19 Ekim 2019 Cumartesi

Telefonların pil ömrünü uzatacak basit çözümler

Cep telefonlarının şarjının çabuk bitmesinin arkasında yatan en önemli sebeplerden biri ömrü tükenen bataryalar. Peki bataryanın ömrü hangi basit çözümlerle uzatılabilir?

BOLD – Dikkatsiz kullanım sonucunda ömrü biten bataryalar, günlük hayatta daha az kullanım süresi sağlar.

Telefonun şarjının yüzde 50 dolulukta tutulması, gece şarjda bırakmama, çeşitli ayarlar ve telefonu sıcaktan uzak tutma gibi basit çözümler bu durumun önüne geçebilmeyi ve batarya ömrünün uzamasını sağlıyor.

Batarya ömrünü uzatabilmek için şarj etme mantığını da temelde kavramak gerekiyor. Bir batarya, grafit ve lityum kobalt oksit olmak üzere iki katmandan oluşuyor. Lityum iyonları grafit katmandan lityum kobalt oksit katmana geçtikçe ortaya enerji çıkıyor. Bataryayı şarj ederken bu işlem tam tersi yönde gerçekleşiyor.

Buradan çıkarılması gereken sonuç, her iki katmandaki lityum iyonlarını eşit miktarda tutmak. Bu denge, pile güç sağlayan lityum iyonları en az miktarda zorluyor ve bataryanın şarj ömrünü de artırıyor. Bu nedenle pilin minimum yüzde 20, maksimum yüzde 80 dolulukta tutulması en iyisi.

Öte yandan telefonu gece şarjda bırakmanın bataryaya ekstra şarj girmesiyle hiçbir alakası yok. Fakat telefonlarda bulunan bir mekanizma batarya ömrünü yiyebiliyor.

GECE PRİZE TAKILI BIRAKILAN TELEFON DEFALARCA ŞARJA GİRİP ÇIKIYOR

Gece şarja bıraktığımız telefonlar yüzde 100 seviyeye ulaştığında aslında şarj olmayı bırakıyor. Fakat yüzde 0.1’lik bir düşüş bile telefonu yeniden şarj durumuna sokuyor. Dolayısıyla telefonunuz defalarca şarja girip çıkıyor.

Ayrıca telefonun bataryasını korumak için her telefonda bulunan batarya koruma modu açılabilir. Bu seçenek telefonun parlaklığını düşürür, bildirimleri azaltır ve işlemci yükünü hafifletir. Dolayısıyla telefon daha az güç harcar.

BULUNDUĞUNUZ YERDE KABLOSUZ AĞ VARSA TELEFONUN İNTERNETİNİ KAPATIN

Bataryayı korumak için diğer seçenek ise Bluetooth, Wi-Fi ve GPS gibi bataryayı “sömüren” özellikleri kapatmak. Wi-Fi ağına bağlı olmadığınız durumlarda bile cihazınız sürekli yeni ağlar bulmaya çalışır. Ayrıca ev ya da işyeri gibi Wi-Fi ağı bulunan yerlerde telefonun internetini kapatıp Wi-Fi kullanmak daha verimli.

Telefonda LED göstergesi varsa bunu kapatmak da batarya ömrü için iyi olabilir. Bunun dışında klavye sesi ve titreşim de daha fazla batarya ömrü için kapatılabilir. Son olarak yapılabilecek şey, kullanılmayan hesapların telefon hafızasından silinmesi.

Telefonların çoğunda otomatik olarak ortama göre parlaklık ayarlama seçeneği mevcut. Bu seçeneği kapatıp parlaklığı kullanıcının ayarlaması, telefonun enerjisini daha az harcayacaktır. Bir de telefon ekranını kullanılmadığı zamanlarda kapatmak unutulmamalı. Ekran belirli bir süre (bu süre de ayarlanabiliyor) sonra zaten otomatik olarak kapanıyor, ancak kullanıcı ne kadar erken kapatırsa telefon o kadar az enerji harcar.

Eğer telefon OLED ekrana sahip ise karanlık modu etkinleştirmek batarya ömrüne fayda sağlayacaktır. Ancak LCD ekran varsa bu durum bir değişiklik yaratmayacaktır.

Telefonda kurulu olan uygulamaları sürekli takip etmek gerekiyor. Eğer şarjınızın çok çabuk tükendiğini düşünüyorsanız “Ayarlar”dan bataryanızı en çok emen uygulamayı tespit edin. Ayrıca kullanmadığınız uygulamaları da kaldırın. Kullandığınız uygulamalardaki işe yaramaz bildirimleri de kapatın çünkü bu bildirimler telefonunuzun ekranını sürekli açıp kapatıyor.

BATARYAYI EN ÇOK SÖMÜREN UYGULAMALAR

Bataryayı en çok sömüren uygulamalar Snapchat, Netflix, YouTube gibi video uygulamaları olarak biliniyor. Tabii bunların yanında Facebook ve Instagram uygulamaları da bataryayı fazlasıyla yoran uygulamalar arasında yer alıyor. Bu yüzden söz konusu uygulamaların arka planda çalışmalarını engellemek, bataryanız için yararlı olacaktır.

Bataryanızı ısıtacak şeylerden kaçırın. Yüksek sıcaklıklar bataryanız üzerinde baskı yaratır ve kapasitesini kaybetmesine yol açar.

25-30 derece arasında kalan bataryalar bir yıllık kullanım sonucunda kapasitelerinin yüzde 80’ini koruyabiliyor.

James Bond’un tasarladığı Aston Martin’in satış fiyatı 700.007 dolar

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan Afrikalı dini liderleri topladı

Afrikalı dini liderlere seslenen AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müslümanlar olarak ümmet bilincini daima gözeteceğiz. Aramızda çizilen yapay sınırlar bizim ufkumuzu belirlemeyemez” dedi.

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen 3. Afrika Ülkeleri Dini Liderler Zirvesi’ne katıldı. Batılı medya kuruluşlarının İslam terörüne yaklaşımını eleştiren Erdoğan, “Onlar ne yaparsa yapsın İslam güneşinin balçıkla sıvanamayacağına kalbimizle iman ediyoruz” dedi.

SÖMÜRGECİLİK YENİ YÖNTEMLERLE SÜRÜYOR

Afrika ülkelerindeki sömürgeciliğe dikkati çeken Erdoğan, “Kıtadaki birçok karışıklığın arkasından batılı silah ve petrol şirketleri çıkıyor. Bugün bize hak hukuk dersi verenlerin neredeyse tamamının geçmişinde ya katliam ya işgal ya da sömürgecilik lekesi muhakkak vardır” dedi. Erdoğan bittiği iddia edilen sömürgeciliğin yeni yöntemler kullanılarak devam ettirildiğini kaydetti.

AFRİKA’DA İŞBİRLİĞİ YAPILMAMIŞ DEVLET BIRAKMIYORUZ

Afrika ülkeleri ile ilişkileri geliştirdiklerini belirten Erdoğan, “İnancımızdan, değerlerimizden ve kıtadaki eşsiz tarihimizden aldığımız bu ilhamla Türkiye olarak Afrika’da iş birliği yapılmamış devlet, kapısı çalınmamış dost bırakmıyoruz. Uluslararası platformlarda kendimizinkini ne kadar önemsiyorsak Afrikalı kardeşlerimizin hukukunu da o kadar savunuyoruz. Kudüs kırmızı çizgimizdir diyerek adaletsizliklere karşı tepkimizi ortaya koyuyoruz” dedi.

YAPAY SINIRLAR UFKUMUZU BELİRLEYEMEZ

Emperyalistlerin Müslümanları bölmesine müsaade etmeyeceklerini ifade eden Erdoğan, “Biz birbirimizi etnik kimliğinden, kabilesinden dolayı değil sadece ve sadece Allah’ın rızası için seveceğiz. Müslümanlar olarak ümmet bilincini daima gözeteceğiz. Aramızda çizilen yapay sınırlar bizim ufkumuzu belirlemeyemez” dedi.

“REİS” DEYİP ERDOĞAN’IN BOYNUNA SARILDI

Toplantı sonrası Komor Adaları’nın bir parçası olan Mayotte’den gelen Younoussa Abaine isimli katılımcı Erdoğan’a “Reis” diye seslenerek sarılmak istedi. Güvenlik bandını aşarak Cumhurbaşkanına sarılmayı başaran Abaine’ye Erdoğan, “Maşallah, çok kuvvetlisin, biliyorum” diyerek karşılık verdi.

 

Devlet Bahçeli’nin linç timleri tekrar sahnede!

medyabold
Devamını Oku »

Muhalefetten alternatif yargı paketi

CHP, HDP, SP, DP ve TİP, iktidarın yargı paketine alternatif olarak ortak bir kanun ve anayasa değişikliği teklifi hazırladı. Teklife göre gözaltı ve tutukluluk süreleri kısaltılacak, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçu kaldırılacak.

BOLD – CHP, HDP, SP, DP ve TİP, iktidarın yargı paketine alternatif olarak ortak bir kanun ve anayasa değişikliği teklifi hazırladı. Teklifin Meclis’e sunulması için İyi Parti’nin tutumu beklenecek.

5 SİYASİ PARTİ HAZIRLADI

CHP’nin başlattığı “Adil Yargılanma Hakkı Yasa Önerisi” başlıklı toplantılara HDP, SP, DP ve TİP iştirak ederek 8 toplantı düzenlendi. 20 kurum ve kuruluştan temsilcilerin de katıldığı toplantılar sonrasında ortaya çıkan teklifle ilgili kararını İYİ Parti önümüzdeki günlerde iletecek. İYİ Parti’nin kararı sonrası teklif Meclis Başkanlığı’na sunulacak.

OHAL SÜRESİ 1 AYA İNDİRİLECEK

5 parti ile 20 kurum ve kuruluşun hazırladığı kanun ve anayasa teklifleri şu düzenlemeleri içeriyor:

* Hakim ve Savcılar Kurulu yerine Adalet Yüksek Kurulu’nun kurulacak, üye sayısı 19 olacak, Adalet Bakanı’nın oy hakkı bulunmayacak. Kurul üyelerinin seçimini Yargıtay, Danıştay ve TBMM yapacak.

* OHAL süresi bir aya düşürülecek. OHAL döneminde anayasa değişikliği yapılamayacak.

* Belediye başkanlıklarına kayyum atanması uygulaması kaldırılacak.

KHK’LILAR GÖREVLERİNE İADE EDİLECEK

* Kamudan ihraç edilen ancak hakkında soruşturma veya kovuşturma açılmamış olanlar ile beraat kararı verilenler göreve iade edilecek, pasaportları verilecek.

* Gözaltı ve tutukluluk süreleri kısaltılacak. Ters kelepçe uygulaması yasaklanacak.

* Yüksek güvenlikli ceza infaz kurumları, çocuk kapalı ceza infaz kurumları kaldırılacak. Tek tip kıyafet düzenlemesinden vazgeçilecek.

* “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçu kaldırılacak.

Devlet Bahçeli’nin linç timleri tekrar sahnede!

medyabold
Devamını Oku »

Ulaşım zammına isyan eden öğrenciler gökdeleni ateşe verdi

Şili’de metro bileti fiyatlarına yapılan zammın ardından öğrencilerin başlattığı protestolar sonrası Santiago kentinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi. Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, güvenliği sağlaması için orduyu görevlendirdi.

BOLD – Şili’nin Santiago kentinde üç gündür devam eden protestolar sırasında göstericilerle güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

Metro istasyonlarına molotof kokteylleri atılan eylemlerde şehrin merkezinde bulunan Banco Chile binası ve ENEL enerji şirketi binası ateşe verildi.

Eylemler sonucu günde 3 milyon yolcu taşıyan metro sistemi kapatıldı. Perşembe günü 133 protestocu tutuklanmıştı.

Devlet Bahçeli’nin linç timleri tekrar sahnede!

 

 

medyabold
Devamını Oku »

Devlet Bahçeli’nin linç timleri tekrar sahnede!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir zamanlar sokaktan çekmekle övündüğü ülkücü gruplar, yeniden sahnede… Hedefte gazeteciler, siyasetçiler hatta Koreliler bile var.

medyabold
Devamını Oku »

Kanadalı altın şirketine ikinci kez ruhsat verilmedi

Çanakkale Kazdağları’nda AKP’nin onayıyla doğa katliamı yapan Alamos Gold’a karşı halkın verdiği tepki karşılığını buldu. Kanadalı şirkete, maden çıkarma faaliyetleri için ikinci kez ruhsat verilmedi.

