28 Ağustos 2021 Cumartesi

HDP’li Kaya’dan Ahlat Sarayı’nda define iddiası: Bütün yöre halkı çalınanları biliyor

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ahlat’ta 224 milyon liraya yaptırdığı yazlık sarayla ilgili HDP’li Hüda Kaya define iddiasında bulundu. Kaya, yaptığı paylaşımda, “Bilinmesi gereken bir başka konu ise Bilal Erdoğan Ahlat’ta sarayın yapıldığı define alanından helikopterlerle neler taşıyor? Bütün yöre halkı çalınanları biliyor” dedi.      

BOLD – HDP İstanbul Milletvekili AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından geçen yıl açılan Ahlat Sarayı’nda define alanından helikopterlerle taşıma yapıldığını belirterek, “Bütün yöre halkı çalınanları biliyor. Akp artık siyaset yapan bir parti değil bir suç örgütüdür” dedi.

“3. ORDU KOMUTANI ÇOCUĞA ÇARPARAK ÖLÜMÜNE YOL AÇTI” İDDİASI

Taziye için Ahlat’ta bulunduğunu belirten Kaya, “Malazgirt etkinliklerine katılmaya gelen 3. Ordu Komutanı Erhan Uzun aracının 11 yaşındaki Eyüp Kırtay’a çarparak ölümüne sebep olduktan başka bir araçla olay yerinden kaçmaya çalıştı. Araca tutunarak onu engellemeye çalışan amcasını kilometrelerce sürükledi” dedi.

“HELİKOPTERLERLE NELER TAŞINIYOR?”

Ahlat Sarayı’ndaki kazı alanında bulunan tarihi eserlerin helikopterlerle götürüldüğünü öne süren Kaya, “Bilinmesi gereken bir başka konu ise Bilal Erdoğan Ahlat’ta sarayın yapıldığı define alanından helikopterlerle neler taşıyor? Bütün yöre halkı çalınanları biliyor. Akp artık siyaset yapan bir parti değil bir suç örgütüdür” dedi.

 

YAZLIK SARAY, 224 MİLYON LİRAYA MAL OLDU

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından imam hatip lisesinden arkadaşına yazlık saray olarak yaptırılan Ahlat Köşkü geçen yıl açıldı. 2019 yılında 100 milyon, 2020 yılında 25 milyon, bu yıl ise 99 milyon lira ödenek ayrılan saray için harcanan toplam para 224 milyon lirayı buldu.

 

3.5 yıldır hapiste olan gazeteci Harun Çümen’in nakil talepleri reddediliyor

HDP’li Kaya’dan Ahlat Sarayı’nda define iddiası: Bütün yöre halkı çalınanları biliyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

3.5 yıldır hapiste olan gazeteci Harun Çümen’in nakil talepleri reddediliyor

Hakkında verilen 7,5 yıllık hapis cezası Yargıtay tarafından onanan ve 3.5 yıldır cezaevinde olan gazeteci Harun Çümen, görüşlere getirilen kısıtlama ve nakil taleplerinin geri çevrilmesine tepki gösterdi.

BOLD – KHK’yla kapatılan Zaman gazetesinin eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Harun Çümen, Kepsut Cezaevi’nden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na yazdığı mektupta pandemi nedeniyle açık görüşlerin olmamasına isyan etti. Çümen mektubunda kendi yaşadığı sıkıntılara hem de kendisi gibi siyasi mahpusların özellikle infaz düzenlemesi konusunda yaşadığı hayal kırıklığına da vurgu yaptı.

TÜM AİLE GÖRÜŞE GİREMİYOR

Kovid-19 salgını sebebiyle görüşlerin kısıtlı olmasını eleştiren Çümen, 4 çocuğuyla eşinin İstanbul’dan Balıkesir’e görüş için geldiğini, ancak sadece 2’sinin görüşe girebildiğini, diğerlerinin dışarıda beklemek mecburiyetinde kaldığını anlattı. “Yüreğim parçalanıyor” diyen Çümen, İstanbul, Kocaeli, Manisa gibi illere dair isteklerinin de sürekli reddedildiğini kaydetti.

“ÖNYARGILI ŞEKİLDE CEZALANDIRILDIM”

Harun Çümen, KHK ile kapatılan Zaman gazetesinde sorumlu yazı işleri müdürü olması sebebiyle önyargılı şekilde cezalandırıldığını belirterek, hakkında 40’ı Cumhurbaşkanı’na hakaret olmak üzere 100’e yakın dava olduğunun altını çizdi. Çümen, yargıdaki İstanbul Grubu’nun başı olduğu iddia edilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel’in isteğiyle cezalandırıldığını düşündüğünü söyleyerek, Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı bireysel başvurudan umutlu olduğunu vurguladı.

AYM’DEN SONUÇ ÇIKMASINI BEKLİYOR

Gazeteci Harun Çümen, Zaman gazetesinde 21 sene çalıştı; muhabirlik, editörlük, sorumlu yazı işleri müdürlüğü ve 1’inci sayfa editörlüğü üstlendi. Gülen Hareketi’ne yönelik soruşturmalar kapsamında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 2018 yılında tutuklanarak cezaevine konulan Çümen’in 7 yıl 6 aylık hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunan Çümen, 1 yıldır sonuç çıkmasını bekliyor.

“YAŞADIĞINIZ HUKUKSUZLUĞU YAKİNEN TAKİP ETTİK”

Gazeteci Harun Çümen’in HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na yazdığı mektup şöyle:

“Öncelikle size de geçmiş olsun. Yaşadığınız hukuksuzluğu yakinen takip ettik, çok üzüldük. Bunca zorluk yaşattıktan sonra hukuksuzluk tescil edildi, yeniden vekil oldunuz. Çok sevindik.

Yaşanan her türlü hukuksuzluğa, mağduriyetlere karşı durduğunuz, çözüm için çırpındığınız için size çok teşekkür ediyoruz. Allah sizden razı olsun, size çok dua ediyoruz.”

“RAHATLATACAK HER TÜRLÜ HABERE İHTİYACIMIZ VAR”

“Cezaevlerinde yatmakta olan bir siyasi (terör) suçlular, yıllardır af veyahut infaz indirimi düzenlemesini büyük bir merakla bekliyor idik. Sizin de bildiğiniz üzere, Nisan 2020’de çıkarılan infaz düzenlemesinden terör suçluları yararlanamadı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.

Ümidimiz, AYM’nin yasayı iptal etmesi ve kapsamın bizleri de kapsayacak şekilde genişlemesiydi. Fakat, AYM 14 Temmuz 2021’e hepimizi şoke eden bir karar verdi. Diğer yandan da iktidarın reform söylemi, AB ile yürütülen müzakereler çerçevesinde siyasi suçluların özgürlüğünü sağlayacak düzenlemeler yapılacağına dair ümidimizi sürdürmekteyiz. Bu hususta bizleri rahatlatacak her türlü haber, kulis bilgisine şiddetle ihtiyacımız var.

“YASALAR VE YÖNETMELİKLER CEZAEVLERİNDE UYGULANMIYOR”

1 Ekim’de Meclis açıldıktan sonra, lehimize olacak gelişmeler yaşanabilir mi? 5. Yargı paketinde biz terör suçlularını kapsayacak bir düzenleme, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) düzenlemesi veyahut yeni bir infaz düzenlemesi olacak mı? İçeriği nasıl olur? Bizleri haberdar ederseniz çok ama çok mutlu oluruz.”

“Meclis’te yasalar çıkarılıyor, yönetmelik yayınlanıp yürürlüğe giriyor ancak bir türlü uygulamaya geçilmiyor. Denetimli serbestlikten (12 ay) yararlanma süresine ilaveten yılbaşından (1 Ocak 2021) itibaren yürürlüğe giren toplam cezanın 10’da 1’i kadar süreyle daha erken açık cezaevine çıkma ve dolayısıyla özgür kalmamızı sağlayacak düzenlemeden bahsediyorum.

Nisan 2020’de çıkarılan infaz indirimi düzenlemesi kapsamında çıkarılan yasa çerçevesinde Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı ‘Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelik’ Resmi Gazete’nin 29 Atalık 2020 günkü 31349 sayısıyla yayımlandı ve 1 Ocak 2021’den itibaren yürürlüğe girdi. Yönetmeliğin 32’nci maddesinde ‘Kapalı ceza infaz kurumunda kalması gereken toplam sürenin onda birine kadar erken açık ceza infaz kurumuna ayrılabilme’ hakkı yer alıyor. Ancak bu düzenleme maalesef Balıkesir L Tipi Cezaevi’nde uygulanmıyor. Hiçbir cezaevinde de uygulanmadığını biliyoruz. Müracaatlarımıza verilen cevaplarda, iyi hal eşik puanlarının Covid-19 sebebiyle belirlenmediği gerekçe gösteriliyor.

“KAMUOYUNDA HİÇ GÜNDEME GELMİYOR”

Cezaevinde AYM’nin infaz şokunu yaşayan bir hükümlü ve tutuklular, umutla bu düzenlemeyi (onda bir) bekliyorduk ama uygulanmayınca bir şok daha yaşadık. Bu husus kamuoyunda hiç gündeme gelmiyor. Sizin bu konuda bilginiz var mı? Uygulama ne zaman başlayacak? Uygulanmayacaksa yasa-yönetmelik niye çıkarılıyor? Kapsamı nasıl olacak? Onda bir neye göre hesaplanacak?

Toplam cezanın mı yoksa infazın (terör 3/4) mı onda biri? Örneğin benim cezam 7 yıl 6 ay, yani 90 ay. İnfazı (3/4) 67,5 ay. Denetimli serbestlik (12 ay) de düşünüldüğünde 55 ay 15 gün yatarım var. Yeni onda bir uygulaması nasıl hesaplanacak?

Bu hususu gündeme getirir, bizleri de bilgilendirirseniz, inanın çok büyük sevaba girersiniz, fevkalade mutlu edersiniz. Ekmek gibi, su gibi ihtiyacımız var…”

“KAPALI GÖRÜŞ 1,5 SAATE ÇIKTI, BİZDE 45 DAKİKA”

“Diğer bir çıkarılıp da uygulanmayan yasa ise cezaevlerinde açık/kapalı görüş süresinin 1 saatten 1,5 saate çıkarılması. Bu yıl haziranda çıkan mini infaz düzenlemesi kapsamında cezaevlerindeki görüş süresi 1,5 saate çıkarıldı.

Yasa yürürlüğe girdi ama 2 ay geçmesine rağmen uygulamaya sokulmadı. Edirne F Tipi Cezaevinde de 6 ay kaldım, orada ve birçok cezaevinde görüş süresi 1 saat olarak uygulanırken Balıkesir’de yıllardır 45 dakika uygulanıyor. Evli ve 4 çocuk sahibiyim, inanın bu süre çok az, hiç yetmiyor. Acımızı, hasretimizi daha da katlıyor. Bu hususu da gündeme getirip uygulama bir an önce başlatılması yönünde katkılarınızı istirham ediyoruz.”

