için çalışacak ajan ağları kurduğu ifade edildi.

“TALİBAN, BAKANLIKLARIN VERİTABANINA ULAŞTI”

Bu arada Taliban’ın İçişleri ve Savunma Bakanlıklarının veritabanına ulaştığı, bu bakanlıklarda çalışan kişileri gözaltına almak için ev ev dolaştığı iddiası binlerce kişiyi endişeye sevk ediyor.

Örgüt her ne kadar ‘genel af’ ilan edildiğini duyursa da orduda çalıştığı tespit edilen askerler birer birer infaz ediliyor.

Euronews’e konuşan ve güvenlik gerekçesiyle adının açıklanmasını istemeyen T. A., asker olan iki kuzenine Taliban tarafından önce affedildiklerinin söylendiği ardından perşembe sabahı evlerinin bahçesinde öldürüldüklerini dile getirdi.

Taliban militanlarının Kabil Havaalanı önündeki kalabalığın bulunduğu meydanda havaya ateş açmasının ardından Amerikan savaş uçakları, Kabil semalarında alçak uçuş yaptı. Askeri uzmanlar, ABD’nin Taliban’a gözdağı verdiği değerlendirmesinde bulundu. Bu arada tahliyeler, kaotik ortam eşliğinde cuma sabahı itibarıyla yeniden başladı.

TALİBAN, DEUTSCHE WELLE ÇALIŞANI GAZETECİNİN YAKININI ÖLDÜRDÜ

Alman kamu yayıncısı Deutsche Welle (DW), kendileri için çalışan bir gazetecinin Afganistan’da yaşayan yakın akrabalarının saldırıya uğradığını açıkladı.

Taliban savaşçılarının kapı kapı dolaşarak DW için çalışan gazeteciyi aradığı, bu esnada yakın akrabası olduğunu bildiği bir kişiyi öldürdüğü belirtiliyor.

Olayda ayrıca gazetecinin bir aile ferdi de ağır yaralandı ve diğer aile fertleri ise son anda silahlı kişilerin elinden kaçmayı başardı.

Gazetecinin bir süre önce Afganistan’ı terk ederek Almanya’ya gittiği; oradan çalışmaya başladığı kaydedildi.

DW Genel Direktörü Peter Limbourg cinayetleri kınadı, “Bu durum çalışanlarımızın ve ailelerinin Afganistan’da kendilerini bulacakları devamlı tehlikeyi gösteriyor… Görünen o ki Taliban Kabil ve vilayetlerde organize bir şekilde gazetecileri arıyor.” dedi.

Peter Limbourg, sert bir şekilde kınadığı bu eylem ile ilgili olarak Alman Hükümeti’ne “harekete geçme” çağrısı yaptı.

Taliban’ın en az üç DW muhabirinin evinde de arama yaptığı bildirildi.

AF ÖRGÜTÜ: TALİBAN, 9 HAZARA’YI İŞKENCE YAPARAK ÖLDÜRDÜ

Uluslararası Af Örgütü, Afganistan’da kontrolü ele geçiren Taliban’ı, ülkenin kuzeyindeki Hazara isimli azınlık gruptan dokuz kişiyi işkence ederek öldürmekle suçladı.

Af Örgütü’ne göre geçen ay ülkenin kuzeyinde kontrolü sağladıktan sonra Taliban, Gazne bölgesinde acımasız yöntemler izledi.

Görgü tanıklarının anlattığı, Afganistan’ın üçüncü büyük azınlık grubu olan ve çoğunlukla Şii olan Hazara toplumunun yaşadığı bölgede Taliban’ın hakimiyet kurmak için yaptığı işkence ve katliamlar, Af Örgütü’ne göre Taliban yönetiminin iddia ettikleri gibi değişmediğini gösteriyor.

ORTAYA ÇIKANLAR KATLİAMLARIN ÇOK KÜÇÜK BİR KISMI

Af Örgütü’ne göre grup, yakın zamanda ele geçirdikleri birçok bölgede cep telefonu hizmetini kesti ve bu bölgelerden hangi fotoğraf ve videoların paylaşılacağını kontrol etmeye başladı.

Bu yüzden vahşi cinayetler muhtemelen bugüne kadar Taliban’ın yol açtığı toplam ölü sayısının çok küçük bir kısmını temsil ediyor.

