6 Temmuz 2019 Cumartesi

Eski başkan itiraz etti: İstifa etmeden görevden alınamaz

Eski Merkez Bankası Başkanı ve İyi Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası başkanının kendisi istifa etmediği sürece görevden alınmasının mümkün olmadığını söyledi.

BOLD – Eski Merkez Bankası Başkanı ve İyi Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın görevden alınması ile ilgili açıklamalarda bulundu.

GÖREVDEN ALINMASI MÜMKÜN DEĞİL

Yılmaz, “Başkanlık görevi, özel bir kanuna dayanmadıkça banka dışında teşrii, resmi veya özel herhangi bir görev ile birleşemez. Bundan başka başkan, ticaretle uğraşamayacağı gibi, bankalar ve şirketlerde de hissedar olamaz. Kendisi istifa etmediği sürece, Başkanın görevden alınması mümkün değildir” dedi.

MERKEZ BANKASININ BAĞIMSIZLIĞININ AYRILMAZ PARÇASI

Twitter hesabından açıklama yapan Yılmaz Merkez Bankası başkanı ile ilgili kanun maddelerini de yayınlayarak, “Belirtilen hususlar dışında, kendisi istifa etmediği sürece, başkanın görevden alınması mümkün değildir. Bu güvence MB bağımsızlığının ayrılmaz bir parçasıdır. Uygulamadan da görüleceği üzere bu hususun yasada yazması gerekli koşuldur. Yeterli koşul ise bu düzenlemenin siyasetçi tarafından içselleştirilmesidir. İçselleştirme de zamanla ortaya çıkacak kültürel birikimle olur. Ülkemiz de eksik olan budur. Kredibilite ve kurumsal kimlik inşası böyle olur” dedi.

BATIDA BAŞKAN SEÇİMİNDE SÜREÇ ŞEFFAF

FED, ECB gibi kurumsal kimliği güçlü merkez bankalarında görev değişikliğinin nasıl yapıldığının bilindiğini hatırlatan Yılmaz, “Önce aday isimleri ortaya çıkıyor, toplum şöyle veya böyle görüş bildiriyor ve nihayet , üç aylık bir geçiş süresinde, atamaya yetkili makam bir isimle ilgili kararını açıklar. Süreç şeffaftır, belirsizlik yoktur, piyasa açısından sürpriz yoktur. Bu da o topluma düşük enflasyon, yüksek büyüme ve güçlü istihdam ve refah olarak döner. Ülkemizdeki uygulamayı bu açıdan değerlendirebilirsiniz” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Karamollaoğlu: AKP politikaları Türk tarımına zarar verdi

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AKP’nin tarım politikasını eleştirerek, AKP’nin getirdiği ‘sertifikalı tohum’ politikasının Türkiye’nin başının belası olduğunu kaydetti.

BOLD – Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu, uygulanan tarım ve hayvancılık politikalarını eleştirdi. Küçük bir ülke olan Hollanda’nın et ve süt konusunda dünyayı beslediğini hatırlatan Karamollaoğlu, Türkiye’de ise tarım politikalarının üreticinin başının belası olduğunu kaydetti.

HİÇBİR ÇİFTÇİ TOHUM ÜRETEMEZ

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden hükümetin tarım politikasını eleştirdi. Sertifikalı tohum politikasının Türk tarımının gelişimine zarar verdiğini belirten Karamollaoğlu, “Öyle bir sertifikalı tohum politikası güdüyorlar ki hiçbir çiftçi bunun üstesinden gelip kendi tohumunu üretemez. Her attığı adımda bir harç bir vergi bir ödeme var. Normal bir çiftçi kendi tohumunu nasıl geliştirsin?” dedi.

İNSAN GİDER BİR GÖRÜR

AKP’nin tarım ve hayvancılık politikalarında Batı’daki gelişmeleri de takip etmediğini vurgulayan SP Lideri, “Gidip Batı’daki ülkelerde gelişmiş ülke artık devlet müdahil değil ‘orada da müdahale edilmiyor biz de müdahale edemeyiz’ diyemezsin arkadaş! Fransız çiftçisi bu noktaya nasıl geldi? Alman çiftçisi nasıl geldi? Hollanda’da hayvancılık nasıl oldu da küçücük bir ülke et de süt de dünyayı besliyor? Allah rızası için insan bir gider görür” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

S-400 alımı öncesi Erdoğan’dan Putin’e telefon

S-400 hava savunma sistemlerinin teslimi öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşme ile ilgili detay verilmedi.

BOLD – Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Libya’da yaşanan gelişmeler ve bölgesel konuların masaya yatırıldığı ifade edildi.

İKİLİ İLİŞKİLER MASAYA YATIRILDI

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Putin ile bugün gerçekleştirdiği telefon görüşmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le bugün bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir. Görüşmede Libya’da yaşanan krizin yanı sıra ikili ilişkiler ve bölgesel konular masaya yatırılmıştır.” denildi.

medyabold
Devamını Oku »

CHP’li eski vekil Tüm’e ‘Deniz Gezmiş’i övmek’ten dava açıldı

CHP eski Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm’e, CHP Altıeylül İlçe Teşkilatı’nın Balıkesir Şoförler Odası toplantı salonunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu eleştirdiği; Deniz Gezmiş için ise “Bu ülkenin bağımsızlığı için, demokratik bir Türkiye için emperyalizme karşı idam sehpasına gitti, o bir kahramandır, o bir devrimcidir, o bir sosyalisttir” ifadelerini kullandığı gerekçesiyle dava açıldı.

‘SİLAHLI TERÖR EYLEMLERİNE KATILMIŞ DENİZ GEZMİŞ…’

Cumhuriyet’in haberine göre Tüm için hazırlanan iddianamede, “Silahlı terör eylemlerine katılması dolayısıyla hüküm giyen Deniz Gezmiş’i öven ifadeler kullandığı bu şekilde üzerine atılı suçları teşkil eden eylemleri gerçekleştirdiği iddia, müşteki vekillerinin şikâyet dilekçeleri, CD çözümleme tutanağı, fezleke, şüpheli savunması ve tüm soruşturma evrakı kapsamından anlaşılmakla delillerin taktir ve değerlendirilmesi mahkemeye ait olmak üzere şüphelinin yargılanmasının yapılarak üzerine atılı suçtan eylemlerine uyan ve yukarıda gösterilen sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, şüpheli hakkında TCK’nin 53/(1) maddesindeki güvenlik tedbirlerine hükmolunmasına, karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur” denildi.

Tüm, 9 Temmuz Salı günü sabah 9.45’te Balıkesir Adliyesi 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacak.

kronos
Devamını Oku »

Haziranda 40 kadın erkekler tarafından öldürüldü

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2019 yılının ilk 6 ayına ilişkin raporunda cinsel şiddet ve çocuk istismarının da artarak devam ettiğini açıkladı.

İLK 6 AYDA 100 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ 

Rapor 40 kadından 2’sinin ekonomik bahaneyle, 9’unun boşanmak istemesi, barışma ya da arkadaşlık isteğini reddetmesi gibi gerekçelerle öldürüldüğünü ortaya koyuyor. Platformdan yapılan açıklamada, “şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürecek” denildi.

Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi’nin raporunda ise kadınlar için en tehlikeli yerin kendi evleri olduğu vurgulandı. BM raporunda, “Türkiye’de 2019’un ilk 6 ayında 100 kadın aile üyeleri tarafından öldürüldü” denildi.

kronos
Devamını Oku »

Urfa’da 15 yaşındaki Nazlıcan 10 gündür gözaltında tutuluyor

Urfa Barosu İnsan Hakları Merkezi’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Gözaltı süresinin uzatılması işlemi sorgu işlemidir. Hakimlerin usul ve yasaya uymayıp keyfi ve hukuksuz bir şekilde 15 yaşındaki çocuğu avukatsız sorguya alması, avukatına söz hakkı vermemesi asla kabul edilemez” denildi.

kronos
Devamını Oku »

Melih Gökçek Ankaralıları gizli kameraya kaydetmiş!

Ankara eski Belediye Başkanı Melih Gökçek’in evinde, başkentin büyük bir kısmını sesli ve görüntülü olarak izleyebilen, izinsiz ve hukuksuz bir kamera sistemi olduğu ortaya çıktı.

BOLD – Gökçek’in evindeki sistemin Özel Hayatın Gizliliği ve Kişisel Verilerin Korunması kanunlarına aykırı olduğu belirtildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ANFA Güvenlik Hizmetleri tarafından eski Belediye Başkanı Melih Gökçek’e ihtarname gönderildi.

DİKMEN VADİSİ 24 SAAT KAYDA ALINIYOR

İhtarnamede Gökçek’in Ankara’da geniş bir alanı izleyen, belediyeye ait olan ancak “Gökçek’in evine hukuksuz ve izinsiz kurulan” güvenlik kamerası sistemi olduğu ileri sürüldü. Sisteminin üç gün içinde iadesi istendi. Dikmen Vadisi’ni görüntülü ve sesli şekilde 24 saat süre ile kayda alındığı belirtilen ihtarnamede, “Bu alanlardan her gün yararlanan binlerce kişinin yazılı ve sesli görüntülerinin, rızaları alınmaksızın kayda alındığı” iddia edildi.

SİSTEM 3 GÜN İÇİNDE İADE EDİLMEZ İSE DAVA AÇILACAK

İhtarnamede sistemin 3 gün içerisinde iade edilmemesi durumunda dava açılacağı vurgulandı. Cumhuriyetin haberine göre ihtarnamede, “Dikmen vadisinde koruma ve güvenlik hizmeti devam ederken, Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığının talebi ve oluru olmaksızın; mevzuata aykırı bir şekilde yalnızca eski Güvenlik Müdürü olan Recep Yıldırım’ın talebi ile 26 Mayıs 2017 tarihinde, şahsi konutunuz içerisine, şirketimiz demirbaş listesine kayıtlı bulunan kamera kayıt ve kontrol sistemi kurulmuş olduğu, yine bu sisteme dahil olan ve Dikmen Vadisi’nin çeşitli bölgelerine yerleştirilmiş ve parkın tamamını görüntüleyen ve kayıt alan kameralar bulunduğu tespit edilmiştir” denildi.

6 ADET FULL HD GECE GÖRÜŞLÜ KAMERA

İhtarname ile iadesi istenen malzemeler ise şunlar: “6 adet full HD gece görüşlü motorize lensli muhafazalı kamera, 1 adet Ultra HD nvr kayıt cihazı, 4 adet harddisk, 1 adet switch, 150 metre network kablosu, 50 metre spiral boru, 4 adet kablosuz 1 pro full HD 2’li kamera seti, 1 adet kablosuz 2 pro full HD 3’lü kamera seti, 1 adet kesintisiz güç kaynağı, 4 adet teleskopik kamera direğinin dahil olduğu kamera kayıt ve kontrol sistemi.”

Mansur Yavaş cipleri Melih Gökçek’ten alıp halka tahsis etti

medyabold
Devamını Oku »

Yargı paketi AKP’yi ikiye böldü: Tatilden önce mi çıkacak, Ekim’e mi kalacak?

Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Meclis tatile girmeden önce çıkarılması planlanan yargı paketi, AKP’yi ikiye böldü. 80 bin kişiyi tahliye etmesi beklenen paket için bir grup, “Ekim’e bırakalım”, diğer grupsa “Tatilden önce bitirelim” diyor.

BOLD – AKP, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Yargı Strateji Belgesi çerçevesinde hazırlanan ilk yargı paketi üzerinde bir mutabakata varamadı. Pakette yer alan ve 5 yılın altındaki cezalara Yargıtay yolunu açan maddenin terör suçlarını da kapsayacak olması tartışmaya neden oldu.

AKP’NİN PAKETTE CEMAAT ENDİŞESİ

Madde ile yaklaşık 30 bin kişinin tahliye olması bekleniyor. Paketten uyuşturucu satıcıları, tecavüzcüler, katiller ve hırsızların yararlanmasında bir sakınca görmeyen AKP’li bazı hukukçuların, hizmet hareketine mensup kimselerin de tahliye olabilecek olmasından endiye duyduğu öğrenildi.