BOLD – Maden ve Petrol İşler Genel Müdürlüğü, maden şirketlerinin başvurularının güncel sonuçlarını dün akşam internet sitesinde yayınladı. Süresi dolan inşaat ruhsatları için uzatma talebinde bulunan Kazdağları’ndaki Doğu Biga Madencilik (Alamos Gold) şirketinin adı ruhsat uzatma listesinde yine yer almadı.

200 BİN AĞACI KATLETTİ

Mehmet Andaç’ın Sözcü gazetesinde yer alan haberine göre, Kazdağları’nda yaklaşık 200 bin ağaç kesen Kanada firması Alamos Gold’un yerli ortağı Doğu Biga Madencilik şirketi, 13 Ekim’de dolan inşaat ruhsatı için uzatma başvurusunda bulunmuştu. Maden ve Petrol İşler Genel Müdürlüğü’nün 15 Ekim’de açıkladığı uzatma talebi kabul edilen şirketler arasında Doğu Biga Madencilik yer almamıştı.

İNŞAATLARI ERTELEMİŞTİ

Maden ve Petrol İşler Genel Müdürlüğü, maden şirketlerinin başvurularının güncel sonuçlarını dün akşam internet sitesinde yayınladı. Doğu Biga Madencilik şirketinin adı; Temdit Başvuruları; kabul edilenler listesinde yine yer almadığı görüldü. Öte yandan Doğu Biga Madencilik firması, ruhsat yenilenme süreci tamamlanana kadar inşaat faaliyetlerini ertelediğini açıklamıştı.

AKP, Hamidiye Su’ya tövbe ediyor

medyabold
Devamını Oku »

AKP, Hamidiye Su’ya tövbe ediyor

Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmasının ardından kamu kurumları ve AKP’ye bağlı özel şirketler, Hamidiye Su ile olan anlaşmalarını hızla sonlandırıyor. Bakın listede hangi kurumlar var…

BOLD – İBB Meclisi CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı, Hamidiye AŞ’den su almayı bırakan kurumları açıkladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı bardak su alımını bıraktı, damacana su alımını ise sözleşme bitimi olan 31 Aralık 2019 tarihinde bırakacak.

SETA DA VAR KOZA DA

Hazal Ocak’ın Cumhuriyet gazetesinde yer alan haberine göre Balyalı, su alımını bırakan diğer kurumları da şöyle sıraladı: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Koza Holding, Arnavutköy Belediyesi, TEİAŞ, TÜRGEV, BDDK, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Yıldız Teknik Üniversitesi Teknoparkı, AKP Genel Merkezi ve TBMM grubu, Kadir Has Üniversitesi.

Tamek de mali krizde: Alacaklılara para yerine konserve teklif ediyor

medyabold
Devamını Oku »

Turkey cracks down on critics of Syrian incursion

Ankara has become increasingly harsh towards those who criticize the military offensive in northeastern Syria with social media users being detained while politicians, journalists, and celebrities also face hate speech and threats.

The military operation was launched on October 9 targeting the Syrian Democratic Forces (SDF), led by the Syrian Kurdish People’s Protection Units (YPG) militia, in northeastern Syria.

It began with a stated objective to establish a safe zone along Turkey’s border for the return of millions of refugees the country currently hosts.

Through the long-threatened operation, the Turkish government had aimed to clear the region off YPG militants, which it sees as a terrorist organization due to its links to the outlawed Kurdistan Workers’ Party (PKK) that has waged an insurgency in the country for decades.

On Thursday evening an agreement was reached between the United States and Turkey, as the latter agreed to stop the offensive for five days so that the Kurdish militia in the region could withdraw.

Since it started last Wednesday nearly 200 social media users across Turkey who criticized the incursion into northeastern Syria were detained.

At least  34 of them have been arrested on charges of making terrorist propaganda through their anti-war posts and messages.

A number of politicians including mostly officials from the pro-Kurdish HDP, journalists, and celebrities have also been detained for hate speech and threats for criticizing the offensive in Syria.

At least six HDP mayors have been arrested while dozens of the party’s officials, including MPs, mayors and district council members have been detained during protests against the offensive held across Turkey despite heavy police intervention.

The Ankara Public Prosecutor’s Office also launched an investigation into HDP co-chairs Sezai Temelli and Pervin Buldan as well as lawmakers Gulistan Kilic Kocyigit, Leyla Guven and Berdan Ozturk on charges that include making terror propaganda.

The probe came a day after a joint written statement by the co-chairs expressing that they will take a stand against the operation, which they defined as an “invasion attempt in Syria” and an “illegal war.”

However, the same prosecutor’s office gave a decision of non-prosecution for Ahmet Atilla Senturk, a professor from Istanbul Arel University.

Charges against Senturk were filed by a number of HDP members that include MPs Garo Paylan and Filiz Kerestecioglu over his alleged threat against them.

“This is not the way to do it. An HDP lawmaker must be done away with in response to each of our soldiers killed [in the operation],” Senturk said on October 10 in a social media post.

The office also started a probe against the main opposition Republican People’s Party (CHP) Deputy Chairman Sezgin Tanrikulu due to his remarks against the military offensive.

“The [Turkish] government needs to know that this is an unfair war against the Kurds,” he said during a televised interview on Saturday.

Turkish police also detained a municipal council member from the Islamist opposition Felicity Party (SP), who is identified by the initials M.D, over his anti-war statements about the offensive.

“War never brings any benefit, it only brings blood, tears, and destruction,” Turkish media quoted M.D as saying during a council meeting.

Mustafa Akinci, the President of the Turkish Republic of Northern Cyprus (KKTC), said a number of people threatened to kill him over his comments denouncing the military operation.

Demiroren News Agency (DHA) reported on Friday that the death threats came after a backlash by several AKP officials over his criticism of the offensive called Operation Peace Spring.

“Now, even if we say Operation Peace Spring, what is being spilled is not water, it is blood,” Akinci said in a Facebook post on Saturday.

Hakan Demir, an online editor for the leftist Turkish daily BirGun, was also briefly detained after a police raid in his house early on October 10 for “inciting the people to hatred and enmity” through a news piece on the daily.

Fatih Gokhan Diler, the Managing Editor of the Diken news portal, was also briefly detained on the same day following a police raid in Diken’s office in Istanbul’s Sisli district.

Journalist Burcu Ozkaya Gunaydin was also detained after police raided her house in Hatay due to her social media posts opposing the incursion and was released later on the same day, the pro-Kurdish Mezopotamya Agency (MA) reported on Saturday.

Well-known Turkish singers and actors were also pointed as targets by the pro-government press outlets for not openly expressing their support for Ankara’s military operation.

A day after the offensive was launched, Takvim daily reported that Turkey’s prominent singers Tarkan and Gokhan Ozoguz, as well as Cem Yilmaz, a leading stand-up comedian, and actor, did not post any messages to show that they back the Turkish government in the conflict.

The Human Rights Association (IHD) has released a written statement warning that those in Turkey who defend peace and human rights as opposed to the ruling AKP government’s war policy are under “evident and close threat.”

The IHD is an Ankara-based non-governmental organization for advancing human rights in Turkey.

Through the operation Turkey has managed to make peace discussions, oppression and intimidation policy main issues of the country once again, IHD said in the statement published on Wednesday.

“Human rights advocates are criticized and pointed as targets for protesting against the violation of human rights [during Turkey’s offensive in Syria],” the association outlined.

It added that it’s “quite dangerous” for figures like CHP’s Tanrikulu and KKTC’s Akinci, who call attention to the “bitter results of war” and defend peace instead, to be pointed as targets by senior government officials because it could have “serious consequences.”

“What’s even more disturbing is the pro-government journalists’ constant efforts to insult, threaten and point as target everyone who supports peace against the [AKP] government’s act of war,” the IHD also underlined.

It said that “making war propaganda” is forbidden according to the International Covenant on Civil and Political Rights (ICCPR), a multilateral treaty adopted by the United Nations General Assembly in 1966.

“We’d like to indicate that it is the responsibility of Turkey’s political power, the UN, the Council of Europe and the Organization for Security and Co-operation in Europe (OSCE) to protect the human rights advocates [in the counrty] who oppose war and defend peace,” the association further emphasized.

Noting that hate speech is frequently used by mainstream and pro-government media outlets in Turkey, the IHD concluded the statement by calling upon international organizations to do their duty and give a “strong warning” to the country’s political power.

Turkey removes pro-Kurdish mayors over HDP’s criticism of Syria offensive

The post Turkey cracks down on critics of Syrian incursion appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/10/19/turkey-cracks-down-on-critics-of-syrian-incursion/
Devamını Oku »

Kayyum için hukuku hiçe saydılar: Görevden alınma gerekçesi başkanlık öncesi soruşturmalarmış

İçişleri Bakanlığı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’nın görevden alınmasına gerekçe olarak belediye başkanlığı öncesindeki 5 ayrı soruşturma ve başkanlığındaki “ön incelemeleri” gösterdi.

BOLD – Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’nın görevden alınarak yerine kayyum atanmasına yapılan itiraza İçişleri Bakanlığı savunma gönderdi. Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi’ne yapılan itirazda Mızraklı’nın görevden alınmasına belediye başkanlığı öncesi hakkında başlatılan 5 ayrı soruşturmayı ve başkanlığı sırasında başlatılan ön incelemeler gösterdi.

GÖREV ÖNCESİ SORUŞTURMALAR NEDENİYLE GÖREVDEN ALINMIŞ

Mızraklı’yı görevden alma kararını Anayasa’nın 127’nci maddesinin 4’üncü fıkrasına dayandıran bakanlık, savunmasında 4’üncü fıkrasının başlangıç kısmında yer alan “Görevleri ile ilgili suç sebebiyle ile…” ifadesine yer vermedi. Mızraklı hakkında belediye başkanlığı görevi öncesi başlatılan “silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” soruşturmaları savunmada hatırlatıldı.

ÖN İNCELEME GÖREVDEN ALMAK İÇİN YETERLİ

Önceki kayyum döneminde belediye şirketlerinde işe alınanların iş akdinin feshedilmesine ilişkin ön inceleme başlatıldığını belirten bakanlık, başlatılan ön incelemenin Mızraklı’nın görevden alınması için yeterli olduğunu savundu.

40 polisle gazeteci Nurcan Baysal’ın evine baskın

medyabold
Devamını Oku »

Bu hafta bütün yatırım araçları kaybettirdi

14-18 Ekim haftasında dolar/TL yüzde 1.25, altın yüzde 0.96, Borsa İstanbul yüzde 0.62 ve euro/TL yüzde 0.46 değer kaybetti.

BOLD – Piyasalar ABD’nin Türkiye yaptırımları ve sonrasında ABD heyetinin Türkiye’ye gelmesiyle Suriye’deki “Barış Pınarı” harekatının durdurulması sonrası oldukça hareketli bir haftayı geride bıraktı.

Küresel ölçekte ise Brexit’te yaşanan gelişmeler, AB ile İngiltere’nin yeni bir plan üzerinde anlaşmaya varması piyasaları etkileyen en önemli gelişmeler arasında yer aldı.

BIST 100 endeksi, en yüksek 98.730,64, en düşük 93.031,92 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 0.62 azalışla 98.415,34 puandan tamamladı.

Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 0.96 azalışla 277,20 lira, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 0.97 değer kaybıyla 1.846,00 lira oldu. Geçen hafta 455,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı bu hafta 451,00 liraya düştü.

Dolar yüzde 1.25 değer kaybederek 5.7890 liraya, euro da yüzde 0.46 azalarak 6.4510 liraya geriledi.

Yatırım fonları yüzde 0.06 değer kazandı, bireysel emeklilik fonları yüzde 1.02 değer kaybetti. Kategorilerine göre bakıldığında ise yatırım fonları içinde en fazla kazandıran yüzde 0.27 ile para piyasası fonları oldu.

Ateşkese rağmen ABD’li senatörler yaptırım tasarısını Kongre’ye getirmekte kararlı

medyabold
Devamını Oku »

Tamek de mali krizde: Alacaklılara para yerine konserve bezelye teklif ediyor

Türkiye’nin en büyük hazır gıda şirketlerinden Tamek’in mali krizde olduğu iddia edildi. Şirketin alacaklılara, “Paramız kalmadı, konserve verelim” dediği belirtiliyor.

