4 Ocak 2020 Cumartesi

İstanbul Barosu Başkanı: Yargıda çocuk hakimler sorunu yaşıyoruz

İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, hakimlik, savcılık ve avukatlık mesleğinde kalitenin düştüğünü belirtti. Eğitim kalitesinin düştüğünü kaydeden Durakoğlu, “Şu an çok ciddi çocuk hakimler sorunu yaşıyoruz” dedi.

BOLD – Avukatlık mesleğinin “tehlike” altında olduğunu söyleyen Durakoğlu, uyarıların ciddiye alınmadığını anlattı. Durakoğlu, “Gençleri suçlamamak lazım. 2024 yılında Türkiye’de 220 bin civarında avukat olacak. Bu pek çok şeyin bittiği anlamına geliyor” dedi.

Türkiye’de neredeyse bütün illere hukuk fakültesinin açılmasıyla beraber mezun sayısı artarken hızlı büyümeye bağlı olarak nitelikli avukat sayısı azalıyor. İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, avukatlık mesleğinde “obez büyüme” olduğunu belirterek “İstanbul Barosu’na son bir yıl içerisinde 4 bin 400 kayıt oldu. Bu çok müthiş bir rakam. Aklın alacağı bir rakam değil. Bunun ciddi bir telike olarak görülmüyor olması çok ciddi bir başka handikapı oluşturuyor” dedi.

Adalet Bakanlığı’nın TBMM’ye gönderdiği rapor, Türkiye’de avukat sayısının son 10 yılda ikiye katlandığını ortaya koydu. Türkiye’deki avukat sayısı 1 Temmuz 2019 itibarıyla 146 bin 950’ye ulaştı. Barolara kayıtlı 2017 yılında yüz bini geçen avukat sayısı 2018 yılı sonu itibarıyla 116 bin 779’a yükseldi. 79 baroya kayıtlı avukat sayısı 29 bin 798 artış gösterdi.

Adalet Bakanlığı’nın raporunu ve yargının en önemli ayağı olan avukatlık mesleğindeki son duruma ilişkin Cumhuriyet’e konuşan İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, mesleğin çok büyük bir tehlike altında olduğunu belirtti. “Sorumsuzca” çok fazla hukuk fakültesinin açıldığına dikkat çeken Durakoğlu, yaptıkları uyarıların ciddiye alınmadığını anlattı. Durakoğlu, “Bugün bildiğimiz kadarıyla mezun veren 84 okul fakültesi var. Ama açılmış olan hukuk fakültelerinin sayısı 100’ü de geçti. Dolayısıyla anlaşılacağı gibi bu süreç bir süre devam edecek.

ÇOCUK HAKİMLER SORUNU ÇOK CİDDİ

Dünyanın her yerinde avukatlık mesleği ile ilgili en önemli unsurun nitelik olduğu konuşuluyor. Bizim açımızdan önemli olan mesleği kaliteli kılabilmektir. Bunu yapabilmenin en temel koşullarından birisi de hiç kuşkusuz eğitimden başlıyor. Bu niteliğini bu kadar çok avukatlıkta, hâkimlikte, savcılıkta da bu kadar çok altında yatan temel neden yetersiz fakültelerden gelen ve bu ünvanı kazanan kişilerden oluşuyor. Burada özellikle mezun olan gençleri suçlamamak lazım. Burada önemli olan şey siyasi iktidarıyla, muhalefetiyle, YÖK’le, talepte bulunan insanlarla şehirlerinde fakülte açılması isteğinde bulunmasından kaynaklı bir tablo var. Bu sebeple şu an çok ciddi çocuk hakimler sorunu yaşıyoruz” diye konuştu.

SINAV İÇİN 2024 ÇOK GEÇ

Mesleğe yönelik konulan sınavın 2024’te yapılacağını belirten Durakoğlu, sınavın sayının azaltılmasına yönelik yapılmasının çok ahlaki olmayacağını söyledi. Sınavın nitelikli insanların mesleğe kabulünü sağlayacaksa anlamlı olacağını dile getiren Durakoğlu, “Yoksa hâkimlikte, savcılıkta sınav yapılıyor. Sınava tılsımlı çözüm olarak bakmamak lazım. Hâkimlikte, savcılıkta neyi ne kadar sağlıyorsa avukatlıkta da onu sağlayacaktır. Burada önemli olan nokta nitelik kazandırıp kazandırmayacağıdır. Bir diğer nokta da bunun başlangıç noktasının 2024 olmasıdır. Bu sınavın yapılacağı tarihe kadar Türkiye’de 220 bin civarında avukat olacak. Bu artık pek çok şeyin bittiği anlamına geliyor. Dolayısıyla böyle bir tehlike söz konusu. Bu olumsuz tabloyu kabul etmek lazım” ifadelerini kullandı.

AKLIN ALACAĞI BİR RAKAM DEĞİL

İstanbul Barosu’nda geleceğin avukatlarına yönelik İngilizce eğitimleri yapmaya başladıklarını anlatan Durakoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: “Mesleki eğitimleri artırdık. İstanbul Barosu’na son bir yıl içerisinde 4 bin 400 kayıt oldu. Bu çok müthiş bir rakam. Aklın alacağı bir rakam değil. Endüstri 4.0 yapay zekâ gibi gerçeklikler bizi başka yere doğru sürükleyecek. Sorunların tılsımlı çözümü kalite.”

Erdoğan rejimi Türkiye’yi Libya’da ateşe mi atıyor?

medyabold
Devamını Oku »

Şiiler intikam için bayrak dikti

İran’da Şiiliğin en önemli merkezi kabul edilen Kum kentinde, Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin intikamı için Cemkeran Camiinin kubbesine kırmızı bayrak çekildi.

BOLD – İran’da Şiiler İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin intikamı için yemin etti. Yeminin ardından camiye bayrak dikildi.

CAMİYE KIRMIZI BAYRAK DİKİLDİ

İran’da Şiiler, ABD’nin Irak’ın başkenti Bağdat’ta düzenlediği hava saldırısıyla öldürülen Kasım Süleymani’nin intikamı için bayrak dikti. Kum kentinde bulunan Cemkeran Camiinin kubbesine alınacak intikamı temsil eden kırmızı bayrak çekildi. Şiiliğin en önemli merkezi kabul edilen Kum kentinde Şii din adamlarının öğrenim gördüğü çok sayıda medrese bulunuyor.

VURULMA GÖRÜNTÜLERİ YAYINLANDI

Irak’ta yayın yapan Ahad TV, havaalanı yakınlarındaki bir güvenlik kamerasından alındığı belirtilen, Kasım Süleymani’nin vurulma anına dair görüntüleri yayınladı.

Erdoğan rejimi Türkiye’yi Libya’da ateşe mi atıyor?

medyabold
Devamını Oku »

Son yıllarda uyuşturucudan ölenlerin sayısı 10 kat arttı

Dünyada azalan uyuşturucuya bağlı can kayıplarının Türkiye’de arttığını beliren CHP’li Yıldırım Kaya, AKP iktidarında uyuşturucuya başlama yaşının 10’un altına indiğini söyledi.

BOLD- CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, katıldığı Çukurova Belediyesi etkinliğinde Türkiye’de uyuşturucu kullanımına dair önemli veriler paylaştı.

BİR BUÇUK UYUŞTURUCU BAĞIMLISI VAR

Aynı zamanda TBMM Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu CHP Grup Sözcüsü olan Kaya, dünyada madde bağımlılığına bağlı can kayıpları azalırken Türkiye’de bu sayının arttığını belirterek, ”Türkiye’de uyuşturucuya başlama yaşı, AKP iktidarında, ne yazık ki 10 yaşın altına indi. Madde kullanıcılarının sayısı yüzde 20 artarak, bilinen 1 buçuk milyona ulaştı.” diye konuştu

UYUŞTURUCUDAN ÖLENLERİN SAYISI ARTIYOR

Adalet Bakanlığının madde bağımlılığına bağlı ölümleri içeren verilerini de paylaşan Kaya, ”Bu verilere göre uyuşturucudan ölenlerin sayısı, 2011 yılında 105 iken, 2016 yılında 920, 2017 yılında ise 941 oldu. Son yıllarda uyuşturucudan ölenlerin sayısı on kat artmış” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

‘Mr. double-double’ Enes, tarih yazmaya devam ediyor

Boston, Chicago’yu 111-104 mağlup ederken, Enes Kanter tam 36 yıl sonra “benchden gelerek, üst üste 3 maçta double-double yapan” ilk Celtics’li oldu.

MUHAMMET ALİ TOKSOY 

 

BOLD NBA- Boston Celtics, yıldız oyuncusu Kemba Walker’ın oynamadığı deplasman maçında, Chicago Bulls’u yenerken, 3.çeyrekte ekstra performans gösteren Enes Kanter maça damga vurdu. 23 dakika süre aldığı maçı 17 sayı, 12 ribaund, 2 blok, 1 top çalma ile tamamlarken, bu sezon üst üste 3.kez double-double yapan ilk Celtics’li oyuncu oldu. Yıldız oyuncu ayrıca Celtics’in efsane oyuncularından Kevin Mchell’den 36 yıl sonra benchden gelip, art arda 3 maçta double-double yapan ilk Celtics’li oyuncu olarak tarihe geçti.

Dün oynanan Atalanta Hawks maçından sonra çenesine dikiş atılan ve oynaması şüpheli olan Enes Kanter, Bulls karşısında takımını yalnız bırakmazken, maçın double-double yapan tek oyuncusu oldu. Chicago Bulls, Wendell Carter Jr, Daniel Gafford ve Lauri Markkanen ile değişmeli olarak Enes Kanter’i durdurmaya çalışmasına rağmen bunda başarılı olamadı.

Maç sonunda açıklama yapan Enes Kanter, defansif ve ofansif başarılarında takım arkadaşlarının katkısının büyük olduğunu söyledi. Onlar bana ‘Hey, eğer oradaysan bire bir oyna, biz sana güveniyoruz’ diyerek büyük destek verdiler.

CHİCAGO’DA ‘YOU ARE MY HOPE’ MESAJI

Boston Celtics-Chicago Bulls karşılaşmasını izlemeye gelen Türk taraftarlar, maç öncesinde yıldız oyuncu ile fotoğraf çektirirken, karşılaşmadaki olağanüstü performansı sonrasında büyük mutluluk yaşadılar. ‘You Are My Hope’ yazılı tişörtleri ve pankartlarıyla maça gelen Türk seyirciler, Chicago taraftarlarının dikkatini, Türkiye’de yaşanan hukusuzluklara çekmeye çalıştılar.

“You Are My Hope” (Benim Ümidimsin!), Enes Kanter’in Türkiye’deki insan hakları ihlallerine dikkat çekmek için başlatmış olduğu imza kampanyasının sloganı. Bu kampanyada 1 milyon imza toplamayı hedefleyen NBA yıldızı, Türkiye’de yaşanan hukuksuzlukların daha fazla insan tarafından farkedilmesini amaçlıyor.

 

medyabold
Devamını Oku »

Kemal Kılıçdaroğlu: “Muhtarın bilgisi harici yardım siyasidir”

Sosyal yardımların muhtarların talebi üzerine dağıtılması gerektiğini söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Muhtarın bilgisi haricinde yapılan yardım siyasidir” dedi.

BOLD – İstanbul İl Başkanlığınca düzenlenen Kadın Muhtarlarımızı Dinliyoruz programında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Sosyal yarımlar muhtarın talebi üzerine dağıtılmalı. Mahallede kim fakir bunu en iyi muhtar bilir. Muhtarın bilgisi haricinde yapılan yardım siyasidir” ifadelerini kullandı.

MUHTARLIK KANUNU NİYE YOK?