PAKETİN EKİM AYINA KALMASI GÜNDEMDE

Paketin Meclis’in tatilinden önce genel kuruldan geçirilmesi yönünde oluşan beklenti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapılan toplantı sonrasında değişti. Birinci yargı paketinin Meclis’ten geçirilmesi konusunda acele edilmemesi, gerekirse üzerinde biraz daha çalışılarak TBMM’nin yeni yasama yılına başlayacağı Ekim ayında gündeme getirilmesi seçeneği öne çıktı. AKP, paketin TBMM’den geçmesiyle tahliye olması gündeme gelecek yaklaşık 30 bin hükümlünün içinde terör suçlularının da olacağı kaygısı duyuyor.

MHP İLE DE GÖRÜŞ BİRLİĞİNE VARILAMADI

Cumhuriyet’in haberine göre, AKP’de ortaya çıkan bu eğilimin hem MHP ile görüş birliğine varılamaması hem de hukukçu milletvekillerinin bazı kaygılarını dile getirilmesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Birinci pakette yer alan ve istinaf mahkemelerinde kesinleşen 5 yılın altındaki bazı suçlara Yargıtay’da temyiz yolunun açılmasına ilişkin düzenlemede 30 bine yakın tahliye olacağı hesabı yapılırken, tahliye edilecekler arasında Terörle Mücedele Yasası’nın “terör örgütleri” başlıklı 7. maddesinin bazı fıkralarının da “temyiz” kapsamına alınması nedeniyle terör suçlarından hüküm giyenlerin de yer alacağı kaygısını dile getiren AKP’nin hukukçu milletvekilleri, cemaatten hüküm giyen bazı mahkûmların da bu kapsama girebileceğini savunuyor.

4-5 MADDELİK DE OLSA BİR PAKET ÇIKARILMALI

Bazı parti yöneticileri paketin sonbahara kaldığını belirtirken; bazıları da küçük bir ihtimal olsa da üzerinde çalışmaları süren paketin 15 Temmuz’da kapatılması planlanan TBMM’nin çalışmalarının uzatılarak çıkarılabileceğini dile getiriyor. Parti içinde bazı hukukçu milletvekilleri ise Meclis tatile girmeden önce dar kapsamlı olsa bile yargıyla ilgili bir paketin çıkarılmasının önemli olduğuna dikkat çekerek, “Gündem fazlasıyla 23 Haziran seçimiyle meşgul. Bu gündemden uzaklaşılarak ülkenin sorunlarının çözümü için yola devam edildiği mesajının verilmesi anlamında 4-5 maddelik bile olsa bir paket çıkarılmalıdır” görüşünü dile getiriyor. Yargı paketinin tatil öncesi Meclis’e sunulması gerektiği vurgulanıyor.

Teklifin kanunlaşması durumunda, son yapılan hesaplamalara göre cezaevlerindeki 80 binin üzerinde tutuklu ve hükümlünün serbest kalacağı belirtiliyor.

CHP’den karma komisyon önerisi: Terör suçlarına şiddet kriteri getirilmeli

 

medyabold
Devamını Oku »

CHP’li Öztrak: Merkez Bankası sarayın elinde tutsaktır

Bugüne kadar hiçbir Merkez Bankası başkanı görevinden alınmadı. Çetinkaya’nın da görev süresi yaklaşık 10 ay sonra dolacaktı.

‘EKONOMİ YÖNETİMİMİZE GÜVENİN’ DEME HAKKINI KAYBETTİLER  

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak Erdoğan’ın görevden alma kararının hemen ardından Twitter’dan bir mesaj paylaştı. Görevden alma kararını sert ifadelerle eleştiren Öztrak şunları kaydetti:

“Bunu da gördük. Bağımsız TCMB’nin Başkanı, Cumhurbaşkanı tarafından kurumsal hedeflere ulaşılamaması gerekçesiyle bir gece yarısı görevden alındı. Bunu yapanlar bizim ekonomi yönetimimize güvenin deme hakkını kaybetmiştir. TCMB Sarayın elinde tutsaktır NOKTA.”

kronos
Devamını Oku »

Bu hafta borsa kazandırdı, döviz ve altın kaybettirdi

BIST 100 endeksi haftalık bazda ortalama yüzde 3.26 değer kazanırken, euro/TL yüzde 3.69, altın yüzde 3.52, dolar/TL yüzde 2.20 değer kaybetti.

BOLD – Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, en yüksek 100.500,80, en düşük 98.374,47 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışa göre yüzde 3.26 artışla 95.634,78 puandan tamamladı.

Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 3.52 gerileyerek 252.20 lira, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 3.44 düşüşle 1.682,00 liraya indi. Geçen hafta 426,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı da bu hafta 411,00 liraya geriledi.

Bu hafta ABD doları yüzde 2,20 değer kaybederek 5.6390 liraya, euro da yüzde 3.69 azalarak 6.3250 liraya düştü.

Yatırım fonları yüzde 0.30, bireysel emeklilik fonları yüzde 0.47 değer kazandı. Kategorilerine göre bakıldığında ise yatırım fonları içinde en fazla kazandıran yüzde 1.42 ile “Hisse Senedi Fonları” oldu.

medyabold
Devamını Oku »

Cumartesi Anneleri 745. haftada kaçırılan 6 kişi için toplanıyor

Cumartesi Anneleri 745. Haftada Şubat ayında kaçırılan 6 kişi için toplanıyor.

Cumartesi Anneleri, 7-20 Şubat 2019 tarihleri arasında kaçırılan; Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek’i arıyor.

744 haftadır zorla kaybedilen yakınlarını arayan Cumartesi Anneleri, 745. haftada, aynı tip siyah transporter araçlarla ve kendilerini “devlet” olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırılan 6 kişi için çağrı yapacak.

Cumartesi Anneleri’nin 745. hafta için yaptıkları çağrı şöyle:

“745. haftamızda Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek nerede? sorumuza cevap verin!” diyerek buluşacağız. Sizi de ‘herkes için hukuk, herkes için adalet’ diyen sesimize eşlik etmeye çağırıyoruz. Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak kaybedilenlerin aileleri ve hak savunucuları olarak çoğu Ankara’da olmak üzere insanların kaçırılması iddiaları karşısında derin endişe içindeyiz. 7 ve 20 Şubat 2019 tarihleri arasında kaçırılan Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek’ten ailelerinin tüm çabalarına rağmen haber alınamıyor. 745. haftamızda başta Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı olmak üzere tüm yetkililere, ‘Hukuk kuralları herkese eşit ve adil bir biçimde uygulanmalıdır. Kaçırılan insanların ailelerinin savcılıklara da yansıyan iddiaları ile ilgili yaşamı koruma ve etkili soruşturma yükümlülüğünüzü yerine getirin. Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek nerede? sorumuza cevap verin!’ diyerek buluşacağız. Sizi de ‘herkes için hukuk, herkes için adalet’ diyen sesimize eşlik etmeye çağırıyoruz.”

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ’NDE

Buluşma İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi önünde olacak. Cumartesi Anneleri’nin buluşma mekanı Galtasaray Lisesi önünde toplanmalarına uzun süredir izin verilmiyor.

 

 

medyabold
Devamını Oku »

Saray’dan yeni atama kararları

Erdoğan, bakanlık ve kamu kurumlarında bazı isimleri görevden alarak yerlerine yeni isimler atadı. Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan atama kararlarına göre;

-Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nda açık bulunan İSEDAK ve Uluslararası Kalkınma İşbirliği Genel Müdürlüğü’ne Mehmet Metin Eker, aynı kurumda açık bulunan Genel Müdür Yardımcılığına ise Ertan Tosun’un atanmasına karar verildi.

ENERJİ VE TABİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI 

-Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mithat Cansız görevden alınarak yerine Şeref Kalaycı atanırken söz konusu bakanlıkta açık bulunan Teftiş Kurulu Başkanlığı’na ise Mehmet Tuntaş’ın atanmasına karar verildi.

-Kıyı Emniyeti Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Bedri Olcay Özgürce görevden alındı, yerine Mustafa Bankaoğlu atandı.

-Tarım ve Orman Bakanlığı I. Bölge Müdürü Osman Demirel, görevden alındı.

-Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğünde açık bulunan Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Üyeliğine, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdür Yardımcısı ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu Üyesi Murat Tokat’ın atanma kararı yer aldı.

-Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdür Yardımcısı Cevat Genç atandı.

-Kültür ve Turizm Bakanlığında açık bulunan Başmüfettişliklere, Hasanhüseyin Kınıklıoğlu, Nuran Altunel, İnanç Özçakmak, Özgür Semiz, Sibel Çil, Mehmet Karaman, Ertuğrul Dede, Aydın Saffet Özkan, Murat Arslan, Ömer Faruk Gölbaşı ve Özcan İzgi’nin atanmasına karar verildi.

-Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında açık bulunan Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne, Mustafa Erdoğan’ın da atama kararı yer aldı.

-Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğünde açık bulunan Yönetim Kurulu üyeliklerine, Bilal Durdalı, Ersan Aslan ve Sıtkı Varlı atandı.

-Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünde açık bulunan Yönetim Kurulu Üyeliğine, Hasan Hüseyin Aydemir atandı.

-Ticaret Bakanlığında açık bulunan Ticaret Müfettişliğine, Fatih Masatlı atandı.

SAVUNMA BAKANLIĞI’NDA DEĞİŞİKLİKLER

-Milli Savunma Bakanlığında, ekli listede yer alan kişiler hizalarında belirtilen görevlere atandı.

ÇALIŞMA BAKANLIĞI’NA 56 İŞ MÜFETTİŞİ ATANDI

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, yapılan yeterlilik sınavında başarı gösteren 56 İş Müfettişi atandı.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda açık bulunan İş Müfettişliklerine, yapılan yeterlilik sınavında başarı gösteren İş Müfettiş Yardımcıları Zehra Gülşah Arabacıoğlu, Talip Dönmez, Tevfik Mustafa Tuna, Abdullah Yıldız, Zeynep Akyürek Orman, Uğur Mavi, Vehbi Cankat Güneş, Ahmet Altan Akbaş, Beste Desticioğlu, Merve Demirci, Yasemin Sakarya, Ali Gül, Fatih Örnek, Lokman Atik, Tuğba Yiğit Yılmaz, Ayşe İdil Peşan, Bekir Kayran, Ceyda Demirer, Çağla Öksüz, Emrah Boyacıoğlu, Emre Alhayıroğlu, Ender Koca, Fatih Aydın, Fatih Kirit, Gökhan Dürümlü, Halil İbrahim Kocaer, Mustafa Şentürk, Oğuz Aydın, Pelin Pınar Koçak, Sadık Sezer, Selçuk Aytemir, Serhan Güner, Serhan Şuvak, Sezai Türeoğlu, Ali Sezer, Aydın Binici, Bertan Başar Erkeksoy, Mehmet Selim Özcan, Okan Duman, Şeyhmus Kadir Kanberoğlu, Volkan Huluz, Ali Emrecan Algın, Ayşe Özten Budak, Aytaş Ergil Özen, Elvan Gülçiçek Demirel, Fatih Özkul, Gürhan Teker, İlker Can Sayım, Mehmet Köseler, Mehmet Sait Erzincan, Murat Er, Onur Türker, Ömer Faruk Bostan, Sedat Avcı, Serhat Akpınar ve Pelin Tonka’nın atanmasına karar verildi.

kronos
Devamını Oku »

Cübbeli Ahmet: AKP zor toparlanır


Yeniçağ yazarı Murat Ağırel, kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün evine giderek söyleşi yaptı. Ağırel, Cübbeli Ahmet hakkında Halk Tv’de Cüneyt Akman’ın hazırlayıp sunduğu ‘Zamanın Ruhu’ programına bir takım belgeleri kamuoyuna açıklamıştı. Ağırel, iddiaları sormak için Cübbeli Ahmet’in evine gitti. Ağırel, Yeniçağ’daki yazısında Cübbeli Ahmet’in evini şöyle tarif etti:” Oturduğu yeri tabi ki de yazamam ama çok lüks bir sitede çok lüks bir villada yaşadığını aktarabilirim. İçeri girdiğimde de dikkatimi ilk çeken şeyler el yazması Arapça tefsirler oldu. Ayrıca özel çerçevedeki Kabe örtüsü ve altın rengindeki -belki de altın- çerçeveye konulmuş Hz. Muhammed’in ayak izinin olduğunu gördüm.”