“GÖRÜŞE 2 KİŞİ GİREBİLİYOR, 3’Ü DIŞARIDA BEKLİYOR, YÜREĞİM PARÇALANIYOR”

“İnfaz düzenlemesinde kapsam dışı tutulmamız yetmiyormuş gibi bir de bir buçuk senedir süren pandemi dönemi bizlerin psikolojisini alt üst etti. Covid önlemleri en çok biz cezaevlerindeki mahkumları ve ailelerini vurdu.

Evliyim, 4 çocuğum var. En küçüğü ben bıraktığımda, ilk tutuklandığım Mart 2018’de 13 aylıktı, şimdi 4,5 yaşında. Minik kızım Vildan’ın ilk yürüyüşünü, ilk seslerini duyamadım. Biricik evladım, babasız büyüdü. Şu an 10 yaşında olan kızım Berrin, 18 yaşındaki kızım Nurefşan da psikolojik olarak çok olumsuz etkilendiler.

Bunların üzerine bir buçuk senedir (Mart 2020’den beri) açık görüş yapamıyoruz. Çocuklarıma sarılamıyor, dokunamıyor, onları öpemiyorum. Zaten kapalı görüşler de ayda 2 kez ve 2 kişiyle görüşebiliyoruz.

Eşim ve 4 çocuk, İstanbul’dan Balıkesir Kepsut’a geliyor ama benimle görüşe 2 kişi girebiliyor, 3’ü dışarıda bekliyor. Yüreğim parçalanıyor.

Ufak çocuklarım dışarıda kalınca çok üzülüp ağlıyorlar. Bunun gibi çok büyük dramlar, trajediler yaşanıyor burada, cezaevlerinde. Ve bunlar hiç gündeme gelmiyor. Lütfen bu hususlarda sesimizi duyurursanız, çok mutlu oluruz. Allah rızası için…”

HAKKIMDA 100 DAVA AÇILDI, 40’I CUMHURBAŞKANI’NA HAKARET

“42 aydır hapisteyim, 36 aydır Balıkesir L Tipi’nde kalıyorum, ilk öne de Edirne F Tipi’nde 6 ay yattım. İstanbul doğumluyum, 46 yaşındayım, hep İstanbul’da yaşadım. Evim, ikametgahım İstanbul’da. İstanbul’da yargılandım.

Halen Bakırköy Adliyesinde süren basın davalarım var. (Bu arada 2012-2015 yılları arasında Zaman sorumlu yazı işleri müdürlüğü sebebiyle hakkımda yaklaşık 100 dava açıldı, 40’ı Cumhurbaşkanına hakaret. Sayın Selahattin Demirtaş’ın 120 davası varmış ve kendisini 1200 avukat savunuyormuş, benimse sadece bir avukatım var.)”

“İSTANBUL’DA BİR CEZAEVİNE NAKİL OLAMIYORUM”

“Bunca senedir İstanbul’da yaşamış biri olarak üç buçuk senedir İstanbul’dan uzakta zindanlardayım. Nisan 2019’dan itibaren tam 2 buçuk yıldır başta İstanbul Silivri’deki cezaevleri olmak üzere İstanbul Maltepe, Kocaeli Kandıra ve Tekirdağ’daki cezaevlerine nakil olmak için başvuruyorum, hep reddedildi. Kapasite doluluğu gerekçe gösteriliyor, fakat ben Balıkesir’de 40-45 kişiyle kaldım, şu an 35 kişiyiz.

Silivri’de mevcut bizden daha az olmasına rağmen nakil olamıyorum. İstanbul olmasa da anne-babamın yaşadığı Manisa Akhisar’da T Tipi Cezaevi’ni de yazdım, orası da olmuyor. Zaman’da beraber çalıştığım tüm mesai arkadaşlarım Silivri 9 Nolu’da, ben Balıkesir’deyim. Sırf Edirne’de gözaltına alındığım için… İstanbul’da evimde ya da il sınırları içinde gözaltına alınsam Silivri’ye gönderilecek iken 42 aydır İstanbul dışında tutulmama bir türlü anlam veremiyorum. Sizden, naklim için mümkünse desteğinizi istirham ediyorum.”

“AVUKAT AHMET ÖZEL’İN İSTEĞİYLE CEZALANDIRILDIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM”

“Son olarak Yargıtay temyiz talebimi reddetti, cezamı onayladı. AYM’ye bireysel başvuru yaptım, yaklaşık 1 sene oldu. Size mahkum edildiğim F.TÖ dosyasından bahsetmedim. Özetle; Bylock kullanmadım, hakkımda tanık-gizli tanık ifadesi yok, gizli-saklı, mahrem tabir edilen hiçbir işim olmadı. Zaman’da ekmek parası için çalıştım, mesleğimi yaptım.

Bank Asya’da maaş hesabım vardı, ekstra para yatırmadım. Zaman’da çalışma, Bank Asya, sendika üyeliği, hakkımdaki Cumhurbaşkanlığı hakaret soruşturmaları gibi sebeplerle terör örgütü üyeliğinden 7,5 sene hapis cezası verildi. Haksız, hukuksuz bir karar.

Sorumlu yazı işleri müdürlüğü yaptığım için önyargılı kararla cezalandırıldım. Cumhurbaşkanı’na hakaret davalarında hakkımda şikayetçi olan davacı avukat Ahmet Özel’in isteğiyle cezalandırıldığımı düşünüyorum.

Kendisinin yargıdaki İstanbul Grubu’nun başı olduğu hususunda haberler çıktı, Çağlayan Adliyesi’nde istediğini yaptırdığı iddia ediliyor. AYM’den ümitliyim. Bireysel başvurumun bir an önce görüşülmesi hususunda yardımınızı istirham ediyorum.

Çalışmalarınızda başarılar dileriz, Allah yar ve yardımcınız olsun. Selam ve muhabbetle… Hürmet ederim…

Harun Reşit Çümen

Gazeteci”

 

4,5 yıl tutuklu kaldığı cezaevinden 2 ay önce tahliye olmuştu: Adem Özer zatürreden vefat etti

3.5 yıldır hapiste olan gazeteci Harun Çümen’in nakil talepleri reddediliyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Mülteci İletişim&Destek Merkezi, göç problemi yaşayanlara destek olacak

Göç esnasında ve sonrasında deport, iade, kırmızı bülten/difüzyon, pasaport iptali nedeniyle gözaltı gibi sorunları yaşayanlara destek olmak için Mülteci İletişim&Destek Merkezi kuruldu. Merkez, hukuki sorunlardan hızlı bir şekilde haberdar olup, çözüm sunabilecek muhataplarla doğru iletişim kurup, ihtiyaç olduğunda farklı aktörlerin desteğini sağlamaya çalışacak. 

BOLD – İnsan hakları ihlallerine maruz kalan kurbanların sesi olmak için yola çıkan Peaceful Actions Platformu, “Mülteci İletişim&Destek Merkezi” projesini hayata geçirdi.

MUHATAPLARLA DOĞRU İLETİŞİMİ SAĞLAYACAK

Peaceful Actions Platformu, yaşanan hukuki sorunlardan hızlı bir şekilde haberdar olmak, çözüm sunabilecek muhataplarla doğru iletişimi sağlamak ve ihtiyaç olduğunda farklı aktörlerin desteğini sağlamak için “Mülteci İletişim&Destek Merkezi”ni hayata geçirdi. Misyonlarının desteğe ihtiyacı olanları destek verebilecek olanlarla buluşturmak olarak özetleyen “Mülteci İletişim&Destek Merkezi’nin Yürütme Kurulu Nurullah Albayrak, Yasemin Aydın, Hasan Cücük, Hüseyin Demir’den oluşuyor.

DEPORT, İADE GİBİ SORUNLARDA YARDIMCI OLACAK

Desteğe ihtiyacı olan herkesin hizmetinde olacaklarını açıklayan “Mülteci İletişim&Destek Merkezi” amaçlarının göç esnasında yaşanan problemlerde farklı aktörlerin desteğini sağlamak için gerekli iletişimin, baskı ve stres altında olan mağdurun bireysel kabiliyeti ile sınırlı kalması, imkan ve kabiliyetlerinin de rantabl kullanılması olarak duyurdu. Merkez, göç esnasında deport, iade, kırmızı bülten/difüzyon, pasaport iptali nedeniyle gözaltılarda destek sağlayacak.

 

 

4,5 yıl tutuklu kaldığı cezaevinden 2 ay önce tahliye olmuştu: Adem Özer zatürreden vefat etti

Mülteci İletişim&Destek Merkezi, göç problemi yaşayanlara destek olacak yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

4,5 yıl tutuklu kaldığı cezaevinden 2 ay önce tahliye olmuştu: Adem Özer zatürreden vefat etti

15 Temmuz’un ardından Gülen Hareketi mensuplarına yönelik cadı avı bir can daha aldı. Eskişehir Cezaevinde 54 ay tutuklu kaldıktan sonra 2 ay önce tahliye olan Adem Özer(48), geçirdiği zatürre rahatsızlığı nedeniyle hayatını kaybetti.

BOLD – 48 yaşındaki Adem Özer, zatürre rahatsızlığı nedeniyle 4 gündür yoğun bakımda kaldığı Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kurtarılamayarak vefat etti. Özer’in 5 yaşında ikiz olmak üzere 4 çocuğu yetim kaldı.

Cezaevinden çıktıktan sonra Konya Ereğli de hayatını sürdürmeye çalışan Özer, geçtiğimiz hafta artan rahatsızlığı üzerine Konya Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yoğun bakımda 4 gün tedavi gören Özer, kurtarılamayarak vefat etti.

Cenazesi Konya Ereğli Yıldızlı köyüne defnedilen Adem Özer in 5 yaşında ikiz olmak üzere toplam 4 çocuğu yetim kaldı.

4,5 yıl tutuklu kaldığı cezaevinden 2 ay önce tahliye olmuştu: Adem Özer zatürreden vefat etti

4,5 yıl tutuklu kaldığı cezaevinden 2 ay önce tahliye olmuştu: Adem Özer zatürreden vefat etti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Sosyal medyada Erdoğan’ın eserleri paylaşıldı: Yandaş müteahhitler zengin oldu, cezaevleri bebeklerle doldu

Sosyal medyada açılan BirErdoğan EseriYaz etiketinde bazı vatandaşlar Erdoğan döneminde yandaş müteahhitlerin zenginleşmesini, doların fırlamasını yazdı. PKK’lılar için Habur’da düzenlenen karşılama töreni, AKP hükumetleri döneminde cezaevlerinin bebeklerle dolduğuna yönelik paylaşımlar da yapıldı.

BOLD –  Sosyal medyada BirErdoğan EseriYaz etiketinin altına AKP kontrolündeki troller, Erdoğan döneminde yapılan hastane, köprü ve otoyolları paylaştı.

Etiketin altına yorum yapan çok sayıda sosyal medya kullanıcısı ise, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Beşli Çete dediği yandaş müteahhitlere verilen kamu ihalelerini paylaştı. AKP iktidarı döneminde müşteri garantili, köprü, otoyol, havaalanı ve hastane yaptırılan Cengiz, Limak, Kolin, Makyol ve Mapa inşaata 220 milyar doları aşan kamu kaynağı aktarılmasına tepki gösterildi.

EKONOMİK ÇÖKÜŞ

Bir sosyal medya kullanıcısı, AKP iktidarında dolar ve Euro rekorlar kırarken, Türk Lirası tarihin en değersiz seviyesine gerilemesini gündeme getirdi. 1 dolar alabilmek için 8,35 lira ödemek zorunda kalan vatandaşlar 10 lira verip 1 Euro alabiliyor.

PKK’LILAR İÇİN HABUR’A KURULAN MAHKEME

Çözüm Süreci kapsamında PKK ile yürütülen Habur sınır kapısından giren PKK militanları da etiketin altında paylaşıldı. Ayrıca AKP Hükumetinin talimatıyla PKK’lılar için Habur’da çadır mahkemesi kurulduğu hatırlatıldı.

 

Sosyal medyada Erdoğan’ın eserleri paylaşıldı: Yandaş müteahhitler zengin oldu, cezaevleri bebeklerle doldu yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Okullar 6 Eylül’de eğitime sorunlarla ‘merhaba’ diyecek

Koronavirüs salgını nedeniyle yüzyüze eğitime verilen ara 6 Eylül’de sona eriyor. Yeni eğitim-öğretim döneminde öğretmen ve öğrencileri temizlik personeli eksikliği, sınıflardaki kalabalık, ısınma sorunu, temizlik malzemeleri gibi birçok sorun bekliyor. Öğretmen sendikaları, okullardaki eksikliklerin ivedilikle giderilmesini talep etti. 

BOLD ANALİZ –  Okullar, 6 Eylül’de ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 1 milyonu aşkın öğretmenle yüzyüze eğitime başlıyor. Bakanlık aşı olmayan öğretmenlere haftada iki kez PCR testi zorunluluğu getirirken, okulların yardımcı personelden temizlik malzemelerine, kalabalık sınıflardan ısınma sorununa kadar birçok sorunu bulunuyor.

PCR ZORUNLULUĞU PSİKOLOJİK BASKI BOYUTUNA VARIR

İktidara yakınlığı ile bilinen Eğitim Bir Sen’den yapılan açıklamada okulların açılmasında getirilen zorunlu PCR testine tepki gösterilerek, “Okulların açılması ve yüz yüze eğitime başlanması gerekçesiyle aşı olmayan eğitim çalışanları için haftada iki defa PCR testi zorunluluğu getirilmiştir. Ancak salgınla mücadele sürecindeki diğer bütün faktörlerin göz ardı edilerek okulların açılmasının, öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının aşılanmasına veya PCR testi zorunluluğuna indirgenmesi şeklindeki hatalı ön yargının kabulü mümkün değildir. Haftada iki defa PCR testi zorunluluğu getirmek gibi fiilen yürütülmesi neredeyse imkânsız, psikolojik baskı boyutuna varacak, aşılanmayı bireysel bir tercih olmaktan çıkarıp zorunlu bir tercih hâline getirecek her türden zorlamanın, okulların açık tutulması amacına hizmet etmekten uzak olduğu bilinmelidir” denildi.

Fotoğraf Luis ROBAYO / AFP

SINIFLAR KALABALIK, LAVOBOLAR YETERSİZ

Eğitim Sen’den yapılan açıklamada ise yaz ayları boyunca ciddi bir hazırlık yapılmadan okulların açılacağına vurgu yapılarak, “MEB bugüne kadar seyreltilmiş sınıf uygulamasına ilişkin olarak nasıl bir hazırlık içinde olduğunu, kaç yeni derslik yaptığını ısrarla açıklamamaktadır. Sınıfların havalandırılması için kış aylarını da dikkate alan bir pencere sistemini tüm sınıflarda hayata geçirip geçirmediğine dair bir açıklama da söz konusu değildir. Eğitim bileşenleri yaz aylarında okullarında böyle bir çalışma olmadığını gözlemlemiştir. Okullarımızın büyük bir çoğunluğunu oluşturan kalabalık okullarda, öğrenci ve öğretmen tuvaletlerinde gerekli genişletmenin, lavabo sayılarının arttırılıp arttırılmadığının bilgisi mevcut değildir. Öğretmen odalarının en azından ikiye çıkarılması yönünde bir hazırlık da yoktur”

MASKE, SABUN VE HİJYEN MALZEMELERİNİ KİM KARŞILAYACAK?

Maske, sabun ve diğer hijyen malzemeleri konusunda okullarda hazırlık yapılıp yapılmadığının muğlak olduğunun belirtildiği açıklamada, “Okullarımızda sağlıklı bir ortamın düzenli bir şekilde oluşturulması için yardımcı personel olarak çalışan arkadaşlarımızın görevlendirmeleri hangi aşamadadır bilinmemektedir. Yıllardır kadrolu yardımcı personel alımı yapılmamakta ve ihtiyaçlar İŞKUR üzerinden geçici görevlendirmelerle geçiştirilmektedir. Birçok okulumuzda velilerimiz ekonomik yük altına girmek zorunda kalmaktadır. Seyreltilmiş sınıf uygulaması tam anlamıyla hayata geçirildiğinde zaten var olan öğretmen ihtiyacı ciddi düzeyde artacaktır. Zaman zaman temaslı veya hasta olabilecek öğretmenlerimizi de düşündüğümüzde öğretmen ihtiyacının giderilmesi için, bir an önce ve en az yüz bin öğretmen atamasının yapılması oldukça önemlidir” denildi.

OKULLARA EK BÜTÇE TAHSİS EDİLMELİ

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan da sadece öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının değil, servis ve kantin görevlilerinin de aşı ve Kovid-19 takiplerinin yapılmasını istedi. Salgın koşullarının gerektirdiği tedbirleri almak için okullarımıza ek bütçe tahsis edilmesini isteyen Geylan, “Teneffüs süreleri uzatılmalı, sınıflar sıklıkla havalandırılmalı, ders süreleri uzaktan eğitimde olduğu gibi 30 dakika olarak ayarlanmalıdır. Maske başta olmak üzere Kovid tedbirlerinin gerektirdiği malzemeler yeterli sayıda temin edilmelidir. Öğrenci sayısı çok olan okullara daha az öğrenci sayısına sahip olan ve fiziki imkanları müsait olan okulların sınıfları tahsis edilmelidir. Her eğitim bölgesine mobil sağlık ekibi tahsis edilerek hem okullarımızda sağlık tedbirlerinin alınması sağlanmalı hem de öğrencilerin Kovid-19 takipleri yapılmalıdır” dedi.

PCR TESTİ ZORUNLULUĞU ANLAMSIZ BİR UYGULAMA

Zorunlu PCR testi tartışmalarına tepki gösteren Geylan, “Bu uygulanabilir değil. Öğrencinin ailesinin, kullandığı toplu taşıt aracının şoförünün, alışveriş yaptığı mahalle bakkalının, otobüste yanında oturduğu yolcunun, akşam oturmaya gelen komşusunun, parkta oynadığı arkadaşının ve arkadaşının ailesinin PCR testi ile Kovid takibini yapamayacaksınız. Ancak öğretmeninden zorunlu test yaptırmasını isteyeceksiniz. Bu, hem anlamsızdır hem de amaca hizmet eden bir uygulama olmayacaktır” dedi.

OKULLARIN YARDIMCI PERSONEL SIKINTISI VAR

Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir-Sen Elazığ Şube Başkanı İbrahim Bahşi de okullarda yardımcı personel eksikliği bulunduğunu belirterek, “Yardımcı hizmetler personel sıkıntısı her dönem yaşanan bir sıkıntı. Bu sıkıntıyı gidermek için Toplum Yararına Çalışma Programı kapsamında İş-Kur personeli görevlendirilmesi yapılıyordu. Ancak bu görevlendirmelerin okullar eğitim – öğretim yılına başlamadan önce yapılması gerekirken, okullar açıldıktan bir aydan daha fazla bir süre sonra yapılıyor. Hal böyle olunca okullarda temizlik ve hijyen problemi giderek artıyor” dedi.

SERVİS ŞOFÖRLERİNİN UYUŞTURUCU TESTİ POZİTİF ÇIKTI

Öğrenciler gibi yüzbinlerce servis şoförü de 6 Eylül’de işbaşı yapacak. Yeni eğitim öğretim yılına sayılı günler kala İstanbul’da servis şoförü adaylarına yapılan “uyuşturucu bağımlılığı testi” korkutucu sonuçlar ortaya çıkardı. 141 bin servis şoförü adayından 5 bin 315’i pozitif çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilisi yaptığı açıklamada 141 bin 350 servis şoförü adayına uyuşturucu bağımlılığı testi yapıldığını ve 5 bin 315 kişinin testinin pozitif sonuç verdiğini ifade etti. Bu oran servis şoförü adaylarından yüzde 4’ünün uyuşturucu kullanıcısı olduğunu ortaya koydu.

 

TÜİK’e göre ekonomiye güven arttı ancak vatandaş TL yerine Bitcoin ve dolar aldı

Okullar 6 Eylül’de eğitime sorunlarla ‘merhaba’ diyecek yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Almanya’dan Ziraat Bankası’na ağır cezalar geldi

Alman Bankacılık Denetleme Kurulu (BaFin), Ziraat Bankası’na tarihte görülmemiş ağır cezalar kesti. Bankanın kredi vermesi ve mevduat toplaması kısıtlandı. Ankara’nın teklif ettiği 4 genel müdür adayı da reddedildi. Gerekçe olarak Varlık Barışı adı altında Türkiye’ye sokulan kaynağı belirsiz paralar gösterildi.

BOLD – Merkezi Almanya’nın Frankfurt Kenti’nde bulunan Ziraat Bankası’na (Ziraat Bank International AG), Alman bankacılık tarihinde eşi benzeri görülmemiş yasaklarla, kısıtlamalar getirildi ve ağır para cezası kesildi.

Mevduat kısıtlaması ile büyük kredi yasağını da kapsayan ve bankanın kapatılmasına eşdeğer nitelikteki cezaları gerekçesi, yüz milyonlarca avroyu bulan yüksek miktardaki kredilerde uyumsuzluk, mevduat toplamadaki şüpheler olarak açıklandı.

DAHA ÖNCE HİÇBİR BANKAYA VERİLMEYEN CEZALAR

Sözcü’den Ali Gülen’in haberine göre BaFin, Türkiye’nin en büyük bankası olan ve Almanya’da 7 şubesi bulunan Ziraat Bankası’na başlattığı denetimlerden sonra sert kararlar aldı. Türkiye’den sırayla gönderilen 4 genel müdürü de reddeden BaFin, bir açıklama yayınladı. Gizlilik kuralları gereği bankanın adı açıklanmadı ancak bu cezaların, bir süre önce BaFin tarafından denetlenen Ziraat Bank International AG’ye verildiği biliniyor. BaFin’in 26 Ağustos 2021 tarihli kararlarının, Almanya tarihinde şu ana kadar hiçbir banka için verilmemiş kararlar olduğu görülüyor.

TÜRKİYE’YE KREDİ VE VARLIK BARIŞIYLA GİREN KAYNAĞI BELİRSİZ PARALAR

Almanya bankacılık tarihinde görülmemiş bu cezaların nedenleri, bankanın 2017’den beri verdiği kredilerin sonuçlarında ve son yıllarda Türkiye’ye kaynağı belirsiz şekilde para aktarımında yatıyor.