BOLD – Meyve suyu, salça ve konserve alanında üretimi bulunan Tamek, Türkiye’nin ilk tarıma dayalı sanayi markalarından biriydi. 1955’te Bursa Demirtaş’ta Mehmet Sipahioğlu tarafından temelleri atılan firma 64 yıldır faaliyet gösteriyor.

Almanlarla teknolojik işbirliği yapılarak kurulduğu için ismi Türk Alman Meyve Ekstreleri Kumpanyası’nın kısaltmasından oluşturulmuştu.

Para Medya’nın haberine göre Tamek, bu yıl salça ve konserve üretiminde sıkıntı yaşıyor. Marketlerden gelen salça talepleri karşılanamadı. 4 ayrı market zincirinin de iddiayı doğruladığı aktarılıyor.

“YETERİNCE ALIM YAPILAMADI”

Bu yıl yeterince salçalık domates alımı yapılamadığı ve üretimin tamamen durma noktasına geldiği ifade ediliyor. Fabrika yüzde 10 kapasiteyle çalışıyor.

Haberdeki bir diğer iddia ise firmanın mali krize girdiği. Tamek’in piyasaya olan borçları karşılığında alacaklı taraflara konserve bezelye teklifinde bulunduğu belirtiliyor.

Türkiye’nin ilk ketçabını 1958’de üreten firma, 1959’da Türkiye’nin ilk hazır yemek ve dolmasını üreterek piyasaya sürmüş, ilk Tamek markalı meyve suyu ise 1963’te çıkmıştı.

Tamek’in sahibi olan Sipahioğlu ailesi bir dönem Pepsi’nin Türkiye temsilcisiydi. 2000’lerde sonlanan işbirliğinden sonra firma meyve suyuna odaklandı.

Pepsi’den ayrılık sonrası aile arasında miras kavgaları başladı. Kavga uzun süre gazete sayfalarından düşmedi. Sorunlar şirket yönetimlerine de yansıdı. Son yıllarda neredeyse 6 ayda bir genel müdürün değiştiği aktarılıyor.

Esnaf krize dayanamıyor: 8 ayda 121 bin iş yeri kapandı

medyabold
Devamını Oku »

Milletin cebinden kuruş değil 19 milyar çıkacak

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Milletin cebinden kuruş çıkmıyor” diye savunduğu şehir hastaneleri ile köprülere 2020 yılı için 18,9 milyar TL ayrıldı.

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “milletin cebinden kuruş çıkmıyor” diye savunduğu şehir hastaneleri ile ulaştırma alanındaki Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerinin faturası her geçen yıl artıyor. Bu yıl 9,8 milyar TL ayrılan KÖİ projeleri için 2020 yılı bütçesine 18,9 milyar TL ödenek ayrıldı.

BATIK KREDİ MİKTARI ARTIYOR

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 2020 yılı bütçe teklifini değerlendirdi. Bütçe büyüklüğünün 1 trilyon 96 milyar TL olarak açıklandığını hatırlatan Altay, tüm kamu yatırımları için ayrılan ödeneğin 88,5 milyar lirayla çok yetersiz kaldığını savundu. Altay, AKP’nin yanlış politikaları nedeniyle esnafın, sanayicinin, çiftçinin büyük sıkıntı içinde olduğunu, batık kredi miktarının her geçen gün arttığını kaydetti.

BÜTÇE BÜYÜYOR, VATANDAŞIN EKMEĞİ BÜYÜMÜYOR

Bütçenin AKP hükümeti tarafından sihirli bir formülmüş gibi sunulduğunu hatırlatan Altay, “Yandaş basına bakarsanız herkese bir ‘müjde’ var. Bütçe rakamları büyüdü ve trilyonu geçti ama vatandaşın ekmeği büyümüyor. Bütçenin içinde EYT’liler, enflasyona ezilen memur, işçi, traktörüne haciz gelen çiftçi, hastanelerine icra gelen tıp fakülteleri, yurt bulamayan öğrenciler, sokakta işsiz gezen gençlerimiz yok. Trilyonluk bütçede halka düşen vergi ve zam” dedi.

MİLLETİN CEBİNDEN 18,9 MİLYAR ÇIKACAK

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “milletin cebinden kuruş çıkmıyor” diye savunduğu şehir hastaneleri ile ulaştırma alanındaki Kamu Özel İşbirliği projelerinin faturasının her geçen yıl arttığını vurgulayan Altay, KÖİ faturasının her yıl katlandığını söyledi. Altay, 2019’da 9,8 milyar TL ayrılan KÖİ projeleri için 2020 yılı bütçesine konulan ödeneğin 18,9 milyar TL olduğuna işaret ederek, “Hani milletin cebinden kuruş çıkmıyordu. Sayın Erdoğan’a sormak lazım. Bu faturayı saray mı ödüyor?” dedi.

FAİZE 139 MİLYAR TL ÖDENECEK

Her yıl katlanan KÖİ faturasını, “sarayın değil milletin ödediğini” belirten Altay, bu bütçenin kazananın, kar garantili iş yapan yandaş müteahhitler olduğunu dile getirdi. Son yıllarda bütçede faiz ödemelerinin hızla arttığını aktaran Altay, “2019’da devlet, topladığı her 100 liralık verginin 15,5 lirasını faiz olarak ödemek zorunda kaldı. Bundan birkaç yıl önce bu oran yüzde 10’a kadar düşmüştü. 2020 yılında ise devlet topladığı her 100 liralık verginin 17,7 lirasını faiz olarak rant kesimine aktaracak. 2020 yılında devlet, toplam 139 milyar lira faiz ödeyecek” dedi.

ABD’li heyet ateşkesin süresinin ucunun açık olmasını istemiş

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın uzun kolu Kamboçya’da: MİT, Meksika vatandaşını kaçırdı

Kamboçya’da gözaltına alınan Türk asıllı Meksika vatandaşı Osman Karaca, Hizmet Hareketi’ne yönelik soruşturma kapsamında MİT tarafından kaçırılarak Türkiye’ye getirildi.

BOLD – Kamboçya’daki Türk Büyükelçiliği’nin seyahat belgelerinin sahte olduğu iddasıyla ihbarda bulunduğu Türk asıllı Meksika vatandaşı Osman Karaca, MİT tarafından kaçırıldı. Hizmet Hareketi’ne yönelik soruşturma kapsamında kaçırıldığı öğrenilen Karaca’nın Türkiye’ye getirildiği bildirildi.

Savcılık, Osman Karaca hakkında, ‘silahlı terör örgütü kurma ve yönetme’ suçundan arama ve yakalama kararı çıkardı. Karaca, Kamboçya’ya yaptığı seyahatte kaçırıldı.

Kamboçya’da gözaltına alınan Karaca’nın eşinden çağrı: Eşimi bize getirin

medyabold
Devamını Oku »

Suriye’deki ateşkes piyasalara olumlu yansıdı

Türkiye ile ABD’nin Suriye’de anlaşmaya varması piyasalarda olumlu havaya yol açtı. Dün 5.74 seviyelerini gören dolar, günü 5.79’dan tamamladı. Borsa ise yüzde 3.71 primle 95 bin puandan 98 bin puana yükseldi. Piyasalardaki olumlu hava TCMB’den faiz indirimi beklentisini de artırdı.

BOLD – ABD ile anlaşan Türkiye, Suriye’ye yönelik başlattığı “Barış Pınarı” harekatına 120 saatliğine ara verdi. Bu gelişmenin ardından piyasalar yönüne eksiden artıya çevirdi.

Düşüşe geçen dolar dün sabah saatlerinde 5.7475, euro ise 6.3850 TL seviyelerine kadar indi. Dolar günü 5.7971 TL’den, euro ise 6.4489 TL’den tamamladı.

Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre, ABD ile ilişkilere yönelik bir riskin ortadan kalkması ve TL varlıklarda değer kazanımıyla birlikte Merkez Bankası’nın gelecek haftaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından faiz indirim beklentisi de arttı.

Önceki gün AKP’li cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in ikili görüşmesinin öncesinde 5.93 seviyesine kadar yükselen dolar/TL, toplantı sonrasında anlaşmaya varıldığının açıklanmasıyla birlikte 5.75’lere kadar çekildi.

Haftanın son işlem gününde de Türk varlıklarında olumlu hava devam etti. Piyasaların bundan sonra sahadaki gelişmeleri, Erdoğan-Putin görüşmesini ve gelecek haftaki PPK toplantısını izleyeceği belirtiliyor.

“PİYASA İÇİN EN OLUMLU SENARYO GERÇEKLEŞTİ”

Uzmanlar, piyasa için en olumlu senaryonun gerçekleştiğini belirterek, borsada yükselişin sürebileceğini, kurdaki hareketin ise faiz indirimi ile birlikte sınırlı olabileceğini söyledi.

9 Ekim’de başlayan harekat sonrasında TL’deki volatilitenin artmasıyla 24 Ekim’deki PPK toplantısında yapılacak indirim miktarı beklentisi 50-100 baz puana kadar gerilemiş, hatta hiç indirim yapılmaması yönünde değişmişti.

Analistler, son gelişmelerin ardından oluşan olumlu havanın ve bu havanın toplantıya kadar devam etmesinin, yeniden 150-200 baz puana varabilecek bir indirimin önünü açabileceğini belirtiyor.

QNB Finansbank Başekonomisti Erkin Işık, Merkez Bankası’nın gelecek haftaki toplantısında faiz indirimi yapmasını beklediklerini söyleyerek, “Kurdaki dalgalanma sonrası indirim beklentimiz azalmıştı ancak karar vermek için gelişmeleri bekliyorduk. Son enflasyon verisinde enflasyon görünümü olumluydu. Suriye konusunda anlaşmaya varılması ve TL’deki değer kazanımını da göz önünde bulundurarak gelecek haftaki PPK’da 100 baz puan indirim bekliyoruz” dedi.

Barış Pınarı Harekâtı’nın başlamasından bu yana geçen son iki haftada Borsa İstanbul yaklaşık 10 bin puan satış baskısıyla karşılaştı.

ABD ve Türkiye’nin Suriye konusunda anlaşmasının ardından BIST 100 endeksi yüzde 3.7 artışla 98 bin 406 puandan açıldı. Açılışın ardından yatay seyre geçen BIST 100 Endeksi yüzde 3.71 yükselişle günü 98.415 puandan tamamladı. Son iki haftada yüzde 11 değer kaybının yaşandığı bankacılık endeksi ise yüzde 5 yükselişle dikkati çekti.

ABD savcılık makamının ABD’nin İran yaptırımlarını ihlal ettiği gerekçesiyle geçtiğimiz günlerde aleyhine hazırlanan iddianameyi açıkladığı Halkbank hisse fiyatı ise yüzde 7 primli açılmasının ardından günü yüzde 6.21 yükselişle 5.64 TL’den tamamladı. Türkiye 2 yıllık ve 10 yıllık tahvil faizleri düşerken, 5 yıllık CDS 380 baz puana geriledi.

Ateşkese rağmen ABD’li senatörler yaptırım tasarısını Kongre’ye getirmekte kararlı

medyabold
Devamını Oku »

Erzurum’da cezaevinde tutulan insanlara yardım ettikleri için yakalanan kadınlar adliyeye sevk edildi

Erzurum’da polis, Hizmet Hareketi gönüllüsü 9’u kadın 10 kişiyi gözaltına aldı. Cezaevlerinde tutulan insanlara ve onların yakınlarına yardım etmekle suçlanan 10 isim bugün adliyeye sevk edildi.

BOLD – Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla polis, 15 Ekim’de operasyon düzenledi. Operasyonda, aralarında Fethullah Gülen’in amcasının torunu Esra Ö. ve eşi Osman Ö. ile 8 kadın gözaltına alındı. Polis, yapılan aramada bir telefon ile bir miktar paraya el koydu.

10 isim, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülere yardımda bulunmak, toplantılar düzenlemekle suçlandı. Emniyette işlemleri tamamlanan 10 kişi, bugün hastanede sağlık kontrolünden geçirildikten sonra adliyeye sevk edildi.

40 polisle gazeteci Nurcan Baysal’ın evine baskın

medyabold
Devamını Oku »

40 polisle gazeteci Nurcan Baysal’ın evine baskın

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Suriye’ye yönelik başlatılan Barış Pınarı Harekatı’nı eleştiren gazeteci Nurcan Baysal’ın evine 40 polis baskın yaptı.

BOLD – Gazeteci Nurcan Baysal, sosyal medya paylaşımları nedeniyle evine polis baskını yapıldığını söyledi. Baysal, sabah 05.00’te 40 polisin evinde arama yaptığını açıkladı.