Murat Ağırel’in ‘Cübbeli Ahmet’e sorduğu sorular ve yanıtlar şöyle:

– Cemaatlere, tarikatlara karşı biri olarak karşınızda bulunuyorum öncelikle bunu belirtmek zorundayım.İlk sorum şu; Porsche Cayenne marka aracınız var mı? Bu araca Erbakan Malkoç’un sahibi olduğu Dizayn VİP firmasında 50.000 EURO değerinde dizayn yapıldı mı? Bu aracın dizayn bedeli Vuslat Derneği yönetiminde bulunan Mahmut Polat tarafından imzalanan 5000 EUR tutarlı 10 parça senet ile mi ödendi?

– Ahmet Mahmut Ünlü: Porsche marka araç eşime ait. Babasından kalmadır. Kaza yaptık onu da bizim cemaatten birine sattık. Benim Mercedes Vito marka bir aracım var. Bahsettiğiniz dizayn koruma amaçlı yapıldı. Hakkımda istihbarat bilgileri olduğu için koruma amaçlı. Senetleri ben yeminli olduğum için imzalamadım. Uzun yıllardır cemaatimde olan iş adamı Mahmut Polat imzaladı.

– Vuslat Derneği sizin Lalegül TV’de yaptığınız programlar ile ilgili 01.01.2016 tarihinde 2 adet anlaşma yapıyor. Bir anlaşmaya göre sizin çıktığınız program için aylık 40 Bin TL reklam anlaşması, diğeri ise internet sitesi banner reklamı, insert dağıtımı, Lalegül dergisi kapaklarında reklamlar için 80.000 TL olmak üzere toplamda aylık 120 bin TL ödeneceğine dair bir anlaşma… Anlaşmayı imzalayan taraflar Lale Gül Medya adına Gürsel Yıldız, Vuslat Derneği adına ise Muhsin Keleş. Şahit olarak da Mahmut Polat. Nedir bu anlaşmalar? Dernek neden sizin programınıza sponsor oluyor? Dernek aylık 120 bin, yıllık 1.4 milyon TL parayı nereden buluyor?

– Ünlü: Benim bu ticaret hakkında bir bilgim yok. Siz dile getirince sordum Lalegül TV yetkilisi faturaları kesilmiş tarafınıza da verildi (verilen faturalar 2017 yılına ait). Kanal zor durumda. Ayakta kalabilmesi için bu tür sponsorluklar alıyor. Kadın reklamı, kadın sesi olan reklamlarda alamayınca zor durumda kalıyor tabi. Ben kitaplarımın telifini de kanala bağışladım öyle ayakta kalıyorlar. Şimdi benim programlara başka dernekler de sponsor oluyor. Bu doğal yaptıkları etkinlikleri tanıtıyorlar. Dernek parayı nereden buluyor bilmiyorum elbet valilik denetliyordur. Ben katıldığım hiçbir programdan ya da etkinlikten kuruş almıyorum.

Oğlunuz İngiltere de okumuş. Okuduğu dönem de Vuslat Derneği’nden 18.000 Sterlin alınmış ve oğlunuza gönderilmiş.

– Ünlü: Evet 18.000 Sterlin gönderildi ancak Vuslat Derneği’nden değil oğlum Ömer Ünlü tarafından gönderildi. Siz TV’den bahsedince baktırdım bir bankanın Seyit Nizam şubesinden gönderilmiş. Oğlum burada yanlış arkadaşlıklar edindi bizim de orada bir iş adamı arkadaşımız vardı önce onun yanına gönderdik sonra bir sebepten ayrılmak zorunda kaldı eve çıktı. Bu para da yıllık ev kirası bedeli.

Ahmet Bey Dekontu gördüm ancak tarihi ve şubesi benim sunduğum ile aynı değil. Benim sunduğum dekont Türkiye Finans Fatih Fevzipaşa Caddesindeki Şubeden Temmuz 2015 tarihli.

– Ünlü: Bundan bilgim yok

Peki, oğlunuz neden İngiltere’de okuyor? Hani İngiltere Emperyalist devlet, dinsiz ya, o açıdan soruyorum…

– Ünlü: Dedim ya yanlış arkadaşlar. Adnan Oktar da sordu niye Arabistan’da okumuyor diye. İngiltere’de okumadı Arabistan’a gitti zaten.

Yanınızda yani evinizde bulunan kişiler Vuslat Derneği’nde mi sigortalı?

– Ünlü: Yok benim yanımda Vuslat’tan kimse yok. Onlar Hay-Der’de sigortalı.

Peki Ahmet bey… Şimdi aracınızın içini yaptırıyorsunuz Vuslat Derneği’nin yöneticisi kefil oluyor, Programa çıkıyorsunuz Vuslat Derneği sponsor oluyor, oğlunuza para göndermek için Vuslat Derneği Sterlin alıyor ve gönderiyor. Bu bana normal gelmiyor. Vuslat Derneği sizi çok mu seviyor yoksa başka bir durum mu var?

– Ünlü: Benim herhangi bir bağım yok. Bir defa ziyaret ettim. Başka bir durum da yok.

AKP VE İMAMOĞLU AÇIKLAMALARI

Murat Ağırel yazısına şöyle devam etti: “Röportajın en can alıcı bölümü ise AKP ve Ekrem İmamoğlu’na ilişkin açıklamaları oldu.Seçimden önce Ekrem İmamoğlu için söylediği “Binali Beyi ben kaybettirdim diyen kimi kazandırdığını söylemiş oluyor haram işliyor” sözlerini açıklayan Cübbeli Ahmet, İmamoğlu hakkında, “Benim hedefim CHP ya da HDP seçmeni değildi. Saadet Partisi seçmeniydi. Onu da başardım. Yarı yarıya düşürdüm. Aslında daha çok düşürdüm ama Öcalan açıklaması sonrası MHP’liler boş atacağına Saadete oy attı” dedi. AKP’ye dair yorumu ise bence “radikal” bir tavır değişikliğini gösteriyor. Aynen aktarıyorum: 


Yeniçağ yazarı Murat Ağırel, kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün evine giderek söyleşi yaptı. Ağırel, Cübbeli Ahmet hakkında Halk Tv’de Cüneyt Akman’ın hazırlayıp sunduğu ‘Zamanın Ruhu’ programına bir takım belgeleri kamuoyuna açıklamıştı. Ağırel, iddiaları sormak için Cübbeli Ahmet’in evine gitti. Ağırel, Yeniçağ’daki yazısında Cübbeli Ahmet’in evini şöyle tarif etti:” Oturduğu yeri tabi ki de yazamam ama çok lüks bir sitede çok lüks bir villada yaşadığını aktarabilirim. İçeri girdiğimde de dikkatimi ilk çeken şeyler el yazması Arapça tefsirler oldu. Ayrıca özel çerçevedeki Kabe örtüsü ve altın rengindeki -belki de altın- çerçeveye konulmuş Hz. Muhammed’in ayak izinin olduğunu gördüm.”

Murat Ağırel’in ‘Cübbeli Ahmet’e sorduğu sorular ve yanıtlar şöyle:

– Cemaatlere, tarikatlara karşı biri olarak karşınızda bulunuyorum öncelikle bunu belirtmek zorundayım.İlk sorum şu; Porsche Cayenne marka aracınız var mı? Bu araca Erbakan Malkoç’un sahibi olduğu Dizayn VİP firmasında 50.000 EURO değerinde dizayn yapıldı mı? Bu aracın dizayn bedeli Vuslat Derneği yönetiminde bulunan Mahmut Polat tarafından imzalanan 5000 EUR tutarlı 10 parça senet ile mi ödendi?

– Ahmet Mahmut Ünlü: Porsche marka araç eşime ait. Babasından kalmadır. Kaza yaptık onu da bizim cemaatten birine sattık. Benim Mercedes Vito marka bir aracım var. Bahsettiğiniz dizayn koruma amaçlı yapıldı. Hakkımda istihbarat bilgileri olduğu için koruma amaçlı. Senetleri ben yeminli olduğum için imzalamadım. Uzun yıllardır cemaatimde olan iş adamı Mahmut Polat imzaladı.

– Vuslat Derneği sizin Lalegül TV’de yaptığınız programlar ile ilgili 01.01.2016 tarihinde 2 adet anlaşma yapıyor. Bir anlaşmaya göre sizin çıktığınız program için aylık 40 Bin TL reklam anlaşması, diğeri ise internet sitesi banner reklamı, insert dağıtımı, Lalegül dergisi kapaklarında reklamlar için 80.000 TL olmak üzere toplamda aylık 120 bin TL ödeneceğine dair bir anlaşma… Anlaşmayı imzalayan taraflar Lale Gül Medya adına Gürsel Yıldız, Vuslat Derneği adına ise Muhsin Keleş. Şahit olarak da Mahmut Polat. Nedir bu anlaşmalar? Dernek neden sizin programınıza sponsor oluyor? Dernek aylık 120 bin, yıllık 1.4 milyon TL parayı nereden buluyor?

– Ünlü: Benim bu ticaret hakkında bir bilgim yok. Siz dile getirince sordum Lalegül TV yetkilisi faturaları kesilmiş tarafınıza da verildi (verilen faturalar 2017 yılına ait). Kanal zor durumda. Ayakta kalabilmesi için bu tür sponsorluklar alıyor. Kadın reklamı, kadın sesi olan reklamlarda alamayınca zor durumda kalıyor tabi. Ben kitaplarımın telifini de kanala bağışladım öyle ayakta kalıyorlar. Şimdi benim programlara başka dernekler de sponsor oluyor. Bu doğal yaptıkları etkinlikleri tanıtıyorlar. Dernek parayı nereden buluyor bilmiyorum elbet valilik denetliyordur. Ben katıldığım hiçbir programdan ya da etkinlikten kuruş almıyorum.

Oğlunuz İngiltere de okumuş. Okuduğu dönem de Vuslat Derneği’nden 18.000 Sterlin alınmış ve oğlunuza gönderilmiş.

– Ünlü: Evet 18.000 Sterlin gönderildi ancak Vuslat Derneği’nden değil oğlum Ömer Ünlü tarafından gönderildi. Siz TV’den bahsedince baktırdım bir bankanın Seyit Nizam şubesinden gönderilmiş. Oğlum burada yanlış arkadaşlıklar edindi bizim de orada bir iş adamı arkadaşımız vardı önce onun yanına gönderdik sonra bir sebepten ayrılmak zorunda kaldı eve çıktı. Bu para da yıllık ev kirası bedeli.

Ahmet Bey Dekontu gördüm ancak tarihi ve şubesi benim sunduğum ile aynı değil. Benim sunduğum dekont Türkiye Finans Fatih Fevzipaşa Caddesindeki Şubeden Temmuz 2015 tarihli.

– Ünlü: Bundan bilgim yok

Peki, oğlunuz neden İngiltere’de okuyor? Hani İngiltere Emperyalist devlet, dinsiz ya, o açıdan soruyorum…

– Ünlü: Dedim ya yanlış arkadaşlar. Adnan Oktar da sordu niye Arabistan’da okumuyor diye. İngiltere’de okumadı Arabistan’a gitti zaten.

Yanınızda yani evinizde bulunan kişiler Vuslat Derneği’nde mi sigortalı?

– Ünlü: Yok benim yanımda Vuslat’tan kimse yok. Onlar Hay-Der’de sigortalı.

Peki Ahmet bey… Şimdi aracınızın içini yaptırıyorsunuz Vuslat Derneği’nin yöneticisi kefil oluyor, Programa çıkıyorsunuz Vuslat Derneği sponsor oluyor, oğlunuza para göndermek için Vuslat Derneği Sterlin alıyor ve gönderiyor. Bu bana normal gelmiyor. Vuslat Derneği sizi çok mu seviyor yoksa başka bir durum mu var?

