8 Ağustos 2020 Cumartesi

Babası tutuklu kanser hastası Selman’ın durumu kritik

Bir yıldır beyin kanseriyle mücadele eden Selman Çalışkan’ın durumu iyi değil. Bu sabah kan kusan Selman’ın annesi yetkililere seslenerek eşinin oğlunu son bir kez görmesine izin vermelerini istedi.

BOLD – Babası 39 aydır Manisa E Tipi Cezaevinde tutuklu olan beyin kanseri Selman Çalışkan’ın durumu kritikleşti. Bu sabah oğlunun kusma seslerine uyanan anne Emine Çalışkan, Selman’ın o ana dair videosunu çekip sosyal medya hesabından paylaştı.

“DAHA NEYİ BEKLİYORSUNUZ”

Selman’ın kan kustuğunu söyleyen Emine Çalışkan, “Selmanım babasını istiyor. Artık zamanı kalmadı. Daha neyi bekliyorsunuz. Son bir kez babasına sarılmasın mı” dedi. Bold Medya’ya konuşan Çalışkan, eşinin oğlunu görebilmek için 15 gün önce tekrar dilekçe verdiği ama hala bir cevap alamadıklarını belirtti.

TEDAVİ GEÇEN AY KESİLDİ

Bir yıldır beyin kanseriyle mücadele eden 6 yaşındaki Selman Çalışkan’ın geçen ay çekilen son MR’ları kötü çıktı. Küba’dan getirilen ilaçlarla tedavi edilen Çalışkan kemoterapiye cevap vermedi. Selman’ın raporlarını son kez değerlendiren Ege Üniversitesi Konseyi Emine Çalışkan’a “Kemoterapiyi kesiyoruz. Artık yapılacak bir şey kalmadı.” demişti. Tedaviyi yarım bıraktıklarını belirten anne Çalışkan, artık evde Selman’a tek başına bakıyordu.

BABA DEFALARCA DİLEKÇE YAZDI

Manisa Erkek İmam Hatip Lisesi görev yapan, 17 yıllık edebiyat öğretmeni Rasim Çalışkan 672 sayılı KHK ile ihraç edildi ve Cemaat soruşturmaları kapsamında 17 Mayıs 2017’de tutuklandı. 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Çalışkan’ın dosyası Yargıtay tarafından da onaylandı. HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’na iki kez mektup yazarak oğlunun durumunu anlatan ve sesini duyurmak uğraşan Rasim Çalışkan, daha önce de defalarca Manisa 3. ve 4. Ağır Ceza Mahkemesine dilekçe yazmıştı. 5275 Sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 20. maddesine göre 1. derecede yakını hasta olan tutukluların cezası bir yıl ertelenebilir. Fakat bu kanun Cemaat soruşturmaları kapsamında tutuklananlara uygulanmıyor.

İkinci Ahmet Burhan vakası: Baba tutuklu, çocuk beyin kanseri, anne yalnız ve çaresiz…

Tedavisine son verilen Selman’ı tutuklu babasının arkadaşları yalnız bırakmadı

6 yaşındaki kanser hastası Selman babasını göremeden ölüyor

“Doğum günüm yaklaşıyor anne, babam ne zaman gelecek?”

 

 

medyabold
Devamını Oku »

Prof. Dr. Müftüoğlu’ndan salgın yorumu: “İpin ucunu kaçırdık ya da kaçırmak üzereyiz”

Sağlık Bakanlığı pandemiye dair her şeyin kontrol altında tutulduğu imajı vermeye çalışsa da uzmanlar kaygılı. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, gelinen noktayı şöyle değerlendirdi: “Salgının iki ucu var: Sağlık ve ekonomi. İpin iki ucunu da ya kaçırdık ya kaçırmak üzereyiz.”

BOLD –  Koronavirüs bulaş hızının artması ülke geneli endişeleri tetikledi. Sağlık Bakanlığı problem olmadığı yönünde açıklamalarla süreci yönetme çabasında. Ancak uzmanlar, tablodan korkuyor. Hürriyet yazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ‘İpin ucu kaçıyor mu’ başlıklı yazısında korkuları haklı çıkartacak değerlendirmede bulundu: “Başlıktaki soruyu yanıtlamak pek kolay değil ama günlük vaka rakamlarına bakıldığında ipin ucunu kaçırmak üzere olduğumuzu söyleyebilirim.”

Sağlık Bakanlığı verilerine göre dünkü Türkiye geneli vaka sayısı bin 185, can kaybı 15.

TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE BİZİ BEKLİYOR

Tedbirlere uymaktan başka çare olmadığını vurgulayan Müftüoğlu, şu ifadeleri kullanarak ikaz etti: “Daha önce de yazdım, pandemi ipinin iki ucu var. Uçlardan birini sağlık, diğerini ekonomi oluşturuyor. Son rakamlara bakılırsa işimiz biraz zor. Baştan beri çok sıkı tuttuğumuz ipin iki ucunu da ya kaçırdık ya da kaçırmak üzereyiz. İşte bu nedenle aklımızı başımıza almaktan, işi sıkı tutup önlemlere harfiyen ve eksiksiz uymaktan başka çaremiz yoktur. Aksi takdirde bilelim ki turpun büyüğü heybede bizi bekliyor.”

Okullar korona tehdidi altında açılıyor: Veliler ve eğitimciler kaygılı

medyabold
Devamını Oku »

Baykal’dan Muharrem İnce hamlesi: Kılıçdaroğlu’nu ziyaret edecek

Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu, CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Muharrem İnce’nin CHP’den ayrılmaması için Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret edeceğini belirtti.

BOLD – CHP eski genel başkanı Deniz Baykal, “Kendisine (Kemal Kılıçdaroğlu’na) talimatını beklediğimi söyleyeceğim. İnce’ye de güveniyorum. Hata yapmamalı, ayrılmamalı. Genel Merkez “yanlış yaptı” dememeli” dedi.

Uğuroğlu’nun sorularını yanıtlayan Baykal, Muharrem İnce’nin istifası konusunda, “İnce’nin ayrılmasına da parti kurmasına da göz yumamayız, hazmedemeyiz. Muharrem İnce’nin ayrılmasına izin vermemeliyiz. Ayrılması kabul edilemez. Cumhuriyete inanan, demokrasiyi savunan CHP’liler bu ayrılığı hazmedemez” ifadelerini kullandı.

AYRILMASI VAHİM HATA OLUR

Kurultay sonrası Kemal Kılıçdaroğlu’na kutlama ziyareti yapacağını kaydeden Baykal, ziyarette İnce’nin partiden ayrılmaması için düşüncelerini aktaracağını belirtti. Baykal, şunları söyledi: “Bu vesile ile de Muharrem İnce konusundaki düşüncelerimi anlatacağım. Sayın Kılıçdaroğlu’na, “İnce’yi çağırın baş başa görüşün. İktidar yolundaki kararlılığımızı anlatın. Ayrılmanın yanlış olduğunu ifade edin. Muharrem sevgi ve saygıyı hak eden gerçek bir CHP’lidir. Ayrılması vahim bir hata olur. Şu andan sonra kim haklı, kim haksız önemli değil” diyerek düşüncelerimi arz edeceğim.”

TUZAĞA DÜŞMEYELİM

Muharrem İnce’ye de mesaj veren Baykal, “İnanıyorum ki, İnce’de sağduyusu, CHP sevgisi ve demokrasiye bağlılığı ile bu yanlıştan dönmek için yol açar” dedi. Uğuroğlu’nun “Kılıçdaroğlu-İnce buluşmasında yer almak ister misiniz?” sorusuna Baykal, “Kendisine (Kemal Kılıçdaroğlu’na) talimatını beklediğimi söyleyeceğim. İnce’ye de güveniyorum. Hata yapmamalı, ayrılmamalı. Genel Merkez “yanlış yaptı” dememeli. İnce’ye hak ettiği sevgi ve saygıyı gösterirsek gereğini tereddütsüz yapacaktır. Son olarak şunu söyleyeyim: Tuzağa düşmeyelim, ayrışmayalım…” şeklinde cevap verdi.

İyi Partili Ağıralioğlu’ndan Erdoğan’a cevap: Siyasi hesaba ortak olmayacağız

medyabold
Devamını Oku »

10 yaşındaki Hüseyin ailesine para bulabilmek için evden kaçtı

Şanlıurfa Eyyübiye’de kaybolan ve 5 gün sonra Gaziantep’te bulunan 10 yaşındaki Hüseyin Alpak, para kazanmak için evden ayrıldığını söyledi: “Kardeşlerime yiyecek, eve televizyon, kendime de bisiklet almak istiyordum.” Yedi çocuklu ailede Hüseyin’in eve gelişinin sevinci yaşanıyor.

BOLD – Alpak ailesi 5 gündür 10 yaşındaki oğulları Hüseyin’i arıyordu. Yüzleri güldüren haber Gaziantep’ten geldi. Şanlıurfa Eyyübiye’deki evlerinden yola çıkan Hüseyin, otobüsle geldiği Antep’te polislerce bulundu ve 5 gündür devam eden endişeli bekleyiş sona erdi.

10 yaşındaki Hüseyin, 7 çocuklu Alpak ailesine maddi yardım için evden ayrıldığını belirtti.

BEŞ GÜNDÜR YAŞADIKLARIMIZI ANLATAMAM

Baba Salih Alpak, oğlunun evin geçimine katkı sağlama düşüncesiyle Eskişehir’e gitmeye çalıştığı bilgisini verdi. “Bana destek için Eskişehir’e gidip çalışmak istediğini anlattı. Maddi durumumuzun iyi olmadığını evde televizyon olmadığını kendisinin de istediği bisikleti almak için ve kardeşlerine elbise almak için çalışıp para kazanmak istediğini anlattı. Bunları sorun yapmamasını ve çalışıp alacağımı, bunu bir daha tekrarlamamasını istedim o da bana bir daha evden ayrılmayacağını söyledi. Oğlumuz geldiği için çok mutluyuz. 5 günde yaşadıklarımızı anlatamam” dedi.

OTOBÜSTEN HERKES İNİP BEN TEK KALINCA ALIP POLİSE GÖTÜRDÜLER

10 yaşındaki Hüseyin de serüvenini şu sözlerle dile getirdi: “Para kazanıp kardeşlerime yiyecek, eve televizyon kendime de bisiklet almak istiyordum. Evden ayrıldıktan sonra otogarda bir otobüse gizlice bindim. Otobüs Gaziantep’te durunca herkes indi ve tek ben kalınca nereye gideceğimi sordular ben de Eskişehir’e gitmek isteğimi söyleyince beni polise teslim ettiler. Bir süre çocuk yurdunda kaldım ve sonrasında aileme kavuştum çok mutluyum.”