Belediye başkanlarına, milletvekillerine özgü kanun bulunduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Muhtarlar için neden yok? Madem demokrasinin temel taşı, neden muhtarlar kanunu yok? Benim gücüm şimdilik yetmiyor, önünüze kim gelirse ilk söyleyeceğiniz şey ‘Neden benim kanunum yok?’ olsun. Bütüncül bir kanun olmalı. Sizin bir temel kanununuz olmalı. diye konuştu.

CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da katıldığı toplantıda Kemal Kılıçdaroğlu, muhtarların kendine ait bütçesi olması fikrini de ortaya attı. “Muhtarların neden bütçesi yok? Neden bunu istemiyorsunuz?” diyen Kılıçdaroğlu, emlak vergisinin küçük bir kısmının muhtarlara tahsis edilebileceğini söyledi.

GELİRİNİ GİDERİNİ MAHALLEYE DUYURMALI

Kılıçdaroğlu, ayrıca şunları söyledi, “Bütçesi olması demek istediği gibi harcaması değil. Muhtarlık kanunu bütçeyi de denetleyecek, muhtar bütçesini gelirini ve giderini mahalleye duyurmak zorundadır. Saydamlık, şeffaflık diyoruz ya; kamu size bütçe tahsis ettiyse o bütçeyi kamunun yararına harcadığı sürece başımız üstünde yerimiz var.”

BAKANLAR ATAMAYLA SİZ SEÇİMLE GELDİNİZ

Muhtarların arkasında halk iradesi bulunduğunu hatırlatan CHP lideri, “Ayrıca muhtarlık kanununda birleşik oy pusulası olmalı. Muhtar seçilir, yanında çalışanı yoktur. İzin bile doğru düzgün alamaz. Yasayla büro görevlisi tahsis edilmek zorunda size, bağımsız olmalısınız. Keyfi bir atamayla gelmediniz. bakanlar atamayla geldi. onların arkasında halkın desteği var diyemez kimse. ama siz seçimle geldiniz. arkanızda irade var” şeklinde konuştu.

MUHTAR MECLİSE DAVET EDİLMELİ

Mahalleden sorumlu olanların muhtarlar olduğuna işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu, belediye meclislerinde alınan kararlarda etkili olunması gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, “Mahalleden sorumlu olan sizsiniz. Mahalle ile ilgili belediye meclislerinde karar alınacaksa muhtar davet edilmeli, söz ve oy hakkı olmalı. Mahalleli gelip sizi bulduğunda gittim hakkınızı savundum kabul edildi ya da reddedildi diyebileceksiniz.” dedi.

MUHTARLAR BİRLİĞİ OLMALI

CHP Genel Başkanı, toplantıya katılanlara “Neden Türkiye Muhtarlar Birliği yok?” sorusunu yöneltip sözlerine şöyle devam etti, “Muhtarların sesini sizin seçtiğiniz bir başkan kürsüye çıkıp topluma aktarabilmeli. Ben değil. En yaygın örgüt muhtarlık örgütü. Bütün köy ve mahallelerde varsınız. Güç birliği kaparsanız kazanırsınız.”

BİTLİS, MUŞ, SİNOP, URFA DIŞINDA HER İLDE VAR

Toplantıda konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, ülke genelindeki kadın muhtar sayısına ilişkin şu bilgileri verdi, “2014 yerel seçiminde muhtarların sadece 674’ü kadınken bugün 1080 kadın muhtar var. Bitlis, Muş, Sinop, Şanlıurfa dışında her ilimizde kadın muhtar var. Daha alınacak çok yolumuz var. En çok kadın muhtar İstanbul’da var. Kadıköy’de kadın muhtar sayımız erkeklerden daha fazla.”

HİÇBİR ÜLKEYLE REKABET EDEMEYİZ

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da kadın muhtar sayısındaki düşüklüğe dikkat çekerek “Ülkemizde sadece 50 muhtardan 1’i kadın. Çok düşük bir oran. Her noktada bu eşitsizlik söz konusu. Bütünüyle bu alanlarda, kadına hak ettiği idari yetkiyi vermediğimiz takdirde dünyanın hiçbir ülkesiyle rekabet edemeyiz” dedi.

Süleyman Soylu: 5,8’lik deprem ciddi prova fırsatı verdi

 

 

 

 

Neden Türkiye muhtarlar birliği yok? Muhtarların sesini sizin seçtiğiniz bir başkan kürsüye çıkıp topluma aktarabilmeli. Ben değil. Bu dediklerim neden gerçekleşmesin? en yaygın örgün muhtarlık örügütü. Bütün köy ve mahallelerde varsınız. Güç birliği kaparsanız kazanırsınız. Güçlü olmak istiyorsanız bunları savunan idareye destek vereceksiniz, vermek zorundasınız. Muhtarlığı demokrasinin temel taşı olarak görüyoruz. Muhtarlık ne kadar güçlüyse demokrasi de o kadar güçlü olur. Muhtarlık kurumunun güçlendirilerek yasalaştırılması gerekiyor!

 

medyabold
Devamını Oku »

“Ortadoğu’da üçüncü dünya savaşına doğru giden yeni bir süreç yaşanacak”

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İranlı General Süleymani’nin öldürülmesi sonrasında Ortadoğu’da yeni denklemin ortaya çıkacağını öne sürdü. Türkiye’nin de parçası olacağı 3’üncü dünya savaşına doğru giden yeni bir süreç yaşanacağını kaydetti.

BOLD – HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kudüs Güçleri Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin Ortadoğu’da yeni denklemin ortaya çıkacağı bir dönemi olarak anlamak gerektiğini belirtti. Buldan, Türkiye’nin de bir parçası olacağı 3’üncü dünya savaşına doğru giden yeni bir süreç yaşanacağını öne sürdü.

3. DÜNYA SAVAŞINA DOĞRU GİDİLİYOR

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 10’uncu Genel Kadın Konferansında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Buldan, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Güçleri Komutanı Kasım Süleymani ve Haşd-i Şabi Genel Komutan Yardımcısı Ebu Mehdi el Mühendis’in ABD tarafından öldürülmesi ile 3’üncü Dünya Savaşı’na doğru gidildiğini söyledi.

TÜRKİYE DE SAVAŞIN BİR PARÇASI OLACAK

Ortadoğu ve Türkiye’de önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Buldan, “Her ülkenin kendi çıkarları doğrultusunda yeni savaşla başlattığı bir dönemi yaşanıyor. Özellikle son Libya tezkeresi Türkiye’nin içinde olduğu, Türkiye’nin de bir parçası olacağı 3’üncü Dünya Savaşı’na doğru giden yeni bir süreci yaşayacağız. Dünya artık 3’üncü Dünya Savaşı’na doğru gidiyor. Bu kararı alanlar erkekler ancak iki kez ölenler ne yazık ki kadınlar” dedi.

TÜRKİYE TÜM SAVAŞLARIN İÇİNDE YER ALMAYA ÇALIŞIYOR

Her sorunun diyalog müzakere ve diplomasi ile çözüleceğine inandıklarını ifade eden Buldan, “Her savaş bir başka savaşı tetikledi, başka insanların ölümüne zemin hazırladı. En son İran ve Irak’ın da içinde yer alacağı yeni bir döneme girerken Türkiye’nin diyalog ve müzakere sürecinden yana olmasını belirtiyor ve bu yönlü bir arayışta olmasını bekliyoruz. Ancak ne yazık ki Türkiye bütün savaşların içinde yer almaya, her savaşa askerini göndermeye çalışıyor” dedi.

“Müebbet verilen 70 Hava Harp Okulu öğrencisi 15 Temmuz gecesi otobüsten bile inmedi”

medyabold
Devamını Oku »

“Müebbet verilen 70 Hava Harp Okulu öğrencisi 15 Temmuz gecesi otobüsten bile inmedi”

70 Hava Harp Okulu öğrencisinin davasını takip eden avukat Oğuz Kağıtçı, mahkemenin müebbet verdiği öğrencilerin 15 Temmuz günü zorla okuldan çıkarıldığını ve otobüsten bile inmediklerini açıkladı.

BOLD 15 Temmuz’a ilişkin davada müebbet hapis cezası alan 70 hava harp okulu öğrencisinin davasını takip eden avukat Oğuz Kağıtçı, mahkemenin tatmin edici bir karar yazmadığını söyledi.

ÖĞRENCİLER ARAÇTAN DAHİ İNMEMİŞ

Radyo Karakutu’da yayınlanan Bidebunuizle programında Yavuz Oğhan’a konuşan Kağıtçı’nın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Başlarında rütbeli komutanlarla kamptan çıkarılan bu 70 öğrencinin tamamı müebbet hapis cezası aldı. 70 öğrencinin durdurulduğu yerde ölen yok. Dosyada hiçbir şikayetçi yok. Bir arabanın camı dahi kırılmamış. Öğrenciler arabadan dahi inmemişler.

SİLAH VERİLEREK OKULDAN ÇIKARILMIŞLAR

Öğrenciler rutin bir program için 13 Temmuz’da Yalova’ya götürülüyor. Saat 10:30 gibi bir alarm veriliyor. Her şey normal giderken öğrencilere komutanları tarafından silahları verilip, ‘Bir terör saldırısı var. Sizi Yeşilköy’deki hava harp okuluna götürüyoruz’ denilerek saat 11:30 gibi okuldan çıkarılıyor.

BAŞKA OKULA GÖTÜRÜLDÜKLERİ SÖYLENMİŞ

Öğrencilerle birlikte giden komutanların darbeden haberlerinin olup olmadığını bilmiyoruz. Başındaki yüzbaşı darbeyi biliyor da olabilir, bilmiyor da olabilir. O gün kampta nöbetçi olan subay mahkemede tanıklık yaptı. Nöbetçi subay ifadesinde, ‘Öğrencileri koşuştururken görünce nereye gittiklerini sorduğumda, öğrenciler kendisine terör saldırısı olduğunu, okullarına götürüldüklerini söylediler’ diyor.

TSK: TATBİKAT VAR DENİLEREK OKULDAN ÇIKARILMIŞLAR

Kamptan çıkarıldıklarında ellerinde telefonları yok. Saat 11:30. Daha Türkiye’de darbenin olup olmadığı belli değil. Savcılık Hava Kuvvetleri Komutanlığına çocukların okuldan nasıl çıkarıldığını soruyor. TSK’ya bağlı komutanlar bir rapor hazırlıyor. 14 Kasım 2016 tarihinde raporu dosyaya gönderiyorlar. Raporda öğrencilerin tatbikat var denilerek okuldan çıkarıldığı yazıyor.

OTOBÜSÜN KAPILARI DAHİ AÇILMAMIŞ

İstanbul’da öğrenciler okula geldiğini zannediyorlar. Yakacık bölgesinde Molla Gürani viyadüğünün orada trafiğin sıkışması dolayısıyla otobüsler duruyor. Öğrenciler otobüsten çıkmıyorlar. Sabah 8’e kadar polisin kendilerini gelip almasını bekliyor. Otobüsün kapıları dahi açılmıyor. Eylemde bulunmuyorlar.

BEKLENMEDİK ŞEKİLDE MÜEBBET VERİLDİ

Sabah 2-3 tane polis gelip elinde G-3 silahı bulunan 70 askeri öğrenciyi hiçbir mukavemet olmadan gelip alıyor. Polislerin de bu yönde ifadesi var. Arkasından bu çocuklar yaklaşık 6 ay sonra çıkartıldıkları mahkemede tahliye edildiler. Sonraki süreçte mahkeme başkanı, heyet değişti. Geçen ay aynı mahkeme yakalama kararı çıkarttı. Bu duruşmanın sonunda da hiç beklemediğimiz bir şekilde müebbet hapis cezası verildi.”