– Ünlü: Benim herhangi bir bağım yok. Bir defa ziyaret ettim. Başka bir durum da yok.

AKP VE İMAMOĞLU AÇIKLAMALARI

Murat Ağırel yazısına şöyle devam etti: “Röportajın en can alıcı bölümü ise AKP ve Ekrem İmamoğlu’na ilişkin açıklamaları oldu.Seçimden önce Ekrem İmamoğlu için söylediği “Binali Beyi ben kaybettirdim diyen kimi kazandırdığını söylemiş oluyor haram işliyor” sözlerini açıklayan Cübbeli Ahmet, İmamoğlu hakkında, “Benim hedefim CHP ya da HDP seçmeni değildi. Saadet Partisi seçmeniydi. Onu da başardım. Yarı yarıya düşürdüm. Aslında daha çok düşürdüm ama Öcalan açıklaması sonrası MHP’liler boş atacağına Saadete oy attı” dedi. AKP’ye dair yorumu ise bence “radikal” bir tavır değişikliğini gösteriyor. Aynen aktarıyorum: “Yeni kurulacak partiler ne yapar bilemem Davutoğlu’nun Babacan ile birlikte hareket edeceğini düşünüyorum. Arkalarında Gül bey var zaten. AKP iktidarı biraz zor toparlanır.”

kronos
Devamını Oku »

‘4 yıl uzun bir süre, fitne ve dedikoduya alet olmayacağız’

Hükümete yakın Türkiye gazetesinden Yücel Kayaoğlu’nun haberine göre özellikle son dönemde tartışmaya açılan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi konusunda değerlendirme yapan Erdoğan şöyle konuştu:

‘2010’DAN SONRA BAZI ŞEYLERE HAKİM OLMAYA BAŞLADIK’

“Parlamenter sistemden nemalananlar bugünkü sistemden şikâyet ediyor. Eski sistemde âdeta bir vesayet düzeni vardı. 2002’de iktidara geldik ama ancak 2010 yılından itibaren bazı şeylere hâkim olmaya başladık. Yeni sistemle birlikte vesayet düzeni de ortadan kalktı.”

‘İSTANBUL’U İTTİFAK YAPARAK KAZANDILAR’

“70 yıldır uygulanan parlamenter sistemin çok daha büyük sıkıntıları vardı. Yeni sistem ise henüz bir yaşında ve bebek konumunda. Bebek konumunda olan bir sistemin tartışmaya açılması doğru değildir. Bugün yeni sisteme itiraz edenler de eski vesayet düzeninden nemalananlardır. Bu sistemin en önemli özelliği ittifak kültürüdür. Ama bakıyorsunuz, yeni sistemden ve ittifaktan şikâyet edenler, İstanbul’u ittifak yaparak kazandılar. Hem şikâyet ediyorlar hem de yararlanıyorlar.”

‘DÖRT YIL UZUN BİR SÜRE’ 

“Önümüzde dört senelik seçimsiz bir dönem var. Bu süreyi iyi değerlendireceğiz. Dört yıl uzun bir süre. Bu süre içinde projelerimizi hayata geçireceğiz. Hiçbir fitne ve dedikoduya alet olmayacağız. Bu davaya gönül verenlerle, bu kadromuzla 2023’e yürüyeceğiz. İşimize odaklanacağız. Milletle dertleşeceğiz. Derdimizi paylaşacağız.”

‘SANDIĞIN VERDİĞİ MESAJI ALDIK’

“İstanbul seçimlerinin sonucu bizim beklediğimiz bir sonuç değildi. Millet bize sandıkta bir söz söylemiştir. Milletin söylediği söz konusunda bir tereddütümüz yoktur. Bu sözü elbette değerlendireceğiz. Milletin söylediği sözün, verdiği mesajın üzerinde konuşacağız.”

‘250 ŞEHİT VERMİŞKEN, 2 BİNİN ÜZERİNDE GAZİ VARKEN’

Toplantıda ayrıca, bazı milletvekillerinin “FETÖ” ile mücadele kapsamında bazı mağduriyetlerin yaşandığını gündeme getirmesi üzerine de Erdoğan’ın “250 şehit vermişken, 2 binin üzerinde gazimiz varken, kusura bakmayın bir mağduriyetten söz edilemez. Hiçbir arkadaşım da bu mağdur söylemine inanmasın, kendini kaptırmasın” uyarısında bulunduğu aktarıldı.

‘MHP İLE İTTİFAK SÜRECEK’ 

Bazı milletvekillerinin ise MHP ile yapılan ittifakı eleştirerek “Tavanda yapılan ittifaklar, aynı şekilde karşılık bulmadı” dediği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, MHP ile ittifakın süreceği mesajını verdiği kaydedildi.

kronos
Devamını Oku »

5 Temmuz 2019 Cuma

Adalet Bakan Yardımcısı Menteş AYM üyeliğine atandı

Anayasa Mahkemesi’nin yeni üyesi Adalet Bakanı Yardımcısı Selahaddin Menteş oldu. Karar Resmi Gazete’de yayımlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcılığı görevini yürüten Selahaddin Menteş’i, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) yeni üyesi olarak atadı.

Menteş, 12 yıl boyunca AYM üyeliği görevini yürütecek.

SELAHADDİN MENTEŞ KİMDİR?

3 Ekim 1970 tarihinde Malatya’ da doğdu. ilk, orta ve lise eğitimini sırasıyla Elazığ ili Sivrice İlköğretim Okulu, Sivrice Ortaokulu ve Sivrice Lisesinde tamamladı.

1988 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1994 yılında mezun oldu.

1995 yılı Eylül ayında Elazığ Adli Yargı Hâkim Adayı olarak kamu görevine başladı. Stajını bitirdikten sonra 1998 yılında Denizli Buldan hâkimi olarak atandı. Buldan da ki görevinden sonra Eskişehir-Han, Adıyaman-Gölbaşı hâkimi olarak görev yaptı. Bu görevleri sırasında Kadastro Mahkemesi, Sulh Hukuk Mahkemesi, Asliye Ceza Mahkemelerinde çalıştı.

2006 yılında Diyarbakır’da CMK 250 maddeyle yetkili Ağır Ceza Mahkemesinde üye hâkim olarak görev yaptı.

2010 yılında Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı ve Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığı görevlerini 2012 Haziran ayına kadar yürüttü.

2012 Yaz Kararnamesi ile Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına atandı.

2013 yılında Mazeret Kararnamesi ile Ankara Adliyesine atandı.

2014 Şubat-Mayıs 2017 tarihleri arasında müsteşar yardımcılığı, Mayıs 2017-Ekim 2017 tarihleri arasında Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Başkanlığı yaptı.

18 Ekim 2017 – 21 Temmuz 2018 tarihleri arasında Müsteşar olarak görev yaptı.

21 Temmuz 2018 tarihinde Bakan Yardımcısı olarak atanan Sayın Menteş, evli ve iki çocuk babası.

kronos
Devamını Oku »

Almanya 5G teknolojisini kullanmaya başladı

Almanya’nın telekomünikasyon şirketi Deutsche, ülkede planlaması yapılan 20 şehirden 2’si olan başkent Berlin ve Bonn’da 5G teknolojisinin halkın hizmetini sunulduğunu açıkladı.

BOLD – İlk olarak 2 şehirde başlayan 5G teknolojisi, ilerleyen zamanlarda Darmstadt, Hamburg, Leipzig ve Münih şehirlerinde de kullanıma açılacak. Gelecek 18 ayda ise Almanya’nın 20 büyük şehri 5G teknolojisine kavuşacak.

Deutsche mağazalarında 5G uyumlu Samsung Galaxy S10 telefonlar 899 euro fiyat etiketiyle satışa çıktı. Telefona ek olarak limitsiz internet planı da 84.95 eurodan satışa sunuluyor.

5G teknolojisi, 4G teknolojisine göre oldukça büyük avantajlar sunuyor. Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip ülkede veri aktarım hızını artırmak ve bununla birlikte yüksek kapasiteli, gecikme süresi neredeyse olmayan, düşük maliyetli bir iletişim altyapısının oluşturulması temel öncelik.

Almanya’da 19 Mart’ta başlayan 5G teknolojisi için frekans lisans ihalesi 12 Haziran’da tamamlanmıştı. Almanya’nın telekomünikasyon sektöründeki düzenleyicisi konumunda bulunan Federal Ağ İdaresi (BNetzA), 52 gün süren ihalenin toplam bedelini 6 milyar 549 milyon euro olarak açıklamıştı. 5G ihalesine katılan ve bu ihaleyi kazanan Deutsche Telekom, bu aşamada 2 milyar 170 milyon euro ödeme yapacak.

Deutsche Telekom’un yöneticisi Dirk Wössner, 5G teknolojisini sokağa en kısa zamanda ulaştırmak için çalıştıklarını, ancak Alman bürokrasisi nedeniyle yaşanan gecikmelerden rahatsız olduklarını söyledi.

medyabold
Devamını Oku »

Sosyal medyada küçük İskender kavgası

Devamını Oku »

Erdoğan, Merkez Bankasından Çetinkaya’yı gönderdi Uysal’ı getirdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’yı görevden alındı. Yerine yardımcısı Murat Uysal’ı atadı.

BOLD – Atamaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı. Karara göre, Murat Çetinkaya 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 35’inci maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2’nci maddesi gereğince görevden alındı.

Bu suretle boşalan TCMB Başkanlığına, kurumda Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Murat Uysal getirildi. Atamanın ardından TCMB’den yapılan duyuruda, Merkez Bankası Başkanlığına atanan Uysal’ın, 9 Haziran 2016 yılından bugüne kurumda Başkan Yardımcılığı yaptığı hatırlatıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan Atama Kararı’na göre Merkez Bankası Başkanlığı’na atanan Murat Uysal, karardan hemen sonra kendi imzasıyla bir açıklama yaptı.

HEMEN AÇIKLAMA YAPTI

Uysal, Merkez Bankası’nın kanunla kendisine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde temel amacı olan fiyat istikrarını sağlamaya odaklı para politikası araçlarını bağımsız bir şekilde uygulamaya devam edeceğini belirtti. Yeni dönemde fiyat istikrarı ve finansal istikrar hedefleri doğrultusunda uygulanacak politikalar ile ilgili iletişim kanallarının en üst düzeyde kullanılacağını ve bu çerçevede önümüzdeki günlerde bir basın toplantısı düzenleyeceğini savundu.

MURAT UYSAL KİMDİR?

Murat Uysal, 1971 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümünden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Bankacılık Anabilim dalında yüksek lisans yapan Uysal, meslek hayatına 1998’de bankacılık sektöründe başladı.

2007-2011 tarihleri arasında Türkiye Halk Bankası’nda Para ve Sermaye Piyasaları Daire Başkanı olarak görev yapan Murat Uysal, 2011 yılı Kasım ayından itibaren de Türkiye Halk Bankası’nda Hazine Yönetimi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. Eş zamanlı olarak, 2008-2010 yılları arasında Halk Yatırım A.Ş. Denetim Kurulu üyesi, 2011 yılında Halk Portföy A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi, 2012-2014 yılları arasında Halk Portföy A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı, Nisan 2015 – Nisan 2016 tarihleri arasında Halk Leasing Finansal Kiralama A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi görevlerini yürüttü. 2014 yılı Mart ayından itibaren ise Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürdü.

Murat Uysal, 9 Haziran 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı’na atandı.

medyabold
Devamını Oku »

Muhalefet referandum istedi!

CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, milletin partili cumhurbaşkanı istemediğine dikkat çekti. AKP’ye referandum yapma çağrısı yaptı. İYİ Parti’den de destek geldi.