Girmediği ameliyatlarla vurgun yapan eski rektör ‘Bunlar fetö taktiği’ diyerek kendini savundu

medyabold
Devamını Oku »

Okullar korona tehdidi altında açılıyor: Veliler ve eğitimciler kaygılı

Özel okullar 15 Ağustos, devlet okulları 31 Ağustos’ta yüz yüze telafi eğitimine başlayacak. Salgının etkisini artırdığı ortamda alınan karardan veliler ve eğitimciler endişeli. Veli-Der Ankara Şube Başkanı Hülya Daran Deveci, “Kaygılıyız” derken Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Her okulda sağlık görevlisi bulundurulması zorunlu” hatırlatması yaptı.

BOLD – Koronavirüs pandemisi Türkiye genelinde son dönemde yayılımını artırdı. Birçok ilde vaka sayılarındaki yükseliş uzmanları korkutuyor. Tam da bu ortamda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okulların açılacağını ilan etti. Buna göre özel okullar 15, devlet okulları 31 Ağustos itibarıyla yüz yüze telafi eğitimine başlayacak. Fakat karar velileri ve eğitim camiasının çoğunluğunu endişeye sevk etti.

ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİ SÜREÇTEN OLUMSUZ ETKİLENDİ

Duvar’dan Serkan Alan’a konuşan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, hazırlıkların tamamlanmadığını belirtip “Her okulda sağlık görevlisi bulundurulması zorunlu” dedi. Veli-Der Ankara Şube Başkanı Hülya Daran Deveci’ye göre ise öğrencilerin psikolojisi süreçten olumsuz etkilendi: “Çocuklarımıza da bizlere de bu travmayı yaşatmaya kimsenin hakkı yok.”

İLGİLİ TÜM KESİMLER BİR ARAYA GELİP GÖZDEN GEÇİRMELİ

Eğitim sezonunun başlamasına değil, okulların, bilim insanlarının onayladığı ölçüde gerekli önlemler alınmadan açılmasına karşı olduklarını kaydederek “Derslerin, teneffüslerin süreleri ve derslerin içerikleri eğitim sendikaları ve öğretmenlerle yeniden düzenlenmeli. Özel okullarda yüz yüze telafi eğitimi kararı tekrar ilgili tüm kesimlerin bir araya geldiği, başta TTB, hızlı şekilde değerlendirilmeli” tavsiyelerini dillendirdi.

MEVCUT FİZİKİ YAPI YETERSİZ KURALLAR UYGULANAMAZ

Okulların açılışına dair Sağlık Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu’nca yayımlanan ‘Kovid -19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi’ndeki kuralların, mevcut fiziki yapının yetersizliği sebebiyle uygulanmasının mümkün olmadığını söyleyen Veli-Der Ankara Şube Başkanı Deveci de, “Dört metrekareye bir kişi ve sosyal mesafeye uyma kurallarını uygulayabilecek okullarda alan yok. Atölyeler, kütüphaneler, sosyal alanlar dersliğe dönüştürülüyor. Pek çok okul hâlâ ikili eğitim veriyor. Bu koşullarda okulların açılması biz veliler için kabusa dönüşmüş durumda” ifadelerini kullandı.

Koronavirüs salgınında son 24 saat: 1185 yeni tanı 15 ölüm

medyabold
Devamını Oku »

US expresses concern over rights abuses committed by Turkish-backed fighters in Syria: report

The US State Department has expressed concern over reports that Turkish-backed fighters have committed human rights abuses in northeast Syria, the Turkish Minute reported, citing the Middle East Eye.

According to the Lead Inspector General’s report on Operation Inherent Resolve, the operational name for the US fight against the Islamic State in Iraq and the Levant (ISIL) group, the State Department said it received reports that Turkish-backed forces had implemented arbitrary detentions and carried out extrajudicial killings in the Kurdish-majority region after Ankara’s incursion in October.

Some of those arbitrarily detained had reportedly been moved “across an international border into Turkey,” which analysts say would be a violation of international humanitarian law.

Turkish-backed forces had also been taking private land and settling new populations on the seized areas, according to the report. It also accused the fighters of repeatedly and deliberately shutting off of water access to half a million civilians.

“We have reiterated our expectation that Turkey, and the Syrian opposition, investigate alleged violations and abuses and promote accountability where appropriate,” the State Department said.

The State Department told investigators that the Syrian Interim Government, a political body that operates in Turkish-controlled areas of northern Syria had not “consistently arrested, prosecuted, or otherwise held accountable any members implicated in human rights abuses or violations of the law of armed conflict.”

The post US expresses concern over rights abuses committed by Turkish-backed fighters in Syria: report appeared first on Stockholm Center for Freedom.

from SCF
Devamını Oku »

Rektör Hüseyin Bağ’dan eşine özel personel ilanı

Pamukkale Üniversitesi Rektörü Hüseyin Bağ’ın, daha önce enstitüde sekreter olarak işe başlattığı eşi Derya Bağ’ı Personel Daire Başkanlığı’na atamak için adrese teslim ilan yayınladığı ortaya çıktı. İlandaki kriterleri taşıyan ve kadroya başvuran tek kişi rektörün eşi oldu.

BOLD –  Rektör Bağ, eşini daha önce İslami Bilimler Enstitüsü’ne sekreter olarak atamış, ardından da Dil Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne bilgisayar işletmeni olarak görevlendirmişti.

Pamukkale Üniversitesi Rektörü Hüseyin Bağ, bu kez de Personel Daire Başkanlığı kadrosuna eşini atamak için ‘adrese teslim’ ilan yayınladı. 7 Temmuz’da yayımlanan Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü Personel Daire Başkanlığı kadrosu için açılan ilanın kriterlerini karşılayan ve başvuran tek kişi eşi Derya Bağ oldu.

ARAP DİLİ VE EDEBİYATI MEZUNU OLMAK

Rektörlüğün yayınladığı ilanda, personel dairesi başkanlığına başvuracak adaylar için şu kriterler sıralandı: “Arap Dili ve Edebiyatı, Arapça Öğretmenliği ya da Fars Dili ve Edebiyatı bölümleri lisans mezunu olmak. Dil alanında tezli yüksek lisans yapmış olmak. Lisans mezuniyeti sonrasında en az 10 yıl eğitim ve öğretim alanında deneyim sahibi olmak. Yabancılara Türkçe öğretimi sertifikasına sahip olmak. Belgelendirmek kaydıyla branş dili yanı sıra en az orta düzeyde ikinci bir yabancı dil bilmek ya da ikinci yabancı dil alanında hazırlık sınıfını başarıyla tamamlamış olmak. Arapça öğretmenliği haricindeki bölümlerden mezun olanlar için pedagojik formasyon sertifikasına sahip olmak.”

EŞİNİ TARİF ETTİ

Derya Bağ’ın Pamukkale Üniversitesinde bulunan özgeçmişinde söz konusu kriterlerin tamamını karşılaması dikkat çekti. Bağ’ın aldığı eğitim ve sertifikaları şöyle: Gazi Üniversitesi Arapça hazırlık , Gazi üniversitesi Arapça öğretmenliği, Pamukkale Üniversitesi, Dil Bilimi ve Kültür Araştırmaları Yüksek lisans, Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi sertifikası, İlköğretim sınıf öğretmenliği sertifikası, Ayrıca 10 yıl çeşitli okullarda görev yaptı.”

MAKAM ŞOFÖRÜNÜ ŞUBE MÜDÜRÜ YAPTI

PAÜ Rektörü Hüseyin Bağ, makam şoförünü önce yüksekokula sekreter olarak atayıp, bir mesai günü sonrası da şube müdürü yapmasıyla gündeme gelmişti. Rektör Bağ, üniversite bünyesinde yarı zamanlı çalışan 150 öğrenciyi ‘bütçe yetersizliği’ gerekçesiyle işten çıkarmıştı.

Girmediği ameliyatlarla vurgun yapan eski rektör ‘Bunlar fetö taktiği’ diyerek kendini savundu

medyabold
Devamını Oku »

Bebeğime banyo yaptırıyorum! | Yeni Ailem

‹lk banyonun hep en zor oldu€u söylenir, gerçekten de öyle olabilir ama alaca€›n›z yard›m ve pratik bilgiler sayesinde ilk banyoyu kâbus olmaktan ç›karabilirsiniz...

The post Bebeğime banyo yaptırıyorum! appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/bebegime-banyo-yaptiriyorum/
Devamını Oku »

Yapayalnızım, dualarınızı bekliyorum! | Yeni Ailem

Çile üstüne çile dolu bir hayat yaflamak, kendini Hakk’a adam›fl mümtaz ruh ve seçkin insanlar›n ortak kaderi olagelmifltir. Çile, ›zd›rap, sürgün, hapis bu yolun kutlu yolcular›n kaderidir. Tarih bunun örnekleriyle dolu.

The post Yapayalnızım, dualarınızı bekliyorum! appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/yapayalnizim-dualarinizi-bekliyorum/
Devamını Oku »

Kur’an’la konuşan birini tanıyor musunuz? | Yeni Ailem

Sıkıntıların kendini göstermeye başladığı günlerdi. Kendileri Tevbe Suresi’nin yirmi dördüncü ayetini belki yirmi dört ayrı yere astırmıştı. Her yerde o ayeti görüyor, bir mana veremiyorduk. Peki bunun manası ne demekti?

The post Kur’an’la konuşan birini tanıyor musunuz? appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/kuranla-konusan-birini-taniyor-musunuz/
Devamını Oku »

Evliliğe hazır mısınız? | Yeni Ailem

Henüz çok gençsiniz... Belki lise, belki de üniversitedesiniz... Tahsil yapmak, iyi bir meslek sahibi olmak için var gücünüzle çal›fl›yorsunuz. Evlilik flu an için size çok uzak. Bunu düflünecek ne vaktiniz, ne de ilginiz var. Fakat unutmay›n ki hayat›n bütün yönlerine oldu€u gibi evlili€e haz›rl›k da bu dönemdeki bilinçlilikle bafll›yor.

The post Evliliğe hazır mısınız? appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/evlilige-hazir-misiniz/
Devamını Oku »

İslam’da ilk vakıf kime ait? | Yeni Ailem

: Muhayr›k’›n hurma bahçelerinin Resulullah taraf›ndan Müslümanlara vakfedilmesi, ‹slam’da ilk vakf› kimin yapt›€› tart›flmas›n› gündeme getirmifltir. Baz›lar›, Hz. Ömer’in mal›n› vakfetmesini, baz›lar› da Muhayr›k’›n Hz. Peygamber’e vasiyet edip onun da Müslümanlara vakfetmesini ilk uygulama olarak kabul etmifltir.