GÖRGÜLÜ KARDEŞLER AYRINTISI

Türkiye’deki çeşitli şirketlere Almanya’daki Ziraat Bankası üzerinden kredi verilmesi cezanın sebeplerinden sadece biri. Ancak GTI Reisen ile Almanya’da hakkında dava açılan Görgülü kardeşlerin açığını kapatmak için Rusya’dan 10 milyon Euro getirtilmesi en önemli ceza gerekçesi olarak belirtiliyor. Ayrıca ‘Varlık barışı’ nedeniyle banka üzerinden son iki yılda, denetimsiz- sorgusuz paralar gönderilmesi bu ağır cezalara yol açtı. Ziraat Bankası’na verilen bu cezalar ayrıca yüksek faiz talebiyle para toplamasını da kapsıyor.

DİPLOMATİK KRİZ OLMASIN DİYE KAPATILMADI

Uzmanlar, ‘bu ağır cezaların banka kapatmaya eşdeğer olduğunu, ancak Türkiye ile diplomatik bir sorun yaşanmaması için Ziraat’in kapatılmadığı ama elinin- kolunun kırıldığı’ yorumlarını yapıyor.

KAPATILMADAN BİR ÖNCEKİ ADIM

Bankanın kapatılmasından bir önceki adım niteliğindeki kararlar şöyle;

1) Ziraat Bank AG‘ye “Büyük miktarlarda kredi” verme yasağı getirdi. Artık Türkiye’den ipotek karşılığı milyonlarca Euro’luk krediler verilemeyecek.

2) Ayrıca, bankanın yüksek miktarlarda mevduat alması, piyasa üzerinde faiz vermesi yasaklandı.

3) Kurul, yönetimi uyardı ve Türkiye’deki Ziraat Bankası tarafından çeşitli aralıklarla gönderilen dört genel müdürü de reddetti.

4) BaFin tüm bankacılık işlemlerinde bankanın daha fazla öz sermaye kullanımını kararlaştırdı ve idari işlemler için özel maddi garantiler talep etti.

5) Ayrıca bankaya yüksek miktarda para cezası kesildi.

ALMANYA’DA 7 ŞEHİRDE ŞUBELERİ VAR

Türkiye’nin aktiflerine göre en büyük bankası olan Ziraat Bankası’nın Almanya’daki birimi Ziraat Bank International AG’nin 250 milyon euronun üzerinde özkaynağı ve 114 çalışanı bulunuyor. Bankanın Almanya’da Berlin, Duisburg, Frankfurt, Hamburg, Hannover, Köln ve Münih’te şubeleri bulunuyor.

TÜİK’e göre ekonomiye güven arttı ancak vatandaş TL yerine Bitcoin ve dolar aldı

Almanya’dan Ziraat Bankası’na ağır cezalar geldi yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Sedat Peker’den Türkiye’ye iade açıklaması: Hiçbir ülke alamaz

Sedat Peker, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Birleşik Arap Emirlikleri Ulusal Güvenlik Danışmanı al-Nahyan’la geçen hafta görüşmesi sonrası iadesiyle ilgili iddialarla ilgili paylaşım yaptı. Peker, “Uluslararası hukuka göre beni bulunduğum ülkeden hiçbir ülke alamaz” dedi. 

BOLD – Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, yaptığı paylaşımla şu an bulunduğu Birleşik Arap Emirliklerinden hiçbir ülkenin kendisini alamayacağını öne sürdü.

HAKKIMDA KIRMIZI BÜLTEN KARARI YOK

Sosyal medya hesabından yeni paylaşımlarda bulunan Peker, Birleşik Arap Emirlikleri’nin 15 Temmuz darbe girişimi desteklediği gerekçesiyle bu ülkede olmasını eleştirenler için ise ağır ifadeler kullandı. Birleşik Arap Emirlikleri’nde oturum hakkı olduğuna dikkat çeken Peker, “Hakkımda çıkarılmış herhangi bir kırmızı bülten kararı yok, uluslararası hukuka göre beni bulunduğum ülkeden hiçbir ülke alamaz” ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN NAHYAN’I ÖZEL OLARAK KABUL ETTİ

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Sedat Peker’in bulunduğu Birleşik Arap Emirlikleri’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Sheikh Tahnoun bin Zayed al-Nahyan’ı geçen hafta kabul etti. Peker’in video çekmesini engelleyen kişi olarak da bilinen Nahyan’ın bu ziyareti Peker’in Türkiye’ye iadesi konusunu da gündeme getirdi. Mayıs ayında başladığı video çekimlerine haziran ayında suikast riskinin yanı sıra, Türkiye’nin baskısı nedeniyle ara veren Peker, Twitter’da paylaşım yapmaması konusunda da ciddi olarak uyarılıyor.

PEKER “YENİ BİR YOL BULACAĞIZ” DEMİŞTİ

Birleşik Arap Emirlikleri’nde “güvenlik” gerekçesi ile video yayınlamadığını sık sık belirten Peker, son yaptığı paylaşımların birinde sessiz kaldığı yönündeki eleştirilere gönderme yaptı. Peker, paylaşımında “Ya bir yol bulacağız, eğer ki bir yol bulamazsak yeni bir yol açacağız.”-Kartacalı Hannibal. Bu sözlerin haricindeki herhangi bir şıkkı kabul etmek benim yaratılışıma asla uygun değildir” dedi. Bu paylaşım Peker’in yeni bulunduğu ülkeden çıkıp yeniden video paylaşımına başlayacağı yorumlarına neden oldu.

“14 HAZİRAN SONRASINA BIRAKIYORUM, SÖZ, NAMUS ÇEKECEĞİM”

Sedat Peker, 6 Haziran Pazar günü yayınlayacağı videoda “Tayyip abi ile helalleşeceğiz” demiş, ancak “helalleşme olacak” dediği videoyu AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile 14 Haziran’da yaptığı görüşmesinden sonra yayınlayacağını açıklamıştı. Bu konu ile ilgili Twitter’dan paylaşım yapan Peker, “Bazı maaşı namusu kadar olan gazeteciler, benim bu pazar Tayyip abiyle helalleşmek için çekeceğim videoyu 14 Haziran’da Sayın Joe Biden ile yapacağı görüşmede Tayyip abinin elini zayıflatmak için çekeceğimin propagandasını yapmaktalar. Yani bana ajan diyorlar Tayyip abiyle helalleşme videosunu 14 Haziran sonrasına bırakıyorum ama söz namus çekeceğim. Bu pazar para alan milletvekilini, pambıköreni ve süslü sülümanı kibrit kutusuna sokacağım. Kırk yaşından genç kardeşlerim bu hafta çok eğleneceğiz hem de çok” dedi. Ama aradan geçen 2.5 aylık süreçte ne video ne de yazılı olarak bir helalleşme gerçekleşmedi.

 

Cezaevleri doldu: Adalet Bakanlığı evde hapis için 3 bin elektronik kelepçe alacak

Sedat Peker’den Türkiye’ye iade açıklaması: Hiçbir ülke alamaz yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

KHK ile kapattıkları Samanyolu TV’nin Üsküdar’daki binasını yıktılar

AKP hükumeti, tarafından önce Türksat uydusunda çıkartılan ve yayın yapması engellenen, 15 Temmuz’un ardından da KHK ile kapatılan Samanyolu TV’nin Üsküdar’daki binası iş  makineleriyle yıkıldı. Üsküdar’daki arsaya öğrenci yurdu yapılacağı belirtildi.

BOLD – Yaklaşık 2 bin 500 metrekarelik üç parsel üzerinde bulunan eski Samanyolu TV binası, Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün 8 Haziran 2017 tarihli yazısı ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne tahsis edilmişti.

Eski AKP Milletvekili Prof. Dr. Cevdet Erdöl’ün rektörü olduğu Sağlık Bilimleri Üniversitesi 2 Haziran 2021 tarihli yazı ile Üsküdar Belediyesi’ne başvurmuştu.

Üniversitenin Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı tarafından yapılan incelemede statik açıdan riskli olduğunun tespit edildiği bildirilmişti. Yapının öğrenci yurdu olarak yeniden değerlendirilmesinin önerildiği kaydedildi.

Riskli yapının öğrenci yurdu olarak kullanılabilmesi için belediye ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi arasında ortak işbirliği protokolü imzalanması talep edilmişti.

Üsküdar Belediyesi, ağustos ayı içerisinde binanın yıkımını tamamladı. İlerleyen günlerde öğrenci yurdu inşaatının başlaması bekleniyor.

Gülen Hareketi’ne yakın yayın organı Samanyolu TV, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmasının ardından AKP hükumeti tarafından hedef alınmıştı. 2016 yılında Türksat uydusundan ve dijital platformlardan çıkartılan ve yayın yapması engellenen Samanyolu TV, 15 Temmuz’un ardından da KHK ile tamamen kapatılmıştı.

AKP’li eski Bakan Erdoğan Bayraktar: Sorgulamayan toplumlar kandırılmaya mahkumdur

KHK ile kapattıkları Samanyolu TV’nin Üsküdar’daki binasını yıktılar yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

TÜİK’e göre ekonomiye güven arttı ancak vatandaş TL yerine Bitcoin ve dolar aldı

Ekonomik güven endeksi ağustosta aylık bazda yüzde 0,7 artarak 39 ayın en yüksek değeri olan 100,8’e yükseldi. Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği gösterirken, halkın kripto para ve bankalardaki döviz mevduatlarının büyük çoğunluğunun dolar olması dikkat çekti.

BOLD – Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre Ağustos ayı ekonomik güven endeksi 100,8’e çıktı. TÜİK’in yaptığı açıklamada Temmuz ayında 100,1 olan ekonomik güven endeksinin Ağustos ayında 0,7’lik artış göstererek 100,8 değerine çıktığı belirtildi.

SON 39 AYIN EN İYİ DEĞERİ

Ekonomik güven endeksi aylık bazda yüzde 0,7 artarak 39 ayın en yüksek değeri olan 100,8’e yükselirken, TÜİK’in açıklamasında endeksteki yükselişin imalat sanayi, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektöründeki güven iyileşmesine bağlı olarak gerçekleştiği ifade edildi. TÜİK verilerine göre reel kesim güven endeksi Temmuz ayına göre Ağustos ayında 0,1 artış göstererek 112,2’ye, hizmet sektörü güven endeksi 1,2 artarak 116,1’e, inşaat sektörü güven endeksi 7,1 artarak 92,4’e ve perakende ticaret sektörü güven endeksi 0,6’lık artışla 110,3’e yükseldi. Tüketici güven endeksi ise 1,6’lık düşüşle 78,2’ye indi.

TL’YE GÜVEN OLMADIĞI İÇİN KRİPTO PARA İŞLEMLERİNDE PATLAMA YAŞANIYOR

TÜİK, ekonomiye güvenin arttığını açıklasa da İngiliz dergisi The Economist, Türk vatandaşlarının ekonomiye güvenmediğini öne sürdü. Merkez Bankasının kaybolan 128 milyar dolarını analiz eden dergi, paraların AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın döneminde harcandığını belirterek, “Türkler ülke ekonomisine güvenmediği için kripto para işlemlerinde patlama yaşanıyor” tespiti yaptı. TL’deki değer kaybının Türklerin satın alma gücünü tükettiğine dikkat çekilen analizde, birçok kişinin tasarruflarını TL yerine dolarda tuttuğuna vurgu yapıldı. Yazıda, yabancı para mevduatının toplam mevduatın yarısından fazlasını oluşturduğuna dikkat çekildi.

YOKSULLAŞAN, UMUTSUZ İNSANLAR İNTİHAR EDİYOR

İntiharlarla ilgili rapor hazırlayan CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer, “Biz intihar vakalarına ilişkin verdiğimiz soru önergelerinin hiçbirine yanıt alamıyoruz. Zaten cevap da alsak verilen rakamların doğru olduğunu düşünmüyoruz. Nisan ayında intihar sayısının 129’a yükseldiğini tespit ettik” dedi. Topladıkları sayılardaki artışa dikkat çeken Taşçıer, “Net nedeni tespit etmemiz zor ama gördüğümüz kadarıyla ekonomik krizin daha da derinleşmesi, salgının meydana getirdiği sıkıntılar ve sürecin yönetilememesi, geleceğe dair umutsuzluk gibi faktörlerin etkili olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

CUMHURİYET TARİHİNİN EN HIZLI YOKSULLAŞMA DÖNEMİNİ YAŞIYORUZ

Cumhuriyet’ten Tuğba Özer’e konuşan Psikiyatr Cemal Dindar ise Cumhuriyet tarihinin en hızlı yoksullaşma döneminin yaşandığını belirterek, “Günümüzde iktidardan ve yönetme biçiminden pay alan bir azınlık dışında çoğunluğun içinde bulunduğu toplumsal ruh hali; umutsuzluk, çaresizlik ve çıkışsızlık hissi. Cumhuriyet tarihinin en hızlı yoksullaşma dönemlerinden birini, belki de birincisini yaşıyoruz. Geçenlerde duyduğum bir sözle, topluma da hayal pilavı öneriyorlar. Fakat insanlar evine aş götüremez hale gelince büyük bir incinme yaşıyorlar. Yarının belirsizliği de korkuya dönüşüyor, bir insanın ömrüne omurga olabilecek umut ilkesi çöküyor. Bunların karşılığı, intihar eden yurttaşlarımızın geride bıraktığı sözlerde. Büyük bir ruhsal acı var” dedi.

İNTİHARLARDA EKONOMİK SEBEPLER ÇOK BÜYÜK FAKTÖR

Başkent Üniversitesi ve Türk Psikologlar Derneği’nden sosyal psikolog Prof. Dr. Doğan Kökdemir de “İntiharların sebebi yoksulluk, stres, hayattaki başka bir problem olabilir, tek bir isimle nitelendirdiğinizde yanlış yapıyor olabilirsiniz. Olası intihar sebeplerinde tabii ki ekonomik sebepler çok büyük bir faktör. Kendisini çaresiz hisseden, çıkış yolu bulamayan insanlar ne yazık ki aslında çözüm de olmayan bu yöntemi gerçekleştiriyor olabilir. Ama bizim yine de bunu yoksulluk eşittir intiharmış gibi aksetmememiz gerekiyor” dedi.

EKONOMİK GÜVEN ENDEKSİ NEDİR?

Tüketici Güven Endeksi tüketicilerin kişisel mali durumları ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ve gelecek dönem beklentileri ile yakın gelecekteki harcama ve tasarruf eğilimlerinin ölçmeyi amaçlayan bir gösterge. Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. TÜİK bu endeksin ekonomik büyümeye ilişkin olarak diğer ekonomik göstergelere kıyasla daha erken bilgi sağlaması nedeniyle öncü bir gösterge olduğunu belirtiyor.

 

“Gizli el” ucuz dolar topluyor

TÜİK’e göre ekonomiye güven arttı ancak vatandaş TL yerine Bitcoin ve dolar aldı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Cezaevleri doldu: Adalet Bakanlığı evde hapis için 3 bin elektronik kelepçe alacak

Türkiye’de AKP hükumeti, muhaliflere yönelik tutuklamalarla cezaevlerini doldurdu. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptırdığı yeni cezaevleri uluslar arası medyaya haber oldu.  Bugün de Adalet Bakanlığı’nın 3 bin adet elektronik kelepçe alım ihalesi Resmi Gazetede yayımlandı.

BOLD ÖZEL –2020’de çıkarılan infaz yasası değişikliğiyle 100 bine yakın kişinin tahliye olduğu cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 290 bine ulaştı. Cezaevleri dolunca AKP hükumeti, denetimli serbestlik adıyla ikamet dışına çıkmama cezası için elektronik kelepçe ihalesine çıktı.

Resmi Gazetenin Arttırma Eksiltme İlanları bölümünde yayımlanan ihale ilanında elektronik izleme sistemi alımı yapılacağı duyuruldu. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü 2022-2024 döneminde izleyeceği 3 bin yükümlü için ihaleye çıktı.

30 AY BOYUNCA TAKİP YAPACAK

Satın alınacak ürünlerle şüpheli, hükümlü ve mağdurlar 30 ay boyunca takip edilecek. 915 takvim gününe denk gelen sürede 2 bin 610 ev hapsi ünitesi, 325 anlık takip ünitesi, 60 mağdur ünitesi, 5 alkol ünitesi alınacak. Bu sistemler Adalet Bakanlığı personelince Adliye’de işlem gören vatandaşlarda kullanılacak.

DENETİMLİ SERBESTLİK KANUNU KAPSAMINDA

Elektronik izleme şüpheli, sanık veya hükümlülerin elektronik yöntem ve araçlarla toplum içinde izlenmesini sağlıyor. Elektronik kelepçe olarak bilinen yöntem 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 15/A maddesine göre uygulanıyor. Kanunda yer alan; “Şüpheli, sanık ve hükümlülerin toplum içinde izlenmesi, gözetimi ve denetimi elektronik cihazların kullanılması suretiyle de yerine getirilebilir.” hükmü gereğince yerine getiriliyor.

CEZA İNFAZLARI DA BU YOLLA YAPILIYOR

Elektronik izleme adli kontrol tedbirlerinin yanı sıra şu suçlarda kullanılıyor:  Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım (TCK 50), hükmün açıklanmasının geri bırakılması (CMK 231), hapis cezasının konutta çektirilmesi (CGTİHK 110), denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazı (CGTİHK 105/A) ve mükerrerlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri (CGTİHK 108) kararları.

2012’DE BAŞLATILDI, 5 BİN KİŞİ ANLIK İZLENİYOR

Türkiye’de 25 Şubat 2012 tarihinde elektronik izleme sistemine ilişkin pilot uygulamalar yapıldı. 20 Ocak 2013 tarihinde Elektronik İzleme Merkezi kuruldu. Adalet Bakanlığı verilerine göre izleme merkezi, aynı anda 5.000 kişiyi izleyecek kapasiteye sahip. Çalışan personelin yükümlülerle yaptıkları görüşmeler kayıt altına alınıyor. Sistemin veri güvenliği ise UYAP bilişim sisteminin denetimi altında tutuluyor.

Eski emniyetçi Ömer Köse’nin eşi tutuklanmadan “tutuklandı” haberi yapıldı

Cezaevleri doldu: Adalet Bakanlığı evde hapis için 3 bin elektronik kelepçe alacak yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li eski Bakan Erdoğan Bayraktar: Sorgulamayan toplumlar kandırılmaya mahkumdur

17-25 yolsuzluk operasyonları sonrası istifa eden ve dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ı istifaya davet eden eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yaptı. Bayraktar, “Hiç bir şeyi sorgulamayanlardan oluşan toplumlar sürekli kandırılmaya mahkumdur” dedi. 

BOLD – Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, sosyal medya hesabından dikkat çeken paylaşımlarda bulundu. Bayraktar’ın yaptığı paylaşımlar AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile AKP’ye mesaj olarak yorumlandı.

SORGULAMAYAN TOPLUMLAR KANDIRILMAYA MAHKUMDUR

Bayraktar, ilk paylaşımında “İlahi nizamda bir erdem olan sorgulamadan kayıtsız şartsız iman etme ilkesini beşeri sistemlerde de uygulamaya kalkarsanız sonuç hiç verimli olmaz. Hiç bir şeyi sorgulamayanlardan oluşan toplumlar sürekli kandırılmaya mahkumdur” dedi. Eski Bakan Bayraktar, ikinci paylaşımında ise “Tavassutla iş yapmanın birçok mahsurları var… Referanslara ve de verilere bakılmalı. Nasıl iş yapabilirim, nasıl faydalı olurum diye mücadele edenler varken; açıkgözler, tatlı su kurnazları, tüfekçiler, çöp çatanlar ve çalışmadan edinenler bitiriyor bizi…” diye yazdı. Bayraktar’ın bu paylaşımları ise Erdoğan’a ve AKP’ye bir mesaj olarak yorumlandı.

AZ BİLİRSEN İYİ UYURSUN

Erdoğan Bayraktar, Erdoğan’ın geçen ay Kıbrıs dönüşü hasta ve yorgun olarak ekranlara çıkmasının ardından 24 Temmuz günü yaptığı paylaşımda ise “Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun.’ der Gorki: İzahını Sartre yapar; ‘Uyursan gece biter, uyuyamazsan sen.’ Son noktayı Freud koyar: ‘Çok uyumak kaçmaktır, uyuyamamaksa yakalanmak” dedi. Paylaşım, yorgun ve uykusuz olan Erdoğan’a mesaj olarak yorumlandı.

DOSTLARIYLA UĞRAŞANLAR DÜŞMANLARINA SAVAŞI KAYBEDER

Erdoğan Bayraktar, AKP ve Erdoğan’a yönelik olarak nitelendirilen mesajlarından birini de ABD Başkanı Joe Biden ile görüşme yaptığı gün olan 14 Haziran’da attı. Bayraktar mesajında “Birisiyle arkadaşlık veya dostluk kurduysan, onunla hiçbir zaman uğraşma! Zira dostlarıyla uğraşanlar düşmanlarıyla olan savaşı kaybetmeye mahkumdur” dedi. 30 Mayıs tarihli paylaşımında Bayraktar, “Tavassutla iş yapmanın birçok mahsurları var… Referanslara bakmak, verileri incelemek ve liyakati dikkate almak iyidir. Açıkgözler, tatlı su kurnazları, tüfekçiler, çöp çatanlar ve çalışmadan edinenler bitiriyor bizi…” ifadelerini kullandı. Bayraktar’ın bu paylaşımı AKP içindeki tartışmalara bir gönderme olarak yorumlandı.

İSTİFA EDİP ERDOĞAN’I İSTİFAYA DAVET ETMİŞTİ: “BAŞBAKAN’IN ONAYIYLA YAPILDI”

17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası 25 Aralık günü NTV canlı yayınına katılıp istifa eden ve dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ı da istifaya davet eden Bayraktar’ın o gün yaptığı açıklama şöyle: ”Ben müsaadenizle basın açıklaması şeklinde çok kısa ifadelerde bulunmak istiyorum. 17 Aralık tarihinde yapılan operasyon dosyasında şahsımı rencide edecek veya izah edemeyeceğim hiçbir husus yok. Ancak Sayın Başbakan’ın istediği Bakanla çalışmak veya istediği bakanı görevden almak en tabi hakkıdır ve yetkisidir. Fakat ‘rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyonu yayınlayınız’ şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Etmiyorum çünkü, soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın onayıyla yapıldı. Bu minval üzere bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi açıklıyorum. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletime saygılar sunuyorum.”