BOLD – Meclis’te yaptığı konuşmada Altay, şunları söyledi:

“Millet karar verdi, evet. Millet kararı verir, yarın da değiştirir. Daha önce de millet başka bir anayasaya karar verdi, 82 Anayasası’na da millet sandığa gidip karar verdi. Şimdi, yüreğiniz yetiyorsa… Ben bir “sandık, seçim” diye söylemiyorum ama ben hep şunu savundum: Başkanlık sistemi de olabilir yeter ki etkin, katı kuvvetler ayrılığını tesis edelim. Partili Cumhurbaşkanını bu millet is-te-mi-yor. Eğer istiyorsa, öyle iddia ediyorsanız gelin, sırf bunun için bir referandum yapalım, millet bunu istiyorsa biz de milletin karşısında esas duruşa geçer ‘Başüstüne’ deriz. Olay bundan ibaret.”

EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ SARAYIN OLDU

İYİ Parti Grup Başkan Vekili Lütfü Türkkan da “Bu sistemin değiştirilmesi, tartışılması için gereken o kadar çok sebep var ki… Sayın konuşmacılar bunlara başlasalar sabahı buluruz ama ben Sayın Akbaşoğlu’nun bir sözünden yola çıkarak ifade ediyorum. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” ifadesi ruhunu kaybedip bu sistem sayesinde ‘Egemenlik kayıtsız şartsız sarayındır’ şekline dönüşmüştür. Bu bile bu sistemin tartışılması için yeterli bir sebeptir” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li vekilden “hala aydınlatılmadı” eleştirisi

AKP’li vekilin Sivas ve Başbağlar katliamlarında aydınlatılamayan, açıklığa kavuşturulamayan yönler bulunduğunu söylemesi, “İktidarda 17 yıldır CHP mi vardı” tepkisine neden oldu.

BOLD – AKP Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, Sivas ve Başbağlar katliamlarının ardından 26 yıl geçmesine rağmen her iki katliamın da acısının hala yüreklerde ve taze olduğunu söyledi. Sorgu, her iki olayın da tam aydınlatılamayan, açıklığa kavuşturulamayan yönleri bulunduğunu kaydetti.

26 YILDIR AYDINLATILMADI

Mecliste basın toplantısı düzenleyen Sorgun, Sivas’ta 26 yıl önce Madımak Otel’de 33 kişinin katledildiğini, bu olaydan üç gün sonra da Erzincan Başbağlar’da 33 kişinin katledildiğini belirtti.

Başbağlar’da, bir akşam saatinde 28’i cami cemaati olmak üzere, içinde kadın ve çocukların da bulunduğu 33 canın, köyü basan teröristlerce katledildiğini hatırlatan Sorgun, “Aradan 26 yıl geçmiş olmasına rağmen her iki katliamın da acısı hala yüreklerde ve taze. Her iki olayın da tam aydınlatılamayan, açıklığa kavuşturulamayan yönleri var” dedi.

KAYNAKLARI ADİLANE PAYLAŞMALIYIZ

12 Eylül öncesinde sağ-sol çatışması tezgahlarıyla Türkiye’yi yoranların daha sonra Alevi-Sünni, sağcı-solcu tezgahları kurduklarını belirten Sorgun, “Bugün de Suriyeliler provokasyonu ile Türk, Kürt, Arap etnisiteleri üzerinden ülkemizi içeriye hapsederek hemen dibimizde kukla terör devletçikleri kurma ve Doğu Akdeniz’in petrol ve doğal gazını paylaşma peşindeler. Önce 82 milyon bir ve beraber olarak, arkasından da mezhebi, meşrebi, ırkı, dini, dili ne olursa olsun bölge halkları olarak, bölgenin imkanlarını, kaynaklarını adilane bir şekilde paylaşmalıyız. Küresel emperyalizmin sömürüsüne bırakmamalıyız” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Hükümtetin ddialı programı çok ama sonuç yok

Hükümet, başta ekonomi, tarım, sanayi olmak üzere hemen hemen her alanla ilgili iddialı programlar açıklıyor ancak bunları hiçbiri hayata geçirilmiyor.

BOLD – AKP hükümeti, ülkeyi içine düşürdüğü durumdan çıkarabilmek için her alanda programlar açıklayıp duruyor. Çok büyük iddialarla açıklanan programlarda ise bir sonuç alınamıyor.

UYGULAMAYA KOYAMADIKLARI İDDİALI PROGRAMLAR AÇIKLIYORLAR

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, iktidarın sorunları çözmek yerine, bir türlü uygulayamaya koymadıkları iddialı programlar açıkladığını belirtti. Türkiye’de tarımın ardından sanayi sektörünün de üvey evlat haline getirildiğini belirten Budak, “Ekonominin temel dinamiklerinden birisi olan sanayi sektörü ciddi şekilde kan kaybetmeye başladı. Son göstergeler sektörün ciddi alarm verdiğinin ortaya koyuyor. Ama iktidar ne yapıyor? Sorunları çözmek yerine, bir türlü uygulayamaya koymadıkları iddialı programlar açıklıyorlar” dedi.

PROGRAM SONUÇLARI KAMUOYU İLE PAYLAŞILMADI

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi veren Budak, “ TÜİK tarafından son açıklanan verilere göre, 2019 yılı Nisan ayında sanayi üretimi yüzde 4 gerilerken, Türkiye ekonomisi 2018 yılı 4’üncü çeyreğinde yüzde 3, 2019 yılı 1’inci çeyreğinde yüzde 2.6 oranında küçülmüştür. İhracat içinde yüksek teknolojili ürünlerin payı ise sadece yüzde 3.5 seviyesindedir. Bu noktada, ekonomi yönetimi döviz ihtiyacının azaltılması ve katma değerli üretim gerçekleştirilmesi amacıyla yıllar içinde çeşitli defalar “sanayide yerlileştirme”, “ürün yerlileştirme”, “yerli üretime destek” gibi iddialı program açıklamışlardır. Ancak bu programların ne kadarının hayata geçirildiği ve bunlardan alınan sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmamıştır” dedi.

FARKLI BAKANLAR AYNI PAKETLERİ Mİ AÇIKLADILAR?

Budak, önergede Bakan Varank’a şu soruları yöneltti:

“Dönemin Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ürün yerlileştirme programının meyvelerini vermeye başladığı şeklinde açıklama yapılmıştı. Bu açıklamada geçen ‘yerlileştirme’ programı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yeni dönemde uygulayacağı yerlileştirme programı arasındaki fark nedir? KOBİ ve girişimciler için 17 Ağustos 2018’de açıklanan 16 maddelik destek paketinin 1’inci maddesinde yer alan ‘ithal 2739 ürünün incelenmesi sonucu minimum 30 milyar dolara karşılık gelen öncelikli ürün gruplarının yerlileştirilmesi’ çalışmaları ne aşamadadır? 2019 yılı Mart ayında Bakanlığınızın yaptığı ‘En öncelikli yapısal reformumuz ürün yerlileştirme programı olacak. Ara malı ithalatını azaltarak yerli üretimin teknoloji yoğunluğunu, uluslar arası pazara entegre bir biçimde daha da artırmayı amaçlıyoruz’ açıklamasında geçen ürün yerlileştirme programı çalışmalarına başlanmış mıdır? Başlandıysa hangi aşamaya gelinmiştir? Alınan sonuçlar nelerdir? İleri teknoloji ürünlerinin toplam ihracat içinde yüzde 3.4’e gerileyen payının yükseltilmesi öngörülmekte midir? Bunun için nasıl bir program uygulanacaktır?”

 

 

medyabold
Devamını Oku »

Yeni Merkez Bankası Başkanı’ndan ilk açıklama

Merkez Bankası Başkanlığı görevine getirilen Murat Uysal kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından ilk mesajını paylaştı. Uysal, “Para politikaları araçlarını bağımsız olarak uygulamaya devam edeceğim. Uygulanacak politikalarla ilgili iletişim kanallarını üst düzeyde kullanacağım” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’yı görevden aldı. Çetinkaya’nın yerine yardımcısı Murat Uysal, Cumhurbaşkanlığı kararıyla atandı. Görevden alınan Murat Çetinkaya’nın görev süresinin bitmesine yaklaşık 10 ay vardı.

 

CHP’DEN GÖREVDEN ALMAYA SERT TEPKİ

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak Erdoğan’ın görevden alma kararının hemen ardından Twitter’dan bir mesaj paylaştı. Görevden alma kararını sert ifadelerle eleştiren Öztrak şunları kaydetti:

“Bunu da gördük. Bağımsız TCMB’nin Başkanı, Cumhurbaşkanı tarafından kurumsal hedeflere ulaşılamaması gerekçesiyle bir gece yarısı görevden alındı. Bunu yapanlar bizim ekonomi yönetimimize güvenin deme hakkını kaybetmiştir. TCMB Sarayın elinde tutsaktır NOKTA.”

MURAT UYSAL KİMDİR?

1971 yılında İstanbul’da doğan Murat Uysal, Galatasaray Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi (İngilizce) İktisat Bölümünden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Bankacılık Anabilim dalında yüksek lisans yaptı.

Meslek hayatına 1998 yılında bankacılık sektöründe başlayan Uysal, 2007-2011 tarihleri arasında Türkiye Halk Bankasında Para ve Sermaye Piyasaları Daire Başkanı olarak görev yaptı. 2011 yılı Kasım ayından itibaren de Türkiye Halk Bankasında Hazine Yönetimi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. Eş zamanlı olarak, 2008-2010 yılları arasında Halk Yatırım A.Ş. Denetim Kurulu üyesi, 2011 yılında Halk Portföy A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi, 2012-2014 yılları arasında Halk Portföy A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı, Nisan 2015 – Nisan 2016 tarihleri arasında Halk Leasing Finansal Kiralama A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi görevlerini yürüttü. 2014 yılı Mart ayından itibaren ise Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı  görevini sürdürdü.

Murat Uysal, 9 Haziran 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı’na atandı.

kronos
Devamını Oku »

3. Havalimanı yoğun gürültü kirliliğine yol açıyor

3. Havalimanında uçakların kalkış ve özellikle de iniş rotaları yoğun nüfusun yaşadığı ilçe merkezleri üzerinden geçiyor. Bu ilçelerde yaşayan 7 milyon insan ciddi bir gürültü kirliliğine maruz kalıyor.

BOLD – CHP İstanbul Milletvekili ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi Dr. Ali Şeker, İstanbulluların yoğun şikayetine sebep olan İstanbul Havalimanı kaynaklı gürültü kirliliğini iki ayrı soru önergesi ile Meclis gündemine taşıdı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan ve Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya yönelttiği önergeler ile konunun bir an evvel çözülmesi gerektiğine dikkati çeken CHP’li Şeker, Meclis’te yaptığı konuşma ile de İstanbul halkının çözüm beklediğini vurguladı.

7 MİLYON KİŞİNİN HAYATINI OLUMSUZ ETKİLİYOR

İstanbul Havalimanı’nın emekçilerin haklarının gaspı yanında çevre ve doğa üzerinde oluşturduğu tahribat ve halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkisi sebebiyle de yoğun eleştiri aldığını hatırlatan CHP’li Şeker, “Projenin çoğunluğunun Kuzey ormanları üzerinde inşa edilmiş olması bölge habitatını da olumsuz etkiledi. İstanbul Havalimanı’nın hizmete girmesinin ardından uçakların kalkış ve özellikle de iniş rotaları yoğun nüfusun yaşadığı ilçe merkezleri üzerinden geçmekte; Büyükçekmece, Beylikdüzü, Bağcılar, Avcılar, Esenyurt, Küçükçekmece ve Başakşehir başta olmak üzere İstanbul’da yaşayan yaklaşık 7 milyon insan gece ve gündüz ciddi bir gürültü kirliliğine maruz kalmakta” dedi.