The post İslam’da ilk vakıf kime ait? appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/islamda-ilk-vakif-kime-ait/
Devamını Oku »

Çocuklara kurban nasıl anlatılmalı? | Yeni Ailem

Kurban, Ramazan’dan farkl› olarak çocuklara anlat›m›nda daha hassas davran›lmas› gereken bir ibadet. Bir canl›n›n Allah r›zas› için hayat›na son verilmesi onun hayat›n›n sona ermesi ile Yaratana yaklaflmaya çal›fl›lmas› konusunun henüz ölüm olay›n› tam anlayamayan çocuklara dikkatle anlat›lmas› gerekir.

The post Çocuklara kurban nasıl anlatılmalı? appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/cocuklara-kurban-nasil-anlatilmali/
Devamını Oku »

Geleceğin ümidi gençlik | Yeni Ailem

Sorumsuz, mesuliyetsiz, iman ve ahlâktan, ilim ve faziletten mahrum nesiller, hem ailelerine, hem topluma, hem de milletine ve bütün insanl›€a hayat› zehir ederler. Dolay›s›yla en büyük kötülü€ü de kendilerine yapm›fl olurlar.

The post Geleceğin ümidi gençlik appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/gelecegin-umidi-genclik/
Devamını Oku »

Letter to my Muslim daughters | Yeni Ailem

It is truly difficult to be you these days. To belong to an unwanted minority, to stand alone. To not be afraid. But you do it. And I am proud of you

The post Letter to my Muslim daughters appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/letter-to-my-muslim-daughters/
Devamını Oku »

Çocuklarınızın arkadaşlarını tanıyor musunuz? | Yeni Ailem

Çocu€unuzun arkadafllar›n› ve onlar›n ailelerini tan›man›z, ortak programlar organize etmeniz vs. çocuktaki özgüveni artt›rd›€› gibi sa€l›kl› aile diyalo€una da katk› sa€lam›fl olur. Öyleyse evinizde bir program organize edip çocu€unuzun arkadafllar›n› tan›maya çal›flmal›s›n›z.

The post Çocuklarınızın arkadaşlarını tanıyor musunuz? appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/cocuklarinizin-arkadaslarini-taniyor-musunuz/
Devamını Oku »

Çocuklarımız Kur’an’ı ne kadar biliyor? | Yeni Ailem

Çocu€un elinden tutulup Kur’an onun ruhuna içirilmeli ve onda bir Kur’an merak› uyar›lmal›d›r ki, o da ileride, Allah’›n istediklerini anlamaya yönelsin. Maalesef de€iflik günümüzde çocu€a sadece bir “bismillah” dedirtti€imiz zaman her meselenin halloldu€u vehmine kap›lmaktay›z.

The post Çocuklarımız Kur’an’ı ne kadar biliyor? appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/cocuklarimiz-kurani-ne-kadar-biliyor/
Devamını Oku »

Hazine garantili projelerin maliyetinde dolar artışı: 35 milyar lira ek yük

Dolar kurundaki rekor artış döviz kuruna endekslenen Hazine garantili projelerin maliyetini de artırdı. Finans uzmanı Kerim Rota, döviz kurundaki yüzde 5 artışın kamu özel iş birliği ile yapılan projelerde 35 milyar lira ek maliyet oluşturduğunu söyledi.

BOLD – Dolar kuru yükseldikçe kamu özel işbirliği projelerinin bedelleri de artıyor. Finans uzmanı Kerim Rota, Hazine garantili projelerle, Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca oluşan kamu dış borcunun 1,5 katı kadar döviz taahhüdüne girildiğini belirtti.

Birgün’ün haberine göre; dünyanın en uzun köprüsü olarak tanıtılan Osmangazi Köprüsü’nü Nurol, Özaltın, Makyol, Astaldi, Yüksel ve Göçay Grubunun ortak olduğu Otoyol AŞ işletiliyor. Yap-işlet-devret usulüyle yapılan Osmangazi Köprüsü, 22 yıl boyunca bu şirket tarafından işletilecek. Araç başına 35 dolar artı KDV bedelle yıllık 14 milyon 600 bin adet araç geçiş garantisi verilen köprüden geçiş bedeli 117,9 TL. Söz konusu rakam  garanti bedelinin altında bulunuyor.

GARANTİ BEDELİ KATLANDI

Finans uzmanı Kerim Rota, Hazinenin yap-işlet-devret modeli nedeniyle 75 milyar dolarlık taahhüdün altına girdiğini belirtiyor. Rota, şunları söylüyor: “KÖİ projeleri ile, tüm Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca oluşan kamu dış borcunun 1,5 katı kadar döviz taahhüdüne girilmiş durumda. Bu taahhütlerin çok önemli kısmı da 2010- 2013 yılları arasında gerçekleşti. Döviz kurunun yüzde 5 kadar artması halinde yaklaşık 35 milyar lira ek maliyet oluşacak. Bu sözleşmelerin çoğu yıllar önce yapıldı ve garanti bedelleri o günden bugüne lira bazında katlandı. Türkiye de kişi başı milli gelir 12 bin dolar iken ve ileride 25 bin dolara çıkacağı projeksiyonları ile ihale edilen projeler, bugün geldiğimiz noktada kişi başı 8 bin dolar milli gelire sahip bir ekonomiye ağır yük yüklemekte.

75 MİLYAR DOLARLIK GARANTİ VERİLDİ

Kamu özel işbirliği projeleriyle 75 milyar dolarlık taahhüdün altına girilmiş durumda. Bu projeler içinde aslan payı Karayolu projelerine ait. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre KÖİ projeleri aracılığıyla yapılan karayollarının yatırım bedeli 23,58 milyar dolar. Bunu 19,08 milyar dolarla havalimanları, 18,23 milyar dolarla enerji ve 11,59 milyar dolarla sağlık alanı takip ediyor. Diğer projelerle beraber yatırım toplamı 75 milyar doları buluyor. Böylece dolar kuru arttıkça işletmeci firmalara ödenen tutarlar milyarlarca lira artıyor.”

Güvenli liman döviz: 2 haftada tam 9 milyar dolar aldılar

medyabold
Devamını Oku »

Cezaevinde hijyen yok, mahkûmlar psikolojik baskı altında

İnsan Hakları Derneği, Kahramanmaraş cezaevinde yaptığı incelemeleri raporlaştırdı. Cezaevindeki mahkûmların psikolojik baskı altında olduğu ve tedavi haklarının engellendiği belirtildi. Raporda, hükümlülerin denetimli serbestlik hakkından faydalandırılmadığı kaydedildi.

BOLD – İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Cezaevi Komisyonu, 21 Temmuz’da Maraş 1 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevindeki tutuklularla yapılan görüşmeleri raporlaştırdı.

Birgün’ün haberine göre raporda, tutuklu ve hükümlüler kaldığı cezaevlerinde yeterli temizlik ve hijyenin bulunmadığı vurgulandı.

Cezaevi girişinde heyet üyelerine eldiven verilmediği, dezenfekte işleminin yapılmadığı sadece ateş ölçümünün yapıldığı belirtilen raporda, cezaevi girişinde bazı gardiyanlarda maske olmadığı, olanların da maskelerini çene altında tuttuğu ifade edildi.

DENETİMLİ SERBESTLİK HAKKINDAN FAYDALANDIRILMIYORLAR

Hasta tutukluların tedavisinin yeterince yapılmadığına dikkat çekilen raporda, şunlar kaydedildi: “Yeterli temizlik ve hijyenik ortam olmadı, yeterli önlem alınmadı. Mahkûmların sosyal, kültürel faaliyetleri uzun süre kısıtlandı. ‘İnsan onuru’ ile bağdaşır şekilde sayım yapılmadı.Denetimli serbestlik hakkından faydalanma hakkını elde etmiş mahkûmlar bu haktan gerekçesiz bir şekilde faydalandırılmadı. Cezaevi idaresi ile mahkûmlar arasında görüşme ve iletişim sağlanmadı.

3 TUTUKLU AÇLIK GREVİNE BAŞLADI

Öte yandan Elazığ T Tipi Cezaevi’nde bulunan Hüseyin Bağ ve aynı koğuştaki 2 tutuklunun hak ihlallerine karşı açlık grevine başladığı bildirildi. Mardin’in Nusaybin ilçesinden 2016 yılında tahliye edilen, 70 kişi hakkında açılan davada 11 yıl hapis cezasına çarptırılan Hüseyin Bağ ve aynı koğuştaki 2 arkadaşı yaşanan hak ihlallerine karşı açlık grevine başladığı kaydedildi. Tutuklu Hüseyin Bağ’ın ablası Kader Bağ, kendilerini arayan kardeşinin cezaevinde artan hak ihlallerine dikkat çekmek ve bunları protesto etmek için aynı koğuşta bulunan 2 arkadaşıyla birlikte açlık grevine girdiğini belirtti. Bağ, kardeşinin telefon görüşmesinde “talepler karşılanana kadar açlık grevinden vazgeçmeyeceklerini” söylediğini aktardı.

“Hükumete tepki gösteren sağcılara fetö solculara PKK damgası vuruluyor”

medyabold
Devamını Oku »

Kurban, bize hangi mesajları verir? | Yeni Ailem

Kurban ibadetinin varl›k sebebi, Allah’›n onu emretmesidir. Manâs› veya manâs›n›n bir boyutu, Allah’a yaklaflmad›r. Hikmet ve faydalar›ndan biri, ferdî planda, “mal can›n yongas›d›r” fehvas›nca, mal sevgisine kalbde yer vermeme,

The post Kurban, bize hangi mesajları verir? appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/kurban-bize-hangi-mesajlari-verir/
Devamını Oku »

Bebekleri güneşten mahrum etmeyin! | Yeni Ailem

Bebeklikte görülen D vitamini yetersizli€ini önlemenin en fizyolojik yolu emziren annelerin ve bebeklerin yeterli günefl görmesidir. Bu amaçla genel olarak bebeklerin üzerlerinde yaln›zca bez varken haftada 30 dakika, giyinik iken haftada iki saat günefl görmesi önerilmektedir.

The post Bebekleri güneşten mahrum etmeyin! appeared first on Yeni Ailem.



Yazının Kaynağı: Yeni Ailem https://www.yeniailem.com/bebekleri-gunesten-mahrum-etmeyin/
Devamını Oku »

7 Ağustos 2020 Cuma

“Hükumete tepki gösteren sağcılara fetö solculara PKK damgası vuruluyor”

Ahmet Çakmak, 2001’deki ekonomik krizde dönemin Başbakanı Ecevit’in önüne yazar kasa fırlattı. Bugün emekli olan Çakmak, “Ülkenin ekonomisi şu an ağlanacak halde. Tepki gösterenlere ya fetöcü ya da PKK’lı deniliyor. İnsanlar korkuyor” dedi.