Baysal şunları söyledi: “Bugün sabah 5’e doğru sosyal medya paylaşımlarımdan dolayı 30-40 eli silahlı polis evime gelerek aramada bulunup evi darmadağın etmişler. Beni sormuşlar. Yurtdışındayım şu an, o nedenle gözaltına alınmadım. Ama 2 küçük çocuğuma bunları yaşatanlara döner dönmez dava açacağım.”

KARARLILIK MESAJI

Baysal, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Türkiye’de en basit ifade özgürlüğü bile yok, insan hakları ayaklar altında, 1 haftada onlarca insana düşündüklerini ifade ettikleri için soruşturma açıldı. Hiç kimse”ileri demokrasiden” bahsetmesin. Bedeli ne olursa olsun insan hakları, özgürlük, eşitlik, yolunda yürümeye kararlıyım!” dedi.

ABD’li heyet ateşkesin süresinin ucunun açık olmasını istemiş

medyabold
Devamını Oku »

CHP’li Bakan’dan Kavala ve Erdem’e ziyaret

CHP’li Murat Bakan, Osman Kavala’nın hakim karşısına çıktığında 20 aydır tutuklu olduğunu hatırlatarak, “AKP, uzun tutukluluk sürelerini bir cezalandırma yöntemi olmaktan çıkaracaklarından bahsediyor” dedi.

BOLD – CHP İzmir Milletvekili Avukat Murat Bakan, uzun tutukluluk süreleri ile ilgili hükümeti eleştirerek, “AKP adına ‘Yargı Reformu’ dedikleri birtakım düzenlemeleri sunarken, uzun tutukluluk sürelerini bir cezalandırma yöntemi olmaktan çıkaracaklarından bahsediyor” dedi.

EREN ERDEM GÖKYÜZÜNÜ ÖZLEMİŞ

CHP İzmir Milletvekili Bakan, 717 gündür hapiste olan Osman Kavala ve 477 gündür hapiste olan CHP PM Üyesi eski Milletvekili Eren Erdem’i Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. CHP’li Bakan ziyaretlere ilişkin detayları paylaştı, hukuki süreçlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Eren Erdem ziyaretine ilişkin detayları paylaşan Bakan, “Eren en çok gökyüzünü özlediğini söyledi. Eren Erdem davası bir intikam kumpası davasıdır. Dava kapsamında yapılan araştırmalara bakıyorsunuz; HTS kayıtları temiz, MASAK raporları temiz. Dosyada hiçbir delil yok” dedi.

KAVALA 717 GÜNDÜR TECRİTTE

Osman Kavala’nın sağlığının iyi olduğunu belirten CHP’li Bakan, “717 gündür tecritte olan Osman Kavala hakkındaki iddianame tamamlandığında 477 gündür hapisteydi, ilk kez hakim karşısına çıktığında ise 20 aydır tutukluydu. AKP ise, adına ‘Yargı Reformu’ dedikleri birtakım düzenlemeleri sunarken, uzun tutukluluk sürelerini bir cezalandırma yöntemi olmaktan çıkaracaklarından bahsediyor” dedi.

Ahmet Davutoğlu: “Korku duvarını aşacak, yeni bir umut olacağız”

medyabold
Devamını Oku »

ABD’li heyet ateşkesin süresinin ucu açık olmasını istemiş

Müzakere masasında Erdoğan’ın ateşkes için verilecek sürenin 24 veya 48 saat olmasında dayattığı ortaya çıktı. Toplantıda Pence’in Erdoğan’a “Trump sizi seviyor, size değer veriyor” dediği öğrenildi.

BOLD – ABD ile Türkiye arasında varılan ve Barış Pınarı Harekâtı’na 120 saat ara verilmesiyle sonuçlanan anlaşma ile ilgili yapılan toplantıdan detaylar ortaya çıktı. Reuters ajansında yer alan habere göre şartların kabul edilmesiyle sonuçlanan müzakerelerin hiç de kolay geçmediği öğrenildi.

TEMEL SORUN UCU AÇIK SÜRE İSTENMESİNDE YAŞANDI

Reuters’a konuşan üst düzey Türk yetkili, görüşmelerde birçok anlaşmazlık yaşandığını ancak temel meselenin Ankara’nın operasyona ucu açık bir ara vermeyeceğinde diretmesinde kilitlendiğini öne sürdü. Yetkili, “Görüşmedeki ‘tamam ya da devam noktası’, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın operasyonların durmasını istiyorlarsa bir zaman sınırı belirlenmesini talep etmesiydi. Erdoğan bu sınırın 24 ya da 48 saat olabileceğini söyledi. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence bunun çok kısa bir zaman dilimi olduğunu ve bu kararı kendi başına alamayacağını ifade etti” dedi.

ERDOĞAN ÇEKİLMENİN NE KADAR SÜRECEĞİNİ SORDU

Türk yetkiliye göre; Erdoğan pes etmeyince konu ikinci, uzun görüşmeye bırakıldı. Müzakerelerin ardından 120 saat üzerinde anlaşma sağlandı. Bu konu çözülünce diğer meselelerde hızlı ilerleme sağlandı. Üst düzey bir ABD’li yetkili ise, “Erdoğan bir noktada YPG’nin çekilmesinin ne kadar süreceğini sordu ve biz (ABD heyeti) bunu Türklerin anlaşmaya açık olduğu yolunda bir umut ışığı olarak algıladık” dedi.

TRUMP SİZİ SEVİYOR

Gergin başlayan görüşmelerde stresli atmosferi yumuşatan adım Pence’ten geldi. Türk yetkiliye göre; konuşmanın başında Pence, Erdoğan’a “Trump sizi seviyor, size saygı duyuyor ve değer veriyor” dedi. Reuters’a bilgi veren bir başka Türk yetkili de “İş Trump’a kalsa, Erdoğan ve Trump daha önce anlaşma sağlayabilirdi. Ama Pence’in de büyük katkısı oldu” değerlendirmesinde bulundu.

YAŞAR GÜLER DUYGULANDI

Müzakerelerdeki diğer bir husus ise Türk heyetinin bir hafta süren askeri operasyonda verdiği kayıplardan bahsetmesi oldu. Pence bu noktada ABD heyetinde gazilerin bulunduğunu söyledi ve kendi oğlunun da asker olduğunu aktardı. ABD’nin iki numarası operasyonda hayatını kaybedenler ve aileleri için başsağlığı diledi. ABD’li yetkiliye göre ise bu jest karşısında toplantıda bulunan bir Türk generali (Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Güler olmalı) duygulandı.

Ahmet Davutoğlu: “Korku duvarını aşacak, yeni bir umut olacağız”

medyabold
Devamını Oku »

Cumhuriyet savcılarının rüşvet çarkı deşifre oldu

İstanbul’da iki cumhuriyet savcısı, rüşvet aldıkları gerekçesiyle görevden uzaklaştırıldı. İkili hakkında 28.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Savcıların, kurdukları rüşvet çarkı ile milyonlarca lira vurgun yaptıkları ortaya çıktı.

BOLD – Rüşvet kayıtları ortaya çıkan İstanbul Cumhuriyet Savcıları İ. B. ve L.K’nin baktıkları dosyalar için milyonlarca lira rüşvet aldığı iddia edildi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, görevden uzaklaştırılan ikili hakkında “Görevi kötüye kullanma”, “Rüşvet”, “Kamu görevlisinin nüfuz ticareti” ,”Gizliliğin ihlal” ve “Göreve ilişkin sırrın açıklanması”suçlarından 7 yıl 10 aydan 28 yıl 6 aya kadar değişen oranlarda hapis istemiyle iddianame hazırladı.

Odatv’nin haberine göre iki şüpheli savcının, sorumluluklarında olmayan soruşturmalar hakkında sorgulamalar yaptıkları, edindikleri bilgileri paylaştıkları ve maddi menfaat temin ettikleri iddia edildi. İddianamede iki şüpheli savcının, mesleğin şeref ve onurunu bozan, mesleğe olan genel saygı ve güveni gideren nitelikte davranışlarda bulunduğu öne sürüldü. İddianame kabul edilirse şüpheliler Yargıtay’da hâkim karşısına çıkacak.

WHATSAPP YAZIŞMALARI

Savcı L. K.’nın iş takibi yaparak menfaat temin ettiği ifade edilen iddianamede, L. K.’nın, soruşturma dosyalarına ilişkin M.A. ile yaptığı WhatsApp yazışmalarına da yer verildi.

Söz konusu savcı L. K. ‘nın Anadolu 13. Aile Mahkemesi’ne ait karar örneğini M.A.’ya gönderdiği ve ikili arasında “Hemen devreye girelim”, “Bitelim”, “50 bin hazır” şeklinde yazışmalar olduğu ifade edildi. Yine L.K.’nın, M.A. ile yaptığı yazışmalarda, “Abi tamam, Çarşamba bitermiş fakat rakam az”, “Rakama ne diyorlar?” “Ankara usulü”, “Yüzde on”, “150 bin mi?”, “Talep gibi istiyoruz” şeklinde mesajlaştıkları, savcı L.K.’nın bu şekilde iş takibi yaptığı, dosyanın davacısı olan M.Ö. den de banka aracılığıyla 75 bin 500 TL maddi menfaat temin edildiği kaydedildi.

İNKAR ETTİ

L.K.’nın benzer eylemlerinin ayrıntılı olarak anlatıldığı iddianamede, L.K.’nın HSK müfettişine verdiği savunmasına da değinildi. L.K. sorgulamaların ön bürodan dahi öğrenilebilecek basit bilgiler olduğunu, M.A. ile iş takibi yapmasının söz konusu olmadığını, iddiaya konu mesajların menfaat temini ya da iş takibi amacıyla olmayıp bir arkadaşı tarafından kendisine iletilen ve durumu sorulan konular olduğunu söyledi.

L. K. “M.A. Ankara’da çeşitli vesilelerle bazı avukatlarla tanıştığını söylediği için ona bu konuları ilettim. M.Ö.’nün herhangi bir davasını takip etmedim. Bu kişi burs vb. gençlere yardım etmek için peyderpey bana gönderdi” dedi. L. K. soruşturmaya ilişkin savunmasında ise, “M.A. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandıktan sonra benden para istedi. Para vermemem nedeniyle bu olayı tamamen uydurdu” dedi. Diğer şüpheli Cumhuriyet Savcısı İ. B.’nin de uhdesinde olmayan soruşturmalar hakkında sorgulama yaptığı ve maddi menfaat karşılığında işlem yaptığı iddia edildi. İ. B. ifadesinde kendisine yöneltilen suçlamaların yersiz olduğunu belirtti.

NÜFUZ TİCARETİ SUÇU

İddianamede hukuki değerlendirmeler kısmında, Cumhuriyet Savcısı L. K.’nın uhdesinde olmayan bir takım soruşturma evraklarıyla ilgili UYAP üzerinden elde ettiği bilgileri paylaşarak görevi kötüye kullanma suçunu işlediği, aynı eylemi değişik zamanlarda gerçekleştirdiğinden suçun zincirleme şekilde işlendiği kaydedildi. L.K.’nın 3 farklı olaya ilişkin M.A. vasıtasıyla iş takibi yaparak haksız menfaat temin etmesi, menfaat temin etme girişiminde bulunması nedeniyle zincirleme biçimde kamu görevlisinin nüfuz ticareti suçunu işlediği vurgulandı.

Şüpheli İ.B.’nin de yine uhdesinde olmayan bir takım soruşturma evraklarını sorgulattığı, elde ettiği bilgileri paylaşarak görevi kötüye kullandığı anlatılan iddianamede, İ.B.’nin eylemlerine ayrıntılı olarak yer verildi. İ.B.’nin görevinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak onaylanmayan soruşturma dosyasına ilişkin kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı F.T. isimli kişi ile paylaşarak gizliliği ihlal ettiği öne sürüldü.

Tarım Bakanlığının yasa dışı lüks ithal araçları Sayıştaya tosladı

medyabold
Devamını Oku »

James Bond’un tasarladığı Aston Martin’in satış fiyatı 700.007 dolar

Tasarımı son Bond, Daniel Craig tarafından yapılan ve sadece 7 tane bulunan Aston Martin DBS Superleggera 700.007 dolarlık fiyat etiketiyle satışa sunuluyor.

