3 Temmuz 2021 Cumartesi

Erdoğan’ın “paralı aşı” sözlerine Alman medyasından yanıt: Halkını yanıltıyor

Avrupa’da koronavirüs aşılarının para karşılığında vurulduğu iddiasında ısrar eden AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bir yalanlama da Alman basınından geldi. Alman Der Westen gazetesi Erdoğan’ın, doğru olmayan açıklamalarla halkını yanıltan bilgiler verdiğini yazdı.

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tartışmalara neden olan “Avrupa’da koronavirüs aşısı 100-150 avro ile yapılıyor” iddiasına Alman basını yanıt verdi. Alman basını Erdoğan’ın yanlış açıklama yaptığına dikkat çekti.

“BELLİ BİR BEDEL ALIN DİYE BİZE NASİHAT ETTİLER”

Aşılama ile ilgili yaptığı açıklamada Erdoğan, “Bugün Avrupa’nın en gelişmiş ülkeleri dahi bu aşıları ücretle yapıyorlar. Bugün İngiltere 100, 150 sterlinle aşı yapıyor. Bizse ücretsiz aşı yapıyoruz. Aramızdaki fark bu. Almanya’ya gidiyorsun bakıyorsun 100, 150 avro. Ama bizde böyle bir şey yok” açıklaması yapmıştı. “Bize de nasihat ettiler, böyle olmaz belli bir bedel alın diye” ifadelerini kullandı. Erdoğan, söz konusu ülkelerin Türkiye’de aşı yaptıranlardan para alınmasını nasihat ettiğini öne sürdü.

“ERDOĞAN HALKINI YANILTAN BİLGİLER VERİYOR”

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözlerine Alman basınında geniş yer verildi. DW Türkçe’nin aktardığına göre, Frankfurter Rundschau gazetesi, “Erdoğan’dan yanlış açıklama” başlığıyla yayımladığı haberde, Erdoğan’ın Almanya’nın aşıyı ücretli yaptığı şeklindeki sözlerinin Berlin’de şaşkınlığa neden olduğunu yazdı ve söz konusu sözlerin sosyal medyada da tepkiye neden olduğunu belirtti. Der Westen adlı gazete ise Erdoğan’ın, “Doğru olmayan açıklamalarla halkını yanıltan bilgiler verdiğini” yazdı.

 

Kardeşi itilen İhsan Erdoğan’dan Yunanistan ve AB’ye çağrı: Hukuksuz itmeleri durdurun

Erdoğan’ın “paralı aşı” sözlerine Alman medyasından yanıt: Halkını yanıltıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Kardeşi itilen İhsan Erdoğan’dan Yunanistan ve AB’ye çağrı: Hukuksuz itmeleri durdurun

2019’da itilen ikiz kardeşi Türkiye’de cezaevinde olan İhsan Erdoğan, son dönemde Yunanistan’da geri itmelerin artması nedeniyle Yunanistan ve AB makamlarına seslenerek, “Hukuksuz geri itmeleri durdurun” dedi. 

BOLD – İki yıl önce ikiz kardeşi Türkiye’ye itilen İhsan Erdoğan, son dönemde itmelerin artmasına tepki gösterdi. Kardeşinin iki yıldır Türkiye’de cezaevinde olduğunu hatırlatan Erdoğan, AB ve Yunanistan makamlarına itmeleri durdurmaları çağrısı yaptı.

HAMİLE VE ÇOCUKLAR GERİ İTİLDİ

İkiz kardeşi itilen ve Türkiye’de iki yıldır cezaevinde yatan ihsan Erdoğan, sosyal medya üzerinden AB makamlarına seslendi. “İkiz kardeşim Ayşe Erdoğan Mayıs 2019’da Yunanistan’dan Türkiye’ye hukuksuzca geri itildi ve 2 yıldır cezaevinde” diyen Erdoğan, paylaşımlarını şöyle sürdürdü: “Son dönemde Yunanistan’da geri itmeler arttı. Hamile kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce insan geri itildi. İtilenlerin çoğu tutuklandı.

GERİ İTİLENLER CEZAEVİNE ATILACAK

Yunan ve AB makamlarına çağrım:

Hukuksuz geri itmeleri durdurun. Geri ittiğiniz insanların Türkiye’de cezaevine girmekten başka şansı yok. Yunanistan’a geldikten sonra itilen ve 2 yıldır cezaevinde olan ikiz kardeşimin yaşadıklarını başkaları yaşamasın. #StopPushBacksGreece”

 

 

 

Kardeşi itilen İhsan Erdoğan’dan Yunanistan ve AB’ye çağrı: Hukuksuz itmeleri durdurun yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Peker, Soylu’nun yeni kasalarını açıkladı: Özyurt kardeşler

“Süleyman Soylu’nun kasasını açıklayacağım” diyen organize suç örgütü lideri Sedat Peker, Soylu’nun kasaları olarak Esenyurt Üniversitesi’nin sahipleri de olan Yüksel Özyurt ve Orhan Özyurt’un isimlerini verdi.  

BOLD – Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik suçlamalarına bugün yenilerini ekledi. Peker, iş insanları Yüksel Özyurt ve Orhan Özyurt’un “Süleyman Soylu’nun kasası” olduklarını öne sürdü.

DEVLET ARAZİSİNE BİNA YAPIP DEVLETE KİRALADILAR

Özyurt kardeşlerin Esenyurt Üniversitesi’nin sahipleri olduğunu yazan Peker, Özyurt A.Ş.’ye konkordato ilan ettiren kardeşlerin alacaklıların paralarının üstüne çöktüklerini de iddia etti. Yüksel Özyurt ve Orhan Özyurt’un 400 rezidans sahibi olduğunu öne süren Peker, bu isimlerin devlet arazisine iki bina yapıp birini belediyeye diğerini de kaymakamlığa kiraladığını öne sürdü. Peker, AKP’li eski Esenyurt belediye başkanı Necmi Kadıoğlu’nu istifaya iki kişilerin tuzağının götürdüğünü kaydetti.

“PARA DANIŞMAN VEYA OĞLUNA TESLİM EDİLİYOR” İDDİASI

Soylu’nun bu isimlerin “gizli ortağı” olduğunun son bir senedir konuşulmaya başlandığını ifade eden Peker, söz konusu iddialar gündeme gelince, Soylu’nun iki ismin babasının cenazesine gitmediğini de iddia etti. Özyurt kardeşler ile ilgili tweetlerini “para transferi” iddiasıyla da sürdüren Peker, iki kardeşin, Bakan Soylu’nun danışmanlarından olduğunu ileri sürdüğü Erdem Sümen ya da Soylu’nun oğluna para teslim ettiğini öne sürdü.

İLÇEDEKİ TÜM GÖKDELENLERİ ORTAKLARIN YAPTI

Esenyurt’ta belediye el değiştiren kadar tüm ihaleleri bu kardeşlerin aldığını öne süren Peker, “İlçedeki hemen hemen bütün gökdelenleri senin ortağın olan bu iki kardeş yaptı. Ayrıca belediye el değiştirene kadar ilçenin hemen hemen bütün ihalelerini senin gizli ortağın olan bu iki kardeş aldı. Çaldınız, çaldınız yine çaldınız ama doymadınız. Gizli ortağın olan Yüksel Özyurt’un oğlunun Çırağan Sarayı’ndaki düğününde nikah şahitliğini sen yaptın.” dedi.

 

Gergerlioğlu’nun avukatı: İhlal kararı bizden gizleniyor hukuk komedyası var

 

Peker, Soylu’nun yeni kasalarını açıkladı: Özyurt kardeşler yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Gergerlioğlu’nun avukatı: İhlal kararı bizden gizleniyor hukuk komedyası var

AYM’nin hakkında ihlal kararı vermesine rağmen tahliye edilmeyen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun avukatı Bişar Alınak, gerekçeli kararın kendilerine verilmediğini söyledi. Kararın yerel mahkemeye de tebliğ edilmediğini belirten Alınak, “Mahkeme kararı bizlerden gizleniyor. Gazetecilerin alabildiği ancak taraflara kararın verilmediği bir hukuk komedyası var” dedi.

BOLD – .Anayasa Mahkemesi’nin hakkında hak ihlali kararı verdiği Sincan Cezaevinde tutuklu HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun avukatı Bişar Avukat, müvekkliğinin tahliye edilmemesiyle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.

Gergerlioğlu’nun avukatı Bişar Alınak, AYM’nin gerekçeli kararı yerel mahkemeye ve kendilerine tebliğ etmediğini söyledi. Alınak, Gergerlioğlu’nun tahliye edilmesinin önünde hiçbir engel olmadığını, tahliyenin şuana kadar gerçekleşmemiş olmasını “ciddiyetsizlik” olduğunu belirtti.

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre Alınak, “Mahkeme bir karar veriyor ve karar bizlerden gizleniyor. Gazetecilerin alabildiği ancak taraflara kararın verilmediği bir hukuk komedyası var. Selahattin Demirtaş’ın AİHM kararının uygulanmadığı bir yerde AYM kararının uygulama alanı bulamamış olması, hukukun yok sayıldığı bir tecrübeyi yaşıyoruz. Umarım Türkiye kendine özgü absürt bir doktrin ortaya koymaz. Biz gerekçeli kararı merakla, hayretle bekliyoruz” dedi.

MİLLETVEKİLLİĞİ İADE EDİLMELİ

CHP’li Berberoğlu kararının emsal olduğunu kaydeden Alınak, hukuken Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin iade edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Alınak, şunları söyledi: “ Ben Türkiye’de uygulanan yargıyı ikiye ayırıyorum. Bir HDP’lilere, Kürtlere, gerçek muhaliflere uygulanan bir hukuk diğeri de normal yasalara göre uygulanan bir hukuk var. Evrensel hukuk kararlarının, mevcut hukuk kurallarına göre uygulanması gereken hukukun uygulanmaması hiçbir şekilde açıklanamaz. Tamamen keyfiyetçilik söz konusu. Zaten yerel mahkemenin verdiği karar siyasi bir karar. Bir haberi rettwetlediği için ceza aldı ve milletvekilliği düşürüldü. Faşizmi, toplum üzerindeki korkuyu kurumsallaştırmak için verilmiş bir karardı.”

PAZARTESİ AYM’YE BAŞVURACAK

AYM’nin gerekçeli kararının uygulanması için kararın yerel mahkemeye ve kendilerine tebliğ edilmesi gerektiğini söyleyen Alınak, kararının kendilerine tebliğ edilmesi için Pazartesi başvuru dilekçesi sunacaklarını belirtti. Alınak, Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin iade edilmemesi halinde ise davayı AİHM’e taşıyacaklarını söyledi.

