4 Nisan 2020 Cumartesi

Greece quarantines second camp after coronavirus case confirmed

Greece has quarantined a second migrant facility this week after a 53-year-old man tested positive for coronavirus, the migration ministry said on Sunday.

The Afghan man, who was found to be infected, lives with his family at the Malakasa camp along with hundreds of other migrants and asylum seekers. He has been transferred to a hospital in Athens.

Tests on his contacts will continue as the public health agency tries to trace the route of the virus.

On Thursday, authorities quarantined the Ritsona camp in central Greece after 20 asylum seekers tested positive for coronavirus. It was the first such facility in Greece to be hit since the outbreak of the disease.

The camp in Malakasa, 40km (25 miles) northeast of Athens, will be put into quarantine for two weeks, the ministry said, adding that police guarding the site would be reinforced.

A new separate closed-type facility started operating last month for migrants who arrived after March 1, the ministry said.

Reuters

In Syria camp fearing coronavirus, young teachers adapt again

 

The post Greece quarantines second camp after coronavirus case confirmed appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/04/05/greece-quarantines-second-camp-after-coronavirus-case-confirmed/
Devamını Oku »

Ramazan’ı hakkıyla değerlendirebiliyor muyuz? | Yeni Ailem

Her mümin, Ramazan ayında tuttuğu orucun gönüllerde bıraktığı heyecanı ve zevki, hayatı boyunca unutmayacak, onu komşularına, arkadaşlarına ve gelecek nesillere tatlı bir hatıra olarak intikal ettirecektir.
M. Ali Şengül

The post Ramazan’ı hakkıyla değerlendirebiliyor muyuz? appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/ramazani-hakkiyla-degerlendirebiliyor-muyuz/
Devamını Oku »

Evlat anneden ayrılır mı? | Yeni Ailem

O günlerde tekrar görüştüğümüz Zekiye Ataç’a bir video çekmesini ve Ahmet’in ne istediğini videoda anlatmasını söyledim. Ahmet içine attıklarını biraz da olsa o videoda ifade edebilmişti: “19 aydır babamı görmüyorum. Bir yıldır hastayım. Babama sarılmak ve iyileşmek istiyorum.”
Sevda Dereli

The post Evlat anneden ayrılır mı? appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/evlat-anneden-ayrilir-mi/
Devamını Oku »

İntihar mı kaza mı? Eşi ve babası tutuklu bir kadın Çanakkale’de öldü

Eşi 2, babası 3,5 yıldır tutuklu olan Halime Gelir dün akşam hayatını kaybetti. Gelir’in intihar mı ettiği ya da balkondan düşerek mi öldüğü henüz belli değil.

BOLD – Çanakkale’de yaşayan Halime Gelir dün akşam hayatını kaybetti. Gelir’in intihar ettiği de belirtiliyor. Eşi 2 ve babası 3,5 yıldır Çanakkale Cezaevinde tutuklu olan Gelir’in Zehra (2) adında bir kızı bulunuyordu.

Halime Gelir’in ölüm haberini HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu sosyal medya hesabından duyurdu. Gergerlioğlu “Çanakkale’de eşi ve babası mahpus 2 yaş çocuk annesi ismi Halime olan bir kadının intihar ettiği bilgisi tarafıma ulaştı. İntihar etti veya camdan düştü, tam bilinmiyor! İnşallah bir ümitsizlik intiharı değildir, çok acı. Herkes lütfen metin olsun, göğsünüzü geniş tutun.” dedi.

KUZENİM BALKONDAN DÜŞTÜ

Gergerlioğlu’nun paylaşımına yorumda bulunan Halime Eker’in kuzeni “Değerli hocam, kuzenim zor şeyler yaşadı fakat ümitliydi. Kazara balkondan düştü.” ifadelerini kullandı.

KENDİNİ 4. KATTAN ATTI

Bold Medya’ya ulaşan başka bir bilgiye göre Halime Eker “eşinin 2 yıldır, babasının 3.5 yıldır Çanakkale Cezaevinde yatıyor olmalarının verdiği sıkıntılardan ve depresyondan dolayı bugün bunalıma girerek kendisini 4. kattan aşağı attı.”

Canan öğretmen cezaevi ziyareti dönüşü intihar etti

medyabold
Devamını Oku »

Halil Umut Meler: Derbinin hikayesini okudum, başarılıydım

MHK’nın gözdelerinden Halil Umut Meler, Fanerbahçe-Galatasaray maçı ile ilgili düşüncelerini aktardı. Meler iki takım adına tutarlı ve standart kararlar verdiği için başarılı olduğunu söyledi.

BOLD – Süper Lig’in dikkat çeken hakemleri arasında gösterilen Halil Umut Meler ilk kez çıktığı Fenerbahçe – Galatasaray derbisinde başarılı olduğunu kaydetti. Sarı-Kırmızılı takımın 20 yıl sonra Kadıköy’de 3-1 kazandığı maçı yöneten 33 yaşındaki genç hakem derbinin hikayesini okuduğunu söyledi. Sarı-Lacivertli takım 1-0 öne geçtiği maçta Galatasaray’a 3-1 mağlup olmuştu. Maç sonrası yapılan değerlendirmelerde de Meler başarılı bulunmuştu.

YAŞAM KOÇUNDAN DESTEK ALIYORUM

Koronavirüs nedeniyle evde kaldığı şu dönemde MHK’nın haftalık kural sınavı uygulaması ve video test uygulaması göndererek hakemlerin her zaman hazır olması için gayret ettiklerini açıkladı. Skor’a açıklamalarda bulunan Halil Umut Meler her mesleğin getirdiği zorluklar olduğunu vurgulayarak “Ben mental olarak maç öncesi ve sonrası kendimi olumlu ve olumsuz sürece en iyi şekilde hazırlamaya çalışıyorum. Hakemliği çok sevdiğim için bu süreci yönetmem de bana çok katkı sağlıyor. Belli dönemlerde yaşam koçundan destek alıyorum ama en büyük terapim oğlumdur. Onun varlığı bana güç veriyor” ifadelerini kullandı. Meler’in açıklamaları şöyle:

BAZEN TEK BİR KAMERA SÜREKLİ HAKEMİ ÇEKİYOR

Sosyal medyada hiç hesabımın olmadığını belirtmek istiyorum. Dolayısıyla takip de etmiyorum. İzmir’de günlük hayatımda olumsuz tepkilerle karşılaşmadım. Açıkçası, alışveriş merkezinde gezmeyi seven biri de değilim. Sosyal hayatımızı her aile gibi sürdürmeye çalışıyoruz. Futbol bu kadar popüler olunca oyunun içinde yer alan her paydaş gibi hakemler de kamuoyu tarafından bir süre sonra içselleştiriliyor sanırım. Genellikle 14-16 kamera kullanarak yayınlanan maçlarda bazen tek bir kamera bile sürekli hakemi çekecek şekilde görevlendirilebiliyor. Böyle bir ortamda da örnek verdiğiniz gibi durumlar ortaya çıkabiliyor. Kendi adıma rahat bir tarzım olduğunu düşündüğüm için de günlük yaşantım içinde kamuoyu tarafından benimsenen bu içselleştirmeden dolayı hiç sıkıntı yaşamıyorum.

HER MAÇIMDAN SONRA ÜZERİNE ÇALIŞIYORUM

Kariyerimi, her basamağında büyük emeklerin olduğu bir merdiven olarak görüyorum. Daha çok gelişebilmek için her maçımdan sonra üzerinde çalışıyorum. Gelişim sürecinde federasyon ve kurulumuzun sağladığı geniş imkânlar sayesinde teknik, teknolojik ve psikolojik eğitimlerden yararlanıyorum. Maç analizi gibi, antrenman programları gibi beden dili üzerinde yaptığımız çalışmalar eğitim sisteminin tabii ki bir parçası.

HER HAKEMİN HEDEFİ DÜNYA KUPASIDIR

Her hakemin hedefi Dünya Kupası’dır. Çok çalışınca bunun mümkün olduğunu bize Cüneyt Çakır Hocam gösterdi. Ben de bu kariyer sürecinde Dünya Kupası’nda, Avrupa Şampiyonası’nda, Şampiyonlar Ligi’nde görev alabilme hedefiyle çalışıyorum. Hakem olarak sahanın içinde oyun kurallarına göre en doğru kararı vermeye çalışıyorum. Müsabakanın zorluğuna, atmosferine, skoruna göre vermiş olduğum kararın ya da kararların maçtan sonra kamuoyu tarafından tepki alması çok normal bence. Ben o açıklamaları o anki psikolojik etkiye bağlıyorum. Ben sahanın içinde oyun kurallarını uygulayan modern hakem olmaya çalışıyorum. Geçmişte futbol oynamamın getirmiş olduğu bir tecrübe diyebilirim. İyi ve kötü niyetli hareketi, futbolcuların o anki tavır ve davranışlarından anlayabiliyorum.

İLK DERBİ ONUR VE GURUR VERİCİ

Fenerbahçe – Galatasaray kariyerimdeki ilk derbi olduğu için ayrı bir onur ve gurur vericidir. Bu vesileyle bana inanan, güvenen ve bu göreve layık gören MHK’ya teşekkür ederim. Her derbi öncesi ve sonrasında hikâyeler oluyor. Ben de kendi adıma bu hikâyeyi iyi okuduğumu, müsabaka boyunca her iki takım için tutarlı ve standart kararlar verdiğim için başarılı olduğumu düşünüyorum.

medyabold
Devamını Oku »

Türkiye ekonomik çöküşe çare bulabilir mi?

Gerçek bir yargı reformu, hiçbir para çıkışı olmadan Türkiye’ye çok önemli faydalar sağlayacak: “İçeride büyük bir sosyal barış atmosferi oluşturacak. AB ile ilişkiler olumlu bir yola girecek. IMF’den güçlü bir finansal destek alma kapıları açılacak. Ekonomik çöküş yavaşlayacak. Kovid-19 sorununa karşı etkin tedbir alınacak.”

BOLD ANALİZ – IMF Başkanı, son yaşadığımız Küresel Finans Krizinin etkilerinin görüldüğü 2009’dan daha kötü veya en az onun kadar kötü bir ekonomik durgunluğa girdiğimizi, olumlu şartlar gerçekleşirse 2021’de toparlanma başlayabileceğini söyledi. IMF Başkanı, devamında, dünya ekonomisinin aniden durmasının iflas dalgası riski ve devamındaki işten çıkarmaların daha sonra ekonomik toparlanmayı da zorlaştıracağı hatta toplumsal yapıya zarar vereceğini belirtti.

IMF, virüsün yayılmasına bağlı olarak, gelişmekte olan ülkelerde ekonominin durması, sermaye çıkışları ve ihracatçılar için fiyat şokları gibi bir dizi problemin ortaya çıkacağını, pek çok gelişmekte olan ülkede daralma ve buna bağlı olarak döviz kurlarında kritik hareketler olacağını öngörüyor. Tüm bu öngörüleri birer birer yaşıyoruz. Örneğin, döviz kurlarında ciddi değişimler ve TL’nin değer kaybı oranları çok yüksek seyrediyor.