BOLD – Dünyanın en uzun film serilerinden birinin baş karakteri olan James Bond’un sürekli olarak tercih ettiği Aston Martin, bir kez daha 007 ile iş birliğine gitti.

Neiman Marcus, yeni bir Christmas Book ve Aston Martin DBS Superleggera ile geri döndü. Aracın 700.007 dolarlık bir fiyatı bulunuyor.

Araç, 007 kodlu ajan James Bond yani Daniel Craig tarafından tasarlandı ve sadece 7 tane örneği var. Mavi dış renge sahip olan aracın içerisinde mavi deri ve ön panelinde ekoseli bir tasarım yer alıyor.

Aracın mekanik kısmında ise herhangi bir değişiklik yer almıyor. Araçta tıpkı DBS Superleggera’da olduğu gibi 5.2 litre çift turbo şarjlı V-12 bulunuyor. 715 beygir gücünde olan aracın torku ise 900 Nm.

ARABAYI ALANA SAAT VE SİNEMA BİLETİ HEDİYE EDİLECEK

700.007 dolar ödeyenler, bu özel tasarım aracın yanında Omega Seamaster Diver 300M saatin ve 2020 yılında gösterime girecek olan yeni James Bond filmi ‘No Time to Die’ın dünya ön gösterimi biletinin sahibi olacak. DBS, filmde gözüken 4 Aston Martin’den de biri olacak.

Neiman Marcus, ayrıca gelirin yüzde 12’lik kısmını The Opportunity Network eğitim programına bağışlayacak.

Aston Martin’in Bond’dan esinlenilmiş DBS aracı da bulunuyor. Mayıs ayında ortaya çıkan ve 50 adet ile sınırlı olan aracın tasarımında 1969 yılında çıkan ‘On Her Majesty’s Secret Service’ filmindeki orijinal DBS’den ilham alındı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, lüks araçları satışa çıkardı

medyabold
Devamını Oku »

Haraç gibi kayıt parası: Okul yönetimi velilerden 20 bin lira istiyor

İstanbul Ataşehir Emlak Konut Ortaokulunda velilerden 5 bin ile 20 bin lira arasında kayıt parası istendiği iddia edildi. Bağış adı altında alınan parayı veremeyen velilerin çocukları okula kayıt edilmiyor.

BOLD – İstanbul Ataşehir Emlak Konut Ortaokulundaki skandal uygulama Kübra Köklü’nün Cumhuriyet gazetesindeki haberiyle ortaya çıktı. Okul yönetiminin 5 bin ile 20 bin lira arasında kayıt parası istediği velilerin ayrıca bilgisayar ve akıllı tahta almaya zorlandığı bildirildi. Bir veli, “Okulun içi baştan aşağı pahalı bilgisayarlarla dolu. Bu bilgisayarları, akıllı tahtaları velilere aldırtıyorlar. İnsanlar çocuklarını okula gönderebilmek için borçlanıyor. Bir baba çocuğunu kaydettirebilmek için elektrikli sandalyesini sattı” diye konuştu.

ORİJİNALİ 1000 TL KOPYASI 500 TL

Veliler, daha iyi bir eğitim alacakları düşüncesiyle okula para vermeyi kabul ettiklerini belirtiyor. Her sınıfta en az 38 en fazla da 58 öğrenci olduğu kaydedilirken kayıt parasının yanı sıra ders kitaplarının ücretleri de velilerden isteniyor. Veliler kitapların orijinaline para yetişmediği için kopyalarını aldıklarını belirtiyor. Orijinal kitaplar için 1000 lira veremeyen veliler, kopyalarına 500 lira harcıyor. Bir de 350 lira aidat ödüyorlar.

2.5 ay önce göreve getirilen okul müdürü Murat Aykul ise iddiaların doğru olmadığını aktarıyor. “Bu yıl yaklaşık 150-200 kişi okula ücretsiz kayıt oldu. Veliler okula bağış yapıyor. Pahalı bilgisayar ve 20 bin lira kayıt paraları geçen senenin olayları. Bu sene böyle şeyler yok. İzin vermem. Bu yıl kesinlikle 15 bin lira kayıt parası yatıran bir veli olmadı.”

Tarım Bakanlığının yasa dışı lüks ithal araçları Sayıştaya tosladı

medyabold
Devamını Oku »

18 Ekim 2019 Cuma

Ahmet Davutoğlu: “Korku duvarını aşacak, yeni bir umut olacağız”

Eski AKP’li Başbakan Ahmet Davutoğlu, kuracağı partinin yol haritasını Manisa’da açıkladı. İlk isteğinin korku duvarını aşmak, ümidi ve heyecanı ayağa kaldırmak olduğunu söyledi. Suriye faturasının kendisine kesilmesine tepki gösterdi.

BOLD – Eski AKP’li Başbakan Ahmet Davutoğlu, kuracağı partinin yol haritasını Manisa’da açıkladı. ‘Manisa Dostları Platformu’ toplantısında konuştu. “İlk isteğim korku duvarını aşmak, ümidi ve heyecanı ayağa kaldırmak. Yeni bir umut olacağız” dedi.

FARKLI PARTİLERDEN İSİMLER VAR

AKP’den ihraç edilen eski milletvekilleri Abdullah Başçı, Ayhan Sefer Üstün, Selçuk Özdağ, İbrahim Turhan; AKP Ankara eski İl Başkanı Nedim Yamalı, İstanbul eski İl Başkanı Selim Temurci ve CHP İstanbul eski Milletvekili İhsan Özkes de toplantıdaydı. AKP’nin eski milletvekili adayı, 31 Mart seçimlerinde de Demokrat Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Şule Tunalı ile Saadet Partisi eski İl Başkanı Metin Bulduk da toplantıya katılan isimler arasındaydı.

Berfin Adıcan’ın Oda TV’de aktardığına göre, Davutoğlu’nun konuşmasının satır başları şunlar:

FİDAN DİKMEYE GELDİK

“Bugün Manisa’ya bir fidan dikmeye geldik. Allah bize sağlam fidanları sağlam toprağa dikmeyi nasip etsin. Öncelikle Barış Pınarı Harekatı’nda şehit olan askerlerimize, sivillerimize ve Özgür Suriye Ordusu mensuplarına Allah’tan rahmet diliyorum. Stratejik Derinlik’te Suriye konusunu içim sızlayarak yazmıştım. Barış ilhamıyla o satırları kaleme almıştım. Elimize imkân geçtiğinde, 2002’de başladığımızdan itibaren Suriye ile Türkiye arasında suni sınırları kaldırmak için çalıştık. Irak savaşını nasıl engelleriz diye istişare etmek üzere Şam’a gitmiştim, yüreğimde bir ses bu şehir barış diyarı olmalı demiştim. Suriye en zor zamanlarında Türkiye’yi yanında buldu. Görev yaptığım sürede Gerek Başbakanımız Abdullah Gül, gerek o dönem Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla gittiğimde Suriye’yle ilişkileri en üst düzeye getirmek istedik. Lübnan savaşı yaşandığında yanlarında durduk. Engelleri aşmaya çalıştık.”

SAVAŞ İLAN EDECEKLERDİ

“2008’de İsrail-Suriye ilişkilerini yürüten kişi oldum. Suriye ile Irak birbirine savaş ilan etmek üzereydi. Irak ile Suriye arasında barış olsun diye seyahat ettik. Hedefimiz neydi? Barış olsun diyeydi. 2010 yılında o günü rüya gibi hatırlıyorum. Suriye dışişleri bakanıyla Halep’te, sonra Gaziantep’te toplandık, iki ülke arasında sınırları da vizeleri de kaldırdık. Arap baharının hemen öncesinde serbest vize. Sonra kışa dönen bir Arap baharı başladı. Biz bu dalganın Suriye’ye gelmemesi için bunu önlemek için çok çaba sarf ettik. 7-8 yıl birlikte mücadele verdiğimizde Beşar Esad’a hep barış dedik. Türkiye’yi Ortadoğu’daki Kürt kardeşlerimizle karşı karşıya getirmek isteyenlere söylüyorum, bizim Beşar Esad’dan talebimiz reform süreci başlatmasıydı. Yavaş sürsün ama Suriye halkı dinlendiğini hissetsin dedik. Saldırılar arttığı zaman Ramazan günü Humus’ta camileri minareleri yerle bir ettiğinde 6,5 saat kendisiyle konuştuk, tüm bunların kaydı var. Suriye’yi çok iyi tanıdığımız için 6,5 saat boyunca baskı olmadan, Suriye ile Türkiye ilişkileri güzel gitsin diye konuştuk.”

BU POLİTİKANIN 3 TEMEL ESASI VARDI

“Bütün şehirlerde geniş çaplı katliamlar başladı. Yeni bir Suriye politikası tesis etmek zorunda kaldık, o zaman da bu politikanın 3 temel esası vardı. Sınırlarımızı korumak ve Suriyeli mültecilerin güvende olması. Bu sınır güvenliğini temin etmek üzere sınır boylarında kontrol eden ÖSO ile görüşüldü. Aradan geçen uzun süreden sonra geldiğimiz Oktay’a dikkat çekiyoruz.

3.5 YILDIR GÖRÜŞÜMÜZÜ İFADE EDEMEDİK

“Bizim savunduğumuz güvenli bölge tezi kabul edilir hale geldi. Özgür Suriye ordusu Mehmetçiğimiz ile birlikte geldi. ÖSO bizim nedenimizle kurulmuş değil. DEAŞ’a karşı direnenler de Özgür Suriye ordusuydu. 3,5 yıl hiçbir görüşümüzü ifade edemedik ve her şey üstümüze yıkıldı. Şimdi vicdanlara sesleniyorum. Güvenli bölge oluşturmak yanlış mıydı? Dün varılan anlaşma ümit ederiz ki devam eder, sadece Tel Abyad sınırında kalmaz, Münbiç ve Kobani için de geçerli olur”

BU ADALET Mİ?

“Bugünlerde birileri eleştirmek istediğinde Davutoğlu dönemi diyor, ama iyi bir şey varken AK Parti dönemi diyorlar. Bu adalet mi? Herkesi vicdan, muhasebeye çağırıyorum. O günlerde bize laf söyleyenler şimdi güvenli bölgeyi savunuyor. O günlerde bizi suçlayanlar Mehmetçiğimizle şehit olan 77 ÖSO’cunun hakkını ödeyemezler. Biz devlet adamıyız, başarı devletimize aittir, başarısızlık varsa hepimize aittir. Bize saldırmak serbest ama cevap verme şansımız yok. İki grup hakim şu an medyada. Bir grup AK Parti’nin tüm o başarılarını bir yere yazarken, sadece algı operasyonu yapmak üzere tüm başarısızlıklar bize yazıyor, bir başka grup ise cumhurbaşkanına söylemedikleri için Ak Partiyi eleştiriyoruz deyip bizi eleştiriyor. Ben buradan iki gruba da sesleniyorum, biz hür ve özgür platformda konuşmaya hazırız, yorumcular bizi konuşuyorlar ama bize bağlanmıyorlar, bizim her şeyi konuşacak yüreğimiz var. Yüreği olan karşımıza çıksın”

SURİYE’DE KATİL BİR REJİM…

“Bütün Suriye’nin faturası bize aitmiş gibi davranıyorlar. Suriye’de katil bir rejimin 1 milyon insanı öldürdüğünü gözardı ediyorlar. Bu katliama sessiz kalanları suçlamıyorlar, gerçek barış için çaba sarf eden bizleri suçluyorlar. Dünkü anlaşma doğru olmuştur, inşallah ülkemize hatırlar getirir. Başlayan ateşkes güvelik sağlandıktan sonra bütün bölgede etkin bir sivil yönetim kurulmalı, etkin ve katılımcı bir sivil yönetim kurulmalı. Araplar Kürtler ve Türkmenler aynı mecliste olmalı ve kimse Türkiye’yi suçlayamamalı, Mehmetçiğimizin alanda risklerini azaltmak için yerel unsurlardan oluşan bir güvenlik ordusu kurulmalı. Tel Adyablılar Tel Adyab’ı savunmalı. Kobani’de, Münbiç’te ve Kamışlı’da nasıl bir çözüm getirileceği konuşulmalı. Çok etkin kamu demokrasisi birimi oluşturulmalı ve Türkiye aleyhine yapılan saldırılara karşı aynı yetkinlikle işlev görecek bir kamu diplomasisi birimi oluşturulmalı. Uluslararası yapılarla diplomasi yapılmalı. Bütün dünyayla. Bunlar yapılırsa güvenli alanlarda kalıcı düzenleme sağlanabilir.”

