23 Ocak 2021 Cumartesi

Afrika’da Türk gemisine korsan saldırısı: 1 mürettebat öldürüldü

Boden isimli Türk şirketine ait M/V Mozart isimli gemiye Batı Afrika ülkesi Gine açıklarında korsanlar saldırdı. Geminin 2. mühendisi öldürülürken, mürettebattan 15 kişi ise rehin alındı.

BOLD – Batı Afrika ülkesi Gine açıklarında M/V Mozart isimli bir Türk gemisine korsan saldırısı yapıldı. Korsanlar tarafından gemideki 1 mürettebat öldürüldü, 15 kişi rehin alındı.

GEMİNİN 19 MÜRETTEBATI BULUNUYOR

Batı Afrika ülkesi Gine açıklarında, M/V Mozart isimli bir Türk gemisi, Nijeryalı korsanlar tarafından rehin alındı. Nijerya’nın Lagos kentinden Güney Afrika’nın Cape Town kentine gitmek üzere yola çıkan geminin 19 mürettebatı bulunduğu bildirildi. İlk belirlemelere göre, Boden isimli Türk şirketine ait geminin mürettebatından 15 kişinin zorla götürüldüğü öğrenildi.

KORSANLAR PAZARLIK İÇİN HABER BEKLİYOR

4. Kaptan Furkan Yaren radar hariç tüm kabloların söküldüğünü ve korsanlar tarafından kendisine verilen rotada seyrettiklerini bildirdi. Yaren, 2. mühendis Farman Ismayılov’un ise öldürüldüğünü açıkladı. Nijeryalı korsanların pazarlık için haber beklediği öğrenildi. Gemi mürettebatında yer alan mühendislerden biri olan Süha Tatlıgül’ün teröristlerin baskını sırasında makine dairesine saklandığı ve bu nedenle durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Unutulmayan şarkılara özel albüm

Afrika’da Türk gemisine korsan saldırısı: 1 mürettebat öldürüldü yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Unutulmayan şarkılara özel albüm

Youtube kanalı Ümit Nağmeleri, unutulmayan şarkılara özel albüm hazırladı. Yeşilçam klasikleri ve daha fazlasının yer aldığı bu albüm, kanalda da playlist şeklinde yayınlandı.

BOLD – Ümit Nağmeleri, Türkçe Olimpiyatları şarkı yarışmalarında seslendirilen en özel 51 eseri bir araya getirerek ‘Best of Şarkı Albümü’ olarak tekrar yayınladı.

Birbirinden yetenekli gençlerin seslendirdiği eserleri tek albüm altında toplayarak YouTube Playlist şeklinde yayınlayan Ümit Nağmeleri’nin seçtiği şarkılar arasında Erkin Koray’ın “Fesuphanallah”, Erol Evgin’in “Bir de Bana Sor”, “Son verdim Kalbimin İşine” gibi unutulmaz şarkılar yer alıyor. Yeşilçam Klasikleri’nin de unutulmadığı listedeki parçalar daha önce Türkçe Olimpiyatları yarışmalarında öğrenciler tarafından seslendirilmişti.

Gergerlioğlu’dan bebek mahkum tepkisi: Bu çocuklar geleceğimiz

Unutulmayan şarkılara özel albüm yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Sırası gelmeden aşı olan genelkurmay başkanı istifa etti

Sırası gelmeden Kovid-19 aşısı olduğu ortaya çıkan İspanya Genelkurmay Başkanı Miguel Ángel Villarroya, istifa etti. 63 yaşındaki Villarroya, istifasını ‘silahlı kuvvetlerin itibarını korumak’ için yaptığını belirtti.

BOLD – İspanya Genelkurmay Başkanı Miguel Ángel Villarroya, kendisinin ve diğer üst düzey komutanların öncelikli aşılama gruplarının bir parçası olmamalarına rağmen Kovid-19 aşısı olmalarının ortaya çıkmasının ardından bugün istifa etti.

SAVUNMA BAKANI’NA MEKTUP YAZDI

Birgün’ün İspanyol basınına dayandırdığı haberlere göre, 63 yaşındaki Villarroya, ‘silahlı kuvvetlerin itibarını korumak’ için, Savunma Bakanı Margarita Robles’e görevden alınmasını talep eden bir mektup yazdı. Villarroya mektubunda, ‘her zaman astlarına örnek olmaya çabaladığını’ ifade etti.

KORONADAN 55 BİN KİŞİ ÖLDÜ

İspanya’da Kovid-19 nedeniyle şu ana kadar 55 bin 441 kişi hayatını kaybetti. Kayıt altına alınmış 2.4 milyondan fazla da koronavirüs hastası bulunuyor. Villarroya’ya ve diğer komutanlara protokollere aykırı bir şekilde öncelik tanınması, toplumun tepkisini çekmişti.

 

Gergerlioğlu’dan bebek mahkum tepkisi: Bu çocuklar geleceğimiz

Sırası gelmeden aşı olan genelkurmay başkanı istifa etti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

5 bin 856 kişinin Kovid-19 testi pozitif çıktı

Sağlık Bakanlığı, güncel koronavirüs tablosunu açıkladı. 5 bin 856 kişinin Kovid-19 testi pozitif çıkarken, 723 kişiye hasta tanısı kondu. Son 24 saatte koronavirüsten ölen 144 kişi ile birlikte Kovid-19’da hayatını kaybedenlerin sayısı 24 bin 933’e çıktı.

BOLD – Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı güncel koronavirüs tablosuna göre bugün 152 bin 758 test yapıldı. Tabloya göre, 5 bin 856 pozitif vaka tespit edilirken, hasta sayısı 723 oldu.

144 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

Bakanlığın açıkladığı verilere göre bugün koronavirüs nedeniyle 144 kişi yaşamını yitirdi. Son 24 saatte 152 bin 758 Kovid-19 testi yapılırken 5 bin 856 kişinin Kovid-19 testi pozitif çıktı. Hasta sayısı 723 olarak açıklanırken, 144 kişi de hayatını kaybetti. Ağır hasta sayısı 1962 oldu.

TOPLAM ÖLEN KİŞİ SAYISI 24 BİN 933

Son 24 saatte 5 bin 811 kişinin Kovid-19 tedavisi ya da karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 2 milyon 301 bin 861’e yükseldi. Bugünkü testlerle birlikte toplam test sayısı 28 milyon 348 bin 659’a ulaştı. Toplam vaka sayısı 2 milyon 424 bin 328, vefat sayısı ise 24 bin 933 olarak açıklandı.

ERİŞKİN YOĞUN BAKIMLAR HALA DOLU

Haftalık verilere göre, bu hafta hastalarda zatürre oranı yüzde 5,1, yatak doluluk oranı yüzde 45,5, erişkin yoğun bakım doluluk oranı yüzde 59,8 olarak açıklandı. Verilere göre ventilatör doluluk oranı yüzde 31,2, ortalama temaslı tespit süresi 8 saat, filyasyon oranı ise yüzde 99,9 olarak gerçekleşti.

 

Gergerlioğlu’dan bebek mahkum tepkisi: Bu çocuklar geleceğimiz

5 bin 856 kişinin Kovid-19 testi pozitif çıktı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ı öven Serdar Ortaç’ın kredi borcu 8 ay ertelendi

Türkiye’de halk banka borçları nedeniyle zor günler geçirirken, bir kamu bankasının kumar borçlarıyla gündemden düşmeyen şarkıcı Serdar Ortaç’ın kredi borcunu 8 ay ertelediği ortaya çıktı.

BOLD – Şarkıcı Serdar Ortaç, bir devlet bankasının kredi borcunu 8 ay ertelediğini açıkladı. Üç ay önce yaptığı açıklamada AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı öven Ortaç’ın bu sözleri sosyal medyada eleştirildi.

“ÖZEL BANKA OLSA DONUMU ALIRDI”

Posta’ya verdiği röportajda son aldığı krediyi ödeyemediğini belirten Ortaç, “Valla en son aldığım krediyi ödeyemediğim için koskoca devlet bankası, ‘Sen Serdar Ortaç’sın seni mahkemeye verir miyiz evlat?’ dedi ve borcumu 8 ay erteledi. Ama özel banka olsa belki donumu alırdı. Zamanında çok yatırım yaptım. Hepsi kötü alışkanlıklarımdan dolayı gitti. Ticari aklım yok benim. Zamanında kazandıklarımı doğru değerlendiremedim maalesef” dedi.

SOSYAL MEDYADA ELEŞTİRİLDİ

Serdar Ortaç’ın bu sözleri sosyal medyada eleştirildi. Yapılan sosyal medya paylaşımlarında, Ortaç ve kamu bankasının tutumuna tepki yağdı ve “Serdar Ortaç’ın kumar borcuna af mı?” ve “Devlet bankası sıradan vatandaşın borcunu ertelemez” gibi yorumlar yazıldı.

AKP’Lİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’I ÖVMÜŞTÜ

Serdar Ortaç, geçen ekim ayında yaptığı açıklamada AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a övgüde bulunmuştu. Erdoğan ve AKP’nin icraatlarını beğendiğini belirten Ortaç, “Türk liramızı bile kıymetli hale getirdiler. Sadece değer açısından değil, görünüş açısından bile” ifadesini kullanmıştı.

Gergerlioğlu’dan bebek mahkum tepkisi: Bu çocuklar geleceğimiz

Erdoğan’ı öven Serdar Ortaç’ın kredi borcu 8 ay ertelendi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Sorunlu krediler 510 milyar lirayı geçti

CHP Antalya Milletvekili ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi Çetin Osman Budak, sorunlu kredilerin 510 milyar lirayı geçtiğine dikkat çekerek, konunun Meclis’te araştırılmasını talep etti.

BOLD – CHP Antalya Milletvekili ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesi Çetin Osman Budak, pandemi öncesinde bilançoları bozulmaya başlayan reel sektör firmalarının, pandemi döneminde plansızca dağıtılan kredilerle birlikte daha da kırılgan hale geldiğini söyledi. CHP Grubu’nun konu ile ilgili Meclis Araştırması istediğini dile getiren Budak, 2021 yılında ekonominin en büyük sorununun iflas eden şirketler ve batık krediler olacağını kaydetti.

KREDİ ÖDENMESİNDE SORUN YAŞANIYOR

Reel sektörde yaşanacak sıkıntıların bankacılık sistemine sıçrayabileceğini ifade eden Budak, “İktidar önlem almak yerine batık kredi sorununu halının altına süpürdü. Pandemiyle birlikte iktidarın piyasaya ucuz kredi pompalaması ve takipteki alacaklar üzerine yapılan düzenlemeler şirketlerin ve bankaların içinde bulundukları gerçek durumun perdelenmesine neden oluyor. Halının altı doldu, taştı. Bankacılık Sistemi içerisindeki Tahsili Gecikmiş Alacak (TGA) miktarı 150 milyar liraya, yakın izlemede olan kredi miktarı ise 360 milyar liraya ulaştı. İktidarın tüm makyajlama çabalarına rağmen ödemesinde sorun yaşanan kredi tutarı 510 milyar liraya ulaştı” dedi.

ŞİRKETLERİN ÖZKAYNAKLARI ERİDİ

Budak ve 21 CHP milletvekilinin imzaladığı araştırma önergesinin gerekçesinde, “Son 11 yılda şirketlerin borçlarının hızla arttığı ve şirketlerin özkaynaklarınm çok hızlı bir biçimde eridiği görülmekte. 2009’da yüzde 40.3 düzeyinde olan özkaynakların toplam varlıklara oranı, henüz pandeminin etkisinin görülmediği 2019 yılında yüzde 28.3’e kadar gerilemiştir. Aynı dönem için borçların toplam varlıklara oranı ise yüzde 59,7’den yüzde 71,2’ye yükselmiştir” denildi.

6 AYDA PİYASAYA 765 MİLYAR LİRA POMPALANDI

Pandemiyle birlikte, iktidarın piyasaya mart ile ekim arasında 765 milyar lira kredi pompaladığını vurgulanan gerekçede, “Tahsili gecikmiş alacaklar [TGA), şirketler lehine düzenlenmiş, 90 gün olan takibe düşme süresi 180 güne çıkarılmış olmasına rağmen, yine Finansal İstikrar Raporu’na göre, TGA miktarı 150 milyar liraya, yakın izlemede olan kredi miktarı ise 360 milyar liraya ulaşmıştır. Daha bugünden ödemesinde sorun olan kredi tutan 510 milyar liraya ulaşmıştır” denilerek konu ile ilgili Meclis Araştırması açılması talep edildi.

Gergerlioğlu’dan bebek mahkum tepkisi: Bu çocuklar geleceğimiz

medyabold
Devamını Oku »

Turkish appeals court overturns acquittal in Gezi trial

A Turkish appeals court on Friday overturned the acquittal of nine people, including philanthropist Osman Kavala, in a case related to nationwide protests in 2013, according to court documents seen by Reuters.