IMF, Türkiye gibi ülkelerin (emerging markets) kendi rezervlerinin ve iç kaynaklarının yetersizliğine karşı 2,5 trilyon dolar finansman ihtiyacı olduğunu tahmin etmektedir. Türkiye’nin açıkladığı paket ise sadece 15 milyar dolar civarındadır. Türkiye’nin, bundan çok daha fazla desteğe ihtiyacı olduğu açıktır. Üstelik, Türkiye’nin dış borçların çevirebilmesi için, dövize ihtiyacı var. Ülke ekonomisinin yavaşladığı ve virüs yayılımının hızla arttığı bu dönemde, ekonominin seçenekleri çok kısıtlı. Bazı ekonomistler, para basılabileceğini belirtiyor. Ancak bu çok yüksek bir enflasyona yol açar ve yerel paranın değerini daha da düşürür. Üstelik yerel para ile döviz girdisi sağlanamayacağı için yine döviz açığı olma riski var. Türkiye ekonomisi bu nedenle, kısır döngü içerisine girmiş durumunda.

Türkiye’yi en çok zorlayacak gerçeklerden biri de IMF, Dünya Bankası gibi çok uluslu ekonomik kuruluşlardan destek alma olasılığının düşük olması. Destek alması veya almaması bir kenara, bu kapının kapalı olması bile ekonomiye zarar verir. Türkiye’nin IMF, Dünya Bankası gibi çok uluslu ekonomik kuruluşlardan destek alma olasılığı, hapisteki gazeteciler ve siyasi tutuklular nedeniyle çok düşük. Bu tabloyu tersine çevirmek, siyasi tutukluların özellikle bu virüs ortamında serbest bırakılmasına bağlı. Ardından da bir yargı reformu yapılması durumunda, para kapılarının açılması olasılığı gündeme gelebilir.

TÜRKİYE ÇOK TEHLİKELİ BİR EKONOMİK ÇÖKÜŞE IŞIK HIZIYLA İLERLİYOR

Yapıcı bir yaklaşım gösterilmezse, geri dönüşü olmayan bir çöküş kaçınılmazdır. Türkiye ekonomisinin döviz darboğazı ve riskini döviz kurları göstermektedir. Ancak ülkenin ekonomik riskini gösteren ve dünya genelinde takip edilen bir başka gösterge (CDS) şu an alarm düzeyindedir. “Credit Default Swap-CDS” bir ülkenin riskini gösteren ve günlük olarak değişebilen uluslararası bir piyasa verisidir. Aşağıdaki grafik, Türkiye’nin risk seviyesinin 600 puanın üzerine çıktığını gösteriyor. Bunun (CDS) 300’ün üzerine çıkması ciddi sorunlara işaret eder. Türkiye için 600’ün üstünde olan bu veri Almanya için 25 civarında ve Yunanistan için 220 dolayındadır.

Bu verinin 600 olması, tümüyle Kovid-19 sorunundan kaynaklanmıyor. Virüs sorununun en yüksek olduğu iki ülke İtalya ve İspanya’dır. Bunların risk değeri, 185 ve 105 civarındadır. Risk düzeyi tüm dünya ülkeleri içerisinde ele alınınca Türkiye, en riski ülkeler içerinde yer almaktadır. Türkiye, ekonomik dar boğaza ve kısır döngüye girdiği için, şu anki risk seviyesi son on yılın en yüksek seviyesidir. Kısır döngü, yapıcı bir politika ile tersine çevrilmezse, çok ama çok ağır sonuçların kısa sürede ortaya çıkması kaçınılmaz görünüyor.

Bu bağlamda hükumet, ekonomik sıkıntıları ‘maliyetsiz hafifletmek’ için gerçek bir yargı reformu yapmak zorundadır. Hükumetten kimse jest istemiyor. Olması gerekeni istiyor. Bunu yapmayacak hükumet, önümüzde bekleyen ağır ekonomik sorunları üstel (exponential) olarak artıracaktır. Bu da zaten hükumetin kaçınılmaz sonu olacaktır.

Şunu da belirtmek gerekir ki, IMF’nin işaret ettiği gibi, önümüzdeki aylarda peş peşe batışlar kaçınılmazdır. Bunun ekonomideki adı ‘sistemik risk’ yani domino taşları gibi devrilme riskidir. Şu an hükumetçe atılmayan her pozitif adım, bu riskin gerçekleşme hızını ve dalga boyutunu artıracaktır. Aylar hatta yıllar önce atılmayan adımlar hem yurt içinde hem de uluslararası platformda Türkiye’de ağır maliyetlere yol açmaktadır. Maalesef Kovid-19 sorunu bu süreci ışık hızına çıkarmaktadır.

Özetle, yargı reformu hiçbir para çıkışına yol açmadan şu faydaları sağlayacaktır:

  • İçeride büyük bir sosyal barış atmosferi oluşturacaktır.
  • AB ile ilişkilerde olumlu bir yola girilmiş olur.
  • IMF’den güçlü bir finansal destek alma kapılarını açar.
  • Ekonomik çöküş yavaşlar, ekonomik zararların yaralarının sarılması kolaylaşır.
  • Kovid-19 sorununa karşı daha etkin tedbir alma imkanı doğar.

Sonuç olarak hükumet bir saniye bile beklemeden, öldürme, şiddet kullanma, uyuşturucu ve cinsel saldırı suçları gibi suçlar kapsamında olmayan ve tutuksuz olarak yargılanabilecek, öncelikle hasta, yaşlı, hamile ve çocuklular olmak üzere tüm tutukluları serbest bırakmalı, ardından ciddi bir yargı reformu ile içinde bulunduğumuz ağır şartlarda bir nebze olsun rahatlama sağlamalı, temel insan haklarına ve demokrasiye doğru adım atarken Kovid-19 ile mücadelede ve ekonomiyi olası büyük çöküşlerden korumada rasyonel politikalara geri dönmelidir.

medyabold
Devamını Oku »

Korona vaka sayısı 1 milyon 130 bini, can kaybı 60 bini aştı

Çin Wuhan kaynaklı koronavirüs salgınında dünya geneli enfekte vaka sayısı 1 milyon 130 bin 933’e çıktı. Hastalığa bağlı can kaybı 60 bin 150’ye, iyileşen kişi ise 235 bin 902’ye ulaştı.

BOLD – Dünya koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla baş etmeye çalışırken vaka, can kaybı ve iyileşen sayısı sürekli artıyor.

ABD 277 BİNİ AŞKIN VAKA SAYISI İLE LİSTE BAŞINDA

Vaka görülen ülkelerdeki yeni verilerin derlendiği ‘Worldometer’ sitesi bilgilerine göre 4 Nisan öğle saatleri itibarıyla dünya geneli enfekte kişi sayısı 1 milyon 130 bin 933’e çıktı.

İSPANYA HASTA SAYISINDA İTALYA’YI GEÇTİ

Buna göre Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 277 bin 533 ile en çok vaka görülen ülke. Onu 124 bin 736 ile İspanya, 119 bin 827 ile İtalya ve 91 bin 159 ile Almanya izliyor.

ÇİN’DE KAYDA GEÇEN 81 BİN 639 KİŞİ VAR

Salgının ortaya çıktığı Çin’de ise 81 bin 639 vaka kayda geçti.

TÜRKİYE İLK ON ÜLKE ARASINDA 9’UNCULUĞA YÜKSELDİ

Enfekte kişi sayısı 10 bini aşan ülkeler de şöyle sıralandı: Fransa (82 bin 165), İran (55 bin 743), İngiltere (38 bin 168), Türkiye (20 bin 921), İsviçre (19 bin 702), Belçika (18 bin 431), Hollanda (15 bin 723), Kanada (12 bin 549), Avusturya (11 bin 781) ve Güney Kore (10 bin 156).

ÜNİVERSİTENİN KORONA SİTESİ TAKİP EDİLEBİLİR

Johns Hopkins Üniversitesi’nce hazırlanan ve anlık güncellenen harita ile de salgının dünyadaki son durumunu görmek mümkün.

GOOGLE EVDE KAL ÇAĞRISINA UYULUP UYULMADIĞINI KONTROL EDECEK

Öte yandan Google, Kovid-19 ile mücadele kapsamında kimlerin ‘Evde kal’ uyarılarını dikkate alıp almadığını göstermek için konum verilerini açıklayacağını duyurdu.

131 ülke ve bölgede insanların hareketlerine ilişkin toplanan veriler kamuya ilan edilecek.

KİŞİSEL VERİLERİN PAYLAŞILMAYACAĞI BELİRTİLDİ

İlgili raporlarda insanların market, eczane, park veya iş yeri gibi yerlere mi gittikleri, buraların ne kadar kalabalık olduğu gibi bilgilerin yer alacağı belirtildi. Bireylerin konumu ya da kimliğini tespite yönelik bilgilerin ise paylaşılmayacağı kaydedildi.

İngiltere’de mayıs sonuna kadar karantinaya devam

medyabold
Devamını Oku »

Cezaevi kantinleri kapandı: Tutuklular korona günlerinde meyve ve sebzesiz

Mecliste infaz yasası görüşmeleri sürerken cezaevlerinden kötü haberler geliyor. Kantinler kapatıldı. Tutuklular korona günlerinde sebze, meyve ve ek gıda alamayacak.

CEVHERİ GÜVEN
BOLD ÖZEL – Korona salgınının bazı cezaevlerine sıçradığı haberleri gelirken, şimdi de tutukluların bağışıklık sistemlerini güçlendirebilecek gıdalar almada tek seçenekleri olan cezaevi kantinlerinin de kapatıldığı haberi geldi.

Tutuklular, yakınlarıyla yaptıkları görüşmelerde cezaevi kantininin kapatıldığı bilgisini verdiler. Cezaevlerinde yiyeceklerin yetersiz olması nedeniyle, kantinden yiyecek alınmaması durumunda aç kalmak söz konusu.

Aynı şekilde sebze ve meyve de yalnızca kantinden temin edilebiliyor.

Tutuklulara cezaevi kantinin 1 ay süresince kapalı olacağı, 1 aylık alışveriş yapmaları yönünde bildirimden sonra kantinlerin kısa süre içerisinde kapatıldığı bildirildi.

40 kişiye varan koğuşlarda alınan gıdaları koyacak yer ve saklayacak yeterli buzdolabı olmaması nedeniyle 1 aylık alışverişin mümkün olmadığı bildiriliyor. 1 aylık sebze ve meyve stoklamak ise cezaevi şartlarında imkansız.

DIŞARIDAN VİTAMİNE İZİN YOK

Korona nedeniyle bağışıklık sistemlerinin güçlenmesi için tutuklu yakınlarının ulaştırmak istediği vitamin hapları da cezaevi yönetimleri tarafından kabul edilmiyor.

Yeterli güneş ışığı alamamak nedeniyle tutukluların bağışıklık sistemlerinin zayıf olduğunu belirten yakınları, kantin yasaklarıyla birlikte tutukluları daha zor günler beklediğini belirtirken, infaz yasasının eşit olarak uygulanmasını talep ediyorlar.