“Kayıp yakınları bulunana ve suçlular cezalandırılana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz”

medyabold
Devamını Oku »

100 bine yakın Suriyeli İstanbul’dan ayrıldı

Başka ile kayıtlı 97 bin 255 Suriyeli’nin İstanbul’dan ayrıldığı bilgisini veren Vali Ali Yerlikaya, 2019’da geçici koruma statüsündeki azalışın da 78 bin olduğunu duyurdu.

BOLD – İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, şehirde bulunan göçmenlerle ilgili olarak kişisel Twitter hesabında açıklama yaptı. Şehirde Geçici Koruma Statüsündeki Suriyeli sayısının 2019’da 78 bin 243 kişi azaldığını duyurdu.

Yerlikaya ayrıca, başka ile kayıtlı 97 bin 255 Suriyeli’nin İstanbul’dan ayrıldığı bilgisini paylaştı. Yakalanan düzensiz göçmen sayısını 118 bin 432 olarak ifade etti. Bunlardan da 37 bin 582’sinin sınır dışı edildiğini aktardı.

Mahkeme ‘kayıp dosya’ üzerinden karar vermiş

medyabold
Devamını Oku »

Süleyman Soylu: 5,8’lik deprem ciddi prova fırsatı verdi

2019’u afetlere hazırlık yılı ilan ettiklerini kaydeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 5,8’lik İstanbul depreminin ciddi prova fırsatı verdiğini söyledi.

BOLD – İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünde düzenlenen Deprem Koordinasyon Toplantısı’na katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uzmanların yıllardır yaptığı uyarılara rağmen önlemlerde şimdiye kadar geç kalındığı söylemini destekleyecek ifadeler kullandı.

EYVAH PARA ETMEZ

5,8’lik son depremin kendilerine prova fırsatı verdiğini ifade eden Soylu, “En son depremde yaşadığımız aksaklıklarımızı, eksikliklerimizi, hangi konularda aksadığımız hangi konularda hemen müdahale ettiğimizi hep birlikte görebildik, tecrübe edebildik ve ona göre de tedbirlerimizi alabildik. Şu an hazırlıklarını, tatbikatlarını yaptığımız depremle karşı karşıya kalırsak, şunu ifade etmeliyim ki ‘eyvah’ para etmez” diye konuştu.

GÜVENİ ÜST NOKTAYA ÇIKARMALIYIZ

Vatandaşı koruma yükümlülüğünün üzerlerinde bulunduğu kabul eden Süleyman Soylu, “Yapmamız gereken, tıkır tıkır çalışan bir sistemi vatandaşımızla karşı karşıya bırakabilmek. Bunu yaparsak devlet-millet arasındaki güven unsurunu en üst noktaya çıkarırız. Bunu da çıkarmak zorundayız” dedi.

SAHA VE MASA BAŞI TATBİKAT

Bakan Soylu’nun konuşmasından satırbaşları şu şekilde:

– Bildiğiniz gibi 2019’u afetlere hazırlık yılı ilan ettik ve bunu 2020’ye de sarkacak şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

– Bu yaklaşımdan herhangi bir gevşememiz söz konusu değildir. Özellikle 5.8’lik İstanbul depremi, bize ciddi bir prova fırsatı vermiştir. Bunun haricinde ülke genelinde AFAD başkanlığımızın koordinesinde afet tatbikatları yapıyoruz. 2019’da il düzeyinde 88, 15 bölgesel ve bir de ulusal olmak üzere saha ve masa başı tatbikat gerçekleştirildi.

– Bu yıl afetin eğitimi konusunda bir sıçrama yılı da olacak. Bu konuda eğitim dairemiz de gerekli çalışmaları gerçekleştiriyor.

ÖNCE FARKINDALIK SONRA TEDBİR

– İlk önce bir farkındalık oluşturacağız, onu eğitimle bütünleştireceğiz sonra bunu birleştirdikten sonra da hangi tedbirleri alacağımızın inşasını hep birlikte gerçekleştireceğiz

– Elbette ki birey olarak da üzerimize düşen, yapmamız gereken işler var. Buradan tüm vatandaşlarımıza çağrımız şudur ki, binalarımızın sağlamlığını kontrol etmekten, içindeki eşyaların sabitlenmesine kadar alabileceğimiz tüm tedbirleri gözden geçirmek durumundayız.

Sarılma cezası alan öğretmenler: İğrenç iftiralarla boğuşuyoruz

medyabold
Devamını Oku »

Mahkeme ‘kayıp dosya’ üzerinden karar vermiş

1993’te müebbet hapis cezasına mahkum edilen ve 26 yıldır cezaevinde bulunun Asım Demir’in yeniden yargılanma talebi reddedildi. Avukatını itirazı sonrasında dosyasının kayıp olduğu ortaya çıktı.

BOLD – 1993 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) yargılanıp müebbet hapis cezası alan Asım Demir, “adil yargılanma hakkı ihlali” gerekçesiyle yeniden yargılanma talebiyle iki başvuru yaptı. Başvuruların reddedilme sonrasında dava dosyasının kayıp olduğu tespit edildi.

DOSYA İNCELENMEDEN RET KARARI VERİLMİŞ

Mezopotamya Ajansı’ndan Hamdullah Kesen’in haberine göre, başvurularında, ifadesinin baskı altında alındığı, karar veren DGM heyetinde askeri bir hakimin bulunması nedeniyle bağımsız ve tarafsız yargılama yapılmadığını belirten Demir, yeniden yargılanma talebinde bulundu. Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi, yapılan her iki başvuruya da ret kararları verdi. Ancak avukatının yaptığı itiraz üzerine, Demir’e ait dava dosyasının kayıp olduğu ve mahkemenin kayıp dosyayı incelemeden ret kararları verdiği ortaya çıktı.

AİHM VE AYM’NİN ÖRNEK KARARLARI VAR

Demir’in avukatı Özgür Yakut, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) ve Anayasa Mahkemesinin (AYM), özellikle DGM’ler döneminde yapılan yargılamalarda verilen mahkumiyetlere ilişkin “adil ile tarafsız yargılanma hakkının ihlal edildiği” yönündeki kararları doğrultusunda son yıllarda yeniden yargılanma taleplerinin kabul edilmeye başlandığını dile getirdi.

KAYIP OLDUĞU GİZLENMEYE ÇALIŞILMIŞ

Bir üst mahkemeye yaptıkları itiraz da yine reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmak için dava dosyasını istediklerinde yaklaşık 1,5 ay yanıt alamadıklarını söyleyen Av. Yakut, “İkinci talebimizden sonra da bu dosyanın arşivde bulunamadığı yani kayıp olduğu tarafımıza bildirildi. Tabii biz bu bildirimi resmi tutanak altına aldık” diye belirtti.

KONU AYM’YE TAŞINDI

Av. Yakut, mahkemenin kayıp dosya üzerinden karar verdiğinin ortaya çıkması ile birlikte Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduklarını da ifade etti. Av. Yakut, “Dosya ortada yokken taleplerimizin reddedilme gerekçesini merak ediyoruz. Neye göre karar verildi, biz bunu gerçekten merak ediyoruz. Buna ilişkin kararı veren mahkeme hakkında HSYK’ye de şikayette bulunacağız” dedi.

İranlı General Kasım Süleymani’nin gizli toplantıları deşifre oldu

medyabold
Devamını Oku »

Sarılma cezası alan öğretmenler: İğrenç iftiralarla boğuşuyoruz

Van Milli Eğitim Müdürlüğünce bir doğum günü kutlaması sırasında birbirlerine sarıldıkları için ceza alan iki öğretmen, iftiraya uğradıklarını belirtti. MEB’in kendileri lehinde karar alacağını umdukları söyledi.

BOLD – Van’ın Çatak ilçesinde okuldaki bir doğum günü kutlamasında sarıldıkları için disiplin cezası verilen ve tartışmalara neden olan iki öğretmen Meclis gündemine taşındı. Van Valiliği ise öğretmenlere ceza verilmesini savundu.

BABAM GİBİ GÖRÜYORDUM

Milli Eğitim Müdürlüğünce aylıktan kesme cezası verilen kadın öğretmen, “Ben meslektaşımı babam, ağabeyim gibi görüyordum. Onu öğretmen olan babamı örnek aldığım gibi örnek alıyordum. İğrenç bir iftira ile boğuşuyorum. Bunları hak etmedim” dedi.

Başka bir okula gönderilen edilen erkek öğretmen ise “Beni şikâyet eden öğretmenlerden biri çocuklara Said Nursi kitapları okutuyordu. Diğer öğretmen ise kız çocuklarını evine götürerek çocuğuna baktırıyordu. Ben buna karşı çıktığım için beni hedef aldılar. Milli Eğitim Bakanlığı’na güveniyorum. Bu haksızlığa müdahale edecektir” diye konuştu.

VALİLİK SORUŞTURMA İZNİ VERDİ

20 Mayıs 2019’de yaşanan olayda, doğum günü ve beraber tamamladıkları TÜBİTAK projesinin ardından iki öğretmenin birbirine sarılması, başı ağrıdığı için erkek öğretmenin dışarıdan bakıldığında içerisi gözüken spor odasına giderek uzanması ve uzandığı sırada kamerayı kapatması okuldaki diğer 2 öğretmen tarafından okul müdürüne şikâyet edildi.

Okul müdürü görüntülerin uygunsuz olduğu iddiasında bulunarak 2 öğretmen hakkında idari soruşturma açılmasını talep etti. Van Valiliği öğretmenler hakkında soruşturma izni verdi. Bunun üzerine Van Milli Eğitim Müdürlüğü Disiplin Kurulu olayın araştırılması için müfettiş görevlendirdi.

SAVCILIKTAN TAKİPSİZLİK KARARI

Okula gelen müfettişler hem kamera kayıtlarını inceledi hem de öğretmenlerin savunmalarını aldı. Çatak Kaymakamlığı da öğretmenlerden savunma istedi ve Çatak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık öğretmenler hakkında takipsizlik kararı verdi. Kadın öğretmene aylıktan kesme cezası verilirken erkek öğretmen sürgün edildi.

RAHMETLİ BABAM DA ÖĞRETMENDİ

Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’ın haberine göre, yaşadıkları sürecin çok ağır olduğunu belirten kadın öğretmen, “Zor şekilde ayakta duruyoruz. Ben de diğer meslektaşım da böyle bir iftirayı hak etmedik. Atılan iftira çok iğrenç. Rahmetli babam da çok iyi bir öğretmendi. Ben de meslektaşımı babam, ağabeyim gibi görüyordum. Onu, babamı örnek aldığım gibi örnek alıyordum” dedi.

OKULDA AÇIĞI ARANIYORDU

Sürecin araştırılmasını isteyen kadın öğretmen, “Suçlanan meslektaşımın okulda açığı aranıyordu. Kendisi derse 2 dakika gecikse hemen tutanak tutuluyordu. Kendisi yaptıklarıyla çocukların gönlünde yer edinmiş bir öğretmen. Kendisiyle sarılmamız ve hocamın spor odasında uzanması suçlama konusu. Kameralara bakılsın. Hocamın uzandığı saatte ben dışarıda nöbet tutuyorum” ifadelerini kullandı.

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ DESTEK OLDU

Erkek öğretmen ise çok zor şartlarda okuyup öğretmen olduğunu belirterek “Buradaki çocukların mağduriyeti beni çok etkiledi. Mesai saatlerim dışında geceleri çocukları üniversite sınavına hazırladım. Onlar için sürekli deneme sınavları vs. ayarladım. Yazın Van’a gelip çocuklarımın tercihlerini yaptım. 19 kişilik sınıfın 13’ü 4 yıllık fakülte kazandı. Bu süreçte Milli Eğitim Müdürü bana destek oldu. Sürekli çalışmalarımı takdir ettiğini belirtti” diye konuştu.