TRUMP’A MİSLİYLE CEVAP VERİLMELİ

ABD Başkanı Trump’ın Erdoğan’a yazdığı mektubu da ağır bir dille eleştiren Davutoğlu, “Bu mektup misliyle ABD’ye iade edilmeli ve devlet kaydından çıkarılmalıdır. Hiçbir şey bu mektubun devlet arşivinde olmasını meşru gösteremez. Bu operasyon Trump’a ders vermek için değil Türkiye’nin kaygıları için yapılmıştır. ABD’ye başvuruda bulunularak bu mektubun geri çekilmesi istenmelidir” dedi.

Tarım Bakanlığının yasa dışı lüks ithal araçları Sayıştaya tosladı

medyabold
Devamını Oku »

Tarım Bakanlığının yasa dışı lüks ithal araçları Sayıştaya tosladı

Sayıştay, Tarım ve Orman Bakanlığı Ankara ve İstanbul bölge müdürlükleri ile 10 il müdürlüğünün yasaya aykırı şekilde ithal araç kiralandığını belirledi. Bu kiralamaların ülke ekonomisinde cari açığa neden olduğunu vurguladı.

BOLD – Tarım ve Orman Bakanlığının Ağrı, Çanakkale, Çorum, Diyarbakır, Konya, Mardin, Muğla, Muş, Samsun, Trabzon il müdürlükleri tarafından gerçekleştirilen araç kiralama ihaleleri Sayıştay tarafından mercek altına alındı. İl müdürlüklerinin yerli yerine yabancı araç aldığı belirlendi. Taşıt Kanunu’nda yer almayan makamlar için silindir hacmi 1600 cc üzerinde veya yerli muhteva oranı yüzde 50 oranının altında kalan yabancı menşeli araç kiralandığını tespit edildi. Bazılarında ise kiralamanın ticari araç olarak yapıldığını ancak ticari araç yerine ithal binek araçlar alındığını anlaşıldı.

MEMLEKET YOLLARINA UYGUN OLMALI

Ali Ekber Ertürk’ün Sözcü gazetesinde yer alan haberine göre, Sayıştay raporunda “Taşıt Kanunu gereğince kamuda kullanılacak araçların lüks ve gösterişten uzak olması, memleket yollarına uygun olması, ekonomik ve ucuz olması gerekir” denildi.

Rapordaki şu ifadeler dikkat çekti:

“Hibe dâhil, her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek veya station-wagon cinsi taşıt edinilemez. Sonuç olarak 1600 cc üzeri ve/veya yabancı menşeli araçların kasko değeri yüksek olduğundan kira bedeli de yüksek olmakta; bütçeden daha fazla kamu kaynağı kullanılmasına neden olunmaktadır. Bununla beraber yabancı menşeli araç kullanımının yaygınlaşması, bu araçların daha fazla sayıda ithal edilmesine neden olduğundan ülkemizin cari açığını olumsuz etkileyecektir. Oysa mevzuatın belirlediği sınırlar çerçevesinde kamuda yerli araç kullanımı arttığında, bu durumdan sanayi üretimi, istihdam seviyesi ve ülkemizin milli geliri pozitif etkilenecektir.”

Kamboçya’da gözaltına alınan Karaca’nın eşinden çağrı: Eşimi bize getirin

medyabold
Devamını Oku »

Ateşkese rağmen Resulayn’da çatışmalar devam ediyor

Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmaya rağmen Resulayn’da çatışmalar devam ediyor.

BOLD – Türkiye ile ABD arasında varılan anlaşmaya karşın Suriye sınırındaki Resulayn’da yer yer çatışmalar sürüyor.

Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, “Kente aralıklı topçu atışı yapılıyor ve silah sesleri geliyor” açıklamasını yaptı. Gözlemevi, kentte Türk Ordusu ile Suriye Milli Ordusu unsurlarının da Suriye Demokratik Güçleri ile çatıştığını duyurdu.

Pence ve Erdoğan görüşmesinde ateşkes kararı alındı: Türkiye, Suriye’den çekilecek

medyabold
Devamını Oku »

Bir YouTuber, Tesla Model S’in motorunu parçalarına ayırdı

What’s Inside? (İçinde ne var?) adlı YouTube kanalı, Tesla motorlarını merak edenler için 2012 model bir Tesla Model S’in motorunu çıkararak inceledi.

BOLD – Amerika’da What’s Inside? isimli YouTube kanalının sunucusu, Tesla’nın motoru ile ilgili internette fazla bir bilgi olmadığını gördü ve bu sebepten ötürü Tesla’nın motorunu sökerek içinde ne olduğunu videoya kaydederek YouTube’da yayınladı.

Sökülen motor, 2012 Tesla Model S bir araca ait. Motordan mavi renkli bir soğutucu, şanzıman yağı, büyük bir bilgisayar işlemcisi, PCB kartları ve büyük dişliler çıktı.

Elektrikli araçlarda, içten yanmalı motorlu araçlara göre çok daha küçük bir motor bulunuyor.

İçten yanmalı motorlar, daha fazla aşınma ve yıpranmaya eğilimli. Elektrikli motorlarda ise daha az hareketli parça var.

Türkiye’deki ekonomik krizden Apple da nasibini aldı: Bugün satışa sunulan iPhone 11’e sadece turistler ilgi gösterdi

medyabold
Devamını Oku »

ABD-Türkiye ateşkes anlaşmasına kim ne dedi: BM, AB, Rusya ve Suriye’den tepkiler

Mike Pence’in gelişi sonrası Türkiye’nin varılan anlaşma çerçevesinde Suriye operasyonunu durdurmasına BM ve AB pozitif yaklaştı. İşte dünyadan farklı tepkiler.

BOLD – Suriye’de geçici ateşkesi içeren anlaşma Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği olumlu yaklaşırken, Rusya konu hakkında bilgi beklediğini açıkladı. Suriye Demokratik Güçleri ise ateşkesi kabul ettiğini ve anlaşmaya uyacağını söyledi.

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında Ankara’da yapılan görüşmelerin ardından iki ülke Türkiye’nin Suriye operasyonuna ilişkin uzlaşıya varmıştı.

Anlaşmaya göre, Türkiye YPG unsurlarının sınırdan 20 mil içeriye çekilmesi için Suriye’nin kuzeyindeki operasyonunu 5 gün süreyle durdurmuştu. YPG’nin bölgeden tamamen çekilmesinin ardından Türkiye, harekatı tamamen durdurmayı kabul etmişti.

İşte ateşkes anlaşmasına gelen tepkiler:

TÜRKİYE: İSTEDİKLERİMİZİN TAMAMINI ELDE ETTİK

Türkiye ile ABD arasında varılan anlaşmaya ilişkin Washington Post gazetesine konuşan bir Türk yetkili, Türkiye-ABD uzlaşması için “İstediklerimizin tamamını elde ettik” ifadesini kullandı.

Gazetenin konuya ilişkin haberinde açıklamalarına yer verilen yetkili, Türk tarafının, görüşmelerin bu denli kolay geçmesi karşısında sürpriz yaşadığını da kaydetti.

ABD’nin geçici ateşkes talebiyle “durumunu kurtarmayı amaçladığını” iddia eden isminin açıklanmasını isteyen Türk yetkili, “Bu gerçekleştirdiğimiz en kolay görüşmelerden biri oldu” dedi.

RUSYA: TÜRKİYE’DEN BİLGİ BEKLİYORUZ

Perşembe günü geç saatlerde konuşan Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, Türkiye’den anlaşmaya ilişkin bilgilendirme beklendiğini kaydetti.

Peskov, “Türkiye’nin bilgi vermesini bekliyoruz” dedi.

SURİYE TEPKİLİ: İŞGAL BÖLGESİ

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın danışmanı Buseyna Şaban, uzlaşıyı “gizemli” ifadesi ile değerlendirildi.

Güvenli bölge tanımını redderek “işgal bölgesi” ifadesini kullanan Şaban, Suriye ordusunun kuzey sınırına doğru konuşlanmayı sürdüreceğini de söyledi.

Şaban, Şam’ın Suriye’de yeni bir “Irak Kürdistanı’nı kabul edemeyeceğini” vurguladı.

Şaban, Kürtler’in ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’yle anlaşma noktasında şu ana kadar “önemli adımların” atıldığını söyledi. Şaban, kalan meselelerin de bir anda çözülemeyeceğine dikkati çekti.

JEFFREY: ATEŞKESİN DAHA İYİ OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜK

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Suriyeli Kürtlerin oluşturduğu YPG’nin şu anda oldukları bölgeleri ellerinde tutmalarına olanak tanıyacak askeri imkanlara sahip olmadığını ve bundan dolayı ateşkesin daha iyi olacağını düşündüklerini söyledi.

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile birlikte Ankara’ya gelen heyette yer alan Jeffrey, “YPG’nin şu anda kontrol ettiği bölgede kalmak istediğine dair kuşku yok. Ancak bu bölgeleri elinde tutmasını sağlayacak askeri yeteneklere sahip olmadığı ve bundan sonrayı da bu kaotik durum üzerinde bir şekilde kontrol sağlamak adına ateşkes ilan edilmesinin çok daha iyi olacağı değerlendirmesini yaptık” dedi.

Jeffrey, ABD ile Türkiye’nin vardığı anlaşma uyarınca oluşturulacak olan güvenli bölgenin Türkiye’nin halihazırda askeri olarak operasyon yürüttüğü alandan güneye doğru 30 kilometrelik bir alanı kapsadığını belirtti.

Jeffrey, “Kuzeydoğudaki diğer bölgeler ve Menbic’te Fırat Nehri’nin batısına doğru olan kısım için artık Türklerin Ruslar ve Suriyelilerle görüşmeler yürütmesi gerekiyor” dedi.

BM ANLAŞMAYI MEMNUNİYETLE KARŞILADI

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Türkiye ve ABD arasında Suriye’nin kuzeydoğusu için varılan anlaşmaya ilişkin, gerginliği azaltmak ve sivilleri korumaya yönelik her türlü çabayı memnuniyetle karşıladığını bildirdi.

BM Genel Sekreter Sözcülüğünden yapılan açıklamada, Suriye’deki krize etkili çözüm bulmak için hala uzun bir yol olduğu kaydedildi.

AB’DEN KINAMA: HAREKATA SON VERİN

Brüksel’de Avrupa Birliği Zirvesi için biraraya gelen Avrupalı liderler, Türkiye ve ABD’nin ateşkes konusunda uzlaşmaları üzerine ortak bir açıklama yayınladı. Türkiye’nin Suriye’ye düzenlediği askeri operasyonu kınayan bir kararı kabul eden AB liderleri, harekata son verilmesi çağrısını yineledi.

AB Konseyi’nin açıklamasında, “AB Türkiye’nin kuzeydoğu Suriye’de kabul edilemez şekilde insanların acı çekmesine neden olan, IŞİD ile mücadeleyi sekteye uğratan ve Avrupa’nın güvenliğini ağır bir şekilde tehdit eden tek taraflı askeri eylemini kınar” denildi.

“AB Konseyi bu akşam askeri operasyonu durdurma konusunda yapılan ABD-Türkiye açıklamasını not eder” denilen açıklamada, 28 üye ülkenin liderleri “Türkiye’nin askeri eylemlerine son vermesi, askerlerini geri çekmesi ve uluslararası insani hukuka saygı göstermesi” çağrısında bulundu.

SİLAH SATIŞI ÜYE DEVLETLERİN KARARINA BIRAKILDI

14 Ekim’de AB dışişleri bakanlarının Türkiye’ye silah ihracatı konusunda aldığı karara atıf yapan ve bu kararı destekleyen ABD liderleri, her üye devletin kendi silah anlaşmaları doğrultusunda, Türkiye’ye silah satışını durdurma yöntemini kendisinin belirleyeceğini kaydetti.

Açıklamada ayrıca, Akdeniz’deki petrol ve doğal gaz kaynaklarını kullanmak isteyen Türk gemilerinin “yasadışı sondajının” kınandığı da yineledi.

SDG : ATEŞKES ANLAŞMASINA UYACAĞIZ

YPG’nin öncülük ettiği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Komutanı Mazlum Kobani, Türkiye’yle ateşkes anlaşmasını kabul ettiklerini ve anlaşmanın işlemesi için gerekli olan ne varsa yapacaklarını söyledi.