Kabil’de insanlık dramı: Anneler kurtulur umuduyla bebeklerini ABD’li askerlere veriyor

BM’nin Taliban raporuna göre örgüt ‘insan avı’ başlattı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AB, Türkiye’nin aşı sertifikasını tanıdı: Bazı ülkeler Sinovac’ı kabul etmiyor

AB, Türkiye, Ukrayna ve Kuzey Makedonya’nın aşı sertifikalarına denklik vererek, aşı sertifikalarını tanıyacağını açıkladı. Ancak Ankara’nın verdiği aşı sertifikasının Türk vatandaşlarının seyahatlerini kolaylaştırıp kolaylaştırmadığı, gidilecek ülkeye ve aşı onayına göre farklılık gösteriyor.

BOLD – Avrupa Birliği’nin (AB) yürütme organı olan Avrupa Komisyonu; Türkiye, Ukrayna ve Kuzey Makedonya tarafından verilen Kovid-19 aşı sertifikalarını tanıma kararı aldı.

Ancak yaptırılan aşıların, Avrupa ülkelerine seyahatlerde işlemleri kolaylaştırıp kolaylaştırmadığı, gidilecek ülkeye göre ve bu ülkenin hangi aşıları onayladığına göre farklılık gösteriyor.

Kovid-19 aşı sertifikası ve geçerli vizeye sahip olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, 20 Ağustos Cuma gününden itibaren, 27 Avrupa Birliği ülkesine sorunsuz şekilde seyahat edebilecek.

Geçerli sertifikaya sahip AB vatandaşları da, aynı şekilde Türkiye, Ukrayna ve Kuzey Makedonya’ya gidebilecekler. AB, daha önce İsviçre, Vatikan ve San Marino tarafından verilen Kovid sertifikalarını da tanımıştı.

SERTİFİKA, e-NABIZ VE HES UYGULAMASI ÜZERİNDEN TEMİN EDİLEBİLECEK

Türkiye’de iki doz aşı olan kişiler “Kovid-19 Aşı Kartını” e-Nabız üzerinden veya Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasından temin edebiliyor.

Aşı sertifikasında; ad, soyadı, TC kimlik numarası, doğum tarihi, uygulanan aşıların türleri, üreticileri ve aşılanma tarihleri gibi çeşitli bilgiler bulunuyor.

Avrupa Komisyonu’ndan yapılan açıklamaya göre, 1 Temmuz’dan itibaren yürürlüğe giren dijital Kovid sertifikasının AB üyesi olmayan başka ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi kararlaştırıldı.

Seyahatlerde sıklıkla kontrol edilen aşı sertifikası, halen tüm AB ülkeleriyle birlikte İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre’de de geçerli.

Dijital Kovid sertifikası, her iki doz koronavirüs aşısını yaptıranlara, seyahatten 48 saat önce alınmış negatif test sonucuna sahip olanlara veya son 6 ayda Kovid geçirdiği için kanında antikor gelişen kişilere veriliyor.

HANGİ AŞILAR KABUL EDİLECEK?

Yaptırılan aşıların, Avrupa ülkelerine seyahatlerde işlemleri kolaylaştırıp kolaylaştırmadığı, gidilecek ülkeye göre ve bu ülkenin hangi aşıları onayladığına göre farklılık gösteriyor.

AB’nin, birlik olarak onayladığı aşılar arasında BioNTech/Pfizer, Moderna, AstraZeneca ve Johnson & Johnson yer alıyor. Ancak üye ülkeler hangi aşıları geçerli kabul edip etmeyeceklerine kendileri karar veriyor.

Örneğin Almanya ancak AB tarafından tanınan, Paul Ehrlich Enstitüsü internet sitesinde yer verilen aşıları kabul ediyor. Bu aşıları olmamış olanları da aşılarını tamamlamamış olarak değerlendiriyor, seyahat edecek olanlardan test yaptırmalarını istiyor. Buna karşın örneğin Yunanistan Rus Sputnik V, Çin Sinopharm ve yine Türkiye’de kullanılan Sinovac aşılarını da kabul ediyor.

Sertifikayla AB’de onaylı Kovid-19 aşılardan BioNTech-Pfizer, Moderna, AstraZeneca ve Johnson and Johnson olmuş; son dozun üzerinden 2 hafta geçmiş kişilere seyahatlerde ek test veya ilave kısıtlamalar uygulanmıyor.

‘KOMŞU’ VE ‘PARTNER’ VURGUSU

AB’nin aşı sertifikası ile ilgili duyurusunda bir nokta dikkati çekti.