YASAL YOLLARI KULLANACAĞIM

Çalışmalarının bazı meslektaşları tarafından hoş karşılanmadığına dikkat çeken öğretmen, “Benim açığımı arayan öğretmenlerden biri çocuklara Said Nursi kitapları okutuyordu. Diğer meslektaşım ise ders saatlerinde 2 öğrencimi evine götürerek çocuğuna baktırıyordu. Ben çocukların dersten geri kalmasına izin vermedim. Okulda Atatürk büstü yoktu. Maaşımla büst yapılmasını dahi önerdim. Bu çıkışlarım o meslektaşlarımı rahatsız etti” ifadelerini kullandı.

İki defa meslektaşına sarıldığını aktaran erkek öğretmen sözlerini şöyle sürdürdü; “Ayrıca migrenim olduğu için meslektaşımdan spor odasının anahtarını alıp 2 kez biraz dinlendim. Sürekli açığımı aradıkları için, ‘hoca uyuyor’ dememeleri için ise kamerayı kapattım. Ancak camdan bakılsa içerisi gözüküyor. Öğrencilerim gelip uyandırdı. Ben bize bu iftirayı atanlar hakkında yasal yolları kullanacağım. Bakanlığın ise bu haksızlığa son vereceğini düşünüyorum.”

“Kayıp yakınları bulunana ve suçlular cezalandırılana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz”

medyabold
Devamını Oku »

Süleymani ve El Mühendis’e Bağdat’ta cenaze töreni

Bağdat’ta, hava saldırısında ölen Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi El Mühendis için cenaze töreni düzenlendi. Yeşil Bölge’de başlayan merasimin Necef’te sona ermesi planlanıyor.

BOLD – ABD’nin Irak’ın başkenti Bağdat’ta düzenlediği saldırısında ölen İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi’nin Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi El Mühendis içi cenaze töreni düzenlendi. Haşdi Şabi’nin düzenlediği merasime binlerce kişi katıldı.

Öte yandan Bağdat’a düzenlenen hava saldırısı Irak’ı ikiye bölmüş durumda.

Kimileri Süleymani’yi, IŞİD’e karşı savaştaki rolü sebebiyle ‘kahraman’ olarak görse de, kimileri ise 2019’da Irak’ta başlayan protestolarda eylemcilere uygulanan şiddeti desteklediklerini öne sürerek El Mühendis ve Süleymani’nin ölümüne sebep olan saldırıyı onaylıyor.

RUHANİ, AİLESİNİ ZİYARET ETTİ

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, öldürülen İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ailesini İran’ın başkenti Tahran’da ziyaret etti.

Libya’da dış müdahaleye karşı cihat ilan edildi

medyabold
Devamını Oku »

“Kayıp yakınları bulunana ve suçlular cezalandırılana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz”

Cumartesi Anneleri yeni yılın ilk eylemini yaptı. 2020 yılından beklentilerini anlatan anneler, kayıp yakınları bulunana ve suçlular cezalandırılana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

BOLD – Cumartesi Anneleri, yeni yıldan beklentilerini anlattı. 771’nci haftada bir kez daha bir araya gelen Cumartesi Anneleri, İstanbul İHD Şubesi önünde, “2020’nin herkes için hukukun ve adaletin yılı olması” diledi. Bu haftaki açıklamaya CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da katıldı.

Gazete Duvar’dan Hacı Bişkin’in aktardığına göre Bu haftaki açıklamayı yapan kayıp yakını Sebla Arcan, 2020 yılında da yakınlarını bulmak için mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi. Arcan, “Gözaltında kaybedilenler için hukuka, adalete dair bilinmesi, duyulması gerekenleri söylemekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.

TALEPLERİNİ TEK TEK SIRALADILAR

Arcan, Cumartesi Annelerinin 2020 taleplerini şöyle sıraladı:

  • Devlet, gözaltında kaybetmelerdeki sorumluluğunu kabul etsin, kaybedilen sevdiklerimizin akıbetlerini açığa çıkartacak mekanizmaları hayata geçirsin.
  • Zorla kaybetme suçu, Türk Ceza Kanunu’nda insanlığa karşı suçlar başlığı altında düzenlensin.
  • Gözaltında kaybetme suçunun faili olan devlet görevlileri üzerindeki cezasızlığa son verilsin ve evrensel hukuka göre yargılanmalarını sağlayacak düzenlemeler yapılsın.
  • Gözaltında kaybetmeyi yasaklayan ve ailelerinin kaybedilen yakınlarıyla ilgili gerçekleri öğrenmesini zorunlu bir hüküm olarak öngören “Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme” derhal imzalansın.
BU, CUMHURBAŞKANI’NIN GÖREVİ

Arcan, Cumhurbaşkanına seslenerek şunları söyledi: “Siyasi sorumluluğunuzun gereği olarak bu taleplerimizi karşılamak sizin görevinizdir, bize karşı sorumluluklarınızı yerine getirin. Bize yönelik hukuku ve tüm insanlık değerlerini çiğneyen yasaklama uygulamalarına son verilmesini sağlayın. Kayıp davalarını siyasi konjonktüre göre açılan, yine siyasi konjonktüre göre kapanan davalar olmaktan çıkarın.”

AKP’yi ‘Sonumuz DSP gibi olacak’ korkusu sardı: Oklar Erdoğan’a döndü

medyabold
Devamını Oku »

Vatandaş bu kış balığa hasret

Karadeniz’de avlanan balık miktarının giderek azalması ve kötü hava koşulları fiyatlara olumsuz yansıdı. Vatandaşlar fiyatları yüksek olan balıkları sadece seyretmekle yetiniyor.

BOLD Olumsuz hava şartları tezgahlardaki fiyatlara da yansıdı. Vatandaş bu kış balığa hasret kaldı. Balıkçılar vatandaşların balık fiyatlarını öğrendikten sonra almaktan vazgeçtiklerini ifade ediyor. Vatandaşlar da balık fiyatlarının yüksekliğinden yakınıyor.

KARADENİZ’DE BALIK MİKTARI AZALIYOR

Sözcü’nün haberine göre 1 Eylül’de başlayan av sezonu devam ederken, Karadeniz’de avlanan balık miktarının her geçen gün azalması balık fiyatlarına da yansıdı. Vatandaşlar havaların soğumasıyla birlikte balık fiyatlarının düşmesini beklerken, bu kez de olumsuz hava şartları nedeniyle balıkçılar denize açılamayınca balık fiyatları yükseldi.

PALUMUTUN TANESİ 25 LİRAYA SATILIYOR

Üç büyük ilin hal fiyatlarına göre; İstanbul’da çipura 26 TL’ye 4’lü palamudun tanesi ise 25 TL’ye satılıyor. Ankara’da Marmara hamsisinin kilogram fiyatı 12-25 TL arasında değişirken, İzmir’de donuk hamsinin kilogramı 9 TL’den lüferin kilogramı ise 80 TL’den satılıyor.

SEZON ERKEN BİTEBİLİR

Samsun’da balıkçı tezgahlarını barbun, mezgit ve istavrit süslerken, tezgahlardaki en ucuz balık az yakalanmasına rağmen yine hamsi oldu. Balık avının azalması ve fiyatlardaki artış, hem balıkçıları hem de vatandaşları memnun etmedi. Balıkçılar ise sezonun erken biteceğini belirterek, şimdiden kara kara düşünmeye başladı.

TEZGAHTAKİLER ÇİFTLİK BALIKLARI

Samsunlu Balıkçı Yılmaz Bulut, bu yıl avlanan balık miktarında azalma olduğunu söyleyerek, “Denizden balık çıkmıyor. Çıkan balıklar da müşteriye pahalı geliyor. Çiftlik balıkları olmasa tezgahta balık olmayacak. Mezgitin kilosu 40, barbunun kilosu 60 TL, çupra ve levrek 40 TL, kötek 60 TL, istavrit ve tirsi kilo 20 TL. Bu fiyatlarla her insanın balık yeme şansı yok” dedi.

BU SENE UCUZ BALIK YOK

Bursalı balıkçı Ferdi Akbalık, vatandaşların balığı bu senede pahalı yiyeceğini belirterek, “Balık fiyatlarının bu saatten sonra düşmesi çok zor. Havalar esiyor. Deniz çok sert. Yılbaşı nedeniyle de motorlar tatile çıktı. Balık için denize açılsa da sermayesi çok yüksek. Balıkçı bu sıkıntıya girmek istemiyor. Bu sene maalesef ucuz balık yok. Tezgaha gelen tüketici de yüksek fiyatları gördüğünde haklı olarak tepki gösteriyor” dedi.

ANTALYA’DA HAMSİ 25 TL’YE KADAR ÇIKTI

Antalyalı balıkçılar da bu yıl sezondan memnun değil ve ilde mezgit, hamsi ve barbun pek bulunamıyor. Hamsi 25 TL.’ye çıkarken barbun 130 TL’ye kadar alıcı buldu. Çipura 32 TL, İstavrit 29-30 arası, Levrek 29.90’dan satışa sunuldu.

İranlı General Kasım Süleymani’nin gizli toplantıları deşifre oldu

medyabold
Devamını Oku »

Fazıl Say Kültür Bakanlığı’na açtı ağzını yumdu gözünü…

Piyanist Fazıl Say, Instagram hesabında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na açık mektup yazıp, “Nedir bu sanatçılara güvenlik soruşturması? Artık tüm bunlar rezillik” dedi.

BOLD – Sanatçı Fazıl Say Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yönelik açık mektup yazdı. Instagram hesabından paylaştığı mektubunda “Kültür Bakanlığında neler oluyor? Nedir bu sanatçılara güvenlik soruşturması? Artık tüm bunlar rezillik, ya peki verilmeyen kadrolar? Sürekli ertelenen bu durum?” diye soran Say, “Hadi canım sen de, sanatı olmayan memleketle kim, niye gurur duysun?” tepkisini dile getirdi.

TEK ÇARE BAŞKA ÜLKEYE GİTMEK Mİ?

Say, mektubunda şu ifadelere yer verdi, “Yıllar geçiyor, bu memleket eriyor, yozlaşıyor… Neden tiyatrocu ve müzisyen gençlerimizin önünü açacağımız yerde tıkıyorsunuz? Onca yetenekli gencimiz ne yapsın? Bu imkansızlıklarda tek çare başka ülkelere mi gitsinler?

Devlet Tiyatroları, Devlet Opera Balesi ve Orkestralarda, inanılmaz kadro açıkları var, yıllardır yazıyoruz çiziyoruz, neden bu kurumları ölüme terk eden bir yaklaşım var, bütçeleri yok, kadroları yok, nasıl yapacaklar? Bir ülke sanat kurumlarından mahrum mu kalacak? Türk halkına bu mağduriyeti neden yaşatıyorlar? Neden sanatlarını dünya düzeyinde uygulamaları için hiç bir şey sağlanmıyor?

Kurumlar kötüleştikçe, memur sanatçı daha da sanatı unutup memuriyete dönüyor, sıkıcılaşıyor, maaşından başka derdi kalmıyor, vizyon ve şevksiz sanat mı olur? Bu Devlet kurumlarında on yıllardır görev yapan genel müdürler, müsteşarlar, bakanlar, bu durumlardan utanmıyor mu? Sessiz mi kalacaklar? İstifa etmeleri gerekmez mi? Biz burada utanıyoruz. Kurum dediğimiz anda, bin sorunla karşılaşıyoruz her daim. Yıllardır… Hayat geçti…

Kültür Bakanı, otelleri uçakları ile, herhalde pek de önemsemiyor, sanatçıların on yıllarının şuursuzca akıp gitmesine, kimse insandan randıman almayı, insan kaynaklarını düşünmüyor.. Sonra da köhne popülizm, bıktırıcı milliyetçilik… Hadi canım sende… Sanatı olmayan memleketle kim niye gurur duysun?”