AYM kararına rağmen Gergerlioğlu 2 gündür tahliye edilmedi: Hürriyeti tahdit suçu işleniyor

Gergerlioğlu’nun avukatı: İhlal kararı bizden gizleniyor hukuk komedyası var yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan: Ben demeyi sevmem ama en kıdemli lider bendim

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gençlere NATO Zirvesi’ni anlatırken ‘şahsım’ vurgusuyla kendini övdü. “Bu zirvenin içerisinde olan liderlerde de ben demeyi sevmem ancak en kıdemli olan lider bendim” dedi.

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, doktora öğrencileriyle Kütüphane Söyleşileri adı altında düzenlenen toplantıda NATO Zirvesine ilişkin soruya ‘şahsım vurgusu’ yaparak cevap verdi.

HER YIL BİRÇOK LİDER SİYASETTEN KOPUYOR

NATO Zirvesi’ne katılan liderlerin hepsinin yeni olduğunu kaydeden Erdoğan, “Bu zirvenin içerisinde olan liderlerde de ben demeyi sevmem ancak en kıdemli olan lider bendim. Ve 18 yıl geçti. Her yıl birçok lider ya siyasetten kopuyor veya tekrar gelemiyor. Öyle veya böyle hamdolsun milletimin teveccühü sayesinde biz yola devam ettik devam ediyoruz” diye konuştu.

Erdoğan’dan Soylu’ya ambargo: Saray’daki törenlere çağırmıyor

Erdoğan: Ben demeyi sevmem ama en kıdemli lider bendim yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

‘Tosuncuk’ parayı harcadı milletin vergisiyle dönüyor

Çiftlik Bank’ın kurucusu Mehmet Aydın’ın Brezilya’da teslim olması gündeme oturdu. 132 bin kişiden topladığı 1 milyar liranın 500 milyon lirasını yurt dışında harcayan Aydın, milletin vergisiyle alınan THY uçağına bindirildi. Sosyal medya, ‘tosuncuk’ lakaplı Aydın’a tepki mesajlarıyla doldu.

BOLD – AKP iktiranının desteklediği Çiftlik Bank sistemi üzerinden vurgun yaparak 132 bin kişiyi dolandıran Aydın, THY uçağıyla Türkiye’ye getirilmesine tepkiler yağdı.

İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Tosuncuk olarak bilinen Mehmet Aydın’ın 09.50’de teslim alındığını, bu akşam 22.30’da Türkiye’de olacağını açıkladı.

Sosyal medyada ise Mehmet Aydın’ın aylardır lüks yat ve otellerde dolandırdığı kişilerden topladığı parayı bitirdiği, “Para bitti, teslim oldu” yorumları yapıldı.

Mehmet Aydın THY uçağında görüntülendi.

TBMM’de Çiftlik Bank soygununun araştırılması talebi AKP’nin oylarıyla reddedilmişti.

Kılıçdaroğlu Saray’ın kurduğu rejime isim koydu: Kataristan

‘Tosuncuk’ parayı harcadı milletin vergisiyle dönüyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’dan Soylu’ya ambargo: Saray’daki törenlere çağırmıyor

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Sedat Peker’in iddialarının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu Cumhurbaşkanlığı Sarayındaki resmi programlara çağırmadığı ortaya çıktı.

BOLD – Suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddiaların ardından AKP ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi içinde yalnız kalan Süleyman Soylu’yla önemli bir ayrıntı gündeme geldi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Süleyman Soylu’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki iki törene çağırmayarak yan yana görüntü vermekten kaçınıyor. Gözler şimdi partide “istenmeyen bakan” konumuna gelen Soylu’nun görevden alınıp alınmayacağına çevrildi.

KAYMAKAM ADAYLARI TOPLANTISINA  ÇAĞIRMADI

DW Türkçe’de Alican Uludağ’ın haberine göre bu süreçte Erdoğan, belirgin olarak Soylu’dan uzak duruyor. 8 Haziran’da 109. dönem kaymakam adaylarını Cumhurbaşkanlığı Saray’ında kabul eden Erdoğan, Soylu’yu çağırmadı.

ADALET BAKANI VAR SOYLU YOK

1 Temmuz’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kadına yönelik şiddetle mücadele eylem planı toplantısı düzenlendi. Erdoğan, törene Aile Bakanı Derya Yanık ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ü davet etti. Ancak kadına karşı şiddetle mücadelenin en önemli kurumu olan İçişleri Bakanlığı toplantıda yer almadı. Soylu, Külliye’deki toplantıya yine çağrılmadı.

GÜVENLİKLE İLGİLİ BRİFİNGLERİ SOYLU’DAN ALMIYOR

Kulislerde Erdoğan’ın güvenlikle ilgili brifingleri de Soylu yerine, başka devlet yöneticilerinden aldığı konuşuluyor. Yaz aylarında açıklanması beklenen emniyet müdürleri ve valiler kararnamesinde Soylu’ya yakın kişilerin görevden alınması bekleniyor. Kararnamenin gecikmesinde de buna ilişkin yaşanan krizin etkili olduğu ifade ediliyor.

SOYLU BAKANLIKTAN ALINACAK MI?

Gelinen noktada, Erdoğan henüz Soylu’yu görevden almadı. Süleyman Soylu ise istifa etmekten kaçınıyor. Erdoğan’ın desteğini kaybeden, parti içinde yalnızlaşan Soylu’nun siyasi kariyerine nasıl devam edeceği ise şimdilik bilinmiyor.

DÜNYANIN EN KÖTÜ ADAMIYIM DEYİP PARTİYE MESAJ VERDİ

Dün gazetecilerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kurban eti dağıtımının yasaklandığı haberlerine Soylu’nun “Ben bu dünyanın en kötü adamıyım” cevabı ise partiye mesaj olarak yorumlandı.

Temmuz’da ekonomi uçacak diyen Soylu’ya ‘Atma Ziya’ hatırlatması

Erdoğan’dan Soylu’ya ambargo: Saray’daki törenlere çağırmıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AP İnsan Hakları Komitesi Başkan Yardımcısı Glucksmann Orhan İnandı’yı sordu

Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Komitesi Başkan Yardımcısı Fransız milletvekili Raphael Glucksmann, Kırgızistan’daki AB temsilcilisi Büyükelçi Eduard Auer’e Orhan İnandı’yı sordu. Glucksmann, Auer’e gönderdiği mektupta İnandı’nın kaçırılması konusunda Kırgız makamları nezdinde girişimde bulunulmasını istedi.

BOLD –  Mektupta İnsan Hakları Komite Başkan Yardımcısı unvanını kullan Raphael Glucksmann, İnandı’nın kaçırılması konusunda Kırgız makamları nezdinde girişim yapılması ve girişimlerin sonuçlarıyla alakalı bilgi verilmesini talep etti.

Glucksmann,  mektubunda Büyükelçi Auer’in “Kırgız Hükümetinden İnandı’nın kaybolması, nerede olduğunun bulunması, güvenliğinin temin edilmesi ve salınması konularında ne gibi çalışmalar yaptıklarını sormasını rica ettiği” öğrenildi.

Glucksmann mektubunda, Kırgız-Türk çifte vatandaşlığına sahip Orhan İnandı’nın 31 Mayıs’tan bu yana kayıp olmasının endişe verici olduğunu belirtti. Glucksmann, 25 yıldır Kırgızistan’da bulunan İnandı’nın bir öğretmen olduğu ve ülkedeki lise ve üniversite ağının kurucusu olduğuna dikkat çekti.

Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Komitesi Başkan Yardımcısı Fransız milletvekili Raphael Glucksmann.

Mektupta, İnandı’nın 2019 yılında Türk hükümeti tarafından Gülen Hareketiyle bağlantılı olmakla suçlandığı, Kırgız Dışişleri Bakan Yardımcısının da Türk Hükümetinin 2019 yılında İnandı’nın sınır dışı edilmesini talep ettiği bilgisini verdiği kaydedildi.

İnandı’nın eşinin, kimliğini açıklamayan bir kaynağa dayanarak kocasının Türk Büyükelçiliğinde tutulduğunu açıkladığını ifade eden Raphael Glucksmann’ın mektubunda şunlar kaydedildi:

“-Türk hükümetinin kaçırma, zorla kaybetme ve sınır ötesinde yakalama olaylarının dünya genelinde hızla arttığı, bunun endişe verici bir trend oluşturduğu ve AB’nin buna kesinlikle sessiz kalmaması gerektiği,

– Nitekim Mayıs ayında yayınlanan AP’nin Türkiye raporunda bu hususa dikkat çekildiği,

– Sonuç olarak, bu hususu Büyükelçinin Kırgız makamlarıyla gerçekleştireceği temaslarda dile getirmesini ve Kırgız Hükümetinden İnandı’nın kaybolması, nerede olduğunun bulunması, güvenliğinin temin edilmesi ve salınması konularında ne gibi çalışmalar yaptıklarını sormasını rica ettiği,

– Bu hususta Büyükelçinin cevabını ve girişimlerini beklediği”

Uygurlara Çin zulmü: 2017’den beri yurt dışında en büyük fail AKP

AP İnsan Hakları Komitesi Başkan Yardımcısı Glucksmann Orhan İnandı’yı sordu yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Kadın doğum hastanesindeki erkek hasta sosyal medyayı karıştırdı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ek binası açılışı duyurusunda kullandığı yatan erkek hasta fotoğrafı sosyal medyayı karıştırdı. Erdoğan’ın erkek bir hastayı ziyareti sırasında çekilen fotoğrafa, “Çocuk biraz iri mi doğmuş”, “Bakanım beyefendi sanırım yeni doğum yapmış. Bari bir çeyrek altın taksaydınız” yorumları yapıldı.

BOLD –  Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kadın ve çocuk hastanesi açılışı için yaptığı paylaşım sosyal medyanın gündemine oturdu.

ERDOĞAN HASTANEYİ MASKESİZ GEZDİ

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ek binası açılışının duyurusunu twitter hesabı üzerinden “Açılışı Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle yapılan Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ek binasında 27 kadın doğum, 26 çocuk polikliniği ve 5 ameliyathane bulunuyor. Toplam yatak kapasitesi 370. Sağlığa yatırım hizmet ve güven demek. İyi olmak için sebepler artıyor” sözleriyle paylaştı. Fotoğrafta AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın maskesiz olması dikkat çekti.

HASTANEDE İLK DOĞUM YAPAN KİŞİ Mİ?

Koca’nın paylaştığı fotoğraf karesinde Erdoğan’ın erkek bir hastayı ziyaret ettiği görülüyor. Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ek binası açılışında Erdoğan’ın erkek bir hastayı ziyaret etmesi kafaları karıştırırken sosyal medyada da çok sayıda yorum yapılmasına neden oldu. İşte o yorumlardan bazıları:

–  Yatan beyefendi sezaryen mi normal doğum mu?

– Bu bey hastanede ilk doğum yapan kişi mi?

