30 Kasım 2019 Cumartesi

Melih Cevdet Anday’ın heykelini yaktılar

Beşiktaş’taki parkta ısınmak isteyen 4 kişinin yaktığı ateş şair Melih Cevdet Anday’ın heykeline sıçradı. İtfaiyenin söndürdüğü yangın sonrası şüpheliler gözaltına alındı.

BOLD- Beşiktaş Süleyman Seba Caddesindeki Şairler Parkında gece 22.00 sıralarında parkta ısınmak isteyen 4 kişinin yaktığı ateş kontrolden çıktı. Isınmaya çalışanların kontrol altına almaya çalıştığı yangın şair Melih Cevdet Anday’ın heykeline sıçradı. Parkta bulunanlar alevleri söndürmeyi başaramayınca panik halinde parktan kaçtı. Çevredekilerin ihbarıyla üzerine olay yerine çok sayıda polis ve itfaiye ekibi sevk edildi.

İTFAİYE SÖNDÜRDÜ

Alevler içinde kalan Anday’ın heykeli itfaiyenin müdahalesiyle söndürüldü. Polis ekipleri de ısınmak isterken kazara heykeli tutuşturdukları sanılan şüphelilerin peşine düştü. Yapılan çalışma sonucunda olay yerine yakın bir noktada yakalanarak gözaltına alındı.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI

4 kişi Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Olay yeri inceleme ekipleri bir süre yanan heykel üzerinde inceleme yaptı. Beşiktaş Kaymakamlığında yapılan açıklamada olayla ilgili 4 kişinin gözaltına alındığını ve işlemlerinin sürdüğünü belirtti. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Şairler Parkı, Beşiktaş

Londra’daki terör saldırısını IŞİD üstlendi

medyabold
Devamını Oku »

CHP’li vekilden çarpıcı af iddiası: Önce tahliye sonra indirim gelecek

TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Alpay Antmen, AKP’nin infaz yasası için zamanlama hesabı içinde olduğunu belirtti. “Bu nedenle af ve infaz değişikliklerini 2020’deki tahliyelerden sonra yapmayı düşünüyor” dedi.

BOLD – CHP Mersin Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Alpay Antmen, iktidarın af ve infaz yasası için ‘Zamanlama hesabı’ içinde olduğunu savunarak, “Terör örgütü üyeliğinden 7 yıl civarında hapis alanlar, mevcut infaz yasası kapsamında cezalarının yüzde 66’sını çekip, 2020 yılı içinde tahliye edilmeye başlanacak” dedi.

TAHLİYE GÜNLERİ YAKLAŞTI

Yaklaşık 4 yıldır cezaevinde bulunan ve ‘Örgüte üye olmamakla birlikte yardım’ suçlamasından hüküm giyenlerden özellikle öğretmenler, bazı eski hakim ve savcıların infaz da dahil edildiğinde tahliye günlerinin yaklaştığını belirten Antmen, “İktidar ‘FETÖ’cüleri de affettiler’ eleştirisi gelmesinden korkuyor. Bu nedenle af ve infaz değişikliklerini 2020’deki tahliyelerden sonra yapmayı düşünüyor. 2. paket yerine 3. pakette infaz düzenlemesi olabilir” dedi.

Mersin Barosu Başkanlığı görevinde de bulunan CHP’li Alpay Antmen, Sözcü Gazetesi Ankara Bürosu’nu ziyaret etti. Alpay Antmen, hazırlığı süren yeni yargı paketi ile ilgili şunları söyledi:

İLK PAKET BEKLENENİ VERMEDİ

CHP’li Antmen, hazırlığı süren yeni yargı paketini anlattı. Antmen şunları söyledi: “Meclis’ten geçen ve 39 maddeden oluşan birinci yargı paketi basın ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere bekleneni karşılamadı. Şimdi 2. yargı paketi ve infaz düzenlemesi hazırlıkları devam ediyor. Daha çok Hukuk Muhakemeleri usulü kanununa ilişkin düzenlemeler olacak. Denetimli serbestlik de 2 yıldan 5 yıla çıkarılmak isteniyor.”

“685 gazetecinin basın kartını iptal ettik”

medyabold
Devamını Oku »

Kars’ta 4 büyüklüğünde deprem

Kars’ın Sarıkamış ilçesinde, saat 09.07’de 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

BOLD – Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgiye göre, saat 09.07’de Sarıkamış’ta 4 büyüklüğünde yer sarsıntısı kaydedildi.

Rakipler belli oldu; EURO 2020 açılış maçını Türkiye-İtalya oynayacak

medyabold
Devamını Oku »

Turkish online news editor faces up to 15 years for reporting on gov’t whistleblower

A Turkish prosecutor has drafted an indictment for Doğan Akın, the editor and founder of the T24 news website, for his reporting on a government whistleblower’s tweets between 2014 and 2016, seeking up to 15 years in prison, T24 said.

Akın faces terrorism-related charges for covering 108 tweets of Fuat Avni, an anonymous whistleblower who famously provided inside information from within President Recep Tayyip Erdoğan’s inner circle.

The prosecutor accused Akın of deliberately aiding and abetting a terrorist organization despite not being a member of it.

Back in August the news website had reported on an investigation launched into a number of Turkish news websites for reporting on Fuat Avni’s tweets.

The well-known Twitter user provided information on corruption within the government as well as unlawful actions by authorities and was followed by nearly 3 million people.

Turkey was ranked 157th among 180 countries in the 2018 World Press Freedom Index released in April by Reporters Without Borders (RSF). The country has also been described by the Council of Europe and a number of human rights groups as the largest jailer of journalists in the world. turkishminute.com

The post Turkish online news editor faces up to 15 years for reporting on gov’t whistleblower appeared first on Stockholm Center for Freedom.

from SCF
Devamını Oku »

Sivasspor zirveyi sevdi; bırakmaya niyeti yok

Lider Sivasspor, Kasımpaşa’yı da 2-0 mağlup ederek zirve koltuğunu bırakmadı. Puanını 27’ye yükselten ev sahibi takım üst üste 5. maçını kazandı.

BOLD – Süper Lig’in 13. haftasında lider Sivasspor evinde Kasımpaşa’yı 2-0 mağlup ederek bu haftayı da lider tamamlamayı garanti altına aldı. Yiğidolar seyircisi önünde galibiyet serisini 5 maça çıkardı. 27 puana ulaşan ve zirveyi bırakmayan Rıza Çalımbay ve talebeleri şampiyonluk yarışı verilen 2008-2009 sezonundan bu yana 11 yıl sonra ilk defa 5 maç üst üste kazandı. Kırmızı-Beyazlı takımın gollerini Hakan Arslan ve Yatabare kaydetti.

EVİNDE MAĞLUBİYETİ YOK

Son iki haftanın lideri Sivasspor, kendi taraftarı önünde, Kasımpaşa’yı ağırladı. Kırmızı-Beyazlı takım bu sezon sahasında oynadığı maçlarda yenilgi yüzü görmedi. Son 4 haftada Antalyaspor’u 2-1, deplasmanda Denizlispor’u 2-0, Konyaspor’u 2-0 ve Kayserispor’u 4-1 mağlup eden Yiğidolar, Kasımpaşa karşısında mücadeleyi 2-0 kazanarak bu haftanın da lideri oldu.

ERKEN GOL SİVAS’I RAHATLATTI

Karşılaşmaya, puana ihtiyacı olan Kasımpaşa baskılı başladı. Ancak gol Sivasspor’dan geldi. Karşılaşmanın 11’inci dakikasında Mert Hakan’ın ceza sahası üzerinden kafayla indirdiği topu Hakan Arslan hiç durdurmadan direk kaleye gönderdi. Kaleci Fatih Öztürk yanından filelere giden topla Ev sahibi Sivasspor 1-0 öne geçti.

İKİNCİ GOL DE ÇABUK GELDİ

Av sahibi takım 1-0 öne geçmenin morali ile birlikte ikinci golü de buldu. Kasımpaşa’nın ilk golün şoku ile oyun içindeki konsantrasyonunu kaybetti. Kırmızı-Beyazlı takım organize bir şekilde gelerek 17. dakikada skoru 2-0 yaptı. Emre Kılınç’ın ara pasıyla sağ kanatta topla buluşan Goiano, ceza sahasındaki Yatabare’nin önüne tek pas gönderdi. Seri paslaşmalar sonrasında Yatabare’ye topu boy filelere göndererek ilk yarının da skorunu belirledi.

YATABARE’NİN GOLÜNÜ VAR İPTAL ETTİ

Sivasspor maçın ikinci yarısında da oyunun üstünlüğünü elinde tuttu. Gol fırsatlarını değerlendiremeyen Sivasspor 90+2’de Yatabare ile bir gol daha buldu. VAR incelemesi sonrası ağlara giden top gol değeri kazanmadı. Ligde bütün maçlarında gol atan ve üst üste 5 maç kazanan tek takım olan Sivasspor 3 puanı 2 golle alarak 27 puana ulaştı. En yakın takipçisi Trabzonspor’a maç fazlasıyla 5 puan fark atan Kırmızı-Beyazlılar haftaya deplasmanda Yeni Malatyaspor ile oynayacak.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan “Gemileri çekmeyiz” dedi, Yunanistan tehdit etti!

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Akdeniz’deki gemilerimizi çekmeyiz” açıklamasını yaptığı sırada Yunanistan, Libya’nın büyükelçisini uyardı. Türkiye-Libya arasında imzalanan anlaşmayı istedi.

BOLD – Edirne’nin İpsala ilçesi Sarıcaali Köyü’nde bulunan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) MS4 Ölçüm İstasyonu’nda gerçekleştirilen törene, Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de katıldı. Yatırım tutarı yaklaşık 7 milyar dolar olan TANAP, bugün Yunanistan sınırında Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) üzerinden Avrupa’ya bağlandı. Avrupa tarafındaki süreçlerin tamamlanmasının ardından TAP üzerinden gaz sevkiyatına başlanacak.

Törende konuşan Erdoğan’ın gündeminde Akdeniz’deki enerji kavgası vardı. Erdoğan, bir damla petrolü insan kanından, insan hayatından daha değerli gören zihniyetlerin, dünyaya barış ve huzur getiremediğini savundu. Son dönemde Akdeniz’de yaşanan gelişmelere ilişkin “Bağırmalarıyla, çağırmalarıyla biz bu gemilerimizi oradan çekmeyiz” diye konuştu.

ANLAŞMANIN KOPYASINI İSTEDİLER

Sınırın hemen diğer tarafında ise sıcak bir gelişme yaşandı. Kıbrıs Rum Yönetimi ile birlikte Doğu Akdeniz’de arama faaliyetleri yürüten Yunanistan, Türkiye ile Libya arasında yapılan ‘deniz yetki alanlarının sınırlandırılması’ anlaşmasının ardından Libya’nın Atina Büyükelçisi’ni sınır dışı etmeye hazırlanıyor.

Yunanistan, Libya’nın Atina Büyükelçisi Maiza K.Y. Gzllal’ı Dışişleri Bakanlığı’na çağırarak, söz konusu anlaşmanın bir kopyasını istedi. Atina Yönetimi, talebin yerine getirilmemesi halinde Büyükelçi’yi ‘persona non grata’ (istenmeyen adam) ilan edip sınır dışı edeceğini bildirdi. AFP’nin edindiği bilgiye göre söz konusu talebin 5 Aralık tarihine kadar yerine getirilmesi istendi.

Çılgın Proje’ye ‘bilimsel’ itiraz

medyabold
Devamını Oku »

Çılgın Proje’ye ‘bilimsel’ itiraz

Erdoğan’ın ‘çılgın proje’si Kanal İstanbul için Büyükşehir Belediyesi uyarı niteliğinde bir rapor hazırladı. Bilimsel hiçbir yanı olmadığı vurgulanan projenin, şehre zararları tek tek anlatıldı.