SDG Komutanı, anlaşmanın Suriye’nin kuzeyinde Resulayn ve Tal Abyad arasındaki 100 kilometrelik sınır bölgesini kapsadığını kaydetti. Kobani’nin de anlaşma sınırları içerisinde olmadığını vurgulayan Kobani, “Güçlerimiz diğer yerlerde kalmayı sürdürecek” dedi.

Kobani’deki SDG militanlarının çekilip çekilmeyeceğinin, Türkiye’yle ABD arasındaki anlaşmanın ilk testlerinden biri olacağı yorumları yapılıyor.

PYD’nin eski eş başkanı Salih Müslim de, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarını durdurması konusunda varılan anlaşmadan memnuniyet duyduklarını ancak saldırı gelirse kendilerini savunacaklarını söyledi.

Pence’nin ateşkes açıklamasına Çavuşoğlu’ndan cevap: Bu bir ateşkes değildir

medyabold
Devamını Oku »

Merih Demiral’ı Manchester United istedi Juventus bırakmadı

İtalyan’lar İngiliz devi Manchester United’ın, Serie A’da ve Milli Takım’da yıldızı parlayan Merih Demiral için 30 milyon euro teklif ettiğini yazdı. Juventus’un bu teklifi geri çevirdi.

BOLD – İtalya Serie A’da forma giyen milli futbolcumuz Merih Demiral için flaş bir iddia ortaya atıldı. Türkiye’nin Fransa ile deplasmanda 1-1 berabere kaldığı maçta ortaya koyduğu performansla bir kez daha dikkatleri üzerine çeken Merih Demiral için İngilizler devreye girdi.

Sky İtalia’da yer alan habere göre; Premier Lig devi Manchester United Merih Demiral’ın transferi için kulübü Juventus’a 30 milyon euro teklif etti. Ancak Merih’i satmayı düşünmeyen İtalyan kulübü bu teklifi geri çevirdi. Haberin detayında, 32 yaşındaki Leonardo Bonucci’nin futbol kariyerinin sonlarında olduğu hatırlatılarak Juventus’un 21 yaşındaki Merih Demiral ve 20 yaşındaki Matthijs de Ligt ile uzun yıllar boyunca savunma hattını güven altına aldığı belirtildi.

HAFTANIN 11’İNE SEÇİLMİŞTİ

UEFA Fransa Türkiye maçında müthiş bir performans ortaya koyan 21 yaşındaki stoperimiz ile kalesinde devleşen kaleci Mert Günok’u haftanın 11’ine seçmişti.

Fenerbahçe altyapısından yetişen ve Alcanenense, Sporting Lizbon, Alanyaspor, Sassuolo gibi takımlarda oynayan Merih, Milli Takım’da 10 maçta görev aldı. Juventus, Merih Demiral’ı 18 milyon Euro karşılığında Sassuolo’dan transfer etmişti.

UEFA, Mert Günok ve Merih Demiral haftanın karmasına aldı

medyabold
Devamını Oku »

Hutbeler siyasetin emrinde: Gece cihat hutbesi dağıtıldı sabah uçtu

Diyanet gece “cihadı” anlatan Cuma hutbesini dağıttı, ABD ile yapılan anlaşma sonrası hutbenin konusu kamu ve kul hakkı olarak değiştirildi.

BOLD – Her perşembe akşamı yüklenen cuma günleri camilerde görevli imam tarafından okunan hutbe metni, ABD ile yapılan anlaşma sonrasında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gece yarısı değiştirildi.

BARIŞ HAREKATI ANLATILIYORDU

Dün akşam yüklenen “Dualarımız Mehmetçiğimiz için” başlıklı hutbe, gece “Kul ve kamu hakkı” başlıklı hutbe ile değiştirildi. Değişikliğin gerekçesi açıklanmadı. Değiştirilen hutbede Barış Pınarı Harekatı da şu şekilde anlatılıyordu: “Barış Pınarı dedi yürüyüşünün adına. Yanında da arkadaşları, eşten dosttan tanışları, kardeşleri… Kimimizin evladı, kimimizin kardeşi… Bizim çocuklarımız, hepimizin ciğerpareleri…”

DEĞİŞTİRİLEN HUTBE: DUALARIMIZ MEHMETÇİĞİMİZ İÇİN

Aziz Kardeşlerim!

Bu mübarek saatte, bu icabet ve bereket vaktinde bir tanıdığımdan bahsedeceğim size. “Vatan” deyince gerisini unutuveren bir delikanlıdan…

Siz de bileceksiniz; adını Fahr-i Kâinat’ın adıyla anıp “Mehmetçik” dediğimiz kahramandır o… Bazılarınız onu tarih sayfalarından tanırsınız. Güçlü, atılgan, zeki, becerikli ve gözü pekti. Daima ön safta olmak isterdi. Durmazdı, durmak nedir bilmezdi. Cepheden cepheye koşarken arkasında bazen bir bacağını, bazen bir kolunu, bazen bir gözünü bırakır, ama vatan sevgisini daima ileride, en önde tutar, “Vatan sağ olsun!” derdi, “Yeter ki vatan sağ olsun!”

Kıymetli Müslümanlar!

Peygamberimiz buyuruyor ki, “Allah, sadece kendi yolunda cihad etmek ve kelime-i tevhidi doğrulamak üzere sefere çıkan kimseyi cennete sokmaya veya çıktığı evine sevap ve ganimet ile döndürmeye kefil olmuştur.” Mehmetçiğimiz bu muştuyla yine yürüdü. Mevsimlerden en çok baharı, aylardan en ziyade Ağustos’u severdi ama şu Ekim günlerinde de yürüdü. Terörden bunalanlara barış, huzuru kaçırılanlara huzur, yüreği tutuşanlara serinlik dağıtmak üzere…

Barış Pınarı dedi yürüyüşünün adına. Yanında da arkadaşları, eşten dosttan tanışları, kardeşleri… Kimimizin evladı, kimimizin kardeşi… Bizim çocuklarımız, hepimizin ciğerpareleri…

Aziz Müminler!

Mehmetçik, geceleri gündüze, gündüzleri geceye sığdırmak için zamanı ve mekânı unutmuş koşuyor… Mehmetçik, teriyle ve kanıyla dünya tarihini yeniden yazıyor. Onun kanını bıraktığı sınırlarımızda, yalnızca ülkemizin değil, bütün insanlığın kaderi hercü mercden kurtuluyor.

Bu öyle bir insanlık mücadelesi ki, “Gevşemeyin, üzülmeyin. Eğer iman etmişseniz üstün olan sizlersiniz.” buyuran Yüce Kitabımız, barış yolunda kahraman ordumuza umut oluyor. Bu öyle bir iman ve vatan aşkı ki, Kur’an bu aşkla toprağa düşen canları şöyle anlatıyor: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilâkis onlar diridirler; Allah’ın lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir hâlde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.”

Değerli Kardeşlerim!

Hiç şüpheniz olmasın ki, Cenâb-ı Hakk’ın yardımıyla, hainlerin oyunları bozulacak, zalimlerin tuzakları ayaklarına, hileleri başlarına dolanacaktır. Mehmetçik siperleri tuttukça, bütün düşmanlarımızın da, onların içimize saldıkları zavallıların da hayalleri hakikatlerimize; tuzakları imanımıza çarpacak, kışkırttıkları terör selinin içinde kendileri boğulacaktır. Ordumuz barış uğruna ilerledikçe, ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde masumlar, kadınlar, çocuklar güven ve huzura kavuşacaktır.

Aziz Müminler!

Mehmetçik ki, bir sancağın gölgesinde, alnında yıldızlar parlayan cevherimiz, hazinemizdir… Mehmetçik ki, vatan, bayrak, millet ve devlet uğruna tek yürek olan kahramanlık destanımızdır… Mehmetçik, dünyanın iyiliği için cephede, insanlık adına siperdedir. Ve onlar omuz omuza, sırt sırtayken; mazlumların ve hakları ellerinden alınanların imdadına koşarken yerde ve gökte, uzakta ve yakında bütün dualarımız onlaradır, onlar içindir. Teri damladığında merhamet, kanı döküldüğünde rahmet olsun diye… Onlar içindir Fetihler, Fatihalar, Yasinler… Ve âminler onlar içindir…

Âmin! Ey varlığın Aziz ve Kerîm olan Rabbi! Ey âlemlerin Rahman ve Rahim olan Rabbi!.. Süt kesilmiş bebeler aşkına, sütü çekilmiş nineler aşkına… Yücelerden yüce olan babına geldik, rahmetini istemeye cenabına geldik. Adını andık ve nuruna durduk; günahkâr ellerimizle, huzuruna durduk. Askerimiz için yardım diliyor, ordumuza zafer istiyoruz. O asker ki Senin adınla çıktılar yola, her birini her adımda nusrete kandırdıklarından eyle; barış aşkıyla yandırdıklarından; huzur kaftanıyla kuşandırdıklarından eyle… Canlarını koru meşakkatten, afetten; bedenlerini koru yorgunluktan, bıkkınlık ve gafletten…

Ey dünyada orduları celal ile var eden var, ey ahirette şehitlere cemalini ihsan eden yâr!

Varlığına inandık, birliğine inandık; Sana sığındık ve Sana güvendik. Gayrı, İslam ümmetini birbiriyle sınandırma İlahi, fitne ateşinde masumları yandırma İlahi. Terör elindeki mazlumları kurtar karanlık düşüncelerden, uyandır gaflettekileri sabahı olmayan gecelerden… Bu yolda dostlarımızı yerindirme, düşmanları sevindirme İlahi. Hainlerin tuzaklarını ayaklarına, hilelerini başlarına dolandır ya Rabbi; el ovuşturanları da tutuşturdukları ateşlerde yandır ya Rabbi. Rahmetini kesme kahraman ordumuzdan, bereketini alma cennet yurdumuzdan. Tasasını çektiklerimizden emin eyle bizleri; karanlık yollarda rehber-i din eyle bizleri. Hezimete uğrat terörün uşaklarını ve efendilerini ve zalimlerin kendilerine kırdır yine kendilerini.

Ey bütün noksanlardan münezzeh olan Allah’ım! Şehitlerimize ikramını, gazilerimize dermanını eriştir. Acısı olanların acısını dindir, umudumuzu zafere eriştir. Duamızı Kâbe’de edilen dualara say, harekâtımızı Nebi yolunda gazalara say. Rahmetini kesme üzerimizden diye yalvarıyoruz; merhametini esirgeme bizden diye yalvarıyoruz… Ezanımızı dindirtme ya Rab! Vatanımızı böldürtme ya Rab! Bayrağımızı indirtme ya Rab! Başımızı eğdirtme ya Rab; Mehmetçiklerin ayağına taş değdirtme ya Rab! Bir an evvel zafer bulup şanla dönsünler; en kısa zamanda huzurla dönsünler… Ayetinde dediğin gibi; yeryüzünde bizi kudret sahibi eyle ve bizim elimizle Firavunların, Hâmânların ordularına, korktukları şeyleri yaşat ya Rab!.. Âmin, ve’lhamdülillahi Rabbi’l-Âlemin…

CUMADA OKUNAN HUTBE: KUL VE KAMU HAKKI

Muhterem Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz bir gün, ashâbına “Müflis kimdir biliyor musunuz?” diye sordu. Orada bulunanlar, “Malını mülkünü kaybetmiş, iflas etmiş kimsedir Yâ Resûlallah” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurdu: “Aksine gerçek müflis şu kimsedir: Kıyamet günü kıldığı namaz, tuttuğu oruç ve verdiği zekâtla gelir. Ancak dünyada iken şuna sövmüş, buna iftira atmış, ötekinin malını yemiş, berikinin kanını dökmüş, bir başkasını dövmüştür. İhlâl ettiği bu hakların karşılığı olarak onun iyiliklerinden alınıp hak sahiplerine verilir. Şayet hesabı görülmeden iyilikleri biterse, mağdur ettiği insanların günahlarından alınarak onun üzerine yüklenir, sonra da cehenneme atılır.”

Kıymetli Müslümanlar!

İslam, hak ve hakikat, hukuk ve adalet dinidir. “Hak” kavramı, hem sorumluluklarımızı hem de korumamız gereken değerleri ifade eder. Hayat ve huzur kaynağımız olan vahiy, bizleri hakka sahip çıkmaya davet eder. Rabbimizin Esmâ-i Hüsnâsından biri de “el-Hak”tır. Dolayısıyla hakka riayet eden insan, aslında doğrunun ve hakikatin yani Cenâb-ı Hakk’ın emir ve rızasının yanında yerini almış olur.