Süleymani’nin öldürülmesinin ardından Trump’ın 9 yıl önce attığı tweetler bugün yine gündemde

medyabold
Devamını Oku »

AKP’yi ‘Sonumuz DSP gibi olacak’ korkusu sardı: Oklar Erdoğan’a döndü

AKP Genel Merkezinin yaptırdığı ankette oyların yüzde 30’a kadar düştüğü ortaya çıktı. AKP’li yöneticiler, bu düşüşün sorumlusu olarak Tayyip Erdoğan’ı görüyor ve sonlarının 2002’deki DSP gibi olacağını öngörüyor.

BOLD – AKP’de yaptırılan bir kamuoyu araştırmasında partinin oyunun yüzde 30’a kadar düşmesi partideki üst düzey isimlerin AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a eleştiride bulunmasına neden oldu.

MİLLİ İRADENİN BİZİ GÖREVDEN ALACAĞI NOKTAYA İLERLİYORUZ

Yeniçağ’dan Fatih Ergin’in haberine göre; iktidar partisini sarsan anket, AKP kulislerinde izlenilen siyasetin tükenmeye başladığı şeklinde yorumlanırken, AKP’li bir yetkili, “Seçmen bizi yerel seçimde terbiye etti. Aradan geçen süredeki durumumuza baktığımızda görüyoruz ki, milli iradenin bizi görevden alacağı bir noktaya doğru evriliyoruz.” dedi.

ANAP VE DSP’NİN AKIBETİ BİZİ BEKLİYOR

Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan oluşumlarını işaret ederek, “Gidişattan rahatsız olan isimlerin partiden kopmasına izin verilmemesi gerekiyordu” diyen AKP’li isim, “Kendi ellerimizle seçmenimizi muhalefete itiyoruz. Bu gidişatı durdurmak sayın Erdoğan’ın elinde. Parti içerisinde gidişattan rahatsız olan isimlere de siyaset kanalları açılmalı. Aksi takdirde, 2002’de DSP ve ANAP’ın yaşadığı akıbet bizi bekliyor” şeklinde konuştu.

3. ORTAK DA KURTARMAZ

AKP’li isim, anket sonuçlarının partilileri karamsarlığa sevk ettiğini de ifade ederek, “Cumhur İttifakı’na üçüncü bir ortağın eklenmesiyle kötü gidişatın önü alınamaz. Mesele AK Parti’nin kendi durumu ile alakalı” dedi.

İran savaşı telaffuz etti

medyabold
Devamını Oku »

Bakan Gül: Çocuklu mahkumlarla ilgili çalışmalarımız var

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, büyük tepki çeken çocuklu tutuklularla ilgili açıklamalarda bulundu. Bu kişilerin infaz durumlarıyla ilgili kanun gerektiren noktalar bulunduğunu belirten Gül, bu konuda çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

BOLD – Af ve ceza indirimi konusunda açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, konunun Meclis’in gündeminde olduğunu ifade etti. eski Nissan CEO’su Carlos Ghosn’un ev hapsinde tutulduğu Japonya’dan adli yardımlaşma talebi gelmediğini kaydetti. Cemaatlere yönelik operasyon sinyali verdi.

CNN Türk’te Hakan Çelik’in gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Bakan Gül’ün açıklamaları şöyle:

JAPONYA’DAN TALEP GELMEDİ

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, eski Nissan CEO’su Carlos Ghosn’un ev hapsinde tutulduğu Japonya’dan Lübnan’a kaçarken Türkiye üzerinden geçtiği iddialar sonrasında başlatılan soruşturma sürecine ilişkin bilgi verdi. Türkiye’de soruşturmanın devam ettiğini belirten Bakan Gül, “Şu an itibarıyla Japon makamlarından adli yardımlaşmayla ilgili bir talep gelmedi. Uçaklarla ilgili de tedbir konuldu. Yargı süreci devam ediyor” dedi.

CEMAATLERE OPERASYON SİNYALİ VERDİ

(Bazı tarikat ve cemaatlerin bakanlıklara sızdığı iddiaları) Burada bir zihniyet anlamında hiç bir grubun devletin içinde örgütlü bir şekilde sızması, hiyerarşi dışında bir yapı oluşturulmasına asla izin verilemez. Devlet kendi kurumlarıyla ayakta durur. İlkeler, usuller bellidir. Hukukun üstünde hiçbir güç yoktur. Bu konuda herkesin inancı düşüncesi serbesttir. Bu mücadeleyi devlet asla izin vermez. Masum ve suçluyu da ayırt etmek çok önemli. Dindar kesimlerin hepsine de toptan halel getirmek asla doğru değildir.

UZUN TUTUKLULUĞUN DOĞRU OLMADIĞI BİR KEZ DAHA VURGULANDI

(Tutuklu gazeteciler) Hiç kimse mesleğinden ötürü tutuklanmasın. Ancak terörü ve şiddeti öven kişiler mahkemeler tarafından cezalandırılıyor. O isimler kimlerdir diye bakıldığında… Bir üst mahkemede farklı bir karar verilebilir… Yargıtay yolu açıldı… Haber vermek suç oluşturmaz diye bir unsur söz konusu… Kimse düşüncesinden ötürü ceza alamaz… Ama eleştiri ile bir terörü övme de ayırt edici olmalı. Uzun süreli tutukluluğun doğru olmadığı bir kez daha vurgulandı…

BİR SİVİL ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR

(Özgürlükçü anayasa ihtiyacı) Cumhur İttifakı ile yürütme ile ilgili bir sistem ortaya konuldu. Anayasanın özüne yansıyan bir sivil anayasa ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. 17 yılda Anayasa’da çok önemli adımlar atıldı. Toplumun ortak beklentisini karşılayacak bir sivil anayasaya ihtiyaç var. Anayasa değişikliğiyle parti kapatma zorlaştırıldı. Partinin değil de kişinin cezalandırılası yaklaşımı hayata geçildi. Bu da AK Parti döneminde hayata geçen bir reform.

KAVALA İÇİN SÜREÇ BEKLENECEK

(Osman Kavala) Yürüyen bir dava ile ilgili hakim ve savcılık yapmak doğru değil. Ama şunu AİHM’le ilgili söylemek lazım. AK Parti 2004 yılında bunu iç hukukun parçası haline getirdi. Bireysel başvuruları… Türkiye’nin ortaya koyduğu mevzuat bağlayıcı bir durum. Genel itibariyle deliller hakkında bir bilgimiz yok. Dosyaya bakan hakim, savcı ve avukat bilir. Eğer bir karar yanlışsa bir üst merci var. Bir merci doğru karar verir deseydik, istinaf, yargıtay olmazdı. Dosyanın hakimi de değiliz. Sürecin sonucunu beklememiz gerek.

AYM’NİN WİKİPEDİ KARARI BAĞLAYICI

(Anayasa Mahkemesi’nin Wikipedia kararı) Mahkeme bir gerekçeli karar yayımlamadı. Türkiye bir hukuk devleti ve mahkemelerin verdiği kararlar da bağlayıcıdır. Türkiye’yi terörle şiddetle özdeşleştirmeyi kabul edemeyiz. Son yargı paketinde suça konu olan metindeki ilgili kısımın çıkarılması gibi bir düzenleme de yapıldı. Bu platformda zaman zaman bizler de faydalanıyoruz.

CEZA İNDİRİMİ MECLİS’İN GÜNDEMİNDE

(Af ve infaz kanununda düzenleme) Bu konuda hem MHP’den hem partimizden açıklamalar oldu. Meclis açıldığında bu konu AK Parti grubu başta olmak üzere Meclis’in gündeminde olan bir konu. Grubumuzun konuyla ilgili kararı nedir, teknik hususlar nelerdir, akademi ne diyor? Biz teknik olarak baktık artık Meclis karar verecek. Yaşlı, kadın, hamile vs infazın evde çekilmesi, hafta sonu infaz gibi uygulamalar… İyi halin de değerlendirildiği öneriler de var. Ancak son takdir elbette Meclis’indir.

(Çocuklu mahkumlar) O konuda bir çocuklarıyla kalan 700 civarında kişi var. Bunların daha iyi koşullarda yaşamaları için gerekli destekleri veriyoruz. Bu kişilerin infaz durumlarıyla ilgili kanun gerektiren noktalar var. Bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor. Selahattin Demirtaş ile ilgili bir şey söylemek ister misiniz? Sağlık sorunuyla ilgili savcılık gerekli bir açıklama yaptı.

(KHK’lar) OHAL komisyonu kuruldu. Onlar karar veriyor. Bir kişi bile mağdur olmaması için tüm yollar açıldı.

İran savaşı telaffuz etti

medyabold
Devamını Oku »

Yine çiftlik vurgunu: Kayıp bu sefer 20 milyon lira

Diyarbakır Silvan’da büyükbaş hayvan çiftliği kuran iki kardeşin, piyasadan topladığı yaklaşık 20 milyon lirayla kaçtığı iddia edildi. Olay akıllara Çiftlik Bank vurgununu getirdi.

BOLD – Yaklaşık 7 ay önce Silvan’a bağlı Gündüz köyünde çiftlik kuran iki kardeş Diyarbakır’ın Silvan, Hazro, Bismil, Kulp ile Batman’ın Sason ilçelerindeki çiftçilerden yaklaşık 20 milyon lira değerindeki büyükbaş hayvanlarını alarak kayıplara karıştı.

M.A. ve A.A.’dan iki gün haber alamayan köy sakinleri, zanlıları bulmak için harekete geçti. Mağdurlar, cep telefonlarını kapatıp sırra kadem basan kardeşlerin bulunması için emniyete başvurdu.

UZUN SÜRE OYALADILAR

Mağdurlar, “Köyümüze yakın bir yerde 7 ay önce çiftlik kurdular, bize yakın olması nedeniyle onlara güvendik. Bize yüksek karla kazanç sağlayacağını söyledi ve kabul ettik. Kendilerine ulaşmak istedik. Ancak uzun bir süre bizi oyaladılar, bugün yarın geliyorum diyerek bahaneler ürettiler. Bir süre sonra da telefonlarımıza çıkmamaya başladılar. Şimdi adamları arıyoruz bulamıyoruz. Bu şahıslardan şikayetçiyiz” dedi.

DOLANDIRILMAKTAN SON ANDA KURTULDU

Dolandırıcılara ineğini veren fakat kısa süre sonra hayvanını alıp dolandırılmaktan kurtulan Abdullah Oruçlu isimli vatandaş ise “Mardinli diye biliyorduk. Geldiler buraya çiftliği yaptılar, 5-6 kardeş diye tanıttılar kendilerini. Ben bunları biliyorum. 6-7 aydır buradaydılar. Hazro, Kulp, Silvan, Lice bu çevrenin hepsini dolandılar ve kaçıp gittiler. Duyduğuma göre 20 milyon toplayıp kaçmışlar. Ben 49 bin liralık inek vermiştim, zorla aldım onlardan” diye konuştu.

ZANLILARA HALA ULAŞILAMADI

Zanlılar M.A. ve A.A.’ya ulaşılamazken, güvenlik güçleri olayla ilgili geniş çapta inceleme başlattı.

MNG Jet Ticaret ve Operasyon Müdürü Okan Kösemen: “Beyrut’tan arayıp ailemle tehdit ettiler”

medyabold
Devamını Oku »

MNG Jet Ticaret ve Operasyon Müdürü Okan Kösemen: “Beyrut’tan arayıp ailemle tehdit ettiler”

Eski Nissan CEO’su Carlos Ghosn’un Lübnan’a kaçmasına yardım ettiği gerekçesiyle tutuklanan MNG Jet Ticaret ve Operasyon Müdürü Okan Kösemen, tehdit edildiğini söyledi.