AB Komisyonu’nun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi, açıklamasında AB’ye aday ülke olan Türkiye’den söz ederken, aday ülke statüsü yerine, komşuluk ve partnerliğe vurgu yaptı.

Varhalyi, “Ukrayna, Kuzey Makedonya ve Türkiye’ye Dijital Kovid Sertifika Sistemimize hoş geldiniz diyorum ve daha çok komşumuzun bu sisteme dahi olmasını umut ediyorum” ifadelerini kullandı. Varhelyi, salgınla birlikte mücadele edildiğini, kısıtlamaların güvenli bir şekilde birlikte kaldırılması konusunda da “partnerlerle” beraber çalışılmasının önemine vurgu yaptı.

150 liralık PCR testine sosyal medyada büyük tepki: İhaleyi kim aldı?

AB, Türkiye’nin aşı sertifikasını tanıdı: Bazı ülkeler Sinovac’ı kabul etmiyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Cumhur İttifakı’nın oyu yüzde 36’ya düştü

Metropoll Araştırma Şirketi CEO’su Özer Sencar, son seçim anketinin sonuçlarını paylaştı. Ankete göre AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın oyu yüzde 36’ya geriledi. Seçim anketine göre, AKP, yüzde 29.3, MHP ise yüzde 7.3 oy alıyor.

BOLD – Metropoll Araştırma Şirketi, Temmuz 2021 Türkiye’nin Nabzı anketinin sonuçlarını açıkladı. Metropoll Araştırma’nın sahibi Özer Sencar, “Bu araştırma Erdoğan’ın Diyarbakır seyahatinden sonra orman yangınları ve sel felaketlerinden önce yapılmıştır” notunu düştü.

28 ilde 19-23 Haziran tarihleri arasında tabakalı örnekleme ve ağırlıklandırma yöntemiyle yapılan araştırmada 1.740 kişiye “Bu pazar günü milletvekili seçimi olsa hangi siyasi partiye oy verirseniz?” diye soruldu. Verilen yanıtlara göre AKP: 29.3, CHP: 19, İYİ Parti: 10.2, HDP: 9.7, MHP: 7.3, Saadet Partisi: 1.2,  DEVA Partisi: 0.9.

KARARSIZLAR VE PROTESTO OYLARI YÜKSEK

En yakın seçimde vatandaşın bütün partilere tepkili olacağı anket sonuçlarına yansıdı. Buna göre kararsızların oranı yüzde 8’e ulaştı. Protesto oy vereceklerin oranı ise yeni bir rekorla yüzde 5,6’ya çıktı. Cevap yok diyenler ise yüzde 7,4 oldu. Tepkili seçmenin oy oranı yüzde 21’ee ulaşarak CHP’yi yakaladı.

MİLLET İTTİFAKININ OYU DA DÜŞTÜ

24 Haziran 2018 Milletvekili Seçimi’nde yüzde 53.66’ya ulaşan Cumhur İttifakı‘nın (AKP+MHP) oy oranı 36.6’ya geriledi. Aynı seçimde yüzde 33.95’e ulaşan Millet İttifakı’nın (CHP+İYİ Parti+ Saadet Partisi) oy oranı yüzde 30.4’e düştü.

Perinçek’ten itiraf: Erdoğan, cemaati cezaevine atarak 28 Şubat’ı sürdürüyor

Cumhur İttifakı’nın oyu yüzde 36’ya düştü yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Nurefşan, ikinci yaşına hapiste girecek

Beş aydır annesiyle birlikte Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevinde kalan Nurefşan bebek, 27 Ağustos’ta ikinci yaşına cezaevinde girecek. Nurefşan’ın babası da Kahramanmaraş Türkoğlu cezaevinde tutuklu.

SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD ÖZEL

Annesi Rukiye Güler ile birlikte 16 Mart’tan bu yana Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevinde kalan Nurefşan bebek 27 Ağustos’ta 2 yaşına girecek. Nurefşan’a hamileyken eşi Erhan Güler ile birlikte gözaltına alınan Rukiye Güler, o gün denetimli serbestlikle bırakılmıştı. Haftada bir karakola gidip imza atıyordu. Eşi ise tutuklandı.

ÜÇ ÇOCUKLU BİR AİLENİN DRAMI

Gülen Hareketi soruşturmaları kapsamında tutuksuz yargılanan ve 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Rukiye Güler’e verilen ceza, Mart 2021’de Yargıtay tarafından onaylandı. 16 Mart’ta tutuklanan ev hanımı Rukiye Güler, o zaman 19 aylık olan ve anne sütüyle beslenen kızıyla birlikte hapse gönderildi.