Değerli Müminler!

İnsanoğlu anne karnında canlandığı andan itibaren can güvenliği ve hayat hakkına sahiptir. Rabbimiz, “Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir insanı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.”2 buyurarak bu ilkeye işaret eder.

Her insanın malını ve meşru kazancını koruma hakkı vardır. Haksız yollarla mal elde eden, ticarete hile karıştırarak müşterisini aldatan ve işçisinin hakkını tam olarak ödemeyip gasp eden kişi, harama el uzatmış demektir.

İnsanın kişilik değerleri, şerefi, namusu ve inancı da dokunulmazdır. Bir başkasının değerlerine hakaret etmek, adını karalamak, yalan ve iftira ile itibarını zedelemek en önemli hak ihlalleri arasında yer alır. Hak ihlali ise kanunlarımıza göre suç, dinimize göre de büyük bir vebal ve günahtır.

Muhterem Müslümanlar!

İmanın gereği, hayatın her alanında mutedil, insaflı ve hakkaniyetli davranmaktır. Kendi haklarını koruduğu kadar çevresindekilerin de haklarını korumak, mümin olmanın şiarıdır. Kişisel menfaatleri için diğer insanların, hatta hayvanların ve tabiatın hakkını çiğneyen kimse, kısa vadede kazançlı çıktığını zannetse de aslında ziyanda ve iflastadır.Hak duyarlılığı, en yakın aile fertlerinden başlamak üzere, her hak sahibine hakkını vermeyi gerektirir. Anne-babamızın haklarına saygı duymak, eşimizin haklarını sevgiyle ve özenle teslim etmek, çocuğumuzun haklarını şefkatle korumak hepimizin sorumluluğudur. Akrabalık ilişkilerinde, bilhassa iş ortaklığı, düğün ve miras paylaşımı gibi konularda zerre miktarı hak geçmemesi için uğraşmak hepimizin görevidir.

Aziz Müminler!

Kul hakkının, toplumun tamamına sirâyet ettiği alan ise kamu hakkıdır. Kamu hakkı, kul hakkına göre çok daha ağır sorumluluğu olan bir emanettir. Bu emanete ihanet etmek, kişiyi hem dünyada hem de ahirette hüsrana sürükler. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim emanete, devlet malına hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı, boynuna asılı olarak gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir.”3 buyurmuştur. Rahmet elçisi (s.a.s) ise bu konuda ümmetini şöyle uyarmıştır: “Kimse hakkı olmayan bir karış toprağı bile almasın! Eğer alırsa, kıyamet gününde Allah yedi kat yeri onun boynuna dolar.”4 Bir başka hadisindeise şöyle demiştir: “Kim bir işte görevlendirilip yaptığı işin karşılığı bir ücret alıyorsa, onun bu ücret dışında alacağı her şey emanete hıyanettir.”5

Değerli Müslümanlar!

Hakkaniyete dayalı ilişkilerin dünyada huzura, ahirette ise kurtuluşa vesile olduğunu unutmayalım. Özel hayatımızda her türlü kul hakkını ihlal etmekten sakınalım. Saçı bitmedik yetimin hakkını düşünerek, kamu görevini ağır bir emanet olarak kabul edelim. Zira ihlal edilen kamu hakkı, zayi edilen vakıf malı, aynı zamanda binlerce kul hakkı demektir. Her hayırlı işin sevabı olduğu gibi, her ihmal ve hatanın da kul ve kamu hakkı doğuracağını bilerek yaşayalım.

 

Kamboçya’da gözaltına alınan Karaca’nın eşinden çağrı: Eşimi bize getirin

medyabold
Devamını Oku »

Fikret Orman’ın 7.5 yılık başkanlık süreci; feda, sefa ve cefa

Beşiktaş’ta 2012’de başlayan Fikret Orman dönemi pazar günü bitecek. 7,5 yıl görev yapan Orman’dan 2 şampiyonluk, 3. yıldız, bir stat ve 2.6 milyon lira borç bıraktı.

BOLD – Beşiktaş’ta pazar günü yapılacak kongre ile Başkan Fikret Orman 7.5 yıllık görevini bırakacak. Yıldırım Demirören’in Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’na seçilmesinin ardından, 25 Mart 2012’de Bülent Deriş ve Nazmi Koca’ya ile girdiği yarışı kazanan Orman, kulübün 33. başkanı olarak kayıtlara geçti.

ÜÇ FARKLI DÖNEM YAŞANDI

Fikret Orman, görevi aldığında mali problemler yaşayan Beşiktaş’ta ‘Feda’ dönemini başlattı. Sonrasında futbolda elde edilen başarılar ve tesisleşme dikkati çekti. ‘Sefa’ döneminde yeni stat, Türkiye ve Avrupa’daki başarılar Kartal’ı yüksek uçurdu. Borç yükü ve başarısızlıklar ise ‘Cefa’ya dönüştü. Tribünden gelen ağır tepkiler sonrası görevi bırakmasıyla dönemini tamamladı.
Orman, 7,5 yıl süren başkanlığı, 20 Ekim Pazar günü yapılacak seçimle sona erecek. Fikret Orman’dan geriye kalan 2 şampiyonluk, formada 3. yıdız, yeni bir stat, Şampiyonlar Ligi’nde gruptan namağlup çıkan takım ve 2.6 milyon lira borç kaldı.

ÜST ÜSTE 2 ŞAMPİYONLUK VE 3. YILDIZ

Beşiktaş Futbol Takımı, Fikret Orman’ın başkanlığı döneminde ligde 2 şampiyonluk yaşarken, formasına 3. yıldızı da taktı. Orman, göreve geldikten sonra başlattığı “Feda” döneminin ardından futbol takımında ciddi bir yapılanmaya gitti. Samet Aybaba ve Slaven Bilic dönemlerinde futbolseverlerin sempatisini kazanan Beşiktaş, buna rağmen sportif başarıyı yakalayamadı.

Fikret Orman, 2015’te Türk futbolunun önemli teknik adamlarından Şenol Güneş’i takımın başına getirdi. Beşiktaş, Şenol Güneş yönetiminde ilk 2 sezonunda üst üste Süper Lig şampiyonluğuna ulaştı. Toplamda 15. şampiyonluğunu elde eden Siyah-Beyazlılar, formasına 3. yıldızı da Orman döneminde ekledi.

ŞAMPİYONLAR LİGİ’NDE REKOR BAŞARI

Beşiktaş, 2017-2018 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Türk futbol tarihi açısından birçok rekoru kırdı. Söz konusu sezonda Şampiyonlar Ligi’nde 6 maçta 4 galibiyet ve 2 beraberlikle 14 puan toplayan Beşiktaş; Porto, Leipzig ve Monaco ile yer aldığı G Grubu’nu lider olarak tamamladı.

Siyah-beyazlılar, grup mücadelesini namağlup tamamlamayan ve gruptan lider çıkan ilk Türk takımı unvanını elde etti. Beşiktaş, 14 puanla grupta en çok puan toplayan Türk takımı oldu, 11 golle grup aşamasında en fazla fileleri havalandıran Türk takımı unvanını da aldı. Avrupa Ligi’nde ise çeyrek finali gören Kartal yarı finali penaltı atışları sonrası Lyon’a kaybetti.

6 TEKNİK DİREKTÖRLE ÇALIŞTI

Beşiktaş, Fikret Orman’ın 7,5 yıllık başkanlık döneminde 6 teknik direktör görev yaptı. Başkanlığa seçildiğinde takımın başında bulunan Portekizli teknik adam Carlos Carvahal ile çalışan Orman, söz konusu sezonu Tayfur Havutçu ile tamamladı. 2012-2013 sezonu öncesinde Samet Aybaba’yı takımın başına getiren Orman, 2013-2015’te Hırvat teknik adam Slaven Bilic, 2015-2019’da Şenol Güneş ile çalıştı. Fikret Orman, Şenol Güneş’in A Milli Takım’a gitmesinin ardından bu sezon başında da Abdullah Avcı’yı göreve getirdi. Avcı, Orman’ın çalıştığı 6. teknik adam oldu.

İNÖNÜ STADI YIKILDI, VODAFONE PARK YÜKSELDİ

Beşiktaş’ta Fikret Orman döneminde, İnönü Stadı’nın yerine Vodafone Park inşa edildi. 1947 yılında inşa edilen İnönü Stadı’nın, Beşiktaş’ın ihtiyaçlarını karşılayamaması nedeniyle yenilenmesi uzun süre siyah-beyazlı kulübün gündeminde yer aldı. Fikret Orman’ın göreve gelmesinin ardından stadın yenilenmesi işleri hızlandırıldı. 2013’te İnönü Stadı yıkıldı, yeni stat için temel atma çalışmaları başladı. Üç yıl süren inşaat aşamasının ardından dönemin şartlarında 350 milyon liraya mal olan Vodafone Park, 2016’da hizmete açıldı.

İNŞAAT DEVAM EDERKEN TAKIM STAT STAT DOLAŞTI

Beşiktaş, Vodafone Park’ın yapım aşamasında iç saha maçlarını Atatürk Olimpiyat Stadı, Başakşehir Fatih Terim Stadı, Ankara’daki Osmanlı Stadı ve Konya Büyükşehir Belediye Stadı’nda oynamak zorunda kaldı. Fikret Orman dönemindeki ilk şampiyonluk, bu süreçte ev sahibi avantajını kısmen yitirdiği sezonda geldi.

100 MİLYON EUROLUK FUTBOLCU SATILDI BORÇ DA 2,6 MİLYAR TL OLDU

Fikret Orman döneminde Beşiktaş Kulübünün borcu yaklaşık 2 milyar lira arttı. Beşiktaş’ta Fikret Orman göreve geldiğinde 580 milyon lira olan borç, 7 yılda 2,6 milyar liraya çıktı.

Siyah-beyazlılar Atınç Nukan, Ersan Gülüm, Demba Ba, Kerim Frei, Gökhan Töre, Jose Sosa, Luiz Rhodolfo, Andreas Beck, Marcelo Guedes, Cenk Tosun, Dusko Tosic, Matej Mitrovic, Fabricio Ramirez, Ryan Babel gibi futbolcuların satışında yaklaşık 100 milyon euro gelir elde etti. Beşiktaş, Fikret Orman dönemindeki 7 yıllık süreçte sportif performans, yayın gelirleri, sponsorluklar ve transferden yaklaşık 3 milyar lira gelir sağladı. Ancak bu gelirlere karşın borçta 2,6 milyara ulaştı. Camia içinde bu durum büyük tartışmalara neden oldu.

FİKRET ORMAN 77 FUTBOLCU TRANSFER ETTİ

Fikret Orman’ın 7,5 yıllık başkanlık döneminde 77 futbolcu transfer edildi. Pepe, Mario Gomez, Demba Ba, Anderson Talisca, Sosa, Gary Medel, Alvaro Negredo ve Quaresma (2. kez), Domagoj Vida gibi önemli isimlerin de transferleri gerçekleştirildi. ‘Come to Beşiktaş’ dünyaca bilinen bir slogan haline geldi.

İLK ŞAMPİYONLUĞU HENTBOL DE YAŞADI

Fikret Orman döneminin sportif olarak ilk şampiyonluğu erkek hentbol takımından geldi. Erkek hentbolunda uzun yıllar lige ambargo koyan Beşiktaş, 2012’nin Mayıs ayında Süper Lig şampiyonluğunu elde etti ve Fikret Orman’a ilk şampiyonluk sevincini yaşattı. Siyah-Beyazlı hentbol takımı, sonrasındaki 7 sezonda da şampiyonluğu kimseye bırakmadı ve Orman döneminde 8 kez şampiyon oldu.

BASKETBOL’DA 1 LİG, 1 AVRUPA ŞAMPİYONLUĞU

Beşiktaş Erkek Basketbol Takımı, Fikret Orman’ın başkanlıktaki ilk aylarında önemli başarılara imza attı ve 3 kupa birden kaldırdı. 2011-2012 sezonunda Ergin Ataman yönetimindeki Beşiktaş Erkek Basketbol Takımı, play-off finalinde Anadolu Efes’i geçerek lig şampiyonluğuna ulaştı. Avrupa’da başarılı maçlar çıkaran siyah-beyazlı ekip, EuroChallenge Kupası’nda adını zirveye yazdırırken, Türkiye Kupası şampiyonluğuna da imza attı.

medyabold
Devamını Oku »