The case had ended with the surprise acquittal of nine defendants last February due to insufficient evidence. The trial was followed closely by Turkey’s Western allies and rights groups, who said it was symbolic of what they saw as a crackdown on dissent under President Tayyip Erdogan.

A total of 16 defendants in the case were accused of organizing and spreading the 2013 Gezi protests. The cases of seven defendants who did not attend the hearings were separated and their trial continues.

Court documents showed the appeals court had ruled on Friday to overturn the acquittal and sent the case back to the lower court.

Among the reasons for overturning the acquittal, the court said some evidence had not been included in the reasoning for the verdict, and that a second case against Kavala should also be considered while ruling in the Gezi case.

The demonstrations in 2013 saw hundreds of thousands march in Istanbul and elsewhere in Turkey against plans approved by then-premier Erdogan to build a replica Ottoman barracks in the city’s Gezi Park.

Critics say Turkey’s judiciary has been exploited to punish Erdogan’s perceived opponents. The president and his AK Party say the courts make independent decisions.

Among those acquitted, last year was philanthropist businessman Kavala, who was accused of financing the protests. He has remained in jail over charges related to a failed coup attempt in 2016 despite the European Court of Human Rights calling for his release.

After the acquittal, Erdogan said the protests were a “heinous attack” aimed at the state. He said the court had “set out to acquit (Kavala) with a maneuver”, adding that the second arrest order must be respected.

All defendants in the Gezi trial deny the charges. Kavala also denies the charges related to the coup attempt.

Reuters

New detention order for Kavala after Gezi Park defendants acquitted

The post Turkish appeals court overturns acquittal in Gezi trial appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2021/01/23/turkish-appeals-court-overturns-acquittal-in-gezi-trial/
Devamını Oku »

Gergerlioğlu’dan bebek mahkum tepkisi: Bu çocuklar geleceğimiz

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, son günlerde artan bebekli annelerin cezaevine girmesi olayına tepki gösterdi. 800’den fazla bebek ve çocuğun cezaevlerinde olduğunu belirten Gergerlioğlu “Bu çocuklar bizim neslimiz, bizim geleceğimiz ve bu çocukları biz kendi elimizde mahvediyoruz” dedi.

BOLD – HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, cezaevlerindeki bebek ve çocukları Meclis’te düzenlediği basın toplantısıyla bir kez daha gündeme getirdi. Son günlerde bebekli annelerin cezaevine girme olaylarının artmasına tepki gösteren Gergerlioğlu  “Biz kendi elimizde bu çocukları mahvediyoruz” dedi.

Kronos’ta yer alan habere göre Gergerlioğlu, geçtiğimiz günlerde Ankara’da tutuklanan Yasemin ve Kasım Melizci çiftinin 9 aylık bebeğinin fotoğrafını göstererek, şunları kaydetti:

“Bakın her gün cezaevlerine bebekler giriyor, işte biz bunun için bu yasa tekliflerini veriyoruz. Bakın şu fotoğrafta gördüğünüz anne ve bebeği bir görün! Maalesef cezaevine girdi, gözaltına alınmadan önce çekilen bir fotoğrafı bu ve bu çocuk şu haliyle cezaevine girdi. Hangi vicdan bunu kaldırabilir? Düşünün bu bebek cezaevine girmiş.”

Yaşananları “zulüm” olarak tanımlayan Gergerlioğlu “Biz 800’den fazla bebek ve çocuğun cezaevinde olduğunu söylerken; kulak asmayanlar bunu görsünler! Bu nasıl bir zulümdür? Bu anne tutuklu olarak cezaevine giriyor, hükümlü olsa 18 aya kadar olan bebeğinin cezaevine girmemesi ve hüküm ertelenmesi gerekiyor ama tutuklu olduğu için bu bebek şu anda cezaevine girdi. Ankara’da 9 aylık bebekleri ile gözaltına alındı Yasemin-Kasım Melizci çifti ve şu anda bu anne ve bebeği, babası cezaevinde” ifadelerini kullandı.

‘ÇOCUKLARIN PERİŞAN EDİLDİĞİ BİR TÜRKİYE’

Gergerlioğlu, İstanbul’da tutuklanan İlayda Tekgöz’ün adliye koridorlarında sürünen iki küçük çocuğunun fotoğrafını da göstererek, “Bakın size bir başka fotoğraf daha göstereyim. Burada da adliye koridorlarında annesi mahkemedeyken dışarıda oturmuş, perişan bir halde duran iki tane çocuğun halini görüyorsunuz. Birisi 1.5 yaşında bir bebek, diğeri de 4 yaşında bir çocuk” dedi.

Bebeklerin ve çocukların anneleriyle birlikte cezaevine gönderilmesine tepki gösteren Gergerlioğlu “Adil bir yargı olması gerekiyor, bu çocuklar bizim neslimiz, bizim geleceğimiz ve bu çocukları biz kendi elimizde mahvediyoruz. Olacak iş değil. Bu çocuklar mahvoluyor, aileler parçalanıyor bu hal devam ediyor ve bizim yasa teklifi ile sunduğumuz hususlar da maalesef şu ana kadar göz ardı edilmiş durumda” şeklinde konuştu.

medyabold
Devamını Oku »

Trump’ı azil davası 8 Şubat’ta başlayacak

ABD’de görev süresi dolan eski Başkan Donald Trump’ın azil davası 8 Şubat haftasına ertelendi. Hakkında ikince kez azil soruşturması açılan ilk başkan olan Trump, görevden ayrıldıktan sonra azil davası olan ilk başkan olma sıfatını da aldı.

BOLD – ABD’de Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer, Cumhuriyetçilerle anlaşmaya vardıktan sonra Trump’a hukuk ekibini örgütleme ve savunma hazırlama şansı vermek için azil davasının 8 Şubat haftasına ertelendiğini duyurdu.

TRUMP’IN SİYASİ KARİYERİ SONA EREBİLİR

Sözcü’de yer alan habere göre Trump mahkum olursa, Senato hiçbir zaman göreve gelmemesi için oy kullanabilir ve Trump’ın siyasi kariyeri son bulabilir. Donald Trump, sadece 4 yıl başkanlık yaptığı için ABD yasalarına göre önümüzdeki dönemde 4 yıl daha başkan olma şansı bulunuyor.

BEŞ KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ

Görev süresi 20 Ocak’ta biten Donald Trump, 6 Ocak’ta Kongre binasını basan göstericileri kışkırtmakla suçlanıyor. Trump’ın mitingde hileli seçim sonucunu kabul etmemelerini söylemesinin ardından binlerce kişi Kongre binasına yürüdü. Polislerle yaşanan arbede sonucu içeri giren göstericiler, yeni başkan Joe Biden’ın tescil oylamasının durmasına yol açtı.

Güvenlik güçlerinin müdahalesi sonrası güçlükle kontrolün sağlandığı olaylarda biri polis olmak üzere beş kişi hayatını kaybetti.

medyabold
Devamını Oku »

Kaçırılan Gökhan Güneş’i arayan 12 kişi gözaltına alındı

İstanbul’da gündüz gözüyle polis oldukları ileri sürülen kişilerce kaçırılan Gökhan Güneş’in akıbetini soran 12 kişi yaptıkları eylemde gözaltına alındı.

BOLD – 20 Ocak’ta kaçırılan ve o günden bu yana haber alınamayan Gökhan Güneş için protesto düzenleyen 12 kişi gözaltına alındı.

GÖKHAN GÜNEŞ İÇİN PROTESTO

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre polis oldukları ileri sürülen kişilerce 20 Ocak’ta kaçırılan ve kendisinden hala haber alınamayan Gökhan Güneş’in ailesi ve arkadaşları İkitelli semtinde bulunan Cemevi önünde toplanarak, “Gökhan Güneş’i bulacağız”, “Gökhan Güneş nerede” sloganlarıyla İkitelli Şehit Zeki Kaya Polis Karakolu’na yürüyüş düzenledi.

KAMERA KAYITLARINI VERENE SORUŞTURMA

Karakol önünde açıklama yapan Gökhan Güneş’in ablası Nurhayat Güneş, kardeşinin 4 gün önce kaçırıldığını, girişmelerine hiçbir yanıt verilmediğini söyledi. Kardeşinin polis tarafından kaçırıldığını kaydeden Güneş, polislerin kamera kayıtlarını incelemediğine dikkati çekti.

“SOKAK SOKAK ARAYACAĞIZ”

“Kardeşimi kaybetmelerine izin vermeyeceğiz” diyen Güneş, her gün bir yerde seslerini yükselteceklerine ifade etti. Abla Güneş, “Kardeşimi bize vermedikleri sürece İçişleri Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde olacağız” diye konuştu. Gökhan’ı aramaları gerektiği yerde kendilerine kamera görüntülerini veren belediye çalışanlarına soruşturma başlatıldığını belirten abla Güneş, “Gökhan Güneş’i alacağız, onu sokak sokak aramaya devam edeceğiz” dedi.

Eyleme katılan ESP’liler de, “Gökhan Güneş’i bulana kadar bulunduğumuz her sokakta Gökhan’ı sormaya devam edeceğiz” diye belirtti.

12 GÖZALTI

Açıklama devem ederken polis kitleye müdahale etti ve Gökhan Güneş’in kardeşleri Nurhayat Güneş, Gülhayat Güneş, Sinem Güneş, halası Zübeyde Güneş, kuzeni Nazlıcan Güneş, HDP PM üyesi Helin Yılmaz, Ezgi Gökçay, Ferhat Harun Pehlivan, Bedran Çoğaltay, Tanya Kara, Ela Deniz Albayrak ile Özge Doğan’ı darp ederek gözaltına aldı.

Öte yandan Gökhan Güneş’in avukatı Sezin Uçar da Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na kaçırılmayla ilgili suç duyurusunda bulundu.

medyabold
Devamını Oku »

‘Beyaz Toros’ kabusu hortladı

15 Temmuz’un ardından adam kaçırma ve yasadışı alıkoymaların arttığına dikkat çeken Hak İnisiyatifi Derneği, olayların aydınlatılması çağrısında bulunduğu. Derneğin 2019 rakamlarına göre 15 Temmuz’dan sonra 28 insan kamu görevlisi olduğu ileri sürülen kişilerce kaçırıldı ve işkence edildi.

BOLD – Hak İnisiyatifi Derneği, 6 Ağustos 2019’dan beri kayıp olan Yusuf Bilge Tunç, 29 Aralık 2020’de ofisinden ayrıldıktan sonra bir daha haber alınamayan eski Başbakanlık Raportörü Hüseyin galip Küçüközyiğit ve 20 Ocak 2021’de İstanbul Başakşehir’de dört-beş kişi tarafından zorla kaçırılan Gökhan Güneş’in akıbetinin ortaya çıkarılması çağrısında bulundu.

KAÇIRMA, ZORLA ALIKOYMA VE İŞKENCE

Aktifhaber’de yer alan habere göre, 2019 yılında yayınladıkları “2016 Sonrası Kamu Görevlileri Tarafından Yasadışı Alıkonulma İddialarına İlişkin İnceleme ve Araştırma Raporu” başlıklı raporda 28 kişi hakkında kamu görevlileri tarafından zorla ve yasadışı şekilde uzun süre alıkonulduklarına dair iddialar toplu şekilde kamuoyuna duyurduklarını açıklayan Hak İnisiyatif, “Zorla alıkonulup daha sonra ‘ortaya çıkan’ ve gözaltına alınan bazı kişilerin anlatımlarında kendilerinin kamu görevlisi olduğunu ifade eden kişiler tarafından uzun süre işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldıkları görülmektedir” dedi.

CAN GÜVENLİĞİ ENDİŞESİ

Açıklamada, “Bu kişilerin duruşmalarının kamuoyuna kapalı şekilde yapılması, işkence iddialarının soruşturulmaması ve zorla alıkonulmuş kişilerin ailelerinin ise çeşitli telkin ve tehditlere maruz bırakılması yaşanan ihlallerin vahametini arttırmaktadır. Hatta raporumuzda inceleme konusu yapılan kişilerden Sunay Elmas ve Ayhan Oran’ın da halen bulunulmaması/ortaya çıkarılmamaları, yaşam haklarının ihlaline ilişkin bizleri endişelendirmektedir. Diğer insan hakları kuruluşlarınca da dile getirilen ve birçok ayrıntısı kamuoyuna açıklanan kaçırma ve zorla alıkonulma iddialarına ilişkin bugüne değin yetkili kamu organlarınca bir açıklama maalesef yapılmamıştır” ifadelerine yer verildi.

“YUSUF BİLGE TUNÇ HAKKINDA CİDDİ SORUŞTURMA YAPILMADI”

6 Ağustos 2019 tarihinden beri Yusuf Bilge Tunç’tan haber alınmadığını kaydeden Hak İnisiyatifi, “6 Ağustos 2019 tarihinde kaçırıldığı iddia edilen Yusuf Bilge Tunç’un izine ise henüz rastlanmamıştır. Ailesinin kendi çabalarıyla edindiği ve kamuoyuna sunduğu bilgi ve belgeler, maalesef soruşturma makamlarınca ciddi bir soruşturmanın konusu edilmemiştir. Bu bilgi ve belgeler, Yusuf Bilge Tunç’un kendilerinin kamu görevlisi olduğu iddia eden kişilerce zorla alıkonulmuş olduğunu ve gizli bir yerde işkenceye maruz kaldığı iddialarını güçlendirmektedir” dedi.

“ESKİ BAŞBAKANLIK ÇALIŞANI 29 ARALIK’DAN BERİ KAYIP”

Eski Başbakanlık Raportörü Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in kaçırılmasına da değinilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “KHK ile görevinden ihraç edilen, altı ay tutuklu yargılanıp tahliye edilen bir eski Başbakanlık çalışanı olan Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in 29 Aralık 2020 tarihinden itibaren kayıp olduğu ailesi tarafından dile getirilmektedir.”

SON ADAM KAÇIRMA GÜVENLİK KAMERASINDA

Açıklamada son olarak İstanbul’da kaçırılan Gökhan Güneş’e değinilerek, “Son olarak ta, İkitelli’deki evinden işe giderken Başakşehir’de otobüsten inen Gökhan Güneş, 20 Ocak 2021’de, kimliği belirsiz kişiler tarafından benzer şekilde, zorla bir arabaya bindirilerek kaçırılmıştır” ifadeleri kullanıldı. Açıklama şöyle devam etti:

“Daha önce kaçırılan ve zorla alıkonulan kişilerin durumunda olduğu gibi Yusuf Bilge Tunç ve Hüseyin Galip Küçüközyiğit ve Gökhan Güneş’in de akıbeti bilinmemektedir. Aileleri ve yakınları tarafından kendilerine ulaşılamamaktadır. Kamu görevlisi olduğunu iddia edilen kişiler tarafından alıkonulduklarına ilişkin makul sebeplere dayanan şüpheler bulunmaktadır. Yetkili makamların soruşturma başlatmakta ve yürütmekteki ciddiyetsizliği bu kişilerin can güvenliği hususundaki tedirginliği arttırmaktadır.

“ACİL VE ETKİN BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMELİ”

Hak İnisiyatifi Derneği olarak, kaçırıldığı iddia edilen ve raporumuzda inceleme konusu yapılan Sunay Elmas ve Ayhan Oran ile son dönemde benzer şekilde kaçırılan, Yusuf Bilge Tunç, Hüseyin Galip Küçüközyiğit ve Gökhan Güneş’in, can güvenliği ve emniyetinin Devletin pozitif sorumluluğunda olduğunu, bu şahısların bir an önce bulunarak bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesini, kaçırılma iddialarına ilişkin acil ve etkin bir soruşturmanın yürütülmesini ve iddiaların soruşturulmasında ve gereğinin yapılmasında ihmali olan kamu görevlilerinin tespit edilerek haklarında ivedilikle işlem yapılması gerektiğini hatırlatıyor, olayın takipçisi olduğumuzu Kamuoyuna bildiriyoruz.

medyabold
Devamını Oku »

Rusya’nın Kovid-19 aşısı Sputnik V Türkiye’de de üretilecek

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu, Sputnik V adlı korona virüsü aşısının Türkiye’de üretimi için bir Türk ilaç firması ile anlaşma imzalandığını duyurdu. Üretim için gerekli teknoloji transferi başladı.

BOLD – Türkiye, henüz kendi Kovid-19 aşısını üretemezken Rusya, kendi aşısı Sputnik V’yi Türkiye’de üretmek için bir ilaç firması ile anlaştığını açıkladı.

Sözcü’nün haberine göre Korona virüsüne karşı kendi aşısını geliştiren ülkelerden biri olan Rusya, aşının yurt dışında üretilmesi için anlaşmalar yapmaya devam ediyor. Ülkede Gamaleya Enstitüsü tarafından geliştirilen ve geniş çaplı olarak uygulanmaya başlayan ilk aşı olan Sputnik V’nin yüzde 90’ın üzerinde etkili olduğu öne sürülmüştü.

Sputnik V, Rusya dışında ilk olarak Hindistan’da üretilmeye başlarken, Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) kritik bir açıklamada bulundu. RDIF, Türkiye’nin de uzun süredir üretmeye talip olduğu aşı için bir Türk ilaç firmasıyla anlaşmaya varıldığını duyurdu.

TÜRKİYE YEDİNCİ ÜLKE OLDU

RDIF, Türkiye’yle yapılan anlaşma neticesinde üretim için teknoloji transferinin başladığını duyurdu. Söz konusu anlaşmaya göre üretim kapasitesinin ne kadar olacağı ise duyurulmadı. Rusya, Türkiye’nin dışında daha önce Sputnik V’nin üretilmesi için Hindistan, Güney Kore, Çin, Brezilya, Belarus ve Kazakistan’la anlaşmaya varmıştı.

medyabold
Devamını Oku »

Ressam Ali Zülfikar, Erdoğan resmini sansürleyen Alman belediye başkanı hakkında dava açtı

Ressam Ali Zülfikar’ın 2018’de Linz’de açtığı sergide AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı betimlediği “Made in Turkey” eseri Linz Belediye Başkanı Faust tarafından sansürlendi.

BOLD– Ressam Ali Zülfikar, iki yıl önce Almanya Linz’de açtığı sergide AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirel bir üslupla resimlediği “Made in Turkey” isimli çalışması Linz Belediye Başkanı Hans Georg Faust tarafından sansürlendi. Ali Zülfikar konuyu mahkemeye taşıyarak dava açtı.

SANATSAL ÖZGÜRLÜĞE SALDIRI

Linz’de 2018 Kasım ayında gerçekleşen sergide yer alan eserle ilgili sansür talebi Türkiye’den gelmiş, Linz Belediyesi resmi sansürlemiş ancak sanatçının protestosu üzerine geri adım atmak zorunda kalmıştı.

Yeni Yaşam’ın haberine göre, önce yasaklanan sonra gelen tepkiler üzerine izin verilen tabloda, Erdoğan gözlüklü resmediliyor. Sol gözde savaşın trajedisini yansıtan çığlık atan bir çocuk; sağ gözde ise cezaevindeki Selahattin Demirtaş yansıtılıyor. Sağ alt köşedeki damganın içinde ise “Erdo-Bananen Rebuplik” (Erdo Muz Cumhuriyeti) yazısı yer alıyor.

Ressam Ali Zülfikar, konuyu yargıya taşımak için neden iki yıl beklediği konusuna ise şöyle açıklık getirdi: “Sansüre uğrayıp, bu konuda açılan davalar var mı diye baktığımda çok az örnek bulabildim. Bu durumun toplum vicdanı ve sanatçı onurunu rencide eden, anayasanın temel dayanaklarına bir politikacının müdahalesiydi. Bu konuda yaşananlara duyarsız kalamazdım.”

Zülfikar, avukatı aracılığıyla dava başvurusunda bulunduklarını ve talebin kabul edildiğini söyledi. Dava Alman Yasası’nın 5. maddesi 3. bendine göre ‘sanat ve fikir özgürlüğüne saldırı’ gerekçesiyle açıldı.

Ressam Ali Zülfikar sansüre uğrayan sergi açılışında

KÜRTLER VE ERDOĞAN TARAFTARLARI KARŞI KARŞIYA GELMESİN

Zülfikar’ın ifadesine göre Linz Belediye Başkanı Faust sansüre gerekçe olarak “Ben, Kürtler ve Erdoğan taraftarlarının karşı karşıya gelmesinden çekindiğim için bu resme sansür uyguladım.” açıklamasında bulunmuş.

Sanatçı ayrıca sergiye gelenlerin başkan tarafından “Ya bu eseri tekrardan ters çevirirsiniz ya da burayı terk edersiniz.” şeklinde tehdit edildiğini de sözlerine ekledi. Zülfikar ve Linz Belediye Başkanı arasındaki dava 5 Şubat’ta görülecek.

medyabold
Devamını Oku »

Metropoll Araştırma’ya göre ‘başkanlık’ eriyor: Destek yüzde 34.5’e indi

Metropoll Araştırma’nın yaptığı çalışmaya göre Başkanlık sistemine destek giderek düşüyor. Başkanlık sistemine destek yüzde 34.5 ile 2020’nin en düşük seviyeye gerilerken güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesini isteyenlerin oranı yüzde 57.7’ye yükseldi.

BOLD – MetroPoll Araştırma ‘Başkanlık Sistemi Değerlendirmesi Aralık 2020’ araştırması sonuçlarını yayımladı. Araştırmaya göre desteğin sürekli azaldığı başkanlık sistemi yüzde 34.5’lik oranla 2020’nin en düşük seviyesini gördü.

GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEME DESTEK YÜZDE 57.7

Cumhuriyet’te yer alan habere göre araştırmaya katılanların yüzde 57.7’si “Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş yapılmalıdır” görüşünü savundu.  MHP seçmeninde bu oranın 49.5 olması dikkat çekti.

Araştırmaya göre, Nisan 2019 ile Aralık 2020 arasında başkanlık sistemi yüzde 6.4 oranında destek kaybetti. Nisan 2019 ile Aralık 2020 arasındaki dönemdeki değişim şöyle:

Araştırmaya göre AKP seçmeninde Başkanlık Sistemine karşı olanların oranı yüzde 22 iken MHP seçmeninde bu oran 45.9. Partilere göre dağılım şöyle:

medyabold
Devamını Oku »

Hiç kimse kayyum rektör Melih Bulu’nun yardımcısı olmayı kabul etmiyor

Kayyum rektör Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanmasının ardından 3 hafta geçmesine rağmen kendisine yardımcı bulamadı. İddiaya göre hiç kimse Bulu’nun götürdüğü rektör yardımcılığı teklifini kabul etmedi.

BOLD – AKP’li Melih Bulu’nun atanmasına yönelik protestolar devam ediyor. Protestolar kapsamında Boğaziçi Üniversitesi rektör yardımcılığını hiç kimsenin kabul etmediği ortaya çıktı.

Cumhuriyet’in haberine göre Bulu’nun atanmasının ardından 3 haftadan daha uzun bir süre geçti. Bu süre içinde protesto gösterileri her gün aralıksız devam etti. 22 Ocak’daki son eylemde de yine sırtlarını rektörlüğe dönen akademisyenler, “Boğaziçi Üniversitesi hocaları, öğrencileri, mezunları ve emekçileri” olarak bu atamayı reddettiklerini yinelediler. Akademisyenler, eylemde yaptıkları açıklamada, “22 Ocak’a kadar üniversitemizin rektör yardımcılığı görevini kimsenin kabul etmemiş olması bu kolektif iradenin başarısıdır” dediler.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“1 Ocak’tan beri ilkelerimizin arkasında durduğumuzu gerek kamuoyu nezdinde, gerekse kurum içi kanalları işleterek beyan etmekteyiz. Hocaları, öğrencileri, mezunları ve emekçileri ile birlikte tüm Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri, bu atamayı reddetmektedir. Bugüne, yani 22 Ocak’a kadar üniversitemizde rektör yardımcılığı görevini kimsenin kabul etmemiş olması bu kolektif iradenin başarısıdır. Yöneticilerin liyakat kıstaslarına uygun olarak demokratik yöntemlerle belirlenmesi, hem bilimsel üretim, hem de eğitim kalitesi açısından elzemdir. Bundan vazgeçmeyeceğimizin altını çiziyoruz. Öncelikli olarak üniversiteyi ve Rumeli Hisarüstü Mahallesi’ni çevreleyen ağır polis ablukasının derhal kaldırılmasını isteyen akademisyenler, Özerk ve demokratik üniversite mücadelemize devam ediyoruz. Buradayız / Kabul etmiyoruz / Vazgeçmiyoruz.”

medyabold
Devamını Oku »

Ergenekon sanıklarının dikkat çeken ölümü

Ergenekon davasının sanıklarından Seyhun Zayim, İstanbul’daki silahlı çatışmada öldürüldü. Ergenekon sanığı Fatih Derdiyok da daha önce pompalı tüfekle öldürülmüştü. Her iki isim de 2008 yılında Cumhuriyet Gazetesi’ne molotof kokteyli atmakla suçlanıyordu.

BOLD – Ergenekon Davası’nın bir sanığı daha öldürüldü. İstanbul Eyüp Sultan’da silahlı çatışmaya giren Seyhun Zayim girdiği silahlı çatışmada vurularak can verdi.

Cumhuriyet’in haberine göre dikkat çeken olay Eyüpsultan’da bulunan ünlü Pierre Loti tepesinde turistik tesislerin bulunduğu alanda 31 Aralık 2020 tarihinde saat 17.30 sıralarında meydana geldi. İki grup arasında çıkan silahlı çatışmada Seyhun Zayim vurularak hayatını kaybetti.

5 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Polis ekipleri olay yerinden kaçan yaralı Emre I., kardeşi Erhan I. ve Eyüp Can I.’yı gözaltına aldı.  Seyhun Zayim’in bulunduğu grupta olduğu anlaşılan bu kişiler, ifadelerinin alınmasının ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Polis, olayda silah kullandıkları tespit edilen şüpheliler Şuayip Ö. ve Baran P’yi de gözaltına aldı. Şüphelilerin Seyhun Zayim ve arkadaşlarıyla daha önceden husumetli olduklarını olay günü bu konuları konuşmak için Pierre Loti tepesinde buluştuklarını ancak aralarında yine kavga çıkması üzerine silahlı çatışma çıktığını anlattıkları öğrenildi.

İKİ TABANCA İNCELENİYOR

Gözaltına alınan sanıklardan Baran P.’nin daha önce 5 kez çeşitli suçlardan gözaltına alındığı tespit edildi. Diğer şüpheli Şuayip P.’nin ise 7 kez gözaltına alındığı ortaya çıktı. Şüphelilerle birlikte ele geçirilen 2 tabanca incelenmek üzere kriminal polis laboratuvarına gönderildi.

CUMHURİYET’E MOLOTOF ATMAKLA SUÇLANDI

17 suçtan sabıkası bulunan Seyhun Zayim, Ergenekon davasında Cumhuriyet Gazetesine molotof kokteyli atmaktan yargılandı ve 5 yıl cezaevine kaldı.

FATİH DERDİYOK DA ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ

Diğer yandan Cumhuriyet Gazetesi’ne 2008 yılında molotof kokteyli atmaktan Bedirhan Şinal ile birlikte yargılanan Ergenekon davası sanığı Fatih Derdiyok da pompalı tüfekle öldürülmüştü. Aralık 2014’teki olayda Derdiyok, iddiaya göre içki masasında çıkan küfürlü kavgada silahla vurularak öldürüldü. Aynı davada yargılanan arkadaşı Murat Aplak ise ağır yaralandı.

medyabold
Devamını Oku »

Selçuk Özdağ Süleyman Soylu’yu saldırganları cesaretlendirmekle suçladı

Evinin önünde saldırıya uğrayan Gelecek Partili Selçuk Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nu açıklamalarına sert tepki gösterdi. Saldırıya ilişkin “tepkisel” açıklamasını skandal olarak yorumlayan Özdağ, Soylu’nun açıklamalarıyla saldırganlara cesaret verdiğini belirtti.

BOLD – Evinin önündeki saldırıda yaralanan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu sert sözlerle eleştirdi.

“SALDIRGANLARI CESALENDİREN DE BUDUR”

Olayın ardından açıklama yapan Soylu, saldırıların organize değil tepkisel olduğunu ileri sürmüştü. Bu açıklamaya tepki gösteren Özdağ “İşte saldırganları cesaretlendiren de budur. Saldırganların adresi bellidir. Yönlendirenler, kışkırtanlar bellidir. Gereği yapılmadığı takdirde bu saldırılar devam edecek, Türk siyaseti giderek daha çok itibarsızlaşacaktır” dedi.

SOYLU’YA TEPKİ

Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Özdağ, “… daha zanlıların ifadesi alınmadan İçişleri bakanı sayın Soylu’nun olayı tepkisel diye nitelendirmesi tam bir skandaldı” ifadesini kullandı.

Soylu’nun açıklaması ile olayı asıl noktadan uzaklaştırdığını ileri süren Özdağ “Bu söz olayı bağlamından çıkaran örgütsel arka planını görmezden gelen bir sözdü. İşte saldırganları cesaretlendiren de budur. Gönül isterdi ki en sert tepkiyi sayın Soylu göstersin, ama tam tersi oldu” dedi. Ayrıca Türkiye’nin geldiği noktayı “Bir yerde siyasetçiler, gazeteciler susturulmaya çalışılıyorsa orada söz bitmiş, kavga başlamış demektir. Bu ülke suni kavgalardan çok çekti. Seçmeni tutma adına toplumu birbirine düşman edecek politikalar izlendi. Bir yerde şiddet varsa ülkeyi yönetenlerin de bunda büyük sorumluluğu vardır” sözleriyle değerlendirdi.

MHP’YE VE ÜLKÜCÜLERE: KULA KULLUK ETMEKTİR

İsim vermeden MHP’ye ve ülkücülere de eleştiriler yönelten Özdağ “Böyle bir saldırı bekliyor muydum? Hayır beklemiyordum. En azından içinden çıktığım bir camiadan beklemiyordum. Ağırıma giden de budur! Milliyetçilik milletin sözcüsü, tercümanı, vicdanı olmayı gerektirir. Körü körüne parti veya lider bağlılığının milliyetçilikle veya herhangi bir dava ile alakası yoktur. Bu bir kişinin, hırslarına, ihtiraslarına bağlanmak, kula kulluk etmektir” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Göçmen kaçakçılarına 12 ilde operasyon: 94 kişiye gözaltı kararı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 12 ilde göçmen kaçakçılarına yönelik eş zamanlı operasyon başlattı. Operasyonlarda hakkında gözaltı kararı olan 94 kişiden 72’si yakalandı.

BOLD – İstanbul Kaçakçılık ve Örgütlü suçlar bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul merkezli 12 ilde göçmen kaçakçılığı operasyonu başlatıldı. Soruşturmada 94 kişi hakkında gözaltına kararı verilirken 72 şüpheli gözaltına alındı.

Hürriyet’in haberine göre örgütlü şekilde göçmen kaçakçılığı yaptıkları ileri sürülen kişilere yönelik operasyonlarda suç örgütüyle irtibatlı şekilde kaçak yollarla Türkiye’ye giren Afganistan, Pakistan, Bangladeş, Irak ve Suriye uyruklu 1477 düzensiz göçmen de yakalandı.

Zanlıların emniyetteki işlemlerinin sürdüğü, firari 22 kişinin yakalanmasına çalışıldığı bildirildi.

Soruşturma kapsamında düzenlenen ara operasyonlarda ise gözaltına alınan 13 şüphelinin tutuklandığı, 8 tekneye de el konulduğu öğrenildi.

medyabold
Devamını Oku »

“Dükkanlar kapanmıyor” diyen Erdoğan’ı TOBB yalanladı: 24 bin 136 kepenk indirildi

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Dükkanlar kapanmıyor” açıklamasının gerçekleri yansıtmadığı ortaya çıktı. TOBB’un 2020 verilerine göre Türkiye’de geçen yıl 24 bin 136 gerçek kişi ticari işletme kapısına kilit vurdu.

BOLD – Ekonomik krizde esnafın kepenk kapattığı iddialarını yalanlayan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları tartışmaları beraberinde getirdi.  Erdoğan “Dostlar ‘Dükkanlar kapanıyor’ diyor; öyle bir şey yok!” dedi. Buna karşın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) rakamlarına göre geçen yıl 24 binden fazla esnaf kepenk indirdi.

‘KAPANAN DÜKKAN YOK’ İDDİASI

Tayyip Erdoğan, TÜGİK Genel Başkanı ve Kabulünde konuştu. Ekonomik krizde iş yerlerinin kepenk kapattığı iddialarını yalanlayan Erdoğan, “Bazı dostlar geldi, “Dükkanlar kapanıyor” dedi. İşte rakamlar ortada, kapanan falan yok. Bazı kimseler nemalanmak istiyorlar” iddiasında bulundu.

TOBB: 24 BİN 136 KEPENK İNDİRİLDİ

Ne var ki, TOBB’un verileri Erdoğan’ın açıklamalarının doğruları yansıtmadığını ortaya koydu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’niin verilerine göre; 2020 yılında 24 bin 136 gerçek kişi ticari işletme kapısına kilit vurdu. Rakamlara göre kapanan şirket sayısı ise yüzde 16,44 artışla 15 bin 366 oldu.

“YÜKSEK FAİZE KESİNLİKLE KARŞIYIM”

Diğer yandan Erdoğan ekonomi değerlendirmesinde “Ekonomi ve hukuk alanındaki reform gündemimizle ilgili yoğun bir hazırlık dönemini geride bıraktık. Yakında kapsamlı reform paketini sunacağız. Kur istikrarı enflasyonla mücadelede önemli bir yer tutuyor. Yüksek faize kesinlikle karşıyım. Bu konuda sizlerin mesajları önem arz ediyor. Niye? Çünkü siz şu anda yatırımcı konumundasınız” ifadelerini kullandı.

 

medyabold
Devamını Oku »

Şehir hastanelerinin 4 yıllık kirası ile 500’er yataklı 63 hastane yapılabilirdi

Şehir hastaneleri bütçeyi boşaltmaya devam ediyor. Yapılan hesaplamalara göre 13 şehir hastanesine 4 yılda verilen kira ile 500’er yataklı 63 devlet hastanesinin yapılabileceği ortaya çıktı.

BOLD – Şehir hastaneleri tartışması devam ediyor. Yayımlanan Cumhurbaşkanlığı 2021 Yılı Yatırım Programına göre Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle yapılan 13 şehir hastanesinin yalnızca kira bedelleri için 2017-2021 yılları arasında 21 milyar 794 milyon Türk Lirası ayrıldığı ortaya çıktı.

İKİ KATI YATAK OLABİLİRDİ

Cumhuriyet’te yer alan habere göre onuyu değerlendiren CHP Balıkesir Milletvekili Op. Dr. Fikret Şahin, “2021 yılı programında Balıkesir’e yapılması planlanan 400 yataklı Balıkesir Devlet Hastanesi’nin yatak başı maliyetinin 695 bin TL olduğu göz önünde bulundurulduğunda, 4 yılda 13 şehir hastanesinin sadece kira ödemelerine ayrılan parayla 500 yataklı en az 63 devlet hastanesi yapabilirdik. Böylece elimizde tam 31 bin 358 hastane yatağı olurdu” dedi. Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle yapılan 13 şehir hastanesinin ise yalnızca 17 bin 509 yatak kapasitesine sahip olduğunu anımsatan CHP’li Şahin, “Eğer Sağlık Bakanlığı, 21 milyar TL’yi devlet hastanesi yapımında harcasaydı, hem elimizde daha fazla yatak olacaktı hem de Kovid-19 pandemisiyle çok daha etkin bir şekilde mücadele etmiş olacaktık” ifadelerini kullandı.

MECLİS’TE BEKLİYOR

2019’un ağustos ayında Meclis’te verdiği kanun teklifini anımsatan Şahin, “İlk yapılması gereken, sözleşmelerin derhal Türk Lirası üzerinden yeniden düzenlenmesidir. Ardından bu hastaneler kamulaştırılmalıdır” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Kovid-19 ilacı piyasaya çıkmaya hazırlanıyor

İlaç şirketi Eli Lilly, antikor ilacının Kovid-19’u önlediğini duyurdu. Faz 3 denemeleri yapılan ilacın, Kovid -19 hastalarını tedavi etmede etkili olduğu açıklandı.

BOLD – Aşıların ardından şimdi de Kovid-19 ilacında umutlar tazelendi. İlaç şirketi, Eli Lilly & CO, LY-CoV555 diye de bilinen Bamlanivimab adlı ilacın Faz 3 denemelerinin Kovid-19 hastaları üzerinde etkili olduğunu duyurdu.

FAT 3 ÇALIŞMALARI DA BAŞARILI OLDU

Aşılama çalışmaları başlamasına rağmen Kovid-19 salgını henüz kontrol altına alınabilmiş değil. Salgınla mücadelede umut verici haber geldi. İlaç şirketi, Eli Lilly & CO, perşembe günü yaptığı açıklamada monoklonal antikor kombinasyon ilacının FAZ 3 çalışmalarının, huzurevi sakinleri ve personelleri arasında semptomatik Covid-19 enfeksiyonunu önlemeye yardımcı olduğunu duyurdu.

BİN 97 KİŞİDE DENENDİ

CNN International’ın haberine göre, LY-CoV555 diye de bilinen Bamlanivimab adlı ilacın FAZ 3 denemelerine toplamda bin 97 kişi katıldı. Tüm sonuçların hakemli bir klinik dergide yayınlanmak üzere sunulacağını belirten şirket, çalışmanın bulgularını bir bülten olarak yayınladı.

Şirkete göre, ilacı alan huzurevi sakinlerinin semptomatik Kovid-19’a yakalanma riski yüzde 80’e kadar daha düşürdü.

Bulgular, Kasım ayında ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından yetişkinlerde ve çocuklarda hafif ila orta dereceli koronavirüs enfeksiyonlarını tedavi etmek için acil kullanım izni verilen antikor tedavisinde önemli olan önleyici bir ilaç kullanımını öneriyor.

İlaç şirketinin baş bilim sorumlusu Dr. Daniel Skovronsky, çalışmalara ilişkin şunları kaydetti:

“Bamlanivimab’ın ciddi Covid-19 hastalığına geçiren veya bakım evlerinde olanlar da dahil olmak üzere hastaneye yatma riski yüksek olan hastalar için halihazırda bir tedavi olarak mevcut olduğu için mutluyuz.”

medyabold
Devamını Oku »

Demirtaş’ın avukatları AİHM’nin ‘derhal tahliye’ kararı için AYM’ye bireysel başvuru yaptı

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatları Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuru dilekçesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Demirtaş hakkında verdiği “derhal serbest bırakılmalı” kararının uygulanmasını talep etti.

BOLD – Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Demirtaş hakkında verdiği “derhal serbest bırakılmalı” kararının uygulanması için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu.

Başvuru ile ilgili Twitter hesabından açıklama yapan Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman,”Aihm’in, “Demirtaş derhal serbest bırakılmalı” kararına gösterilen dirence karşı, yeniden Aym’ye bireysel başvuru yaptık. Aym, biran evvel “aihm kararı bizi bağlamaz” saçmalığına son vermezse, Aihm, Aym için “etkili iç hukuk yolu değil” kararı verir. Bizden söylemesi!” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Malumun ilanı: İrfan Fidan Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçildi

Eski İstanbul Başsavcısı ve Yargıtay Üyesi İrfan Fidan, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçildi. Fidan 12 yıl boyunca Anayasa Mahkemesinde görev yapacak.

BOLD – Cumhurbaşkanı Atama, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliklerine seçilme Kararları Resmi Gazete’de yayımlandı. Anayasa Mahkemesi Üyeliğine İrfan Fidan, Danıştay Üyeliğine ise Sümer Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü 1. Hukuk Müşaviri Hümeyra Ergin Ercan seçildi.

3 İSİM ARASINDAN FİDAN ATANDI

Anayasa Mahkemesi Üyeliğine Yargıtay Büyük Genel Kurulunca gösterilen 3 aday arasından Yargıtay üyesi İrfan Fidan seçildi. Anayasa Mahkemesi’nde bulunan boş üyelik için Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nda seçim yapılmıştı. Seçimde, Yargıtay 12. Ceza Dairesi üyesi İrfan Fidan, 8. Ceza Dairesi Üyesi Nevzat Özsoy ve 17. Hukuk Üyesi Mustafa Erol en çok oyu alan üç isim olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu üç isimden İrfan Fidan’ı AYM üyeliğine seçti.

‘REFORM’ FİDAN’A YARADI

İrfan Fidan, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘yargı reformu’ açıklamalarından kısa bir süre sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevinden Yargıtay’a atanmıştı. Atama, bazı çevreler tarafından ‘tenzili rütbe’ olarak değerlendirilmişti. Ancak Fidan Yargıtay 12’inci Ceza Dairesi üyeliğine atanır atanmaz, Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday oldu.

SKANDAL ERTELEME İDDİASI

Diğer yandan Yargıtay’da normalde 1 Aralık’ta yapılacak olan seçimler, bazı üyelerin koronavirüse yakalandığı gerekçesiyle ertelenmişti. Ertelemenin, İrfan Fidan’ın seçimlere yetişebilmesi için gerçekleştirildiği ileri sürülmüştü.

Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre Danıştay Üyeliğine ise Sümer Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü 1. Hukuk Müşaviri Hümeyra Ergin Ercan seçildi. Ayrıca karara göre Danıştay Üyeliği’ne, Hakimler Savcılar Genel Kurulunca belirlenen, Ankara, Konya ve Gaziantep Bölge İdare Mahkemeleri Başkanları Fatih Zencirci, Mustafa Nafiz Acar ve Yüksel Navdar seçildi.

medyabold
Devamını Oku »

22 Ocak 2021 Cuma

Mavi Vatan Doğu Akdeniz’de karaya oturdu

Mavi Vatan doktrini Türkiye’yi köşeye sıkıştırdı. AKP’li Türkiye yıllardır süren statükoyu Mavi Vatan teziyle bozunca Yunanistan yeni hamlelerle kendine alan açtı. Batı kıyılarında İtalya ile olan sorunlarını çözen Yunanistan, İyon Denizi’nde karasularını 12 deniz mili olarak ilan etti. AB ve ABD’nin desteğini arkasına alan Yunanistan’a son olarak Rusya da “Her ülkenin karasularını 12 deniz miline kadar ilan etme hakkı var” diyerek, destek verdi.

FATİH YURTSEVER | ANALİZ

Mavi Vatan olarak adlandırılan doktrin en basit tanımıyla; Türkiye’nin Ege ve Doğu Akdeniz’de olası deniz yetki alanları üzerinde tam egemenlik haklarına sahip olduğunu iddia eden, Hitler’in “hayat alanı” tanımlaması ile benzer şekilde milliyetçi duygulara hitap eden, kendilerini ulusalcı ve anti emperyalist olarak tanımlayan emekli askerlerin fikir babalığını yaptığı bir kavram olarak özetlenebilir.
Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti ile yapılan Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Anlaşması bu doktrinin sahadaki ilk uygulaması diyebiliriz.

MAVİ VATAN TEZİ ÇÖKTÜ

Hükumete yakın medyanın da yoğun propaganda faaliyetleri ile Cem Gürdeniz ve Cihat Yaycı kamuoyu önünde Mavi Vatan doktrinine hayat veren kişiler olarak lanse edildiler. Söz konusu amirallerin temsil ettiği grup “Mavi Vatan” söylemi ile Erdoğan rejimine dış politika üzerinden iç politikayı şekillendirme imkânı verirken, kendilerine de siyasi güç devşirdiler. Ancak gelinen aşamada duvardan çekilen tuğla, taşların Türkiye aleyhine bir duvar örülecek şekilde yeniden yerine konulmasını sonuç verdi.

Gücünün üzerinde söylemler ile kendi bölgesinde tek başına oyun kurucu olduğuna inanan veya koalisyon ortakları tarafından inandırılan Erdoğan, kendi iç politik gündemi üzerinden dışarıda Türkiye karşıtı ne kadar güç varsa bir araya gelmesine neden oldu. Doğu Akdeniz’e kıyısı olmayan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Güney Kıbrıs ile savunma ve iş birliği anlaşması imzaladı, F-16 uçaklarını gerektiğinde Türkiye’ye karşı kullanılmak üzere Girit Adası’na konuşlandırdı. Mısır ve Yunanistan Doğu Akdeniz’de askeri iş birliğini en üst seviyeye çıkardı. Oysaki, 2011 yılında aynı Mısır tarihinin en geniş katılımlı askeri tatbikatını Doğu Akdeniz’de Türkiye ile yapmıştı.

MISIR’DAN KRİTİK İMZA

Mısır, Türkiye için Doğu Akdeniz’de en kötü senaryo olan Yunanistan-Mısır Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlandırma anlaşmasını imzaladı. Daha düne kadar Libya’da Türkiye’nin oyun kurucu rolünün devam etmesi bir ulusal güvenlik meselesi iken, taraflar Mısır’ın ev sahipliğinde yapılan Libya görüşmelerinde yeni anayasanın aralık sonunda yapılacak seçimler öncesinde referanduma sunulmasını kararlaştırdılar. Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) girişimi ile yapılan “Libya Anayasa Komitesi” görüşmelerinde varılan mutabakatın ayrıntıları, şubat ayında yapılacak görüşmelerde ele alınacak. Görüşmelerde referandum tarihinin belirlenmesi ve aralık ayında yapılacak seçimlere ilişkin de bir yol haritasının şekillendirilmesi planlanıyor. Anlaşmaya göre yabancı savaşçıların ve askerlerin Libya’dan ayrılması gerekiyor. Bu durumda Türkiye askerlerini Libya’dan çekmek zorunda kalacak. Yeni kurulacak hükümetin ve Temsilciler Meclisinin ise, Türkiye ile yapılan MEB Anlamasını onaylayacağı meçhul.

GÖZLER KRİTİK ZİRVEDE

Aralık ayında yapılan AB Liderler Zirvesi Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında Türkiye’ye yönelik bağlayıcı bir yaptırım kararı almayarak, konuyu mart ayında yapılacak zirveye öteledi. Bu zirve öncesinde şubat ayında NATO zirvesi yapılacak. AB’nin Türkiye’ye yönelik tavrında Biden yönetiminin tavrı belirleyici olacak. Joe Biden yönetiminin dışişleri bakan adayı Blinken’ın Kongre’de Türkiye ve Yunanistan’a yönelik açıklamaları, yakın dönemde Doğu Akdeniz’de yaşanacakların habercisi mahiyetinde. Blinken S-400 alımından dolayı Türkiye’yi sözde müttefik olarak tanımlarken, CAATSA yaptırımlarının uygulanacağını, tavır değişikliği olmazsa, diğer yaptırımların da masada hazır olduğunu söylüyor.

Öte yandan Blinken Doğu Akdeniz’deki çıkarları için Yunanistan-ABD ilişkilerinin kuvvetlendirileceğini vurguluyor. Ekathimerini gazetesinde yer alan habere göre; Blinken, Senatör Bob Menendez tarafından verilen yazılı soru önergesine verdiği cevapta; Doğu Akdeniz’de, İsrail-Güney Kıbrıs ve Yunanistan arasındaki iş birliğini destekleyeceklerini ifade ediyor. Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, yeni ABD yönetiminin Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konusunda Türkiye karşıtı cepheyi daha kuvvetli bir şekilde destekleyecek.

Erdoğan yönetimi, Biden yönetiminin bu tavrını öngördüğü için, AB ile ilişkileri daha fazla germemek adına, Oruç Reis sismik araştırma gemisinin faaliyetlerini Antalya Körfezi ve açıkları olarak duyurdu.

Ancak burada gözden kaçmaması gereken bir durum var. Yunanistan, Erdoğan rejiminin MAVİ VATAN hülyaları uğruna bozduğu 30 yıllık statükoyu, yeniden kendi lehine kurmak için çok akıllı ve diplomasi temelli bir dış politika izlemeye başladı. Batı kıyılarında İtalya ile olan sorunlarını çözdü, İyon Denizi’nde karasularını 12 deniz mili olarak ilan etti. Diplomatik olarak AB ve ABD’nin desteğini arkasında aldı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov Deniz Hukuku Sözleşmesine göre, her ülkenin karasularını 12 deniz miline kadar ilan etme hakkı var diyerek, Yunan tezlerine zımni destek verdi.

Peki şimdi sormak gerekiyor, nasıl oldu da tüm kıyıdaş ülkeler Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı bir koalisyon etrafında toplantı, Yunanistan, AB ve ABD’nin tam desteğini aldı, diğer tüm hukuki ve siyasi argümanlar lehimize iken, neden Libya ile MEB anlaşması imzalayarak Yunanistan-Mısır anlaşmasının önü açıldı, sorular uzayıp gidiyor. Aslında tek bir şey oldu, MAVİ VATAN Doğu Akdeniz ve Ege’de, Erdoğan rejimi ve onun ulusalcı ortakları sayesinde karaya oturdu. Kaydeden Türkiye ve gelecek nesiller oldu.

medyabold
Devamını Oku »

AKP yoksullukla lüks rezidansta mücadele edecek

AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, yoksulluğu azaltma iddiasıyla kurduğu Adalet ve Demokrasi Vakfı için lüks rezidansı seçti. Rezidansta 1+1 daireler 198 bin dolardan, 2+1 daireler 312 bin dolardan, 3+1 daireler ise 385 bin dolardan başlıyor.

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdağan’ın danışmanı ve eski AKP milletvekili olan Yasin Aktay, İstanbul merkezli Adalet ve Demokrasi Vakfı’nı kurdu. Amacını “Yoksulluğu engellemek ve adaletli paylaşımın yayılmasına katkı yapmak” olarak açıklayan vakfın merkez olarak lüks bir rezidansı seçmesi ise dikkatleri çekti.

AKP’NİN YOK DEDİĞİ YOKSULLUK İÇİN VAKIF

Aile Bakanı Zehre Zümrüt Selçuk, bütçe görüşmeleri sırasında Türkiye’de aşırı yoksulluğun sorun olmaktan çıktığını ileri sürmüştü. Bu açıklamaya karşın, yoksullukla mücadele iddiasıyla kurulan vakfın kurucuları arasında AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay’ın da yer alması dikkatlerden kaçmadı. Vakfın yönetim kurulunda Muhammet Elfıkhi, İman Elfıkhi, Shaaban Okabı ve Muhammed Mustafa görev aldı.

DAİRE FİYATLARI BİNLERCE DOLAR

Cumhuriyet’in haberine göre vakfın kuruluş adresi İstanbul’da Sultan Rezidansı’nda bulunuyor. Sultan Rezidans’ın tanıtım metinlerine göre 1+1 daireler 198 bin dolardan, 2+1daireler 312 bin dolardan, 3+1 daireler ise 385 bin dolardan başlıyor. Vakfın mal varlığı ise 100 bin lira olarak gösterildi.

CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, Aktay’ın rezidansta kurduğu vakfının kurucularından dördünün yabancı uyruklu olduğuna dikkat çekerek, “Vakfın kurucularından dördünün yabancı olması araştırılmaya değer durum. Geçmişte Ensar, Türgev, Tügva’ya kamu kurumlarından ve belediyelerden bu vakıflara yapılan kaynak aktarımı hepimizce malum” dedi.

Vakfın kurulduğu adresteki dairelerin ciddi maliyette olduğunu vurgulayan Bingöl, “Yoksullukla mücadeleyi amaç edinen bir vakıf böyle çok yüksek, lüks rezidansta çalışmayı içine sindirebiliyor. Oysa çok büyük bedellerle satın alınan ya da kiralanan bu vakıf adresi yerine daha mütevazı bir yerde çalışmalarını sürdürebilirdi. Bu yüksek meblağ ile birkaç yoksul vatandaşın ihtiyaçları giderilebilirdi. Amaç ve uygulamada tümüyle çelişen bir tablo ortaya koyuyor” diye konuştu.

Vakfın ismini de “Herhalde Türkiye’de ciddi anlamda adaletin ve demokrasinin yok edildiğinin farkındalar ki bu adla bir vakıf kurmayı önemsiyorlar” diye yorumlayan Bingöl, şöyle dedi: “Samimi olup olmadıklarını çok yakında göreceğiz. Samimilerse adalet ve demokrasinin olmadığı yerde seslerini yükseltmeliler. Keza vakfın amaçları arasında sayılan yoksullukla mücadeleyi de bu vakfı takip ederek, nasıl yoksullukla mücadele ettiklerini zaman içinde göreceğiz.”

medyabold
Devamını Oku »

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile görüştü

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile bir araya geldi. Görüşmede Türkiye’yi rahatsız eden NATO’da reform planlarının da gündeme gelmesi bekleniyordu.

BOLD – Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile Brüksel’deki NATO karargahında bir araya geldi.

Çavuşoğlu, görüşmeden sonra sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, İttifak içinde birlik ve dayanışmanın daha da güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Bakan Çavuşoğlu, “Ülkemiz İttifakın caydırıcılık ve savunmasında kritik ve öncü roller üstleniyor. Afganistan’da ve Irak’ta NATO misyonlarını desteklemeye devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.

NATO’DA REFORM PLANLARI

Çavuşoğlu’nun NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yapacağı görüşmede ise Kuzey Atlantik İttifakı’ndaki yapısal reform planlarının da önemli yer tutması bekleniyordu. Ancak konuya ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı.

NATO-AB ilişkilerinin güçlendirilmesi ve vetonun zorlaştırılması gibi Türkiye açısından tartışmalı planlar içeren taslakla ilgili resmi istişare süreci Aralık ayı başında başlatılmıştı.

Taslaktaki öneriler arasında, NATO üyesi olmayan AB ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarının NATO zirveleri çerçevesinde yapılan görüşmelere davet edilmesi de yer alıyor. Ancak Türkiye, Güney Kıbrıs’ı kapsayacağı için bu maddeye sıcak bakmıyor. Türkiye AB üyesi Güney Kıbrıs’ı “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanımıyor, bunun yerine Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ifadesini kullanıyor. NATO-AB yakınlaşmasına AB’den ayrılan Britanya’nın da sıcak bakmadığı belirtiliyor.

NATO gündemindeki taslakta üye ülkelerin ittifak kararlarını veto etmesinin zorlaştırılması da yer alıyor. Ancak bu maddenin de Türkiye’nin yanı sıra Macaristan’ın da direnişiyle karşılaşması bekleniyor.

Diyaloğu yeterli bulmayan AB Türkiye’den somut adımlar istedi

medyabold
Devamını Oku »

AB sınır teşkilatı Frontex’te mültecilere yönelik ‘geri itmelerle’ ilgili soruşturma derinleştirilecek

Avrupa Sınır Koruma Ajansı (Frontex) hakkında, Yunanistan’ın geri itme vakalarından bazılarına müdahale etmediği iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma derinleştirilecek. Frontex çalışma grubunun raporuna göre beş vaka yeterince soruşturulmadı.

BOLD – Frontex içinde oluşturulan çalışma grubu raporuna göre, ajans hakkında Avrupa’ya deniz yoluyla gelen sığınmacıların karaya ayak basmadan geri gönderilmelerinde (Pushback) yasal prosedürlerin ihlâl edildiği beş olay yeterince aydınlatılamadı.

Frontex Yönetim Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamada, Yönetim Kurulu’nun Ajansın olayların üçü hakkında çalışma grubuna zamanında bilgi vermediği için “çok endişeli” olduğu belirtildi.

Yönetim Kurulu adına soruşturmayı yürüten çalışma grubu, Yunan sınır güvenliğinin dâhil olduğundan yola çıkılan 13 geri itme vakasından sekizi hakkındaki dosyasını tamamladı. Buna göre temel hakların ihlâl edildiğine dair bir olguya rastlanılmadı. Ancak beş vaka hakkında soruşturmanın derinleştirilmesine karar verildi.

Frontex Yönetim Kurulu, Ajans Başkanı Fabrice Leggeri’nin eksik bilgileri çalışma grubundan “Acilen” sunmasını istedi. Çalışma grubunun nihai raporunu 26 Şubat’a kadar açıklaması bekleniyor.

Batı basınında Yunan sınır güvenliğinin şişme bot ile karaya ulaşmaya çalışan sığınmacıları Türkiye’ye “geri ittiği” yönünde çok sayıda haber yer almıştı.

Haberlerde yer verilen iddialara göre Frontex yetkilileri, Nisan ayından beri bu tür geri itme faaliyetleri yapılırken olay yerinin yakınında bulunuyordu.

Diyaloğu yeterli bulmayan AB Türkiye’den somut adımlar istedi

medyabold
Devamını Oku »

AB ve ABD, Kovid-19 salgınıyla mücadele için seyahat tedbirlerini sıkılaştırıyor

ABD Başkanı Joe Biden, Kovid-19 salgınıyla mücadele için ABD’ye seyahat edenlere negatif PCR testi ve karantina zorunluluğu getirdi. AB liderleri de yeni seyahat kısıtlamaları getirme konusunda uzlaşıya vardı.

BOLD – Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden, yemin töreninin ardından görevindeki ilk günlerde Kovid-19 salgınına karşı uygulanacak politikalara odaklandı.

Göreve geldikten birkaç saat sonra Donald Trump dönemi politikalarının geri çevrilmesine yönelik 17 kararname imzalayan Biden, Kovid-19’la mücadele kapsamında hava yoluyla ABD’ye gelecek kişilerin karantinada kalması talimatını verdi.

Başkan Biden, Beyaz Saray’da düzenlediği basın toplantısında, virüsle mücadele stratejisini duyurdu ve bir dizi kararname ile başkanlık emrine imza attı. Biden, “Dün, federal binalarda maske ve sosyal mesafe zorunluluğuna ilişkin bir kararname imzaladım. Bugün de eyaletlerarası yolculuklarda tren, uçak ve otobüslerde maske zorunluluğu getiren bir başka kararname imzalayacağım. Ayrıca ABD’ye yurt dışından uçan herkesten negatif test sonucu isteyeceğiz ve bu kişiler, ABD’ye geldiğinde karantinaya girecek.” ifadelerini kullandı.

“SAVAŞIN İÇİNDEYİZ”

ABD’de virüs nedeniyle ölenlerin sayısının 2. Dünya Savaşı’nda ölen Amerikalıların sayısını aştığını belirten Biden, “Bugün bir savaşın içindeyiz.” dedi. Biden, aşı ve test için gerekli ihtiyaçların karşılanması amacıyla kendisine özel sektörün üretimini yönlendirme hakkı veren “Savunma Üretim Yasası”nı harekete geçireceğini söyledi.

Biden’ın imzaladığı belgeler kapsamında aşı uygulamalarının ve testlerin hızlandırılması, tedaviye erişimin daha da hızlandırılıp kolaylaştırılması ve risk gruplarının koruma altına alınması yer alıyor.

Görevdeki ilk 100 gününde aşı olan kişi sayısını 100 milyona çıkarmayı hedefleyen Biden yönetimi, okulların güvenli şekilde yeniden açılması için de ilgili kurumlara gerekli testlerin sağlanması talimatı veriyor.

AB, ZARURİ OLMADIKÇA SEYAHAT YAPILMAMASINI İSTEDİ

Avrupa Birliği (AB) liderleri, koronavirüs salgını nedeniyle vatandaşlarından zaruri olmadıkça seyahat etmemelerini isterken, önümüzdeki günlerde yeni kısıtlamaların yürürlüğe sokulabileceği uyarısı yaptı.

AB liderleri, Perşembe gecesi yaklaşık dört saat süren zirve toplantısında pandemi nedeniyle alınabilecek yeni önlemleri ele aldı.

Zirvenin ardından bir açıklama yapan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Hem ülkelerin kendi içinde hem de diğer ülkelere zaruri olmayan nedenlerden dolayı yapılacak seyahatlerden güçlü bir şekilde vazgeçirmemiz gerekiyor” dedi.

 

 

 

 

 

AB Konseyi Başkanı Charles Michel de zorunlu olmayan seyahatlerin kısıtlanmasına ilişkin ek kısıtlayıcı önlemlere gerek duyulabileceğini ve bu konuyla ilgili değerlendirmelerin sürdüğünü belirtti.

AB liderleri zirve toplantısında, Schengen bölgesine dahil ülkeler arasındaki sınırların kapanmasını önlemek amacıyla test sayısının artırılması konusunda görüş birliğine vardı.

Von der Leyen, AB içerisinde Covid-19 vakalarının yoğun olduğu yerlerin “koyu kırmızı” bölge olarak tanımlanacağını ve buralardan gelecek olan kişilere test ile karantina zorunluluğunun getirilebileceğini belirtti.

Von der Leyen, “Koyu kırmızı bölge, virüsün çok hızlı bir şekilde bulaştığı yerleri tanımlayacak” dedi.

FRANSA’DAN SEYAHAT ÖNCESİ PCR TESTİ ZORUNLULUĞU

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, zirvede Pazar gününden itibaren diğer AB ülkeleri de dahil olmak üzere ülke dışından gelen herkes için seyahat öncesi PCR testi yaptırılmasının zorunlu hale getirileceği bilgisini verdi.

Macron, testin seyahatten en geç 72 saat önce yapılması gerektiğini belirtti. Macron, işi nedeniyle sınır geçen ve kara taşımacılığında çalışanların test zorunluluğundan muaf tutulacağını aktardı.

Diyaloğu yeterli bulmayan AB Türkiye’den somut adımlar istedi

medyabold
Devamını Oku »

Yoksul sayısı 2 yılda yüzde 8.4 artarak yüzde 21.3’e yükseldi

AKP’nin aşırı yoksulluğu problem olmaktan çıkardığını açıklamasına karşın rakamlar Türkiye’de yoksulluğun arttığını ortaya koydu. DİSK’in raporuna göre sadece son iki yılda yüzde 8.4 oranında artan yoksul sayısı 17 milyon 207 bin kişiye çıktı.

BOLD – DİSK’in hazırladığı rapor Türkiye’de yoksulluğun tırmanışa geçtiğini ortaya koydu. Son iki yılda pandeminin de etkisiyle yükselen yoksulluk yüzde 8.4 artarak yüzde 21.3 oldu. Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk Meclisteki bütçe görüşmeleri sırasında aşırı yoksulluğun problem olmaktan çıktığını ileri sürmüştü. Ancak rakamlara göre 2017’de 15 milyon 864 bin kişi olan yoksul sayısı ise 2019’da 1 milyon 343 bin artarak 17 milyon 207 bin kişiye çıktı.

Kronos’ta yer alan habere göre yoksulluk riski Türkiye’de diğer ülkelere göre yüksek durumda. Dünyada ‘çalışan yoksulluğu’ yüzde 9, Türkiye’de yüzde 14.4’ü buldu. Kadınların yoksulluk riski, erkeklerden fazlayken, her iki çocuktan biri de yoksulluk riski altında.

DİSK Genel-İş Sendikası, “Türkiye’de Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk” raporu hazırladı. Rapora göre, Avrupa ülkeleri içinde gelir eşitsizliğinin en çok olduğu ülke Türkiye oldu. Halk bir yılda 1500 dolar fakirleşti. Her 10 kişiden 7’si borçlu.

“Covid-19 Döneminde Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk” başlıklı raporda yer alan bilgiler şöyle:

– Türkiye, Avrupa’da en yoksul yüzde 20’lik kesim ile en zengin yüzde 20’lik kesim arasındaki gelir farkının en fazla olduğu ülke. Eurostat verilerine göre 2019’da Türkiye’de en zengin kesim en yoksul kesimden 8.3 kat daha fazla kazandı. Araştırmaya göre halk 1 yılda neredeyse 1500 dolar fakirleşti. Türkiye’de kişi başına Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) son bir yılda 1434 dolar azaldı.