Kapatılan dershanelerde rehber öğretmen olarak görev yapan Erhan Güler, 2,5 yıldır Kahramanmaraş Türkoğlu Cezaevinde tutuklu. Bank Asya hesabı ve Bylock kullandığı iddiasıyla 6 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan Güler’in dosyası Yargıtay’da bulunuyor.

Güler çiftinin Nurefşan dışında 12 ve 13 yaşında bir kızı ve bir oğlu daha bulunuyor. Üç çocuk sahibi Rukiye-Erhan Güler’in iki evladı annesiz-babasız, en küçük kızları Nurefşan ise hapiste büyüyor.

19 aylık Nurefşan bebek annesiyle birlikte tutuklandı

Nurefşan, ikinci yaşına hapiste girecek yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Perinçek’ten itiraf: Erdoğan, cemaati cezaevine atarak 28 Şubat’ı sürdürüyor

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 28 Şubat’ın hedefi olan cemaat mensuplarını cezaevlerine atarak 28 Şubat’ı sürdürdüğünü belirtti. Türkiye ekonomisinin şu an iflas etmiş durumda olduğunu vurgulayan Perinçek, “AK Parti gidiyor” dedi.

BOLD – Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 28 Şubat’ın cemaate karşı yapıldığını ve AKP Hükumeti’nin, Gülen Hareketi mensuplarını tutuklayarak 28 Şubat’ı sürdürdüğünü söyledi. Afganistan’da tüm ülkeyi işgal eden Taliban’ın Atatürk’e benzeten Perinçek, “Afganistan tıpkı bizim Kurtuluş Savaşı gibi savaş kazandı” dedi.

28 ŞUBAT’TA HEDEF GÜLEN HAREKETİ’YDİ

Habertürk’te “Nedir, Ne Değildir?” programında konuşan Perinçek, 28 Şubat’ın Gülen Hareketine karşı yapıldığını, MİT raporuna dikkat çekti. Perinçek, Erdoğan hükumetinin Gülen Hareketi mensuplarını cezaevine atarak 28 Şubat’ı sürdürdüğünü söyledi. Perinçek, cezaevine konulan Çetin Doğan ve Çevik Bir’in Erdoğan tarafından affedilmesini istedi. Perinçek, “Sayın Cumhurbaşkanımız 28 Şubat’tan tutuklanan generallerimizle ilgili af yetkisini kullanmalıdır. Bu Cumhurbaşkanına da bir itibar kazandıracaktır” dedi.

EKONOMİ İFLAS ETTİ, AKP GİDİYOR

Programda ekonominin gidişatına da dikkat çeken Perinçek, “Bir ülkeye o kadar çok borç girerse o borçlar herkese dalga dalga gelir. O borç 450 milyar dolar olup kapıya hacizci geldiği zaman ekonomi batar. Türkiye ekonomisi şu an iflas etmiş durumda” dedi. 2023 seçimlerinden beklentisinin ne olduğu yönündeki soruya Perinçek, “AK Partililer de Sayın Cumhurbaşkanı da arz ediyorum dinlesin. AK Parti gidiyor. Eğer bu gidişatına radikal tavırlarla değişiklik getirmezse gider. Üretim devrimi çizgisine girerek, Suriye’yle hemen iş birliği yapacak. Karadeniz’de Ukrayna gibi bakın orada da telaş başladı ‘ABD gidince ne yapacağız’ diye. Türkiye Asya iklimi içinde yerini alır ve o iklim içinde bir üretim devrimi çabasına girer” dedi.

TALİBAN, MUSTAFA KEMAL GİBİ BAŞARDI

Perinçek’in programda Taliban’ın ilerleyişini yine Kurtuluş Savaşı’na benzetti. Daha önce kullandığı “İstedikleri kadar beğenmesinler, aşağılasınlar, sövüp saysınlar, Taliban, aynı Mustafa Kemal Paşa’nın Türkiye’de yaptığı gibi Afganistan’ın Kurtuluş Savaşı’nı başardı” cümlelerinin hatırlatılması üzerine Perinçek, “Afganistan tıpkı bizim Kurtuluş Savaşı gibi savaş kazandı. Afganistan’da iki seçenek vardı; ya Taliban ya Amerikan köleliği. Bu gelişmeyi alkışlayacağız ve ülkemiz için umut verici olarak kaydedeceğiz” ifadelerini kullandı.

