11 Ocak 2020 Cumartesi

İngiltere’nin Tahran Büyükelçisi gözaltına alındı

İran tarafından kazara düşürüldüğü açıklanan Ukrayna uçağında hayatını kaybedenlerin anıldığı etkinliğe katılan İngiltere’nin Tahran Büyükelçisi Rob Macaire göz altına alındı. Macaire, bir süre sonra serbest bırakıldı.

BOLD – Büyükelçi Macaire’e Tahran’daki eylemler sırasında “bazı radikal ve yıkıcı eylemleri organize etmeye ve kışkırtmaya çalıştığı” suçlaması yöneltildi.

İran’ın yarı resmi haber ajansı Tesnim’in haberine göre, İngiltere’nin Tahran Büyükelçisi Macaire, Emir Kebir Üniversitesinin önünde Ukrayna uçağının kurbanlarını anma etkinliğine katıldı.

Etkinliğin atılan sloganlarla rejim karşıtı gösterilere dönüştüğü ve bu sırada İngiltere’nin Tahran Büyükelçisi Macaire’in “bazı radikal ve yıkıcı eylemleri organize etmeye ve kışkırtmaya çalıştığı” öne sürüldü. Bunun üzerine gözaltına alınan İngiliz Büyükelçi birkaç saat sonra serbest bırakıldı.

Libya’da Hafter ateşkesi kabul etti

medyabold
Devamını Oku »

Libya’da Hafter ateşkesi kabul etti

Libya’da Hafter’e bağlı güçler, Türkiye ve Rusya’nın ortak ateşkes çağrısını kabul etti. Ateşkesin bu gece devreye gireceği kaydedildi.

BOLD – Libya Ulusal Ordusu lideri Halife Hafter, Rusya ve Türkiye’nin ateşkes çağrısını şartlı olarak kabul etti. Libya’da ateşkesin bu gece devreye gireceği belirtildi.

Reuters’in geçtiği bilgiye göre; Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu Sözcüsü Ahmet Mismari, Libya’nın batısında yürüttükleri operasyonlara karşı ateşkes çağrılarını kabul ettiklerini ancak ateşkesin ihlali durumunda karşı tarafa şiddetli karşılık vereceklerini belirtti.

8 Ocak Çarşamba günü İstanbul’da Türkakım doğalgaz boru hattını açılışında bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya’da ateşkes çağrısında bulunmuştu.

Yunanistan’da göçmen faciası: 12 ölü

medyabold
Devamını Oku »

AKP’de Kanal İstanbul korkusu: Kutuplaştırma siyaseti artık bir şey getirmiyor

Ekrem İmamoğlu’nun Kanal İstanbul’un zararlarını anlatan açıklamaları sonrası AKP içinde Kanal İstanbul korkusu yaşanıyor. AKP yöneticileri, “Kutuplaştırma siyaseti artık bir şey getirmiyor. Halk ikna edilmeli” görüşünde.

BOLD – AKP içinde “Ben yaptım oldu” anlayışının terk edilmesi gerektiğini düşünen bazı yöneticiler, Kanal İstanbul gibi büyük projelerde tüm toplum kesimlerinin dinlenmesi gerektiğini, halkın ikna edilmeden atılacak adımın ters tepeceğini belirterek “Kutuplaştırma siyaseti artık bir şey getirmiyor” görüşünü dile getiriyor.

Cumhuriyet’in kulis haberine göre, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve bazı parti yöneticilerinin “İsteseniz de istemeseniz de yapılacak” dediği Kanal İstanbul ile ilgili AKP içinde de farklı tartışmalar yapılıyor. “Ben yaptım oldu” anlayışının terk edilmesi gerektiğini düşünen bazı parti yöneticileri, Kanal İstanbul gibi büyük projelerde tüm toplum kesimlerinin dinlenmesi gerektiğini, halkın ikna edilmeden atılacak adımın ters tepeceğini belirterek “Kutuplaştırma siyaseti artık bir şey getirmiyor. Mesele çok iyi anlatılmalı ve halk ikna edilmeli. Bu projenin artıları ve eksileri tüm yönleriyle ortaya konmalı. Tüm itirazlara ve eleştirilere karşı ‘kesin yapılacak’ söylemi doğru değil” görüşünü dile getiriyor.

Kanal İstanbul ile ilgili tartışmalar sürerken; AKP içinde de partinin bu konudaki yaklaşımı ve söylemi üzerinde farklı görüşler dile getiriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili her konuşmasında CHP üzerinden Kanal İstanbul karşıtlarını eleştirirken “İsteseniz de istemeseniz de Kanal İstanbul yapılacaktır” diyerek kararlarının kesin olduğuna vurgu yapıyor. Bakanlar ve parti yöneticileri de Erdoğan’ın açıklamalarına paralel olarak görüşlerini dile getirirken, referandum tartışmalarına da “2011 seçimlerinde halk bu projeye evet demiştir” diyerek kapıları kapatıyor.

HALK İKNA EDİLMELİ

Parti içinde bu yaklaşım ve söylemin yanlış olduğu, Kanal İstanbul’un tüm artı ve eksileriyle iyi anlatılmadan, halk ikna edilmeden atılacak adımların ne ülkeye ne de partiye yarar getireceğini dile getirenler de bulunuyor. Bazı parti yöneticileri, “Kanal İstanbul’u isteyenler ve Kanal İstanbul’u istemeyenler” gibi bir tartışmanın ve kutuplaştırma siyasetinin artık bir şey getirmediğine dikkat çekerek “Bu projeyi her şeye ve herkese rağmen yapacağız gibi bir anlayış, ‘kesin yapılacak’ söylemi doğru değil. ‘Ben yaptım oldu’ politikasının artık bir getirisi yok. Kanal İstanbul gibi büyük projelerde tüm kesimler dinlenmeli, görüş ve eleştirileri dikkate alınmalı. Projenin doğru olduğu konusunda çoğunluk ikna edilmeli. İstişare mekanizmalarının genişletilmesi daha doğru olur. Gerekirse bu konuda referanduma gidilmesi bile düşünülebilir” görüşünü dile getiriyor.

Erdoğan’ın, evlilik yaşının 30’u aştığı iddiasını istatistikler doğrulamıyor

medyabold
Devamını Oku »

MHP’li Enginyurt’tan Sağlık Bakanına skandal sözler: ‘Bunun tutum boğazından dedim ulan yavşak!’

Bir yemekte konuşan, MHP’li Cemal Enginyurt, Ordu’daki Gürgentepe Devlet Hastanesini kapatan Sağlık Bakanına Meclis’te nasıl hakaret ettiğini anlattı.

BOLD- MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’un partililerle buluştuğu bir yemekte, isim vermediği bir Sağlık Bakanı hakkındaki hakaret içeren sözleri sosyal medyada gündem oldu. Oda TV’nin ulaştığı görüntülerde Enginyurt, Ordu’da Gürgentepe Devlet Hastanesi ile ilgili kapatma kararı alan Sağlık Bakanı’na, boğazından tutarak, “Yavşak” dediğini anlatıyor.

SANA 10 DAKİKA SÜRE

Enginyurt’u konuşması şöyle, “Devlet hastanesini burada kapatmak istediler. Yazı yazmışlar, ‘kapandı’ diye. Beni aradı arkadaşlar, ‘Başkanım bizim hastane kapandı’. Sağlık Bakanı da tam o an karşımda. Dedim ki, ‘Sağlık Bakanı bizim Gürgentepe Devlet Hastanesini kapatmışsın’. ‘Evet’ dedi böyle çok ukala bir şekilde. ‘Küçük yerlerde hastaneleri kapatıyorum’. Bunun boğazından tuttum, ‘lan’ dedim ‘yavşak, hastane mi yaptın da kapatıyon’ dedim. ‘Sana on dakika süre veriyorum’ dedim.”

AKP DÖNEMİNDE DEĞİL

Haberin ardından kimi kastettiğini sosyal medya hesabından açıklayan Enginyurt, “Olay 2000 yılında olmuştur. Gürgentepe Devlet hastanesi bu dönem de yeni açılmıştır. Olay Ak Parti döneminde değil, 57. Hükumet dönemin de gerçekleşmiştir.” dedi. 57. Hükumet döneminin Sağlık Bakanı Osman Durmuş idi.

Türkiye’deki değişimi Yamanlar Koleji üzerinden anlamak

medyabold
Devamını Oku »

Enes Kanter double-double yaptı, 51 yıllık rekoru kırdı

Enes Kanter, Boston Celtics’in New Orleans Pelicans’ı farklı yendiği karşılaşmada, 23 dakikada bulduğu, 22 sayı 19 ribaund ile, tarihte 51 yıl sonra bunu başaran ilk Boston Celtics’li oyuncu oldu.

MUHAMMET ALİ TOKSOY

 

BOLD NBA- Boston Celtics, peş peşe aldığı üç mağlubiyetin acısını, kendi evinde New Orleans Pelicans’dan çıkardı.  Takım olarak çok iyi oynayan Celtics, maçı 140-105 gibi farklı bir skor ile kazanırken Enes Kanter muhteşem bir performans ortaya koydu. 23 dakika süre alan Enes Kanter maçı 22 sayı, 19 ribaunt, 1 asist ile double-double yaparak tamamladı. Enes Kanter ilk yarıda vurduğu smaçlarla taraftarı coştururken, bunlardan bir tanesi gecenin en güzel oyunu seçildi.

ENES KANTER’DEN BİR MAÇTA, İKİ REKOR

Enes Kanter bu performans ile, 1969 yılında Paul Silas’ın 24 dakikadan daha az süredeki 22 sayı 18 ribaundluk performansını geride bırakmış oldu. 51 yıllık rekoru kıran Enes Kanter ayrıca, Boston Celtics’in efsane oyuncusu Larry Bird’in 1982 yılında benchden gelerek ortaya koyduğu +22 sayı, +19  ribaundluk performansı, çok daha kısa sürede yakalayarak 38 yıl sonra egale etmiş oldu.

KOÇ STEVENS; ENES HARİKA BİR OYUNCU

Maçın en iyi performansını gösteren oyuncuya verilen Tommy Award ödülü de Enes Kanter’e verildi. Maç Sonrası açıklamalarda bulunan Koç Stevens, Enes Kanter inanılmaz ribaundlar alıyor ve harika dokunuşları var. Son iki ayda gösterdiği gelişimi görmemek kendisine büyük haksızlık olur diye konuştu.

 

 

medyabold
Devamını Oku »

Protests erupt in Iran over shooting of Ukrainian passenger jet 

Protests have erupted in Iran following the regime’s admission that its forces had shot down a Ukrainian passenger jet airliner claiming the lives of 176 people.

Numerous videos appeared on social media showing protesters calling for the country’s supreme leader Ayatollah Ali Khamenei to step down.