– Kadın doğum ve çocuk hastanesinde yatan bu hasta kim? Kadın desem değil, çocuk desem değil… Konu mankeni mi?

– Kadın doğum ve çocuk hastanesindeki hastayı ne kadına ne de çocuğa benzettim.

– Kadın doğum erkek hasta tuhaf ama sormam lazım. Bu hasta doğum mu yaptı?

– Çocuk biraz iri mi doğmuş???

– Bu yenidoğan mı? Maşallah küçülmüş de büyümüş sanki.

– Bakanım beyefendi sanırım yeni doğum yapmış. Bari bir çeyrek altın taksaydınız. Doğum hastaneniz hayırlı olsun.
– İlk doğan bebek fotoğraftaki mi?”

AYM kararına rağmen Gergerlioğlu 2 gündür tahliye edilmedi: Hürriyeti tahdit suçu işleniyor

Kadın doğum hastanesindeki erkek hasta sosyal medyayı karıştırdı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Akşener çökmelere tepki gösterdi: Hakim ayarlanıp tapu delindi

Sedat Peker’in açıklamalarını yakından takip ettiğini söyleyen İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Paramount Otel’e çökülmesine tepki gösterdi. Akşener, “Çanta dolu parayı silahla alırsınız ama ev tapunuzu, dükkan tapunuzu, fabrika tapunuzu, otel tapunuzu hiçbir güç elinizden alamaz. Tapunun delinmesi her şeyin sorgulanması anlamına gelir” dedi.

BOLD – Habertürk TV’de programa katılan Akşener, suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıklamalarıyla gündeme gelen konulara değindi. Akşener, Sedat Peker’in açıklamalarını bütün herkes gibi dikkatle takip ettiğini kaydetti.

GÖZDEN KAÇAN BİRŞEY VAR

Akşener, “Mümkün olduğunca da bu konuda çok dikkatli bir dil tutturmaya özen gösteriyorum. Ama gözden kaçan bir şey var. Ve ben o günden beri Türkiye adına çok korkuyorum. Tarihçiyim Osmanlı’da olmadı, işgal döneminde Türkiye’de olmadı. Cumhuriyet devrinde olmadı. Nedir tapunun delinmesi” diye konuştu.

SÜREKLİ EL DEĞİŞTİREN PRAMAUNT OTEL

Sürekli el değiştiren Paramount Otel’i hatırlatan Akşener, “Paramount Otel’in ilk sahibinin kızının Yasemin Viktoria Uras’ın açıklamalarını dinledim. Benim orada dikkatimi çeken bir şey oldu. Bu ülkede şantajlar olmuştur, keş paralara şantajla rüşvetler alınmıştır yolsuzluklar yapılmıştır ama fabrikanın tapusuna, otelin tapusunun üzerine çökülmemiştir” dedi.

HAKİM AYARLANIRSA ELİNİZDEKİ TAPU ALINIR

Paramount Otel’e bilek gücüyle silahla çökülmediğinin ortaya çıktığını kaydeden Akşener, şöyle konuştu: “Çanta dolu parayı silahla alırsınız ama ev tapunuzu, dükkan tapunuzu fabrika tapunuzu, otel tapunuzu hiçbir güç elinizden alamaz. Ne alır biliyor musunuz? Hakim alır. Ve onu gördüm ben. Bu ülkede korku delinmiş. Tapunun delinmesi her şeyin sorgulanması anlamına gelir. Kimse bunun üzerinde durmadı. Bu sahaya nasıl iner biliyor musunuz? Silah zoruyla tapunuzu elinizden alamazlar. Ama hakim ayarlanırsa alınır. Tapu delinmesi canla aynıdır. Hapse girersin tapu sizin elinizde olur. Ama yargıyla tapu delinirse elinizdeki ev, fabrika, otel alınır.”

Akşener çökmelere tepki gösterdi: Hakim ayarlanıp tapu delindi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Temmuz’da ekonomi uçacak diyen Soylu’ya ‘Atma Ziya’ hatırlatması

Temmuz ayıyla birlikte gelen zamlar vatandaşı çileden çıkardı. 1.176 liralık kısa çalışma ödeneği de sona eren vatandaşlar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun  ‘temmuzda ekonomik uçacak’ vaadine tepki gösterdi. Sosyal medyada Soylu’nun temmuz vaatlerine ‘Atma Ziya’ hatırlatması yapıldı.

BOLD – Elektrik, doğalgaz ve LPG’ye gelen zamlar İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun temmuz açıklamasını gündeme getirdi.

Sosyal medya kullanıcıları, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Benim ülkemin ekonomisi Temmuz ayından itibaren öyle bir atağa kalkacak ki birileri kıskanacak” açıklamasını hatırlatarak dalga geçti.

SÜLEYMAN SOYLU VİDEOSU

Bir sosyal medya kullanıcısı, Şener Şen, Münir Özkul ve Adile Naşit’in rol aldığı Neşeli Günler filminde Şener Şen’in Almanya’da çakıyla Aslan avını anlattığı diyaloglar İçişleri Bakanı Soylu’nun temmuz açıklamasına uyarlandı. Özkul’un “Atma Ziya” repliği Soylu’ya karşı kullanıldı.

Baykal’ın Erdoğan için açtığı kilitler

Temmuz’da ekonomi uçacak diyen Soylu’ya ‘Atma Ziya’ hatırlatması yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AYM kararına rağmen Gergerlioğlu 2 gündür tahliye edilmedi: Hürriyeti tahdit suçu işleniyor

Anayasa Mahkemesi tarafından hak ihlali kararıyla ivedilikle tahliyesine hükmedilen HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, 2 gündür özgürlüğüne kavuşamadı. AYM, Gergerlioğlu kararını sitesinden yayınladı ancak Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi hükmün ekranlarına düşmediğini belirterek kararı uygulamıyor.

BOLD – .Sosyal medyada bir haberi paylaştığı için milletvekilliği düşürülen ve Sincan Cezaevine konulan HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, 1 Temmuz’daki AYM kararına rağmen 2 gündür tahliye edilmedi.

Salih Gergerlioğlu, sosyal medyadan babası hakkında AYM tarafından verilen kararın bir an önce uygulanmasını istedi. Gergerlioğlu, babası hakkındaki kararın Anayasa Mahkemesi internet sitesine konularak resmileştiğini belirterek, “Babam hakkında, yüksek mahkeme tahliye kararı vermişken ve bir dakika daha hapiste tutulmaması gerekirken hala tahliye işlemi yapılmıyor. Neyi bekliyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

KARAR BUHARLAŞTI MI?

Kararın kendilerine verilmediğini ve UYAP’ta da yer almadığını kaydeden Gergeriloğlu, “AYM, avukatlarımıza karar metnini dahi hala vermedi. Duruma ilişkin soru sorulduğunda ise bir şey söyleyemeyeceklerini ifade ediyorlar. Kocaeli 2. Ağır Ceza ise AYM’den gelecek yazının ekranlarına düşmediğini söylüyor. UYAP’ta da bir şey yok. Ne oldu karar, buharlaştı mı?” dedi.

Gergerlioğlu, daha sonra yaptığı paylaşımda ise AYM’nin karara ilişkin yazıyı gönderdiğini ifade ederek, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin ise “Bize bir şey gelmedi” dediğini aktardı. Gergerlioğlu, “Ne anlamamız gerekiyor bundan? Anayasa Mahkemesi’nin, babamın dosyası hakkında vermiş olduğu ‘hak ihlali’ ve ‘ivedilikle tahliye’ kararına rağmen tahliye işleminin gerçekleştirilmemesinin 2. günü. Babam, tam 92 gündür hukuksuzca hapsediliyor” değerlendirmesi yaptı.

AYM KARARINI HERKES BİLİYOR MAHKEME BİLMİYOR

Sosyal medyada ise Gergerlioğlu’nun tahliyesi için GergerlioğluKararıUygulansın başlığıyla binlerce twet atıldı. İnsan hakları hukukçusu Kerem Altıparmak ise, AYM’nin hak ihlali kararını herkesin duyduğunu kaydetti. Altıparmak, “Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun hakkının ihlal edildiğini herkes biliyor. Televizyonlarda yorumlar yapılıyor. AYM’nin sayfasında Genel Kurul gündeminde hakkının ihlal edildiği yazıyor. Ama herkesin bildiğini kararı verecek mahkeme bilmediği için o haftasonunu da hapiste geçirecek” paylaşımı yaptı. Eski Sulh Ceza Hakimi Kemal Karanfil de, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi hakimlerinin suç işlediğini söyledi. Karanfil, sosyal medya hesabından, “Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı, resmi internet sitesinde yer aldıktan sonra, halen sn @gergerliogluof
u cezaevinde tutmak, “Gerekçeli kararı görmedim” demek, anayasal düzen ve TBMM’ne karşı işlenmiş bir suçtur.
KOCAELİ 2 AĞIR CEZA HAKİMLERİ SUÇ İŞLİYOR” dedi.

HÜRRİYETİ TAHDİT SUÇUNUN CEZASI 5 YILA KADAR HAPİS

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun AYM kararına rağmen hâlâ cezaevinde tutulması Türk Ceza Kanuna göre suç teşkil ediyor. TCK’nın 109’ncu maddesine göre bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak suretiyle hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verileceği hükmü bulunuyor.

AYM 1 TEMMUZ’DA HAK İHLALİNE HÜKMETTİ

Ömer Faruk Gergerlioğlu, bir haber sitesinde yayımlanan haberi sosyal medya hesabından paylaştığı gerekçesiyle ‘terör örgütü propagandası yapma’ suçlamasıyla 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Yargıtay’ın kararı onaması sonrası Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşürülerek 2 Nisan’da tutuklanmıştı. AYM, 1 Temmuz’da Gergerlioğlu’nun haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti.

Sağlık Bakanlığı pandemide görev alan sağlıkçıları meslekten ihraç etmek için savunma istedi

AYM kararına rağmen Gergerlioğlu 2 gündür tahliye edilmedi: Hürriyeti tahdit suçu işleniyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Kılıçdaroğlu Saray’ın kurduğu rejime isim koydu: Kataristan

Katar’ın Tank Palet Fabrikası’nın finansman ortağı olduğunu söyleyen AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a tepki gösteren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ”Bin yıllık devlet sayende oldu Kataristan. Gün gelecek senin o Katarlı ortakların, çevirdiğiniz tüm işleri kendileri anlatacaklar” dedi.

BOLD – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Tank Palet fabrikasına ilişkin sözlerine sosyal medya hesabı üzerinden yanıt verdi.