DÖNER SERMAYEYLE ÇALIŞIYOR

Cezaevi kantinleri, cezaevi yönetimi tarafından döner sermaye sistemiyle çalışıyor. Tutuklular ve mahkumlar haftalık olarak ürün listesi doğrultusunda form dolduruyorlar. Kantinden haftada bir kez alışveriş yapma hakkı var. Kantinler dışarıya göre fahiş fiyatla ürün satılması nedeniyle sık sık eleştiri konusu olmuştu.  Yemeklerin yetersiz verilmesi nedeniyle tutukluların kantine yönlenmek zorunda kalmaları da başka bir eleştiri konusuydu.

medyabold
Devamını Oku »

CHP’li Ayşe Kaya koronavirüsle mücadelesini kaybetti

CHP Kadıköy Kadın Kolları Yönetimi’nde yer alan Ayşe Kaya, koronavirüs tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Kaya’nın ölüm haberini CHP’li Barış Yarkadaş verdi.

BOLD – CHP Kadıköy Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Ayşe Kaya’nın, koronavirüs nedeniyle hayattını kaybettiği haberini CHP eski milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş duyurdu.

Yarkadaş paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “CHP Kadıköy Kadın Kolları Başkan Yardımcısı sevgili Ayşe Kaya’yı kaybettik. İstanbul Kadıköy’de ikamet eden 50’li yaşlardaki Kaya, Kovid-19 yüzünden yaşamını yitirdi. Büyük ailemize, dostlarına, sevenlerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.”

medyabold
Devamını Oku »

Özel hastanelerdeki tüm koronavirüs işlemlerini artık SGK ödeyecek

SGK, bir süredir özel hastanelerde koronavirüs tedavisi sonrasında yüksek faturalar çıkarılıp ücret alınması ile ilgili tartışmalara son verdi. Artık pandemi hastanelerinde koronavirüs tedavisinde kullanılan tüm işlemlerin ücretini SGK ödeyecek.

BOLD – Pandemi hastanelerinde koronavirüs tedavisinde kullanılan tüm işlemler SGK geri ödeme kapsamına alındı. Özel hastanelerde yapılan tüm işlemleri artık SGK ödeyecek.

RESMİ GAZETEDE YAYIMLANDI

Bu kapsamda bugün Resmi Gazete’de alınan kararlar yayınlandı ve Pandemi hastanelerinde koronavirüs tedavisinde kullanılan tüm işlemler için ödeme planı belirlendi. Pandemi bakım hizmeti, “Sadece pandemi süresince, pandemi olgularına yönelik tedavilerde 510010 ile birlikte faturalandırılır. Ayrıca pandemi süresince pandemi olgusu olup olmadığına bakılmaksızın 510090 kodu ile birlikte faturalandırılır. Günde bir adet faturalandırılır” şeklinde listeye eklendi. Böylece hem koronavirüs hem de immün plazma yoluyla koronavirüs tedavisi SGK kapsamına alınmış oldu.

YOĞUN BAKIMLAR DA SGK KAPSAMINA ALINDI

Yine aynı düzenlemede Erişkin-Çocuk Yoğun Bakım Hizmetleri içinde pandemi bakım hizmeti, birinci, ikinci ve üçüncü basamak yoğun bakımlar da SGK kapsamına alındı. Ayrıca yine Resmi Gazete’de yer alan Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu kararına göre, pandemi ve immün plazma tedarik ve uygulamasında kullanılacak ilaçlar da SGK geri ödeme kapsamına alındı. Bu kapsamda bugün Resmi Gazete’de alınan kararlar yayınlandı ve Pandemi hastanelerinde koronavirüs tedavisinde kullanılan tüm işlemler için ödeme planı belirlendi.

İstanbul Metrosu’nda termal kamera dönemi: Ateşi olan binemeyecek

medyabold
Devamını Oku »

Koronayı çözemediler: “72 saatte yapması gereken etkiden çok daha fazlasını yaptı”

Aşı için çalışan Prof. Dr. Ercüment Ovalı, koronavirüsle ilgili çarpıcı bir bilgi paylaştı. Virüsün 72 saatte yapması gereken etkiden çok daha fazlasını yaptığını ancak sebebini henüz bilmediklerini açıkladı.

BOLD – Koronavirüse karşı aşı ve tedavi çalışmaları yürüten Prof. Dr. Ercüment Ovalı, “Virüsün 72 saatte yapması gereken etkiden çok daha fazlasını yaptığını gözlemledik. Vero hücrelerini beklenenden kısa sürede parçalamış. Çözmeye çalışacağız” dedi.

Korona virüsüne karşı tedavi ve aşı için çalışma yürüten akademisyenler arasında Acıbadem Sağlık Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Labcell Hücresel Tedavi Laboratuvarları Sorumlusu Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı da bulunuyor.

Prof. Dr. Ovalı, çalışmalarıyla ilgili sosyal medyadan açıklamalarda bulunup görüntü ve fotoğraf paylaştı.

Ovalı dün attığı tweet’te ekibiyle laboratuvar çalışmalarına başladıklarını belirtti. “Aşı için son çalışmalarımızı yaptık ve içeri girdik” dedi.

Ovalı, “Bugünden itibaren Acıbadem’in bize sağladığı bu yerde 45 gün süre ile karantinaya giriyoruz. Neden mi? Aşı üretimi için gerekli, herkesin kaçtığı Kovid – 19 virüsünden 10 milyar PFU üretmeye başlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Çalışmalarla ilgili görüntü de paylaşan Ovalı, “Saat 23. Virüsün 72 saatte yapması gereken etkiden çok daha fazlasını yaptığını gözlemledik. Vero hücrelerini beklenenden kısa sürede parçalamış. Neden? Çözmeye çalışacağız. Sonuç: Test tekrarı…” bilgisini verdi.

Ovalı risk nedeniyle bir hafta boyunca tek başına çalışacağını da belirtti. Ovalı’nın sunduğu plazma tedavisi projesi Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmıştı.

medyabold
Devamını Oku »

İngiltere’de mayıs sonuna kadar karantinaya devam

İngiliz salgın hastalıkları uzmanı Neil Ferguson, karantina önlemlerinin mayıs sonundan önce kaldırılmasının pek mümkün olmadığını açıkladı. İngiltere Başbakanı Johnson da korona ile mücadelede muhalefet liderleriyle beraber çalışmak istediğini söyledi.

BOLD – İngiltere Başbakanı Boris Johnson, muhalefete çağrı yaptı. “Parti liderleri olarak, bu ulusal acil durumda birlikte çalışmakla yükümlüyüz” dedi. Geçen hafta Kovid-19 testinin pozitif çıktığını açıklayan Johnson, tüm muhalefet liderlerinin fikirlerini duymak istediğini belirtti.

Johnson, liderlere hitaben yazdığı mektupta şu ifadeleri kullandı:

“Testleri hızlandırmak, ekonomik destek sağlamak gibi aldığımız önlemler hakkındaki görüşlerinizi dinlemek istiyorum. Bu yüzden hepinizi parlamentoya çağırıyorum.”

TESTLER YOĞUNLAŞTIRILMALI

Salgın hastalıkları uzmanı ve epidemiyolojist Neil Ferguson da İngiltere’de korona virüsüyle mücadele kapsamında alınan karantina önlemlerinin mayıs sonuna kadar uygulanacağını söyledi. Önlemlerin, mayın sonundan önce kaldırılmasının pek mümkün olmadığını dile getiren Ferguson, testlerin yoğunlaştırılması gerektiğini aktardı.

medyabold
Devamını Oku »

“İnfial uyandırmamak için düşünce suçuna indirim yapmadık”

Düşünce ve siyasi suçlularına cezai indirim yapılmamasını savunan AKP Milletvekili Ali Özkaya, “Milletimizin vicdanında karşılık bulmayacak ve büyük infial uyandıran suçların bu ceza infaz sisteminin dışında bırakılmasına gayret ettik” dedi.

BOLD AKP ve MHP tarafından hazırlanan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi.

AKP’DEN “AYRI TUTTUK” SAVUNMASI

Düşünce suçlarına cezai indirim yapılmamasını savunan AKP Milletvekili Ali Özkaya, “Milletimizin vicdanında karşılık bulmayacak ve büyük infial uyandıran suçların bu ceza infaz sisteminin dışında bırakılmasına gayret ettik. Bu kapsamda terör suçlarını ayrı tuttuk. Avrupa’daki bir terörle mücadeledeki düzenlemeyle Türkiye’dekini bire bir aynı görmek, aynı olmasını beklemek doğru olmaz. Zira, Türkiye’nin etrafındaki ateş çemberinin ne kadar büyük olduğunu hep beraber görüyoruz” dedi.

CEZAEVİ DOLULUK ORANINDA TÜRKİYE AVRUPA BİRİNCİSİ

CHP Milletvekili Alpay Antmen ise Türkiye’nin cezaevleri doluluk oranında Avrupa birincisi olduğunu vurguladı. CHP’li Antmen, “2002’de ülke nüfusu 65 milyondu. Şimdi 82 milyon. Şimdi hapishanelerdeki sayı o günden bu yana beş kat artmış. İktidarın yöntemleri suçu önlemediği gibi bu meseleyi de kangren haline getirdi. Vatandaş zaten yargıya güvenmiyor” dedi.

DÜŞÜNCE SUÇLULARINA DA AF ÇIKARILSIN

İktidar partisinin önce “magazin haberciliği” yaparak vergi affı, imar affı, cezaevi affı gibi haberleri dolaşıma soktuğunu ve sonra uyguladığını dile getiren Antmen, “Bunun nedeni beceriksizlik, hukuksuzluk, adaletsizlik, insan hakkı ihlalleri ve işin kolayına kaçmaktır. Biz affa karşı değiliz ancak nasıl bir affa onu açalım, düşünce suçluları, gazeteciler ve topluma kazandırılmasında mahsur olmayan vatandaşlar için af çıkarılmasına karşı değiliz” dedi.

İstanbul Metrosu’nda termal kamera dönemi: Ateşi olan binemeyecek

medyabold
Devamını Oku »

İstanbul Metrosu’nda termal kamera dönemi: Ateşi olan binemeyecek

Korona önlemleri kapsamında İstanbul’da üç metro istasyonuna termal kamera yerleştirildi. Ateşi olan hastalar tespit edilip metroya binmeleri engellenecek ve sağlık kuruluşlarına yönlendirilecek.

BOLD – İstanbul Büyükşehir Belediyesi, metro istasyonlarında termal kamera uygulamasına geçti. Yeni uygulamayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu Twitter hesabından duyurdu.

Ekrem İmamoğlu, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Metro istasyonlarımızda termal kamera uygulamasına geçtik. Yüksek ateş tespiti yapılan yolcular toplu ulaşım araçlarına alınmıyor ve sağlık kuruluşlarına yönlendiriliyor. Yenikapı, Üsküdar, Kirazlı’dan sonra kısa sürede diğer istasyonlara da termal kameralar yerleştirilecek.”

medyabold
Devamını Oku »

Yargıtayda virüslü aile fotoğrafı

Koronavirüs salgınına rağmen başkanlık seçimleri yapılan Yargıtayda, iki üyenin testi pozitif çıktı. Bunlardan birinin seçimde oy kullandığı hatta toplu aile fotoğrafı çekimine katıldığı öğrenildi.

BOLD – Türkiye’de hızla yayılan koronavirüs (Kovid-19) Yargıtayın da gündemine yerleşti. Yüksek Mahkemenin iki üyesinin virüs testinin pozitif çıktığı öğrenildi.