Calls were also made for President Hassan Rouhani to step down.

Initially, the Iranian regime had denied shooting down the Boeing 737-800, claiming that the crash was due to a technical error.

However, on Saturday morning, the regime conceded that it was Iranian forces that had shot down the airliner.

“The plane was unintentionally hit due to human error, which unfortunately has resulted in the martyrdom of dear compatriots and the loss of a number of foreign nationals,” the official IRNA news agency tweeted on Saturday morning.

IRNA later quoted Islamic Revolutionary Guard Corps (IRGC) air force commander, Brigadier General Amir Ali Hajizadeh, as saying: “When I was convinced this had happened, I wished that I was dying and not witnessing it.”

However, the acknowledgment and apologies by the Iranian regime appear to stoked widespread anger.

Protesters were also calling on the (IRGC) to leave the country.

The downing of the jet followed the firing of several missiles on Friday at two US military bases in Iraq.

The Iranian missile strike was carried out in retaliation against a U.S. drone strike on January 3 on the outskirts of Baghdad’s airport that claimed the life of IRGC Quds commander Qassem Soleimani. Also killed were four members of the Popular Mobilization Forces (PMF), including Abu Mahdi al-Muhandis, the Iraqi-Iranian military commander who headed the PMF.

The protests did not go unnoticed in Washington, with U.S. President Donald Trump calling on the regime to allow human rights groups to monitor the protests and not to shut down social media. He made the call in a tweet that was written in Farsi.

Rouhani reportedly called Ukraine’s President Volodymyr Zelenskyy on Saturday morning to apologize for the tragedy.

Most of those who perished aboard the flight were Iranian or Canadian.

Iran retaliates over Soleimani’s assassination with missile attack 

The post Protests erupt in Iran over shooting of Ukrainian passenger jet  appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/01/12/protests-erupt-in-iran-over-shooting-of-ukrainian-passenger-jet/
Devamını Oku »

Cenk Tosun, yeni takımı ile ilk sınavını Arsenal’a karşı verdi

Crystal Palace evinde geriye düştüğü maçta Arsenal ile 1-1 berabere kaldı. Cenk Tosun 68. dakikada yeni takımı ile ilk maçına çıktı. Konuk ekipte Aubameyang kırmızı kartla oyun dışı kaldı.

BOLD – İngiltere Premier Lig 22. hafta mücadelesinde Crystal Palace’a konuk olan Arsenal, öne geçtiği maçta üstünlüğünü koruyamayınca sahadan 1-1’lik beraberlikle ayrıldı ve iki maçlık galibiyet serisi sona erdi. Milli futbolcumuz Cenk Tosun’un yedek kulübesinde başladığı maçın 12. dakikasında Pierre Emeric Aubameyang’ın golüyle Arsenal 1-0’lık üstünlüğü ele geçirdi. İlk yarıda oyunun kontrolünü elinde tutan Arsenal farkı arttırma şansı bulamazken ev sahibi Crystal Palace da rakip yarı sahada etkili olamadı.

AYEW İLE BERABERLİK GELDİ, AUBAMEYANG KIRMIZI KART GÖRDÜ

İkinci yarıya baskılı başlayan Crystal Palace 54. dakikada Jordan Ayew’in golüyle 1-1’lik beraberliği sağladı. Ayew’in ceza sahasında yaptığı vuruş savunmaya da çarparak kaleciyi yanılttı ve top filelerle buluştu. Maçta 67. dakika oynanırken takım kaptanı Aubameyang rakibine sert bir faul yaptı. Hakem 2 dakikalık VAR incelemesinin ardından Aubameyang’a kırmızı kart gösterdi. Arsenal bu dakikadan sonra oyuna 10 kişi devam etti.

CENK TOSUN OYUNA DAHİL OLDU

Türk Milli Takım oyuncusu olan ve dün resmi imzaları atarak Crystal Palace’a transferi gerçekleşen Cenk Tosun 68. dakikada Max Meyer’in yerine oyuna dahil oldu. Roy Hodgson rakibin 10 kişi kalması ile Cenk Tosun’u oyuna alarak hücum gücünü arttırdı. Ancak kalan dakikalarda başka gol olmayınca mücadele 1-1 sona erdi. Bu sonuçla Crystal Palace 29, Arsenal ise 28 puana ulaştı. Crystal Palace bir sonraki maçında Manchester City’ye konuk olurken Arsenal evinde Sheffield United’ı ağırlayacak.

CRYSTAL PALACE TARAFTARINDAN VAR TEPKİSİ

Crystal Palace taraftarındanV AR’a tepki geldi. Tribünde pankart açarak VAR’dan duydukları sıkıntıyı dile getiren Palacelı taraftarlar “Tutkuyu öldürüyor, Atmosferi öldürüyor, Oyunu öldürüyor,
VAR’a hemen son verin” yazılı pankart ile bu isteklerini dil getirdi. Kırmızı kart pozisyonunda da oyunun iki dakika kadar durması taraftarların bu konuda haklılığını ispatlamış oldu.

medyabold
Devamını Oku »

Erdogan’s security advisor resigns following Mahdi remarks

The security advisor to Turkish President Recep Tayyip Erdogan has confirmed his resignation.

Adnan Tanrıverdi, a retired general in the Turkish army, issued a statement announcing the reasons for his resignation and Erdogan’s consent on his decision.

“I have requested to be laid off from my post, the principal consultancy and the membership of the Presidential Security and Foreign Policy Committee, due to my increased age and the increasing smear campaigns [against me],” Tanrıverdi’s statement read.

Erdogan’s advisor has been criticized for his speech at an Islamic conference in December when he said his private security company, the SADAT International Defence Consultancy, was working to prepare the world for the Mahdi.

“Will the Islamic unity come true? And how will it be? [It will become a reality] when the Mahdi comes [descends]. Then, when will the Mahdi come. God knows. Well, isn’t there anything that we can do [before his coming]. Should not we prepare a suitable environment [for the Mahdi],” Tanrıverdi said during the Organisation of Islamic Cooperation (OIC) summit.

The Mahdi (“the guided one” in Arabic) Tanriverdi was referring to, is an eschatological figure in some Islamic traditions who believe he will appear and rule before the Day of Judgment and rid the world of evil.

This was not the first time that Tanrıverdi revealed his dream for Islamic unity.

In February last year, during the second International Islamic Union Congress supported by his Strategic Research Centre for Defenders of Justice (ASSAM), Tanriverdi detailed a confederal Islamic state that would encompass 61 Muslim-majority states grouped under eight classifications based on the ethnicity and location of the countries.

Tanriverdi established the SADAT in 2012 after he was expelled from the Turkish military (TSK) over his alleged ties to Islamist activities.

Similarly, some other SADAT employees were specialized war experts who had been dismissed from the TSK due to their Islamist leanings, according to some reports.

It is believed but never officially confirmed that the SADAT has been training members of the Free Syria Army (FSA), which has been fighting  Syrian President Bashar Assad since the eruption of the civil war in the country in 2011.

The training has been allegedly carried out under the auspices of the Turkish security services.

Tanriverdi’s SADAT came to the fore once again when reports said in December that Turkey was planning to send its ally Syrian fighters to Libya with which it signed a security agreement in November.

Late in December, the Turkish parliament passed a motion allowing the deployment of troops in Libya for one year in support of the internationally recognized Government of National Accord (GNA).

Tanriverdi openly commented that his choice would be mercenaries instead of sending official troops there.

The resignation came shortly after a joint call by Erdogan and his Russian counterpart Vladimir Putin on January 8, an act signaling that the deployment of troops or mercenaries in Libya has lost ground.

Erdogan appointed Tanriverdi as the chief security adviser in 2016 in the aftermath of a coup attempt, which was blamed on Muslim cleric Fethullah Gulen and his followers.

Many, including the international media, believe that the SADAT played an active role in suppressing the coup bid on July 15, 2016.

Besides that, the SADAT was also accused of creating the Esedullah Teams, a special operations force that was active during the urban conflicts between the TSK and the outlawed Kurdistan Workers’ Party (PKK) in Turkey’s Kurdish-majority southeast in 2015.

A 2016 report on Turkey by the European Union (EU) hold the teams responsible for “grave human rights violations, including the deliberate killing of civilians.”

In January 2018, Meral Aksener, the leader of the center-right opposition Good Party (IYI), claimed that the SADAT was running training camps in central Anatolia in a bid to create chaos in Turkey during elections in June the same year.

Mobster’s call to arms against Erdogan foes is not a crime: prosecutor 

The post Erdogan’s security advisor resigns following Mahdi remarks appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/01/11/erdogans-security-advisor-resigns-following-mahdi-remarks/
Devamını Oku »

BİR NEFES (30)

Bu sohbetin (ister yazılı ister sesli/görüntülü) tamamına şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://www.herkul.org/bamteli/bamteli-sadakat-iksiri-ve-duraganlik-zehri/



Yazının Kaynağı: http://www.herkul.org/herkul-nagme/bir-nefes-30/
Devamını Oku »

Damien Comolli Fenerbahçe’den yavaş yavaş kopuyor

Damien Comolli Sarı-Lacivertli kulüpten ayrılma noktasına geldi. Başkan Ali Koç, Comolli’nin Twitter açıklamalarına “Sorumsuzluk yaptın” dedi. Futbol, yönetici Selahattin Baki’ye teslim edildi.

BOLD – Fenerbahçe’de Sportif Direktör Damien Comolli’nin Twitter çıkışı, taşları yerinden oynattı. Başkan Ali Koç, Falette transferinden habersiz olduğunu yazan Comolli ile dün bir görüşme yaptı. Bu görüşmede duyduğu rahatsızlığı anlatan Koç, Fransız futbol adamına, “Kulübün iletişim kanallarından açıklama yapabilirdin. Böyle bir harekete gerek yoktu. Bu hareket büyük bir sorumsuzluk” diyerek sert tepki gösterdi. Tepki bununla da sınırlı değildi.

İSTİFA EDERSE ‘KAL’ DENMEYECEK

Ali Koç, Comolli’nin görevini de kısıtladı. Fenerbahçe Sportif Direktörü’nün idari yetkileri elinden alındı. Comolli, artık sadece Ersun Yanal ve takımdaki futbolcularla ilgilenecek. Futbol Şubesi ise tamamen yönetici Selahattin Baki’ye bağlandı. Baki, transfer dahil her konuda tam yetkilendirildi. Ali Koç’un, yola birlikte çıktığı futbol adamını kızağa alarak ‘istifa et’ mesajı verdiği öne sürüldü. İstifa etmesi halinde Damien Comolli’ye ‘Kal’ denmeyecek.

COMOLLI, FALETTE TRANSFERİNE BOZULDU!

“Simon Falette’nin transfer hikayesinden sonra benim tarafımdan olan kısmını açıklamak için Twitter hesabı açmaya karar verdim. İlk olarak, başkanımız Simon Falette’nin kiralanmasının takıma katkı vereceğine düşündüğü için imzalamaya karar verdi. Başkanın kulübe katkısı düşünüldüğünde saygı gösterilmelidir. Aynı zamanda Simon taraftarlarımız tarafından hoş bir şekilde karşılanmalıdır.
İkinci olarak, basında ve sosyal medyada yayılan haberlerin aksine, oyuncuyu kulübe getirmek için Rogon ajansı ile yapılan görüşmelerin bir parçası olmadım. Rogon ajansı ile hiçbir ilişkim yok. Rogon ile sadece Tolga Ciğerci ve Luiz Gustavo transferleri için görüştüm. Son olarak, Rogon ajansı ile kişisel ticari ilişkim bulunduğuna dair haberler yalandır ve böyle saçma iddialarda bulunan herkese karşı yasal işlemde bulunacağız. Büyük Fenerbahçe ailesine saygılarımla”

COMOLLİ’NİN ASİSTANI İSYAN ETTİ

Görevinden alınan Comolli’nin asistanı Selinay Gürgenç, açıklamada bulundu. Ali Koç aleyhine mesajlar atılan bir Twitter hesabının Gürgenç’e ait olduğu dedikodusu çıkmıştı. Bu durumu yalanlayan Selinay Gürgenç, “En hafif tabiri ile günah yaptığınız. Canımın acısı geçince yarın da gerçekleri açıklarım” ifadesini kullandı. Gürgenç’in yaptığı açıklama şöyle;
“Üzerime yıkmaya çalıştığınız hesabı arkadaşlarım sağ olsun attı. Fazla haddimi aşmadan ve kimseyi kırmadan söylemek isterim ki yazdıklarının bir tanesi doğru olmayan bir hesabı seçmeseydiniz bari. En hafif tabiri ile günah yaptığınız. Canımın acısı geçince yarın da gerçekleri yazarım belki. Fenerbahçe’ye nasıl zarar vermeden yaparımı düşünmekle meşgulüm şu an. Son olarak, öyle de güzel mesajlar aldım ki, ben sizin Fenerbahçeliliğinize ve beni onun içinde koyduğunuz yere kurban olurum. Yaşa Fenerbahçe!”

medyabold
Devamını Oku »

100 yaşındaki Dev kaplumbağa Diego, memleketi Galapagos’a dönüyor

ABD’nin Santa Cruz Adası’ndaki bir üreme programında bulunan 100 yaşındaki kaplumbağa Diego, doğduğu topraklara dönüyor. Neslinin tükenmesini önlemesiyle tanınan Diego, Galapagos’da doğaya bırakılacak.

BOLD – Asırlık kaplumbağa Diego, ABD’nin Santa Cruz Adası’ndan doğduğu Galapagos’a dönüyor. Diego, 13 dev kaplumbağa ile bir üreme programında yer alıyordu. Program başarılı olmuş ve 1960’dan bugüne 2 bin dev kaplumbağanın doğumuyla sonuçlanmıştı.

BİN 800’LÜK NÜFUSA DAHİL OLACAK

Programın başarısının bir sebebinin de Diego’nun yüksek cinsel dürtüsü olduğu açıklanırken, asırlık hayvanın 800 kaplumbağanın babası olduğu tahmin ediliyor. Diego, Galapagos’daki Espanola’da, bin 800 üyesi bulunan kaplumbağa nüfusuna dahil olacak.

Galapagos Ulusal Parkı yöneticisi Jorge Carrion, Fransız AFP haber ajansına yaptığı açıklamada Diego’nun türünün devamına büyük katkısı olduğunu söylerken, “Bu dev kaplumbağayı kendi doğal ortamına geri getirme olanağını bulduğumuz için mutluyuz” dedi.

80 YIL ÖNCE ADADAN GÖTÜRÜLDÜ

Park çalışanları Diego’nun 80 sene önce Galapagos’daki bilimsel bir inceleme sırasında adadan götürüldüğüne inanıyor.

San Diego Hayvanat Bahçesi’nin web sitesindeki bilgilere göre, hayvanat bahçesinin kurucusu Dr. Harry Wegeforth 1928-1933 yılları arasında Galpagos’a yaptığı ziyaretlerden birinde Diego’yu alıp San Diego’ya götürmüş.

SADECE 2 ERKEK VE 12 DİŞİ YAŞIYORDU

Yaklaşık 50 yıl önce, Diego’nun türünden sadece 2 erkek ve 12 dişi Espanola’da yaşıyordu. 1976’da da Diego, kendi neslini kurtarması için San Diego Hayvanat Bahçesi’nden Espanola’ya getirilmişti.

Diego’nun daha sonra ne zaman ABD’ye götürüldüğü konusunda net bir bilgi yok. Dev kaplumbağa, Galapagos’un en eski bölgelerinden biri olarak bilinen Espanola’ya ihtişamlı dönüşü öncesi karantina altında tutuluyor.

EKVADOR’UN 906 KM BATISINDA YER ALIYOR

Galapagos Adaları, Ekvador’un 906 kilometre batısında bulunuyor. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bölge, eşsiz bitki ve doğal hayatı barındırıyor.

 

Yunanistan’da göçmen faciası: 12 ölü

medyabold
Devamını Oku »

Yunanistan’da göçmen faciası: 12 ölü

Yunan Sahil Güvenliği, İyon Denizi açıklarında bir göçmen teknesinin batması sonucu 12 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Tekneden 21 kişi kurtarılırken arama faaliyetleri sürüyor.

BOLD – Yunan haber ajansı ANA-MPA’nın haberine göre göçmenleri taşıyan tekne, Paksos Adası’nın 21 km güneybatısında, su almaya başladıktan bir süre sonra battı.

ACİL HATTI ARAYIP YARDIM İSTEDİLER

Bir sahil güvenlik yetkilisi teknede en az 50 göçmenin bulunduğunu tahmin ettiklerini açıkladı. Sabah saat 9.15 sularında teknedekilerden birinin acil hattı arayarak yardım istediğini de sözlerine ekledi.

Bölgede denizden ve havadan arama kurtarma çalışmaları devam ediyor.

İran, düşürdüğü uçağı cruise füzesi sanmış

medyabold
Devamını Oku »

Galatasaray’dan Tayyip Erdoğan’a Florya teşekkürü

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Ocak Ayı Divan Kurulu Toplantısı’nda Florya Tesisleri’nin geri alınması konusunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ve banka yapılandırması için Ziraat Bankası’na teşekkür etti.

BOLD – Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, sarı kırmızılıların Ocak Ayı Divan Kurulu Toplantısı’nda çok önemli açıklamalarda bulundu. Florya Metin Oktay Tesisleri arazisinin yeniden kulübe kazandırıldığını söyleyen Cengiz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bu konudaki yardımları için teşekkür etti. Haciz sorunları kalmadığını söyleyen Cengiz, Türkiye Bankalar Birliği’nin kulüplerin borçlarını yapılandırmasıyla ilgili konuda da Ziraat Bankası ile anlaşmaya vardıklarını söyledi.

YAPILANDIRMA ANLAŞMASI GİZLİLİK HÜKMÜNE SAHİP

Bankalar Birliği ile yapılan anlaşma ilgili konuşan Başkan Cengiz, “Ağustos 4’ten beri Bankalar Birliği ile daha önce 380 milyon TL’lik yaptığımız üçlü görüşmeler sonucu birlikte yaklaşık 4-5 ay süren bir süreç var. Yaklaşık 5-6 Süper Lig kulübü yapılandırma anlaşma imzaladı. Tek gün imzalayan var. Sonradan imzalayanlar var. Yapılandırmaya girmek için mücadele edenler var. Hala görüşme sürecinde olanlar var. Bugüne kadar medyada kulüplerde yapılandırma ilgili en ufuk bir açıklama duymadım. 3 Süper Lig kulüp başkanı, kefalet ve sorumlukların kendilerinde olduğunu ifade etti. Yapılandırma anlaşması gizlilik hükmüne sahip. Biz gerek yönetim ve gerek Galatasaray kültürü ve anlayışı içerisinde size her zaman bilgi vermeye hazırız. Gerektiğinde seçim durumda ilgili adaylara, bu kayıtları açacağız.” şeklinde konuştu.

İPOTEK VE TEMİNAT VERMEDİK

Ağustosta bu yapılandırma anlaşmasıyla ilgili 2-3 çok ciddi engeller çıktığını vurgulayan sarı-kırmızılıların başkanı, “Ödemeye almıştık fakat yapılandırmayı bitirememiştik. Biz gecikmeye, temerrüde düşme durumundaydık. Temerrüd, ‘Bütün aldığımız parayı öde, tüm varlıklarına el koyarım’ demek. Biz teminat ve ipoteklerde asla ek ipotek ve teminat vermedik. Tam tersine ‘Ada bizim kırmızı çizgimizdir’ dedik ve ‘Teminat ve ipotek olarak vermeyiz’ dedik. Bankalar Birliği de saygı gösterdi” ifadelerini kullandı.

FLORYA’YI AYNI BEDELE GERİ ALDIK SADECE FAİZ ÖDEYECEĞİZ

Yapılandırma anlaşmasının neden uzun sürdüğünü açıklayan Mustafa Cengiz, “Emlak Konut ile ilgili Florya engeli karşımıza çıktı. 60 günlük uyarı ve tahliye sürecini (Florya) mümkün değildi. Çünkü Kemerburgaz arazisini alamadık. Bu sorun 2016 yılında imzalanmıştı. 1 yıl içerisinde sözleşme gereği Florya’nın terk edilmesi gerekiyordu. 1 yıl ek süre verildi. 30 Mayıs 2018’de müteahhide ihale edildi. O andan itibaren faiz işlemeye başladı. Emlak Konut ile Florya sorunlarımızı çözdük. Galatasaray camiasına teşekkür ediyorum. Orta dünya ile üst dünya bir araya gelse o Florya tapusu yeniden alınamazdı. Yeniden aldık. Bu Galatasaray camiasının başarısıdır. Florya’yı aynı bedelle geri aldık. Faiz ödeyeceğiz. 120 milyonu bu yapılandırma anlaşmasına aldık. 5 yıllık ödeme takvimine aldık. Emlak Konut’a teşekkür ederim. Ama en önemlisi Cumhurbaşkanı’na teşekkür ediyorum. Yiğidi öldürün hakkını inkar etmeyin. Rakiplerimiz de bundan heveslenip saldırıda bulunmasın bize de verin diye. Biz kendi mülkümüzü aldık” açıklamasında bulundu.