BİN YILLIK DEVLET SAYENDE KATARİSTAN OLDU

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Kılıçdaroğlu, ”Bin yıllık devlet sayende oldu Kataristan, sen de başkanı” ifadelerini kullandı. CHP lideri Kılıçdaroğlu yaptığı paylaşımda, “Erdoğan, tek bir kuruş almadan peşkeş çektiğin Tank Palet Fabrikasında algı toparlamaya girişmişsin. Gün gelecek senin o Katarlı ortakların, çevirdiğiniz tüm işleri kendileri anlatacaklar, bunu biliyorsun değil mi? Bin yıllık devlet sayende oldu Kataristan, sen de onun başkanı” ifadelerini kullandı.

İLK OPERASYON TANK PALET FABRİKASINA YAPILACAK

CHP lideri Kılıçdaroğlu, daha önce yaptığı bir paylaşımda CHP iktidarında ilk yapılacak iş olarak Katar’a verilen Sakarya’daki Tank-Palet Fabrikası’nın geri alınmasını açıklamıştı. Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından “İktidarımızın ilk haftasında” başlığıyla bir liste paylaştı. Kılıçdaroğlu’nun paylaştığı listede Katar’a satılan Tank-Palet Fabrikası’nın geri alınması, esnaf, çiftçi ve öğrenci borçlarına yönelik vaatlerin olması dikkat çekti. İşte Kılıçdaroğlu’nun paylaştığı listede ilk sırada “Katar ordusuna peşkeş çekilen Sakarya’daki Tank-Palet Fabrikası’nı hemen geri alıp, şanlı ordumuza iade edeceğiz” denildi.

KAR EDEN ŞİRKETLER, KUPON ARAZİLER KATAR’A SATILDI

AKP iktidarı döneminde Türkiye’deki yatırımlarına hız veren Katar, Türkiye’nin kâr eden kamu ve özel sektör firmaları ile kupon arazilerini toplamasıyla dikkat çekti. PTT ve Telekom başta olmak üzere birçok kâr eden kamu ve özel firmayı almak için ise girişimlerini sürdüren Katar sermayesi tarafından satın alınan, ortak olunan kurum ve firmalardan bazıları şöyle: “Tank Palet Fabrikası, Çaykur paketleme fabrikası, Borsa İstanbul’un yüzde 10’u, İstinye Park, Antalya Liman İşletmeleri, Alternatif Bank, Finansbank, BMC, Beymen, Digitürk, Banvit, Kanal İstanbul çevresinde araziler, Munamar ve Kontes otelleri, Erbilgin Yalısı, ATV-Sabah’ın ortağı.”

 

Erdoğan imzaladı: Elektrik üreten TEİAŞ satılacak

Kılıçdaroğlu Saray’ın kurduğu rejime isim koydu: Kataristan yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Sağlık Bakanlığı pandemide görev alan sağlıkçıları meslekten ihraç etmek için savunma istedi

OHAL Temmuz 2018’de kaldırıldı ancak kamuda çalışanların bakanlık onayı ile işten çıkarılmasını düzenleyen yasa bu ay sonunda yürürlükten kalkıyor. AKP’nin başta TSK olmak üzere kamuda görev yapan muhaliflerle ilgili ihraç kararlarına hız vereceği belirtiliyor. Bununla ilgili ilk işaret Sağlık Bakanlığı’ndan geldi. Bakanlık, birçok personelden terör gerekçesiyle savunma istedi.     

BOLD – Sağlık Bakanlığı, birçok sağlıkçıdan “terör örgütlerine üye oldukları” iddiasıyla “gizli” ibareli bir belge göndererek savunmalarını istedi. Bu durum kamuda yeni bir ihraç dalgasının mı geldiği sorularını akıllara getirdi.

YEDİ GÜN İÇİNDE SAVUNMA İSTENDİ

2018 yılında OHAL kaldırılırken 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici bir maddeyle, kamu kurumlarında görev yapanların, oluşturulan kurulların teklifi üzerine bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılmasının önü açıldı. Üç yıllığına çıkarılan kanun bu ay sonunda yürürlükten kalkmasına bir ay kala Sağlık Bakanlığı birçok sağlıkçıdan savunma istedi. Sağlık Bakanlığı tarafından sağlıkçılara “gizli” ibareli bir zarf içerisinde gönderilen belgede, “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplara üyeliğiniz mensubiyetiniz, iltisakınız yahut bunlarla irtibatlı olduğunuz değerlendirildiğinden savunmanızı yedi gün içerisinde gönderiniz” denilmesi dikkat çekti.

DELİL OLMADAN TESPİT VAR DENİYOR

Bakanlığın savunmasını istediği sağlıkçılardan Benan Koyuncu, BirGün’den İsmail Arı’ya yaptığı açıklamada, “15 Temmuz sonrasında açığa alındım. Terör örgütleriyle ilişkim sorgulandı ve soruşturmadan bir şey çıkmayınca iki aylık açığa alınma sürecinin ardından yeniden göreve döndüm. Başka bir hastaneye atamam çıkınca da tekrar güvenlik soruşturmasına girdim. Arşiv taraması yapıldı ve Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) bir grup veya örgütle ilişkim olmadığını belirtti. İki yıldır Çankırı’da pandemi hastanesinde çalışıyorum” dedi. Koyuncu, bakanlığın KHK ile açığa alınan, güvenlik soruşturulmalarına takılan ve haklarında bir delil bulunamadığı için mesleğine geri dönenlere ‘Terör örgütleriyle ilişiğiniz tespit edilmiştir’ dediğinin altını çizdi.

NEYLE SUÇLANILDIĞI BELLİ DEĞİL

İsminin açıklanmasını istemeyen bir sağlıkçı da “Bakanlığa verdiğimiz savunmada neyle suçlandığımızı sorduk. Yeni bir ihraç dalgası mı başlayacak? Sağlık Bakanlığı zaten bir mahkeme gibi ‘terör örgütleriyle ilişkiniz var’ diye karar vermiş. Çocukların sesi olamayanlar sağlıkçılar uğraşıyor” dedi.

VERİLMİŞ KARAR SORUŞTURMA KILIFI İLE SUNULMAKTA

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) da Sağlık Bakanlığı’nın uygulamasına tepki gösterdi. SES’ten yapılan açıklamada “Bakanlık savunma istemekte ama suçlamanın gerekçelerini bildirmemektedir. Bilgi ve belgelerden bahsetmekte ama istenildiğinde bu bilgi ve belgeleri paylaşmamaktadır. Özetle soruşturmamakta, savunma hakkı vermemekte, zaten verilmiş bir kararı bir soruşturma kılıfıyla sunmaya çalışmaktadır” denildi.

1 TEMMUZ’A KADAR İSTİFALARI YASAKTI

Artan koronavirüs salgını nedeniyle yasaklanan sağlıkçıların istifası, normalleşme ile birlikte 1 Temmuz’dan itibaren serbest bırakıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca imzasıyla il sağlık müdürlüklerine gönderilen yazıda sağlık çalışanlarına uygulanan istifa kısıtlamasının 1 Temmuz itibarıyla sona ereceği duyuruldu. Buna göre pandemi sürecinde istifa kısıtlaması bulunan çalışanlar 1 Temmuz itibariyle istedikleri takdirde istifa edebilecek.

İŞTEN ATMA YETKİSİ BAKANA VERİLDİ

15 Temmuz bahanesiyle getirilen OHAL, 2018 yılının temmuz ayında kaldırıldı ancak kamu çalışanlarını işten atma yetkisi bakana verildi. Bu konu ile ilgili Resmi Gazete’nin 31.07.2018 tarihli mükerrer sayısında 25.07.2018 tarihli 7145 Sayılı Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen Geçici 35. Madde’de, “31 Temmuz 2018’den itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisaki yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; mahalli idareler personeli, valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen kurulun teklifi üzerine İçişleri Bakanı’nın onayıyla kamu görevinden çıkarılır” denildi.

 

Madımak Katliamı’nda ölenlerin aileleri hala adalet bekliyor

Sağlık Bakanlığı pandemide görev alan sağlıkçıları meslekten ihraç etmek için savunma istedi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan imzaladı: Elektrik üreten TEİAŞ satılacak

AKP iktidarı döneminde Türk Telekom, TÜPRAŞ, PETKİM, TELSİM, ERDEMİR gibi devlet şirketlerini satan Tayyip Erdoğan, 107 yıllık Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketinin (TEİAŞ) özelleştirme kapsamına alınmasına ilişkin kararı Resmi Gazete’de yayınladı.

BOLD – Geçtiğimiz hafta kamuya ait çok değerli kupon arazilerin satışa çıkarılmasını onaylayan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1914’te kurulan TEİAŞ’ın özelleştirme yoluyla satışa sunulmasına ilişkin kararı yayınladı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan Özelleştirme İdaresi Başkanlığının (ÖİB) 4222 sayılı kararına göre, Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketinin özelleştirme kapsamına alınması ve halka arza yönelik olarak özelleştirmeye tabi tutulmasının hazırlık işlemleri, Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı ile ÖİB tarafından yürütülecek.

Özelleştirme hazırlık işlemlerinin 31 Aralık 2022 tarihine kadar tamamlanmasını içeren kararın, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 3’üncü ve geçici 29’uncu maddeleri ile 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8’inci maddesi gereğince alındığı kaydedildi.

Tayyip Erdoğan kupon arazilerin satışı için gaza basıyor

Erdoğan imzaladı: Elektrik üreten TEİAŞ satılacak yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

2 Temmuz 2021 Cuma

AKP, sosyal medyadan ilçe başkanı arıyor

Ortaya çıkan yolsuzluklar nedeniyle kamuoyu araştırmalarında oyları hızla azalan AKP’deki bu olumsuz durum teşkilatlara da yansıdı. AKP, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçe teşkilatına atama yapmak için sosyal medyadan “başkan” arıyor.

BOLD – AKP Şanlıurfa İl Başkanlığı, bir süredir görevden alınacağı iddia edilen Ceylanpınar İlçe Başkanı Halid Şimşek’in yerine atama yapmak için sosyal medyadan işe alım duyurusu yayınladı.

BAŞVURULAR YARIN SONA ERİYOR

AKP Şanlıurfa İl Başkanlığı, bir süredir görevden alınacağı iddia edilen Ceylanpınar İlçe Başkanı Halid Şimşek’in yerine gelecek yeni başkan için Twitter üzerinden yaptığı işe alım paylaşımında; “DUYURU!!! Ceylanpınar İlçe Başkanı olmak isteyen vatandaşlarımız 03.07.2021 (Cumartesi) günü saat 12:00’a kadar özgeçmiş bilgilerini sanliurfa@akparti.org.tr adresine yollayarak, (0414) 216 84 03 numarasını arayarak veya İl Başkanlığımıza gelerek şahsen başvuruda bulunabilirler” ifadelerini kullandı.

AKP’DE İSTİFALAR SÜRÜYOR

AKP’de üst üste gelen istifa haberlerine bir yenisi daha eklendi. Samsun’un Terme ilçesinde AKP’den istifa eden 150 kişi Gelecek Partisi’ne katıldı. AKP Konya İl Kadın Kolları Başkanı Özgür Ergun ve AKP İzmit İlçe Gençlik Kolları Yöneticisi Emre Okur da de partisinden istifa etti.