BOLD – Ev hapsinde tutulduğu Japonya’dan Lübnan’a, İstanbul üzerinden kaçan eski Nissan ve Renault CEO’su Carlos Ghosn’un firarıyla ilgili açılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 5 şüpheli tutuklandı.

Tutuklanan isimlerden MNG Jet Ticaret ve Operasyon Müdürü Okan Kösemen ifadesinde, ailesiyle tehdit edildiğini dile getirdi.

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDAN

Ghosn’un Japonya’dan Lübnan’a İstanbul üzerinden kaçmasına yardım ettiği gerekçesiyle, MNG Jet Ticaret Operasyon Müdürü Okan Kösemen, pilotlar N.P, Ö.B.B., S.K., B.K.S ve yer hizmetleri şirketinde çalışan F.K ile İ.M.H. önceki gün gözaltına alındı. F.K. ile İ.M.H. dün akşam serbest bırakıldı. Diğer 5 kişi ise ‘göçmen kaçakçılığı’ suçundan tutuklandı.

KİM OLDUĞUNU BİLMİYORDUM

Okan Kösemen ifadesinde, Beyrut’tan daha önce tanıdığı bir kişinin kendisini arayarak, uluslararası önem arz eden bir iş olduğunu, yardım etmemesi durumunda çocuğuna ve eşine zarar vereceklerini söyleyip kendisini tehdit ettiğini öne sürdü. Kösemen’in “Korktum. Havaalanına getirilen kişiyi jetten alıp diğer jete götürdüm. Kim olduğunu bilmiyordum” dediği öğrenildi.

KAYITLARDA OYNADIM İTİRAFI

MNG Jet Genel Müdürü Can Şaşmaz ise yaptığı açıklamada, sorgulanan bir şirket çalışanının kayıtlarla oynadığını itiraf ettiğini söyledi.

THY’de ağır mesai iddiası: 1 yılda yaklaşık 55 personel bayıldı

medyabold
Devamını Oku »

İran savaşı telaffuz etti

İran’ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Mecit Takht Ravançi, İran için Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin savaş ilanı olduğunu belirtti.

BOLD İran Devrim Muhafızları’nın dış operasyonlardan sorumlu birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin Amerikan saldırısında öldürülmesi İran ile ABD’yi savaşın eşiğine getirdi. Amerikan CNN kanalına konuşan İran’ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Mecit Takht Ravançi, “Önceki gece olanlara gözümüzü kapatamayız. İntikam en şiddetli şekilde alınacaktır” dedi.

BU OLAYA GÖZÜMÜZÜ KAPATAMAYIZ

Temsilci Ravançi, ABD ile İran arasında savaşa mı gidiliyor sorusuna şöyle cevap verdi, “Amerika, İran’a karşı sadece ekonomik savaş değil, bunun ötesinde, ülkesinde ve bölgede sevilen, İran ordusunun en üst düzeydeki bir generaline suikast düzenleyerek zaten savaşı başlattı. Bu olaya gözümüzü kapatamayız. İran, kendi seçimine göre hareket edecektir.”

Amerika’nın uluslararası hukuka aykırı hareket ettiğini söyleyen Ravançi, ABD yönetimince yürütülen bu eylemin sonuçlarının olacağını, gelecekte olacakların tam sorumluluğunu idarecilerin taşıması gerektiğini belirtti.

İNTİKAMIMIZ ÇOK SERT OLACAK

Mecit Ravançi, Amerikan NBC Ulusal televizyonuna verdiği demeçte de, Süleymani’nin Irak hükumetinin daveti üzerine Bağdat’ta bulunduğunu belirterek, öldürülmesinin uluslararası hukuka aykırı bir eylem olduğunu vurguladı.

Ravançi, “Bu, ABD tarafından yapılan bir saldırganlıktır, silahlı kuvvetlerimizin kıymetli bir generaline ne olduğuna kayıtsız kalamayız. Nerede, ne zaman, nasıl, bilmiyorum ama intikamımız çok sert olacak. Kesinlikle bir misilleme yapılacak” ifadelerini kullandı.

HAMANEY YAS İLAN ETMİŞTİ

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanı Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in, Bağdat Havalimanı yakınında düzenlenen saldırıda öldürüldüğünü açıklamıştı.

İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney de ülkede 3 gün ulusal yas ilan ederek, “ABD güçlerine sert karşılık verileceğini” duyurmuştu.

İranlı General Kasım Süleymani’nin gizli toplantıları deşifre oldu

medyabold
Devamını Oku »

Turkish company files complaint over illegal use of jets in Ghosn escape

A Turkish private aircraft operator announced on Friday that it had filed a criminal complaint about the illegal use of its jets in the escape from Japan of ex-Nissan boss Carlos Ghosn.

MNG Jet alleged in its complaint that two of its planes were illegally used in the escape, and one of its employees falsified records to exclude Ghosn’s name from documents.

MNG claimed Ghosn illegally used its jets to reach Lebanon via Istanbul.

Ghosn revealed on Tuesday that he had fled to Lebanon to escape from Japan, where he claimed the justice system was “rigged.”

“After having learned through the media that the leasing was benefitting Mr. Ghosn and not the officially declared passengers, MNG Jet launched an internal inquiry and filed a criminal complaint in Turkey,” a statement by MNG read.

According to the aircraft company, two separate private jets, one from Dubai to Osaka and Osaka to Istanbul, and another from Istanbul to Beirut were leased in December 2019 to two different clients.

“The two leases were seemingly not connected to each other,” MNG said, adding that the jets did not belong to but were operated by it.

Ghosn’s name was kept off the flight manifest with the help of an MNG employee who reportedly admitted to falsifying records by acting in his individual capacity, the company said.

Seven people, including four pilots, were detained on Thursday by Turkish police as part of a probe into the incident. The suspects were sent to court on Friday following their questioning by police.

He was first arrested in Tokyo in November 2018, facing four financial misconduct charges, including hiding income and enriching himself through payments to car dealerships in the Middle East.

The former CEO, who received great support from Lebanon during his arrest, denies the charges.

Ghosn was released on bail in April with strict conditions, including a ban on overseas travel and living under surveillance.

The ex-businessman declared that he would speak publicly on January 8 about his escape.

Ghosn has Lebanese, French, and Brazilian citizenship.

Istanbul’s new airport has no heating on strips, minister says

The post Turkish company files complaint over illegal use of jets in Ghosn escape appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/01/04/turkish-company-files-complaint-over-illegal-use-of-jets-in-ghosn-escape/
Devamını Oku »

Libya’da dış müdahaleye karşı cihat ilan edildi

Libya’da General Halife Hafter, dış müdahaleye karşı cihat ve seferberlik ilan ettiklerini duyurdu. “Erdoğan, Türk ordusunu ölüme gönderiyor” dedi.

BOLD – Yayınladığı bir videoyla halka seslenen General Hafter, “Bugün cihat ve genel seferberlik ilan ediyoruz. Hem erkeklere hem kadınlara, hem askerlere hem sivillere silah temin edilecek” dedi.

Hafter, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türk ordusunu ölüme gönderdiğinden emin olduğunu dile getirdi.

2 Ocak’ta TBMM’de yapılan oylamada Libya tezkeresi oy çokluğuyla kabul edilmişti.

İranlı General Kasım Süleymani’nin gizli toplantıları deşifre oldu

medyabold
Devamını Oku »

THY’de ağır mesai iddiası: 1 yılda yaklaşık 55 personel bayıldı

Çalışanlarının haklarının gasp edildiğine dair tartışmalar sürerken, THY uçaklarında 2017-2018 aralığında yaklaşık 55 kabin memurunun çalışma şartları nedeniyle bayıldığı ortaya çıktı.

BOLD Hava-İş, Türk Hava Yolları (THY) çalışanlarının karşılaştığı problemlere ilişkin bir açıklama yayımladı. Çalışanların bağlı olduğu tek yetkili sendika olan Hava-İş’in açıklamasında, “kabinden ve kokpitten birçok arkadaşımızın kronik rahatsızlıklara yakalandığını ve bazılarının da lisanslarının kaybettiklerini üzülerek müşahede etmiş bulunmaktayız” ifadeleri yer aldı.

AİDİYET DUYGUSUNU YOK EDEN UYGULAMA

Metinde uzmanlaşma eğitimlerinden de, “3 kuruş kazanmak uğruna aidiyet duygusunu yok eden uygulama” diye bahsedildi. Hava-İş bu uygulamayla kabin ekibi üyelerinin yarı maaşlarının “gasp edildiğini” iddia etti.

STANDART HAREKET USULLERİ TAM UYGULANMALI

Sendika tarafından, “Şu an neredeyse tamamen yok edilmeye çalışılan TİS ile kazanılmış sendikal hakların muhafazası ve arkadaşlarımızın emniyetle görevlerini yaparak olabilecek muhtemel kazaların önüne geçebilmek adına, bugünden itibaren şirket genel müdürünün de 2017 yılında uygulanmasını istediği S.O.P’un (Standart Hareket Usulleri) sizler tarafından TAM ve EKSİKSİZ bir şekilde hassasiyetle uygulanmasını rica ediyoruz” talebinde bulunuldu.

1400 CİVARI KAPTAN AYRILMAK ZORUNDA BIRAKILDI

Hava-İş’in açıklamasında şu iddia da yer aldı, “Göreve geldikleri ilk günden bugüne 1400 civarı Kaptanın nasıl bu şirketten ayrılmak zorunda bırakıldığını, bu kaptanların yetişmesi için harcanan milyonlarca doların nasıl çöpe atıldığını veya orta doğu şirketlerine altın tepside sunulduğunu sorgulamaları daha doğru olur. Sadece kaybedilen para mı? Asla. Aslında kaybedilen Ülkemizin geleceği…”

İranlı General Kasım Süleymani’nin gizli toplantıları deşifre oldu

medyabold
Devamını Oku »

İnternet şifresini paylaşırken iki defa düşünün

Yargıtay, sosyal medya hesabı üzerinden hakaret içerikli paylaşımda bulunan kişilerle internete bağlanılan hat sahibinin de manevi tazminat ödemesine gerektiğine hükmetti.

BOLD – Sosyal paylaşım platformu Facebook sayfasına küfür ve hakaret içeren mesajlar gönderildiğini gören vatandaş, 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yolunu tuttu. Davacı, suça konu mesajların gönderildiği bilgisayarların IP numaralarının davalılara ait olduğunu dile getirdi.

DAVANIN REDDİNİ TALEP ETTİLER

Bu hakaret ve küfürler nedeniyle yapılan yargılamada davalıların cezalandırılmasına karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, bu haksız eylem neticesinde kişilik hakkının zedelendiğini belirterek, manevi tazminat talebinde bulundu.

Bilgisayarın internete bağlandığı hattın sahibi olan davalılar ise davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savundu. Davalıların davacıyı hiç tanımıyor olmaları, sosyal, fiziki olarak aralarında manevi tazminata konu eylemi işlemelerini gerektirir bir ilişkinin olmaması, davalıların kişiliği, yapmış oldukları meslek her iki davalının da birbirini tanımamaları birlikte değerlendirildiğinde; manevi tazminata konu fiilin davalılar tarafından işlendiği hususunda yeterli kanıya ulaşılmadığına hükmetti.