RİVA’DA 190 MİLYON TL’LİK SATIŞ YAPILDI

Riva’daki arazide yapılan Düşler Vadisi’nin lansmanını yaptıklarını belirten Cengiz, “Riva’da o günden beri 190 milyon TL’lik satış yapıldı. Riva müthiş bir proje olacak. Orayı ziyaret edin. Riva ne kadar satılırsa Florya o kadar güçlenecek. Ödediğimiz faizi ödemeyeceğiz. Elde edilecek gelirlerle bizim yapılandırmayı geri ödemesine temel teşkil edecek. Florya aynı 2016 yılında aynı TL değerinden aldığımız gibi tapu dairesine gittim. Fotoğraf çektirdim, şov amaçlı değildi orada olmam gerekliydi. Tarla aldınız dediler. Tapuda her zaman tarla yazıyordu” diye konuştu.

KİMSENİN KANI SARI KIRMIZI AKIP BEDAVA OYNAMIYOR

Yapılandırma süreci içerinde eski Başkan Dursun Özbek’in kulübe gönderdiği haciz olayı ile karşılaştıklarını ifade eden Mustafa Cengiz, “Bu konuda divanda soru sorulduğunu görmedim. Çok ağır haciz koymuş diye, nasıl çözdünüz diye soru gelemedi. Teşekkür de gelmedi. Teşekkür edenleri yönetimci olmakla suçladılar. Haciz sürecini de çözdük. Bunun için bankalara teşekkür ediyorum. Miktar olarak yetmez atılan adımlar bizi mutlu edecek. 5 yıllık bir süre. Yüzde 5, 15 ve 80’lik bir ödeme süreci olacak. Bizim nakit akışta ve ödemede hiçbir sürecimiz yok. 120 milyon TL haciz ve yapılandırma bitmediği için 3 ay bankalarda kullanamadık. O gemiyi sizler adına mali anlamda nasıl yürüttüğümüzü bir Allah, bir biz biliriz. Gerek profesyonel takımımızın ücretlendirilmesi ve gerekse de teknik ücretlendirilmesi çok yüksek. Bunu indirmemiz gerek. Bu ödemeleri yaptık. Hiç kimsenin kanı sarı-kırmızı akıp, bedava oynamıyor. Bizim FIFA’lık hiçbir sürecimiz olmadı” açıklamasında bulundu.

ÖNÜNE GELENE DAĞITAN BİR ULUFE DEĞİL

Bankalar Birliği ile yapılan yapılandırma anlaşmasında Galatasaray’ın çıkarlarına en uygun halde hareket ettiklerini belirten Cengiz, “Günlerce yönetimimiz ve avukatlarla birlikte tek tek maddelerinden üstünden geçip çözdüğümüz bir şeydir. Önüne gelene dağıtan bir ulufe değildir. Buna uyabilen kulüpler girebiliyor. Bütün kulüplere dağıtılmıyor. Biz buna uyanlardan biriyiz” dedi.

GALATASARAY ASLA MERTÇE OLMAYAN BİR HAREKETE GİRMEZ

Son olarak Türkiye Futbol Federasyonu’nun finansal kriterleri ilgili de konuşan Mustafa Cengiz, “Biz adımlarımızı UEFA’ya göre atıyoruz. UEFA Finansal Fair-Play sınırlamaları bizim ana kırmızı çizgimiz. Orada iki bağımsız denetim firmasından geçiyoruz. Bizim bu konuda rakamlarla ilgili en ufak oynadığımız yok. Lütfen halka açık bir şirket olduğumuzdan dolayı dikkatli olalım. Haklı iseniz gelin anlatın. Sırf bize vurmak için bir takım rakamlar oluşturup oradan Galatasaray’ı vurmayın. Biz bugün varız, yarın yokuz. Galatasaray bir marka ve değer. Galatasaray asla hileye, hurdaya ve oyunu bozacak mertçe olmayan bir harekete girmez. Her zaman alnımız açık. Eğer yaptığımız bir hata varsa söyleyin, biz onu düzeltiriz” diye konuştu.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li Kurtulmuş’tan Libya için “Suriye’ye benzer noktaya gelebilir” çıkışı

İktidar partisi Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Libya’da BM’nin tanıdığı Ulusal Mutabakat Hükumeti’ni destekleyen uluslararası baskı gelişmezse, ülkenin Suriye’ye benzer noktaya gelebileceğini savundu.

BOLD – Muammer Kaddafi’nin 2011’de devrilmesi sonrası Libya içinde iki ayrı yönetim varlık gösteriyor. Halife Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu, geçen yıl nisanda, uluslararası toplumca tanınan Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükumeti’ne yönelik geniş çaplı taarruz başlatmıştı.

DANIŞMAN VE TEKNİK SIFATI İLE ASKER

Türkiye de Trablus’un düşmemesi için Ulusal Mutabakat Hükumeti’ne hava aracı ve zırhlı araçlar sağlamıştı. Ge en Aralıkta hükumet ile savunma ve güvenlik işbirliği anlaşması yapan Türkiye, geçen hafta itibarıyla Libya’ya danışman ve teknik uzman sıfatı ile asker göndermeye başladı.

ATEŞKESE UYMALARINI TEMENNİ EDERİZ

Ankara’da düzenlenen bir törende konuşan Kurtulmuş, Hafter’in darbeci şekilde ortaya çıktığını, mevcut meşru hükumeti devirmek için şehir ve halka bomba yağdırdığını söyledi. “Buna rağmen Rusya Federasyonu’yla beraber ortak bir ateşkes çağrısı yapılmış, buna uymalarını temenni ederiz.” dedi.

BASKI OLMAZSA YEMEN’E BENZER NOKTAYA GELEBİLİR

Numan Kurtulmuş şöyle devam etti: “Ateşkese uyulmazsa, Libya zaten paramparça olmuş diğer bölge ülkelerine benzer bir noktaya gelebilir. Libya’da süratli şekilde Ulusal Mutabakat Hükumeti’ni destekleyen uluslararası baskı ortaya çıkmazsa, Libya Suriye’ye, Yemen’e benzer noktaya gelebilir.”

ÇOK BÜYÜK İMKANLARA SAHİP ÜLKE

Libya’nın Kuzey Afrika’nın en önemli ülkelerinden birisi olduğunu ve çok büyük imkanlara sahip bulunduğunu vurgulayan AKP’li Kurtulmuş, “Böylesine güçlü bir ülkenin iç çatışma ortamına sürüklenmesine asla rıza göstermemek lazım. Ümit ederim ki, ateşkes uygulanma imkanı bulur” ifadelerini kullandı.

Ucuz alışveriş turu: Tüketici market market dolaşıyor

medyabold
Devamını Oku »

Ziraatte konkordato oyunları: Krediyi cebe indir konkordato ilan et

Bir cami yerleşkesinde faaliyet gösteren şirkete 20 milyon kredi verildi, şirket 28 gün sonra konkordato ilan etti.

BOLD – Ziraat Bankası, yasal takipten kurtulmak isteyen iş insanlarının başvurduğu konkordato istismarına alet oldu. Bankanın 20 milyon TL kredi verdiği şirket, krediyi aldıktan 28 gün sonra konkordato ilan etti

Birgün’den Nurcan Gökdemir’in haberine göre; Sayıştay’ın 2018 yılı denetim raporunda ismi açıklanmayan ancak bir cami yerleşkesinde faaliyet gösteren Ankaralı şirketin işlemlerine yer verildi.

BAKKAL OLARAK BAŞLADI

Anadolu Bulvarı-Ankara Kurumsal Şubesi’nin 49163841 müşteri numaralı şirketinin kredi işlemleri raporda konu edildi. Faaliyetlerine bakkal dükkânı olarak 1993 yılında Ankara’da başlayan, 13 ilde perakende sektöründe zincir market işletmeciliği yapan ve dört alışveriş merkezine sahip şirketin banka ile kredi ilişkisi 2010 yılında başladı.

BİR YIL ÖNCEKİ RAPORLA

Kredi Komisyonu ve Yönetim Kurulu kararları ile şirketin son olarak 26 Eylül 2017’de, 6 Eylül 2016 tarihli analiz raporuna dayanarak nakit limiti 35 milyon TL’den 55 milyon TL’ye, Kredi Garanti Fonu kefaletli 5 milyon TL nakdi kredi ile birlikte 60 milyon TL’ye, gayri nakdî kredi limiti de 5 milyon TL’den 10 milyon TL’ye çıkarıldı. Teminat olarak şirket ortaklarının müteselsil kefaleti, ayrıca ipotek alındı.

RİSK ARTTI

Denetçiler, bu analiz raporuna göre şirketin hem esas faaliyet kârlılığı hem de net kârlılık oranlarının negatif olduğunun altını çizdi. Bu kredilendirme ile şirketin yüzde 12,89 olan riskinin 2018 sonunda yüzde 26,84’e yükseldiği saptandı.

28 GÜN SONRA KONKORDATO

2017 Ağustos ayından yılsonuna kadar firmanın genel borçları azalırken Ziraat Bankası’na olan borçları arttı. Bu arada şirket ortakları krediyi aldıktan 28 gün sonra 27 Ekim 2017’de Ankara 13.İcra Hukuk Mahkemesi’nde konkordato talepli dava açtı.

Banka Yönetim Kurulu, 25 Aralık 2017’de ipotekli taşınmazların, şirkete öncelikli satın alma hakkı vererek alınmasını kararlaştırdı. Ancak bu karar mahkemenin şirkete öncelik verilmesine ilişkin istemi kabul etmemesi nedeniyle uygulanamadı.

Banka Yönetim Kurulu, bu kez 7 Şubat 2018 tarihinde şirketin borçlarının yapılandırılmasını kararlaştırdı, ancak bu da olumlu sonuçlanmadı.

‘PARAYI TAHSİL EDİN’

Sayıştay denetçileri, 31 Aralık 2018’de faiziyle birlikte 76 milyon 132 bin liraya ulaşan borcun tahsili için takip ve tasfiye işlemlerinin “etkin” bir şekilde sonuçlandırılmasını önerdi. Sayıştay ayrıca, Ziraat Bankası’nı “Kredi limit artırımlarını ve kredi kullandırımlarını daha güncel veriler üzerinden değerlendirin” diyerek uyardı.

medyabold
Devamını Oku »

İran, düşürdüğü uçağı cruise füzesi sanmış

İran Devrim Muhafızları Komutanı Emir Ali Hacızade, insan hatası sonucu yanlışlıkla düşürülen Ukrayna Havayolları’na ait uçakla ilgili “uçağın cruise füzesi sanıldığı için vurulduğunu” söyledi.

BOLD – İran’dan düşürülen uçakla ilgili bir açıklama daha geldi. Devrim Muhafızları Komutanı, uçağın cruise füzesi sanıldığı için kısa menzilli bir füze tarafından vurulduğunu ifade etti.

CRUİSE FÜZESİ SANDIK

İran Devrim Muhafızları Komutanı Emir Ali Hacızade İran’ın insan hatası sonucu yanlışlıkla düşürdüğünü açıkladığı Ukrayna Havayolları’na ait uçakla ilgili ‘uçağın cruise füzesi sanıldığı için vurulduğunu’ söyledi. Hacızade’nin belirttiğine göre uçak kısa menzilli bir füze tarafından vuruldu.

TÜM SORUMLULUĞU ALIYORUZ

İran Devrim Muhafızları Komutanı açıklamasında şunları ifade etti: “Hava savunma operatörü uçağı cruise füzesi sandığı için vurdu. Operatörle konuşma kayıtları yayınlanacak, tüm sorumluluğu alıyoruz. Olaydan büyük üzüntü duyuyorum. Haberi aldığım zaman ölmek istedim.”

 

İran kabul etti: Ukrayna yolcu uçağını yanlışlıkla düşürdük

medyabold
Devamını Oku »

Umman Sultanı Kabus 79 yaşında öldü, yerine kuzeni Heysem bin Tarık geçti

Ülkesini 50 yıldır yöneten Umman Sultanı Kabus bin Said, 79 yaşında öldü. Kabus’un yerine kuzeni Kültür Bakanı Heysem bin Tarık el Said geçti.

BOLD – Arap dünyasının en uzun süre görevde kalan lideri Umman Sultanı Kabus bin Said, 79 yaşında hayatını kaybetti. Ölüm sebebi açıklanmayan Sultan Kabus’un koltuğunun yeni sahibi kuzeni Kültür Bakanı Heysem bin Tarık el Said oldu.

BELÇİKA’DA TEDAVİ GÖRÜP ÜLKESİNE DÖNMÜŞTÜ

Sultan Kabus Belçika’da sağlık kontrolünden geçmiş ve tedavi gördükten sonra 13 Aralık’ta ülkesine dönmüştü. Kendisinin kanser olduğuna yönelik haberler de basında yer almıştı.

Yeni Sultan Heysem, dış politikada barışçıl bir tutum izleyeceğini kaydetti. 65 yaşındaki Heysem televizyondan yayınlanan konuşmasında ülkenin petrol sanayisinin geliştirilmesi sözü verirken tüm ülkelerle dostane ilişkilerin sürdürüleceğini belirtti.

HANEDAN 1744’TEN BU YANA İKTİDARDA

Hayatını kaybeden Kabus, 1744’ten bu yana El Said hanedanlığınca yönetilen Umman’da tahta geçen sekizinci sultan olmuştu.

18 Kasım 1940’da Züfar’da dönemin Sultan’ı Said Bin Timur’un tek çocuğu olarak dünyaya geldi. 1958’de gittiği İngiltere’de Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi’nde iki yıl eğitim aldı. İngiliz Ordusu’yla Batı Almanya’da altı ay görev yaptı.

BABASI SAİD BİN TİMUR’U SARAY DARBESİYLE DEVİRDİ

1966’da ülkesine dönen Sultan Kabus yaklaşık 50 yıl Umman siyasetinde etkin bir rol üstlendi.

Sultan, münzevi ve muhafazakar bir lider olarak bilinen babası Said bin Timur’u 1970’de saray darbesiyle tahttan indirdi. Henüz 29 yaşında ülkenin lideri oldu.

Babası, Said bin Timur döneminde ülkede radyo dinlemek ve güneş gözlüğü takmak gibi yasaklar bulunuyordu. Ayrıca, kimin evlenebileceğine, eğitim görebileceğine ya da ülkeden ayrılabileceğine Said bin Timur karar veriyordu.

İLK YILLARINDA ÇIKAN İSYANI İNGİLİZLERLE BASTIRDI

Sultan Kabus, tahta geçtikten sonra modern bir hükumet kurmak istediğini ve petrol gelirini ülkeyi geliştirmek için kullanmak istediğini açıkladı.

Liderliğinin ilk yıllarında, ülkenin güneyindeki Züfar eyaletinde çıkan ve Marksist Halk’ın Yemen Demokratik Cumhuriyeti tarafından desteklenen isyanı İngiliz özel kuvvetleri ve Ürdün’ün yardımıyla bastırdı.

SADDAM İLE İLİŞKİLERİNİ TAMAMEN KESMEDİ

Dışişlerinde tarafsız bir politika izleyen Sultan Kabus, 2013’te ABD ile İran arasındaki gizli görüşmelerde aktif rol oynadı. Bu görüşme 2015’te tarihi nükleer anlaşmayla sonuçlandı.

1990’da Irak’ın Kuveyt’i işgaliyle başlayan krizde Irak’a karşı ABD öncülüğünde kurulan ve 40 ülkenin katıldığı koalisyona katılsa da Bağdat’taki Saddam Hüseyin yönetimiyle ilişkilerini tamamen kesmedi.

İSRAİL BAŞBAKANI RABİN’İ BAŞKENTİNDE AĞIRLADI

Kabus, 1994’te de İsrail Başbakanı İzhak Rabin’i başkent Muskat’ta ağırlayarak tarihte bir İsrail Başbakanı’na ev sahipliği yapan ilk Körfez ülkesi lideri oldu.

Sultan Kabus karizmatik ve vizyoner biri olarak görülse de ülkedeki yönetimi tek elde toplayıp muhalif sesleri bastırmakla eleştiriliyordu.

2011’de Tunus’ta başlayıp Arap ülkelerine yayılan protestolar sırasında Umman’da da aykırı sesler daha yüksek çıkmaya başladı.

ARAP BAHARINDAN AZ DA OLSA ETKİLENDİ

Binlerce kişinin sokağa çıktığı gösterilerde yolsuzluğa son verilmesi, maaşlara zam ve daha fazla istihdam çağrıları yapıldı.

Gösteriler daha sonra güvenlik güçleri tarafından biber gazı, plastik ve gerçek mermilerin kullanıldığı müdahalelerle bastırıldı. Protestolarda 2 kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.

Gösteriler ülkeye büyük bir değişim getirmezken, Sultan Kabus ülkede uzun süredir bakanlık yapan bazı isimleri yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla görevden alarak gösterilerin tansiyonunu düşürmeye çalıştı. Danışmanlık Konseyi’nin yetkilerini artırıp, kamu sektöründe daha çok iş olanağı sözünü verdi.

YÖNETİME DÖNÜK ELEŞTİRİLER DEVAM EDİYOR

İnsan Hakları Komitesi’nin belirttiğine göre o zamandan beri yetkililer muhalefet eden yerel bağımsız gazetelere, dergilere ve kitaplara el koymaya devam ediyor.

Ülkedeki insan hakları ihlalleri ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılar nedeniyle Muskat yönetimine yönelik eleştiriler de sürüyor.

Ukrayna düşen uçağı için İran’dan resmi özür ve tazminat bekliyor

medyabold
Devamını Oku »

Ucuz alışveriş turu: Tüketici market market dolaşıyor

Alım gücü iyice azalan vatandaş, ihtiyaçlarını daha uygun fiyata karşılamak için market market geziyor. Market market dolaşanların oranı yüzde 87.

BOLD – Alışverişini ucuza getirmek için market market dolaşanların oranı yüzde 72’den yüzde 87’ye çıktı. Tüketiciler alışverişlerinde daha uygun fiyatlı olan market markalı ürünleri tercih ediyor.

TÜKETİCİ FİYAT ARAŞTIRMASI YAPMADAN MARKETE GİTMİYOR

Sözcü’nün haberine göre, Nielsen tarafından yapılan araştırma her 10 tüketiciden 9’u fiyat araştırması yaparak marketlere girmeye başladığını ortaya koydu. Alışverişini ucuza getirmek için market market dolaşanların oranı yüzde 72’den yüzde 87’ye çıkarken, market alışverişleri için kısıtlı bir bütçeye sahip olan tüketici oranı son 1 yılda yüzde 73’ten yüzde 88’e yükseldi.

MARKET MARKALI ÜRÜNLER TERCİH EDİLİYOR

Araştırmaya göre, tüketicilerin yüzde 74’ü alışverişlerinde ulusal markalı ürünlerin fiyatlarını “private label” (PL) diye bilinen market markalı ürünlerle karşılaştırıyor. Market markalı ürünlerin satış hacmi 60 milyar TL’ye ulaştı.

YÜZDE 30 ARTIŞ KAYDETTİ

Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği (PLAT) Başkanı İmer Özer, tüketicinin artık fiyat odaklı bir alışveriş profiline geçtiğine işaret ederek, 10 tüketicinin 9’unun fiyat araştırması yaparak alışveriş yaptığını ve ucuz ürünleri denemeye eğilim gösterdiğini vurguladı. Özer, 2019’da raflardaki market markalı ürünlerin toplam satışlardan aldığı payın yüzde 30 büyüme kaydetti.

 

İran kabul etti: Ukrayna yolcu uçağını yanlışlıkla düşürdük

medyabold
Devamını Oku »

KHK’lı Serpil Özmermer hasta ve hamile olduğu halde tutuklu

Emniyete kendi gitti, duruşmalara katıldı yine de tutuklu yargılanmasına karar verildi. Geride bir çocuğu kalan KHK’lı Özermen, hamile ve hasta.

BOLD – Dört aylık hamile KHK’lı Serpil Özmermer hak ihlalleriyle gündeme gelen İzmir Şakran Kadın Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. Riskli bir hamilelik geçiren Serpil Özmermer’in 20 kişilik koğuşta kaldığı, ilk tutuklandığı gün hiç su verilmediği öğrenildi. Özermen’in küçük bir çocuğu daha bulunuyor.

KHK İLE İHRAÇ EDİLDİ

Serpil Özmermer, OHAL döneminde çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) 2016 yılında Adliye Memurluğu görevinden ihraç edildi.

Aynı yıl hakkinda hakkında soruşturma başlatılan KHK’lı Özermen, Emniyete kendisi giderek ifade verdi. İfadesinin ardından serbest bırakıldı.

İlerleyen süreçte hakkında dava açılan KHK’lı Özmermer, tüm süreç boyunca yargı makamlarının taleplerini yerine getirdi ve duruşmalara da katıldı. Ancak yargılandığı davanın 2. celsesinde 17 Aralık 2019’da duruşma sırasında tutuklandı.

Tutuklandığı sırada 4 aylık hamile olan KHK’lı Özmermer’in ayrıca nodül ve gutart hastalığı bulunduğu, riskli bir hamilelik geçirdiği ifade ediliyor.

Cezaevi şartlarının hamile bir kadın için çok kötü olduğunu belirten yakınları, Özmermer’e cezaevinde geçici koğuşta geçirdiği ilk gün, tüm gün boyunca su verilmediğini ifade ettiler.

21 ocak 2020 Özermen 3. kez hakim karşısına çıkacak.