BOLD – Ahmet Çakmak 2001 yılında ekonomik krizi protesto etmek için dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e yazar kasa fırlatarak Türkiye’nin gündemine oturdu. Çakmak bu eylemle Türk siyaset tarihinin sembollerinden biri haline geldi ve “yazar kasa eylemcisi” olarak hafızalara kazındı. Sözcü’nün haberine göre Çakmak, tam 19 yıl sonra yeniden gündemde…

Dolar, euro ve altının rekor üstüne rekor kırdığı bugünlerde en çok konuşulan isimlerden olan Çakmak, eylemi yaptığı zaman esnaf olduğunu belirtti. “Ancak bugün esnaf olsam ve aynı sıkıntıları yaşasam yemin ederim ki aynı şeyi yine yapardım. Neden tepkimi koymayayım” dedi.

HÜKUMETE LAF EDEMİYORLAR

Çakmak sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkenin ekonomisini görünce çok üzülüyorum. Ekonomi düzgün yönetilmiyor. Ancak kimse sesini çıkaramıyor. Ya gerçekten mağdur değiller ya da korkuyorlar. Tarih boyunca böyle bir esnaf hareketi sadece 2001 yılında oldu. Ancak bugün insanlar korkuyor, hükümete laf edemiyor. Çünkü sağcılara FETÖ, solculara PKK damgası vuruluyor. İnsanlar bu damgayı yemek istemiyor.”

Ahmet Çakmak, “Eylemi yaptıktan sonra bütün herkes yardım etmek istedi. Bülent Ecevit’in iyiliğinden başka bir şey görmedim. MHP’li Mehmet Şandır ne ihtiyacımız varsa gönderiyordu. O günlerde derdini anlatan insanlara sahip çıkan bir devlet anlayışı vardı. Ancak bugün öyle değil” dedi.

medyabold
Devamını Oku »

Girmediği ameliyatlarla vurgun yapan eski rektör ‘Bunlar fetö taktiği’ diyerek kendini savundu

YÖK Denetleme Kurulu, şu anda Selçuk Üniversitesi’nin Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı olan eski Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan hakkında yolsuzluk raporu hazırladı. Okudan ise hakkında soruşturma açılmasına “Bunlar FETÖ taktiği” diyerek cevap verdi.

BOLD – Yüksek Öğretim Kurumunun (YÖK) raporunda, Süleyman Okudan hakkında diğer doktorların ameliyatlarını kendisine aitmiş gibi kayda geçirdiği vurgulanıyor. Hürriyet’ten Fevzi Kızılkoyun’un haberine göre Okudan, işlem kat sayısı daha yüksek olduğu için devleti çifte zarara uğratmakla da suçlanıyor.

Ayrıca, raporda şöyle deniliyor: “Prof. Dr. Okudan’a ait yıllık performans ödemesi yapılan ameliyat sayısı ile ameliyat defterinde adına kayıtlı ameliyat sayısı arasındaki farkın 539 ameliyata kadar yükselmesi, dikkat çekici ve izaha muhtaç bir durum.”

Raporda, profesörün kendi bölümünde diğer hocalara mobbing uyguladığının da iddia edildiği belirtilerek bu konu hakkında da araştırma yapılması istendi. Raporun ardından YÖK, Okudan ile ilgili soruşturma izni verdi.

OKUDAN: HAVUZ SİSTEMİ VAR

Prof. Dr. Okudan, isimsiz ve imzasız mektuplarla suçlandığını belirterek, bunu bir rektör yardımcısı ve bir öğretim üyesinin yaptığını öne sürdü. “İsimsiz, imzasız mektupları 7 farklı kuruma göndermişler. Bunlar FETÖ taktiği” diyen profesör, iki kişi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, savcılığın soruşturma başlattığını dile getirdi.

Okudan, şöyle devam etti: “Yapılan ameliyatlarda veya işlemlerde yanlış bir şey yok. Bütün üniversitelerde gönüllülük esasına göre bir havuz sistemi var. 5 bin küsur ameliyat yapılmış. Benim adıma yazılı ameliyat sayısı da doğal. Bütün üniversite hastanelerinde aynı sistem var. Ortada ne bir suç ne de suçlu var. Her yıl Sayıştay denetiminden geçiyoruz.”

SABIKASI TEMİZ DEĞİL

Prof. Dr. Süleyman Okudan, Selçuk Üniversitesi Rektörü olduğu 2008 yılında Okyanus Şirketler Grubu’na yönelik operasyonda çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi olduğu iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Okudan’ın villasında yapılan aramada, yatak odasında bulunan yaklaşık 1 milyon YTL’ye ‘rüşvet parası” olduğu gerekçesiyle el konulmuştu.

medyabold
Devamını Oku »

İyi Partili Ağıralioğlu’ndan Erdoğan’a cevap: Siyasi hesaba ortak olmayacağız

İyi Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, MHP lideri Bahçeli’nin Meral Akşener’e ‘eve dön’ çağrısına destek veren AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a cevap verdi. “Biz İyi Parti olarak bu siyasi hesaba ortak olmayacağız. Cumhur İttifakı içine girmeyiz” dedi.

BOLD – Ağıralioğlu, “Güçlendirilmiş parlamenter demokrasiyi inşa edeceğiz derlerse ona İyi Parti olarak katkı sağlayacağız” ifadelerini kullandı.

Habertürk TV’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener’e yaptığı ‘eve dön’ çağrısına destek veren Tayyip Erdoğan’ın sözlerini değerlendiren İyi Partili Ağıralioğlu, “Muhalefeti zayıflatarak iktidarda kalmak zorundayız… Bu artık yolun bittiğine alamettir. Söylenecek sözün, taşınacak yükün artık takat kaldırılamaz şekilde ağırlaştığına alamettir” dedi.

Ağıralioğlu, Erdoğan’ın sözleriyle ilgili şöyle konuştu: “AK Parti’nin davetini şöyle algıladık. Memlekette bu kadar gücü kuvveti olmasına rağmen, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini de oylatıp ümidi kendi lehine kullanma fırsatını da eline geçirmiş olmasına rağmen memleketi toparlayamamışsanız, memlekete, milletinize vaat ettiğiniz Türkiye hayalini gerçekleştiremezsiniz, size muhalefetten katılacak insanların size vereceği hiçbir kuvvet bu sözleri gerçekleştirmenizi sağlamaz. Dolayısıyla biz İyi Parti olarak bu siyasi hesaba ortak olmayacağız.

CUMHUR İTTİFAKI İÇİNE GİRMEYİZ

Genel başkanımızın da defalarca zikrettiği, iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter demokrasi. Bunun takdimi, adı mühim değil aslında. Esas kast ettiğimiz şey Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulamada, memleketi, milleti dertleriyle beraber daha büyük çıkmazlara sokacağına dair bir öngörümüz vardır. Buradan dönerlerse iyileştirilmiş parlamenter demokrasi çerçevesinde bir düzelmeye katkı sağlayacağımızı söyledik defalarca. Cumhur İttifakı içine girmeyiz. Katılmıyoruz ama bu sistemde taşınamaz bir yük olduğuna inandığımız sistemi değiştirip, yerine iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter demokrasiyi inşa edeceğiz derlerse ona İyi Parti olarak katkı sağlayacağız.

YOLUN BİTTİĞİNE ALAMETTİR

Ama sizin sayısal ve siyasal güce ihtiyacınız yoksa, her istediğinizi uygulayacak kadar kudretiniz, kuvvetiniz varsa ve buna rağmen memleketinizi toparlayamıyor da muhalefetten kendi tarafınıza adam almaya çalışıyorsanız bunun Türkçe’si şudur: ‘Biz artık memleketimize, milletimize hizmet ederek, milletimizin teveccühünü kazanarak iktidarda kalamayacağız. Muhalefeti zayıflatarak iktidarda kalmak zorundayız. Bu artık yolun bittiğine alamettir. Söylenecek sözün, taşınacak yükün artık takat kaldırılamaz şekilde ağırlaştığına alamettir.

KAYBETTİNİZ DEMEKTİR

İktidar İYİ Parti’den almayı hesapladığı kuvvetle iktidarda kalmak hevesine düşmektense, milletine vermiş olduğu sözleri tutmayı denesin. İyi Parti’den talep ettikleri kuvvet onları kurtarmaya yetmez. Bütçe bu hale gelmiş, dolar bu kadar hareketli hale gelmiş, memleketteki dolarizasyonu engelleyemiyorsunuz, borçlanma maliyetiniz sınırlı hale gelmiş, işsizlik rakamları dayanılmaz hadlerde… Bu kadar ağır yükün içinde çözmeniz gereken bunca dert varken siyaseti magazinleştirerek, ‘Oradan gelin, sizin milli olduğunuza karar verdik, bizimle beraber olun’ falana dönmüşseniz, artık memleketinize hizmet edebilme imkanını kaybettiniz demektir. Bu onun alametidir.”

Cemal Enginyurt’tan ‘kendim ettim kendim buldum’ açıklaması

medyabold
Devamını Oku »

‘Mavi Vatan’da köşeye sıkışmak ve hezimeti yaşamak

Alman turistlerden elde edilecek eurolar uğruna “Mavi Vatan” satıldı. Oruç Reis’in Türk Kıta Sahanlığı sınırları içerisinde yapacağı sismik araştırma iptal edildi. Bir kez daha Erdoğan rejiminin bekası uğruna devletin hak ve menfaatleri feda edildi.

FATİH YURTSEVEN

BOLD ANALİZ – İktidarını belli bir zümrenin hak ve menfaatlerini korumak üzerine inşa eden tek adam rejimleri için ulusal güvenlik ve dış politika gibi konular, kendi bağlamlarından koparılarak iç politik hedeflerinin güdümünde kendilerine hayat hakkı bulurlar. Mısır ve Yunanistan arasında 6 Ağustos tarihinde imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması Türkiye’nin şu anda içerisinde bulunduğu durumu özetleyen en somut gelişme olarak gösterilebilir.

Türkiye’nin yakın kuşağı için örnek olarak gösterildiği, parlamenter rejimin kurumlarının birbirleriyle uyum içerisinde çalıştığı, devletin hak ve menfaatlerinin herkes için belirleyici olduğu zamanlarda, Dışişleri ve Genelkurmay bürokrasisinin uyumlu çalışması sonucunda Mısır ile askeri ilişkiler en üst seviyeye çıkarılmıştı. 2011 ve 2012 yıllarında icra edilen “Dostluk Denizi” tatbikatlarında Doğu Akdeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip iki ülkesi arasındaki yakın iş birliği Doğu Akdeniz’de hayat bulmuştu. İlişkilerde yaşanan ilerlemenin Türkiye açısından bir MEB anlaşması ile sonuçlanması ve Suriye krizi nedeniyle alternatif ticaret rotası olarak Port Said Limanı’nın kullanılması hedefleniyordu.

Ancak, Arap Baharı sonrasında oluşan siyasi ve toplumsal koşulları gizli ajandasındaki siyasal hedefleri hayata geçirmek açısından en uygun zaman olarak değerlendiren Erdoğan, Mısır’da Mursi’nin askeri darbe ile devrilmesine çok sert tepki vererek iki ülke arasındaki ilişkilerin sıfırlanmasına neden oldu. O dönem Genelkurmay karargâhı, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumu dikkate alarak ilişkilerin askeri olarak örtülü bir şekilde devam etmesini isterken, Erdoğan rejimi kendi ajandası doğrultusunda Mısır ile ilişkileri askıya aldı.

Daha önce Mavi Marmara olayında da İsrail ile benzer bir durum yaşanmış, Erdoğan rejimi, İsrail ile ilişkileri askıya almış, Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı, İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs iş birliğinin önünü açmıştı. Mısır ile ilişkilerinin askıya alınması da Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de tamamen yalnızlaşmasına neden oldu. Mısır o zamana kadar Yunanistan’ın ısrarlı talebine rağmen, Türkiye ile olan ilişkilerinden dolayı bir MEB anlaşmasına “Evet” demedi.

Yunanistan kendisi adına oluşan boşluğu doldurmak için, hem siyasi hem de askeri olarak Mısır ile ilişkileri geliştirme yönünde güçlü bir irade ortaya koydu. Rodos Adası açıklarında her iki ülke deniz kuvvetleri unsurlarının katımıyla amfibi tatbikatlar icra edildi. Erdoğan rejiminin öngörülemezliği ve pragmatist yaklaşımı, ABD’yi uzun vadede bölgede Türkiye’ye karşı bir alternatif aramaya zorladı. Yunanistan’ın Dedeağaç limanı ve bazı üslerinin ABD’nin kullanımına açılması, Yunanistan’ı bölgede daha cüretkâr adımlar atma konusunda cesaretlendirdi.

Türkiye’nin elinde o kadar haklı argümanları olmasına rağmen, sırf iç politikada alıcısı var diye, kaynağı gayri milli bir kavram olan “Mavi Vatan” doktrini etrafında örgütlenen birkaç maceraperest ulusalcı asker ve Cihat Yaycı’nın yönlendirmesiyle, Libya’ya yönelik silah ticaretini perdelemek için, Ulusal Mutabakat Hükumeti ile yapılan MEB sınırlandırma anlaşması bardağı taşıran son damla oldu. Hukuki ve siyasi olarak çürük bir zemine dayanan anlaşma bölgede diğer “olmazların” önünü açtı. Doğu Akdeniz Gaz Forumu etrafında Türkiye karşıtı bir eksen oluştu.

Bölgede her geçen gün yalnızlaşan Türkiye askeri olarak daha sert tedbirlere başvurdu. 21 Temmuz’da Meis Adası’nın güneyinde Oruç Reis gemisinin sismik araştırma yapması için ilan edilen NAVTEXT (Denizcilere duyuru) Türk ve Yunan donanmalarını karşı karşıya getirdi. Almanya Başbakanı Merkel’in arabuluculuğunda Türkiye’ye yönelik seyahat kısıtlamalarının gevşetilmesi karşılığında, her iki ülke, sorunların çözümü için masaya oturmayı kabul etti. Herkesin anlayacağı dille ifade edersek gelecek Alman turistlerden elde edilecek eurolar uğruna “Mavi Vatan” satıldı, Oruç Reis’in yapacağı sismik araştırma iptal edildi. Oysa; Oruç Reis’in araştırma yapacağı saha, BM’ye deklare edilen Türk Kıta Sahanlığı sınırları içerisindeydi. Bir kez daha Erdoğan, rejimin bekası uğruna devletin hak ve menfaatlerini feda etti.

Almanya sayesinde Türkiye’nin kararlığını test eden Yunanistan, şartları çok iyi değerlendirerek Türkiye için en kötü senaryo olan Mısır ile MEB sınırlandırma anlaşmasını imzaladı. Peki bundan sonra ne olacak?

Erdoğan rejimi yaşanan ekonomik kriz nedeniyle iç politikada zor günler yaşıyor. Halkın yeniden “Saray” etrafında kenetlenmesi için yeni bir gündeme ihtiyacı var. Günlerdir pompalanan Yunan tehdidi, yapılan anlaşma ile somutlaştı. Ulusalcı askerler için de Yunanistan ile yaşanacak bir askeri mücadele kendilerine yeni alanlar açacağı için, tercih sebebi. Zira, onlarda çok iyi biliyor ki; 28 Şubat’ın en önemli aktörlerinden biri olan Güven Erkaya’nın yıldızı, Kardak krizinde parlamıştı.

Toparlarsak; Erdoğan rejimi yeniden Meis güneyinde bir NAVTEXT ilan eder, Oruç Reis sismik araştırma için sahaya intikal eder, Türk ve Yunan donanmaları Doğu Akdeniz’de tam kadro hazır olur, tarih tekerrür eder, Kardak krizinde üsteğmen olan şimdinin SAT Komutanı Amiral Ercan Kireçtepe komutasında SAT’larımız MEİS adası etrafında bulunan adalardan birine çıkar, Almanya ve ABD devreye girer, Erdoğan pazarlık yapar, alacağını alır, vereceğini verir ve “Mavi Vatan” bir kez daha satılır, bu arada ekonomik kriz unutulur, toplum sakinleşir. Bu iyi senaryo.

Herkes artık şunun farkına varmalı. Erdoğan rejimi bu ülkenin en büyük ulusal güvenlik sorunudur. Olayların kontrolden çıkarak sıcak bir çatışmaya dönüşmesi an meselesidir. Türkiye daha önce de buna benzer krizleri başarıyla yönetmiş bir hariciye hafızasına sahiptir. Eğer halen varsa sesini çıkaran birkaç cesur diplomat ve asker, onların tavsiyesine kulak vermek herkesin menfaatine olacaktır.

medyabold
Devamını Oku »

Atina isteyen sığınmacıları 2000 euro verip ülkelerine gönderiyor

Yunanistan, kendi ülkesine dönmeyi kabul eden sığınmacıları göndermeye başladı. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen program kapsamında, dönmeyi kabul eden her sığınmacıya 2 bin euro veriliyor.

BOLD – Yunanistan, Avrupa Birliği’nin (AB) de desteği ile, gönüllülük esasına dayalı olarak sığınmacıları kendi ülkelerine göndermeye başladı.

Perşembe günü bu kapsamda Atina’dan kalkan ilk uçağın 134 Irak vatandaşını Irak’a götürdüğü bildirildi. Söz konusu girişim, AB’nin, sınırları içinde çok fazla sığınmacı barındıran üye ülkeleri rahatlatmak için uygulanan bir program kapsamında yürütülüyor.

Program çerçevesinde, 1 Ocak 2020 tarihinden önce Ege Denizi’ndeki adalardan birine gelen ve buradaki sığınmacı kamplarında yaşayan 5 bin sığınmacıya, ülkelerine dönmeyi kabul etmeleri halinde, kişi başı 2 bin euro mali destek sağlanıyor.

Brüksel, finansmanı AB kaynaklarından karşılanan programı geçen mart ayında başlatmayı düşünmüş ancak koronavirüs salgını nedeniyle uygulamayı ertelemek zorunda kalmıştı. Halihazırda yaklaşık 120 bin sığınmacıya ev sahipliği yapan Yunanistan’da, özellikle İleryoz, Sisam, Midilli, İstanköy ve Sakız Adaları’ndaki kamplarda kalan 25 binden fazla sığınmacı, bu kamplardaki kapasite darlığı ve yetersizlikler nedeniyle son derece kötü şartlarda yaşıyor.

“Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan anlaşma, Türkiye için yok hükmündedir”

medyabold
Devamını Oku »

Lübnan’da Beyrut Limanı ve Gümrük Muhafaza Müdürü dahil 16 kişi gözaltına alındı

Beyrut’taki patlamayla ilgili olarak Beyrut Limanı ve Gümrük Muhafaza Müdürü dahil 16 kişi gözaltına alındı. Soruşturmanın bağımsız yapılacağına inanmayan göstericiler ise sokağa çıktı. Ülkede ‘Lübnan 10 sene Fransız mandası altına girsin’ talebiyle imza kampanyası başlatıldı.

BOLD – Beyrut Limanı’nda Salı günü meydana gelen patlamayla bağlantılı olarak Beyrut Limanı ve Gümrük Muhafaza Müdürü 16 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında şimdiye kadar 18 kişinin de ifadesi alındı.

Gözaltına alınan kişilere tam olarak hangi suç veya suçların yöneltildiği konusunda ise açıklama yapılmadı.

Olayı soruşturmakla görevlendirilen Lübnan Askeri Mahkemesi Yargıcı Fadi Akiki, patlamaya dair bütün detayların aydınlatılması için çabaların sürdüğünü, soruşturma tamamlanana kadar da limanın kuzeyindeki sanayi bölgesinin kapalı tutulacağını açıkladı. Akiki, limanla ilgili denetimden de ordu ve ülkenin iç güvenliğinden sorumlu birimlerin sorumlu olduğunu söyledi.

Lübnan Merkez Bankası, Beyrut Limanı müdürü ile Lübnan gümrük müdürünün de aralarında olduğu yedi kişinin hesaplarını dondurduğunu açıkladı.

ÖLÜ SAYISI 149’A YÜKSELDİ

Lübnan Sağlık Bakanlığı patlamada hayatını kaybedenlerin sayısının 149’a yükseldiğini duyurdu. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) bildirdiğine göre de patlamada evsiz kalan 300 bin Beyrutlu’dan en az 80 bini çocuk.

Olayda 5 binden fazla kişi yaralanırken yetkililer kayıp kişiler nedeniyle ölü sayısının artabileceğini belirtiyor.

2750 TON AMONYUM NİTRAT

Beyrut Limanı’ndaki patlamaya 2013 yılında Gürcistan’dan Mozambik’e gitmek üzere yola çıkan Moldova bandralı Rhosus adlı geminin taşıdığı yüksek miktardaki amonyum nitrat maddesinin neden olduğu belirtiliyor. Geminin yolculuk sırasında arızalandığı, arıza nedeniyle Beyrut Limanı’na yanaştığı, yasal eksiklikler nedeniyle geminin yoluna devam etmesine izin verilmediği ve gemide bulunan 2 bin 750 ton amonyum nitratın limanda depolandığı belirtiliyor.