2.5 DEDİLER, 13 MİLYON AĞAÇ KESTİLER

Yaşanan bu gürültü kirliliğinin eğitim kurumları, hastaneler gibi kamu binalarında sunulan kamu hizmetine de olumsuz etki ettiğini belirten CHP’li Şeker, “Kuzey Ormanları Savunması tarafından yapılan son açıklamaya göre İstanbul Havalimanı için ÇED raporunda 2.5 milyon ağacın kesileceği belirtilirken son aşamada 13 milyon ağaç kesildiği belirlendi. İstanbul Havalimanı inşaatı sebebiyle Kuzey ormanlarında yaşanan tahribat betonlaşmayı ve şehrin ısısını artırdı, bu da hissedilen ısı ve nemde artışa yol açtı. Özellikle içinde bulunduğumuz yaz aylarında şehir nüfusunun önemli bir bölümü yüksek nem ve saat sınırı olmaksızın uçakların yarattığı gürültü kirliliği sebebiyle kaliteli bir uyku uyuyamamakta” diye konuştu.

Dr. Ali Şeker önergelerinde aşağıdaki sorulara yanıt istedi:

İstanbul Havalimanına ilişkin uçuş rotaları belirlenirken bölge habitatına, doğal yaşama ve İstanbulluların yaşam kalitesine olan etkisi neden göz ardı edilmiştir?
İstanbul Havalimanı kaynaklı gürültü kirliliğinin ölçümüne yönelik Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından herhangi bir tespit çalışması yapılmış mıdır? Yapıldı ise sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması düşünülmekte midir?
İlgili rotaların yerleşimlerin az olduğu yerler ile deniz ve göl akslarına kaydırılmasına yönelik bir çalışma yapılması düşünülmekte midir?
İstanbul Havalimanı uçuş rotalarının şehir merkezleri üzerinden belirlenmesinin halk sağlığı üzerinde yarattığı etkilerin tespitine ilişkin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılmış herhangi bir çalışma mevcut mudur? Mevcut ise bu çalışmanın sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması düşünülmekte midir?
Halk Sağlığını olumsuz etkileyen, İstanbul Havalimanı kaynaklı gürültü kirliğinin azaltılması için uçuş rotalarının yerleşim yerlerinden uzak şekilde belirlenmesine yönelik Sağlık Bakanlığı tarafından bir talepte bulunulmuş mudur?

medyabold
Devamını Oku »

5 milyon emekli geçinmek için bir işte çalışıyor

Türkiye’de 12 milyon emekliden 5 milyonu, asgari ücretin altında maaş alıyor. Bu emekliler, ilerleyen yaşlarına rağmen evini geçindirebilmek için çalışmak zorunda kalıyor.

BOLD – Emeklilerin yaşadıkları sıkıntılarla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın toplantısı düzenleyen CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, yaklaşık 12 milyon emeklinin onurlu bir yaşam mücadelesi verdiğini, 5 milyon emeklinin ikinci bir işte çalıştığını veya iş aradığını söyledi. Beko, emeklilerin geçinebilmeleri için en düşük emekli maaşının net 2 bin 500 lira, bayram ikramiyesinin bin 750 lira olmasını gerektiğini söyledi.

SARAYA PARA VAR EMEKLİYE YOK

Son günlerde çaya, şekere, elektriğe zam yapıldığını hatırlatan Beko, “Erdoğan’a yüzde 26, Bülent Arınç’ın da içinde olduğu Yüksek İstişare Kurulu üyelerine yüzde 40 zam yapıldı. Bağ-Kur ve SGK emeklilerine yüzde 5, memur emeklisine yüzde 6 zam. Genelde saraya para var, memura, emekliye, işçiye para yok.” dedi.

850 TL MAAŞ BAĞLANIYOR

Asgari ücretle çalışan bir işçiye emekli olması halinde 850 lira maaş bağlandığını vurgulayan Beko, “Emekliler insanca yaşayabilecekleri ücret talep ediyorlar. Emekliler, en düşük ücretin Temmuz 2019 itibarıyla dul ve yetim aylıkları dahil net 2 bin 500 lira olmasını, ücret artışlarının bilimsel olarak enflasyon artışıyla birlikte milli gelir artışından pay verilerek hesaplanmasını talep ediyor. Emekliler, yılda iki kez verilen ikramiyelerin bin 750 lira olmasını ve her yıl asgari ücret artışı tutarında artırılmasını istiyor” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Fehmi Koru’dan dikkat çeken yazı: Politikada yaş önemli değildir!

Devamını Oku »

Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya görevden alındı

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya görevden alındı. Çetinkaya’nın yerine yardımcısı Murat Uysal atandı. Karar Resmi Gazete’de yayımlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan Merkez Başkanı Atama Kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan Atama Kararı’na göre, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı (Guvernorü) Murat Çetinkaya görevden alınarak yerine Murat Uysal’ın atanmasına karar verildi.

Diğer yandan Adalet Bakan Yardımcısı Selahattin Menteş, Anayasa Mahkemesi üyeliğine atandı.

MURAT UYSAL KİMDİR?

1971 yılında İstanbul’da doğan Murat Uysal, Galatasaray Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi (İngilizce) İktisat Bölümünden mezun oldu.

Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Bankacılık Anabilim dalında yüksek lisans yaptı.Meslek hayatına 1998 yılında bankacılık sektöründe başlayan Uysal, 2007-2011 tarihleri arasında Türkiye Halk Bankasında Para ve Sermaye Piyasaları Daire Başkanı olarak görev yaptı.

2011 yılı Kasım ayından itibaren de Türkiye Halk Bankasında Hazine Yönetimi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. Eş zamanlı olarak, 2008-2010 yılları arasında Halk Yatırım A.Ş. Denetim Kurulu üyesi, 2011 yılında Halk Portföy A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi, 2012-2014 yılları arasında Halk Portföy A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı, Nisan 2015 – Nisan 2016 tarihleri arasında Halk Leasing Finansal Kiralama A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi görevlerini yürüttü. 2014 yılı Mart ayından itibaren ise Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürdü.

Murat Uysal, 9 Haziran 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı’na atandı.

kronos
Devamını Oku »

Çobanlık yapan çocuğun bulduğu cisim elinde patladı

Siirt’in Eruh ilçesinde, hayvan otlattığı sırada arazide bulduğu cismin elinde patlaması nedeniyle 13 yaşındaki İsmet Kılıç isimli çocuk ağır yaralandı.

ÇOCUK AĞIR YARALI

Olay, bu sabah Eruh ilçesine bağlı Akmeşe köyünde meydana geldi. Çobanlık yapan İsmet Kılıç, hayvanları otlatırken yerde bir cisim buldu. İsmet, cismi incelediği sırada patlama meydana geldi. Patlamada, Kılıç ağır yaralandı. Köy sakinlerinin ihbarıyla olay yerine gelen sağlık ekipleri, ilk müdahalesini yaptıkları Kılıç’ı askeri helikopterle Siirt Devlet Hastanesi’ne götürdü.

HAYATİ TEHLİKESİ VAR

Hastanenin acil servisinde tedaviye alınan Kılıç’ın hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi. Patlamanın meydana geldiği bölgede jandarma tarafından inceleme yapıldı.

kronos
Devamını Oku »

CHP’den karma komisyon önerisi: Terör suçlarına şiddet kriteri getirilmeli

CHP’nin yargı reformu açıklamasında “OHAL uygulamalarının yarattığı hak ihlallerinin giderilmesi, uzun tutukluluğun sonlandırılması ve terör suçlarında şiddet uygulama kriteri” istendi.

BOLD – CHP, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından duyurulan yargı reformuyla ilgili açıklama yaptı. CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, partisinin Adalet ve Anayasa komisyonlarına üye milletvekilleriyle birlikte hazırladıkları ortak çalışmada, yargı reformu konusunda TBMM’de grubu bulunan ve bulunmayan tüm partilerin yer alacağı karma bir komisyon kurulması önerisinde bulundu.

Cumhurbaşkanlığı tarafsızlığının sağlanması, OHAL uygulamalarının son bulması, uzun tutukluluk süreleriyle ilgili düzenleme yapılması gerektiğine işaret eden Kaboğlu, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik düzenleme yapılması gerektiğini kaydetti.

NORMALLEŞMENİN İLK ADIMI

TBMM Anayasa Komisyonu ile Adalet Komisyonu’nun CHP’li üyeleri, dün, parlamentoda yargı reformu konusunda öncelikle atılması gereken adımlarla ilgili ortak bir açıklama gerçekleştirdi. CHP’li üyeler adına açıklama yapan Kaboğlu, gerçekçi bir yargı reformu için TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin eşit sayıda üyelerinin ve grubu olmayan parti temsilcilerinin görüşlerinin alınabileceği karma bir komisyon kurulması gerektiğini vurguladı.

YARGI REFORMU DEĞİL MAKYAJ

Reformun sınırlı bir değişimi kapsadığını ve temel sorunların inkâr edildiğine dikkat çeken Kaboğlu, “Temel sorunlara yönelik bir çözüm iradesini ortaya koymayan bir yargı paketinin getireceği yenilik, hangi isimle takdim edilirse edilsin bir reform değil, gerçek sorunları örten bir makyajlama faaliyetinin ötesine geçemeyecektir” görüşünü dile getirdi. Kaboğlu, atılması gereken adımlar konusunda şunları dile getirdi: “Cumhurbaşkanı’nın parti genel başkanlığından çekilmesi, normalleşme yolunda atılması gereken ilk adımdır. Esasen OHAL ortam ve koşullarında anayasal kamuoyu oluşmadan dayatılan ve hükümet sistemini değiştiren anayasa değişikliğinin demokratik usullere uygun olarak yeniden ele alınması siyasi ve hukuki bir ihtiyaçtır. Bu ancak, hükümet sistemine ilişkin bir reform ile mümkündür.”

OHAL’İN İHLALLERİ GİDERİLSİN

Anayasanın amir hükümlerinin uygulanması gerektiğini anlatan Kaboğlu, yargı reformu kapsamında atılması gereken adımları, “HSK’nin siyasi yapısından arındırılması”, “OHAL uygulamalarının yarattığı hak ihlallerinin giderilmesi”, “düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı gösterilmesi”, “toplantı ve yürüyüş hakkına saygı gösterilmesi”, “Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığının sağlanması” olarak sıraladı. Kaboğlu, Terörle Mücadele Yasası’nda yapılacak değişiklikle bazı suçlarda şiddet uygulama kriterinin getirilmesi gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı’na hakaret suçuna ilişkin düzenleme yapılması gerektiğine dikkat çeken Kaboğlu, Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda bir parti genel başkanı olduğunu anımsatarak, “Kişiye özel hakaret düzenlemesi olmamalı” dedi.

REFORM MECLİS TATİLE GİRMEDEN ELE ALINMALI

Reformla mahkemelerin bağımsızlığı ve kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı doğrultusunda adil yargılama hakkının hedeflenmesi gerektiğine işaret eden Kaboğlu, tutukluluk uygulamasına yönelik Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder, Güray Öz, Selçuk Kozağaçlı’nın durumunu örnek gösterdi. Kaboğlu, pek çok siyasetçi, gazeteci, akademisyen ve başka kesimlerden muhalif insanların haksız şekilde tutuklu olduğuna işaret etti. Kaboğlu, Ergenekon davasının tamamen bir kumpas olduğunun mahkeme kararıyla da kesinleşmesinin ardından benzer içerikte olan Gezi ve Canan Kaftancıoğlu davalarına değindi. Kaboğlu, yargı reformunun Meclis tatile girmeden ele alınması gerektiğine işaret ederek, “Bu konuda bir an önce harekete geçilmelidir. Bu sorunun çözüm yeri TBMM’dir” dedi.

‘TERÖR TANIMI ELE ALINMALI’

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de yaptığı basın açıklamasında “Terör tanımı artık yoruma kapatılmalıdır. Çünkü gazeteciler, yazarlar yalnızca düşüncelerini dile getirdikleri için terörle bağlantılı olmakla suçlanıyorlar. Hem Terörle Mücadele Kanunu hem de Türk Ceza Kanunu’ndaki terör tanımı bu keyfi suçlamaya olanak tanıyor. Neyin terör faaliyeti olduğuna ilişkin sınırlar belirsiz. Bu yöndeki uluslararası standartlara, AİHM ile AYM kararlarına mutlak surette uyulması gerekiyor” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

İstanbul’dan 2 bin 62 polis ‘şark görevine’

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli 25’i rütbeli 2 bin 62 personelin tayini “şark görevi” nedeniyle Doğu ve Güneydoğu illerine çıktı, 34’ü rütbeli bin 412 personel ise başka illerden İstanbul’a atandı.