Hastanede tedaviye alınan bir üyenin, 24 Mart’taki Yargıtay Başkanlığı seçiminde oy kullandığı ve toplu fotoğrafta yer aldığı ortaya çıktı. Durum diğer üyeler arasında endişeye yol açtı.

DURUŞMALAR ERTELENDİ EVDEN ÇALIŞMA SİSTEMİNE GEÇİLDİ

İlk koronavirüs vakasının ortaya çıkması sonrası birçok alan gibi yargıda da yayılıma karşı çeşitli tedbirler alındı.

Adliyelerdeki duruşmalar ertelendi. Önce 60 yaş üstü personel ve kronik rahatsızlığı bulunanlar idari izinli sayıldı. Ardından adliye ve yüksek yargıda evden çalışma sistemine geçildi.

DANIŞTAY BAŞKANLIK SEÇİMİ ERTELENDİ YARGITAYIN Kİ YAPILDI

Öyle ki Zerrin Güngör’ün emekliliği sebebiyle Danıştayda yapılacak başkanlık seçimi ileri tarihe ertelendi. Fakat Yargıtay’da İsmail Rüştü Cirit’in yaş haddinden koltuğu bırakması sebebiyle yapılacak başkanlık seçimi iptal edilmedi veya ertelenmedi.

SEÇİMDEN BİR HAFTA SONRA HASTALIĞI TESPİT EDİLDİ

Ülkede ilk vakanın ortaya çıkmasından 13 gün sonra 24 Mart’ta Yargıtay Başkanlığı seçimi yapıldı. Yargıtay Başsavcısı Mehmet Akarca’nın başkan seçildiği oylamadan 1 hafta sonra, önemli bir ceza dairesi üyesinin Kovid-19 testi pozitif çıktı.

FOTOĞRAF KARESİNDE YER ALANLAR TELAŞLANDI

Bir süre sonra seçim günü oy kullanan ve sonrasında çekilen toplu fotoğraf karesinde yer alan bir ceza dairesi üyesinin test sonucu da pozitif geldi. Üye hastaneye yatırılırken seçim günü oy kullanan ve söz konusu fotoğraf çekiminde yer alan diğer yargı mensupları arasında hastalanma endişesi başladı.

Koronalı 112 Acil Servis teknikeri 2 gün boyunca hasta taşıdı

medyabold
Devamını Oku »

Yurt dışından gelen 15 bin 756 vatandaş hala karantina yurtlarında

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, yurt dışından gelen vatandaşların 14 günlük karantina süreçlerini geçirdikleri yurtlarda halen 15 bin 756 kişinin bulunduğunu açıkladı.

BOLD – Koronavirüs salgını nedeniyle karantina merkezi olarak kullanılan öğrenci yurtlarıyla ilgili konuşan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, 51 şehirde 78 yurdun bu amaçla kullanıldığını kaydetti. Yurtların, hakiki bir yuva olacak şekilde hizmet verdiğini savundu.

“Bu süreç tamamlandığında, misafirlerimizi sıhhat ve afiyetle uğurlayabilmeyi diliyorum. Milletimizin ve bütün insanlığın bu zorlu süreci en iyi şekilde atlatmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

Kasapoğlu, şu ana kadar yurt dışından gelen 20 binin üzerinde vatandaşın bakanlık yurtlarında misafir ettiklerini vurguladı. Karantina sürecini tamamlayarak evlerine dönenlerin ardından halen 15 bin 756 kişinin bu yurtlarda misafir edildiğini açıkladı.

Kasapoğlu, söz konusu yurtlarda toplam oda sayısının 26 bin 586, toplam kapasite sayısının ise 93 bin 145 olduğunu aktardı. “Yurtlarımızda gözlem altında tutulan vatandaşlarımızın her birinin karantina kuralları gereği ayrı odalara kaldıklarını özellikle belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.

Koronavirüsle mücadelede büyük bir özveriyle çalışmalarını yürüten sağlık çalışanları için 43 ilde toplam 66 yurdu hazır hale getirdiklerini açıklayan Kasapoğlu, bakanlığa bağlı yurtlarda şu ana kadar toplam 2 bin 369 sağlık çalışanına hizmet verdiklerini kaydetti.

medyabold
Devamını Oku »

Ankara enacts curfew on youth, shuts borders of 31 cities

Turkey imposed a partial curfew on citizens under the age of 20 effective from midnight on Friday as part of measures against the coronavirus outbreak, President Tayyip Erdogan said.

Turkey also decided to shut down the borders of 31 cities, including Istanbul, for all vehicles, excluding transit passage and essential supplies such as food, medical and sanitary products, to contain the disease, Erdogan said.

Turkey’s death toll from the outbreak rose to 425 on Friday, while the number of confirmed cases from the disease rose to over 20,000, Health Minister Fahrettin Koca said.

“We have decided to bring partial curfew into effect for people under the age of 20 as of midnight Friday,” Erdogan said.

“The shutdown of city borders will be in effect for 15 days initially, however this period can be extended if necessary,” Erdogan told a news conference.

Mask usage in crowded public places, in public transport, grocery stores and workplaces will be obligatory, he also said.

Ankara has halted all international flights, limited domestic travel, closed schools, bars, and cafes and suspended mass prayers to counter the outbreak. But people are still going to work, as Erdogan seeks to sustain economic production and exports.

In late March, Turkey ordered elderly citizens over 65, and those with chronic diseases to stay at home.

Reuters

Turkey’s coronavirus death toll rises to 425, total cases 20,921: health minister

The post Ankara enacts curfew on youth, shuts borders of 31 cities appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/04/04/ankara-enacts-curfew-on-youth-shuts-borders-of-31-cities/
Devamını Oku »

Yabancı sermaye Türkiye’den hızla kaçıyor: 3 yılda gelen para 3 ayda uçtu

Yabancı sermayenin Türkiye’den çıkışı hızlandı. Son 3 yılda Türkiye’ye 5.3 milyar dolar gelirken, geride kalan 13 haftada çıkan para 6.5 milyar dolara ulaştı.

BOLD – Yabancıların Türk tahvil ve hisse senetlerinden kaçışı kesintisiz devam ediyor. Son 13 haftada çıkan para 6.5 milyar dolara ulaştı. Yabancıların son 3 yıl toplamındaki net portföy hareketleri daha 2020’nin ilk 3 ayında buhar oldu.

YABANCILAR ARTIK DEVLET TAHVİLİ ALMIYOR

Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre yabancıların 2017-2019 yıllarındaki net portföy hareketleri toplamı ise 5.3 milyar dolar seviyesindeydi. Son 13 haftada çıkan para 6.5 milyar dolara ulaştı. Yabancıların Türkiye Hazinesi’nin çıkardığı iç borçlanma senetlerindeki payı ise yüzde 7 ile son 30 yılın en düşüğüne indi.

3 AYDA 6.5 MİLYAR DOLAR TÜRKİYE’DEN ÇIKTI

Merkez Bankası’nın yurt dışı yerleşikler menkul kıymet portföyü verilerine göre, yılbaşından 27 Mart haftası ile biten döneme kadarki 13 haftada hisse senelerinden kesintisiz 2 milyar dolar çıkış oldu. Devlet iç borçlanma senetlerinde de toplam 4.4 milyar dolar kaçtı.

RESESYON KAYGISI KAÇIŞI HIZLANDIRIYOR

Özel sektör tahvil ve bonolarından ise 62 milyon dolar çıkış oldu. Uluslararası Finans Enstitüsü’nün Mart 2020 portföy akımı verilerine göre, global resesyon kaygısının arttığı bu dönemde gelişmekte olan ülkelerden 83.3 milyar dolar ile rekor para çıkışı oldu.

70 maddelik infaz paketi komisyonda kabul edildi

medyabold
Devamını Oku »

Kanal İstanbul’da yeni rapor skandalı

Kanal İstanbul’un yapımına engel olacağı düşünülen DSİ’nin raporunun ardından İstanbul Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun raporunun da gizlendiği ortaya çıktı. Rapora göre, Kanal İstanbul birçok tarihi eser için risk oluşturuyor.

BOLD – İstanbul Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun Kanal İstanbul Projesi ile ilgili raporunun gizlendiği ortaya çıktı. Proje nedeniyle birçok tarihi eser ve SİT alanının risk altına gireceğine ilişkin tespitlere ÇED raporunda yer verilmedi.

TARİHİ ESERLER VE SİT ALANI YOK

BirGün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre, Kanal İstanbul projesiyle ilgili tartışmalı ÇED raporunda tarihi eser ve SİT alanlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı koruma kurullarının uyarı yazılarının gizlendiği öğrenildi. İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 11 Aralık 2019 tarihinde hazırladığı ve ÇED raporunda yer almayan yazıda, Avcılar ve Küçükçekmece ilçeleri ile Küçükçekmece Gölü çevresinde yer alan tarihi eser ve SİT alanlarında yapılacak çalışmaların risk arz ettiği ifade edildi. Raporda, buralarda yapılacak çalışmaların tarihi eserlere geri dönüşü olmayan zararlar verebileceği vurgulandı.

CHP’Lİ KARACA: ÇED RAPORU DERHAL İPTAL EDİLMELİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, nihai ÇED raporu incelendiğinde İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun Kanal İstanbul’la ilgili görüşlerine yer verilmediğinin görüldüğünü bildirdi. ÇED sürecinde bu hususların değerlendirilmemesi, dahası ÇED raporunda projeyle ilgili olumsuz görüş içeren kurum yazışmalarının saklanmasının ‘ÇED olumlu’ kararını hukuken sakatladığını vurgulayan Karaca, bu kapsamda ÇED olumlu raporunun derhal iptal edilmesi gerektiğini kaydetti.

70 maddelik infaz paketi komisyonda kabul edildi

medyabold
Devamını Oku »

Ne virüs ne de yargı AKP’li belediyeyi durduramadı

AKP’li Hemşin Belediyesi, mahkemenin iptal kararı vermesine karşın mal sahiplerine herhangi bir tahliye bildiriminde dahi bulunmadan kamulaştırdığı taşınmazları yıktı.

BOLD – AKP’li Hemşin Belediyesi, kamulaştırma kararının iptal edilmesine rağmen Ortaköy Mahallesinde bulunan taşınmazların yıkım işlemini gerçekleştirdi. Taşınmazların kendilerine ait olduğunu belirten vatandaşlar ise duruma tepki gösterdi.

2015 YILINDA KAMULAŞTIRILMIŞTI

BirGün’den Gökay Başcan’ın haberine göre Hemşin Belediyesi Meclisi, 2015’te Ortaköy Mahallesi’nde bulunan 112 Ada ve 12 Parsel numaraları taşınmazların kamulaştırılmasına ve kentsel dönüşüm proje alanı olarak belirlenmesine karar verdi. Arazi sahipleri, kararı mahkemeye taşıdı. Açılan dava sonucu belediyenin kamulaştırma kararı ve kentsel dönüşüm planı Rize İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.

CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAN ACELE KAMULAŞTIRMA KARARI

Mahkeme kararının ardından taşınmazlar Cumhurbaşkanlığı kararıyla TOKİ lehine acele kamulaştırıldı. TOKİ taşınmazların tapusunu kendi üzerine geçirmek için hukuki girişimde bulunmazken, yurttaşların açtığı dava Danıştay 6. Dairesinde sürüyor.