ERDOĞAN BİRÇOK KEZ ALDATILDIĞINI SÖYLEYİP ÖZÜR DİLEMİŞTİ

Erdoğan Bayraktar’ın son paylaşımındaki “Hiç bir şeyi sorgulamayanlardan oluşan toplumlar sürekli kandırılmaya mahkumdur” cümlesi akıllara sürekli aldatıldığını söyleyip milletten özür dileyen Erdoğan’ı akıllara getirdi. Erzurum mitinginde “Biz bugüne kadar hiçbir zaman ne aldatan olduk ne aldanan olduk” diyen Erdoğan, daha önce birçok kez aldandığı, yanıldığını söylemişti. Erdoğan’ın kendisini aldattıklarını öne sürdüğü isimler arasında ABD başkanları Barack Obama, Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Merkel, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed, Mesut Barzani, Reza Zarrap, Gülen Hareketi, Avrupa Birliği, HDP bulunuyor

 

“Gizli el” ucuz dolar topluyor

AKP’li eski Bakan Erdoğan Bayraktar: Sorgulamayan toplumlar kandırılmaya mahkumdur yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

27 Ağustos 2021 Cuma

“Gizli el” ucuz dolar topluyor

Ekonomi Yazarı Turhan Bozkurt, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’nda beklenen “faiz mesajını vermediğine dikkat çekerek, gizli bir elin dolar topladığına dikkat çekti. İşte Bozkurt’un piyasalarla ilgili yorumları…

BOLD – Ekonomi Yazarı Turhan Bozkurt, piyasalarla ilgili dikkat çeker yorumlarda bulundu. ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’nda beklenen “faiz mesajını vermediğini belirten Bozkurt, borsalarda satış baskısını daha da artıracak ve altın için yükseliş anlamına gelecek mesajlar veren Powell’ın, “Tahvil alımlarını azaltmaya bu yıl başlamak uygun olabilir. Tahvil alımlarında azaltım doğrudan faiz artırım zamanlaması sinyali değil” dediğine dikkat çekti.

EURO DAR BİR BANDA SIKIŞTIRILDI

Fed’in duruşunda dün ile bugün arasında teknik olarak keskin bir dönüş olmadığını belirten Bozkurt, “Piyasalar için ana parametre “faiz artışı” işareti olacaktı. O da henüz verilmedi. Powell’ın ayağını gazdan çekmesi Dolar Endeksi’ni 91’e doğru çekse de kalıcı bir düşüş olmaz. Euro/dolar 1,19’a hamle yapsa da dar bantta sıkışır. Dolar/TL’de hızlı iniş için son açıklamalar yeterli değil. Belirsizlik ve yüksek enflasyon döneminde altın parlayacak. Euro da 10 TL eşiği geçmemesi için dar bir bantta sıkıştırıldı. Altının ons (31,10 gram) fiyatı 1.811 eşiğini de geçti. 24 ayar altının gramı 491 TL’ye yükseldi. Gümüş de yükselişte” dedi.

 

 

 

Eski emniyetçi Ömer Köse’nin eşi tutuklanmadan “tutuklandı” haberi yapıldı

“Gizli el” ucuz dolar topluyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Eski emniyetçi Ömer Köse’nin eşi tutuklanmadan “tutuklandı” haberi yapıldı

7 yıldır tutuklu olan ve tek kişilik hücrede tutulan Eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse’nin eşi Semra Köse, İstanbul’da gözaltına alındı. Semra Köse ile ilgili daha hakim karşısına çıkarılmadan “tutuklandı” haberleri yapılmasına Avukatı Sümeyra Bulduk tepki gösterdi.

BOLD –  Ağustos 2014’ten beri tutuklu olan Eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse’nin eşi Semra Köse, İstanbul’da gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Köse hakkında hakimin karşısına çıkarılmadan “tutuklandı” diye haber yapıldı.

ÜYE OLMAKTAN TUTUKLADI

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri Ümraniye’de eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Ömer Köse’nin eşi Semra Köse’yi gözaltına aldı. Bylock iddiasıyla gözaltına alınan Köse, emniyetteki işlemlerinin ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. “Terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklanma talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edilen ve saat 19.30 gibi hakim karşısına çıkarılan Köse, “Terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

TUTUKLANMADAN TUTUKLANDI HABERİ YAPILDI

Semra Köse’nin Avukatı Sümeyra Bulduk, müvekkililin daha hakim karşısına çıkarılmadan “tutuklandı” şeklinde haberlerin yapılmasına tepki gösterdi. Bulduk, sosyal medya hesabından “Müvekkilim Semra Köse ile saat 18:05 itibariyle hala sorgu için beklememize rağmen “Tutuklandı” şeklinde ve gizlilik kararı olan dosyada gerçek dışı iddialarla haber yapılması, henüz savunmamız dahi alınmamışken kararın önceden verildiğini ortaya koymuştur. Artık sözümüz kalmadı” dedi.

 

 

Dünyanın en güvenli şehirleri listesinde İstanbul gerilerde

Eski emniyetçi Ömer Köse’nin eşi tutuklanmadan “tutuklandı” haberi yapıldı yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Dünyanın en güvenli şehirleri listesinde İstanbul gerilerde

“Dünyanın En Güvenli Şehirler Listesi”nde İstanbul, 60 büyük şehir arasında kendisine 37. sırada yer buldu. İstanbul, adalet sistemi kapasitesinden suç oranlarına, sosyal uyumdan ortak değerlere kadar birçok konunun göz önünde bulundurulduğu kişisel güvenlik kategorisinde ise 48. sıraya geriledi. 

BOLD – Dünya çapında 60 büyük şehri 76 gösterge üzerinden analiz eden “Dünyanın En Güvenli Şehirler Listesi” açıklandı. İstanbul’un da yer aldığı listenin genel sıralamasında Danimarka’nın başkenti Kopenhag başı çekerken, Kanada’nın Toronto kenti ikinci, Singapur ise üçüncü sırada yer aldı. İstanbul ortalamanın altında kaldı.

İSTANBUL 60 BÜYÜKŞEHİR ARASINDA 37. OLDU

Euronews’in haberine göre geniş çaplı araştırmalar ve uzmanlarla yapılan kapsamlı mülakatlar sonucundaki değerlendirmeler bu yılki listede beş kategoride düzenlendi. Sağlık, dijital, altyapı, kişisel ve çevresel güvenlik kategorilerinde ayrı ayrı değerlendirmede bulunan listenin genel sıralamasında İstanbul ortalamanın altında kalarak 37. sırada yer aldı. The Economist Intelligence Unit tarafından hazırlanan listenin değerlendirmesine Kovid-19 salgını damgasını vurdu. 2021 yılında kent güvenliği açısından bakıldığında öncelikli konu sağlık güvenliği olarak ortaya çıktı.

İSTANBUL KİŞİSEL GÜVENLİKTE 48. SIRADA

Adalet sistemi kapasitesinden suç oranlarına, sosyal uyumdan ortak değerlere kadar birçok konunun göz önünde bulundurulduğu kişisel güvenlik kategorisinde kentlerin bu konuda neler yaptığı incelendi. Buna göre suça karşı veri tabanlı teknik kullanımı, silah düzenlemeleri ve uygulamaları, terör, askeri çatışma ve sivil ayaklanma tehdidi, kişi başına düşen polis, savcı, hakim ve yargı personeli sayısı, sosyal güvenlik açısından aile içi şiddet ve cinsel tacizle ilgili kanunlar değerlendirildi, adli ve şiddet suçların tekrarlanma sıklığı, organize suçlar, terör saldırılarının şiddeti, madde kullanımıyla bağlantılı ölümler, yolsuzluk düzeyi, sözleşmelerin yürütülebilirliği, gelir dağılımı düzeyi, kadın cinayetleri oranı ve aile içi şiddetin tekrarlanma sıklığına bakıldı. Bu kategoride İstanbul 48. sırada yer aldı.

EN GÜÇLÜ ŞEHİRLER SIRALAMASINDA 34.

Dünya Ekonomik Forumu, Kentsel Stratejiler Enstitüsü ile dünyanın en güçlü şehirleri raporunda ise İstanbul 34. sırada yer almıştı. Raporda İstanbul,  yaşanabilirlik, çevre ve ulaşım açısından çok önemli sorunları olsa da, güçlü ekonomisi ve güçlü kültürel altyapısıyla öne çıktı. Ekonomi, Ar-Ge, yaşanılabilirlik, kültürel etkileşim, çevre ve ulaşım gibi şartların birlikte değerlendirildiği listede zirveyi Londra alırken, Londra’nın ardından ikinci sırayı New York alırken, üçüncü sıradaki Tokyo aldı. Avrupa’dan Paris, Amsterdam ve Berlin ilk ona giren diğer şehirler oldu.

UYUŞTURUCU KULLANIMINDA ÖN SIRALARDA

İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık, İstihbarat, Harekât ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığı (KİHBİ) ve Yeşilay’ın ortaklaşa yürüttüğü “Atık Su Analizi” raporunda İstanbul’da birçok uyuşturucu türünün yüksek miktarda kullanıldığı ortaya çıktı. Araştırmada İstanbul’un birçok Avrupa şehrini uyuşturucu kullanımında geride bıraktığı tespit edildi. Ortaya konan verilere göre İstanbul kokain kullanımında Helsinki, Oslo, Stockholm gibi şehirleri ve eroin kullanımında ise Barselona’yı geride bıraktı.

 

Okullar açılıyor, düğünler serbest: Cezaevlerinde 1,5 senedir açık görüş yasak

Dünyanın en güvenli şehirleri listesinde İstanbul gerilerde yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Ankesör telefon gözaltıları jandarmayla sürüyor

Türk Silahlı Kuvvetlerinde Gülen Hareketi’ne yönelik 15 Temmuz sonrasında başlatılan gözaltılar aradan geçen 5 yılın ardından devam ediyor. Son olarak ankesörle arandıkları gerekçesiyle Ankara merkezli 32 ilde 41 Jandarma Genel Komutanlığı personeline yönelik gözaltı kararı verildi.

BOLD – Jandarma Genel Komutanlığı’na yönelik 5’i aktif görevde, 36’sı geçici olarak görevden uzaklaştırılmış ya da ihraç edilmiş 41 astsubay hakkında gözaltı kararı verildi.

MİT DOSYA HAZIRLADI, BAŞSAVCILIK DAVA AÇTI

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ankesörle aranma soruşturması kapsamında Ankara merkezli 32 ilde 5’i muvazzaf astsubay, 41 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. 32 ilde düzenlenen operasyonda 30 kişi gözaltına alındı. Başsavcılık soruşturmanın MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğünün Gülen Hareketi mensuplarının deşifresine yönelik çalışmaları sonucu açıldığını açıkladı.