Lübnanlı yetkililer, patlamaya yol açtığı tahmin edilen bu tehlikeli maddenin depolanmasında da gerekli önlemlerin alınmadığını dile getiriyor.

PROTESTOLER YENİDEN PATLAK VERDİ

Bu arada ülkedeki ekonomik kriz, işsizlik ve yoksullaşmanın korona pandemisiyle daha da derinleşmesiyle artan protestolar da sürüyor. Az sayıda göstericinin dün akşam meclis binasının bulunduğu bölgeye zorla girmeye çalıştığı, polisin müdahalesi sonucu yaralananlar olduğu bildirildi.

Lübnan’da geçen sene Ekim ayında da geniş katılımlı protesto gösterileri düzenlenmiş, kamuya ait paraların israf edildiğini iddia eden göstericiler hükümeti yolsuzluk ve adam kayırmakla suçlamıştı. Ülkeyi küçük bir zengin elitin yönettiğini savunan protestocular, limandaki patlamaya dair soruşturmanın bağımsız yapılacağına inanmıyor.

Bu nedenle bağımsız bir uluslararası soruşturma yürütülmesi yönündeki talepler de artıyor. Bu taleplere dört eski başbakan ile eski Dürzi lider Velid Canbolat da destek veriyor.

FRANSIZ MANDA YÖNETİMİ İÇİN İMZA KAMPANYASI

Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta meydana gelen şiddetli patlamanın ardından, internetten başlatılan bir kampanyada ülkenin Fransa’nın hakimiyetine geçmesi için 53 binden fazla imza toplandı.

Avaaz adlı internet sitesinde yer alan “Lübnan 10 yıl boyunca Fransa tarafından yönetilsin başlıklı kampanyanın açıklama kısmında, “Lübnanlı yetkililer, ülkenin güvenliği ve yönetimi konusunda açıkça başarısız olmuşlardır. Çöken sistem, yolsuzluk, terörizm derken ülke son nefesini verme aşamasına gelmiştir. Lübnan’ın yeniden iyi ve istikrarlı bir başlangıç yapabilmesi için Fransa’nın hakimiyetine geçmesi gerektiği kanaatindeyiz” ifadeleri kullanıldı.

Lübnan, 1920-1945 yılları arasında Fransız mandası altında yönetilmişti.

Bu arada patlama sonrası ülkeyi ilk ziyaret eden en üst düzeyli kişi de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron oldu.

Beyrut’u ziyaret eden Macron: Lübnan’a koşulsuz yardım öncelikli olmalı

medyabold
Devamını Oku »

TMSF’den Bilal Erdoğan’ın okul arkadaşına 280 milyon liralık inşaat ihalesi!

Bilal Erdoğan’ın arkadaşı İlkyapı İnşaat sahibi Aykut Emrah Polat, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Ataşehir’deki arazisine yapılacak ‘konut, iş yeri sosyal tesisler inşaatı’ işini 280,4 milyon liraya aldı. İlgili ihale AKP iktidarıyla özdeşleşen pazarlık usulü ile gerçekleştirildi.

BOLD – Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) inşaatı arkasından Bilal Erdoğan’ın imam-hatipten arkadaşı Aykut Emrah Polat çıktı. Fonun Ataşehir’deki arsası üzerine yapılacak ‘Ataşehir Modern Projesi A, B, C Blok konut, iş yeri sosyal tesisler inşaatı’ işini Polat’ın sahibi olduğu İlkyapı İnşaat ile Mustafa Ekşi İnşaat ortaklığı aldı. Pazarlık usulüyle gerçekleşen ihalede ortaklık 280,4 milyon ile en uygun teklifi verdi. Şirketler inşaata başladı.

ERDOĞAN AİLESİNİN ŞİRKETİNDE HİSSESİ BULUNUYOR

ANKA’dan Bora Erdin’in haberine göre ortaklık 1 Nisan’da araziyi alıp inşaata başladı. Teslim tarihi 1 Nisan 2022 şeklinde belirlendi. İhaleyi kazanan iki şirketten İlkyapı İnşaat’ın sahibi Polat, Bilal Erdoğan, amcası Mustafa Erdoğan ve eniştesi Ziya İlgen ile 2014’te Mehmet Gür’ün ortak olduğu bir şirket kurmuştu. Erdoğanlar’ın gemi taşımacılığı sektöründeki BMZ adlı şirketinde ve Ortadoğu Proje Geliştirme İnşaat Sanayi ve Ticaret isimli şirkette Aykut Emrah Polat’ın da hissesi var.

İHALESİZ VERDİLER ŞİRKET YÜRÜTEMEYİNCE FESHEDİLDİ

TMSF’nin aynı araziyi 2016’da Aksüs Yapı şirketine ‘Arsa Satış Karşılığı Gelir Paylaşımı Sözleşmesi’ ile ihalesiz verdiği ortaya çıkmıştı. 2019’da yüklenici şirketler inşaat sektöründeki ekonomik sıkıntı sebebiyle Fon’dan sözleşmede taahhüt edilen asgari hasılat tutarının ilk taksitinin ve devam eden taksit vadelerinin faizsiz ötelenmesi veya sözleşmenin ‘hasılat paylaşım usulünün’ revize edilip ‘kat karşılığı inşaat yapım usulüne’ dönülmesini istemişti. TMSF, talepleri kabul etmedi ve sözleşme Mayıs 2019’da karşılıklı mutabakat çerçevesinde feshedildi. Fon aynı alan için Mart 2020’de 21/b ihalesi yaptı.

ZEMİNDE KAYMA SEBEBİYLE YIKILMALI İDDİASI SÖZ KONUSU

Öte yandan 2018’de açılması planlanan ancak bir türlü faaliyete geçmeyen Seyrantepe Hastanesi’nin de yüklenicisi İlkyapı İnşaat. 2018’den bu yana bitmesine rağmen bir türlü hizmete başlayamayan hastane ile ilgili binanın yer aldığı zeminde kayma olması ve yıkılması gerektiğine dair haberler çıkmıştı.

Aykut Emrah Polat

KARTAL ENSAR VAKFI İLÇE BAŞKANI VE KIZILAY GAYRİMENKUL YÖNETİM KURULU ÜYESİ

İlkyapı İnşaat’ın iki ortağı var: Aykut Emrah Polat ve Volkan Keleş. Şirket 2006’da kuruldu ve sermayesi 1,5 milyon lira. Bilal Erdoğan’ın arkadaşı Polat, Kartal Ensar Vakfı İlçe Başkanı, Kızılay Gayrimenkul ve Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi görevlerini de sürdürüyor.

‘AKP, TOKİ ihaleleriyle yandaş müteahhitlere 106 milyar lira ödedi’

medyabold
Devamını Oku »

“Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan anlaşma, Türkiye için yok hükmündedir”

Türk Dışişleri, Mısır ile Yunanistan arasında imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasının “Türkiye için yok hükmünde olduğunu” açıkladı.

BOLD – Türk Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasının Türkiye için yok hükmünde olduğunu açıkladı.

Bakanlığın internet sayfasında yer alan açıklamada “Bugün imzalandığı açıklanan sözde deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması,Türkiye için yok hükmündedir. Bu anlayışımız sahada ve masada ortaya konacaktır” ifadeleri kullanıldı.

Anlaşma ile sınırlandırılan alanın Birleşmiş Milletler’e bildirilen Türk kıta sahanlığı içinde yer aldığı belirtildi.

Açıklamada “2003’te Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile imzaladığı anlaşmayla 11 bin 500 kilometrekareden vazgeçen Mısır, Yunanistan’la bugün imzaladığı bu sözde anlaşma ile de yine deniz yetki alanı kaybına uğramaktadır. Bu anlaşmayla Libya’nın hakları da gasp edilmeye çalışılmaktadır. Türkiye’nin, söz konusu alanda herhangi bir faaliyete izin vermeyeceği ve Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve Kıbrıs Türkleri’nin meşru hak ve çıkarlarını kararlılıkla savunmaya devam edeceği kuşkusuzdur.” ifadelerine yer verildi.

MISIR-YUNANİSTAN MEB ANLAŞMASI

Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükri dün Kahire’de Yunan mevkidaşı Nikos Dendias ile bir araya geldi. Şukri, görüşme sonrası yapılan ortak basın toplantısında iki ülke arasında yer alan petrol ve gaz rezervlerinin bulunduğu bölgede Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması imzalandığını duyurdu.

Şükri, “Bu anlaşma her iki ülkenin de özellikle petrol ve gaz rezervleri vadeden münhasır ekonomik bölgedeki mevcut kaynakları azami şekilde kullanılabilmesine olanak sağlayacaktır” dedi.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias da anlaşmanın “uluslararası hukuk çerçevesinde olduğunu” söyledi. Dendias Mısır ile imzaladıkları anlaşmanın “uluslararası hukukun tüm kavramlarına, deniz hukuku ve iyi komşuluk ilişkilerine riayet ettiğini ve bölgenin güvenlik ve istikrarına katkı sağladığını” belirtti.

Mısır ile Yunanistan Türkiye’nin Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti (UMH) ile imzaladığı deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasının ‘‘yasa dışı’’ olduğunu öne sürmüş ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini kaydetmişti.

MİÇOTAKİS: ANLAŞMA MEŞRU

 

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Ege’deki Herke Adası’nı ziyareti sırasında, ülkesinin Mısır ile Kahire’de imzaladığı sözde anlaşmaya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Mısır ile yaptıkları anlaşmanın “uluslararası hukuka uygun” olduğunu savunan Miçotakis, bunun “her iki ülkeyi de tam olarak tatmin eden meşru bir anlaşma” olduğunu söyledi.

Miçotakis, anlaşmanın Doğu Akdeniz’de “yeni bir realite yarattığını” öne sürerek, “Birkaç ay önce İtalya ile olduğu gibi Mısır’la da uluslararası hukuka uymanın güvenlik, barış, istikrar ve iyi komşuluk ilişkilerinde tek yol olduğunu kanıtladık.” iddiasını dile getirdi.

UMH: LİBYA’NIN HAKLARININ İHLAL EDİLMESİNE İZİN VERİLMEYECEK

LibyaDaki Ulusal Mutabakat Hükumeti Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan ile Mısır arasında imzalandığı açıklanan sözde deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasına tepki göstererek, “Libya’nın deniz haklarının ihlal edilmesine izin verilmeyeceği” uyarısında bulundu.