– Kişi başına düşen milli gelir 2019’da 9 bin 150 dolar iken, 2020’de 7 bin 715 dolara indi. Bu rakam AB’de ortalama 43 bin 615 dolar. Gelişen ekonomiler ve gelişmekte olan Avrupa ülkeleri ortalaması ise 26 bin 25 dolar.

– Yoksul sayısı 2 yılda yüzde 8.4 arttı. 2017’de 15 milyon 864 bin kişi olan sayı, 2019’da 1 milyon 343 bin artarak 17 milyon 207 bin kişiye çıktı. Yoksulluk oranıysa yüzde 21.3’ü buldu.

– Dünyada çalışan yoksulluğu yüzde 9, Türkiye’de ise yüzde 14.4. Bu sayı 2019’da yarım milyon artarak 3 milyon 999 bin kişiye çıktı. Oran yüzde 14.4’ü buldu. Salgın nedeniyle kısa çalışma ve ücretsiz izin ödeneği alanlar da eklendiğinde sayı 7.7 milyonu aşıyor.

-Yoksul sayısı iki yılda yüzde 8.4 arttı, nüfusun yüzde 71’i borçlandı

– Sosyal korumanın yetersizliği salgın döneminde borçlanmayı artırdı. Her 10 kişiden 7’si borçlu. Gelir eşitsizliği ve yoksulluk nüfusun yüzde 71’ini borçlu hale getirdi. TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yalnızca yüzde 28.9’unun borcu yok.

– 2019’da nüfusun yüzde 33.6’sı iki günde bir et, tavuk veya balık içeren yemek ihtiyacını karşılayamadı. Nüfusun yüzde 29.7’si beklenmedik harcamaları için kaynak ayıramadı. Yüzde 19.2’si de ev içinde ısınma ihtiyaçlarını gideremedi.

medyabold
Devamını Oku »

Soylu vuruşa vuruşa ilerliyor

Süleyman Soylu cephesinde sular durulmuyor. Yargı kararını eleştiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya Adalet Bakanı Abdülhamit Gül isim vermeden “Yargıya parmak sallayamaz“ diyerek karşılık verdi. Son tartışmayla birlikte Soylu’nun parti içinde ve hukuk camiasıyla yaşadığı çok sayıda tartışma akıllara geldi.

BOLD ÖZEL – AKP’de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül arasında gün yüzüne çıkan gerilim gündem oldu. Soylu sosyal medyada annesiyle birlikte yer alan fotoğrafının altına küfür eden şahsın mahkemece serbest bırakıldığını belirterek tepki gösterdi. “Annemle fotomun altına küfreden alçak mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest. Ne yapmalıyım, Bakan olsam ne yazar. Millet, devlet işleriyle boğuşurken anasının namusuna sahip çıkamamak ne ifade eder Tweetimle yeniden alınırsa da provokasyon sayacağım” dedi.

GÜL İSİM VERMEDİ AMA…

Soylu’nun yargıyı hedef almasının ardından Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den cevap geldi. Gül isim vermeden “Klavye başına geçip sosyal medyada bana her gün tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Burada kanunlar, kurallar, usuller işler; hukuk işler. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya parmak sallayamaz” açıklaması yaptı.

Gül isim vermese de medyada yapılan yorumlarda muhatabının Soylu olduğu ileri sürüldü. Soylu’nun Gül’e cevabı merak edilirken AKP içinde daha önce yaşanan polemikler akıllara geldi. Soylu’yla anılan tartışmaların başında ise Berat Albayrak polemiği var.

DAMAT ALBAYRAK İLE YILDIZLARI BARIŞMADI

Soylu ile eski Hazine Bakanı Albayrak’ın aralarının bozuk olduğu hep konuşuldu. 2018’de Yüksek Askeri Şura Toplantısı öncesi devletin zirvesi Anıtkabir’i ziyarete giderken Soylu ve Berat Albayrak karşı karşıya gelmiş ve omuz omuza çarpışmışlardı. Çarpışmanın ardından Süleyman Soylu’nun omuz attığı iddiaları ileri sürülmüş ve kameralara tebessüm etmesi dikkat çekmişti.

2019 yılında ise gazeteci Said Sefa, damat Albayrak ile Soylu arasında tekmeli tokatlı kavgaya yaşandığını ileri sürdü. Sefa, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin kaybedilmesinin ardından iki tarafın bir birini suçladığını ve kavganın bu sebeple yaşandığını belirtip “Berat Albayrak ile Soylu yüz yüze gelince kendi elemanlarının yanında birbirlerine küfürler savurup birbirlerinin üzerine yürüyor. Tartışma büyüyor ve Berat, Soylu’ya tokat atıyor“ dedi.

TGRT Haber’de program yapan Cem Küçük, Soylu’ya “Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’la aranız kötü mü?” diye sordu. Soylu “Mahfiller bu tip dedikoduları üretiyor. Tam tersi bizim oluşturduğumuz ciddi bir sinerji oldu Berat Bey’le. Ne zaman oldu? İlk bakan olduğumuz, birlikte olduğumuz dönemler” şeklinde yanıt verdi.

SOYLU 12 NİSAN 2020’DE İSTİFA ETTİ

İddiaya göre Soylu’nun pandemi sürecindeki istifasının ardında ise Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile yaşadığı tartışma vardı. Hürriyet’ten Hande Fırat’ın iddiasına göre Sağlık Bakanı Koca’nın sokağa çıkma yasağının 22:00’de açıklanması ve yüz binlerce vatandaşın marketlere ve fırınlara akın etmesine çok sert tepki gösterdiğini ve Soylu ile sert bir tartışma yaşadığını savundu. Benzer şekilde Yeniçağ’dan Fatih Ergin imzalı haberde de Koca’nın tepkisinin Soylu’nun istifasında etkili olduğu belirtildi.

İstifanın ardından Soylu taraftarları gösteriler düzenledi. Yaşananların ardından Soylu’nun AKP’nin güçlenen ismi olduğu yorumları da yapıldı. Ayrıca kimi kamuoyu yoklama şirketleri Erdoğan’dan sonra partinin en güçlü isminin Süleyman Soylu olduğunu ileri sürdü.

İddialara göre Soylu 2018’de dönemin Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile tartışmasının ardından da istifanın eşiğine gelmişti. Yeniçağ’dan Ahmet Takan’ın iddiasına göre iki isim tartışınca Kaya, Soylu’yu Berat Albayrak’a şikayet etti. Albayrak, Soylu’yu sert sözlerle hedef alırken, Soylu’nun konuyu Tayyip Erdoğan’a taşıdığı ancak karşılık bulamadığı ileri sürüldü.

METİNER İLE TELEVİZYONDA TARTIŞTI

Eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner CNN Türk canlı yayınında Emniyet teşkilatında yapılan atamalarla ilgili “İsimler var bizde… Korkarım ki FETÖ’yle mücadele konusunda yeniden zafiyet yaşayabiliriz” ifadelerini kullandı. Programa bağlanan İçişleri Bakanı Metiner’e “Televizyon kanallarında bir de bizim arkadaşlarımızın ‘Elimizde isimler var’ demesini kendime bizatihi hakaret kabul ediyorum” diyerek tepki gösterdi.

SOYLU-AYM BAŞKANI ARSLAN GERİLİMİ

Soylu’nun Adalet Bakanı Gül ile tartışmasının yanı sıra Yargı camiası ile girdiği polemikler de dikkat çekti.  14 Eylül 2020’de Süleyman Soylu, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunundaki “şehirlerarası karayollarında toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” hükmünü iptal eden kararı ile ilgili tepki göstermişti. Soylu “Anayasa Mahkemesi Başkanı’na söylüyorum, madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım sen var mısın?” dedi.

BİSİKLETLE CEVAP VEREN ÜYE

AYM Üyesi Prof. Dr. Engin Yıldırım sosyal medyadan Soylu’ya gönderme yaptı. Anayasa’nın 138. maddesini paylaşan Yıldırım, “Bisikletle işe git gel bakalım” sözlerine de “Bisiklet maceram 2020-1992” notuyla bisikletli fotoğraflarını paylaşarak yanıt verdi.

AYM BAŞKANI DOLAYLI UYARDI

AYM Başkanı Zühtü Arslan da yaptığı açıklamada  “Kararlara yönelik bazı eleştirilerden görüyoruz ki kararlarımız okunmadan, bazen de okunduğu halde yeterince anlaşılmadan eleştirilmektedir. Halbuki sağlıklı bir eleştiri, okumayı ve okunanı doğru anlamayı gerektirmektedir” ifadesini kullandı.

Soylu Arslan’ı hedef alarak TGRT Haber’e yaptığı açıklamalarda “AYM Başkanı, Polis Akademisi Başkanı’ydı. Aldığı komiser yardımcılarının yüzde 41’ini FETÖ’den ben ihraç ettim” dedi.

‘IŞIKLAR YANIYOR’ POLEMİĞİ

Diğer yandan Enis Berberoğlu’na hak ihlali tartışmasında AYM Üyesi Engin Yıldırım sosyal medyadan AYM binasının fotoğrafını paylaşarak “ışıklar yanıyor” ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanlığı da resmi sosyal medya hesabından bakanlık binasının fotoğrafını paylaşarak “Işıklarımız hiç sönmüyor” cümlesiyle yanıt verdi.

medyabold
Devamını Oku »

Okullar 15 Şubat’a hazırlanıyor

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yarıyıl tatilinin ardından okulları açma niyetinde olduklarını açıkladı. Selçuk “Baharı okullarımızda hep birlikte karşılayalım niyetindeyiz” dedi.

BOLD – Pandemi sebebiyle öğrencisiz kalan okullarda yarıyıl tatiline girildi. Okulların kesin olarak ne zaman yüz yüze eğitime başlayacağı belirsizliğini korurken Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk 15 Temmuz’u işaret etti.

Bakan Ziya Selçuk, 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı Yarıyıl Dönemi zilini çalarak “İkinci dönemde salgının yolumuzdan çekildiği oranda okullarımıza hep beraber döneceğiz. 15 Şubat’tan itibaren sizleri okullarımıza çağırmak, orada görmek istiyoruz. Baharı okullarımızda hep birlikte karşılayalım niyetindeyiz” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 81 ilden 243 ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisi ile video konferans yöntemiyle bir araya geldi. ‘2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı Yarıyıl Dönemi Kapanış’ zilini çalıp, ‘Birlikte 23 Gün Etkinlikleri’nın tanıtımını yaptı. Öğrencilere hitaben konuşan Bakan Selçuk, “Bugün yarıyıl tatilimiz başlıyor. Çok sıra dışı bir dönemi geride bıraktınız. Sınıflarınızı, koşturduğunuz koridorları, okulun bahçesini, öğretmenlerinizi en çok da arkadaşlarınızı özlediniz. Sabah erkenden kalkıp, yollara düşmeyi bile özlediğinizi düşünüyorum. Uzaktan eğitimin inceliklerini öğrendiniz, bir şekilde öğrenmek durumunda kaldınız” dedi.

Yarıyıl tatili 23 gün sürecek.

medyabold
Devamını Oku »

Netflix Türkiye, Şubat 2021 takvimini açıkladı

2020’de 37 milyon yeni abone kazanarak 203 milyon aboneye ulaşan Netflix, Şubat 2021’de Türkiye’de sunacağı yeni yapımları ve yeni sezonları duyurdu.

BOLD– Koronavirüs pandemisi döneminde %21,5’lik artışa denk gelen 37 milyon yeni aboneye kavuşan Netflix, prodüksiyon süreçlerindeki zorluklara rağmen abonelerine yeni içerikler sunmaya devam ediyor. Şubat 2021’de de birçok yeni yapım ve sevilen yapımların yeni sezonları bizi bekliyor.

NETFLIX ORİJİNAL DİZİLERİ
TRIBES OF EUROPA (19/02/2021)

Yıl 2074. Küresel bir felaketin ardından egemenlik için birbirleriyle savaşan sayısız mikro devlete bölünen Avrupa’nın kaderi üç kardeşin ellerindedir.

ATEŞBÖCEĞİ YOLU (03/02/2021)

Ateşböceği Yolu’na genç kızken tanışan Tully ve Kate, inişler ve çıkışlarla dolu 30 yıl boyunca birbirinden hiç ayrılmayan iki yakın dost olur.

BEHIND HER EYES (17/02/2021)

Bekâr bir anne hem yanında çalıştığı psikiyatr ile ilişki yaşayıp hem de adamın eşiyle arkadaşlık kurduğunda kendini tehlikeli bir akıl oyununun içinde bulur.

THE CREW (15/02/2021)

Bir NASCAR garajının şefi, takımı modernize etmekle görevlendirilen Y kuşağından teknoloji bağımlısı gençlerle anlaşmazlığa düşer. Kevin James başrolde olduğu yapım, yarış meraklılarının ilgisini çekecek.