 

150 liralık PCR testine sosyal medyada büyük tepki: İhaleyi kim aldı?

Perinçek’ten itiraf: Erdoğan, cemaati cezaevine atarak 28 Şubat’ı sürdürüyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Diyanet, hutbede idareciye değil vatandaşa seslendi: İşinizi sağlam yapın

Geçen hafta Karadeniz’de meydana gelen ve 78 kişinin öldüğü sel felaketinde yöre halkını suçlayan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan sonra Diyanet de sorumluluğu vatandaşa yükledi. Diyanet, bu haftaki hutbesinde Müslüman’ın işini sağlam ve güzel yapması gerektiğini kaydetti.

BOLD – Geçen hafta Kastamonu, Bartın ve Sinop’ta meydana gelen aşırı yağışların oluşturduğu yağışlarda 78 kişi yaşamını yitirdi, kaybolan kişileri arama çalışmaları ise sürüyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bölge halkının ağaçları kesip sel felaketinin yaşanmasına neden olduklarını söyledi. Diyanet de bu haftaki hutbede konu olarak Müslümanların işini sağlam ve güzel yapması gerektiğini konusunu seçmesi dikkat çekti.

“AĞAÇLARI KESİP ÇAY DİKTİLER”

Erdoğan, katıldığı televizyon programında Karadeniz’de yaşanan sel felaketi ve Akdeniz bölgesindeki orman yangınlarında halkı suçladı. Karadeniz’de meydana gelen sel felaketine o bölgede tarım yapanların neden olduğunu öne süren Erdoğan, “Rize’de eskiden ağaçlar vardı. Bu kızılağaçları kestiler bunların yerine çay diktiler. Çay dikmekle kalmadılar. Çaya gübre verirken azot ağırlıklı gübre verdiler. Azot ağırlıklı bu gübre toprağı yakıyor. Yakıp eritmesiyle birlikte de yağmurla buluştuğu zaman bu adeta bir lapa haline geliyor ve akıp gidiyor. Bunların hepsini bu olaylarla da gördük. Şimdi bunları sürekli yaşadığımız halde kimse dinlemiyor. Yine bildiğini okuyor. Diğer yerlerde de durum ayını. Antalya, Muğla, Manavgat buralarda da yaşanan olaylara baktığımızda aynısı olmasa da buna benzer olayları yaşadık” dedi.

MÜSLÜMAN İŞİNİ SAĞLAM YAPAR

Diyanet’ten Erdoğan’ın felaketlerle ilgili halkı suçladığı sözlerine destek gibi bir hutbe geldi. “Müslüman işini sağlam ve güzel yapar” başlıklı hutbede, İslam’ın yapılan her işin hakkını vermeyi emrettiği vurgulandı. İşlerin en sağlam ve en güzelini yapma gayreti içinde olmak gerektiği vurgulanan hutbede özensiz yapılan işlerin makbul sayılmadığı kaydedildi. İşi iyi yapmanın bir Müslüman’ın hem Allah’a hem de insanlara karşı sorumluluğu olduğu belirtilen hutbede “Görevlerimizi ihmal ettiğimizde ise Rabbimizin huzurunda bunun hesabını vereceğimiz için aslında kendimizi aldatmış oluruz. Unutmayalım ki dünya ve ahirette başarıya ulaşacak olanlar, Allah’ın sünnetine uyarak çalışan ve bütün tedbirleri aldıktan sonra sonucu Allah’a havale edenlerdir” denildi.

MÜTEAHHİT TUTUKLANDI, İZNİ VERENLER SERBEST

Kastamonu’da meydana gelen selle ilgili başlatılan soruşturmada dere kenarına yapılan ve selde yıkılan binanın müteahhidi tutuklandı. İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında selin Bozkurt’ta yıktığı Ölçer Apartmanı’nın müteahhidi Mehmet Özkan İstanbul’da gözaltına alındı. Özkan, Kastamonu’da çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bina yapımı için belediyelerden onlarca izin ve belge almak gerekirken, müteahhide verilen bu karar, “Binanı yapımına izin verenlerin hiç mi suçu yok?” dedirtti.

İdare hallaç pamuğuna döndü: 624 mülki idare amirinin yeri değişti

Diyanet, hutbede idareciye değil vatandaşa seslendi: İşinizi sağlam yapın yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »