19 Eylül 2020 Cumartesi

MHP’den ihraç Cemal Enginyurt’tan sert anket uyarı: Keser döner sap döner…

MHP’den ihraç edilen Cemal Enginyurt, anket sonuçlarının eski partisi ve ittifak ortağının aleyhine olduğunu belirterek, önlem alınmazsa “Yarın çok geç olacak” uyarısında bulundu.

BOLD- Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile yaşadığı fındık rekoltesi tartışması sonrası, AKP Hükumetinin ittifak ortağı MHP’den ihraç edilen Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, anket sonuçları konusunda ilginç bir iddiada bulundu.

MİLLETE KULAK VERİN

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Enginyurt, iktidara “Millete kulak verin” çağrısında bulundu. Hükumetin trol hesaplarla gündeme gelmekle sevindiğini söyleyen Enginyurt önlem alınmaması durumunda, ”Yarın çok geç olacak” uyarısında bulundu.

Cemal Enginyurt’un ifadeleri şu şekilde: “Yayınlanan anketlere inanmayıp,trol hesaplarla tt olduk diye sevinmeye devam edin. Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. Halka kulak verin, Esnafa, işçiye, köylüye, sanayiciye, gençlere, memura, işsize, kadınlara, sokağa, yani MİLLETE KULAK VERİN. Yoksa yarın çok geç olacak.”

O ZAMAN DERT ETME

Enginyurt, yaptığı paylaşıma “Susun oturun Cumhur’un oyu yüzde 55” yorumunda bulunan bir sosyal medya kullanıcısına şöyle cevap verdi: “O zaman benim yazdıklarımı dert etme, akıl da verme.yolun açık olsun.”

medyabold
Devamını Oku »

Anne ve baba tutuklandı 4 çocuk ortada kaldı

Yunanistan’a geçmek isterken gözaltına alınan KHK’lı Arif Gedik ve eşi Sibel Gedik, çıkarıldıkları Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.  

BOLD – 15 Temmuz’dan sonra cemaat soruşturmaları kapsamında KHK ile ihraç edilen ve tutuklanan Acil Tıp Teknisyeni (ATT) Arif Gedik, 16 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldu. Kendisi gibi ATT olarak çalışan eşi Sibel Gedik’te KHK ile ihraç edildi. Sibel Gedik’te hakkında açılan dava 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edildi.  

2’si ikiz 3 yaşında, biri 12 diğeri 13 yaşında 4 çocukları olan Gedik ailesi, haklarında açılan davalarda aldıkları mahkumiyetler ve Türkiye’de maruz kaldıkları insan hakları ihlalleri nedeniyle Yunanistan üzerinden Avrupa’ya geçmeyi planladı.  

İzmir’in Seferihisar ilçesinde sürat teknesiyle Yunanistan’ın Sisam adasına geçmeye çalışırken Jandarma ekipleri tarafından yakalanan 5’i çocuk 18 kişilik grubun arasında Gedik ailesinin de olduğu öğrenildi.   

İzmir İl Jandarma Komutanlığı tarafından gözaltına alınan Arif Gedik ve eşi Sibel Gedik, çıkarıldıkları nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Gedik ailesinin bakıma muhtaç 2’si 3 yaşında 12 ve 13 yaşlarındaki 4 çocuk, anne ve babası tutuklanınca ortada kaldı. Çocukların şu an için akrabalarının gözetiminde olduğu ifade edildi.  

DOWN SENDROMLU ELİF’İN ANNE BABASI DA TUTUKLANMIŞTI!  

 37 aydır Eskişehir Cezaevi’nde tutuklu bulunana baba Zekeriya Çelik’in ardından 2 Eylül’de anne Özlem Çelik Gebze’de tutuklanınca ailenin çocukları ortada kalmıştı. Aynı zamanda down sendromlu da olan 8 yaşındaki Elif Sinem ve 5 yaşındaki kardeşi Yahya Süleyman’a kendisi de ciddi sağlık sorunları yaşayan yaşlı babaanneleri bakıyor. 

Kanser hastası 6 yaşındaki Selman da baba hasretiyle vefat etti

medyabold
Devamını Oku »

Boston, seriyi 2-1’e getirdi, Kanter’e sansür devam etti

NBA’de Boston Celtics ile Miami arasında oynanan Doğu Konferansı Final Serisinin 3. maçını Boston kazanırken, Enes Kanter’e uyguladığı sansür değişmedi. Değişen sadece skandala imza atan isimler oldu.

MUHAMMET ALİ TOKSOY – BOLD ÖZEL

NBA’de Doğu Konferansında final heyecanı devam ediyor. İlk iki maçı 17 sayı öndeyken kaybeden Boston Celtics bu kez aynı hatayı yapmayarak seride durumu 2-1’e getirdi. Maçta 5 dakika 46 saniye süre alan Enes Kanter karşılaşmayı 4 sayı, 4 ribaundla tamamladı. Yıldız oyuncu benchden gelip süre aldığı dakikalarda, takımına büyük katkı sağladı. Ancak 2.maçta olduğu gibi, S Sport spikerleri Enes’in aldığı ribaund ve attığı sayılarda ismini söyemeyerek sansür skandalını devam ettirdi.

2.maçtan farklı olan tek şey bu sefer mikrofonların başında İnan Özdemir ve Orkun Çolakoğlu’nun olmasıydı. S Sport’un 2.maçta uyguladığı sansür skandalı, yabancı basında geniş yankı bulmuş ve trajikomik olarak nitelendirilmişti. Sosyal medyada ise maçtan çok uygulanan sansür konuşuldu.

Maçı 117-106 kazanan Boston Celtics’de 4 oyuncu 20 sayının üzerine çıktı. Double-Double yapan maçın yıldızı Jayson Tatum karşılaşmayı 25 sayı, 14 ribaund, 8 asist ile tamamladı. Serinin 4. maçı 24 Eylül Perşembe günü 03:30’da (tsi) oynanacak.

medyabold
Devamını Oku »

Feray Şahin’in ailesi katil zanlısına verilen ödül gibi cezaya tepkili

Feray Şahin 3 yıl önce evinde öldürüldü. Olayın sanığı polis memuru Fatih Burak Aykul, iyi hal indirimi uygulanarak 5 yıl 3 ay hapis cezası aldı. 1.5 yıl yatan katil, şimdi aramızda. Karara isyan eden aile, Yargıtay’daki dosyanın bir an önce karar bağlanmasını bekliyor. 

BOLD – Üniversite okuduğu Mersin’deki evinde polis memuru Fatih Burak Aykul tarafından 19 Eylül 2017’de katledilen Feray Şahin’in 3. ölüm yıldönümü. Olayın sanığı Aykul, 1.5 yıl yatıp çıktı. Feray Şahin’in ailesi, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü ve İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Nazan Moroğlu, ölüm yıldönümünde dava dosyasını Cumhuriyet’ten Zehra Özdilek’e değerlendirdi.

ACIMIZI DAHA DA ÇEKİLMEZ KILIYOR

Feray’ın annesi Aysel Şahin, katilin elini kolunu sallayarak dolaşmasının acılarını daha da çekilmez kıldığını belirterek, “Katil delilleri kararttı. Kızımın yaşı kadar bile ceza almadı. Bunun neresi hak, hukuk, adalet? Katile ödül gibi ceza verenler ve onaylayanlara soruyorum; sizin başınıza böyle bir acı olay gelse tepkiniz ne olurdu? İnsan öldürmenin iyi hali olamaz. Adalet Bakanı’na soruyorum. Hani herkes işlediği suçun cezasını çekecekti?” dedi.

BİZİ BİR KEZ DAHA ÖLDÜRDÜLER

Baba Bekir Şahin, kızının katiline ödül gibi cezayı verip sokağa bırakanların kendilerini bir kez daha öldürdüğünü belirterek, “Birçok kadın katili gibi Feray’ın katili de hiçbir şey olmamış gibi geziyor. Hak, hukuk, adalet nerede? Katil cinayeti işledikten sonra delillerin önemli kısmını yok ederken cinayete kaza süsü verip mahkemeyi yalanlarıyla yönlendirdi. Bizim itirazlarımıza ve ispatlarımıza ise o mahkeme başkanı da savcısı da kulak tıkadı. Böyle bir adalet yok. Katil Burak Aykul 1.5 yıl yattı çıktı, 632 gündür sokakta. Dosya 436 gündür yani 17 aydır Yargıtay’da bekliyor biz, 36 aydır adalet peşindeyiz” dedi.

YARGITAY HALEN NEYİ BEKLİYOR?

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Feray’ın canını alan Fatih Burak Aykul’un 5 yıl 3 ay gibi komik bir ceza aldığını belirterek, “Şu anda elini kolunu sallayarak sokakta dolanıyor. Feray’ın davası hâlâ Yargıtay’da. Buradan Yargıtay’a sesleniyorum: Neyi bekliyorsunuz? Adaletin kendiliğinden gelmesini mi? Halkın adalete olan güven duygusu bu şekilde mi sağlanacak? Ödül gibi verilen bu cezalar ne yazık ki her geçen gün hak ihlallerini de beraberinde getiriyor. Kadın cinayetlerinde yargının adaletten yana tavır almasını bekliyoruz” dedi.

KATİLLER HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ GEZEMESİN

İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu, “Bu vahim olaylar yaşanırken İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkanları anlamak mümkün değil. Sözleşme diyor ki taraf devletler şiddeti önlemek için çalışmalı, önleyemediği durumlarda mağduru korumalı, faili etkin bir şekilde kovuşturulmalı. “Feray Şahin’in katilinin sokakta hiçbir şey olmamış gibi gezmesinin” verdiği acıya duyarsız kalınmamalı” dedi.

FERAY MERSİN VE ANTEP’TE ANILIYOR

Feray Şahin ölüm yıldönümünde düzenlenecek etkinliklerle anılacak. Kadın örgütleri Şahin için memleketi Gaziantep’te saat 14.00’te Yeşilsu Parkı’nda, Mersin’de ise Feray Şahin Parkı’nda 13.00’te basın açıklaması yapacak. Koronavirüs testleri pozitif çıkan ve hastanede tedavi gören baba Bekir Şahin ile anne Aysel Şahin, ilk kez kızlarının mezarını ziyaret edememenin üzüntüsünü yaşıyor.

Bu Türkiye’nin hikayesidir: Davlumbazı unutmuşlar!

medyabold
Devamını Oku »

Koronavirüs tedavisinde kullanılan üç ilacın satışı başlıyor

Rusya’da Kovid-19 hastalarının tedavisinde kullanılan 3 ilacın eczanelerde satışına izin verildi. Areplivir’in eczanede satış fiyatı bin 200 TL olacağı ifade edildi.

BOLD – Koronavirüs tedavisi için Rusya’da geliştirilen 3 ilaç eczanede satılacak. İlaçların gelecek hafta eczanelerde olması bekleniyor. Etken maddesi Favipiravir olarak açıklanan ilaçlar, daha önce yalnızca hastanelerde ve doktor kontrolünde hastalara verilebiliyor.

İlaçlardan Areplivir’in, eczane satış fiyatının 12 bin 320 ruble (yaklaşık 1200 TL) olarak açıklandı. Koronavirin ise 11 bin 550 ruble (yaklaşık 1100 TL) olacağı ifade edildi. Avifavir, Koronavir ve Areplivir olarak açıklanan ilaçların etken maddesi Favipiravir olarak belirtildi.

Favipiravir’in Japon bilim adamları tarafından geliştirilen ve patent süresi dolan madde olduğu ifade edilirken, bu nedenle farklı ülkeler etken maddeyi esas alan ilaçlar üretilebiliyor. Rusya Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, eczanelerde satışına izin verilen ilaçlar da Favipiravir’in Rus muadilleri olacağı kaydedildi.

medyabold
Devamını Oku »

Abdüllatif Şener’den “Muhalefet daha cesur olmalı” çıkışı

İktidarın seçim kaybetme endişesi yaşadığını belirten CHP Milletvekili Abdüllatif Şener, bununla ilgili seçim kanununda değişiklik yapmak istediğini belirtti. Cumhur İttifakı’nın giderek güç kaybettiğini hatırlatan Şener, bu süreçte muhalefetin daha cesur olması gerektiğini kaydetti.

BOLD – İktidarın izlediği ana stratejinin muhalefetin güç birliği oluşturmasını engellemeye dönük olduğunu belirten CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, bunun karşısında muhalefetin demokrasi etrafında bir araya gelmesi ve daha cesur olması gerektiğini söyledi.

SEÇİM KAZANMA TEREDDÜDÜ YAŞIYOR

Eski Başbakan Yardımcısı ve CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, Ankara siyasetin gündeminde olan erken seçim tartışmaları, siyasi partiler ve seçim yasasında beklenen gelişmeler ve ittifak gündemine dair Mezopotamya Ajansından Diren Yurtsever’e değerlendirmelerde bulundu. AKP ve MHP’nin seçim yasası üzerinde bir süredir çalıştığını ve bu gündemin mevcut seçim yasasıyla seçim kazanma konusunda iktidarın yaşadığı tereddüde işaret ettiğini belirten Şener, “Kaybetme korkusu çok derin görünüyor. Ama bu aynı zamanda kendi çelişkilerini de gösteriyor. Bu korku ve endişenin iktidar partisini kurtaracağını zannetmiyorum” dedi.

‘CUMHUR İTTİFAKI GİDEREK KÜÇÜLÜYOR’

Cumhur İttifakı’nın giderek küçüldüğünü ifade eden Şener, “Bazı partilerin ittifak açıklamasının ötesinde partilerine vaktiyle oy vermiş olan seçmen kitlelerinin o partinin yönlendirdiği istikamette oy verme kabiliyetlerinin ne olduğunu incelemek lazım. Gördüğüm kadarıyla bir önceki veya daha önceki seçimlere göre ne Milliyetçi Hareket Partisi’ne de Adalet ve Kalkınma Partisi kendi seçmen kitlelerini daha büyük çoğunlukla belli bir ittifak çatısı altında tutma güçleri kalmamıştır. Şu anda ekonomi o kadar kötü vaziyettedir ki bütün gelir grupları ezilmiş ve hükumetin izlediği politikalardan şikayetçi” dedi.

OYLARI GİDEREK AZALACAK

Cumhur İttifakı’nın başka partileri ittifak çatısı altına alamayacağını belirten Şener, “Birincisi; İyi Parti’ye verdikleri mesaj ters tepmiştir ve İyi Parti tabanı büyük çoğunlukla başta Erdoğan olmak üzere hükumetin izlediği politikalara büyük tepki içerisindedir. Nitekim parti yönetimi de bunu bildiği için sıcak bakmamıştır. İkincisi; Cumhur İttifakı’nın Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi dışında yeni bir partiyle genişleyeceğine dair hiçbir belirti yoktur. Cumhur İttifakı açısından süreç ne kadar uzarsa oyları da o kadar azalacaktır” dedi. Şener, Cumhur İttifakı’nın mevcut haliyle devam etmesinin mümkün olmadığını kaydetti.

“MİLLET İTTİFAKI GENİŞLEYEBİLİR”

Gelecek Partisi ve DEVA Partisi gibi yeni kurulan partilerin Millet İttifakı’na yakın olduğunu dile getiren Şener, önümüzdeki dönemde Millet İttifakı’nda gelişmeler olabileceğini aktardı. Şener, “Türkiye’nin bir normalleşmeye ihtiyacı var. Türkiye’de bu kötü ve yanlış gidişi durduracak bir çıkışa ihtiyaç var. Bunu sağlamanın yolu her şeyden önce birinci planda Erdoğan iktidarının bir molaya ihtiyacı olduğudur. İttifakın önümüzdeki seçimlerde Millet İttifakı lehine hem tabanda hem tavanda genişleyeceğini ama Cumhur İttifakı’nın da tabanda kesinlikle desteğini kaybedeceğini ve kurumsal olarak da parti bazında da yaralar alabileceğini söyleyebilirim” dedi. Muhalefet kanadının bir güç birliğine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Şener, muhalefetin daha cesur olması gerektiğini kaydetti.

Bu Türkiye’nin hikayesidir: Davlumbazı unutmuşlar!

medyabold
Devamını Oku »

Sarraj’ın istifa kararı Erdoğan’ı kara kara düşündürüyor

Libya’da Türkiye’nin desteklediği Sarraj hükumetinin istifa kararı AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı üzdü! Sarraj’ın istifasını değerlendiren uzmanlar, Türkiye-Libya anlaşmasının riske girebileceğini ve Türkiye’nin zor durumda kalabileceğini kaydetti.

BOLD – Türkiye’nin desteklediği Libya’daki Ulusal Uzlaşı Hükumeti’nin Başbakanı Fayez Sarraj, ekim ayı sonunda görevini devredeceğini açıkladı. Türkiye’yi zor durumda bırakacak bu istifayı önlemek için Ankara devrede. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, karardan vazgeçmesi için Sarraj’la temas halinde.

ERDOĞAN, İSTİFAYI ÖNLEMEK İÇİN TEMASTA

Libya’da Ulusal Uzlaşı Hükumeti (UUH) Konsey Başkanı Fayez Sarraj’ın gelecek ay sonuna kadar görevini bırakma yönündeki açıklaması Ankara’da yankı buldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Sarraj’ın istifa kararı bizi üzdü” açıklaması yaptı. “Attığımız adımlarla Hafter’i gerilettik, eninde sonunda kaybedecek” diyen Erdoğan, “Sarraj’dan aldığımız haberler sonrası bizler de kendilerine bazı haberler ulaştırdık. Önümüzdeki hafta bazı görüşmeler olabilir, görüşmelerle birlikte bu işi olması gereken istikamete kavuştururuz” diye konuştu.

SARRAJ HÜKUMETİNDE DENGESİZLİK VARDI

Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal’a konuşan Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, “Sarraj geçici bir hükumet olarak göreve geldi. Bu hükumetin kendi içinde de bir güç dengesizliği vardı. Mesela İçişleri Bakanı’nın arkasında güçlü bir aşiret desteği vardı. Bir ara anlaşmazlıktan ayrıldı ancak biz de devreye girerek göreve getirilmesini sağladık” ifadelerini kullandı. Sarraj’ın önünde iki tercihin olduğunu söyleyen Özülker, “Ya ‘Bu işi yapacak benim, herkes hizaya gelsin’ diyecekti. Ya da bir noktada istifa etmek suretiyle Libya bütününde çözümü zorlamaya çalışacaktı. Tahmin ediyorum ikinciyi tercih etmek durumunda bırakıldı. Libya’da bundan bir sonuç çıkacağını tahmin etmiyorum” dedi.

TÜRKİYE CİDDEN ZORA GİRER

Türkiye’nin Libya ile münhasır ekonomik bölge oluşturduğu protokole değinen Özülker, şunları kaydetti: “Sarraj’ın yerine gelenler ne yapacak, buna bakmak gerek. Türkiye’nin tek başına Katar’la, Cezayir veya Tunus gibi hiçbir şey yapamayacak ülkelerle başarı kazanması kolay bir iş değil. Türkiye meşru hükumeti desteklemek dışında bir şey yapamaz. Meşru hükumet olmadığı takdirde de yapmış olduğumuz protokolün anlamı kalmaz. Sarraj gider, onun yerine kimin geleceği belli olmazsa, hatta çözümü başka bir noktada gören bir hükumet gelirse, Türkiye cidden zora girer” dedi.

YAPILAN ANLAŞMA RİSKE GİRER

Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ise Libya’yla ilişkilerin imzalanan münhasır ekonomik bölge protokolü nedeniyle çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Libya ile yaptığımız anlaşma riske girebilir ve bu Türkiye için iyi olmaz. Önümüzdeki dönem nasıl şekillenecek bunu kestirmek mümkün değil. Bizim politikamız Sarraj’a aşırı odaklıydı. İşbirliği doğruydu ama diğer tarafı da dikkatten uzak tutmayan bir yaklaşım içinde olmak gerekiyordu. Fakat biz meseleye öyle bakamadık ve tek taraflı angajmana girdik. Bu tek taraflı bakış ülkemiz için iyi bir sonuç doğurmayabilir” dedi.

 

medyabold
Devamını Oku »

Bodrum açıklarında bir bebek ve bir kadın göçmen can verdi

Muğla’nın Bodrum ilçesi açıklarında göçmenlerin bulunduğu fiber tekne battı. 1 bebek ve 1 kadın hayatını kaybederken 17 göçmen kurtarıldı.

BOLD – Bodrum açıklarında bu sabah saat 03.50’de bir fiber teknenin battığı ihbarı üzerine bölgeye üç sahil güvenlik botu ve bir dalış emniyet güvenlik ve arama kurtarma timi yönlendirdi.  Ekipler, yaptıkları arama sonunda 17 göçmeni kurtardı. Bir bebeğin ise cansız bedenine ulaşıldı. Hastaneye kaldırılan kaçak göçmenlerden bir kadın da doktorların tüm çabasına rağmen hayatını kaybetti. Teknede 4’ü kadın 4’ü çocuk 19 kişinin bulunduğu öğrenildi.

medyabold
Devamını Oku »

Bakan filyasyonu övdü ancak 150 bin karantinalı yollarda yakalandı

150 bini aşkın karantinada olması gereken kişinin yollarda yakalandığı bir dönemde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de 11 bini aşan filyasyon ekibi bulunduğunu belirterek, “Dünyanın hiçbir ülkesinde kişiler evde izole edilip takip edilmiyor” dedi.

BOLD – Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, uyguladıkları filyasyon sisteminin dünyada eşi benzeri olmadığını belirterek, “Filyasyon uygulaması olmasaydı perişan olurduk” dedi.

POZİTİF TANI KONAN KİŞİ EVLERİNE BIRAKILIYOR

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’a konuşan Bakan Koca, “Sistem şöyle işliyor: Erken tanı: Hastaneye müracaat eden vatandaşa hemen test yapılıyor ve erken dönemde tanı konmuş oluyor. Eve bırakma: Pozitif tanı konan kişi, o anda evine araçla bırakılıyor. Bakanlık bunun organizasyonunu yapıyor. Temaslıların saptanması: Evine götürülen kişinin kimlerle temas ettiği, aynı gün içinde saptanıyor. Süreyi kısaltma: Temaslıların tespit edilme zamanı ne kadar azalırsa başarı o ölçüde sağlanmış oluyor. Çağrı sistemi: Evde izole edilen hasta ve temaslılar, çağrı sistemi aracılığıyla birinci, üçüncü, yedinci ve on dördüncü gün aranıyor. Gerektiğinde hastane: Eğer bu aramalarda hastanın hastaneye getirilmesi gerektiği tespit ediliyorsa… Ambulansla hastaneye getiriliyor” dedi.

SİSTEM SADECE TÜRKİYE’DE UYGULANIYOR

Türkiye genelinde 11 bini aşan filyasyon ekibi bulunduğunu belirten Koca, “Türkiye’nin her yerindeki bu süreçleri dijital olarak takip edebiliyoruz. Filyasyon ekipleri neredeler? Ne kadar hızlı davranıyorlar? Eksik nerede? Hepsini görebiliyoruz ve ona göre aksiyon alıyoruz. Şu anda tüm Türkiye’de 11 bini aşan filyasyon ekibi var. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir sistem yok. Sadece Türkiye’de var. Sadece biz uyguluyoruz bu sistemi. Dünyanın hiçbir ülkesinde kişiler evde izole edilip takip edilmiyor” dedi.

Meydana topladıkları köylüyü “Sizi tararız” diyerek tehdit eden askerler hakkında suç duyurusu

medyabold
Devamını Oku »

Bu Türkiye’nin hikayesidir: Davlumbazı unutmuşlar!

İpek Ailesi’nin varlıklarına yönelik iktidarın el koyma ve gasp faaliyetlerine bir yenisi daha eklendi. Polis ve çilingir eşliğinde Melek İpek’in el konulan evine giren icra memuru gönderen TMSF, Miele marka davlumbaz, fırın ve bulaşık makinesini haczetti.

BOLD – İş adamı Akın İpek, annesi Melek İpek’in evine yapılan skandal haciz olayını Twitter hesabından duyurdu. El konulan eve polis ve çilingirle giren icra memurlarının davlumbazı haczettiklerini belirtti. Akın İpek yaşananları, “Davlumbazı unutmuşlar… Yaklaşık 7 milyar dolarlık varlığımıza el koydular 2015’te. TMSF, geçen ay hacı annemin eşinden kalan evi de basıp ona da el koymuştu. Dün yine gelmişler… Polis ve çilingir marifeti ile davlumbazı da haczetmişler. Bu Türkiye’nin hikayesidir…” ifadeleriyle paylaştı.

İpek, skandal haciz işlemi sonrası hazırlanan tutanağı da paylaştı:

medyabold
Devamını Oku »

İçişleri Bakanı Soylu’nun hedefinde yine Anayasa Mahkemesi var

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Anayasa Mahkemesini bir kez daha hedef aldı. “Bu devlete ‘katil’ diyenler ve Anayasa Mahkemesi tarafından ‘siz katil deme hürriyetine sahipsiniz’ diyenler, yıllardan beri bu ülkenin değerlerini yermek isteyenler hepsi bir cephe oldular, hepsini Allah bir fotoğrafta göstermek nasip etti” dedi.

BOLD – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Anayasa Mahkemesi arasındaki gerilim tırmanıyor. Mahkeme başkanı ve üyelerini hedef tahtasına oturtan Soylu’dan yeni bir açıklama daha geldi. Soylu, “Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, bütün kurumları sabahtan akşama kadar eleştirilirken, Anayasa Mahkemesinin aldığı kararları eleştirelemez diye bir şeyi söz konusu değildir” dedi. İçişleri Bakanı sözlerine şöyle devam etti: “Geçen gün Anayasa Mahkemesi ile ilgili bir söz söyledim. Çok hoşuma gitti. Kimlerin Anayasa Mahkemesi’ni savunduğunu gördüm. Bu devlete ‘katil’ diyenler ve Anayasa Mahkemesi tarafından ‘siz katil deme hürriyetine sahipsiniz’ diyenler, yıllardan beri bu ülkenin değerlerini yermek isteyenler hepsi bir cephe oldular, hepsini Allah bir fotoğrafta göstermek nasip etti.”

Adalet Bakanı Gül’den Müge Anlı’ya ‘savcı değilsin’ tepkisi

medyabold
Devamını Oku »

Hollywood’un ünlü isimleri yardım etkinliği için online senaryo okudu

Brad Pitt, Matthew McConaughey, Julia Roberts, Sean Penn, Morgan Freeman, Jennifer Aniston, Shia LaBeouf gibi isimler sağlık çalışanları için yardım topladı.

BOLD– Sean Penn‘in kurucusu olduğu CORE (Community Organized Relief Effort) adlı yardım derneğine bağış toplamak için yapılan etkinlikte 1982 yapımı Fast Times at Ridgemont High filminin senaryosu okundu. Etkinlik sayesinde ABD’de insanlara ücretsiz COVID-19 testi ulaştırmak için çalışan derneğe 135 bin dolardan fazla bağış toplandı.

DENEYİMLİ OYUNCULAR 80’LERİN GENÇLİK FİLMİNİ OKUDU

1980’lerin en gözde filmlerinden olan ve Sean Penn’in de rol aldığı “Fast Times at Ridgemont High” filminin senaryo okumasının sunuculuğunu komedyen Dan Cook yaptı. Brad Pitt, Matthew McConaughey, Julia Roberts, Sean Penn, Morgan Freeman, Jennifer Aniston, Shia LaBeouf, John Legend, Jimmy Kimmel, Henry Golding ve Ray Liotta gibi her biri artık çok deneyimli oyuncular olan isimlerin bir gençlik filmi seslendirmesi keyifli anlara sahne oldu.

Online etkinliğin en çok konuşulan yanlarından biri ise bir zamanlar evli olan Brad Pitt ve Jennifer Aniston’ın yıllar sonra ilk kez aynı senaryoda buluşması oldu. Canlı yayına evinin garajından katılan Shia LaBeouf da eğlenceli anların ortaya çıkmasını sağladı.

Bir saat süren senaryo okumasının tamamını buradan izleyebilirsiniz.

 

medyabold
Devamını Oku »

Adalet Bakanı Gül’den Müge Anlı’ya ‘savcı değilsin’ tepkisi

Adalet Bakan Abdulhamit Gül, şüpheli şekilde yaşamını yitiren Aleyna Çakır’la ilgili isim vermeden Müge Anlı’ya tepki gösterdi. Bakan Gül, cezaevlerindeki koronavirüs ölümlerini görmezden gelip her türlü önlemin alındığını kaydetti. 

BOLD – Adalet Bakanı Gül, şüpheli şekilde yaşamını yitiren Aleyna Çakır hakkında konuştu. Müge Anlı’nın programına ilişkin isim vermeden göndermede bulunan Bakan Gül, “Varsa bir delilin arkadaş yeri adliyedir, karakoldur. Gidip adliye ve karakola konuşacaksın. Adaletin tecelli etmesini istiyorsan savcıya kolluğa elindeki delili vereceksin” dedi.

MÜGE ANLI’YA GÖNDERMEDE BULUNDU

Adalet Bakan Abdulhamit Gül, CNN Türk’te Hakan Çelik’in sunduğu hafta sonu programına konuk oldu. Aleyna Çakır’ın şüpheli ölümü ile ilgili Bakan Gül, “Çok trajik üzücü bir hadise. Soruşturma devam ediyor. Soruşturmanın titizlikle yapıldığına inanıyoruz. Soruşturma neticesinde aldığı kararlar ile adalet duygusunu tatmin edeceğine inanıyoruz. Böyle önemli bir konuda saygıyla süreci beklemek lazım. Savcı hangi delile ulaştı bilmiyoruz. Bir TV programcısı değildir savcı. Savcı adaleti yerine getirmeye çalışan bir yargı mensubudur. Hakim öyledir. Varsa bir delilin arkadaş yeri adliyedir karakoldur. Gidip adliye ve karakola konuşacaksın. Adaletin tecelli etmesini istiyorsan savcıya kolluğa elindeki delili vereceksin” dedi.

KORONAVİRÜS ÖLÜMLERİNDEN BAHSETMEDİ

Cezaevlerinden koronavirüsle ilgili ölümlere rağmen Bakan Gül, “Vatandaşlarımız müsterih olsun. Tutuklu ya da hükümlü de olsa Türkiye Cumhuriyetine emanettirler. Her türlü tedbirlerimizi aldık. Tüm hükümlü ve tutuklulara dezenfektan malzemeler ücretsiz verildi. Pandemi güvenliği ile ilgili çok önemli adımlar atıldı. Adliye ve cezaevlerinde tedbirler kesintisiz ve büyük bir titizlikle sürdürülmeye devam ediliyor” dedi.

İDAM ANCAK KONSESSÜSLE ÇIKAR

İdam tartışmaları ile ilgili Bakan Gül, “Caniliklere vahşilikleri yapanlar en ağır cezayı hake diyorlar. Anayasa ile olması gerekiyor. Meclisin sayısal olarak bir konsensüsün konusu olur ancak. Dolayısıyla meclisin takdirinde. Hepimiz bakacağız göreceğiz bir konsensüs var mı?” dedi. Bakan Gül süresiz nafaka konusunda ise “1 yıl 2 yıl evli kalıp ömür boyu nafaka verme zorunluğunda olunması ayrı bir mağduriyet oluşturmakta. Bunların hepsinin dikkate alınarak ama bir süreye tabi tutulmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Nafakanın da belli bir süreye bağlanması gerektiği kanaatindeyiz” dedi.

Macron’dan Erdoğan’a Türkçe mesaj

 

medyabold
Devamını Oku »

İstanbul’a 400 bekçi daha alınacak

Polis Akademisi Başkanlığı, İstanbul’da görevlendirilecek 400 erkek çarşı ve mahalle bekçisi alımı için duyuru yaptı. Bekçilik için ön başvuru 2 Ekim’e kadar yapılabilecek.  

BOLD – Polis Akademisi Başkanlığının internet sitesinden yapılan duyuruya göre, İstanbul’da görevlendirilecek 400 erkek çarşı ve mahalle bekçisi alımı yapılacak. Sonuçlar yine akademinin internet sitesinden açıklanacak.

DİĞER KAYNAKLARIN AÇIKLAMALARINA İTİBAR ETMEYİN

Polis Akademisi Başkanlığının internet sitesinden yapılan duyuruya göre, İstanbul’da görevlendirilecek 400 erkek çarşı ve mahalle bekçisi alımı yapılacak. Adaylar, 19 Eylül-02 Ekim arasında http://www.pa.edu.tr adresinden e-devlet şifresi ile giriş yaparak ön başvuruda bulunabilecek. Alıma ilişkin sınav takvimi Polis Akademisi Başkanlığının resmi internet sitesinden (www.pa.edu.tr) ilan edilecek. Duyuruda diğer kaynaklardan yapılan açıklamalara itibar edilmemesi istendi.

Macron’dan Erdoğan’a Türkçe mesaj

medyabold
Devamını Oku »

Sağlık çalışanlarının hayatı hiçe sayılıyor: Koruyucu ekipman sorunu çözülmedi

Devlet Bahçeli’nin kapatılmasını istediği TTB, sağlık alanındaki sıkıntıları dile getirmeye devam ediyor. TTB Merkez Konseyi Başkanı Adıyaman, pandemiye karşın sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu ekipman sorununun çözümü noktasında adım atılmadığını söyledi.

BOLD – Ülkede ilk koronavirüs vakasının görülmesinden bu yana yedi ay geçti. Salgınla mücadelede en önde savaşan sağlık çalışanlarına verilen destek, sadece “alkışlarla” sınırlı kaldı. Aradan geçen onca zamana rağmen sağlık çalışanlarının koruyucu ekipman sorunu dahi çözülemedi.

HEKİMLERİN TEMİN ETMESİ İSTENİYOR

Birgün’den Burcu Cansu’ya konuşan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, salgının ilk gününden bu yana kişisel koruyucu ekipman sorununun özellikle Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) büyük bir krize dönüştüğünü belirterek, “ASM’lere gönderilmesi gereken kişisel koruyucu ekipmanlardaki miktar olarak yetersizliğin yanı sıra nitelik sorunu da devam ediyor. Ekipman göndermek istemeyen il sağlık müdürlükleri hekimlerden kişisel koruyucu ekipmanlarını kendilerinin temin etmesini istiyor” dedi.

200 CİVARINDA HEKİM İSTİFA ETTİ

Son günlerde artan hekim istifalarına da dikkat çeken Adıyaman, “Kovid-19 salgınına karşı önlem alınmadığı ve sağlık çalışanlarını koruyucu düzenlemeler yapılmadığı için edindiğimiz bilgiye göre 200 civarında istifa var. Emekli maaşlarının çok düşük olmasına karşın yoğun bir emeklilik başvurusu olduğunu da biliyoruz. Pandemi ile özel hastanelerde ücretsiz izne çıkarmalar arttı, hak ediş ödemelerinde aksamalar oldu ve iş güvencesi tamamen bitme noktasına geldiği için istifa eden hekimlerin bir kısmı kamuya geçiş yaptı. Pandemi koşulları nedeniyle iş güvencesi olmayan, uzun saatler nöbet tutmaya zorlanan hekimlerin bir kısmı da muayenehane açtı” dedi.

SAĞLIKÇILARA DÜZENLİ TEST YAPILMALI

Pandemi ile özellikle asistan hekim ve hemşirelerde daha belirgin olmak üzere tüm sağlık emekçilerinin iş yükünün arttığına dikkat çeken Adıyaman, “Defalarca dile getirmememize rağmen sağlık çalışanlarına belirli aralıklarla rutin test uygulanması yapılmıyor. Bu anlaşılır gibi değil. Kovid-19 meslek hastalığı sayılmalı, sağlık çalışanlarına rutin olarak haftada bir PCR ile tarama testi uygulanmalı. PCR pozitif olan sağlık çalışanlarının başta ailesi olmak üzere, temas ettikleri herkese rutin bir hizmet olarak test yapılmalı” dedi.

Macron’dan Erdoğan’a Türkçe mesaj

medyabold
Devamını Oku »

Erdogan says new measures needed as virus makes comeback in Turkey

Turkish President Tayyip Erdogan said on Friday the government needed to ramp up measures to curb a rise in coronavirus cases, which have increased in recent weeks back to early-May levels.

Turkey has recorded more than 7,000 deaths from the COVID-19 disease, which was first diagnosed in the country in March. Ankara in recent weeks banned weddings and other events and limiting the number of passengers allowed on public transport.