BOLD – Kanal İstanbul projesinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna son şeklini vermek üzere 28 Kasım 2019 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı gerçekleştirildi. Sözcü’den Özlem Güvemli’nin haberine göre Toplantıya İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) adına İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Gürkan Akgün katıldı. Akgün, proje ile ilgili olumsuz rapor sundu.

BİLİMSEL BİR PROJE DEĞİL

Kanal İstanbul projesinin her ölçekteki mevcut imar planlarına aykırı olduğu, herhangi bilimsel analiz çalışmaları sonucu üretilmediği vurgulandı. “Kanal İstanbul projesine yönelik ekolojik sürdürülebilirlik, şehircilik ilke ve esasları ile kamu yararı açısından herhangi bir şekilde olumlu bir husustan bahsetmek mümkün görülmemektedir” denildi.

İşte raporda yer alan önemli uyarılar:

  • Kanal İstanbul Projesi, Sazlıdere ve Terkos havzalarının içinden geçtiği için ekolojik kaynakları olumsuz etkileyecek.
  • Proje alanı içinde kalan mutlak tarım arazileri, proje sonrasında tarım amaçlı kullanılamayacak.
  • Sazlıbosna ve Terkos havzaları yok olacak.
  • Proje, yer altı suları ve Terkos Gölü’nün tuzlanmasına neden olabileceğinden su varlığı için tehdit oluşturacak.
  • Projede kanal kazısı sonucu ortaya çıkacak hafriyatın, Karadeniz kıyılarında oluşturulacak dolgu alanları ile bertaraf edilmesi planı coğrafyada geri dönülemez değişikliklere neden olacak.
  • Kanal İstanbul Proje güzergahı ve etrafı boyunca; Sazlıbosna Gölü havzasının kuzeyindeki İstanbul’un kırılgan coğrafyasında yaşamsal destek sistemlerini oluşturan su havzaları, tarım alanları, orman gibi doğal kaynakların ekolojik sürdürülebilirliğini sağlamakta yetersiz kalacak.
  • Proje ve çevresinde oluşacak yapılaşma alanları, çok kısa zamanda sıcaklık, nemlilik, buharlaşma ve rüzgar rejimlerini değiştirerek birer kentsel ısı adasına dönüşecek.
  • Bu alanlar iklim değişikliği açısından olumsuz sonuçlar üretecek.
  • İstanbul’un bu bölgede sahip olduğu ormanlar, yer altı ve yer üstü su kaynakları, çayır ve meralar, kıyı kumulları, endemik türler projenin inşaatı sırasında ve sonrasında mevcut imar planlarına aykırı yeni oluşacak gelişme alanlarından dolayı yok olma aşamasına gelecek.
TEMA DA UYARDI

Ankara’daki İDK toplantısına TEMA Vakfı da katılarak itirazını dile getirdi. TEMA Vakfından yapılan açıklamada Kanal İstanbul Projesi ile 8 milyon nüfuslu, 97 bin 600 hektarlık bir ada oluşturulmasının planlandığı vurgulandı. “Böylesine yoğun nüfuslu ve deprem bölgesinde olan bir alanda yapılması planlanan kanalın olası bir depremde nasıl bir tepki vereceği ÇED raporunda öngörülmüyor” denildi. Projenin ÇED raporuna göre İstanbul’un temel su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajının da kullanım dışı kalacağı hatırlatılarak İstanbul’un önemli bir su kaynağını kaybedeceği belirtildi.

DSİ OLUMSUZ RAPOR SUNDU

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, tamamen karşı olduklarını açıkladığı ve referandum önerisinde bulunduğu Kanal İstanbul projesi için İDK toplantısında Devlet Su İşleri’nin (DSİ) de olumsuz rapor sunduğunu açıklamıştı. İmamoğlu, özellikte inşaat sırasında çıkacak yaklaşık 1.5 milyar metreküplük hafriyata dikkat çekerek “1.5 milyar metreküp hafriyat ne demek? Esenler, Bağcılar, Güngören’in 30-35 metre yukarıya doğru havalanması demek. Bu şehre ihanet ettirmeyeceğiz” demişti.

ERDOĞAN’IN ÇILGIN PROJESİ

2011 yılından beri gündemde olan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “çılgın projesi” Kanal İstanbul, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından projelendirildi. Küçükçekmece, Avcılar, Arnavutköy ve Başakşehir ilçelerinden geçecek yaklaşık 45 km uzunluğunda ve 20.75 metre derinliğinde olan Kanal İstanbul projesinin maliyeti 75 milyar lira olarak hesaplandı. Kanalın yapımı ile birlikte Küçükçekmece Gölü’nü Marmara Denizi’nden ayıran köprü durumundaki kara parçası yaklaşık bir kilometre açılacak. 7 yılda tamamlanması planlanan kanal için 4 yıl boyunca kazı yapılacak ve 1 milyar 155 milyon 668 bin metreküp hafriyat çıkacak.

Bunun adı katliam: İş kazalarında her yıl 2 bin işçi can veriyor

medyabold
Devamını Oku »

İş adamlarıyla buluşan üç lider “bağımsız yargı” dedi

Kemal Kılıçdaroğlu, Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu, Avrasya Sanayici ve İş Adamları Derneği Genel Kurulunda bir araya geldi. Liderler hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı vurgusu yaptı.

BOLD – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve aralık ayı içerisinde parti kurmaya hazırlanan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Avrasya Sanayici ve İş Adamları Derneği (ASİAD) Genel Kuruluna katıldı.

YARGININ BAĞIMSIZ OLMADIĞI ÜLKE GELİŞEMEZ

Burada bir konuşma yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Demokrasinin olmadığı, hukukun üstünlüğünün olmadığı, yargının bağımsız olmadığı, adaletin olmadığı bir ülke gelişmez, büyümez. Adaleti görmezden gelirseniz, ‘Benim her söylediğim kanundur, her söylediğim adalettir.’ anlayışına teslim olursanız, Türkiye büyümez” dedi.

DAVUTOĞLU’NDAN HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VURGUSU

Eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu da fırsatları değerlendirme, vizyon üretme ve krizleri yönetmenin en asgari şartının düşünce özgürlüğü olduğunu anlattı. Krizleri yönetilmek için bütün fikirlere açık bir kriz yönetim stratejisinin uygulanması gerektiğini anlatan Davutoğlu, krizlerin konuşulmasının düşünce özgürlüğünün kısıtlanmasına neden olacağını söyledi. Hukukun üstünlüğünün önemini dile getiren Davutoğlu, rasyonel ekonomi yönetiminin hamasetle ve psikolojik dürtüleri tahrik ederek olamayacağını söyledi.

ADALETİN OLMADIĞI YERDE HUZUR VE BARIŞ OLMAZ

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da adaletin tam olarak gerçekleşmediği bir yerde huzuru ve barışı aramanın mümkün olmadığını söyledi. Gelir dağılımı adaletinin sağlanması gerektiğini aktaran Karamollaoğlu, “Sosyal demokratik anlayışa sahip olan arkadaşlar genelde gelir dağılımının artmasından çok adil olmasının üzerinde dururlar. Toplu sözleşmeye girerken hep açlık sınırında sözleşme yapmaya mecbur muyuz? Halbuki çalışan insanın cebine girecek para doğrudan doğruya tekrar iş adamının cebine girer. Yeter ki sosyal adalet gerçekleşsin” dedi.

Kim bu milyonerler?

medyabold
Devamını Oku »

Seri katilin telefonundan ‘cinayet arşivi’ çıktı

Mehmet Ali Çayıroğlu, Ordu’da gasp iddiasıyla tutuklandı. 12 kişinin öldürülmesiyle bağlantısı olduğu ortaya çıktı. Cep telefonunda, kurbanlarını öldürmeden önce çektiği fotoğraflar bulundu.

BOLD – Ordu’nun Akkuş ilçesinden Samsun’a taşınarak, şarküteri dükkanı açan ve çok sayıda suçtan sabıkası bulunan Mehmet Ali Çayıroğlu’nun (45), 12 kişiyi yangın çıkararak ya da zehirleyerek öldürdüğü iddiasıyla Akkuş Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma devam ediyor.

Mehmet Ali Çayıroğlu

HIRSIZLIK VE GASP BAĞIMLISI

İlk cinayetini cezaevinden çıktıktan sonra, 10 Şubat 2018 tarihinde Samsun’da işlediği iddia edilen Çayıroğlu’nun, kurbanlarının hayvanlarını kesip etlerini şarküteride sattığı, cep telefonu, kuru sıkı tabanca, av tüfeği gibi bazı eşyalarını da köyündeki evine götürdüğü ileri sürüldü.

Bunun üzerine jandarma, Çayıroğlu’nun Akkuş’taki evi ile eklentilerine baskın düzenledi. Baskında, 23 büyükbaş ve küçükbaş hayvan, 3 adet av tüfeği, 4 adet cep telefonu ve ölenlere ait çok sayıda eşya bulundu.

Çalındıkları belirlenen hayvanlar, sahiplerine teslim edilirken kurbanlara ait olduğu ortaya çıkan cep telefonları incelemeye alındı. Böylelikle de 10 Şubat -31 Temmuz 2018 tarihleri arasında Ordu ve Samsun’da çoğunluğu yaşlı 12 kişinin kurban gittiği cinayetler aydınlatılmış oldu.

Gasp iddiasıyla yakalanan Mehmet Ali Çayıroğlu’nun 12 kişiyi öldürüldüğü ortaya çıktı.

KRİMİNAL İNCELEME YAPILDI

Mehmet Ali Çayıroğlu’na ait cep telefonunun kriminal incelemesi de tamamlandı. Cep telefonunda bazı kurbanlara ait fotoğraflar bulundu. Yapılan incelemede, şüphelinin öldürmeden kurbanlarının fotoğraflarını çektiği belirlendi.

Öte yandan ele geçirilen 3 adet av tüfeği, 1 adet kuru sıkı tabanca ve 4 adet cep telefonunun öldürülenlerden çalındığı, savcılık soruşturmasında delillerle kesinleşti.

Tüm delillere rağmen suçlamaları kabul etmeyen Çayıroğlu’nun, yaşlı ve yalnız yaşayan kurbanları seçtiği, bu kişiler ile önce hayvan pazarlığı yaptığı, daha sonra evlerine giderek, plastik kelepçe takıp gazla zehirlediği ardından da evleri ateşe verdiği öne sürülüyor. Şüphelinin, hayvanları çalıp, keserek şarküteride sattığı iddia ediliyor.

Mehmet Ali Çayıroğlu’nun bağlantısı olduğu iddia edilen seri cinayetler şunlar:

  • 10 Şubat 2018, Samsun Terme Özyurt köyü: Sevim Semiz (80), engelli kızları Emine Semiz (50) ve Havva Gülen (60)
  • 24 Şubat 2018, Ordu Ünye: Nuri ve Lütfiye Usluoğlu çifti
  • 3 Mayıs 2018, Ordu Akkuş: Şeker Köseoğlu
  • 13 Temmuz 2018, Ordu Üçyol: Hasan Bayram
  • 22 Temmuz 2018, Ordu Akkuş: Sabri Güneş, oğlu Hasan ve gelini Zahide Güneş
  • 31 Temmuz 2018, Ordu Akkuş: Senai ve Ümit Türedi

Cumartesi Anneleri’nden ‘siyasal ahlak’ çağrısı: “Niçin burada olduğumuzu herkes biliyor!”

medyabold
Devamını Oku »

Kim bu milyonerler?

Türkiye’de 2012 yılında 54 bin 461 milyoner varken bu sayı 2019’da tam 213 bin 990’a ulaştı. Ekonomik krizini iyice hissedilmeye başladığı 2016’dan sonra milyoner sayısı ikiye katlandı.

