Çıplak arama mağdurlarının tepkisi sosyal medyada çığ gibi büyüyor. AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in “mütedeyyin kadınlara çıplak arama yok” açıklamasının ardından ‘mütedeyyin kadınlar’dan peş peşe çıplak arama açıklamaları geldi.
SEVİNÇ ÖZARSLAN | BOLD ÖZEL
AKP Grup Başkan Vekili Avukat Özlem Zengin’in çıplak aramayla ilgili 2 gün önce yaptığı açıklamaya tepkiler büyüyor. Baskı, tehdit ve korku nedeniyle bugüne kadar yaşadıklarını anlatamayan mütedeyyin kadınlar gözaltında ve cezaevi girişlerinde maruz kaldıkları cinsel tacizi sosyal medya hesaplarından yayınladıkları video ile anlattı.
Çıplak aramayı ilk ifşa edenlerden biri gazeteci Nur Ener Kılınç oldu. Ardından KHK’lı memur Birgül Koçal, ev hanımı Hacer Koç, avukat Betül Alpay Kocabıyık, edebiyat öğretmeni Tuba Özdemir, ev hanımı Yasemin Baltacı ve tutuklu babasına hasret kalarak hayatını kaybeden Ahmet Burhan Ataç’ın annesi Zekiye Ataç bu ifşa zincirine katıldı. En son olarak ise avukat Kübra Yiğit, Bold Medya’ya gönderdiği videoda hem kendisinin uğradığı tacizi anlattı hem de onlarca kadın müvekkilinin sesi oldu.
Özlem Zengin’in “mütedeyyin kadınlara çıplak arama yok” diyerek skandalı örtbas etmeye çalışmasının ardından mütedeyyin kadınlar yaşadıklarını anlattı:
“ONLARCA MÜVEKKİLİM ÇIPLAK ARAMAYA MARUZ BIRAKILDI”
Kübra Yiğit (avukat): 2016’dan beri avukatlık yapıyorum. 2017’de Konya Cezaevine bir müvekkilimle görüşmek için gitmiştim. Fakat bu sefer arama kabinine geçtiğim zaman tamamen farklı bir üslupla konuşan bir gardiyan geldi. Diğer aramalardan farklı olarak bir anda, benden herhangi bir şekilde izin istemeden ellerini üst iç çamaşırımın içine sokmak şeklinde beni taciz etti. ‘Ne yapıyorsun, bunu yapmaya hakkınız yok’ dememle birlikte ‘Şimdi sizi cezaevi müdürüne şikayet edeceğim, bakalım ondan sonra üzeriniz aranıyor mu aranmıyor mu?’ diye beni tehdit etti.
Daha sonra başka bir bayan geldi. Hiç böyle bir duruma girmeden normal yapması gereken aramayı yaparak cezaevine girişime izin verdi. Bunların dışında bana yaşadığı çıplak aramayı anlatan onlarca müvekkilim oldu. Ve biz bunları konuşurken avukat görüşme odasındaydık. Yeni getirdiğiniz kanunla bu odalar dinleniyor. O kayıtları bile dinlediğinizde çıplak aramaların 2016 yılından itibaren anlatıldığını görebilirsiniz. Bazılarını kamera kayıtlarıyla Bunu araştırmak ve bu çirkin uygulamaya son vermek sizin göreviniz.”
“3-4 GARDİYANIN ÇIPLAK ARAMA TACİZİNE MARUZ KALDIM”
Nur Ener Kılınç (Gazeteci): “Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Ömer Faruk Gergerlioğlu’na ‘Sen cezaevlerini 5 yıldızlı otel mi sanıyorsun’ demişti. Ben de buradan beş yıldızlı otellerinden birkaç örnek vermek istiyorum. 3 Mart 2017’de tutuklandım. Burada yaklaşık 3-4 gardiyan tarafından çıplak arama tacizine, işkencesine maruz bırakıldım. Çıplak aramanın yapılacağı esnada dar küçücük bir odada 3-4 gardiyan bulunuyordu. Günlük muhabbetlerine, seviyesiz dedikodularına devam ediyorlardı. Çıplak arama yapılırken sizler de mi burada olacaksınız diye sorduğumda kahkaha atarak bana cevap verdiler. İnsanları kaybediyorlar, kaçırıyorlar, öldürüyorlar, taciz ediyorlar ve bir de çıkıp utanmadan işkenceye sıfır tolerans diyorlar. Gelin birlik olalım. Bu işkenceleri korkmadan utanmadan anlatalım. Biliyorum ki bu işkenceye maruz kalan birçok kadın yaşadığı travmanın etkisiyle sessizliği tercih ediyor. Ama gelin bir olalım, birlik olalım. İnanıyorum ki insanlık onuru işkenceyi yenecek.”