Reuters

Turkey’s coronavirus death toll exceeds 7,000 – ministry

The post Erdogan says new measures needed as virus makes comeback in Turkey appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/09/19/erdogan-says-new-measures-needed-as-virus-makes-comeback-in-turkey/
Devamını Oku »

Yaşlı ve hasta tutuklu emekli öğretmen hayatını kaybetti

Üç yıldır tutuklu bulunduğu Patnos L Tipi Cezaevinden rahatsızlanması üzerine Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Hastanesine sevk edilen 75 yaşındaki emekli öğretmen Takiyettin Özkahraman, burada akciğer yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdi.

BOLD – Patnos L Tipi Cezaevi’nden rahatsızlanması üzerine Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Hastanesi’ne sevk edilen Takiyettin Özkahraman, burada akciğer yetmezliği ve solunum sıkıntısı nedeniyle yaşamını yitirdi. Muş’un Malazgirt ilçesinde 3 yıl önce tutuklanan 75 yaşındaki emekli öğretmen Özkahraman, önceki gün fenalaşması üzerine önce Patnos İlçe Devlet Hastanesi’ne, buradan da Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Hastanesi’ne sevk edilerek tedavi altına alınmıştı.

KARDEŞİ: RAHATSIZLIĞI YOKTU

Özkahraman’ın kardeşi Sadullah Özkahraman, ağabeyinin tutuklanmadan önce herhangi bir rahatsızlığının bulunmadığını dile getirdi. Ağabeyinin cezaevinde iki ay önce rahatsızlıklarının başladığını anlatan Özkahraman, “Ağabeyim birçok kez cezaevinde fenalaştı ama hastanede tedavi altına alınmadı. Çoğu zaman da ağrı kesici ilaçlar verilip, koğuşa geri getiriliyordu. Ya da hastaneye götürülüp aynı gün cezaevine geri getiriliyordu. Koronavirüs nedeniyle ağabeyimi her hastane dönüşü 14 gün boyunca tek kişilik koğuşa almışlardı. İyi bir hastanede tedavi edilmesi gerekiyordu. Daha önce de getirildiği Van Devlet Hastanesi’nde doktorlar anjiyo yapılması gerektiği söylemiş ama hastaneye getirip de tedavi etmemişler” dedi.

DİLEKÇELER DİKKATE ALINMADI

Adalet Bakanlığı’na ağabeyinin infazının ertelenmesi için iki defa dilekçe verdiklerini de ifade eden Özkahraman, ancak dilekçelerinin dikkate alınmadığını söyledi. Özkahraman, “İçimiz yanıyor ama başka hasta tutuklular da bu şekilde heder edilmesin. Adalet Bakanlığı’na hasta tutuklular için verilen dilekçeler yok sayılıyor. İnsanların adalet beklentileri de kalmıyor. Abim gibi nice hasta tutuklu cezaevinde, aralarında yaşamını yitirenler de oldu. Her ölümün sorumlusu hükumet ve Adalet Bakanlığı’dır” dedi.

Acun Karadağ “Koğuşun değişecek” denerek Kayseri Cezaevi’ne sürgün edildi

medyabold
Devamını Oku »

Sayıştay denetiminden muaf tutulan Diyanet Vakfı 3 yılda 2.4 milyar TL harcadı

Son 5 yılda gelirini yüzde 116 artıran Diyanet Vakfının harcamaları ise dudak uçuklattı. Dev bütçesi ve bütçe harcamalarına karşın Sayıştay denetimleri dışında bırakılan Diyanet Vakfının son üç yılda 2,4 milyar TL harcadığı ortaya çıktı.

BOLD – Sayıştay’ın, ‘denetlenmesi gerekir’ tespitine karşın denetim dışı bırakılan dev bütçeli Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), 2019 yılı faaliyet raporunu da gecikmeli olarak açıkladı. Son 5 yılda gelirini yüzde 116 artıran ve 1,2 milyar TL para toplayan TDV, bir yılda toplam 933,3 milyon TL harcadı.

İNŞAAT İÇİN 260 MİLYON LİRA HARCANDI

Birgün’den Mustafa M. Bildircin’in haberine göre Diyanet Vakfı’nın 2019 yılı giderleri, 2017 yılına oranla yüzde 46 arttı. Vakfın 2017, 2018 ve 2019 yıllarındaki toplam harcaması 2,4 milyar TL’ye ulaştı. TDV’nin 2019 yılında yalnızca inşaat harcamaları için harcadığı toplam para 269,5 milyon TL oldu. Aralarında 35 cami, 42 Kur’an kursu ve iki dükkanın da yer aldığı toplam 141 inşaat için 260,4 milyon TL harcayan vakfın 2019 yılındaki 45 tadilat işinin maliyeti ise 9,1 milyon TL olarak kaydedildi.

YURT DIŞINDAKİ İNŞAATLARIN MALİYETİ YÜKSEK

Raporda, vakfın yurt dışındaki inşaat işlerine ilişkin mali veriler de paylaşıldı. Buna göre, temeli 2015 yılında atılan Cibuti Sultan II. Abdülhamid Han Camii için dört yılda 7 milyon 980 bin dolar para harcandığı belirtildi. Caminin 5 bin kişinin aynı anda ibadet edebilecek kapasitede olduğu ifade edilirken 10 bin metrekare üzerine inşa edilen cami için denizin doldurulduğu bildirildi. Kıbrıs Lefkoşa’da 2013 yılında projelendirilen Hala Sultan Camii ve Külliyesi için de 49,7 milyon TL harcandı. Arnavutluk-Tiran Namazgah Camii ve Külliyesi ile Makedonya’da yapımı devam eden Üsküp Camii’nin maliyeti de 41,6 milyon euro olarak kayıtlara yansıdı.

Acun Karadağ “Koğuşun değişecek” denerek Kayseri Cezaevi’ne sürgün edildi

medyabold
Devamını Oku »

Meydana topladıkları köylüyü “Sizi tararız” diyerek tehdit eden askerler hakkında suç duyurusu

Van’da askerler, helikopterle gittikleri köyde halkı meydana topladı. İki kişiyi hukuksuz şekilde gözaltına almalarına tepki gösteren halkı “Acımızı sizden çıkaracağız” diyerek ölümle tehdit etti.

BOLD – Van’ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerler tarafından 11 Eylül’de gözaltına alındıktan 2 gün sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yoğun bakım ünitesinde tedavi altında olduğu ortaya çıkan 7 çocuk babası Servet Turgut (55) yoğun bakımdan çıktı. Aynı baskında gözaltına alınan 8 çocuk babası Osman Şiban (50) ise halen yoğun bakımda… MA’dan Cemil Uğur’un haberine göre ağır işkence gördükleri ve helikopterden atıldıkları iddiasıyla gündeme gelen iki mağdurun aileleri, olaya ilişkin Van Barosu İnsan Hakları İhlalleri Komisyonuna başvurdu. Ailelerin avukatları da sorumlu askerler hakkında kasten yaralama, kasten öldürmeye teşebbüs, görevi kötüye kullanma ve işkence suçlamasıyla Van Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Avukatların verdikleri dilekçede önemli iddialara yer verildi.

ACIMIZI KİMDEN ÇIKARACAĞIZ!

Kırsal mahalleye helikopterle giden askerlerin halkı meydanda topladığı ve kimlik kontrolü yaptıkları belirtilen dilekçede, o sırada 2 kişinin askerler tarafından darp edildiği ifade edildi. Askeri yetkilinin sürekli, “Acımız var, öfkemizi sizden çıkarmayıp da kimden çıkaracağız, köyünüzü yakacağız” şeklinde ifadelerde bulunduğu kaydedilen dilekçede, vatandaşların diz üstü çöktürülerek kimlik kontrolü yapıldığı ifade edildi. Aynı gün içerisinde 15 askerin tekrar mahalleye geldiği ve yanlarında başka bir mahallede gözaltına aldıkları Servet Turgut’un da bulunduğu belirtilen dilekçede, askerlerin burada da Osman Şiban’ı gözaltına aldıkları ve sonrasında mahalleden ayrıldıklarına dikkati çekti.

HALKI TEHDİT ETTİLER

Mahalle sakinlerinin 2 kişinin gözaltına alınmasına tepki gösterdikleri ve buna karşılık askerlerin silah doğrultarak “Sizi tararız” tehdidinde bulundukları kaydedilen dilekçede, olayın devamına ilişkin şu bilgilere yer verildi: “Yakalanan kişiler sürüklenerek götürülmüş, zaman zaman bağırış sesleri köylülerce duyulmuştur. Askerler ve yakalanan Servet ve Osman gözden kaybolunca, durumu merak eden köylüler tepeye çıkıp baktıklarında askerlerin, her iki köylüyü helikoptere bindirdiklerini görmüşlerdir. Mezrada telefon çekmemektedir. Köyün etrafında da operasyon devam ettiğinden köylüler çıkamamıştır. Haliyle akrabalarına ve yakınlarına da Servet Turgut ve Osman Şiban’ın yakalandığını bildirememiştir. İki gün sonra aile karakolu arayarak gözaltına alınan Turgut ve Şiban ile ilgili bilgi istemiştir. Telefondaki yetkili ‘ben bilmiyorum bir şey görmedim, beni bulaştırma bu işlere’ şeklinde karşılık verilmiştir. Bunun üzerine köylü, ‘bana bilgi vermezseniz basına haber veririm’ deyip kapattıktan 15-20 dakika sonra başka bir yetkili arayarak, ‘üzülmeyin, yakınınız Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servisindedir’ demiş. Akrabalar daha sonra yoğun bakım ünitesinin kapısında bulunan askerlere Servet Turgut ve Osman Şiban sormuş ve kendisine burada oldukları söylenmiş ancak görüştürmeyeceklerini bildirmişlerdir.”

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDULAR

Gözaltına alınan 2 kişinin gözaltı durumu ile ilgili iki gün boyunca ailelere haber verilmediğine dikkat çekilen dilekçede, ailelerin ifadelerine yer verildi. “Biz müvekkil yakınlarının başına ne geldiğini bilmiyoruz. Bilinen yakalandıkları ve akabinde yoğun bakıma alındıklarıdır. Hastane kayıtlarına darp olarak geçmiştir. Darp sürecinin nereden başlayıp nerede bittiğini bilmiyoruz. Özetle bu vatandaşlar Yoğurtlu mezrasında yakalanmış ve 3. günde hastanede yoğun bakımda oldukları anlaşılmıştır. Hayati tehlikeleri devam eden bu iki vatandaşın, operasyona katılan kolluk görevlilerinin gözetiminde oldukları sırada darp ve cebre maruz kaldıkları sabittir. Biz müvekkillerin yakını olan her iki vatandaşı darp eden, yaralayan ve hali hazırda hayatlarına kasteden ‘Yıldırım 10 – Norduz Operasyonu’na katılan ve helikopter aracılığıyla alandan ayrılan askeri personelden ve olabilecek diğer şüphelilerden davacı ve şikayetçiyiz” denildi.

medyabold
Devamını Oku »

ABD’de göçmenler cinsel saldırıya ve zorla ameliyata maruz kalıyor

ABD’de Trump yönetiminin kötü koşullar dayatılan göçmen kadınlara zorla tıbbi operasyon yapıldığı ortaya çıktı. Teksas’taki göçmen merkezinde gardiyanların cinsel saldırısına uğradığını açıklayan bir kadın ise sınır dışı edildi.

BOLD – ABD Başkanı Donald Trump yönetimi sınırda bekletilen, gözaltında tutulan göçmenlere dayattığı kötü koşullarla kamuoyunda tepki çekti. Göçmenlerle dayanışmak için yapılan eylemler artarken, 10 bine yakın göçmen mart ayından bu yana sınır dışı edildi.

KADINLARIN RAHİMLERİ ZORLA ALINIYOR

Ülkenin Georgia eyaletine bağlı Irwin ilçesinde özel olarak işletilen bir göçmen gözaltı merkezinde sığınmacı kadınlara yönelik jinekolojik ameliyatlar yapıldığı gündeme geldi. ABD medyasına yansıyan haberlere göre, merkezde çalışan Dawn Wooten isimli hemşirenin ihbar dilekçesinde, “LaSalle Islahevleri” adlı özel bir firmaya ait Irwin İlçe Gözaltı Merkezi’nde tutulan kadınlara rızaları olmadan ameliyatların yapıldığı ve kimi kadınların rahimlerinin alındığı ortaya konuldu. Skandal olayı yalanlanmazken, konuya ilişkin sadece soruşturma başlatıldı.