 

Madımak Katliamı’nda ölenlerin aileleri hala adalet bekliyor

AKP, sosyal medyadan ilçe başkanı arıyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

“Cumhurbaşkanlığında adalet yok” diyen Erdoğan’ın akrabasına gözaltı

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın akrabası Yahya Birinci çektiği videoda Erdoğan’a ve AKP’ye sert eleştiriler yöneltti. “Adalet saraylarında adalet yoksa, bakanlıkta yoksa, Cumhurbaşkanlığında yoksa biz nerde adalet arayalım” diye sordu.

BOLD ANALİZ – Türkiye’de derdini anlatamayan vatandaşlardan sonra Erdoğan’ın akrabaları da sosyal medyadan video yayınlama yolunu seçti. Erdoğan’ın sanatçı akrabası Yahya Birinci yayınladığı videoda Türkiye’yi yönetenleri yerden yere vurdu.

Yahya Birinci
BU ÇETE ADALET BAKANLIĞINDA MI?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen Birinci, “Adalet Bakanlığı’nda mı bu çete? Yoksa onlarla beraber mi bu işi yapıyorlar. Allah aşkına şuna bir el atın ya. Sayın Cumhurbaşkanım benim size ne kadar yakınlığım olduğunu biliyorsunuz. Ya kime gittiysek hiç kimse el atmıyor bu işe ya. En sonunda vallahi de billahi de yani. Ne yapalım ya? Söyleyin bize de onu yapalım ya. Nerde adaleti arayalım. Adalet Saraylarında adalet yoksa bakanlıkta yoksa Cumhurbaşkanlığında yoksa. Yani size de mektup gönderdim. Fakat bir türlü elinize vermediler. En son bu videoyu çekip yayınlamaya karar verdim ya.” dedi.

NAMUSSUZLAR ŞEREFSİZLER SARMIŞ ORTALIĞI

Erdoğan’ın yanına kimseyi yaklaştırmadığını vurgulayan Birinci, “Beni de yaklaştırmıyorlar. Yeter boğazımıza kadar geldi vallahi billahi ya. Siz Allah’tan korkmuyor musunuz ya. Siz ne edepsiz insanlarsınız ya. Bu kadar olur mu ya? Namussuz şerefsizler sarmış ortalığı ya. Bunlarda zerre kadar Allah korkusu yok ya. Ya biri çıksın desin ki ben engelliyorum desin. Gereğini yapalım ona da. Bu nasıl bir terbiyesizlik ya. Biz Allah’tan başka kimseden korkmuyoruz hemşerim” ifadesi kullandı.

BİRİLERİ DÜĞMEYE BASMIŞ

Vatandaşın sesini duymayan Erdoğan ve AKP’lileri eleştiren Birinci, “Bu kadar bağırıyoruz. Birileri düğmeye basmış. Her tarafı engelleyin milleti de devlete düşman eyleyin. Ben başka bir şey görmüyorum. Bunun ucunda bu var. Ülkemizi bitirecekler dostlar.” dedi.

SEDAT PEKER’İN LAFINA GELDİM, ELİMDE BELGELER VAR

Siyasetçilerin namussuz olduğunu savunan Birinci, “Belgesiz kesinlikle konuşmam. Hepsinin delili ve belgesi elimde var. Bu namussuz siyasetçiler bakın namussuz diyorum. Gerçekten namussuzlar. Sesimizi duymuyorlar duymamazlıktan geliyorlar. Birilerinin dediği gibi gerçekten geldim Sedat Peker’in lafına. Bunlar sizin oyunuzla bir yerlere geliyorlar. Ondan sonra dönüp size bakmıyorlar. Gerçekten de öyle bunlar namussuz. Vallahi de billahi de tallahi de namussuz. Hadi gelsin benle konuşsunlar. Belge delil hepsi bende var. Kimlere neler yazmışım kimlere hangi mesajları atmışım bunların hepsi var. Ya adamlar tenezzül edip dönmek bile dönmüyorlar ya.” diye konuştu.

200 MİLLETVEKİLİNİN KAFASINDA KEMENÇE KIRACAĞIM

Türkiye’nin yaşanmaz hale geldiğini ifade eden Birinci, “Bu ülke bu kadar basit bir ülke mi ya? Size biz yetki vermişiz oraya göndermişiz ya. Her gelen vekilin kafasında kemençe kırmaya söz veriyorum. Bu kadar açık. 200’e kadar yolu var. Her gelenin kafasında bir kemençe kıracağım. Benim kemençelerimin her birinin değeri de 50 bin TL’dir onu da söyleyeyim burdan.” dedi.

ÜSKÜDAR’DAKİ EVİNDEN ALINDI

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan’ın kayınbiraderi Yahya Birinci’nin paylaşımların ardından harekete geçen Anadolu Cumhuriyet Savcılığı, emniyete gözaltı talimatı verdi. Üsküdar’daki evinde gözaltına alınan Birinci’nin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü belirtildi.

https://www.facebook.com/sozcugazetesi/videos/509479286994916/?extid=WA-UNK-UNK-UNK-AN_GK0T-GK1C

“Cumhurbaşkanlığında adalet yok” diyen Erdoğan’ın akrabasına gözaltı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Madımak Katliamı’nda ölenlerin aileleri hala adalet bekliyor

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta, 2’si otel görevlisi, 33’ü aydın olmak üzere 35 kişinin katledildiği Madımak Oteli olaylarının üzerinden 28 yıl geçti ancak acısı hala dinmedi. 

BOLD ANALİZ –  2 Temmuz 1993’te Sivas’ta kalabalığın ateşe vermesi sonucu 35 kişinin hayatını kaybettiği Madımak Oteli olayları 28’nci yılına girdi.

35 kişinin hayatını kaybettiği Madımak Oteli katliamına ilişkin sır perdesi hala aralanmadı.

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta cumhuriyet tarihinin en karanlık olaylarından biri yaşandı. Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında 1 Temmuz’da Sivas’a gelen şair, yazar, sanatçı ve halk ozanlarının arasında bulunduğu aydınlar, Madımak Oteli’ne yerleşti. Etkinlikler öncesinde Sivas’ı karıştıran gelişmeler oldu. Şehirde, “Müslüman kamuoyuna” başlıklı bildiriler dağıtıldı. Yerel basında “Müslüman mahallesinde salganyoz satılıyor” manşetleri atılarak halk kışkırtıldı. Aydınlar hedef gösterildi. Özellikle Aydınlık Gazetesi’nde Salman Rüşdi’ye ait “Şeytan Ayetleri” kitabını yayınlatan yazar Aziz Nesin merkezli yayınlar yapıldı.

ASKERİ KUVVET GÖNDERİLMEDİ

Madımak yangınına yol açan olaylar ise, 2 Temmuz günü Cuma namazı sonrası başladı. 13:30 sıralarında çeşitli camilerden çıkan bin kişilik grup, sloganlar atarak Hükümet Binası’na doğru yürüyüşe geçti. Kalabalık grup polis barikatını yıkarken, dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in çevre illerden talep ettiği askeri kuvvet gönderilmedi.

DEVLET ADETA İZLEDİ

Saat 16:00 sıralarında Kültür Merkezi’nden ayrılan ve sayıları 5 bini bulan kalabalık, Aziz Nesin’in bulunduğu Madımak Oteli’ne taş atmaya başladı. Saat 18:00’e geldiğinde saldırgan grubun sayısı 10 bine ulaştı. Güvenlik kuvvetleri kalabalığı dağıtmakta yetersiz kalırken, 19:00 sıralarında Madımak Oteli’ne giren saldırganlar binayı ateşe verdi. İtfaiyenin yangına müdahalesine eylemciler izin vermedi. Devletin güvenlik güçleri oteldeki aydınların yakılmasını adeta izledi. Yangına ancak 20:05’te müdahale edildi.

Yazar Aziz Nesin, itfaiye merdiveninin yanaştırılması sonucu kurtarıldı. Bu sırada Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak, merdivenlerden inen Nesin’e saldırdı. Bir başka bir itfaiye eri ise merdivenlerden indirdiği Nesin’i darp etti.

Katliama ilişkin polisin ihmali yıllarca tartışıldı. Ancak emniyetin düzenlediği olay tutanağında talep edilmesine karşın askeri desteğin gelmediği kayıtlara geçti. Saldırganlar dağıtıldıktan sonra Madımak Oteli’nde kalan 93 kişiden 35’inin hayatını kaybettiği anlaşıldı.

İNÖNÜ’NÜN ŞAHİTLİĞİ: GAZ ALMAK İÇİN KENDİ HALİNE BIRAKILIR

Madımak Oteli katliamıyla ilgili dönemin koalisyon hükumetinin ihmali yıllarca tartışıldı. Gazeteci Oral Çalışlar, Sivas olaylarıyla ilgili anısını yıllar sonra yazdı. 2015’teki vefatından birkaç yıl önce Erdal İnönü’yü evinde ziyaret ettiğini belirten Çalışlar, Başbakan Yardımcısı olduğu 1993’te meydana gelen Sivas katliamına müdahale edilmemesiyle ilgili sorduğu soruya İnönü’nün bir MİT yetkilisinin şu sözlerini aktararak cevap verdiğini kaydetti:  “Bazen bazı hareketlerin gazını almak için olayların gelişmesi kendi haline bırakılır.”

3 SANIK FİRARİ

Madımak Katliamına ilişkin Ankara’da 124 kişi hakkında dava açıldı. Uzun süren yargılamalar sonucunda 33 sanık idam cezası, 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırıldı. İdam cezasının kaldırılmasıyla birlikte 33 sanığın cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi. Aralarında Cafer Erçakmak’ın bulunduğu firari 5 sanığın davası ise 2012’de zamanaşımı nedeniyle düşürüldü. Mahkeme, katliamın insanlığa karşı suç olduğuna ilişkin müştekilerin talebini kabul etmedi. Dava sürecinde aranan sanıkların evlendiği, askere gittiği, belediyede işe girdiği ortaya çıktı. Halen, firari üç sanık hakkında açılan dava Ankara’da devam ediyor.

AYM BAŞVURUYU GÖRÜŞMEYİ ERTELEDİ

Anayasa Mahkemesi, Madımak Oteli davasıyla ilgili başvuruyu, 7 yıl sonra gündemine aldı. AYM, başvurunun görüşülmesini gerekçesiz şekilde erteledi.