BOLD – Banka hesabında 1 milyon lira veya üzeri parası olan vatandaşların sayısı ekim ayı sonu itibarıyla 33 bin 864 oldu. Toplam mevduat da 1 trilyon 289 milyar 779 milyon lirayı buldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden yapılan derlemeye göre, yurt içinde ve dışında yerleşik milyonerlerin toplam sayısı ekim sonu itibarıyla 213 bin 990… Bunda, yükselen faizlerin etkisinin büyük olduğu bildirildi. Milyoner başına düşen ortalama mevduat ise 6 milyon 27 bin lira oldu.

Geçen yıl sonunda 180 bin 126 olan milyoner sayısı, 10 ayda 33 bin 864 kişi arttı. 2012 yılında hesabında 1 milyon lira üzerinde parası olan insan sayısı 54 bin 461’di. 2012 yılından bu yana Türkiye’deki milyonerler nüfusu yüzde 294 arttı.

YERLEŞİK MİLYONERLER

Yurt içinde yerleşik milyonerlerin sayısı, 10 ayda 30 bin 116 artarak 191 bin 916’ya ulaşırken, bu kişilerin toplam mevduatı da 1 trilyon 199 milyar 102 milyon liraya yükseldi. Söz konusu dönemde yurt içinde yerleşik milyonerlerin mevduatlarının 508 milyar 747 milyon lirası yerel para cinsi, 679 milyar 62 milyon lirası döviz tevdiat hesabı, 11 milyar 293 milyon lirası kıymetli maden depo hesaplarından oluştu. Yurt içinde yerleşik milyoner başına düşen ortalama mevduat da 6 milyon 248 bin lira olarak hesaplandı.

BDDK verilerine göre, yurt dışında yerleşik mudi sayısı ekim sonu itibarıyla 22 bin 74’e ulaştı. Yurt dışındaki milyonerlerin sayısı 2018 sonuna göre 3 bin 748 kişi artarken, hesaplarındaki para miktarı 90 milyar 677 milyon lira oldu.

Yurt dışında yerleşik mudilerin bankalardaki mevduatlarının 9 milyar 856 milyon lirası yerel para, 80 milyar 353 milyon lirası yabancı para ve 467 milyon lirası da kıymetli maden depo hesaplarından oluştu. Yurt dışında yerleşik milyoner başına düşen ortalama mevduat da 4 milyon 108 bin lira olarak hesaplandı.

Kılıçdaroğlu’ndan iktidara Rusya eleştirisi

medyabold
Devamını Oku »

Kılıçdaroğlu’ndan iktidara Rusya eleştirisi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin enerji, tarım ve turizmde Rusya’ya bağımlı hale geldiğini belirtti. “Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Geleceği görmek, Türkiye’yi yönetmek bu mudur” diye sordu.

BOLD – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrasya Sanayici ve İşadamları Derneği Olağan Genel Kurul Toplantısında konuştu. İktidara ilişkin eleştirilerde bulunan CHP lideri, iş insanlarına, “Ayağınıza sıkmayın” diye seslendi. Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi Rusya’ya bağımlı hale getiren iktidarı eleştirdi.

BİR ALLAH’IN KULU ÇIKIP BU NASIL REFORM DEMEDİ

Türkiye’nin güçlü, sosyal bir devlet olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Üretiriz ama hepsini bir kişi alır, bir avuç kişi alır. Onun adaletle dağıtılması lazım. Fabrikada çalışanın da eve huzur içinde gitmesi lazım. Güçlü, sosyal bir devlet lazım. Şimdi EYT’liler var. Yaşa takıldılar, emekli olamadılar. Çalışamıyoruz diyorlar. Neden biliyor musunuz? Çalışıp prim öderlerse daha az emekli aylığı alacaklar. Allah aşkına ya akıl var mantık var. Bunu reform olarak geniş kitlelere anlattılar. Bir Allah’ın kulu da çıkıp bu nasıl reform demedi” dedi

BİZ SAVAŞA GİRMEDİK, NE OLDU BİZE BÖYLE?

Teknolojide olağanüstü değişimler olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Türkiye bunların tamamını izlemek durumundadır. Üniversiteler de artık sınıf sınıf oldu. Size öğrenciliğimde devrim tarihi kitabında okuduğum bir bölümü anlatmak isterim. İkinci dünya harbinden sonra Almanya’da taş taş üstünde kalmıyor. Amerikalılar gelmişler. Amerikalı general döner Alman generale şunu der: Artık Almanya uzun süre belini doğrultamaz der. Alman General şunu söyler: Evet doğrudur Almanya’da taş taş üstünde kalmadı ama bir şeyi sakın unutmayın, Almanya’nın üniversiteleri hâlâ ayakta. Biz savaşa da girmedik arkadaşlar ne oldu böyle? Hep yanlış tercihlerde bulunduk” dedi.

RUSYA’YA BAĞIMLI HALE GELDİK

Enerji konusunda Türkiye’nin Rusya’ya bağımlılığının yüzde 50’leri aştığının belirten Kılıçdaroğlu, “Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Tarım, turizm Rusya’ya bağlıyız. Enerjini keserim dediği andan itibaren sizin fabrikalarınız da duracak. Geleceği görmek, Türkiye’yi yönetmek bu mudur? Kusura bakmayın kalktınız oy verdiniz. Siz ekonomik kriz yaşıyorsunuz ama iktidar sahipleri ülkede ekonomik kriz olmadığını söylüyor. Sorunu kabul etmiyorsan zaten çözüm üretemezsin” dedi.

Bunun adı katliam: İş kazalarında her yıl 2 bin işçi can veriyor

medyabold
Devamını Oku »

Cumartesi Anneleri’nden ‘siyasal ahlak’ çağrısı: “Niçin burada olduğumuzu herkes biliyor!”

Cumartesi Anneleri, 1994’te gözaltına alındıktan sonra öldürülen Nihat Aydoğan’ın katillerinin bulunmasını istedi. Aydoğan’ın kızı Nejbir Aydoğan, “Niçin burada olduğumuzu herkes biliyor” diye konuştu.

BOLD – Galatasaray meydanındaki oturma eylemleri İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklanan Cumartesi Anneleri 766’ncı kez buluştu. Adalet taleplerini tekrarlayan Cumartesi Anneleri, 1994’te gözaltına alındıktan sonra öldürülen 39 yaşındaki Nihat Aydoğan’ın katillerinin açığa çıkartılmasını talep etti. Bu haftaki açıklamaya HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Hüda Kaya, Meral Danış Beştaş, Musa Piroğlu da katıldı.

Gazete Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre açıklamayı gözaltında kayıp yakını Besna Tosun yaptı. Tosun, “766 haftadır ısrarla söylüyoruz: İnsan haklarına dayalı siyasetin, hukukun üstünlüğüne dayalı yargının olmayışı Türkiye’nin en temel sorunlarını çözümsüz bırakıyor. Bu yüzden insan haklarını sistemin merkezine yerleştirecek bir siyaset ve her türlü siyasi/ideolojik etkiden arındırılmış, hukukun üstünlüğüne dayalı bir yargı sistemi talep ediyoruz” dedi.

DEVLETİ YÖNETENLERE SESLENİYORUM

Tosun, 766 haftadır devleti yönetenlere seslendiklerini söyleyerek şöyle konuştu: “Bizim hakikate ve adalete ulaşma hakkımız, siz yokmuş gibi davrandığınız için yok olmaz. Haklarımızı tanımak ve hayata geçirmekle mükellefsiniz. Gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin akıbetlerinin açığa çıkarılması ve adaletin sağlanması için yürüttüğümüz mücadele meşrudur. İddia ve taleplerimiz siyasal ahlak çağrısıdır.”

Tosun son olarak kayıpların avukatlığını yıllarca sürdüren hukukçuları da andı. Tosun, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ve Şevket Epözdemir’i anarak, “Avukatlarımız tehdit edildiler, katledildiler. Avukatlarımızı saygıyla anıyoruz” dedi.

BEN BABAMI HİÇ GÖRMEDİM

Gözaltında öldürülen Nihat Aydoğan’ın kızı Nejbir Aydoğan da konuştu. Aydoğan, “Niçin burada olduğumuzu herkes biliyor. Ben babamı hiç görmedim. Babamın faillerinin bulunmasını istiyorum” diye konuştu.

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da bu hafta bir açıklama yaptı. Türkdoğan, Galatasaray meydanındaki yasak kararının kaldırılması için mahkemeye başvurduklarını ancak aylardır verilecek kararı beklediklerini söyledi. Türkdoğan bir an önce karar verilmesini istediklerini söyleyerek şöyle devam etti: “67 haftadır yasaklanan Galatasaray meydanıyla ilgili dava açtık. Hala bir karar vermiş değiller. Bu davanın bir an önce sonuçlanmasını istiyoruz. Galatasaray meydanı bir hafıza mekanı. Siyasi iktidara, İçişleri Bakanlığı’na sesleniyorum: Bu yasak tutumundan vazgeçin. Orada oturma eylemimizi gerçekleştireceğiz. Bu adalet arayışımız sonuç alıncaya kadar devam edecek.”

Türkdoğan son olarak şunları söyledi: “Annelerin, kayıp yakınlarının bu ısrarlı eylem çizgisi aynı zamanda barış ısrarıdır. Bu bir eşitlik, özgürlük arayışıdır. Toplumun vicdani da annelerimizin yanında. Annelerin direnci ve inancı bize çok şey öğretti. Bütün bu baskı ortamına karşı direnmeye devam ediyoruz. Çünkü direnmek bir haktır.”

NÜFUS KÜTÜĞÜNE ‘ÖLÜ’ KAYDI DÜŞTÜLER

39 yaşındaki Nihat Aydoğan, Midyat’ın Doğançay köyünde yaşıyor, çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Korucu olmayı istemeyen Doğançaylılar üzerinde yoğun bir baskı vardı. 30 Kasım 1994 tarihinde sabah 05.00’te Aydoğan ailesinin evi çok sayıda özel tim, asker ve korucu tarafından basıldı. Nihat Aydoğan dövülerek yataktan kaldırıldı. Elleri ve gözleri bağlı, kanlar içinde önce Midyat Jandarma Karakoluna, daha sonra da Mardin Jandarma Merkez Komutanlığına götürüldü. Onu soran ailesine serbest bırakıldığı söylendi. Ancak Nihat Aydoğan’dan bir daha haber alınamadı. Uzun yıllar sonra Nihat Aydoğan için ailesinin bilgisi dışında nüfus kütüğüne gerçek dışı bir bildirimle “ölü” kaydı düşüldüğü açığa çıktı.

Bunun adı katliam: İş kazalarında her yıl 2 bin işçi can veriyor

medyabold
Devamını Oku »

Black Friday çılgınlığı internette ikiye katlandı

Bir dijital reklam firması, Black Friday satışlarını mercek altına aldı. Bu yıl satılan ürünlerin sayısı geçen yıla göre yüzde 45 arttı. İnternetten satılan ürün sayısı 2 milyon 265 bin oldu.

BOLD – E-ticaret yapan şirketlerin rakamlarını açıklayan bir dijital reklam firması, Black Friday’in bilançosunu çıkardı. 2019 yılındaki Black Friday kampanyalarında internet üzerinden 2 milyon 265 bin ürün satıldı. 2018 verilerine göre söz konusu şirketler geçen yıl Black Friday’de 1 milyon 564 bin ürün satmıştı. Markaların cirolarını en fazla etkileyen ürünler ‘giyim ve kozmetik’ oldu.