“4 KEZ ÇIPLAK ARAMAYA MARUZ KALDIM, SÖZLÜ TACİZE MARUZ KALDIM”
Birgül Koçal (KHK’lı öğretmen): 2016’da görev yaptığım Anadolu Adliyesi’nde gözaltına alındım ve Gayrettepe Asayiş’e götürüldüm. Orada depo gibi bir odada kadın polis tarafından verilen sert direktiflerle çıplak aramaya maruz kaldım. 11 gün gözaltında kaldıktan sonra tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevine götürüldüm. Cezaevi kampüsü içinde bulunan jandarma binasında pencerelerde gördüğümüz ve yarı çıplak halde traş olan erler içinde benim de bulunduğum 13 kadına ‘getirin getirin, getirmeye devam edin’ diye laflar attılar. Ve böyle bir psikolojiyle içeriye girdikten sonra çıplak aramadan geçtik. İki gardiyan tarafından yapılan aramada üzerimdeki tüm kıyafetler, çamaşırlarım dahil çıkarmam ve yere oturup kalkmam gerektiği söylendi. Bakırköy Cezaevinde 10 ay kaldım. Bu süre içinde duruşmalar nedeniyle Silivri Cezaevine gönderildik. İki kez orada kaldım. Ve oraya her gittiğimizde uzun süredir tutuklu olmamıza rağmen, başka bir cezaevinden gönderilmemize rağmen yeniden tutuklanıyormuş gibi tekrar çıplak arama yapıldı. Tam 4 kez çıplak aramaya maruz kaldım. Bir kadın ve anne olarak onurumun ve gururumun bu kadar ayaklar altına alındığı bir dönem yaşamadım. Bunları anlatırken ben de utanıyorum. Ancak utanacak olan ben değil, bunu yapanlardır.”
“DELİKLİ BİR PARAVANIN ÖNÜNDE, JANDARMALARIN ÖNÜNDE ÇIPLAK ARANDIM”
Hacer Koç (ev hanımı): 44 yaşındayım, en büyüğü 24 yaşında 4 çocuk annesiyim. Nisan 2018’de evimden eşimle birlikte gözaltına alındım. Bir hafta gözaltında kaldıktan sonra tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevine konuldum. Aynı zamanda hukukçu olarak bildiğimiz AKP Grup Başkanvekili sayın Özlem Zengin’in ‘Türkiye’de çıplak arama asla yoktur, inanmıyorum. İçişleri Bakanımız da bunu açıkladı’ şeklindeki beyanlarından sonra ben de yaşadıklarımı anlatma gereği duydum. Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun çıplak aramayı gündeme getirmesini meclisi terörize etmek olarak nitelendirdi. Asıl terörizm sizlerin bize yaptıkları, yapılmasına müsaade ettikleri.
Çıplak arama vardır. Canlı şahitlerinden biri de benim. İki gardiyan gecenin 12’sinde Bakırköy CİK’in girişinde delikli bir paravan arkasında ve jandarmanın önünde çıplak arama yapıldım. Jandarmalar utandı, arkasını döndü. Hayatımda karakolun önünden geçmemiş ben, bilmiyorum benim için mütedeyyin der misiniz ki bu benim için çok saçma bir ifade, çünkü hiçbir insan bu duruma layık değildir.
Aldılar paravanın arkasında ‘şunu da çıkar bunu da çıkar’ dediler. Ben acaba doğru mu söylüyorlar, doğru mu algılıyorum şaşkınlıkla onlara bakarken dalga geçerek, ses şiddetini daha da yükselterek üzerimdekileri çıkarttırdılar ve otur kalk yaptırdılar.
Bunlar gerçek sayın Özlem Zengin. inanmıyor olabilirsiniz. Bütün Türkiye’de bu yapılıyor ve sizin talimatınızla yapıldığını düşünüyorum. İçeride öğrendiğime göre Bakırköy ve Silivri cezaevleri en konforlu cezaevleriymiş. Ben bunları orada yaşadım. Anadolu’daki cezaevlerinin hali sizlere malum olsun.
“SİZİNLE AYNI DİNİ VE MESLEĞİ PAYLAŞTIĞIM İÇİN UTANIYORUM”
Betül Alpay Kocabıyık (Avukat): 26 yaşındayım. 2018 yılından beri aktif olarak avukatlık görevini icra ediyorum. 1 Kasım 2017 tarihinde babam ve benim hakkımda çıkarılmış bir gözaltı kararını öğrendim. 2 Kasım 2017’de Muğla Emniyeti’ne teslim oldum. Teslim olduğum anda polisler bana ‘eğer sen gelmeseydin babanı alacaktık’ dediler. Bu şekilde beni babamla tehdit etmiş oldular. Sulh ceza hakimliğinden benim tutuklanma, babamın da serbest bırakılma kararı çıktı. Tutuklandıktan sonra Muğla E Tipi Cezaevine gönderildim. İlk başta beni 2 kadın ve 4-5 erkek gardiyan karşıladı.
Beni bir odaya aldılar. İki kadın gardiyan üzerimdeki kıyafetleri çıkarmamı söylediler. Ben üzerimde üst ve alt iç çamaşırı kalacak şekilde çıkardım. En son alt iç çamaşırımı da çıkarmam gerektiğini söylediler. Bu o gün benim duyduğum en kötü cümleydi sanırım. Tutuklandığımda yalnızca ailem üzüldüğü için üzülmüştüm ama bunu söylediklerinde gerçekten gözlerim doldu ilk defa. Ve mecburen onların dediklerini yapmak zorunda kaldım. Alt iç çamaşırımı çıkartıp 3 kere çök kalk yaptım.
Daha sonra bayan gardiyanlardan biri altımda hiçbir şey yokken eldivenli bir şekilde atletimin içinde ellerini sokarak vücuduma dokundu. Daha sonrasında ben başörtümü bağladım. Üzerime bir hastane önlüğü giydirdiler. Bir atlet, bir iç çamaşırı ve üzerimde kısa bir hastane önlüğüyle tekrardan X-raylerin olduğu bölüme getirildim. 4-5 erkek gardiyanın içerisinden X-ray’den geçirildim. O kısımda benim için oldukça üzücüydü. Çıplak arama yoktur diyen Özlem Zengin’e sesleniyorum. Çıplak aramaya maruz kalan binlerce kadından biriyim. Eğer 2 Kasım 2017’de Muğla E Tipi Kapalı İnfaz Kurumu’nun kamera kayıtlarını inceleyebilirseniz 4-5 gardiyanın içinde bacaklarım çıplak şekilde X-ray’den geçtiğimi görebilirsiniz.”
“BU VİDEOYU ÇEKERKEN ÇOK ZORLANDIM”
Tuba Özdemir (edebiyat öğretmeni): Günlerdir sosyal medyada gündem olan ve çıplak arma işkencesine maruz bırakılan insanlardan biriyim. 16 Ağustos 2019’da Şırnak’ın Cizre ilçesinde gözaltına alındım. Bir gün nezarethanede kaldım. Orada bir bayan polis, 4 erkek polisin önünde zorla başımdaki eşarbımı hatta tokayı dahi aldı. Ve ben o gün akşam namazımı dahi kılamamıştım.
Benim ağlayışlarım nöbetçi erkek polislerin rikkatine dokunmuş olacak ki, gecenin bir vakti eşarbımı getirip bana uzattı. ‘Buyrun hocam namazını kılın, biraz rahatlayın’ dedi bana. Sabah olunca Şırnak Kapalı Cezaevine götürüldüm. Orada mahkum kabulde işlemlerim yapıldıktan sonra beni bir odaya aldılar. Bayan gardiyan bütün kıyafetlerimi, alt-üst çamaşırlarımı çıkarmam gerektiğini ifade edince ben sinir krizi geçirdim.
‘Siz hiç mi Allah’tan korkmuyorsunuz’ diye diretince de ‘Siz dua edin bu ülkede şeriat yok’ diyerek aslında idam edilmemiz gerektiğini demeye getiriyordu. Bütün kıyafetlerimi çıkarmak zorunda kaldım. 3 defa otur kalk hareketleri yaptırdılar. O gün hayatımın en kötü günlerini yaşadığımı ifade edebilirim.
Bu videoyu çekerken çok zorlandım. Ama biliyorum ki utanması gereken bizler değiliz, bize bu zulümleri yapan, yaptıran ve hala meclis kürsülerinde Türkiye’de çıplak arama yoktur diyecek kadar vicdan yoksunu olan zihniyettir. Lütfen susmayalım. Bizler sustukça onlar cesaret alıyor ve zulüm artarak devam ediyor.”
“9 AYLIK HAMİLEYKEN ÇIPLAK ARANDIM, JANDARMALARIN YANINDA ÇOCUĞUMU EMZİRDİM”
Yasemin Baltacı (ev hanımı): “Çıplak aramaya maruz kalan binlerce kadından biriyim. 2018 yılının temmuz ayında tutuklanarak Tarsus Cezaevine gönderildim. 9 aylık hamileydim. Cezaevi girişinde lavaboya gidebilmek için jandarmadan izin istedim. Ben lavabodayken bayan gardiyan kapıyı yumrukladı. ‘Sana oraya girme hakkını kim verdi, söyle bana’ şeklinde. Hayatımda boyunca hiç bu kadar utanmamıştım. O kadar erkek jandarmanın içinde böyle bir muameleyle karşılaşıyorsunuz. Ama tabi son değildi bu.
Sonra çıplak aramadan geçtim. İç çamaşırıma kadar soydular. Otur kalk yaptırdılar. O an itiraz etmedim, her denileni yaptım. Çünkü böyle bir hakkımın olduğunu bilmiyordum. Eğer cezaevine düştüysem bu aramadan geçmek zorundayım herhalde diye düşünmüştüm. Doğuma da cezaevinden gittim. Doğum sonrasında bir hafta boyunca 3 erkek jandarmayla birlikte aynı odada kalmıştım.
Lohusaydım, yeni doğum yapmıştım. Şu an ifade etmekte güçlük çekiyorum ama bir lohusanın yaşayabileceği sıkıntılar, sorunlar… Bir de erkek jandarmalarla birlikte kalmak. Bebeğimi emziriyordum, yanımda jandarmalar vardı. Özlem hanım, maalesef ki keşke gerçek olmasaydı bunlar. Daha yaşadıklarımın birçoğunu söyleyemedim, ifade etmekte güçlük çekiyorum. söyleyemedim ama maalesef bu muamelelere maruz bırakıldım. Hepsi gerçek.”
“HİÇ BU KADAR YERİN DİBİNE GİRMEMİŞTİM”
Zekiye Ataç (ev hanımı): Maalesef ben de çıplak aranan kadınlardan biriyim. Söyletilen, dayatılan her şey maalesef bana da uygulandı. Ve hayatımda hiç bu kadar utanmamış, hiç bu kadar yerin dibine girmemiştim. Sadece ben değil, binlerce kadına, erkeklere de bu yapıldı. Çıplak arama diye bir mesele maalesef Türkiye’de var.
ÇIPLAK ARAMA YENİDEN NASIL GÜNDEME GELDİ?
Uşak Üniversitesi’nde okuyan 23’ü kız öğrenci ile 4’ü farklı mesleklerden 27 kadın, Cemaat soruşturmaları kapsamında 31 Ağustos 2020’de gözaltına alındı. Pandemi nedeniyle online derslere devam eden öğrenciler farklı illerden toplanıp Uşak’a getirildi. Uşak KOM, Uşak TEM ve çevredeki karakollara dağıtılan öğrencilerden bazılarına UŞAK KOM’da çıplak aramadan geçirildi. Öğrencilerle “özel mülakat” adı altında resmi olmayan, psikolojik baskının çok fazla olduğu görüşmeler yapıldı. Bir öğrenci bu sorgu sırasında 3 kez bayıldı, dışarı çıkarılıp hava aldırıldıktan sonra sorgusuna devam edildi.
Serbest bırakıldıktan 3 gün sonra bir kız öğrenci (kimliği güvenlik gerekçesi ile gizli tutuldu) Uşak KOM ve İzmir Bozyaka Karakolunda yaşadığı iki çıplak arama olayını ilk kez Bold Medya’ya anlattı. Kadın polisler tarafından 2 kez çıplak aramadan geçirilen öğrenci, iç çamaşırını dizine kadar indirdiklerini ve otur-kalk hareketi yaptırdıklarını söyledi. Sevinç Özarslan’a konuşan öğrencinin ifadeleri tam olarak şöyle:
“Arama yapılırken soyunduk. Üst tarafımda bady ve üst iç çamaşırı kaldı. Yani üst iç çamaşırımı kaldırıp sırtıma ve ön tarafıma baktılar. Sutyenimizi kaldırarak elle kontrol ettiler. Eldivenle yaptılar bunu. Saçıma baktılar. Toka, yüzük vs. demir, metal varsa aldılar. Altta pantolonu tamamen çıkarttırıyorlar. İç çamaşırınızı dizlerinize kadar indirip otur kalk yaptırdılar. Dokunma yok ama ben bodyyi biraz aşağı doğru indirip mahrem yerimizi kapattım ama bazı arkadaşlara ona bile müsaade etmediler. Evet, külodumuzu indirmek zorunda kaldık ve ayaktayken otur kalk pozisyonu yaptırdılar (derin bir nefes alıyor)… Sebebini bilmiyorum. Bunu herkese yapıyorlarmış. Uşak’ta da yaptılar. Ben belden aşağıyı body ile saklayabildim, beni görmediler diyebilirim ama o bile psikolojik olarak çok yoran ve kıracı bir durumdu.”
Bold Medya’nın duyurduğu olay daha sonra HDP Milletvekili ve insan hakları savunucu Ömer Faruk Gergerelioğlu tarafından gündeme getirildi. Euronews, Halk TV gibi basın kuruluşları, insan hakları örgütleri kız öğrencilerle görüşmek istedi. Ancak öğrenciler utandıkları, çekindikleri, en çok da korkutuldukları için daha fazla kimseyle görüşmek istemediklerini söyledi. Öğrenciler yaşadıkları travmayı hala atlatamadı. 4 ay sonra çıplak arama dayatması Türkiye’nin gündemine özellikle edebiyat dünyasındaki taciz olaylarının sosyal medyada ifşa edilmesiyle tekrar girdi. Ömer Faruk Gergerlioğlu, geçen hafta TBMM’de konuyu tekrar gündeme getirdi. Emre Kongar, Ayşe Hür, Bülent Şık, Barış Yarkadaş gibi isimlerin, kadın aktivistlerinin ve derneklerinin dikkatini çeken olay, AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’in Euronews’e önceki gün verdiği röportajla daha çok büyüdü.
Açıklamaları dikkat çeken Zengin, “Türkiye’de çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum, yok böyle bir şey. Zaten bu konuya İçişleri bakanımız genel kurulda cevap verdi. Bunu çok net söyleyeceğim, bu bir FETÖ yöntemidir. Ne münasebet, hem de bahsettiği kadınlar mütedeyyin kadınlar. Bütün hayatı kadın mücadelesi ile geçmiş bir insanım, böyle bir şeye müsaade edebilir miyiz biz? Bir kadının böyle aranmasına biz tahammül edebilir miyiz?” dedi. Sadece bunu demekle kalmadı. Cezaevlerinde, gözaltında ölen insanlar olduğu halde çıplak arama dayatmasını TBMM’de sık sık gündeme getiren HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu meclisi terörize etmekle suçladı. Türkiye’deki cezaevlerinin dünyayla kıyaslanamayacak ölçüde iyi olduğunu iddia etti. Olay çıplak aramaya maruz kalan mütedeyyin kadınların gerçek kimlikleriyle ortaya çıkmasıyla da da büyüdü, büyümeye devam ediyor.
Çıplak aramadan geçirilen avukat Betül Alpay Kabadayı’dan Özlem Zengin’e videolu cevap
medyabold