KÜFÜR İÇEREN SÖZLER HATIRLATILDI

Ceza Mahkemesince davalı hakkında verilen HAGB (Hükmün açıklanmasını geri bırakmak) kararının hukuk hakimini bağlamayacağına, diğer davalı hakkında ise verilen kesin hükmün Yargıtay denetiminden geçmeksizin kesinleştiği, bu davalı yönünden verilen hükmün de hukuk hakimini bağlamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Kararı davacı temyiz etti.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Davacının Facebook sayfasına küfürlü sözler içeren mesajlar gönderildiği hatırlatıldı. Suça konu mesajların gönderildiği bilgisayarların IP numaralarının davalılara ait olduğu, davacının e-posta ve Facebook adreslerine mail ve mesaj atıldığı saatlerde, mailin ve mesajın bırakıldığı mail adresine davalıların internete çıkış yaptıkları IP adresi üzerinden bağlantı yapıldığı anlaşıldığı vurgulandı.

OY BİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ

Dava konusu mesajların gönderilmesinden hat sahibi davalıların sorumlu olduğunun belirtildiği kararda; “Bu nedenle; gönderilen mesajlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, her iki davalının da yazılan mesajlardan sorumlu olduğu kabul edilmeli ve uygun bir miktar manevi tazminata hüküm edilmelidir. Bu yön gözetilmeden yanılgılı gerekçe ile davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle bozulmasına oy birliğiyle karar verildi” denildi.

UZMANLAR AMAN DİKKAT DİYOR

Uzmanlar, emsal nitelikteki kararla birlikte, internet abonelerinin muhtemel bir davayla karşılaşmamak için şifrelerini herkesle paylaşmaması gerektiğine vurgu yapıyor.

Kamu bankaları, kuru düşürmek için 1,5 milyar dolar sattı

medyabold
Devamını Oku »

İranlı General Kasım Süleymani’nin gizli toplantıları deşifre oldu

İran Devrim Muhafızları’nın dış operasyonlardan sorumlu birimi Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani’nin Irak’ta gerçekleştirdiği gizli toplantılar deşifre oldu.

BOLD – Reuters haber ajansının isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberine göre General Süleymani, ekim ayı ortasında Dicle Nehri kıyısında, ABD Büyükelçiliği’ni gören bir villada Iraklı Şii milislerle bir araya geldi. Süleymani, Irak’taki baş müttefiki Ebu Mehdi el Mühendis ve başkaca milis kuvvetlerin liderlerine ülkedeki Amerikan hedeflerine yönelik İran tarafından sağlanacak gelişmiş silahlarla saldırı düzenlemeleri yolunda talimat verdi.

KİTLESEL PROTESTOLAR

Reuters, haberini toplantılara ilişkin bilgilendirilen iki milis komutanı ve iki güvenlik kaynağına dayandırdı. Toplantının, İran’ın bölgede artan nüfuzuna yönelik kitlesel protestoların başladığı dönemde gerçekleştiği aktarıldı.

Iraklı Şii politikacılar, Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi’ye yakın yetkililer ve toplantıya ilişkin bilgi sahibi kaynaklara göre 62 yaşındaki Tümgeneral Süleymani’nin ABD güçlerine saldırı planı, İran’a yönelik öfkeyi ABD’ye çevirecek askeri yanıtı kışkırtmayı amaçlıyordu.

İki milis komutanı ve Iraklı güvenlik kaynakları, ekim toplantısından iki hafta önce “İran’ın bölgedeki askeri beyni” olarak nitelendirilen Süleymani’nin, İran Devrim Muhafızları’na Katyuşa ve omuzdan fırlatılan ve helikopter düşürebilen füze gibi daha gelişmiş silahları iki sınır üzerinden Irak’a taşımaları yolunda talimat verdiğini söyledi.

Milis kaynakları, Bağdat’taki villada yapılan toplantıda Süleymani’nin, komutanlara düşük profilli, ABD tarafından tanınmayan paramiliter güçlerden yeni bir milis grup oluşturmaları yolunda talimat verdiğini aktardı. Bu grup, Irak’taki askeri üslerde konuşlu Amerikalılara saldırı düzenleyecekti.

TESPİTİ GÜÇ YENİ BİR GRUP

İddiaya göre; Kasım Süleymanı, Ebu Mehdi el Mühendis’ın kurduğu ve İran’da eğitilen Kataib Hizbullah’a da yeni bir plan talimatı verdi. Bu plan kapsamında Kataib Hizbullah da Amerikalılar tarafından tespiti güç olacak yeni bir grup oluşturacaktı.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, dün gazetecilere verdiği demeçte, “Kasım Süleymani’nin öldürüldüğü sırada Suriye’nin başkenti Şam’dan geldiğini ve orada Amerikan askerlerine, havacılarına, denizcilerine ve diplomatlarına karşı saldırı planladığını” söylemişti.

Iraklı Şii silahlı grupları çatısı altında toplayan Haşdi Şabi’nin tepe isimlerinden Ebu Mehdi el Mühendis de ABD’nin Bağdat’ta dün gerçekleştirdiği saldırıda hayatını kaybetmişti.

SAVUNMA HAMLESİ

Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi el Mühendis’in de aralarında bulunduğu isimlere yönelik suikast sonrası, ABD cephesinden bu toplantıların istihbaratının alındığını gösterebilecek bir açıklama gelmişti.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, “ABD ordusu, Başkan’ın talimatıyla Kasım Süleymani’yi öldürerek, yurt dışındaki ABD personelini korumak için belirleyici bir savunma hamlesinde bulundu. Bu saldırı, İran’ın gelecek saldırı planlarını caydırmayı amaçladı. Birleşik Devletler, dünyanın neresinde olursa olsun insanlarımızı ve menfaatlerimizi korumak için gerekli tüm adımları atmaya devam edecektir’ açıklaması yaptı.

Süleymani’nin öldürülmesinin ardından Trump’ın 9 yıl önce attığı tweetler bugün yine gündemde

medyabold
Devamını Oku »

Iranian top general killed by US strike in Iraq

A top Iranian military commander, General Qasem Soleimani, was killed on Friday in Iraq during an airstrike ordered by US President Donald Trump.

Soleimani, 62, was the head of Iran’s elite Quds Force, spearheading the Iranian operations in the region, including bolstering Lebanon’s Hezbollah and other pro-Iranian groups, expanding Iranian military presence in Iraq and Syria and masterminding Syria’s fight against rebel groups.

The U.S. drone attack took place close to Baghdad International Airport and also killed Iraqi militia commander Abu Mahdi al-Muhandis.

Soleimani and Muhandis were “huge symbols of the victory” against the Islamic State (ISIS) terror group, which was defeated in late 2017, Iraqi Prime Minister Adel Abdul-Mahdi said.

Abdul-Mahdi formally resigned last month following months of protests demanding his resignation and governmental change. Even though hundreds of people died in the protests in Iraq’s capital and elsewhere, he still remains in office in a caretaker capacity with Iranian support.

The assassination followed a turbulent week in Baghdad, where Iraqi militia and their supporters had repeatedly attempted to storm the U.S. Embassy.

The U.S. administration claims the attacks on the embassy were led in part by Soleimani, claiming that he was planing for a “wider, systematic assault” on American diplomats.

“Soleimani has killed or badly wounded thousands of Americans over an extended period of time, and was plotting to kill many more…but got caught! He was, directly and indirectly, responsible for the death of millions of people, including the recent large number. He should have been taken out many years ago!” Trump tweeted on Friday.

Trump’s Iranian counterpart Hassan Rouhani similarly responded through Twitter, saying, “the great nation of Iran will take revenge for this heinous crime.”

Iran’s Supreme Leader Ayatollah Ali Khamenei also mentioned “harsh retaliation” during a televised statement.

“To condemn attacks on their embassies, countries normally turn to the [United Nations] Security Council with a draft statement by the president. Washington has made no such appeal, which means it isn’t interested in the world reaction. What it is interested in is the balance of power in the region,” Maria Zakharova, the spokesperson of the Russian foreign ministry, said in a statement.

Moscow backs Baghdad in its military operations against ISIS in Syria.

Israel, a long-time enemy of the Iranian regime, echoed the US arguments, vowing that it “was standing with the US in its just struggle for peace, security, and self-defense.”

“Just as Israel has the right of self-defense, the US has exactly the same right. Soleimani is responsible for the death of American citizens and many other innocent people. He was planning more such attacks. Trump deserves all the credit for acting swiftly, forcefully and decisively,” Israeli Prime Minister Benjamin Netanyahu said.

In the U.S., Democrats expressed their reservations about how Trump decided on the airstrike without the consent of the U.S. Congress.

“He has the ability to prevent an imminent attack against the US without coming to Congress. I think we need to see the fact that that is, in fact, true. [However,] He does not have any other standing authorization to take out a strike against a country that we have not declared war against,” Democratic Senator Chris Murphy told NPR on Friday.

Following the US attack, Turkey’s President Recep Tayyip Erdogan called a security meeting to discuss the latest developments in the region.

Earlier on Friday, the Turkish foreign ministry said in a statement that Turkey had always opposed foreign interventions, assassinations and sectarian conflicts in the region and called on both sides to prioritize diplomatic efforts.

Fatih Yildiz, Turkey’s ambassador to Iraq, voiced the same, calling for “common sense, restraint, and diplomacy” for the solution.

However, Aydin Selcen, the former Turkish Consul-General of Erbil, criticized the Turkish remarks, referring to an act of foreign intervention by Turkey.

“Mr. Ambassador, are you sharing your opinions as the representative of a country which has had military forces in Iraq since the 1990s, and just today carried out a drone assassination in Sinjar?” Selcen asked.

Many countries have harshly criticized Turkey’s strongman for his unilateral decisions in the foreign policy, such as Turkey’s military incursion into Syria in October, exploring oil and gas in disputed waters in the Mediterranean, and planning to deploy military troops in Libya.

Iran’s Quds Force is a secretive subset of the Islamic Revolutionary Guard Corps (IRGC) that operates outside the country.

In April, Trump had unexpectedly labeled the IRGC as a terrorist organization.

Khamenei said in a statement on Friday that he appointed General Esmail Ghaani to succeed Soleimani, adding that Ghaani would continue Soleimani’s work with undiminished force.

ISIS confirms leader’s death, names successor and vows revenge

The post Iranian top general killed by US strike in Iraq appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/01/04/iranian-top-general-killed-by-us-strike-in-iraq/
Devamını Oku »

3 Ocak 2020 Cuma

Süleymani’nin öldürülmesinin ardından Trump’ın 9 yıl önce attığı tweetler bugün yine gündemde

Donald Trump’ın emriyle düzenlenen hava saldırısında İranlı general Kasım Süleymani’yi öldürmesinin ardından ABD Başkanı’nın 2011 ve 2013 yılları arasında yaptığı İran ile ilgili Twitter paylaşımları gündeme geldi.

BOLD – Donald Trump, 9 yıl önce attığı tweetlerde dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın 2012’deki başkanlık seçimlerini kazanmak için İran’a savaş açacağını iddia ediyor.

29 Kasım 2011’de @realDonaldTrump hesabından yapılan paylaşımda, “Seçilmek için Obama İran’la savaş başlatacak” ifadeleri yer alırken, Trump’ın 2012 seçimlerine bir aydan kısa süre kala benzer bir tahminde bulunarak, “Görürsünüz, Obama anketlerde çöküş yaşadığı için Libya veya İran’a saldıracak. Çaresiz durumda” yazdığı görülüyor.

OBAMA ZAYIF

Trump’ın 16 Kasım 2011’de ofisinde çektiği bir videoda Obama’nın “zayıf” olduğunu ve bu yüzden İran’a saldıracağını söylediği de hatırlatıldı. Video dünkü hava saldırısının ardından Twitter’da birçok kez paylaşıldı.