SALGINI FIRSAT BİLİP YIKTILAR

AKP’li Hemşin Belediyesi, Rize İdare Mahkemesi kararına ve TOKİ lehine acele kamulaştırma kararlarına rağmen, salgın günlerinde işçileri tehlikeye atarak yıkım işlerine başladı. Belediyenin, hukuksuz bir şekilde hareket ettiğini belirten vatandaşlar, “Hemşin Belediye Başkanı ve müteahhit firmalar, virüs tedbirlerinin olduğu bugünleri fırsat bilerek taşınmazımızı herhangi bir tahliye bildiriminde dahi bulunmadan hukuka aykırı olarak yıkmışlardır” dedi.

70 maddelik infaz paketi komisyonda kabul edildi

medyabold
Devamını Oku »

Maskeniz yoksa otobüslere binemeyeceksiniz

İstanbul ve Ankara’da şehir içi ulaşım hizmeti veren toplu taşıma araçlarına maskesiz yolcu alınmıyor. Koronavirüsün yayılmasını engellemek adına otobüslere binen vatandaşlara belediye tarafından maske dağıtılıyor.

BOLD – Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, toplu taşıma araçlarında maskesiz yolcu alınmayacağını ve ücretsiz maske dağıtımının başlayacağını açıkladı.

Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Mansur Yavaş şu ifadeleri kullandı: ”Kıymetli Ankaralılar, bugün alınan karar neticesinde kentimizdeki tüm toplu taşıma araçlarında maskesiz yolcu alınmayacağını ve yarından itibaren ücretsiz maske dağıtımının başlayacağını bildirmek isterim. Bu zor günleri de sağlığımızı koruyarak atlatacak, #BirlikteBaşaracağız”

İstanbul’da da koronavirüs tedbirleri kapsamında toplu taşıma araçlarında maske takma zorunluluğu getirildi. Maskesiz otobüslere binmeye çalışan vatandaşlara ise güvenlik görevlileri tarafından maske dağıtıldı.

Gergerlioğlu: “Getirilen yasanın ruhunda bile ayrımcılık var”

medyabold
Devamını Oku »

Demokratik Kongo bile faturaları sildi

Birçok ülke gibi Demokratik Kongo Cumhuriyeti de koronavirüsten etkilenen vatandaşlarının zor durumda kalmaması adına iki aylık faturalarını sildi. Türkiye ise fatura silmek yerine uzaktan fatura kesme uygulaması getirerek kullanılmayan enerjinin de bedelini istedi.

BOLD – Türkiye’de eve hapsolan milyonlarca vatandaş, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin bile yaptığı gibi faturaların silinmesi beklenirken Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), yeni bir uygulamaya imza atarak uzaktan faturalandırma sistemini getirdi. Karara göre karantina bölgelerinde sayaçlar okunmayacak. Bu bölgelerde son 2 yılın ortalama tüketimi üzerinden faturalar kesilecek.

KAPANAN İŞLETMELER FATURA ÖDEYECEK

Düzenlemeye CHP sözcüsü Faik Öztrak’tan tepki geldi. Öztrak sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Kongo’yu örnek göstererek “En yoksul ülkelerden Kongo’da bile devlet vatandaşlarının iki aylık elektrik-su faturalarını ödeyecek. En büyük 20 ekonomiden biri olan Türkiye’de ise, koronadan kapanan işletmelerin kullanmadığı elektrik ve doğal gaz 3 ay boyunca ortalama tüketimden faturalanacak. Pes doğrusu” ifadelerini kullandı.

FATURALAR 3 AY ERTELENMELİYDİ

CHP Niğde milletvekili Ömer Fethi Gürer de kararın toplumda hayal kırıklığı oluşturduğunu kaydederek, yapılması gerekenin bu dönemde doğalgaz bedelinin 3 ay süreyle vatandaştan istenmemesi olduğunu ifade etti. Gürer, 250 bine yakın işletme ve esnafın kepenk kapattığını, bu nedenle işsizler ordusuna milyonlarca yeni işsizin eklediğini hatırlatarak, “Böyle bir ortamda yapılması gereken, vatandaşlardan 3 ay süreyle elektrik ve doğal gaz ücreti talep etmemek olmalıydı” dedi.

HALKIN DEĞİL ŞİRKETLERİN YARARI GÖZETİLDİ

Düzenlemeye tepki gösteren Sol Parti’den yapılan açıklamada halkın iş, can ve aş derdinde, şirketlerin para peşinde olduğunun altı çizildi. EPDK düzenlemesine tepki gösterilen açıklamada, “Elektrik ve doğal gaz faturalarının geçen yılki ortalamasıyla düzenlenmesi halkın yararını gözeten değil, özel elektrik ve doğal gaz şirketlerinin kazançlarını garanti altına almayı amaçlayan bir uygulamadır” denildi.

Gergerlioğlu: “Getirilen yasanın ruhunda bile ayrımcılık var”

medyabold
Devamını Oku »

70 maddelik infaz paketi komisyonda kabul edildi

Meclis Adalet Komisyonu, 70 maddelik infaz paketini kabul etti. 11 farklı kanunda değişiklik yapıldı. Hamile ve yeni doğum yapanlar, tutuklanmak yerine adli kontrol altına alınacak.

BOLD – AKP ve MHP gruplarının ortak hazırladığı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi.

11 farklı kanunda değişiklik içeren ve 70 maddeden oluşan kanun teklifine göre, İnfaz Hakimliği Kanununun amacı, yapılan düzenlemeye uyum sağlaması adına şu şekilde değiştirildi:

“Bu Kanun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemlere veya bunlarla ilgili faaliyetlere ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara yönelik şikayetleri incelemek ve karara bağlamak, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin hakim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hakimliklerine ilişkin hükümleri kapsar.”

İL VE İLÇENİN ADI İLE ANILACAK

İnfaz hakimliği bulundukları il veya ilçenin adı ile anılacak. İnfaz hakimliğinin yargı çevresi, kuruldukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırları olacak. Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan illerde, büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki il ve ilçenin adı ile anılan infaz hakimliğinin yargı çevresi, il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Kurulunca belirlenecek.

Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir infaz hakimliğinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Kurulunca karar verilecek.

İnfaz hakimliğinin yetkisi, hükmün infazına ilişkin işlemin yapıldığı yere göre belirlenecek. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında idarece yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere ilişkin yapılan şikayetler bakımından işlemin yapıldığı veya faaliyetin gerçekleştiği ceza infaz kurumunun bulunduğu yerde infaz hakimliği yetkili olacak.

HANGİ ŞİKAYETLERİ İNCELEYECEK?

Teklifte, infaz hakimlerine yeni görevler de verildi. Buna göre, infaz hakimleri, Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikayetleri inceleyecek. Öte yandan infaz hakimleri, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin mahsup, ceza zaman aşımı ve hükümlünün ölümü hallerinde verilecek kararlar da dahil olmak üzere hakim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları alacak ve işleri yapacak.

Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin ya da Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararların kanun veya diğer mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle bu karar, işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren on beş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikayet yoluyla infaz hakimliğine başvurulabilecek.

İnfaz hakiminin kararlarına karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren yedi gün içinde Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilecek. Kanunlarda infaz hakiminin onayına tabi olduğu belirtilen hususlarda da bu hüküm uygulanacak.

İnfaz Hakimliği Kanunu ve Türk Ceza Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda infaz hakimliğinin kuruluş, görev, yetki ve işleyişine ilişkin yapılan değişiklikler veya infaz hakimliğine yeni görevler veren düzenlemeler, 1 Eylül 2020 tarihinden itibaren uygulanacak. Bu tarihe kadar mevcut hükümlerin uygulanmasına devam edilecek.

İnfaz hakimliğinin kuruluş, görev, yetki ve işleyişine ilişkin yapılan değişiklikler nedeniyle olağan veya olağanüstü kanun yolu incelemesinde bozma kararı verilemeyecek. Kanunla yapılan değişikliklerin uygulanacağı tarihe kadar, iş ve kadro durumu dikkate alınarak değiştirilen hükümlere göre infaz hakimlikleri kurulacak ve faaliyete geçirilecek.

CANAVARCA HİS

Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılamayacak.

Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlü hakkında, “bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılmamasına” karar verilebilecek.

Kasten yaralama suçunun, üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle, silahla, İşlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılırken, canavarca hisle işlenmesi halinde ise ceza bir kat oranında artırılacak.

Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse yukarıdaki hallerde 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası verilecek.

8 YILA ÇIKARILDI

Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla kadar aldıkları hapis cezası dört yıldan sekiz yıla çıkarıldı.

Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş yüz gün adli para cezası ile cezalandırılacak. Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılacak.

HAMİLELER İÇİN ADLİ KONTROL

Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği tespit edilen şüpheli ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilecek.

Hakkında mahkumiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması halinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de adli kontrol kararı verebilecek.

Hakkında mahkumiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması halinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de tutuklama kararı verebilecek.

TERÖR VE ÖRGÜT SUÇLARI

Teklifte, hükümlüler hakkında verilen cezaların doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilme şartları şöyle sıralandı:

“- Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar ile ikinci defa mükerrir olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere, kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olanlar,

  • Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum olanlar,
  • Adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler,
  • İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlar.”
  • İnfaz hakiminin onayına bağlandı

Hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına, ceza infaz kurumlarının düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallara içtenlikle uyarak haklarını iyi niyetle kullanarak, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirerek geçirmiş ve uygulanan iyileştirme programlarına göre de toplumla bütünleşmeye hazır olduğunun disiplin kurulunun görüşü alınarak idare kurulunca saptanmış bulunması halinde yapılan değerlendirme sonucunda karar verilecek.

Toplam on yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkum olanların kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına ilişkin idare ve gözlem kurulu kararları, infaz hakiminin onayından sonra uygulanacak.

Doğrudan açık ceza infaz kurumuna alınanlar dahil olmak üzere bu kurumlarda bulunan hükümlülerden firar edenler veya başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı verilenler, idare ve gözlem kurulu kararıyla kapalı ceza infaz kurumuna gönderilecekler.

Kınamadan başka bir disiplin cezası alıp, bu cezası kesinleşmiş olanlar veya asayiş ve düzenin sağlanması amacıyla disiplin cezası kesinleşmemiş olsa bile eylemi kurum düzeni ya da kişi güvenliği bakımından tehlike oluşturanlar idare ve gözlem kurulu kararıyla kapalı ceza infaz kurumuna gönderilecekler.

Açık ceza infaz kurumu şartlarına veya çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar idare ve gözlem kurulunun kararı ve infaz hakiminin onayıyla kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilecekler.

ARA 1 YILA ÇIKARILIYOR

Hükümlülerin, suç ve ceza türlerine göre açık ceza infaz kurumlarına ayrılıp ayrılmamalarına, açık ceza infaz kurumlarında geçirecekleri sürelere, kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine, doğrudan açık ceza infaz kurumlarına alınmalarına, doğrudan açık ceza infaz kurumlarına alınanların kapalı ceza infaz kurumlarına gönderilmelerine ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte gösterilecek.

Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren bir yıl geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılacak. Çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa doğumdan itibaren iki ay geçince ceza infaz olunacak.