CİNSEL SALDIRIYA UĞRAYAN KADIN SINIR DIŞI EDİLDİ

Teksas’ın El Paso kentindeki geri gönderme merkezinde ise gardiyanları cinsel saldırıyla suçlayan Meksikalı bir göçmen kadın hızlıca sınır dışı edildi. İç Güvenlik Bakanlığı Başmüfettişliği (OIG) yetkililerine durumu aktaran genç kadın, dedektifler tarafından beş saat sorguya alındı. Sorgunun, tesiste cinsel saldırıyla suçlanan gardiyanların önünde yapılması tepki çekerken söz konusu saldırıların tesisteki kameraların kör noktalarında yaşandığı ileri sürüldü.

GÖÇMENLERLE DAYANIŞMA EYLEMLERİ ARTIYOR

New York kentinde göçmenlerle dayanışmak için yapılan eylemler artıyor. Son yapılan dayanışma eylemine polis müdahale etti. Federal Plaza isimli devlet binası önünde yapılan protestoda eylemciler, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) kurumunun uygulamalarına tepki gösterdi. “ICE’ı kapat” sloganları atan gruba polis müdahalesi sonucu 20 kişi gözaltına alındı.

Acun Karadağ “Koğuşun değişecek” denerek Kayseri Cezaevi’ne sürgün edildi

medyabold
Devamını Oku »

Macron’dan Erdoğan’a Türkçe mesaj

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Twiiter hesabından Türkçe paylaşım yaptı. “İyi niyetli, naiflik olmaksızın sorumlu bir diyaloğu yeniden açalım” dedi.

BOLD – Türkiye ile Fransa arasında Doğu Akdeniz gerilimini devam ederken Emmanuel Macron’dan dikkat çeken bir mesaj geldi. Fransa Cumhurbaşkanı, Twiter hesabından Türkçe açıklama yaptı. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a diyalog çağrısında bulunan Macron, “Ajaccio’da, Türkiye’ye net bir mesaj gönderdik: iyi niyetli, naiflik olmaksızın sorumlu bir diyaloğu yeniden açalım. Bu çağrı bundan böyle Avrupa Parlamentosu’nun da çağrısı. Görünüşe göre de işitilmiş. İlerleyelim” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de petrol ve gaz arama faaliyetleri sırasında Yunanistan’ın yanında aktif rol alan Macron, Tayyip Erdoğan tarafından ağır şekilde eleştiriliyor. Erdoğan, Macron içi şu ifadeleri kullanmıştı: “Türkiye her şeyden vazgeçerse Fransa, başındaki kifayetsiz muhterisin yol açtığı savrulmalardan kurtulup sağduyulu siyasete mi yönelir?”

Erdoğan, “Benim Türk halkıyla değil, Erdoğan’la sorunum var” diyen Macron’un sözlerine cevaben de “Sayın Macron, senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak” demişti.

medyabold
Devamını Oku »

Gözlük takanlar koronaya daha az yakalanıyor

Çinli araştırmacılar, günlük olarak gözlük takan insanlara Koronavirüs tanısı konma oranının, genel nüfusa göre 5 kat daha düşük olduğu açıklandı.

BOLD – Çin’de bulunan Nanchang Üniversitesi’nin yaptığı çalışmada, günlük olarak gözlük takmanın yeni tip koronavirüse yakalanma riskini azaltılabileceği açıklandı. Bilim insanları, gözlük takanlara, genel popülasyona göre beş daha az Kovid-19 teşhisi konulduğunu buldu.

JAMA Ophthalmology’de yayınlanan çalışma için ekip, 27 Ocak – 13 Mart tarihleri arasında Kovid-19 teşhisi konan 30’u gözlüklü 276 hastayı inceledi. Tamamı uzağı göremeyen toplam 16 hastanın genele yüzde 5,8’lik bir oranla, günde sekiz saatten fazla gözlük takan kişiler olduğu belirtildi.

Araştırmacılar daha sonra, gözlük takanların Koronavirüs tanısı alma oranın, diğerlerine göre sayısal olarak 5,4 kat daha az olduğunu hesapladı. Çalışmanın yazarları, “Ana bulgumuz, her gün uzun süre gözlük takan Kovid-19 hastalarının nispeten nadir görülmesiydi, bu da günlük gözlük kullanıcılarının yeni tip Koronavirüs’e daha az duyarlı olduğunun ön kanıtı olabilir” ifadelerini kullandı.

Araştırmacılar, gözlüğün, gözlere dokunmayı engellediğini böylece virüsün ellerden gözlere aktarılmasını önlediğini belirterek, “Gözler, yeni tip Koronavirüs’ün insan vücuduna girdiği önemli bir kanal olarak kabul ediliyor. Sosyal ortamlarda genellikle gözlük takan günlük gözlük kullanıcıları için bu durum koruyucu bir faktör haline gelebilir, gözlere virüs bulaşma riskini azaltabilir ve uzun süreli günlük gözlük kullanıcılarının Kovid-19 ile enfekte olmamasına yol açabilir” diye konuştu.

medyabold
Devamını Oku »

Dolar her gün rekor kırıyor halk döviz bürolarına koşuyor

Fed’in faiz kararını beklendiği gibi değiştirmemesi, hedeflerde iyimser revizyona gitmesi dolarda artışı hızlandırdı. Son haftalarda dolarda yaşanan yükselmeler sonrası halkın dolara yönelmesi devam ediyor.

BOLD – Dolar, Fed’in faiz kararı sonrası uluslararası arenada güç kazandı. Yurtiçinde her geçen gün rekor tazeleyen dolar/TL ise tarihi zirvesini dün 7.5605’e taşıdı.

DOLAR REKOR ÜSTÜNE REKOR KIRDI

Fed’in önceki günkü faiz kararını beklendiği gibi değiştirmemesi ancak hedeflerde iyimser revizyona gitmesi dolara yaradı. Fed’in artık enflasyonun yüzde 2’yi aşmasına müsamaha gösterecek olması ABD Hazine tahvil getirilerini yükselterek doları destekledi. Yurtiçinde ise her geçen gün rekor tazeleyen dolar/TL, dün sabah tarihi zirvesini 7.56’nın üzerine taşıdı. Dolar/TL kuru önceki gece yarısı da 7.5490’ı görmüştü. Güne 8.8201/8.8303 seviyesinden başlayan euro/TL ise gün içinde 8.98’e kadar yükseldi.

DÖVİZE KAÇIŞ SÜRÜYOR

Türk Lirası’nın değer kaybı hızlanırken, vatandaşın dövize kaçışı da artarak devam ediyor. Merkez Bankası’nın (TCMB) her hafta düzenli olarak açıkladığı para banka istatistikleri verileri, yurtiçi yerleşiklerin döviz hesaplarındaki artışı bir kez daha gözler önüne serdi. Buna göre, yurtiçi yerleşiklerin döviz hesapları, 11 Eylül haftasında bir önceki haftaya göre 1 milyar 237 milyon dolarlık artışla 218 milyar 679 milyon dolara çıktı. Yaşanan artışın 257 milyon dolarlık kısmı bireysel hesaplardaki artıştan; 980 milyon dolarlık kısmı tüzel hesaplardaki artıştan kaynaklandı.

medyabold
Devamını Oku »

Salgın sonrası ekonomik toparlanma 5 yıl sürecek

Koronavirüs nedeniyle yasaklar devam ediyor. Dünya Bankası’nın Baş Ekonomisti Carmen Reinhart, yasaklar kalkınca hızlı bir toparlanma olacağını belirtti. Dünya ekonomisinin koronavirüsün etkilerinden toparlanmasının 5 yıl kadar sürebileceğinin altını çizdi.

BOLD – Dünya Bankası’nın Baş Ekonomisti Carmen Reinhart, dünya ekonomisinin koronavirüsün etkilerinden toparlanmasının beş yıl kadar sürebileceğini söyledi. Reinhart, “Koronavirüs yasakları kalkınca hızlı bir toparlanma olacaktır ancak ekonominin tamamen toparlanması beş yıl kadar sürebilir” dedi.

KÜRESEL YOKSULLUK ORANI İLK KEZ ARTACAK

Reuters’ın haberine göre Reinhart, salgının neden olduğu resesyonun bazı ülkelerde diğerlerinden daha uzun süreceğini ve yoksul ülkelerin varlıklı ülkelere kıyasla daha çok etkileneceğine vurgu yaptı. Reinhart, küresel yoksulluk oranının yaşanan kriz nedeniyle son 20 yılda ilk kez artacağını da ekledi.

Acun Karadağ “Koğuşun değişecek” denerek Kayseri Cezaevi’ne sürgün edildi

medyabold
Devamını Oku »

Yüz yüze eğitim ‘temassız’ başlıyor: İstemeyen çocuğunu göndermeyecek

Millî Eğitim Bakanlığının koronavirüs salgını döneminde uygulayacağı yüz yüze eğitim yarın başlıyor. Müfredata göre 1-2’nci sınıflar temassız oyunlar oynayacak.

BOLD – 21 Eylül’de anaokulu ve birinci sınıf öğrencileri için yüz yüze eğitimin ilk ders zili çalacak. Öğrenciler heyecanlı olsa da veliler çok tedirgin. ‘Uyum haftası’ adı verilen ilk hafta okul öncesi ve birinci sınıflar haftada 2 gün okula gidip yüz yüze eğitim alacak. Hürriyet’ten Nuran Çakmakçı, yüz yüze eğitim planını yazdı:

Yarım gün okul: Çocuklar 30’ar dakikalık 5 etkinlik saati olarak ders yapacak. Öğrenciler yarım gün okulda kalacak.

Okulda yemek yok: Hürriyet yazarı Nuran Çakmakçı’nın yazısına göre, Koronavirüs’ten korunma tedbirleri kapsamında öğrenciler okullarda yemek yemeyecek.

Sınıflar ikiye ayrılacak: Bir sınıf iki gruba ayrılacak, sınıfın yarısı bir gün, yarısı bir başka gün okula gelecek.

Ziyaretçi yasak: Dışarıdan gelebilecek bir bulaş riskinin önüne geçebilmek için okullara kesinlikle ziyaretçi kabul edilmeyecek.

İstemeyen çocuğunu göndermeyecek: Çocukların okula gönderilmesi konusu da velilerin inisiyatifinde. İsteyen veli çocuğunu dilekçe yazıp okula göndermeyebilecek.

Sınav tüm müfredattan: Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıkladığı gibi öğrenciler, merkezi sınavlarda müfredatın tamamından sorumlu olacak. İlkokulda sınav yok ama ortaokul ve lise öğrencilerinin okullarında yüz yüze sınavlarına girmesi öngörülüyor. Randevulu sistemle yapılması planlanan sınavlarda öğrenciler sırayla okula gidip sınava girecek.

Okulum temiz belgesi: Okullar defalarca dezenfekte edildi, fiziki olarak hazırlandı. Yaklaşık bir aydır açılış provaları sık sık tekrarlandı. Bu dönemde başta özel okullar olmak üzere birçok okul bir hayli masraf yaparak “TSE Okulum Temiz” belgeleri aldı. Umarım okullar açılır ve belgeler de amacına erişir.

Okulda temassız oyun: Öğrenciler okulda temassız oyunlar oynayacak. Okula yeni başlayanların eğitimi daha önce oynanmış, çocukların keyif aldığı birbirinden farklı oyunlarla tamamlanacak. Bakanlık bu amaçla hiçbir fiziksel temas içermeyen toplam 60 oyun belirledi. Her oyun çocuklarda tanışma, iletişim, dikkat, hareket ve işbirliği gibi çeşitli edinimleri geliştirmeyi hedefliyor. Çocuğun okul ortamında maske, sosyal mesafe ve kişisel hijyen kurallarını içselleştirmesi isteniyor.

İŞTE TEMASSIZ OYUNLAR

İsmini söyle: 1-2’nci sınıflar için hazırlanan oyunun süresi 10-15 dakika. Sınıfta veya açık havada öğrencilerin mesafeye uygun olarak ayakta çember olabilmeleri için durmaları gereken yerler tebeşir ya da boya yardımıyla belirlenir. Çember oluşturulduktan sonra isim söylenirken her isim için farklı bir hareket yapılır. Örneğin, ‘Tol’ derken aynı anda eller birbirine bir kere vurulur. ‘-ga’ derken parmaklar şıklatılır. Ardından öğrencilerin de aynısını tekrar etmeleri istenir.

Seksek: Açık alanda öğrenci sayısına göre seksek oyunu için alan oluşturulur. Öğrenciler iki ya da dörderli gruplara ayrılır. Ardından ‘renk, hayvan, şarkı, yiyecek, gün, mevsim’ gibi kelimelerin yazılı olduğu kağıtlar sek sek karelerine yapıştırılır. Öğrenciden taşı attığında taşın geldiği karede yazan ifadeye göre en sevdiği rengi/hayvanı/şarkıyı söylemesi ve ardından taşı bir sonraki kareye atarak ilerlemesi istenir. Eğer taşı kareye atamazsa sıra bir sonraki öğrenciye geçer.

Tahmin et: Sınıfta veya açık alanda oynanabilecek oyun için sosyal mesafe kuralına uygun olarak öğrencilerin durmaları gereken yerler belirlenir. Ardından gönüllü bir öğrenci ebe olarak seçilir. Ebe gözünü kapatır. Daha sonra öğrencilerden biri ebenin yanına gelerek konuşur ve kendini tanıtan özellikleri söyler. Ebenin bu kişiyi tahmin etmesi istenir. Doğru tahmin ederse ebe değişir, edemezse ebe yeniden devam eder.

Maske, mesafe: Sınıfta ya da açık alanda öğrencilerin duracakları yerler belirlenir. Öğretmen “Maske” dediğinde öğrenciler üzerine değdirmeden ellerini maskeye yaklaştırır. “Mesafe” dediğinde kollarını iki yana açarlar. “Temizlik” dediğinde ise ellerini yıkıyormuş gibi hareket yaparlar.

Bay sağlık: Öğretmen öğrencilere “Sağlıklı olmak için nelere dikkat etmeliyiz?” Onların düşüncelerini ifade etmelerini sağlar. Daha sonra öğretmen role girmek için gözlük, şapka, önlük giyerek “Ben Bay Sağlık” der ve kendini tanıtır. Öğretmen cümlelerine “Bay sağlık der ki…” diyerek başlar ve öğrencilerin bunu tamamlamasını ister. Örneğin, “Bay Sağlık der ki maske takarım.”

Kim yok: Sınıfta ya da açık alanda oynanan oyun için öğrencilerin yerleri belirlendikten sonra bir ebe seçilir ve gözleri bağlanır. Öğrencilerden biri saklanır. Öğrenci saklandıktan sonra ebenin gözleri açılır ve kimin saklandığını bulması istenir.

medyabold
Devamını Oku »

18 Eylül 2020 Cuma

Koronavirüs griple birlikte ölüm riskini artırıyor

Mevsimsel geçiş nedeniyle grip vakalarında artış bekleniyor. Uzmanlar, gribe yakalanan kişilerin koronavirüs olmaları halinde ölüm risklerinin yüzde 30 daha fazla olduğuna dikkat çekiyor.

BOLD – Türkiye’de eylül ayında artış göstermeye başlayan koronavirüs vakaları ile birlikte mevsimsel geçiş nedeniyle grip vakalarında artış bekleniyor. Dicle Üniversitesi Enfeksiyon hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kovid-19 Yoğun Bakım Koordinatörü Prof. Dr. Recep Tekin, tek başına öldürücülük oranlarının düşük seviyelerde seyrettiği bu hastalıkları aynı anda geçiren hastaların ölüm riskinin arttığını belirtti.

RİSK GRUBUNDA OLANLAR AŞI YAPTIRSIN

Prof. Dr. Tekin, hastalarına özellikle bu mevsimde grip aşılarını olmalarını tavsiye ettiklerini belirterek, “Kovid-19 ve grip birlikte olduğu zaman ölüm riski daha fazla oluyor. Bunun önüne geçebilmek için grip aşısı bizim için önemli bir fayda sağlıyor. Sezon açıldı. Grip aşısı bu ay itibariyle ülkemize gelmeye başlayacak. Biz daha çok ekim sonu kasım başı grip aşısını öneriyoruz. O yüzden özellikle risk faktörü olanlara, yaşlı hastalara, şeker hastalığı olanlara, tansiyonu olanlara, böbrek hastalığı olanlara özellikle grip aşısı olmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.

KORONA İLE GRİP ÖLÜM RİSKİNİ ARTIRIYOR

Kovid-19 hastasının grip aşısıyla, gripten korunduğunu ve bu şekilde hastalığı daha rahat atlatacağını vurgulayan Prof. Dr. Tekin, “Ama olur da hasta hem Kovid-19 hem grip geçirirse maalesef ki bu hastanın ölüm riski çok daha artıyor. Ölüm riskini tahmini en az yüzde 20- 30 artırıyor. O yüzden özellikle Kovid-19 geçiren ve riskli olan kişilerde grip aşısı olunmasını tavsiye ediyoruz. Çünkü Kovid-19 ve grip birlikte olduğu zaman maalesef ki hastanın tedavisi ve kurtulma şansı daha da zor olabiliyor” dedi.

Acun Karadağ “Koğuşun değişecek” denerek Kayseri Cezaevi’ne sürgün edildi

medyabold
Devamını Oku »

AKP’nin oyu yüzde 31.3’e düştü

MetroPOLL Araştırma Şirketi CEO’su Özer Sancar, yaptıkları son seçim anketi sonuçlarına göre AKP’nin oyunun yüzde 31.3’e kadar gerilediğine dikkat çekti. Cumhur İttifakı’nı oluşturan AKP-MHP’nin oyunun ise yüzde 38 çıktığına vurgu yaptı. 

BOLD – Yapılan son ankette kararsızların oyu dağıtılmadan AKP ve MHP, toplamda yüzde 38,8 oranında oy alabiliyor. MetroPOLL Araştırma Şirketi CEO’su Özer Sancar, “Ağustos 2020 Türkiye’nin Nabzı” anketini açıkladı. Ankete katılanlar, “Bu pazar milletvekili seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz?” şeklindeki soruya yanıt verdi. Yapılan ankete göre AKP yüzde 31,3, CHP yüzde 21,2, HDP yüzde 7,6, İyi Parti yüzde 7,6, MHP yüzde 7,5, SP 1,4, DEVA 0,8, GP yüzde 1,2 oranında oy alabiliyor. Ankette kararsızların oyu dağıtılmadı. Kararsızların oranı yüzde 11,2 olarak açıklanırken “Protesto oy kullanacağım” diyenlerin oranı yüzde 7,1 oranında oldu. Cevap vermeyenlerin sayısı ise 2,5 oldu.

“Fransa ve Türkiye küsmesin” diye NATO’nun raporu açıklanmayacak

medyabold
Devamını Oku »

Moody’s bankalardan sonra 8 Türk şirketine de düşük not verdi

Türkiye’nin kredi notunu düşürmesinin ardından Türk bankalarının da notlarını düşüren uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, ilk 100 arasında yer alan 8 büyük şirketin de notunu indirdi.

BOLD – Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu düşürmesinin ardından aralarında Koç Holding, Anadolu Efes, Turkcell gibi firmalarında bulunduğu 8 şirketin de notunu indirdi.

KOÇ HOLDİNG’İN DE NOTU DÜŞÜRÜLDÜ

Moody’s’den yapılan açıklamaya göre, Anadolu Efes, Coca Cola İçecek, Erdemir, Koç Holding, OYAK, Turkcell, TÜPRAŞ ve Şişe Cam’ın kredi notları ‘B1’den ‘B2’ye çekildi. Kredi notlarının görünümü ‘Negatif’ olarak belirlendi. Moody’s geçtiğimiz hafta Türkiye’nin kredi notunu B1’den B2’ye indirdi; görünümü de ‘negatif’ olarak teyit etmişti.

BANKALARIN DA NOTUNU DÜŞÜRMÜŞTÜ

Moody’s geçen gün Akbank, Alternatifbank, Denizbank, HSBC Bank AŞ (Türkiye), QNB Finansbank, T.C. Ziraat Bankası, Türk Ekonomi Bankası (TEB), Garanti BBVA, Halk Bank, İşbank, Vakıfbank ve Yapı Kredi’nin döviz cinsinden uzun vadeli mevduat kredi notunu, altı bankanın uzun vadeli karşı taraf risk notunu ve uzun vadeli karşı taraf risk değerlendirmesini, bir bankanın uzun vadeli üst düzey teminatsız kredi notunu bir basamak ve üç bankanın uzun dönemli döviz cinsinden karşı taraf risk notunu iki basamak indirmişti.

Mahkeme kararı olmayan kanser hastasına SGK’dan ilaç yok!

medyabold
Devamını Oku »

“Fransa ve Türkiye küsmesin” diye NATO’nun raporu açıklanmayacak

NATO, Fransa ve Türkiye savaş gemilerinin Doğu Akdeniz’de yaşadığı gerilime ilişkin raporunu tamamladı. NATO, Fransa ve Türkiye’yi küstürmemek için raporu açıklamama kararı aldı.

BOLD – NATO’nun, Doğu Akdeniz’deki Fransa ve Türkiye gerginliği ile ilgili raporunu tamamladığı ancak bunu iki ittifak üyesini “küstürmemek” için şu aşamada kamuoyuna açıklamayacağı bildirildi.

Reuters Haber Ajansı, Brüksel’deki diplomatlara dayandırarak verdiği haberinde, NATO’nun bu krizi çok “hassas” olduğu gerekçesiyle kamuoyunda tartışmaktan ve tarafları karşısına almaktan özenle itina ettiği yorumunu yaptı.

Haberde, söz konusu krizle ilgili başlatılan soruşturmanın, iki ülke arasında devam eden ve tonu giderek artan tartışmayı sonlandırmaktan uzak olduğu saptaması yapıldı.

Avrupalı bir diplomat, “sorun halının altına süpürüldü” diyerek Paris ve Ankara arasındaki krizle ilgili ittifakın tutumunu özetlerken, diğer bir diplomat, stratejik konumu ve askeri gücü itibarıyla NATO’nun Türkiye’yi hedef göstermekten özenle kaçındığı saptamasında bulundu.

İKİ ÜLKE SAVAŞ GEMİLERİ ARASINDA GERGİNLİK

Fransa, Akdeniz’de NATO misyonu çerçevesinde görev yapan Courbet isimli firkateyninin Tanzanya bandıralı bir gemiyi Libya’ya silah taşıdığı şüphesiyle denetlemek istediğini ve bunun üzerine bu araca eşlik eden Türk savaş gemileri tarafından taciz edildiğini öne sürdü.

Fransa, Türk savaş gemilerinin Courbet’ye üç kez radar kilidi attığını belirterek bu davranışları “aşırı agresif” olarak tanımladı ve Türkiye’yi NATO’yu şikayet etti.

Türk askeri kaynakları ise Fransa’nın taciz iddiasını yalanlayarak, tam tersine Fransız gemisinin denizciliğe aykırı süratli manevraları nedeniyle durumu NATO’ya Türkiye’nin bildirdiğini açıklamıştı.

Fransa, iki Türk fırkateyninin eşlik ettiği Tanzanya bandıralı “Çirkin” adlı kargo gemisini, Libya’ya silah taşıyarak BM’nin silah ambargosunu ihlal ettiği şüphesiyle arama girişiminde bulunulduğunu ve Türk fırkateynlerinin “son derece saldırgan” bir şekilde bu girişimi engellediğini ileri sürmüştü.

Erdoğan’dan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a: Kifayetsiz muhteris

medyabold
Devamını Oku »

Prof. Dr. Şenol: Kontrol kaybedildi, salgını yönetmeye sistem yetmeyecek

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, koronavirüsle mücadelede kontrolün kaybedildiğine dikkat çekti. Salgını yönetmeye sistemin yetmeyeceğini vurguladı.

BOLD – Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, salgının kontrolünün kaybedildiğini belirterek, doktorların bu süreçte ne kadar zorlandıklarını ‘Hekimlik hep yorucuydu ama hiç bu kadar tükenmiş ve çaresiz hissetmemiştim’ sözleri ile ifade etti.

SALGINI YÖNETMEYE SİSTEM YETMEYECEK

Cumhuriyet’ten Sibel Bahçetepe’ye konuşan Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, salgınla mücadele yürütülmediğini belirterek, “Kontrolsüz ve çoklu odaktan bir toplumsal yayılım oldu. ‘Ankara, Vuhan oldu’ durumu yavaş yavaş diğer illerde de olacak. Hareketlenmeyi yüksek düzeyde izleyeceğiz” dedi. “Zaten hiç kontrol edemedik ama salgın yüksek düzeyde bir hale gelecek” diyen Şenol, “Bu ne demek: Birincisi, sistem her şey onunla meşgul olacak. İkincisi ise hayatın açıldığı alanlarda aktif vaka taramalarını yaptıracak sistem ve test yetmeyecek, yani toplumsal salgını yönetmeye ve yürütmeye sistem yetmeyecek. Ağır vaka sayılarının arttığını ve biriktiğini görüyoruz” dedi.