Hamile bir kadın daha tutuklandı

medyabold
Devamını Oku »

Üçüncü köprü ve otoyolunun Çinlilere satışına onay

Yapımından itibaren sorunlarla karşılaşan ve araç geçiş garantileriyle gündemde olan Üçüncü köprü ve bağlı otoyollar Çin’in kontrolüne geçiyor.

BOLD – Rekabet Kurulu, internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada, üçüncü köprüde hisse devrinin izne tabi olmadığına karar verdi.

Hisse devrinin gerçekleşmesiyle birlikte 6 Çinli şirketin oluşturduğu konsorsiyum projenin yüzde 51’ine sahip olacak.

İtalyan Astaldi Astaldi S.P.A ise projeden çıkacak.

Altı Çin şirketi oluşturdukları fonla Üçüncü Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu’nun %51’ini satın alacak. Söz konusu şirketler: China Merchants Expressway, CMU, Zheijiang Expressway, Jiangsu Expressway, Sichuan Expressway ve Anhui Expressway.

Konsorsiyum üyeleri ortaklığa $688.5 milyon sermaye enjekte edecek.

Kurulacak olan ortaklık, Avrasya Otoyol Yatırım ve İşletmesi’nin %51 hissesini satın alacak.

Lira dolar karşısında 12 ay sonra yüzde 9 eriyecek: 1 Dolar 6,40 TL olacak

medyabold
Devamını Oku »

Lira dolar karşısında 12 ay sonra yüzde 9 eriyecek: 1 Dolar 6,40 TL olacak

Reuters’ın gelişmekte olan piyasa para birimlerine yönelik anketine göre lira 12 ay sonra dolar karşasında yüzde 9 değer kaybedecek. 1 Dolar 6,40 lira seviyesine yükselecek.

BOLD – Gelişmekte olan piyasa para birimlerine yönelik anket düzenleyen Reuters’ın çalışmasına göre Türk Lirası’nın yüzü 2020’de dolar karşısında gülmeyecek.

Anket sonuçları gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin 2020’de dolara karşı değer kaybedeceği ve 2019 sonunda yaşanan kısa süreli yükselişin sona ereceğini gösteriyor.

20’DEN FAZLA KURUMUN TAHMİNİ VAR

Reuters anketine göre liranın 12 ay sonra dolar karşısında yüzde 9 değer kaybederek 6.40’a yükselmesi bekleniyor.

Ankette lira tahmini veren 20’den fazla kurumun tahminlerinin medyanına göre dolar/TL’nin bir ay sonra 5.97, üç ay sonra 6, altı ay sonra 6.15, 12 ay sonra ise 6.40 olması bekleniyor.

Kasım anketinde dolar/TL’nin 12 ay sonra 6.42 seviyesinde olması bekleniyordu.

ABD-ÇİN REKABETİ RAHATLATMIŞTI AMA…

Geride bıraktığımız yıl yatırımcıları güvenli limanlara yönlendiren ve gelişmekte olan piyasaları zor durumda bırakan ABD-Çin ticaret savaşının gölgesinde geçti.

Gelişmekte olan önemli para birimleri 2019’un son çeyreğinde Washington ve Pekin arasındaki gerilim sebebiyle yükseliş gösterseler de ABD-İran gerilimi halihazırda bu duruma son vermiş durumda.

RESMİ ANKETTE DE 6,43 OLARAK İLAN EDİLMİŞTİ

Merkez Bankası’nın (MB) düzenlediği ankette de 12 ay sonrası için dolar/TL beklentisi 6.43 seviyesinde açıklanmıştı.

5 yıl önce inşa edilen su köprüsü patladı

medyabold
Devamını Oku »

Ukrayna düşen uçağı için İran’dan resmi özür ve tazminat bekliyor

İran Genelkurmayı, Ukrayna uçağının kendi füzeleriyle vurulduğunu kabul etti. Ukrayna cumhurbaşkanı Zelenski de resmi özür, suçluların cezalandırılması ve tazminat beklediklerini açıkladı.

BOLD – Ukrayna Havayolları’na ait PS752 sefer sayılı yolcu uçağı, İran’ın Kasım Süleymani suikastı sebebiyle Irak’taki ABD üslerine misilleme yaptığı çarşamba gecesi Tahran İmam Hüseyni Havaalanı’ndan kalktıktan kısa süre sonra düşmüştü.

176 YOLCUDAN KURTULAN YOK

Uçaktaki 176 yolcu hayatını kaybederken uçağın düşüşüyle ilgili Tahran ve Batı ülkelerinden farklı açıklamalar gelmişti. En başta uçağın füzeyle düşürülmüş olabileceğine işaret eden açıklamaları reddeden İran, bugün uçağı düşürdüğünü kabul etti.

RUHANİ VE ZARİF ÖZÜR DİLEDİ

İran Genelkurmay Başkanlığı konuyla ilgili yazılı açıklama yaparken Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de olayla ilgili özür diledi.

ZELENSKİ’DEN AÇIK VE NET MESAJ

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’den ise kısa ancak gayet açık ve net bir talep geldi, “İran’dan sorumluların açık ve şeffaf bir şekilde yargılanmasını, ölenlerin yakınlarına tazminat ödenmesini ve resmi özür bekliyoruz.”

İran kabul etti: Ukrayna yolcu uçağını yanlışlıkla düşürdük

medyabold
Devamını Oku »

120’ye yakın ilaç piyasada yok, sıkıntı şubatta artacak

Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, 120’ye yakın ilacın piyasada bulunmadığı bilgisini paylaştı. Problemin şubat ayında daha da artacağına vurgu yaptı.

BOLD – Hastalıkların sıklaştığı kış döneminde şimdi de ilaç sıkıntısı baş gösterdi. Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, hemen hemen her gruptan bir iki ilaçta tedarik problemi olduğunu açıkladı. Çolak sıkıntının şubat ayında artacağını da sözlerine ekledi.

İLK DOKUZ AYDA 293 MİLYON REÇETE KARŞILANDI

Birgün’den Burcu Cansu’nun haberine göre, Erdoğan Çolak, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında, milli gelire oranla en az sağlık harcamasının yüzde 4.2 ile  Türkiye’de yapıldığını kaydetti. “2019’un ilk dokuz ayında 293 milyon 238 bin reçete karşılandı. En çok satılan kalemler ağrı kesiciler ve metabolizma hastalıklarında kullanılan ilaçlar” dedi.

MESLEKTE İSTİHDAM SORUNU YAŞANACAK

Eczacıların en önemli sorunlarından birinin de istihdam olduğunu kaydeden Başkan Çolak şöyle konuştu: “İhtiyaç olmadığı halde açılmaya devam edilen eczacılık fakülteleri ve artırılan kontenjanlar, bu ülkenin ve bu mesleğin geleceği ile oynamaktır. Sağlık Bakanlığı’nın tahminlerine göre, 2030’da şimdiden 7 bin eczacı fazlası bulunuyor. Tüm bu veriler ışığında eczacılık mesleğinin istihdam sorunu yaşayacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok.”

TANAP doğalgaz hattından Türkiye kendini soyduruyor

medyabold
Devamını Oku »

5 yıl önce inşa edilen su köprüsü patladı

AKP’nin “asrın projesi” olarak nitelendirdiği Kıbrıs’a su taşıyan borular patladı. 1.6 milyar liraya mal olan projede, Anamur sahilinden 5 mil açıkta patlayan su boruları deniz yüzüne çıktı.

BOLD – AKP’nin “asrın projesi” olarak nitelendirdiği 1.6 milyar liralık “KKTC Su Temin Projesi” de 250 metre derinlikteki boruların patladığı ortaya çıktı. Anamur sahilinden 5 mil açıkta patlayan su boruları deniz yüzüne çıktı.

ERDOĞAN ÖVE ÖVE BİTİREMEMİŞTİ

17 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştirilen projenin açılışında AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Biz karadan gemileri yürüten Fatih’in torunlarıyız. Yeri geldi boğazda denizin altından Marmaray’ı inşa ettik, Avrasya Tüneli de önümüzdeki yıl açılacak” demişti. Erdoğan, projenin dünyada ilk kez uygulanan bir mühendislik çalışması olduğunu ifade etmişti.

BORULAR YÜZEYE ÇIKTI, GEMİ GEÇİŞİNİ ENGELLİYOR

Projenin üzerinden 5 yıl geçmeden denizin 250 metre altındaki borular patladı. Anamur sahilinden 5 mil açıkta patlayan borular deniz yüzüne çıktı. Borulardan su aktığı görülüyor. Boruların su yüzeyine çıkması, gemi geçişlerini de engelliyor.

KEŞİF VE ONARIM BAŞLADI

Kuzey Kıbrıs Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, Türkiye’den su taşıyan borunun kopmasının hemen ardından onarım çalışmalarının başladığını söyledi. Bakan Oğuz, arızayla ilgili Türkiye Devlet Su İşlerinin keşif ve tamirata başladığını kaydetti. Borunun kopmasından dolayı Kuzey Kıbrıs’ta herhangi bir su sıkıntısı yaşanmayacağını belirten Oğuz, Geçitköy Barajı”da 20 milyon metreküp su bulunduğunu belirtti.

 

AYM’den Mümtazer Türköne kararı: Hak ihlali

medyabold
Devamını Oku »

İran kabul etti: Ukrayna yolcu uçağını yanlışlıkla düşürdük

Tahran, düşen Ukrayna Havayollarına ait yolcu uçağının, hassas askeri bir nokta üzerinden geçerken insani hata sonucu İran’a ait füzeyle vurulduğunu kabul etti.

BOLD – İran Genelkurmay Başkanlığı, Ukrayna Havayollarına ait yolcu uçağının hassas askeri bir nokta üzerinden geçerken insani hata sonucu hava savunma sistemi tarafından yanlışlıkla düşürüldüğünü bildirdi.

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise facianın sebebi ve failleriyle ilgili tahkikatın devam edeceği ve sorumlular hakkında yasal işlem yapılacağı konusunda söz verdi.

TEHDİTLER VE YAŞANAN HAREKETLİLİK ETKİLİ

Genelkurmay Başkanlığının, çarşamba günü düşen uçakla ilgili yazılı açıklamasında, ABD’nin Irak’taki üssüne yapılan füze saldırısı ardından atılan askeri adımların düşen uçağa etkisi olabileceği ihtimaline karşılık uzmanlardan oluşan bir heyet teşkil edildiği belirtildi.

ABD Başkanı ve ordusunun, yapılan saldırıya cevap olarak İran’daki birçok noktayı hedef alacaklarına dair yaptıkları tehditlerin ve bölgede yaşanan olağanüstü hava hareketliliğinin ardından, İran silahlı kuvvetlerinin de muhtemel tehditlere anında yanıt verebilmek için en yüksek seviyede teyakkuz haline geçtiği aktarıldı.