Hapis cezalarının infazına başlanmış olsa bile, hükümlünün yüksek öğrenimini bitirebilmesi, ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya hükümlünün eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle bakıma muhtaç olmaları ya da bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütebilmesinin veya tarım topraklarının işlenebilmesinin imkansız hale gelmesi veya hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu ve çok ivedi hallerde, Cumhuriyet Başsavcılığınca altı ayı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazına verilen ara 1 yıla çıkarılacak.

Hakkında yakalama emri çıkarılan hükümlünün yakalanabilmesi amacıyla gerektiğinde konutta, iş yerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama yapılabilmesi bakımından Ceza Muhakemesi Kanununun arama kararına ilişkin hükümleri uygulanacak. Hakim tarafından verilecek arama kararları sulh ceza hakimi tarafından verilecek.

Açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler, ceza infaz kurumu görevlilerinin denetiminde, kamu kurum ve kuruluşlarının iş alanlarında, geceleyin bu kurum ve kuruluşlar tarafından barındırılmak suretiyle çalıştırılabilecekler. Bu şekilde çalıştırılan süre, azami süre sınırına bakılmaksızın denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilecek süreye ilave edilecek.

Hükümlü hakkında kurumda, düzenli bir yaşamın sürdürülebilmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması bakımından kanun, yönetmelikler ile idarenin uyulmasını emrettiği veya gerekli kıldığı davranış ve tutumları, kusurlu olarak ihlal ettiğinde, eyleminin niteliği ile ağırlık derecesine göre Kanunda belirtilen disiplin cezaları uygulanıyordu. Hükümlünün duruşma, sağlık, eğitim ve çalışma gibi nedenlerle geçici olarak kurum dışında bulunduğu yerler de bu fıkranın uygulanması bakımından kurum olarak kabul edilecek.

Haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama cezası gerektiren eylemler arasına “kurum idaresine bildirilen telefon numarası aracılığıyla ya da teknik müdahale ile başka bir hatta yönlendirme yapmak suretiyle görüşme hakkı olmayan kişilerle görüşmek” de eklendi.

Bir günden on güne kadar hücreye koyma cezasını gerektiren eylemler arasına, kuruma alkol sokmak, kurumda alkol bulundurmak veya kullanmak gibi durumlar da eklendi.

ÇOCUK HÜKÜMLÜLER

Teklifle, çocuk hükümlülerin yaşam alanlarında dikkat etmesi gereken temizlik, resmi kurumlardan alınan kitap, araç ve gerekçelerin kullanımı, suç örgütlerine ait afiş, pankart, işaret gibi eşyaların asılmasına ilişkin belirlenen kuralların ihlali durumunda verilen disiplin cezalarında düzenlemeye gidiliyor. Düzenlemeyle çocuk hükümlülerin kurum disiplinini bozacak eylemlerden kaçınması ile caydırıcılığın sağlanması ve çocukların daha fazla eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine katılması amaçlanıyor.

Düzenlemeyle disiplin soruşturmasına başlamak için öngörülen iki günlük süre, beş güne çıkarılıyor. Buna göre soruşturma en geç on beş gün içinde tamamlanacak. Firar halinde bu süre hükümlünün yakalandığının öğrenildiği tarihte başlayacak. Düzenlenen rapor ve ekleri disiplin kuruluna sunulacak. Soruşturma süresi eylemin ve soruşturmanın niteliğine göre infaz hakiminin yazılı onayı ile yedi güne kadar uzatılabilecek.

Teklifle çocuğun yüksek yararı ilkesi dikkate alınarak çocuklar hakkında verilen odaya kapatma cezasının infazına, infaz hakiminin onayıyla başlanabileceği hüküm altına alınıyor. Ayrıca hücre cezası yerine uygulanacak ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma cezasının süreleri belirleniyor.

Kanun teklifiyle çocuk hükümlülere en geç iki ayda bir sağlanan aile görüşmesi imkanı arttırılarak ayda bir defa görüşme imkanı sağlanıyor. Ayrıca çocuk hükümlülerin, kardeşiyle de aile görüşmesi yapabilmesine imkan tanınıyor.

Buna göre çocuk hükümlüler için kurum bünyesinde gerçekleştirilen tören veya anma günü ya da doğum günlerinde çocukların ailelerinin de etkinliklere katılması sağlanabilecek.

Çocuk hükümlünün yanında kalacağı bir yakınının olmaması nedeniyle kullanamadığı özel izinler yerine, kurum idaresinin uygun gördüğü gün kadar eğitimevinin bulunduğu il sınırları içinde gündüzleri iznini geçirmesi ve gece eğitimevinde kalması imkanı verilebilecek.

Çocuk eğitimevinde kalan hükümlünün hafta sonunda bir gün, kurum idaresinin uygun gördüğü süre kadar, kurum dışına çıkmasına izin verilebilecek.

Çocuk eğitimevinde kalan hükümlü, kamu kurum ve kuruluşlarının gençlik kampı veya gençlik merkezi gibi imkanlarından yararlandırılabilecek.

DİSİPLİNİ BOZAN YAYINLAR!

Ayrıca, hükümlüler kamu kurum ve kuruluşlarına bağlı kütüphanelerde bulunan mahkemelerce yasaklanmamış süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanabilecek.

Kurum disiplinini, düzenini veya güvenliğini bozan ya da tehlikeye düşüren, hükümlülerin iyileştirilmesi amacına ulaşmayı zorlaştıran yahut müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan hiçbir yayın hükümlüye verilmeyecek.

Uluslararası Standart Süreli Yayın Numarası (ISSN) veya Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN) almayan süreli ve süresiz yayınlar ile Basın İlan Kurumu aracılığıyla resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazeteler, ceza infaz kurumuna kabul edilmeyecek.Yabancı dilde yayımlanmış gazete ve dergilerin ceza infaz kurumuna kabul edilmesinde Adalet Bakanlığı yetkili olacak.

Teklifle açık ve kapalı infaz kurumlarındaki hükümlülere ağır hastalık veya doğal afet hallerine ilaveten salgın hastalık halinde de ceza infaz kurumlarında bulunan kuruma ait telefon ve faks cihazından derhal yararlandırılmasına imkan sağlanıyor.

Düzenlemeyle kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin dışarıdan hediye kabul etme hakkının kapsamı genişletiliyor.

Buna göre, kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlü, iki ayda bir kez, ayrıca dini bayram, yılbaşı veya kendi doğum günlerinde dışarıdan gönderilen ve kurum güvenliği için tehlikeli olmayan bir hediyeyi kabul etme hakkına sahip olacak. Çocuk ve 65 yaşını tamamlamış hükümlüler ile beraberinde çocuğu bulunan kadın hükümlüler, idare ve gözlem kurulu tarafından alınacak karar doğrultusunda belirtilen zaman dilimi dışında da hediye kabul edebilecek. Bunun esas ve usulleri yönetmelikle belirlenecek.

Hükümlülerin öğretimi ile sınavlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenebilecek.

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da yer alan “Salıverilme İçin Hazırlama Koşullu salıvermede iyi halin saptanması” başlığı “Hükümlülerin değerlendirilmesi ve iyi halin belirlenmesi” olarak değiştiriliyor.

Buna göre hükümlüler, ceza infaz kurumlarında bulunduğu tüm aşamalarda, ceza infaz kurumlarının düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallara uyup uymadığı, haklarını iyi niyetle kullanıp kullanmadığı, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirip getirmediği, uygulanan iyileştirme programlarına göre toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığı, tekrar suç işleme ve mağdura veya başkalarına zarar verme riskinin düşük olup olmadığı hususlarında idare ve gözlem kurulu tarafından iyi halin belirlenmesine esas olmak üzere en geç altı ayda bir değerlendirmeye tabi tutulacak.

Yapılacak değerlendirmede, infazın tüm aşamalarında hükümlülerin katıldığı iyileştirme ve eğitim-öğretim programları ile spor ve sosyal faaliyetler, kültür ve sanat programları, aldığı sertifikalar, kitap okuma alışkanlığı, diğer hükümlü ve tutuklular ile ceza infaz kurumu görevlileri ve dışarıyla olan ilişkileri, işlediği suçtan dolayı duyduğu pişmanlığı, ceza infaz kurumu kuralları ile kurum bünyesindeki çalışma kurallarına uyumu ve aldığı disiplin cezaları dikkate alınacak. Gerektiğinde hükümlünün ceza infaz kurumuna girmeden önceki yaşamına ilişkin bilgi ve belgeler de istenebilecek.

Toplam on yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkum olanlar hakkında yapılacak açık ceza infaz kurumuna ayırmaya, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazına ve koşullu salıverilmeye ilişkin değerlendirmelerde idare ve gözlem kuruluna cumhuriyet başsavcısı veya belirleyeceği bir cumhuriyet savcısı başkanlık edecek.

Ayrıca, idare ve gözlem kuruluna cumhuriyet başsavcısı tarafından belirlenen bir izleme kurulu üyesi ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı il veya ilçe müdürlükleri tarafından belirlenen birer uzman kişi katılacak.

İdare ve gözlem kuruluna Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile izleme kurulundan katılan üyelere katıldıkları her bir toplantı günü için memur maaş katsayısının (500) rakamı ile çarpılması sonucu bulunacak miktarda huzur hakkı ödenecek.

Açık ceza infaz kurumuna ayırmaya, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazına ve koşullu salıverilmeye ilişkin olarak tutum ve davranışları olumsuz değerlendirilen hükümlülerin yeniden değerlendirilmeye tabi tutulma süreleri bir yılı geçemeyecek.

İdare ve gözlem kurulu tarafından yapılacak değerlendirmelere esas olacak ilkeler ve kurulun bu maddeye ilişkin çalışma usul ve esasları ile tutum ve davranışları olumsuz değerlendirilen hükümlülerin yeniden değerlendirilmeye tabi tutulma süreleri yönetmelikle düzenlenecek.

SALGIN HASTALIK DETAYI

Teklifle hükümlülerin mazeret iznini kullanabilmesi için ceza infaz kurullarında iyi halli olarak geçirmesi gereken süre de kısaltılıyor. Hasta ziyareti amacıyla verilen mazeret izin hakkı ikiye çıkarılıyor.

Düzenlemeyle hükümlülere, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini veya güçlendirmelerini ve dış dünyaya uyumlarını sağlamak amacıyla verilen özel izin süresi üç günden yedi güne çıkarılıyor. Hastalık veya doğal afet gibi zorunlu hallerde bu izinler birleştirilerek kullanılabilecek.

Salgın hastalık, doğal afet, savaş veya seferberlik durumunda bu sebeplerden dolayı izinden dönemeyen veya geç dönen hükümlülere ceza verilmeyecek.

İzinden dönmeyen veya iki günden fazla bir süre geçtikten sonra dönen hükümlüler ile firar eden hükümlülere bir daha özel izin verilmeyecek.

Çektirilecek cezanın hesabında duraksama olması ya da cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceğinin ileri sürülmesi durumunda infaz hakimliğinden, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için karar istenecek.

Birden fazla hükümdeki cezaların koşullu salıverilme süresinin belirlenebilmesi bakımından toplanması gerektiğinde toplama (içtima) kararları, infaz hakimliği tarafından verilecek.