HASTALIK NEDENİYLE PERSONEL SIKINTISI OLUŞMAYA BAŞLADI

“Hekimler çığı elleriyle tutmaya çalışıyorlar” diyen Şenol, şunları söyledi: “Acil serviste mesela 8-10 yatırılması gereken hasta yatıyor ama yatak sayısı buna cevap veremiyor. Çünkü bu hastalar hem çok fazla hem de sistemi çok uzun süre meşgul eden hastalar. Hem yoğun bakım yatağı hem de normal yatak yok. Bir de hastalanıyoruz tabii ki… Mesela bizim hastanemizde şu anda büyük ölçüde personel sıkıntısı hastalık nedeniyle olmaya başladı. Her düzeyde personel hastalanıyor” dedi. Salgın ile mücadele sürecini de eleştiren Şenol, “Stratejik bir yönetim yok. Eleştiri sandıkları sesleri aslında uyarı gibi almak durumundalar” dedi.

Saray bünyesinde ‘propaganda ve algı operasyonu’ başkanlığı kuruldu

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li Mahir Ünal açıkladı: Ak troller yoktur!

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, sosyal medyadaki ‘Ak troll’ tartışmalarına katıldı. “Biz Ak Parti olarak ‘no-name’ hesaplar ya da Ak Parti ile ilgisi olmayan hesaplarla herhangi bir bağ oluşturmuyoruz” iddiasında bulundu.

BOLD – Armağan Çağlayan’ın ‘196Sekiz’ isimli YouTube kanalına konuk olan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, sosyal medyadaki ‘Ak troll’ tartışmasına ilişkin açıklama yaptı. Ünal, Çağlayan’ın, “Gerçekten herkesin söz ettiği bir Ak Troll ordusu var mı” sorusuna “Hayır” yanıtını verdi. Çağlayan, “Peki kim o hepimizin altına, bize küfür yazanlar? Çünkü mesela ben CHP ile ilgili bir şey yazdığımda, HDP ile ilgili, İyi Parti ile ilgili bir şey yazdığımda hemen altına küfür geliyor. Ama Ak Parti ile ilgili bir şey yazdığımda kimse bana küfür etmiyor. Nasıl oluyor?” sorusunu yöneltti.

Ünal şu sözlerle cevap verdi: “Ben bir tane tweet atıyorum, tweetimin altına en az 100 tane hakaret geliyor. Ve hatta tehdit geliyor, hatta Direkt Mesaj’dan (DM) yazıyorlar. Biz Ak Parti olarak sadece 2 milyon 100 bin teşkilat mensubumuzla gerçek kişiler olarak sosyal medyada bulunuyoruz. Onun dışında ‘no-name’ hesaplar ya da Ak Parti ile ilgisi olmayan hesaplar, bunlarla herhangi bir bağ oluşturmuyoruz. Fakat ‘trollük’ dediğimiz şey bir kimlik değil, bir davranış biçimi. Bu ‘troll’ dediğimiz davranış biçimi; kendisini İyi Partili, MHP’li, CHP’li, Ak Partili olarak tanımlayan insanlarda da ortaya çıkabilir.”

medyabold
Devamını Oku »

Mahkeme kararı olmayan kanser hastasına SGK’dan ilaç yok!

Anayasa Mahkemesinin hasta lehine verdiği karara karşın, SGK’nin kanser teşhis ve tedavisinde kullanılan bazı ilaçların bedelini karşılamak için hastalardan mahkeme kararı talep ettiği ortaya çıktı.

BOLD – Kanser hastalıklarının teşhis ve tedavisinde kullanılması gerekli görülen pek çok ilaç SGK tarafından karşılanmıyor. Anayasa Mahkemesi’ne bu konuda yapılan başvuruda hastaların lehine karar çıkmasına karşın, SGK ilaçların bedelini karşılama konusunda hastalardan mahkeme kararı talep ediyor.

BAKAN MAHKEMELERİ ADRES GÖSTERDİ

Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’nın haberine göre Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, taleplerle ilgili, hastalara mahkemeleri adres gösterdi. Bakan Selçuk, SGK’nin dava konusu olan ilaçların bedelinin mahkemenin karar vermesi durumunda kurum tarafından karşılanacağına işaret ederken; CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, “SGK, kişilerin ekonomik olarak tek başına karşılaması mümkün olmayan bedelleri bulabilen ilaçları ödemeyerek kanser hastalarını adeta ölüme terk ediyor” dedi.

HAK ARAYIŞI YILLAR SÜRÜYOR

CHP’li Emir, “Hastaların bu yöndeki hak arayışları Anayasa Mahkemesi’ne kadar uzanıyor ve bu da yıllar alabiliyor. Üstelik SGK, Sağlık Uygulama Tebliğini (SUT) güncellemiyor ve aynı ilacı kullanan her bir hastanın mahkemeye gitmesini bekliyor. Her bir vatandaşın ayrı ayrı mahkemeye başvurması hastalar için büyük bir zaman kaybıdır. AYM kararlarına rağmen bu ilaçları SUT listesine almayıp vatandaşlara mahkemeyi adres göstermek sosyal hukuk devleti adına utanç vericidir” dedi.

Saray bünyesinde ‘propaganda ve algı operasyonu’ başkanlığı kuruldu

medyabold
Devamını Oku »

Can Dündar’a tehdit gibi çağrı: Mahkemeye gelmezsen tüm mal varlığına tedbir konulacak!

Can Dündar, 14. Ağır Ceza Mahkemesinin duruşmaya gelmesi için kendisine çağrı yaptığını açıkladı. “Gelmezsem tüm mal varlığımıza tedbir konulacağını ilan etmiş. Mahkemenin 4 dakikada aldığı kararda söz konusu olan, bizim 40 yıllık emeğimiz…” dedi.

BOLD – “Savcıların talimatla dava açtığı, yargıçların emirle hüküm kestiği bir adalete teslim olmamı istiyorlar” diyen gazeteci ve belgeselci Can Dündar, mahkemenin kendisini mallarına el koymakla tehdit ettiğini açıkladı. Son nefesine kadar, sonu gelmiş bu baskı rejimi ile cesaretle, inançla, inatla mücadele edeceğini vurguladı.

İşte Can Dündar’ın Artı Gerçek’te kaleme aldığı “Milletin malına el koyan, bizimkine ne yapmaz?” başlıklı günün yorumu…

Bu yıl, meslekte 40. yılımı doldurdum.

40 yılda gazetecilik, belgeselcilik, yazarlık dışında hiçbir iş yapmadım. Mesleğimizden alın terimizle kazandığımız parayla, eşimin ve benim üzerime kayıtlı bir evimiz, bir de yazlığımız var. Bir de rahmetli babamdan kalan, halen yalnız annemin oturduğu ev…

Şubat ayındaki duruşmayı apar topar öne alan 14. Ağır Ceza Mahkemesi, bugün duruşmaya gelmem için çağrı yapmış; gelmezsem tüm mal varlığımıza tedbir konulacağını ilan etmiş. Mahkemenin 4 dakikada aldığı kararda söz konusu olan, bizim 40 yıllık emeğimiz…

Halen Gezi Davası’ndan Cumhuriyet’e, MİT tırları davasından Özgür Gündem’e, 17-25 Aralık dosyasından Erdoğan’a hakaret davasına kadar, süren çok sayıda davam var; ancak hakkımda verilmiş hiçbir mahkûmiyet kararı yok.

Hükumetin illegal operasyonunu, yolsuzluk dosyasını sergilediğim için iki kez işten atıldım, defalarca yargılandım, haksız yere tutuklandım, hapis yattım. Tahliye edildikten sonra bile, defalarca yurt dışına çıkıp döndüm, hakkımda açılan tüm davalarda kendimi savundum. Ancak Adliye önünde uğradığım silahlı saldırıdan sonra tetikçi hemen salınıp kahraman muamelesi görünce hükumetin asıl niyetini anladım.

AKP, muhaliflerini mümkünse mezarda, olmazsa hapiste çürütmeye kararlı… İkisinde de olmayanlar ya sustu ya da hayatını ortaya koyarak hak mücadelesi veriyor.

Savcıların talimatla dava açtığı, yargıçların emirle hüküm kestiği bir adalete teslim olmamı istiyorlar; “Yoksa mallarına tedbir koyarız” diyorlar. Bu halkın 100 yıllık birikimine el koyup tüketmiş, ülkenin toprağını ormanını, gölünü geyiğini, Cumhuriyet’in asırlık kurumlarını satmış bir iktidar, bizim evimize göz dikmekten çekinmeyecektir elbette… Ama nihaî hükmü, tarih verecektir.

Seyircilerim beni belgesellerimle tanır. 27 Mayıs’ın, 12 Mart’ın, 12 Eylül’ün belgesellerini yaptım. Mutlak gücün mutlaka bozduğunu, sonunda gücü kötüye kullananları vurduğunu, adaletsiz tahtın, sultanlara, cuntacılara, diktatörlere bile kalmadığını tanıklardan dinledim, ekranda sergiledim.

Bugün 17 Eylül… Zulümle yönetmiş, hukuku hiçe sayarak muhaliflerini ezmiş bir iktidarın hazin sonunu yazan bir tarih yaprağı…

Bize düşen, ülkemizin bir daha böyle hazin sonlar yaşanmadan, sonu gelmiş bu baskı rejiminden kurtulabilmesi için mücadele etmek, bütün kayıplarımıza rağmen doğru bildiğimizi cesaretle, inançla, inatla söylemeye devam etmektir.

Son nefesimize kadar…

medyabold
Devamını Oku »

TSK Kuzey Irak’ta 2 askerin şehit olduğunu açıkladı

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyindeki sınırötesi operasyonları kapsamında başlatılan Pençe-Kaplan operasyonu bölgesinde iki asker, düzenlenen saldırı sonucu hayatını kaybetti.

BOLD – Milli Savunma Bakanlığı, Haftanin’in güneyinde yürütülen operasyon bölgesinde yaşanan saldırıya ilişkin bir açıklama yaptı.

Açıklamada, “Pençe-Kaplan operasyon bölgesinde bir üs bölgemize 17 Eylül 2020 tarihinde bölücü terör örgütü mensuplarınca roketatar ile yapılan taciz atışı sonucunda iki kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, bir kahraman silah arkadaşımız da yaralanmıştır” ifadelerine yer verildi.”

Şehit olan askerlerin isim ve rütbeleri ise şöyle: Piyade Teğmen Harun Aslan ve Piyade Uzman Çavuş Gökhan Kılınç.

Pençe-Kaplan operasyonu, Mayıs 2019’da PKK militanlarına yönelik olarak Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Irak bölgelerinde başlatılan operasyonların sonuncusu.

Türkiye-Yunanistan askeri heyetleri NATO Karargahı’nda bir araya geldi

medyabold
Devamını Oku »

Avrupa Parlamentosu Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki eylemlerini kınadı

Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki aktivitelerini kınadı, birliğin Güney Kıbrıs ve Yunanistan’la dayanışma içinde olduğunu açıkladı. Parlamento, “Daha fazla yaptırım sadece diyalogla önlenebilir” açıklamasını yaptı. Dışişleri Bakanlığı ise açıklamaya tepki gösterdi.

BOLD – Avrupa Parlamentosu, 24-25 Eylül’deki AB liderler zirvesi öncesinde aldığı kararda Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki gerginlikte diyaloğa çağırdı, aksi takdirde Avrupa Birliği’nin (AB) ek yaptırımları devreye sokmasını istedi.

Doğu Akdeniz’deki gerilim ve Türkiye’ye karşı benimsenecek tutumun masaya yatırılacağı 24-25 Eylül’de düzenlenecek AB liderler zirvesi öncesinde AP’de oylanan kararda, “Türkiye’nin Yunanistan ve (Güney) Kıbrıs’a bağlı münhasır ekonomik bölgelerdeki eylemleri” kınanarak Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile tam dayanışma vurgusu yapıldı.