Libya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Muhammed el-Kablavi, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Dışişleri Bakanlığı, Libya’nın denizdeki haklarını ihlal edilmesinde hiçbir tarafa izin verilmeyeceğini vurgulamaktadır. Türkiye ile imzaladığımız (Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin) Mutabakat Muhtırasını uygulamaya bağlılığımızı tekrar ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Mısır ve Yunanistan, Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması imzaladı

medyabold
Devamını Oku »

İstifası istenen Berat Albayrak’a AKP’lilerden kopya mesajla destek

Doların TL karşısında tarihi zirveyi görmesi üzerine sosyal medyada istifası istenen Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a AKP’liler “Berat Albayrak’ın yanındayız” kampanyasıyla destek verdi. AKP’li isimlerin tek tip mesajları dikkat çekerken, AKP’li Celalettin Güvenç ise, Albayrak’ı eleştirenlere ‘köpekler’ dedi.

BOLD – Doların 7.30’u aşmasının ardından sosyal medyada Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a istifa çağrısı yapıldı. AKP’li isimler ise Twitter’da #BeratAlbayrakYanındayız kampanyası başlattı.

Bazı AKP’lilerin kopya mesajlar paylaşması Albayrak’a destek kampanyasının parti yönetimi tarafından organize edildiğini gösterdi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya ile AKP Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, aynı mesajla Albayrak’a destek çıkması dikkat çekti. AKP’li iki isim,  “Türkiye’nin ilk çeyrekte büyümesi, Pandemiyi çok iyi yönetmesi, Normalleşme sürecinden sonra enflasyon ve ihracat verilerinin Avrupa&ABD’nin aksine çok iyi gelmesi hem batıyı hem de ülke içindeki batı yanaşmalarını rahatsız etti” mesajını paylaştı.

AKP’Lİ ÜNAL: EKONOMİDE PROPAGANDA ALEYHE İŞLER

TBMM İç İşleri Komisyonu Başkanı, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç ise ekonomi yönetimini eleştirenlere ‘köpekler’ hakaretinde bulundu. Güvenç, “Berat Albayrak Yanındayız” etiketi kullandığı paylaşımında “Köpekler havladı diye atlar ölmez…” ifadelerini kullandı. Güvenç’in paylaşımına sosyal medyadan büyük tepki geldi. Güvenç’e Tayyip Erdoğan’ın eski metin yazarı Aydın Ünal sosyal medya hesabından tepki gösterdi. Ünal, “Propaganda ekonomide işe yaramaz zira ekonominin somut göstergeleri ve sonuçları vardır. Ekonomide tabloyu olduğundan farklı gösteren propaganda aleyhe işler. Milletin serzenişine “havlamak”, millete de “köpek” demek ise propaganda bile değildir” dedi. Ünal’ın mesajına ise Güvenç, “Hakaret ve küfür tarzım olmasa da yanlış anlaşılmaya müsait Romen atasözünü bir tweet attığım doğru. Bil ki edilen küfürlerden çok senin ifaden beni yaraladı.Büyük üzüntülerimle aynen sana iade ediyorum” tepkisi verdi. Bir kullanıcı ise Güvenç’e, “Yarın o köpeklerden oy isteyeceksin unutmayacağız unutturmayacağız” dedi.

Rekorlar yenilendikçe halk döviz büroları ve kuyumculara akın ediyor

 

medyabold
Devamını Oku »

Dolar kuru tüm zamanların rekorunu kırdı: 7.34 TL

Türk Lirası, Amerikan Doları karşısında değer kaybetmeye devam ediyor. Dolar/TL kuru, 7,3471’i gördü. Dolar, Türk Lirası karşısında tüm zamanların en yüksek değerine ulaştı.

BOLD – Kur, bu sabahki işlemlerde 7,3471 seviyesine kadar çıktı. Türk Lirası yılbaşından bu yana ABD Doları karşısında yüzde 22’den fazla değer kaybetmiş oldu. Dün ve bugünkü gelişmeler sonrası Merkez Bankası piyasadaki TL likiditesini sıkılaştırarak para birimini destekleme yönünde adım attı. Ancak Dolar/TL kuru rekora yakın seviyelerde işlem görmeye devam ediyor.

medyabold
Devamını Oku »

AKP’li avukatlar çoklu baroyu gerçekte değil sanalda kurdu

AKP’li avukatlar, çoklu baro düzenlemesi sonrası henüz yeni baro kuracak sayıya ulaşamadı. İstanbul’da bin 500 imza toplanırken Ankara ve İzmir’de yeni baro girişimi yok. Resmi olarak kurulamayan barolar için sosyal medyada İstanbul ve Ankara hesapları açıldı.

BOLD – AKP ve MHP’nin baroların karşı çıkmasına rağmen Meclis’te kabul ettiği çoklu baro değişikliğinin ardından yeni barolar için resmi bir girişim yapılmadı.

İstanbul’da AKP’ye yakın avukatlar yaklaşık 20 günde bin 500 imza toplanabildi.  AKP’li avukatların yeni baro kurmak için gerekli 2 bin rakamını baro levhasına kayıt olma zorunluluğu bulunmayan kamu avukatlarının desteğiyle sağlayacağı belirtiliyor. Gazete Duvar’ın haberine göre, resmiyette bir baro kurulamazken, Twitter’de İstanbul 2 Nolu Barosu ile Ankara Barosu 2 hesapları açıldı. ‘Ankara Barosu 2’ adıyla açılan Twitter hesabı üzerinden yeni baro için ‘kurucular kurulu üyeleri’ aranırken hesap bir süre sonra askıya alındı. Ankara’nın yanı sıra İstanbul’da da ‘İstanbul 2 Nolu Barosu’ adıyla sosyal medyada hesap açıldı. Twitter üzerinden ikinci baroya ilişkin ilke ve görüşlerin açıklandığı hesap, yeni baronun 1 Eylül’de kurulacağını öne sürdü; ancak kentte yeni baro kurma hazırlığında olan Hukukun Üstünlüğü Platfomu hesabın kendilerine ait olmadığını belirtti.

İstanbul’da ikinci bir baro kurmak için Hukukun Üstünlüğü Platformu adıyla bir araya gelen avukatlar, geçtiğimiz haftalarda ilk toplantısını yaptı. Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı’nın öncülüğünde devam eden çalışmalar kapsamında 46 bin 52 avukatın bulunduğu İstanbul’da şu ana kadar bin 500 imza toplandı. Cavit Tatlı önümüzdeki günlerde 2 bin avukat sayısına ulaşacaklarını söyledi.

TBB SEÇİMLERİNE YETİŞTİRMEYE ÇALIŞACAKLAR

Tatlı, yeni baroyu bir an önce kurarak aralık ayında yapılacak Aralık 2020’de yapılacak TBB seçimlerine girmeyi hedeflediklerini belirtti. 2 bin sayısına kısa sürede ulaşacaklarını kaydeden Tatlı, “Yeni baro için yeterli sayıya ulaşır ulaşmaz başvuru yapacağız. Şu an bin 500 meslektaşımızdan imza topladık. TBB seçimlerine katılmak için 2 genel kurul yapmamız lazım. Yetişebilirsek katılacağız. En iyisini yapmak istiyoruz” dedi.

Öte yandan, farklı grupların ise ekim ayında yapılacak İstanbul Barosu seçimlerini beklediği, seçim sonucuna göre hareket edecekleri kaydediliyor. Yeni baro için somut adımların CHP’nin Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuru sonucuna göre atılacağı ifade ediliyor.

ANKARA’DA AKP VE MHP UZLAŞMASI YOK

Edinilen bilgiye göre Ankara’da ise AKP ve MHP’li avukatlar arasında henüz uzlaşma yok.  Ankara Barosunun 2018’de yapılan Olağan Genel Kurulu seçimine ortak adayla giren AKP’ye yakın avukatların kurduğu Baroda Birlik grubu ile MHP’ye yakın avukatların oluşturduğu Milliyetçi Avukatlar Grubu, yeni baro konusunda uzlaşamadı. Ankara’da ikinci baro için ayrı ayrı çalışma başlatan gruplar, yeterli olan 2 bin sayısına erişemiyor. 2018 yılında yapılan seçimlerde iki grubun adayı avukat Gencer Özdemir, 2 bin 183 oy alabilmişti. Gencer Özdemir, “Yeni baroya ilişkin düşüncemiz var. Ancak henüz somut bir adım yok” dedi.

İZMİR’DE YENİ BARO ZOR GÖRÜNÜYOR

Yeni düzenlemeye göre 9 bin 612 avukatın bulunduğu İzmir’de ikinci bir baro kurulmasına ‘zor’ gözüyle bakılıyor. İzmir’de Madımak Katliamı sanıklarının avukatı olarak tanınan ve 24. Dönem AK Parti İzmir Milletvekilliği yapan Ali Aşlık,  “İmza sürecine henüz girmedik. Daha görüşmeler yapıyoruz” dedi. İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, İzmir de ikinci bir baro kurulmasına ihtimal vermedi. AKP ve MHP’li avukatların baroda yüzde 5 oylarının olduğunu vurgulayan Yücel, “Burada yeni baro kurulması zor. Oyları yüzde 5. Yaptıkları algı yaratmak” diye konuştu. Kamu avukatları ile 5 bin üye sayını aşan Antalya’da ise yeni baro kurmaya ilişkin hiçbir çalışma olmadığı kaydedildi.

Mevcut avukatlar ile İstanbul dahil büyükşehirlerde 2 bin sayısına ulaşamayan AKP ve MHP’ye yakın avukatların, aralık ayında yapılacak TBB seçimlerine katılamayacağı belirtiliyor.

‘AKP, TOKİ ihaleleriyle yandaş müteahhitlere 106 milyar lira ödedi’

medyabold
Devamını Oku »

KHK ile gasp edilen Zaman gazetesinin binasını adliyeye ek yaptılar

15 Temmuz sonrası TRT ya da Sabah’a devredileceği konuşulan Zaman gazetesinin Yenibosna’daki merkez binası adliyeye dönüştürüldü.

BOLD – İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin 4 Mart 2016’da verdiği kararla kayyum atanan ve 15 Temmuz’dan sonra çıkarılan KHK ile kapatılarak TMSF’ye devredilen Zaman gazetesinin binası, İstanbul Bakırköy Adliyesi ek hizmet binası oldu. Yenibosna’daki binaya tabela asıldı.