 

Dünyanın en güvenli şehirleri listesinde İstanbul gerilerde

Ankesör telefon gözaltıları jandarmayla sürüyor yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Kabil’deki IŞİD saldırısında ölü sayısı artıyor: 180 kişi hayatını kaybetti

Kabil’de Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın bulunduğu bölgede IŞİD tarafından üstlenilen saldırılarda ölü sayısı 180’i geçti, 150 kişi de yaralandı. Saldırıda 13 ABD’li asker hayatını kaybetmişti.

BOLD – Afganistan’ın başkenti Kabil’de Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın bulunduğu bölgedeki saldırılarda ölenlerin sayısı 180’i geçti, en az 150 kişi yaralandı.

Afganistan’da Taliban’ın kontrolü ele geçirmesinin ardından tahliyeler sürerken, Kabil Havalimanı’nın çok yakınında art arda patlamalar meydana geldi. Görgü tanıkları başkent Kabil’de toplamda altı patlama meydana geldiğini belirtti.

ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Sözcüsü Albay Bill Urban, Kabil Havalimanı’ndaki saldırıda ölen Amerikan askeri sayısının 13 olduğunu bildirdi. Urban, yaralı sayısının 18’e çıktığını ve yaralıların cerrahi birimlerle donatılmış özel bir C-17 tahliye uçağı ile Afganistan’dan çıkarıldığını açıkladı.

İki yetkili ise saldırıda yaşamını yitiren Afgan sayısının 169 olduğunu ve bu sayının daha da artabileceğini ifade etti. Aynı yetkililer, parçalara ayrılmış cesetlerin olduğunu ve kimlik belirleme çalışmalarının da sürdüğünü kaydederek ölü sayısının artmasının muhtemel olduğunu belirtti.

Bölgede görev yapan gazeteciler, 132 cesedin kimliğinin belirlenemediğini kaydederken, 200 yaralının da tedavi gördüğünü aktardı.

Euronews’in haberine göre Bir Taliban yetkilisi ise ölenlerden 28’inin örgüt militanı olduğunu açıkladı.

TALİBAN SALDIRIYI KINADI

Saldırıları kınayan Taliban, patlamanın ABD askerlerinin güvenliği sağladığı yerde gerçekleştiğini bildirdi.

Bölgede bulunan muhabirler ise başkenti kana bulayan saldırılarda ilk iki bombanın havalimanında patladığını kaydetti. Daha sonra 1 patlama Baba Mina, 2 patlama Şehr-i Nav’da, 1 patlama kentin başka bölgesinde meydana gelirken Darulaman Sarayı yakınlarında silah sesleri yükseldi. Ancak çatışan taraflarla ilgili bir bilgi bulunmuyor.

Başkentte duyulan 6. patlama sesinin ise ABD güçlerinin kendi ekipmanlarını imha işlemi olduğu bilgisi paylaşıldı.

Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, bombalı saldırıların dışındaki patlamaların ‘ABD güçlerinin havaalanı içinde kendi ekipmanlarını imha’ işlemi olduğunu kaydetti.

Pentagondan yapılan açıklamada, saldırı istihbaratı alındıktan sonra Taliban ile sınırlı bilgi paylaşımı yapıldığı ve bu iş birliği sayesinde bazı saldırı girişimlerinin engellendiği kaydedildi.

Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Kabil Havaalanı dışında iki patlama olmuştur. Birliğimizde herhangi bir hasar, zayiat yoktur.” denildi.

SALDIRIYI IŞİD ÜSTLENDİ

Taliban’ın hızlı şekilde yönetimi ele geçirdiği Afganistan’da gerginlik sürerken düzenlenen saldırıyı IŞİD üstlendi. Örgüt, saldırıyı düzenlediği öne sürülen militanın fotoğrafını yayınlayarak eyleme yönelik bilgiler paylaştı. Bildiride, militanın ABD askerlerinin 5 metre yakınında eylemi gerçekleştirdiği iddia edildi.

ABD ASKERLERİNİN 5 METRE YAKININDA

IŞİD, intihar eylemi düzenleyen militanın, yabancı güçler için çalışan çevirmenlerin belgelerini inceleyen ABD askerlerinin 5 metre yakınında bombayı patlattığını yazdı.

Afganistan’dan tahliyelerin hızlanmasının ardından IŞİD’in Afganistan’da faaliyet gösteren militanların intihar eylemi yapabileceği yolunda istihbarat bilgileri paylaşılmıştı.

ABD Başkanı Biden’dan Kabil açıklaması: Bedelini ödeteceğiz

Kabil’deki IŞİD saldırısında ölü sayısı artıyor: 180 kişi hayatını kaybetti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Çorum’da bir kadının Kılıçdaroğlu’na söyledikleri tepki çekti

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi kutuplaştıran söylemleri seçmenlere de yansıdı. Çorum’da temaslarda bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Nasılsınız, iyi misiniz?” sorusuna bir kadın “Çocuklarıma dokunma” diyerek yanıt verdi. Kadın, CHP Lideri’nin arkasından da “Haydi yürü, yürü” diye bağırdı.

BOLD – Kılıçdaroğlu, Çorum’daki temaslarının ardından sokakta gezdiği sırada yanında çocukları da bulunan bir vatandaşa selam vererek yaklaştı. CHP Lideri’nin “Nasılsınız, iyi misiniz?” diyerek hatır sorduğu kadın, hiç beklenmeyen bir tepki vererek yanına yaklaşılmasına izin vermedi.

KILIÇDAROĞLU’NA ‘HADİ YÜRÜ YÜRÜ’ DİYE BAĞIRDI

Sorduğu soruya “Sağ ol, çocuğuma dokunma” diye yanıt alan Kılıçdaroğlu, bu tepki karşısında geri döndü. Kadının daha sonrasında Kılıçdaroğlu’nun arkasından “Hadi yürü, yürü” diye bağırması sosyal medyada tepki toplarken

KILIÇDAROĞLU’NA DESTEK

CHP Lideri’nin saygılı ve sakin tavrını koruması ise beğeni topladı. Sosyal medyada Çorumlu kadına tepkiler çığ gibi büyüdü.

KHKlılar, Kılıçdaroğlu’na sordu: AKP mahkemelerinin kararına göre mi hareket edeceksiniz?

Çorum’da bir kadının Kılıçdaroğlu’na söyledikleri tepki çekti yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Taksiciler Odası Başkanı’na aynı mesafeye farklı tarife uygulamaktan ceza

İstanbul Havalimanı’ndan aynı mesafeye giden taksilerin farklı ücretler yazması ile ilgili yürütülen soruşturmada birçok taksiciye ceza yazıldı. Usulsüzlük yaptığı tespit edilen taksiler arasında İstanbul Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu’nun aracının da bulunduğu ortaya çıktı.

BOLD – İstanbul Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu, UKOME Toplantısı’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni (İBB) eleştirdi. Eleştiriye verilen cevapta ise Aksu’nun taksisinde yaptığı usulsüzlük gün yüzüne çıktı.

8. KEZ REDDEDİLDİ

UKOME toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bin yeni taksi plakası teklifi 8. defa reddedildi. Toplantıda İstanbul Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu’nun taksisinde yaptığı usulsüzlük gün yüzüne çıktı. İyi Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili İbrahim Özkan, sosyal medya hesabından UKOME toplantısında yaşanan tartışmanın görüntülerini paylaştı. İstanbul Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu, “Sürekli ısıtılıp ısıtılıp gündeme getiriliyor bu konu, sürekli reddolunuyor. Ya bu konuda bir çıkarınız var İBB olarak ya da bu heyetin aklıyla dalga geçiliyor” diyerek İBB’yi eleştirmek istedi.

“SİZİN TAKSİNİZ DE VAR EYÜP BEY”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir, eleştirilere cevap verirken İstanbul Taksiciler Odası Başkanı Aksu’nun taksisindeki usulsüzlüğü de açıkladı. Demir, “Yapılan denetimlerde gelen şikayetler şu şekildeydi, İstanbul Havalimanı’ndan farklı günlerde bindiğimiz ve aynı mesafeye gittiğimiz taksiler farklı ücretler yazıyor şikayetleri gelmeye başladı. Ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yaptığı denetimlerde birçok taksiciye ceza yazıldı, bunların içinde sizin taksiniz de var Eyüp Bey, değil mi?” ifadelerini kullandı.

 

 

Sağlık Bakanı’na göre yüksek riskli il kalmadı: 65 ülkeye göre ise Türkiye kıpkırmızı

Taksiciler Odası Başkanı’na aynı mesafeye farklı tarife uygulamaktan ceza yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

KHKlılar, Kılıçdaroğlu’na sordu: AKP mahkemelerinin kararına göre mi hareket edeceksiniz?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KHK’larla görevden alınan, işine son verilen herkesi görevine iade edeceği vaadinde bulundu ancak “teröre bulaşmama” şartı koştu. KHK’lılar ise Kılıçdaroğlu’na terör tanımının içerisinde neler bulunduğunu sordu.

BOLD – AKP’ye göre artan sebze ve meyve fiyatlarının sorumlusu olarak patates ve soğan tedarikçilerinden Gezi olaylarına destek verenlere kadar toplumun büyük bir kısmı “terörist.” Gazeteye abone olduğu, bankaya para yatırdığı, sendikaya üye olduğu gerekçeleriyle 15 Temmuz sonrası yüzbinlerce kişi KHK ile işlerinden atıldı ve “terörist” olarak yaftalandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise KHK ile ihraç edilenlere işlerine iade edeceği sözü verdi. Şart olarak da “Yeter ki teröre bulaşmasın” dedi.

KILIÇDAROĞLU MUĞLAK SÖYLEMLERE DEVAM EDİYOR

Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını olumlu bulan KHK’lılar, şart olarak öne koştuğu “teröre bulaşmama”yı açıklamasını istedi. Sosyal medyada bu konuda yapılan yüzlerce paylaşımdan bazıları ise şöyle:

  • Sayın Kılıçdaroğlu hala siyasi (muğlak) söylemlere devam ediyor. Terör kelimesinin anlamı özellikle bütün siyasiler tarafından bilerek ve isteyerek içi boşaltılmış, bir silah olarak kullanılır hale getirilmiştir.
  • Konuşmanın devamındaki; “Yeter ki teröre bulaşmasın…” sözü ne anlama geliyor?
  • Terörün tanımını yapmaya davet eder misiniz Sayın @kilicdarogluk
TERÖRDEN KASTI NEDİR?
  • Sayın Kılıçdaroğlu’nun terörden kastı nedir acaba? Gazete dergi aboneliği ya da Bankasya müşterisi olmak, dersaneye, okula kaydolmayı kastetmiyordur umarım.
  • Abi malumunuz bayamız teröristiz ya @kilicdarogluk acaba hangi tanımı alıyor terör derken.
  • İnsanların teröre bulaşmadığını kim belirleyecek? Binlerce kadını, çocuğu ve masum insanı içeri atan, 15 Temmuz’da 14 yaşında olan ve bu çocukların büyüyüp 18 yaşına girmesini bekleyen hakim ve savcılar mı; yoksa buna şimdilik işlerine geldiği için sessiz kalan siyasetçiler mi?
BULAŞMAMAK İLTİSAK KADAR SORUNLU BİR TERİM
  • “Bulaşmamak” en az “iltisak” kadar sorunlu bir terim.
  • Niyet, “yeter ki terör suçlarından bir ceza mahkumiyeti ve-veya disiplin cezası bulunmasınsa” sorun yok ama izaha muhtaç. Değilse, bilinmeli ki keyfîlik ve hukuk “ışık ve karanlık gibi” bir arada olamayacak iki karşıtlıktır.
  • Kendisine terörün tanımını sorabilir misiniz lütfen? AKP mahkemelerinin verdiği kararlara bağlı terör tanımlaması ise KHK’lıların % 90’ı görevine dönemeyecek demektir.! Tipik yurdum politikacıları, hep “ütme” peşindeler.
  • Zaten o da bizi teröre bulaşmışız (!) diye atıyor. Sizi farkınız ne olacak? Daha net bir cümle kurmalısınız.
  • Kılıçdaroğlu bir zahmet kendi terör tanımını da deklare edebilir mi? Dernek ve sendika üyeliği, bakaya para yatırma onun terör tanımına giriyor mu mesela?
ÜLKENİN YARISI TERÖRİST SAYILIYOR

– Terör tanımını açar mısınız sn @kilicdarogluk. Çünkü devleti yönetenlerin zihniyetine göre neredeyse ülkenin yarısı terörist sayılıyor.