İSTANBUL EMNİYETİ’NDE 650 PERSONEL EKSİLDİ

Buna göre emniyet müdürlüğünde görevli 3 başkomiser, 3 komiser, 19 komiser yardımcısı ile 5 baş polis, 1 kıdemli polis ve 2 bin 31 polis memurunun tayin edilirken başka illerden de 3 komiser, 31 komiser yardımcısı ile 1 baş polis, 4 kıdemli polis ve bin 373 polis memuru İstanbul’a tayin edildi.

Atamalar sonucu İstanbul Emniyet Müdürlüğünün mevcut personel sayısında 650 düşüş yaşandı.

kronos
Devamını Oku »

Yargıtay’dan önemli karar: Şüpheden sonuç çıkmaz

Yargıtay, 15 Temmuz’un ardından Hizmet Hareketi mensuplarına açılan hukuksuz davaları da ilgilendiren önemli bir karar verdi. Şüpheden sanık yararlanır ilkesini hatırlattı.

BOLD Yargıtay, kuşkulu delillerin sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet verilemeyeceğine hükmetti. Kararı, Ceza Genel Kurulu verdi.

Adli bir olaydan dolayı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan iki sanık toplamda 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Suçlamaları reddeden sanıklar kararı temyiz etti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı, delil bulunmadığı gerekçesiyle sanıklar hakkında verilen mahkumiyet kararını bozdu.

Davayı ikinci kez değerlendiren Ağır Ceza Mahkemesi, ilk kararında direndi. Devreye giren Yargıtay Ceza Genel Kurulu, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda; ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” (kuşkudan sanık yararlanır) ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu hatırlatıldı. Gerçekleşme şeklinin kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı vurgulandı.

MAHKUMİYET KESİN VE AÇIK BİR İSPATA DAYANMALI

Kararda şöyle denildi: “Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya işlenmiş ise gerçekleştirme biçimi konusunda kuşku belirmesi halinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkumiyeti, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır. Mahkemenin direnme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”

medyabold
Devamını Oku »

Yunanistan parlamentosunu seçecek

Yunanistan’da halk, 7 Temmuz Pazar günü yapılacak genel seçimlerde ekonomik kriz ve memorandumlar sonrası yeni dönemin milletvekillerini belirlemek üzere sandığa gidecek. Ülkede kayıtlı yaklaşık 10 milyon seçmen, pazar günü 59 seçim bölgesinde kurulacak 21 bin 478 sandıkta oy kullanabilecek.

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın kararıyla yaklaşık 4 ay öne çekilen seçime 20 siyasi parti katılacak. Yüzde 3 seçim barajının bulunduğu ülkede partiler meclisteki 300 sandalye için yarışacak.

Seçim sistemine göre hükümet kurmayı kolaylaştırmak amacıyla seçimde birinci çıkan parti, fazladan 50 milletvekili hakkı kazanacak.

YUNANİSTAN UZUN ZAMAN SONRA YAZIN SEÇİM YAPACAK

Ülkede 1928’den bu yana ilk kez yaz aylarında yapılacak seçimde, pazar günü sıcaklık tahmininin 35 derecenin üzerinde olması, katılım oranının düşük kalmasına ilişkin endişeleri artırıyor.

Son anketlere göre ise seçim yarışı, Çipras’ın liderliğini yürüttüğü sol SYRIZA ve ana muhalefette bulunan merkez sağ rakibi Yeni Demokrasi (ND) arasında geçecek.

Kamuoyu yoklamaları, Çipras’ın erken seçim kararı almasına sebep olan 26 Mayıs’taki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerindeki mağlubiyetinin ardından, aradaki farkı kapatamadığını ve rakibini 8-11 puan geriden takip ettiğini gösteriyor.

MİÇOTAKİS’İN HÜKÜMETİ KURMASI BEKLENİYOR

Seçimlerin bu şekilde sonuçlanması halinde ise krizin zirve yaptığı 2013’te Antonis Samaras’ın başbakanlığındaki kabinede, İdari Reform Bakanlığı görevinde bulunan 51 yaşındaki Kiriakos Miçotakis’in hükümeti kurma görevini üstlenmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Eski başbakan ve Yunan siyasetine özellikle 90’larda damgasını vurmuş isimlerden Miçotakis’in oğlu ve eski Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis’in kardeşi olan Kiriakos Miçotakis’in partisi ND ile tek başına iktidara gelme ihtimali bulunuyor.

ÇİPRAS, ‘ANA MUHALEFET LİDERİ’ OLABİLİR

Bu durumda, “ülkenin en genç başbakanı” olarak son 4 yıldır görevini sürdüren ve ekonomi politikalarının yanı sıra Kuzey Makedonya ile yapılan isim anlaşması nedeniyle popülaritesini yitiren Çipras’ın, siyasi hayatına ana muhalefet lideri olarak devam etmesi bekleniyor.

Öte yandan, PASOK’un omurgasını oluşturduğu ittifak partisi Değişim Hareketi (KINAL), Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ve AP seçimlerinde kan kaybına uğrayan ırkçı Altın Şafak partilerinin de yeni dönemde Mecliste yer alacağı tahmin ediliyor.

Anketlerde, Kiriakos Velopoulos’un liderliğini yürüttüğü bir diğer aşırı sağ Yunan Çözümü (Ellinki Lisi) ve SYRIZA’nın ilk döneminde Maliye Bakanlığı görevini yürütürken ismini duyuran ancak daha sonra anlaşmazlık yaşayarak ayrılan Yannis Varoufakis’in kurduğu MERA 25 de barajı geçme ihtimali bulunan partiler arasında gösteriliyor.

kronos
Devamını Oku »

İç pazardaki daralma çimento sektörünü yurt dışına yöneltti

İç pazarda yaşanan daralma ile rotasını yurt dışına çeviren Türk çimento sektörü, Afrika’da yeni tesis kurarken bir yandan da uluslararası oyuncularla ortaklık yapıyor. Limak, Eren Holding gibi devler Orta Afrika ülkelerinde peş peşe tesisleşirken, Oyak geçtiğimiz yıl Portekizli Cimpor’u devraldı. Bir de bunlara Sabancı Holding’e ait Çimsa’nın Meksikalı Cemex’e, Oyak’ın ise Taylandlı Taiwan Cement Corporation hisse satışı eklenince Türk çimento pazarında hem roller hem de hedef coğrafya yeniden değişti.

Dünya gazetesinden Leyla İlhan’ın haberine göre, Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) ile Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda ÇEİS tarafından Deloitte Türkiye’ye hazırlatılan “Geçmişten Geleceğe Emin Adımlarla: Türk Çimento Sektörü’nün Gelişimi ve Stratejik Öneriler Raporu” paylaşıldı.

‘DÜNYANIN EN BÜYÜK OYUNCUSU ARASINDA SADECE 1 TÜRK FİRMASI VAR’

Çimentocular; düşük fiyat sektörün büyümesini ve finansman geri ödemelerini olumsuz etkilendiğini vurguladılar. Türkiye’nin dünyanın en büyük 4’üncü, Avrupa’nın ise 1’inci çimento üreticisi olmasına rağmen dünyanın en büyük 20 oyuncusu arasında sadece bir Türk firmasının yer aldığını kaydeden Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) Başkanı Suat Çalbıyık, Türk çimentocularının yabancı ülkelerde üretim yaparak global bir oyuncu olmayı hedeflediklerini kaydetti.

‘FİNANSAL KAYNAKLARA ERİŞİMİN KOLAYLAŞMASI ÖNEMLİ’

Limak’ın bu hedefler doğrultusunda Fildişi Sahili ve Mozambik’te fabrikalar açtığını söyleyen Çalbıyık, “Dünya çimento şirketleri liginde Türkiye ile özdeşleşecek, Türkiye markasına katkı sağlayacak şirketler çıkarmamız gerekir. Stratejik olarak ürün ihracatından çok oyuncu ihracına odaklanmamız gerekiyor. Lokalde üretim yapacak global Türk çimento markalarının çıkarılması için şirketlerin finansal kaynaklara erişiminin kolaylaştırılması önem taşıyor. Yıllık tüketim miktarı 2 milyon tonu bile geçemeyen Yunanistan’ın bile dünyanın en büyük ilk 20 şirketi arasında firması var” diye konuştu

kronos
Devamını Oku »

Kamuda grev kapıda: Talep ettiğimiz atla deve değil

Yaklaşık 200 bin kamu işçisinin sözleşmesinde hükümetin hâlâ teklifini vermemesi nedeniyle grev aşamasına gelindi. Kamu işvereni hükümet ile işçi konfederasyonları arasında çerçeve sözleşme imzalanmadan hiçbir sözleşmeyi sonuçlandırmıyor. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, sözleşmenin masa başında çözümlenmesini isterken, “Talep ettiğimiz atla deve değil. Rahatça nefes alacak bir ücret talep ettik” dedi.

Türk-İş’e bağlı sendikalar ocak ayında 70 bin, martta da yaklaşık 85 bin işçi adına sözleşme görüşmelerine başlamıştı. Görüşmelerde idari maddelerde çoğunlukla anlaşma sağlandı. Ücretle ilgili maddelerde ise ilerleme olmadı. Bunun için Türk-İş ile hükümet arasındaki çerçeve sözleşmenin imzalanması bekleniyor.

HÜKÜMET HÂLÂ TEKLİFİNİ SUNMADI

Taleplerini hükümete ileten Türk-İş, öncelikle düşük ücretlerin 3 bin 500 liraya çekilmesini, ardından tüm kamu işçilerine seyyanen brüt 300 lira zam yapılmasını istiyor. İlk altı ay için yüzde 15 zam talep eden Türk-İş, iki, üç ve dördüncü altı aylar için de enflasyon + 3 puan artış talebinde bulundu. Hükümet ise temmuz ayı gelmesine karşın hâlâ teklifini sunmadı.

Genel Maden-İş Sendikası’nın Kamu-İş ile yürüttüğü Türkiye Taşkömürü Kurumu ile Maden Tetkik Arama Kurumu’nda (MTA) çalışan işçileri ilgilendiren sözleşmede arabulucu süreci de geçtiğimiz gün sona ermişti.

kronos
Devamını Oku »

TBMM’nin Sincan Cezaevi raporunda hasta ve çocuklar yok

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Sincan Cezaevi Raporu hazırladı. Ancak ne cezaevindeki çocuk ve bebekler ne de hasta tutuklulara raporda yer verilmedi.

BOLD – Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu, 17 Ocak tarihinde Sincan Cezaevi’ni ziyaret etti. Komisyon ziyareti sonrası hazırladığı Sincan Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporunu görüştü.

HDP, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu tarafından hazırlanan Sincan Cezaevi Raporu’na muhalefet şerhi düştü. Muhalefet şerhinde hak ihlalleri ile hasta ve çocukların durumuna yer verilmemesi eleştirildi.

42 ÇOCUK ANNELERİ İLE KALMAK ZORUNDA

Muhalefet şerhinde, cezaevinde anneleri ile birlikte kalmak zorunda olan 42 çocuk bulunduğu belirtildi. Çocuklar için son derece gerekli olan beşik, bebek bezi, ilaç, vitamin, süt, mama, cici bebe, meyve, oyuncak gibi ihtiyaçlarının temininde sorunlar yaşandığı vurgulandı. Çocuklar için geniş yaşam alanlarının sunulmadığı, hastalık hallerinde ani müdahalelerin yapılmadığı belirtildi.

KOMİSYON ZİYARETİ CEZAEVİNE HABER VERİLMİŞ

Komisyon üyesi ve Hakların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekili Ebru Günay, komisyonun Sincan Cezaevi ziyaret öncesi, cezaevi idaresinin haberdar edildiğini dile getirdi. Günay, “Cezaevi yönetiminin haberdar edilmesi bazı eksikliklerin bir günlüğüne tamamlanması sonucuna yol açmış olup bu nedenle ziyaretten edindiğim izlenimlerin sağlıklı olmadığı hususunu vurgulamak isterim” dedi.