57 ret oyu ve 36 çekimser oya karşı 601 oyla kabul edilen kararda, AB’nin kendi çıkarlarını korumakta net ve kararlı olduğu belirtilerek Türk hükumeti “Doğu Akdeniz’deki tüm yasa dışı keşif ve sondaj çalışmalarını derhal durdurmaya, Yunan hava sahasındaki ve Yunan ve (Güney) Kıbrıs karasularındaki ihlallere son vermeye ve milliyetçi savaş çığırtkanı söylemden vazgeçmeye” çağrıldı.

DAHA FAZLA YAPTIRIM SADECE DİYALOGLA ÖNLENEBİLİR

Libya’ya yönelik silah ambargosuna uyulması çağrısı da yapılan kararda, “Türkiye’nin mevcut dış politikasının ve attığı adımların Suriye dahil bölgedeki istikrara olumsuz etki yaptığı belirtildi ve 24-25 Eylül’de Doğu Akdeniz gerilimini konuşmak üzere düzenlenecek Avrupa Konseyi toplantısında “daha fazla yaptırım getirilebilir” ifadelerine yer verildi:

“Daha fazla yaptırım sadece diyalogla önlenebilir. Avrupa Konseyi’ni, Türk halkını ya da orada yaşayan göçmenleri etkilemeyecek şekilde, sektörel ve doğrudan hedeflenmiş daha kısıtlayıcı önlemler almak için hazır olmaya çağırıyoruz.”

“HALKA DOKUNMAYACAK SEKTÖREL YAPTIRIM”

AP üyeleri, 24-25 Eylül’de toplanacak AB Konseyi’ne Türkiye’ye yönelik “sektörel bazda, hedef gözeten, Türk halkı ya da Türkiye’de yaşayan sığınmacılar üzerinde ters etki yaratmayacak ek kısıtlayıcı önlemler geliştirmesi” çağrısı yaptı.

Türkiye’nin Oruç Reis sismik araştırma gemisini 12 Eylül’de bölgeden çekmesi, gerginliğin azaltılmasında “bir ilk adım” olarak değerlendirildi. AP üyeleri diğer yandan Türkiye’nin Yavuz sondaj gemisinin görev süresini uzatmasını kınadı.

“TÜRKİYE’DEKİ MEVCUT DURUMDAN CİDDİ ENDİŞE DUYUYORUZ”

Kararda Türkiye-AB ilişkilerindeki mevcut durumla ilgili “ciddi endişe” duyulduğu da belirtilerek Türkiye’deki insan haklarındaki gerileme ile demokrasi ve hukuk devletindeki erozyonun ilişkileri ciddi şekilde etkilediği not edildi.

“TAVSİYE KARARI KABUL EDİLEMEZ”

AP’nin kararına Türk Dışişleri Bakanlığından tepki geldi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada “AP Genel Kurulunda, sırf AB üyelik dayanışması adına ve bazı üye ülkelerin bencil çıkar arayışlarına hizmet amacıyla kabul edilen, gerçeklerden uzak 17 Eylül 2020 tarihli tavsiye kararı birçok yönüyle kabul edilemezdir.” ifadeleri yer aldı:

“Ne AP’nin ne AB’nin ne de AB üyesi devletlerin, üçüncü ülkelerin sınırlarını ve yetki alanlarını belirleme yetkisi bulunmaktadır. AP ve diğer AB kurumları çözüm ve Avrupa uzlaşması konusunda samimiyseler, sadece kolaylaştırıcı ve uzlaştırıcı tavır sergilemeli, aday ülke Türkiye’ye önyargısız yaklaşmalı, ülkeler arasındaki tartışmalı konularda hakkaniyetten yana durmalı ve taraf tutmamalıdırlar.”

ATİNA: ANKARA İLE ÜST DÜZEY SİYASİ GÖRÜŞMELER BAŞLADI

Bu arada Yunanistan hükumet sözcüsü Stelyo Petsas, Ankara ile Atina arasında “üst düzey siyasi temasların yeniden başlatıldığını” açıkladı.

Petsas, Doğu Akdeniz’de iki ülke arasında deniz yetki alanları konusunda yaşanan gerginliği yatıştırmak amaçlı “doğrudan” görüşmelerin, Türkiye’nin Oruç Reis sismik araştırma gemisini bölgeden çekmesinin ardından yeniden başlatıldığını bildirdi.

Yunan hükumet sözcüsü, görüşmelerin Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın temsilcileri arasında gerçekleştirildiğini belirtti, ancak isim vermedi.

Petsas, Miçotakis ile Erdoğan arasında doğrudan bir görüşmenin ise 24-25 Eylül tarihlerinde düzenlenecek AB liderler zirvesi sonrasında mümkün olduğunu kaydetti.

GÖZLER AB LİDERLER ZİRVESİNDE

Doğu Akdeniz’deki gerginlik ve Türkiye’ye karşı benimsenecek tutum, 21 Eylül’de AB dışişleri bakanları toplantısının ve ardından 24-25 Eylül’de AB liderler zirvesinin gündeminde olacak.

AB, gerginliğin yatıştırılması için Türkiye ile Yunanistan arasında diyalog çağrısı yapmış, Türkiye’nin askeri gerilimi yatıştırmak için bölgeden gemilerini çekmemesi durumunda ek yaptırımların devreye sokulabileceği tehdidinde bulunmuştu.

AB içinde Fransa Türkiye’ye karşı sertlik yanlısı tutumu savunurken Almanya taraflar arasında arabuluculuk çalışmaları yürütüyor.

Türkiye ve Yunanistan’dan askeri teknik heyetler arasında askeri gerilimi yatıştırma amaçlı görüşmeler ise NATO arabuluculuğunda geçen hafta Perşembe günü başlatılmıştı.

Türkiye-Yunanistan askeri heyetleri NATO Karargahı’nda bir araya geldi

medyabold
Devamını Oku »

Meslek odalarını “çoklu baro” endişesi sardı

Meslek odalarını çoklu baro düzenlemesi endişesi sardı. Devlet Bahçeli’nin TBB’nin kapatılmasını istemesinin ardından meslek odaları, çoklu baro gibi bir düzenleme getirilerek odaların yapısının değiştirilmesinden endişe ediyor.  

BOLD – Siyaset kulislerinde yeni yasama dönemiyle birlikte meslek odalarıyla ilgili çoklu baro gibi bir düzenlemenin de Meclis’e gelebileceği tartışılmaya başlandı. AKP ise vakalar artarken böyle bir düzenlemenin salgınla mücadeleyi sekteye uğratacağı endişeleri dile getirildi.

ÜYE YAPILARI VE SEÇİM SİSTEMLERİ DEĞİŞTİRİLECEK

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Türk Tabipleri Birliği derhal kapatılmalıdır” sözleriyle birlikte, siyaset kulislerinde, “yeni yasama dönemiyle birlikte meslek odalarıyla ilgili bir düzenlemenin de Meclis’e gelebileceği” tartışılıyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da bir dönem meslek odalarının başındaki “Türk” ifadesinin kaldırılacağına yönelik açıklamasıyla birlikte, iktidar cephesinde yeni yasama yılında aynı “çoklu baro” sisteminde olduğu gibi meslek örgütlerinin yapısını da ilgilendiren bir düzenlemenin “gelmesi gerektiği” de konuşuluyor. Buna göre, aynı “çoklu baro” sisteminde olduğu gibi meslek odalarının da üye yapıları ve seçim sistemlerinin değişmesi gündeme gelebilecek.

DELEGE SAYILARI DÜŞECEK

İktidar, uzun süredir meslek örgütleriyle ilgili bir çalışma yürütüyor. Hatta Meclis’ten “çoklu baro” sisteminin kabul edilmesiyle birlikte, AKP MYK’de de meslek odalarıyla ilgili bir düzenleme yapılması gerektiği tartışılmıştı. Meslek odalarıyla ilgili yeniden “nispi seçim” üzerinde durulabilecek. Nispi temsil sisteminde, her oda veya grup, “aldıkları oy oranlarına göre” üye çıkarabiliyor. Aynı çoklu baro sisteminde olduğu gibi bir odanın delege sayısının düşmesi söz konusu olabilecek. Salgın sürecinde her geçen gün vakalar artarken, iktidarın özellikle TTB gibi kurumlar üzerinde bir düzenleme yapmasının salgınla mücadeleyi sekteye uğratabileceği görüşleri parti içinde tartışılıyor.

Saray bünyesinde ‘propaganda ve algı operasyonu’ başkanlığı kuruldu

medyabold
Devamını Oku »

Ahmet Davutoğlu’nun adamı Taha Ün’e gözaltı

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen ve partinin siyasal iletişim çalışmalarını yürüten Taha Ün, sabah evine baskın yapan polis ekiplerince gözaltına alındı.

BOLD – Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen Taha Ün, gözaltına alınarak karakola götürüldü. Ün, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yine hiçbir tebligat gelmeden, hiçbir telefon açılmadan bir sabah polis kapımıza dayandı. İfade vermeye gidiyoruz” dedi. Taha Ün, daha önce de Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan ve eşi Süheyb Öğüt’ün şikayeti üzerine gözaltına alınıp ifade vermişti. Taha Ün’ün “Pelikan örgütü” şeklindeki sosyal medya paylaşımları suçlama konusu yapılmıştı. Ün, Emine Erdoğan’ın eski özel kalem müdürü şimdilerde Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sema Silkin ile dünya evine girmişti.

medyabold
Devamını Oku »

Sağlıkçılardan sonra ormancılar da isyan etti: Rakamlar gizleniyor

Koronavirüs vaka ve ölüm sayısının gizlendiği ile ilgili tartışmalara şimdi de yanan orman alanları eklendi. Ormancılar, bu yıl geçen yıllara oranla daha çok yangın çıktığı ve daha çok alanın yandığına dikkat çekerek, yanan alanların az bildirildiğini öne sürdü. 

BOLD – 2020 yılının bitmesine üç buçuk ay kaldığı halde OGM’ye 2 bin 279 adet orman yangını rapor edildi. Türkiye Ormancılar Derneği ise yazılı açıklama yaparak yanan alanların gerçeğinden az bildirildiğini belirtti.

YANAN ORMAN ALANI KÜÇÜK GÖSTERİLİYOR

Türkiye Ormancılar Derneği yaptığı yazılı açıklamada 2020 yılının orman yangını sayısının ve yanan alan miktarının önceki yıllara göre arttığı bir yıl olduğu belirtildi. Sadece Ankara, Kastamonu ve Antakya’da çıkan yangınlarda yaklaşık 5.000 hektarın, Adana Kozan ve Pozantı ile Osmaniye yangınlarında da 6.000 hektarın üzerinde orman ekosisteminin yandığının tahmin edildiği belirtilen açıklamada, “Önceki yıllarda yanan orman alanı miktarlarının küçük gösterilmeye çalıştığı bilinmektedir” denildi.

“OGM ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI”

OGM’nin sorumlu kurum olarak üzerine düşeni yapması gerektiği vurgulanan açıklamada, “Türkiye Ormancılar Derneği olarak her orman yangınından dersler çıkarılması gerektiğini ve yangınla mücadelenin söndürülen her yangından sonra başladığını düşünüyoruz” denildi. Açıklamada, orman yangınlarının azaltılması için uzmanlaşmaya önem verilmesi istenirken, meslek içinde ehliyet ve liyakat şartlarının uygulanması talep edildi.

YANGIN SAYISI YÜZDE 35 ARTTI

Yanan alanların verileri ile ilgili yanlış ve eksik gösterilmesi ile ilgili Gazete Duvar’dan Cihan Başakçıoğlu’na konuşan dernek yetkilileri, “Yanan alanların az gösterilmesinde alttan başlamak gerek. İşletme şefi müdürüne, müdür bölge müdürüne, bölge müdürü genel müdüre o da bakana. Haliyle bakan da cumhurbaşkanına. Yanan alan 200 hektar, 100 gösterelim diyorlar. 100 gösteriyorsun da gençleştirmesini yapacağım, fidan dikeceğim dediğinde iki katı çıkıyor ortaya. Net olmak lazım ki ödenek verilsin çalışmalar yapılsın. Bu tamamen kamuoyunu yanıltmak. Geçen yıla göre yangın sayısında yüzde 30-35’lik bir artış var” dedi.

Saray bünyesinde ‘propaganda ve algı operasyonu’ başkanlığı kuruldu

medyabold
Devamını Oku »