Ayrıca, adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle hapis cezasına çevrilen fakat öncelikli olarak uygulanan kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğünü yerine getirmeyen hükümlünün bu hapis cezasının da süreli hapis cezalarında olduğu gibi toplama kararına dahil edilmesi sağlanacak. Düzenlemeyle infaz sırasında karar verecek merciler arasına infaz hakimi de ekleniyor.

Teklifle Türk Ceza Kanununda yer alan kısa süreli hapis cezasının yaptırım seçeneklerinden kamuya yararlı bir işte çalıştırma cezasına ilişkin düzenleme yapılıyor. Buna göre hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilebilecek. Hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilebilecek. Günlük çalışma süresinin, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenecek.

Teklifle, cezanın denetimli serbestlik rejimi altında infazına ilişkin koşullar ile denetimli serbestlik süresi yeniden belirleniyor.

Buna göre, açık ceza infaz kurumunda bulunan ve koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken sürenin beşte dördünü ceza infaz kurumunda geçiren iyi halli hükümlülerin talebi halinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hakimi tarafından karar verilebilecek. Bu fıkra uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz süresi üç yılı geçemeyecek.

ÇOCUKLU HÜKÜMLÜLER YARARLANACAK

Düzenlemeyle sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler de infaz düzenlemesinden yararlanabilecek.

Koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken sürenin beşte üçünü ceza infaz kurumunda geçirmeleri ve diğer şartları taşımaları halinde yararlanabilecek. Ağır hastalık, engellilik veya kocama hali, Adli Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirmek zorundalar. Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz süresi dört yılı geçemeyecek.

Hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması halinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hakimi tarafından, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilecek. Kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi halinde, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına infaz hakimi tarafından karar verilecek.

Teklifle hükümlülerin koşullu salıverilme sürelerine ilişkin üçte ikilik genel oran, yarısı olarak belirleniyor. Bu süre geldiğinde hükümlünün tutum ve davranışları değerlendirilecek ve olumlu ise hükümlü koşullu salıverilmeden faydalanabilecek, aksi halde hapis cezasının infazına devam edilecektir.

Ancak Türk Ceza Kanununda belirtilen kasten öldürme, işkence, cinsel saldırı, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından süreli hapis cezasına mahkum olanlar, cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilecek. Ayrıca, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkum olan çocuklar hakkında koşullu salıverilme oranı üçte iki olarak uygulanacak.

Koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından ise tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanacak.

İnfaz hakimi ayrıca, iki yılı geçmemek üzere denetim süresi içinde hükümlünün denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenecek yükümlülüklere tabi tutulmasına karar verebilecek. Bu karar gereğince denetimli serbestlik müdürlüğü, risk ve ihtiyaçlarını dikkate alarak hükümlüyü, belirli bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma, belirlenen yer veya bölgelere gitmeme belirlenen programlara katılmama yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutabilecek. Denetimli serbestlik müdürlüğü hükümlünün risk ve ihtiyaçlarını dikkate alarak yükümlülükleri değiştirebilecek.

Hükümlünün koşullu salıverilmesi hakkında ceza infaz kurumu idaresi tarafından hazırlanan gerekçeli rapor, infaz işlemlerinin yapıldığı yer infaz hakimliğine verilecek. İnfaz hakimi, bu raporu uygun bulursa hükümlünün koşullu salıverilmesine dosya üzerinden karar verecek. Raporu uygun bulmadığı takdirde gerekçesini kararında gösterecek. Bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilecek.

Tekerrür halinde işlenen suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlarla ilgili düzenleme yapılıyor. Teklif, mükerrirler bakımından birden fazla süreli hapis cezasına mahkumiyet halinde en fazla otuz iki yılın ceza infaz kurumunda iyi halli olarak geçirilmesini öngörüyor.

İnfaz hakimi, hükümlünün talebi üzerine kasten işlenen suçlarda toplam bir yıl altı ay, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere taksirle işlenen suçlarda ise toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının her hafta cuma günleri saat 19.00’da girmek ve pazar günleri aynı saatte çıkmak suretiyle hafta sonları, hafta sonları hariç, her gün saat 19.00’da girmek ve ertesi gün saat 07.00’de çıkmak suretiyle geceleri, ceza infaz kurullarında çektirilmesine karar verebilecek.

Mahkumiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukuki sorumlulukları saklı kalmak üzere; kadın, çocuk veya altmış beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam bir yıl, yetmiş yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam iki yıl, yetmiş beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları toplam dört yıl, veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine infaz hakimi tarafından karar verilebilecek.

Doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçen ve toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan ya da adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlü kadınların cezasının konutunda çektirilmesine infaz hakimi tarafından karar verilebilecek. Bu fıkra uyarınca talepte bulunulabilmesi için kadının doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş olması gerekecek. Konutta infaza karar verdikten sonra çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa infaz hakimi konutta infaz uygulamasına ilişkin kararını kaldıracak.

Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesine karar verilenler hakkında tabi oldukları infaz rejimine göre koşullu salıverilme hükümleri uygulanacak.

Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesi kararı, infaza başlandıktan sonra da verilebilecek.

İnfaz hakimi talep üzerine, cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesi sırasında bu usulün uygulanmasına son verebilecek. Özel infaz usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması halinde ise bu usulün uygulanmasına son verilecek ve bu halde infaza açık ceza infaz kurumunda devam edilecek. Özel infaz usulüne göre geçirilen süre, infaz aşamasında mahsup edilecek.

Bu hükümler, terör suçları ile örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkum olanlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar, adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler, koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler, hakkında uygulanamayacak.

DENETİMLİ SERBESTLİK 1 YILDAN 3 YILA ÇIKACAK

Teklife göre, bakıma muhtaç ve dışarıda korumasına bırakılacak kimsesi bulunmayan sıfır-altı yaş grubundaki çocuklar, tutuklu annenin yanında barınabilecek.

Ana, baba, eş, kardeş, çocuk, eşin anne veya babasından birinin yaşamsal tehlike oluşturacak hastalığı hallerinde tutukluya bir defaya mahsus olmak üzere verilen izin, asgari bir ay arayla toplam iki defaya çıkarılacak.

Denetimli serbestlikten yararlanma süresi 1 yıldan 3 yıla çıkacak. 30 Mart 2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından kasten öldürme; üst soya, alt soya, eşe veya kardeşe, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumdaki kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve sonucu nedeniyle ağırlaşmış yaralama, işkence, eziyet suçu ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar kapsam dışı kalacak.

Söz konusu tarihe kadar işlenen suçlardan, istisna sayılan suçlar hariç, sıfır-altı yaş grubu çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile 70 yaşını bitirmiş hükümlüler için bu süre, 2 yıldan 4 yıla yükseltilecek.

Maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen 65 yaşını bitirmiş hükümlülerin, koşullu salıverilmeleri için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken sürelerde azami süre sınırına bakılmaksızın denetimli serbestlik uygulanacak. “İyi halli” olmak koşuluyla kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler hakkında da bu süreler geçerli olabilecek.

Hükümlü hakkında denetimli serbestlik uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia edilen ve cezasının alt sınırı 1 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı soruşturma başlatılması halinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine infaz hakimince, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilecek. İnfaz hakimi, soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde, hükümlünün cezasının, denetimli serbestlik uygulanarak devam etmesine karar verecek.

Teklifle, 30 Mart 2020’ye kadar işlenen suçlar bakımından tabi olduğu infaz rejimine göre belirlenen koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün 15 yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği 1 gün; 3 gün olarak, 18 yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği 1 gün ise 2 gün olarak dikkate alınacak.

1 EYLÜL 2020’DE BAŞLAYACAK

Teklifle, uygulama birliğinin sağlanması amacıyla kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenen suçlarda, söz konusu maddede yapılan değişiklikten önceki ve sonraki hükümler bir bütün olarak ayrı ayrı değerlendirilecek, hükümlünün lehine olan düzenleme tespit edilerek, uygulanacak.

Denetimli serbestlik için iyi halin saptanmasına yönelik değişiklikler, 1 Eylül 2020’de uygulanmaya başlayacak.

Hükümlünün denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurma süresi, Kovid-19 nedeniyle 5 gün yerine, 1 Eylül 2020 tarihine kadar 25 gün olarak uygulanacak.

Ayrıca Kovid-19 salgını nedeniyle açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve diğer denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler, 31 Mayıs 2020’ye kadar izinli sayılacak.

Salgının devam etmesi halinde bu süre, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine, Adalet Bakanlığı tarafından her defasında 2 ayı geçmemek üzere 2 kez uzatılabilecek.

ÇOCUKLARI KORUMA KANUNU

Açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin, kamu kurum ve kuruluşlarının iş alanlarında çalıştırılmasına ilişkin düzenleme, teklifin yasalaşmasından itibaren 1 yıl sonra uygulanacak.

Teklif, Çocuk Koruma Kanunu’nda da değişiklik yapıyor. Suça sürüklenen çocukların, yeniden suç işlemelerinin engellenmesini hedefleyen değişikliğe göre, denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından takip edilen çocuk için adli kontrol süresince rehberlik edecek bir uzman görevlendirilecek ve çocuk hakkında yapılacak ihtiyaç değerlendirmesine göre iyileştirme çalışmaları yürütülecek.

Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nda yapılan değişiklikle adli kontrole ilişkin bazı tedbirleri takip etme görevi, denetimli serbestlik müdürlüğünün görev alanından çıkarılıyor.

Denetimli serbestlik uygulaması kapsamında, hükümlünün takibi, rızası alınarak, kendisine ait elektronik cihazlarla da yapılabilecek.

DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİ

Teklife göre, denetimli serbestlik tedbiri altında bulunan ve denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından muhtaç durumda olduğu tespit edilen yükümlülerin, kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalıştırılma yükümlülüğünü yerine getirirken mutad vasıtayla yaptıkları yol giderleri müdürlük bütçesinden, iaşe giderleri ise çalıştırıldıkları kurum bütçesinden karşılanacak.

Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nu kapsamında, kaçakçılık fiiline konu eşyanın değerinin “hafif” olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, “pek hafif” olması halinde ise üçte birine kadar indirilecek.

Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda düzenlenen suçlar bakımından kovuşturma evresinde de etkin pişmanlık hükümleri uygulanacak. Etkin pişmanlık hükümleri, soruşturma evresinde cumhuriyet savcısı tarafından şüpheliye ihtar edilecek, edilmemesi halinde kovuşturma evresinde hakim tarafından sanığa ihtar yapılacak. Cumhuriyet savcısı usulüne uygun olarak ihtar yapmışsa, hakimin yeniden ihtarına gerek olmayacak.

Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 90 gün içinde suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Hazineye ödedikleri takdirde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilecek.

PERSONEL ATAMALARINDA DEĞİŞİKLİK

Teklifle, hukuk fakültesi ve adalet meslek yüksekokulu mezunlarının yanı sıra meslek yüksekokullarının adalet veya ceza infaz ve güvenlik hizmetleri programı, lise veya meslek liselerinin adalet alanı ve ilgili mevzuat uyarınca bunlara denkliği kabul edilen program veya alanlardan mezun olanlara da öncelik tanınacak.