AKP’Lİ İSİMLER SANIKLARI SAVUNDU

Madımak Katliamına ilişkin davada yargılanan sanıklarının avukatlığını ise bugün AKP’de siyaset yapan birçok isim üstlendi. AKP’de bakanlık yapan Hayati Yazıcı, AKP eski Tokat Milletvekili Zeyid Aslan, Tayyip Erdoğan’ın bir dönem avukatlığını yapan Faik Işık, AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Mevlüt Uysal, AKP Afyonkarahisar eski Milletvekili Halil Ürün, AKP eski Kahramanmaraş Milletvekili M. Ali Bulut, Anayasa Mahkemesi üyesi Celal Mümtaz Akıncı sanıkların avukatlığını yaptı.

Baykal’ın Erdoğan için açtığı kilitler

Madımak Katliamı’nda ölenlerin aileleri hala adalet bekliyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Kahire normalleşme sürecini beklemeye aldı: Türkiye’nin Libya’daki tavrı belirleyici olacak

İkinci Berlin Konferansı’nda ‘Libya’daki tüm yabancı güçlerin ülkeden ayrılması’ yönündeki karara Türkiye’nin şerh koyması Kahire’yi kızdırdı. Kahire, normalleşme sürecini beklemeye aldı.

BOLD ANALİZ – Geçen hafta Çarşamba günü gerçekleştirilen İkinci Berlin Konferası’nda Libya’daki bütün yabancı güçlerin ülkeden ayrılması yönünde bir karar çıktı. Türkiye ise Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı unsurların Libya’da ikili anlaşma kapsamında bulunduğunu belirterek sonuç bildirgesine şerh koydu.

Mısır’ın yarı resmi gazetesi Al Ahram’da eski Dışişleri Bakanı Yardımcısı Hüseyin Haridy’nin kaleme aldığı bir yazıda, Türk askerlerinin Libya’dan tamamen çekilmemesi durumunda Kahire-Ankara ilişkilerinin normalleşmesinde ilerleme kaydedilemeyeceği ifade edildi.

Mısırlı eski diplomatın yazısı Türkiye’nin Libya konusunda nihai kararını verene kadar ilişkilerin Kahire tarafından beklemeye alındığını ortaya koydu.

Türkiye, konferansta yabancı güçlerle ilgili alınan kararın paralı askerleri kapsadığını, Libya hükumeti ile yapılan anlaşmada çerçevesinde bulunan Türk askerlerinin bu kapsamda olmadığını ifade ediyor.

KAHİRE’DEKİ GÖRÜŞME SONRASI İLERLEME YOK

Türkiye, diplomatik yalnızlığını gidermek için 2020 sonbaharından beri Mısır’la ilişkileri normalleştirme gayretlerini sürdürüyor. Mayıs ayı başında Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığında bir heyet Kahire’ye gitmiş, Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Hamdi Sanad Loza başkanlığındaki bir heyetle 2 gün süren görüşmelerde bulunmuştu. Görüşmede bir sonraki toplantının Ankara’da yapılması kararlaştırılmıştı.

Toplantının üzerinden 2 ay geçmesine rağmen iki ülke arasında istişarelerin devam ettirilmesi konusunda bir ilerleme sağlanamadı. Ahram’da çıkan yazıdan anlaşıldığı kadarıyla Kahire’de Ankara’daki AKP hükumeti konusunda ciddi bir güvensizlik olduğu anlaşılıyor.

Ayrıca Türkiye’nin İkinci Berlin Konferansı’nda yabancı güçlerle ilgili alınan karara şerh koyması Kahire’yi oldukça kızdırmış. Kahire,

“TÜRK TARAFINA YÖNELİK ŞÜPHELER VE GÜVEN EKSİKLİĞİ”

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Haridy, Ahram’daki yazısında, Kahire’de Mayıs ayında yapılan görüşmeler öncesi ve sonrası Mısır’ın temkinli tavrının arkasında Türk tarafına duyulan güvensizlik ve şüphelerin bulunduğunu belirtti.

Haridy, “İşin aslı, Kahire’nin Türk girişimlerinin ardındaki gerçek saiklerden tam olarak emin olmadığıdır. Mısır’ın tepkilerini, Türk politikalarına ve onların gerçek niyetlerine yönelik şüpheler ve güven eksikliği karakterize etti.” ifadelerini kullandı.

Haridy, son zamanlarda Libya’daki Türk yanlısı grupların, özellikle Müslüman Kardeşler’in Libyalı takipçilerinin, Türkiye’yi Libya’daki güçlerini geri çekmekten muaf tutmak için manevra yapmakla suçladı.

ANKARA’YI İKİLİ OYUN OYNAMAKLA SUÇLADI

Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Haridy, 23 Haziran’da İkinci Berlin Konferasında Türk heyetinin, tüm yabancı güçlerin Libya’dan çekilmesini talep eden paragrafa şerh koymasını sert sözlerle eleştirdi.

Haridy, “Mısırlı bir bakış açısından rezerv konulması, Ankara’nın ikili bir oyun oynadığını gösteriyor. Bir yandan (Türkiye) Kahire ile ilişkileri normalleştirmeye istekli olduğunu ifade ederken diğer yandan Mısır’la ilişkileri normalleştirmek için gereken tavizleri vermiyor. Ankara’da kim karar veriyorsa versin şu unutulmamalı ki tüm Türk kuvvetleri ve Türkler tarafından ülkede savaşmak üzere getirilen tüm sözleşmeli Suriyeli milisler Libya’dan çekilmeden önce Mısır’ın Türkiye ile yeni başlayan normalleşme sürecinde bir inç ilerleme olmayacaktır. Aksini düşünmek ters tepebilir.” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE, KARAR VERENE DEK İLİŞKİLER BEKLEMEDE”

Haridy, yazısına şöyle devam etti:

“Bugün, Kahire ve Ankara arasındaki ilişkilerin 2013 öncesi seviyelerine geri getirilmesi süreci, Türkiye’nin Ortadoğu’daki ve Kuzey Afrika’daki stratejik öncelikleriyle ilgili yayılmacılık veya önde gelen Arap ve bölgesel güçlerle bir arada yaşama konusunda karar verene kadar beklemede. Türkiye’nin Mısır’la olan ilişkilerini geliştirirken yayılmacı politikalarını sürdürebileceğini düşünmek başarı şansı olmayan bir durumdur.”
LİBYA’DAN ASKERLERİN ÇEKİLMESİ İLİŞKİLER AÇISINDAN TURNUSOL KAĞIDI
Başından beri, Türkiye’nin Mısır’a ve diğer önde gelen Arap güçlerine açılma konusunda ne kadar samimi olduğuna dair ciddi şüpheler olduğunu ifade eden Haridy, “Türkiye’deki İslamcı iktidar partisi göz önüne alındığında, Ankara’nın son on yılın politikalarını bırakıp, çevresindeki lider güçlerle yeni bir sayfa açacağına inanmak çok mu safça idi? Sanırım bunun böyle olabileceğine inanmak her zaman için uzak bir ihtimaldi. Türkiye’nin güçlerini Libya’dan çekip çekmeyeceği Mısır ile ilişkilerin iyileştirilmesi bağlamında bir turnusol kağıdı görevi görecektir.
“İKİ ÜLKE İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ BELİRSİZ”
Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Haridy yazısını şu sözlerle tamamladı:
“Mısır-Türkiye ilişkilerinin geleceği belirsiz görünüyor ve bölgedeki Türk dış politikası tamamen elden geçirilmeden mevcut Türk cumhurbaşkanının (yönetimi) altında daha parlak günler göreceklerini ummak neredeyse imkansız. Bu, mevcut koşullar altında imkansız görünen bir şey. ”

Almanya’nın başkenti Berlin’de geçen hafta Çarşamba günü gerçekleştirilen ikinci uluslararası Libya konferansının ana gündem maddelerinden biri beklenildiği üzere bu ülkedeki yabancı paralı askerlerin çekilmesi idi.

Konferansın sonuç bildirgesinde katılımcı ülkeler Libya’daki tüm yabancı güçlerin geri çekilmesi taahhüdünde bulundu. Bildirgede, geçen yıl Ekim ayında varılan ateşkes anlaşması gereği yabancı güçlerin çekilme işlemlerinin “daha fazla gecikmeksizin” ve “tamamen” hayata geçirilmesi vurgusu yapıldı.

Yedi sayfalık sonuç bildirgesinde Türkiye “derhal çekilme” konusunda şerh koydu. Türkiye, Libya’da güvenlik güçlerinin eğitimi için bulunan askerler gibi “düzenli güçler” ile paralı askerlerin aynı kefeye koyulamayacağını belirtti.

Türk askerlerinin Libya’daki varlığı, 27 Kasım 2019’da dönemin meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakatı’na dayanıyor. Ankara bu nedenle yabancı askerlerin çekilmesi için yapılan çağrıların kendisini bağlamadığını savunuyor.

Rusya’dan Karadeniz’deki dev tatbikata misilleme

Kahire normalleşme sürecini beklemeye aldı: Türkiye’nin Libya’daki tavrı belirleyici olacak yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Baykal’ın Erdoğan için açtığı kilitler

Suç örgütü lideri Sedat Peker’in Deniz Baykal ile ilgili ortaya attığı iddialar Baykal’ın siyasetteki rolünü bir kez daha gündeme getirdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ne zaman sıkışsa devreye Baykal girdi. İşte Baykal’ın Erdoğan için 2003, 2010, 2015’te açtığı kilitler.

BOLD ANALİZ – CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 2017 yılında geçirdiği felç sebebiyle tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Sedat Peker’in Baykal ile ilgili ortaya attığı iddialar birçok CHP’linin tepkisini çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı Korkmaz Karaca ile kirli ilişkileri ortaya saçılan Baykal’a tepki gösteren CHP’liler partiden ihracını istiyor.

BAYKAL İLK KİLİDİ 2003’TE AÇTI

Erdoğan’ın Türk tipi başkanlık rejimini kurmasında Baykal’ın rolünü hatırlatanlar ise detay vermekten kaçınıyor. BOLD, Baykal’ın devreye girdiği kritik dönemleri araştırdı. Baykal, Erdoğan için ilk kilidi 2003 yılında açtı. 3 Kasım 2002 seçimlerinde CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal, yasaklı olduğu için milletvekili seçilemeyen Erdoğan ile gizli bir görüşme oldu. 22 Şubat 2003 tarihinde Beylerbeyi Bosphorus’taki ikili görüşmede yapılan pazarlıklar sonucunda CHP’nin oylarıyla Anayasa değişikliği yapıldı. Baykal’ın adımıyla Siirt’te ara seçime gidilerek Erdoğan’ın milletvekili seçilmesi sağlandı. Erdoğan daha sonra AKP Genel Başkanı ve Başbakan oldu.