NETFLIX ORİJİNAL FİLMLERİ

I Care a Lot filminde Rosamund Pike ve Game of Thrones ile şöhret olan Peter Dinkgale başrolde

MALCOLM VE MARIE (05/02/2021)

Yönettiği filmin ön gösteriminden eve dönen bir yönetmen ve kız arkadaşı, için için büyüyen gerilimler ve acı veren açıklamalarla dolu bir gecede romantik bir hesaplaşma yaşar. Film, Zendaya ve John David Washington’u bir araya getiriyor.

SPACE SWEEPERS (05/02/2021)

Netflix’in yüksek bütçeli kore yapımı bilim kurgu filmi Space Sweepers, 5 Şubat’ta yayınlanacak. 2092’de uzay çöplerinin ve gerçekleşmesi zor hayallerin peşine düşen sıra dışı bir grup, masum bir insansıyı takas etmeye çalışırken korkunç sırları açığa çıkarır.

DÜNYADAN HABERLER (10/02/2021)

Haber okumak için kasabadan kasabaya giden bir İç Savaş gazisi, yetim bir kızı yeni evine götürmek için Teksas’ta tehlikelerle dolu bir yolculuğa çıkar.

I CARE A LOT (19/02/2021)

Yaşlanan yetişkinlere yasal vasilik yapan bir profesyonel, görünüşte kusursuz olan müşterisinin bambaşka bir yüzü olduğunu keşfeder.

SEVDİĞİM TÜM ERKEKLERE: ŞİMDİ VE SONSUZA DEK (12/02/2021)

Her şey eski bir aşk mektubuyla başladı ve yeni bir aşka dönüştü. Lara Jean ve Peter’ı gelecekte neler bekliyor?

NETFLIX ORİJİNAL BELGESELLERİ
PELÊ (23/02/2021)

Dünyaca ünlü futbolcu Pelé’nin mükemmellik tutkusunun ve bir efsaneye dönüşmesinin öyküsünü anlatılıyor.

SUÇ MAHALLİ: CECIL HOTEL(10/02/2021)

Bir Katilin İfadeleri: Ted Bundy’nin yapımcılarının sunduğu belgesel, Elisa Lam’in ortadan kaybolmasıyla kötü bir şöhrete sahip olan Cecil Hotel etrafında gelişiyor.

NETFLIX ÇOCUK VE AİLE
KID COSMIC (02/02/2021)

Hayal gücü kuvvetli bir oğlanın, beş kozmik yüzük bulduğunda süper güçlere sahip olmasının anlatıldığı animasyon dizisini The Powerpuff Girls’ün yapımcıları hazırladı.

medyabold
Devamını Oku »

DSÖ düşük gelirli ülkelere aşı tedariği için Pfizer/BioNTech ile anlaşma imzaladı

Pfizer ve BioNTech, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) düşük gelirli ülkelere aşı dağıtılması için kurduğu COVAX mekanizmasına Covid-19 aşısı tedarik etme konusunda anlaşma imzaladı.

BOLD – Dünya Sağlık Örgütü’nün düşük gelirli ülkelere aşı dağıtılması için kurduğu COVAX mekanizması, Pfizer ve BioNTech ile koronavirüs aşısı tedariği konusunda anlaşma imzaladı.

Anlaşma kapsamında COVAX’ın ne kadar ödeme yapacağının ve kaç doz verileceğinin henüz net olmadığı ama hacmin düşük olacağı vurgulandı. Pfizer/BioNTech aşısı öncelikli olarak bu ülkelerdeki sağlık çalışanlarına uygulanacak.

COVAX programı kapsamında düşük gelirli ülkelere ilk aşılar Şubat ayından itibaren dağıtılmaya başlanacak.

COVAX bu yıl içerisinde 1,8 milyar doz aşıyı düşük gelirli 92 ülkeye dağıtmayı planlıyor. Bu miktar düşük gelirli ülkelerin nüfusunun yaklaşık yüzde 27’sine denk geliyor.

COVAX; DSÖ, aşı ittifakı ve Salgın Hastalıklar Hazırlığında Yenilikçi Yaklaşımlar Koalisyonu (CEPI) önderliğinde fakir ülkelerin aşı konusunda zengin ülkelerin arasından sıyrılarak aşıya erişim imkanı bulamayacağı endişesiyle geçtiğimiz yıl kuruldu.

COVAX şu ana kadar AstraZeneca, Hindistan Serum Enstitüsü ve Sanofi-GSK işbirliği’nin gelecekteki aşılarının tedariği konusunda anlaşma imzaladı. Ayrıca Johnson & Johnson ile mutabakata vardı.

Pfizer, AstraZeneca’dan sonra COVAX’ın bazı ülkelerden kullanım onayı almış ikinci aşı anlaşması olacak.

Pfizer/BioNTech aşısı çok düşük sıcaklıklarda saklanması gerektiği için nakliyesinde özel araçların kullanılması gerekiyor ve özellikle sıcak iklimli fakir ülkeler için çok pratik olmayabileceği düşünülüyor.

Türkiye’nin tercih ettiği Sinovac, aşı üretimini arttırıyor

medyabold
Devamını Oku »

Lohusa annenin karantinaya alınma şekli Moğolistan başbakanını koltuğundan etti

Moğolistan’da yeni doğum yapmış Kovid-19 hastası bir annenin eksi 25 derecede ve üzerinde bir gecelikle karantina merkezine götürülmesi başbakanı koltuğundan etti.

BOLD – Moğolistan’da başkent Ulanbatur’da yeni doğum yapmış Kovid-19 hastası bir annenin eksi 25 derecede üzerinde sadece bir gecelik, ayağında plastik terlikler ve kucağında yeni doğmuş bebeğiyle karantina merkezine götürülmesi ülkede infial yarattı.

Salgınla mücadele politikası pandeminin başından beri eleştirilen Başbakan Khurelsukh Ukhnaa, patlak veren protestolar sonrası görevini bıraktığını duyurdu.

“Bir başbakan olarak sorumluluğu almalıyım” diyen Ukhnaa, “Ne yazık ki, o annenin yerini değiştirirken hata yaptık. O görüntüleri izlemek çok üzücüydü” ifadelerini kullandı.

Hükümet binalarının önünde yapılan büyük çaplı protestoların ardından Moğol siyasetçi hükumet adına özür diledi ve derhal geri çekileceğini söyledi.

Skandal sonrası sadece Başbakan değil, yardımcısı, pandemiyle ilgilenen ulusal acil durum komisyonu ve salgın hastalık merkezi başkanı da istifa ettiğini açıkladı.

Aralık ayında da yetkililer 58 yaşındaki bir kadının, Kovid-19 test sonucunun negatif olmaması nedeniyle hastaneye girişi reddedildikten sonra hayatını kaybetmesi üzerine özür dilemek zorunda kalmıştı.

Avrupa Parlamentosu Türkiye’deki cezasız kalan hukuksuzluklar için harekete geçti

medyabold
Devamını Oku »

ABD’li yayıncılardan Donald Trump bildirisi: Hainlere kitap anlaşması yok

Donald Trump’ın kitap yayımlayacağı iddiaları üzerine yüzlerce yazar ve yayıncı ortak bir bildiriye imza attı. Bildiride “Hainlere kitap anlaşması yok.” denildi.

BOLD– Guardian’ın haberine göre; editörler, yayıncılar ve yazarlardan oluşan 500 isim imza attıkları ortak mektupta yayıncılardan Donald Trump’ın başkanlık görevini bıraktıktan sonra yazacağı herhangi bir anı kitabını yayımlamayı reddetmelerini istedi.

ÇOCUKLARI KAFESE TIKANA KİTAP YOK

Washington Post’tun Kasım 2020’de yaptığı bir haber de Trump’ın da eski başkanlar gibi gibi kitap çıkaracağı iddiası yer almıştı. “Hainlere Kitap Anlaşması Yok” başlıklı mektup “çocukları kafese tıkan ve darbeye teşvik eden bir yönetimin hiçbir kitap anlaşması olmaması gerektiğini” belirterek yayıncıları Trump’ın bu girişimine destek vermemeye çağırdı.

Penguin Random House, Hachette Book Group, HarperCollins, Simon&Schuster ve Macmillan gibi ABD’nin önemli yayınevlerinin editör, yazar ve çalışanlarının imzaladığı mektup Trump yönetiminden herhangi bir ismin şimdi ya da gelecekte kitap yayınlayamamasını hedefliyor.

400 MİLYON DOLAR BORCU VAR

Önümüzdeki 4 yıl içinde 400 milyon dolarlık borç ödemesi yapması gereken Trump için böyle bir anlaşmanın önemli olduğu da söz konusu haberde dile getirilen hususlar arasında. Trump’ın bu yüzden 100 milyon dolarlık TV programı ve kitap anlaşması yapmayı planladığı iddia ediliyor.

medyabold
Devamını Oku »

AP’den Türkiye’ye ‘Demirtaş ve Kavala’yı serbest bırakın’ çağrısı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Brüksel’de Avrupa Birliği (AB) üst düzey yetkilileri ile temaslarda bulunduğu gün Avrupa Parlamentosu’ndan dikkat çeken bir açıklama geldi. Açıklamada Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın, derhal ve koşulsuz serbest bırakılmaları talep edildi.

BOLD – Avrupa Parlamentosu Türkiye’ye Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları gereği derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısı yaptı.

AP’deki siyasi grı uplar tarafından ortaklaşa hazırlanan, “Başta Selahattin Demirtaş ve düşüncelerinden ötürü hapiste olan diğer tutuklular olmak üzere, Türkiye’de insan haklarının durumu” başlıklı karar tasarısı genel kurulda bugün yapılan oylamada oy çoğunluğuyla kabul edildi.

Kararda Selahattin Demirtaş hakkında AİHM Büyük Dairesi’nin 22 Aralık 2020 tarihinde açıkladığı nihai hüküm hatırlatılıp, bu hüküm gereği Demirtaş’ın “derhal ve koşulsuz serbest bırakılması” talep edildi.

AİHM kararlarının Avrupa Konseyi üyesi devletler için bağlayıcı olduğunun hatırlatıldığı kararda, aksi takdirde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile zıtlık oluşacağı mesajı verildi.

AİHM’nin Demirtaş’ın geçici tutukluluğunun “uzun ve yasa dışı” olduğu sonucuna vardığı not edildi. Demirtaş’ın dört yılı aşkın süredir “yasa dışı” koşullarda tutuklu olmasının, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı”yla ilgili 17’nci maddesine ve AİHS’ye aykırı olduğu görüşü kaydedildi. Ayrıca AB kurumlarından Demirtaş’ın durumunu Türk muhataplarıyla görüşmelerde gündeme getirmeleri istendi. Bu kapsamda Avrupa Komisyonu ve üye devletlere Türkiye’deki insan hakları savunucularına daha fazla kaynak aktarmaları çağrısında bulunuldu.

AVRUPA KONSEYİ’NE VE ALMANYA’YA ÇAĞRI

Avrupalı parlamenterler, AİHM kararlarının uygulanışının denetleyicisi konumundaki Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinden mart ayındaki insan hakları gündemli toplantısında Demirtaş kararıyla ilgili bir deklarasyon yayınlayıp Türkiye’ye “kararı uygula” çağrısında bulunmasını istedi. Bakanlar Komitesi dönem başkanlığını yürüten Almanya’ya ve AB’nin Avrupa Konseyi Daimi Temsilciliğine konuyu yakın takibe almaları çağrısında bulundu.

Kararda Türk makamları ve yargı sisteminin AİHM kararlarına yönelik son zamanlardaki “hor görücü” tutumları ve Anayasa Mahkemesi’nin bazı kararlarının yerel mahkemeler tarafından uygulanmaması da “kaygı verici” olarak tanımlandı. Ankara’dan hukuk devleti ilkesinin sağlamlaştırılması için Avrupa Konseyi ile sıkı iş birliği yürütmesi istendi.

AP, Türkiye’de muhalif siyasi partilere yönelik “daimi saldırı ve baskılar”, sivil toplumun hareket alanının “daralması” ve temel hak ve özgürlüklerin “kötüleşmekte olmasından” duyduğu “ciddi endişeyi” de kararına yansıttı. Bu kapsamda, “sivil toplumun önemli ismi” olarak tanımlanan Osman Kavala’nın, hakkındaki AİHM kararı ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi çağrıları gereği “derhal serbest bırakılması” talep edildi.

TÜRKİYE’DE MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ

Türkiye’de medya özgürlüğüne de değinilen kararda, gazeteciler ve medya çalışanlarına karşı “siyasi kovuşturmaların” sona erdirilmesi istenirken, kimi sosyal medya hesaplarının kapatılması kınandı. Sosyal medya hesaplarının kapatılması “ifade özgürlüğüne yönelik ek bir kısıtlama ve sivil toplumu bastırmak için bir vasıta” olarak nitelendi.

Avrupa Parlamentosu Türkiye’deki cezasız kalan hukuksuzluklar için harekete geçti

medyabold
Devamını Oku »