HASSAS ASKERİ BİR NOKTA ÜZERİNDEN GEÇİYORDU

Açıklamada, ABD üslerine yapılan füze saldırısının ardından ABD savaş uçaklarının İran etrafındaki uçuşlarının arttığı ve ülkenin stratejik yerlerine saldırı yapılacağı bilgisinin savunma birimlerine ulaştığı belirtilerek, bunun üzerine birçok hedefin radarlarda görünmeye başladığı ve ülkenin hava savunma sisteminin de bu nedenle çok hassas bir duruma geldiği kaydedildi.

Yolcu uçağının düşürülmesiyle ilgili, şunlar kaydedildi: “Ukrayna Havayollarına ait 752 sefer sayılı uçak bu hassas ve kriz şartlarında İmam Humeyni Havalimanı’ndan hareket etti. Dönüş anında Devrim Muhafızlarının hassas askeri bir merkezine yaklaştı ve yüksekliği ile duruş şekli düşmanca saldırı yapacak gibiydi. Söz konusu uçak, bu şartlarda insani hata sonucu ve kasıtlı olmayarak hedef alınmıştır.”

TEKRARLANMAMA GÜVENCESİ VERİYORUZ

Genelkurmay Başkanlığının ölenlerin ailelerinden özür dilediği açıklamada, “Bu tür insani hataların bir daha tekrarlanmaması güvencesi veriyoruz. Sorumlular hakkında da yasal işlem yapılacaktır.” ifadelerine yer verildi.

Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gitmek üzere Tahran Uluslararası İmam Humeyni Havalimanı’ndan havalanan Boeing 737 tipi yolcu uçağı, 8 Ocak Çarşamba sabahı kalkıştan kısa süre sonra düşmüş, uçakta bulunan 176 kişiden kurtulan olmamıştı.

SORUMLULAR HAKKINDA YASAL İŞLEM YAPILMALI

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, hava savunma sistemi tarafından yanlışlıkla düşürüldüğü açıklanan Ukrayna uçağıyla ilgili, “Bu, kolayca bir kenara bırakılacak mesele değildir. Facianın nedeni ve failleriyle ilgili tahkikat devam etmeli ve bu affedilemez yanlışın sorumluları hakkında yasal işlem yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Ruhani, yaptığı yazılı açıklamada, Kasım Süleymani’nin öldürülmesi ve ABD’nin tehditlerinin sürdüğü bir atmosferde ülkedeki savunma sistemlerinin ABD’nin muhtemel saldırılarına karşı tam teyakkuz haline getirildiğini belirtti.

HAVA SAVUNMA SİSTEMİNDEKİ ZAYIFLIKLAR GİDERİLMELİ

“Bu süreçte insani hata nedeniyle yanlışlıkla (füze) fırlatılması, onlarca insanın ölümüyle sonuçlanan bir faciaya yol açmıştır.” değerlendirmesinde bulunan Ruhani, faciaya yol açan yanlış nedeniyle üzgün olduklarını söyledi.

Ruhani, ayrıca şunları dile getirdi: “Bu tür faciaların tekrarlanmaması için ülkenin hava savunma sistemindeki zayıf noktaların giderilmesi noktasında gerekli tedbirler alınmalıdır.”

ABD’NİN MACERACILIĞININ SONUCU

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de, düşürülen uçak konusunda özür diledi. Cevad Zarif, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Ukrayna Havayollarına ait uçağın düşürülmesiyle ilgili ABD’yi suçladı.

Zarif, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Üzüntülü bir gün. Silahlı kuvvetlerin soruşturmasının ilk sonucu: ABD’nin maceracılığından kaynaklı kriz anında yapılan insani hata, faciaya yol açtı. Çok pişmanız. Halkımızdan, kurbanların ailelerinden ve etkilenen tüm milletlerden özür dileriz.”

Enes Kanter, Oklahoma’ya Geri Dönüyor

medyabold
Devamını Oku »

Barolardan yeni Feyzioğlu hamlesi

Olağanüstü genel kurul talepleri reddedilen barolar, Türkiye Barolar Birliği’nin 551 delegesine mektup gönderdi. 300 imzalı desteğe ulaşılması halinde açıklama yapılacak veya gelecek ay İstanbul’da genel kurul düzenlenecek.

BOLD – Avukat Ömer Lütfü Avşar, 12 baronun olağanüstü genel kurul talebini reddeden Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle dava açtı. 12 baro yönetimi ise TBB’nin kararına karşı dava açmama kararı aldı.

DELEGELERE MEKTUP GÖNDERİLDİ

Cumhuriyet’ten Alican Uludağ haberine göre TBB yönetimi, 12 baronun olağanüstü genel kurul çağrısını geçen kasım ayında oyçokluğuyla reddetmişti. Gerekçede, olağanüstü genel kurul talebinin ancak başkanlık makamının boşalması halinde istenebileceği savunulmuştu. 12 baro yönetimi, TBB’nin kararına karşı dava açmama kararı aldı. Bunun yerine 551 TBB delegesine mektup gönderen barolar, TBB’yi delegelere şikâyet etti. 12 baro, en az 300 delegenin imzalı desteğini alırsa ortak açıklama yapacak. İkinci seçenek olarak da şubat ayında İstanbul’da fiili genel kurul düzenlenmesi planlanıyor.

medyabold
Devamını Oku »

Assyrian priest arrested on terror charge in Turkey 

Three Assyrians, including a priest, have been arrested in southeastern Turkey on terror charges.

They were formally arrested on Friday after they were detained during a Turkish military operation on Thursday in Turkey’s southeastern province of Mardin.

Journalist Sedat Sur announced the arrests of Sefer Bilecen, the sole caretaker of 1,500-year-old Mor Yakup Monastery, Joseph Yar, the village headman, and Musa Tastekin on Twitter.

The three were taken into custody in the Uckoy village of Nusaybin district. They were taken to the Mardin Provincial Gendarmerie Command Anti-Terror Branch on Thursday, according to Bianet news portal.

There has been no immediate official statement by the authorities on the reason for the detentions.

The three detained based on a tip by an anonymous witness who alleged that they had previously provided a member of the Kurdistan Workers’ Party (PKK) with food, Bianet said, citing Kuryakos Ergun, the chair of the Mor Gabriel Monastery Foundation.

The PKK is a terror-designated Kurdish group that has been waging war against the Turkish state for decades in southeastern Turkey, where it has a significant presence.

“We are afraid and worried. We did not expect this; we are confused,” Ergun told Bianet.

Yuhanna Aktas, the president of the Syriac Union, said they could not get any information about the detainees, calling the detentions intimidation operation towards the Christian Syriacs by the state.

“Why do you [the Turkish authorities] detain a person by using vicious methods like the notice. Syriacs all over the world feel restless. Those in Turkey have lost their confidence in living in these soils. We do not accept this situation. The Syriacs are one of the ancient communities in the country. Trying to expel the Syriacs from here is the biggest harm to those soils,” said Aktas.

A statement by the Assyrian Monitor for Human Rights held the Turkish authorities fully responsible for the physical integrity of the detainees and called for their immediate release without any delay.

Tens of thousands of Syriacs have emigrated to Europe over the past few decades due to the armed conflict between the Turkish military forces and the outlawed PKK.

According to Sait Susin, chairman of the Syriac Orthodox Foundation in Istanbul, there around 20,000 Syriac Christian citizens living in Turkey, with some 3,000 residing mainly in rural areas where the land registry system was very poor.

For the first time in Turkish history, their property deeds have been returned due to judicial amendments on March 27, 2018.

Fifty-five official property deeds of historic Syriac properties, many predating Ottoman times, were delivered to their original owners, representing nearly half of their ancient church properties in the southeast region of Turkey, which had been confiscated by the state.

However, a municipality, controlled by Turkey’s ruling Justice and Development Party (AKP) government, has completed a controversial construction of a ‘People’s Garden’ and banquet hall on an Assyrian and Armenian graveyard in Mardin’s Dargecit district.

The Armenians are another Orthodox minority ethnicity that has been facing similar problems in the country as the Syriacs.

Sahak Masalyan, the Armenians’ newly elected patriarch in Turkey, said in November that Turkey has the least number of Christians among the Muslim countries.

“Turkey accommodates the least number of Christians in Islam geography. Losing cultural and linguistic wealth is also impoverishment. Just like we talk about how wrong Islamophobia is, we also need to talk about the Christianity-phobia,” the patriarch said at the time.

Turkish municipality builds over Assyrian and Armenian cemetery

The post Assyrian priest arrested on terror charge in Turkey  appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/01/11/assyrian-priest-arrested-on-terror-charge-in-turkey/
Devamını Oku »

10 Ocak 2020 Cuma

TANAP doğalgaz hattından Türkiye kendini soyduruyor

Doğalgazda gözler Akdeniz’deki kavgada ama TANAP projesinde Türkiye kendini resmen soyduruyor. İşte rakamlarla bir “kucağa düşme” vakası..

FATİH YURTSEVER

BOLD ANALİZ

Doğalgaz Projelerinde Yalanlar ve Gerçekler: TANAP Projesi

Erdoğan rejimi gerçekleştirdiği doğal gaz projeleri ile Türkiye’nin bir enerji merkezi haline geldiğini iddia ediyor. Mavi Akım doğalgaz projesinden dolayı hükümetin düştüğü, zamanın Enerji Bakanı Cumhur Ersümer’in Yüce Divan’da yargılandığı dikkate alınınca, konu daha hassas mahiyet kazanıyor.

Türkiye, 12 Mart 2001’de imzalanan Türkiye-Azerbaycan Hükümetlerarası Anlaşması esasları doğrultusunda, 4 Temmuz 2007 yılından itibaren Azerbaycan’dan yıllık 6,6 milyar m³ doğalgaz alıyor. Bu gaz Gürcistan sınırından itibaren BOTAŞ’a ait milli şebeke üzerinden yurt içine dağıtılıyor. Bu gazın yaklaşık 1 milyar m³’ü de Yunanistan’a ihraç ediliyor. İhraç edilen miktar az olmasına rağmen bu ticaret Türkiye’nin doğalgaz enerji dağıtım merkezi olması açısından önemli bir girişim.

2011 yılında Türkiye’nin artan doğalgaz talebinin karşılanması ve Güney Gaz Koridoru olarak adlandırılan hat üzerinden AB ülkelerinin doğalgaz arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi maksadıyla, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) projesi başlatıldı. 12 Haziran 2018 tarihinde açılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan hat üzerinden yıllık 6 milyar m³ Azeri gazı Türkiye’ye akmaya başladı. Ayrıca, TANAP projesi kapsamında 26 Haziran 2012 tarihinde yapılan anlaşma çerçevesinde yıllık 10 milyar m³ Azeri gazının inşa edilecek yeni bir boru hattı ile Türkiye üzerinden üzerinden Avrupa’ya transit taşınması kararlaştırıldı. 30 Kasım 2019 tarihinden TANAP Avrupa bağlantısı da aktif hale getirildi.