Obama 2012’deki seçimlerde Cumhuriyetçi Mitt Romney’i yendi ve Oval Ofis’teki 8 senesinde hiç İran’a saldırı düzenlemedi.

Trump’ın Obama seçimleri kazandıktan sonra da 44. ABD liderini İran’la savaş çıkarmaya çalışmakla suçladığı görülüyor.

Trump’ın 17 Eylül 2013 tarihli bir paylaşımında, “Obama bir noktada itibarını kurtarmak için İran’a saldıracak” ifadeleri yer alıyor.

ABD, 3 bin 500 askeri Orta Doğu’ya gönderdi

 

medyabold
Devamını Oku »

İran’ın Orta Doğu’daki istihbarat faaliyetlerini yöneten isim: Kasım Süleymani

1979 İran Devrimi’nden bu yana Tahran’ın bölgedeki istihbarat faaliyetlerinde önemli bir rol oynayan Kasım Süleymani, son 10 yılda Lübnan, Irak, Suriye, Gazze ve Yemen’de İran’ın attığı adımları yönlendiren bir isim oldu.

BOLD – İran’da 1979’da gerçekleştirilen İslam Devrimi’nden bu yana adı gündemden hiç düşmeyen ve devrimin “şahin” isimlerinden olan Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, Irak’ın başkenti Bağdat’ta ABD tarafından düzenlenen saldırıda 62 yaşında öldürüldü.

Resmi sıfatı Kudüs Gücü Komutanı. Kudüs Gücü, İran’ın yurt dışı operasyonları için kurulmuş özel bir birlik. Güç, İran İslam Cumhuriyeti’nin en yüksek siyasi ve dini makamı olan Ayetullah Ali Hamaney’den doğrudan emir alıyor.

İLKOKUL MEZUNU İNŞAAT İŞÇİSİ

İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, 1956’da İran’ın güneydoğusundaki, Afganistan sınırına yakın Rabord köyünde doğdu.

İlkokul mezunu bir inşaat işçisiydi ancak Süleymani’nin kaderi 19 yaşındayken, İran’ın şu anki dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in öğrencilerinden birinin verdiği sohbetlere katılmaya başlamasıyla değişti.

Hamaney’le doğrudan bağlantı kuran Süleymani, sadece birkaç yıl sonra İran İslam Devrimi gerçekleşip Hamaney liderlik koltuğuna oturduğunda, Devrim Muhafızları’nın göze çarpan isimlerinden biri olmuştu.

İran-Irak Savaşı’nda cephede savaştıktan sonra uzun süre Afganistan sınırındaki birliklerin komutanı olarak görev yaptı.

KUDÜS GÜCÜ KOMUTANI

Hamaney, 1998’de, İran devrimi sonrası İran’ın etkisini bölgede yaymak üzere kurulan Devrim Muhafızları’nın bünyesindeki en etkili güç olan Kudüs Gücü’nün başına Süleymani’yi getirdi. O tarihten bu yana da doğrudan Hamaney’e bağlı olarak çalıştı.

Kasım Süleymani’nin komutan olmasından sonra Kudüs Gücü, tüm bölgede istihbarat faaliyeti yürüten, özel operasyonlar da yapan, sadece devletlerle değil devlet dışı gruplarla da yakın ilişki geliştirerek etkinliğini geniş bir alana yayan bir silahlı güce dönüştü.

SURİYE İÇ SAVAŞININ SEYRİNİ DEĞİŞTİRDİ

Kudüs Gücü ve Kasım Süleymani, son dönemde bölgede etkinliğini savaşçıları üzerinden artırdı.

Suriye’de yakın ilişki içinde olduğu Devlet Başkanı Beşar Esad yönetimine karşı başlayan iç savaşta, Esad’ın yanında savaşmak üzere Afganistan’dan, Irak’tan ve Lübnan’dan Şii milis güçlerini Suriye’ye gönderdi. İç savaş boyunca birkaç kez Suriye’nin farklı bölgelerinde cephede görüldü.

Haziran 2013’te, Lübnan sınırındaki Kuseyr’in Şam ordusu tarafından ele geçirilmesi, muhaliflerin 2 yılda büyük kazanımlar elde ettiği Suriye’de iç savaşın seyrini değiştiren olay oldu. Kasım Süleymani’nin, Hizbullah lideri Nasrallah’tan savaşçılarını Kuseyr’e göndermesini sağladığı ortaya çıktı. Hizbullah’ın ilk kez Suriye’de aktif olarak savaştığı cephede Esad büyük bir kazanım elde etti.

LÜBNAN VE HİZBULLAH ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Lübnan’daki birçok siyasetçi ve uzman, Lübnan siyasetine ve İsrail’le olan çatışmalara yön veren örgütün Hizbullah olmadığını, doğrudan Kudüs Gücü ve Kasım Süleymani olduğunu söylüyor.

Süleymani, İran devlet televizyonuna verdiği bir röportajda, 2006’da başlayan Hizbullah öncülüğündeki Lübnan-İsrail savaşı sırasında cepheye giderek Hizbullah savaşçılarına liderlik ettiğini söyledi.

Filistin’de de İsrail’e karşı sert tutumuyla bilinen Hamas örgütüyle yakın ilişki içindeydi.

11 Eylül saldırıları sonrasında Kasım Süleymani’nin yönlendirmesiyle İran’ın El Kaide’ye ait tespit ettikleri üslerin yerlerini Amerikalılarla paylaştığı biliniyor.

IRAK SAVAŞI VE Şİİ ÖRGÜTLER

Kasım Süleymani’nin komutanı olduğu Kudüs Gücü, Irak’ta Hizbullah Tugayları, Mehdi Ordusu ve Bedir Tugaylarını o dönemde Irak’ta Amerikan işgaline karşı mücadele etmek üzere bir araya getirdi.

IŞDİ VE HAŞDİ ŞABİ

Süleymani, 2014’te IŞİD’in ortaya çıkmasıyla birlikte şu anda ülkedeki en büyük askeri güçlerden biri haline gelen Irak Halk Seferberlik Güçleri’nin (Haşdi Şabi) kurulmasında etkili oldu.

IŞİD’e karşı savaşmak üzere kaydolan gençleri Haşd-i Şabi bünyesinde toplayarak 50 binin üzerinde savaşçı kazandı. Hizbullah Tugayları ve Bedir Grubu’nu da Haşd-i Şabi’nin parçası haline getirdi. IŞİD’e yönelik savaş sırasında Kasım Süleymani defalarca Irak’ta cephede görüntülendi.

2018’de Amerikan ordusunun Orta Doğu’daki aktivitelerinden sorumlu komutanlardan Joseph Votel, “Nerede İran’ın bir hareketliliği varsa, orada Kasım Süleymani’yi görüyoruz. Lideri olduğu Kudüs Gücü en büyük tehdit” demişti.

ABD Bağdat’ı vurdu: Kudüs Gücü Komutanı İranlı General Kasım Süleyman öldürüldü

medyabold
Devamını Oku »

3 öğün yemek indirimini kaldıran İstanbul Üniversitesi’nde öğrencilerden boykot kararı

Yemek ücretinin 3,5 liradan 18,5 liraya çıkartılmasıyla protesto eylemine başlayan İstanbul Üniversitesi öğrencileri zam geri çekilmezse boykota gideceklerini duyurdu.

BOLD – İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin yemek zammı eylemi devam ediyor. Sözcü’den Sibel Gülersöyler’in haberine göre fiyatın 3,5 liradan 18,5 liraya çıkartılması sonrası protestolara başlayan öğrenciler zam kararının geri alınmaması halinde 17 Şubat’ta okulu boykota gideceklerini ilan etti.

AYLIK 450 LİRAYA DENK GELİYOR

İstanbul Üniversitesi yemekhanesinde, 3,5’kar liraya sabah, öğle ve akşam olmak üzere günde 3 öğün yenilebiliyordu. Ancak üniversite yönetimi bu uygulamaya 1 Ocak itibarıyla son verdi.

Artık öğrenciler 3,5 liraya sadece bir öğün yemek yiyebilecek, ikinci öğün için ise 18 lira 50 kuruş yani 15 lira fazla ödemek zorunda kalacaklar. Bu da aylık 450 liraya tekabül ediyor.

İkinci el araç alım satımında yeni dönem başlıyor

medyabold
Devamını Oku »

Greece, Israel, Cyprus strike deal for gas pipeline 

A deal for a pipeline to carry gas from new offshore deposits in the southeastern Mediterranean to continental Europe has been signed on Thursday by Greece, Cyprus, and Israel, in a move that risks escalating tensions with Turkey.

The signing ceremony for the EastMed line was attended by the leaders of the three countries, Greek Prime Minister Kyriakos Mitsotakis, Israeli Prime Minister Benjamin Netanyahu, and Cypriot President Nicos Anastasiades.

Mitsotakis said the EastMed would offer Europe “better flexibility and independence in its energy sources.”

Netanyahu said the three countries have established “an alliance of great importance” that will bolster regional stability.

Anastasiades said the pipeline affirms that Greece and Cyprus have sovereign rights in waters assigned to them under international law.

“This cooperation that we have developed … is not directed against any third country. On the contrary, whichever country wishes is welcome to join, on the understanding of course that it adopts the basic principles of international law and fully respects the sovereign rights and the territorial integrity of independent states,” Anastasiades said.

Cyprus’ Anastasiades was referring to the dispute with historic rival Turkey over claiming offshore energy deposits in the southern Mediterranean.

Turkey does not recognize Cyprus as a state and claims much of Cyprus’ exclusive economic zone (EEZ) as falling within its continental shelf, in addition to its claims over large tracts in the Aegean Sea and off Crete under Greek control.

Since May, Ankara has unilaterally started exploring disputed waters controlled by the two EU member countries, Greece and Cyprus.

Turkish President Recep Tayyip Erdogan said no project could proceed without Turkey’s consent following maritime border conduct between the country and Libya’s UN-recognized Government of National Accord (GNA) in November.

Turkey and Libya agreed on the two countries’ EEZ, stretching from Turkey’s southern Mediterranean shore to Libya’s northeast coast in the Eastern Mediterranean as they plan to carry out joint natural gas drilling operations in the disputed waters.

Greece and Cyprus reject the deal as being contrary to international law, arguing that Turkey and Libya share no maritime border.

The planned EastMed pipe will cross almost 1,900 kilometers (1,181 miles) from Israeli and Cypriot gas fields in the eastern Mediterranean to Crete and the Greek mainland and before carrying on to Italy.

Greece, Cyprus, and Israel have been discussing the EastMed since 2013. Israel has discovered about a trillion cubic meters of gas since 1999. Cyprus has discovered at least three important gas fields since 2011.

The pipeline would initially carry 10 billion cubic meters (bcm) of gas a year to energy-hungry Europe, which is largely dependent on supplies from Russia and the Caucasus region.

The European Union (EU) has already declared its interest in the pipeline by pledging 36.5 million euros for research and technical planning as the energy resources in the North Sea are depleted.

Mustafa Akinci, the president of the Turkish Republic of Northern Cyprus (KKTC), on Thursday, criticized the pipeline project for its exclusion of Turkey and Turkish Cypriots from it.

“Geographical facts indicate that exclusion of Turkey and Turkish Cypriots from the energy equation in the Eastern Mediterranean is impossible,” Akinci said, referring to the project’s “unreasonable in economic terms” decided on purely political concerns.

Cyprus has been split between its Greek and Turkish populations ever since ethnic tensions resulted in Turkey’s 1974 invasion, with the Turkish part being recognized only by Ankara.

Turkish parliament votes in favor of troop deployment to Libya

The post Greece, Israel, Cyprus strike deal for gas pipeline  appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/01/03/greece-israel-cyprus-strike-deal-for-gas-pipeline/
Devamını Oku »