SÖZLÜ VE FİZİKİ SALDIRILAR UYGULANIYOR

Muhalefet şerhinde, koğuşlara sıklıkla baskın düzenlendiği, aramalar yapıldığı, arama esnasında koğuşların dağıtıldığı, gazete, dergi, kitap ve radyonun yasaklandığı, TV kanallarında ise yalnızca idarenin izin verdiği kanalların gösterildiği vurgulandı. Mahpusların hastane ve mahkemelere gidişlerinde sözlü ve fiziki saldırıların uygulandığı dile getirildi.

AĞIR HASTALARIN TEDAVİ HAKLARI ELLERİNDEN ALINIYOR

Muhalefet şerhinde ayrıca açık görüş saatlerinin kısa tutulduğu, şartlı tahliye hakkını elde eden mahpuslara verilen basit disiplin cezaları ile bu haklarının ellerinden alındığı, koğuşlarda esas duruş ve askeri sayım dayatmasının yapıldığı, hasta mahpusların durumunun vahamet arz ettiği ve hastane sevklerinin yapılmadığı, ağır hastalık hallerinde dahi hastaneye ya geç götürüldükleri yahut hiç götürülmedikleri, doktorların hasta mahpusları tedavi etmelerinin engellendiği kaydedildi.

KADIN MAHKUMLARA ÇIPLAK ARAMA DAYATMASI

Şerhte ayrıca mahkumların havalandırmaya çıkma, sohbet, spor haklarının engellendiği, koğuşların son derece kalabalık olduğu ve kalacak yer sorununun yaşandığı, avukat görüşmelerinin kısıtlandığı, kantinde satılan ürünlerin pahalı ve yetersiz olduğu, kadın cezaevinde kalan kadın mahpuslara yönelik çıplak arama dayatması uygulandığı da dile getirildi.

Meclis’ten yükselen ses: “Yargı reformu 700 bebeği ve annelerini cezaevinden çıkarmalı”

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’dan Gül ve Babacan’a salvolar: İstikametini şaşıranlar boş çuval gibi devrilecekler

AKP’li ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni parti kuracak muhalifleri sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan, “İstikametini şaşıranlar, rüyalara dalanlar boş çuval gibi devrilecekler” dedi.

BOLD – Seçim sonuçlarını ve güncel konuları milletvekilleri ile yaptığı toplantıda masaya yatıran Erdoğan, Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nu hedef aldı.

AKP’NİN GÖLGESİNİ KENDİ GÖLGELERİ SANIYORLAR

Erdoğan, “Rüyalara dalanlar, mühendislik hesaplarıyla konum bulmaya çalışanlar, AK Parti’nin gölgesini kendi gölgesi sananlar içi boş çuval gibi devrilecektir. Onların ne peşinde olduğu değil, bizim ne iş yaptığımız önemli” dedi. Yunus Emre’nin bir şiirinden alıntı yapan Erdoğan, “Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep, dediler ilim geride, illa edep illa edep” diye konuştu.

VEKİLLER BAKANLARDAN ŞİKAYETÇİ OLDU

Cumhuriyet’tin haberine göre Erdoğan, milletvekilleriyle gruplar halinde toplantı yapılması kararı alırken, 60 vekilin yer aldığı ilk grupla sabah kahvaltısında bir araya geldi. 3.5 saat süren toplantıda söz alan vekiller, eleştirilerini dile getirdi. Bir milletvekili, eskiden milletvekillerinin ve TBMM’nin daha itibarlı olduğunu, yeni sistemle birlikte geriye gidiş olduğunu belirterek, bakanlardan şikâyetçi oldu.

ESKİ SİSTEME DÖNME TARTIŞMASI MİLLETE HAKARETTİR

Edoğan, vekillerin bakanlara ulaşamadıklarını söylemesi üzerine “Öyle şey olmaz. Grup başkanvekilleri ve genel başkan yardımcılarına ulaşın” dedi. Sistemle ilgili eleştirileri saygıyla karşıladıklarını kaydeden Erdoğan, “Ancak bunun tartışılması, eski sisteme dönülmesinden bahsedilmesi millete hakarettir” diye konuştu.

KÜRT MESELESİ VAR DEMEK BANA HAKARETTİR

Toplantıda bazı milletvekilleri Kürtler’in ötekileştirildiği eleştirisinde bulundu. Erdoğan, “Biz Kürtler için her şeyi yaptık. Kürt meselesi var demek bana, bize hakarettir. Türkiye meselesi vardır. Türkiye’yi bir bütün olarak ele almak gerekir”ifadelerini kullandı.

BEN ÖTEKİLEŞTİRMİYORUM YAPILANLARI ANLATIYORUM

Bir milletvekilinin partinin kullandığı üslup ve dilin kutuplaşmaya yol açtığı, daha kucaklayıcı olması gerektiğini belirtmesi üzerine Erdoğan, “Ben kimseyi ötekileştirmiyorum. CHP’nin, HDP’nin yaptıklarını anlatıyorum” dedi. Havuz medyasının partiye artık zarar vermeye başladığını kaydeden bir milletvekili, “Hiç kimse havuz medyasını izlemiyor, inanmıyor da” dedi.

İSTANBUL SEÇİMLERİNİ YENİLEME BİR HATAYDI

23 Haziran seçiminin yenilenmesinin büyük bir hata olduğunu söyleyen milletvekilleri oldu. “13 bin fark o şekilde kalsaydı İmamoğlu da rahat edemezdi. Mağduriyet algısı da oluşmazdı” görüşü dile getirilirken, bir milletvekili Abdullah Öcalan’ın mektubuyla ilgili olarak “Öcalan son anda CHP’ye oy isteseydi biz seçimi alırdık” şeklinde konuştu.

İbrahim Kalın, Babacan ve Erdoğan görüşmesini doğruladı

medyabold
Devamını Oku »

‘Mariam Kavakçı’ eleştirisine 1.5 yıl hapis cezası

Cumhuriyet gazetesi yazarı Işıl Özgentürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı Mariam Kavakçı’nın Instagram fotoğraflarını eleştirdiği yazısı nedeniyle 1.5 yıl hapis cezası aldı.

BOLD – Işıl Özgentürk’ün 13 Ocak 2019 tarihinde kaleme aldığı “Yeni kuşak türbanlılar” başlıklı yazısı nedeniyle yargılandığı davada karar çıktı. Hâkim, Özgentürk’e, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlamasıyla 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Hükmün açıklanması geri bırakılmazken, hâkim yargılama giderlerini ise Özgentürk’ün ödemesine hükmetti.

İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada söz alan müşteki Mustafa Doğan İnal, Özgentürk’ün yazısı ‘iğrenç bir paçavra’ olarak tanımladı. “Hukukun bunu korumaması lazım” dedi. Hakim de araştırılacak ve incelenecek bir husus kalmadığını belirterek hükmünü verdi.

Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı danışmanı olarak atadığı Mariam Kavakçı.

“SEMBOL DEĞİL MODA ENSTRÜMANI”

Özgentürk, yazısında şu ifadeler dikkat çekiyor: “Cumhurbaşkanı’nın yeni danışmanı Mariam Kavakçı henüz yirmi yaşında bile değil ve Instagram’dan paylaştığı pozları insana yeni kuşak türbanlılar konusunda oldukça net bildirimler sunuyor ve bizim de ilgimizi çekmemesi olanaksız… Önce şunu söylemek mümkün, türban artık bir dini sembol değil daha çok bir moda enstrümanı.”

 

medyabold
Devamını Oku »

NATO’nun kafası karışık: Rusya’ya karşı savunma sistemleri geliştirilmeli mi?

NATO yetkilileri savunma sistemlerini Rusya’nın yeni konuşlandırdığı orta menzilli nükleer füzelerine karşı geliştirip geliştirmemek konusunda kararsız kaldı. Rusya çarşamba günü resmi olarak Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşmasını (INF) askıya almaya karar vermişti.

‘GERİLİM CİDDİ ANLAMDA TIRMANIR’

New York Times’tan Julian Barnes’ın haberine göre Nato’nun bölgenin dışından gelecek herhangi bir tehdite karşı savunma sisteminde değişiklik yapması ittifakı bölebilir ve Rusya’yı kızdırabilir. Kremlin daha önce NATO’nun eski Doğu Bloku ülkeleri Romanya ve Polonya’ya hava savunma sistemi yerleştirme kararına tepki göstermiş ve bunu kendi nükleer silahlarına bir tehdit olarak görmüştü.

Eski Pentagon yetkilisi ve NATO uzmanı Jim Townsend, savunma sistemlerinin bahsi geçen füzelere karşı güçlendirilmesi durumunda “Rusya ile geri dönüşü olmayan bir noktaya” gelineceğini söyledi ve ekledi: “Gerilim ciddi anlamada tırmanır“.

ABD INF’DEN ÇEKİLME KARARINI AÇIKLAMIŞTI

ABD şubat ayında INF’den çekilmeyi planladığını açıklamış, Rusya da benzer bir şekilde karşılık vermişti. Rusya Devlet Başkanı dün INF’yi resmi olarak askıya alan anlaşmayı imzaladı. Soğuk Savaş’ın son yıllarında ABD ile SSCB arasında imzalanan anlaşma kullanılabilecek nükleer füzelerin menzilini kısıtlıyordu.

NATO büyükelçileri bugün Rus yetkilileri yeni füzeleri konuşlandırmama konusunda ikna etmeye çalışacak ve INF’yi tekrar hayata döndürmeye çalışacak.

kronos
Devamını Oku »

Toplam değeri 88 TL olan 6 oyun ve uygulama kısa süreliğine App Store’da ücretsiz

ABD’li teknoloji devi Apple’ın işletim sistemi iOS’a uyumlu 1 adet oyun ve 5 adet uygulama, bu hafta App Store’da kısa süreliğine ücretsiz.

BOLD – Kısa süreliğine ücretsiz iOS uygulamaları serisinde bu hafta 1 adet oyun ve 5 adet uygulama bulunuyor.

1. Beep Me – Reminders

Normal fiyatı: 22 TL

Aslında adından da anlaşılabileceği gibi bir hatırlatıcı uygulaması olan Beep Me, markette bulunan ve alanındaki en hızlı, en kolay kullanıma sahip uygulamalardan biri.

45 farklı hatırlatıcı ses bulunan uygulamada hatırlatıcı notlar isteğe göre günlük, haftalık, aylık hatta yıllık olarak da ayarlanabiliyor.

2. Ace Maverick

Normal fiyatı: 5.50 TL

Listedeki tek oyun olan Ace Maverick’te helikopter pilotu olarak tedarik gemilerini koruma, rehineleri alma ve günü kurtarma görevleri veriliyor.

3. My Gratitude Journal

Normal fiyatı: 11 TL

Herhangi bir abonelik gerektirmeyen bu günlük uygulaması, kullanıcılarına şifre koruma sistemiyle yüzde 100 güvenlik de sağlıyor.

4. Bandwidth Pro

Normal fiyatı: 11 TL

Bandwidth Pro, GPRS, 3G ve Wi-Fi bağlantılarının bant genişliğinin ya da veri kullanımının ölçülebileceği bir uygulama. Farklı veri türleri desteği de bulunan uygulama, belirlenen veri sınırı aşıldığında bir uyarı bildirimi de gönderebiliyor.

5. Phone Drive: File Storage Sync

Normal fiyatı: 11 TL

Phone Drive, iPhone ve iPad ile yerel ya da bulutta bulunan dosyaları düzenlemeyi ve görüntülemeyi sağlayan bir uygulama. Phone Drive’a ayrıca Mac ya da Windows’tan Wi-Fi aracılığıyla bağlanmak ve dosya transferi yapmak mümkün.

6. Preview Your Feed

Normal fiyatı: 28 TL

Aslında bir planlama uygulaması olan Preview Your Feed ile Instagram hesapları daha ilgi çekici hâle getirilebilir.

medyabold
Devamını Oku »