KARAR GEÇEN YIL ALINDI

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen yıl eylül ayında “Sayın Bakırköy Adliyesi Mensupları, Bahçelievler/Yenibosna ilçesinde bulunan eski Zaman Gazetesi binası Bakırköy Adliyesine Ek Hizmet Binası kullanımı için geçici olarak tahsis edilmiştir. Bina ile ilgili teslim alma ve dönüştürme çalışmalarına başlanmıştır. Bilgilerinize sunulur. BAKIRKÖY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI B043″ diye çalışanlarına SMS göndermişti.

DAVA AÇILMIŞTI

TR724’ün haberine göre Belçika merkezli Cascade Investment NV adlı şirkete ait olan bina için Dünya Bankası’na bağlı Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözüm Merkezi’nde (ICSID) dava açıldı. ICSID’ın resmi sitesinde yer alan bilgiye göre Belçikalı şirket, Zaman gazetesi binasının sahibi olan Cihan Medya Dağıtım AŞ’nin hissedarı olduğunu ve bu şirkete Türkiye’nin el koyduğunu söyledi. Cascade Investment, 2015 yılı başlarında Zaman gazetesinin binaları ve matbaalarının sahibi olan Cihan Medya Dağıtım AŞ’nin hisselerini satın almıştı.

medyabold
Devamını Oku »

“Babam bize ilgi göstermezken Taha’nın üzerine titriyordu ‘acı çeksin’ diye öldürdüm”

Antalya Manavgat’ta 8 yaşındaki kardeşi Seyit Taha Y’yi ormanlık alanda bıçaklayarak öldüren Sinan Y, “Babam bana ve diğer kardeşime ilgi göstermezken Taha’nın üzerine titriyordu. Sevmeme rağmen babam acı çeksin diye öldürdüm. 15 gündür tasarlıyordum” dedi.

BOLD – Babasının kardeşine sevgisini kıskanan 18 yaşındaki Sinan Y, 8 yaşındaki Seyit Taha Y’yi Antalya Manavgat’ta ormanlık alanda bıçaklayarak öldürdü. Mahkeme ifadesinde, “Babam bana ve diğer kardeşime ilgi göstermezken kardeşim Taha’nın üzerine titriyordu. Bu yüzden sırf babam acı çeksin diye sevmeme rağmen kardeşimi öldürdüm. 15 gündür onu nasıl öldüreceğimi tasarlıyordum” diye konuştu.

EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NE KENDİSİ GİTTİ

Manavgat İlçe Emniyet Müdürlüğüne giderek kardeşi Seyit Taha Y’yi, Kasaplar Mahallesi Türkbeleni mevkisinde ormanlık alanda bıçaklayarak öldürdüğünü söyleyen 18 yaşındaki Sinan Y, polisteki işlemleri sonrası Manavgat Devlet Hastanesi’ne sağlık kontrolüne götürüldü. Ardından adliyeye sevk edildi.

Sinan Y. (solda) ve öldürdüğü kardeşi Seyit Taha Y.

Cumhuriyet Savcısına verdiği ifade akabinde tutuklanma istemiyle sulh ceza hakimliğine gönderildi. Buradaki ifade esnasında hakimle de tartıştığı iddia edilen sanık, “Kardeşimi öldürmem için herhangi bir sebep yoktu. Ben bilerek ve isteyerek öldürdüm” dedi ve ‘yakın akrabayı kasten öldürmek’ suçundan tutuklandı.

ALTI AYDIR KARANLIK ODASINDA YAŞIYORDU

Sinan Y’nin mahkemeye çıkarıldığı sırada Manavgat Adliyesi girişinde bekleyen akrabaları, şahsın psikolojik problemleri olduğunu, kendisini psikologa götürmek isteyen ailesine ‘ben deli miyim, siz delisiniz’ diye mukabele ettiğini, son 6 aydır perdeleri tamamen kapalı odasından sadece yemek ve tuvalete için çıktığını, tuvalete girip ışığı kapatarak 1 saat kadar kendi kendine konuştuğunu belirtti.

Tanı kiti yok, belirti gösterenler evlerine gönderiliyor

medyabold
Devamını Oku »

Kılıçdaroğlu’ndan İnce talimatı: Tartışmalara girmeyin, tepkisiz kalın

CHP’nin Muharrem İnce’nin yeni bir siyasi parti kuracağı haberleriyle ilgili sessiz kalması dikkat çekti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İnce’nin partiden ayrılması ve kuracağı yeni parti konusunda tartışmalara girilmemesi ve tepkisiz kalınması talimatı verdiği belirtildi.

BOLD – Muharrem İnce’nin doğrudan bir açıklama yapmaması durumunda CHP içinde sessiz kalınması eğiliminin süreceği belirtiliyor.

Cumhuriyet’in haberine göre, parti kaynakları bu hafta sonu gerçekleşecek parti meclisi (PM) toplantısında Kılıçdaroğlu’nun bu konuda dolaylı bir mesaj verebileceği, MYK’nın belirlenmesinin ardından partinin tavrının netleşeceği kaydedildi.

MYK’DA İNCE HAMLELER

Öte yandan, parti içinde İnce’nin parti kurma hamlesinin MYK’de denklemi değiştirebileceği.  Kılıçdaroğlu’nun İnce nedeniyle partiden olası kopuşları engellemek için Hakkı Suha Okay ve Bülent Tezcan’a MYK’de görev vererek mesaj verebileceği değerlendiriliyor.

İNCE, ANKETE GÖRE KARAR VERECEK

Edinilen bilgiye göre, İnce’nin mevcut bazı belediye başkanlarıyla temas kurduğu, görüşme trafiğini şu an ağırlıklı olarak İstanbul’dan yürüttüğü, İstanbul’daki örgütlenmeyi tamamlamasının ardından Ankara’da temaslara başlayacağı belirtiliyor. İnce’nin parti kurup kurmama konusundaki son kararını Türkiye genelinde yaptıracağı kapsamlı bir ankete göre belirleyeceği kaydediliyor. Anket sonuçlarına göre İnce’nin parti kurmak yerine Cumhurbaşkanlığı adaylığı için süreci yürütebileceği de ifade ediliyor. Muharrem İnce’nin görüşme trafiğini CHP’de ağırlığı olan bazı eski siyasetçilerin çocukları üzerinden de yürüttüğü, bu kapsamda bazı eski milletvekillerinin çocuklarıyla görüşmeler yaptığı belirtiliyor.

Kuyumcular ve döviz bürolarına akın

medyabold
Devamını Oku »

Olağanüstü toplantıda normalleşme konuşulmuş

Döviz ve altındaki rekor artışlar sonrası Türkiye Bankalar Birliği’nin ev sahipliğinde olağanüstü yapılan toplantıda normalleşme dönemine ilişkin politikalar ve Merkez Bankası’nın fonlama politikasının konuşulduğu ortaya çıktı.

BOLD – Türkiye Bankalar Birliği’nden, olağanüstü olarak gerçekleştirilen toplantı ile ilgili açıklama yapıldı. Açıklamada Merkez Bankası Başkanı Uysal’ın önümüzdeki dönem piyasa fonlamasına ilişkin bilgi verdiği ifade edildi.

FAİZ ARTIRIMI KANAATİ GÜÇLENDİ

Türkiye Bankalar Birliği dün gerçekleştirilen ekonomide normalleşme değerlendirme toplantısında güçlü koordinasyon, yakın iletişim ve pozitif katkı yaklaşımıyla piyasalardaki gelişmeler ve normalleşme dönemine ilişkin ilgili kurumlar tarafından alınmakta olan kararların değerlendirildiğini bildirdi. Merkez Bankası toplantı öncesinde yaptığı açıklamada faizlerde artırım sinyali vermişti. Başkan Uysal’ın bankalara fonlama konusunda bilgi vermiş olması da faizde gidilecek yeni düzenlemeler konusundaki kanaatleri güçlendirdi.

FONLAMA POLİTİKASI SÜRECEK

TBB’den yapılan açıklamada, büyümenin istikrar içinde sürdürülmesi ve ekonomik faaliyetin finansmanına bankacılık sektörünün sağlıklı olarak katkı vermeye devam etmesi amacıyla gerçekleştirilen toplantının 3 saat sürdüğü belirtildi. Toplantıda katılımcıların işbirliği mesajı verildiği hatırlatılan mesajda, “TCMB Başkanı Sayın Uysal önümüzdeki dönemde likidite yönetimi ve fonlama politikasına yönelik bilgilendirmede bulundu. BDDK Başkanı Sayın Akben salgın döneminde devreye alınan düzenlemelerin etkilerine ve normalleşme dönemine ilişkin düşünülen politikalara yönelik değerlendirmeler yaptı” denildi.

Vaka sayısını açıklayan Bakan Koca: Bu verilerden hiçbiri garanti sunmuyor

medyabold
Devamını Oku »

Turkish central bank starts reining in credit after lira plunge

Turkey’s central bank has started to lift some funding costs and analysts said it could go further on Friday tightening such backdoor policy tools to head off more lira weakness after it plunged to record lows.

A drop in the currency over the last two weeks showed the limits of Turkey’s costly interventions in the FX market and prompted speculation that the central bank would be forced to buck political pressure and raise its policy rate from 8.25%.

Officials from the central bank and financial regulator discussed the volatile market action with bank executives late on Thursday. After the meeting, bankers estimated that so-called backdoor tools could be used to effectively tighten policy by up to 300 basis points.

“As we have seen several times in the past, the central bank is looking to change its funding composition and increase lira costs rather than hiking rates,” an asset and liability management banker said.

The central bank has moved in recent days to raise the average rate of funding to 7.88%, up from 7.34% in mid-July. The funding rate was sharply reduced in March to limit financial fallout from the coronavirus pandemic.

But after the lira hit a historic low of 7.3175 versus the dollar on Thursday, the bank said in a statement such liquidity facilities will be phased out as of early August.

Goldman Sachs analysts said it will likely lift the average funding rate as high as the policy rate, which has been set at 8.25% since June after an aggressive year-long monetary easing cycle.

They added that the lira weakness could also prompt the bank look to other so-called backdoor tools – as it did in March of last year – including raising the rate on an overnight window from 9.75% and even lifting a late lending rate from 11.25%.

In a separate statement on Friday, the central bank said it will halve the current liquidity limits offered to primary dealers under open market operations as of Monday.

In a readout of the three-hour Thursday meeting, Turkey’s bank association said that Central Bank Governor Murat Uysal discussed liquidity management and funding policies in the upcoming period.

It added decisions are taken with “strong coordination, close contact, and a positive contribution approach.”

Reuters

Government debt held by Turkey’s central bank exceeds 10% of its assets

The post Turkish central bank starts reining in credit after lira plunge appeared first on IPA NEWS.



from IPA NEWS https://ipa.news/2020/08/07/turkish-central-bank-starts-reining-in-credit-after-lira-plunge/
Devamını Oku »