  • Öncelikle Kılıçdaroğlu’nun “terör” nedir açıklaması gerekir… ona göre terör ne ki bulaşmış olsunlar.
  • Artık ‘terör/terörist’ kavramlarının esnek olduğu ve uygulayana göre değiştiğini o kadar net anladık ki bu açıklamanın kimseyi rahatlatmasını beklemek hayalcilik olur

 

 

 

 

 

Sağlık Bakanı’na göre yüksek riskli il kalmadı: 65 ülkeye göre ise Türkiye kıpkırmızı

 

KHKlılar, Kılıçdaroğlu’na sordu: AKP mahkemelerinin kararına göre mi hareket edeceksiniz? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Okullar açılıyor, düğünler serbest: Cezaevlerinde 1,5 senedir açık görüş yasak

Koronavirüs nedeniyle cezaevlerine getirilen açık görüş yasağı nedeniyle mahpuslar 1,5 yıldır ailelerine sarılamıyor. 6 Eylül’de okulların yüzyüze eğitime açılıyor. Düğün ve konserlerle ilgili de herhangi bir kısıtlama yok. Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülere aşı da uygulanırken, yasağın kaldırılmamasına mahpus yakınları adeta isyan etti.

BOLD – Cezaevlerinde 18 aydır uygulanan açık görüş yasağına mahpus yakınları sosyal medyada tepki gösterdi. Twitter’da AçıkGörüş Hemen başlığıyla binlerce mesaj paylaşıldı.

Koronavirüs pandemisi nedeniyle Adalet Bakanlığı tarafından cezaevlerine konulan açık görüş yasağı hem mahpusları hem de ailelerini perişan etti.

Pandemi nedeniyle cezaevlerinde 1,5 yıldır açık görüş yapılamıyor. Aileler bir camın ardından cezaevindeki yakınını görebiliyor, sadece sesini duyabiliyor.

Tutuklu ve hükümlülerin çocuklarına sarılamaması, çocukların ve ailenin yaşadıkları psikolojik sorunları giderek artırıyor. Açık görüş yasağının kaldırılmasını isteyen tutuklu ve hükümlü yakını aileler, sosyal medyada AçıkGörüş Hemen başlığı altında binlerce mesaj attı.

Mahpus aileleri, “Cezaevlerindeki yakınlarımız aşılandı. Biz de ikinci doz aşımızı olduk. Koronavirüse karşı maske ve mesafe kuralları da dikkate alınarak açık görüş yapılmalı” çağrısında bulundu.

YASAL HAK ENGELLENİYOR

İhraç sulh ceza hakimi Kemal Karanfil ise, İnfaz Yasasına göre tutuklu ve hükümlülerin ayda bir kez açık görüş hakkına sahip olduğunu, mahpusların yasal hakkının engellendiğini söyledi. Karanfil, ” YASADA VAR, UYGULAMADA YOK.! 5275 sayılı İnfaz Yasası 83 ve 96. maddeleri ve buna ilişkin yönetmelik Md 14 te, tutuklu ve hükümlülerin, Ayda 1 kez, ayrıca dini ve milli bayramlarda da açık görüş haklarının olduğu ifade edilmiştir.
Yasal hak, neden engelleniyor.?” dedi.

DÜĞÜNE KONSERE KISITLAMA YOK AÇIK GÖRÜŞ YASAK

KHK Türkiye hesabından yapılan paylaşımda, “Türkiye cezaevlerinde 18 aydır açık görüş yapılamıyor. Düğünler, konserler gibi alanlarda kısıtlama yok! Neden cezaevleri kısıtlama kurullarına göre yönetiliyor? Kapalı görüş ise ayda 3 kez yapılırken 2’ye düşürüldü” denildi.

GERGERLİOĞLU: AÇIK GÖRÜŞ HEMEN SERBEST BIRAKILMALI

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise, mahpusların Kovid-19 aşısı olduğunu belirterek, “1.5 yıldır cezaevlerinde açık görüş yok. 1.5 yıldır mahpuslar yakınlarını ancak camdan görebiliyor, telefondan dinleyebiliyor. Bu kasdi bir yasak, çünkü mahpuslar Covid aşısı oldu. AçıkGörüş Hemen serbest bırakılmalı” çağrısında bulundu. 

SİZ BABASINI GÖRMEYE GİDERKEN UTANAN  ÇOCUKLAR GÖRDÜNÜZ MÜ?

Eşi 15 ay cezaevinde kalan Emine Erdem ise “Siz hiç babasını görmeye giderken utanan çocuklar gördünüz mü? Eşim 15 ay CEZAEVİNDE kaldı. Biri 2 diğeri 10 yaşındaydı. 2 ayda bir babalarını açık görüşte görebiliyorlardı. Şimdi yavrular 18 aydır anne babalarına sarılamıyorlar. AçıkGörüş Hemen yapılsın” paylaşımı yaptı.

ÇOCUKLAR ANNE-BABALARININ YÜZLERİNİ UNUTMAK ÜZERE

Bir başka tutuklu yakını ise, “Her şey bir yana çocuklar nerdeyse anne-babalarının yüzlerini unutmak üzere… Nasıl dayansın minicik yürekler bu hasrete?” diye sordu.

 

 

Okullar açılıyor, düğünler serbest: Cezaevlerinde 1,5 senedir açık görüş yasak yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »

Erdoğan’ın seçim planı: Gül’e Cumhurbaşkanlığı teklif etti mi?

Korkusuz yazarı Can Ataklı, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Abdullah Gül ile gizli olarak görüştüğünü yazdı. Erdoğan’ın, 11. Cumhurbaşkanı Gül’e yeniden adaylık teklif ettiğini belirten Ataklı, “Başbakanlık sistemini getirelim, ben de seçime partimin başında gireyim” önerisinde bulunduğunu kaydetti. Oyları yüzde 36’ya kadar gerileyen Erdoğan, artık tek çare olarak Gül’ü mü görüyor?

BOLD ANALİZ – Anketlere göre AKP’nin oyları yüzde 36’ya kadar düştü. Olası bir erken seçimde iktidarı ve Cumhurbaşkanlığı koltuğunu kaptırmak istemeyen Tayyip Erdoğan, planlarını devreye koydu.

3 ayaklı seçim planında Saadetin oylarını almak, Kürt seçmeni yeniden kazanmak, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş yerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu adaylığa zorlamak. BOLD, 3 ayaklı seçim planına Abdullah Gül’ün devreye sokulacağı iddiasını masaya yatırdı.

MUHALEFETİ ŞEYTANLAŞTIRMA

Erdoğan, her seçim öncesinde olduğu gibi şimdiden CHP ve İYİ Parti’nin öncülük ettiği Millet İttifakı’nı seçmenin gözünde şeytanlaştırma talimatı verdi. AKP teşkilatları kapı kapı dolaşarak CHP ve İYİ Parti’nin ‘yerli ve milli olmadığı’ iddiasını yayıyor. Sosyal medya üzerinden Ak trol hesaplar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener’in HDP ile iş birliği içinde olduğu yalanını dolaşıma soktu. Millet İttifakı’nın Türkiye’yi bölmek istediğine dönük iddialar ile giden oyların AKP’ye geri gelmesi hedefleniyor.

HDP’YE OY VEREN KÜRT KÖTÜ, AKP’YE OY VEREN KÜRT İYİ

HDP’ye açılan kapatma davasıyla Kürt seçmeni AKP’ye oy vermeye zorlayan Erdoğan, Diyarbakır gezisiyle bunu bir kez daha gösterdi. HDP’ye oy veren Kürtleri PKK ve terörizme destek vermekle suçlayan Erdoğan ve AKP yöneticileri, AKP’ye üye olan Kürt seçmeni ise vatanseverlikle tanımlıyor. Erdoğan, bu yolla Millet İttifakı’na ve HDP’ye giden Kürt oylarını toplamanın hedefinde.

İMAMOĞLU VE YAVAŞ HEDEFTE

Erdoğan’ın en büyük isteği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday olarak çıkması.  Bu yüzden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ta Erdoğan ve partisinin hedefinde. 2019 yılından bu yana yürütülen belediyecilik hizmetleriyle halkın taktirini kazanan İmamoğlu ve Yavaş’ın yıpratılması için her türlü yola başvuruyor. Erken seçimlerde İmamoğlu ve Yavaş’ın ortak aday gösterilmemesi için CHP ve İYİ Parti arasındaki çatlaklar kullanılıyor.

ABDULLAH GÜL’Ü ADAY GÖSTERİR Mİ?

Tüm bu planlara Abdullah Gül’ün de sokulacağı iddiası zor olsa da imkansız görünmüyor. Erdoğan kanadı 2014 seçimlerinden sonra Gül’e karşı büyük bir itibarsızlaştırma operasyonu başlattı. Gül’ün CHP ile ortak hareket ettiğine kadar varan iddiaları dolaşıma soktu. Millet İttifakı’nın çatı adayı olma ihtimaline karşı Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı askeri helikopterle Gül’ün evinin bahçesine gönderdi. Gül’de bütün bu girişimlerden sonra aday olmaktan vazgeçti. Şimdi ise Erdoğan’ın eski sisteme dönüp Gül’ü Cumhurbaşkanı kendisini de Başbakan yapacağı bir hamleyi hayata koyacağı iddia ediliyor.

ERDOĞAN ESKİ SİSTEME DÖNMEZ

17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu sonrası Erdoğan’ın tek adam olması için çıkardığı yasaları onaylayan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu teklifi kabul edebileceği belirtiliyor. Ancak bu satırların sahibine göre Erdoğan, ne eski sisteme döner, ne de Abdullah Gül’e Cumhurbaşkanlığı teklif eder. Abdullah Gül ise hiç mücadele etmeden bir kenarda altın tepside kendisine makam verilmesini bekler.

Sağlık Bakanı’na göre yüksek riskli il kalmadı: 65 ülkeye göre ise Türkiye kıpkırmızı

Erdoğan’ın seçim planı: Gül’e Cumhurbaşkanlığı teklif etti mi? yazısı ilk önce BoldMedya üzerinde ortaya çıktı.

medyabold
Devamını Oku »