Türkiye’de “Muhteşem Cuma”, “Efsane Cuma”, “Beklenen Cuma” gibi farklı isimlerle adlandırılan Black Friday, dijital pazarlama dünyasına da damgasını vurdu. Black Friday kampanyaları, geçen yıla oranla markaların satışlarında iki kat artış yaşanmasını sağladı.

EN ÇOK SİPARİŞİ 22-34 YAŞ ARASI VERDİ

Black Friday kampanyaları en çok satın almanın gerçekleştiği güne oranla 8 kat daha fazla satın alma getirdi. En çok sipariş verilen saat dilimi 00:00-01:00 olurken, en çok sipariş de 22-34 yaş aralığındaki kullanıcılardan geldi.

Kullanıcıların yüzde 75’i mobilden gelirken, satışların yüzde 60’ı masaüstü bilgisayarlardan gerçekleşti. Markaların cirosuna en çok etki eden kategoriler giyim ve kozmetik, ev dekorasyon, cep telefonu ve aksesuarları, beyaz eşya ve küçük ev aleti, bilgisayar ve aksesuarları oldu. E-postalarda en çok kullanılan kelime bu yıl da “indirim” oldu.

Türkiye’de yüzde 58 ile kadınların Black Friday’de daha fazla alışveriş yaptıkları bildirildi.

Saadet Partisi’nden ekonomideki ‘kara’ tabloyu anlatan ‘Efsane Cuma’ videosu

medyabold
Devamını Oku »

Kanarya Adaları’nda sahile vuran mülteci teknesinin yardımına koştular

İspanya’nın turizm cenneti Kanarya Adaları’nda sahile yanaşan mülteci teknesindekilere turistler yardım etti. 6 gündür denizde oldukları öğrenilen 20 mülteci ölümden döndü.

BOLD – Kanarya Adaları’ndaki Aguila kumsalına dün mültecileri taşıyan bir bot yanaştı. Olay, sahilde güneşlenenleri şaşkına çevirirken turistler hemen yardıma koştu.

Kadın ve çocukların çoğunlukta olduğu mültecilerin iyi durumda olmadığını fark eden tatilciler, hemen sağlık ekiplerini çağırdı. Aralarında hamile bir kadın ile çocukların da bulunduğu mültecilere yiyecekler verildi.

Sağlık ekiplerinin bölgeye gelmesiyle, gece boyunca denizde olan mültecilere termal battaniyeler verildi. Yetkililer 20’yi aşkın mültecinin 6 gündür denizde olduğunu ve büyük çoğunluğunun Sahra Altı Afrika ülkelerinden olduğunu belirtti.

ÇOK ZORLU BİR YOLCULUK

Yardım çalışmalarını yürüten ekipten Jose Antonio Rodriguez, “Çok zorlu bir yolculuk olmuş. Bottaki bebeklerden biri acilen hastaneye sevk edildi. Kıyıya ulaştıklarında yardıma ilk koşan turistler ve çevredeki yerel halktı. Onlara kıyafetler ve yiyecekler verdiler” dedi.

İspanya İçişleri Bakanlığının verilerine göre Kasım ayı boyunca ülkeye 27 bin 594 mültecinin geldiği ifade ediliyor.

7 yıldır cezaevinde yatan Londra saldırganı şartlı tahliye ile salınmış

medyabold
Devamını Oku »

Ethem Sancak’ın akrabası Murat Sancak kana doydu!

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a aşkını ilan eden iş adamı Ethem Sancak’ın akrabası Murat Sancak’a ait Maxicells AŞ’nin, ithalatı yasak olan 3 ay ömürlü kan ürünlerini ucuza ithal edip yüzde 1800 kârla sattığı ortaya çıktı.

BOLD – Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen yerli kan ürünü üretilmesi amacıyla başlatılan projede ihale verilen Ethem Sancak’ın akrabası Murat Sancak’a ait Maxicells AŞ adlı firmanın, 3 ay kullanım ömrü kalan ürünleri ithal ettiği ortaya çıktı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, yasak olmasına karşın Avrupa’da üç ay kullanım ömrü kalmış ürünlerin yok pahasına ülkeye sokulup yüzde 1800 kârla hastalara ve eczanelere fatura edildiğini söyledi.

İHALE 12 YILLIĞINA MURAT SANCAK’A VERİLDİ

Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’nın haberine göre Sağlık Bakanlığı bünyesinde yürütülen Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türk Kızılayı’nın da yer aldığı kan ürünü üretme projesinde skandala imza atıldığı ortaya çıktı. Proje çerçevesinde, 2017 yılında 12 yıllığına Ethem Sancak’ın yeğeni Murat Sancak’a ait Maxicells AŞ’ye verilen ihalenin ardından gelinen aşama akılları karıştırdı.

HİÇ KAN TOPLAMA MERKEZİ KURMAMIŞ

CHP’li Özel, “Bu firma Avrupa’dan Türkiye’ye bir yıldan az miadı olan kan ürünü sokulması yasakken Avrupa’da üç ay miadı kalmış kan ürünlerini bedavaya, yok pahasına sokup yüzde 1800 kârlarla hastalara ve eczanelere fatura etmektedir. Söz konusu ihale kapsamında Türkiye’de 5 kan toplama merkezi kurulması gerekirken iki yıllık süre zarfında ne bir tek toplama merkezi için faaliyetlere başlanmış, ne bir tek çivi çakılmıştır” dedi.

7 yıldır cezaevinde yatan Londra saldırganı şartlı tahliye ile salınmış

medyabold
Devamını Oku »

Bunun adı katliam: İş kazalarında her yıl 2 bin işçi can veriyor

Son 7 yılda iş kazaları yüzde 400 arttı. Yılda 2 bine yakın işçi iş kazalarında hayatını kaybediyor. Denetim yapmayan hükumetin sessizliği ise tepki çekiyor.

BOLD – İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, 6331 Sayılı Kanun çıktığı 2012 yılından bu yana iş kazalarında hiçbir azalma olmadığını aksine yüzde 400 artış olduğunu ifade etti. Türk Mimar ve Mühendisler Odası İKK Sekreteri Cevahir Efe Akçelik ise iş cinayetlerinin normalleştirildiği belirtti.

AZ İŞÇİ ÇALIŞTIRAN YERLERDE KAZALAR DAHA FAZLA

‘7. Yılında İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun Değerlendirilmesi Sempozyumunda konuşan İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, “6331 sayılı yasa bizi de ilgilendiriyor. Çünkü bu yasanın çıktığı yıldan beri iş kazalarında hiçbir azalma olmadı ve yüzde 400 artmış durumda. Yılda 2 bine yakın işçi ölümü söz konusu. Bu yasa sadece 50 den fazla işçi çalıştıran yerleri kapsıyor. Daha az işçi çalıştıran kurumlarda kazalar da ölümler de daha çok. Bu yasanın bütün iş yerlerini kapsayacak şekilde geliştirilmesi gerekiyor” dedi

İŞ CİNAYETLERİ NORMALLEŞTİRİLDİ

Birgün’den Rıfat Kırcı’nın haberine göre Türk Mimar ve Mühendisler Odası (TMMOB) İKK Sekreteri Cevahir Efe Akçelik ise iş cinayetlerinin normalleştirildiği, çalışma yaşam hakkının gasp edildiği bir dönemden geçtiklerini ifade etti. İş cinayetlerinde hayatını kaybeden ve iş kazalarında iş göremez hale gelen işçilerin tam sayısını tespit edilemediği bir dönemden geçildiğinin altını çizen Akçelik, “İş kazalarının ve iş cinayetlerinin normalleştirildiği, çalışma ve yaşam hakkının gasp edildiği bu dönemde iş cinayetleri ve meslek hastalıkları engellenmesi şöyle dursun maliyet ve iş gücü hesabı yapılarak işçi yaşamı hiçe sayılıyor” dedi.

İŞ KAZALARINDA TÜRKİYE DÜNYADA LİDER

Türkiye’nin toplu iş cinayetleri ve kazalarında dünyada ilk sıraya yerleştiğini belirten Akçelik, “Meclisin yayınladığı rakamlara göre 2018 yılında en az 1923 işçi yaşamını yitirdi. AKP iktidarıyla birlikte 2012 yılından itibaren 2019 yılına kadar hayatını kaybeden emekçilerin sayısının da 22 bini aştığı görülmektedir. Ancak bu rakamlar bildirimlere göre çıkarıldığı için gerçek bundan çok daha fazladır. Öncelikle işverenin sorumluluktan kaçamayacağı düzenlemeler yapmak gerekiyor” dedi.

2012 SONRASI YAŞANAN BÜYÜK FACİALAR

2012 Haziran’da çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın ardından yaşanan iş kazaları şöyle:

2013’de Eti Bakır madeninde çökme
2013 yılı Kozlu maden faciası
2014 Soma maden faciası
2014 yılında Torunlar Center asansör faciası
2014 yılında Isparta Yalvaç’ta tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi
2014 yılında Ermenek maden faciası
2016 yılında Şırnak maden faciası

7 yıldır cezaevinde yatan Londra saldırganı şartlı tahliye ile salınmış

medyabold
Devamını Oku »

Trump NATO Zirvesinde Erdoğan ile görüşmeyecek

ABD’li üst düzey bir hükumet yetkilisi, gelecek haftaki NATO zirvesi sırasında ABD Başkanı Donald Trump ile AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasında ikili görüşme yapılmayacağını açıkladı.

BOLD – Donald Trump’ın 3-4 Aralık’ta Londra’da düzenlenecek NATO zirvesindeki temasları hakkında telekonferans üzerinden gazetecilere brifing veren yetkili, Erdoğan ile ikili bir görüşmenin planlanıp planlamadığı sorusunu yanıtladı. Yetkili, “Erdoğan daha birkaç hafta önce buradaydı. NATO zirvesinde ayrı bir ikili görüşme programda görünmüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birçok İttifak üyesinden S-400 radar sisteminin aktive edilmesi konusunda kaygılar işiteceğini tahmin ediyorum” diye konuştu.

DİPLOMASİNİN ZEMİNİ

Brifingde bir gazeteci, Türkiye’nin Suriye’deki operasyonuna tepkiler ve Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la girdiği söz dalaşını hatırlattı. Türkiye’yle alakalı hususların zirvede ne kadar gündeme geleceğine yönelik bir soru da yöneltti. Amerikalı yetkili, “Diplomasi çıkarma değil, toplama oyunudur. İttifak, Türkiye’yle uyum içerisinde olmakla, uyum içerisinde olmamaya kıyasla daha güçlüdür. Bu nokta, Başkan’ın Türkler’le yürüttüğü diplomasiye de zemin teşkil etmektedir” dedi.

Ret alan herkes göreve başlayacak

medyabold
Devamını Oku »

Üniversite gençliği geçim derdinde

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ‘Üniversite Gençliği Profil’ araştırması, üniversitelerdeki acı gerçeği ortaya koydu. Geçinebilmek için derslerini ihmal eden öğrenciler, okullarında kendilerini güvenli hissetmiyor.

BOLD – Gençlik Ruh Sağlığı Çalıştayında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılan ‘Üniversite Gençliği Profil’ araştırmasının sonuçları açıklandı. Çalışma, üniversitelilerin içinde olduğu olumsuz tabloyu bir gözler önüne serdi.

21 BİN ÖĞRENCİ İLE YAPILDI

Birgün’den Mustafa Mert Bildircin’in haberine göre Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığınca düzenlenen, Gençlik Ruh Sağlığı Çalıştayına katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Araştırma ve Politika Geliştirme Daire Başkanı Yasemin Esen, 33 kentte bulunan 68 farklı üniversiteden toplam 21 bin 156 öğrenci ile gerçekleştirilen ‘Üniversite Gençliği Profil’ araştırmasının sonuçlarını açıkladı.

ÖĞRENCİLERİN KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR

Araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 30’u okulda kendisini güvende hissetmediğini bildirdi. Üniversitelilerin yüzde 48’i çok az para ile geçinmek zorunda olduğunu belirtirken kadın öğrencilerin yüzde 16’sı taciz ve cinsel istismara maruz bırakıldığını ifade etti. Araştırmaya katılan üniversitelilerin yüzde 39’u ailesinin yanında kaldığını belirtti. Ailesinin yanında kalan öğrencilerin yüzde 43’ü, kendisine ait bir odası olmadığını anlattı.

OKUMAK İÇİN ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIYORLAR

Öğrenciler, eğitim hayatlarını sürdürebilmek için çalışmak zorunda kalırken kişisel geliri bin TL’nin üzerinde olanların oranının yalnızca yüzde 25’te kalması dikkat çekti. Araştırma çerçevesinde görüşülen öğrencilerin yarısına yakını, aylık kişisel gelirinin 401 TL ile bin TL arasında değiştiğini kaydetti.

GÖZALTINA ALINMA ENDİŞESİ YAŞIYORLAR

Araştırmada öğrencilere mutluluk düzeyleri de soruldu. Mutlu olduğunu ifade edenlerin oranı çok düşük çıkarken; öğrencilerin en çok yaşadığı travmalar araştırmada, “Birinin ölümü, ölümcül hastalığı” ve “Az para ile geçinmek zorunda kalmak” şeklinde sıralandı. Kadınların erkeklere göre daha çok ayrımcılığa maruz bırakıldığı belirlendi. Erkek öğrencilerin yüzde 9’u gözaltına alınmaktan ve tutuklanmaktan korktuğunu dile getirirken bu oran kadınlarda yüzde 2 ile ifade edildi.

“25 bin 149 yeni ByLock kullanıcısı tespit edildi”

medyabold
Devamını Oku »

Villası yıkılan Unakıtan ‘2 dönem kuralı’ istedi

Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın villasının çatısı AKP’li Üsküdar Belediyesi tarafından kaçak olduğu gerekçesiyle yıkıldı. Unakıtan’ın eşi tartaklandığını öne sürdü.

BOLD – AKP’nin ilk Maliye Bakanı, 2016’da hayatını kaybeden Kemal Unakıtan’ın Küçükçamlıca’daki villasının çatısı, yapı ruhsatına aykırı olduğu gerekçesiyle yıkıldı. AKP’li Üsküdar Belediyesi zabıtalarının yıkım esnasında kendisini tartakladığını söyleyen Kemal Unakıtan’ın eşi Ahsen Unakıtan, zamanında tebligat yapılmadığını belirtti.

ERDOĞAN’IN ETRAFI ZIRHLA ÇEVRİLİ

Sözcü’den Fatma Vurgun’un haberine göre Unakıtan, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’i suçladı. Polis ve zabıta nezaretinde yapılan yıkım için “Burada 80 tane koruma beni tartakladı. Omuzlarımdan tutarak beni tartakladılar. Bu zulüm son bulmalı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir türlü ulaşamadığını da belirten Ahsen Unakıtan, “Etrafı zırhla çevrili. Hiçbir şekilde ulaşamıyorum. Ne korumasına ne kendisine. Ne de kendisi açıp ‘Ahsen yenge nasılsın?’ diyor. Ben nasıl ulaşayım nasıl söyleyeyim? Zaten Üsküdar Belediyesi AK Parti’nin belediyesi” dedi.

İLK VİLLAYI 1983’TE YAPTI

Hayatını kaybeden Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Küçükçamlıca’da bahçe olarak aldığı 2 bin 210 metrekarelik araziye ilk villasını 7 Aralık 1983’te yaptı. Yaklaşık 13 yıl sonra 1998’de ise ikinci villayı inşa etti. Ancak 1991’de arsanın da bulunduğu bölge doğal SİT alanı ilan edildiği için sonradan yapılan villa kaçak statüsüne girdi. İlk villanın 1999 depreminde zarar görmesi, ikinci villanın da kaçak olması nedeniyle Unakıtan, 2005 yılında villalarını yıktı.

Unakıtan’ın parseline 2006 yılında Üsküdar Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve 3 No’lu Tabiat Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun kararıyla üç villa yapılabilmesi yolunda izin çıktı. Bunun üzerine Unakıtan, araziye aynı yıl üç villa yaptırdı. Aradan geçen 13 yılın sonunda dün Üsküdar Belediyesi yapı denetim ekipleri, yıkım için Unakıtanların kapısını çaldı.

Belediye ekipleri, villalardan birinin çatısını imara ve yapı ruhsatına aykırılık bulunduğu gerekçesiyle yıktı.

“BAKANIN EMRİ VAR”

Ahsen Unakıtan, villanın çatısında tadilat yaptıklarını belirterek şöyle konuştu: “Dedik ki evi soyalım, çatıyı da yatık halden düz hale getirelim. Gelip bir ölçüm yapılmadı. Sabahın erken saatlerinde buraya 20-30 tane polis arabası, zabıta arabası yolu keserek buraya girdi.”

Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’i konuyla ilgili olarak üç gün önce ziyaret ettiğini ifade eden Ahsen Unakıtan şunları söyledi: “Yıkım kağıdı getirip kapıya yapıştırmışlardı. Kendisine anlattım. Hilmi Türkmen ‘Bakan’ın emri var, İstanbul’da binalar uygun değilse yıkılacak. Biz de uygun olmayan binaları havadan izliyor ve yıkıyoruz’ dedi. Fakat Bakanımız ben yalıtım yapmak için 40 senedir oturduğum evimi bir tamirata soktuysam ‘Git o binayı yık’ demiyor. Ben bunu Hilmi Türkmen’e izah ettim. Komşu binaların hepsi uygun yapılmış olup da 40 yıl önce yaptığım evin çatısını düzeltiyorum diye benim çatımı nasıl yıkarsın? Önce bana diyeceksin ki ‘Bunu düzelt.’ Ben bunu üç günde sökemem ki, üç günde düzeltemem ki. Buraya bu kadar masraf yapmışım bu zor günde. Bana bir ay müsaade edeceksin. Bir ayda yıkılsa burası bunun Hilmi Türkmen’e, Üsküdar Belediyesi’ne ne zararı var?”

‘İKİ DÖNEM KURALI’ İSTİYOR!

Siyasi mesajlar da veren Ahsen unakıtan “Her şeyde bir hayır vardır ama bütün herkesin söylediği ‘Türkiye’de artık bir sistem kurulsun’ Bunu hiçbir parti yapamadı maalesef. İki dönem için Batı’daki gibi gelinsin iki devre vatana millete hizmet yapılsın. Bu bir bayrak yarışıdır. İkiden fazla iktidar da kim olursa olsun kalmasın. Buradan bir vesileyle bütün partilere sesleniyorum. İnsan odaklı olun. 7’den 70’e herkese. Bugün yukarıdan bakın, İstanbul taş yığını. Ama içinde oturan bir insanın 40 yıllık evinin duvarı yıkılmaz. Bu bir zulümdür, zalimce davranıştır” diye konuştu.

“685 gazetecinin basın kartını iptal ettik”

medyabold
Devamını Oku »

Hani milletin Saray’ıydı…

Açlıktan insanların toplu halde intihar ettiği Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın 2020 bütçesinde çatal bıçak takımlarına, saklama kaplarına, süs eşyalarına milyonlar ayrıldı.

BOLD – TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda son olarak Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların 2020 yılı bütçesi görüşüldü. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2018 yılında 1.6 milyar lira olan Saray harcamasının, 2019’da 2.8 milyara yükseldiğini, 2020’de de yüzde 11.8 oranında artışla 3 milyar 152 milyon 937 bin lira ödenek tahsis edilmesinin öngörüldüğünü açıkladı.

Cumhuriyet’ten Ozan Çepni’nin haberine göre Oktay, Saray’ın bütçesinden 165 milyon liranın acil destek giderlerine, 1 milyar liranın İçişleri ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından “barışı destekleme ve koruma hizmetlerine” ve 330 milyon liranın da Cumhurbaşkanlığı Ofisleri bütçesine aktarılmak üzere ayrıldığını belirtti.

2018 İSRAF LİSTESİ

Saray 2018’de tek kullanımlık mutfak eşyaları için 1.4 milyon, servis ve saklama kapları için 1 milyon, sofra takımı ve çatal bıçak takımları için 1.5 milyon, içecek servis takımları için 264 bin, mutfak araç gereçleri için 1 milyon, laboratuvar malzemeleri için 3.1 milyon, biyokimyasallar ve gaz maddeleri içeren kimyasallar için 5 bin lira harcadı.

Hesap cetvellerine göre, temizlik malzemeleri için 1.3 milyon, temizlik araç ve gereçleri için 1.5 milyon, temizleme ve dezenfeksiyon solüsyonları için 1.2 milyon, giyecekler için 6.1 milyon, mefruşat ürünleri için 3.8 milyon lira harcandı. 2018’de Saray’ın baharat ve çeşniler ile tatlandırıcılar için kamu bütçesinden harcadığı tutar da 118 bin lira olarak kayıtlara geçti.

BU HEDİYELER KİME?

Saray’ın bütçesinde, hediye amaçlı taşınırlar için yaklaşık 2 milyon lira ayrılırken, 2018’de hediyeler için 739 bin lira harcandı. Alkolsüz içeceklere 867 bin lira, gübre ve bitki ilaçlarına 366 bin, çiçeklere 293 bin, köpek ve kedi yemlerine 104 bin lira, küçük el aletlerine 663 bin lira, aydınlatma malzemelerine 1.5 milyon, taşıt yedek parçalarına 700 bin, su tesisatı yedek parçaları için 254 bin, araç lastiklerine 2.2 milyon, pompalara 41 bin 798 lira harcama yapıldı.

UÇAKLARA 406 MİLYON TL

Saray’ın bütçelendirme kalemlerinde geçmiş yıldan devirlerle birlikte gemiler için 56 milyon, uçaklar için 406 milyon, araştırma ve üretim amaçlı cihazlar için 14 milyon, özel amaçlı taşıtlar için 8 milyon, otomobiller için 21 milyon, yolcu taşıma araçları için 7.5 milyon, kurtarma amaçlı cihazlar için 4.4 milyon, döşeme demirbaşları için 6.6 milyon, hastanede kullanılan taşınırlar için 1.1 milyon, ses görüntü ve sunum cihazları için 24 milyon, haberleşme ve aydınlatma cihazları için 10 milyon, büro mobilyalarına 39 milyon, misafirhane konaklama ve barınma amaçlı mobilyalara 11.5 milyon, yemekhane mobilyalarına 1.3 milyon lira bütçe ayrılması dikkat çekti.

Bütçede, gösteri amaçlı hayvanlara 87 bin, güzel sanat eserlerine 16.1 milyon, kontrol ve güvenlik sistemleri için 8.2 milyon, masa, sehpa ve zeminde sergilenen süs eşyaları için 3.6 milyon, duvar süsleri için 147 bin, vitrin süsleri için de 60 bin lira yer aldı. Öte yandan Komisyon’da, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2018 Yılı Kesinhesap Kanun Teklifi kabul edildi.

PADİŞAHTAN DAHA YETKİLİ

CHP Milletvekili Abdüllatif Şener, mevcut sistemdeki Cumhurbaşkanlığı makamının Osmanlı padişahlarından daha yetkili olduğunu belirterek “Bu kadar yetki kimseye verilmez; evliyaya versen evliyayı azdırırsın” diye konuştu. İyi Parti milletvekili Durmuş Yılmaz da “Yeni sistem tıkandı. Biz herhangi bir değişiklik yapmasak da bu sistem kendi kendini sonlandıracak” dedi.

Ret alan herkes göreve başlayacak

medyabold
Devamını Oku »

“685 gazetecinin basın kartını iptal ettik”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 685 gazetecinin basın kartının iptal edildiğini açıkladı. Gerekçenin de ‘milli güvenliğe tehdit oluşturan yapılarla aidiyeti, irtibat veya iltisak’ olduğunu savundu.

BOLD – Fuat Oktay, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda Cumhurbaşkanlığının 2020 yılı bütçesi görüşüldüğü sırada basın kartlarının iptaliyle ilgili soruları yanıtladı. Independent Türkçe’nin haberine göre, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün kapatılarak İletişim Başkanlığının kurulduğunu anımsatan Oktay, genel kart değişiminin amacının ‘usulsüz ve sahte kart kullanımının önüne geçilmesi, basın kartının prestijini artırarak basın mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmak’ olduğunu iddia etti.

MİLLİ GÜVENLİK TEHDİDİ

685 basın mensubunun basın kartını iptal ettiklerini belirten Oktay, bu gazetecilerin milli güvenliğe tehdit oluşturan yapılarla aidiyeti, irtibatı veya iltisakı olduğu değerlendirilen medya kuruluşlarında çalıştıklarını öne sürdü.

Oktay, şöyle devam etti: “Türkiye’de yerleşik uluslararası basın mensuplarına verilen basın kartı sayısı 2019 yılı itibarıyla 343’tür. Başkanlık tarafından yerel basına yönelik yerel medya özendirme yarışmaları, eğitimler ve bilgilendirme toplantıları yapılmakta, ayrıca basın kartı, hizmet damgalı pasaport ve benzeri konularda kolaylık sağlanmaktadır.”

“25 bin 149 yeni ByLock kullanıcısı tespit edildi”

medyabold
Devamını Oku »

7 yıldır cezaevinde yatan Londra saldırganı şartlı tahliye ile salınmış

İngiltere’nin başkenti Londra’daki köprüde dün bıçaklı saldırı düzenleyen saldırganın Osman Han olduğu açıklandı. Han’ın 2012 yılında terör suçundan hüküm giydiği ve geçen yıl şartlı tahliye edildiği kaydedildi.

BOLD – Londra Köprüsü’nde iki kişinin öldüğü, üç kişinin yaralandığı saldırıyı düzenleyen ve olay yerine giden polis tarafından vurularak öldürülen 28 yaşındaki Osman Han’ın geçen yıl elektronik kelepçe takmayı kabul ederek şartlı tahliye edildiği belirtildi.

2012’de 21 yaşındayken terör suçundan cezaevine giren Han’ın izlendiğini bilmesine rağmen saldırı düzenlemeye kalkıştığı bildirildi. Polis, Han’ın Straffordshire bölgesinde yaşadığı evde geniş çaplı inceleme yapıldığını duyurdu.

Londra Köprüsü’nde terör saldırısı: Saldırganla birlikte 3 kişi öldü

medyabold
Devamını Oku »

Ret alan herkes göreve başlayacak

AYM, memuriyete girişte yapılan güvenlik soruşturması uygulamasını Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Artık memuriyete girişte ‘ret’ cevabı alan ve idare mahkemelerine itiraz eden herkes memur olacak.

BOLD – Somut deliller ve yargılama sonuçlarını dikkate almayan, kişilerin memur olmadan önce incelenmesine ve ‘uygunsuzluk’ durumunda memuriyete girişinin önüne geçilmesine imkan veren güvenlik soruşturması, AYM tarafından Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildi.

GÜVENLİK SORUŞTURMASI ANAYASA’YA AYKIRI

Birgün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre AYM, CHP’li milletvekillerinin başvurusu üzerine Şubat 2018’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7070 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkındaki Kanun’un altı maddesini iptal etti. AYM, aranacak şartlar arasına OHAL ile eklenen “Güvenlik soruşturması veya arşiv araştırması yapılmış olmak” koşulunun Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmederek iptaline karar verdi.

BU YETKİ KÖTÜYE KULLANILABİLİR

Kararın gerekçesinde, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında özel bilgilerin alınması, kaydedilmesi ve saklanması, özel hayata saygı hakkına sınırlama olarak değerlendirildi. Kararda ayrıca, düzenlemenin kamu makamlarının tedbir uygulama ve özel hayatın gizliliğine müdahale sınırlarını açıkça göstermediği ifade edildi. Bu yetkinin kötüye kullanılabileceği de vurgulandı.

BAKANLIK SÖZLÜ SINAV YAPAMAYACAK

Yüksek Mahkeme, suç örgütü kurmak, örgüte üye olmak, yardım ve yataklık gibi suçlar ile terör suçlarından soruşturulanların avukatları hakkında da aynı suçlardan soruşturma bulunmasının müdafilikten men gerekçesi olmasını da Anayasa’ya aykırı buldu. AYM, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan cezaevinde olan kişilerin, başka bir suçla ilgili avukatı ile yaptığı görüşmelerin de kaydedilemeyeceğine hükmetti. Sağlık Bakanlığı’na personel alımı ve atamaların kendi bünyesindeki sözlü sınavla yapılması hükmü de iptal edildi.

ARTIK BÖYLE BİR UYGULAMA YAPILAMAYACAK

Hukukçu Kerem Altıparmak, AYM’nin kararlarının geriye doğru yürümediğini hatırlatarak, “Bu nedenle bugüne kadar güvenlik soruşturması yüzünden memur olamayanlardan itiraz etmeyenler için bu kararın bir önemi yok. Karar, güvenlik soruşturmasına takılan ve idare mahkemelerine itiraz edenleri ilgilendiriyor. Ayrıca bu günden itibaren böyle bir uygulama da yapılamayacak” dedi. Altıparmak, idare mahkemelerinin bugünden sonra itirazları görüşüp kabulü yönünde karar vermek zorunda olduğunu kaydetti.

“25 bin 149 yeni ByLock kullanıcısı tespit edildi”

medyabold
Devamını Oku »

2020 Yılı Bütçe Kanun Teklifi komisyonda kabul edildi

2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi.

BOLD – Komisyonda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların bütçelerinin görüşülüp kabul edilmesinin ardından bütçe kanun teklifinin maddelerine geçildi. 16 maddeden oluşan 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 6 maddeden oluşan 2018 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifi de komisyonda kabul edildi.

2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2018 Yılı Kesinhesap Kanun Teklifinin görüşmeleri, 9 Aralık Pazartesi günü TBMM Genel Kurulunda başlayacak.

Koç ile UniCredit’in yüzde 50-50 ortaklığı sona erdi

medyabold
Devamını Oku »

29 Kasım 2019 Cuma

Koç ile UniCredit’in yüzde 50-50 ortaklığı sona erdi

UniCredit ve Koç Topluluğu ortaklık sözleşmesini feshetti. Yeniden yapılandırmaya giden iki şirketin dolaylı yüzde 50-50 ortaklığı son buldu. Ancak İtalyanların Yapı Kredi sermayesinde doğrudan yüzde 31,93 payı kaldı.

BOLD – İtalyan UniCredit ve Koç Topluluğu bugün, Yapı Kredi ve Koç Finansal Hizmetler’deki payların devirleri ile aralarındaki ortaklık sözleşmesinin feshini kapsayan anlaşmaları imzaladı. İşlemlerin tamamlanmasıyla birlikte Koç Topluluğu ve UniCredit iş ortaklığı sona ererken, Yapı Kredi’deki ortaklık yapısı da yeniden düzenlenecek.

UniCredit ve Koç Topluluğu’nun yüzde 50-50 ortak olduğu Koç Finansal Hizmetler’in tüm hisseleri Koç Topluluğu’na geçecek. Mevcut durumda Yapı Kredi’nin yüzde 81,90 hissesi Koç Finansal Hizmetler’e aitken, işlem sonrasında Koç Topluluğu; Yapı Kredi sermayesinin yüzde 9,04’üne doğrudan, yüzde 40,95’ine de Koç Finansal Hizmetler üzerinden dolaylı olarak sahip olacak.

UniCredit ise Yapı Kredi sermayesinde doğrudan yüzde 31,93 pay sahibi olurken, Yapı Kredi’nin kalan yüzde 18,08 oranındaki hisseleri Borsa İstanbul’da işlem görmeye devam edecek. İşlemlerin düzenleyici otoritelerden gerekli onayların alınmasını takiben 2020’nin ilk yarısında tamamlanması bekleniyor.

“25 bin 149 yeni ByLock kullanıcısı tespit edildi”

medyabold
Devamını Oku »

“25 bin 149 yeni ByLock kullanıcısı tespit edildi”

Süleyman Soylu, yeni ByLock kullanıcıları tespit ettiklerini açıkladı. Bunların içinde 8 bine yakın ismin halen kamuda aktif olarak görev yaptığını kaydetti.

BOLD – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “ByLock konusunda yaptığımız çalışmalarla, daha önce kullanıcısı tespit edilememiş 25 bin 149 ID’nin kullanıcısı tespit edilmiş, 1387’si kamuda aktif görevde olan 7 bin 694 şahıs belirlenmiş ve ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına bildirilmiştir” dedi.

Saadet Partisi’nden ekonomideki ‘kara’ tabloyu anlatan ‘Efsane Cuma’ videosu

medyabold
Devamını Oku »

“Yediler, yediler doymadılar” diyerek Erdoğan’ı eleştiren yaşlı kadını misafirlikte gözaltına aldılar

İstanbul Çatalca’da pazar alışverişi yaparken çıkan tartışmada AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı eleştiren 63 yaşındaki Dürdane Ö, kendisini şikayet eden bir kadının ihbarı üzerine gittiği misafirlikte gözaltına alındı.

BOLD – İstanbul’un Çatalca ilçesinde Dürdane Ö, pazar alışverişi yaparken AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve partisini eleştirdi. Jandarmaya şikayet edilen kadın gittiği misafirlikte gözaltına alındı.

KÖYDE GÖZALTINA ALINDI

Olayı sosyal medya üzerinden duyuran Eski CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Çatalca savcısının, Dürdane Ö. hakkında gözaltı talimatı verdiğini ifade etti. Dürdane Ö’nün, Çatalca merkeze 20 kilometre uzaklıktaki Kabakçı köyündeki bir arkadaşının evinden jandarma ve polis tarafından gözaltına alındığını ifade etti.

AVUKAT GÖREVLENDİRİLEMİYOR

Dürdane Ö’nün avukatı olmadığının hatırlatıldığında, savcının ise “Şüpheli, beş yılın altındaki suçlarda Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) talep edemez” yanıtını verdiği öne sürüldü. Savcının “Beş yıl altındaki suçlarda CMK avukatı istenemez” sözünün kanuna aykırı olduğunu ve böyle bir usulün olmadığını belirten Yarkadaş, 63 yaşındaki kadının savunma hakkının gasp edildiğini söyledi. Yarkadaş ayrıca 63 yaşındaki kadının ilaçlarını yanına almasına bile izin verilmediğini belirtti.

“YEDİLER, YEDİLER DOYMADILAR”

Pazarda yaşanan tartışmaya ilişkin de bilgi veren eski CHP’li vekil şu ifadeleri kullandı: “63 yaşındaki kadının geceyi karakolda geçirmesine sebep olan söz ise şu: ‘YEDİLER, YEDİLER DOYMADILAR…’ Evet; pazarda yaşanan bir tartışmada söylenen bu söz yüzünden 63 yaşındaki bir kadın haksız ve hukuksuzca gözaltında…”

O hesaptan AKP’nin zengin çocukları paylaşımı: Şatafat ve lüks yaşam!

medyabold
Devamını Oku »

Fuat Oktay, ‘Siyah Transporter’ sorusunu duyunca Gergerlioğlu’nun mikrofonunu kapattırdı

HDP Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu’nun önergelerine cevap vermeyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bütçe görüşmelerinde zor anlar yaşadı. Oktay, gözaltındaki kayıpları soran Gergerlioğlu’nun mikrofonunu kapattırdı.

BOLD – OHAL döneminde KHK’yle ihraç edilen ve şubat ayında kaçırıldıkları öne sürülen 6 kişiden 4’ü, 29 Temmuz tarihinde Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde bulundu. Gergerlioğlu konuyla ilgili daha önce defalarca Fuat Oktay’a önergeler verdi, ancak yanıt alamadı. 15 Temmuz’dan sonra çok sayıda kayıp yaşandığına dikkat çeken Gergerlioğlu, bugün TBMM Cumhurbaşkanlığı Bütçe Komisyonu’nda adam kaçırmaları tekrar gündeme taşıdı. Oktay’a “Sorularıma yanıt istiyorum” dedi.

‘BEYAZ TOROS GİTTİ, SİYAH TRANSPORTER GELDİ’

Gergerlioğlu, Ankara’da gözaltına alındıktan sonra aylarca kendilerinden haber alınmayan ancak daha sonra TEM’de bulunan 4 kişiyi hatırlattı. “Dönemin beyaz Toroslarını ortadan kaldıracağız denen bir iktidar bu döneme ‘siyah transporterlar’ kavramını ekledi” diye konuştu.

Gergerlioğlu’nun konuşması sürerken Oktay, “Bu şeylerin tamamını reddediyorum” dedi. Gergerlioğlu da “Peki AİHM’e niye yanıt vermediniz?” sorusunu sorar sormaz mikrofonu kapatıldı.

İşkenceyi belgeleyen Ercivan Özcan: “Korkmayın, hakkınızı arayın”

medyabold
Devamını Oku »

Katar, Suudi Arabistan’la ilişkileri düzeltmek istiyor: Katarlı bakanın sır Riyad ziyareti

Reuters haber ajansı, iki kaynağına dayandırdığı haberinde Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani’nin Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a geçen ay beklenmedik bir ziyaret gerçekleştirdiğini yazdı.

BOLD – Bu ziyaretin 2,5 yıldır Körfez ülkeleri tarafından Katar’a uygulanan ablukanın hafifletilmesi anlamına gelebileceği belirtiliyor.

Konuyu ilk defa dile getiren ABD merkezli Wall Street Journal gazetesi oldu.

Gazete, Amerikalı ve Arap yetkililere dayandırdığı haberinde el Sani’nin Suudi Arabistan’da üst düzey yetkililerle görüşmeler gerçekleştirdiğini kaleme aldı.

Reuters haber ajansı, bu ziyaretin, Mayıs ayında Katar başbakanının Mekke’de düzenlenen Arap zirvesine katılımının ardından gerçekleşen en üst düzey ziyaret olduğunu belirtti. Ancak Katar Dışişleri Bakanı el Sani’nin, Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Muhammed bin Salman ile görüşüp görüşmediği bilinmiyor.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu hafta başında Katar’a gerçekleştirdiği ziyareti sırasında Katar ile Körfez ülkeleri arasındaki krizin bir an önce sona ermesini umut ettiğini söylemişti.

KATAR’A 2017’DEN BERİ ABLUKA UYGULANIYOR

2017 yılının Haziran ayında Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Yemen, Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiğini açıklamıştı. Karara gerekçe olarak “Katar’ın terörizme destek vermesi” gösterildi.

5 Arap ülkesi Katar’ı; Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ve El Kaide dahil çeşitli militan grupları destekleyerek “bölgeyi istikrarsızlaştırmakla” suçladı. Katar’ın ayrıca Müslüman Kardeşler’e verdiği desteğe de dikkat çekildi.
Doha yönetimi ise suçlamaları reddetti.

Bu ülkeler Katar’a 13 talep sıralayarak ancak bu isteklerinin gerçekleştirilmesi halinde ablukanın kaldırılacağını belirtti.

Bu talepler arasında Katar’daki Türk askeri üssünün kapatılması da var.

İran’a karşı körfez ülkelerini bir araya getirmeye çalışan ABD ve bölge ülkelerinden Kuveyt, bu krizin çözülmesi için çalışmalar yürütüyor.

Türkiye ve Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti, Akdeniz’de yetki alanı anlaşması imzaladı

medyabold
Devamını Oku »

Türkiye ve Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti, Akdeniz’de yetki alanı anlaşması imzaladı

Türkiye ve Libya’nın uluslararası alanda tanınan hükumeti, Akdeniz’de deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ile güvenlik ve askeri işbirliğinin genişletilmesine yönelik anlaşmalar imzaladı. Anlaşmalara Libya’nın doğusundaki hükumetin yanı sıra Yunanistan ve Mısır da tepki gösterdi.

BOLD – Yeni anlaşmalar, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayez el Sarraj’la Dolmabahçe Ofisi’nde yaptığı görüşmede imzalandı.

Anlaşmanın ayrıntılarıyla ilgili henüz fazla ayrıntı bulunmuyor ancak Doğu Akdeniz’de Türkiye’yle Kıbrıs Rumları, Atina ve AB arasındaki enerji kaynakları gerilimini daha da arttırabileceği yorumları yapılıyor.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un ofisinden yapılan açıklamada, iki ülkenin “deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasını” içeren ve “iki ülkenin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının muhafazasını hedefleyen bir mutabakat muhtırası imzaladığı” belirtildi.

Anlaşmaya ilişkin açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, mutabakatın Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının korunması anlamına geldiğini belirterek, “Biz Doğu Akdeniz’de olsun Ege’de olsun, her zaman kendi uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı korurken buraların zenginliklerinin de hakça paylaşılması taraftarıyız. Bu Kıbrıs etrafındaki rezervler için de geçerli. Bizim kıta sahanlığımızın dışındaki alanlarda da Kıbrıs’ta Rum tarafı ile Türk tarafı arasında buradaki zenginliklerin hakça paylaşılmasının garanti altına alınmasını her zaman savunuyoruz” şeklinde konuşmuştu.

SARRAJ, ÜLKESİNİN 3’TE İKİSİNİ KONTROL EDEMİYOR

Libya 2014’ten bu yana biri başkent Trablus diğeri doğuda üslenmiş birbirine rakip askeri ve siyasi gruplarca bölünmüş durumda. Doğuda General Halife Hafter’e bağlı güçler ülkenin petrol sahaları ve tesislerinin çoğunu kontrol ediyor ancak petrol gelirleri Trablus’taki merkez bankası tarafından idare ediliyor. Birbiriyle rekabet halindeki gruplar başkente yakın bölgelerde de zaman zaman çatışıyor.

Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu (LNA) geçen Haziran ayında yaptığı açıklamada Türkiye’yle tüm bağlarını kestiklerini ve Libya’ya girmeye çalışan tüm Türk ticari uçuşları ve gemilerine “düşman” muamelesi yapacağı uyarısında bulunmuştu.

Ankara, Libya’nın doğusunda üslenen Halife Hafter öncülüğündeki Libya Ulusal Ordusu’na karşı Trablus’taki Sarraj hükumetini destekliyor. Ancak ülkenin 3’te ikisi Halife Hafter öncülüğündeki Libya Ulusal Ordusu’nun kontrolünde. Diğer bir deyişle Türkiye’nin anlaşma imzaladığı Sarraj Hükumeti ülkesinin 3’te 2’sini kontrol edemiyor.

LİBYA’NIN DOĞUSUNDAKİ PARLAMENTO ANLAŞMAYI KINADI

Libya’nın doğusundaki parlamento, Türkiye’yle Trablus’taki hükumet arasında imzalanan deniz yetki sınırları ve güvenlik anlaşmasını kınadı, anlaşmayı Libya’nın güvenlik ve egemenliğinin “açıkça ihlali” olarak niteledi.

Kınama açıklaması parlamentonun Dış ve Uluslararası İşbirliği Komisyonu tarafından yapıldı. Parlamento, başkent Trablus’a Sarraj hükumetinden almak için saldırı başlatan Libya Ulusal Ordusu’yla ittifak içinde bulunuyor.

Doğudaki hükumet de anlaşmayı “gayrimeşru” gördüklerini belirtti.

YUNANİSTAN, TÜRK BÜYÜKELÇİYİ BAKANLIĞA ÇAĞIRDI

Anlaşmaya bir tepki de Yunanistan’dan geldi. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Libya ve Türkiye arasında her türlü deniz anlaşmasının “çok bariz bir şeyi göz ardı ettiğini”, bunun da “bu iki ülke arasında Girit gibi büyük bir coğrafi kara parçası bulunduğu gerçeği olduğunu” kaydetti. Dendias, “Neticede sınırlar üzerinde böyle bir girişimde bulunmak absürt” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakata tepki gösteren Yunanistan, Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin’i Dışişleri Bakanlığı’na çağırarak, konuyla ilgili izahat talep etti.

Yunan Dışişleri çevreleri, uluslararası deniz hukukuna göre Türkiye’nin Libya ile sınırı bulunmadığını belirterek, böylesi bir mutabakatın bu nedenle geçersiz olduğunu savunuyor. Atina ayrıca Ankara’nın bu tür girişimlerle Girit Adası’nın güneyindeki kıta sahanlığını ihlal ettiğini öne sürüyor. Türkiye ise, Girit’in karasuları dışında kıta sahanlığı bulunmadığını savunurken, Atina’ya göre bu bakış açısı da uluslararası deniz hukukunun ihlali anlamına geliyor.

MISIR DA ANLAŞMAYA TEPKİ GÖSTERDİ

Mısır da yaptığı açıklamada anlaşmayı “yasa dışı” olarak niteledi ve “herhangi bir üçüncü tarafın çıkarlarını ya da haklarını etkilemediğini ve bağlayıcı olmadığını” savundu.

TÜRKİYE DOĞU AKDENİZ’DE YALNIZLAŞTI

Doğu Akdeniz’de son dönemde ortaya çıkarılan doğal gaz yatakları bölgenin Avrupa ve civardaki diğer ülkeler için alternatif bir enerji kaynağı olabileceğini gösterdi.

Doğu Akdeniz’de İsrail ile Güney Kıbrıs’ın doğal gaz yataklarını ortak arama ve işletme girişimlerine öncelikle bölgede enerji terminali olmayı hedefleyen Yunanistan katıldı.

Türkiye’yi bölgedeki denklemde yalnız bırakan bu iş birliğine ABD destek veriyor. Mısır da bu işbirliğine katılan bir diğer ülke. Avrupa Birliği, Türkiye’nin Kıbrıs adası çevresindeki doğal gaz arama girişimlerine karşı çıkıyor ve geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye sondaj çalışmaları nedeniyle yaptırım kararı aldı.

Son dönemde dış politikada özellikle yalnız kalan Türkiye’nin en yakın müttefiki gibi görünen Katar dahi Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları ve doğal gaz arama faaliyetlerinde Yunanistan ve Kıbrıslı Rumların yanında yer aldı.

Türkiye’nin dış politikadaki en büyük dostu Katar, bu yıl başlarında Amerikan Exxon Mobil ile birlikte, Güney Kıbrıs’ta dünyanın en önemli gaz rezervlerinden birine ulaştı.

Fransız Total ve İtalyan ENI enerji şirketleri de bu pastadan pay almak için Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlarla işbirliği yapıyor.

Bölgede, bu konuda Türkiye’yle anlaşma imzalayan ve birlikte hareket eden ise ülkesinin 3’te 2’sini kontrol edemeyen Libya’daki Ulusal Mutabakat Hükümeti oldu.

BM’den Yunanistan’a kamplardaki şartları iyileştirme çağrısı

 

 

medyabold
Devamını Oku »

Futbol’da eskiye döndük: Mart ayını görmek başarı sayılacak

Türk futbolu Avrupa’da geriliyor. Ülke sıralamasında 11. basamağa indik. 5 takımla katıldığımız Avrupa Kupaları’nda son maçlar öncesi grup aşamasını geçmek de zor görünüyor.

BOLD – Avrupa’da Türk takımları beşinci maçlarını tamamladı. Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray gruptaki ilk golünü atsa da Avrupa’da devam etme imkanını zora soktu. Avrupa Ligi’nde mücadele eden Beşiktaş ve Trabzonspor prestij maçlarına çıkıyor.

Başakşehir ise şansını deplasmanda oynayacağı Gladbach mücadelesine bıraktı. Sezon başında Avrupa’ya giden 5 takımdan biri olan Malatyaspor elemeleri geçip gruplara dahi kalamadı. Takımlarımızın oynadığı futbol ve aldıkları sonuçlar içler acısı bir tablo ortaya koydu.

FUTBOL’DA YİNE MART AYINA HASRET KALACAĞIZ

Bir dönem Türk takımlarının Avrupa’da Mart ayını görmesi başarı sayılırdı. Kulüpler bazında yine o yıllara dönüşün sinyalleri ortaya çıktı. Ülke sıralamasında 11. basamağa düşerek Şampiyonlar Ligi’ne şampiyon takımımız eleme oynamadan gidemeyecek duruma geldik. Beşiktaş’ın iki sezon önce Şampiyonlar Ligi gruplarından namağlup çıktığı bir dönemden hızlı bir şekilde düşüşe geçtik.

GALATASARAY’IN KÜÇÜK BİR ŞANSI VAR

Galatasaray Şampiyonlar Ligi’nde gruplardaki ilk golünü bu hafta Brugge’a karşı attı. Sarı-Kırmızılı takımım henüz galibiyeti yok. İki beraberliği bulunan temsilcimizin 2 puanı bulunuyor. Aslan, rakip fileleri bir kez havalandırırken kalesinde 9 gol gördü. Gruptan Avrupa Ligi’ne devam etme şansı küçükte olsa devam ediyor. Sarı-Kırmızılı takım şayet deplasmanda PSG’yi mağlup eder, Brugge’da Real Madrid’e puan kaybederse Mart ayını görebilir. Ancak Sarı-Kırmızılı takımın ortaya koyduğu futbol bu konuda çok ümitvar değil.

BAŞAKŞEHİR DEPLASMANDA YENMEK ZORUNDA

Avrupa Ligi’nde mücadele eden takımlarımızın durumu da Galatasaray’dan çok farklı görünmüyor. Beşiktaş ve Trabzonspor 4. maçlar sonunda havlu attı. Başakşehir’in de son maçında Alman M.Gladbach’ı yenmesi halinde turu geçme ihtimali bulunuyor. Başakşehir grupta oynadığı 5 maçta 7 puan topladı. 2 galibiyet 1 beraberlik aldı. Rakip fileleri 5 kez havalandırırken kalesinde ise 8 gol gördü. Grupta 3. basamakta yer alan Turuncu-Lacivertli ekip, Gladbach’la final niteliğinde bir maç oynayacak. Şayet bunu başarırsa son 32 takım arasına kalacak.

BEŞİKTAŞ VE TRABZON DİPTE

İki sezon önce Şampiyonlar Ligi’nin dikkat çeken takımı Beşiktaş, Avrupa Ligi’de gruplardan çıkamadı. İlk puanını ve galibiyetini 5. maçta alan Siyah-Beyazlı takım, grupta 3 puanda bulunuyor. 1 galibiyet, 4 de mağlubiyeti alan Beşiktaş’ın gruptan çıkma şansı kalmadı. 5 gol atarken kalesinde 8 gol gördü.

Trabzonspor’da Beşiktaş gibi erken Avrupa’ya erken veda etti. Bordo-Mavili takımın 1 puanı bulunuyor. 1 beraberlik 4 mağlubiyetle son sırada yer alan Karedeniz ekibi 3 gol attı 9 gol yedi.

SÜPER LİG TAKIMLARI KADEME DÜŞTÜ

Süper Lig, Avrupa’nın en büyük 6 liginden biri olarak gösterilse de futbolcu ve oyun kalitesi olarak büyük düşüş içinde. Son 3-4 yıldır yaşanan ekonomik kriz ve kulüplerin içinde bulunduğu borç sarmalı ligin kalitesini aşağı çekti. Yabancı sınırlamasının kalkmasının ardından vasat oyuncuların transferi arttı. Yerli oyuncular ise şans bulmakta zorlandı. Dar bir teknik direktör havuzundan Süper Lig takımları hoca seçmeye yönlendirildi.  Teknik adamlar arasında rekabetçi bir ortam oluşmadı. Genç oyunculara şans vermek yerine tecrübeli isimlerle gün kurtarılmaya çalışıldı. Teknik adamlar hemen her sezon yer sadece yer değiştirdi. Profesyonel olmayan kulüp yöneticileri menajerler ve teknik direktör arasında kalarak sadece borç yükünü arttırdı.

GENÇLER YURT DIŞINA KAÇIYOR

Türkiye’deki ekonomik kriz ve gençlere çok fazla oynama imkanının verilmemesi 20’li yaşlardaki futbolcuların yönünü Avrupa’ya çevirmesine neden oldu. Merih Demiral, Çağlar Söyüncü, Zeki Çelik, Enes Ünal, Cengiz Ünder, Yusuf Yazıcı, Mert Çetin gibi isimler gerçek değerini Avrupa’da buldu. Kendilerini geliştirme fırsatı yakaladı. Bu durum Milli Takım’a da yansıdı ve Ay-Yıldızlılar EURO 2020 biletini aldı. Kulüplerin alt yapılarında yetişen yetenekli isimler 4 büyüklere gitmek yerine oynama şansı bulacağı bir Avrupa takımına daha sıcak bakıyor.

İşkenceyi belgeleyen Ercivan Özcan: “Korkmayın, hakkınızı arayın”

medyabold
Devamını Oku »

Cizre sokaklarındaki 81 ölümden 59’una ret

Cizre’de 4 yıl önce uygulanan 79 günlük sokağa çıkma yasağı sırasında yaşanan cinayetlerle ilgili İçişleri Bakanlığı hakkında 81 başvuru yapıldı. Mahkeme, başvuruların 59’u reddetti.

BOLD – Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 ve 2 Mart 2016 tarihleri arasında 79 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu süreçte yaşanan ölümlere ilişkin çok sayıda soruşturma başlatıldı.

MA’nın haberine göre Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHP) avukatları, şu ana kadar vekaleti kendilerinde bulunan toplam 81 kişinin ölümüne ilişkin Mardin İdare Mahkemesine maddi ve manevi tazminat başvurusunda bulundu. Şimdiye kadar 59 başvuruyu reddeden mahkeme, geriye kalan 22 başvuruyu ise sonuçlandırmadı. Avukatlar, yerel mahkemenin verdiği kararların tümünü Gaziantep Bölge İstinaf Mahkemesi’ne taşıdı.

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME YOK

Mahkeme, gizli tanık ifadeleri, kişiler hakkında açılan soruşturma ve davalar, ölümlere ilişkin verilen takipsizlik kararları gerekçe göstererek dosyaları reddetti. Mahkeme, kişileri “örgüt üyesi” ilan ettiği kararlarını ise, “…idareye atfedilebilecek hizmet kusuru ya da kusursuz sorumluluk sebeplerine gidilebilecek bir hususa rastlanılmadığı” şeklinde savundu. Davacıların belge, bilgi ve araştırma taleplerini tümüyle reddeden mahkeme, kararlarında sokağa çıkma yasağı ile ilgili herhangi bir hukuki yorum ve değerlendirme yapmadı.

BAKANLIK NASIL İSTEDİYSE ÖYLE OLDU

Öte yandan mahkeme, hakkında dava açılan İçişleri Bakanlığının yaptığı savunmaları esas aldı. Mahkemeye verdiği savunmalarda hakkındaki tüm davaların reddedilmesini talep eden bakanlık, kişiler hakkında verilen gizli tanık ifadeleri ile kendini savundu. Meşru müdafaa sınırının aşıldığına dair herhangi bir kanıtın bulunmadığını iddia eden Bakanlık, açılan davaları ise “hukuki dayanaktan yoksun” şeklinde nitelendirdi.

İşkenceyi belgeleyen Ercivan Özcan: “Korkmayın, hakkınızı arayın”

medyabold
Devamını Oku »

Fourth anniversary prominent Kurdish lawyer’s murder commemorated

Tahir Elci, the former head of the Diyarbakir Bar Association and a human rights activist, has been remembered by his family members and colleagues on the fourth anniversary of his murder in southeastern Turkey.

Four years after his killing in Diyarbakir on November 28, 2015, multiple commemoration events were held for the pro-Kurdish lawyer in several cities across Turkey.

According to a report by the Gazete Duvar news portal, Elci’s family, members of the Tahir Elci Human Rights Foundation, 25 bar associations’ heads and hundreds of lawyers attended an event taking place in Diyarbakir.

The attendees reportedly walked from the Diyarbakir Courthouse to the Sheikh Matar Mosque, also known as the Four-Legged Minaret by locals, where the lawyer was shot dead during a press statement.

“We came again two your four-legged door,” Turkan Elci, the wife of the slain lawyer, said in a speech she made there, referring to the mosque.

“It’s November again, it’s fall. … We couldn’t bring justice to this street,” she added.

Addressing her husband, Elci further stated: “We are here, call to us and tell us about the sanctity of life, rights, and the law. Shout out the supremacy of free speech and that torture is a violation of human rights, again, like you had done for years.”

“Shout out that it is heinous to shoot in the back a man who demands peace.”

Referring to the way Elci was murdered, she indicated that the authorities want to make them believe that it was a coincidence.

“Yet we know that the barrel pointed towards you was intentional and real. [Killing a man by] firing one bullet has nothing to do with making a mistake,” she explained.

Following a moment of silence for the late Kurdish lawyer, Diyarbakir Bar Association Chair Cihan Aydin also made a speech, noting that the human rights situation is deteriorating in Turkey with murders being covered up by officials.

“You had a dream of peace. Unfortunately, it’s still not even mentioned [by anybody]. But don’t feel sad, the number of the peace-lovers [in Turkey] is now more than when you left. … They are more eager than ever to spread the idea of peace to every inch of the country, and even the world,” he said.

Addressing Elci, Aydin promised that they will continue to strenuously follow up his case, even though the officials want to leave it as an unsolved murder.

He elaborated: “The murder was committed on camera. Their aim was not only to claim your life but also to intimidate your companions. But you know that we will not be afraid, we’ll resist and we’ll win.”

Cumhuriyet daily also reported on Thursday that lawyers, including a delegate of French lawyers, who gathered in Ankara for Elci, were prevented by police from opening banners in front of the Turkish capital’s courthouse on the grounds that the event was not authorized.

The daily quoted one of the lawyers as saying, “We take the lives and struggles of all our murdered colleagues, especially Tahir Elci, as a reference. We will never forget him.”

Elci was killed at a time when Turkey’s ruling Justice and Development Party (AKP) ended its two-year-long peace process with the outlawed Kurdistan Workers’ Party (PKK), which resulted in the armed conflict taking place between Turkish forces and the Kurdish militants in the country’s southeast.

He was shot dead during a press conference where he was calling on Ankara and the PKK, which has waged a separatist insurgency in southeastern Turkey since 1984, to keep clashes away from civilian areas in the region.

After four years, there has been no effective investigation into the Elci’s murder and the perpetrators have still not been brought to justice.

Amnesty campaign calls for immediate release of veteran Turkish journalist

The post Fourth anniversary prominent Kurdish lawyer’s murder commemorated appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2019/11/29/fourth-anniversary-prominent-kurdish-lawyers-murder-commemorated/
Devamını Oku »