OSLO GÖRÜŞMESİ KRİZİNİ KAPATAN BAYKAL KASEDİ

Anahtar Baykal, Erdoğan için ikinci kilidi de 2010 yılında açtı. Erdoğan’ın 2009 ile 2010 yıllarında görevlendirdiği MİT Müsteşarı Hakan Fidan terör örgütü PKK ile pazarlıklar yürüttü. Fidan ile PKK yöneticilerinin Oslo’da yürüttüğü görüşmelerin basına sızdığı dönemde Baykal’ın uygunsuz kaseti  gündemi değiştirdi. Baykal’ın yıllarca sekreterliğini yapan Nesrin Baytok ile görüntülerinin servis edilmesiyle Erdoğan, rahat bir nefes aldı.

ERDOĞAN 7 HAZİRAN’DA DA BAYKAL’I DEVREYE SOKTU

AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası da sahneye Deniz Baykal çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’lilerle bile görüşmeden Baykal’ı devreye soktu. Seçimin üzerinden 72 saat geçmeden 10 Haziran 2015 Çarşamba günü Dışişleri Konutu’nda ikili baş başa görüştü. İki saat süren görüşmenin ardından açıklama yapan Baykal, görüşme talebinin Erdoğan’dan geldiğini açıkladı. Görüşme sonrası Baykal, AKP ile CHP arasındaki olası koalisyon senaryolarını cevapsız bıraktı. İkilinin AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki koalisyon yapma ihtimalini ‘baltalama’ konusunda anlaştığı iddia edildi. Nitekim geçen sürede AKP-CHP koalisyon kuramayınca Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Kasım 2015 tarihinde erken seçim kararı aldı.

ERDOĞAN REJİMİNİN TAŞLARINI BAYKAL DÖŞEDİ

Böylece Erdoğan Türk tipi başkanlık sistemine giden yolun en büyük taşını döşemiş oldu. 1 Kasım 2015 tarihinde AKP yeniden tek başına iktidar oldu. Arkasından Erdoğan, Başkanlık sistemine karşı çıkan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu istifaya zorladı. Yerine Binali Yıldırım’ı getirdi. 2017 yılında Anayasa referandumu yapılarak Parlamenter Sistem devre dışı kaldı. Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarih oldu. Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemine geçildi. Erdoğan’ın yetkileri genişletilerek Türk Tipi Başkanlık Sistemi uygulanmaya başladı.

Baykal’ın Erdoğan için açtığı kilitler yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Yangın ormanları: Amazonlar’ı el birliğiyle yok ediyorlar

Yangın yerine dönen Yağmur Ormanları Amazonlar, el birliğiyle yok ediliyor. Ağaç kesenler, altın arayanlar ve Brezilya Hükumeti’nin faaliyetleri nedeniyle saldırı altındaki Amazonlar büyük tehdit altında.

BOLD – Brezilya’daki Amazonlar bölgesi, son 14 yılda haziran ayında meydana gelen en şiddetli yangınlara sahne oluyor. Brezilya Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü (INPE) verilerine göre Amazon ormanlarında haziran ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,6’lık artışla 2 bin 300’den fazla yangın çıktı. Amazonlar’da haziran ayı rekoru daha önce, 3 bin 500’ün üstünde yangınla 2007 yılında kaydedilmişti.

SAYI DAHA DA ARTABİLİR

DW Türkçe’de yer alan habere göre çevre örgütü Greenpeace’in Brezilya teşkilatı, yağışsız dönemin başlangıcında yangın sayısının bu kadar yüksek olmasının alarm anlamına geldiğini belirtti. Örgüt, “Bölgede yağışların doğal olarak azaldığı aylarda, Amazon yazının başlangıcında yangın sayısının yüksekliği, sayının daha da artacağı eğilimine işaret ediyor” uyarısı yaptı.

Yangın sayısındaki artışın Yağmur Ormanları’nın tahrip edilmesi ve iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu vurgulayan Greenpeace, ormanların ağaç kesenler, altın arayanlar ve hükumetin eylemleri nedeniyle dört bir yandan saldırı altında olduğunu belirterek “Ormanlar ve orman halkları açısından son derece üzücü bir dönem yaşıyoruz” açıklamasında bulundu.

ÇEVRECİLERİN HEDEFİNDE HÜKUMET VAR

Brezilya Hükumeti salı günü, Amazonlar bölgesinde ateş yakmayı 120 günlüğüne yasaklamıştı. Ancak geçen yıl da benzer bir yasak getirilmesine rağmen yangınlar önlenememişti. Çevreciler, hükumeti Amazonları korumak için etkili ve kapsamlı önlemler almamakla suçluyor.

Amazonların ekonomik kazanç için kullanılmasını savunan Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, son dönemde çıkan yangınlar nedeniyle eleştiri oklarının hedefinde. Bolsonaro, tarım, hayvancılık ve madencilikte yeni alanlar açılması için bölgenin tahrip edilmesine göz yummakla suçlanıyor.

Yangın ormanları: Amazonlar’ı el birliğiyle yok ediyorlar yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Deutschebank yıl sonu dolar tahminini 9,50 TL’ye yükseltti

Almanya’nın en büyük bankalarından Deutschebank 9 TL olan yıl sonu dolar tahminini 9,50 TL’ye yükseltti. Gerekçe olarak ise elektriğe yüzde 15, doğalgaza yüzde 12 zam yapılması gösterildi.

BOLD – Türkiye ekonomisine dair uluslar arası beklentiler kötüleşiyor. Alman Commerzbank’ın Türkiye’deki yıl sonu dolar tahminini 10 TL’ye çıkarmasından sonra Deutschebank da artış yaptı. 2 Temmuz 2021 itibariyle 1 dolar 8,70 TL ediyor. Euro ise 10,29 TL seviyesinde işlem görüyor.

ENFLASYON BEKLENTİSİ YÜZDE 16’YA ÇIKTI

Deutschebank tarafından yayımlanan araştırma raporunda, doğalgazın enflasyon sepetindeki ağırlığının yüzde 1,69 ve elektriğin yüzde 2,71 olduğunu belirtilirken, söz konusu zamların enflasyona doğrudan etkisinin 61 baz puan olacağını belirtildi. Banka, Türkiye yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 15’ten yüzde 16’ya çıkardı. Deutschebank, Haziran ayında enflasyonun hızlı bir şekilde artarak yüzde 18’in üzerine çıkmasını beklediklerine dikkat çekti.

MERKEZ BANKASI’NA “ALIŞILMADIK TEDBİRLER” ELEŞTİRİSİ

Dolar/TL için yıl sonu tahminini de 9 liradan 9,50 liraya yükselten Deutschebank, Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz ve altın mevduatında munzam (zorunlu) karşılıkları 200 baz puan artırmasını “alışılmadık para politikası önlemlerine geri dönüldü” diye yorumladı.

Deutschebank yıl sonu dolar tahminini 9,50 TL’ye yükseltti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Rus turistler Kovid-19’u Antalya’ya indirdi

Türkiye ile uçuşların geçen hafta başladığı Rusya’da Kovid-19 virüsü salgını yeniden patladı. Rusya’da salgının başladığı ilk günden beri en çok ölüm bugün yaşandı.

BOLD – Rus turistlerin Antalya havalimanını lebalep doldurduğu günlerde Rusya’da ölüm rekoru kırıldı. Rus yetkililer ülkede bugün 679 kişinin Kovid-19 virüsüne bağlı sebeplerle yaşamını yitirdiğini duyurdu. Bu sayı salgının başladığı günden beri en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti. Yetkililer son dönemde ülke genelinde yayılan Delta varyantının bu ölümlerin arkasında olduğunu açıkladı.

23 BİN 218 YENİ KOVİD-19 HASTASI

Rus hükümeti, son 24 saatte 23 bin 218 insanda korona virüsü tespit edildiğini duyurdu. Rusya’da resmi verilere 5 milyon 561 bin 360 insanda korona virüsü var.

22 HAZİRAN’DA TÜRKİYE’YE UÇUŞLAR BAŞLADI

Vakaların son dönemde arttığı Rusya, 22 Haziran itibariyle Türkiye ile karşılıklı olarak uçuşları başlatmıştı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus turistleri çekebilmek için “Turistin görebileceği herkesi aşılayacağız” sözü vermişti. Rusya Başbakan Yardımcısı Tatyana Golikova, “Otel çalışanlarında aşılananların oranı yüzde 60 ila 90’a varıyor” demişti.

Rus turistler Kovid-19’u Antalya’ya indirdi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Can Dündar’dan Yargıtay’ın kararına tepki: İllegal silah taşıyan MİT suçlu mani olanlar değil

Gazeteci Can Dündar, Yargıtay’ın MİT tırlarını durduran savcılar hakkındaki hapis cezası kararını onamasına tepki gösterdi. Dündar, “Suç olan, MİT’in yetkisini aşarak ve illegal olarak cihatçılara silah taşımasıydı. Kendi suçlarını örtmek için buna mani olanları, haber yapanları suçladılar, yargıladılar, cezalandırdılar” dedi.

BOLD – Silah yüklü MİT tırlarını haber yaptığı için 27 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan gazeteci Can Dündar, sosyal medya hesabından Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun onama kararına tepki gösterdi.

Dündar, “Hep yazdık, yine yazalım: Suç olan, MİT’in yetkisini aşarak, illegal olarak, cihatçılara silah taşıması, Meclis’ten habersiz Türkiye’yi savaşa sokmasıydı. Kendi suçlarını örtmek için, buna mani olanları, haber yapanları suçladılar, yargıladılar, cezalandırdılar” paylaşımı yaptı.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Adana ve Hatay’da durdurulan MİT tırları davasında eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Hamza Celepoğlu, eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, savcılar Ahmet Karaca, Aziz Takçı ve Özcan Şişman’a verilen hapis cezalarını onanmasına hükmetmişti.

Yargıtay MİT tırları davasında verilen hapis cezalarını onadı

Can Dündar’dan Yargıtay’ın kararına tepki: İllegal silah taşıyan MİT suçlu mani olanlar değil yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Uygurlara Çin zulmü: 2017’den beri yurt dışında en büyük fail AKP

İki uluslararası insan hakları kuruluşunun hazırladığı raporda, Çin’in yurt dışında yaşayan Uygurlara yönelik baskıları anlatıldı. Rapora göre, Müslüman Uygur Türklerine yönelik uluslararası baskıda Müslüman ülkeler ön planda ve en büyük failler arasında Türkiye de var. Türkiye’nin 2017’den beri Uygurlara uluslararası alanda desteğini azalttığı, gözaltı ve iadeleri arttırdığı belirtildi.

BOLD – Türkiye, son yıllarda AKP, MHP ve BBP’yi bir araya getiren ve buna gayrı resmi Vatan Partisi’nin de destek verdiği milliyetçi, ulusalcı ve muhafazakar bir söylemin ön plana çıktığı bir ittifak tarafından yönetiliyor. Ancak uluslararası kuruluşlar tarafından hazırlanan bir rapor, Türkiye’nin son yıllarda Çin’de zulüm altındaki Müslüman Uygur Türkleri’ne ‘desteğini azalttığını’ ve 2017’den itibaren Pekin’in talepleri doğrultusunda Uygur Türklerini gözaltı ve Pekin yönetimine iadeleri arttırdığını belirtti.