İlk defa devlet memurluğuna atanacaklardan merkezi sınavda başarılı olanların sözlü ve gerektiğinde uygulamalı sınavlarının bir bölümü ya da tamamı, adalet komisyonunun yanı sıra Adalet Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak sınav kurullarınca da yapılabilecek.

Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumuna İlişkin Bazı Mali Hükümlerin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’daki değişikle her türlü faaliyet dışı gelirleri ve faizler hariç, iş yurtlarının yıllık bilançolarındaki karlarının yüzde 25’ini aşmamak üzere yapılan kar payı ödemelerinden, iş yurtlarında görevli personel, işçi ve hükümlülerin yanı sıra tutuklular da yararlanacak.

Ayrıca, üstün gayret ve başarı gösteren iş yurdu çalışanları, tutuklu ve hükümlüler ile ceza infaz kurumu personeline teşvik ödemesi yapılabilecek.

medyabold
Devamını Oku »

İnfaz paketinden düşünceye hapis çıktı

İnfaz indirim paketine cezaevindeki düşünce suçluları ve gazetecilerin de kapsama alınması çağrıları hiçe sayıldı. Yeni düzenleme ile düşünceye daha fazla hapis cezası getirildi.

BOLD – Paketteki düzenlemeler yasalaşırsa daha önce 18 ay hapis cezası aldığında cezaevine girmeyen gazeteci veya ifade özgürlüğünü kullanan yurttaşlar, artık bu cezanın yüzde 40’ını parmaklıkların arkasında geçirmek zorunda kalacak.

Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre Avukat Ece Güner Toprak, gazeteciler ve ifade özgürlüğünü kullanan muhalifler için paketteki sakıncalı düzenlemeye dikkat çekti. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasa’nın 105/A maddesinde yapılmak istenen değişikliğe işaret eden Toprak, şunları anlattı:

PRATİKTE HAPİS YATMIYOR

“Mevcut infaz sistemimizde (koşullu salıverme oranı ve 1 yıllık denetimli serbestlik uygulandığında) 18 ay (veya altı) bir hapis cezası alan bir kişi pratikte hapis yatmıyor. Paket mevcut şekliyle yasalaşırsa artık 30 Mart 2020 sonrası işlenen suçlarda, herkes belli bir süre cezaevi kurumuna girecek. Basit bir örnek vermek adına, 18 ay hapis cezası alan biri (1/2 koşullu salıverme ve 1/5 denetimli serbestlik oranı sonrası) yaklaşık 7 ay hapis yatacak. Bu düzenleme genel bir düzenlemedir ve kalıcıdır.”

Bu düzenlemenin önemli olduğunu belirten Toprak, nedenini şöyle açıkladı:

“Bugün sosyal medyada veya basında, sert bir eleştiri yapana birçok mahkeme maalesef yanlış şekilde TCK 299 (Cumhurbaşkanına hakaret), 301 (Türkiye Cumhuriyeti’ni ve kurumlarını aşağılamak), 216 (Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek) vb. maddelerden ceza veriyor, ancak bu cezaların süreleri nispeten kısa olduğundan (birçok kez 18 ay altı), en azından binlerce insan infaz kuralları sayesinde cezaevine hiç girmiyor. Bu yeni düzenleme yasalaşırsa ifade özgürlüğünü daha olumsuz etkileyeceğinden endişe ediyorum.”

BİR TWEET İLE CEZAEVİNE

Toprak, bundan sonra insanların “sert eleştirel bir tweet veya bir yazı/haber yüzünden 18 ay altı bir ceza alsam dahi artık cezaevi yolu gözükecek” diyeceğini ifade etti. Bu durumun “oto-sansürü” daha da artırabileceğini belirten Güner, şunları kaydetti:

“Evet, 3 yıl altı (terör suçları hariç) hapis cezaları prensip olarak açık cezaevinde geçirilecektir (ve 1 yıl altı hafta sonu uygulama imkânları vs. olacaktır), ancak yine de cezaevi kurumudur. Basın ve ifade özgürlüğü bir demokrasinin temel taşıdır. Bu pakette kısmen fayda sağlayabilecek hükümler var, ama yeterli değil. İki önemli sorun var: Birçok gazetecinin ceza aldığı veya şu an yargılandığı bazı maddeler tamamen paket dışında tutulmuştur ve geleceğe yönelik de bu bahsettiğim sorunu görüyorum. Paket, basın ve ifade özgürlüğü konusunda daha net ve cesur bir mesaj vermelidir, doğru formül bulunursa ülkemizin önemli bir yarasını onarma fırsatı olur, Mecliste ilerleme kaydedileceğini umuyorum.”

medyabold
Devamını Oku »

Ekipman eksiği hala var: Sağlık çalışanları desteklenmeli

Koronavirüsle mücadelede en ön safta yer alan bilhassa yoğun bakım hemşireleri ve sağlık çalışanları eksiklerin giderilmesini istiyor. Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Ayda Kebapçı, “Desteğe çok ihtiyaçları var. Onları çok iyi korumamız lazım” diyor.

BOLD – Türkiye’nin koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelesinde sağlık çalışanları dünya geneli meslektaşları gibi yoğun ve risk altında çalışıyor.

Özellikle yoğun bakım hemşireleri sürekli hastalarla iç içe bulunduklarından virüs kapma ihtimalleri üst seviyede gayret sarf ediyor.

MALZEME EKSİKLERİ HALA TAM KARŞILANABİLMİŞ DEĞİL

Ekipman noktasında hala eksikleri bulundukları için de bir an önce tamamlanma taleplerini tekrarlıyorlar.

Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Ayda Kebapçı, “Desteğe çok ihtiyaçları var. Emekleri görünür olmalı. Onları çok iyi korumamız lazım” diye konuştu.

AYNI MALZEMEYİ DEZENFEKTE EDİP KULLANMAYA ÇALIŞAN VAR

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Aksaray Şube Yöneticisi Aydın Erol da kalacak yer, ekipman eksikliği ve çalışma saatlerinin uzunluğuna dikkat çekti.

Mevcut halde sıkıntıların arttığına işaret eden Ayda Kebapçı, “Malzemelerin yeterli olduğu kurumlarımız var ama bunları idareli kullanarak kendini riske atmak zorunda kalan da mevcut. Bir maskenin kullanım ömrünü aşarak bunu kullanmak zorunda kalanlar var. Maskeyi nasıl dezenfekte edebiliriz diyenler var. Sağlık çalışanlarının bunlarla uğraşmamaları gerekiyor” dedi.

ENFEKTE OLMA TEHLİKESİ YAŞANIYOR

SES Yöneticisi Erol da, “Ekipmanlar rastgele önümüze atıldı. Bunları kullanıyoruz. N-95 maskelerde sıkıntı yaşıyoruz. Bunların eksikliğinden kaynaklı bu maskeleri 2 gün kullanmamız isteniyor. Böyle olduğu zaman da enfekte olma tehlikesi yaşıyoruz” diye konuştu.

Erol, çok sayıda sağlık çalışanın virüs kaynaklı vefat etmesi ve çoğu sağlık çalışanın karantinaya alınmasından dolayı şu an test sonuçları beklenilen arkadaşları olduğunu da söyledi.

5 şehirde sokağa çıkma yasağı uygulanmalı: İtalya gibi oluruz!

medyabold
Devamını Oku »

5 şehirde sokağa çıkma yasağı uygulanmalı: İtalya gibi oluruz!

Salgına yakalananların sayısı hızla artarken uzmanlar uyardı. Prof. Dr. İsmail Cinel, “Vaka sayısının en fazla olduğu ilk 5 ilde sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli” derken Prof. Dr. Necmettin Ünal, İtalya’yı hatırlattı.

BOLD – Türkiye’de ilk korona virüsü tanısının açıklandığı 11 Mart’tan bu yana vaka sayısı 29 bini aşarken ölü sayısı da 18 bini geçti. Salgının önlenmesi için alınan tedbirlerin şiddeti her geçen gün artırılırken yoğun bakımda tedavi gören hasta sayısı da hızla yükseliyor.

Gazete Duvar’dan Müzeyyen Yüce’nin haberine göre Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı (TYBD) ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Cinel, yoğun bakımların doluluk oranına henüz ulaşmadığını belirtti.

Korona salgınının zirve noktasının nasıl gerçekleşeceğini bilmediklerini belirten Cinel, vaka sayısının en fazla olduğu ilk 5 il olan Ankara, İstanbul, İzmir, Konya ve Kocaeli’nde sokağa çıkma yasağı uygulanmasını önerdi.

Prof. Dr. İsmail Cinel

YOĞUN BAKIM DÜZENLEMESİ

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın verdiği rakamlara göre Türkiye’de 13 bin 211’i ileri düzeyde olmak üzere toplam 25 bin 466 erişkin yoğun bakımı kapasitesi var.

Cinel, bu sayının hızlı bir şekilde artırılarak akılcı yoğun bakım kullanımına geçilmesi gerektiğini kaydetti. Cinel, “Palyatif ünitelerin doluluk oranı yüzde 60 civarında. Yoğun bakımda tedavi gören hastalar palyatif ünitelere kaydırılabilir” dedi.

Özel hastanelerin sürece daha aktif katılımının sağlanması gerektiğine işaret eden Cinel, “İllerde yoğun bakım ekipleri kurulmalı. Bu ekip, Covid-19 dışındaki hastaları küçük özel hastanelere tahliye etmeli. Bu da büyük hastanelerde korona virüsü hastalarına daha büyük alanlar açacaktır” dedi.

İTALYA GİBİ OLURUZ

Ankara Üniversitesi Yoğun Bakım Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal’a göre sosyal izolasyon kurallarına sıkı bir şekilde uyulmadığı taktirde İtalya örneği Türkiye için de bir olasılık. Ünal, “Bu aşamada testlerin yaygınlaştırılması yoğun bakıma gelecek hasta sayısının önüne geçilmesinin yanı sıra karşılaşacağımız tabloyu da belirleyecek. Yoğun bakımların kapasitesini artırmak için ameliyathanelerin büyük kısmı yoğun bakıma dönüştürülmeye başlandı. İstanbul’da bazı merkezlerde uygulama başladı. Ankara’da şu an bu uygulamayı gerektirecek hasta sayısı olduğunu sanmıyorum. Ama olası bir durum için Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Merkezi gerekli hazırlıkları yaptı. Ameliyathanelerin 3 bin 500, 4 bini yoğun bakım olarak kullanılabilme olasılığı var” diye konuştu.

Prof. Dr. Necmettin Ünal

TÜRKİYE’DE MÜMKÜN DEĞİL

Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği Başkanı Ebru Kıraner ise, uluslararası örneklere bakıldığında yoğun bakımlarda korona tanısı konan her hastaya bir hemşire düştüğünü, Türkiye’de bunun mümkün olamayacağını kaydetti. Türkiye’de yoğun bakımlarda görev yapan hemşire eksikliğine dikkat çeken Kıraner, “Normalde bir hastaya iki hemşire düşüyor. Ancak bu süreçte bu bile olmayabilir” dedi. Ebru Kıraner’e göre, atanacak 11 bin hemşire, yoğun bakım servislerinde görevlendirilmemeli.

Ebru Kıraner

medyabold
Devamını Oku »