TANAP’ın şu anda kapasitesi 16 milyar m³, bu rakam maksimum 32 milyar m³ olabilir. 2001 yılında Azerbaycan ile yapılan anlaşma Nisan 2021 sona ereceği için bu hattan gelen 6 milyar m³ gaz TANAP üzerinden gelecek. Türkiye’nin şu anda aldığı Azeri gazı (SAHDENİZ-I) Rus gazına göre daha ucuz. Ancak işin içerisine TANAP girince resim değişiyor.

TANAP için gaz, ŞAHDENİZ-2 sahasından temin ediliyor. SAHDENİZ-2 sahası uluslararası bir konsorsiyum tarafından işletiliyor. (Konsorsiyumun üyesi firmalar ve konsorsiyumdaki payları: BP %28,8, TPAO-Türkiye %19, SOCAR-Azerbaycan %16,7, Petronas-Malezya %15,5, LUKoil-Rusya%10 ve NIOC-İran %10). Bu gazın Türkiye ve Avrupa’ya taşınması için yeni bir hat inşa edildi. Bu hat da uluslararası bir konsorsiyum (SOCAR %60, BOTAŞ %30 ve BP %10) tarafından işletiliyor. Aslında TANAP, Türkiye’yi boydan boya geçerek, doğalgazı Avrupa’ya ulaştıracak olan hat.

Türkiye TANAP için ŞAHDENİZ-2 sahasından doğalgazı Gürcistan sınırında Rus gazının %88’i fiyatına alıyor. Ancak doğalgaz milli iletim hatları yerine konsorsiyum tarafından inşa edilen hat ile taşındığı için gazın fiyatına transit ücretleri de ekleniyor. Doğalgazın 1000 m³ için ilk vana noktası olan Eskişehir’e kadar 79 dolar, Trakya’ya kadar ise 109 dolar transit ücreti ödeniyor. TANAP için ödenen gaz taşıma bedeli, ABD Henry Hub’daki gaz fiyatından daha fazla. Avrupa’da doğalgaz fiyatları 11 Aralık itibarıyla spot piyasada 1000 m³ 165 dolar iken, transit ücretleri ile Azeri gazının fiyatı 300 doları aşıyor. Sonuçta Türkiye, transit ücretleri eklendikten sonra normalde daha ucuz olan Azeri gazına Rus gazından daha fazla para ödeyerek dünyanın en pahalı gazını kullanıyor.

Ancak burada bir önemli husus daha var. Türkiye Avrupa’ya ŞAHDENİZ-2 gazını TANAP ile değil de SAHDENİZ-1’de olduğu gibi milli iletim hatları ile taşısaydı, kendi satın alacağı gaz için iletim bedeli ödemeyeceği gibi, Avrupa’ya giden gazdan da iletim ücreti alacaktı. Bu iş için milli iletim hatlarının yeterli olmadığı öne sürülse de Türkiye hem TANAP hem de ŞAHDENİZ-2’deki taahhütlerinin bir bölümü ile rahatlıkla bu hattın kapasitesini arttırabilir, üstelik mevcut hattı bile yenileyebilirdi.

Ayrıca Türkiye şu anda sıkça tekrar edilen enerji “hub”ı olduk iddialarının aksine, Azeri gazının Avrupa’ya satışına talip olmadığı için gaz ticareti yapan ülke olma şansını da kaybetti. TANAP, Türkiye’nin enerjide “transit” ülke rolünü pekiştirdi.

Burada akla şu soru da geliyor. Madem gaz iletim bedelleri bu kadar pahalı, bu fiyatla Azeri gazı Avrupa’da nasıl müşteri bulacak? Çözüm gayet basit. Avrupa’ya taşınacak gazdan transit ücreti alınmayacak. Yani Avrupa’ya taşınacak gazın maliyeti Türkiye’ye ödetilecek.

Sonuç olarak; TANAP Türkiye’nin yararına bir proje değil. Bu projenin meyvesini BP ve gazı ucuza alacak Avrupa ülkeleri yiyecek. Türkiye TANAP ve TürkAkım projeleri ile Türkiye’nin enerji merkezi-hub olma (gazda re-export hakkı, fiyat belirlenmesinde rol alma, depolama tesisleri ve enerji borsasının kurulması vb.) yeteneğini kaybetti. Halk enerji merkezi olduk yalanları ile uyutulurken, Avrupa’ya taşınacak gazın maliyeti doğalgaz faturalarına yansıtıldı. Devlet zarara uğratıldı. Peki, böyle bir projeye, kim, ne karşılığında, nasıl evet dedi? Kimlerin cebi doldu? Ülkede hukuk işliyor olsaydı, bunu Mavi Akım yargılamalarında olduğu gibi Yüce Divan oturumlarından öğrenebilirdik.

Ama elimizde bir ipucu var.

Erdoğan’la oğlu Bilal Erdoğan arasında 17/25 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra ortaya saçılan tapelerde ünlü ‘Kucağımıza düşecekler’ konuşmasını hatırlayın. TANAP’ı inşa eden işadamı Sıtkı Ayan’ın belirlenen 10 milyon dolar rüşvet rakamını vermediğinden şikayet eden Bilal Erdoğan’a babası “merak etme kucağımıza düşecekler” diyordu.

Maalesef hukuk şu an ses veremeyecek kadar hırpalanmış durumda. Hukuk kendine gelinceye kadar Erdoğan rejimi ve onun içeride ve dışarıdaki destekçileri ülkeyi soymaya, faturayı da vatandaşa yüklemeye devam edecek.

medyabold
Devamını Oku »

Enes Kanter, Oklahoma’ya Geri Dönüyor

İnsanların özgürlüğü için mücadele eden NBA Yıldızı Enes Kanter, şimdi de zihinleri özgürleştirmek için çok özel bir projeyle, Oklahoma’ya okul yaptırmak için geri dönüyor.

MUHAMMET ALİ TOKSOY 

 

BOLD NBA- Enes Kanter, hiçbir zaman sadece basketbolcu olmadı. Evet Enes, çok iyi tanıdığımız, oynadığı basketbol ile NBA’de efsane olarak anılan, birçok kez All-Star seçilen basketbolcuların arasında değil belki, ancak daha şimdiden şunu söyleyebiliriz ki; parke dışında yaptıklarıyla o daha basketbolu bırakmadan NBA’nin unutulmaz oyuncuları arasına girdi.

 

You Are My Hope ismini verdiği imza kampanyası, her platformda ülkesinde yaşanan insan hakları ihlallerini dile getirmesi, bu yüzden en üst düzey hükümet yetkilileri tarafından defalarca hedef gösterilmesi, delil gösterilmeden terörist diyerek suçlanması, İnterpol’den Kırmızı Bültenle hakkında yakalama kararı çıkarılması, Endonezya’da gizli servis tarafından kaçırılmaya çalışılması, telefon yoluyla yüzlerce ölüm tehdidi alması, ailesinin hapsedilmesi, cuma namazı çıkışında sözlü olarak tehdit edilmesi ve buraya yazamadığımız onlarcası.. Ancak bütün bunlara rağmen, ‘Özgürlük bedava değildir’ diyerek mücadelesinden vazgeçmemesi başarılı oyuncuyu sporcu kimliğinin ötesine taşıyor. Katıldığı bir tv programında, böyle üst düzey mücadele görmediğini söyleyen spiker, ‘basketbol kariyerin zarar görüyor mu bilemiyorum fakat şurası kesin; sponsorlar çekindiği için, büyük bir maddi kayba uğruyorsun. Biraz daha geri planda kalmayı hiç düşündün mü?’ sorusuna Enes; “Ülkemde onbinlerce masum ve bine yakın bebek hapiste iken asla sessiz kalamam, bu mücadele benim için NBA kariyerimden çok daha önemli” diyerek cevap vermişti. Bizde bugünden küçük bir not düşelim; Gün gelecek Enes Kanter’in, özgürlük yolunda verdiği bu müthiş mücadelenin kıymeti çok daha iyi anlaşılacak, Muhammet Ali Clay gibi efsane sporcular arasında gösterilecek ve bizlerde buna şahit olacağız.

KANTER, OKLAHOMA’YA OKUL YAPTIRACAK

Bu kadar uzun ve övgü dolu sözlerle başlamamızın nedeni, Enes Kanter’in sosyal medya hesabından attığı twit ile duyurmuş olduğu yeni bir proje. Başarılı sporcu 2.5 sene formasını giydiği Oklahoma şehrine bir okul yaptıracak. Yaptıracağı okulun öğrencileri ise düşük gelirli, ingilizceyi az bilen göçmen ailelerin çocukları olacak. Enes Kanter, ‘bir okul açan, bir hapishane kapatır, Eğitim dünyayı değiştirebilecek en büyük güçtür’ sözleriyle başladığı ve okul açma projesini anlatan mektubunu sivil toplum örgütlerinde çalışan arkadaşlarıyla birlikte Oklahoma Devlet Okulları Yönetimine teslim etti. Komite bu teklifi daha sonra kurul toplantısında oylamaya sunacak.

Kanter ve projede yer alan arkadaşları, okul için kesin bir yer seçmediler ancak mektupta “eğitim ihtiyacının yüksek” olduğu bir yeri seçmek istediklerini özellikle belirttiler.

Okul, 4. sınıftan 12. sınıfa kadar hizmet verecek, azınlık ve göçmen ailelerin çocuklarının eğitim ihtiyacı için özel olarak tasarlanacak. Okul, fiziksel, duygusal ve zihinsel eğitimi bir arada yaparak matematik-fen becerilerini öne çıkaran bir müfredat sunacak. Bununla birlikte her öğrencinin spor ve sanat kabiliyetlerini zirveye taşıyacak ek bir programında uygulanması düşünülüyor.

OKLAHOMA, ENES KANTER’İ ÖZLÜYOR 

Oklahoma City Thunder taraftarı Enes Kanter’i hiçbir zaman unutmadı. Başarılı sporcu, farklı takımlarla Chesapeake Energy Arena’ya (Oklahoma’nın salonu) her gelişinde sevgi gösterileri ve alkışlarla karşılandı. Bu sevgiyi hiç unutmayan Kanter, “Diğer takımlarda oynamama rağmen yıllık basketbol yaz kamplarıma ev sahipliği yapmak ve OKC çocuklarına hizmet veren programları desteklemek için Oklahoma City’ye dönmeye devam ediyorum” diye yazan Enes Kanter, “Vakfım sayesinde hayırseverlik faaliyetlerim oynadığım tüm şehirleri kapsıyor: Utah, Portland, New York ve Boston.” diyerek sözlerini tamamladı.

medyabold
Devamını Oku »