ÇİN’İN UYGULARA YÖNELİK BASKI FAALİYETLERİ 30 ÜLKEYE YAYILDI

Oxus Society ve Uygur İnsan Hakları Projesi adlı insan hakları gruplarının hazırladığı yeni bir rapor, Pekin’in Uygurlar’a yurt dışında baskı uygulama faaliyetlerinin neredeyse 30 ülkeye yayıldığını ortaya koyuyor. Rapora göre bunun nedenleri arasında hükümetlerin Pekin’in gücünden ve etkisinden korkuyor olması yer alıyor.

‘‘Kaçacak Yer Kalmadı: Çin’in Uygurlar’a Uluslararası Baskısı’’ adlı rapor Çin’in Uygur azınlığa yönelik sınırları ötesindeki susturma yöntemlerini inceliyor.

UYGURLARA YÖNELİK BASKIDA MÜSLÜMAN ÜLKELER ÖN PLANDA

Rapora göre dünya genelinde en az 28 ülke Uygurlar’ın taciz edilmesinde ve sindirilmesinde Çin’le işbirliği yapıyor. Bunlar arasında en baskın olanlar ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri yani tamamına yakını Müslüman ülkeler.

Oxus Society araştırma başkanı Bradley Jardine, Pekinin yurtdışında yaşayan Uygurlar’a karşı casusluk, bilgisayar korsanlığı ve Interpol aracılığıyla kırmızı bülten yayınlatmak da dahil çeşitli yöntemler kullandığını belirtti.

Jardine’e göre 2017’den bu yana Çin’in yurtdışındaki muhalifleri susturmak için kullandığı en yaygın yöntemlerden biri kişileri Çin’de yaşayan akrabalarını gözaltına almakla tehdit etmek. Bazı durumlarda aktivistlerin güvenilirliğine gölge düşürmek için hükümetin karalama kampanyası kapsamında bu kişilerin yakın aile üyelerine zorla yalan beyanlar yaptırılıyor.

UYGURLARA BASKININ EN BÜYÜK FAİLLERİ ARASINDA TÜRKİYE DE VAR

Jardine’e göre geçmiş yıllarda Çin’in yurtdışındaki Uygurlar’a baskı stratejilerinin hedefi siyasi olarak aktif kişiler olma eğilimindeydi; ancak 2017’den bu yana kitlesel baskının başlaması ve Şincan’daki gözaltı kamplarının artmasıyla bu durum önemli ölçüde değişti.

O zamandan beri Çin çoğu Müslüman dünyada bulunan “hassas ülkeler” listesindeki her Uygur’u hedef almaya başladı.

“Uygurlar’a yönelik uluslararası baskının en büyük failleri Pakistan, Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi Müslüman çoğunluğun yaşadığı ülkeler” diyen Jardine, bu ülkelerden bazılarının savunmasız azınlıklar için hiçbir yasal korumaya sahip olmadığını ve hukukun üstünlüğünün zayıf veya siyasi müdahaleye açık olduğunu kaydetti.

Jardine, bu durumun Ortadoğu’yu Çin’in küresel baskı kampanyası için verimli bir zemin haline getirdiğini söyledi.

ÇİN DIŞINDAKİ UYGURLARA BASKI 1997 YILINDA BAŞLADI

İlk vakanın Pakistan’da 1997 yılında yaşandığını belirten rapor Pakistan hükümetinin ayrılıkçılıkla suçlanan 14 Uygur’u sınır dışı ederek Pekin’e gönderdiğini hatırlattı. 14 Uygur’un tamamı Çin’e varmalarının ardından infaz edildi.

Rapora göre 1997-2016 yılları arasında Çin 23 ülkede 851’den fazla Uygur’un gözaltına alınması veya sınır dışı edilerek Çin’e gönderilmesinde rol oynadı. 2017’den bu yana Pekin’in faaliyetleri belirgin şekilde arttı ve 15 ülkeden en az 695 Uygur gözaltına edildi ya da Çin’e sınır dışı edildi.

Jardine’e göre bunun en önemli örneği 2017 yılında Mısır’da yaşananlar. Pekin’in talebi doğrultusunda Mısır polisi Uygur etnik kökenli çok sayıda öğrenciyi gözaltına aldı. Bazıları Türkiye’ye kaçtı, kaçamayanlarsa Pekin’e geri gönderildi.

Jardine, bu olayın Çin’in ‘‘teröre karşı halk savaşını’’ başlatmasından bu yana siyasi olarak aktif olmayan Uygurlar’ı hedef aldığı için uyarı niteliğinde olduğunu kaydetti.

ÇİN’E BAĞIMLILIK ARTTIKÇA UYGURLAR’A BASKI ARTIYOR

Rapora göre çoğu zaman Uygurlar’a karşı uygulanan baskı politikasında ülkelerin ekonomik olarak Çin’e bağımlı olmaları da etkili oluyor. Bu ülkeler Uygurlar’ı Pekin’le ilişkilerinde bir koz olarak kullanıyor.

Jardine’e göre Uygurlar’a karşı en baskıcı ülkeler Çin’le ekonomik ya da güvelik bağı en güçlü olan ülkeler. Bu ülkeler yatırım, imtiyaz ya da askeri altyapı karşılığında Uygur azınlığa baskı uyguluyor.

Jardine, 2013 yılında başlatılan Tek Kuşak Tek Yol Girişimi’nin dünya genelindeki ülkelerin Çin’le ekonomik bağlarını güçlendirirken Pekin’e önemli avantaj sağladığını belirtti.

TÜRKİYE’NİN UYGURLARA BASKISI ARTTI, DESTEĞİ AZALDI

Raporda Türkiye’yle ilgili olarak şu ifadeler kullanılıyor: “Son yıllarda Türkiye, Uygur nüfusuna yönelik iadeleri, gözaltıları ve gözetimi artırmanın yanı sıra Uygurlara yönelik retorik (sözlü) desteğini önemli ölçüde yumuşattı.”

Bu yıl Ocak ayında, kayıp aile üyeleri hakkında bilgi bulmaya çalışan Türkiye merkezli Uygurların İstanbul’daki Çin konsolosluğu önünde aylarca süren protestolarının polis tarafından güvenlik ve Kovid-19 ile ilgili endişeler gerekçe gösterilerek yasaklandığı hatırlatıldı.

Olayla ilgili raporda şu yorum yapıldı: “Daha büyük olasılıkla, bu hareket Çin’i üzme korkularıyla bağlantılıydı. Ankara’daki Çin Büyükelçiliği önünde bir başka protesto eylemi, Çin’in protestocuları yalan haber yaymakla suçlamasının ardından derhal kapatıldı ve eylemcileri gözaltına alındı. Kısa bir süre sonra, Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, protestocuları “okyanusun ötesine geçen planlı bir uluslararası çatışmanın tuzağına düşmekten kaçınmaları” konusunda uyardı ve Sincan Uygur Otonom Yönetimi’ndeki kitlesel baskı iddialarının ABD ve Çin arasındaki büyük güç rekabetinde siyasi bir oyunun parçası olduğunu güçlü bir şekilde ima etti.”

TÜRKİYE, ÇİN’İ KINAYAMADI

2019 yılı başlarında Çin’i Uygur toplama kamplarının varlığını kabul etmesinin ardında BM İnsan Hakları Konseyi’ne üye 22 ülke Çin’e kamplar nedeniyle çok sert bir mektup göndermişti. Türkiye dahil hiçbir Müslüman ülke o mektubu imzalamadı.

Raporda, Türk hükumetinin ayrıca Çin’in Uygurları toplu olarak gözaltına almasını kınayan bir açıklama yapmadığını da hatırlattı.

“TÜRKİYE ARTIK UYGURLAR İÇİN GÜVENLİ BİR LİMAN DEĞİL”

Türkiye’nin 2017’den beri artan sayıda Uygur’u gözaltına aldığı veya Çin’e iade ettiği belirtilerek “Türkiye’nin artık Uygur Bölgesi’nden gelen mülteciler için bir zamanlar olduğu gibi güvenli bir liman olmadığı giderek daha açık hale geliyor. Verilerimiz, Türkiye’nin 2017’den bu yana artan sayıda kişiyi gözaltına aldığını veya iade ettiğini gösteriyor” ifadeleri kullanıldı.

ÜÇÜNCÜ ÜLKELER YOLUYLA İADE

Raporda, Türkiye’nin son zamanlarda Uygurları direkt Çin’e iade etmek yerine üçüncü ülkelere göndermeye başladığı ancak bu kişilerin daha sonra üçüncü ülkelerden Pekin yönetimine verildiği hatırlatıldı.

Bu durum raporda şu ifadelerle yer aldı: “En azından birkaç durumda Türkiye, Uygurları üçüncü ülkeler aracılığıyla da (Çin’e’ iade etti. Örneğin, Ağustos 2019’da Türkiye, bir Uygur kadını ve iki çocuğunu Tacikistan’a sınır dışı etti ve ardından aile Çin’e nakledildi. Uçuşta onunla birlikte beş veya altı Uygur’un daha olduğu iddia edildi, ancak bu bilgiyi bağımsız olarak doğrulayamadık.”

DAHA ÖNCE BEŞ ÜLKE ‘SOYKIRIM’ DEDİ

Çin’in özellikle Müslüman Uygur Türklerine karşı uyguladığı insan hakları ihlalleri, uluslararası saygınlığa sahip insan hakları kuruluşları ve Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı kuruluşlar tarafından defalarca raporlaştırıldı.

ABD’de Donald Trump yönetimi ve Biden yönetimi Çin’in Uygulara karşı politikalarını ‘soykırım’ olarak tanımladı. Kanada, Hollanda, İngiltere ve Litvanya parlamentoları da bu yönde karar aldılar.

ABD ve Avrupa Birliği dahil çok sayıda ülke Çin’e karşı yaptırım kararları aldılar.

Araştırmalara göre 1 milyondan fazla Uygur’un Şincan’da gözaltı kamplarında tutulduğu tahmin ediliyor. İnsan hakları örgütleri ve eski tutuklular bu kamplar için ‘‘toplama kampı’’ ifadesini kullanıyor. Çinli yetkililer ise bunların geçmişte sık yaşanan terör ve şiddet olayları karşısında yasalara uygun olarak kurulmuş mesleki eğitim kampları olduğunu öne sürüyor.

AKP’li SETA’nın ABD’nin Türkiye’ye ‘çocuk asker’ suçlamasıyla ne ilgisi var?

Uygurlara Çin zulmü: 2017’den beri yurt dışında en büyük fail AKP yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »